27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 AĞUSTOS 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 17 araştırma, 5 soruşturma komisyonu raporu Meclis arşivine kaldınldı Aklaıımayaıı dosya rafa Emeklilerden Yılmaz'a mektup • AJSKARA (AA) - Türkjye İşçı Emeklıleri Cerniyeti Genel Başkanı Ethem Ezgû ve Genel Başkanveltili Inci Koyuncu tarafmdan Başbakan Mesut Yılmaz'a gönderilen mektupta, ülkenin içınde bulunduğu ekonomik. siyasal ve sosyal konulann tartışılacağı ve çözüm yollanmn aranacağı '"Ekonomık ve Sosyal K.onsey'Yie emekJi, dul ve yenmlennın bulunmamasının önemli bir eksiklik olduğu kaydedildı. Mektupta,Türkiye Işçi Emekhlen CemiyetTnin konseyde temsil edilmesinin eşitlik ilkesi bakımından zorunluluk olduğu göriişü savunuldu. Devrimin dikiş makineleri • KAV SERİ/ÜRGÜP (AA) - Atatürk'ün ilk kez 23 Ağustos 1925'te Kastamonu'da şapka gıymesı ıle başlayan İayafet devriminde. Türk milletine ilk şapkalan diken dikiş makineleri, Ürgüp Armağan Disko'da sergilenen dikiş makineleri koleksiyonu arasında bulunuyor. Kıyafet devrimi sırasında fötr şapkalan diken makinelerden 30 adeti, Armağan Disko'da duvarlan süslüyor. Armağan Disko'nun sahibi Metin Yandakçı, eski sahibi Saffet Yatağan'ın, diskoyu kendisine antika dikiş makinesi koleksiyonu ile birlikte bıraktığını, bu makineleri diskonun duvarlanna asarak otantik bir göriinüm vermeye çalıştığını kaydettı. RP'lilerin kampı süpüyor • ALTINOLUK(AA)- Refah Partisi'nin kapatılması istemi ile açılan davada, Anayasa Mahkemesi'ne sunulacak son savunmanın hazıdıklannı yapmak üzere Altınoluk'ta bir araya gelen partinin hukukçu milletvekilleri, çalışmalannın stresini, yaptıklan çeşitli aktivitelerle atmaya çalışıyorlar. Elbis Otel'de konaklayan RP milletvekilleri. yorgunluklannı akşam basın mensuplan ıle yemek yiyip sohbet ederek gidermeye çalışırken özellikle partinin •şairmilletvekili' TBMM Başkanvekili Yasin Hatiboğlu, Osmanlıca konuşmalan ve şiirli esprileri ıle partililerin neşe kaynağı oluyor. Yıldımm, halkı dinledi • NUSAYBİN (AA) - Devlet Bakanı Salih Yıldınm, Türkiye-Suriye sınınndaki Nusaybin sınır kapısının, transit geçişlere de açılması için gerekli çalışmalann yapıldığuu belirterek bu konunun, yapılacak ilk Bakanlar Kurulu toplantısında ele alınacağını bildirdi. Devlet Bakanı Salih Yıldınm, Nusaybin'de vatandaşların sorunlannı dinledi. Türk vatandaşlanna ait olan topraklann Suriye Devlet Başkanı Hafız Esat tarafmdan kamulaştınldığı ve bedellerinin ödenmediğmin belirtilmesi üzerine Bakan Yıldınm, "Konu ile ilgili gerekli çalışmalar yapılacak" dedi. Köpek ezmenin cezası • ERZURUM(AA)- Erzurum'da, yoldan geçen köpeği ezereîc ölümüne neden olan minibüs sürücûsüne, 12 milyon 900 bin lıra ceza kesildi. Erzurum Çevre tl Müdûrü Haluk Nakipoğlu, 25 M 043 plakalı Yenişehir hattında çalışan minibüsün, Köşk Mahallesi'nde bir köpeğe çarptığımn belirlendiğini belirterek, "Israrlı takip sonucu sûrücüyü bulduk ve kendisine 12 milyon 900 bin lira para cezası uyguladık. Aynca, Trafık ll Müdürlüğü ile Minibüscüler Derneği'ne sürücü hakkında cezai işlem yapmalan için yazı yazdık" dedi. Nakipoğlu, Türkiye'de ilk kez böyle bir ceza uygulandığını belirtti. SEBAHAT KARAKOYUN ANKARA-TBMM'de "komisyona havale edilen" kamu kurum ve kunıluşlan ile siyasiler hakkındaki usulsüzlük ve yolsuzluk ıddıalan. araştırma ve soruşturma komisyonlan raporlanyla arşiv raflanna kaldınldı. Geçen yasama yılında 10'u bir önceki dönemde kurulmuş olan 17 araştırma komisyonu ile çalışmalanna yine bir önceki dönemde başlayan 5 soruşturma komisyonunun raporlan görüşüldü. Bir bölümü belgelerle kanıtlanan önemli iddialarla ilgili hiçbir ışlem yapılamadı. TBMM'nin denetleme görevi çerçevesinde kurulan ve ışlevsellikleri tartışma konusu olan araştırma ve soruşturma komisyonlan geçen yasama yılında da kamuoyunu yakından ilgilendıren pek çok konuyu inceledi. 8 Yıllık Kesintisiz Temel Eğitim Yasası görüşmelennın uzaması üzerine 1.5 aylık bir gecikme ile 16 Ağustos'tatatile giren TBMM'de, geçen dönemde başta Susurluk'taki kaza ve arkasındaki ilişkileri, Uğur Mumcu cinayetini, telefon dinleme ıddialannı aydınlatmak üzere kurulan komisyonlar olmak üzere toplam 14 komisyon kuruldu. Bir önceki yasama yılında çalışmaya başlayan 10 komisyonun raporu ise geçen yıl tamamlanarak TBMM Genel Kurulu'nda ele alındı. TURBAN'daki yolsuzluk iddialan, Metin Göktepe cinayeti, tstanbul'daki 1 Mayıs olaylan. RP'nin Sükyman Mercümek ile bağlantılan ve dış mali kaynaklan. Petrol Ofısi ve Toprak Mahsulleri Ofısi'ndeki yolsuzluk iddialan, Sosyal Sigortalar Kurumu ile Türkiye Taş Kömürleri Kurumu'nun sonınlan, sınır gûvenliği ve yükseköğretimin sorunlan aylarca konuşulduktan sonra hazırlanan raporlarla birlikte rafa kaldınldı. Bu raporlarla birlikte geçen yıl kurulan 14 komisyondan 7'sinin raporlan da genel kurulda görüşüldü. Ancak ne Susurluk, ne Uğur Mumcu ne de telefon dinleme komisyonu raporlanna yansıyan önemli belgeler olaylann aydınlatılmasını sağîadı. Geçen yıl kurulan, ancak çalışmalanna tatil nedeniyle ara veren 7 komisyon arasında özelleştirme uygulamalanyla ilgili usulsüzlük ve yolsuzluk iddialaruu, Flash TV'ye yapılan baskını, basın kunıluşlanna aktanlan fon kaynaklan ve kredi kullanımıyla ilgili iddialan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da köyleri boşaltılan ve göç eden vatandaşlann sorunlannı görüşmek üzere kurulan komisyonlar bulunuyor. Yaptınrru olmayan araştırma komısyonlanndan farklı olarak Yüce Divan'a kadar uzanabilecek bir süreci başlatabilecek olan soruşturma komisyonlan da elde edilen belge ve bilgilere karşın sonuçsuz kaldı. Bir önceki yasama yılında kurulan 5 soruşturma komisyonunun raporu bu dönem hazırlandı ve görüşüldü. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller hakkında malvarhğı ve TEDAŞ, TOFAŞ ihaleleri nedeniyle öne sürülen savlan inceleyen soruşturma komisyonlan, "ikb'dar diyeti" savlanna yol açarak RP'li üyelerin desteğiyle "aklayKi" raporlar hazırladı. DYP-SHP koalisyonu döneminde Enerji Bakanlığı yapan Şinasi Alüner'le ilgili TEDAŞ ve Emlak Bankası soruşturma komisyonlanndan da sonuç alınamadı. Balık sezonunu Yılmaz açtı Başbakan Mesut Yılmaz, dün Bodrumdan özel Ata uçağıyla Istanbul'a geldL Rumelifeneri'nde balık sezonunun açıbşına katılan Yıima/. balıkçılara bannak ile daigakıran yaptırma sözü verdi. Yüraaz, daha sonra balık mevsiminin açüışıru yapmak için tekneyle denize açıldı. karadeniz Ekonomik İşbirligi IVIerkezi'ne gelen Yılmaz, Türkiye Denizcilik IşJetmeteri'ne ait TDİ Karadeniz gemisinin teslim törenine katıldı. Yılmaz, buradan hetikopteıie geçtiği Zeytinburnu'nda ANAP ilçe binası ve belediye hizmet binası açıhşlannı yapn. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) JLMa CHP lideri, zamlan 8 yıla bağlamanın büyük haksızlık olduğunu söyledi 'Zamlar hükümet politikası' SAMİAZMİEZER/ NAZMİAKDAĞ GÖZNE-CHP Genel Başkanı DenizBay- kaL son yapılan zamlann CHP ile hükümet arasında ihtılafa neden olduğunu belirterek "Zamlan8yıllailişkik'ndirme0rişimini,8y> la büyük haksızlık olarak görüyonım" dedi. RP liden Erbakan'ın Fransız ırkçı lider Le Pen ile görüşmesini de eleştiren Baykal, Er- bakan'ın Avrupa'yı yanlış yerden yakalama- ya çalıştığını savundu. lçel'in Gözne beldesınde düzenlenen fes- tivale katılmak üzere bölgeye gelen CHP li- deri Deniz Baykal, Adana Havaalam'nda ba- sın mensuplannın sorulannı yanıtladı. RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın fran- sız ırkçı Ulusal Cephe liden Le Pen ile gö- rüşmesi ile ilgili sorulan "tsteyen istediği fle görüşür" şeklinde değerlendiren Baykal, "Burada şaşırücı olan, bu durumun kamu- oyundan gizlenmek istenmesidir. Ben Erba- kan ile Le Pen'in görüşmesinde hayret edile- cek bir şe>' görmem. Ancak açıkça anlaşılı- yor ki bu görüşmede bir mahcubiyeti var" de- di. Baykal, Erbakan'ın RP'nin kapatılmasına karşı desteğine ihtiyaç duyduğu Avrupa'yı yanlış yerden yakalamaya çalıştığına dikkat çekti. Son yapılan zamlara da değinen De- niz Baykal, zamlann 8 yıla kaynak sağla- Zorunlu Eğitim için 200 milyon dolar bağış yetmedi Devletin eli borsanın cebinde BERRİN ERSOY SAĞLAM Tuncay Artun'un, ölümünden önce 8 yıllık zo- runlu eğitime rekor bağış yapması, dikkatleri bor- sa gelirlerine çevirdi. Zorunlu eğitim yasası ile borsa gelirlerinin baş- bakan tarafindan belirlenen miktannın bütçeye ge- lir olarak aktanlmasına olanak tanıyan madde, borsacılar arasında tartışmalara neden oldu. Ke- sintisiz eğitim için ellerinden gelen her tür yardı- mı yapmayı sürdüTeeeklerini özellikle belirten borsacılar, "Ancak borsanın geüşmesine devam edebilmesi için baa yannmlar yapması gerek Bor- sanın fonlanna devletin el atmas bunun önünii ü- kar" diyor. ÎMKB fonlannda biriken 300 milyon dolann 200 milyon dolannı (yaklaşık 32 trilyon lira) Tun- cay Artun, ölümünden yaklaşık 1 hafta önce 8 yıl- lık kesintisiz egitime bağışladığını açıklamıştı. Ya- sada İMKB ile ilgili 2 ayn madde yer alıyor. Bor- sacılar özellikle ilgili yasanın 13. maddesinde o- ran belirtilmemesi üzerinde duruyor. Artun'un iyilik yaptığını, bugün bunun görev haline geldiğini belirten borsacılar, "Fonlardan bütçeye aktanlacak miktann beürienmesi tama- mıyİabaşbakanınin&yarninebırakıkh.İMKByö- netiminin fon üzerindeişlem yapma hakla ktsıtian- dı" diyorlar. Söz konusu durumun zararlannın önümüzdeki dönemlerde ortaya çıkacağı savunu- luyor. mak mazeTeti adı altırida J yâpi\masını eleştir- di. Baykal, "8 yılhk temel eğitimin fınans- manıfleilgili bir modeti hükümet ortaya koy- muştur. Bu modelin içerisinde durup dunıp zam yapmak diye bir madde yoktur. Bu pa- ketin içerisinde Güneş Taner uygun gördüğü zaman zam yapar ve bu zamiardan sağlana- cak kaynaklar buraya aktanür diye bir mad- de de yoktur" diye konuştu. Baykal, sözlerine şöyle devam etti: "Bu hükümet zam poütikasnuenflasyon karşısın- da gereken bir önlem olarak, devlet - hükü- met harcamalannı finanse etmenin bir yolu, yöntemi olarak kullanryor. Bunu kabııl et- mek ise mümkün değil. Zam politikası bu hükümetin ekoDomi yöne- timi haline gelmiştir." Hü- kümetin ekonomi politika- sını 'adaletsiz ve acımasız bir uygulama' diye nıte- lendiren Baykal, bu tür uy- gulamalarla enflasyonu in- dirmenın de mümkün ol- mayacağını dile getirdi. CHP ile hükümet arasın- daki en büyük ihtilafın zam politikası olduğuna işaret eden Baykal, "Hû- kfimet devlet harcamalan- nı giderek artan zamlaria geniş halk kitlelerinden sağlamaya kalkısırsa Tür- kiye çok tehlikeli bir istika- mete gkler. Sosyal sorun- lar, toplumsal gerginKkler başlar. Türkiye geçmişte bu yola girmişti. Bunu çok tehlikeli bir yol olarak görüyorum" dedi. DYP'den tepki '8 yıllık eğitim bahane' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gölhan, hükümetin art arda yaptığı zamlan eleştirerek, 8 yıllık zorunlu eğitimin "zamlara bahane" edildiğini söyledi. Gölhan, " Hükümet sağlam ve adaktli bir gelir elde etmek istiyorsa biz de yardımcı olalım. Bir an önce adaletli bir vergi kanununu TBMM'den çıkaraum" dedi. Gölhan dün düzenlediği basın toplantısında, hükümetin güvenoyu alir almaz zam yapmaya başladiğını anımsatarak, doğal olarak diğer zamlann da bunu izlediğine dikkat çekti. Telefona, posta giderlerine, şekere, çaya, köprü geçişlerinc zam yapıldığını *belirten-Göfhin, "Bu zaralar Vaitandaşla%Hîetkisi yaratü" dedi. Gölhan, zamlann memurlann ücretlerini, çiftçilere verilen taban fiyatlannı erittiğini. emekliye, işçiye, memura verilen artışlann da fazlasıyla geri alındığını öne sürdü. Uluslararası telefon ücretlerine yapılan zammın geri alınması ve kumarhane girişlerinin ucuzlatılmasından dar gelirlı vatandaşlann değil, bazı kesimlerin yararlanacağını kaydeden Gölhan; hükümetin kurulmasına destek olan bazı güç odaklan için bunlann yapıldığını öne sürdü. Hükümetin 8 yıllık kesintisiz eğitim için toplayacağı vergilerle başka açıklan kapatacağını savunan Gölhan, vergiler için 8 yıllık eğitimin bahane edildiğini söyledi. 8 yıllık eğitim için alınacak olan vergilerin de adaletli olmadığını belirten Gölhan, bununla sosyal dengelerin bozulduğunu söyledi. Gölhan bir soru üzerine, Kuranıkerim'in zincirlenmesini onaylamadıklannı ve yasadışı hiçbir eyleme destek vermeyeceklennı söyledi. Gölhan, "Bu eylemi yapanlar dini biraz daha derinlemesine incelesinler'' diye konuştu. IRMIKIAYDIN ENGİN Önce kısa bir anımsatma, bilgi tazeleme. Sosyal demokratlardan ko- münistlere kadar uzanan "so/"un temel hedefi sömürü- nün son bulmasıdır. Sol termi- nolojide sömürü bir ahlaksal kavram değildir. Sömürü, ör- neğin zalim üvey baba tarafin- dan insafsızcaçalıştınlan, son- ra da dövülen, hırpalanan kü- çük çocuk; kiralık ev bulmanın pek zor olduğunu fark eden ev sahibinin kirayı ha bire arttınp üstüne üstlük "Beğenmiyorsan çık hemşerim"<iey]şme1\\an in- dirgenmez. Terminolojide sömürü, ücret- li emeğin yarattığı değerin bir bölümüne, üretim araçlannın özel mülkiyetini elinde tutan kapitalistlerin yasal ve doğal olarak el koymalanndan kay- naklanır. Sömürünün şiddeti, el konan bölümün miktan ile doğ- ru orantılıdır. Sosyal demokratlarla komü- nistleri ayıran çizgi de neredey- se sömürünün önlenmesinin siyasal yöntemindeki farklılık- Özelleştiriyorlaaaar! Ya Ne Yapacaklardı? tan ibarettir. Onun ötesinde, sömürü bağlamında, en azın- dan kâğıt üstünde, teorik düz- lemde tam bir mutabakattan söz edilebilir. Türkiye'de bu kesime Kema- //stfer'i de eklemek gerek. Baş- langıçta sömürüyü önlemek hedefine yönelmemiş bile ol- sa, Kemalist devletçilik kendi içinde evrilerek kapitalist özel mülkiyetin en azından sınırlan- masına, kısrtlanmasına yönel- di. Başlangıçta olmayan bir sosyal adaletçi içerik kazandı. Marksizmın öldüğü üstüne fetvalar düzüp cenaze namaz- lan kılanlann da, oldum bittim anti-Marksist çizgilerin savu- nucularının da hesaplaşmalan gereken ve varsa kanrtlannı sergilemeleri gereken kilit nok- ta da gene "kamu mülkiyeti - özel mülkiyet" tartışmasıdır. Ama bu onlann derdi. Biz (bir zamanlar ya da hâlâ) Marksiz- min önermelerini savunan sos- yal demokratlarla, (hâlâ) Mark- sist solla ve Marksizmden çok şiddetli esinlenmiş Kemalist- lerie tartışmaya çalışıyoruz. Durmadan üstünde konuşulan ve son günlerde hızlandığı se- zilen özelleştirmeye karşı Tür- kiye'de yükselen itirazlann he- men tümünün bu üç kesimden gelişi bu tercihimizin haklılığının bir kanrtı olsa gerek. Itirazlarsizin için de bildik. Ya okuduk, ya dinledik. Peki sonrası? Örneğin klasik sosyal de- mokrasiyi çağımıza uygulamak gibi çok iddialı tezlerle önümü- ze çıkanlar, bu temel konuda- ki, yani özel mülkiyete karşı ka- mu mülkiyeti tartışmasındaki önennelerini nerede açıkladı- lar? Kanıt ve tanıtlannı nerede önümüze serdiler? Seçmen olarak, bu ülkenin siyaseti ile il- gilenen yurttaşlan olarak bu ka- dar kilit bir konuda karşımıza hangi tezlerle, programlarla çıktılar? Sosyal demokrat harekette Murat Karayalçın'ın atelye çalışmalan dışında pek bir ör- nek anımsamıyoruz. Karayal- çın'ın denemesi de yan amatör ve bir miktar ütopik çabalar ol- maktan en azından şimdilik bir adım öteye gitmiş değil. Bilebildiğimiz kadarıyla bir de Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nm (ÖDP) soruna giriş niteliği taşıyan bir broşürcüğü var. Başka ? Ötesi çöl. Türkiye Mimar ve Mühendis Odalan Birliği (TMMOB), yak- laşık bir yıl kadar önce çok ge- niş kapsamlı bir çalışma baş- lattı. "Dünyada ve Türkiye'de Kamu Girişimciliğinin Geçmişi, Dünü, Bugünü, Geleceği"nin tartışılacağı uluslararası bir sempozyum. Birtartışmalıtop- lantı. Bizde pek alışılmayan bir ön hazırlık dönemi geçirildi. Alışıl- madık, çünkü yaklaşık bir yıldır sürüyor. Konuya ilgi duyan tüm toplum ve siyasal kesimler bil- gilendirildi. Sempozyum 6-8 Ekim günleri Istanbul'datopla- nacak. Bize ulaşan bilgiler, bu toplantıya bildiri sunacaklann listesini de içeriyor. Gözlerimiz kamu mülkiyetini ideolojik olarak reddeden ANAP'tan, Tony Blair'in ızin- den gidip sosyal demokrasinin kamu mülkiyeti tercihini kökten reddeden sosyal demokrat ka- natlara, Karayalçın'la birlikte arayışlaragirenlerden, ÖDP'de buluşmayı reddeden solcula- ra, üniversitelerin konu üstüne ders veren, yazı yazan, fikir üre- ten akademisyenlerine kadar çok geniş bir kitlenin sözcüle- rini boş yere aradı. Bu duyarsızlık özelleştirme karşıtlan için anlaşılabilir. Ama hem çığlık çığlığa "Özelleştiri- yoriaaaar!.." diye bağınp, hem duyarsızlığını sürdürenlere ol- sa olsa "Peki ne yapmalarını bekliyordunuz?" diye sorsak haksız mı olacağız. POLTIİKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Siyanürlü Altın... Adı, Sefa Taşkın... Görevi; Bergama Belediye Başkanı... Gönderdiği mektupta "Günlük yoğun işleriniz arasında bu uzun yazıyı okumanızı rica ediyorum" deyıp ekliyor: "Çünkü on binlerce insanın ve güzelim Ege top- raklannın yaşamı söz konusu..." Oykü 9 yıl önce başlıyor... Öykünü adını sanınm biliyorsunuz: 'Siyanün'ü al- tın madenine karşı koymak' Sefa Taşkın diyor ki: "Bergama'da 8 yılda 4000 tona yakın siyanür kullanılacak. 30 mg siyanür insanı hemen öldürü- yor. Bu kadar zehırle teorik olarak 12 milyar insanı öldürmek olası. ABD 'de idam mahkûmlan siyanür- le öldürülüyor. 2. Dünya Savaşı'nda Naziler, milyon- larca Yahudiyisiyanürgazıylaöldürdü. Bergama'da iş sadece siyanürie bitmiyor. Toprakta toz olarak bulunan altın alındıktan sonra geriye kalan çamur- lu atıkta; arsenik, kadminyum, antımon gibi tonlar- ca ağır metal denen kanserojen madde var. Arse- nik bildiğimiz fare zehihdir. Bu kadar zehrin yeraltı sulanna ve havaya karış- ması tam bir çevre felaketineyol açabilir. Papua Ye- ni Gine OK TEDl'de, Guyana OMAl'de, Şili La LJ- gua'da, G. Afhka'da bunlann örneklerigörülmüş. BM Çevre Örgütü UNEP'in istatistikleh siyanür- lü altın madenlerinin dünyada yol açtığı zararlan belgeliyor. Siyanürlü altıncılık, dünyada genellikle Üçüncü Dünya Ülkeleri'nde yapıldığı için bugüne dek pek fazla ses duyulmamış. Bergamalılar bu riskle birlikteyaşamak istemiyor- lar. BM Dünya Sağlık örgütü bu tür işletmelerde 50 km yançaplı alanıriskbölgesi olarak ilan ediyor. Madenle ilgili alındığı söylenen önlemler güven vermiyor. Bergama'daki siyanürcü şirketın çoku- luslu ortaklan dünyaca sabıkalı. G. Afrika'da ırkçı- lığı desteklemişler, Guatemala'daki nikel madeni karşılığı diktatörlere arka çıkmışlar, 2. Dünya faci- asında Nazilere yardım etmişler, ABD mahkeme- lerinde 'dishonorable', şerefsiz olarak nitelenmiş- ler; Almanya 'da nehirlere, Kuzey Buz Denizi'ne nükleer atıklar bırakmışlar. Bunlann hepsi belgeli- dir." ••• Türkiye'de çevreciler duyarlı... Bergama'dan Gökova'ya; Silifke'den Yatağan'a dek her yörede 'yeşil örgüt' eylemlerı dikkati çeki- yor... Acaba politikacılar ve bilim insanlan çevre konu- sundu ne denli duyarlı? Birtelevizyon programındaizlemıştim. SefaTaş- kın'la tartışan yerel politikacılar arasında bir bilım insanı 'siyanürlü altını' savunuyordu... Nükleer santrallarla ilgili tartışmalarda da kimi politikacı ve bilim insanlan aynı şeyleri söylüyorlar- dı: "Ne varbunda?" Galiba çok şey vardı... Gelişmiş demokratik Avrupa ülkelerinde nükleeo, santrallaria ilgili yatınmlar durdurulmuyor muyrJu? •- Evet!.. u, Bu yatınmlann durdurulmasında çevreciler etkHİ olmuyor muydu? Yine evet!.. Gelişmiş demokratik ülkelerde durum böyleyken azgelişmiş ülkelerde 'nükleer santrallar'm yapımı gündeme geliyor, çıkar uğruna büyük kavgalar ve- riliyordu... Örneğin ABD'de 1978 yılında planlanan 116 nük- leer santral, kamuoyunun tepkisi nedeniyle iptal edilmiş, Isveç 2010 yılına dek nükleer santrallann tümünü kapatma karan alırken Almanya yapımı bi- ten 4 nükleer santralı işletmeye açmamıştı... Gökova ve Yatağan'daki termik santrallarını yıl- lar önce yakından izleyip yazan bir kişi olarak ülke- mizde giderek ivme kazanan 'yeşilörgüt'ü hep des- tekledim... Gökova ve Yatağan'da küller salt çevredeki bit- ki örtüsünü değil insan sağlığını da etkilemişti... 1985 yılında 'Gökova Masalı' adlı yazı dizisini ha- zırlarken bu gerçeği bir kez daha yaşamıştım... O nedenle Bergamalılann 'siyanürlü altına' karşı verdikleri mücadeleyi destekliyorum... ••• Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın bilimsel ve yasal temellere dayanıp 'siyanürlü altına' karşı çıkarken şöyle diyor: "Bergamalılann eylemi yasadışı değildir. Açtığı- mızdava ortadadır. Daha önce verilen kararDanış- tay 6. Da/resı'nce bozulmuştur..." Bergama salt bir kültür kenti değil, tanm alanla- nyla da kaplıdır... Bakırçay havzasında 42 milyon dolarlık pamuk, tütün, zeytinyağı ve sebze üretiliyor; Bergama tek başına 20 milyon dolardışsatım yapryor; yöreye her yıl 1 milyon turist geliyor... Bergamalılar yalnız değilsiniz! Faks numaramız: 0212/513 90 98 ANAP'lı İbrahim Yasar Dedelek w Kııran'ı araç olarak kuüanana karşıyız' Haber Merkezi - Istan- bul ve Bursa'da dün de ba- zı gruplar 8 yıllık kesinti- siz eğitimi protesto eder- ken Anavatan Partisi Ge- nel Başkan Yardımcısı İb- rahim Yaşar Dedelek "Camiler huzur yerleri- dir. Kuran'ı araç olarak, silah olarak kullananlara önce ANAP karşı çıkacak- tır" dedi. Istanbul'da E>oip Sul- tan Camii'nde sabah na- mazından çıkan bir grup, 8 Yıllık Kesintisiz Eğitim Yasası "nı çıkaran 55. hü- kümet ve Başbakan Me- sut Yılmaz aleyhine slo- ganlar attı. Akit gazetesi yazan Abdurrahman Di- Bpak'ın da destek vermek amacıyla aralannda bu- lunduğu grup, gösteriyi izleyen basın mensuplan- na da sözle sataştı. Göste- ricilerçevTede önlem alan güvenlik kuvvetlerinin uyansı üzerine olaysız bir şekilde dağıldılar. Bur- sa'da da bir grup, Emir- sultan Camiı önünde izin- siz gösteri yaptı ANAP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Dede- lek, dün Eskişehir tl Baş- kanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, 8 yıl- lık kesintisiz eğitim baha- nesıyle her cuma küçük katılımlarla halkın huzur- suz edildiğini belirterek, "Camiler huzur yerleri- dir, Kuran'ı araç olarak, silah olarak kullananlara önce ANAP karşı çıkacak- ur, hükümetimi/ de bu mi- litarist İslamcılara karşı önlemlerini almışür" de- di.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle