05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 EYLÜL1997 PAZAR OLAYIAR VE GORUŞLER w ^ Atatürk'üiı Bir Uyansı MEHMET ALDAN Emekn E ski Başbakanlardan Fethi (Okyar) tarafindan lcuru- lan Serbest Cumhunyet Fırkası'nın, dinsel duygu- lan kötüye kullandığı ge- rekçesıyle kapatılmasın- dan sonra. Atatürk bir yurt gezisine çık- mış, bu arada 3 Şubat 1931 tarihinde Ay- dın'a da uğrarruştır. Coşkuyla karşılanan Gazi Paşa, önce Belediye'yi ziyaret etmış, daha sotıra Türkocağf na gitmiştır. Merkezı bir ko- numda olan TürkocağVnın ginş katında- ki kahvehane. kalabalıklığıyla dıkkatini çektiğinden doğruca oraya yönelmıştir. Herkes ayağa kalkmış, saygı gösterisın- de bulunmuştur. Masalann hemen hep- sinde kâğıt oyunu oynanmaktadır. Önde- kı bir masaya yaklaşarak sormuş: - Ne oynuyorsunuz? - İskambil Paşam. - Buna poker derler. - Evet Paşam. -Ka\"ı kaç para? - Kahvesıne oynuyoruz Paşam. - Dünyanın hiçbir yerinde kahvesine poker oynanmaz! Bu konuşmadan sonra, masadaki eski rakamlann yazılı oldugu kartelayı göste- rerek: "Niçinhâlâyenirakamlankııllan- mıyorsunıız?" diye sormuştur. Herkes suskundur, önüne bakmaktadır. TQrkocağı"na girdiği zaman Gazi Pa- şa'nın düşünceli olduğu gözlenmektedır. Feyzi Germen'in başkanlığındaki yöne- tim kurulu üyeleriyle tanıştıktan ve az önce kahvehanede karşılaştığı manzara- ya değindikten sonra kendilerine, şehir Vali - ADD~Kurueu Cyesi ve köyler nûfusunun ne kadar olduğunu, buralaıdaki çalışmalann ne dûzeylerde bulunduğunu sormuştur. Venlen yanıtlar, O"nu doyurmamış. sorusunu bıraz daha açmıştır: - Köylere gidiyor musunuz? tnkılâp için neler yapıyorsunuz? Sağlık, kültür ve ekonomi alanlannda, köylüyû aydın- latmak için programlanmış çalışmalan- nız var mıdır? Bu sorulara yanıt olarak yönetim kurulu üyelerinden bıri: - Paramız yok. taşıt aracımız yok Pa- şam, köylere gidemiyoruz, deyince O'nun biraz kırgınlık, biraz kızgınlıkla verdiği yanıt şöyle olmuştur: - Siz gidemiyorsunuz ama, bir sürü yo- baz, şeyh mûridi, ayağına çanğı çektıği gıbi. sırtmda torbasıyla karanfilyağı vs. satacağım diye, inkılâbı köstekleyen ya- yınlarla köylen adım adım dolaşmakta- dırlar. Sizin ise bu uğurda en küçük bir tedbiriniz ve hareketiniz yok!.. Ertesi gü- nü Türkocağı Baş.kanı ve Yönetim Ku- rulu üyeleri ıstifa etmiş, yeni kurul işba- şma gelmiştır. Sözü edilen kahvehane de, Aydın'm ilk kütüphanesi olmuştur. (*) • 1913 yılında kurulan \ e Türklük bilin- cini güçlendirerek 1932 yılına kadar ba- şanlı çalışmalanru sürdüren Türkocakla- n, artık işlevlerini tamamlarruş, toplu- mun gerisinde kalmış, tutucu bir yol iz- lemeye başlamıştir. Yeni bir yapılanma zorunlu olmuştur. 1932 yılında kurulan Halkevieri Gend Başkanlığı'mn amacı, halkı eğitmek, Atatürk llkeleri ve Devrimleri konusun- da aydınlatıp bilinçlendirmek, toplum kesimleri arasında kaynaşmayı sağla- mak. ulusal duyguyu ve kalkmma isten- cini güçlendirmek, ıyi insan ve iyi vatan- daş ohnanın ortamım hazırlamaktı. Hal- kevkrini Halkınevi yapmakrj. Böylece Atatürk'ün ülkü edındiği Halk Devleti. Halkın Devleti gerçekleşmiş olacaktı. Halkevieri 1952 yılında Demokrat Parti iktidanncakapatıldığı zaman. ama- cı doğrultusunda bir hayli yol almıştı. Bi- ri Londra"da olmak üzere 63 ilde 477 Halkevi, 4332 Halkodası çalışır durum- daydı. Halkevlerinde 330 kitaplık. halka. özellikle gençlere hızmet sunmaktaydı. Halkevieri ve Halkodalannın kentfer- de başanlı çalışmalaryaptıklan söylene- bilirse de Köycülük K.ollan'mn kırsal bölgelerde sistemlı ve sürekli bir etkin- lik gösterdıklerini ileri sürmek olanak dı- şıdır. Bu kollann çalışmalan gösterme- lik olmaktan ilen geçememiştir. Halkevlerinin bıraktığı boşluğu dol- durmak üzere, 1960 yılından sonra bir- takım kurum ve kuruluşlar gerçekleşti- rilmiş ise de, artık eski çalışma olanak- lanna ve coşkusuna kavuşmak mümkün olmamıştır. Bu dönemde ülke, aşın sağ ve sol kesımlerin kanlı çatışmalanna sah- ne olmuş, sağcı kesimin devlet katında desteklendiğine tanık olunmuştur. • Sonraki yıllarda sivil toplum ve de- mokratik kitle örgütleri varlıklannı kanıt- lamış; çalışmalannı, kişi doğal hak ve özgürlüklerinin. hukuka bağlı devlet fik- rinin gerçekleştirilmesi üzerinde yoğun- laştırmışlardır. Çağdışı, şeriatçı ve ayn- lıkçı güçlerle savaşımı amaç edinmişler- dir. Ne var ki. içten ve dıştan sınırsız ak- çalı olanaklarla desteklenen, yasal olan ve olmayan örgütleriyle güçlerinin üs- tünde bir görüntü yaratan yobaz takımı, etkinliklerini giderek arttırmıştır. Orta- nın sağındaki ve solundaki siyasal partili- derterinin aymazlıklan yüzünden, bir ara iktidar otaıa becerisini bile göstermişler- dir. Ancak, her alanda akla ve bılime ay- kın tutumlanyla gerçek yüzleri ve yön- leri kısa zamanda otaya çıkan Hacı-Ba- cı ikilisi, kendi kazdıklan kuyuya düş- müşler ve iktidardan uzaklaşmışlardır. • ANASOL-D hükümetinin işbaşına gelmesi, toplumda karabasanlı bir gece- nin sonunda duyulan esenliği (ferahlığı) yaratmış; bunda, 28 Şubat tarihinden be- ri gündemden düşmeyen 8 yıBık kesinti- siz zorunlu eğitim konusunun ele almıp yasalaştınlması da etkili olmuştur. Bununla birlikte, TBMM Genel Kuru- lu'nda, yasa tasansından çıkanlan 4. madde hükmünün, Kuran Kurslan Yö- netmeliği'nde yapılan bir değişiklikle, yeniden düzenlenerek kişilerin istemle- ri üzerine, "Kııran'ı Kerim'i ve meâKni öğrenebilmeleri ve dini bügüerini getişti- rebilmeleri amacıyla kurslardüzenleme" yetkısınin Diyanet Işleri BaşkanlığYna bırakıldığının yinelenmesi ve kurslara devam için ilköğretimin 5. sınıfinın ta- mamlanmış olmasının yeterli sayılması. bazı haklı eleştirilere yol açmıştır. Bu arada, imam-hatip ortaokullanyla birlik- te, meslek ortaokullannın, yabancı dilde eğitim veren ortaokullann da kapatılma- sının ülke gerçekleriyle bağdaşmadığı; yönetmelikle yapılan değişikliklerin, Öğretimin Birleştirilmesı Yasası'na aykı- n düştüğü ve bütün ek düzenlemelerin. 8 Yıllık Kesintisiz Zorunlu Eğitime kar- şılık, gerici kesimlere verilen birer ödün niteliği taşıdığı ileri sürülmüştür. Aynı zaman dilimi içinde. Başba- kan'm Dinar'da halka karşı yaptığı ko- nuşmasında: "Siyaseti Allah nzası için yapıyonız!" demesi de çok düşündürücü bulunmuştur. Bugün de özellikle sivil toplum ve de- mokratik kitle örgütlerine. basınımıza önemli görevler düşmektedir. Gerici ve bölücü çabalan etkisiz bırakma; laik, de- mokratik ve sosyal hukuk devletini sa- hiplenme bu görevlerin başmda gelmek- tedir. Bu bağlamda, genel bir bilinçlen- meyi ve dayanışmayı sağlaması yönün- den, "Sûrekli avdıntık için bir dakika ka- ranhk" eyleminin başanlı olduğu ve ge- lecek için umut verdiği söz götürmez. Bu başanda, başının ve görsel yayının rolünü önemle belirtmek gerekir. Atatürkçü Düşünce'yi savunanlann, din yobazlannın, bozguncu ve aynlıkçı- lann. halka inrne yöntemlerini iyi tanı- malan, ona göre önlem almalan; özellik- le kentlerin kıyı mahallelerinde ve kırsal bölgelerde, sistemli ve sürekli, uyancı, aydınlatıcı ve yardımcı etkinliklerde bu- lunmalan, artık olaylara seyirci olmak- tan kurtulmalan kaçınılmazdır. Ancak o zaman, eşsiz Atatürk'ün 1931 yılında Aydın Türkocafı'nda yaptığı uyanya uy- muş, O'na yakışır (layık) olduğurnuzu göstermiş oluruz. (*) Aydın Valiliği, Atatürk Aydın'da. Kannca Matbaacılık, Izmir 1981. Mehmet Önder. Atatürk'ün Yurt Ge- zfleri, Işbank Kültür Yayınlan, Tisa Mat- baacılık, Ankara 1975. Bir Lise Edebiyat Kitabı Prof. Dr. TALAT TEKİN B ilmem biliyor musunuz, lıse edebiyat kitaplan bir süredir MEB Talim ve Terbiye Kurulu ile Gazi Üniversitesi arasında yapılan bir anlaşma gereği, bu üniversite öğretım üye ve yardım- cılanndan oluşan bir komisyon, "Edebiyat Kitaplan Hazuiama Komisyonu" tarafin- dan hazırlanıyor ve bunlar hemen ders kitabı olarak kabul ediliyor! Bu komisyon, kaç kişiden oluşuyor dersiniz? Sıkı durun, evet stkı durun, bu komisyon tam 41 kişiden oluşuyor! Eh, bunca kalabalık bir komisyon tarafindan ha- zırlanan ders kitaplannın, doğal olarak hiç yanlış- sız olması gerekmez mi! Gerekir elbette. Ama ge- lin görün ki durum hiç de böyle değıldir. Lise ede- biyat öğretmenlerince "Komisyx)n kitaplan" diye anılan bu kitaplar. apaçık bilgi ve metin yanlışlan ile doludur. Bu yazıda lise ıkincı sınıf ders kitabın- daki yanhşlann,birkaçına değinnıek ve Ugililen uyarmak istiyorum. Bu kitapta Yenisey yazıtlannın Milattan sonra 1. ve 2. yüzyıllarda yazıldığı ileri sürülüyor (s. 36). Bu bilgi tümüyle yanlıştır; çünkü Yenisey yazıtlannın dili 8. yüzyıldan kalma Orhon yazıtlannın dilinden daha eski değil, daha yenidir. Bu nedenle Yenisey yazıtlan 8. yüzyıldan daha önce değil, daha sonra yazılmıştır! Kitapta Orhon yazıtlanndan söz edilirken "Bu ki- tabeter Danimarkab araşOrmacı Thomsen tarafin- dan 1922'deyayunlanmıştır'' deniliyor (s. 39). Bu da yanlıştır; çünkü Thomsen'in kitabı. 1886'dayayım- lanmıştır! Fin destanı Kalevala"dan alınan parçanın sonunda Fince için şöyle deniliyor: "Bu yan dilinin tarihi araşönlınca Türkçe ile aynı yazı dili ailesinden olduğu anlaşıldı" (s. 41). Bu da bü>ük bır yanlıştır; Fıncenın (ve Macarcanın!) Türkçe ile hiçbir akra- balığı yoktur! Kitaptaki bilgi yanlışlan böylece sürüp gidiyor. Metin yanlışlanna gelince, bunlar da sayılamayacak kadar çok. Orneğin. Manas destanından alınmış 8 dizelik Kırgızca parçada "tasrak" anlamındaki bi- ye sözcüğü bie{\),paygambar sözcüğü Türkçe'de- ki gibipeygamber, uzun 'aylı baatır "bahadır'' söz- cüğü batır, "korkan" anlamındaki korkkon sözcü- ğü de korkkan diye yazılmıştır (s. 50). Manas kah- ramanlanndan Almambet'in adı da yanlış olarak hep Alman-bet yazılmış! 99. sayfada Çağatay şairi Nevai'nin Yârdın ayru köngül mülkî durur sultânı yok dizesi ile başlayan ünlü gazeli var. Kırgızca 8 dizelik bir metni yaza- mayan 41 kişilik komisyon, bu Çağatayca gazeli acaba doğru dürüst yazabilmiş midir? Elbette ki ya- zamamıştır. Bu gazelin hemen her beytinde en az birkaç metin yanlışı var! Örneğin ilk dize Yârdın ay- ru köngül mülkü durur kim sultânı yok biçiminde yanlış yazılmıştır: mülkü sözcüğü müM "birülke" olacaktır, kim sözcüğü de fazladır, atılacaktır! Çün- kü gazelin ölçüsü 3 fâilatün 1 fâilün'dür! Ikinci di- zedekı cismi sözcüğü de cismî "bir vücut" olacak- tır! tkinci beyitte de şu yanlışlar var: İlk dizedeki nî sözcüğü ne olacak, ikinci ve üçüncü beyitlerdeki toprak sözcüğü tofrak, ikinci beyitteki diktür söz- cüğü de kibi dur "gibidir" olacaktır! Oçüncü ve dör- düncü beyitlerdeki gice sözcüğü keçe "gece", dik- tür sözcüğü dek dur "gibidir, dördüncü beyitteki zulmetidir sözcüğü zulmefnRfl "«f'ifcranulttn'V beşinci beyitteki pulmeti sözcüğü :ulmetî"bir karan- uk", düzehidür sözçüg&tiûzehî dur "ftircchennem- dir", yanda sözcüğü yanıda "yanında", altıncı be- yitteki düzehi sözcüğü dûzehî "cehennemHk", hu- mâridür sözcüğü humâri dur "içki sonrası sersem- liğidir'', ki bağlacı kim, mestlik sözcüğü mastlık "sarhoşhık" yedinci beyitteki kısa /i/li likin sözcfi- ğü de lîkin "lakm" olacaktır. İşte, 7 beyitlik bu ga- zelde tarn 18 yanlış var! Gazi Üniversitesi öğretim üye ve yardımcılann- dan oluşan, başında da iki profesörün, Türk Dil Ku- rumu Başkanı Ahmet Bican Ercilasun ile Çanakka- le Üniversitesi Rektörü Abdurrahman GüzeTin bu- lunduğu 41 kişilik komisyonun hazırladığt (daha doğnısu hazırlayamadığı) bu kitap, görüldüğü gibi bilgi ve metin yanlışlanyla doludur. Ne dersiniz, bu yanlışlan görünce insanın "Kırk bir kere maşaDah!" diyesi gelmiyor mu? Şaka bir yana, MEB Talim ve Terbiye Kurulu yan- lışlarla dolu bu kitabı, 1993 'te ders kitabı olarak ka- bul etmiş ve o yıl "Devlet Kitabı" adı ile 500.000 adet basılmasına karar vermiştir! Bu durumda kitap- taki yanlışlardan yukanda adlan geçen iki "profe- sör*' kadar, bu komisjjonla anlaşma imzalayan, bu '' krtabf incelemeden ya'cia inceleyemeden hemen ka- bul eden ve yülardlr derskitabı olarak okutturan Ta- hm ve Terbiye Kurulu da sorumludur. Yeni Milli Eğitim Bakanf nın konuyla ilgilenmesini ve sorum- lular hakkında soruşturma açmasmı bekliyoruz. TARTIŞMA B ergama. siyanür. altın ve dıreniş... Birbinnden ba- ğımsız sözcükler > an ya- na getirildiğinde pek çok kişiye çok şey ifade et- mez. Ama Bergamahya, Kazak Yaylası'nı bilene çok şey söyler. Siyanür ve altını üniversite yıllann- da öğrendım. Organık kimya dersinden bildığım kadanyla hidrosiyanık asidin tuzuna siyanür deniyordu. Altın ise Au simgesıyle parlak san, yoğun, sudan et- kilenemeyen ve ticari değeri çok yük- sek bir metal olarak tanımlanıyordu. Al- tın sansı saçlar, altın gibi kalp altın kü- pü. altın yumurtlayan tav-uk, altın ayak- kabı. altın gol gibi tanımlamalan ise çok daha sonra öğrendim. Bergama: Bilinçli İnsanlar Ülkesi Bergama'nın direnen insanlan... In- sanonuru onlar için tanımlanmıştı san- ki. Bakırçay Havzası'mn mücadeleci, solgun yüzlü, renkli gözlü. inançlı ın- sanlannın dirençleri. kadınlan... Kara- çarşaflar altında üniversite mezunu hemcinslerine taş çıkaran Bakırçay ka- dınlan. Damarlan yüzeye çıkrruş krem yûzû görmemiş elleriyle duran erkeksi halleriyle direnen kadınlar. Nâzun'ın deyişiyle. bızim kadmlanmız. "Gâvu- ru buradan kavmadan seninle aym y&- tağayatmam"diyen kutsal kadınlar. Eli öpülesi kadınlar. Talimi yanda kesıp Bergama'nın köylerinde dolaştığım için mutluyum. Haklıhğına inanan ve direnen insanlar- la bir gün de olsa aynı kaden paylaştı- ğım, jandarma korkusunu yaşadığım için kendimi şanslı görüyorum. Yıl 1989. Bakırçay Havzası'mn ço- cuklanndan Sefa Taşkın Bergama'ya Belediye Başkanı seçilir. MeBh Cevdet Aydm'ın "Her halk tarihini kendi se- çer" sözünü benimsemiştir. "Bir kınk taş deyip geçme, sen Btrgamahsın; bu- nun değerini herkesten çok sen bitecek- sin" sözlerini ise iyice içine sindirmiş- tir. Ege'nin güzel kızııu koruyacaktır. Doğup büyüdüğü yerleri peşkeş çek- meyecektir sermayeye ve köylüleri uyarmaya ba^lar. Ama destek bulamaz. Yedi yıl uğraşır, sonunda köylülerona inanır. 17 köy bir yumruk olur. Tek bir damardan akar kanlar. Direnirler düze- nin kokuşmuşluklanna karşı. Devletin valileri, kaymakamlan, hâkimleri, or- man mühendisleri, tüccar profesörleri- ne karşı. Direnir de ne olur demeyin, ka- zanır elbet bir gün inanan bu işi için yir- mi milyon harcadığını söyleyen Çam- köy'den Süleyman Bektaş kazanacak- tır, inanıyorum. Bir kanş toprağı olma- yan mezar yapacak toprağı olmadığmı söyleyen Süleyman abı bir gün kazana- caktır. Verilen bilgilere göre Bergama Altın Madem'nde bir ton kayada en az 8 gram, en çok 23 gram altın bulunu- yor. Bu toprakta yaklaşık 75 ton altının varlığı biliniyor. Aylardır kamuoyunu meşgul eden Bergama'da siyanürle altın aranması binlerce kjşının sağhğını ilgilendiriyor. Çünkü maden yeri Bergama'ya 10 km, Ege Denizi'ne 18 km uzaklıkta. Ovacık, Narhca, Çamköy, Süleymanlı köyleri arasındaki 5 km yançaplı bölge mutlak tehlike altında. Muharrem İnce Fizik Öğretmeni PENCERE Kumdan Saray Artık tavsadı; ama bir zamanlar Latin Ameri- ka'nın askeri darbeleri pek ünlüydü. Rivayet olu-'. nur ki Patagonya'da General Alvarez operaya gi- dip locasına kurulmuş; ama perde kapandıktaru sonra oyunculan General Gomez kutlamış... Neden?.. Çünkü iki perde arasında darbe gerçekleşmiş, devlet başkanı değişmiş... Latin Amerika modeli askeri darbenin anlami neydi?.. Başkanlık sistemi işi kolaylaştınyordu., Halk, devlet başkanını seçiyor, başkan sarayına' yerleşiyor; ancak bir bölük asker başkanı tutukla-^ dı mı iştamam... Bu ülkelerdeki komprador burjuvazisi yabano şirketlere bağlandığından. silahlı kuvvetler de dev-. reye giriyorlar; bir general muz şirketine yakın, be- riki kauçuk şirketine, öteki general kahve şirketi-i ne... A) başına belayı, biri gidiyor, öteki geliyor, de-: mokrasi gelmiyor... • Bizde yaşanan üç askeri müdahale de Latin Amerika modeli üzerine olmadı; üçü de ayn telden. çaldı. Peki, bundan sonra ne olur?.. Geleceğe ancak falcı remil atar; buna karşın 1 içinde yaşadığımız toplumun dökümünü yapmak' kolaydır... Döküm nasıl?.. < Ekonomide tekelleşme... * Ve dışa bağımlılık... .-* Medyada kartel... i Ordu 800 bin kişi... J Polis 150 bin kişi... -> Korucu 90 bin kişi... Mafıozi 100 bin kişi... Nüfusun yüzde 20'si ulusal gelirin yûzde 50'si-. ni alıyor; geh kalan yüzde 80 arta kalanı paylaşn yor... Toplumun birucu Amerika'da, Ingiltere'de,-. Belçika'da, Hollanda'dayaşıyor, öteki ucu Pakis-. tan, Hindistan sefaletinde... 6 saatte bir cami yapılıyor ki 1.5 milyar nüfuslu Islam coğrafyasında rekor. Vergi hak getire!.. Devlet yüksek faizle zengin- den borç alıp kamu hizmetlerini görmeye çabalı- yor... 20 ytldan bu yana enflasyon yüzde 70... 10yıldan beri Güneydoğu ve Kuzey Irak'ta dü- şük yoğunluklu savaş... Ankara başkent... Istanbul dersaadet... Ekonomik düzende en büyük holdingler tefeci- likle ayakta duruyoriar... Tüm partilerin oy oranları yüzde 20'nin altında sıralantyor... Halk siyasal partilerden çok Silahlı Kuvvetler'e güveniyor... • Peki, neyapmah?.. Model değişimi tartışmaları var; Avrupa'daki gi- bi partamenter düzeni mi koruyalım?.. Yoksa La- tin Amerika'da (ve Kuzey Amerika'da) olduğu gibi başkanlık sistemi mi bizi paklar?.. Bana sprarsanız bizi başkanlık sistemi paklar!..- -Halkın seçeceği devlet başkanı, yanına teketei •- tioldingleri,fcarteteimedyayı, 800 bin askeri, 150 ft)in polisi, 90 bin korucuyu, 100 bin mafıoziyi, bir' de tarikat şeyhlerini ve cemaat patronlannı aldı mı bu ülkeyi bal gibi yönetir... Ama sarayında rahat oturabilir mi?.. Valla onu bilemem!.. SATILIK DAİRE Kuşadası'nda Kadınlar Denizi'nde satılık deniz manzaralı daire. Tel.: 256 - 633 24 33 "Ağaca bir taş attım Düşmedi taşum. Taşımı isterim. Taşımı isterim." OZLEM Korumak aylarca... Beko 3201 CF Derin Dondurucu Iç Hacim: 315 It. Beko 3151 CF Derin Dondurucu Iç Hacim: 165 It. • Cçnış süKİarnc sepetlen • Çtzı\mc\en icku yoDrroyon clumınyu^ı ıç got/üt • Dondurucv spvıyfsını =-24'c kadar aya^ayan tcmosta* • 24 saaîte 10 3 kg dondurrna kfpasıtesı • Hızh dondurma bolumu Pişirmek bir dakika! i i J Beko MD 1550 Mikrodalga Fırın • Ytyççeklçrm ber taraf<nt avn dsrccedç, Kısa sjrçde <s r na ve pış\r<vç ozdhğı • Donmuş yıyectklçr bırkoç dokıkada çozmc vt pısırmc tmkum • 5 ayn güç kademesı • Ptştvre sGrçsıne gore zoman ayorı. Bçko Mikrodaiga Ftnn ve Derin Dondurucularşimdi uygun taksitferle! ÜtÜN MODEl 1 G DUİN DONDOIIJCIIJU ÛIÜN-MODEL MİaoDUCAnm 0 565 672 >lw 5200C3O; e* 60C DOC ıhn 31 «000 H l M 1. SEÇINEI BotCOOO B«OO0O 1 5ZO000 1 520000 1 l M 1. SEÇENEK E 11*6) TOBAM An ;: 930 ooo !0l>«000 E (1*4) m * ıt»M»rt Byaraı rntuı ııus/ı OZ8OO0O 6«ıX0 TOUMrtHT 31 « 0 000 >l T E S 1. SICINI» 11.9! nsku «'usn B'-fKOK İİI030C ! 5 i : o m - 7ıG DOC N T 2. SECENEK n*Al !WJL* 43t;OX 43^IXO TCffUM m.u ıcaojoc 3O31030C E S 11*8) TORAa ıtnı 39350000 L i M 3. SEÇENEI|I*I2) rv*tı nnDT 6=>=O0QC 563CCC0 1 520OT "203000 1 İ M 3. SECENEK RStHI I2KJO(I 4J70000 3««0OC nrun •=550000 97:20000 1.121 IOIAU 4625CO0O Bu kan-parya 30 Eyfül tarhme kadar ge^H>dır • Bu kampattya Sanayı vc Tlcaret Baka"tığı'nin 25/5/1994 tanMı, 219*0 sayth Tebtığ "üküfnlenrve uygun olarak /asılmaMtHır • Fîyatlara KDV dahtidır • Vçrç ve bandrol oranla'inda olab<l«rfk değı^ıklîfckr fiyatlara avnen ysnsıtıhr • Talcoler stok vç üretiTi oianaklar dahılıidc karjıiarocakttr • Scko Tıcaret A^.nın sabtt ftyat garanttsı attındad f • Urünler pcrskendf satiş rKiktaUnnda t«iım edı^ccttır • Pçfatendc s^vıycdc pefinat düşuîdOKIeı scnra KDV han<;: 1*4 de *O, 1+6'da *S.93, 1+9'da *6-6G 1+8'd* =*5-3î, l + i2'ıfc *"\09 (t*IO to«efanslı] vade farkı uygulanmişttr • Rvatlanmiî Turfc üra'udır. Tüm ürünlçrfrti fiyatlar tavvyr edıfen fryatUrdır İLANT.C. ÇORUM SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN İLAN METNİ 1997/56 Çorum ili Tepecik Mahallesi Yukan Kapaklı mevkiinde ada: 515, parsel: 49, sahıfe: 1019'da kayıtlı bağ. 1569 m2 miktannda. lmar dışı bağdır. Yukanda belirtilen gayn menkul hisselı olması nedenı ile izaleyi şüyu davası sonucu satılarak ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir. Birinci satış günü: 20.10. 1997 günü saat: 14.00'te Çorum Belediyesi'ne ait müzaye- de salonunda yapılacaktır. Bugün talipli çıkmaz veya tahmin olunan bedelin yüzde 75'ini buknadığı takdirde ikinci satış günü olan: 30.10. 1997 günü aynı yer ve aym sa- atte yapılacaktır. Bu satışta yüzde 40 üzerinde ihale olunacaktır. Mirasçı Mehmet Gö- keşmezade aramalara rağmen bulunamadığından tebliğ yenne geçmek üzere ilanen teb- liğ olunur. Herhangı bır hak talebinde bulunanlann evraklan ile birlikte müdürlüğümü- ze gelmeleri ilan olunur. 27.8. 1997 Basm: 39144 YiyecekleriniZİ, aylarca taptaze koruyan Beko Derin Donclurucu'dan çıkarıyor, çözülsün diye saatlercp beklemeden, anında Beko Mikrodalga'ya koyuyorsunuz... Ve birkaç dakika içinde lezzet dolu bir ziyafete oturuyorsunuz... Onları mutfağmızda biraraya getirmek için daha ne bekliyorsunuz ? UCRETSIZ TUKETICI DANISMA HATTI 080UP61 SS 15 0800261 85 A Challenging International Career at the United Nations The United Nations Secretanat ıs seekıng hıghly qualitied ındıviduals for employment at United Nations office. Forthis purpose a competıtive examınatıon wıll be held for recruit- ment of junıor professıonals (P1/P2 level) ın the occupatıonal groups of Electronıc Data Processing and International Law/lnternationa! Relations for nationais of Turkey The ex- amınatıon wıll be held in Ankara, Geneva. Vıenna, Amman Addis Ababa. Naırobi, Bang- kok, New York and Santiago between 9 and 13 February 1998. Candidates must be no more than 32 years old as of 31 December 1998 and have at least a first-level unıversity degree ın one of the above fields or related areas Fluency ın either Englısh or French (especially drafting for Legal Affairs), the two workıng languages of the Secretanat, ıs requıred. Knowledge of additıonal offıcial languages of the U N (Arabıc, Chinese, Rus- sian, Spanish) is an advantage. All those who belıeve in the purposes and ıdeals of the United Nations and who wish to' participate in the competıtive examinatıon are encouraged to apply To receıye full consid- eration, applications should be postmarked or received by 10 October 1997 by the Examina- tions and Tests Section at the United Nations in New York Further information and application forms may be obtaıned from United Nations Development Programme 197 Atatürk Bulvan, 06680 Kavaklıdere. Ankara - Turkey Tel (90-312)426 5488 Fax (90-312)4261372 Birleşmiş Milletler Dairesi Oışişleri Bakanlığı Balgat, Ankara - Turkıye Tel (90-312)287 1572/286 7972 Tel (90-312)286 8863 Fax (90-312)286 6128
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle