27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 AĞUSTOS 1997 PAZAR HABERLER Bedensel engellîlerden konser • İstanbul Haber Servisi - Bedensel Engellılerle Dayanışma Derneği ile Elit Ajans arasında yapılan kontrat sonucu ülke çapinda 50 konserlik tume düzenlenecek. Şimdıye kadar 13 konserin gerçekleştirildiği belirtılen konserlenn, derneğın tanıtımı ve özürlüler eğitim ve kültür merkezi yapımı için bağışlarda bulunulması amacıyla düzenleneceğı bıldirildi. Sünnet düğününde tribiin çöktii • KOCAELİ(AA)- Kocaeli'nın Gebze ilçesine bağlı Danca beldesınde belediye tarafından düzenlenen sünnet şöleninde tribün çöktü. Olayda 40"a yakın yaralı bulunduğu bildirildi. Gebze Devlet, Kartal Eğitim ve Araştırma hastaneleri ile çevredeki sağlık kuruluşlannda tedav i altına alınan yaralılar arasında durumlan ağır olanlann bulunduğu bildirildi. OLEYİS'te kadın kotası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Otel. Lokanta. Eğlence tşyerlerinde Çalışanlar Sendikası (OLEYİS), kadınlann yönetim kademelennde daha çok yer almalannı sağlamak amacıyla, yüzde 10 barajıyla Türkıye'deki ilk kota uygulamasını başlattı. OLEYtS Genel Başkanı En\ er Öktem, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, iki ay öncesıne kadar sendika yönetıminde kadınlann yer almasının söz konusu olmadığını. bunun 21 haziranda yapılan kongreyle karara bağlandığını söyledi. Tüzüğe. kadınlann en az yüzde 10 oranında temsili konusundakı maddenin konulduğunu açıklayan Öktem. bu oranın daha da yükseltilmesini sağlamak için, kadın-erkek aynrru olmaksızın mücadele edeceklerini söyledi. Orman kıyımını protesto • İSTANBUL (UBA)- Tuncelılıler Kültür ve Dayanışma Demeği üyeleri, Orman Bakanlığı ile Çe\re Bakanlığı'na telgraflar çekerek Tunceli'de "güvenlik' gerekçesiyle orman yakılmasına son venlmesinı istedıler. Tuncelililer Kültür ve Dayanışma Derneği üyelerinden oluşan bir grup. Tünel 'den Galatasaray Postanesi önüne kadar alkjş ve zılgıtlarla yürüdü. Gnıp, postane önünde de sloganlarattı. Bildiri dağıtan memurlar • ANKARA (UBA)- Tüm Yargı-Sen Ankara Şube Yönetim Kurulu adına bir açıklama yapan Yıldız Çakmak. işyeri temsilcilerinden Ahmet Kızılkor \e Gamze Elif Öztürk'ün Ankara Demokrasi Platformu'nun 1 Mayıs bildirilerini dağıttıklan için haklannda soruşturma açıldığını ve sürgün edildikJenni bildirdi. Çakmak. Bölge Idare Mahkemesi'nde Kjzılkor ve Öztürk'ün henüz davalan sürerken aynı gerekçeyle Bakanlık Yüksek Disiplin Kurulu karan ile de\ let memurluğundan çıkanlma cezası aldıklannı belirtti. Başbakanlık'ta yangın • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakanlık Merkez Binasf nın Milli Müdafaa Caddesi tarafında, bakım çalışmalannın yapıldığı 1. katta, henüz belirlenemeyen bir nedenle >angın çıktı. Yangın. ıtfaiye ekıpleri tarafından kısa sürede söndürüldü. Yetkililer, yangında çeşitli büro malzemelennin yandığını bildirdiler. Musa Anter Banş Treni Türkiye Koordinasyon Kurulu, projenin uygulanacağını söyledi Barış trenine izîn arayışıANKARA/İSTANBL L (Cumhuriyet)- Musa Anter Banş Treni Türkiye Koordi- nasyon Kurulu: Bulgaristan. Romanya ve Yugoslavy a tarafından geçişine izin venl- meveceği resmen bildirilen Brüksel-Di- yarbakır seferi için hazırlıklanru sürdürü- yor. Koordinasyon kurulu üyesi Dr. Ke- mal Parlak. banş treninin planlanan tarih- te yola çıkacağıru söyledi. Musa Anter Banş Treni Türkjye Koor- dinasyon Kurulu üyesi Kemal Parlak, "Bi- ze şu ana kadar olumsuz bir haber gelme- di. Ama Türkiye sımnndan sonrası için engel çıkacağı şeklinde izlenim ediniyo- ruz" dedi. Doğu ve Güneydoğu Anadolu kentlerinden banş treni girişimıne büyük destek aldıklannı söyleyen Parlak, şunla- n söyledi: "Kitlesel bir destek olmasi siyasi iktida- ra bir endişe yaratmış olabüir. PKK'nin propagandasına alet olacak sivil yapı de- ğiliz. Ama her eylemden. her uygulama- dan her toplumsal uygulamadan şu veya bu şckilde bazı güçler bazı yapılar, fayda- lanmakisteyebilir. Susurlukkazasuıda or- taya çıkan güçler böyle bir banş çabasın- dan rahatsız olmuş olabilirler." Eskı DEP Milletvekıli Sırn Sakık. ba- nş treninde dünyaca tanınmış çok sayıda siyasetçi, sanatçı ve din adamınm yer ala- cağını belırterek "Bu insanlar demokra- si ve banş mücadelesinde büyük katkıla- n olan kişilerdir. Bunlara nasıl terörle ve terörizmle bağlanbh dersiniz. Yıllardır Türkve Kürtgençleri ölmüyor mu? Bizim temel amacımız akan kanı durdurmakör. Artık ülkemizin gündeminden silahın ve şiddetinçıkmasını istiyoruz" görüşünü di- le getirdi. Eski DEP Milletvekili Ahmet Türk de planlanan tarihte trenin yola çıkacağını söyledi. Türk, organizasyonu üstlenen HannoverÇağnsıadlı Alman sivil toplum örgütünün "neye mal olursa okun" rreni hareket ettirmekte kararlı olduğunu be- lirtti. Kürtlerle ilgili bütün "banşçılhare- kederin" PKK ile bağlantılı gösterildiği- ni savunan Türk. "İşte bu PKK kökenli- dir, işte bu PKK'ye yardımdır. PKK bağ- lan tılıdır şeklinde yorumlanır. Bu şeküde- ki banşcıl bir çözümün önünü tıkamış oiurlar. Oteden beri 10 yıldan beri politi- kabudur"dedı. HADEP istanbul 11 Örgütü'nce yapı- lan açıklamada da ülkemizin kanayan ya- rası Kürt sorununun halen yasakçı yön- terrüerle çözülmeye çalışılmak istendiği belirtilerek şimdi banşı yakalamanın tam sırası olduğu kaydedildi. Banş treninin Türkiye'ye gelmesiyle birlikte banşın da- ha çok konuşulacağını ve akan kanın dur- ması için kamuoyunun daha duyarlı hale geleceğinin vurgulandığı açıklamada, "Treni karşılamak üzere tüm duyarh hal- kımızla birtikte 29 ağustos günü Sirkeci'de hazır bulunacağız" denildi. Banş Treni Türkiye Koordinasyon Ku- rulu'ndan verilen bilgiye göre bazı sivü toplum örgütlen ve siyasi partilerin yanı- sıra gjrişime Türkiye'den katılacak kişiler şöyle: Sinema oyuncusu Ali TutaL şair Ahmet TelK, Annet Bender, Büge Contepe. İHD Banş Masası'ndan Birgül Yaşar, Fatma Topçuoğullan, Avukat Hasip Kaplan, Ü- kay Adah, Grup Kızılırmak'tan İlkay Ak- kaya. araştırmacı İsmail Göldaş, gazeteci Koray Düzgören, sanatçı Metin Kahra- man, şair Ozan Şahturna, Raimar Mar- tin Heider, şair Suna Aras, gazeteci Se- nem Tolunay. yazar TankZiya Ekinci. şa- ir-yazar Yılmaz Odabaşı, avukat Yusuf Alataş, araştırmacı-yazar Haluk Gerger, sanatçı FerhatTunç, sanatçı BerhanŞim- şek, Sine- Sen'den Yusuf Çetin, sinema yönetmeni Reis Çefik, KESK'ten Siyami Erdem ve Faysal Ozçift. Tomris Özden, MihriBeUi İP'nin 'CIA ajanlan' listesiANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) -Işçi Partisi Genel Sekre- terı Mehmet Bedri Gültekin. Türkiye'de çalışan 9 ABD'li diplomat ve diplomatik perso- nelin "ajanhk" yaptığını ileri sürerek, ABD'li görevlilerin sı- nır dışı edilmelenni istedi. Uyuşturucu kaçakçılığı sanığı Yaşar Öz'ün Işçi Partısi'yle iliş- kisı bulunduğuna ilışkin Milli tstıhbarat Teşkilatı (MtT) rapo- runu yanıtlayan Gültekin, "Ya- şar Oz'ün 'Çiller Özel Örgütü' ile üişldlerinibiz teşhir ettik" de- dı. tP Genel Sekreteri Gültekin, dün düzenlediği basın toplantı- smda, 1996 yılında Türkiye'de görev yapan 9 ABD'li diplomat ve diplomatik personelin "dip- lomat kisvesi amnda faaliyet yü- rüten CIA görevlisi" olduklan- nı ileri sürdü. Almanya'da yayımlanan Ge- heim dergisinin haberine daya- nan Gültekin, Geheim dergisi Yayın Yönetmeni Michael Op- perskalsld'nin, "1996 yıh içinde görev yaptığı belirtilen 33 isme bakarak araşürma yapük. Bun- lann 9'unun diplomat kisvesi al- Demirel: Top yuvarlanmaya başlamıştır Cumhurbaşkam Sülevman DemireL, dün İstanbul kasımpaşa'daki Camialtı Tersanesi'nde Almanya'ya ihraç edilmek üzere Ferrostaal AG firması adına Türkiye Gemi Sanayü AŞ ve Gema Denizcilik Endüst- risi AŞ tarafından inşa edilen Auretia adlı yük gemisinin denize indi- rUme törenine katıldı. DemireL törende y-apdğı konuşmada. ülkenin ge- nşmeyedevam edeceğuıi belirterek "Top yuvarlanmaya başlamışûr. Biz istiyoruz ki bu, başkalannın topu kadar büyük olsun" diye konuştu. Oğleden sonra Çorhı'ya 0den DemireL, Alman Knorr-Bremse ile Türk Orsan Şirketi tarafından ortaklaşa \aptınlan "ağır taşıtlann fren kö- rüklerinin" üretildiği fabrikanın açıhşını yaptı. Demirel, açıüş törenin- deyaptığı konuşmada, TürkKe'nin AB'yeüyeolmasınakarşı Alman- ya'nın çıkışlannı üzünrüyle karşıladığımı söyledi Biz Avrupa'nın sır- tma yük olacak değiliz" dedi Konusmasının ardından Cunıhurbaş- kam'na "Bavyera Aslanı Biblosu" sunuldu. ( HATtCE TUNCER) ANAP seçime hazırlanıyor DÜRDANE KOCAOĞLU ANKARA- İktidar partisi ANAP. seçim ha- zırlıklannı başlattı. ANAP. 138 bin sandıkta görev yapmak üzere belirleyeceği biri asil di- ğeri yedek olmak üzere toplam 276 bin kişiyi ekim ayı başından itibaren eğitıme alacak. ANAP, Başbakan Mesut Yılmaz'ın. "Seçim için en uygun tarih 1998 sonbahan. CHP'den büyük katkı bekliyoruz. Gerekirse ilkbahar da olur" sözlenyle ışaretinı \erdiği erken seçim için hazırlanıyor. 1998 yılı sonbahannda yerel seçımlerle birlikte yapılma olasılığı güçlü olan milletvekili genel seçimlerinde ANAP ve RP'nin bırbiriyle yanşması bekJeniyor. 1995 yılı seçimleri öncesınde yaptığı disiplinli ça- hşma ve sandık başı görevlileri ile dikkat çe- ken RP. ANAP'a örnek oluşturdu. ANAP'ın seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Baş, neden şimdiden sandık başı görevlilerini belirledik- lerine ilışkin olarak "Erken seçim gündemde, o nedenle bu erken bir çahşma ounaz" dedi. Baş, 1995 seçimlerinde 138 bin sandık bulun- duğunu belirtirken bu sandıklarda görev yapa- cak asil ve yedek üyeleri eylül ayı sonuna ka- dar belirleyecekkrinı. ekım ayı başından itiba- ren de bu kişileri eğıteceklerini söyledi. Baş, 30 kasımda yapılacak nüfus sayımlan sonuç- lanna göre sandık sayısının 150 bin civanna çı- kacağını tahmin ettiklerini, buna göre eksik görevlileri daha sonra saptayacaklannı bildir- di. DYP ile aralanndaki oy farkının yaklaşık 150 bin olduğuna dikkat çeken Baş. "Bu ne- denle, 150 bin dolayında eğitim]i sandık başı gö- rev lisi en azından bu kadar sağlıklı o> un kulla- nılmasını temin edecek. Bu da çok önemlL Bu konuda en başanlı parti RP idi. Şimdi, bu sa- hada RP'yi yalnız bırakmayacagjz" dıye ko- nuştu. 8 yıllık kesintisiz temel eğitim yasasma grup karanna aykın olarak "ret" oyu kullanan An- kara Milletvekili CemilÇicek ile İstanbul Mil- letvekili Ali Coşkun'un ihraçlanna ilişkin is- temini görüşmek üzere dün toplanması öngö- rülen Müşterek Disiplin Kurulu. çarşamba gü- nüne ertelendi. Abdullah Tenekeci başkanh- ğında çarşamba günü toplanacak olan kurulun Mesut Yılmaz'ın ıstemine uygun olarak Cemil Çıçek'i kesin, Ali Coşkun'u da 1 yıl süreyle ge- çici olarak ihraç etmesine kesin gözüyle bakı- lıyor. ANAP Grup Yönetim Kurulu'nun da ge- lecek günlerde toplanarak mazeretsiz olarak 8 yıllık temel eğitim yasasının tümü üzerindeki son oylamaya katılmayan İstanbul Milletveki- li Hüsnü Doğan ile Uşak Milletvekili Yıldınm Aktürk'ün ifadesine başvurması bekleniyor. önda faah'yet yürüten CL4 gö- revlisi olduğunu tespit ettik. Lis- teye CIA ile bağlantısını kesin olarak doğrulatamadıgımız Id- şilerin adlannı yazmadık" söz- lerinı aktardı. Almanya'da yayımlanan Ge- heim dergisinin 2 yıl önce de Türkiye'deki ajanlann lis- tesıni verdığini anımsatan İP Genel Sekreteri Gülte- kin'in açıkladığı adlar ve ileri sürdüğü iddialar şöy- le: James L. Clunan: CIA'nın Türkiye Istasyon Şefi. Ankara Büyükelçi- liği'nde siyasi büroda as- ken konulardan sorumlu. CIA'nın Türk kontrgeril- lasıyla ilişkilerini yüriitü- yor. John Welde: Tümgene- ral, ABD Askeri Istihba- rat Örgütû'nün (D1A) Türkiye temsilcisi. Anka- ra'da bulunan. eski adı JUSMMAT, yeni adı ODC olan Amerikan As- keri Yardım. Ö^ütü'nüıı ı; temsilcisi. KonüJ-erilla ile temasta. Özelde Güney- doğu'daki kontrgerilla fa- aliyetlerinden sorumlu. John B. Mc Kennan: Ankara Büyükelçili- ği'nde Bölgesel Güvenlik Sorumlusu. MlT'le ilişki- lerden sorumlu. Hugh J. Turner: Anka- ra Büyükelçiliği'nde gö- revli. Jerrold Mark Dion: ABD'nin İstanbul Baş- konsolosu. CIA'nın İstan- bul Bölge Şefi. Daha ön- ce de 1961-64 yıllannda Portekiz'de, 1964-66 yıl- lannda Malezya'da. 1970- 73 arasında da Endonez- ya'dagörev yaptı. Evelyn M. Mack: istan- bul Konsolosluğu'nda gö- revli, CIA'cı Başkonso- los'un sekreterliğini yürü- tüyor. V\ illiam R. Harmon: ts- tanbul Konsolosluğu'nda görevli, Bölgesel Güven- lik Sorumlusu. Donald Terpstra: istan- bul Konsolosluğu'nda halkla ilişkiler görevlisi, ABD Haber Merkezi'nde (USIS)çahşıyor. Joseph S. Pennigton: ABD'nin Adana Konso- losluğu'nda görevli. Baş- konsolos Eüzabeth Shel- ton'un yardımcısı. Politik büroda ekonomiden so- rumlu. SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Diyanet Işleri Başkanlığı'nca yayımlanan bir kitapta kadının dövülmesini savunan satıriann yer alması gazetelere haber ko- nusu oldu. Diyanet Işleri Baş- kanlığı'nın yayımladığı birçok kitapta buna benzer binlerce satıra ve bölüme rastlayabilir- siniz. Çünkü islamcılann kaleme aldığı yayınlarda kadını ikinci sı- nıf yurttaş gören bir anlayış hâ- kim. Bu anlayış, islamcı dog- matizmin temel yaklaşımı. İslamcılann böyle düşünüyor ve böyleyazıyorolmasının, he- pimiz açısından yadırgatıcı ol- madığı söylenebilir. Sonuçta adamın dünya görüşü bu diye- bilirsiniz. Fikirlerine karşı çıksa- nız da, onun görüşünü değişti- remeyebilirsiniz. Burada sakat ve ters olan, devletin parasıyla, yani bizden alman vergilerle kadınlan aşa- ğılayan fikirlere destek çıkılma- sı. Diyanet Işleri Başkanlığı, hu- kümete bağlı bir kurum. Bu ku- rumun giderleri. kadın erkek Kadını Dövmek ve Diyanet hepimizin katkılanyla karşılanı- yor. Kadını aşağılayan, hertür- lü geriliği savunan ilkel düşün- celere devlet bu yolla yataklık etmiş oluyor. Diyanet Işleri Başkanlığı'nın veya bir üniversitede devletten maaş alan bir profesörün top- lumun yansını oluşturan bir cin- se yönelik düşmanca yaklaşı- mını görüp zaman zaman şaş- kınlığa uğruyoruz. Bu işte bir sakatlık var diye düşünüyoruz. Evet bir sakatlık var. Nedir bu sakatlık? Bu soruya cevap ararken çarpıcı bir ömeği anımsadım. Son dönemde Kemalist Müslü- manlann pek rağbet ettiği Pro- fesör Yaşar Nuri Öztürk'le bir açıkoturumdatartışmıştık. Öz- türk, Islamiyet üzerine daha fazla bilgi sahibi olmanın getir- diği üstünlükle, kendisini dinle- yenleri rahatça azarlıyordu. Onlara, "Cahiller, iyi öğrenin, Kuran öyle söylemiyor. Siz bil- meden konuşup duruyorsu- nuz, böyle giderse her şeyi berbat edeceksiniz" türünden sözlerie kendisini izleyenler üzerinde hâkimiyet kuruyordu. Bu manzara çok canımı sık- tı. Koca koca okumuş yazmış insanlar, çekingen ve ezik şekil- de Yaşar Nuri Öztürk'ün karşı- sında el pençe divan duruyor- lar ve boyun eğiyoriardı. Ortada bir yanlışlık olduğu kesindi. Anadolu Müslümanı, Islamiyeti yüzlerce yıldır re- formcu birşekilde uygulamaya alışmıştı. Dinin dogmatik emir- lerini yerine getirmek yerine, di- ni insanla Tann arasındaki bir ilişki olarak kavrıyor ve sorunu bir vicdan sorunu olarak görü- yordu. Bu nedenle namaz, oruç, hacca gitmek gibi şekilsel uy- gulamalan ön plana çıkarmak yerine, dürüstlük, yoksulu ko- rumak. zulme başvurmamak gibi ilkelere önem veriyordu. Akşam olduğu zaman içkısini içiyor, katı örtünme kurallan ye- rine mayosunu giyip denize gi- diyor. Zaman zaman namaz kı- lıyor, oruç tutuyor, bunlan öm- rü boyunca hiç yapmayanlar da oluyordu. Bütün bu insanlarasorduğu- nuz zaman Müslüman olduğu- nu, Hz. Muhammed'i pey- gamber olarak kabul ettiklerini söylüyorlardı. Yüzlerce yıldır böyle yaşamışlardı. Şimdi, ba- zı yeni tipler ortaya çıkmış, on- lara yeni bir Müslümanlıktanı- mı yapıyorlar ve onlan kitaba uydurmaya çalışıyorlardı. Bu yeni tipler, Refahçılar gibi katı gözükmüyorlardı. Daha kabul edilebiliryorumlaryapıyorlardı. Ama sonunda onlar da kitaba ve temel kurallara nasıl uyul- ması gerektiğini söyleyerek or- taya çıkıyoriardı. Hem de çok havalıydılar. Diyanet Işleri'nin de Yaşar Nuri Öztürk'ün de hatta İsma- il Nacar'ın da sorunu, Islami- yetle gündelik yaşam arasın- daki ilişkinin içinegirmeye kalk- malan. Din, Anadolu gelenek- lerine göre Tann ile insan ara- sındaki bir ilişki. İnsanla vicda- nı arasındaki bir ilişki. Bu ilişki- ye, ne birtakım bilginler ne de devlet kanşmaya kalkmamalıy- dı. Inanç bireysel bir alandı. Bu- raya müdahale etmeye kalktı- nız mı, bu işi nerede durdura- cağınızı bilemezsiniz. Doğrusu, herkes bu alandan elini çeksin. Kimse fetvalar vermeye, insan- lan sigaya çekmeye kalkmasın. Sonunda kadınlan dövmeyi sa- vunmaya giden süreç yeniden başlar. Bunu hoşgörülüsü "ha- fifçe çırpıştırmak" diye yumu- şatır o kadar. En tehlikelisi de bu. MİKRO DİNÇ TAYANÇ Sıkh Bu Oyun Ikincı Meşrutiyet, 31 Mart, Trablusgarp, Balkan Savaşı, Birinci Büyük Paylaşım Savaşı ve Osman- lı'nın önüne koyulan Sevr... Bu süreç içinde Osmanlı, bir yandan Düvel-i Muazzama ile boğuşuyor, bir yandan da sırtlannı büyük devletlere dayamış iç düşmanlar ile... Ermeniler, Taşnakiyun adı altında örgütlenmiş, Anadolu'dan Dersaadet'e düşmanla işbirliği için- de 'devlet' peşinde; Kürt Teali Cemiyeti'nin çatısı altındaki Kürtler, petrol yolları üzerinde 'yurt' dü- şünde; Teali-i Islam'ın karayobazlan Arabistan'dan Anadolu'yu, Suriye'den Istanbul'a Düvel-i Muaz- zama'nın kanatlan altında gericiliği sürdürme ça- basında; Osmanlı 'ayc/;n'ı(!) bir adım önde, doğ- rudan mandacılığı savunuyor... İç ve dış düşmanlan bir yandan, iktidar çekiş- meleri beri yandan.. Osmanlı, kendi idam hükmü olan Sevr'ı imzalıyor. Sevr'i imzalatan Düvel-i Mu- azzama da işbiriikçilerine devlet ve de yurt 'bah- şetmekten' geri kalmıyor: Ermenistan, Kürdistan, Arap emiriikleri ve de 'haciraltında' halifecikli Os- manlı 'devletçiği'l Düvel-i Muazzama da işbiriikçileri de Sevr'in ya- nıtını önce Kurtuluş Savaşı ve Aydınlanma Devri- mi, ardından da Lozan ile alıyorlar... • • • Türkiye Cumhuriyeti'nin bunalımdan bunalıma sürüklendiği 20. Yüzyıl'ın son çeyreği, birçok an- lamda Sevr'in 'rövanş' çabalanyla dolu. Yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde Düvel-i Muazza- ma'nın silahla ezemediği Türkiye, bu kez Yeni Dün- ya Düzeni'nin egemenlerince ekonomiyle ezilmek isteniyor. Dış düşman, kılık değiştirmiş olsa bile aynı! Ya iç düşmanlar ve işbirtikçiler? Taşnakiyun'un adı oluyor ASALA... Gelsin Tür- kiye'de ve dünyanın nice yerinde cinayetler ve te- röri Sonunda cumhuriyet, ASALA'nın belini kın- yor... Bu kez de Kürt Teali Cemiyeti, PKK adı altında hortlayıveriyor... Gene cinayetler, geneterör! Cum- huriyet, göründüğü denli, PKK'nin de belini kın- yor... Bu kez de Teali-i Islam, karayobazlar İBDA- C'sinden Hizbullah'ına hortlayıveriyor... Cinayetler, toplu kjyımlar, terör de birlikte! Cumhuriyet, yaşan- dığı denli, mürtecilere dersini veriyor... Ve; mandacı aydınlani)... Cinayet yerine 'hoşgö- /•£/'(!), terör yerine 'küreselleşme'... Cumhuriyet, umulduğu denli, bunlara da 'cumhuriyetçiliği' oğ- retiyor! Sevr'i yeniden cumhuriyetin önüne sürme dü- şü, dış ve iç düşmanlann da işbirlikçilerinin de ka- rabasanına dönüşüyor. Üstelik Kurtuluş Sava- şı'nın, Aydınlanma Devrimi'nin ve Lozan'ın anlam- lanna anlam, saygınlıklarına saygınlık katmacası- na... ••• Peki, aynı yüzyılın ilk ve son çeyreklerinde ya- şananlar tarihin kendini yinelemesi mi, rastlanb • • mı, yoksa planh bir oyunun durup durup önümO- '•^-ai-sürûtmesimi? Tarihin asla kendini yinelemediği, birgerçek; tıp- kı, tarihte rastlantılara yer olmadığı gibi Öyleyse?.. 21. yüzyılın hangi çeyreğinde olursak olalım, ay- nı oyunu bir kez daha izlemek zorunda bırakılmak istiyor muyuz? Bu sorunun yanıtı 'hayır' ise, hemen bugünden başlayarak cumhuriyetin ve tüm değerierinin 21. yüzyıl tarihini yazmaya koyulmak zorundayız. Bu tarihte ne 'hatalara', 'kabahatlere' ve hatta 'suç- lara'; ne de çıkarlan, hırslan, cahillikleri, hatta ha- inlikleri ile hata, kabahat, hatta suç işleyecek si- yasilere yer olmayacaktır. Yannın tarihinin doğru yazılabilmesi, yakın tari- himizin doğru ırdelenmesine ve yakın tarihin suç- lulannın yargılanıp cezalandınlmalanna bağlıdır... Ana fikir Tarih yinelenemez, ama suç yinelenir. Ana fikrin ana fîkri: Suçu cezasız bırakan da suçludur! CHP lideri Deniz Baykal w Büyük bîr bunalun atlattık' • Deniz Baykal, Burdur gezisinde, Türkiye'nin çok hızlı siyasi gelişmelerden geçtiğini belirterek "Büyük bir bunalım atlattık" dedi. Yapılan son zamlan da eleştiren Baykal, "Acımasızca zam yapmaya başladılar, bir tutsam kulaklanııı çekeceğim" diye konuştu. GÜLÇtNtLCİ BURDUR - CHP Ge- nel Başkanı Deniz Bay- kal, Türkiye'nin çok hız- lı siyasi gelişmelerden geçtiğini ve büyük buna- lım atlattığını belirterek "Tarih, yaşadığmıız gün- lerin ne kadar kötii oldu- ğunu anlatacak ve yaza- cak. Büyük tehlike atlat- tık. Demokratik rejim, ulusal bütünlük kurtul- du" dedi. Burdur Gençlik Par- kı'nda halka hitap eden CHP lideri Baykal, Tür- kiye'nin sorunlardan, de- mokrasi içinde, banş içinde sıynlmasını bildi- ğini ve milletin demokra- tik olgunluğunun ön pla- na çıktığını belirterek "Çok şükür. bu son krizi demokrasive zarar ver- meden. tereyağından kıl çekergibi atlattık. Her 10- 15 yılda bir sekteye uğra- yan demokrasimizi koru- duk" diye konuştu. Türk milletinin başı sı- kıştığında gösterdiği bü- yüklüğü yine sergilediği- ni vurgulayan Baykal, şöyle konuştu: "Türkiye'de, Cumhu- riyet ve laiklik tehdh edi- liyordu. Çok şükür dim- dik avakta. Atatürkün çizdiği yol tehdit ediliyor- du. Ölümünden bunca yıl sonra, Mustafa Kemal dimdik ayakta. Bu olayı askeri müdahale olma- dan atlatabildiğimb için mutluyum. Sendikalar kapatılmadı, müdahale olmadı. Halk sadece tcp- ki gösterdi, ortalığm başı- boş olmadığını gösterdi. Biliyorum ki, ihtrvaç oklu- ğunda da göstenneye de- vam edecek. Bu sınavdan Türkiye olarak başan ile çıkmamızda, CHP'nin büyük katkısı olduğunu söytcyebiliriz. Hatta bu tehlikeyi ilk fark eden CHP oknuştur. Bazı par- tiler, 'Biz bu işi yaparsak oyumuz azalır'derken, CHP yine ortaya çıkü ve bir ayağı düğün evindeoy- nayan, diğer ayağı 51ü evinde ağlayan bir parti olmadığını gösterdi Baa- lançıkn,'REFAHYOL'a tank paleti çarpacak'de- dL Ama biz, 'Hayır, RE- FAH YOL, milletin sandı- ğına çarpacak' dedik."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle