Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 ACJUSTOS 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Terence Davies, 1940'larda yetişen Amerikalı bir çocuğun dramatik öyküsünü anlatıyor
Güney'in derinlerîııde büyümekYeni me^sim telaşmın ufak ufak sar-
makta olduğu sınemalanmızdaki film
bollugundan bu hafta nasibimize dûşen,
Lngiliz yönetmen Terence Davies'in
Amenka'da çektıği, 1995 Cannes Festi-
vah'tMİe yanşmış son filmi 'The Neon
Bibte* oldu. Arlık ahşıldığı üzere(!) ori-
jjnal adıyla gösterime giren 'The Neon
Bible'', 1969'da 31 yaşındayken mtihar
ettiğini fîlmin basm bülteninden öğren-
diğimiz Amerikalı yazar John Kennedy
Toole*un aynı adlı romanından Terence
Daviers eliyle sinemaya uyarlanmış.
1945 dogumlu, 'HaDehıjah Now' gibi
romanlar da yazan Liverpoollu sınema-
cı Terence Davies'i ilk kez on yıl lcadar
önce seyrettığimiz 'Distant Voices, Stffl
Lives-Uzak Sesler. Durgun Yaşamlar'la
mımlemıştık. Nitekım büyûk ölçüde oto-
biyografik özellikler gösteren bu güze-
lim film, sonradan gösterildiği Istanbul
fılm festıvalınde de bır hayli beğenılmış-
ti. 1992 'de bir bakıma'Uzak Sesler, Dur-
gun Yaşamlar'ın devamı nıtehğindeki
'The Long Day Ooses-l'zun Günün So-
nu'yla yine festival seyircımızin alkışını
alan Terence Davies, temelde kendi ya-
şamına dayanan bu kişisel, samimi ve
hüzünle bezeli iki fılmiyle, meraklısının
adını belledıği, yaptığı önemsenir bir ya-
zar- yönetmen katına yükselmişti.
Dünyaya çocuk gözûyle bakış
Amenka'da çektiğı ve bu kez kendi
yaşamından, resmen psikopat dediği
sert, alkolık babasından ve aile kökenle-
rinden aynlıp kamerasını başka durgun
yaşamlara çevırdiği 'The Neon Bibie' da,
Terence Davies'in 'dünyaya çocuk mera-
kı ve masumiyetiyle bakan' eski filmle-
rınin çizgisınde, uzun sekanslardan olu-
şan bir geçmişi hatırlama ve anılar top-
tamı halinde bir film. John Kennedy To-
ole'un romanından uyarlanan 'The Neon
Bible', 194O'lı yıllann Amerikası'nda,
güneyin dennlerinde, Bible Belt denen
küçük bir güney kasabasında büyüyen,
David adındaki yalnız bir oğlanın yaşa-
mından, 10'la 17 yaş arasındaki 6 belir-
leyıci yılını anlatıyor.
Filmın başında gördüğümüz, gecenin
bır yansında karanlığa doğru yol alan bir
&enin boş kompartımanında oturan, Da-
vıd (10 yaşlanndaki David'ı Drake BeO
oynuyor) adındaki, üzgün bakışlı biroğ-
lan, pencereden sürekli dışan bakarken
belleginde, tüm yaşamını bir film şeridi
gıbi gözlerinin önünden geçiriyor, za-
man tüneline atlayıp geçmişini hatırlı-
yor, anılanna bızı de ortak ederek.
. Davıd, annesiyle babasıyla yaşıyor,
1940'lann, tutuculuğun ve dinsel dog-
The Neon Blble / Yönetmen, senaryo: Terence
Davies / Kamera: Michael Coutter / Yapım
tasarım: Christopher Hobbs / Kostüm: Monica
Hovve / Oyuncular: Gena Rov/lands, Diana
Scarwid, Denis Leary, Jacob Tierney, Drake
Bell, Frances Conroy / 1995 ABD (Film Pop-WB)
malann kuşattığı, "tndl'in ışığının yan-
sıdıgı", bağnaz, küçük bır güney kasaba-
sında. İşini kaybetmiş, gumru kınlmış,
maddi sıkıntıya düşmüş, sevdiklerine kö-
tü davranan, ailesini kıt kanaat geçindi-
ren babası Frank'ın (Denis Leary) anne-
sine el kaldmşmı, çok duygusal bir ka-
dın olan, 'dişleri ve gunıru kınlmış' an-
nesi Sarah'nın(DianaScarwid), koca kö-
tegı nedenıyle yataklara düşüşünü izliyo-
ruz 10 yaşlanndaki David'le beraber.
Tîpik bir güney kasabası
Yakın arkadaşı bulunmayan, kazık ka-
dar oğlan olmasına karşm hâlâ hanım ha-
nımcık annesiyle (ya da teyzesiyle) bir-
likte uyuyan, muhallebi çocuğu kılıklı,
hassas yeni yetme David'in biricik dos-
tu ve 'dünyaya açılan penceresi'yse,
Memphis, Biloxi gibi güneyin derin
kentlerinde sahneye çıkmış, yıllarca fi-
ziğiyle, danslanyla işi götürmüş, başan-
sız bir gece kulübü şarkıcısı olan, ancak
artık radyoda şarkı söylemek ya da plak
yapmak gibi hayallerinden vazgeçerek
aile huzurunu tatmak üzere, homurda-
nan Frank'ın muhalefetine pek aldırmak-
sızın, David'lerin evine postu seren hop-
pa, cerbezelı, ehli keyif, şen şakrak Mae
teyzesi (Gena Rowlands) oluyor.
Eğlenceyı seven, sahne ve mikrofon
geçmişine sahip, canh, neşeli, uçuk ka-
çık, enerjik Mae teyzesi, sünepe Da-
vid'in tekdüze yaşamına renk getiriyor,
hayal gücünü genişletmesini, karmaka-
nşık dünyayı, ayakta varolmanın epeyce
caba gerektirdiği. zorlu hayat sahnesini
bir ölçüde tanfmasım sağiıyor, errgın de-
nevimiyle.
Dinsel dogmalann adeta hipnotıze et-
tiği bu tipik tutucu güney kasabasının, in-
sanın tüylerini diken diken eden rahibi
Bobby Lee Taylor'un (Leo Burmaster)
kollannızı cennete uzatın, bırakın tsa'nın
aydınlıgı içinize dolsun diyen vaazlan,
biteviye hayatın darbelerini alan ve bu
arada yaşıtlanndan sopa da yiyen küçük
çocuğun ruhunda derin yaralar açıyor.
Annc üzûntûden deüriyor
Derken 1941 'de ABD'nin tkinci Dün-
ya Savaşı'na girmesiyle askere yazılan
baba Frank ltah/a cephesine gidıyor, ka-
nsına ttalya'nın ne kadar zengin birkül-
tür ülkesi olduğuna ilişkin mektuplar ya-
zıyor, ancak savaş bittiğinde, Frank'ın
Amerikan bayrağına santıiabuttaki ölü-
sü dönüyor ülkesine. David'in annesi ta-
bü üzüntüsünden kafayı yiyor, yavaş ya-
vaş deliriyor.
Ailenin ortaokulu bitiren biricik üye-
si olarak okuldan mezun olan, ama lise-
ye devam etmeyip bır dükkânda çalış-
maya koyulan David' imiz(Jacob Tier-
ney canlandınyor kahramanımızın deli-
kanhhğını) de, 16 yaşına gelmiş, teyze-
sinin ışığını kapmış, sonucu hüsran olsa
da bir kızla kjnştırmaya başlamış, kafa-
sı epeyce kanşık olsa da, antenlerini iyi-
ce hayata açmış bir gençtir artık. Bu ara-
da, kınştırdığı kaşarlanmış bir müzisye-
nin ısrarlı çağnsına uyarak Nashville'e
yollanan, yaşlı ama işvesmi, cilvesini yi-
tirmemiş Mae teyzesinin ardından, evde-
ki çatlak annesiyle bir başma kalakal-
mıştır yalnız ve mahzun David'imiz, tren
sesinin bir müzik gibi kullanıldığı, biraz
aceleye getirilmiş bir finalle ansızın bi-
tiveren fılmde...
Gena Rovviands'uı başansı
Liverpoollu sinemacı Terence Davi-
es'in yer yer (sıcagın da etkisiyle) iç ba-
yan, ama kılı kırk yaran bir ressamın öze-
nini yansıtan, nefıs görüntülere sahip bu
Amerikan fılmi, oldukça ağır ağır açıla-
rak yayılıp gelişen bir uzantıda seyredi-
yor baştan sona.
Dramatik yapısı gevşek tutulmuş,
sürpriz fınali nahoş kaçmış fılmin uzun-
ca ama çok güzel çekimJer, etkileyici
sahneler içerdıği muhakkak. Rüzgâr Gi-
bi Geçti benzen kitaplann yakıldığı, din-
sel vaazlann verildiği, ırkçı Klu-Klux-K-
lan gösterilerinin ürpertici atmosferini
yansıtan sahneleri, 1940'lann ABD gü-
neyini başanyla canlandıran dekor, me-
kân tasanmlan ve özellikle şarkı söyle-
mesinı de beceren Gena Rowlands'ın us-
ta işi kompozisyonunun öne çıktığı
oyunculuğuyla görmezden gelinemeye-
cek bir film düzeyine erişiyor 'The Ne-
on Bible'.
Içtenlikli, hüzünlü, biyografık filmle-
rin ustası Terence Davies'in, ışıklarla oy-
namasını pek seven gedikli kameTamanı
Michael Coulter'm renkleri, çerçevele-
meleri bakımmdanbirinci sınıfbirçalış-
ma niteliğindeki görüntüleri nefıs. Ade-
ta bir ressamın gözüne sahip yazar-yö-
netmen Terence Davies'in plastık ustalı-
ğını epeyce gelıştırdiği, ama bir 'Distant
Voices, Still LKes'ın görkemine erişeme-
yen 'The Neon Bibte'e ilgisiz kalmak yi-
ne de pek olası değil sonuçta. John Cas-
savetes'in yadigân olan büyük oyuncu
Gena Rowlands'ın zaman zaman filmi
omuzlayan performansı görmelere de-
ğer.
YENİ BAŞLAYANLAR...
"Scream / çığlık"
Sinemalanmızda bugün gösterime giren
"Scream / Çığnk", adından da anlaşılacağı
gibi korku-fantastık türünün ustası Wes
traven'dan beklenen nitelikte bir korku
filmi. Çığlık'ın konusu kısaca şöyle
özetlenebilir: Sidney, annesi bir yıl önce
ölmüş, babası ise sürekli iş gezilerinde olan
bir genç kızdır. Erkek arkadaşının sürekli
cinsel baskılanna maruz kalan genç kızın
_s'ıkıntısına. bir de kasabanın o sakin
ortamında ışlenen seri cinayetler eklenir.
Artık kimse güvende değildir...
Kevin VVüliamson'un senaryosunu yazdıgı,
"Elm Sokağmda Kâbus", "Vampire in
Brookhn" ve "Deadh Friend" gibi
fılmleriyle hatırlanan Wes Craven'ın
yönettiğı "Çığhk"ta başlıca rolleri, son •
olarak "Herkes Seni Seviyorum Der"
filmmde izledigimiz ve "E.T.", "Mad Love",
*Batman Forever" ve "Zehirfi Sarmaşık"
gibi filmlerde rol almış Drew Barrymore,
Altın Küre ödüllü "Party of Five" adlı fılmde
rol almış Nav* CampbelL Courtney Cos,
Jamje Kennedy, Matthevv LiDard, Skeet
Ülrich ve son festivalde seyrettiğimiz "The
Doom Generation"da göz alan taze
yeteneklerden. dılber, fettan Rose Mc Gowan
paylaşıyorlar. Gençlerin televizyonu sayılan
MTV'nin geleneksel yılın en iyileri
seçimlerinde, yılın fılmi olarak belirlenen
Scream-Çığlık, kuşkusuz öyküsü, anlatımı ve
oyurcu kadrosuyla. yeni başlayanlar arasında
ilgı çekmeye aday bir korku- fantastik
denemesi. Genelde korku türüne yeni bir
spluk getiren yönetmen Wes Craven'ın bu
Son filmımn, biz daha bırincisinı
$eyretmeden devamının çevrildiğini, hatta
'Scream 2'nin vizyona bile girdiğini de
eklevelım.
27 ağustosta başlayacak olan 54. Venedik Film Festivali, 6 eylülde sona erecek
Venecük'tebuydAvrupa shıeması ağırüktaKültür Servisi - 54. Venedik Fim
Festivali, 27 ağustosta başlıyor. Bu
yıl yöneticiliğini, festival patronlu-
ğundan artık emekli olan eski yönet-
men GiBo Pontecorvo'dan devralmış,
eski Rimini festivali yöneticisi FeK-
ce Laudadio'nılh üstlendiği 54. Ve-
nedik Film Festivali'nin yanşma bö-
lümünde, alışıldığı gibi yine Avrupa
fılmlen ağırlıkta.
Ron Bass, Fransız kadın yönetmen
Vera Beünont, Peter Buchka, Gürcü
Nana Djordjadze, Afrikalı yönetmen
Idrissa Quedraogo, Ingilız yıldız
Charkrtte Rampfing, usta Italyan yö-
netmenı Francesco Rosi ve Shjnya
Tsukamotonun görev yapacağı fes-
tival jürisıne, 'Piano'nunyönetmeni.
Yeni Zelandalı Jane Campion baş-
kanlık edecek.
Bu yıl Venedik'te yanşma bölü-
müne katılması belirlenen filmler
şöyle sıralanıyor: A Ciegas(Daniel
Calparsoro)^ ostra e o vento (Wal-
ter Lima- Sürgünde ya da Rüzgârda).
Chinese Box(Wayne Wang-Çin Ku-
tusu-ABD), Combat de Fauves(Be-
noit Lamy-Vahşilenn Savaşı- Fran-
sa), Giro di hıne tra terra e mare (Gi-
useppe M. Gaudino-Toprakla Deniz
Arasında Ay Turu-ltalya), Hanna-
Bi(Takeshi Kitano- Japonya), Histo-
ire Milosne(Jerzy Stuhr-Polonya),
The InformanKJım McBride-
ABD), Nettoyabie a Sec(Anne Fon-
taine-Fransa), Niagara, Niagara(Bob
Gosse-Kanada), One Night S-
tand(Mike Figgis-ABD), Ossos(Ped-
ro Costa), Ovosodo(Paolo Vırzi), Le
SeptiemeCie»(Benoıt Jacquot-Yedin-
ci Gök-Fransa), I Vesuvlani(Pappi
Corsicato, Antonio Capuano, Anto-
nıetta De Lillo, Stefano Incerti, Ma-
rio Martone-Vezüvlüler-ttalya),
Vor(Pavel Chukhrai), The \Vhiter
Guest(Alan Rickman-Kış Konuğu-
• 54. Venedik Film Festivali'nin jürisinde Ron Bass,
Vera Belmont, Peter Buchka, Nana Djordjadze, Idrissa
Quedraogo, Charlotte Rampling, Francesco Rosi ve
Shjnya Tsukamoto yer alıyor. Jüri başkanı ise 'Piyano'
ve 'Bir Kadının Portresi' filmlerinden tanıdığımız Yeni
Zelandalı yönetmen Jane Campion.
Jane Campion, Charlotte Rampling ve Francesco Rosi jiiride yer ahyor.
Kanada), You Hua Hao Hao
Shuo(Zhang Yimou-Çin).
VVoody AUen'ın 'Deconstructing
Harry' adlı son filmi yanşma dışı
(ve büyük olasılıkla açılış fılmi) ola-
rak gösterilecek. Yanşma dışı olarak
festivalde sunulacak öteki fılmlerse
iki bölümde toplanmış: Öğle vakti
ve geceyansı gösterimleri.
Öğle gösterimleri: 100'de Yöz
Arabka(Mahmoud Zemmouri-Tu-
nus), Bent Familia(Noun Bouzid-
Tunus), Cinque giorni di tempes-
ta(Francesco Calogero-Fırtınanın 5
Günü-ttalya), The Locusts(John Pat-
rick Kelley-ABD), GoforGold(Lu-
cian Segura), Im Namen der Unsc-
hukl (Andreas Kleinert- Almanya),
Kokkuri(Zeze Takeshi-Japonya),
The Second Chil War(Joe Dante-
ABD), Tnıe Love and Chaos(Stavros
Andonis Efthymiou-Yunan.).
Geceyansı gösterimleri: Afflicti-
on(Paul Schrader- ABD), Air Force
One(Wolfgang Petersen-ABD),
Dark Empire(Alex Proyas-ABD),
Heroines(Gerard Krawcyck-Fransa),
Iiar(Jonas ve Joshua Pate), Marqu-
fae(Vera Belmont- Fransa), Mi-
nıic(Guıllermo Del Toro), Tango
Lesson(Sally Potter-Ingiltere), Dvi-
agşo della sposa(Sergıo Rubıni-Ge-
linin yolculuğu- ttalya).
Festivalde
tt
UIaslararası öeştiri
Haftası" başlığı altında gösterilecek
filmler ise şunlar: Unmade
Beds(Nicholas Barker-ABD), Ma-
sumiyet(Zeki Demırkubuz- Türki-
ye), Dance of the Wind(Rajan Kho-
sa), Gummo(Harmony Korine), Se-
ason Five(Rafı Pitts), MarieBaiedes
Anges(Manuel Pradal), Tano da Mo-
rire(Roberta Torre-Ölüm Yuvası).
27 ağustos akşamı, Neo-realismo
(yenigerçekçilik) akımının babası
sayılan ünlü yönetmen Roberto Ros-
seİBni'nin ölümünün 20. yıldönümü
nedeniyle düzenlenen bir saygı töre-
niyle başlayacak olan festival, 6 ey-
lüle kadar devam edecek. Kısa bir
süre önce ölen Marco Ferreri ve Gi-
useppe de Santis gibi usta ttalyan
yönetmenlerinin filmlerinin yeraldı-
ğı toplu gösterilerin dışmda, festival
programında yine bir yıl kadar önce
sinema dünyasının kaybettiği Mar-
ceDo Mastroianni anısına hazırlan-
mış bir böhlm de yer alıyor. Son yıl-
larda iyice gelenekselleşen özel fes-
tival ödüllerinin bu yüki sahipleri de,
Amerikalı yönetmen Stanky Kub-
rick. Fransız aktör Gerard Depardi-
eu ve Italyan aktris Afida VaBi ola-
rak beliriendi.
Hırvat müzik şirketi Tutico Türkiye'ye geliyor
ANTALYA (Cumhuriyet) -
Türkiye ve birçok Avrupa
ülkelerine müzik ihraç eden
Hırvatistan'ın büyük
yapımcı şirketi Tııtka,
Türkiye'de şube açacak.
Eurovision Şarkı
Yanşmalan'ndaki
başanlarıyla bilinen şirket,
Türk müzik piyasasma 500
tane beste verme teklifınde
bulundu. Türkiye'de
açılacak şubenin ön
çalışmalannı sürdüren
Hırvat sanatçı îliryana
Şehiu(Lili), ılk olarak
kendisi kaset çıkarmayı
düşünüyor. Birçok Türk
pop sanatçısının Hırvat
müziğini seslendirdiğinı
anımsatan Şehu, Hırvat
müziğinin Türkiye'de çok
sevildiğini de belirtti.
Eski Yugoslavya'dakı savaş
sırasında Türkiye'ye
gelerek yerleşen tliryana
Şehu. "Hınat müzigi üe
Türk müzigi arasında
yakınlık \ar, çünkü 500 >ıl
birlikte yaşamışız. Ama
Avrupa kokusu bize erken
geldiği için popta bir
basamak ilerideyiz
diyebiliriz. Tutico ile
konuştuğumuzda
Türkhc'de şube açma fikri
gelişti. Bu H icin iki ytkür
görüşmeleruııiz sfirdü ve
son aşamasına geldik"
dıyor. Yugoslavya
dağılmadan önce müzikle
uğraşan ve plaklan da
bulunan Iliryana Şehu,
"1991 yıhndan sonra bütün
şarkuar savaş üzerine oldu.
Ben kanlmak ısteınedim.
Benim için şarkıda aşk
olmab. Eğer şarkıda aşk
yoksa ben söylemek
istemiyonun. Aşk, sevgf ve
banş üzerine şarkı
söylemek istiyonım. Tito
öMükten sonra sanatçuarm
söyledifi şarlada da aşk ve
sevgi vardı, ama
poUtikacılar bunu geç
anladıiar. Eğer daha önce
anlasalanh, savaş ohnazdL
Anlamadıklan için
Yugoslavya dağddı" dedi.
KEDİ GOZU
VECDİ SAYAR
Yaz Ateşleri
Türkiye'yi sular seller götürürken, Fransa ateş-
ler içinde.
Kırk dereceye yaklaşan sıcaklar, yaşamı nere-
deyse durdurmuş gibi. Kimi ararsanız tatile çık-
mış.
Bir tek istisna dışında: Kedileri hanl hanl çalışı-
yor.
Fransa'nın dört bir yanında yaz şenlikleri dolu-
dizgin sürüyor.
Geçen hafta, Fransa'da sanatsal yaratıcılığın na-
sıl önemsendigini anlatmaya çalışmış, Paris'i baş-
tan başa bir konser salonuna dönüştüren "Müzik
Bayramı "ndan ve taşrada bir tiyatro grubunun al-
dığı desteklerden söz açmıştık. Bugün, bizlen ha-
setten çatlatan başka etkinlıklere değinmekistiyo-
rum.
Temmuz ortasından ağustos ortasına dek süren
Paris Yaz Şenliği ("Ouartier d'Ete") sanatsai etkin-
likterin kitlelerle buluşmasını sağlayan büyük bir
organizasyon. Yerel yönetimin öncülüğünde, Kül-
tür Bakanlığı'nın ve daha pek çok kuruluşun des-
teği ilegerçekleştiriliyor. "/azŞen//ö/"çerçevesin-
de düzenlenen büyük "geçit" bakın hangi kuruluş-
lann işbiriiği ıle kotanlmış: Kültür Bakanlığı, Kent-
lerden Sorumlu Devtet Bakanlığı, Paris Belediye-
si, Sosyal Yardımlaşma Kurumu, Paris Metrosu ve
irili ufaklı diğer kuruluşlar...
"Yüzyılın Modalan" başlığı altında gerçekleşen
geçitte 14 topluluk ve 1000'den fazla amatör sa-
natçı yer alıyor. Jean-Claude Penchenat'ın yöne-
timindeki theatre du Campagnol'un (Scola'nın
"Sa/o"sundan anımsayacağınız) açtığı atölyeye
katılan lise öğrencileri, ev hanımları, ışsiz göçmen-
ler geçit için kısa sürede hazirianmış, belki de ken-
di kostümlerini kendileri dikmiş.
Tuileries Bahçesi'nde yapılan geçit aralıksız iki
saatsürdü. Kentin kültürel mozaığının biryansıma-
sıydı adeta. Herkes mahallesınden birilerıne el sal-
lıyordu. Oyuncularia seyircılenn bır arada coşkulu
danslanyla sona erdi.
Bizim "resmi geçit"\ere hiç ama hiç benzemiyor-
du.
1997 Paris Yaz Şenliği çerçevesinde kentin 35
mekânında 230 gösteri yer alıyor. Bunlardan 60'ı
kentin açık alanlannda gerçekleştirilen ücretsiz
konserler. Kolombiya'nın geleneksel müzıklerin-
den tasavvuf müziğinin nağmelerine (hayır, bizım-
kiler değil, Suriye'den bir grup) kadar çeşitli dün-
ya müzikleri ile yankılanıyor Lüksemburg, Tuileries
bahçeleri ve George Pompidou Kültür Merkezı'nın
önündeki alan.
"Yaz Şenliği" bu hafta sonu bitiyor, ama Paris'te
yanan yaz ateşinin söneceği yok. 22'ncisı düzen-
lenen "İle de France Festivali", La Viette'teki açık
hava film festivali devam edıyor. Geceleri şezlon-
gunuza ya da çayıriann üstüne uzanıp fılm seyret-
mekten keyifli ne olabilir? Paris gecelerinde yalnız-
lığını unutmak isteyen kedilerin başlıca sığınakla-
nndan biri, La Villete'deki bu yaz şenliği.
Şu sıralar, başınızı ne yöne çevirseniz bir şenlık-
le karşılaşıyorsunuz bu ülkede. Dünyanın en bü-
yük iki tiyatro festivalinden biri olan "Avignon Fes-
tivali" yeni bitti; dünya fotoğraf sanatının merkezi
Arle6'daki "Uluslararası Fotoğraf Buluşması" ve
Lyon'daki "Çağdaş Sanat Bıenali" ise sürüyor. Ve
daha yüzlerce irili, ufaklı şenlik...
Ülkedeki yaratıcılık ateşine yeni kıvılcımlar ekle-
niyor her birinde. Çünkü, buralarda yalnızca dışa-
ndan gelen parlak isimler sergilenmekle kalınmıyor,
her şenlik yeni yaratılann ortaya çıkması için bir
platfonm olarak değerlendıriliyor.
Bu şenliklerin en önemli özellıği, her birinin fark-
lı uzmanlık alanlannda yoğunlaşması ve bu alan-
lardayeni yaratılara maddi destek sağlamalan (ör-
neğin bir oyuna ortak-yapımcı olarak katılmalan).
Kültür Bakanlığı'nın bu şenliklere katkısı da bele-
diye başkanlanna "kıyak geçmek" için değil, bu ya-
ratıcılık hamlesine destek olmak için gerçekleşiyor.
Aynen, bizdeki gibi...
İç ve dış turizmde en büyük desteği, sanat et-
kinliklerinden alıyor Fransızlar...
Kurumlar arası ışbirliği ve eşgüdüm (..ışte bızım
de en başanlı olduğumuz alanlar!) öyle boyutlarda
ki Fransız Demiryollan Idaresı bile, bastırdığı bro-
şürlerde, bir yöreye nasıl, hangi saatlerde ulaşıla-
cağını anlatırken, o yöredeki sanat etkinliklerinin,
festivallerinin takvimine yer veriyor.
Yaz ateşlerinin hiç sönmemesi dileği ile bu yazı-
yı tamamlamak üzereydik ki gözümüze bir haber
ilişti bugünkü Liberation'da. Sizinle paylaşmadan
edemedik. Efendim, Iranlı yöneticıler Iranlı bir res-
sama 8.5 milyon dolar teklıf etmişler.
"Yoksa onlar da mı yaratıcılara destek olmaya
karar verdiler!" diye heyecanlanmayın herrten. me-
ğer şimdilerde Monaco'da yaşayan Andrevv Vica-
ri adlı ressamın, Vahabi hanedanından gelen din
büyüklerini yansıttığı tuvallerinı (70'li yıllarda yapıl-
mış bu tablolar) satın alarak yakmak istiyorlarmış.
Böylece, dünya bir günahtan kurtulacakmış .(Ina-
nıp inanmamak size kalmış, biz AFP'nin yalan-
cısıyız.)
Işte böyle, ateşli günler yaşıyoruz vesselam...
Sarı Zeybek tiyatro sahnesmde
• KüJtür Servisi - Can Dündar'ın "San Zeybek'"
isimli belgeselinin 1997-98 tiyatro sezonunda
sahnelenmesi için çalışmalara başlandı. Nezihe
Araz'ın oyunlaştırdığı "San Zeybek", Hakan
Altıner tarafından Tiyatro Bakış'ta (eski Talimhane
Sahnesi) sahnelenecek. M. Kemal Atatürk rolünü
Haluk Kurdoğlu, lsmet lnönü'yü Hadi Çaman,
Zübeyde Hanım'ı Tomris Oğuzalp, Latife Hanım'ı
ise Sermin Hümeriç canlandıracak.
Çocuk Deng tiyatroda
• ŞANHGAY (AA) - Çin yurttaşlanna ülkenin
büyük reform önderi 'Deng Şiaoping'i tanıtmak ve
yurtseverlik aşılamak için, önderin çocukluk ve ilk
gençlik yaşarmm konu alan bir oyun, Şanghay
kentindeki bir tiyatroda sahneye konuldu.
"Çocukluğunda Deng Şiaoping" adını taşıyan 7
bölümlük yapıt, Çin'in en büyük şehri ve sanayi
merkezi Şanghay kentindeki Çocuk Tiyatrosu'nda
bu hafta başında sahnelenmeye başlandı. Şanghay
Çocuk Tiyatrosu, ülkenin karşı karşıya olduğu
'kültürel kirlenme' ortamında, Çin çocuklannın
zihinlerine küçük yaşlardan başlayarak 'verimli
yurtseverlik tohumlan ekilmesini' amaçlıyor. Hiçbir
zaman devlet başkanlığı yapmayan "Uzun
Yürüyüş"e dayalı siyası kariyerinde genelkurmay
başkanlığı ile kısa dönem başbakanlık yapmış olan
Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) üst düzey yöneticisi
Deng Şiaoping'in, Çin'de ekonomiyi geliştiren
fıkirleri ve soylu kişiliği oyunda ışleniyor.
BUGÜN
• RUMELÎHİSARI'nda bu akşam saat 21.00"de
Emel Saym'ın konseri dinlenebilir.