23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21EYLÜL 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 15 Eyüp'teki konak (urtuluş Savaşı sırasında takara'nın ilk Valisi olan Yahya Galip Bey'in stanbul Eyüp'te bir (onağı vardı... Yıllar çinde konak el Jeğiştirdi, gel zaman, ıit zaman iyice yıprandı «e son yıllarda koruma sftındaydı ki geçen 30 Ağustos'ta bayram atilinden de istifade Eyüp Belediyesi'nin oozerierince yıkıldı. Betediyeye bakılırsa, konağın sahibi rölevesini çıkartmış ve Ccretini ödeyerek dozer tiralayıp konağı yıktırtmıştı; aynısını yeniden yaptırtacaktı. Ancak, Koruma Kurulu'nun yıkımdan haberi yoktu. Kaldı ki, konağı yıkan belediye binanın yerine bir güzel asfalt dökmüş ve ortaya koca bir otopark çtkmıştı. Ancak, bir kaç gün sonra asfatt söküldü. Eyüp'te Ramazan'da dolup taşan bir "tekke"nin bahçesindeki tarihi üç katlı konağın yerinde esen yeller bile payiaşılamıyordu! Bektronik posta: Deniz.Someraksn^com Tefc 0.212.512 06 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Dolara bağlı yeni lira çıkartılacakmış... "Banknotlann bir yûzünde Güneş Taner'in öteki vüzûnde Turaut Ozal'ın resmi olmalı!" Akla gelmeyen tapuda başa geliyor!apu işlemi sırasında eğitime katkı payı ola- rak gayrımenkul alandan da satandan da 5'ermilyon liraalınıyor... Toplanan paralar- lasekizyıllıkzorunlu eğitim için gereklı kay- nağın bir kısmı yaratılmış olacak... Güzel bir düşünce... Ancak Ankara'dan bir em- lakçı Milliyet'ten Melih Aşık aracılığıyia ilgililerin dik- katini çekiyor: "Diyelim ki 500 milyon liralık bir alım satım var. Alı- cı ve satıcı 5'er milyon ödüyor. Diyelim ki alışveriş 1 trilyon liralık. Alan ve satandan yine 5'er milyon li- ra kesiliyor. Burada bir adaletsizlik var. Demek, iyi düşünülmemiş bir karar." Emlakçı haklı. Maliye Bakanlığı Genel Müdürlüğü'nün Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'ne gönderdiği yazıda "4306 sayılı kanunun geçici 1. maddesinin a bölü- münün 9. fıkrasında 492 sayılı Harçlar Kanunu'na ekli 4 sayılı tarifenin I numaralı bölümünde belirtilen tapu işlemlerinden harç mükellefiyeti doğuran (492 sayılı Harçlar Kanunu ile diğer kanunlarda yer alan istisna ve muafiyetler dikkate alınmaksızın) her bir işlemin tarafları için ayrı ayn 5 milyon lira eğitime kat- kı payı tahsil edileceği hükme bağlanmıştır" denir- ken cümle tam anlaşılmasa da uygulama sırasında yasanın hiç düşünülmeden çıkartıldığı anlaşılıyor. Somut örnek Edirne'deki bir tarlada ortaya çıkı- yor; veraset yoluyla kalmış 8 parsel, 8 parselin 37 varisi bulunuyor... Tarlanın toplamı 1 milyar lira bile etmiyor... Müşteri çıkmış, biraraya gelen varisler tarlayı sa- tacak... Tarla, kişi başına 25 milyon lira etmiyor... Tapuya gidildiğinde ortaya çıkan tablo herkesi ür- kütüyor... Önce intikal için her bir varisten 5'ermilyon iste- niyor. Etti mi size 185 milyon lira. Sonra satarken 5'er milyon lira. Oldu mu yine 185 milyon lira. Bir de alıcının her bir hissedara ödeyeceği 5'er milyon lira var. İntikal, aldı sattı derken 555 milyon liralık bir "harç" çıkıyor, 1 milyar lira etmeyen tarla için... Bir de aynı tarladaki 8 parselin bağımsız tapusu olduğunu düşünün... Her bir parsel için ayrı işlem yapıldığındatarladan 4 milyar 440 milyon liralık eği- time katkı payı almması gerekiyor... Böyle mahsül hiç bir tohumdan alınmaz! Tabii, tarlayı satmaktan vazgeçiyorlar... Edirne'de olduğu gibi Türkiye'nin birçok yerinde çok hisseli gayrimenkullerin alım satımı biraz askı- ya alınmış bulunuyor! PALAS PANDIRAS Stalin, Çar'ın casusu muydu, değil miydi? Bunu, önceki yaşamında çar olan Özer Çiller'e sormak lazım! —\MûfhBozacı I— SESSİZSEDAŞIZ(I) NURİKURTCEBE Telekom'da akrabalık, arkadaşlık yok Türk Telekom yönetici kadrosu hakkında savcılık soruşturması sü- rerken bir de akrabalık ilişkisi iddi- aları gündeme gelmişti. Türk Tele- kom Genel Müdürü Cengiz Bulut'un annesinin, Türk Telekom Teftiş Kurulu Başkanı Serdar Ertun'un halası oldu- ğu, Ulaştırma Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Münir Amanvermez'in de Cengiz Bulut'la liseden arkadaş oldu- ğu söylentileri ortaya yayılmıştı. Türk Telekom çalışanları arasında yaygın olan Bulut'la Ertun arasındaki akrabalık iddiası asfında bir yıldır gün- demdeydi ve adı geçen kişilerce ya- lanlanmamıştı... Ne zaman ki savcılık soruşturmasıy- la birlikte Cengiz Bulut'un malvarlığına ihtiyati tedbir kondu Türk Telekom Tef- tiş Kurulu Başkanı Serdar Ertun da, ak- rabalık ilişkisini olmadığını açıklama gereği duydu. Ertun, çıkarttığı nüfus kayıtları ile Bulut'la aralannda herhan- gi bir akrabalık ilişkisi bulunmadığı- nı açıkladı. Ulaştırma Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Münin Amanvermez ise Cengiz Bulut'la liseden arkadaşlık id- diası ortaya atılır atılmaz gerekli açık- lamayı yaptı ve arkadaşlık ilişkisini ya- lanladı. Zaten aralarındaki 10 yaş fark, liseden arkadaş olamayacaklannı gös- teriyordu. Bu arada, ailesiyle birlikte banka he- saplanna ve malvarlığına ihtiyati tedbir konan Türk Telekom Genel Müdürü Cengiz Bulut, savcılık soruşturmasına konu olan iddialar için "temcit pilavf benzetmesi yaptı. Susuriuk'un "fasafi- so" sayılması gibi 300 trilyon liralık yol- suzluk iddiasının da "temcit pilavı"na benzetilmesinden sonra, AnkaraCum- huriyet Savcısı Adil Kubat'ın Türk Te- lekom'daki üst düzey yöneticiler hak- kında sürdürdüğü soruşturmanın so- nucu daha bir merak uyandınr oldu. ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCl Bodrum'da 'Migros külliyesi'... Geçen yıl Bodrura için dü- zenlenen bir panelde izleyiciler- den gelen en 'gerçekçi' değer- Ipnrlirmp şöyleydi: "Bod- rum'da kaçak yapılaşmanın fazla olmadığı söylendi. Man- dalin bahçelerine kadar bütün araziler imara açıldıktan son- ra, kaçak yapılaşma neden ol- sun ki?.." Bu gözlem, Belediye Başkanı Tuğrul Acar'tn son zamanlarda sık sık dile getırdiği "Bodrum Yarımadası'nda henüz imar planı yapılmayan tüm araziler SİT ilan edilsin"şeklındeki öne- risiyle de birleşınce. ortaya şu so- nuç çıkıyor: Demek ki Bod- rum'da artık temel sorun 'imar- lı yapılaşma.' Çünkü bunlar bel- ki yasalara uygunlar; ama 'Bod- rum'a uygun değiller..." sı. imar planında en çok 120 metrekarelik bir yapıya izin ve- rilebilen 'konut alanf içinde. bu sırurlamanın. tam. '20 katı'_bü- yüklükteki kapalı alanıyla 'taiz- met'(!) sunmaya başladı. Planda korunması öngörülen özgün kent dokusunu ezen ve parçalayan 2500 metrekarelik gövdesiyle İstanbul'daki şu manşetlerden inmeyen 'kaçak külliyeleri' bi- le çoktan geride bıraktı... Aslında böylesi bir 'Migros külliyesi' sadece mimarlık ve şe- hircilik kurallanna değil, yöre- sel kimliğe ve sosyal değerlere karşı da 'uygunsuz' birmüdaha- le içinde. Bodrum'un otantik gü- zellikleri arasındaki o insancıl ve sevimli çarşı-pazar geleneğini 'korumak' yerine, soğuk yüzlü bir 'tüketim hangarını'bu duy- Bodrum'a "metropol" görüntüsiinü taşıyan bu yasadışı Mig- ros binası. jokedilen mandalin bahçelerine vaktiyle hizmet veren bir işletmenin şimdi kent merkezindeki arkeolojik SİT alanında kalan arsasında inşa edildi. Yanmadayı sarmalayan imar planlan -iki katlı. düz darrüı, şey- tan kulaklı, beyaz ve kübik 'Bod- rum mimarisi' (!) öngörseler bile- 'ruhsatlı betonlaşmanın' dayanağı oldular. Vaktiyle 'mil- li park'olması önerilen eşsiz gü- zellikieki birpeyzajı ve bu ayn- calıklı doğa içinde yüzük taşı gi- bi duran özgih yerleşme dokula- nnı kartposta lara terk edip, tari- he gömdüler Üstelik bunu ya- parken. sadere yerel yönetimler- den değil, merkezi hükümetten de 'onay' aldlar... Bodrum'da' yasal yapılaşma' böylesine bü>"ük yaralar açarak sürerken, acaoa - sayılan az bile denil se- yasaaşı yapılaşmalar ne gibi sonuçlaryaratıyor? Planla, rutaatla ve projeyle ke- mırilen bir 'pitoresk' güzellik. bunlann bile olamadığı kaçak uygulamalarh acaba ne hale ge- tıriliyor?.. Bu sorunuı yanıtını merak edenler, kenarda köşede gizkn- miş lümi görden ırak. salaş ve küçiâk yapıara değil, Bod- rum "*ı:n mertezinde kurulan ve hatta 'arkeotojik-kentsel SİT alanj'nda yülselen 'modern'(!) göriıjiümlü IVigros binasına ba- kabilırler. Daıası, hakkında 'yı- kım kararı' Ja bulunan bu de\ mağ.azada ank alışveriş bile ya- pabilırler.. Bodrum'a "layık' görülen '3 VT ktztegorisndeki Migros bina- gulu kente yüklemek. sözde çağ- daş görünen şımank bir 'magan- dalıktan' başka bir şey değil... tzmir 2 Numaralı Koruma Ku- rulu Müdürlüğü'nün 29.4.1997 tarih ve 963 sayılı 'durdurma' talimatına ragmen inşaatını ta- mamlamasına göz vumulan, ay- nı kurulun 6.6.1997'tarih ve 6804 sayılı 'yıkun' karan da hiçe sa- yılarak geçen ay 'törenle' açılı- şı yapılan 3M'li kaçak Migros, acaba 'elektrik' \e 'su' gibi ka- mu hizmetlerinden nasıl yararla- nabıliyor?.. Bu sorunun da yanıtını ver- mek, durdurma ve yıkım karar- lanmn 'gereği için'gönderildiği "kamu kurumlarına" düşüyor. Yani, valiliğe, kaymakamlığa ve belediyeye... Doğrusu. Migros'un Bod- rum'daki 'konumuna' ve geliş- melere baktıkça, içime birkuşku da düşüyor. Sakın şu yeni öneri- len SİT kararlan da 'koruma alanlarında yasadışı imar ayn- calığı tanınan güçlerin' bu kez de doğal çevre içinde 'rakipsiz' yatınm alanlanna hizmet etme- sin?.. Fethiye'nin Gemile Ko- yu'ndaki "StT derecesinin be- İirlenmesini bekleyen" aynca- lıklı inşaat hakkında verilecek karar, Bodrum için duyduğum bu kuşkunun yersiz olup olmadı- ğını da yakında göstermiş ola- cak... HAYVANLAR tsmlL GÜLGEÇ W W KtM KİME DUM DUMA BEHIÇAK ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI HARBİ SEMİH POROY TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 21 Eylül ILK HAVA POSTAŞI 1S7O'TE ItUSÛN, P*Rİ£ POSJA AAÜOÛKÛ, ÛJC HAIM POSTAStVLA İL6İU 8İR DUYUI9U YAPT1. m&S DlpMA VOLLAAMCAK UEKTUPLAKIN £N İNCS KA&mMA YAZILA4ASIUI BİCA EPİYOB0U. PRUSYA OISPUSUMUAJ PABİS'ı A8LUKA?A AL- PtĞI SÜNLEKPİ.MEICniPLAR &* YOLLAA/A- M/VOJSPU. SOUUNDA BU İÇİAI 8ALONLA HVV.- UA KA£AR ve/eiu>iFavJsa eALONaı LAftl ÇOK PEAJEYIMLÎYZ». İKİ SÜN SOAl&t, SABAH 8'PC ST.PmBKE'D€N HAVALAUAÇAK OLAN JUIES OuetlOF OA OMIABPAU 8İ0YPI. İZS KİLOLUK POSTA PA/C£riYLE İKJ SAAT SONKA NORMANDİYA^YA İNM£Yİ BAŞAKA- CAKTI.. İTSOLDA, SÖZ KOAJUSU A4EKTVP- LAR.DAN B/ef GÖKÜİJJYO#.~~) B U L M A C A SED4T YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA: 1/ Oyunda, eli ol- duğundan başka gösterme davra- 2 nışı... Bır tarun aracı. 2/ Pembe renkJışarap... Bır 4 kimsenin davra- nışlanna temel olan ahlak ilkele- nnin tümü. 3/ Pa- rola...Edirneyö- resınde yaşayan 8 Çıngeneler'ın g geleneksel bahar eğlencelerine verilen ad. 4/ Kuzey AvTupa ülkele- ri ile Ortadoğu'yu birbi- rine bağlayan otoyolun sımgesı... Isviçre'de tu- 3 ristik bir göl. 5/ Ünsüzle 4 biten bir sözcüğün. ün- lüyle başlayan sözcüğe bağlanarak okunması. 6/ Kıldan dokunmuş büyük çuval... Ege Bölgesi'nde ö bir dağın, akarsuyun ve 9 ovanın ortak adı. 7/ Sam- sun'un bır ılçesi... Çıplak vücut resmi. 8/ Kötü, çirkın, al- çakça... Bir işe gönlü olma. 9/ Moğollar'da vergi topla- makla görevli dev let memuru... Uyku hastalığını aşılayan sinek. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bır düğmeyi ya da agrafı tutmaya yarayan küçük hal- kacık... Atın sırtına vurulan keçe, meşin ya da kalın ku- maş parçası. 2/ Togo'nun başkenti... "Durur — gibi dal- larda kanlı bülbüller" (Ahmet Haşim). 3/ Sulak yer... Etı makbul bir deniz balığı. 4/ Bir hukuksal sınırlamanın kal- dmlması... Çıkılması güç kayalık yer. 5/ Akdenız Bölge- si'nde bir akarsu. 6/ Yeşil yaprakh, dıkensiz, ateşe atıldı- ğında çıtırdayarak yanan bir bitki... Saçın küçük tutamlar biçimınde değışik renklerde boyanmış durumu. II Kazak başkanlanna verilen ad... Bır nota. 8/ Hızlı tempolu bir Italyan halk dansı... Katmanlı kayaçlann içen doğru çu- kur, alçak bölümü. 9/ "'Tank — " : Sınema oyuncumuz... Dumanrengı. ] R ÜŞ / DENİZ KAVUKÇUOĞLU Pandora'nın Kutusu Yunan mitolojisinde tannların bağışladığı tüm yeteneklere sahip ilk kadındır Pandora. O, insan- ların başına bela olmak üzere ve Prometheus'ün çaldığı ateş yüzünden öfkelenen tanrıların öcünü almak amacıyla Hephaistos tarafından topraktan ve sudan yaratılmıştı. Pandora gün gelecek için- de yeryüzünün tüm kötülüklerinin bulunduğu ku- tusunu açacak ve bu kötülükler dünyaya yayıla- caktı. Kutuyu yeniden kapattığında ise iş işten geçmiş olacak, kutuda sadece "umut" kalacaktı. Pandora'nın yaratıcısı Hephaistos ise çirkinli- ğiyle ünlüydü Olympos Tanrıları arasında ve on- lar tarafından hor görülürdü. Oysa büyük bir us- taydı kendisi; kimsenin elinden gelmeyen işler onun elinden gelirdi. Tanrıların babası Zeus ile kansi Herâ bile yatak odalarını ona yaptırmışlar- dı. Bu ustalığı, Hephaistos'un güzeller güzeli Af- rodit'in gönlünü kazanmasına yetmiyordu: Kızı- yor, öfkeleniyor, haykırıyordu: "Zeus Baba ve hep var olan öbürmutlu tannlar I gelin, şugülünç, ba- yağı işlere birbakın, Zeus'un kızı Afrodit horgör- dü beni. I topalım diye horgördü beni, sevdiAres'i sevdi onu, yakışıklı ve çevik ayaklı diye, I kabahat bende değil, sakat doğmuşsam kabahat anamda, babamda, beni dünyaya getirmeselerdi..." • • • Ne var ki, insan Hephaistos'a acısa da onun Pandora'yı insanların başına bela etmesıni bağış- layamıyor. Ama tek "suçlu" o muydu? Başkaları- nın hiç mi suçu yoktu? Orneğin, Atlas ile Promet- heus'ün kardeşleri Epimetheus'un? Belkı de en büyük "suçlu" oydu! Zeus onu öz kardeşi Promet- heus'a karşı kullanmış, onu ve onunla birlikte in- san soyunu yok etmek için Pandora'yı armağan oiarak Epimetheus'e yollamıştı. O ise Promethe- us'ün kendisine, "Zeus'ten armağan alma!"dedi- ğini unutmuş, tanrıların özene bezene yarattıkla- n, usta Hephaistos'un elinden çıkmış Pandora'yı almış ve onunla evlenmişti. ••• "Bela"gümbür gümbür gelmişti. Şimdi isterse- niz, gerisini Hesiodos'un İşler ve Günler'inden birlikte okuyalım: "...Uzaktan gürleyen Zeus'ün oluyordu isteği. Ses koydu içine o tannlar kılavu- zu ve Pandora adını taktı. Pandora demek bütün tannlann armağanı demekti, çünkü bütün Olym- poslular insanların başına bela etmişti onu, I Tan- nlann babası kurunca bu düzeni I Epimetheus'e gönderdi Pandora'yı kılavuz tann Hermelas'la I Epimetheus unuttu Prometheus'ün dediğini; Ze- us'ten armağan alma demişti ona Prometheus I alırsan ölümlüleri derde sokarsın demişti. I Arma- ğanı aldı ve alınca anladı başına bela aldığını I Es- kiden insanoğullan bu dünyada I dertlerden, kay- gılardan uzakyaşarlardı I bilmezlerdi ölüm getiren hastalıklan I Pandora açınca kutunun kapağını I dağıttı insanlara acılan, dertleri I Bir tek umut kal- dı dışan çıkmadık I kapağı açılan dert kutusundan. Umut tam çıkacakken Pandora kapamıştı kapağı I böyle istemişti bulutlar devşiren Zeus. O gün bu gündür insanlann başı dertte I toprak bela dolu- dur, deniz bela dolu I geceler dert doludur, gün- düzler dert dolu I Belalar başıboş dolaşır sessiz- ce I ölümlülerin çevresinde..." • • • "Susuhuk" sözü bana bu efsaneyi anımsatıyor. Tannlar Diyarı Anadolu'nun yeni kötülük tanrıları yarattığını düşünüyorum. Pandora'yı bir otobüsün üzerinde. Epimetheus'ü bir uçak merdivenınde görür gibi oluyorum. Ve sürekli çoğalıyorlar. Umut- suzluk mu? Hayır, çünkü "umut" hâlâ insanoğlu tarafından açılmayı bekleyen kutunun içinde. Ay- rıca bu efsaneye ilişkin farklı söylentiler de var: "Kutunun içinde iyilikler de vardı. Kaçıp kurtulan iyilikler Olympos'a doğru yol aldılar." Kısacası iş başa düşüyor: Ya kutuyu açıp "umud"u özgürlüğüne kavuşturacak ve Olym- pos'ta iyiliklerle buluşacağız ya da bir kez daha kötülük tanrılarının istedikleri olacak. (Kadın Sağlığı ve Aile Planlaması) Hizmet Sistemi Bilgi Hattı: 212 - 257 06 46
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle