23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14EYLUL1997PAZAR HABERLER Fatih Arınç toprağa verildi • MANİSA(AA)- Manisa'nın Kırkağaç ilçesi Bakır beldesinde trenin çarptıgı otomobilde ölen RP Manisa Milletvekilı Bülent Annç'ın oğlu Mehmet Fatih Annç toprağa verildi. Hatuniye Camii'nde kılınan namazdan sonra, Mehmet Fatih Annç'ın (16) cenazesi, omuzlarda taşındıktan sonra Çatal-2 Mezarlığı'nda defhedildi. Başbajlar'ın temeli atıldı • KEMALİYE(AA)- Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Ecevıt, Erzincan'ın Kemaliye ilçesinde Başpınar Köprüsü'nün açılışım yaptı, 1993'tePKK'lilerin33kişiyı öldürdüğü Başbağlar Köyü'nde 40 konutun temelini attı. Başbağlar'da kurban kesilerek karşılanan Ecevit, burada yaptığı konuşmada "Türk halkını Sünni-Alevi. Kürt-Türk dıye birbirinden ayırmaya ve birbirine karşı kjşkjrtmaya kalkışanlar daima hüsrana uğrayacaklar" dedi. Nasrallah'm oğlu olduruldu • BE\RIT(AA)-Aşın dinci Hızbullah örgütünün Genel Sekreteri Şeyh Hasan Nasrallah'ın oğlunun, Güney Lübnan'da Israil askerleriyle girdiği çatışma sonucu öldüğübildirildi. Hizbullah'ın sözcüsü Nayef Kıayyem yaptığı açıklamada, "Dûn iki savaşçımız şehit oldu. Bunlardan bir Hizbullah Genel Sekreteri Nasrallah'ın oğlu Hadi Nasrallah idi" dedi. 'Eurogold'u göndereceğiz' • BERGAMA(AA)- Devlet Bakanı Işın Çelebi, Eurogold'un, siyanürlü yöntemle altın ûretimi konusunda Danıştay'a yaptığı itirazın en geç ekım ayı başında karara bağlanacağını söyledi. Çelebi, ANAP Bergama ilçe merkezinde köy muhtarlan ve partililerle yaptığı toplantı sonrasında, bina önûnde toplanarak siyanürle altın üretimine karşı çıkan köylülere hitap etti. Devlet Bakanı Çelebi, Danıştay'daki karann beklenmesi gerektiğini belirterek, "Davayı siz kazandınız. Eurogold'u davullar ve çiçeklerle Türkiye'den uğurlayacağız" dedi. Ismet Sezgin yurda döndü • ANKARA (Cumhuriyet Börosu - Başbakan Yardımcısı ve Milli Savunma Bakanı Ismet Sezgin, Makedonya ve Arnavutluk'u kapsayan 4 günlük ziyaretıni tamamlayarak Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait bir uçakla yurda döndü. Sezgin, Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediğı basın toplantısında, Türk, Arnavut ve Makedon halklannın birbirlerine uzun ve ortak geçmişten kaynaklanan samimi duygularla bağlı olduklannı belirtti. Ziyareti sırasında bunu tekrar gözlemleme imkânı bulduğunu ifade eden Sezgin, "Müşterek tarih, coğrafya ve kültürel ilişkilerin her alanda geîiştirilmesi için sağlam bir zemin teşkil ettiğini yerinde görme fırsatı elde ettim" dedi. 'Bağımsız medya' semineri • SOFYA (AA) - Bırleşmiş Milletler Eğitim, Kültür ve Bilim Teşkilatı UNESCO tarafindan Bulgaristan'ın başkenti Sofya'da düzenlenen "Bağımsız Medya" konulu seminer, yayımlanan 'Sofya Deklarasyonu' ile sona erdi. Toplam 38 ülkeden 86 gazetecinin oybirliği ile kabul edilen ve Bifleşmiş Milletler Genel Sekreterliği'ne iletilecek olan deklarasyonda, basın sektöründeki tekelleşmenin engellenmesi, dünyanın çeşitli ülkelerinde cezaevlerinde bulunan gazetecilerin serbest bırakılması ve her türlü sansür uygulamasının ortadan kaldınlması için herkesin üzerine düşen görevi yerine getırmesi istendi. Budak, DİSK ve işçi sınıfının onurunu korumanın namus borcu olduğunu söyledi DlSK, ESK'den çekilmeyi tarhştı İstanbul Haber Servisi - Genel Başkan Rıdvan Bu- dak, DÎSK ve işçi sınıfı- nın onurunu korumanın namus borcu olduğunu be- lirterek "DİSK'in kuruluş ilkelerine bağlıyız ve savu- nuyoruz" dedi. DlSK üye- si sendikalar, Ekonomik ve Sosyal Konsey'in (ESK) bu yapısıyla hükü- metin işçi aleyhindeki ka- rarlanna taban oluştur- maktan öte bir işe yarama- yacağını belirterek kon- seyden çıkılmasıru istedi- ler. DlSK'in önceki gün Dedeman Oteli'nde başla- yan 10. olagan genel kuru- lu sürüyor. Genel kurulda dün sabah, program üzerinde görüşmele- rebaşlandı. Divanbaşkanlığını eskı DlSK genel başkanlanndan KemalNebioğhı'nun yürüttüğü genel kurulda DtSK üyesi sen- dikalar. Ekonomik ve Sosyal Konsey'in bu yapısıyla hükümetin işçi aleyhindeki kararlanna taban oluşturmaktan öte bir işe yaramayacağını belirterek konseyden çı- kılmasını ıstediler. DevTİmci Sağlık Iş Genel Başkanı Do- ğan Halis, Dedeman 'ın gösterişli salonu- nun kimseyı aldatmaması gerektiğini be- lirterek "Daha dün çetelerin ortaklan, kontrgerülanm su yüzüne çıkan isimkri serbest bıralaldT dedi. Hükümetin eşel mobildekı artışlan di- • DlSK üyesi sendikalar genel kurulda, Ekonomik ve Sosyal Konsey'in. emekçiler lehine çalşan bir mekanizma olmadığını belirterek konseyden çıkılmasını istediler. Devrimci Sağlık tş Genel Başkanı Doğan Halis, " Dedeman'ın gösterişli salonu sizi aldatmasın, oldukça kötü günler yaşıyoruz. Daha dün çetelerin ortaklan kontrgerillanın su yüzüne çıkan isimleri serbest bırakıldı" dedi. DİSK yönethnine Rıdvan Budak'ın yeniden seçilmesine kesin gözüyle bakıbyor. lediği kriterlerle istediği gibi hesaplayabil- dığini ifade eden Halis, eşel mobile karşı çıkılmasını istedi. Basın Iş Örgütlenme Daire Başkanı SerdarKaya, 5'li dıyaloğun darbeyi önlediği yönündekı görüşlere de katılmadığını belirtti. Tekstil-lş Sendikası adına konuşan ge- nel sekreter Süleyınan Çelebi de gündem- deki en önemli sorunun örgütlenme önün- deki yasal engeller olduğunu anlattı. TİS Genel Başkanı Ahmet Ağar da ai- leleriyle birlikte 16 milyon tanm işçisinın sendikal güvenceden yoksun olduğunu ve çok düşük ücretlerle çalıştığını ifade etti. Genel-Iş Örgütlenme Daire Başkanı Erol Ekka ile Naklıyat Iş Genel Başkanı A. Rıza Küçükosmanoğlu'nun. konuşmalan sırasmda Budak'a sert eleştiriler yönelt- meleri gerginlik yaşanmasına neden oldu. Ekici ve Küçükosmanoğlu, Budak'ı MGK sendikacılığı yapmak ve DlSK" i hızla bur- juva örgütüne dönüştürmekle suçladı. Eki- ci'nin, Nebioğlu'nun uyansına uymaya- rak konuşmasını uzatması üzerine Nebi- oğluEkici'yiu DtSKbudeğil,buDİSKde- ğü" diyerek sert bir dılle uyardı. Ekıci'nin konuşmasını sürdürmekteki ısran üzerine oturuma on dakika ara verildi. Kendisıne yönelik eleştirileri yanıtla- mak üzere kürsüye gelen Budak, "DİSK'in ve işçi sınıfinın onurunu koru- mak namus borcumuzdur. DİSK'in kuru- luş ilkelerinebağlıyız ve sa- vunuyoruz. DİSK'in sırtını hiçbir toplanbda yere ge- tirmedik'" dedi. Budak. sı- yasal boyuttaki eleştirileri de "Beni sendikal işlevleri yerine getirmem için seçti- niz. Benden ve DİSK'ten bir siyasi partinin fonksi- yonlaruıı yerine getirmesi- ni bekleyemezsiniz" diye- rek yanıtladı. ESK ile ilgi- li eleştirileri de yanıtlayan Budak, "ESK henfiz yasal olarak kurulmuş bik değil- dir. Kimse bizi zorla çağır- ıruyor; yararlı görmezsek cıkanz, olur biter. Yapısıy- la ilgili eieştirilere kanlıyo- rum. Toplatı tarihinden önce başbakana bir mek- tup yazarak ESK'nin bu yapısı ile beklenen yaran sağlayamayacağını ilettik. Eleştiri yapanlar, ESK'nin Türkiye'deki durumu- nubilmivorlar*'dıye konuştu. Beşli oluşu- mun gericiliğe karşı oluşturulmuş bir kom- binezon olduğunu söyleyen Budak, sivil it- tifakın 12 Eylül gibi olmasa da muhtemeL bir darbeyi önlediğini savundu. Bugün belirlenecek DlSK yönetımine Budak'ın yeniden seçilmesine kesın gö- züyle bakılıyor. Tartışma. genel sekreter üzerinde yoğunlaşıyor. DlSK içindeki güçlü sendikalann oluşturacağı belirtilen yeni yönetimde genel sekreterlik için en güçlü aday Birleşik Metal-Iş delegesi Mu- rat Tokmak gözüküyor. Petrol Yılmaz AMACO görüşmesi olumlu İstanbul Haber Servisi-AMACO Petrol Şirketi tstanbul Temsilcisi Martin Davis. Kazakistan- Türkiye arasında yapılacak petrol boru hattının "büyükbir proje olduğunu ve uzun bir çalışma ile etüt istediğini" belirterek "Ama muhtemelen gelecekte böyle bir çalışma yapılabilir" dedi. Başbakan Mesut Yılmaz. Martin Davis ile AMACO Uluslararası Gaz Şirketi'nin Londra Genel Müdürü Nick Jazvis'i, Svvissotel'de kabul etti. Yaklaşık 1.5 saat süren kabulden sonra gazetecilerin sorulannı cevaplandıran Davis, uzun zamandır Türkiye'de çalışmalar yaptıklannı belirterek Türkiye'deki yatınmlannı arttırmak istediklerini söyledi. "AMACO ile Türkiye'nin Kazak boru hattı için işbirliği yapma şansı nedir" şeklindeki bir soru üzerine Davis. "Büyük bir proje, uzun bir çalışma ve etüt istiyor. Ama muhtemelen gelecekte böy le bir çalışma yapılabilir" yanıunı verdi. Davis. Başbakan Yılmaz ile yaptıklan toplantıda enerji konulannı göriiştüklerini sözlerine ekledi. Kf*nnn R i l c r i n ' i n n r l ı Cumartesi Anneleri'niıı 122. randevusunda 12 EyMI 1994 J V e n a n D l l g U l 1 a n O l g ü n ü k ^b e d i l e n K£ n anBügmanıldı.ADeter,ka vıplarınbu- lunmasını ve katillerden hesap sorulmasmı istedi. Kenan Bügjn'in kardeşi İrfan Bilgin. ağabeyinin devlet içindeki çeteter tarafindan ka- çırüarak kaybedildiğini anlatü. Hüseyin Morsümbül'ün annesi Fadime Morsümbül de hükümetin ve siyasilerin evlat acısmın ne demek olduğunu bümediğini söyledi. Cumartesi Anneleri adına yapılan açıklamada, kayıplar mücadelesinin sürdüğü beürtilerek "Cumartesi insanlan asla vazgeçmeyecek. Kayıplar son bulana kadar mücadelemizsürecek" denildi. (Fotoğraf: KLBİLAY TUNTUL) Süleyman Demirel 16 eylülde İskenderiye'de Hüsnü Mübarek ile görüşecek Mısır'dan Kuzey Irak uyansı SERKAN DEMİRTAŞ ANKARA - Mısır De\ let Başkanı Hüsnü Mü- barek, Cumhurbaşkaru Süleyman Demirel'in 16 eylül salı günü gerçekleştireceği ziyaret sırasın- da Kuzey Irak sorununun banşçı yöntemlerle çözühnesi gerektiğini. Türk askerlerinin bir Arap ülkesi topraklannda askeri faaliyetlerde bulunmasının rahatsızhk yarattığını iletecek. Demirel ile Mübarek arasında yılda bir kez gerçekleşn'rilen çalışma ziyaretleri kapsamında 16 eylülde İskenderiye'de gerçekleştirilecek gö- rüşmede, Güney Kıbns Rum Yönetimi'nin Rus- ya'dan alacağı S-300 füze sistemlerinin geçme- sinin engellenmesi için Boğazlar'da yapılan ara- malar konusunun yanı sıra Kuzey Irak sorunu- nun da ele alınacağı kaydedildi. Demirel'in, Türkiye'nin füzelerin adaya konuşlanması ko- nusundaki duyarlılığını ileteceği belirtilirken Mübarek'in de ağrrhİdı olarak Türkjye-lsrail as- keri işbirliği ile Irak'ın toprak bütünlügü konu- lannı masaya getıreceği bildirildı. Mübarek-Demirel görüşmesi iki ana bölüm- den oluşacak. Görüşmenin ilk bölümünde iki ülke ilişkileri ele alınacak. Bu kapsamda eko- nomik ilişkilerin arttınlması. üçüncü ülkelerde ortak yatınm yapılması ve ticaret hacminin art- tınlması konulan görüşülecek. Görüşmelerin ikinci bölümünde, bölgesel ve uluslararası konulara değinilecek. Mübarek'in Türkiye-Israil arasındaki askeri işbirliğinin art- ması ve ekim ayının ikinci yansında yapılması beklenen 3'lü tatbıkattan duyduklan rahatsızlı- ğı gündeme getirmesinin kesin olduğu kaydedil- di. Mübarek'in, Ortadoğu batnş süreci ile ilgi- li olarak Demirel'e bilgi vereceğinin de altını çi- zen kaynaklar. bölgesel konular kapsamında Kuzey Irak sorununun çözümü konusunun da ağırhklı olarak görüşüleceğini bildirdiler. 3IFIİ£NOKTASI/ORAL ÇALIŞLAR Ibrahim Şahin ve arkadaş- lannın tahliye haberini öğren- diğimde, 12 Eylül döneminde yargılandığımız günleri anım- sadım. Askeri darbeye kadar hakkında ciddi hiçbir soruş- turma açılmamış sosyalist bir partinin yöneticisiydim. Dar- beden iki ay sonra hakkımız- da Türk Ceza Kanunu'nun 141. maddesinden soruştur- ma açıldı ve tutuklandık. Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemeleri'ndeyıllar sürecek bir yargılanma döne- mine girdik. Hakkımızdaki id- dialar; partinin bildirileri, ey- lemleri, tüzük ve programın- daki düşüncelerle ilgiliydi. Ya- sal bir partinin, yıllarca hakkın- da hiçbir soruşturma açılma- mış belgeleri yüzünden yargı- lanıyorduk. Birçoğumuz iki yı- la yakın tutuklu kaldıktan son- ra bırakıldık. Sıkıyönetim mahkemesi bi- zi, bütün deliller toplandığı, hiçbir kaçma şüphesi bulun- Bağımsız Türk Adaleti madığı halde, bağımsızlığını kanıtlarcasına bırakmıyordu. Gerekçesi de çoğu zaman, "henüz deliller toplanmadığı ;ç/n"oluyordu. Özel Tim'in komutanı Ibra- him Şahin ve arkadaşları, sa- nırım üçüncü duruşmada, "yeteri kadar delil toplandığı" gerekçesiyle serbest kaldılar. Bizim davada ne cinayet iddi- ası vardı, ne uyuşturucu ka- çakçılığı, nedesilah veşiddet. Gizli kapaklı bir olaydan da yargılanmıyorduk. Suç iddiası olarak öne sürü- len her şey, yazılı belgelerden ibaretti. Ibrahim Şahin ve arkadaşla- nnın davasında işe hemen her §ey karanlıkta. Örneğin Tank Umrt'i kim öldürdü? Kurye Di- lek paraları kime getiriyordu? Aytıan Akça'nın bu konudaki rolü neydi? Sapanca-Adapa- zarı üçgeninde işlenen faili meçhul cinayetlerie Özel Tim'in bir ilgisi yok muydu? Susuriuk kazası sonrası orta- ya çıkan yüzlerce sorunun ce- vabı bu davada aydınlandı mı? Bağımsız Türk yargıçlanna göre "yeteri kadar delil" top- lanmış. Devlet Güvenlik Mah- kemesi'nde bu kararı veren hâkimleri tanımıyorum. Böyle birsonuca nasıl vardıklannı in- celeyebilecek durumda da değilim. Tahliye ettiklerıne gö- re vardır bir bildikleri, demek- ten başka çarem yok. Bağım- sız Türk adaleti böyle düşü- nüp, böyle karar verdiyse bize nedüşer... ••• Merkezi Türk devleti, şu an- da temel tehlike olarak "irti- ca "yı görüyor. Her ne kadar bağımsız Türk mahkemeleri, cami göstericilerini tutuklama- sa da, devletin şeriatçılann et- kinliğini arttırmasından tedir- gin olduğu gözleniyor. En azın- dan Türk ordusunun, irtica ko- nusundaki duyarlılığının de- vam ettiği basına yansıyor. As- kerler, tehlikenin geçtiğini dü- şünmüyoriar. Bir güç baş tehlike ise, as- keri stratejiye göre diğer güç- lertali düşman haline dönüşür veya düşman olmaktan çıkar, bazen de müttefik kabul edil- meye başlanır. Örneğin ülkücüler, Güney- doğu'daki savaşta müttefik olarak görüldüler. Özel Tim, bu nedenle ülkücülere dayanarak kurukdu ve gelişti. Çünkü PKK baş düşman kabul edilmişti. Şimdi irtica baş düşman. Başta askerler olmak üzere et- kili güçler, böyle görüyor ve buna uygun bir strateji izliyor. Ülkücüler, bu strateji sapta- masında yeniden devletin te- mel müttefiklerinden biri ola- rak mı düşünülüyor? Her ne kadar şeriata karşı mücadele- de sol güçler, daha tutaıiı ve sağlam bir tavır gösterseler de, devletin onlara güvenme- si zor. 55 yıldır düşman gördüğü, her görüldüğü yerde ezilmesi gerektiğini düşündüğü sol, şe- riatla mücadelede bile olsa, güvenilemezdi. Bu nedenle ül- kücüler yeniden baş müttefik haline mi dönüşmüştü? Her ne kadar Güneydoğu'da bir dönem onlarta bir çatışma ve çelişme yaşansa da, artık dersleri verildi ve kulaklan çe- kildi diye mi düşünülüyordu? Biz yargıçlann bağımsız ol- duğunu söylesek bile kendileri kabul etmiyoriar. Yargrtay Baş- kanı daha iki gün önce yargının bağımsız olmadığını söyledi. Başkan böyle söylüyorsa bir bildiği var. Bizim ne haddimi- ze... MİKRO DINÇ TAYANÇ Aşk, Olümle Sevişince Kıbns'ın ucundan Akdeniz'e saplanmış bir "ku- le"... Kulede bir kara adam, elleri Desdemona'nın boynunda... Desdemona, Othello'yu aldatmışlı- ğında ölürken, Shakespeare'in kaleminden tarihe geçiyor... Diyoriar ki; "Uygarlık Kuzey'e çekilirken, güne- şi Akdeniz 'e bırakmış 7 Ya Shakespeare? O da, Akdeniz ile Kuzey Denizi arasında biryer- lerde, "aşkın, ölümle sevişmesini" yakalıyor;Ro- meo-Juliet! "Aşk mı ölümle sevişiyor; aydınlık mı karanlık- la"diye soruyorum kendime; "Yoksa, sevgiyle tu~ tuculuk mu?" Kız, esas oğlanı seviyor; oğlan da esas kızı. Öykünün "ana fikri" bu! w* • , • . •-? "Ana fikrin ana fikri"ndeyse, kız tarafının sevgi- sizliği yatıyor: "Sevemezsin, sevişemezsin, verdi- ğimizden başkasına varamazsın!" Aşkın içine kabadayılığı sokuyorlar, kavgayı so- kuyorlar, entrikayı sokuyorlar, silahı sokuyorlar; ölümü sokuyoriar! ölüm girdi miydi aydınlıkla karanlığın arasına, ar- dı arkası kesilmiyor... Müziği ölümsüz de olsa, Romeo ile Juliet'in aş- kı "ö/üm/ü"noktalanıyori Karanlığın "aydınlık"ya- nılsaması bir papaz, Juliet'e "öldürmeyici" zehri hazırtayıp sunuyor; kilisenin karanlık bir köşesin- deki kurukafaların arasında hazırlamacasına. Gerisi, uygariığın Kuzey'e çekildiği denli acı! Esas kız zehirsiz zehiri(!) içiyor, esas oğlan kızın öldüğünü sanıyor (ki bu arada kızın karanlık süla- lesi, ölmemiş ölüye son saygısını(l) sunuyor), esas oğlan yaşayıp yaşamadığı tartışmah Shakespe- are'e ınat kendinı zehiriiyor, esas kızzehirden an- nıp da kendine gelıp de sevdiceğinin öldüğünü ay- nmsayınca gerçekten canına kıyıyorü! Bütün bunlarolup biterken, papaz sahnede, ze- hirie birieştirmeye çabaladığı iki canın cansız be- denlerine bakıyor. Ve... Kilisenin karanlığında, papazın Juliet'e zehirsiz zehiri hazıriadığı köşeden doğru, Kuzey'e çekilmiş uygariık misali, kapkara giysili bir adam giriyor; hayalet gibi. Kurukafalardan birini eline alıp Sha- kespeare'in tiradını atmaya girişiyor "To be ornot ffc^" ' , ,\Ana fikir; Vurulduk ey halkım, unutma bizi! Ana fikrin ana fikri: Aşkın, sevişeceği ölümden dah'a güçlü olabileceği günlere... Cenelge hazırlanıyor Araba saltanatına yasak geliyor FARUKATAAY ANKARA - Başbakan M«sut Yılmaz. Başbakan- lık ve bakanlıklann. ma- kam araçlannı kamu ban- kalanndan karşılamasına son verilmesi için bir ge- nelge hazırlanması tali- matını verdi. 1993'te,eski Başbakan ve Cumhurbaşkanı Tur- gut Ozal'ın eşi Semra Ozal'a da Vakıfbank'tan son model bir BMW tah- sis edildiği ortaya çıktı. Olayın kamuoyuna yansı- masından sonra geri alın- mıştı. Başbakan Yılmaz, ka- mu bankalannın kaynak- lannın lüks Mercedesler- den oluşan makam otosu saltanatına yatınlmasına son vermek için çalışma başlatılmasuıı istedi. Eski Başbakan Özal'ın çıkar- dığı bir genelgeyle başla- tılan, bakanlıklann bağlı kunıluşlanndan araç, ge- reç ve malzeme alabilme- sine olanak tanıyan uygu- lamanın, kuruluşlann ma- li dengesini bozduğu be- lirtildi. Devlet Bakanı Metin Gürdere, Başbakanhk yetkililerinin kamu ban- kalanndan aldıklan ma- kam otolannı iade etme- mek için her yolu dene- diklerini vurguladı. Gürdere, il özel idarele- rinin ellerindeki ödenek- lerle yatınm yapmak yeri- ne, bankalarda repo yap- ması ve bankalardan ma- kam otosu alması konu- sunda da "Böyle bir sis- tem oiunca valiler de aynı yola gidiyor olabilir. Araç ihtiyaçlaruu bu şekilde karşıhyor olabflnier'' de- di. Cüldal Okuducu 'Kadını kullanan politikalara hayır9 ANKARA (Cumhuri- y«t Bürosu) - CHP Kadın Kollan Genel Başkanı Güldal Okuducu, RE- FAHYOL hükümeti dö- neminde değişik yönler- den ezilen kadmın. şimdi de ekonomik olarak zor durumda bırakıldığını belirterek "Kadını sadece oy olarak gören, kadını kullanan bütün politika- lara hayır" dedi. CHP'nin ekim ayından itibaren uygulamaya so- kacağı u Kadın Danış" merkezleriyle ilgili ola- rak Cumhuriyet'e bilgi veren Okuducu, "İşyerin- de bir sorun olduğu za- man önce kadının işine son verilir. En az ücretle kadın çalışünbr. Sendika- sızhk,sigortasızukgibi so- runlardan en çok etidle- nen kadınlar ve çocuklar- dır. Önceki hükümet baş- ka politikalanyla kadını eziyordu, bu hükümet de ekonomik açıdan eziyor" dedi. Okuducu, ekim aymda çalışmalanna başlayacak olan Kadın Danış'm, ka- dınlann günlük yaşamda karşılaştıklan sorunlan ulaştınp. tartışıp çözüm arayacaklan bir işlev taşı- yacağını söyledi. Bütün çalışmalan bilimsel yolla gerçekleştirdiklerini an- latan Okuducu, sağlık ko- nusunda gönüllü bir psi- koloji grubuoluşturuldu- ğunu, beceri kazandırma ve geliştirme konulann- da da kurslar verileceğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle