Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 AĞUSTOS 1997 PAZAR
HABERLER
Bedensel
engellîlerden
konser
• İstanbul Haber Servisi -
Bedensel Engellılerle
Dayanışma Derneği ile Elit
Ajans arasında yapılan
kontrat sonucu ülke
çapinda 50 konserlik tume
düzenlenecek.
Şimdıye kadar 13
konserin gerçekleştirildiği
belirtılen konserlenn,
derneğın tanıtımı ve
özürlüler eğitim ve kültür
merkezi yapımı için
bağışlarda bulunulması
amacıyla düzenleneceğı
bıldirildi.
Sünnet
düğününde
tribiin çöktii
• KOCAELİ(AA)-
Kocaeli'nın Gebze ilçesine
bağlı Danca beldesınde
belediye tarafından
düzenlenen sünnet
şöleninde tribün çöktü.
Olayda 40"a yakın yaralı
bulunduğu bildirildi.
Gebze Devlet, Kartal
Eğitim ve Araştırma
hastaneleri ile çevredeki
sağlık kuruluşlannda
tedav i altına alınan
yaralılar arasında
durumlan ağır olanlann
bulunduğu bildirildi.
OLEYİS'te kadın
kotası
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Otel. Lokanta. Eğlence
tşyerlerinde Çalışanlar
Sendikası (OLEYİS),
kadınlann yönetim
kademelennde daha çok
yer almalannı sağlamak
amacıyla, yüzde 10
barajıyla Türkıye'deki ilk
kota uygulamasını başlattı.
OLEYtS Genel Başkanı
En\ er Öktem,
Cumhuriyet'e yaptığı
açıklamada, iki ay
öncesıne kadar sendika
yönetıminde kadınlann yer
almasının söz konusu
olmadığını. bunun 21
haziranda yapılan
kongreyle karara
bağlandığını söyledi.
Tüzüğe. kadınlann en az
yüzde 10 oranında temsili
konusundakı maddenin
konulduğunu açıklayan
Öktem. bu oranın daha da
yükseltilmesini sağlamak
için, kadın-erkek aynrru
olmaksızın mücadele
edeceklerini söyledi.
Orman kıyımını
protesto
• İSTANBUL (UBA)-
Tuncelılıler Kültür ve
Dayanışma Demeği
üyeleri, Orman Bakanlığı
ile Çe\re Bakanlığı'na
telgraflar çekerek
Tunceli'de "güvenlik'
gerekçesiyle orman
yakılmasına son
venlmesinı istedıler.
Tuncelililer Kültür ve
Dayanışma Derneği
üyelerinden oluşan bir
grup. Tünel 'den
Galatasaray Postanesi
önüne kadar alkjş ve
zılgıtlarla yürüdü. Gnıp,
postane önünde de
sloganlarattı.
Bildiri dağıtan
memurlar
• ANKARA (UBA)-
Tüm Yargı-Sen Ankara
Şube Yönetim Kurulu
adına bir açıklama yapan
Yıldız Çakmak. işyeri
temsilcilerinden Ahmet
Kızılkor \e Gamze Elif
Öztürk'ün Ankara
Demokrasi Platformu'nun
1 Mayıs bildirilerini
dağıttıklan için haklannda
soruşturma açıldığını ve
sürgün edildikJenni
bildirdi. Çakmak. Bölge
Idare Mahkemesi'nde
Kjzılkor ve Öztürk'ün
henüz davalan sürerken
aynı gerekçeyle Bakanlık
Yüksek Disiplin Kurulu
karan ile de\ let
memurluğundan çıkanlma
cezası aldıklannı belirtti.
Başbakanlık'ta
yangın
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakanlık Merkez
Binasf nın Milli Müdafaa
Caddesi tarafında, bakım
çalışmalannın yapıldığı 1.
katta, henüz
belirlenemeyen bir nedenle
>angın çıktı. Yangın.
ıtfaiye ekıpleri tarafından
kısa sürede söndürüldü.
Yetkililer, yangında çeşitli
büro malzemelennin
yandığını bildirdiler.
Musa Anter Banş Treni Türkiye Koordinasyon Kurulu, projenin uygulanacağını söyledi
Barış trenine izîn arayışıANKARA/İSTANBL L (Cumhuriyet)-
Musa Anter Banş Treni Türkiye Koordi-
nasyon Kurulu: Bulgaristan. Romanya ve
Yugoslavy a tarafından geçişine izin venl-
meveceği resmen bildirilen Brüksel-Di-
yarbakır seferi için hazırlıklanru sürdürü-
yor. Koordinasyon kurulu üyesi Dr. Ke-
mal Parlak. banş treninin planlanan tarih-
te yola çıkacağıru söyledi.
Musa Anter Banş Treni Türkjye Koor-
dinasyon Kurulu üyesi Kemal Parlak, "Bi-
ze şu ana kadar olumsuz bir haber gelme-
di. Ama Türkiye sımnndan sonrası için
engel çıkacağı şeklinde izlenim ediniyo-
ruz" dedi. Doğu ve Güneydoğu Anadolu
kentlerinden banş treni girişimıne büyük
destek aldıklannı söyleyen Parlak, şunla-
n söyledi:
"Kitlesel bir destek olmasi siyasi iktida-
ra bir endişe yaratmış olabüir. PKK'nin
propagandasına alet olacak sivil yapı de-
ğiliz. Ama her eylemden. her uygulama-
dan her toplumsal uygulamadan şu veya
bu şckilde bazı güçler bazı yapılar, fayda-
lanmakisteyebilir. Susurlukkazasuıda or-
taya çıkan güçler böyle bir banş çabasın-
dan rahatsız olmuş olabilirler."
Eskı DEP Milletvekıli Sırn Sakık. ba-
nş treninde dünyaca tanınmış çok sayıda
siyasetçi, sanatçı ve din adamınm yer ala-
cağını belırterek "Bu insanlar demokra-
si ve banş mücadelesinde büyük katkıla-
n olan kişilerdir. Bunlara nasıl terörle ve
terörizmle bağlanbh dersiniz. Yıllardır
Türkve Kürtgençleri ölmüyor mu? Bizim
temel amacımız akan kanı durdurmakör.
Artık ülkemizin gündeminden silahın ve
şiddetinçıkmasını istiyoruz" görüşünü di-
le getirdi.
Eski DEP Milletvekili Ahmet Türk de
planlanan tarihte trenin yola çıkacağını
söyledi. Türk, organizasyonu üstlenen
HannoverÇağnsıadlı Alman sivil toplum
örgütünün "neye mal olursa okun" rreni
hareket ettirmekte kararlı olduğunu be-
lirtti. Kürtlerle ilgili bütün "banşçılhare-
kederin" PKK ile bağlantılı gösterildiği-
ni savunan Türk. "İşte bu PKK kökenli-
dir, işte bu PKK'ye yardımdır. PKK bağ-
lan tılıdır şeklinde yorumlanır. Bu şeküde-
ki banşcıl bir çözümün önünü tıkamış
oiurlar. Oteden beri 10 yıldan beri politi-
kabudur"dedı.
HADEP istanbul 11 Örgütü'nce yapı-
lan açıklamada da ülkemizin kanayan ya-
rası Kürt sorununun halen yasakçı yön-
terrüerle çözülmeye çalışılmak istendiği
belirtilerek şimdi banşı yakalamanın tam
sırası olduğu kaydedildi. Banş treninin
Türkiye'ye gelmesiyle birlikte banşın da-
ha çok konuşulacağını ve akan kanın dur-
ması için kamuoyunun daha duyarlı hale
geleceğinin vurgulandığı açıklamada,
"Treni karşılamak üzere tüm duyarh hal-
kımızla birtikte 29 ağustos günü Sirkeci'de
hazır bulunacağız" denildi.
Banş Treni Türkiye Koordinasyon Ku-
rulu'ndan verilen bilgiye göre bazı sivü
toplum örgütlen ve siyasi partilerin yanı-
sıra gjrişime Türkiye'den katılacak kişiler
şöyle:
Sinema oyuncusu Ali TutaL şair Ahmet
TelK, Annet Bender, Büge Contepe. İHD
Banş Masası'ndan Birgül Yaşar, Fatma
Topçuoğullan, Avukat Hasip Kaplan, Ü-
kay Adah, Grup Kızılırmak'tan İlkay Ak-
kaya. araştırmacı İsmail Göldaş, gazeteci
Koray Düzgören, sanatçı Metin Kahra-
man, şair Ozan Şahturna, Raimar Mar-
tin Heider, şair Suna Aras, gazeteci Se-
nem Tolunay. yazar TankZiya Ekinci. şa-
ir-yazar Yılmaz Odabaşı, avukat Yusuf
Alataş, araştırmacı-yazar Haluk Gerger,
sanatçı FerhatTunç, sanatçı BerhanŞim-
şek, Sine- Sen'den Yusuf Çetin, sinema
yönetmeni Reis Çefik, KESK'ten Siyami
Erdem ve Faysal Ozçift. Tomris Özden,
MihriBeUi
İP'nin 'CIA ajanlan' listesiANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) -Işçi Partisi Genel Sekre-
terı Mehmet Bedri Gültekin.
Türkiye'de çalışan 9 ABD'li
diplomat ve diplomatik perso-
nelin "ajanhk" yaptığını ileri
sürerek, ABD'li görevlilerin sı-
nır dışı edilmelenni istedi.
Uyuşturucu kaçakçılığı sanığı
Yaşar Öz'ün Işçi Partısi'yle iliş-
kisı bulunduğuna ilışkin Milli
tstıhbarat Teşkilatı (MtT) rapo-
runu yanıtlayan Gültekin, "Ya-
şar Oz'ün 'Çiller Özel Örgütü'
ile üişldlerinibiz teşhir ettik" de-
dı.
tP Genel Sekreteri Gültekin,
dün düzenlediği basın toplantı-
smda, 1996 yılında Türkiye'de
görev yapan 9 ABD'li diplomat
ve diplomatik personelin "dip-
lomat kisvesi amnda faaliyet yü-
rüten CIA görevlisi" olduklan-
nı ileri sürdü.
Almanya'da yayımlanan Ge-
heim dergisinin haberine daya-
nan Gültekin, Geheim dergisi
Yayın Yönetmeni Michael Op-
perskalsld'nin, "1996 yıh içinde
görev yaptığı belirtilen 33 isme
bakarak araşürma yapük. Bun-
lann 9'unun diplomat kisvesi al-
Demirel: Top yuvarlanmaya başlamıştır
Cumhurbaşkam Sülevman DemireL, dün İstanbul kasımpaşa'daki
Camialtı Tersanesi'nde Almanya'ya ihraç edilmek üzere Ferrostaal AG
firması adına Türkiye Gemi Sanayü AŞ ve Gema Denizcilik Endüst-
risi AŞ tarafından inşa edilen Auretia adlı yük gemisinin denize indi-
rUme törenine katıldı. DemireL törende y-apdğı konuşmada. ülkenin ge-
nşmeyedevam edeceğuıi belirterek "Top yuvarlanmaya başlamışûr. Biz
istiyoruz ki bu, başkalannın topu kadar büyük olsun" diye konuştu.
Oğleden sonra Çorhı'ya 0den DemireL, Alman Knorr-Bremse ile Türk
Orsan Şirketi tarafından ortaklaşa \aptınlan "ağır taşıtlann fren kö-
rüklerinin" üretildiği fabrikanın açıhşını yaptı. Demirel, açıüş törenin-
deyaptığı konuşmada, TürkKe'nin AB'yeüyeolmasınakarşı Alman-
ya'nın çıkışlannı üzünrüyle karşıladığımı söyledi Biz Avrupa'nın sır-
tma yük olacak değiliz" dedi Konusmasının ardından Cunıhurbaş-
kam'na "Bavyera Aslanı Biblosu" sunuldu. ( HATtCE TUNCER)
ANAP seçime hazırlanıyor
DÜRDANE KOCAOĞLU
ANKARA- İktidar partisi ANAP. seçim ha-
zırlıklannı başlattı. ANAP. 138 bin sandıkta
görev yapmak üzere belirleyeceği biri asil di-
ğeri yedek olmak üzere toplam 276 bin kişiyi
ekim ayı başından itibaren eğitıme alacak.
ANAP, Başbakan Mesut Yılmaz'ın. "Seçim
için en uygun tarih 1998 sonbahan. CHP'den
büyük katkı bekliyoruz. Gerekirse ilkbahar da
olur" sözlenyle ışaretinı \erdiği erken seçim
için hazırlanıyor. 1998 yılı sonbahannda yerel
seçımlerle birlikte yapılma olasılığı güçlü olan
milletvekili genel seçimlerinde ANAP ve
RP'nin bırbiriyle yanşması bekJeniyor. 1995
yılı seçimleri öncesınde yaptığı disiplinli ça-
hşma ve sandık başı görevlileri ile dikkat çe-
ken RP. ANAP'a örnek oluşturdu.
ANAP'ın seçim işlerinden sorumlu Genel
Başkan Yardımcısı Abdülkadir Baş, neden
şimdiden sandık başı görevlilerini belirledik-
lerine ilışkin olarak "Erken seçim gündemde,
o nedenle bu erken bir çahşma ounaz" dedi.
Baş, 1995 seçimlerinde 138 bin sandık bulun-
duğunu belirtirken bu sandıklarda görev yapa-
cak asil ve yedek üyeleri eylül ayı sonuna ka-
dar belirleyecekkrinı. ekım ayı başından itiba-
ren de bu kişileri eğıteceklerini söyledi. Baş,
30 kasımda yapılacak nüfus sayımlan sonuç-
lanna göre sandık sayısının 150 bin civanna çı-
kacağını tahmin ettiklerini, buna göre eksik
görevlileri daha sonra saptayacaklannı bildir-
di. DYP ile aralanndaki oy farkının yaklaşık
150 bin olduğuna dikkat çeken Baş. "Bu ne-
denle, 150 bin dolayında eğitim]i sandık başı gö-
rev lisi en azından bu kadar sağlıklı o> un kulla-
nılmasını temin edecek. Bu da çok önemlL Bu
konuda en başanlı parti RP idi. Şimdi, bu sa-
hada RP'yi yalnız bırakmayacagjz" dıye ko-
nuştu.
8 yıllık kesintisiz temel eğitim yasasma grup
karanna aykın olarak "ret" oyu kullanan An-
kara Milletvekili CemilÇicek ile İstanbul Mil-
letvekili Ali Coşkun'un ihraçlanna ilişkin is-
temini görüşmek üzere dün toplanması öngö-
rülen Müşterek Disiplin Kurulu. çarşamba gü-
nüne ertelendi. Abdullah Tenekeci başkanh-
ğında çarşamba günü toplanacak olan kurulun
Mesut Yılmaz'ın ıstemine uygun olarak Cemil
Çıçek'i kesin, Ali Coşkun'u da 1 yıl süreyle ge-
çici olarak ihraç etmesine kesin gözüyle bakı-
lıyor. ANAP Grup Yönetim Kurulu'nun da ge-
lecek günlerde toplanarak mazeretsiz olarak 8
yıllık temel eğitim yasasının tümü üzerindeki
son oylamaya katılmayan İstanbul Milletveki-
li Hüsnü Doğan ile Uşak Milletvekili Yıldınm
Aktürk'ün ifadesine başvurması bekleniyor.
önda faah'yet yürüten CL4 gö-
revlisi olduğunu tespit ettik. Lis-
teye CIA ile bağlantısını kesin
olarak doğrulatamadıgımız Id-
şilerin adlannı yazmadık" söz-
lerinı aktardı.
Almanya'da yayımlanan Ge-
heim dergisinin 2 yıl önce de
Türkiye'deki ajanlann lis-
tesıni verdığini anımsatan
İP Genel Sekreteri Gülte-
kin'in açıkladığı adlar ve
ileri sürdüğü iddialar şöy-
le:
James L. Clunan:
CIA'nın Türkiye Istasyon
Şefi. Ankara Büyükelçi-
liği'nde siyasi büroda as-
ken konulardan sorumlu.
CIA'nın Türk kontrgeril-
lasıyla ilişkilerini yüriitü-
yor.
John Welde: Tümgene-
ral, ABD Askeri Istihba-
rat Örgütû'nün (D1A)
Türkiye temsilcisi. Anka-
ra'da bulunan. eski adı
JUSMMAT, yeni adı
ODC olan Amerikan As-
keri Yardım. Ö^ütü'nüıı ı;
temsilcisi. KonüJ-erilla ile
temasta. Özelde Güney-
doğu'daki kontrgerilla fa-
aliyetlerinden sorumlu.
John B. Mc Kennan:
Ankara Büyükelçili-
ği'nde Bölgesel Güvenlik
Sorumlusu. MlT'le ilişki-
lerden sorumlu.
Hugh J. Turner: Anka-
ra Büyükelçiliği'nde gö-
revli.
Jerrold Mark Dion:
ABD'nin İstanbul Baş-
konsolosu. CIA'nın İstan-
bul Bölge Şefi. Daha ön-
ce de 1961-64 yıllannda
Portekiz'de, 1964-66 yıl-
lannda Malezya'da. 1970-
73 arasında da Endonez-
ya'dagörev yaptı.
Evelyn M. Mack: istan-
bul Konsolosluğu'nda gö-
revli, CIA'cı Başkonso-
los'un sekreterliğini yürü-
tüyor.
V\ illiam R. Harmon: ts-
tanbul Konsolosluğu'nda
görevli, Bölgesel Güven-
lik Sorumlusu.
Donald Terpstra: istan-
bul Konsolosluğu'nda
halkla ilişkiler görevlisi,
ABD Haber Merkezi'nde
(USIS)çahşıyor.
Joseph S. Pennigton:
ABD'nin Adana Konso-
losluğu'nda görevli. Baş-
konsolos Eüzabeth Shel-
ton'un yardımcısı. Politik
büroda ekonomiden so-
rumlu.
SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
Diyanet Işleri Başkanlığı'nca
yayımlanan bir kitapta kadının
dövülmesini savunan satıriann
yer alması gazetelere haber ko-
nusu oldu. Diyanet Işleri Baş-
kanlığı'nın yayımladığı birçok
kitapta buna benzer binlerce
satıra ve bölüme rastlayabilir-
siniz.
Çünkü islamcılann kaleme
aldığı yayınlarda kadını ikinci sı-
nıf yurttaş gören bir anlayış hâ-
kim. Bu anlayış, islamcı dog-
matizmin temel yaklaşımı.
İslamcılann böyle düşünüyor
ve böyleyazıyorolmasının, he-
pimiz açısından yadırgatıcı ol-
madığı söylenebilir. Sonuçta
adamın dünya görüşü bu diye-
bilirsiniz. Fikirlerine karşı çıksa-
nız da, onun görüşünü değişti-
remeyebilirsiniz.
Burada sakat ve ters olan,
devletin parasıyla, yani bizden
alman vergilerle kadınlan aşa-
ğılayan fikirlere destek çıkılma-
sı. Diyanet Işleri Başkanlığı, hu-
kümete bağlı bir kurum. Bu ku-
rumun giderleri. kadın erkek
Kadını Dövmek ve Diyanet
hepimizin katkılanyla karşılanı-
yor. Kadını aşağılayan, hertür-
lü geriliği savunan ilkel düşün-
celere devlet bu yolla yataklık
etmiş oluyor.
Diyanet Işleri Başkanlığı'nın
veya bir üniversitede devletten
maaş alan bir profesörün top-
lumun yansını oluşturan bir cin-
se yönelik düşmanca yaklaşı-
mını görüp zaman zaman şaş-
kınlığa uğruyoruz. Bu işte bir
sakatlık var diye düşünüyoruz.
Evet bir sakatlık var. Nedir bu
sakatlık?
Bu soruya cevap ararken
çarpıcı bir ömeği anımsadım.
Son dönemde Kemalist Müslü-
manlann pek rağbet ettiği Pro-
fesör Yaşar Nuri Öztürk'le bir
açıkoturumdatartışmıştık. Öz-
türk, Islamiyet üzerine daha
fazla bilgi sahibi olmanın getir-
diği üstünlükle, kendisini dinle-
yenleri rahatça azarlıyordu.
Onlara, "Cahiller, iyi öğrenin,
Kuran öyle söylemiyor. Siz bil-
meden konuşup duruyorsu-
nuz, böyle giderse her şeyi
berbat edeceksiniz" türünden
sözlerie kendisini izleyenler
üzerinde hâkimiyet kuruyordu.
Bu manzara çok canımı sık-
tı. Koca koca okumuş yazmış
insanlar, çekingen ve ezik şekil-
de Yaşar Nuri Öztürk'ün karşı-
sında el pençe divan duruyor-
lar ve boyun eğiyoriardı.
Ortada bir yanlışlık olduğu
kesindi. Anadolu Müslümanı,
Islamiyeti yüzlerce yıldır re-
formcu birşekilde uygulamaya
alışmıştı. Dinin dogmatik emir-
lerini yerine getirmek yerine, di-
ni insanla Tann arasındaki bir
ilişki olarak kavrıyor ve sorunu
bir vicdan sorunu olarak görü-
yordu.
Bu nedenle namaz, oruç,
hacca gitmek gibi şekilsel uy-
gulamalan ön plana çıkarmak
yerine, dürüstlük, yoksulu ko-
rumak. zulme başvurmamak
gibi ilkelere önem veriyordu.
Akşam olduğu zaman içkısini
içiyor, katı örtünme kurallan ye-
rine mayosunu giyip denize gi-
diyor. Zaman zaman namaz kı-
lıyor, oruç tutuyor, bunlan öm-
rü boyunca hiç yapmayanlar
da oluyordu.
Bütün bu insanlarasorduğu-
nuz zaman Müslüman olduğu-
nu, Hz. Muhammed'i pey-
gamber olarak kabul ettiklerini
söylüyorlardı. Yüzlerce yıldır
böyle yaşamışlardı. Şimdi, ba-
zı yeni tipler ortaya çıkmış, on-
lara yeni bir Müslümanlıktanı-
mı yapıyorlar ve onlan kitaba
uydurmaya çalışıyorlardı. Bu
yeni tipler, Refahçılar gibi katı
gözükmüyorlardı. Daha kabul
edilebiliryorumlaryapıyorlardı.
Ama sonunda onlar da kitaba
ve temel kurallara nasıl uyul-
ması gerektiğini söyleyerek or-
taya çıkıyoriardı. Hem de çok
havalıydılar.
Diyanet Işleri'nin de Yaşar
Nuri Öztürk'ün de hatta İsma-
il Nacar'ın da sorunu, Islami-
yetle gündelik yaşam arasın-
daki ilişkinin içinegirmeye kalk-
malan. Din, Anadolu gelenek-
lerine göre Tann ile insan ara-
sındaki bir ilişki. İnsanla vicda-
nı arasındaki bir ilişki. Bu ilişki-
ye, ne birtakım bilginler ne de
devlet kanşmaya kalkmamalıy-
dı.
Inanç bireysel bir alandı. Bu-
raya müdahale etmeye kalktı-
nız mı, bu işi nerede durdura-
cağınızı bilemezsiniz. Doğrusu,
herkes bu alandan elini çeksin.
Kimse fetvalar vermeye, insan-
lan sigaya çekmeye kalkmasın.
Sonunda kadınlan dövmeyi sa-
vunmaya giden süreç yeniden
başlar. Bunu hoşgörülüsü "ha-
fifçe çırpıştırmak" diye yumu-
şatır o kadar. En tehlikelisi de
bu.
MİKRO
DİNÇ TAYANÇ
Sıkh Bu Oyun
Ikincı Meşrutiyet, 31 Mart, Trablusgarp, Balkan
Savaşı, Birinci Büyük Paylaşım Savaşı ve Osman-
lı'nın önüne koyulan Sevr...
Bu süreç içinde Osmanlı, bir yandan Düvel-i
Muazzama ile boğuşuyor, bir yandan da sırtlannı
büyük devletlere dayamış iç düşmanlar ile...
Ermeniler, Taşnakiyun adı altında örgütlenmiş,
Anadolu'dan Dersaadet'e düşmanla işbirliği için-
de 'devlet' peşinde; Kürt Teali Cemiyeti'nin çatısı
altındaki Kürtler, petrol yolları üzerinde 'yurt' dü-
şünde; Teali-i Islam'ın karayobazlan Arabistan'dan
Anadolu'yu, Suriye'den Istanbul'a Düvel-i Muaz-
zama'nın kanatlan altında gericiliği sürdürme ça-
basında; Osmanlı 'ayc/;n'ı(!) bir adım önde, doğ-
rudan mandacılığı savunuyor...
İç ve dış düşmanlan bir yandan, iktidar çekiş-
meleri beri yandan.. Osmanlı, kendi idam hükmü
olan Sevr'ı imzalıyor. Sevr'i imzalatan Düvel-i Mu-
azzama da işbiriikçilerine devlet ve de yurt 'bah-
şetmekten' geri kalmıyor: Ermenistan, Kürdistan,
Arap emiriikleri ve de 'haciraltında' halifecikli Os-
manlı 'devletçiği'l
Düvel-i Muazzama da işbiriikçileri de Sevr'in ya-
nıtını önce Kurtuluş Savaşı ve Aydınlanma Devri-
mi, ardından da Lozan ile alıyorlar...
• • •
Türkiye Cumhuriyeti'nin bunalımdan bunalıma
sürüklendiği 20. Yüzyıl'ın son çeyreği, birçok an-
lamda Sevr'in 'rövanş' çabalanyla dolu.
Yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde Düvel-i Muazza-
ma'nın silahla ezemediği Türkiye, bu kez Yeni Dün-
ya Düzeni'nin egemenlerince ekonomiyle ezilmek
isteniyor.
Dış düşman, kılık değiştirmiş olsa bile aynı!
Ya iç düşmanlar ve işbirtikçiler?
Taşnakiyun'un adı oluyor ASALA... Gelsin Tür-
kiye'de ve dünyanın nice yerinde cinayetler ve te-
röri Sonunda cumhuriyet, ASALA'nın belini kın-
yor...
Bu kez de Kürt Teali Cemiyeti, PKK adı altında
hortlayıveriyor... Gene cinayetler, geneterör! Cum-
huriyet, göründüğü denli, PKK'nin de belini kın-
yor...
Bu kez de Teali-i Islam, karayobazlar İBDA-
C'sinden Hizbullah'ına hortlayıveriyor... Cinayetler,
toplu kjyımlar, terör de birlikte! Cumhuriyet, yaşan-
dığı denli, mürtecilere dersini veriyor...
Ve; mandacı aydınlani)... Cinayet yerine 'hoşgö-
/•£/'(!), terör yerine 'küreselleşme'... Cumhuriyet,
umulduğu denli, bunlara da 'cumhuriyetçiliği' oğ-
retiyor!
Sevr'i yeniden cumhuriyetin önüne sürme dü-
şü, dış ve iç düşmanlann da işbirlikçilerinin de ka-
rabasanına dönüşüyor. Üstelik Kurtuluş Sava-
şı'nın, Aydınlanma Devrimi'nin ve Lozan'ın anlam-
lanna anlam, saygınlıklarına saygınlık katmacası-
na...
•••
Peki, aynı yüzyılın ilk ve son çeyreklerinde ya-
şananlar tarihin kendini yinelemesi mi, rastlanb
• • mı, yoksa planh bir oyunun durup durup önümO-
'•^-ai-sürûtmesimi?
Tarihin asla kendini yinelemediği, birgerçek; tıp-
kı, tarihte rastlantılara yer olmadığı gibi
Öyleyse?..
21. yüzyılın hangi çeyreğinde olursak olalım, ay-
nı oyunu bir kez daha izlemek zorunda bırakılmak
istiyor muyuz?
Bu sorunun yanıtı 'hayır' ise, hemen bugünden
başlayarak cumhuriyetin ve tüm değerierinin 21.
yüzyıl tarihini yazmaya koyulmak zorundayız. Bu
tarihte ne 'hatalara', 'kabahatlere' ve hatta 'suç-
lara'; ne de çıkarlan, hırslan, cahillikleri, hatta ha-
inlikleri ile hata, kabahat, hatta suç işleyecek si-
yasilere yer olmayacaktır.
Yannın tarihinin doğru yazılabilmesi, yakın tari-
himizin doğru ırdelenmesine ve yakın tarihin suç-
lulannın yargılanıp cezalandınlmalanna bağlıdır...
Ana fikir Tarih yinelenemez, ama suç yinelenir.
Ana fikrin ana fîkri: Suçu cezasız bırakan da
suçludur!
CHP lideri Deniz Baykal
w
Büyük bîr
bunalun atlattık'
• Deniz Baykal, Burdur gezisinde,
Türkiye'nin çok hızlı siyasi gelişmelerden
geçtiğini belirterek "Büyük bir bunalım
atlattık" dedi. Yapılan son zamlan da
eleştiren Baykal, "Acımasızca zam
yapmaya başladılar, bir tutsam kulaklanııı
çekeceğim" diye konuştu.
GÜLÇtNtLCİ
BURDUR - CHP Ge-
nel Başkanı Deniz Bay-
kal, Türkiye'nin çok hız-
lı siyasi gelişmelerden
geçtiğini ve büyük buna-
lım atlattığını belirterek
"Tarih, yaşadığmıız gün-
lerin ne kadar kötii oldu-
ğunu anlatacak ve yaza-
cak. Büyük tehlike atlat-
tık. Demokratik rejim,
ulusal bütünlük kurtul-
du" dedi.
Burdur Gençlik Par-
kı'nda halka hitap eden
CHP lideri Baykal, Tür-
kiye'nin sorunlardan, de-
mokrasi içinde, banş
içinde sıynlmasını bildi-
ğini ve milletin demokra-
tik olgunluğunun ön pla-
na çıktığını belirterek
"Çok şükür. bu son krizi
demokrasive zarar ver-
meden. tereyağından kıl
çekergibi atlattık. Her 10-
15 yılda bir sekteye uğra-
yan demokrasimizi koru-
duk" diye konuştu.
Türk milletinin başı sı-
kıştığında gösterdiği bü-
yüklüğü yine sergilediği-
ni vurgulayan Baykal,
şöyle konuştu:
"Türkiye'de, Cumhu-
riyet ve laiklik tehdh edi-
liyordu. Çok şükür dim-
dik avakta. Atatürkün
çizdiği yol tehdit ediliyor-
du. Ölümünden bunca yıl
sonra, Mustafa Kemal
dimdik ayakta. Bu olayı
askeri müdahale olma-
dan atlatabildiğimb için
mutluyum. Sendikalar
kapatılmadı, müdahale
olmadı. Halk sadece tcp-
ki gösterdi, ortalığm başı-
boş olmadığını gösterdi.
Biliyorum ki, ihtrvaç oklu-
ğunda da göstenneye de-
vam edecek. Bu sınavdan
Türkiye olarak başan ile
çıkmamızda, CHP'nin
büyük katkısı olduğunu
söytcyebiliriz. Hatta bu
tehlikeyi ilk fark eden
CHP oknuştur. Bazı par-
tiler, 'Biz bu işi yaparsak
oyumuz azalır'derken,
CHP yine ortaya çıkü ve
bir ayağı düğün evindeoy-
nayan, diğer ayağı 51ü
evinde ağlayan bir parti
olmadığını gösterdi Baa-
lançıkn,'REFAHYOL'a
tank paleti çarpacak'de-
dL Ama biz, 'Hayır, RE-
FAH YOL, milletin sandı-
ğına çarpacak' dedik."