29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 AĞUSTOS 1997 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Su Havzalannda Vurgun! Prof. Dr. TAHSİN TOKMANOĞLU • stanbul'un içme ve kuüanma suyu havza- I lan, genellikle şehrin kuzeyinde bulunmak- tadır. 1995 yılında yapılan İstanbul Su Kongresfnde. bu havzalann korunması ge- rektiği önemle belirtılmiş ve buralarda iyi bir korunma sağlanmadığı takdirde, doğa- cak facialar açıklanmıştır. 19-22 Haziran 1997 gûnlerinde yine istanbul'da yapılan Su Kongre- si'nde 1995 yıhnda yapılan uyanlann dikkate alın- madığı, şehrin kuzeye doğru büyümekte oldugu ve su havzalannın küçüldüğü, bitki örtûlerinin yok edildıği önemle vurgulanmıştır. Özellikle Mimar- lar Odası. tstanbul Büyük Kent Şubesi tarafından hazırlanan ve su kongresine sunulan bildiride be- lirtilen hususlan, okuyuculanrruza duyurmayı ge- rekli bulmaktayız. İstanbul kuzeye doğru büyümekte ve su havza- lan tahrip edilmektedir. Bu acımasız tahribat kar- şısında sorumlu yönetimlerin tutumu ise acil ve et- kın önlemler almak yerine bazen görmemek ve duymamak, çoğu kez de yaşananlara yasal kılıf aramak doğrultusunda olmuştur. Son iki yıl içeri- sinde yaşanan gelişmekrden görülen odur ki su havzalanndaki bu vahşi yağma süreci, yönetimin gevşek tutumundan sonra şimdi yasal mevzuatı da arkasına almıştır. Bundan böyle yaşananlar artık illegal olmayacak, kaçak da.. Çünkü artık nâzım planda yasal mevzuat da kararnameler de yağma- dan yana!... Yağma yasal zemine oturtuluyor. Istanbul'un içme suyu havzalannda yaşanan acı- masız ve vahşi yağma süreci kentin yaşam kaynak- lannı hızla tüketirken, son iki yıl içerisinde havza- lan korumakla sorumlu olan yerel ve merkezi yö- netimlenn bu konudaki girişimleri, ne yazık ki ka- çak yapılaşmayı önleyecek acil ve etkili önlemler almak yerine, birtakım yasal düzenlemelerle süre- ce yasal kılıf giydirmek, kaçağı yasallaştırmak ve meşru kılmak olmuştur. Bu konudaki başlıca giri- şimler, 1/50.000 ölçekli istanbul Nâzım Planı'ıjın kentin kuzeyi ile ilgili kararlan, yeni ISKl yönet- meliği ve havzalardaki kaçak yerleşimleri beledi- ye statüsüne kavuşturan kararnamelerdir. Mimarlar Odası İstanbul Büyük Kent Şubesi, kentin içme suyu kaynaklannı tehdit eden her üç konuda da idari yargıda iptal davalan açmıştır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi tarafin- dan 20.10.1995 günü kabul edilen ve 15.11.1995 günü başkanlıkça onaylandıktan sonra 20.11.1995 günü askjya çıkanlan 1/50.000 ölçekli İstanbul Metropoliten Alan Alt Bölge Nâzım Planı'nın en tehlikeli yanı, içme suyu havzalannın rant ağırlık- lı ve sakıncalı yapılaşmaya karşı konımasız bıra- kılrruş olmasıdır. 1/50.000 ölçekli planda korunacak yeşil alanlar olarak gösterilen nüfus hesabınabile dahil edilme- miş olan bu alanlara, yeni ISKl yönetmeliği ile 7 milyon dolayında nüfiısu banndırabilecek bir ya- pılaşma olanağinın getirilmiş oldugu göz önüne ahnırsa, bu gelişmenin içme suyu kaynaklannı yok etmesinın yanı sıra planlama sırasında hesaba ka- tılmayan bu ek nüfus ile daha şimdiden nâzım pla- nı da geçersiz hale getirmiş oldugu açıktır. Düzenleme yetkisi su kaynaklannı kirlenmeye karşı korumak doğrultusunda olan İSKİ, bu ama- ca aykın bir düzenlemeye giderek, havzalardaki yapüaşmaya yasal dayanaklar sağlamıştır. İSKİ yönetmeliğinde yapılan son değişiklikler, tüm ül- ke için geçerli olan Su Kirliliği Kontrolü Yönet- meliği'ne ve dolayısıyla hukuka da aykındır. İS- Kt'nin yapacağı düzenleme, korumaya yönelik olarak en az ülke bütünü için geçerli olan genel dü- zenlemenin kurallannı içermek zorundadır. Bu ku- rallan belirleyen Su Kirliliği Yönetmeliği ile bir farkı olacaksa, bu ancak su kaynaklanıu koruma- ya ve kirlenmesini önlemeye yönelik daha kısıtla- yıcı ek kurallann getirilmesi biçiminde olabilır. Oysa İSKİ Yönetmeliği'nde yapılan son değişik- likle daha önceki İSKİ yönetmeliği ile Su Kirlili- ği Kontrolü Yönetmeliği'nin kesin biçimde yerleş- meye kapalı tuttugu kısa mesafeli koruma alanı yüzde 3 inşaat emsali ile yapılaşmaya açılmıştır. Daha önce hiçbir şekilde yapılaşmaya ve hatta zi- rai faaliyete bile izin verilmeyen, kamulaştınlarak ağaçlandınlması önenkniş olan bu alanlann yeni İSKİ Yönetmeliği ile iskâna açılmalan, su kay- naklannm kirlenmesine çok yakın bir tehdit oluş- turmaktadır ve giderilmesi güç kamu zararlanna yol açacaktır. Son değişiklikle içme suyu havzalannın orta ve uzun mesafeli koruma alanlannda yer alan yerle- şik alanlara da yeni ve yüksek imar haklan getiril- miştir. Bu yaklaşım her şeyden önce su havzalan içinde bulunan ve büyük bölümü kaçak yapılaş- mayla gelişen yerleşim alanlan lehine bir imar af- fi niteliği taşımakta, bununla da yetinilmeyerek bu kaçak yerleşmeler, yeni imar haklanyla ödüllen- dirilerek teşvik edilmektedir. Böylece havzalarda- ki kaçak ve kirletici yapılaşmaya, bundan böyle ya- Efsane 388 ile kim yarışabilir? sal ve planlı gelişme olanağı sağlanmaktadır. Orta ve uzun mesafeler koruma kuşaklanndaki boş alanlann yapı ve nüfus yoğunluklan da yeni İSKİ Yönetmeliği ile büyük ölçüde arttınlmıştır. Bu alanlarda hem Su Kirliliği Kontrolü Yönetme- liği hem de daha eski ISKl Yönetmeliği hüküm- lerine aykm düşecek biçimde, bir yandan asgari parsel alanlan küçültülürken, öte yandan inşaat emsalleri yükseltilmiştir. İSKİ Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikler sa- dece konuta yönelik imar haklannı ve dolayısıyla da nüfusu arttırmakla smırlı kalmamış, orta ve uzun mesafeli koruma alanlanna, eski İSKİ Yö- netmeliği ve Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliğı'nde izin verilmemiş olan yeni kullanım kararlan da getirilmiştir. Bunlar üniversiteler dahil eğitim alan- lan, sosyal tesisler, depolar, hayvan çiftlikleri, oto lastik atölyeleri, LPG satış yerleri, akaryakıt satış yerleri vb. kullanımlar olup bunlann dışında yö- netmelikte yer almayan gayn sıhhi müesseselere izin vermeye de İSKİ Yönetim Kurulu aynca yet- kili kılmmıştır. Kısacası yağma. yasal zemine otur- tuluyor. Vanlan bu nokta gerçekten ürkütücüdür. Yasal destekli ve planlı bu hukuk dışı yağmanın, son günlerde basında geniş biçimde yer alan en çar- pıcı örneği, Refah'ın kasası olarak bilinen Mercü- mek'in arazilerine Bayındırlık ve Iskân Bakanlı- ğı'run bu yeni İSKİ Yönetmeliği'ne dayanarak ve 1980 onaylı 1/50.000 ölçekli nâzım planı tadil ede- rek verdiği imar haklandır. Bakanhkça 14 Mart 1997'de onaylanan bu plan tadili. Sazlıdere Baraj Gölü havzasının kısa, orta ve uzun mesafeli koru- ma alanlan ve bu gölü besleyen Baklalı deresinin mutlak koruma alanlannda kalan ve bir kısmı da orman statüsünde olan 6 milyon m2'lik bir alanı kap- samaktadır. Yapılan imar ta- dilleri ile imar hakkı 6.4 ka- tı arttınlmıştır. Yeni İSKİ Yönetmeli- ği'ne dayanılarak yapılan plan tadilatlan, imar hakkı- m ve buna bağlı olarak ge- lecek nüfusu 7.6 katı arttır- mıştır. Bunun karşılığı ise trilyonlarca liralık bir vur- gun kazancı ve geri dönül- mez biçimde kirlenen ya- şam kaynaklanmız olmak- tadır. Yönetime gelir gelmez ilk icraat olarak ISKl Yönetme- liği'nde yapılan değişiklik- lerle havzalardaki dengeyi kamu yaran aleyhine boz- muş olan İstanbul Büyükşe- hir Belediye Yönetimi bu son değişiklikle kamu yara- nnı bireysel yarara kurban etmektedir. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi. kentin içme suyu havzalanndaki planlamanın ve yapılaşma- nın denetimini Havza Koru- ma Yönetmeliği'nin deneti- mi dışına çıkaran böylesi sa- kıncalı bir kuralı. genelde hukuk ve kamu yaran, özel- de ise kamu sağlığı açısın- dan son derece tehlikeli bu- larak, bu son değişikbğin de iptali amacıyla idari yargıya başvTirmuştur. Yeni GH 688! Ericsson 388"in bugüne kadar tüm dünyada büyük beğeni kazanan tasarımı, yüksek performansı ve mükemmel dayanıkhlığı, Ericsson GH 688de devam ediyor. Üstün Faz 2 fonksiyonları ve yeni özellikleriyle, GH 688 size daha ileri bir teknoloji sunuyor. GH 688'in ekranı %40 daha büyük ve net. Konferans görüşmesi, önceden sabitlenen numaraları arama, iki ayrı telefon numarası kulla^ıabilme gibi hayatı kolaylaştıran sayısız fonksiyonlarıyla GH 688, cep telefonunda yeni bir efsane olacak. Türkıye Yetkili DıstrıbütörİCTi: K.V.K. Tel: 0216 410 85 00 (pbx) • GEN-PA Tel: 0212 28"1 P P (20 hat) Yeni Ericsson GH 688! Dünyanın ona ihtiyacı var. ERİCSSON Mahkûma Saldırmak! • stanbul ll Jandarma I Alay Komutanlığı'na bağlı jandarma erlerinin Metris'teki olaylar sırasında mahkûmlara karşı yasadışı davranışı, az da olsa medyada tepkı gördü. Daha önce de aynı komutanlığa bağlı erler Ümraniye Cezaevi'nde mahkûmlara karşı acımasızca davranmış ve olayda dört mahkûm yaşamını yitirmişti. Jandarma ve polisin görevi, sanığı yakalamaktır, yargılamak değil. Yargılamak, yargı erkinin yetkisi ve görevidir. Sanığı yakalandıktan sonra dövmek yetkisi yasalarca kimseye verilmemiştir. Yasalarca verilmemiş bir hakkı kullanmak da "yetid aşıınr suçunu oluşturur. Sanığı yakalamak için zor kullanmak bir haktır, zorunluluktur. Yakalandıktan sonra dövmeye kalkışmak ise bir suçtur. Böyle bir emri veren de uygulayan da suç işlemiş olur. Askerlikte sıkça kullanılan bir sözdür: "Bölük, bölük komutamnm aynasıdır" Bir birliğin başansı da başansızlığı da o birliğin komutanına aittir. Unutulmasm ki demokrasilerde kimse eleştiriden "muaP değildir. Jandanna komutanlan ile polisimizi yönetenlerden bir dileğimiz olacak! Lütfen, her olayda kendinizi karşınızdaiknin yerine koyarak karar ve emir veriniz. Gerçekleşmesini istemeyiz, ama bir gün kendiniz de sanık ya da mahkûm olabilirsiniz. O zaman sizlere de böyle haksız ve de acımasızca davranırlarsa acaba neler düşünürsünüz? Erol Soysever Emekli J. Binbaşı PENCERE İp... Uluç Gürkan ADD'nin Ankara'da düzenlediği bir toplantıda konuşmacıydı. Kürsüye çıktığı za- man cebinden bir kâğıt çıkardı. Bu köşede 30 Aralık 1962 günü yayımlanan "ip" başlıklı yazıyı okuduktan sonra, dedi ki: - Bu yazı beni llhan Selçuk'la tanıştırdı. Tansu Çiller son günlerde ne söylüyor: "fpim cebimde dolaşıyorum." Öyleyse "ip" yazısı güncelleşti. Biriikte okuyalım: • "Önemli şeydir ip. Derler ki Hazreti Ömer bi- le: - Deveni önce bağla, sonra Tann'ya emanet et. diye öğüt vermiş. Ne lazım deveyi bağlamak için? İp. Işte ipin önemi, birden ortaya çıkryor. Hem yal- nız hayvanlan bağlamak için mi gereklidir ip? Ne münasebet! Insanlar başka insanlan görünür gö- rünmez iplerle öyleşine bağlamışlardır ki bunla- nn yanında Hazreti Ömer'in devesi adeta bağım- sız kalır. Ara sıra kodamanlar dinlersiniz. Birinden söz açarken yüksek yüksek: - Haaaa, o çocuk mu? Bana pek bağlıdır.. di- ye laf etmenin hazzında eririer. Ve gerçekten bun- lann huzurunda birtakım insanlar iki kattır: - Beyefendi, size ne kadar bağlı olduğumu an etmeye geldim. Niçin ve nasıl bağlanıriar bu insanlar bu insan- lara? Elbette çıkartannın ipleriyle. Buna rağmen her türlü bağlantının iplerini koparmış kişiler de vardır aramızda. Bunlar da ipsizdirier. - Kim ipler şu iki günlük fani hayatı!. diye bir ömürlük çilelerine derviş edasıyla kafa tutanlar- dır Ama ne yazık ki çok sürmez bu felsefe... Onlar hayatlannı iplemezken bakarsınız hayat onlan ip- leyivermiş. Bu ipler bazen ayaklanna dolaşmış.. bazen ellerini kollarını bağlamış... Bunun için büsbütün ipsiz olmak da pek akıl kâ- n değildir. Galiba en iyisi ipli olmak. Ve kendi ipi- nin sahibi olmak. Çünkü ip mülkiyetinin de şart- lan var. Nedir bu şartlar? Bir: İpin ucunu kaçırmayacaksınız. İki: İpin ucunu başkalarına kaptırmayacaksınız. İpin ucunu kaçırdınız mı tutmak çokzordur. İpin ucunu başkalannın eline verdiniz mi kurtarmak çok zordur. Bazı kimseler, kendi ipleri kendilerine yetmi- yormuş gibi başkalannın iplerine göz dikeıier. Bunlar ekseriya büyük ihtiraslann sahibi kişiler- dir. Sonlan da çoğunlukla iyi olmaz. Biz bile kısa- cıkömrümüzde neler gördük. Cümlenin ipini ken- di ellerinde sananlar, birtek ipin ucunda bitirdiler hayatlannı... Bir kuklacının sonunda ve darağa- cında kukla gibi sallanmasından dokunaklı ne vardır? İp, insanın hayatında bazen bir kördüğüm olup yumak yumak karşısına çıkıyor, bazen bir şerit olup karşısında gerilıyor. Marilyn Monroe işte bu ikincisinden bir ipin kurbanı olmuştu. Ölümûn- den az önce bu güzel kadın: - Hayat ne kadar tuhaf, demişti, insan tam ipi göğüslediği anda bakıyorsunuz ki yanş tekrar başlamış. Gerçekten yeryüzü sanki milyarlarca kulvarda koşuşan milyarlarca kişinin yanş alanı... Insanoğ- lunu göbeğinden anasının kamına bağlayan ip, bu kulvartar boyundaki seraplann bitişine gerilen ip olmuş... Öyleşine ki onu her defasında göğüslü- yorsunuz ve önünüzde yeni bir kulvar görünüyor. Haydi bakalım yeni bir bitişin ipini göğüslemeye doğru... Nefesiniz yettiği kadar sürecek yanş bu. Nefesinizin durduğu yerde ise artık ne ip vardır, nedesiz..." KUYUCAK (İŞ) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas: 1997 175 Davacı SSK Genel Müdürlüğü vekili tarafından davalılar Muzaffer Fenkçi. Niyazi Can ve Sancaova Madencilik Sanayii ve Tic. Ltd. Şti. tasfıye memunı Nurten Barbin aleyhine mahkememizde açılan taz- minat davasının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan gereğince: Mahkememizden veri- len 2.7.1996 tarihli ve 1993G-1996/307 sayılı karar bozularak gelmiş olup esasın yukandaki sırasına ye- niden kaydı yapılmış olmakla, duruşması 18.9.1997 günü saat 09.40'a ertelendiğinden, adresi tüm ara- malara rağmen tespit edilemeyen tasfıye memuru Nurten Barbin'e duruşma günü olan 18.9.1997 saat 09.40'ta Kuyucak Adliyesi'nde hazır bulunması, ha- zır bulunmadığı takdirde yokluğunda yargılama ya- pılarak karar verileceği hususu ilanen tebliğ olunur. 4.7.1997 Basm:31110 BOYABAT ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1996'110 Davacı TEDAŞ Gen. Müd. vekili tarafından da- valılar Faik Tosunoğlu ve 10 arkadaşı aleyhine mah- kememize açılan hükmen tescil davasının yapılan açık duruşması sırasında: İstanbul Gaziosmanpaşa Han Sk. No: 11 adresinde mukim, Melih Okcu'ya dava dilekçesi ve duruşma günü tüm aramalara rağ- men tebliğ olunamamış, zabıta marifetiyle yapılan araştırmada da açık adresi tespit olunamamıştır. Bo- yabat ilçesi, Kemaldede Mah. Ada: 406, Pafta: 1, Parsel: 26 sayılı taşınmazm maliki bulunan davalı Melih Okcu'ya ilanen tebligat yapılmasına karar ve- rilmiş olup, duruşma günü olan 7.10.1997 günü sa- at 09.00'da, davalının mahkememize veya en yakın asliye hukuk mahkemesine baş\- urması, başvurma- dığında veya kendini bir vekille temsil ettirmediğin- de duruşmanın yokluğunda yapılacağı ve karar ve- rileceği ilanen tebliğ olunur. Basın: 34292 KUYUCAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas: 1996/381 Karar: 1997'169 Davacı Naıme Susar vekili tarafından, davalı Sev- dan Susar aleyhine mahkememizde açılan boşanma davasının yapılan açık yargıl»ması sonunda: Mahke- memizden verilen 10.6.1997 tarihli karar ile tzmirili Konak ilçesi Tepecik Mahallesi cilt: 097'29, sayfa: 47 kütük sıra no: 2665 'te nüfusa kayıtlı Mustafa ve Cennet'ten olma 1936 doğumlu Naime Susar ile ay- nı hanede nüfusa kayıtlı Ali ve Bahriye'den olma 1934 doğumlu Sevdan Susar'ın MK'nin 134. mad- desi gereğince boşanmalanna karar verilmiştir. Da- valının adresi tüm aramalara rağmen tespit edileme- diğinden, işbu ilanın yayımlanmasından 15 gün son- ra karann tebliğ edilmiş sayılacağı hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 29359
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle