Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İrntivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç
# Genel Yaym Koordmatdni. Hikmet
Çetinkaya • Yazuşlen Müdürierr İbrahim
Yüdız - Dinç Tayanç 0 Sorumlu Müdür
Fikret tlkiz • 'Haber Merkea Müdürü
Hakan Kara • Göreel Yönetmen. Fikret Eser
Dış Habeder Şinasi Danışoğlu • tsnhbarat: Cengiz
Yıkbnm • Kültur Handan Şenköken • Spor
Abdülkadir Yücdman • Ekonomı Seda Oğuz
• Makakkr Sami Karaören • Düzettme AbduIUh
Yazıa • Fotograf Erdoğan Köseoğhı •Bügı-Belge
Edibe Buğra • Yun Haberien. Mehmet Faraç
Yaym Kuruhı. bhan Sdçuk(BaşkanX
Orhan Erinç, Okta> Kurtböke,
Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner,
Ergun Balo. Dinç Tayanç, İbrahim
Yüdız, Orhan BurssİL Mustafa
Balba>. Hakan Kara.
AnkaraTemsilcisı: Mustafa Balbay AtatürkBulvanNo.
125, Kat:4. Bakankklar-Ankara Tel. 4195020 (7 hat),
Faks:4195027»lzmırTemsücısi SerdarKıak,H.Ziya
Blv. 1352 S.2'3 Tel:4411220. Faks 4419117» Adana
Temsıkısı: Çetin Yiğenoğhı, lnönü Cd 119 S. No: 1 Kat 1,
Tel 363 12 11, Faks 363 12 15
Müessese Mudürü Lstün Akmeıı 0
Koordjnatön Ahmet Konılsan #
Mrias&e Bâknt Yener^tdare HÛKjin
Gürer • Işlamc Önder ÇeKk • Bılgı-
Işlem Naü tnal # Bılgısayar Sıstem
Mörüvet Çüer«Sanş Fazüet Kuza
MEDYA C: • Yonetıın Kunüu
Başkanı - Genel Müdür Gfllbin
Erduran 9 Koordınatör Reha
IşKmaıı # Genel Müdur Yarduncısı
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
5139580-5138460-61,Faks 5138463
Vavmıijı>an ve Bassa: Yenı Guo Haber Ajansı, Basın ve Yayıncüık A Ş.
Türtocağ Cad 39/41 Cagaloghı 34334 Ist PK 246 lstanbul Tel (0212) 512 05 05 (20 hal) Faks: (07121 513 85 95 14EYLÜL1997 îmsak: 5.08 Güneş: 6.36 Öğle: 13.07 tkindi: 16.36 Akşam: 19.24 Yatsı: 20.46
Flamenko
ustası geliyor
• İstanbul Haber Seervisi
- Geçen salı günü başlayan
Yapı Kredi Festivali
önümüzdekı hafta da kültür
sanat yaşamını
zenginleştırmeyı
sürdürecek KJasik
müzıkten New Age'e,
geleneksel müzikten Pop'a,
Tango'dan baleye kadar her
zevke sesleniyor festival.
Bu hafta ABD, Avrupa ve
Uzakdoğu'da biiyük ilgi
gören Norveçli grup Secret
Garden, Süleyman Erguner
Topluluğu ve Kynakos
Kalaycidıs Ensemble,
Ingiltere'nin en büyük
keman vırtüözlerinden
Nigel Kennedy, Coryell-
Catherine-Serranıto gıtar
üçlüsü, Chnstına Hoyos
Flamenko Dans Topluluğu
(fotoğraf) gıbi ünlülerin
önemli etkinlikleri
ızlenebilecek.
TÜBİTAK'a yeni
başkan
• ANKARA(UBA)-
Türidye Bilimsel ve Teknik
Araştırma Kurumu
Başkanlığı'na (TÜBÎTAK)
Prof. Dr. Dinçer Ülkü
atandı. Başbakanlığa bağlı
TÜBlTAK'm yeni
başkanına ilişkin atama
karan bugünkü Resmi
Gazete'de yayımlandı.
TÜBİTAK Başkanlığı'm
Prof. Dr. Tosun Terzioğlu
yürütüyordu.
îstanbul Büyükşehir Belediyesi, İTÜ işbirliği ile "Ulaşım Ana Planı" hazırladı
'3. geçiş köprii île olamaz'İstanbul Haber Servisi - lstanbul Tek-
nik ÜmVersıtesi işbirliği ile "Ulaşım Ana
Planı" hazırlayan lstanbul Büyükşehir
Belediyesi, "Boğaz'm 3. geçişi köprii ile
olamaz" karannı verdi. Geçişin tüp de-
miryolu ile sağlanması gerektiğı vurgu-
landı. Teknik Elemanlar Demeği (TEK-
DER) Marmara Bölgesi Başkanı Prof.
Dr. Necdet Aral da lstanbul'un trafik
problemini azaltmak ve çözmek için As-
ya'yı Avrupa'ya bağlayan raylı-karayol-
lu bir tüp geçıdın yapılmasının kaçınılmaz
olduğunu söyledi.
TEK-DER Marmara Bölgesi Başkanı
Prof. Dr. Necdet Aral, Yıldız Parkı Ça-
dır Köşkü'nde düzenledığı basın toplan-
tısında. Yüksek Planlama Kurulu'nca
(YPK) alınan Boğaz'a 3. köprii yapma ka-
rannı sert bir dille eleştirerek. "3. köprii,
Kuzguncuk-Beşiktaş arasına yerleştirfl-
• İstanbul "Ulaşım Ana Planı"nda 3. geçişin tüp demiryolu
ile sağlanması istendi. TEK-DER Marmara Bölgesi
Başkanı Prof. Dr. Necdet Aral, Asya'yı Avrupa'ya bağlayan
raylı - karayollu bir tüp geçit önerdi.
miştir. TüneDer, açık yollar ve köprünün
boyu danfl 3. köprii için topiam 11 bin
600 metreyoJ inşa edfleceknT" diye konuş-
tu. Köprünün yapım karannın; maliyeti,
fonksiyonu ve planlama tekniği açısından
da yanlış olduğunu savunan Prof. Dr. Aral
şöyle devam ettı: "tstanbul için karma-
şık olan trafik proUeminin çözümünde ba-
sit bir mühendislik yaklaşınu yeterliouna-
yacakür. 1. köprünün güneyinden geçerek
hcm görüntü kirliliği oluşturacak, hem
de tarihi dokuya zarar verecek 3. köprii
hiç uygun değildir. Sonuç olarak, İstan-
bul" un trafik problemini azaltmak ve çöz-
mek için Asya'yı Avrupa'ya bağlayan ray-
b-karayoDu bir tüp geçidin yapılması ka-
çınılmazdır."
tstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce ya-
pılan yazılı açıİdamada belediyenin İTÜ'ye
"tstanbul Ulaşım Ana Planı" hazırlattığı
anımsatıldı. Belediyeden yapılan açıkla-
mada, söz konusu çalışmanın 1 '50.000 öl-
çekli "İstanbul Metropolitan Alan Alt
Bölge Nâzım Planı"nda esas alınan 2010
hedef yılındaki ulaşım taleplerini karşı-
lamak üzere önerilecek projelerin, ken-
tin ulaşım sistemi üzenndeki etkılerini
ortaya koymayı amaçladığı vurgulandı.
lstanbul Ulaşım Ana Planı 'nın, doğu-
da Gebze ile barıda Çatalca ılçesini de ıçi-
ne alan, yaklaşık 155 bin hektariık bir
alanı kapsadığı belirtilen açıklamada. bu
alanın 209 trafik ve planlama bölgesine
bölündüğüne dikkat çekildi. Planın ka-
sım sonunda tamamlanacağı belirtilen
açıklamada şöyle denildi: "lstanbul Ula-
şnn Ana Planı'nmmevcutsonuçlannagö-
re 3. Boğaz geçişi için karayolu köprüsü-
nün düşünülmesi, ulaşım ve kent planla-
masınuı genel doğrulan ve İstanbul'un
özel yapısı nedeniyle yanlışnr. Geçiş. tüp
demiryolu ile sağlanmahdır."
Öte yandan Başbakan Mesut Yılmaz'ı
Swıssotel'de ziyaret eden ışadarru Şank
Tara görüşme sonrasında gazetecilerin
"İstanbul Boğazı'na tüp geçit mi, 3. köp-
rü mü" sorusunu, "Tabü ki Boğaz köp-
rûsfl. Yeramnda 15 kilometre tüp geçitte
geçmek verine Boğaz'ı yüzerek geçmeyi
tercih ederim" diye yanıtladı.
KAR DİÜ ÇÖZÜLECEK
Antik Kaunos'ta
önemli bulgular
MUĞLA (Cumburiyet)
-Dalyan'm Kaunos kentın-
de sürdürülen kazılarda
antık dönemlere ve Ana-
dolu uygarlıklanna ışık tu-
tacak yeni bulgular elde
edildi. Anadolu'nun Yu-
nan değil Anadolu uygar-
lığı olduğuna ilişkin ıpuç-
lan Çanakkale'deki Tru-
va kazılannın aıdından Ka-
unos'ta da bulundu. Bu yıl
ortaya çıkanlan Karca tab-
letlerle bugüne kadar çö-
zülemeyen Kardilininçö-
zülebıleceği bildirildi.
Köyceğiz Gölü'nü Ak-
deniz'e bağlayan Dalyan
kanalının hemen yanında-
ki Kaunos'ta 31 yıldır sür-
dürülen kazılann bu yılki
bölümünde tarihe ışık tu-
tacak bulgularelde edildi.
Yeni bulgulann ekim ayın-
da Zürih'te düzenlenecek
sempozyumda ele alına-
cağı bildirildi.
Prof. Dr. BakiÖğünbaş-
kanlığında sürdürülen ka-
zılarda önce Karca, ardın-
dan Grekçe iki yazıt ve
Apollon heykel başı bu-
lundu. Baki Öğün'ün eki-
binde 29 yıldır çalışan
Prof. Dr. Cengiz Işık, Kar-
ca'nın yerli Anadolu dili
olduğunu, ancak bugüne
dek çözülemediğıni belir-
tırken, yeni yeni ortaya çı-
kanlan yazıtlar sayesinde
önemli adımlar atılacağı-
nı söyledi.
Öğün ve Işık'ın verdik-
leri bılgiye göre antik kent-
tekı Apollon kutsal alanı-
nın hemen yanında yer
alan Afrodit Tapınağı da en
az iki yazıt kadar tarihe
ışık tutacak özellikler ta-
şıyor. İki metre yirmi san-
tim genışliğindeki kapı-
dan Roma Tapınağı'na gi-
riliyor. Zemini mermer
plakalarla kaplı tapınağın
ortastnda sunak ve sunak-
ta kanatlı bebek (Eros) fi-
gürü yer aldiğını belirten
Oğün ve Işık şu bilgileri
verdiler:
"Kucağmda bebek ta-
şıyan tannça Afrodit'ten
başkası değil. Bu tannça,
Kaunos limanından ayn-
lan deniz yokulanna İyi
yolculuklar ve bol kazanç-
lar' diliyor.Tapınakerken
Romadöneminde inşa edfl-
miş. Burada daha eski ta-
pınaklar da bulunduğu
şüptae götürmüyor."
. ' Ö>iemiacaba?BurasıBeIarus'anbaşkentiMinsk'in
130 km güneyi Luban Köyü'nde bir alabahk çifrüğL
Üç alabahk-. Dans edercesine sıçramışlar sudan_ Ancak onlarm amacı dans edip eğlenmek
değiL Sıcak hava ve sudaki oksijen oranuun aznğı, bahldann rahatmı kaçınnış. Bahklar sıkmüh.
Bol oksijenli serin suda rahat bir nefes almay^ çahşıyorlar. (Fotoğraf: REUTERS)
Siyanürlü Alöna Karşı 'Dur' Eylem Grubu üyeleri İs-
tanbul'da AJman Başkonsolosluğu önünde siyanürcü
şirketiprotestoeöL (Fotoğraf. BERTAN AĞANOĞLU)
'Bergama halkı
yalnız değildir'
tstanbul Haber Servisi -
Siyanürlü Alüna Karşı 'Dur'
Eylem Grubu, Bergama'da
siyanürle altın arayan Euro-
gold şirketine, bu toksik mad-
deyı satan Alman Degussa
şirketini dün bir açıklamay-
laprotestoetri.
Gümüşsuyu'ndaki Alman
Başkonsolosluğu önünde
toplanan lstanbul meslek
odalan, sendikalar ve de-
mokratik kitle örgütlerine
üye 50 kışılık grup. "Gefc-
ceğimizi kirletenlere izin ver-
meyeceğiz", "Siyanürlü top-
rakvatan değfldh-" yazılı dö-
vizler açtı.
Direnişe destek
Grup adına açıklama ya-
pan Bem-Sen lstanbul 1
No'lu Şube Başkanı îbra-
hhn Sönmez, Eurogold, Co-
minco, Tuprag gibı çokulus-
lu emperyalist altın tekelle-
nne karşı Bergama'da sim-
geleşen direnişin destekçisi
ve katılımcısı olacaklannı
belirtti.
Eylem yeri olarak başkon-
solosluk önünü seçmeleri-
nin nedeninın, Almanya'nın
çok uluslu emperyalist ege-
menlik biçimı oluşturması
olduğunu kaydeden Sönmez,
"AT ve benzeri birlikler, in-
sanı ve kendi topraklannı
tehdit eden siyanürle altın
aramak gibi yöntemkri. ken-
dilerinden olmayan ülkelere
daha kolay dayatmak ve ger-
çekkştinnekiçin ohişturmuş-
tur" dedi. Açıklamanın ar-
dından "SiyanüriüşirketTür-
kiye'yi terk et". °'Bergama
hâlkı yalnız depdir", "Her
yer Bergama, hepimiz Berga-
malıyTz'" sloganlan atan grup
olaysız dağıldı.
SAK USTUNDE MÜJDATGEZEN
Önce, zarar verme
Tıp fakültelerinde daha ilk derste öğretilen bir kurai
var: Önce, zarar verme. Yani hcx;alar bunu derken,
çok önemli bir mesajı da ilk öğreti olarak
sunuyorlar. Ben bu prensibi çok benimsedim ve bir
öneri olarak TBMM'ye sunmak istiyorum. Aslında
biz halkız, böyle bir hakkımız yok, ama
bağışlasınlar. Önerim şu: Biz milletvekillerimizi
seçerken onlardan bu ricada bulunalım. Önce,
zarar verme; sonrası 'ALLAH KERİM' (!)
İki ödül
Devlet Tıyatrosu Bursa Ahmet Vefik Paşa
Müdürü Emin Gümüşkaya ile Osmangazi
Belediye Başkanı Basri Sönmez'e Bursa'dan
ödül geldi. Tiyatroya katkılarından dolayı
ödüllendırmişler ikisini. Çok da iyi etmişler.
Bursa'ya dört tiyatro salonu kazandıran Basri
Sönmez, hayatını bu sanata adamış Emin
Gümüşkaya buna layıktılar. İkisini de kutluyorum.
12 Eylül sonrası TRT'nin
başında açık başlı bin vardı.
Adını şimdi YEMİN EDEREK
SÖYLEYEYİM Kİ
HAT1RLAMIYORUM.
Sonradan milletvekili falan
da oldu. Neyse. Bana bu
TRT beş yıl ekrana çıkmama
cezası verdi. Ama kişiler
geçici, kurumlar kalıcıdır. Biz
televizyon adına ne öğrendikse, doğrusu TRTde
öğrendik. Fakat geçenlerde bir haber duydum.
Inanamadım ve hemen YüceJ Yener'i aradım. Yoktu.
Bülent Varol'u aradım. Istanbul'a gitmiş. Sonunda
Izmir'den yönetmen Tahsin Okyay'ı aradım. Çünkü
işin aslını en iyi o bilebilirdi. Olayını anlatacağım
>apımın yönetmeniydi. Cumartesi günleri TRT1 'de
hle yayımlanan "Hafta Sonu" programında 12 yıldır
çalışan Zeki Yurtbaşı ile 6 yıldır çalışan Yaman
Tüzcet var. Ikisı de arkadaşım. Adı geçen programın
sürekli komedyenleri. Cumartesi günü gene her
zamanki gibi programlannı yapıyorlar. Bitiminde
yönetmen Tahsin utana sıkıla, Sizin program bugün
sondu" diyor. Olabilir, normal bir durum. Ama en basit
br atölyede bıle işten çıkartılacak adama, on beş gün
cnceden haber verilir. Bu sanatçılar sokaktan
çelmedi. Programlannın biteceğini bilseler,
fcleyicilerine bir veda parodisi hazıriarlar, bir hoşça
telın konuşması yaparlar ve en önemlisi, o on beş
çun ıçinde kendilerine başka bir kanalda başka bir iş
syarlartar. Gerçi ikisi de işsiz kalacak değil ama, bir
sanatçıya, bir emekçıye, altı ve on iki yıllık emeklerinin
sonunda, "Az önce işten aynldtnız" demek hangi
ucdana ve akla sığar, sız karar verin.
Dokuz Eylül Üniversitesi
Izmir'den 'Aktif Eğitim'
konusunda bu kurumdan bir
konuşma yapmam konusunda
teklif aldığımda, "Gecenizi
kutlamaya gelirim ama
konuşma yapmam, çünkü
yanlış anlaşılır" demiştim. Ama
gidip de konuşmacılar arasında
adımı görünce ağzımı açmam
kaçınılmaz oldu. Oturumu
Tınaz Trtiz yürütüyordu.
Konuşmacılar Toktamış Ateş,
Ali Özgentürk, Tank Akan,
Halil Ergün: Yenı Türkü
Grubu'ndan Ali Bayramoğlu
idi. Bir gün önce dekanın dialı
anlatısı nefisti. Genç tıp
öğrencileri ezber karşıtı, bu
bilimsel metodu hemencecik
benimsemışler. Titiz'in,
gerçekten trtiz çalışmalan
sonucu ezbere hayır
PORTRE Size Cahrt Irgat'ı daha önce anlattım
mıydı ya da anlatmış mıydım? Işte
şimdi anlatıyorum. Cahit Irgat, aktör
ve şair olmanın ötesinde özel bir
insandı. Şimdiki kuşak onu, arada bir
televizyonlarda oynayan siyah-beyaz
filmlerde tok sesi ve yakışıklı
yüzünden anımsayabilir. fçkiye
düşkünlüğü ve dik sözlülüğü ile
tanınırdı. Bir gün Beyoğlu'ndaki
Degustasyon'da içiyor Cahit ağabey.
Biraz gürültülü konuşuyor olacak ki
arka masalandan bir bey "Biraz yavaş
olun Cahit Bey. Bakın ben
gazeteciyim, ona göre" diyor. Cahrt
ağabey bunun üzerine cebinden on
beş kuruş çıkartıyor ve "Versene
ordan bir Cumhuriyet"d\yor.
Gene bir gün iyi kafayla Klüp 27'den
çıkmış. O devrin ente) barianndan
biri. Sabah saatin altısı. Bir çöpçü
görüyor Cahit ağabey. Çok
duygulanıyor ve "Büiün şiirlerimi
kampanyası hedefine ulaşıyor.
Bunun ilk belirtilerinı Dokuz
Eylül Tıp Fakültesi'nde görmek
beni mutls etti. Tüm Dokuz
Eylülcüleri kutluyorum. Benim
konuşma yapmak istememe
nedenime gelince: "Ben tiyatro
öğrencilerime nasıl 'sakın
ezberlemeyin' diyebilirim?.. Bu,
işin şakası, ama gelecekte bu
konuya değineceğim...
senin için yazdım" diyerek çöpçüye
sanlıyor. Garip çöpçü sabahın
köründe bir sarhoşun kendine sanlıp
bir tüıiü aynlmadığını görünce itiyor
Cahit Irgat'ı ve "Git hemşerim işine"
diyor. Yere düşen Cahit ağabey fena
halde bozuluyor çöpçüye ve Bir
daha nah yazanm seniniçin" diyor...
Bir Lüleburgaz turnesinde kendi
tiyatrosunu yuhlaması da tarihe
geçmiş olaydır. "Ben bu gece
oynamayacağım" diye tutturuyor.
Yer, doğup büyüdüğü memleketi,
tiyatro kendinin. Ne yapsınlar, genç
bir aktörü giydirip oynatıyorlar.
Oyunun sonunda herkes alkışlıyor,
fakat balkonun en arka sırasından bir
ses: "Yuuuuuh." Bu, Cahit Irgat'ın
sesi. Kendi tiyatrosunu yuhluyor.
Böyle bir âdemdi. Seveni kadar
sevmeyeni vardı. Kendi gitti adı kakJı
yadigâr. Bir de üç dört kitabı. Seni
severdim Cahit ağabey.
VIPBir konuşma yapmak üzere lstanbul
dışına çıkmam gerekti. Bana iyi yerden
bilet almışlar. Havalimanında VIP
salonuna girdik o yüzden. Burası
kuşkusuz üst düzey kişilerin
bulunacağı, uçak kalkana kadar
istirahat edecekleri bir salon. Gel gör
ki durum hiç de öyle değil. Sanırsın ki
Çukurcuma Pazan. Herkesin elinde bir
cep telefonu, aynı anda bağıra bağıra
konuşan bir sürü adam. Bu arada bir
çocuk bahçesi havasında oynayan,
bağıran ve onlara sus demeyen
anneleri. Düşündüm. EH-DEDİM-
BİZİM VİPİMİZ DE ANCAK BU KADAR
OLUR.
Tatil
Tatil ya da
dinlence. İkisi de
aynı sözcük.
Ama ben
bunlann ikisinin
de anlamını
yaşamım
boyunca pek
bilemedim. Ama
yaş elli beşe
gelip de
yorgunluklar
başlayınca kaçtım geldim buralara. Birkaç günlüğüne
de olsa dinlenmek tstiyorum. Alışkanlık yok ya, nasıl
dinleneceğimi bilmiyorum. Oturmuşum daktilonun
başına size bunlan yazıyorum? Eşim ve dostlanm
denizdeler. Ben de gitmek istiyorum? Çok bir şey mi
istedim?
Pazarın
fıkrası:
Mollanın biri bir gemi
yolculuğunda kaptan
köşküne girmiş.
Başlamış efendi kaptanı
taciz etmeye:
- Kaptan efendi sen
namaz kılar mısın?
- Kılamam, hep
seferdeyim, demiş kaptan.
- Peki hacca gittin mi?
- Çalışmaktan vakit
olmadı.
- Peki oruç tutar mısın?
- Seferiyim, tutamam.
- O zaman gittin
cehennemin dibine.
Az sonra bir fırtına
patlamış ki sorma. Gemi
ceviz kabuğu gibi
sallanmakta, battı
batacak. Kaptan, mollaya
dönmüş:
- Molla, demiş, sen yüzme
bilir misin?
- Bilmem, demiş molla.
- O zaman gittin denizin
dibine.
Beni
güldürenler
Izmir Körfezi'nin,
Istanbul'un Haliç'inden
farkı yoktur. İkisi de çamur
deryası. Izmir'deyim.
Sahilde adamın biri balık
avlıyor. Kocaman bir
çipura yakaladı. Balık
oltada zıplayıp duruyor.
Yaklaştım yanına,
"Hemşerim", dedim, "bu
pis denizde tuttuğun balık
yenmez, adamı zehirier."
Şöyle bir yüzüme baktı ve
"Merak etme abem " dedi,
"ben bunu yemek için
tutmuyorum, satmak için
tutuyorum".
OKUYUN: Bazı partilerin
ruhuna fatiha
İZLEYİN: Bazı partileri
SEVİN: Okuyanlan
Ayağımın altı pekmez
Küçükken mahalle aralarında oyunlar oynardık.
Birini kızdırmak istediğimizde, "Ayağımın altı
pekmez, yala yala bitmez" derdik. Ya da biri ile
dargınsak, "Ava gidiyoruz tava gidiyoruz, çatlasan
da patlasan da
konuşmuyoruz"
derdik. Dargın
arkadaşımızla
konuşmanın da bir
girizgâhı vardı:
"Atışmak gibi
olmasın ama..."
Şimdi bize
Amerikan kültürü
geidi.
"O...çocuğusuz"
film yok. Doğal olarak çocuklanmız da bu zarif
sözcükleri hemen kapıp birbirierine
söyleyiveriyorlar. Eskiye hiç özlem duymam. Ama
"ayağımın altı pekmezle "atışmak gibi olmasın "lan
özlüyorum.
Pazarlık ve duvarlık sözler
Kendinle ilgili şeyleri saklayamıyorsan
başkalarına söylediğinde sakın onlardan
saklamalannı bekleme.
Yargı
"Göğsümü gere gere yargı tam bağımsızdır '
diyemiyorum." Bu sözler benim değil, Yargıtay
Başkanı'nın. Bu sözleri uygar bir ülkede bir Yargıtay
başkanı söylese o gün hükümet düşer. Koskoca
yargıç üzüntüsünü gizleyemedi bunlan söylerken.
Ben de en az onun kadar üzüldüm. Çünkü ülkemi,
halkımı çok seviyorum ben. Bütün köklerim burada,
kopmam olanaksız. Hep birlikte çok güzel işler
yapabilir ve gerçekten uygar bir toplum olabiliriz.
Ama çalışmayı, düşünmeyi hiç sevmiyonjz. Biraz
gayret be hemşerim!..
SİGARAYI AÇIK HAVADA İÇİN, ÇÜNKÜ KAPALI
HAVA OLMAZ.
(Siz kapalı spor salonu dediklerine bakmayın.)