Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21EYLÜL 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
15
Eyüp'teki
konak
(urtuluş Savaşı
sırasında
takara'nın ilk Valisi
olan Yahya Galip Bey'in
stanbul Eyüp'te bir
(onağı vardı... Yıllar
çinde konak el
Jeğiştirdi, gel zaman,
ıit zaman iyice yıprandı
«e son yıllarda koruma
sftındaydı ki geçen 30
Ağustos'ta bayram
atilinden de istifade
Eyüp Belediyesi'nin
oozerierince yıkıldı.
Betediyeye bakılırsa,
konağın sahibi
rölevesini çıkartmış ve
Ccretini ödeyerek dozer
tiralayıp konağı
yıktırtmıştı; aynısını
yeniden yaptırtacaktı.
Ancak, Koruma
Kurulu'nun yıkımdan
haberi yoktu. Kaldı ki,
konağı yıkan belediye
binanın yerine bir güzel
asfalt dökmüş ve
ortaya koca bir otopark
çtkmıştı. Ancak, bir kaç
gün sonra asfatt
söküldü. Eyüp'te
Ramazan'da dolup
taşan bir "tekke"nin
bahçesindeki tarihi üç
katlı konağın yerinde
esen yeller bile
payiaşılamıyordu!
Bektronik posta: Deniz.Someraksn^com Tefc 0.212.512 06 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Dolara bağlı yeni lira
çıkartılacakmış...
"Banknotlann bir yûzünde
Güneş Taner'in öteki vüzûnde
Turaut Ozal'ın resmi olmalı!"
Akla gelmeyen tapuda başa geliyor!apu işlemi sırasında eğitime katkı payı ola-
rak gayrımenkul alandan da satandan da
5'ermilyon liraalınıyor... Toplanan paralar-
lasekizyıllıkzorunlu eğitim için gereklı kay-
nağın bir kısmı yaratılmış olacak...
Güzel bir düşünce... Ancak Ankara'dan bir em-
lakçı Milliyet'ten Melih Aşık aracılığıyia ilgililerin dik-
katini çekiyor:
"Diyelim ki 500 milyon liralık bir alım satım var. Alı-
cı ve satıcı 5'er milyon ödüyor. Diyelim ki alışveriş
1 trilyon liralık. Alan ve satandan yine 5'er milyon li-
ra kesiliyor. Burada bir adaletsizlik var. Demek, iyi
düşünülmemiş bir karar."
Emlakçı haklı.
Maliye Bakanlığı Genel Müdürlüğü'nün Tapu ve
Kadastro Genel Müdürlüğü'ne gönderdiği yazıda
"4306 sayılı kanunun geçici 1. maddesinin a bölü-
münün 9. fıkrasında 492 sayılı Harçlar Kanunu'na
ekli 4 sayılı tarifenin I numaralı bölümünde belirtilen
tapu işlemlerinden harç mükellefiyeti doğuran (492
sayılı Harçlar Kanunu ile diğer kanunlarda yer alan
istisna ve muafiyetler dikkate alınmaksızın) her bir
işlemin tarafları için ayrı ayn 5 milyon lira eğitime kat-
kı payı tahsil edileceği hükme bağlanmıştır" denir-
ken cümle tam anlaşılmasa da uygulama sırasında
yasanın hiç düşünülmeden çıkartıldığı anlaşılıyor.
Somut örnek Edirne'deki bir tarlada ortaya çıkı-
yor; veraset yoluyla kalmış 8 parsel, 8 parselin 37
varisi bulunuyor...
Tarlanın toplamı 1 milyar lira bile etmiyor...
Müşteri çıkmış, biraraya gelen varisler tarlayı sa-
tacak... Tarla, kişi başına 25 milyon lira etmiyor...
Tapuya gidildiğinde ortaya çıkan tablo herkesi ür-
kütüyor...
Önce intikal için her bir varisten 5'ermilyon iste-
niyor. Etti mi size 185 milyon lira.
Sonra satarken 5'er milyon lira. Oldu mu yine 185
milyon lira.
Bir de alıcının her bir hissedara ödeyeceği 5'er
milyon lira var.
İntikal, aldı sattı derken 555 milyon liralık bir
"harç" çıkıyor, 1 milyar lira etmeyen tarla için...
Bir de aynı tarladaki 8 parselin bağımsız tapusu
olduğunu düşünün... Her bir parsel için ayrı işlem
yapıldığındatarladan 4 milyar 440 milyon liralık eği-
time katkı payı almması gerekiyor... Böyle mahsül
hiç bir tohumdan alınmaz!
Tabii, tarlayı satmaktan vazgeçiyorlar...
Edirne'de olduğu gibi Türkiye'nin birçok yerinde
çok hisseli gayrimenkullerin alım satımı biraz askı-
ya alınmış bulunuyor!
PALAS PANDIRAS
Stalin, Çar'ın casusu
muydu, değil miydi?
Bunu, önceki
yaşamında çar olan
Özer Çiller'e
sormak lazım!
—\MûfhBozacı I—
SESSİZSEDAŞIZ(I) NURİKURTCEBE Telekom'da akrabalık, arkadaşlık yok
Türk Telekom yönetici kadrosu
hakkında savcılık soruşturması sü-
rerken bir de akrabalık ilişkisi iddi-
aları gündeme gelmişti. Türk Tele-
kom Genel Müdürü Cengiz Bulut'un
annesinin, Türk Telekom Teftiş Kurulu
Başkanı Serdar Ertun'un halası oldu-
ğu, Ulaştırma Bakanlığı Teftiş Kurulu
Başkanı Münir Amanvermez'in de
Cengiz Bulut'la liseden arkadaş oldu-
ğu söylentileri ortaya yayılmıştı.
Türk Telekom çalışanları arasında
yaygın olan Bulut'la Ertun arasındaki
akrabalık iddiası asfında bir yıldır gün-
demdeydi ve adı geçen kişilerce ya-
lanlanmamıştı...
Ne zaman ki savcılık soruşturmasıy-
la birlikte Cengiz Bulut'un malvarlığına
ihtiyati tedbir kondu Türk Telekom Tef-
tiş Kurulu Başkanı Serdar Ertun da, ak-
rabalık ilişkisini olmadığını açıklama
gereği duydu. Ertun, çıkarttığı nüfus
kayıtları ile Bulut'la aralannda herhan-
gi bir akrabalık ilişkisi bulunmadığı-
nı açıkladı.
Ulaştırma Bakanlığı Teftiş Kurulu
Başkanı Münin Amanvermez ise
Cengiz Bulut'la liseden arkadaşlık id-
diası ortaya atılır atılmaz gerekli açık-
lamayı yaptı ve arkadaşlık ilişkisini ya-
lanladı. Zaten aralarındaki 10 yaş fark,
liseden arkadaş olamayacaklannı gös-
teriyordu.
Bu arada, ailesiyle birlikte banka he-
saplanna ve malvarlığına ihtiyati tedbir
konan Türk Telekom Genel Müdürü
Cengiz Bulut, savcılık soruşturmasına
konu olan iddialar için "temcit pilavf
benzetmesi yaptı. Susuriuk'un "fasafi-
so" sayılması gibi 300 trilyon liralık yol-
suzluk iddiasının da "temcit pilavı"na
benzetilmesinden sonra, AnkaraCum-
huriyet Savcısı Adil Kubat'ın Türk Te-
lekom'daki üst düzey yöneticiler hak-
kında sürdürdüğü soruşturmanın so-
nucu daha bir merak uyandınr oldu.
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCl
Bodrum'da
'Migros külliyesi'...
Geçen yıl Bodrura için dü-
zenlenen bir panelde izleyiciler-
den gelen en 'gerçekçi' değer-
Ipnrlirmp şöyleydi: "Bod-
rum'da kaçak yapılaşmanın
fazla olmadığı söylendi. Man-
dalin bahçelerine kadar bütün
araziler imara açıldıktan son-
ra, kaçak yapılaşma neden ol-
sun ki?.."
Bu gözlem, Belediye Başkanı
Tuğrul Acar'tn son zamanlarda
sık sık dile getırdiği "Bodrum
Yarımadası'nda henüz imar
planı yapılmayan tüm araziler
SİT ilan edilsin"şeklındeki öne-
risiyle de birleşınce. ortaya şu so-
nuç çıkıyor: Demek ki Bod-
rum'da artık temel sorun 'imar-
lı yapılaşma.' Çünkü bunlar bel-
ki yasalara uygunlar; ama 'Bod-
rum'a uygun değiller..."
sı. imar planında en çok 120
metrekarelik bir yapıya izin ve-
rilebilen 'konut alanf içinde. bu
sırurlamanın. tam. '20 katı'_bü-
yüklükteki kapalı alanıyla 'taiz-
met'(!) sunmaya başladı. Planda
korunması öngörülen özgün kent
dokusunu ezen ve parçalayan
2500 metrekarelik gövdesiyle
İstanbul'daki şu manşetlerden
inmeyen 'kaçak külliyeleri' bi-
le çoktan geride bıraktı...
Aslında böylesi bir 'Migros
külliyesi' sadece mimarlık ve şe-
hircilik kurallanna değil, yöre-
sel kimliğe ve sosyal değerlere
karşı da 'uygunsuz' birmüdaha-
le içinde. Bodrum'un otantik gü-
zellikleri arasındaki o insancıl ve
sevimli çarşı-pazar geleneğini
'korumak' yerine, soğuk yüzlü
bir 'tüketim hangarını'bu duy-
Bodrum'a "metropol" görüntüsiinü taşıyan bu yasadışı Mig-
ros binası. jokedilen mandalin bahçelerine vaktiyle hizmet
veren bir işletmenin şimdi kent merkezindeki arkeolojik SİT
alanında kalan arsasında inşa edildi.
Yanmadayı sarmalayan imar
planlan -iki katlı. düz darrüı, şey-
tan kulaklı, beyaz ve kübik 'Bod-
rum mimarisi' (!) öngörseler
bile- 'ruhsatlı betonlaşmanın'
dayanağı oldular. Vaktiyle 'mil-
li park'olması önerilen eşsiz gü-
zellikieki birpeyzajı ve bu ayn-
calıklı doğa içinde yüzük taşı gi-
bi duran özgih yerleşme dokula-
nnı kartposta lara terk edip, tari-
he gömdüler Üstelik bunu ya-
parken. sadere yerel yönetimler-
den değil, merkezi hükümetten
de 'onay' aldlar...
Bodrum'da' yasal yapılaşma'
böylesine bü>"ük yaralar açarak
sürerken, acaoa - sayılan az bile
denil se- yasaaşı yapılaşmalar ne
gibi sonuçlaryaratıyor?
Planla, rutaatla ve projeyle ke-
mırilen bir 'pitoresk' güzellik.
bunlann bile olamadığı kaçak
uygulamalarh acaba ne hale ge-
tıriliyor?..
Bu sorunuı yanıtını merak
edenler, kenarda köşede gizkn-
miş lümi görden ırak. salaş ve
küçiâk yapıara değil, Bod-
rum "*ı:n mertezinde kurulan ve
hatta 'arkeotojik-kentsel SİT
alanj'nda yülselen 'modern'(!)
göriıjiümlü IVigros binasına ba-
kabilırler. Daıası, hakkında 'yı-
kım kararı' Ja bulunan bu de\
mağ.azada ank alışveriş bile ya-
pabilırler..
Bodrum'a "layık' görülen '3
VT ktztegorisndeki Migros bina-
gulu kente yüklemek. sözde çağ-
daş görünen şımank bir 'magan-
dalıktan' başka bir şey değil...
tzmir 2 Numaralı Koruma Ku-
rulu Müdürlüğü'nün 29.4.1997
tarih ve 963 sayılı 'durdurma'
talimatına ragmen inşaatını ta-
mamlamasına göz vumulan, ay-
nı kurulun 6.6.1997'tarih ve 6804
sayılı 'yıkun' karan da hiçe sa-
yılarak geçen ay 'törenle' açılı-
şı yapılan 3M'li kaçak Migros,
acaba 'elektrik' \e 'su' gibi ka-
mu hizmetlerinden nasıl yararla-
nabıliyor?..
Bu sorunun da yanıtını ver-
mek, durdurma ve yıkım karar-
lanmn 'gereği için'gönderildiği
"kamu kurumlarına" düşüyor.
Yani, valiliğe, kaymakamlığa ve
belediyeye...
Doğrusu. Migros'un Bod-
rum'daki 'konumuna' ve geliş-
melere baktıkça, içime birkuşku
da düşüyor. Sakın şu yeni öneri-
len SİT kararlan da 'koruma
alanlarında yasadışı imar ayn-
calığı tanınan güçlerin' bu kez
de doğal çevre içinde 'rakipsiz'
yatınm alanlanna hizmet etme-
sin?..
Fethiye'nin Gemile Ko-
yu'ndaki "StT derecesinin be-
İirlenmesini bekleyen" aynca-
lıklı inşaat hakkında verilecek
karar, Bodrum için duyduğum
bu kuşkunun yersiz olup olmadı-
ğını da yakında göstermiş ola-
cak...
HAYVANLAR tsmlL GÜLGEÇ
W W
KtM KİME DUM DUMA BEHIÇAK
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI
HARBİ SEMİH POROY
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 21 Eylül
ILK HAVA POSTAŞI
1S7O'TE ItUSÛN, P*Rİ£ POSJA AAÜOÛKÛ, ÛJC
HAIM POSTAStVLA İL6İU 8İR DUYUI9U YAPT1.
m&S DlpMA VOLLAAMCAK UEKTUPLAKIN £N
İNCS KA&mMA YAZILA4ASIUI BİCA EPİYOB0U.
PRUSYA OISPUSUMUAJ PABİS'ı A8LUKA?A AL-
PtĞI SÜNLEKPİ.MEICniPLAR &* YOLLAA/A-
M/VOJSPU. SOUUNDA BU İÇİAI 8ALONLA HVV.-
UA KA£AR ve/eiu>iFavJsa eALONaı
LAftl ÇOK PEAJEYIMLÎYZ». İKİ SÜN SOAl&t,
SABAH 8'PC ST.PmBKE'D€N HAVALAUAÇAK
OLAN JUIES OuetlOF OA OMIABPAU 8İ0YPI.
İZS KİLOLUK POSTA PA/C£riYLE İKJ SAAT
SONKA NORMANDİYA^YA İNM£Yİ BAŞAKA-
CAKTI.. İTSOLDA, SÖZ KOAJUSU A4EKTVP-
LAR.DAN B/ef GÖKÜİJJYO#.~~)
B U L M A C A SED4T YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA:
1/ Oyunda, eli ol-
duğundan başka
gösterme davra- 2
nışı... Bır tarun
aracı. 2/ Pembe
renkJışarap... Bır 4
kimsenin davra-
nışlanna temel
olan ahlak ilkele-
nnin tümü. 3/ Pa-
rola...Edirneyö-
resınde yaşayan 8
Çıngeneler'ın g
geleneksel bahar
eğlencelerine verilen ad.
4/ Kuzey AvTupa ülkele-
ri ile Ortadoğu'yu birbi-
rine bağlayan otoyolun
sımgesı... Isviçre'de tu- 3
ristik bir göl. 5/ Ünsüzle 4
biten bir sözcüğün. ün-
lüyle başlayan sözcüğe
bağlanarak okunması. 6/
Kıldan dokunmuş büyük
çuval... Ege Bölgesi'nde ö
bir dağın, akarsuyun ve 9
ovanın ortak adı. 7/ Sam-
sun'un bır ılçesi... Çıplak vücut resmi. 8/ Kötü, çirkın, al-
çakça... Bir işe gönlü olma. 9/ Moğollar'da vergi topla-
makla görevli dev let memuru... Uyku hastalığını aşılayan
sinek.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Bır düğmeyi ya da agrafı tutmaya yarayan küçük hal-
kacık... Atın sırtına vurulan keçe, meşin ya da kalın ku-
maş parçası. 2/ Togo'nun başkenti... "Durur — gibi dal-
larda kanlı bülbüller" (Ahmet Haşim). 3/ Sulak yer... Etı
makbul bir deniz balığı. 4/ Bir hukuksal sınırlamanın kal-
dmlması... Çıkılması güç kayalık yer. 5/ Akdenız Bölge-
si'nde bir akarsu. 6/ Yeşil yaprakh, dıkensiz, ateşe atıldı-
ğında çıtırdayarak yanan bir bitki... Saçın küçük tutamlar
biçimınde değışik renklerde boyanmış durumu. II Kazak
başkanlanna verilen ad... Bır nota. 8/ Hızlı tempolu bir
Italyan halk dansı... Katmanlı kayaçlann içen doğru çu-
kur, alçak bölümü. 9/ "'Tank — " : Sınema oyuncumuz...
Dumanrengı.
]
R ÜŞ / DENİZ KAVUKÇUOĞLU
Pandora'nın Kutusu
Yunan mitolojisinde tannların bağışladığı tüm
yeteneklere sahip ilk kadındır Pandora. O, insan-
ların başına bela olmak üzere ve Prometheus'ün
çaldığı ateş yüzünden öfkelenen tanrıların öcünü
almak amacıyla Hephaistos tarafından topraktan
ve sudan yaratılmıştı. Pandora gün gelecek için-
de yeryüzünün tüm kötülüklerinin bulunduğu ku-
tusunu açacak ve bu kötülükler dünyaya yayıla-
caktı. Kutuyu yeniden kapattığında ise iş işten
geçmiş olacak, kutuda sadece "umut" kalacaktı.
Pandora'nın yaratıcısı Hephaistos ise çirkinli-
ğiyle ünlüydü Olympos Tanrıları arasında ve on-
lar tarafından hor görülürdü. Oysa büyük bir us-
taydı kendisi; kimsenin elinden gelmeyen işler
onun elinden gelirdi. Tanrıların babası Zeus ile
kansi Herâ bile yatak odalarını ona yaptırmışlar-
dı. Bu ustalığı, Hephaistos'un güzeller güzeli Af-
rodit'in gönlünü kazanmasına yetmiyordu: Kızı-
yor, öfkeleniyor, haykırıyordu: "Zeus Baba ve hep
var olan öbürmutlu tannlar I gelin, şugülünç, ba-
yağı işlere birbakın, Zeus'un kızı Afrodit horgör-
dü beni. I topalım diye horgördü beni, sevdiAres'i
sevdi onu, yakışıklı ve çevik ayaklı diye, I kabahat
bende değil, sakat doğmuşsam kabahat anamda,
babamda, beni dünyaya getirmeselerdi..."
• • •
Ne var ki, insan Hephaistos'a acısa da onun
Pandora'yı insanların başına bela etmesıni bağış-
layamıyor. Ama tek "suçlu" o muydu? Başkaları-
nın hiç mi suçu yoktu? Orneğin, Atlas ile Promet-
heus'ün kardeşleri Epimetheus'un? Belkı de en
büyük "suçlu" oydu! Zeus onu öz kardeşi Promet-
heus'a karşı kullanmış, onu ve onunla birlikte in-
san soyunu yok etmek için Pandora'yı armağan
oiarak Epimetheus'e yollamıştı. O ise Promethe-
us'ün kendisine, "Zeus'ten armağan alma!"dedi-
ğini unutmuş, tanrıların özene bezene yarattıkla-
n, usta Hephaistos'un elinden çıkmış Pandora'yı
almış ve onunla evlenmişti.
•••
"Bela"gümbür gümbür gelmişti. Şimdi isterse-
niz, gerisini Hesiodos'un İşler ve Günler'inden
birlikte okuyalım: "...Uzaktan gürleyen Zeus'ün
oluyordu isteği. Ses koydu içine o tannlar kılavu-
zu ve Pandora adını taktı. Pandora demek bütün
tannlann armağanı demekti, çünkü bütün Olym-
poslular insanların başına bela etmişti onu, I Tan-
nlann babası kurunca bu düzeni I Epimetheus'e
gönderdi Pandora'yı kılavuz tann Hermelas'la I
Epimetheus unuttu Prometheus'ün dediğini; Ze-
us'ten armağan alma demişti ona Prometheus I
alırsan ölümlüleri derde sokarsın demişti. I Arma-
ğanı aldı ve alınca anladı başına bela aldığını I Es-
kiden insanoğullan bu dünyada I dertlerden, kay-
gılardan uzakyaşarlardı I bilmezlerdi ölüm getiren
hastalıklan I Pandora açınca kutunun kapağını I
dağıttı insanlara acılan, dertleri I Bir tek umut kal-
dı dışan çıkmadık I kapağı açılan dert kutusundan.
Umut tam çıkacakken Pandora kapamıştı kapağı
I böyle istemişti bulutlar devşiren Zeus. O gün bu
gündür insanlann başı dertte I toprak bela dolu-
dur, deniz bela dolu I geceler dert doludur, gün-
düzler dert dolu I Belalar başıboş dolaşır sessiz-
ce I ölümlülerin çevresinde..."
• • •
"Susuhuk" sözü bana bu efsaneyi anımsatıyor.
Tannlar Diyarı Anadolu'nun yeni kötülük tanrıları
yarattığını düşünüyorum. Pandora'yı bir otobüsün
üzerinde. Epimetheus'ü bir uçak merdivenınde
görür gibi oluyorum. Ve sürekli çoğalıyorlar. Umut-
suzluk mu? Hayır, çünkü "umut" hâlâ insanoğlu
tarafından açılmayı bekleyen kutunun içinde. Ay-
rıca bu efsaneye ilişkin farklı söylentiler de var:
"Kutunun içinde iyilikler de vardı. Kaçıp kurtulan
iyilikler Olympos'a doğru yol aldılar."
Kısacası iş başa düşüyor: Ya kutuyu açıp
"umud"u özgürlüğüne kavuşturacak ve Olym-
pos'ta iyiliklerle buluşacağız ya da bir kez daha
kötülük tanrılarının istedikleri olacak.
(Kadın Sağlığı ve Aile
Planlaması)
Hizmet Sistemi
Bilgi Hattı: 212 - 257 06 46