Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 4 AĞUSTOS 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Fotoğrafın dev ismi Henri Cartier-Bresson 89. yaşını kutluyor; sessiz sedasız...
Çağuuyunsıtan 'görüntüZEYTNEPSAVGI
PARİS - Fotoğraf tarihinjı mi-
lıenk taşlanndan biri Henri Car-
tier-Bresson 89 yaşma bastı 22
-Ağustos'ta; sessiz sedasız. Sanat-
çının yaşadığı kent Paris'se bugün
meşgul; Papa'yı ağırliyor. Sokak-
lar, parklar, raetro dünyann dört
bır yanından gelen ve sayıları üç
yüz binı bulan Katolık gençlığuı
yapmacıklı sevınç göstenlenne
sahne oluyor. "KatoKkgenctiğin''
yaş sının 35.. Oysa Bresson bu-
gün 89 yaşında. Eğerbırakrıaraış
olsaydı fotoğrafı, tüm butantana-
yı onun objeknfınden izleme ola-
nagına sahıp olacaktık belki de...
Kendısıni bir "görüntü tursızT
olarak adlandıran \e yaptığı işı
"dünyayla üeaşim kurmak" ola-
rak niteleyen bır fotoğrafçının ob-
jektıfınden...
22 Ağustos 1908'de Chantelo-
up'ta kumaş tüccan bır ailenin oğ-
lu olarak dünyaya geldi Henn
Cartier-Bresson. Adından söz et-
tiren birçok önemlı fotoğrafçının
aksıne. fotoğrafa 20'li yaşlannda,
yani haylı geç başladı. Gençlığın-
de ilk tutkusu edebiyat olda Rim-
baud'nun şiırleriyle şekillenen
başkaldın ve "gtane" arzusu ya-
şam görüşünu belırledı
Böylelikle kentsoylu alın yazı-
sına karşı çıktı ve resme yöneldi.
1927-1928 yıllannda Andre Lot-
he atölyesinde modernızm. kü-
bizm ve gerçeküstücülükle tanış-
tı Cartier-Bresson fotoğrafının
temelıru oluşturan estetik ve ge-
ometri ustalığı, sanatçının bu yıl-
larda aldığı resim eğıtimiyle açık-
lanabilir. Bu görsel eğitim Strobe-
im, Eiseinstein ve Dreyer gibı ses-
siz film öncülennin eserlerinin
keşfıyle tamamlanmış oldu.
Leika'yı keşfedince...
1929 v ılmda Andre Breton "2.
Gerçeküstücülük Maıüfesto-
sn"nu yâyımladı. En sıradan gö-
rüntünün ardındakı "olağanüs-
tü"yü arayan bu sanat akımına
birçok şaır, sinemacı ve fotoğraf-
çı katılıyordu. Gerçeküstücülük-
le rastlaşması Bresson'u yeni ara-
yışlara yönelttı. "Fırça ucundan
daha hızlı bir aletle dünyanın ya-
nftârriia lantkhk etme* yî-düşlü-
yordu sanatçı. Böylelikle "karar
anJannı"hısseden ve ölümsüzleş-
tiren fotoğraf makınesiyle tanıştı.
1931 yılındaAfrikayolculuğusı-
rasında bır fotoğraf makinesi sa-
• "Fotoğraftek başına benim ilgi alanıma girmiyor. Beni büyüleyen,
dünyayla kurduğum iletişimdir. El kadar bir makineyle katıldığım bir
danstırfotoğraf..." diyen Henri Cartier-Bresson, 1974yılında dans
etmeyi bırakıp gençlik tutkusu resme adadı yaşamını. "Gözümün
uzantısı" dediği Leika 'sı ise sanatçının yanından ayırmadığı
çantasının içinde eşlik ediyor bu maceraya.
Fotoğraf] varolmanın sevinci olarak niteleyen Bresson'un 1930larda Marne krydannda ve 1947'de New York'ta çektiği fotoğraflar.
A r a G ü l e r B r e s s o n ' u a n l a t ı y o r
'Dünyanın yaşayan en büyük fotoğraf sanatçısı'
Henri Bresson'un Avrupa konulu fotograflannm yer aldığı
'Avnıpahlar' başlıklı sergısınde lstanbul fotoğraflan da yer alıyor.
Sanatçı. 1968 yılında Türkıye'ye davet edilmiş bu davetin
ardından da 'Türkiye'deD İztenimler' başlıklı bir sergi açmış,
aynca birçok sergısınde Türkıye fotoğraflanna da yer vermiş. Ara
Güler bır süre bırlıkte çalıştıklan Henn Cartier Bresson'u
"Dunyanın yaşayan en büyük fotoğraf sanatçısı" olarak tammliyor.
Güler, "Paris'e her girtigimde mutlaka yanına uğranm
Bresson'un. Hatta benim kitabınu gördüğünü ve çok beğendiğini
söylemişti son konuşmamızda. Bresson. 1968 yılında Türkiye'ye
davet edildigini bana bir mektupla bildirmiş \e bu dönemdc de bir
aylık bir görüşmemiz olmuştu. Şimdilerde fotoğrafçılığı bırakan
Bresson resimle uğraşıyor" diye anlatıyor
Bresson'la olan ılışkısini
tın aldı ve çalışmaya başladı. An-
cak tropikal bir hastalığa yakala-
nıp Fransa'ya gen döndü. Kullan-
dığı tüm bobinler nemden zarar
görmüştü.
1932 yılında Fransa'da çektiği
fotograftar yayimlandi ve sergi-
tehdu-Ayna^Leika'sina ka#iış-'
tu. Bu onun için modern fotoğra-
fa sıçramayı simgeliyordu: "Le-
ika'yı kesfettim ve gözümün bir
uzanösı oldu o günden beri Bütün
gün yoUarda dolaşıp bir süreci an-
latan o tek anı yakalamaya çaba-
byordum''. Sonrakı yıllarda ltal-
ya, Meksika ve lspanya'da ara-
dı"karar anı"nı. Bu dönemde
kendıne özgü stıli oluşmaya baş-
lıyordu: "fotoğraf çeken" fotoğ-
rafçının aksıne Bresson, olaylan
"fctoğrafiryordu" Paul Straaft;'
JeanRenoirgibi sınemacılarlaça-
lıştıktansonra 1940-43 yıllannda
Almanya'da savaş tutsağı oldu.
Toplama kampından kaçış öykü-
sünü "Dönüş" adlı filminde anla-
tacaktı. 1947'de ABD'yı fotoğraf-
lamaya karar verdi llginç bir te-
sadüf eseri New York Modern Sa-
natlar Müzesi aynı yıl merhum
Cartier-Bresson anısına birretros-
pektif düzenledi. Bresson'un sa-
vaş sırasında öldüğü sanıhyordu.
Aynı yıl bır grup fotoğrafçıyla
Magnum Fotoğraf Ajansı'nı kur-
du. Sonrasmda her bıri fotoğraf
tanhi açısmdan büyük önem taşı-
yan Uzakdoğu, Rusya ve Çin rö-
portajlan gibi çahşmalara imza
attı. 1974 yılında fotoğrafi bırakıp
gençlik tutkusu resme adadı yaşa-
mını.
Bunca yılın ardından hıçbir
anısının olmadığmı söylüyor.
Kendisinı bütünüyle resme ada-
mış. Resim meditasyona eş Bres-
son'agöre: "Üstelikbeğenmdfiği-
nizzaman süebiliyorsunuz!" Yıne
de Leika'sını hep yanında taşıyor.
Bu kez kompozısyonun keyfini
çıkarmak ıçın fotoğraf çekiyor.
Yine de bastonuna yaslanıp resim
yapmaktan daha çok keyif aldığı-
m gözlemleyebilırsiniz.
Sanatçının son olarak Paris'te
açılan "Avrupahlar'' başlıklı fo-
toğraf sergisi gördüğü yoğıın ılgi
nedeniyle ay sonuna dek uzatıldı.
Sergiyi, 1988 yılında sanatçı
adına bır fotoğraf ödülü vermeye
başlayan Ulusal Fotoğraf Merke-
zi düzenliyor. Avrupa Fotoğraf E-
vi'nde (MEP) yer alan sergi bo-
yunca sanatçıyla ilgılı belgeseller
ve imzası bulunan sinema yapıt-
lan meraklılann ilgısine sunuldu.
Uzun yıllardır her türlü röportajı
reddeden Bresson'a ulaşmarun
tek yolu da bu belgeseller. Sanat-
çı, yakın bir tarihte iki eski dostu
Sarah Moon ve Robert Delp-
hin'in belgesel teklifını geri çe-
virmeyerek kendisiyle görüşme
şansı olmayan gazetecilere açık
bır kapı bırakmış.
Uç sözcükle fotoğraf
Arte için hazırlanan belgeselde
Bresson'un kendı sesinden sana-
tına ve yaşamına ulaşabihyorsu-
nuz. Sanatçı üç sözcükle özetliyor
fotoğrafi; "seçme - odaklama -
dekJanşöre basma". "Avrupab-
lar" sergisi, sanatçının 1955 yılın-
da aynı adla yayunladığı fotoğraf
albümünde yer alan eserlerden
oluşuyor. Sefalet ve açlığın hü-
küm sürdüğü savaş sonrası Avru-
pası'nın küçük bir portresi olan
"Avrupahlar"ın önsözünde Bres-
son şöyle diyor: "lster sürekli is-
terse geçici bir süre için yaşadığı-
mız bir ülkeyi ya da bir olayı an-
latmanın en iyi yolu insanlarla et-
kileşim içine girmektir. Yaşamak
zaman alır, ancak kök salmak za-
man ister."
Sergi kataloğunda yer alan ya-
zısında Jean Clair ıse bu sözlen
Pronst'tan bir alıntıyla doğrulu-
yor: "Her sanatçı tanımadığı bir
vatanın evbKhâa? Bresson birbı-
nnden korkan Avrupalmın portre-
sini çiziyor bu sergide, Avrupah-
nın ilişkisınin özetinin "korku"
olduğunu söylüyor, birleşmeye
dönüî: her türlü gücün onlan bir
şeyler olmaktan alıkoyduğunu
da...
Paris'te sayılan artsın diye yaş
sınırmm-35'e yûksehildiği 300
^ııf^crçîfnsanıı^atıtaığı bır bü-, _
luşma yaşanıyor. 300 bın genç ın-
san Papa'yla buluşuyor ve birleş-
meyi gerçekleştirdiklerine ınanı-
yorlar: Bresson'un fotoğraflann-
da gerçekleşmeyen bırleşmeyi...
Can Dündar'm 'San Zeybek' adlı belgeseli televizyondan sonra tiyatro sahnesinde
Ata^ııııı son 300 gününden ahntılar
NURDAN CİHANŞÜMUL
Can Dündar'm Atatürk'ün son 300 günü-
nü ve ölümünün hikâyesını anlattığı "San
Z*ybek" belgeseli, Tiyatro Bakış tarafindan
tiyatro sahnelenne taşınıyor. 29 ekımde Me-
cidiyeköy FM Sanatevi'nde, 10 kasımda da
Beşıktaş, Akatlar Kültür Merkezi'nde sahne-
lenecek olan San Zeybek belgeselinı Nezihe
Araz oyunlaştırdı. Hakan Ahıner'in sahneye
koyacağı oyunda Mustafa Kemal Atatürk'ü
Haluk Kurtoğlu, Zübeyde Hanım'ı Tomris
Oğuzalp, Latife Hanun'ı Sermin Hürmeriç,
Ismet İnönü'yü ıse Hadi Çaman canlandınr-
ken Halkk Edip Hanım'ı oynayacak oyuncu
henüz belırlenmedı Mesut Akusta, Ozlem
Çakar,Yonca Cevher,MümtazSevinç,Ayberk^
Atilla, Mim Kemal Öke. Mehmet Ula>, Erhan
İşözen ve Kemal Bekir' m de rol aldığı oyunun
dekorlan Figen Soysal'a, kostümlen ise Se-
vimÇa\r
dar"aait.
"Mustafa Kemal'in, Medis'e gkfen yol üze-
rinde bir ağacı vardır; her günönünden geçer-
kenetrafindakilere, bunun'kendi ağacf oldu-
ğunu söyler. Bir gün yine Medis'e giderken
ağacın kesildiğini görür \e etrafta çahşan işçi-
lere koşarak ağaca ne olduğunu sorar. İşçÛer
deyol genişletme çabşmalan nedeniyle ağacın
kesildiğini söylerkr Atatürk'e. Arabasına ge-
ri dönen Mustafa Kemal hıckıra hıçkıra ağla-
maya başlar."
İnsani yönleriyk Atatürk
Bu öyküyü daha önceki tarihlerde bir tele-
vizyon programında anlatmak isteyen gazete-
ci-yazar Nezihe Araz. "AtatürkağMunaz" ge-
rekçesıyle ızin venlmedığinı ifade ederek.
"Çünkü bizetanralanveöğretilen, Atatürk'ün
ölümsüzotduğuydu. Ölümünün üzerinden >il-
lar geçmesine rağmen insanlar onun ölmedi-
ğini, duvarlara resimlerini asarak, çocuklara
marşlar ezberleterek kanıtiamay a çalışıyorlar.
Atatürk'ün ölümsüzlüğü yapükİanndadır. Biz
bu oyıınla. Atatürk'ün bugüne kadar konuşıü-
mayan insani yönlerini ortaya çıkarmaya ça-
faşük" diyor.
"San Zeybek" belgeselini oyunlaştıran
Araz. oyunun sahnelenme aşamasında nasıl
çalıştığını ıse şöyle anlatıyor: "Belgesel yön-
temİBden ve yazı tarandan şaşmadım. Ancak
oyunda salt son üç yüz gün değiL, son üç yüz
günden ahnnlaryer auyor. Hastahğı dönemin-
ifledoktorlann yapnğı bir hatavar; Atatürk'ün
hastabğuıa yanlış teşhis koyuyoriar ve bu sü-
reçte Atatürk'ün yanında ne annesu ne Latife
Hanm ne de Halide Edip bulunmaktadır.
Mustafa Kemal'in bu dönem içinde çok rüya
gördüğünü, hayal kurduğunu biliyoruz. Bun-
dan n>laçıkarak khapta olmadığı halde anne-
'Sarı Zeybek'te rol alan
oyunculara, rolleri hakkındaki
düşüncelerini sorduk
Can Dündar'm San Zev bek'ini Nezihe Araz oyunlaştırdı, Hakan Altiner yönetiyor.
si Latife Hanım ve Halide Hanun gibi haya-
nnda önemli bir yere sahipolan kadmlarla ko-
nuşmalanna yer verdbn."
Bugüne kadar kitap, televizyon ve sinema
aracılığıyla karşırruza çıkan Mustafa Kemal
Atatürk'ü ılk defa tiyatro sahnelerine taşıya-
cak olan San Zeybek' in provalanna böylece
başlandı. Oyunun yönetmeni Hakan Altıner,
San Zeybek'ı tiyatro sahnelerine taşıma fık-
rinin nasıl oluştuğunu şöyle anlattı: "San Zey-
bek'i ilk iziediğim günden itibaren kafamda
böyle bir proje \ardı. daha sonra Idtabı oku-
duğumda gördüm ki içindeki dramatik yapı
da tiyatroya u>gun. Önce Can Dündar'la ko-
nuştuk, ancak çakşmalan dola> ısı> la San Zey-
bek'i oyunlaştırmaya vakti olmadığmı sö\ ledi.
Bu arada "Cahıde'de çok iyi bir işbûüği yap-
nğımız, aynca başanh bir araştumaa ve oyun
yazan obn Nezihe Araz, San Zeybek'i oyıın-
laşûrmak istedi ve böylece proje başlanuş ol-
du."
- San Zeybek'i oyunlaşünrken neteri göz
önünde buhındurdunuz?
HAKAN ALTINER - Bu oyunla Mustafa
Kemal'in insani yönlerini anlatarak yıllardan
beri okullarda okutulan resmi tarihin de dışı-
na çıkmış oluyoruz. Özellikle yoğun tartışma-
lann yaşandığı şu günlerde bu oyunla bir an-
lamda büyük bir risk de almış oluyoruz. An-
cak metm üzerinde çok dikkatli çalıştığımız
için kımse bize bu böyle olmadı diyemez. Ata-
türk hastahğı dönemınde büyük yalnıziıklar
yaşamış ve sıcak bir elin hasretiyle yaşama ve-
da etmiş. Bu dunım çok etkileyici ve oyunda
mutlaka yer almasını istedım. Oyun belgese-
lın tam tersı bir yapıyla başlıyor.
Belgesel, hastalığın ilk belirtısınden başla-
yıp ölümüyle noktalanırken: oyun da ölümüy-
le başlayıp geriye doğru dönüyor. Aynca oyu-
na eklediğımız hayal sahnelen de var. Örne-
ğin annesiyle hayalınde konuştuğu sahnelen
bız ekledık.
- Oyunculann secûni nasıl gerçekleşti?
ALTESER- Her rejısörün kafasında belir-
li isimler vardır ve tiyatronun 'A' takımıyla ça-
lışmak ister Oyunda sanatçılann deneyimli
olmalanndan yola çıktık. Bu yüzden hiçbir
oyuncuyu canlandıracağı karaktere tıpıtıp
benzetmemek gerekir. Oyuncularyalnızca bu
karakterleri yorumlayacaklar
- Oyuna destek veren kurum ve kuruluşlar
varmı?
ALTINER - Şu anda belirli bir kurum yok
ancak sponsorluk teklifı yapan kurum ve ku-
ruluşlar var. Oyunun önemli bir desteğe ıhti-
yacı var.
Ölüme karşı verilen savaşın öyküsü
-TiyatroBakış olarakflerikiprojeleriniz ne-
ler?
ALTESER-Tiyatro Bakış'la ilk defa Talim-
hane'de çalıştık. Yerin adı Talımhane olduğu
için Talimhane Sahnesi olarak anıldıL "Ca-
hide", "Çıplak Ayak" ve bir de çocuk oyunu
sahneledık, bu yi\ da bu repertuvan aynen ko-
ruyoruz. Repertuvanmızayalnızca "SanZey-
bek"i ekledık. Yıl sonuna doğru da Deniz
Türkali ile bir projemiz var.
Yayımlandığı dönemde gerek bir televiz-
yon dizisi gerekse bir belge-kitap olarak bü-
yük ılgı gören San Zeybek' in yazan Can Dün-
dar ise konu hakkında şu yorumu getiriyor:
"Benim bukonudahiçbirpayim yok. BanaSa-
n Zeybek'i oyunlaştınna önerisiyle geldikle-
rinde seve seve kabul ettim. San Zeybek'i Ne-
zihe Araz gibi önemli bir yazann ovunlaştır-
ması ise gurur verici. Oyunun benimle doğru-
dan bir Ogisjyokashnda.Belgesel,bir insanola-
rak Atatürk'ü ekrana taşuna kküasmdaydı ve
bugüne kadarortaya konan klasiksöylemin dı-
şına çıkarak, o kadar güçlü bir insanın. ölüme
karşı verdiği savaşın hikâyesiydi. Yayımlan-
dıktan sonra büyük ilgi gören San Zeybek'in
tiyatro sahnelerine taşınması gurur vericL"
HALUK KURTOĞLU-Bir
tiyatro oyuncusu için 20. asnn
dehası kabul edilen böyle bir
insani, Atatürk'ü canlandır-
mak büyük bir onur. Ancak bu
rolün getirdiği büyük sonımlu-
luklar var. Atatürk, yapüklany-
la, yaşantısıyla, duygulanyla
hâlâ içimizde. Türkiye'de ya-
şayan 60 rrülyon insan varsa,
bir o kadar da Atatürk hayalı
var. O açıdan, Atatürk rolünü
yorumlamak, beraberinde bâ-
yük sorumluluklan da getiri-
yor. Biz bu oyunda özelikle
Atatürk'ün bilinen taraflannı
değil de insani yönlerini yo-
nımlayacağız.
TOMRİS OĞLZALP - Zü-
beyde Hanım, sağduyusu güç-
lü, ileriyi gören ve dinine bağ-
lı bir kadın. Genç yaşta dul ka-
lan Zûbeyde Hanım oğluna çok
düşkün ve onu kimseyle pay-
laşmak istemiyor. Atatürk'ün
üzerinde büyük etkileri olan bu
kadını canlandırmak benim
için ayn bir anlam taşıyor. Ay-
nca Atatürk'ün böyle bir dö-
nemde, özellikle sanatçılar ta-
rafindan tekrar gündeme geti-
rilmesi çok güzel.
SERMİN HÜRMERİÇ -
Atatürk'ün ilk defa insani yön-
lerinin yorumlanacağı bu oyun-
da rol almak oldukça önemli
benim için. Latife Hanım,o za-
manın Türkiyesi 'ne göre güçlü.
ne istediğini bilen ve cesur bir
kadın. Bunun çok güzel bir ça-
lışma olacağına ınanıyorum.
HADİ ÇAMAN - Bu oyun-
la birlikte ılk defa Yeditepe
Oyunculan dışında bir oyunda
oynayacağım. Aynca lsmet
lnönü gibi 20. yüzyıla damga-
smı vurmuş bir insani yorum-
lamak benim için önemli. Tür-
kiye'yı tkinci Dünya Sava-
şı'nın dışında üıtmayı başaran
ve ulkeye, gerçek demokrasiye
geçme karannı veren böyle bir
insani canlandırmak biraz da
ürkütücü. Yanlış bir şey yap-
mak istemiyorum, bu yüzden
de lnönü ailesinin fertleriyle
görüşüp lsmet lnönü hakkında
daha fazla bilgi almaya çalışa-
cağım.
MESLiT AKUSTA - Oyun-
da yaş ortalaması biraz yüksek,
böyle bir oyunda rol almak
onur verici. Özellikle birçok
tartışmalann yaşandığı bu dö-
nemde Atatürk'ün tekrar gün-
deme gelmesı çok büyük an-
lamlar taşıyor. Umanm insan-
lar bundan bir şeyler öğrenir.
Oynacıdarokuınaprovasında. (Fotoğraf: CANAN YILMAZ)
Y A P R ?
Boy George
yaşamını yazdı
Julia Roberts
• Susan Sarandon
ve Julla Roberts
aynı filmde rol alacak.
'Stepmom' adlı filmde,
kocasından boşandıktan
'sonra vücudunda tümör
olduğunu öğrenen ve
daha sonra eski
kocasmın birlikte
olduğu kadınla dostluk
kuran bir kadının
yaşamı anlatılıyor
• PlcasSO'nun
bugüne kadar hiç
görülmemiş bir tablosu
Catalan ressam Joan
Miro'nun torunu
tarafindan bulundu. 34
yıldır Piar ve Joan Miro
Vakfi'nda bulunan
tablo, 1963, "Mıro'ya
sonsuza dek dostu,
Picasso" ımzalı.
• Woody Allen m
yenı filminde Kenneth
Branagh, Kım Basmger.
Leonardo Dicaprio ve
Drew Barrymore rol
alacak. Venedik Film
Festivali'nin açılışı,
Allen'in
"Deconstructing
Henry" ısımli fihni ile
gerçekleşmişti.
• Rolling
?
Susan Sarandon
çevnlen "Gtoria" isimli
filmin ikinci versiyonu
Sydney Lumet
tarafindan çekiliyor.
Daha önce Gena
Rowlands'ın rol aldığı
filmde bu kez Sharon
Stones oynuyor.
• Fablo Carpi'mn
"Homer-Portraıt of the
Artist as an Old Man"
ve Francesco Rosi'nin
"La tregua" isimli
filmleri, 22 ağustosta
Montreal Film
Festivali'nde •
gösterilecek.
• Brecon Cazz
Festlvali. Carnegie
Hall Jazz Band ile
başladı. tngiltere'nin en
iyi festıvallerinden biri
olarak tanımlanan
festıvale aynca John
Faddis, Diana Krall.
Courtney Pine, Scott
Hamilton, Django Bates
ve Jools Holland gibi
isimler katıldı.
• Drottningholm
Tlyatro
Festivali'nde Luigi
Rossi'nin 1647 yılında
Paris'te sahnelenen ve o
tarihten sonra da
Isveç'te bır daha
sahnelenmeyen
"Orfeo" balesi
sahnelendi. Orfeo'nun,
Stockholm'de
düzenlenen festıvalde
yer almasını sağlayan
ise Stephan Stubbs.
g
to Babylon" Amenka
tumesi için biletler
satışa sunuldu. 3 şubata
dek 23 Amerika ve
Kanada şehrinde konser
verecek olan Rolling
Stones konserlen
Güney Amenka,
Güneydoğu Asya ve
Avrupa'da devam
edecek.
• Francis Ford
Coppala nın kızı
Sophia Coppola, kısa
metrajh bir film
çekmeye hazırlanıyor.
Daha önce "The
Godfather-2 ve 3 "te rol
alan Sofıa Coppola,
kendini sinemaya yakın
hissettigıni söylüyor.
• John
Cassavetes
tarafindan 1980 yılında
• Cidon Kremer
Isviçre'de düzenlenen
Menuhin Festivali'nde.
Kremer, 8 ağustosta
Kremerata, 9 ağustosta
da Borodm Quartet ile
sahne aldı
• Rembrant m
portre, peyzaj ve
Incil'den sahneleri
anlattığı "LaPetite
Tombe" isimli ünlü
tablosundan oluşan bir
sergi Isvıçre'mn Vevey
kentinde açıldı. Sergi, 7
eylüle dek devam
edecek.
• Boy George çok
yakmda
otobiyografısini
yayımlayacak. Yazarlığa
devam edip
etmeyeceğinı
bılmedığını belirten
Boy George.
otobıyografisini 7 yılda
tamamladığını açıkladı.
Dansçı ve koreograf Serge
Peretti öldii
• Kültür Servisi - ltalyan asıllı Fransız dansçı ve
koreograf Serge Perettı, Pans yakmlanndaki
Yvelınes bölgesinde yaşamını yitırdi. 92 yaşında
hayata gözlerini yuman Peretti, müzik yaşantısının
büyük bölümünü Pans'te öğrenci olarak başladığı
Gamier Operası'nda sürdürdü. Sanatçı 1. ve 2.
Dünya Savaşı yıllan arasmda birçok balede rol aldı.
"Prometheus" "Creatures", "Gıselle" ve "The Life
of Polichinelle" gibi birçok bale göstensıyle
akıllarda yer etti. 1945 yılında Garnier Operası'nı
terk eden Peretti, çalışmalanna bir süre yurtdışında
devam etti. Daha sonra yine Garnier Operası'na geri
dönen Peretti, Roland Petıt, Nicolas Feriche ve
Ressy gibi önemli sanatçılann yetişmesine katkıda
bulundu.
Madrid Operası yeniden açılıyor
• Kültür Servisi - Uzun süredir devam eden
restorasyon çalışmalannın ardından Madrid
Operası, Placido Domingo'nun vereceği bir
konserle ekim ayında yeniden açılıyor. 11 ekimde
gerçekleşecek olan açılışta Manuel de Falla'nın "La
Vida Breve-Life is Short" ve "El Subrero tres piros-
The Three-cornered Hat" isimli operalan
sahnelenecek. Daha sonraki aylarda ise Placido
Domingo'nun da yer alacağı, Ramon del Valle-
Inclan'm "Divınas palabras-Divine Words" isimli
operası yer alacak Madrid Operası'nda. Yetkililer
daha önceleri "Royal Theatre" olarak adlandınlan
Madrid Operası'mn dünyanın en iyi sahnesine sahip
olduğunu belirtiyorlar. Restorasyon çalışmalan için
128 milyon dolar harcanan Madrid Operası, 1700
kişilik. Opera yöneticileri, 1997-1998 sezonu için
bilet satışlannın başladığını, ancak sezonun ilk
gösterisinin biletlennin tükendiğini bildırdi.