Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 AĞUSTOS 1997 PAZAR
12 KULTUR
Büyiîkfilııüeriııbüyük yönetmeni
Bu yılki Venedik Film Festivali 'nde onur ödülü alacak olan yönetmen Stanley
Kubrick'in 'OtomatikPortakal'filmi 25 Ağustos'ta Beyoğlu Sineması
y
nda
KüMrServisi-"Terminatör'' filmleri-
nin yönetmeni James Kameron, "O bir
beyin vampiridir" der Stanley Kubrick
için; "İnsanlan ele geçirip zihinlerinde
olup biteni içmeye bayıhr".
Birlikte çalıştıklan iki yıl boyunca kur-
duklan yakınlıktan sevgiyle söz eden se-
naryo yazan Frederic Raphael ise Kub-
rick'i kusursuz bir sinemacı olarak değer-
lendirir. Biyografı yazan John Batter'a
göre de Kubrick, halen yaşamakta olan
son efsanevi yönetmendir. Geniş kitleler
için büyük temalar üzerine büyük fılmler
yapar.
Stanley Kubrick'in, eşı Christiane Har-
lan ıle paylaştığı St. Albans dışındaki ge-
niş evmde. fılm yapmak ve yaşamak için
gereken her şeyin bulunduğu söylenebılır
Mümkün olduğunca az ınsanla görüşme-
ye çalışan 69 yaşındakı bu yaşlı adam. yıl-
lar önce "The Shining" adlı fılmın setin-
de Shelley DuvaB'e çok ağır hakaretlerde
bulunan, "A ClockworkOrange"(Otoma-
tik Portakal)"m bütün bır sahnesi boyun-
ca gözünü kapatmasına izin vermeyerek
Makotm McDo*eU'ı neredeyse kör eden
Stanley Kubnck'ten başkası değıldir.
Harvey Keitel fılmden aynldı
Aradan geçen uzun yıllara karşın sine-
ma çızgisini ve çalışma yöntemlermi de-
ğiştirmeyen Kubrick, son fîlmi ^Eyes Wî-
de Shufda Tom Cruise ve Nkoie Kidman
ıle birlikte çalışıyor. Başlangıçta kadroya
dahil olan Harvey Keitel ıse yönetmen ile
aralannda sanatsal farklılıklarbulunduğu
gerekçesiyle çekimlere başladıktan kısa
bır süre sonra fılmden aynldı. Keitel'den
boşalan yeri dolduran yenı isim Sydnev
Pbllack
Kubrick. çekimleri tamamlanıp günışı-
gına çıkanlana dek fılmlerini bir sır gibi
saklamaktan vazgeçmiyor. Birlikte çalış-
tığı oyunculann da basına herhangi bir
açıklama yapmalannı yasaklayan Kub-
rick, yine de filmle ilgili bazı bilgılerin dı-
şan sızmasına engel olamıyor. Oldukça
Stanley Kubrick 'Otomatik PortakaTın bütün bir sahnesi boyunca McDovvefl'ın gözünü kapatmasına izin vermemiş.
>on filminin çalışmalannı sır gibi saklayan Kubrick izleyici, yazar ya da oyuncular
için değil, sadece kendisi için film yapıyor. Özenle koruduğu özel hayatı, Kubrick'i bir
efsane haline getiriyor. Onu bir sanatçıya değilse de büyük bir ustaya dönüştüren ise
yaşadığı izole dünya ve sahip olduğu zengin birikim.
"seka" bir panoramaya sahip olduğu söy-
lenen fılmde Cruise ve Kidman ikilisi,
hastalanyla ilişkiye giren psıkiyatrist bir
kan kocayı canlandınyorlar.
llkönceleri 1997 sonbahannda gösteri-
me gireceğı açıklanan "EyesWîde Shufın
çekimleri halen sürüyor ve görünüşe ba-
kılırsa 1998 yılmın ortalanna dekfilmiiz-
leme şansımız olmayacak. Kubrick'le film
yapıp da herhangi bir şekılde yara alma-
yan aktörlerin sayısı yok denecek kadar az.
Oyunculanyla sağlıklı iletişim kuramadı-
ğı, sette tamamen kendi bildiğini okudu-
ğu ve fazla mükemmelliyetçi olduğu ge-
rekçeleriyle eleştırilen Kubrick, biranlam-
da sinema dünyasi için mistik bir karak-
ter.
Yönetmenin katıldığı son konferansın
tarihi 1960. Insan içinde olmaktan ya da
kendisiyle röportaj yapılmasrndan hoşlan-
mıyor. Inandığı gibi yaşryor ve çalışıyor.
Olabildığince az yolculuk yapıyor. Orta
Amerika'da geçen 1962 yapırrufilmi"Lo-
lita"nın çekimleri için bile Gerrards
Cross'tan öteye gitmemiş. A Clockwork
Orange (Otomatik Portakal)'ın tamamı,
Kubrick'in evine bir buçuk saat uzaklık-
takı mekânlarda çevrilmiş (1971). Viet-
nam savaşmı konu alan filmi "Fuü Metal
Jackefın tüm çekimlerinin gerçekleştinl-
diği yeT ise güney Londra.
Onunla taruşma fırsatı bulan birçok ki-
şiye göre Kubrick, sevimli, iyi huylu, ca-
na yakm ve konuşkan bır adam. Eyes Wi-
de Shut'ın senaryo yazan Raphael, "Baş-
kalannın işlerine de saygı göstermeyi bflen,
alçakgönüUüvebüyük bir yönetmen" ola-
rak bahsediyor Kubnck'ten.
'Sonuı bireyseilik ve özgünlük'
Çevresindekilerin onu garip karşılama-
lannın nedeni ise Kubrick'in sosyal an-
lamda insan topluluklanyla fazla ilgılen-
mediğı izlenimi veren "izote" yaşamı.
1928 yılında Bronx'da doğan yönetmen,
ömrü boyunca kemıkleşmiş bir yapılan-
manın sözkonusu olduğu hiçbırkurumve
çe\reye uyum sağlayamamış. Öğrencilik
hayatı da başansızlıklarla dolu olan Kub-
rick "Okuldahiçbirşeyöğrendiğimi hatir-
lamıyorum" diyor. "Zaten 19 yaşuna ka-
dar kendi isteğimle tek bir kitap okuma-
dHn".
17 yaşındayken Look dergisinde başla-
yan fotoğrafçılık macerası fazla uzun sür-
müyor ve Kubrick, Kirk Douglasın da
yardımlanyla ilk aşlo olan sinemaya dö-
nüyor yeniden. Anthony Mann'in yanm
bırakhğı Spartacus fılmini "kirauk yö-
netmen" olarak tamamladıktan sonra ise
bir daha asla, üzerinde bütünüyle kontrol
sahibi olmadığı bir fılmde çalışmama ka-
ran ahyor Kubrick. Kubrick, Ingiltere'de
smema kariyerine yeni bir başlangıç yapı-
yor. Artık senaryosundan afişine kadar
fılmlerinin her türlü aynntısıyla kendisi
ilgıleniyor yönetmen. John Baxter da bi-
yografisini kaleme aldığı Kubnck'in her
fılmini tek başına yarathğını söylüyor.
Zamanında okulda kendisine verilen
eğitimi de reddeden ve dış dünya ile olan
tek bağlantısını arkadaşlannın gönderdi-
ğı kasetler, televizyon ve radyo aracıhğı ile
kuran Kubnck, gerçek birotodıdakt. Gün-
düzleri uyuyor ve geceleri çalışıyor. Yarar-
lı gördüğü her türiübilgiyi topladığı geniş
bir arşivi var Kubrick'in. Birfilmininçe-
kimlerini tamamlaması ise yıllar sürebili-
yor. Kubrick'in sinemacılığını yıllardır
ayakta tutan şey belki de bu ıssızlık. Bü-
yük bir ihtimalle bilinçli olarak Hollywo-
od sisteminden kendisini korumaya çalı-
şıyor yönetmen.
Kimilerine göre ise kusursuz bir sine-
macı olmaktan uzak Kubrick. iyi ama ha-
rika değil. Fanatik bir usta ama büyük bir
sanatçı değil. Hatta filmleri hiçbir anlam
taşımıyor. Kısacası henüz hiç kimse Kub-
rick'in tarzını tam olarak tanımlayabilmiş
değil. Ancak herkes tarafindan kabul edi-
len tek bir şey var ki Kubrick ımzah her
film tamamen Kubrick'e ait "Bence" di-
yor yönetmen, "20. yüzyü sanatmın en
önemli probiemkri bireyseilik ve özgün-
lük".
VEYS FMS7.7
Veys FM tarafindan oluşturulan radyo müzesine
radyo bağışında bulunan dinleyicilerimize şükran
belgesi verilmesi münasebetiyle düzenlenecek
(Brunch) sabah kahvaltısına tüm medya
mensuplarının teşriflerini bekleriz.
DAVETİMİZE KATILACAK SANATÇI DOSTLARIMIZ
ALAADBİNYAVAŞÇA
BEHtYEAKSOY
BİLGEÖZGEN
CANSINEROL
CAVİTTANÜREK
DIRSUNKARACA
EROLSAYAN
FETHİ KARAMAHMl TOĞLU
GALİPSOKULLl
GÖNÜLAKKOR
GÜNDOĞDUDURAN
GÜZİDEKASACI
HALİTÇELİKOĞLU
HARİKAAVCI
HÜNERCOŞKUNER
HÜSNÜÜSTÜN
İNCİYAMAN
MAHMUTOGUL
MELAHATPARS
METİNMİLLİ
MIIAZZEZABACI
MUAZZEZERSOY
MISTAFASAĞYAŞAR
MÜŞERREFAKAY
NEVZATATLIĞ
PERİHANALTINDAĞ
RAHMİKALAYCIOGLU
S.MUTLUAKBULUT
SAMİAKSü
SAMİMESANAY
SELAHATTİNİÇLİ
SELAMİŞAHİN
SELÇUKTEKAY
SEMAHATÖZDENSES
SEVİMTANÜREK
SUATSAY1N
ŞÜKRAN AY
TIRANSAKA
VEDATÇETİNKAYA
YAŞARÖZEL
Y1LDIRIMGÜRSES
ZEKAİTUNCA
Tarih : 27 Ağustos Çarşamba
Saat : 10.00-13.00 arası
Yer : VEYS FM Radyo Evi Bahçesi
Tel. : 326 74 54 (4 hat)
SezenAksuveBregovlçten çokate$lî"biralbüm
Yapmak istediği
müziği
İstanbul'da
bulduğunu
bejirten Bregovic
"İstanbui tarihi
bir
imparatoriuğun
eskiroerkezive
>üz>ıDann
sanatmın enerjisi
burada birikmiş.
Balkanlar'daki
en yüksek
mü/.ikal enerjiyi
keşfettim
İstanbul'da"
dedi.
6
Yerel olan evrenseldir'
Kültür Servisi - Se«en Aksu ve Goran Bre-
govk. yaptıklan basm toplantısuida üzennde
çalıştıîdan ortak albümün bir ay içinde
tamamlanacağını açiı-'adılar. Bregovic'in
prodüktörlüğünüüstleı. ği Raks-PolyGram
tarafindan yayunlanacak olan ve altyapısı Is-
tanbul ile Belgrad'da gerçekleştirilen al-
bümün stüdyo çalışraalan halen sürmekte.
Sezen Aksu ise Bregovic ile olan müzikal
bırlıkteliklerinı ve albümün öyküsünü şöyle
anlattr. "Bre^mic'iuzunyıllardanberiyakın-
dau takip ediyor ve müthiş bir içsel uyu-
mumuzolduğunu hissediyortlum. Bundan bir
yıl kadar önce tamştığııruzda da bu konuda
yanılmadtğımı anladım. Bregtnicve ben ortak
duygulan. tanıdık acı ve sevinçleri olan iki in-
sanız. Planlı programb değü. içinden gekligi
gibi müzik yapıyor Brego\ic, Ha\ atın içinden
geleni, kendi içinden geçirip akıtıyor dışanya.
Beni en çok ilgüendiren de onun mü/iğindeki
bu saflyet Kısacası albüm için de yakuı duygu-
lan olan iki insanın ortak üretirnleri diycbili-
riz."
Sezen Aksu'nun çok ateşli bir yapım o-
larak nitelendirdiği albümdeki tüm besteler
Bregovic'e ait. Sözler ise Patdze Banşta ve
Meral Okay ile birlikte Sezen Aksu tarafin-
dan yazılmış.
Aksu'nun şarkılannı ılk kez bundan on yıl
kadar önce dinledvğini söyleyen Bregovic, al-
bümle ilgili olarak da şunlan söyledi: "
Türidye'de bir insan, bir müzisyen ve bir
sanatçı olarak özeDikle birlikte çahşmak iste-
diğim isim Sezen Aksu. Ben Türk değilim: a-
ma yapmak istediğinı ve şu anda da yapmak-
ta olduğumuz, çok "Türk" bir albüm. çünkü
ben bir yabancıolaraksizinmüziğuıizdeki gü-
zelliği daha iyi hissedebiliyonım. Dünyadaki
dominantzevke yönelikolarakyapılan müzik
değü ancak yerel olan evTensel olabiür."
Bir yaşam boyu el ele...Kültür Servisi - Uluslara-
rası müzik çevrelennde ko-
cası Ispanyol besteci Joaqu-
in Rodrigo'nun daimi eşlik-
çisi ve piyanist ve opera ya-
zan kimliğiyle önemli bir
müzisyen olarak tanınıyordu
Vlctoria Kamhi. O, aynı za-
manda Nobel Edebiyat Ödü-
lü sahibi EliasCanetti'ninde
kuzenıydi.
Doğum tarihi kesin ola-
rakbilinmeyen Kamhi İstan-
bul'da dünyaya geldi. Üç bu-
çuk yaşında piyano çalmaya
başladı. Çok özel bir yetene-
ğe sahip olduğu anlaşılan
Kamhi, müzik çalışmalannı
Ljszt'in eski öğrencılerinden
Geza Heguey ile sürdürüyor-
du. Halka açık ilk konserini
10 yaşındayken verdi.Kam-
hi, Pans Konservatuva-
n'ndan mezun oldu.
1929'da Parizyen'deki bir
suarede Joaquin Rodrigo ile
taruştınldı ve pıyanoda Rod-
ngo'ya ait bazı eserleri ses-
lendirdi. Babasının tüm uya-
nlarına rağmen Kamhi, 19
Ocak 1933'te Ispanva'da
Rodngo ile evlendi.
Evliliklerinın ılk yıllan
İspanyo)
besteci
Rodrigo'nun
eşi piyanist ve
opera yazan
Victoria
hi.
yoksulluk içinde geçti, Is-
panya Iç Savaşı da çifti yeni
birkaosa sürüklüyordu. Tüm
sıkıntı ve yoksulluklann bir
sonucu olarak düşük yaptı
Kamhi. Aynı dönemde Rod-
rigo, yaşadvğı acılann bir
yansıması olan "Concierto
de Aranjuez" isimli adagi-
osunubesteledi. Yüzyılın en
ünlüeserlerinden biri olan bu
adagio, çifhn yaşammda bir
dönüm noktası olda
tç savaş bittikten sonra ts-
panya'ya döndüklerinde
Rodrigo, tber müzik kültü-
rünü yeniden yapılandırmak
için çalişmalara başladı.
1941 yılında Kamhi, kızı Ce-
cilia'yı dünyayagetırdi ve ay-
nı günlerde Concierto de
Aranjuez'ın prömiyeri de
gerçekleştirildi. Kamhi, ko-
casuıın hem elleri hem de
gözleriydi artık. Kocasının
birçokbestesinde de aktifbir
rol o>Tiadı Kamhi. Ünlü bale
eseri "Pavan Real"ın öykü-
sünü hazırladı
Güçlü ve cesur kişiliği.
doğuştan gelen bir alçakgö-
nüllük ve keskin bir espri an-
layışıyla birleşmişti "Hand
in Hand vvitfa Joaquin Rodri-
go" adlı kitabı 1985 yılında
yayımlandı. Kızı ve kocası
için yaşadı Kamhi. 21 tem-
muzda yaşamını yitirdi.
KÖŞEBENT
ENİS BATUR
Kültür Bakanlığı'na
Bir Ön Bakış
Hemen herkes "Din'in Siyaset'e âlet edilmesi"
konusunun üzerinde duruyor Türkiye'de; pek az
kişi Kültür'ün Siyaset'e "âlet edilmesi" olgusu üze-
rinde kafa patlatıyor, görüldüğü kadanyla. Oysa bir
Kültür Bakanlığı var ülkemizde (pek çok ülkede
yok böyle bir bakanlık), siyasal iktidann doğrudan
müdahale ettiği bir alan söz konusu: Açık, tavıria-
nn netleştiği bir tartışma ortamından henüz çok
uzaktayız.
Kültür Bakanlığı, Türkiye'de, Kültür'ün Siyaset'e
"â/ef edildiği" bir odak. Hangi siyasal görüş ikti-
dara gelirse, kendi yandaşlanna yönelik bir kad-
rolaşma, bir eytem planı, bir felsefe dayatıyor: Ne-
redeyse otuz yıldır buna tanık oluyoruz, kim bu-
nun tersini savunabilir?
Bir Kültür Bakanlığı olacaksa (ki siyasal olgun-
luk kazanmamış bir ülkede olmaması yeğlenir), o-
nun devlet tarafindan olabildiğince yansızlaştınl-
ması gerekir. Bu yöne sapılmadıkça, "istismar"
kapsamının daraltılmasını ummak hayalcilik olur.
Yansızlaştırmanın bir yolu da siyasete endeksli kı-
lınmayacak biryaklaşım oluşturmaktan, birtürya-
n-özerklik statüsü gerçekleştirmekten geçer. Bu-
nun nasıl olabileceğini önce tartışmaya açmak en
sağlam yöntem sanıyorum. Kimin tarafindan?
"Bir" Kültür Bakanı tarafindan.
Bu tartışmanın başlaması için düş kurmaya ko-
yulalım, kendi yakamızda. Ondan önce, bir başka
cepheye açılabiliriz gibi geliyor bana: Kültür Ba-
kanlığı'nın öbür büyük açmazına.
Siyaset, Kültür'ün ciddi bir kamburu. Bir de iki-
zi var ama: Ekonomi. Kültür Bakanı'nın işyapabil-
mesi için fınans musluğundaki tıkanıklığı gider-
mesi şart. Bu şartı bir başka şart hazırlıyor: Para
harcamak için önce parayı keşfetmekle yola ko-
yulmak zorunluğu var. "Süfçe"den tamtakır kuru
bakır bir bütçe devralarak harekete geçen Kültür
Bakanlığı, iki nefeste pes etmeye mahkûm. Bütün
bunlan somutlamak en iyisi belki de:
Los Angeles'taki Paul Getty Kültür Merkezı'nin
toplam yüzölçümü 45 hektar, müze hacmi 33 bin
metrekare, sermayesi 4 milyar dolar, 800 kişi ça-
hştınyor, 1500 proje için (yaklaşık 100 ülkede) 60
milyon dolar burs veriyor her yıl, yılda 1.3 milyon
kişi geziyor merkezi.
Dünyanın iki büyük müzesini ele alalım bir de:
New York'taki MOMA'yı yılda 4.7 milyon kişi bilet
alıp geziyor, yıllık zaran 1 milyon dolar, gelirinin yüz-
de39'unu karşılıyor, geri kalanını bağışlardan, New
York Belediyesi'nden sağlıyor. Paris'teki Louvre
Müzesi'ne bakalım şimdı: 6 milyon kişi giriş yapı-
yor her yıl bu müzeye, yıllık zaran MOMA'nınki ka-
dar, gelirinin yüzde 24'ünü kendisi karşılıyor, geri
kalanını devlet üstleniyor: Gördüğünüz gibi, tek
çözüm serbest piyasa mantığına bağlanamıyor.
Bu da doğal: Fransa'nın turizm gelirınde Kül-
tür'ün payı küçümsenebilir mi?
Peki, Türkiye'nin turizm gelirinde Kültür'ün pa-
yı küçümsenebilir mi?
Topkapı'yi yılda 1.365.000 kişi geziyor; Ayasof-
ya'yı 1.250.000 kişi. Louvre'un yıllık bütçesi 1 mil-
yon dolar, Topkapı ve Ayasofya'nın toplam geliri
300 bin doları bulmuyor.
Devlet arka çık(a)mıyor yeterince, özel sektöain
desteğine doğru dürüst talip olunmuyor, bu iki
müze (ve bütün öteki müzelerimiz) yarı-kapalı ça-
lışıyoriar. Işletme mantığı kaybolacak ölçüde es-
ki, yatınm payı yok denecek ölçüde az, uluslara-
rası ilişkiler bağlamında durum farklı değil.
Kültür Bakanlığı önce Siyaset'le ilişkisini mi göz-
den geçirmeli, yoksa, Ekonomi'yle ilişkisi daha mı
büyük öncelik taşıyor.
Tartışılabilir mi bu?
Hâmiş: Dün açılan Beykoz Vakfı'na bir selâm.
Amisos hazinesi sergileniyor
• Kültür Servisi - Samsun'da belediyenin yol açma
çalışmalan sırasında ortaya çıkanlan "Amisos
Hazinesi"nin sergilenebilmesi için çalışmalar
tamamlandı. Pontus krallanndan
6. Mitridat ile ailesine ait olduğu tahmin edilen
lahitte som altından bir kral tacı. 15 altın düğme,
insan ve hayvan fıgürlü 4 altın bilezik. 18
parçalanmış altm bilezik, altın bir saç tokası, 2 altın
küpe, 10 altın gerdanlık, taşlı bir altm yüzük, 24
parça altın kolye, 424 altın boncuk, bir cam kâse,
kulplu 4 testi, 3 kandil \e toprak bir kap yer ahyor.
Samsun Müze Müdürü Mustafa Akkaya, 1995
yılında bulunan lahitten çıkanlan hazinenin, Karun
hazinesinden sonra en büyük koleksiyon olduğunu
belirtti.
İzmiTte yüzer müze
• Kültür Servisi - Donanma komutanlığı tarafindan
hizmet dışı bırakılan "Gayret" adlı muhribin
düzenlenmesiyle Türkiye'de ilk kez oluşturulan
"Yüzer Güzel Sanatlar Galerisi ve Müze" tzmıt'te
ziyarete açıldı. Kocaeli Valiliği ve lzmit Büyükşehir
Belediyesi'nin katkılan ile restore edilerek hizmete
sunulan ''Gayret Muhribi"nin açıhşında bir
konuşma yapan Donanma Komutanı Oramiral
Salim Dervişoğlu, galerinin, Türk denizciliğine
duyulan ilginin artmasına katkıda bulunacağmı
söyledi. Dervişoğlu, Kocaeli Valisi Memduh Oğuz
ve Büyük Şehir Belediye Başkanı Sefa Sirmen'in
açılışım yaptığı müzede denizcilikle ilgili çeşitli
şiltler, plaketler, bröveler, tarihi fotoğraflar, gemi
maketleri ve yağlıboya tablolar bulunuyor. İzmit
Yelken Kulübü'nün yan tarafmda inşa edilen
iskeleye demirli olan ve içinde multivizyon
gösterilerinin yapıldığı müzede halka açık bir de
kafeterya hizmet veriyor.
Yayla Fotoğraflam Sergisî
• Kültür Servisi - Osmaniye Belediyesi ve
Osmaniye Fotoğraf Amatörleri Derneği'nin
(OFSAD) birlikte düzenledikleri "Yayla" konulu
fotoğraf yanşmasının sonuçlan açıklandı. 13. :
Zorkun Yaylası Çocuk Şenlikleri dolayısıyla
gerçekleştirilen yanşmada dereceye giren eserler,
Osmaniye Belediye Salonu'nda, 10 gün süreyle
sergilenecek.
BUGUN
• RUMELtHtSARI KONSERLERİ kapsammda
saat 21.00'de Candan Erçetin dinlenebilir.
• TARM DARPHANE'de saat 17.30'da Gülizar
Akkanat resitali yer ahyor.