Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14EYLUL1997PAZAR
HABERLER
Fatih Arınç
toprağa verildi
• MANİSA(AA)-
Manisa'nın Kırkağaç ilçesi
Bakır beldesinde trenin
çarptıgı otomobilde ölen RP
Manisa Milletvekilı Bülent
Annç'ın oğlu Mehmet Fatih
Annç toprağa verildi.
Hatuniye Camii'nde kılınan
namazdan sonra, Mehmet
Fatih Annç'ın (16) cenazesi,
omuzlarda taşındıktan sonra
Çatal-2 Mezarlığı'nda
defhedildi.
Başbajlar'ın
temeli atıldı
• KEMALİYE(AA)-
Başbakan Yardımcısı ve
Devlet Bakanı Bülent
Ecevıt, Erzincan'ın
Kemaliye ilçesinde Başpınar
Köprüsü'nün açılışım yaptı,
1993'tePKK'lilerin33kişiyı
öldürdüğü Başbağlar
Köyü'nde 40 konutun
temelini attı. Başbağlar'da
kurban kesilerek karşılanan
Ecevit, burada yaptığı
konuşmada "Türk halkını
Sünni-Alevi. Kürt-Türk dıye
birbirinden ayırmaya ve
birbirine karşı kjşkjrtmaya
kalkışanlar daima hüsrana
uğrayacaklar" dedi.
Nasrallah'm oğlu
olduruldu
• BE\RIT(AA)-Aşın
dinci Hızbullah örgütünün
Genel Sekreteri Şeyh Hasan
Nasrallah'ın oğlunun, Güney
Lübnan'da Israil askerleriyle
girdiği çatışma sonucu
öldüğübildirildi.
Hizbullah'ın sözcüsü Nayef
Kıayyem yaptığı
açıklamada, "Dûn iki
savaşçımız şehit oldu.
Bunlardan bir Hizbullah
Genel Sekreteri Nasrallah'ın
oğlu Hadi Nasrallah idi"
dedi.
'Eurogold'u
göndereceğiz'
• BERGAMA(AA)-
Devlet Bakanı Işın Çelebi,
Eurogold'un, siyanürlü
yöntemle altın ûretimi
konusunda Danıştay'a
yaptığı itirazın en geç ekım
ayı başında karara
bağlanacağını söyledi.
Çelebi, ANAP Bergama ilçe
merkezinde köy muhtarlan
ve partililerle yaptığı
toplantı sonrasında, bina
önûnde toplanarak siyanürle
altın üretimine karşı çıkan
köylülere hitap etti. Devlet
Bakanı Çelebi, Danıştay'daki
karann beklenmesi
gerektiğini belirterek,
"Davayı siz kazandınız.
Eurogold'u davullar ve
çiçeklerle Türkiye'den
uğurlayacağız" dedi.
Ismet Sezgin
yurda döndü
• ANKARA (Cumhuriyet
Börosu - Başbakan
Yardımcısı ve Milli
Savunma Bakanı Ismet
Sezgin, Makedonya ve
Arnavutluk'u kapsayan 4
günlük ziyaretıni
tamamlayarak Türk Silahlı
Kuvvetleri'ne ait bir uçakla
yurda döndü. Sezgin,
Esenboğa Havalimanı'nda
düzenlediğı basın
toplantısında, Türk, Arnavut
ve Makedon halklannın
birbirlerine uzun ve ortak
geçmişten kaynaklanan
samimi duygularla bağlı
olduklannı belirtti. Ziyareti
sırasında bunu tekrar
gözlemleme imkânı
bulduğunu ifade eden
Sezgin, "Müşterek tarih,
coğrafya ve kültürel
ilişkilerin her alanda
geîiştirilmesi için sağlam bir
zemin teşkil ettiğini yerinde
görme fırsatı elde ettim"
dedi.
'Bağımsız medya'
semineri
• SOFYA (AA) - Bırleşmiş
Milletler Eğitim, Kültür ve
Bilim Teşkilatı UNESCO
tarafindan Bulgaristan'ın
başkenti Sofya'da
düzenlenen "Bağımsız
Medya" konulu seminer,
yayımlanan 'Sofya
Deklarasyonu' ile sona erdi.
Toplam 38 ülkeden 86
gazetecinin oybirliği ile
kabul edilen ve Bifleşmiş
Milletler Genel
Sekreterliği'ne iletilecek
olan deklarasyonda, basın
sektöründeki tekelleşmenin
engellenmesi, dünyanın
çeşitli ülkelerinde
cezaevlerinde bulunan
gazetecilerin serbest
bırakılması ve her türlü
sansür uygulamasının
ortadan kaldınlması için
herkesin üzerine düşen
görevi yerine getırmesi
istendi.
Budak, DİSK ve işçi sınıfının onurunu korumanın namus borcu olduğunu söyledi
DlSK, ESK'den çekilmeyi tarhştı
İstanbul Haber Servisi -
Genel Başkan Rıdvan Bu-
dak, DÎSK ve işçi sınıfı-
nın onurunu korumanın
namus borcu olduğunu be-
lirterek "DİSK'in kuruluş
ilkelerine bağlıyız ve savu-
nuyoruz" dedi. DlSK üye-
si sendikalar, Ekonomik
ve Sosyal Konsey'in
(ESK) bu yapısıyla hükü-
metin işçi aleyhindeki ka-
rarlanna taban oluştur-
maktan öte bir işe yarama-
yacağını belirterek kon-
seyden çıkılmasıru istedi-
ler.
DlSK'in önceki gün
Dedeman Oteli'nde başla-
yan 10. olagan genel kuru-
lu sürüyor. Genel kurulda
dün sabah, program üzerinde görüşmele-
rebaşlandı. Divanbaşkanlığını eskı DlSK
genel başkanlanndan KemalNebioğhı'nun
yürüttüğü genel kurulda DtSK üyesi sen-
dikalar. Ekonomik ve Sosyal Konsey'in
bu yapısıyla hükümetin işçi aleyhindeki
kararlanna taban oluşturmaktan öte bir işe
yaramayacağını belirterek konseyden çı-
kılmasını ıstediler.
DevTİmci Sağlık Iş Genel Başkanı Do-
ğan Halis, Dedeman 'ın gösterişli salonu-
nun kimseyı aldatmaması gerektiğini be-
lirterek "Daha dün çetelerin ortaklan,
kontrgerülanm su yüzüne çıkan isimkri
serbest bıralaldT dedi.
Hükümetin eşel mobildekı artışlan di-
• DlSK üyesi
sendikalar genel
kurulda, Ekonomik ve
Sosyal Konsey'in.
emekçiler lehine
çalşan bir mekanizma
olmadığını belirterek
konseyden çıkılmasını
istediler. Devrimci
Sağlık tş Genel
Başkanı Doğan Halis,
" Dedeman'ın
gösterişli salonu sizi
aldatmasın, oldukça
kötü günler yaşıyoruz.
Daha dün çetelerin
ortaklan
kontrgerillanın su
yüzüne çıkan isimleri
serbest bırakıldı" dedi. DİSK yönethnine Rıdvan Budak'ın yeniden seçilmesine kesin gözüyle bakıbyor.
lediği kriterlerle istediği gibi hesaplayabil-
dığini ifade eden Halis, eşel mobile karşı
çıkılmasını istedi. Basın Iş Örgütlenme
Daire Başkanı SerdarKaya, 5'li dıyaloğun
darbeyi önlediği yönündekı görüşlere de
katılmadığını belirtti.
Tekstil-lş Sendikası adına konuşan ge-
nel sekreter Süleyınan Çelebi de gündem-
deki en önemli sorunun örgütlenme önün-
deki yasal engeller olduğunu anlattı.
TİS Genel Başkanı Ahmet Ağar da ai-
leleriyle birlikte 16 milyon tanm işçisinın
sendikal güvenceden yoksun olduğunu ve
çok düşük ücretlerle çalıştığını ifade etti.
Genel-Iş Örgütlenme Daire Başkanı
Erol Ekka ile Naklıyat Iş Genel Başkanı A.
Rıza Küçükosmanoğlu'nun. konuşmalan
sırasmda Budak'a sert eleştiriler yönelt-
meleri gerginlik yaşanmasına neden oldu.
Ekici ve Küçükosmanoğlu, Budak'ı MGK
sendikacılığı yapmak ve DlSK" i hızla bur-
juva örgütüne dönüştürmekle suçladı. Eki-
ci'nin, Nebioğlu'nun uyansına uymaya-
rak konuşmasını uzatması üzerine Nebi-
oğluEkici'yiu
DtSKbudeğil,buDİSKde-
ğü" diyerek sert bir dılle uyardı. Ekıci'nin
konuşmasını sürdürmekteki ısran üzerine
oturuma on dakika ara verildi.
Kendisıne yönelik eleştirileri yanıtla-
mak üzere kürsüye gelen Budak,
"DİSK'in ve işçi sınıfinın onurunu koru-
mak namus borcumuzdur. DİSK'in kuru-
luş ilkelerinebağlıyız ve sa-
vunuyoruz. DİSK'in sırtını
hiçbir toplanbda yere ge-
tirmedik'" dedi. Budak. sı-
yasal boyuttaki eleştirileri
de "Beni sendikal işlevleri
yerine getirmem için seçti-
niz. Benden ve DİSK'ten
bir siyasi partinin fonksi-
yonlaruıı yerine getirmesi-
ni bekleyemezsiniz" diye-
rek yanıtladı. ESK ile ilgi-
li eleştirileri de yanıtlayan
Budak, "ESK henfiz yasal
olarak kurulmuş bik değil-
dir. Kimse bizi zorla çağır-
ıruyor; yararlı görmezsek
cıkanz, olur biter. Yapısıy-
la ilgili eieştirilere kanlıyo-
rum. Toplatı tarihinden
önce başbakana bir mek-
tup yazarak ESK'nin bu yapısı ile beklenen
yaran sağlayamayacağını ilettik. Eleştiri
yapanlar, ESK'nin Türkiye'deki durumu-
nubilmivorlar*'dıye konuştu. Beşli oluşu-
mun gericiliğe karşı oluşturulmuş bir kom-
binezon olduğunu söyleyen Budak, sivil it-
tifakın 12 Eylül gibi olmasa da muhtemeL
bir darbeyi önlediğini savundu.
Bugün belirlenecek DlSK yönetımine
Budak'ın yeniden seçilmesine kesın gö-
züyle bakılıyor. Tartışma. genel sekreter
üzerinde yoğunlaşıyor. DlSK içindeki
güçlü sendikalann oluşturacağı belirtilen
yeni yönetimde genel sekreterlik için en
güçlü aday Birleşik Metal-Iş delegesi Mu-
rat Tokmak gözüküyor.
Petrol
Yılmaz
AMACO
görüşmesi
olumlu
İstanbul Haber
Servisi-AMACO
Petrol Şirketi tstanbul
Temsilcisi Martin
Davis. Kazakistan-
Türkiye arasında
yapılacak petrol boru
hattının "büyükbir
proje olduğunu ve
uzun bir çalışma ile
etüt istediğini"
belirterek "Ama
muhtemelen gelecekte
böyle bir çalışma
yapılabilir" dedi.
Başbakan Mesut
Yılmaz. Martin Davis
ile AMACO
Uluslararası Gaz
Şirketi'nin Londra
Genel Müdürü Nick
Jazvis'i, Svvissotel'de
kabul etti. Yaklaşık
1.5 saat süren
kabulden sonra
gazetecilerin
sorulannı
cevaplandıran Davis,
uzun zamandır
Türkiye'de çalışmalar
yaptıklannı belirterek
Türkiye'deki
yatınmlannı
arttırmak istediklerini
söyledi. "AMACO ile
Türkiye'nin Kazak
boru hattı için işbirliği
yapma şansı nedir"
şeklindeki bir soru
üzerine Davis.
"Büyük bir proje,
uzun bir çalışma ve
etüt istiyor. Ama
muhtemelen gelecekte
böy le bir çalışma
yapılabilir" yanıunı
verdi. Davis.
Başbakan Yılmaz ile
yaptıklan toplantıda
enerji konulannı
göriiştüklerini
sözlerine ekledi.
Kf*nnn R i l c r i n ' i n n r l ı Cumartesi Anneleri'niıı 122. randevusunda 12 EyMI 1994
J V e n a n D l l g U l 1 a n O l g ü n ü k ^b e d i l e n K£ n anBügmanıldı.ADeter,ka vıplarınbu-
lunmasını ve katillerden hesap sorulmasmı istedi. Kenan Bügjn'in kardeşi İrfan Bilgin. ağabeyinin devlet içindeki çeteter tarafindan ka-
çırüarak kaybedildiğini anlatü. Hüseyin Morsümbül'ün annesi Fadime Morsümbül de hükümetin ve siyasilerin evlat acısmın ne demek
olduğunu bümediğini söyledi. Cumartesi Anneleri adına yapılan açıklamada, kayıplar mücadelesinin sürdüğü beürtilerek "Cumartesi
insanlan asla vazgeçmeyecek. Kayıplar son bulana kadar mücadelemizsürecek" denildi. (Fotoğraf: KLBİLAY TUNTUL)
Süleyman Demirel 16 eylülde İskenderiye'de Hüsnü Mübarek ile görüşecek
Mısır'dan Kuzey Irak uyansı
SERKAN DEMİRTAŞ
ANKARA - Mısır De\ let Başkanı Hüsnü Mü-
barek, Cumhurbaşkaru Süleyman Demirel'in 16
eylül salı günü gerçekleştireceği ziyaret sırasın-
da Kuzey Irak sorununun banşçı yöntemlerle
çözühnesi gerektiğini. Türk askerlerinin bir
Arap ülkesi topraklannda askeri faaliyetlerde
bulunmasının rahatsızhk yarattığını iletecek.
Demirel ile Mübarek arasında yılda bir kez
gerçekleşn'rilen çalışma ziyaretleri kapsamında
16 eylülde İskenderiye'de gerçekleştirilecek gö-
rüşmede, Güney Kıbns Rum Yönetimi'nin Rus-
ya'dan alacağı S-300 füze sistemlerinin geçme-
sinin engellenmesi için Boğazlar'da yapılan ara-
malar konusunun yanı sıra Kuzey Irak sorunu-
nun da ele alınacağı kaydedildi. Demirel'in,
Türkiye'nin füzelerin adaya konuşlanması ko-
nusundaki duyarlılığını ileteceği belirtilirken
Mübarek'in de ağrrhİdı olarak Türkjye-lsrail as-
keri işbirliği ile Irak'ın toprak bütünlügü konu-
lannı masaya getıreceği bildirildı.
Mübarek-Demirel görüşmesi iki ana bölüm-
den oluşacak. Görüşmenin ilk bölümünde iki
ülke ilişkileri ele alınacak. Bu kapsamda eko-
nomik ilişkilerin arttınlması. üçüncü ülkelerde
ortak yatınm yapılması ve ticaret hacminin art-
tınlması konulan görüşülecek.
Görüşmelerin ikinci bölümünde, bölgesel ve
uluslararası konulara değinilecek. Mübarek'in
Türkiye-Israil arasındaki askeri işbirliğinin art-
ması ve ekim ayının ikinci yansında yapılması
beklenen 3'lü tatbıkattan duyduklan rahatsızlı-
ğı gündeme getirmesinin kesin olduğu kaydedil-
di. Mübarek'in, Ortadoğu batnş süreci ile ilgi-
li olarak Demirel'e bilgi vereceğinin de altını çi-
zen kaynaklar. bölgesel konular kapsamında
Kuzey Irak sorununun çözümü konusunun da
ağırhklı olarak görüşüleceğini bildirdiler.
3IFIİ£NOKTASI/ORAL ÇALIŞLAR
Ibrahim Şahin ve arkadaş-
lannın tahliye haberini öğren-
diğimde, 12 Eylül döneminde
yargılandığımız günleri anım-
sadım. Askeri darbeye kadar
hakkında ciddi hiçbir soruş-
turma açılmamış sosyalist bir
partinin yöneticisiydim. Dar-
beden iki ay sonra hakkımız-
da Türk Ceza Kanunu'nun
141. maddesinden soruştur-
ma açıldı ve tutuklandık.
Sıkıyönetim Komutanlığı
Askeri Mahkemeleri'ndeyıllar
sürecek bir yargılanma döne-
mine girdik. Hakkımızdaki id-
dialar; partinin bildirileri, ey-
lemleri, tüzük ve programın-
daki düşüncelerle ilgiliydi. Ya-
sal bir partinin, yıllarca hakkın-
da hiçbir soruşturma açılma-
mış belgeleri yüzünden yargı-
lanıyorduk. Birçoğumuz iki yı-
la yakın tutuklu kaldıktan son-
ra bırakıldık.
Sıkıyönetim mahkemesi bi-
zi, bütün deliller toplandığı,
hiçbir kaçma şüphesi bulun-
Bağımsız Türk Adaleti
madığı halde, bağımsızlığını
kanıtlarcasına bırakmıyordu.
Gerekçesi de çoğu zaman,
"henüz deliller toplanmadığı
;ç/n"oluyordu.
Özel Tim'in komutanı Ibra-
him Şahin ve arkadaşları, sa-
nırım üçüncü duruşmada,
"yeteri kadar delil toplandığı"
gerekçesiyle serbest kaldılar.
Bizim davada ne cinayet iddi-
ası vardı, ne uyuşturucu ka-
çakçılığı, nedesilah veşiddet.
Gizli kapaklı bir olaydan da
yargılanmıyorduk.
Suç iddiası olarak öne sürü-
len her şey, yazılı belgelerden
ibaretti.
Ibrahim Şahin ve arkadaşla-
nnın davasında işe hemen her
§ey karanlıkta. Örneğin Tank
Umrt'i kim öldürdü? Kurye Di-
lek paraları kime getiriyordu?
Aytıan Akça'nın bu konudaki
rolü neydi? Sapanca-Adapa-
zarı üçgeninde işlenen faili
meçhul cinayetlerie Özel
Tim'in bir ilgisi yok muydu?
Susuriuk kazası sonrası orta-
ya çıkan yüzlerce sorunun ce-
vabı bu davada aydınlandı mı?
Bağımsız Türk yargıçlanna
göre "yeteri kadar delil" top-
lanmış. Devlet Güvenlik Mah-
kemesi'nde bu kararı veren
hâkimleri tanımıyorum. Böyle
birsonuca nasıl vardıklannı in-
celeyebilecek durumda da
değilim. Tahliye ettiklerıne gö-
re vardır bir bildikleri, demek-
ten başka çarem yok. Bağım-
sız Türk adaleti böyle düşü-
nüp, böyle karar verdiyse bize
nedüşer...
•••
Merkezi Türk devleti, şu an-
da temel tehlike olarak "irti-
ca "yı görüyor. Her ne kadar
bağımsız Türk mahkemeleri,
cami göstericilerini tutuklama-
sa da, devletin şeriatçılann et-
kinliğini arttırmasından tedir-
gin olduğu gözleniyor. En azın-
dan Türk ordusunun, irtica ko-
nusundaki duyarlılığının de-
vam ettiği basına yansıyor. As-
kerler, tehlikenin geçtiğini dü-
şünmüyoriar.
Bir güç baş tehlike ise, as-
keri stratejiye göre diğer güç-
lertali düşman haline dönüşür
veya düşman olmaktan çıkar,
bazen de müttefik kabul edil-
meye başlanır.
Örneğin ülkücüler, Güney-
doğu'daki savaşta müttefik
olarak görüldüler. Özel Tim, bu
nedenle ülkücülere dayanarak
kurukdu ve gelişti. Çünkü PKK
baş düşman kabul edilmişti.
Şimdi irtica baş düşman.
Başta askerler olmak üzere et-
kili güçler, böyle görüyor ve
buna uygun bir strateji izliyor.
Ülkücüler, bu strateji sapta-
masında yeniden devletin te-
mel müttefiklerinden biri ola-
rak mı düşünülüyor? Her ne
kadar şeriata karşı mücadele-
de sol güçler, daha tutaıiı ve
sağlam bir tavır gösterseler
de, devletin onlara güvenme-
si zor.
55 yıldır düşman gördüğü,
her görüldüğü yerde ezilmesi
gerektiğini düşündüğü sol, şe-
riatla mücadelede bile olsa,
güvenilemezdi. Bu nedenle ül-
kücüler yeniden baş müttefik
haline mi dönüşmüştü? Her
ne kadar Güneydoğu'da bir
dönem onlarta bir çatışma ve
çelişme yaşansa da, artık
dersleri verildi ve kulaklan çe-
kildi diye mi düşünülüyordu?
Biz yargıçlann bağımsız ol-
duğunu söylesek bile kendileri
kabul etmiyoriar. Yargrtay Baş-
kanı daha iki gün önce yargının
bağımsız olmadığını söyledi.
Başkan böyle söylüyorsa bir
bildiği var. Bizim ne haddimi-
ze...
MİKRO
DINÇ TAYANÇ
Aşk, Olümle Sevişince
Kıbns'ın ucundan Akdeniz'e saplanmış bir "ku-
le"... Kulede bir kara adam, elleri Desdemona'nın
boynunda... Desdemona, Othello'yu aldatmışlı-
ğında ölürken, Shakespeare'in kaleminden tarihe
geçiyor...
Diyoriar ki; "Uygarlık Kuzey'e çekilirken, güne-
şi Akdeniz 'e bırakmış 7
Ya Shakespeare?
O da, Akdeniz ile Kuzey Denizi arasında biryer-
lerde, "aşkın, ölümle sevişmesini" yakalıyor;Ro-
meo-Juliet!
"Aşk mı ölümle sevişiyor; aydınlık mı karanlık-
la"diye soruyorum kendime; "Yoksa, sevgiyle tu~
tuculuk mu?"
Kız, esas oğlanı seviyor; oğlan da esas kızı.
Öykünün "ana fikri" bu! w* • , • . •-?
"Ana fikrin ana fikri"ndeyse, kız tarafının sevgi-
sizliği yatıyor: "Sevemezsin, sevişemezsin, verdi-
ğimizden başkasına varamazsın!"
Aşkın içine kabadayılığı sokuyorlar, kavgayı so-
kuyorlar, entrikayı sokuyorlar, silahı sokuyorlar;
ölümü sokuyoriar!
ölüm girdi miydi aydınlıkla karanlığın arasına, ar-
dı arkası kesilmiyor...
Müziği ölümsüz de olsa, Romeo ile Juliet'in aş-
kı "ö/üm/ü"noktalanıyori Karanlığın "aydınlık"ya-
nılsaması bir papaz, Juliet'e "öldürmeyici" zehri
hazırtayıp sunuyor; kilisenin karanlık bir köşesin-
deki kurukafaların arasında hazırlamacasına.
Gerisi, uygariığın Kuzey'e çekildiği denli acı!
Esas kız zehirsiz zehiri(!) içiyor, esas oğlan kızın
öldüğünü sanıyor (ki bu arada kızın karanlık süla-
lesi, ölmemiş ölüye son saygısını(l) sunuyor), esas
oğlan yaşayıp yaşamadığı tartışmah Shakespe-
are'e ınat kendinı zehiriiyor, esas kızzehirden an-
nıp da kendine gelıp de sevdiceğinin öldüğünü ay-
nmsayınca gerçekten canına kıyıyorü!
Bütün bunlarolup biterken, papaz sahnede, ze-
hirie birieştirmeye çabaladığı iki canın cansız be-
denlerine bakıyor.
Ve...
Kilisenin karanlığında, papazın Juliet'e zehirsiz
zehiri hazıriadığı köşeden doğru, Kuzey'e çekilmiş
uygariık misali, kapkara giysili bir adam giriyor;
hayalet gibi. Kurukafalardan birini eline alıp Sha-
kespeare'in tiradını atmaya girişiyor "To be ornot
ffc^" '
, ,\Ana fikir; Vurulduk ey halkım, unutma bizi!
Ana fikrin ana fikri: Aşkın, sevişeceği ölümden
dah'a güçlü olabileceği günlere...
Cenelge hazırlanıyor
Araba saltanatına
yasak geliyor
FARUKATAAY
ANKARA - Başbakan
M«sut Yılmaz. Başbakan-
lık ve bakanlıklann. ma-
kam araçlannı kamu ban-
kalanndan karşılamasına
son verilmesi için bir ge-
nelge hazırlanması tali-
matını verdi.
1993'te,eski Başbakan
ve Cumhurbaşkanı Tur-
gut Ozal'ın eşi Semra
Ozal'a da Vakıfbank'tan
son model bir BMW tah-
sis edildiği ortaya çıktı.
Olayın kamuoyuna yansı-
masından sonra geri alın-
mıştı.
Başbakan Yılmaz, ka-
mu bankalannın kaynak-
lannın lüks Mercedesler-
den oluşan makam otosu
saltanatına yatınlmasına
son vermek için çalışma
başlatılmasuıı istedi. Eski
Başbakan Özal'ın çıkar-
dığı bir genelgeyle başla-
tılan, bakanlıklann bağlı
kunıluşlanndan araç, ge-
reç ve malzeme alabilme-
sine olanak tanıyan uygu-
lamanın, kuruluşlann ma-
li dengesini bozduğu be-
lirtildi.
Devlet Bakanı Metin
Gürdere, Başbakanhk
yetkililerinin kamu ban-
kalanndan aldıklan ma-
kam otolannı iade etme-
mek için her yolu dene-
diklerini vurguladı.
Gürdere, il özel idarele-
rinin ellerindeki ödenek-
lerle yatınm yapmak yeri-
ne, bankalarda repo yap-
ması ve bankalardan ma-
kam otosu alması konu-
sunda da "Böyle bir sis-
tem oiunca valiler de aynı
yola gidiyor olabilir. Araç
ihtiyaçlaruu bu şekilde
karşıhyor olabflnier'' de-
di.
Cüldal Okuducu
'Kadını kullanan
politikalara hayır9
ANKARA (Cumhuri-
y«t Bürosu) - CHP Kadın
Kollan Genel Başkanı
Güldal Okuducu, RE-
FAHYOL hükümeti dö-
neminde değişik yönler-
den ezilen kadmın. şimdi
de ekonomik olarak zor
durumda bırakıldığını
belirterek "Kadını sadece
oy olarak gören, kadını
kullanan bütün politika-
lara hayır" dedi.
CHP'nin ekim ayından
itibaren uygulamaya so-
kacağı
u
Kadın Danış"
merkezleriyle ilgili ola-
rak Cumhuriyet'e bilgi
veren Okuducu, "İşyerin-
de bir sorun olduğu za-
man önce kadının işine
son verilir. En az ücretle
kadın çalışünbr. Sendika-
sızhk,sigortasızukgibi so-
runlardan en çok etidle-
nen kadınlar ve çocuklar-
dır. Önceki hükümet baş-
ka politikalanyla kadını
eziyordu, bu hükümet de
ekonomik açıdan eziyor"
dedi.
Okuducu, ekim aymda
çalışmalanna başlayacak
olan Kadın Danış'm, ka-
dınlann günlük yaşamda
karşılaştıklan sorunlan
ulaştınp. tartışıp çözüm
arayacaklan bir işlev taşı-
yacağını söyledi. Bütün
çalışmalan bilimsel yolla
gerçekleştirdiklerini an-
latan Okuducu, sağlık ko-
nusunda gönüllü bir psi-
koloji grubuoluşturuldu-
ğunu, beceri kazandırma
ve geliştirme konulann-
da da kurslar verileceğini
söyledi.