29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 AĞUSTOS 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Otomobi! ithaline düzenleme • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hazine Müsteşarlığı, otomobil üreticisi firmalann yeni modellerden üretime geçmeden l yıl önce, kapasitelerinin yüzde 5'i kadar miktan ortak gümrük tarifesi oranlanndan ıthal edebilmeleriyle ilgili ölçütleri belirledi. Buna göre. yıllık 100 bin adet üretım kapasitesıne sahip yatınm. tek aşamada gerçekleştirilmesı dunımunda. teşvik belgesinde öngörülen harcamalann en az yüzde 30'unu gerçekleştırmek gerekıyor. Birden çok aşamada gerçekleştirilmesi dunımunda yatınmın ılk aşamasında toplam harcamalann yüzde 20'sini gerçekJeştirmek ve bu aşamanın da en az yüzde 50'sini tamamlamış olmak hükme ba|landı. Ham çelik üretimmde artış • ANKARA (AA) - Türkiye'nin ham çelik üretimi, bu yılın ilk yansında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5 oranında artış gösterdi. Demir Çelik Üreticileri Derneği'nin temmuz ayı raporunda yer alan verilere göre, bu yıl ocak- haziran döneminde. ham çelik üretimi 6 milyon 765.4 bin ton oldu. Önceki yılın aynı döneminde, 6 milyon 454.9 bin ton ham çelik üretimi gerçekleşmişti. Bu yıl ocak-haziran döneminde, ark ocaklı kuruluşlann toplam üretımdeki payı yüzde 61.7, entegre tesislerin payı ise yüzde 38.3 oldu. 334 milyon ton taşkömürii • ZONGULDAK (AA) - Türkiye Taşkömürii Kurumu (TTK) Genel Müdürlüğü verilerinden derlenen bilgiye göre, Üzülmez. Kozlu, JK&radon, Armutçuk ve 'Amasra kömür üretim bölgelerinde, istatistik tutulmaya başlanan 1942 yılından itibaren, 55 yılda 334 milyon 788 bin 917 ton tüvönan (temizlenmemiş ve vıkanmamış) üretim gerçekleştırildi. Aynı sürede. tüvönan kömürün yıkanması sonucunda elde • edilen 203 milyon 64 bin ton satılabilir kömür üretimi yapıldı. Verilere göre. Zonguldak ocaklanndaki üretim rekoru. 1974 yılında, 8 milyon 545 bin ton kömür çıkanlmasıyla sağlandı. İTB'den iktisadi rapor • İZMİR (AA) - Izmir Ticaret Borsası (İTB) "1996 İktisadi Raporu"nu yayımladı. İTB Başkanı Hasan Özmen yaptığı yazılı açıklamada, 1996'da genel olarak Türkiye ekonomisinde ve özel olarak tanm sektöründeki gelişmelerin değerlendirilmesinde geleceğe umutla bakmayı sağlayacak yönlerin oldukça sınırlı olduğunu ifade etti. Özmen, tanm sektörüne önem venlmemesinin. kaygılannın temel nedeni olduğunu vurgulayarak, "Ülkemizde uygulanan tanm politikalan daha çok politik konjonktüre göre belirlenmekte. daha çok seçim dönemlerinde hatırlanan tanm sektörü, diğer zamanlarda unutulmaktadır"' dedi. Bosna, Menkez Bankası kurdu • SARAYBOSNA (AA) - Bosna Federasyonu Merkez Bankası önceki günden itibaren faaliyete geçti. Banka. siyasi liderlerin ortak bir para biriminde anlaşamaması nedeniyle işlemlerini elektronik parayla yürütecek. Bosna Federasyonu Merkez Bankası Başkanı Serge Robert'in yaptığı açıklamaya göre Bosna Merkez Bankası, ( işlemlerini elektronik olarak sürdürecek. Bosna . Federasyonu Müslüman, Hın'at ve Sırp tarafı liderleri, savaş sonrasının yeni merkez bankasının kurulmasına haziran ayında karar vermişlerdi. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni kalkındırma projelerine hız kazandınlıyor GAP içîn yeni örgülleıımeANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Hükümet, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) İcapsa- mında Bölge Kalkınma Teşki- latı"nın kurulmasını planlıyor. Devlet Bakanı Prof. Dr. Salih Yıldırım tarafından hazırlanan ve 15 gün içinde Bakanlar Ku- rulu'ndan geçirilerek TBMM'ye sunulması beklenen yasa tasan- sı taslağında, Bölge Kalkınma Teşkılatı, GAP Müsteşarlığı ve Merkez Bankası nezdinde müs- teşarlığa bağlı GAP Fonu'nun kurulması öngörülüyor. Taslakta, GAP Bölge Kalkın- ma tdaresi Teşkilatı'nın kurulma- sını hükme bağlayan 318 sayılı Kanun Hükmünde Kararna- me'nın (KHK) yasalaşmasının öngörüldüğü belirtildi. GAP Bölge Kalkınma tdare- si Teşkilatı'nın bölgenin topye- kûn kalkınması için mali kay- K u r u l a c a k f o n u n k a y n a k l a r ı • Başbakanlık bütçesinden fona aktarılacak ödenek. • Kamu Ortaklığı Fonu ile Toplu Konut Fonu'ndan Bakanlar Kunılu'nca aktanlacak ödenekler. • Sulama yannmlannın geri ödenrnesinden elde edilecek gelirler. • lç ve dış krediler ile her türlü bağış ve yardımlar. • Bakanlar Kurulu'nca diğer fonlardan bu fona aktanlacak gelirler üe Tanıtım Fonu'nun yıllık gelirinin yüzde 10'u. • Hidroelektrik santrallanndan üretilen elektrik enerjisi satış tutarlan üzerinden Bakanlar Kunılu'nca belirlenecek pay. • Faiz. hizmet, kira ve sair gelirler. naklar ve mekânın etkin kulla- nımını amaçladığı \Tirgulanan taslakta, "Bölgenin hızlı ve et- kin kaynakkullammısuretiv- le kalkındırılabilmesi için ge- rekli planlama. programla- ma, projelendirme. uygulama ve koordinasyonu sağlamak üzere yeni bir yapılaşmaya ve kadrolaşmaya gidilmesi sure- tiyle 388 sayılı KHK'nin ya- salaştınlması öngörülmüştür" dendi. Taslakta GAP Bölgesi'nin Adıyaman, Batman, Diyarbakır. Gaziantep. Kilis, Mardin, Siirt. Şanlıurfa ve Şırnak illennden oluştuğu, ancak yeni kentlerin kunılması dunımunda bu ille- rin de proje kapsamına alınaca- ğı vurgulandı. GAP Bölge Kal- kınma Teşkilatı'nın GAP Yük- sek Kurulu ve GAP Müsteşarlı- ğı'ndanoluştuğukaydedilen tas- lakta, "GAP Bölgesi'nde, 1580 sayılı Belediye Yasası ve 3194 sayılı İmar Yasası ile diğer ya- saların ilgili idarelere verdik- leri imar planlama ve altyapı- ya ilişkin hak ve yetkiler GAP Müsteşarlığı'na devredilmiş sayılır" dendi. Taslakta, GAP Bölge Kalkın- ma Teşkilatı'nın Milli Eğitim Bakanhğı. Tanm ve Köyişleri Bakanhğı ile koordineli olarak çalışarak bölge halkının tanm- sal alandaki eğıtım düzeyınin yükseltilmesi ve her derecedeki eğitim kurumlannrn açılması ön- görüldü. GAP Müsteşarlığı'nın mevcut kadrolannıniptaledile- rek yeni kadrolann oluşturulaca- ğı bildirilen taslakta şöy le den- di: "GAP MüsteşarlığYnda kad- ro ve görev unvanları değiş- meyenlerin hiçbir işleme ge- rek kalmaksızın yeni kadrola- rına atanmış sayılması, kadro ve görev unvanları değişenler ya da kaldırılanların yeni kad- rolara atanıncaya kadar du- rumlarına uygun işlerde gö- revlendirilmeleri, mevcut aylık, ek gösterge ve her türlü hak- larının yeni kadrolara atanın- caya kadar şahıslarına bağlı olarak saklı tutulması hükme bağlanmaktadır." Bavul ticareti kayda alınıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Maliye Bakanhğfmn bavul ticaretınin kayıt altına ahnması amacıyla başlattığı "satış yetkisi" uygulaması için başvuran 751 kişiden 655'inebelge verildi. Bavul ticaretini kayda alacak KDV bürolannın ise. Maliye Bakanhğı ile Gümrük Müsteşarlığı arasındaki anlaşmazlık nedeniyle faaliyete geçemediği bildirildi. Maliye Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, bavul tıcaretinin kayda alınmasına yönelik çalışmalann başlamasından bu yana toplam 751 kişi ve kuruluş defterdarlıklara başvuruda bulundu. Bavul ticareti kapsamında satış yapmak amacıyla başvuran 751 kişi ve kuruluştan 655'ine yetki belgesi verilirken. yetki belgesi verilen iller arasında tstanbul ilk sırayı aldı. Istanbul'da421 yetki belgesi verilirken, Trabzon'da 55, Izmir'de 30. Rize'de22, Edirne'de 11, Samsun'da 5, Artvin'de 3, Antalya'da 2 kişi ve kuruİuş yetki belgesi aldı. Yetki dağıtılıyor Maliye Bakanlığf nın bavul ticaretini kayıt altına alma çalışmalan çerçevesinde yetki belgesi dağıtma işlemleri sürerken, bavul ticaretini kayda alacak olan KDV bürolan ise Maliye Bakanhğı ile Gümrük Müsteşarlığı arasındaki anlaşmazlık nedeniyle tam olarak faaliyete geçirilemiyor. Gümrük Müsteşarlığı yetkilileri, mevcut düzenlemeye göre 1 'i defterdarlıklardan, 1 'i de gümrük müdürlüklerinden olmak üzere 2 kişiden oluşan KDV bürolannda Maliye'den temsilci ,, bulunmasına karşı ."• ? .. çıkıyorlar. Bavul ticareti yapanlar defterdarlıklara başvurmaya başladılar. Tekelleşmeye karşı önlemANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Top- lam pazar paylan piyasanın yüzde 25'ini aşan veya bu oranı aşmasa bile toplam ci- rolan 10 trilyon lirayı aşan teşebbüslerin, birleşme ve de\Talmalarda Rekabet Kuru- lu'ndan izin almalan hükme bağlandı. Re- kabet Kurulu'nun yayımladığı tebliğde, bir alanda tekelleşme yaratan veya bir tekel- leşmeyi güçlendiren ve bunun sonucunda ülkede veya bir bölgesınde etkin rekabeti önemli ölçüde engelleyen birleşme veya devralmalann yasaya aykın olarak değerlen- dirilerek izin verilmeyeceği belirtildi. Resmi Gazete'nin dünkü sayısmda ya- yımlanan "Rekabet Kurulu'ndan İzin Ahnması Gereken Birleşme ve Devrala- malar Hakkında Tebliğ"de. birleşme ve devralmalann hukuksal geçerlilik kazana- bilmesi için kuruldan izin ahnması gerek- tiği kaydedildi. Tebliğe göre herhangi birte- şebbüsün ya da kişinin diğer bir teşebbü- sün mal variığını veya ortaklık paylannın tü- münü veya bir kısmını devralması veya ta- raflarla ortak girişim arasındaki rekabeti sı- nırlayıcı amacı-etkisi olmayan ortak giri- şimciler (joint-venture) de Rekabet Kuru- lu'nun iznine bağlı olacaklar. Tebliğde, pa- zar payının veyacironun hesaplanmasında teşebbüslerin ilgili ürün pazanndaki pazar paylannın toplamının veya cirolannm ta- mamının esas alınacağı belirtildi. Rekabet Kurulu'nun, "Anlaşmaların, Eylemlerin ve Teşebbüs Birliği Kararla- rının Bildiriminin Usul ve Esaslan Hak- kındaki Tebliği"nde de anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliği kararlannın ya- pıldıklan tarihten en geç bir ay içinde Re- kabet Kurulu'na bildirileceği karara bağ- landı. Fındık alımları Uretici sevindi ihracatçı uzuldu ANKARA (AA) - Başbakan Mesut Ydmaz tarafından önce- ki gün açıklanan 400 bin lırahk fındık alım fiyatına hem olum- lu hem olumsuz tepkıler geliyor. Rekor fiyat üreticiler arasında sevinçle karşılanırken ihracatçı- lar ise fiyatın olumsuz etkiler yaratacağını kaydediyorlar. lstanbul İhracatçı Birlıkleri Fındık thracatçılan Birliği (FtB) Başkan Vekili Hakkı Uzan, bu alım fiyatı ile fındığın ihraç fi- yatının en az 470 dolar düzeyin- de olması gerektiğine dikkat çek- ti. Türk fındığının en büyük alı- cısının AT ülkeleri olduğunu ha- tırlatan Uzan, bu fiyatlann ts- panya ile Italya üreticisine yara- yacağını öne sürdü. Uzan, fındık alımlan için Fiskobirlik'e 30 tril- yon lıra kaynagın zamanında sağ- lanmayıp Fiskobirlik'in peşin ödeme yapamaması halinde üre- ticilerin fındığı tüccann ayağına gidip 350 bin liradan satmaya . çalışacağına dikkat çekti. ÎİB FtB Yönetim Kurulu üye- si Tahsin Tokgöz de, fındık ih- raç fiyatının yükselmesi haiinde çikolata üreticilerinin bademi tercih edeceğini söyleyerek fın- dık üretim alanlannı daraltma politikasını olumsuz etkileyebi- leceği konusunda uyardı. Buna karşılık üreticiler ol- dukça memnun. Türkiye Ziraat Odalan Birliği (TZOB) Genel Başkanı Faruk Yücel, fındık fi- yatının akıllı politıkalann ürü- nü olduğunu söyledi. 1994 yı- lından beri fındık fiyatlannın 1.50 dolardan 2 dolara kadar çık- tığını anımsatan Yücel, zaman- la bu rakamın 2.30 dolara kadar yükseleceğini belirtti. ÇÎFTÇI DOSTU / SADULLAH USUMÎ Konyalı Artık Bıığday EkmiyorKONYA - Tanm dünya ülke- lerinin hemen tamamında bü- yük bırgelişme içinde. Yeni ya- tınmlar, yeni teknolojiler... Bü- yük barajlar, sulama istasyonla- n, göletler... Tarladan bir kilo da- ha fazla ürün alabilmek için ade- ta savaş veren uzmanlar... Ma- liyeti düşürebilmek ve verimi art- tırabilmek için yapılan araştır- malar... Hele Batılı ülkelerde tüm altyapılar tamamlandığı halde, yenileri için harcanan akıl almaz paralar... Birçok ülkede çöllere kadar uzatılan su kanallan... Ye- raltı, yerüstü suları... Bizim dışı- mızdaki ülkeler tanma yatınm yapmaya doyamıyor!.. Türkiye'de ise tam tersi bir an- layış ve gelişme var. Bazı bölge- lerbakımsızlıktan, bazı bölgeler hastalıktan, bazı bölgeler desu- suzluktan kırılıyor. 17 yıl önce- sine kadar büyük bir gelişme içinde olan tanm, ne yazık ki ar- tık çökme noktasında. Geçmiş yıllarda 800 kiloya kadar buğday alınabilen tarlalarda şimdi 300 ki- lo verim, çiftçilerimizi sevindir- meyeyetiyor... Dıllere destan Konya Ovası bi- le artık çölleşmış. Türkiye'de tüm buğday üretıminin en azın- dan altıda bırini, hatta beşte bi- rini yetiştiren ovalar adeta çorak- laşmış. Bazı yörelerde buğday üretimi dekar başına 100 kiloya düşmüş. insanın inanası gelmi- yor. Tanmdan başka geliri olma- yan kentler, kasabalar, köyler fakirleşmış. 800 veya bin dekar arazısı, 100 ile 150 koyunu olan çıftçiler geçim sıkıntısı çekiyor. Ayakta kalabılmek için zorlanı- yor... Birçoğu yüksek faizlı borç- ların altında ezilip gitmişler. In- sanlanmız parasızlıktan kıvranı- yor. Kasaba ve köylerde açlık var... Karnı doymayan, üst baş alamayan insanlanmız, ortalık- ta ışsiz güçsüz dolaşıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Prof. Gürol Er- gin ve CHP milletvekili Nezir Büyükcengiz ile birlikte Kon- ya'nın büyük bir bölümünü içı- ne alan 4 günlük gezide gördü- ğümüz manzaralardehşet veri- cı. ilkgün Ankara'nın Polatlı'sın- dan, Konya'nın Akşehir ilçesine kadar geçtiğimız tüm bölgeler- deyaşayan insanlanmız, ne ya- zık ki kaderine terk edilmış gi- bi... Yunak, Tuzlukçu ilçelerinde ve köylerinde çiftçilikle geçinen gın, Sarayönü, Kadınhan, Ci- hanbeyli ve Kulu'da da durum bu ikı ilçeden farksız. Hububat ambarı olarak ün yapan Konya bölgesınde artık buğday ekimi yan yanya azalmtş. Çeşıtlı hastalıklar, susuzluk ve düşük taban fiyatları, hele dev- letın ilgisizliğı çiftçilerı canından bezdirmiş. Uç yıldan berı süren süne ve kımıl buğdayları tahrıp etmiş. Verim beklenenin çok al- tında olmuş. Kalite de düştüğü için üreticı buğdayını satacak yer bulamamış. Devlet de has- talıklarla başa çıkamayınca üre- ticiler buğdaydan vazgeçerek nm işletmesi arasında oldukla- rı halde buğday tohumlukları- nın bozulduğunu ve yenileye- mediklerinı belirtiyorlar... Konyalı çiftçilenn sorunlannı şöyle sıralamak mümkün: 1. Sulu tanm yapılamıyor. Konya ovalarını sulama projesi bir an önce gerçekleştirilmeli ve tüm ilçelerde yeraltı ve yerüstü sularını devreye sokacak ön- lemler alınmalıdır. 2. Üç - dört yıldan beri buğ- day tarlalarında süne ve kımıl büyük tahribat yaptı. Yeterli mü- cadele yapılamadığı için buğ- day venmi ve kalitesı çok düş- H ububat amban olarak ün yapan Konya bölgesinde artık buğday ekimi yan yanya azalmış. Çeşitli hastalıklar, susuzluk ve düşük taban fiyatlan, hele devletin ilgisizliğı çiftçileri canından bezdirmiş. Üç yıldan beri süren süne ve kımıl buğdaylan tahrip etmiş. Verim beklenenin çok altında olmuş. Kalite de düştüğü için üretici buğdayını satacak yer bulamamış. Devlet de hastalıklarla başa çıkamayınca üreticiler buğdaydan vazgeçerek arpaya yönelmiş. insanlarımızın nası! yaşadıkları- na hayret etmemek mümkün değil. Araziler miras yolu ile kü- çülmüş. Susuzluk, gübresizlik, ürünlerimizi saran çeşitli hasta- lıklar, bakımsızlıklar, verimi he- men hemen sıfırlamış... Başka bölgelerde yılda iki verim şağ- lanırken, Konya'nın birçok ilçe- sinde ancak 2 yılda bir verim alınabiliyor. Tarlaları bir yıl na- dasa bırakmak ve ertesi yıl ek- mek gerekiyor. Aksi halde, değtşen bir şey ol- muyor, her yıl eken dekar başı- na 100 kilo alabilıyorsa, iki yıl- da ekilen tarlalarda da verim 200 kıloyu buluyor. Yunak ve Tuz- lukçu'ya geldiğiniz zaman bu gerçeğı yaşıyorsunuz. Tabii II- arpaya yönelmiş. Böylece, ba- zı bölgelerde yüzde 70'i, hatta 80'i bulan buğday ekımı, bu yıl yüzde 10'lara düşmüş. Buna karşılık arpa ekimi yüzde 90'la- raçıkmış... Konya bölgesinde geçmiş yıl- larda yıllık buğday üretimi 3 mil- yon tonun üstünde olduğu hal- de, bu yıl ancak 1 milyon 500 bin ton civarında ürün beklenıyor... Bunun da en azından 500 bin to- nu kalitesiz... a Konya ilçelerinde görüştüğü- müz çiftçilenn hemen hepsi to- humluklardan yakınıyor. Eskı- yen tohumların zamanla deje- nere olduğu ve verimi büyük öl- çüde etkilediği ılerı sürülüyor. Orneğın Yunaklılar, ikı büyük ta- tü. Çiftçi çok zarar gördü. Bu nedenle, devlet buğdayda gö- rulen hastalıklarla ciddi bıçimde ilgilenmelı ve mücadele etmeli- dır. Aynca çiftçi hastalıklann so- na erdiğıne ınandırılmalıdır. Ak- si halde Konya'da buğday eken çiftçi kalmayacaktır. 3. Konya'da hayvancılık bit- ti sayılır. Büyuk ve küçükbaş hayvan sayısı çok azaldı. Bu gi- dişle kısa süre sonra belki de hayvancılık hiç kalmayacak, Konyalı bile dışardan hayvan getirtmek zorunda kalacak. Bu- nun en önemli nedeni, ureticile- rın et ve sütlerıni maliyetinın çok altında satmak zorunda kalma- sıdır. Yapılacak iş, süt ve et pi- yasasını ozel sektörün elinden kurtarmaktır. Devlet, üreticileri bir kooperatif çatısı altında bir- leştirmeli, süt ve et sanayılerinı onlara kurdurmalıdır. Bunun için özelleştirilen SEK, Et-Balık Ku- rumu ve Yem Sanayi örnek alın- malıdır. 4. Bazı bölgeler şeker fabrı- kalarına çok uzak. Bu nedenle pancar üreticileri hem çok faz- la nakliye ücreti ödemek zorun- da kalıyor, hem zamandan kay- bı oluyor. Üstelik nakliyeye ve- rilen paralarla birkaç şeker fab- rikası kurmak mümkün. Bu ne- denle iyi araştırmalar yapılarak Konya'da pancar ekimi yüksek olan yerlerde birkaç şeker fab- rikası daha kurulmalıdır... Dev- let bu konuda zorluk çıkarmak yerıne yardımcı olmalıdır... 5. Tarımda kullanılan elektri- ğin fiyatları çiftçinin dayanma gücünü aştı. Çiftçiye bu konu- da rahatlık verebilmek için elekt- rik ücretlen düşürülmelidir, Ay- rıca elektrik faturaları, pancar paraları ödendikten sonra tah- sil edilmelidir. Zıra başka za- manlarda çiftçinin ödeme gücü yoktur. 6. Son zamlardan sonra pan- cara verilen 11 bin lira değerini kaybetmiştır. Şu sıralarda yapı- lan hesaplara göre pancann ma- liyetı 15 bin lirayı geçmektedır. Ürün bedelleri de genellikle ni- san ve mayıs aylannda öden- mektedir. Bu çiftçiyi perişan et- mektedir. Bu nedenle pancara verilen 11 bin lira mutlaka 18 bin liraya çıkarılmalı ve buğday- da olduğu gibi ürün bedelleri de peşın ödenmelidır... Aksi halde mazotu 90 bin liraya, gübrenın kılosunu da 55 bin liraya alarak çiftçilik yapmak mümkün değıl- dir... • BENCE IZZETTIN ONDER Sevgili Artun'u Anarken "Bir ülkenin sermaye birikiminin kumarhane benzeri faaliyetlerin yan ürünü olarak gerçekleş- tirilmeye çalışılması sağlıklı biryol değıldir." Keynes'in 1936 yılında yayımladığı ünlü kita- bından yapılan bu alıntı, kısmen Türkiyenin ka- pitalist sermaye birikimini sağlamada, hatta ge- lir dağılımını düzeltmede ümit bağladığı borsa ku- rumununyerini verolünü bizehatırlatırgibi... Key- nes, eserinin bir yerinde "Kumarhanelere girişin kamu yararı açısından sınırlandınlması gerektiği gi- bi, borsalann da aynı kurala tabi olması düşünü- lebilir" cümlesine yer vererek her şeyi kendine öz- gü bir vurdumduymazlık havası içinde kullanım alanına sokan Türkiye'ye ışık tutar gibi... Her mahallede birkaç borsazengini yaratan bu kurum, bu yönü ile ufak tasarruflan yatırıma sevk eden değil. fakat sermaye kazançlarının dahi önemli bir bölümünü lüks yaşam ve tüketime yön- lendiren bir görüntü sergilemektedır. Aşırı spekü- latif kazanç amacı güden Amerikalı yatırımcıların Wall Street'i ne hale getirdiğini Keynes, yine ay- nı eserinde şöyle anlatmaktadır: "Wall Street'in büyük dehalannın farklı hedef- lere yöneldiği düşüncem doğru ise, gerçek sos- yal amacının tasarruflan gelecekteki kazanç ola- rak en yüksek getin sağlayacak alanlara yöneltmek olması gereken Wall Street'de elde edilen başa- n, 'bırakınızyapsınlartürü kapitalızm'/npaf/aMa- zanımlanndan biri olarak kabul edilemez. Finan- sal yatınmcılann bu eğilimi, başarılı bir örgüt ya- pısına kavuşturulmuş olan 'likit' yatınm piyasala- nnda dahi kolaylıkla önü alınabilir olmaktan uzak- tır. Wall Street ile karşılaştırıldığında, Londra Bor- sası 'nın daha az günahkâr olması, ulusal karakter farklılıklarından çok, ortalama Ingiliz vatandaşının Londra Borsası'na girmesinin, ortalama Amerikan vatandaşının Wall Street'e girmesinden daha güç ve malıyetli olmasından kaynaklanmaktadır." Keynes'i okurken, liberalizm, serbest piyasa, demokrası vb. yuvarlak ifadeleri peşpeşe takarak "katar edebıyatı" yapanların ne kadar ham oldu- ğunu anlıyor insan. Geçen hafta kaybettiğimiz Tuncay Artun, ış- te böylesine sığ bir toplumda, böylesine zor ve girift ilişkiler içındeki piyasanın patronu idi, hem de öyle inanıyorum ki, kendi inancı ve düşünce- sinın tersıne olarak... Artun, yüreği ve kafası ile bu olumsuzluğu da olumlu bir raya oturtmada fev- kalade başarılı olma yolunda ilerliyordu. Tuncay Artun'u çeşitli toplantılarda gördüm, fa- kat iki toplantıda kendısini tanıdım. Hatta diyebi- lirım ki bu ikı toplantıda karşılıklı tanıştık. Bu ta- nışmamız sonucunda kafa ve yürek olarak çok şe- yi paylaştığımızı anladık. Bu paylaşım ve yakın- laşmanın sıcaklığını hayatım boyunca taşıyaca- ğım. Artun, kısa hayatına sığdırdıklarını geride bıra- kırken, toplumuna en önemli mesajı hayatının en son haftasında verdi. Girişilen eğitim seferberli- ği. kuşkusuz, her yönü ile tartışılabilir ve tartışıl- malıdır da... Bu konuda Artun'un yapmış olduğu önemli katkı, bu toz duman içinde eğitim konu- suna verdiği önemi vurgulaması olmuştur. Dünyaya cepsiz gelen ve dünyadan da cepsiz gidecek olan insanoğlu, kafasının ve yüreğinin taşıması gereken sorumluluktan kaçınamaz. Işte Artun hayatının son haftasında, birçok insanın Artun'unkinden çok daha uzun hayatı boyunca ya- pamadığı şeyi yaptı. Artun, kafası ve yüreğinin so- rumluluğunu yerine getirdi. Şimdi sıra bizde. Biz bu görevi, sadece kendi yaşantımızı anlamlı kıl- mak için değil, fakat ülkemizi ve ınsanlığı karan- lığa çekmek isteyenlerin de yoluna ışık tutmak için yapmak zorundayız. Bakanın yolsuzluk isyanı Emlakbank dosyası incelemeye almdı SEBAHAT K.\RAKOYUN ANKARA - Devlet Bakanı Refaiddin Şahin, bakanlığına bağlı Emlakbank'taki yolsuzluk iddialanyla ilgili soruşturma başlattı. Bakan Şahin, Anadolu Bankası ile birleştikten sonra Emlak Bankası'nın iç bünyesinde bozulmalar başladığına dikkat çekti. O dönemden itibaren bilançolan incelemeye aldıklannı kaydeden Şahin. "Aydm Ayaydındönemi de bunun içinde. Bankanın elinde 30 bin konut stoku olduğu halde yeni ihaleler açılmıştır. Bayramoğlu ve Lodumlu gibi bölgelerde müfettiş raporları ve KİT Komisyonu kararlarına rağmen ihaleler açılmıştır. Bu ihanettir" dedi. Şahin, "100 trilyonu ana para olmak üzere toplam 250 trilyonun buharlaştığını" söyledi. DTP Gnıbu'nun basına kapalı bölümünde partili bakanlar, milletvekilerine bilgi verdiler. Alınan bilgiye göre Devlet Bakanı Refaiddin Şahin. Emlakbank'ın "Dar gelirli \atandaşların, dul ve yetimlerin ev sahibi olması için" kurulduğunu belirterek "Buna karşılık yetimlerin lıakkının hortumlandığı bir banka haline gelmiştir" diye konuştu. Anadolu Bankası ile birleştikten sonra Emlakbank'ın ıç bünyesinde bozulma başladığını savıınan Şahin, sözlerinı şöyle sürdürdü: "Bülent Şemiler ve Engın Cıvan da Anadolu Bankası'ndan gelmişlerdir. Emlakbank'ın bu dönemden itibaren bilançolarını incelemeye başladık. Aydın Ayaydın dönemi de bunların içinde. Bankanın elinde 20 bini lüks 30 bin konut stoku olduğu halde yeni ihaleler açılmıştır. Geçen dönem Bayramoğlu ve Lodumlu gibi bölgelerde müfettiş raporlarına \e KİT Komisyonu kararlarına rağmen ihaleler açılmıştır. Bu ihanettir. Emlakbank 1.5 trilyon kâr etti diyorlar. Fakirin fukaranın cebinden toplanan 100 trilvonu ana para olmak üzere toplam 250 trilyon buharlaşmış. Bunun neresi kâr? 'Toplu Konut'a aıt nemalan ver'dediğimde, genel müdür, 'Banka batar" dedi." Şahin'in, yüzde 30 ön ödemesi yapılmış ıhaleleri durdurduğu, Emlak Bankası Genel Müdürü'nün görevden ahnması ve yenne atama yapılmasıyla ilgili karamameyi de hazırladığı bildirildi. J
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle