05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 EYLÜL1997 PAZAR . 8 PAZAR YAZILARI Buralarda akıl almaz politikacılar var...Türkiye'den döner dönmez bir kez daha şaşırttı beni 'buralardaki' politika anlayışı. Komşu Norveç'te parlamento seçimleri olmuştu. 165 sandalyeli 'Stortinget'te 65 sandalye almıştı sosyal demokrat Işçi Partisi; oylann da %35.l'ini. En yakın parti ile arasında 35 sandalye, %20 oy vardı. Adamlar ne yaptılar biliyor musunuz? Iktidardan inmeye ve yerlerini yeni bir hükümete bırakmaya karar verdiler! Çünkü bir önceki seçimlerde aldıklan oy oranmın %1.8 (yüzde bir onda sekiz) altına düşmüşlerdi! Işçi Partisi'nin lideri ve Başbakan Torbjörn Jagland. seçmenlerine, bir önceki seçimlerdeki oy oranını tutturamadıklannda hükümet kurma görevini başka bir lidere devretme sözû vermişti. Yani bu ülkede takıyye yoktu kısacası. Şimdi orta ve sağ partiler, seçimlerin ikinci büyük partisi aşın sağcılan bir kenara itip, aralannda üçüncü partinin degil, dördûncü partinin hükûmet kurmasında anlaştılar. Bunu da herkes kabul etti. Aşın sağcılan devre dışı tutmak için ana muhalefet partisi durumuna geçen sosyal demokratlann bu orta sağ koalisyonunu desteklemeleri gerekecek. Vallahi destekler adamlar! Kaç ülkede böyle bir şey görülûr, bilmiyorum. Arna hangi ülkede asla görülmeyeceğini, adım gibi biliyorum. Bir başka örnek tsveç'ten Parlamentodaki en genç ıkı (kadın) parlamenter gönüllü olarak yeni STOCKHOLM GÜRHAN UÇKAN dönemde adaylıklannı koymayacaklannı açıkladılar. Sol Parti'den Hanna Zetterberg ve Çevre Partisi'nden Elisa Abascal -ikisi de 24 yaşında- politik yaşamlannı parlamento dışında sürdürmeye karar verdiklerini açıkladılar. Gençler arasında işsizliğin %25'i geçtiği ülkede. parlamento yaşamının kendilerine uymadığına inanarak bu karan vermişlerdi. Elisa Abascal, "Toplumu değiştirnıek için en az parlamento içinde olduğu kadar ' dışında da çalışılabileceğini öğrendim" diyor. Hanna Zetterberg ise parlamenter olduğu zaman yalnızca 21 yaşındaydı. Astrid Lindgren'in "Haydut Kıa Ronja"adlı romanından beyazperdeye uygulanan fılminde Ronja rolüyle beğeni kazanmıştı. O ne diyor? "Parlamentoda dört yü daha hizmet etmek istemiyorum. Ağır ve bol stresli bir iş miIletvekilliğL'" Sonra^ ne yapacağını ise şöyle açıklıyor: "Oğrenip görüp, yeni şeykrte ilgileneceğim.'' Işte bu kadar... 31 yaşındaki sosyal demokrat parlamenter Jörgen Persson, ilk kez baba olduğu için gelecek yıldaki genel seçimlerde adaylığını koymayacak. "Aile hayaûm ile parlamentodaki rolüm arasındaki dengeyi gözden geçirdim. llki ağır basü" diyor. Bu ülke kansı/kocası işsiz bakanlar gördü; vergi yükünü kaldıramayacağından kaygılandığı için şehir merkezindeki başbakanlık konağına taşınmayan başbakan gördü. Belki de geldikleri yere tutkalla yapışmak istemeyen insanlann en ortak yanı, kendilerine verdikleri değerdir diye düşünüyorum. Kendisine saygısı olan kişi, çıkar dünyasıyla göbekbağıyla bağlı olmuyor. Yanılıyorsam eğer, bilin ki buralarda gerektiğinden fazla yaşamış olduğumdandır. Adnan admda biri TORONTO ENGİN AŞKIN Usuma her şey gelirdi de 'Eşek Adnan'a Montreal Metrosunda rastlayacağımı usumun ucundan bile geçirmezdim. Dile kolay, 40 yıl geçmiştı aradan. 'Eşek Adnan'ı son anımsadığım yer Fenerbahçe Stadı olduğu ıçın. eskı mahalle arkadaşımın, heyula gibi önümde durması. ınanılacak bir görüntü değildi. Lisedeyken, öğrenci arkadaşlannın koyduğu ada, hiç de layık olmayan Adnan, daha sonraki yıllarda pilot olmuş, bilgisayar uzmanlığına yönelmiş ve ardından da simsarlıkta karar kılmıştı. K.adıköy'de. Bahariye'de o yıllar pürüzsüz güzelliğiyle ün yapan Candan adlı bir kızla evlenen Adnan'ın evliliği uzun sürmedi. Ufku geniş, duyarlı bir adam olan Adnan'ın, cazibeli ama boş kafalı Candan'la uyuşumu, zaten işin başmda bile olanaksız bir girişim sayılıyordu. Huysuzluğu yüzünden 'Cadaioz Candan' diye anılan eşim boşadıktan sonra, adeta havagazı gibi kayıplara kanştı Adnan. Kinu, Angola'da uçuculuk t yaptiğtnı, kimi de 'Ameıikan ..%-•« Rüyas'denen bencillik saynsı"^IB5fl!8e Teksas'a gittiğini söylüyordu. Türkiye'deki son gezimde, Adnan'la ilgili söylentiler doğrultusunda, onun Montreal'de yaşadığını öğrendim, ama bu söylentıyı doğrulayacak hiçbir kanıt yoktu. Metronun caddeye çıkış platformunda burnumun ucuna dikiliveren Adnan, kollanyla beni sımsıkı kucakladı. Banşçıl yüzü, kûl rengi saçlan, eksilmez gülümseyişiyle pek değişmemiş göründü bana. Yıllann özlemiyle öpüşürken çevredeki bireyler yadırgayıcı bakışlar attılar Bir dizı 'ulan'lı bağırtının ardından bir pastaneye girip saatlerce konuştuk.Okiılda, neredeyse kendisine göbek adı olan 'eşek' sözcüğünün kimliğiyle ilgisi olmadığıru biliyordum, ama bu adın bir taşlama ile bağlantılı olduğunu anımsattı Adnan: "Şol kadar eşşektir ki balâsındaki tecdidinin Alet-i tinıara benzer layuat «tinrianı var"Ekin dersinde ödev olarak derlediği bir yazıda, büyük hiciv ozanı Eşref in şiirlerini, ilginç Türkçeleriyle tarumlayan ve öğretmenden kocaman aferinler aldıktan sonra, herkesin 'eşek' diye anmaya başladığı Adnan, "Bu ad bana döğme gibi yaptşü" diyordu. Şiirdeki, " Ş " harfînin çıkardığı ses uzatmasının, tımar fırçasındaki kıllar kadar çok olduğunu vurgulayan dizeler, çok kınanan ve 'eşşşşşşşekliğiyle' ün yapmış ünlü bir Osmanlı valisi için söylenmişti. 10 yıldır evli olduğu Kanadalı eşiyle, 'Greenpeace' adlı çevresel konıma örgütünde çalışıyordu. Çocuksuz bir yaşamı olan eşiyle çok mutlu olduğunu tekrarladı hep. Bir ara "Anılar çağuıa gu-dik" diye mınldandı. "Bir gün Kadıköy'e gkleceğün, Fenerbahçe Stadı'nda Cihad'lan, Lefter'leri, Murad'lan, Kiiçük Fıkret'leri arayacağun'' diyordu. "Vakit kalırsa, o eski İstanbul'u ara\acağım. o büyûkr kentinin adresini soracağun»" SlSkdlor VÜTlStl ^ n y * ! 0 ^ 1 erkeğin seçildîğt Mr. Unherse yanşmalanyla dalga geçmek kin •^ * gerçekleştirilen Mr. Puniverse yanşmasını sıskalığryla 63 kg ağırhğındaki In- gfliz asdh mühendis Steve Birkby kazandı. Yeni Zeianda'dayapdan yanşmayı kazamnktan sonraefinde bir kü- reyie poz veren Birkby, bu unvana ulaşabilmek için 7 rakibini safdışı etti. Japonlar'a üç günde Almanya STUTTCART AHMET ARPAD Once Japon kapitali ^eldi Almanya'ya. Almanya'nrn ileri görüşlü. çekik gözlü ışadamlan Alman ekonomik yaşamına ilk adımlannı 70'li yıllarda attılar. Kendilerine "merkez-üs" yaptıklan Düsseldorf'tan tüm Almanya"yı ele geçirdiler. Yirmi yıl sonra fotoğraf makinesi - elektronik - bilgisayar pazan Japonlar'ın elinde. Almanya otobanlan yüzbinlerce "Made in Japan" aracı dolu. Sonra sanat, kültür ve müzikle de ilgilendiler. Tarihi eşya ve tablo açık arttırmalannda en yüksek fıyatı verenler onlar. Ülkenin ünlü klasik müzik toplulukları, örneğın büyük filarmoni orkestralan, Japon müzisyen dolu. Konser. opera ve operetlerde en pahalı koltuklarda oturan izleyici ve dinleyiciler yine onlar. Tüm yılı acunasız bir tempoda geçiren "endüstri köJesi" Japon çalışanı, 15-20 günden fazla izne çıkamaz. Yabancı ülkelere oldukça meraklı bu insanlar, kısa tatillennde çok yer görmek zorundadır. Avnıpa kültürünün beşiği kabul ettiği Almanya'nın ortaçağ kentlerini görmemenin bir kültür eksikliği olacağına inanan yüz binlerce Japon, özellikle Güney Almanya'ya akın eder. Bugün Türkiye'nin Ayasofya'smda, Göreme'sinde. a Nemrut''unda. elinde ' "Made in Japan" makinesi fotoğraf çeken ada-ülke turistine yann Kahire'nin Gizeh piramitlerinde, Kudüs'ün Ağlama Duvan'nda, Paris'in Çhamps-Elyesee'sinde, Londra'nın Buckingham'ında, Roma'nın Colossium'unda, Atina'nın Akropolis'üıde de rastlayabilirsiniz. Japonlar grup yolculuğunu sever. Bavullan tek marka ve tek modeldir. Aynı anda aynı şeyin fotoğrafinı bir arada çekerler. Rehberlerinin peşinı bırakmaz, onun her dediğini yaparlar. -Kullanımı kolay" Japon tunsti, sadece Japonca konuşur. Otobüslerle yaptıklan Almanya turunu 3 günde bitirirler. 12 saatlik uçak yolculuğundan sonra geldikleri Frankfurt'ta az bir uykunun ardından hemen yola koyulurlar. Rüdesheim'da şarap. Ren Nehri'nde yanm saatlik gemi turu, Cafe Rheingold'da öğle yemeği, Heidelberg'de saray gezisi ve guguklu saat alımı birinci günün programıdır. Ertesi gün Stuttgart'ın Mercedes müzesi, Rothenburg'un ortaçağ sokak ve evleri, Münih'in Hofbrau bırahanesi ziyaret edilir. "ÇüguT kral Ludwig'in Alp Dağlan yamaçlanndaki Neuschwanstein kule- sarayı, Salzburg'un elmalı pastası. şinn sokaklan ve festival "Jedermann" katedrali üçüncü günün programındadır. Viyana konaklaması ve kent turu ile Japonlar'ın "Avrupa çıkarmasT sona erer. Ekspres turlarda tüm program dakikası dakikasına ve büyük bir disiplin içinde uygulanır. Rehber sürekli saatine bakar, şoför hep gaza basar. Turun temposu baş -Bötıdürücüdür. Günün blrinde Münih'in ünlü Marien alanında "burası Stuttgart mı Heidelberg mi" diye soran bıri karşuııza çıkarsa, hiç şaşırmayın. Bilin ki o bir Japon turistidir. Paris'te insanlar sonbaharda dökülen yapraklar misaliYaprak dökümü başladı Fransız başkentinde. Hele şu son günlerde çocuk bahçelerinde, parklarda. renkleri yanık yapraklar yavaşça süzülüp, adeta inişe geçmeye hazırlanan uçaklan andınyor. Böylesıne bir ortam içinde, sağda solda. sarmaş dolaş sevgilıler ortaya çıkıyor. Fakat sadece onlar mı kaptınyor kendilerini güz mevsıminin etkisine? Maalesef, çeşitlı nedenlerle, bakışlan uzağı tararcasına. kendilerini bu dünyadan ayırmaya hazırlananlar da var. Her 40 dakikada bir intihar olayı gerçekleşiyor Fransa'da. Ciddi bir durum bu. Hem de, intihar sayısı tırmanışa geçerken. Bakın bunlara: 150 bin intihar girişimi, 12 bin ölü. 1976 yılmda ise yaşamını 8 bin kişi yitirmiş. Ancak hepsi bundan ibaret değil. Günümüzün acımasız hayat koşullannda aramak gerek sözü geçen durumu. 1991 ile 1994 arasında, özellikle gençler arasında artış kaydetti intihar olaylan. Bununla birlikte, yaklaşık yansına ulaşıyor global durumdaki yaşlılar. Şimdi. birileri sorsa, intihar olayı nereden kaynaklanıyor diye, sizin yanıtınız ne olacaktır acaba. Bildiğim ve anladığım kadanyla, kendimizi bir uygarlık sorunuyla karşı karşıya bulduğumuzdur. Avrupa'nın çoğu yerinde yaşlılar, "aman!" diyecek vakit bulamadan kendilerini huzurevinde buluveriyor... Işte, bir ailenin bağı, bir yandan 'yaşblar', öte taraftan da 'gençler' olmak üzere ikiye bölünmüştür bile! Bütün bunlann yanı sıra, gençler arasındaki başhca intihar nedeni, 25-34 yaşlan arasında ilk sırayı tutarken, ikinci PARIS MİŞEL PERLMAN durumdakiler 15-24 grubunu oluşturuyor. Bütün bunlann yanı sıra gündemdeki yerini koruyan bir işlev de, intihar girişimine bağlı tedavi. Kimi uzmanlann görüşü, öngörme etkenlerindeki yetersizlik. Bir başka deyişle, intihara ilişkin tedavi servislerinin gerektiği kadar intihar 'adayı'na iletilmemesi. Örneğin, acil psikiyatri olaylannda, hayatına son vermeyi kararlaşürmış kişilerin başka bir servise yerleştirilmesi görülmemiş değil. Aynca, sürekli olarak psikiyatri kliniğine bağlı olanlar da pek çekici olmuyor. Ömeğin, bu tür hastalann çoğu zaman, iyi hazırlanmamış acil servislere teslim edildiği de belirtiliyor. Oysa intihara yeniden grrişimde bulunmuşlann oranı yüzde 30-40 arasını buluyor. Böyle bir ortam içinde çeşitli 'febefi' örgütler de bu çevreye müdahale etmek isteğinde. Aslında durum daha da duyarlı. Sponsor olarak gösterilen çeşitli örgütlerin birkaç ay önce düzenlediği bir toplantı. kimilerince 'tarikat' şeklinde tanımlanınca söz konusu toplantı da bir fıyaskoya dönüştü. Bu aşamada, toplantılarla forumlara katılan bazı üniversite öğretim üyeleri, aldatıldıklannı öne sürerek konferans dizisinden aynlmayı kararlaştırdı. Aynca. 'tntihan İrdeleme ve Müdahale Merkezi' (CRIS) Başkanı Gary Benamozig, olayın kendilerini şaşırttığını ve şimdi 'her şeyin açık ve şeflaf olduğunu' öne sürerek, "Bizlere karşı çıkanlar bilimsel çevrelerdeld insanlardır ve doktor ohnadığımız için bizleri engenemektedirler''diye konuştu. ilgili forumda. 'Sağhk ve Tıbbi Araştırmalar Ulusal Enstitüsü' (1NSERM), intihar girişiminde buhnunuş kişilerin, uzmanlann bulunmadığı servislere yerieştirikliğine işaret edip durumu eleştirdi. İntihara pavdos* demek, oldukça zor bir mücadeleyi gerektiriyor. Yazarlık Seminerlerimize Çağrı Eğer, "aslolan söz değil, yazıdır" diyorsanız... ve yazının gucüne olan inancınız tamsa... o zaman. zahmetli bir yoldan yürümeye karar vermişsiniz demektir. Bu zor, sürprizlerle dolu ama zevkli uğraşınızda sizin yanınızda olabiliriz. 8 Ekım - 5 Arahk 1997 tarihleri arasında düzenleyeceğimiz seminerler boyunca çeşitli konu ve metınler uzennde yapılacak çalışmalarla. "yazı" dünyasında yeni ufuklara birlikte Uerleyeceğiz. Başvuru tarihi 26 Eylül 1997 Cuma günü sona erecek olan seminerlerle ilgili daha geniş bilgiyi Vakfımızdan edinebilirsiniz. um:ag UĞUR MUMCU ARAŞTIRMACIGAZETECIÜK VAKFI ATATÜRK BULVAR1 1216 BAKANLIKLAR ANKARA TEL (0 312) 417 77 20 -417 47 62 * * * Dört me\ r sim boyunca en iyi hizmeti ve- ren Myndos Otel'de huzurlu ve sıcak bir ortamda misafir olabilirsiniz. Tesisimizde 2 yüzme ha\oızu. 4 bar, te- nis kortu.toplantı salonu, merkezi ısıtma, dört mevsim çiçeklerle bezenmiş geniş iç bahçe ve aynca klimalı ve çok özel 'Villa Myndos' odalan mevcuttur. Mindos Caddesi. No: 1 Tel: 0252 316 30 80 (81 48400 BODRL'M 0252 316 25 91 Faks: 0252 316 52 52 İNTERNET ADRESİ: http://www.hotelmyndos.com.tr. e-MAIL: myndos(a hotelmyndos com.tr. tSTANBUL ERKEK LİSESt KURSLARI 4,5,6.7,8,SINIFLAR İÇÎN YETİŞTIRME ve HA2IRLAMA, 4,5,ve HAZIRLIK SINIFLARI İÇİN ÎNGtLlZCE - ALMANCA KURSLARIMIZIN KAYITLARI BAŞLAİVDŞTIR. BtLGÎ ÎÇtN İSTANBUL LlSESl KORUMA DERNEĞ1 Istanbul Lisesi Tel:0212 514 15 70/4 Istanbul Lisesi Koruma Demeği Tel:0212 527 01 52 BASIN KURULUŞUNA SflTlŞ flfMAIİ ARAİİYOR • Üniversite istatıstik / Pazariama Bölümü veya AÖF öğrenasi, • Seyahate engel hali olmayan, • Tercıhen Excel / Word kullanabilen, • lletişimde başanlı. Adaylann mesaı günlerinde saat 10.00-12.00 arası aşağıdaki adrese şahsen başvuaılan rica olunur. Tûrkocağı Caddesi 39-41 Cağaloğlu/İSTANBUL TAPVakfi "CtNSEL SAĞLIK EĞİTİMİ" Seminerlerinde GÜVENLİ ClNSELLtK, ClNSEL YOLLA BUL AŞAN HASTALKLAR ve AIDS'i öğrenebilirsiniz. 1. Seminer: 23-24 Eylül 2. Seminer: 14-15 Ekim 3. Seminer: 11-12 Kasım 4. Seminer: 25-26 Kasım Yaşınız, 17-24 arasında ise bizi arayın. Seminerlerden birine kayıt olun! Başvuru telefonları: 0 212 257 79 41 /42 Faks: 0 212 257 79 43 Seminerler ücretsizdir. Türkiye Aile Saalığı ve Planlaması Vakfi Eleman arıyor Teb (0212) 293 66 38 Beyoğlu BÜLENT ECEVİT: "FEODAL YAPI KALKARSA DEMOKRASt GELİR!" GÜNEYDOĞUDA YENİ BİR ÇAĞ IVII MEDYADA SUÇ-RATING ILİŞKİSİ DENİZ BAYKAL: "CHP'NİN YAPISINI DEĞİŞTİRDİM" DİSK, RIDVAN BUDAK'LA 'SON DEFA' İŞTANBULA ÜÇÜNCÜ KÖPRÜ MÜ, TÜP GEÇİT Mİ? • BAŞBAĞLAR DA YARALAR SARILIYOR • GREENPEACE. AKDENEDE GUNES CAĞINI BAŞUTIYOR • DUNYANIZi KARAHTAN HASTAUK MENIERE SENDROMU • MOBUTUYU TARIH AFFETMEYECEK' • ISKOÇ HALKI. PARLAMENTOSUNA 290 YIL SONRA KAVUŞTU .KEMER GOLF&COUNTRY CLUBDA HORSE SHOVV 97 • ANKARA KULISI VE MUSA KART1N ÇIZGILERI Nolcta Dergisi, internet Web Adresi:http: w»».med>ate\t com nokta Nokta Dergisi. E-Mafl Adresi: iK.kufainwl.aleM.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle