05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21EYLUL1997PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 11 Erbakan 'dan miras kaldı Cem,D-8 ülkekrinin bakanlanyla buluşacak FIATKOZLUKLU NTW YORK - BM 53. dönem çalışmalan için Nevv York'a giden Dışişleri Ba- kanı tsmail Cem'in önü- müzdeki cuma gûnü D-8 ül- keleri dışişleri bakanlan ile öğle yemeğinde bir araya geleceği ortaya çıktı. ABD yönetimi de BM çalışmala- n nedeniyle Nevv York'ta bulunan Yunanistan ve Tûr- kiye dışişleri bakanlan ile bir zirve gerçekleştirmeye çalıştığı bildirildi. Cem'in cuma gûnü D-8 ülkelerinin dışişleri bakan- lan ile öğle yemeğinde bir araya geleceği bildirildi. Cem'in REFAHYOL hûkü- metinin Başbakanı Necmet- tin Erbakan'm öncülüğûn- de 'zenginler kulübüne' kar- şı örgütlenen ve bugünkü ANASOL-D hükümetini oluşturan partilerin yoğun tepkisiyle karşılanan D-8 ülkeleri dışişleri bakanlan ile zirve gibi bir öğle yeme- ğine katılacak olması şaş- kınlık yarattı. BM Genel Kurulu'nda cuma günû bir konuşma ya- pacak olan Cem, aynca 40 kadar ülkenin dışişleri ba- kanlan ile da bire birgörüş- me ımkânı bulacak. Cem'in özellikle ABD ve Avrupa ülkelerinden meslektaşlan- nın dikkatini, Rusya'nın Akdeniz'e giderek artan öl- çüde mevzılendığine ve bölgeyi füze çemberine al- maya çalıştığına çekeceği bildiriliyor. Cem'in günde- me getireceği diğer konular arasında ıse Kıbns sorunu, Yunanistan ve AB ile Tür- kiye'nin ilişkileri, NA- TO'nun genişleme sûreci de yer alıyor. Dışişleri yetkilileri Was- hington'un resmen ilan edilmemekle birlikte ABD- Tür&ye-Yunanistan zirveş^i, „ pmnladiğınrbildirdiler. " *" Tören 27 eylülde MusaAnter ödüUeri beUioldu İstanbul Haber Servisi - Musa Anter ve Basın Şehit- leri Gazetecılik Ödülle- ri'nın sahıpleri belli oldu. Bu yıl seçiçı kurul tarafin- dan haber dalında ödüle la- yık eser bulunamazken, araştırma-inceleme dalında birinciliği "Gözaranda Te- cavüz" konulu çalışmasıyla Meryem Erdal aldı. Musa Anter Banş Treni organi- zasyonunu gerçekleştiren "Hannover ApeU-Hannover Çağnsı" da özel onur ödü- lüne layık görüldü. Basın şehitlerinin anısını yaşatmak amacıyla düzen- lenen gazetecılik ödülle- rinin 5"incisi bu yıl Ülkede Gündem gazetesi tarafin- dan verildi. Ülkede Gün- dem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdem Önal ta- rafından yapılan açıklama- da, bu yıl seçiçı kurul tara- fından "haber'' dalında ödüle layık eser bulunamaz- ken "araşürnıa-iııceleıne" dalında birinciliği "Gözal- ünda Tecavüz" konulu ça- lışmasıyla Meryem Erdal aldı. îkinciliğe "Doğunun Talanı ve İnkân" konulu ça- lışmasıyla Aytekin Yıldız, üçüncülüğe ise "Siyasal İs- lam>«eSendikalar" çalışma- sıyla Yüksel Işık ve "Ve Ya- şamak Marü Kanadında" çalışmasıyla Serdar Doğan layık görüldü. Araştırma-inceleme da- lında "jüri özel banş ödü- lü" ise Kıbns"ta faili meçhul bir cinayete kurban giden gazeteci Kutiu Adah'ya ve- rildi. Seçici kurulun dağıttı- ğı diğer ödüller ise şöyle: "Fotoğraf dah: Birinci, "Dokunabilir mısıniz Elle- rinizle Acıma" adhfotoğnt- fiyla Selahattin Sönmez; ikinci. "Dönersin Diye"ad- h fotoğrafiyla Şaban Daya- nan; üçüncü, "Işık" adlı fo- toğrafiyla Aclan Uraz. Ka- rikatür datı: Birinci Ahmet Erkanlı, ikinci Tamer Tur- gut, üçüncü Oğuz Gürel. Musa Anter ve Basın Şehit- leri Gazetecılik 1997 Ödül- leri 27 eylülde Mecidiyeköy Kültür Merkezi'nde saat 19.00'da düzenlenecek tö- renle sahiplerine verilecek. Öğretmenlerin 8 yıl karşıtı yayınlar önermesine bakanlığm engel olması istendi Kitap seçimîne veli tepldsi • 8 yıllık kesintisiz egitimi baltalamak isteyen bazı öğretmenlerin "kitap seçimi"nin serbest bırakılması fırsatını değerlendirerek gerici, Türk-Islam sentezi içerikli kitaplan tavsiye ettiği belirlendi. İstanbul Haber Servisi - Milli Eğitım Bakanlığı tara- ftndan 8 yıllık zorunlu temel eğitimle birlikte kitap seçi- minin serbest bırakılmasına karşın "öğretmenlerinveJive öğrencileri yönlendirdiğT belirlendi. Veli ve öğrencile- ri yönlendiren öğretmenler- den büyük bir bölümünün 8 yıllık eğitim karşıtı yaymla- n önerdiği belirtiliyor. Veli- ICT. "kitap seçiminin serbest olmasına karşın öğretmenle- rin tavsiye ettiği kitaplann özeflikie Türk-Islam sentezi Kitaplann beürlenmesiyle birlikte Milli Eğitim yayınlannın satildığı verlerde uzun kuyruklar oluşuyor. içerikli, şoven ve gerici yayuüar" olduğunu ıfade ederek bakanlığın önletn almasuıı is- tediler. llköğretımde kitap seçiminin serbest bı- rakılmasıyla başlayan karmaşa sürüyor. Milli Eğitim Bakarüığrnın genelgesine kar- şın ders kitabı seçimiru öğrenci ve veliler ye- nne ögretmenlerin yaptığını belırten yayın- cılar, kitap seçiminin serbest olmasına kar- şın öğretmenlerin, veli ve öğrenciyi yönlen- dirdiğini ifade ederek şunlan söylediler: "Milli Eğitim kitaplannın satddığı yerler- deki uzun kuyruklara bakarsanız, bunu ko- layhkla anlaranız. Bu kuyruklar öğretmenin veB ve öğrenciyi yönlendirdiğinin somut gös- tergesidir. Ders kitaplan seçiminin serbest bırakılması 8 yıDık eğitinıin suiistimal edü- mesine neden olacak. Milli Eğitim Bakanb- ğı'ndaki dini kadroiaşma sonucunda göre- ve başlayan öğretmenler, bu firsaü çok iyi değeriendiriyorlar." Kitap seçımiyle ilgili görüşlerine başvur- duğumuz kırtasiyecilerin büyük bölümü "öğretmenkrin kitap seçiminde belirleyici olduğunu" ka>dederken bir bölümü de bu konuda "bakanlığın tazvikinin olduğunu, öğretmenlerin de bu doğrultuda öğrenciyi yönlendirdiğini'' vurguladılar. Velilerin kitap seçimi konusunda şaşkın olduğunu belirten yayıncılar ve kırtasiyecı- ler. •'Veliler şaşkın: bir yanda Milli Eğitim Bakanhğı'nın genelgesi. bir yanda öğrenci- ye okullarda öğretmenin baskıSL Veli kitabı aldığı halde iki üç gün sonra geliyor,'Öğret- menı bu kitaplan değil, bunlan istedi' diyor. Öğretmenin istemi, çocuğun baskısı bia ki- taplan değiştirmeye yönetöyor" diye konu- şuyorlar. Öğretmenlennin bakanlık kıtaplannı önerdiğini belirten Bağcılar Meslek Lisesi öğrencisi EJC ders kitabı karmaşası çıkma- sını istemediği için öğretmenlerinin öner- diği kitaplan aldıklannı söyledi. Öğretmen- lennin "Ben Milli Eğitim Bakanhğı'nın ki- taplannı takip edeceğim, sizi bUemem" de- diğini anlatan öğrenci E.K. kendilerinin de bakanlığın yayımladığı kitaplan seç- mek zorunda kaldığını anlat- tı. Milli Eğitim Bakanh- ğı'nın kitaplannın satıldığı yayınevinin önünde kuy- rukta bekleyen Mustafa Top- taş, öğretmenlerinin tavsiye- si üzerine bu kitaplan almak istediklerini söyledi. Bir sa- attir kitap alabilmek için kuyrukta beklediğini söyle- yen ve çocuğu CevTİ Kalfa Ilkokulu'nda okuyan Ahmet Çefiker adlı yurttaş da öğret- menin ısrarla MEB kitapla- nnı ıstediğini dile getirerek "Komşularumzdan teminet- öğimiz ders kitaplannı kesin- lilde kabul etmiyor" diye ko- nuştu. Kuyrukta bekleyen velilerden bıri de "Kitapse- çiminin \%ttlerin tercihine bt- rakümış obnasuun bir takım yolsuzluklann önüne geç- mek açısından iyi bir uygulama olarak ka- bul edilebileceğjni" belirterek şunlan söyle- di: "Lzunyıllardırdevameden gerici eğitim sistemi ve müfredaftaki tutuculuk, kitapla- nn niteliğini de beliıiedi. Seçim yapmanuz istenen kitaplann rümü Milli Eğitim Bakan- lığı tarafından ta\si>e edilen kitaplar. Kötü- ler arasında bir tercihe zorianıvonız." Refah Partısi lstanbul'un bırçok semtın- de ilçe teşkilatlannın ımzasıyla "Sorunlu eğitim yıhndaöğrenci ve öğretmenlere basa- nlardileriz" afişlen astı. 8 yıllık kesintisiz temel eğitıme karşı muhalefetini sürdüren şenatçı yayın organlan, cuma gösterilerini aynntılı olarak yansıtmaya devam ediyor. Çocuklara doğum günü partisi Sürevya Ağaoğlu Çocuk Dostlan Derneği'nde kalan yardıma muhtaç çocuklar için Pûnapen Kültürevi tarafından düzenlenen "doğum günü" partisinde, 60 çocuk gönüllerüıce eğlendi. Derneğin Maslak'taki buıasında gerçekleştirilen partide çocuklara; Hacivat- Karagöz, kukla ve animasyon gösterileri sunuldu. Dernek Müdürii Sahh Kıhç amaçlannın, -KimsesİA bakıma muhtaç çocuklan korumak, banndırmak. okutmak, ülkeye, Atatürk ilke ve devrimlerine bağu, tophıma yararh bir bire> olarak yetiştirmek" olduğunu beUrtti. Pünapen Kültürevi de çocuklara çeşitii hediyeier dağıttı. (Fotoğraf: AYKUT KÜÇÜKKAYA) vali Civelek'in folklor ekibini gemiye aldırmamasına Rahmi Koç tepki gösterdi Çevre sempozyumunda gezi skandah LEYLA TAVŞANOĞLU AHMET ŞEFTK TRABZON- FenerRumPat- rikhanesi ile Avrupa Komisyo- nu'nun himayesinde düzenlenen ve dün Trabzon'da başlayan "Ka- radenia Kurtaralım'"adİı din, bi- lim ve çevre sempozyumunda ge- zi skandah yaşandı. Dünyanın birçok yerinden ge- len bilim adamı, uzman, ışadamı, gazeteci ve konuklann büyük bir kısmı güvenlik nedeniyle Sume- . la'ya çıkamazken aralannda Hı- ristiyan dın adamlannın da bulun- duğû 50 kişilik bir grup. büyük bir gizlilik içinde ve yoğun güvenlik önlemleri ile Sumela'ya götürül- dü. Sempozyumun açılışı için Trabzon Valiliği ve Emniyet Mü- dürlüğü çok sıkı önlemler aldı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demi- rel törene katılamamaktan duydu- ğu üzüntüyü dile getiren bir mesaj gönderdi. Patrik Bartolomeos ko- nuşmasında. "Savısız insarun ilgi- sizliği nedeniyle Karadeniz mab- volmuştur. lnsanlar bu tür davra- ruşlann verdiğizararlann bflincin- de olmadıklan sürece durumun düzehnesi için harcanacak her tür- lü çaba boşa gidecektir" dedı. Geçen perşembe günü Ati- na'dan gelen sempozyum davetli- lerinin bindiği otobüsün Trab- zon'da bir gnıp ülkücü tarafından taşlanmasuıın ardından, Venizelos gemisinde bulunanlar için organi- ze edilen Sumela Manastın ve Ayasofya Kılisesi ziyaretleri iptal edildi. Bu arada gemi çevresinde- ki güvenlik önlemleri de arttınldı. Komite tarafından sempozyum- da konuşma yapması için davet edilen Trabzon Valisi tsnıet Gür- bfizCivelek, bu daveti "Ayagnn ra- hatsız" diyerek geri çevirirken ön- ceki gece geç saatlerde gemi çev- resindeki güvenlik birimlerini de- netledi. Civelek'in, gemınin tu- rizm acentesi yetkilisini de azarla- yarak "Vizesi eksik olan bir Füi- pinB bir de Mısırlının vizeleri sa- bah ona kadar gelmezse bundan seni sorumlu tutacağım" dediği öğrenildi. ABD Başkan Yardımcısı Hooo- urable Al Gore, ABD Çevre Baka- nı Tûn VVîrth tarafından da des- teklenen sempozyuma Dünya Bankası Başkanı James \Volfon- sohn. Ürdün Prensi El Hassan Bin Falal, Dünya Yahudi cemaati tem- silcileri, çevre bilimcileri, Rahmi Koç ve Ağa Han'ın da aralannda bulunduğu çok sayıda işadamı, gazeteci, televizyoncu katıldı. Bu arada sempozyum davetli- lerini taşıyan otobüsü taşlayan ve bozkurt işareti yapan ülkücü grup- tan 15 kişinin ifadeleri alındı. Trabzon'da son akşamını geçi- ren Karadeniz sempozyumuna ka- tılanlara Vali Civelek, son darbe- sini de indirdi. Gemiyle Trab- zon"dan Batum'aharaketinden ön- ce akşam saatlerinde konuklara bir Karadeniz oyunlan gösterisi su- nulması planlanmıştı. Ancak Ka- radeniz oyunlan ekibi gemiye so- kulmadı. Bu durum için, valinin "kesin emri" gerekçe gösterildi. Konuya çok ciddi tepki gösteren işadamı Koç "Son 24 saati zaten çok sıkmtılı geçirdik. Bundan son- ra gelişmeler olmazsa daha ciddi sdantılar yaşayabUiriz'' dedı. Karadayı 'NATO'da Türk tezi kabul görüyor' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay Başkanı Oreeneral İsmail Hakkı Karadayı, NA- TO'nun komuta yapısının yenilenmeşi. konusunda Türkiye'nin önerilerinin kabul gördüğünü belirtir- ken Bosna-Hersek'te kalı- cı ve adil çözümün en kısa zamanda sağlanacağını umduğunu söyledi. "1997 Askeri Komite Toplannlan" ve "127. Ko- mite Genelkurmav Baş- kanlan ToplanusTna katıl- mak üzere Belçika, Kana- da ve ABD'ye giden Kara- dayı, dün Türkiye'ye dön- dü. Basın toplantısı düzen- leyen Karadayı. temaslan- nın olumlu geçtığini söyle- di. Karadayı şöyle devam etti: "NATO'nun iç adap- tasyon çalışnıalannda en önemli konulardan biri, NATO'nun yeni komuta yaptsıdır. Bilindiği gibi biz başlangıçtan beri. NA- TO'nun yeni komuta yapı- suun, 21. yüzyıl güvenlik ih- tiyaçtarnma uygun, mevcut yapısında karşüaşılan. özel- likle böigesel siyasi sorun- lardan uzak, fonksiyonel bir yapı olmasını arzu et- mekteydik. Bu yöndeki ıs- rariı görüşlerimiz olumlu karşılanmış, ve yeni komu- ta vapısı konusunda önem- li mesafeler kat edilmiştir." Karadayı, temaslan sı- rasında ABD Savunma Bakanı VMlliam Cohen'le de bir araya geldiğini söy- ledi. BEDRİ BAYKAM Duydunuz mu, Atatürk'ü reklamlarda oynatıyorlarmış! - Evet biliyonım, olacak şey değil, resmen adamı düzenin ve tüketim piyasasının içine çekiyoıiar, onun arkasına sığı- nıp sömürûyorlar, ayneno Ata- türk rozeti satanlar gibi... Peki senin de yakanda Ata- türk rozeti var, o ne oluyor o za- man? - Canım o başka, bu başka, kel alaka yani şimdi! Reklamda ağzında sigara varmış hem de. Rauf Tamer bile şiddetle karşı çıkmış. - Biliyorum, biliyorum ne ka- darayıp, o koskoca ömek ada- mı öyle sigara içerken göster- mek! Tuh tuh tuh, ne günlere kaldık, Allah taş yapacak valla- hi, billahi. Tam milleti sigara il- letinden kurtarmaya çalışır- ken... Peki onun yerine ne olabilir- di? Puro daha az zarariıymış galiba... - Deli misin sen ayol? Ada- mı Güneş Taner'e benzetip kapitalist ilan ederler sonra! Ata Onu Yapmasm, Bunu Yapmasın, Ne Yapsın? Peki hani bir de meşhur tav- la oynayan resimleri var, böyle kalın enseli bürokratlarla bera- ber... - Inanmıyorum sana! Tam casinolan kapattık, kapataca- ğız derken sen koskoca Ata- türk'ü nasıl böyle şans oyunla- rı oynarken gösterebilirsin? Hiç ona yakışır mı tavla, kâğıt, zar filan? Ne sen söylemiş ol, ne de ben duymuş olayım! Peki ne yapabilirlerdi öyle günlük hayattan Atatürk imajı olarak? Mesela bir dost mu- habbeti rakı sofrası, mezeler fi- lan olabilirdi belki. - Sen dün akşam uyumadın galiba! Tam toplumsal uzlaş- ma ararken ve alkol yüzünden gül gibi Diana'y/ daha dün top- rağa vermişken bu fikiheri ak- lına hangi şeytan sokuyor? İyi de ne yapsaydı o zaman? Peki bari biraz yemek yesin filmde; birkaç börek, zeytin- yağlı, bir parça et, baklava. - Aşkolsun sana! Vallahi aş- kolsun! Kolesterol ve lipid ar- tışlan tüm dünya tarafından sağlığın bir numaralı tehdidi kabul edilmişken gençliği böy- lezararlıyollara itmeyi nasıl dü- şünebilirsin? Peki peki, öylesine dursun, biriyle konuşsun bari. Mesela birine de Ismet Paşa rolü oy- natsınlar... - Aaaahh! Maşallah! İyi be! Istersen öbür yanına da bari genç bir İsmail Rüştü Aksal filan koyalım da tam CHPpro- pagandası olsun! Saçmalama. Vallahi o köşeyazarlan yok mu, o köşe yazarlan topa tutarlar adamı vallahi! Yahu n'olacak, adam zaten "ömrümün sonuna kadar CHP Genel Başkanı kalacağım, bu benim en asli görevimdir" de- medi mi? - Yok canım, nerede demiş? Hem dün dündür, bugün bu- gündür. Onu dediği zaman iki parti vardı, bugün 32 tane var. Belkı başkasını seçerdi, neme iazım, geçiniz! İyi bari tanınmamış halktan biriyle otursun öylesine bir Türk kahvesi içsin, benim sevgili pa- şam... - Aoooh! İyi sıhhatte olsun- lar. Nikotin, kolesterol derken bir de başımıza kafein çıkan- yorsun! Galiba sen Dünya Sağ- lık Teşkilatı'nın son kafein ra- portannı filan hiç bilmiyorsun. Sus, sus, bir duyan olur. O zaman buldum! Kansıyla otursun, sohbet etsin... - Yahu seni düşman mı yol- ladı içimize! Adam üç yıl evli kalmış boşanmış, öncesinde sonrasında başı ağnmış! Aile- den sorumlu devlet bakanımı- zın gözleri faltaşı gibi açılır val- lahi! Bakanlığı Hülya Avşar ve Küçük Ibo olaylarından sonra medyayla bir daha kapıştırmak mı istiyorsun? Onun için kan- sını filan unut... Hatta sevgilile- rini de unut! Ayıp! O zaman bence Atatürk'ü şöyle sağhklı bir şekilde plajda güneşlenirken göstersinler... - Ha ha ha! Kanserojen gü- neş ışınlannın altma yatıp genç kuşaklar hapı yutsun diye mi? Hem zaten Zeki Triko'nun o mayo afişlerinden sonra müm- kün değil... Reklamcılarda bir- birine girer... İyi de ne kaldı geriye? O ol- maz bu olmaz, sigara yok, içki yok, kadın yok, oyun yok! llla frakla ufka bakarken veya Mehmetçikle düşman üstüne yürürken put gibi dursun mu? - Hah! Nihayet akıllandın! Iş- te onlar olur. Malum çevre dı- şında da bir Allah'ın kulu çıkıp gık diyemez. İyi de o zaman onun adı hey- kel olur, sinema veya video ol- maz... - E, zaten böylesi daha iyi değil mi? Bugüne kadar ne za- rannı gördün Atatürk heykelle- rinin? En güvencelisi o olur... Izninle sana son bir laf söy- leyebilir miyim? - Tabii canım, söyle. Seni Atatürk bile kurtaramaz dostum... Türk Telekom sorusturması Bürokratlar birbirini suçluyor OLCAYAYDİLEK ANKARA - Türk Telekom'daki 300 triryon liralık yolsuzluk incelemesinde en büyük rakamı oluşturan "hurda kablo saöşı" konusunda soruşturulan bürokratlar, birbirierini suçladılar. Soruşturmayı yürüten savcı Ahmet Adil Kubat'm, devlet mahnın usulsüz sarışında rol oynadığı gerekçesiyle "devleti dolandmnaktan" yargılanmasını istediği eski Ankara Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Zaldr Alar. hurda pazarhğının yapıldığı görüşmede "tesadüfen bulunduğunu" söyleyerek DYP'li Bağlum Belediye Başkanı Hamza Dağdeviren'i eleştirdi. Mal varlıklan ile banka hesaplanna ihtiyati tedbir konulan 33 üst düzey bürokrat arasında yer alan ve savcının. "devteti dolandırmak, 3628 sa>ılı Rüşvet \v Yolsuzluklaıia Mücadele ve Mal BikiirimirKk Bulunuunası Hakkındaki Yasa'ya muhalefet" suçlanndan ağır cezada yargılanmasını istediği Alar, 22 trilyon liralık "hurda kablo'' sabşındaki usulsüzlükler konusunda Cumhuriyet'in sorulannı yanıtladı. Alar, PTT'den Bağlum Belediyesi'ne oradan da üçüncü kişilere satılan hurda kablolarla ilgisi olmadığını iddia etti. Alar, encümen karan olmaksızın kablolann üçüncü kişilere satışından elde edilen parayı belediye kaynaklanna geçirmemekle suçlanan Hamza Dağdeviren'in karalamalanyla karşı karşıya olduğunu öne sürdü. Geçmişte DYP Keçiören ilçe teşkilatında siyasi yaşamı bulunduğunu belirten Zakdr Alar, siyasi çizgisi nedeniyle suçlamalara hedef olduğunu söyledi. Belediyenin gereksinimleri için alman kablolann üçüncü kişilere satışı yapılırken ilçe milli eğitim müdürü olan Alar, bu konuda neden kendisine danışıldığına ilişkin soruya şu yanıtı verdi: "Taıuşmışız, arkadaşhğnnız vmr. Siz bir araba almak Lstiyorsunuz ve bana bir otomobil İazım dKorsunuz. Peki diyorum ben de Koçfinans var, tanıdık gaieri var. Alıyorsunuz arabayı borcunuzu ödüyorsunuz. Herhangi bir problem yok. Peki arabayı alıyorsunuz, borcunuzu ödemiyorsunuz. Mahkemefik oluyorsunuz ve o zaman dhorsunuz ki Zakir Alar, bunu bana tavsiye etnıişti. Suçlu mudur, Zakir Be>." Türk Telekom'da görev yapan bir üst düzey yetkili, PTT'den belediyelere satılan kablolann gereksinimi karşılayabilecek biçimde kullanılabilir ölçülerde olduğunu belirtirken Alar,kablolann 1,1.5veha,ttayançi ^ ^ , . j f milimerrelik olduğunu savunarak şöyle dedi: "Benim bulunduğu m ta\siye şudur: PTTnia belediyelere kaNo imkânı tarûdığı. Bundan sonraki görev beledive lıaşkanının dürüstçe çalışmasıdır. Yani şimdi o karan alan ben değiim ki. PTT'nin üst düzey bürokratlannın vereceği hesabı ben mi vereceğün?" ODTÜ İktisat Kongresi 'Hükümetler erken seçim gözetince enflasyon inmedi' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ODTÜ tktisat Kongresi'nin "Türkiye Ekonomisinin Gefişme Dinamikleri'' başlıklı son oturumuna katılan üst dûzey ekonomi bürokratlan, ekonomik sorunlar konusundaki kaygılannı ortaya koydular. Hazine Müsteşar Yardımcısı Ferhat Emfl, Türkiye'nin, mali sektörün sanayiden daha hızlı h'beralize edilmesinin yarattığı sorunlan yaşadığını söyledi. Yüksek kamu açıklan nedeniyle faizlerin yükseldiğini kaydeden Emil, "MaM sektör, kamu açıklan kapatıldıktan sonra libcralize edüseydi, üretim sektörü bundan bu kadar etkilenmezdi" diye konuştu. Rant dağıtım sürecinde eleştirilecek pek çok yön bulunduğunu belirten Emil, bütçe yapım sürecinin şefraflaştrnlması gerektiğine dikkat çekti. 1990'h yıllarda hükümetlerin kendilerini uzun süreli göremedikleri için erken seçimi gözettiklerini belirten Emil, "Bu nedenk enflasyonla mücadele ediyor görünüp edilroedi" değerlendirmesini yapb. Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Aydûı Esen. devletin yüzde 30-40 düzeyinde reel faizle borçlanması nedeniyle kaynaklann yatınma ve üretime yöneltilemediğini söyledi. Türkiye'de parasal ekonomi ile reel ekonominin iki ayn dünya oluşturduğuna dikkat çeken Esen, "Sanal bir dünya yaratddL Finans 0e üretim birbirinden büsbürün koptu. HükünHÜer parasal ekonomiye adeta tutsak duruma düştü" diye konuştu. Bütçenin faiz, transfer ve personel harcamalanna gittığini kaydeden Esen, "Bütçe üretemeyen bir bütçe durumuna geldL Devletin yaünmlara ayınfağı pay çok düştü" dedi. 1990'datoplamyatınmlann yüzde 60'ırı kamunun, yüzde 38'ini de özel sektörün yaptığını belirten Esen, 1997'de toplam yatınmlarda kamunun payının yüzde 19'a düştüğüne, özel yatınmlann ise yüzde 8l'eyükseldiğine dikkat çekti. Türkiye'de vergi mükellefi sayısuıın az olduğunu vurgulayan Esen, "Vergi oranlaruu döşûrerek kayıt dtşını kapsama almak gerekryor. Ancak, bu ciddi bir vapısal değişimdir" diye konuştu. Özel sektörün gelişimine koşut olarak kayıt dışılığın da geliştiğini belirten Esen şu bilgileri verdi: "1983'te 1 milyon 830 bin olan geür vergisi mükellefi sayısı 1996'da 1 miryon 776 bine düştü. 1983'te 968 bin olan görürü usukie mükellef sayıa 19%'da 881 bine düştü." Hükümetlerin enflasyonla mücadele için gerekli kararlıhğı taşıyamadığını belirten Esen. "Gelir dağılımında Uk yüzde 20'nin payı artarken en düşük yüzde 20'nin payı giderek düşüyor" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle