Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 EYLUL1997 PAZAR
10 HABERLEREV DEVAMI
Istanbul
Edirne
Kocaeli
Çanakkale
Izmır
Manisa
Aydın
Denizli
PB
PB
PB
PB
A
A
A
A
25
27
25
25
30
30
32
30
Zonguldak PB 22 Antalya
Sinop
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskişehır
Konya
Sıvas
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
23
24
24
25
24
27
24
22
33 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkârı
Van
A
A
A
A
A
A
PB
PB
3b
33
31
32
29
28
24
23
PB 19 4L
Yurdun kuzey ke-
simleri parçalı
bulutlu, öteki yer-
ler az bulutlu ve H e l s i n k l
açık geçecek. S t o c k h o l m
Hava sıcaklığı bi- r3 r a
—
razartacak.Rüz- B g ^ m
gar kuzey ve do-
ğu yönlerden ha-
fıf olarak esecek. Y 21 Milano
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahire
Y
Y
PB
PB
Y
PB
PB
A
1/
31
26
33
18
27
20-
31
Şam 33
0Açık Parçal. bulutlu Sısl k
Çok bulutlu Yağmuriu
aAAAAt
Karlı Sulukar t Gck gurultulu
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
I Baştarafi 1. Sayfada
Kimileri trilyonlarca kredileri iade etmiyor. Kimileri
devlet yönetiminde oldukları sıralarda keselerini
doldurdular.
Örnek mi? Sonradan görmeve paraedinen had-
dini bilmez TV sahibinin Diyarbakır Cumhuriyet
Bürosu'nu basması gibi.
Yurtdışında oteller, hanlar, villalar edindiler.
Siyasal kadrolar "temiz siyasetçi" arayışına ne
zaman yanıt verecek?
Ciddiyetine inandığım bir siyaset adamı, geçen
gün, bu konuda olabileceklere dair bilgı vermek-
ten özenle kaçındı; ama. yüzündeki mimiklerte "ba-
zı şeylerin olabileceğini" anlatmak istiyordu.
Bu bile, umudumuzu kamçılıyor. Toplum ne hal-
de, düşünebiliyor musunuz?
"Temiz siyasetçi"ye ulaşmanın önündeki büyük
engel, Şaibe Hanım'la kocası. Bireylerın Şaibe
Hanım hakkındaki yargıları, artık eylemlerle sokak-
lara taşınıyor.
Yatındaki görkemli lüks yaşamından zaman ayı-
rabildiğı günlerde ilçelerde, kasabalardaki gezin-
tilerde yüzüne, "Bu kadını konuşturmayın" diye
bağınyorlar. Vız geliyor!
Halkı kör ve budala sanan bir mantığı var. Aklı
sıra, halka "tertemiz siyasetçi" olduğunu kanıtla-
yacak.
Savundukça biraz daha batıyor. Önce gazeteci-
ye kocasının "sürekli gayrimenkuller almak istedi-
ğini" birgüzel itiraf ediyorve.. bir hayıflanma: "Keş-
ke Özer'i frenlemeseydim" diyor. Pes!
Kuşadası'ndaki çiftlik, neredeymiş biliyor mu-
sunuz: Dağ başında!
Karısı siyasete atılıp, hele beleşten başbakan
oluncaadam neyapacağını şaşırmış. Gitmiş "dağ
başında çiftlikalmış". Pardon koca almamış, borç
verdiği "özel hizmetlisi" Suna Pelister alıvermiş!
Sürsün mü rezalet?
Aaa, bakmış ki; Suna Pelister. sevgili özel hiz-
metlileri dağ başında oturacak. Kıyamamış. "Ol-
maz" demişler karı koca ve dağın ta tepesindeki
90 bin 553 metrekarelik "birşeyi" alıvermişler.
Oysa, Şaibe'nin frenlemesine karşın Özer'ciği-
nin eliyle edindiği mallar, paralar, gün geçmiyor ki
bir yayın organında yer almasın.
Dilerseniz; bugün, "malı ortaya koymakiçin" ör-
nek bir iki rakamla yetinelım. Hem de resmi mal
varlığı beyanındaki rakamlarla:
Ailenin ABD'deki gayrimenkullerinin değeri 1 mil-
yon 303 bin 557 dolarrr! Taşınmaz bu malları al-
mak için ABD'ye dolarların Şaibe'nin ekonomiden
sorumlu Bakan iken nasıl transfer edildiği "tam bir
esrar".
Yasal dayanaklarla savunuya geçılse bile, eko-
nomiden sorumlu olan bir Bakan'ın ABD'ye dolar
transferi "siyasal etik" ile ne ölçüde bağdaşabilir?
Yine kendi beyanlanna göre Yeniköy'deki yalı-
dan Bilkent'teki binaya kadar gayrimenkullerinin
değeri: 648.467 ABD Dolan!
Aynı gayrimenkullere emlakçilerin saptadığı de-
ğer: 21.100.000 ABD Dolan. Aradaki fark;
20.451.533 dolar. Aile böylece 20 milyon küsur
"kadar", yalan demiyoruz, yanlış mal beyanında
bulunuyor.
ABD'deki varlıklarına emlakçilerin kestiği fiyat-
la, beyan ettikleri rakam arasında 1 milyon 638.000
dolar farktan söz ediliyor.
Bir saptama yapalım:
TBMM'de kurulan -soruşturma da değil- kısıtlı
olanaklı araştırma komisyonu aracılığıyla Şaibe
Hanım. aklanmadı.
TBMM'deki oylamayla Şaibe Hanım, hakkında-
ki suçlamalann hesabını vereceği Yüce Divan'a
gitmekten kurtuldu. O kadar!
Sürekli söylüyor; "Bağımsızyargı önünde hesap
vermeye hazınm" diye.
Ama, şimdi TBMM'nin -siyasal yapılı- kararına
sığınıp, kaçıyor yargıdan.
Saymakla bitmez, sayfalara sığmaz Şaibe ile
eşinin serveti.
lyisi mi, izin verin; bir süre tatil yapayım.
Dönünce "temiz siyasetçi" aramayı sürdürür ve
Şaibe Hanım'ın serüvenlerine kaldığımız yerden
devam ederiz.
Bugünden itibaren...
Bir süre için hoşça kalın!
Hak arayan öğrencilere 414 yıl hapis
ANKARA / İZMİR (Cumhuriyet) - Susur-
luk davası sanıklannın tahliyesi, öğrencilere
verilen hapis cezalannı yeniden gündeme ge-
tirdi. "Cürüm işlemek üzere çete oluşturmak
ve çeteye üye olmak"la suçlanan özel timciler
tahliye edilirken Ankara ve Manisa'da öğren-
cilere toplam 414 yıl 3 ay hapis cezası verildi.
Öğrencilerin yargılama süreci şöyle gelişti:
Üniversite harçlannı protesto etmek amacıyla
1995 yılının sonbahannda başlayan eylemler
zincirinde, öğrenciler topladıklan 350 bin im-
zayı 20 Ekim 1995 'te kitlesel bir basın açıkla-
ması yaparak, TBMM Başkanlığı'na teslim
ettiler. Ankara ÜniveTSİteleri Öğrenci Koordi-
nasyonu olarak çalışmalar gerçekleştiren öğ-
renci grubu da bu eylemlerin içinde etkin ola-
rak yer aldı.
5 Şubat 1996'da Milli Eğirim Bakanlığı'nın
bahçesinde gerçekleştirilen basın açıklaması-
nın ardından öğrenci temsilcilen dönemin Mil-
li Eğitim Bakanı Turhan Tayan'la görüşerek
sorunlannı anlattılar. Öğrenciler, harçlannı
ödemedikleri gerekçesiyle üniversiteye kayıt
yaptıramayan arkadaşlannın Daruştay"a yap-
tıkian başvuru için yeniden Ankara'da buluş-
tular.
Kızılay'da 23 Mart 1996'da biraraya gelen
öğrencilerin eylemi Ankara Ünıversitesi Dil ve
Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde olaylı bittı. Po-
lisin göz yaşartıcı bomba eşliğinde düzenledi-
ği operasyon sonucu 100'ü aşkın öğrenci ya-
ralandı. 26'sı tutuklu olmak üzere 270 öğren-
ci hakkında kamu malına zarar, izinsiz göste-
n ve öğrenim özgürlüğünü engellemek suçla-
masıyla dava açıldı.
24 Nisan 1996'da Istanbul'da yapılması
planlanan kitlesel eylemin Ankara'daki hazır-
lıklannı yürüten Ankara Üniversiteleri Öğren-
ci Koordinasyonu'na yönelik 17-19 nisan ta-
nhlerinde düzenlenen operasyonlar sonucu 35
öğrenci gözaltına alındı. Ankara Devlet Gü-
venlik Mahkemesi, 15 günlük gözaltı süresi-
nin ardından mahkemeye çıkanlan aralannda
7 tutuklunun da bulunduğu 18 öğrenci hakkın-
da "örgüt üyesP suçlamasıyla dava açtı. 8 ay
süren dava, 6 aralıkta sonuçlandı.
Ankara 2 No'lu DGM, saruklardan EfifKah-
yaoğlu, Deniz Kartal ve Nurdan Bayşahan'ı 3
yıl 9'ar ay, Mahmut Yümaz'ı 12 yıl 6 ay, Ab-
met Aşgın Doğan, Bülent Karakaş, Ozgiir Tü-
fekçive Metin Murat KalyoncugU'ı 18'er yıl
hapis cezasına çarptırdı. 8 öğrencıye verilen
hapis cezasının toplamı 96 yıl oldu.
Kararda, öğrencilerin gözaltında bulunduk-
lan sırada işkence altında verdiklerini iddia et-
tikleri ifadeler kanıt olarak değerlendirildi.
Tfirk-İş eylemcileri
Türk-Iş eylemine katıldıklan için gözaltına
alınarak MLKP örgütü üyesi olduklan, örgü-
te yardım ve yataklık yaptıklan suçlamasıyla
yargılanan 22 öğrenci, 4 şubatta çeşitli hapis
cezalanna çarptınldı.
Sanıklardan Hasan Yalçm, Yöcei Sançoban
ve Eylem Nalbantoğlu, 3 yıl 9'ar ay; Mustafa
AKan, Özgür Soylu, Hilal l şenti. Banu Bilgic,
Murat Yavuz, Başak Otiu, Banş Gülal, Ali Top-
rak, Kemal Bolat, Ayşe Öztürk, Erkut Direk-
çi, Deniz Sevimli, Yıîdınm Yeldemir v e Çiçek
Oİüu, örgüt üyesi olduklan gerekçesiyle 12 yıl
6' şar ay, Gül Dağdevir, Hakan Yalçın, Sibel Al-
tay ve Deniz Bakır yine örgüt üyeliğinden 8 yıl
4'er ay, Murat ÖzçeJik, örgüt üyesi olmak ve
çeşitli yerlere patlayıcı madde atmak suçlann-
dan 20 yıl ağır hapis cezasına çarptınldılar. 30
öğrenci toplam 239.5 yıl hapis cezasına mah-
kûm edildi.
25 Aralık 1995'te gözaltına alınanve 11 gün
süre ile Manisa Emniyet Müdürlüğü'nde yo-
ğun işkence gören Manisalı gençlerin yargılan-
masına 12 Mart 1996'da Izmir DGM'de baş-
landı. Manisalı gençler duruşmalarda gördük-
leri işkenceleri anlattılar ve işkence altında alı-
nan ifadelerinin geçersiz olduğunu öne sürdü-
ler.
Gençlerin avukatlarının başvurusu üzerine
Manisa Cumhuriyet Savcılığı, Manisa Emni-
yet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde
görevli 10 polis memuru hakkında gözaltında-
ki çocuklara işkence yapmaktan 70'er yıl ağır
hapis cezası ıstemiyle Manisa Ağır Ceza Mah-
kemesi'ne dava açtı.
Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan
işkence davasının ilk duruşmasına katılan sa-
nık polıs memurlan, duruşmaya katılan genç-
ler tarafindan teşhis edildi. Sorgulan yapılan
polisler diğer duruşmalara gelmediler.
Gençlere işkence yaptıklan savıyla haklann-
da 70'er yıl ağır hapis cezası istenen sanık po-
lis memurlan duruşmalara katılmamakta ısrar
ederken, lzrnir DGM'de örgüt üyesi olmaktan
yargılanan gençler, duruşmalarda sürekli iş-
kence gördüklerini, DHKP-C örgütüyle hiçbir
ilişkileri olmadığını söylediler. lzmir DGM'de
gençlere ceza yağdı.
AB Göktaş, Faruk Deniz, Emrah Sait Erda,
.Aşkın Yeğin, Levent Kılıç 12'şer yıl 6'şar ay,
JaleKurt 3 yıl 9 ay, Münire Apaydın, A.JV1JL,
Sema Taşar, Abdullah Yiicel Karakaş, Ozgür
Zeyfoek 2'şer yıl 6'şar ay ağır hapis cezasına
çarptınlırken, M.G., Hüseyin Korkut, Boran
ŞenoL, Fulya Apaydın, Erdoğan Kıbçın bera-
atlerine karar verildi.
Gençlerin avukatlan, lzmir DGM'nin ver-
diği karara Yargıtay'a başvurarak itiraz ettiler.
Avukatlar. Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nde
göriilmekte olan işkence davasının sonucu
beklenmeden lzmir DGM'nin verdiği ağır ha-
pis cezalannın ise hukuka aykın olduğunu be-
İirttiler.
Çiller'in Susıırluk sevînci Bürokratlar görev başında
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-
DYP Genel Başkanı Tansu Çilkr, es-
kı Emniyet Genel Müdürlüğü Istih-
barat Daire Başkanvekili Bülent
Orakoğlu ile Susıırluk skandalında
yargılanan özel tim görevlilerinin
tahliyelerini sevinçle karşıladı. Su-
surluk ve köstebek davalarının sa-
nıklan İbrahim Şahin ile Bülent Ora-
koğlu'nun görev lenne ıade edilme-
sini isteyen Çiller, Batı Çalışma Gru-
bu'nun da Türk Silahlı Ku\
r
vetleri'ne
yük oluşturduğu gerekçesiyle lagve-
dilmesi gerektiğıni savundu.
Kendı başbakanlığı döneminde
gelişen Susıırluk skandalı nedeniyle
suçlamalara hedef olan Çiller, dava-
lardaki tahliye kararlan üzerine dün
genel merkeze gelerek basınla soh-
bettoplantısıdüzenledi. Orakoğlu ve
eski Özel Harekât Dairesi Başkanve-
kili tbrahim Şahin'den övgüyle söz e-
den Çiller, bu sanıklann görevine ia-
de edilmesini ve Batı Çalışma Gru-
bu'nun lagvedilmesini istedi. tbra-
him Şahin'e karşı iftira kampanyası
başlatıldığını öne süren Çiller. "Şa-
hin, bu kampanyanın odağı vapıkü.
Özel tim Çiller'in silahlı çetesi olarak
gösterildL Türk ba> rağının ve devle-
tinin şerefıyk oynanch. Medv'a, hak-
kımdaki sahte betgelerle sevinç nara-
lan atü. Şimdi İbrahim Şahin'den ve
Özel Harekât'tanözürdflenmetLGö-
rev ine iade edilmeü" diye konuştu.
Casusluk yaptıgı ıddıasıyla tutuk-
lanan Bülent Orakoğlu'nun savunur-
ken "köstebek" diyen Çiller, emniyet
görevlisi ve istihbaratçı diye nitelen-
dirdığı Orakoğlu'nun anayasal göre-
vinı yerine getirdiğini iddia etti.
Genelkurmay bünyesinde irticai
faaliyetlen izlemek için kurulan Ba-
tı Çalışma Grubu'nu eleştiren Çiller,
sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu birim
TSK degüdir. Hiç kimse bilginin içi-
ne bakmıyor. Neymiş, Orakoğlu iç
tehdit konusunda önceden aldıgı bfi-
gi\i üst makamlara iletmiş. Bunu
yapoğı için bürokrat suclanrvor. Bu
iletuği bugi nedir? Bu birimin yasal
mesnedi var mı? Med>a patronlan
kendilcrinin rışlenmesinden rahatsız
otanuvor, calışanlannın fişlenmesiıt-
den rahatsız ounuyor. Herkes sus-
pus."
Çiller, BÇG'nin demokrasi plat-
formunun üstüne çıktığını, bu neden-
le TBMM'nin buna el atması gerek-
tiğini savundu. Çiller. "Mecfisel koy-
malıdır bu konuya, çünkü TSK için-
de yük haline geldi. Lağvedilmesi la-
znn.Medis'i göreveçağuTVorum" de-
dı.
Dokunulmazlıklann arkasına sı-
ğınmadıklannı kaydeden Çiller, hü-
kümetin Susurluk'un faturasını bu
yolla çıkarmak istediğini öne sürdü.
"Meclis'te hesaplaşahnı dedüderi şey
budur. Siyasi istismar \e ŞOT J aparak,
sahte belgeleri >argıya gönderecek-
ler" dıyen Çiller. tahlıyelen yargının
zafen olarak nitelendirdi. Çiller,
"Susuriuk konusunu hafiflettiginiz
anlaşılrv'or. tddialar. kaybolan silah-
lardancinayctkre kadar uzamyor. Si-
zin bir millcrvtkiliniz dekatiiain zan-
lısıyla birtikte arabada bulunuyor"
sorusuna, "Bunu bana nive soruyor-
sunuz. De\1etçetediyenleresorun. İs-
tihbaratÇiDer'in özel çetesidir diyeu-
lerc sorun. Devlet ellerinde, çıkarsm-
larbeJgeteri" karşılığını verdi. Çiller,
u
De>1et içinde çete örgüdenmesi yok
mu diyorsunuz" sorusunu yanıtla-
madı.
Aydınhk eylemi ffündemde
C u n t a d e v a m
• Baştarafi 1. Sayfada
şına çıkarma yönünde bir anlaşma olabileceği-
ne" değinerek yargı bağımsızlığına güvendiğı-
ni söyledi.
Sağlar. "Sanıklann tahliye edilmesi talebinde
bulunan İstanbul DGM Başsavcısı Ayhan Götek-
merdan'uı Adalet Bakanhğı Müstesan yapüma-
sının gündeme gelmesi; samklann Istanbul Em-
niyeti'ne ait makam otolanyla vargıya teslim edU-
meteri ve duruşmalar sırasında Başsavcı Götek-
merdan'a yönelik. dışanda Türkiye seninle gu-
rurduyuyor" biçinıindcslıjganlaratılmasıgibiun-
surlar. yargının bağımsızhğınm engellendiği kuş-
kusunu doğunıyor" dedı.
Mesut Yıbnaz başbakanlıgındaki hükümetin
REFAHYOL'dan farklı olmadığını savunan Sağ-
lar. Mehmet Ağar ve Sedat Bucak'ın dokunul-
mazlıklannın kaldınlması hakkında fezlekenın
görûşüldüğü komisyona AKAP'lı ve DSP'li üye-
lerm katılmadığını anımsattı.
DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindonık. Su-
surluk olayı ile ilgili duruşmalarda tahliye karan
venlmesini doğal karşıladığını belırterek "Savcı-
lar.hâkimler önlerine konulan dosyalara göre ka-
rar verirler. Gerçek suç dosyalan Mecüs'te açıl-
raahdır" dedi.
SİP Basın Bürosu'nca yapılan açıklamada. da-
vanın görüldüğü öncekı günün 12 Eylül olduğu-
na dikkat çekilerek "Tarihsel bir ironi olarak ay-
lardır 'temızlikten' bahsedilen bir ülkede karan-
uğn başlangıç tarihinin yudönümünde bir karan-
lıkolay daha yaşandı ve çeteciler serbest bırakıl-
dı'denıldi.
ÇHD Genel Başkanı Avukat Ayduı Erdoğan
yaptığı açıklamada, ıbret vericı olarak değerlen-
d'rdiğı gelışmeleri "çetenin üstünün örtülmesi
yönünde bir mutabakat sağlanması^olarak yo-
rumladı. Erdoğan, halkın tepkisı nedeniyle örtbas
edilemeyen olaylann bugün kapatılmaya çalışıl-
dığını belirterek "Çeteler, haklannda açılan yar-
gı sa>iasugerçekleri ortadan çıkarmadan, sorum-
lulann hak ettikleri cezayı almalan sağlanmadan
kapaüldığı takdirde bu süreçten güçlenerek çıka-
cakür. Hesap sorulamaması siyasal iktidann çe-
telere tesum olduğu anlamınageJir. Devletin arşh-
leri, olanaklan ellerinde™" görüşünü dile getirdi.
DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak da Susur-
luk'un hesabı sorulmazsa ülkenin hukuktan, de-
mokrasiden umudu keser hale geleceğini savTin-
du. Budak. şu görüşlere yer verdi:
"Halk Susuıiuk olayından sonra duyarlı bir sü-
rece gu-mişken ve arkasından gerek parlamento-
da başlaülan Susurluk soruşturma», gerek yargı
tarafindan verilen ve olayın failleri olarak büinen
kişikrin tutuklanmasıtoplumdahukukun işleme-
sine yönelik bir umut ışığı olmuşken. bunca detil
ve bunca ifade ortada varken yapılan tahliyeleri
anlamak her yurttaş gibi bcnim için de zordur."
Eski ÇHD Genel Başkanı Avukat Şenal San-
han ile avukat Nusret Senem. Susurluk ve Kös-
tebek davalanndakı tahliye kararlannı değerlen-
dirirken, tahliye gününün 12 Eylül darbesinin yıl-
dönümüne denk geldiğine dikkat çektiler.
Cumartesi Anneleri'nin 122. eylemine katılan
kayıp yakınlan da "devlet içindeki çetelerin" ser-
best bırakıldığını belirterek "Susurluk'tan,evlat-
larunızın katülerinden halk hesap soracak" dedi-
ler.
İHD Istanbul Şube Başkanı Ercan Kanar. dev-
letin Susurluk kazasıyla bırlikte ortaya çıkan çe-
teyle, demokratik kıtle örgütleri ve yurttaşlar ka-
dar uğraşmadığını belirtti.
Baştarafi 1. Sayfada
gösterdiğini söyledi.
Köstebek davası sanığı Bülent
Orakoğlu'nun da aynı gün tahliye
edildiğine dikkat çeken Perinçek,
"Baü Çalışma Grubu'nu (BÇG) iz-
lemekle görevli Orakoğlu da artık
serbest Bir uygulama paketidir bu.
Her unsuru yek diğerine yakışıyor.
Sanki bu hükümet, BÇG'nin faahye-
tine son vermek. Refah Partisi'ni ce-
saretlendirmek ve Susurluk suçiula-
nnı kurtannak için kuruldu gibi bir
manzara var" diye konuştu. 12 Ey-
lül'ün yıldönümüne denk düşen tah-
liyelerin 'cuntanın devam ettiği-
ni'gösterdiğini savunan Perinçek,
"Mesut Yümaz hükümeti sürdüre-
ceğine Çillerve Erbakan'a devretse\-
di"dedı.
Yılmaz'ın, '28 şubabn zoruyla la-
ik olduğunu' savunan Perinçek, hü-
kümeti kurduktan sonra BÇG'ye
karşı çıkmasmı da eleştirdi. "IMF
amentüsüy lelaik ohınmaz" diyen Pe-
rinçek. "Bir IMF amentüsü var:
OzeOeştinne, SSK'yi yıkma. işçi kıyı-
nu, taşeronlaştınna, sendikasızlaştır-
ma. mezarda emeklilik. Bu hükümet
de aynı amenrüyü okuyor. O Nakşi-
bendi müridi Özal'lann, Nakşibendi
ortagıÇiDer'lerin ekonomi progranu
yeniden revaçta" dedi. Perinçek,
Başbakan Yardımcısı Bülent Ece-
vit'in önerdiği toprak reformunu,
'acı ilacın yutulmasmı kolaylaştiran
tauandıncı madde' olarak tanımladı.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir,
haksız servet edindikleri gerekçe-
siyle haklannda açılan soruşturma
sonucu malvarlıklanna "ihuyati ted-
bir" karan konulan 16 bürokratı gö-
revden almadı. TÜRKSAT uydula-
nnm ihalesinin, en pahalı teklifi ve-
ren Fransız Aerospatile firmasına
verilmesmde, daha soma bu firma-
ya genel müdür olan dönemin Iha-
le Komisyonu Başkanı Ilhami Ay-
gün'ün etkili olduğu öne sürüldü.
300 trilyonluk yolsuzluk soruş-
turmasını yürüten Cumhuriyet Sav-
cısı Ahmet Adil Kubat'ın istemı
üzerine Ankara 12. Sulh Ceza Mah-
kemesi'nce servetleri gözaltına alı-
nan bürokratlar arasında kilit öneme
sahip olan Türk Telekom Genel Mü-
dürü Cengiz Bulut suçlamalann
asılsız olduğunu savundu. Cengiz
Bulut, Cumhuriyefe, yaptığı açık-
lamada, TÜRKSAT uydulan için
yapılan işlemlerin yasalara uygun
olduğunu iddia ederek şunlan söy-
ledi:
"Joint-Venture (JV) şirketindeki
amaç iki tarafta bir scyler koyar or-
taya. Mesela bir taraf teknolojisini
kurmuştur, Türk Telekom da uydu
işleönesindeki deneyinüni koymuş-
tur. Aerospatile fırmasıyla böyle bir
işbirüğiyapılması, hem sürehem pa-
zar paymı yakalamak açısından hem
de ekonomi yönünde en uygun ter-
cih olacağı düşünülmüş."
TÜRKSAT uydusunun alımı için
yapılan ihalenin diğer firmalara
oranla 276 milyar lira daha pahalı
teklif veren Aerospatile'de kalma-
sında, dönemin thale Komisyonu
Başkanı llhami Aygün'ün etkili ol-
duğu iddia edildi. thalede usulsüz-
lük yapıldığı saptamasında bulunan
teftiş kurulu müfettişlerinin görev-
den alınması yönünde görüş bildir-
diği Aygün, istifa ederek, uydu iha-
lesini alan Aerospatile'ye transfer
oldu. llhami Aygün, yüzde 51 'i Te-
lekom'a, yüzde 49'u Aerospatile'ye
ait olmak üzere 8.11.1995 tarihinde
kurulan JV şirketine genel müdür
oldu.
Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı
emeklı Oramiral Güven Erkaya, 28
Şubat tarihindeki Milli Güvenlik
Kurulu toplantısında, Aerospatile
şirketiyle yapılan anlaşmanın Tür-
kiye'nin ulusal çıkarlanna aykın ol-
duğunu belirterek, dönemin Başba-
kanı Tansu ÇiDer'e şikâyette bulun-
muştu. Çiller'in, toplantıda "Baka-
nz" demesi üzerine Güven Erka-
ya'nın, "Neyebakacaksınız.Herşey
ortada. Gereğiyapdmair dedıği ba-
sına yansımıştı.
Telekom Genel Müdürü Bulut,
"hurda yolsuzluğu soruşturmasıy-
la" ılgılı olarak da. beledıyelere ya-
pılan satışlann. Makina ve Kimya
Endüstrisi Kurumu'nca (MKEK)
belirlenen fiyatın 3 katına verildiği-
nı ileri sürdü. Bulut. "Hurda oldu-
' ğu içinkurum bunlantıir yeriere
satmak zorunda. Bu fıyattan talep
edilen belediyelere verümiş" dedı.
Ancak Veti Bettemir başkanlığında
toplanan PTT Yönetim Kurulu'nun
10 Şubat 1995 tarihli ve 3 no'lu top-
lantıda aldıgı 71 no'lu karannda,
"ünitelerde biriken hurda kablola-
nn, ambar sahası yetersiz olduğu
için satıldığı" belirtılmıştı.
Bulut, PTT'nin gereksinimlerinin
ötesinde 4 milyon direk ithal edile-
rek kurumun 22 trilyon lira zarara
uğratıldığına ilişkın savı yanıtlar-
ken, ithal edilen direk sayısının top-
lam 1 milyon 600 ile 1 milyon 800
bin arasında değiştiğini söyledi.
PTTnın o dönemde gereksinim-
len oranında direk ithal ettiğini sa-
vunan Bulut. direklenn elde kalma-
sının nedenini de 5 Nisan ekonomik
kararlannın ardından gelen "tasar-
ruf tedbirlerine" bağladı.
900'lü hatlarla kurumun zarara
uğratıldığma ilişkin savlan anlama-
dığmı söyleyen Bulut, "ParayıTete-
kom toplar ve örneğin sizin hisseniz
yüzde 40 mı, sizin yüzde 40'uuzı ve-
rir. Tahsilattan sonra karşı tarafin
hakkı olan oranda veriliyor" diye
konuştu.
Gereksiz yere alındığı ve uzun sü-
re stoklarda bekletildiği belirtilen
çok kanallı yayın dağıtım sisteminin
(MMDS) "Türkiye'nin uhısal çıkar-
lan doğrultusunda" alındığını öne
süren Bulut, "Bunlar8merkezimiz-
de ve daha ziyade Türkiye'nin kıyı
bölgelerinde vardır. Baü bölgeleri-
mizde korkunç bir Yunan televizyo-
nu etkisi var. Burada bizim yay ınla-
nmız da, bu etkiden dotayı sağükh iz-
lenemiyor. Onun için ozamanki dev-
let politikası doğnıltusunda bu sis-
temler alınarak takdmışrjr" dedi.
Savcının. "delillerinyokedilebile-
ceği" kuşkusuyla bürokratlar hak-
kında tutuklama isteminde bulun-
masma karşm, Ulaştırma Bakanlı-
ğı'nın görevden alma ışlemine baş-
vurmaması dikkat çekti. Ulaştırma
Bakanhğı Müstesan Süreyya Yücel
Özden'in, "yargı karannın bekle-
neceğine'' ilişkin açıklaması, bürok-
ratlann bir süre daha görevde tutu-
lacağı yönünde yorumlandı.
Cumhurbaskanı Süleyman Demirel
'Geçmiş için diziımzi dövnıeyiz'
• Baştarafi 1. Sayfada
"Geçmişin içinden iyi şeyier çı-
karmak lanm. Her gün otunıp
dizdövecek değiliz. Geleceğe iyi
bakmak lazun" dedi.
Demirel, cumhurbaşkanının
tarafsızlığının partiler siyase-
rinde olduğunu, demokratik la-
ik cumhuriyete tehdit yönelme-
si durumunda taraf olması ge-
rektiğini söyledi. Gazeteciler
Cemiyeti'nin "Yıhn Adamı"
ödülü "demokrasinin yeşertil-
mesine katkılanndan dolayı"
Demirel'e, "Yıhn Gazetecisi"
ödülü Hulki Cevizoğlu'na ve
"Yıhn Sanatçısı" ödülü Cemal
Karababa'ya, Çankaya Köş-
kü'nde dün düzenlenen tören-
le verildi.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
olanaksız.
Kentin hemen her yerinden şehit mezarlıklan
görünüyor. Savaşta "eşit" olan insanlar şimdi de-
ğil...
Bu yanını sonraya bırakıp Saraybosna'da sava-
şın başından sonuna dek hiç susmayan Oslobo-
denje gazetesine gelelim.
Oslobodenje, Boşnakça özgürlük anlamına ge-
liyor. Okunuşu, Oslobojenye.
Gazetenin merkezi Selimoviça Bulvan üzerinde.
Dış görünüm savaşın bütün dehşetini sergileme- ,
ye devam ediyor. Beton salkımlan her an düşecek-
miş gibi... 1992 yazında başlayan saldırılarla
önemli bir bölümü kullanılmaz hale gelen binanın
önden girişini bu beton salkımlan "süslüyor"...
Derdimi anlatıp içeri girdim. Dışandan harabe gi-
bi görünen binanın içinde onlarca insan gazete-
nin yannki sayısı için çalışıyor. Üst katlar hâlâ kul-
lanılamaz durumda, ama kimi bölümleri temizle-
mişler. Sırpların, "Savaşta ilk saldınlacakyer" ilan
ettikleri gazete, savaş boyunca binanın bodrum
katındaki 70 metrekarelik nükleer sığınağında çı-
kanlmış.
Bugün baskı ve teknik işleri binanın kullanıma
açılmış bölümünde yapılıyor. Yazıişlen, kent mer-
kezinde Başçarşı'ya giden yol üzerindeki işhanın-
da.
Gazetenin polrtika editörü Rasim Kerimagiç'le
bir saat kadar sohbet ettik. Gazete ortamı içinde
doğal olarak konuşmamız dört-beş telefon, bir o
kadar da muhabir görüşmesiyle kesildi...
Kerimagiç savaş günlerini anlattı:
- Bir gün bile ara vermedik. Ne tür kâğıt bulur-
sak onunla basıyorduk. Beş ayrı renkte kâğıda
baskı yaptığımızı anımsıyorum. Bir gün sarı kâğıt
buluyoruz, bir gün beyaz...
- Gazetenin boyutlan, sayfaları ve baskı sayısı
da sürekli değişirdi. Büyük boy kâğıt bulurduk,
kocaman bir Oslobodenje çıkardı. Tabloid bulur-
duk, boyut değişirdi. Kâğıt azsa 400-500 basar-
dık, çoksa beş-altı bin...
- Uç arkadaşımız göreve gidıp-gelirken yara-
landı. Ailelerimiz sürekli tehdit altındaydı...
- Elektrik, su olmadığı için jeneratör ve yağmur-
kar sulanndan yararlanırdık. Bir litre benzin bulmak
için 30-40 mark verdiğimiz günler oldu.
Bağımsızlığın bedeli...
Kerimagiç "o günleri" anlattıktan sonra "bu
günlere" geldi.
Savaş döneminin zorlu koşullan bitmiş. Ama,
zorluklar bitmemiş. Belki de daha ağır bir dönem
başlamış.
- YugosJavya'nın dağılmasmdaosorvagazeterun ı
dağıtım sahası da daralmış. Sadece Bosna Her-
sek'te satılıyor. Bir de dış baskı var. On bin kadar
Bosna Hersek'te, bir o kadar da Avrupa'da satılı-
yor.
Istanbul satışı da 200...
Dünyanın pek çok ülkesinden 5Q'ye yakın odül
alan gazete şimdi de ekonomik savaşım veriyor.
Kerimagiç bunun da üstesinden geleceklerini söy-
lüyor ama, en az savaş dönemi kadar zorlu birdö-
nemeçte olduklannı da vurgulamadan geçemiyor.
Gazete çalışanlanna iki ayda bir maaş veriliyor.
Tutarı 400 mark. Bosna Hersek'te Alman Markı da t
geçerii para birimi. Yüz dinar bir mark. Çarşıda pa-
zarda istediğiniz para birimi üzerinden ödeme ya-
pabiliyorsunuz. Etiketler ise mark olarak yazılı.
Bir kilo domates iki mark. Oslobodenje muha-
birleri ayda yüz kilo domates alabilecek kadar ka-
zanıyorlar.
Ayda 200 mark Saraybosna'da yaşamak için •
zor, ama pek çok Saraybosnalı için çok iyi para...
Atasözüdür:
Savaşlar, arkasında üç ordu bırakır; gaziler or-
dusu, gözü yaşlılar ordusu, hırsızlar ordusu...
Bu atasözü SarayDOsna'da da geçerii...
Oslobodenje çahşanlan, tüm zorluklara inat, Sa-
raybosna'nın tanıklığını sürdürüyor.
Kerimagiç ekonomik sıkıntılannın bir nedenini
de şöyle açıkladı:
"Hükümete, hemangi birpartiya da gruba bağ-
lanmak istemiyoruz... Bağımsızlığımızı korumak
istiyoruz..."
Altındagfa tepki
DİYARBAKIR(Cumhu-
riyet Bürosu) - Gazetemizin
Diyarbakır Bürosu'nu ön-
ceki gün silahlı adamlanyla
birlikte basarak temsilcimiz
ZiyaAksoy'u tartaklayan ve
ölümle tehdit eden Söz TV
ve Söz gazetesinin sahibi
Mehmet Ali Alündağ a tep-
kiler büyüyor. Dün polise
ifade veren Altındağ. sahibi
olduğu yayın organlanndan
gazetemiz ve çalışanlanna
yönelik hakaretlerini sürdü-
rüyor.
Çakmakçılıktan milyar-
derliğe inanılmaz bir yükse-
Hş gösteren ve "Hizbul-
lah'uı fînansörierinden" ol-
duğu öne sürülen Mehmet
Ali Altındağ'ın Cumhuriyet
Diyarbakır Bürosu'na yö-
nelik saldınsı ile ilgili sav-
cılık somşturması sürüyor.
Altındağ. dün savcılığın ta-
limatı ile Diyarbakır Emni-
yet Müdürlüğü Asayiş Şu-
besi'ne giderek ifade verdi.
Gazetemiz temsilcisi Ziya
Aksoy ve tanıklar da bugün
Emniyet Müdürlüğü'ne gi-
derek ifade verecekler.
Mehmet Ali Altındağ'ın
gazetemiz bürosuna yöne-
lik saldınsına kitle örgütle-
rinin tepkileri de devam edi-
yor.
Diyarbakır Demokrasi
Platformu Dönem Başkanı
Ali Crküt, gazetemiz büro-
suna yönelik saldınyla ilgi-
li yaptığı açıklamada şunla- ^
n söyledi: .
"Bu saldınlar Alündağ-
lar tarafindan demokratik
kurum ve kuruluşlara yapı-
lan ne ilk ve ne de son saldı-
ndır. Bu saldınlar birtakun
karanlık odaklaıia da bağ-
lantüıdır. Çıkar gruplan ve •
çıkar çevreleri tarafindan •
yapılan bu saldın, daha 5n- .
ce sık sık tekrarlannuşb."
Diyarbakır 1 Nolu Tes-lş ,
Şube Başkanı AK Öncü ile
Belediye-lş Şube Başkanı ,
VezirPtrişanve ANAP Di-
yarbakır tl 2. Başkanı Resul
Özbey ise yaptıklan açıkla-
mada, saldınyı kınadıİar.
Diyarbakır'da kamu ku-
rum ve kuruluşlan ile kitle
örgütlerine yönelik saldın-
lanyla kamuoyunun tepki- -
sini çeken Söz TV ve Söz
gazetesi. gazetemiz ve çalı-
şanlanna yönelik hakeret
dolu yayınlannı da sürdürü-
yor. tki yayın organı Altın-
dağ'ın büromuza yönelik
saldınlannı sert bir dille kı-
nayan Güneydoğu Gazete-.,
ciler Cemiyeti yönetimini
de hedef gösteriyor.