Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 AĞUSTOS 1997 CUMA
HABERLER
Askere resmi
nikâtı şartı
• A\KARA (Cumhuriyet
Biinısu) - De\ let Bakanı
Işıla\ Saygın. dini nıkâhlı
şehit askerlerin ailelerinin
deviet yardımlarından
yararlanabilmeleri için
"Orüuda Resmi Nikâh
Kampanyası" başlattı. Işılay
Saygın > aptığı yazılı
açıklamada. Milli Savunma
ve tçişleri bakanlıklan ile
•valilıklere bir genelge
göndererek halen askerlik
görevini sürdüren ve silah
altına alınacak olan sadece
dini nikâhla evli gençlerin
tespıt edilerek resmi
nikâhlannın yapılmasının
sağlanmasını istediğini
kaydetti.
ANAP'tan
Çiller'e tepki
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP Bolu
Milletvekili Avni Akyol,
ANAP Grup Başkanvekili
Metin Öney ile bırlikte
parlamentoda düzenlediği
basın toplantısında. DYP
lideri Tansu Çiller'ın,
"Lütfedilmiş saksıda çiçek
olmaya razı değiliz"
sözlerine, "Çiller. lütfedilmiş
saksı yerine Erbakan'ın
lütfettiği saksıda çiçek
olmayı tercih ediyor"
karşılığını verdi. Akyol.
Çiller'in kesintisiz temel
eğitime ilişkin eleştinlerinin
de 'talihsiz, isabetsiz ve
basiretsiz' olduğunu
savundu.
Suç kapsamı
genişledi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yasalara aykırı
toplantı ve gösterı
yürüyüşlerinde suç
kapsamını genişleten yasa
tasansı. TBMM İçişleri
Komisyonu'nda kabul edildi.
"Toplantı ve Gösteri
Yürüyüşleri Yasasrnın Bir
Maddesinde Değişiklik
Yapılması Hakkındaki Yasa
Tasansf'na göre izinli
gösteri ve yürüyüşlerde. " suç
işlemek amacıyla kurulmuş
veya kurulduğu varsayılan
örgütlere ait amblem ve
işaret taşımak, bu ışaret ve
amblemlerin bulunduğu
üniformayı andırır gıysiler
giymek, kimlıkleri gizlemek
amacıyla, yüzleri bez veya
başka unsurlarla örtmek'" suç
sayılacak.
Şehit pilot
toprağa verîldi
• BURSA (AA) - Konva 3.
Ana Jet Üssü'nden
havalandıktan sonra Kulu
ilçesi yakınlannda düşen F-4
uçağında şehit olan Pilot
Üsteğmen Selçuk Bahtiyar,
Bursa'da toprağa verildi.
Ulucami'de düzenlenen
cenaze törenine, şehit pilotun
ailesi, yakınlan Vali Vekili
Hasan Tülay, Garnizon
Komutanı Tuğgeneral Şevket
Uğur Büyükçulha,
Büyükşehir Belediyesi
Başkanı Erdem Saİcer ile
vatandaşlarkatıldı.
Türkiye kendi
aşısını üretecek
• ANKARA (AA)-Sağlık
Bakanı Halil İbrahim Özsoy.
Türkiye'nin ihtiyacı olan
aşılan üretme projesinin son
aşamaya geldiğini belirterek,
"Aşı ithalatını bırakacağız,
aşı ihraç eden bir ülke haline
geleceğiz" dedi. Özsoy.
yaptığı açıklamada. bugün
gerçekleştirilen üretim ile
Türkiye'deki aşı ihtiyacının
ancak yüzde 50'sinin
karşüanabildiğini. yılda 150
milyon dolarlık aşınm ithal
edildiğini bildirdi.
T>
Ankara Müftüsü Necati Tayyar Taş, İslamı siyasallaştırmaya karşı çıktı
dini artna yapü'HAZAL ATEŞ ÇAKIR
ANKARA - Ankara Müftüsü
Necati Tayyar Taş, politikalannı
"Din ekten gidiyor" söylemine da-
yandıran sıyasilere tepki göstere-
rek. "Ezan anarşisi önlenecek,
halkbize destekveriyor" dedi. Ca-
mi yapımmda israf vebaşıboşlu-
ğun önlenmesi gerektiğini belir-
ten Taş. "RP dahil siyasi partiler
dini arnıa yapmayı bıraksın" uya-
nsında bulundu. Taş, aile içi şid-
detin önlenmesine ilişkin yasa ta-
sarısına, u
İslamdadayakyok.Ka-
dın, kimliğinc sahip çıkarak eko-
nomikve bilimsel özgüriüğünü ya-
kalamabdır" dıye destek verdi.
Ankara Müftüsü Necati Tayyar
Taş, ezan genelgesi. cami sayısı
Atanın kurduğu Diyanete müdahale edilmesin
1
Ezan anarşisinin
önleneceğini yineleyen müftü Taş, Mustafa Kemal'in kurduğu Diyanet'e müdahale
edilmemesini ve cami yapımmda israfın önlenmesini istedi. Taş, Diyanet İşleri'ne
yönelik tepkilerini "Din elden gidiyor" söylemiyle dile getiren siyasileri
eleştirirken "RP dahil, siyasi partiler dini arma yapmayı bıraksm" dedi.
ve yapımındaki düzensizlik, siya-
si partilerin dini kuHanmalan, ev-
lilik ve aile içi şiddet konusunda-
ki görüşlerini anlattı. Taş, "Ezanın
sesi kjsüıyor" şeklindeki iddialarm
doğru olmadığmj vurgulayarak
şunlan söyledi: "Önemliolaneza-
nu doğru ve güzel bir makamla
okunmasıdır. Ezan ezgisi,ritmive
bestesi ilahi olan bir anons name-
sidir. Bugünkü ezanlann bu işlevi
gördüğiinü söylemek mümkün
değil. Cihazlann bağlantüan, di-
reklerdeki hopariörierdeki ses
yansıması nedeniyleezanm mistik
güzelüöni duymak mümkün ol-
muyorltiraf edelim, büriin müez-
zinkrin sesi güzel değil. makama
da aşina değil. Radyoda sesi güzel
olan dinlenir. Vatandaş da bunu is-
ter. Bugün her hopariörden ezan
sesi yükseHnce ezan anarşisi olu-
yor. Sesi güzel olanlar merkez ca-
müere. olmayanlar da daha küçük
yerlere alındı. Amacunız sadece s-
esdüzeıuemesine vönetikti. Bunun
arkasında art niyet aranmaman.
Ezanınsesi kısılıvor dherüer bunu
siyasi malzeme yaparak başkanb-
ğın bu düzenlemesine haksızhk
ediyorlar. Bu konuda bugüne ka-
dar halktan tepki almadık. Halk-
ta böv le bir hazımsızlık yok. Bunu
siyasi malzeme yapıyorlar. Bu ka-
raruıda Diyanet bağımsızdır, mü-
dahaleedUemez. Diyanet'in, Mus-
tafa Kemal'in kurduğu iki bağun-
sız kunundan biri okluğu unutul-
mamah."
PKK'nin eyleme başlama yıldönümünde olağanüstü önlemler alındı
Doğu'da en uzun gün• Van'da eyleme
hazırlanan 29 terörist
öldürüldü. Doğu ve
Güneydoğu'da önlemler
yoğunlaştinldı.
tskenderun Demir
Çelik özel korumaya
alındı.
Yurt Haberleri Servisi -
PKK'nin 15 Ağustos
1984'te eylemlere başlama-
sının yıldönümü nedeniyle
Doğu ve Günedoğu'da izin-
ler kaldınlıp önlemler yo-
ğunlaştınlırken Şırnak ve
Van'da eyleme hazırlanan
29 terörist öldürüldü. Ça-
tışmalarda 2 güvenlik gö-
revlisi ile 3 korucu şehit ol-
du, 6'sı yaralandı. Bin-
göl'de operasyondan dönen
askeri bir aracın devrilme-
si sonucu 3 er şehit oldu,
2"sı ağir 4 er yaralandı. To-
kat'ta, Orman Işletme Mü-
dürlüğü binası teröristlerin
saldınsına uğrarken. tsken-
derun Demir-Çelik Tesisle-
ri (isdemir) bölgedeki terör
olaylan nedeniyle özel tim
korumasına alındı.
PKK'nm 15 Ağustos 1984'teEruh'a yaptı-
ğı baskının 13. yıldönümü nedeniyle başta Do-
ğu ve Güneydoğu olmak üzere, örgütün eylem
yaptığı Çukurova'nın bazı kesimleri ile Tokat,
Sıvas, Ordu, Giresun ve çevresinde yoğun ön-
lemler alındı.
Olağanüstü Hal Bölge Valisi Vekili ve Van
Valisi AbdülkadirSan. örgütün eylem yapma-
sına izin vermemek için bölgede alınan tüm gü-
venlik önlemlerinin gözden geçirildiğini ve ge-
rek duyulan yerlerde ek önlemler alındığını be-
lirtti. '
PKK'nin sansasyonel eylemler yapamaz du-
ruma geldiğini ifade ederen San, şunlan söy-
ledi:
" Bizim göreviıniz eyleme nrsat vermemektir.
Teröristi etkisiz haJe getirmektir. Bunun için
güvenlik görevlilerimiz operasyonlannı arahk-
sız başanlı bir şekilde sürdürüyor. Dağda ba-
yırda kuyu kazar gibi terörist aranmaktadır.
Yerleşim birimlerinde ek tedbirler alınmışür.
Güvenlik göreviilerinin tüm izinlerini kakhr-
dık. Hep beraber miUetimizin güvenli bir or-
tamda yaşaması için onlann hizmetindeyiz."
Kuzey Irak'tan
kaçan kaçana
PKK'nin 4-5 yıl önce Kuzey
Irak'a göçe zorladığı aileter
gnıplar halinde Türkiye'ye
geri dönüyor. 5 yıl önce
BM'nin Dohuk'un 70
kilometre kuzeyindeki Atruş
bölgesinde "mülteci"
sıfatıyla kampa yerleştirdigi
ve daha sonra başka
kamplara dağıtılan
mültecilerden 18 aile
kaçarak Türkiye'ye geldL
Şırnak'ın Silopi ilçesinde
Kızılay tarafından kurulan
geçici çadırlara yerieştirilen
ve saydan 86'yı bulan
vatandaşlar, geri
dönüşlerinde kendilerine
gösterikn sıcak ilgiden çok
mutlu olduklannı söylediler.
Vatandaşlar, Irak Kürdistan
Demokrat Partisi'nin
(IKDP) aniayış göstermesi
halinde kamplarda
bulunanlann tamamının
Türkiye'ye döneceğini
belirttiler. (Fotoğraf: AA)
15 ağustos nedeniyle Kuzey Irak ve Suriye
sınırlanna yakın Hakkâri, Mardin ve Şırnak
başta olmak üzere bölgenin diğer yerleşim bi-
rimlerinde aramalar sıklaştınldı. Sınır kesim-
lerindeki güvenlik göreviilerinin sayılan arttı-
nldı, yerleşim birimlerine giriş ve çıkışlarda da
sıkı kontroller yapılmaya başlandı. Aramalar-
da şüpheli görülenlerin gözaltına alındığı, ör-
gütün intihar saldınlan düzenlemek amacıyla
görevlendirdiği aranan bazı teröristlerin fotoğ-
raflannın da yerleşim birimlerindeki işlek yer-
lere asıldığı görüldü.
Cami yapımının yasal bir çer-
çeveye oturtulması gerektığine
dikkat çeken Necati Tayyar Taş,
şu görüşleri dile getirdi:
"Camiler gelişiguzel yapıbyor.
Bu, yasal çerçeveye oturtulmalu
cami yapunı ihtiyacının belirien-
mesinde müftülük sorumlu olma-
bdır. Cami yeri beibienen nazun i-
mar planlan ve yeri belirtilmeyen
planlar nihai mercilerce tasdik
edilmemek üzere bir yasaya ihti-
yaçvardır. Bu olmayınca kocaman
bir mahallede cami düşünülme-
miş, bu sefer apartmanın aJtını ca-
mi yapıyoriar. Apartmanın altın-
da cami olmaz. Bazı yerlerde de
aynı mahalleye birden fazla yapı-
hyor. Bu da doğru değiL Bu cami-
lerde cemaatı dağrtmış oluyor. Ce-
maati bölmek günahtır. tn-
san oranına göre yapılmak
Bizim bilgimiz dahili dışın-
dayapılan camilerin kıblesi
yanhş olabiliv or. Bugün bir-
biriyle kavga eden cami ya-
pıyor. Vatandaş kıbleyi nasıl
ayarlacak. bu ihtisas işidir.
Bu catnilere bir şey yapanu-
yoruz. bu sefer saflar eğri
tutuluyor. Bir bakıyorsunuz
40 Idşilik yerde bin kişilik
cami yapılıyor. Bazılaruun
mimarisi berbat Cami ya-
pımında israf var. Camiler
uzlaşma mekânlandır."
Ankara da 1100 cami bu-
lunduğunu ve yapımı süren
30 cami olduğunu kayde-
den Taş, bunlann yüzde
40'ının çarpık, mekânı ve
mimarisinin yanhş olduğu-
nu söyledi. Camilerin
önünde toplanan yardım
paralanndan da rahatsızlık
duyduğunu belirten Taş,
"Bazılan para toplama işi-
ni istismar ediyor" dedi.
Diyanet tşleri Başkanh-
ğı'nın cami yapımının müf-
tülüklere verilmesi konu-
sunda yasa önerisi hazırla-
dığını belirterek. "Camiya-
pımı engelleniyor anlayışına
girmek yanlıştır. günahtır.
Diyanet'in bakışından şüp-
he etmekyanlıştır. Cami ya-
punnun önünegeçiiiyor söz-
leri yaygaradır. Başıboşluğu
engeUemek için çahşıytnnz"
diye konuştu.
RP dahil, diğer siyasi
partilerin dini arma olarak
kullanmayı bırakması ge-
rektiğini vurgulayan Taş.
"Yapöğı işte dini, inancı ve
imanıkullanınakkadarbü-
yük seviyesizlik olamaz. Bu
büyük bir yanlıştır. Dini
maddi menfaat ve mülaha-
zalara alet etme düşüncesi
ayıpla beraber haramdır.
Dini istismar edenler dine
en büyük ihaneti yapanlar-
dır" göriişünü dile getirdi.
Başbakan Yardımcısı Ecevit, sürekli Türkiye'nin içişlerine kanşan Tahran yönetimini uyardı
4
Iran irtica kampanyası açü'ANK^RA (Cumhuriyet Bürosu)-Başba-
kan Yardımcısı Bülent Ecevit, tran'ın çağ-
dışı rejimini Türkiye'ye ihraç etmek için
kampanya başlattığını belirterek "Diyanet
İşleri kaİdınlırsa meydan bunlara kalır" de-
di. Ecevit. eğitim çalışmalaruıa başlandığı
günden bu yana lran radyo ve televizyon-
lannın Türkiye'nin iç işlerine kanştığını be-
lirterek. Tahran'a uyan mesajı verdi.
Başbakan Yardımcısı Ecevit. dün Avru-
pa Alevi Birlikleri Federasyonu Başkanı AB
Kıhç ve federasyon temsilcilerini kabul et-
ti. Federasyon Başkanı Kılıç. Ecevit'e, ya-
sa tasansı konusundaki çalışmalan için te-
şekkür ederek "Ancak zorunlu din dersi, la-
ikeğitimdeobnamabdır. Laiklikten. demok-
• Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu'nu kabul eden Ecevit, "4.
madde ile din eğitimini anarşiden ve laiklik karşıtlannm
baskısından kurtanyoruz" dedi.
rasiden, çağdaş Türidye'den vana olan 20
milyon Alevi sokağa dökülmüyorsa bu, iç
bansı koruma isteğimizden kaynakuuuyor"
dedi. Pir Sultan Abdal Derneği Başkanı
Murtaza Demir de, tasan ile din eğitiminin
sınırlannın genişletilmesinden duyduklan
kaygıyı dile getirerek, laik bir ülkede Diya-
net İşleri Başkanlığı bulunmasınm da yan-
hş olduğunu savundu.
Ecevit, bu sözler üzerine, tasannm 4.
maddenin olmaması durumunda din eğiti-
minin başıboş ve laiklik karşıtlannın etki-
leri altında sürdürüleceğini belirterek "Bu
madde ile din eğitimini anarşiden ve laiklik
karşıdannın baskısından kurtanyoruz" de-
di. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın olmaması
gerektiği görüşlerinin de "nazariyede dof-
ru olduğunu" kaydeden Ecevit, ancak Tür-
kiye gibi ülkelerde böyle bir kuruma gerek
duyulduğunu bildirdi. Bazı ülkelerin çağdı-
şı rejımlerini Türkiye'ye ihraç çabası için-
de olduklanna dikkat çeken Ecevıt, "Baş-
kanhk kaİdınlırsa meydanonlara kalacak"
diye konuştu. Eğitim çalışmalanna başla-
dıklan günden bu yana tran radyo ve telev-
ziyonlanm yakından izlediğinı belirten
Ecev it, "Kaba. uluslararası ilişküerde kabul
edilemeyecek şekilde Türkiye'nin iç işlerine
kanşıyoriar, yogun kampanya açmış du-
rumdalar" dedi.
Ecevit, Alevilerin Türkiye'de demokrasi-
nin, laikliğin, ulusal birliğin güvencesi ol-
duğunu kaydederek, bu kesimin gereksin-
melerini karşılamayı görev bildiklerini söy-
ledi. Hacıbektaş ilçesinde yılın 365 günü
hizmet verecek bir kültür merkezi kurul-
ması yönünde çalışmalar yürütüldüğünü
bildiren Ecevit, Alevi-Bektaşilik felsefesi-
nin, Tüık-Islam anlayışınrn gelışmesine bü-
yük katkısı olduğunu vurguladı.
ÜZ Z4Z//ORHAJN BİRGİT
Korkut Özal'ın düğmeye basması,
benim içini sürpriz olmadı. Tam aksi-
ne, iyi hesaplanmış ve planlanmış bir
"başlangıç" için, ilk eylemin işaretinı
verdi bu deneyimli politikacı.
Özal, sekiz yıllık kesintisiz eğitimin
yasalaşmasından önce, bir ANASOL
koalisyonunun kurulmasına karşı çı-
kıyordu. Ona göre, hükümet krizini
"REFAHANAYOL" ile önleyebilmek,
daha doğru bir çözüm yolu idi. Sekiz
yıl, Refah Partisi'nin Anayasa Mah-
kemesi'nde kapatılmasının gündeme
getirilmesi üzerine, Korkut Bey için
parti ile bağları gevşetmenin, kendi
açısından tam zamanında yapılmış
"bahanesi" oldu.
Özal, başka bazı yandaşları gibi,
ANAP grubunun bağlayıcı kararına
karşın, Meclis'te bu yasaya partili mil-
ietvekili olarak "kırmızı oy" vermek ya
da oylamada bulunmamak yollarını
seçmedi.
fam tersine davrandı. 1945 yılında
Toprak Reformu Yasası'na karşı çıka-
rak CHP'den ayrılmayi planlayan Ba-
yar, Menderes, Köprülü, Koraltan
gibi davranmak istedi.
Koyunlar, Kuzular ve Kurtlar...
Böylelikle kendisini yeniden parla-
mentoya getiren 1995 seçimlerinde
listesinin ilk sırasında bulunduğu Ana-
vatan Partisi'ne karşı, "Ben sıradan
bir milletvekili olarak, var olan parti-
lerde değil, yeni bir alanda politika
yapacağım" mesajını da vermek iste-
di.
Bunu açık açık söylemeyi, sanıyo-
rum zamanlama açısından doğru bul-
muyor. Bu nedenle de dün Hasan
Cemale, ANAP grubunda sekiz yıl
için bağlayıcı karar alınmış olması ne-
deni ile "Ben koyun muyum, kuzu
muyum? Ne diye evet oyu verecek-
mişim sekiz yıla?" sözleriyle kendisi-
ne göre bir gerekçe icat ediyor.
lcat sözünü, bilerek kullanıyorum.
Her politikacı kadar Korkut Bey de
çok iyi bilir ki, siyasi parti gruplan be-
lirli yasateklif ya datasanlarında ken-
di çoğunluklannın görüşü doğrultu-
sunda "bağlayıcı" kararlar alıriar.
Bu, demokratik ve çok partili par-
lamentolann en işlerli kurallarından bi-
risidir. Ve o partamentolarda bu tür
kararlara uyan hiç kimse koyun ya da
kuzu olma gibi bir komplekse kapıl-
mamıştır.
Tıpkı Korkut Özal'ın 1980 öncesin-
deki milletvekilliği döneminde, M-
SP'nin bu tür bağlayıcı kararianna uy-
gun oy verdiği zaman, ağzından bu
tür kompleks sözü çıkmadığı gibi.
Korkut Özal, kendi hesabına ters
düştüğü için ANAP'tan aynldı. Hafta
başında NTV'de Murat Birsel e ko-
nuk olduğu söyleşi sırasında grubu-
nun bağlayıcı karanndan şikâyet et-
medi. Tam tersine, dördüncü madde-
nin üzerindeki görüşmelerin sonucu-
nu beklediği izlenimini verdi.
Dördüncü maddede CHP'nin ka-
zan kaldıracağını ve hükümet ortak-
lannın destek partisini yatıştırmak için,
bu maddede ANAP'lılara ters düşen
ödünler vereceğini sanmış olmalıydı.
Maddenin CHP'nin istediği biçim-
le komisyondan Genel Kurul'a inme-
si Korkut Bey için, yerinde bir baha-
ne gerekçesi olacaktı.
Hesap tutmadı.
Dördüncü madde, yeni bir biçim al-
dı, ama bu değişme CHP'nin karşrt
oyuna rağmen tasandan desteğini
çekmesini de gerektirmedi.
Cumhuriyet Halk Partisi, hem ken-
di doğrultusunu korudu hem de se-
kiz yıl için açık desteğini sürdürdü.
Bu yeni durum, Korkut Özal ile o-
nun ANAP içindeki yandaşlarının he-
saplannın yeniden gözden geçirilme-
sini gerektirdi.
Özal'ın o aşamada Istanbul'a gelip
bazı toplantılara katıldığı bildiriliyor.
Bu toplantılar arasında Iskenderpa-
şa cemaatinin önde gelenlerine da-
nışma oturumlannı yazarsanız, mü-
neccimlik yapmış sayılmazsınız.
Korkut Bey için, artık eylemin baş-
lama düğmesine basmak gerekiyor-
du. ANAP'tan aynlmak, Refah Partisi
kapatılırken yeni bir parti için Erfoa-
kan karşıtlannın çoğunlukta olduğu
eski yol arkadaşlan ve 12 Eylül son-
rasının koşullan içinde merhum Tur-
gut Özal'ın partisinde "birinci eği-
lim"\, yani "/s/amc/"lığı temsil etmiş
ANAP'lı hoşnutsuzlarta bir araya gel-
mek.
Bunu şu anda açık açık söylemeyi,
taktiğinin gereği, zamansız bulmuş ol-
malı ki koyun, kuzu örnekleri verme-
ye çalışıyor.
Ama inandıncı olmak şöyle dursun,
kuzuya suyu bulandırdığı için onu ye-
mek istediğini ileri süren kurt masalı-
nı çağrıştırdığını unutuyor.
Böylelikle, biryandan muhafazakâr
bellediği seçmenlere çiçek atarken,
öte yandan, Refah Partisi'nin boşlu-
ğunu dolduracak yeni parti için, du-
yarlı çevrelere güvence verecek bir
söylem yolunu seçiyor.
Korkut Bey, bu iki konuda da yeter-
li bir birikime sahiptir.
Bu deneyimini sadece Anavatan
Partisi'nden isfrfa zamanını sapta-
makla göstermedi. 12 Eylül ihtilalcile-
ri, Erbakan ve arkadaşlannı askeri ce-
zaevlerine kapatırken, o tutukluluk
dönemini bir askeri hastane odasın-
da geçirmesini de bildi.
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
Aşkıma Dokunma! •
Eğitim sorununun, başta yetişkin ve aydın öğ-
retmen açığı gibi dev uzantıları da var; ve dikkatT
lerimizi bir an bile üzerierinden ayırmamamız ge-
reken öteki sorunlar: Enflasyon ve kalkınma soru-
nu, çevre sorunu, demokratikleşme sorunu, hele
hele gecikmeden çözmek zorunda olduğumuz
Kürt sorunu...
Konu değişikliği yapacağım bugün, aşktan söz
edeceğim.
Siz koca FuzulTnin "Aşk derdiyle hoşem" de^
mesine hiç bakmayın; acılarla kıvranır, sorunlarla
boğuşur.
Yalnız o mu? Çoğu insan öyledir!
•
Mutluluk kaynaklarımız arasında önemli bir ye-
ri var aşkın. Aşk, insanın belli bir variığa, bir nes-
neye ya da evrensel bir değere derinden bağlanı-
şı; daha da yaygın anlamıyla, bir kimsenin genel-
likle karşı cinsten birine duyduğu tutku ve/ya da
cinselliğe dayanan eğilim. Insansoyunun en güç-
lü duygularından biri, belki de birincisi aşktır. Ede*
biyatın eskiden beri en çok işlediği konuların ba-
şında o gelir; dini ve felsefeyi de daha baştan et-
kilemiştir. Ama niçin bu bağlanış? Doğasında ne
var onun ve nereden geliyor yoğunluğu? Kişiye ve
topluma sağladığı, yaşamın anlamına kattığı ne aş-
kın? öte yandan, çoğu yerde yasaklarla çevrilmiş
olmasına ne anlam vermeli?
Uzun uzun tartışılmıştır bunlar...
Önce Türkçe için bir hatırlatmada bulunalım;
Arapçadan da gelse. aşk dilimize kök salmış bir
kelime; aynca, her aşk bir sevgi ise de, her sevgl
bir aşk değildir; sevgi, aşkın ilk basamağıdır; böy-
lece, dildeki yerini koruyup kelimeyi dışlamamalı.
Öte yandan, birbirinden farklı aşk anlayışlan var;
düşünce tarihinde ise, aşkı yaratıcı ve yüce bir
güç olarak gören düşünürler ve çağlar olduğu gi-
bi, ona olumsuz bir gözle bakanlar da olmuştur.
Ancak, gerçek şu: Aşk, insansoyunun imgelemin-
de, en eski zamanlardan beri var; ortaya ilk çıkı-
şında da masallar ve efsanelerle sarmaş dolaş....
Fuzulî, "Aşk imiş her ne var âlemde/ llm bir kıy-
lü kal imiş ancak" derken, aşkın yüceliğini ve biri-
cikliğini en güzel biçimde dile getirmiştir.
Aşk, evet ama, şu soru ilk anda yanıtlanmayı
bekler: En büyük değerin para olarak görüldüğü,
her şeyin onunla ölçüldüğü düzenlerde, aşkın uya-
nıp gelişmesi nasıl mümkündür?
Kapitalizm, giderek tüketim toplumu, her şeyi sı-
radan bir hale getirip indirgerken, aşkın, yaşamın
bu çok boyutlu olgusunun insanlar arasında yer
etmesinin koşullarını da en aza indirmiş oluyor.
Oysa aşk, bir "donanım sorunu"dur; Erich
Fromm'a göre de, bir "verme etkinliğidir, almak
değildir." Bencil ve sıradan duygulann arkasından
koşup giden insan, üstelik donanımı da yetersiz-
se neyi verebilecektir başkalarına?
Daha da önemlisi, "aşkın karşısındaki tabular"Ğ\r
ki, özellikle feodal ahlak anlayışının ağır bastığı
yerlerde. bütün yoğunluğuyla yaşanır. Feodal ah-
lakın, aşk için özellikle kızın ya da kadının önünş
yığdığı engelleri hatırlamalı. Feodal ilişkilerin bir
ürünü olan büyük dinlerin, buarada Islamın kadın-
erkek ilişkilerine getirdiği sınırlamalar, kadına da-
yattığı kısrtlı bir yaşam biçimi, çoğu duyguyu öl-
dürürken, aşkı da öldürüyor. Tabular, cinselliği bir
fetişe dönüştürürken, yarattığı aşırı gerilim orta-
mında yalnız bireylerin yaşamını tehlikeye düşür-
mekle kalmıyor, toplumun ruhsal sağlığını da bo^
zuyor. Şair Fikret Demirağ'ın ünlü şiirindeki şu di-
zeler, en başta feodal ahlakın ağır bastığı toplum-
lar için doğrudur: , , , ı
Sevgi bazı düzenlerde . : .*
bir yaralı kekliktir ' '
uçar iken kanadından vurulur •
Gider gelir bir yürek ağlar gecede...
Ne yapmalı kekliğin öylesine vurulmaması için?
Yığınla kurumla beraber, aileden başlayarak eği-
timin yapacağı çok şey olsa gerek. Ama asıl kök-
lü değişiklik, değişen toplumla birlikte örf ve âdet-
lerin, giderek zihniyetlerin bürüneceği yeni çehrey-
le ortaya çıkacak galiba. Fikrin önüne dikilen ya-
saklar kadar aşkın önüne dikilen yasakların da, bir
yerde insanın özüne çevrilmiş öldürücü oklar ol-
duğu böyle böyle anlaşılacak. Ancak, daha şim-
diden, aşkın düşmanlarına karşı bir sloganımız da
şu olamaz mı?
"Aşkıma dokunma!"
DTP'de huzursuzluk
Menzir: Erez'e
öneri yapılmadı
HÜLYAKARABAĞLI
ANK.\RA-55.hükü-
metin kurulmasına katkı
sağlayan Bağımsız Muğ-
la Milletvekili, Sanayi ve
Ticaret Bakanı Yalım
Erez'ın, Demokrat Tür-
kiye Partisi (DTP) Genel
Başkanı Hüsamettin
Cindoruk'un yerine oy-
nadığı iddialan partıde
tepkilere neden oldu.
Partinin kuruculanndan
Ulaştırma Bakanı Nec-
det Menzir, Erez'e genel
başkanhk önerisi yapma-
dıklannı belirterek "Bu
bir yanştır. Herkes eşit
koşullara sahiptir. Ayar-
lanmış delege de yok" di-
yerek Erez'e sıcak bak-
madığının mesajını ver-
di. DTP Genel başkan
Yardımcısı Yüdınrn Ak-
tuna da partinin genel
başkanlık sorunu bulun-
madığım söyledi.
DTP Grup Başkanı Iz-
mir Milletvekili Mehmet
Köstepen, genel başkan
seçiminin partinin büyük
kongresinde yapılabile-
ceğini belirterek, "Bura-
sı padişahlık yeri değildir.
Yetkili kurullan vardır.
Ada\lık bu çerçevede
olur" dedi.
Köstepen, Erez'i, DTP
şemsiyesi altında yer al
J
mayaçağırdı. Erez'in ge-
nel başkanlığına en sert
tepkiyi Ulaştırma Baka-
nı Necdet Menzir göster-
di. Genel Başkan HüsaJ
mettin Cindoruk'un. par-
ti içindeki demokrasiye
dikkat çektiğini anımsa-
tan Menzir, "Bu sözleF
genelbaşkannktan ayrüı-
yorum anlaımıu taşı-ı
maz" dedi.
Yalım Erez'e genel
başkanlık önerisinde bu-.
lunmadıklannı kaydeden
Menzir, "Bu bir yanştır,
herkesineşit koşullara sa-
hip olduğu yanştır. Ayar-
lannuş delege de yoktur"
görüşünü dile getirdi.
DTP Genel Başkanf nın
büyük kongrede seçile-
ceğini vurgulayan Men-
zir. "Cavit Çağlar'a da
aynı öneri yapılabflir"
sözleriyle Erez'e sıcak
bakmadığinın mesajını
verdi.