23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMUZ 1997 PAZAR HABERLER Zamlara protesto • İstanbul Haber Servisi - ÖDP Şişli Ilçe Örgütü. hükümetin yaptığı son zamlan protesto ederek geri alınmasını ve savaşa yatınlan paranın eğitimle sağlığa aynlmasını istedi. ÖDP Şişli Ilçe Başkanı Aydın Kaşkal. yeni hükümetin ilk icraatının yüksek oranlı zamlar \e acımasız özelleştırme politikalan olduğunu belirterek '"Büvük iddialarla, 'Toplumsal Uzlaşma Hükümeti' olarak lanse edilen >enı hükümetin de kısa sürede takkesi düşmüş ve keli görünmüştür" dedi. Uğur Mumcu'ya hakarete dava • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Uğradığı bombalı suıkast sonucu yaşamını yitiren gazetemiz yazan Uğur Mumcu'yu. "demokrasi düşmanı, devlete karşı suç işleyen ve sakıncalı bıri" diye tanımlayarak. Uğur Mumcu Kavşağı'nın adının değıştinlmesinı isteyen 3 belediye meclısi üyesi hakkında dava açıldı. Mumcu'nun eşı Güldal Mumcu \e çocuklan adına Balıkesir Asliye Hukuk Mahkemesi"ne verilen dava dılekçesınde. Balıkesir Belediye Meclısi üyeleri Haluk Turgut Bilgihan, Mürşit Gürçay ve Haydar Altıntaş'ın imzalannı taşıyan önergede Mumcu'ya yapılan hakaretin '"son derece çirkın ve utanç verici" olduğu belirtildi. Aykut, Göcek'te • GÖCEK (Cumhuriyet) -BAÇEP'in 1997 yıh içindeki 3. toplanrısına katılan yeni Çevre Bakanı tmren Aykut, Türkiye'deki her aileden bir kişinin Çevre Bakanlığı'nın gönüllü görevlisi olması durumunda çevre sorunlannın çözümlenebileceğını söyledi. Bakan Aykut bir soru üzerine, cumhurbaşkanının da çevTe konusunda karar verecek yargı organlannı etkilememesi gerektığıni belirterek "Cumhurbas,kanı da hukuka uymak zorundadır" dedı. Muğla Valisı Cemil Serhatlı ise Muğla'nın yüzde 24"ünün özel çevre koruma bölgesi olmasına rağmen buralarda kaçak ınşaatlar yapıldığını anlatarak. bölgede ciddi bir mastır plan çalışması yapılması gerektığıni söyledi. Göç komisyonu Uce'de • DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da boşaltılan yerleşim birimleriyle ılgilı olarak TBMM'ce oluşturulan Araştırma Komısyonu'nun üyelen. Diyarbakjr'ın Kulp ve Lice ilçelerinde incelemelerde bulundu. göç eden vatandaşlarla görüştü. Komisyon Başkanı. RP Diyarbakır Milletvekıli Haşım Haşimi. "'göç konusunun en az Susurluk kadar önemli olduğunu" belirterek konunun Avrupa gündeminde bile yer aldığını söyledi. Che kampanyasına üçgözattı • İstanbul Haber Servisi - Devrimci Emek Dergisi, yaptığı yazılı açıklamada. başlattıİdan "CHE Devrimler Sürüyor" kampanyası sırasında 3 arkadaşlannın gözaltına alındığını belırttı. Açıklamada, Ülkü Şeyda Alakoç, Aylin Gündoğan ve Kemal Amaç Gürsoy'un serbest bırakılması istendi. • • Bayrampaşa Cezaevi Savcısı Necati Ozdemir'den cezaevleri için çözüm önerisi paketi Savcı reform istiyorHULYATOPCU Bayrampaşa Cezaevi Savcısı Necati Özdemir, cezaevlerinin nasıl yönetileceği ve yönericiler arasındaki ilişkileri düzenleyen bir yasanın bulunmadığını vur- guladı. Özdemir, Istanbul'daki tüm cezaevlerinin bir başsavcıya bağlanması, tutuklular için bir hastane bünyesinde tutuklu ser- visleri açılması, cezaevinde gö- revlendirilecek askeri persone- lin mutlaka özel eğitimden geçi- rilmesi gerektiğini belirtti. Ölüm oruçlan sonrasında gö- reve başlayan ve adından sık sık söz ettiren Bayrampaşa Cezaevi Savcısı Necati Özdemir, isyan- lar, açlık grevleri ve sorunlarla sık sık gündeme gelen cezaevle- ri ile ilgili bir çalışma hazırladı. Özdemir, Adalet Bakanlığı'na da gönderdiği çahşmada, ceza- • Özdemir, İstanbul'daki tüm cezaevlerinin bir başsavcıya bağlanması, tutuklular için bir hastane bünyesinde tutuklu servisleri açılması, cezaevinde görevlendirilecek askeri personelin mutlaka özel eğitimden geçirilmesi gerektiğini belirtti. evlerindeki sorunlara dıkkat çe- kiyor ve bunlann son bulması için ahnması gerekli önlemleri sırahyor. Özdemir, çahşmasında her cezaevinde ayn bir yönerme- liğin uygulandığına dikkat çeki- yor. Cezaevlerinin yönetiminin adeta genelgelere bırakıldığmı ıfade eden Özdemir, genelgele- rin birçoğunun birbirine tezat hükümler taşıdığını ve yönetim değiştiğinde de genelgelerin de- ğiştiğini kaydetti. Özdemir, ce- zaevleriyle ilgili en basit konu- larda bile ınisiyatif kullanılama- dığını ve çözümün Adalet Ba- kanlığı'ndan gelmesınin bekle- nildığıni vurguladı. Tutuklulann karşılannda hu- kuk yerine idarecilerin kişilikle- nni bulduklannı ifade eden Öz- demir, ıdarecilenn gerekenı yap- mak yerine tüm olumsuzluklara bahane bulduğunu kaydetti. Per- sonelin de eğıtım kalitesinin ve bilgisinin istenilen düzeyde ol- madığına dikkat çeken Özdemir. cezaevinde görev yapan jandar- manın aynı eğitim düzeyinde olan gardiyandan iki kat fazla maaş aldığını belirtti. Türkiye genelinde tutuklulann sekizde birinin Istanbul'daki cezaevle- rinde bulunduğunu anımsatan Özdemir. daha sorunsuz cezaev- lenne kavuşulması için yapılma- sı gereken önerileri şöyle sırala- dı: "- İstanbul'daki tüm cezaev le- ri oluşturulacak bir statü çerçe- vesinde bir başsavcıya bağlan- maiıdır. Bu başsavcı titizlikle se- çilmeli ve İstanbul cezaev terinin tüm sorunlaruıın çözümünde, koordinasyonunda yetkili olma- udır. - Bu başsavcılık bünyesinde yeteri kadar bilgisayardonanımı cezaevlerine ve bakanlığa bağlı olarak kurulmalı ve teknik per- sonelle donanmalıdır. - Cezaevlerinde mümessil sav- cıhklar kakünunalıdır. - Tüm ödenekler bu başsavcı- lık emnne gönderilmeli ve har- camalar bu merkezden yapılma- lıdır. - Bu başsavcılık bünyesindece- zaevleri için bir müstakil işyurt- lan nıüdürü ve yeteri kadar 2. müdürve teknik personel bulun- malı ve her türlü alış-sabş hizme- ti tek elden yürürülmelidir. - İstanbul içerisınde işyurtla- nna ve iş esasına bağlı bir hü- kümlü açık cezaevi kurulmalı ve İstanbul cezaevlerinin tüm işko- lu faaliyetleri bu cezaevinden yürütülmelidir. -Cezaevinde görev lendirilecek askeri personel mutlaka özel eği- timden geçirilmelidir. - Süratle personel ihtiyacı gi- denlmeli ve yeni alınanlarmüm- kün ıse üniversite mezunlann- dan seçilip infaz korumada hiz- metiçı eğitimi yapılarak göreve ba^latılmalıdır." UŞAK CEZAEVİ Gerginliğe neden İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Uşak E Tipı Ceza- evi 'nde siyasi tutuklulara "iö- rafçdık" dayatmasının gergin- liğe neden olduğu öne sürüldü. Cezaevinde müvekkilleriyle görüşen lzmir Barosu avukat- lanndan Kemal Bügiç ile Son- gül Ak, cezaevi yönetiminin. kadın siyasi tutuklulardan son- ra avukatlara da baskı uygula- maya başladığını belirttiler. Uşak E Tipi Cezaevi'nde iti- rafçılığın kuram olarak yerleş- tirilmek istendiğini ileri süren avukat Bilgiç ve Ak, siyasi da- valardan yargılanan kadın tu- tuklulann cezaevine gırişte di- ğer tutuklulardan ayn tutula- rak tecrit edildiklerini belirtti- ler Zoria itirafçılık Bılgiç ve Ak, Uşak E Tipi Cezaevi'ndeki uygulamalarla ilgili olarak şunlan söylediler: "Müvekkillerimiz, kendile- riyle yaptığımız görüşmede, vönetimin siyasi tutuklu ve hü- kümlüleri itirafçılığa zorladı- ğını öne sürdüler. 10 gün önce tutuklanan Zeynep Ülger adındaki kadının koğuşa ko- nulmadığını. gece-gündüz avu- kat görüş mahallinde tutuldu- ğunu söylediler. Bu uvgulama- yı biz de görüş için gittiğimiz- de saptadık. Yönetim, müvek- killerlc görüşmemizi nöbetçi müdür odasında yapmamızı istedi. Ancak tepki gösterme- miz sonucu Ülger, vatağı ve eş- yaları toplanarak başka bir odaya konuldu. Gördüğümüz kadanyta UşakCezaevi itiraf- çüann cezaevi yapılmak isten- mektedir." Uşak E Tipi Cezaevi'nde 2 kişının tabancayla öldürülme- si olayını, hükümlülerden Ke- nan Baş üstlendi. Uşak Cum- huriyet Savcısı Hüseyin Avni Ozcan'dan alınan bilgiye göre öncekı gün meydana gelen olayla ilgili olarak 16 mahkûm ifade verdi. Cınayeti üstlenen Kenan Baş adlı mahkûm, olayın "ku- mar oynatma anlaşmazuğı" nedeniyle meydana geldiğini söyledi. Uşak E Tipi Cezaevi'nden bir süre önce kaçan ve ülkücü baba olarak bilinen Kürşat Yümaz" ın Uşak'a getirildiğini vurgulayan avukatlar. mafya- nın burada örgütlendiğini öne sürdüler. Cumartesi Annelerı calatasaray Lisesi önünde 115. kez bir araya geldi Amıeler baskılan protesto etti Cumartesi Anneleri "gözaltuıda kayiplann son bulması ve sorumlulann yargüanması 1 " için 115. kez Galatasaray "de bir araya geldi. Her eylem sonrasında İHD yöneticileri ile sanatçdar hakkında Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na muhalefet suçundan dava açıldıgının vurgulandığı oturma eyleminde. gözaltında kayıplar son buluncay a kadar mücadele edikceği vurgulandı. 12 Eylûl öncesinde tedavi için Avnıpa'ya giden ve daha sonra Türk vatandaşlığından çıkanlan sanatçı Şah Durna da evlemde yaptığı konuşmada, baskılann son bulması için eylem yapan kayıp annelerine destek vertnek için buraya geldiğini ifade etti. Galatasarav 'daki ilk oturma eyieminin Hasan Ocak'ın cesedinin Kimsesizler Mezarlığı'nda bulunmasından sonra yapıldıgını anımsatan kayıp yakınlan, Ocak ile Gazi olaylarinda yaşamını yitiren Zeynep Povraz'ın Gazi Mahallesi'nde bulunan mezaıiannın tahrip edilmesini protesto ettiler. "Analann öfkesi katilleri boğacak" diye slogan atan kayıp yakınlan sessizce dağıldılar. (Fotoğraf: KUBlLAY TÜNTÜL) Sağlıksız yaşam koşullan salgın hastalık tehdidini tehlike sınınna taşıyor Tutuklular veremin pençesinde NECATİ AYGEV İZMİR- Buca, Aydın, Nazilli ve Uşak E Ti- pi cezaevlennde verem salgını olduğu öne sü- rüldü. tHD lzmir Şube Başkanı Avukat Ercan Demir, salgınm gıderek yaygılaştığını, gerekli önlemlenn alınmaması halinde ölümle sonuç- lanacak olaylardan korktuğunu söyledi. Ercan Demir, Buca Kapalı, Aydın, Nazilli ve Uşak E Tipı cezaevlenndeki verem salgınına karşı önlem alınması için ilgilileri uyardıklan- nı, ancak olumlu yanıt alamadıklannı bildirdi. Salgının siyasi ve adli tutuklular arasında gide- rek yayıldığını ileri süren Demir, kaygılannı şöyle dile getirdi: "MüvekkUleriyle görüşen avukat arkadaşla- nmız. hasta tutuklu ve hükümlülerin kavda de- ğer, hiçbir sağlık hizmetinden yeterinceyararla- namadıklannı aktardılar. Bunun son örneğiBu- ca, Nazilli, Aydın Cezaevi'nde verem salgını ol- ması, tutuklu ve hükümlülerin verem teşhisi ile hastanelere yatmlmasıy la ortaya çıkn. Koşulla- nn sağlıksız olması nedeniyle. hasta olan tutuk- lulann tedav ilerinin yapılmaması ve koğuşlarda rurulmalan. hastalığı göz göre göre v aygınlaştır- nuş ve bu konuda hiçbir önlem alınmamıştır. Bu bile bik insanlan öldürmekten başka birşey de- ğüdir, büyük bir sorumsu/Juktur. Sağlıkve Ada- let Bakanlığı'nın bir an önce sonınu çözmesini bekliyoruz. Aksi halde, yakın bir zamanda yüz- lerce tutuklu ağır hastalığa yakalanacak. tedavi edilmemeleri nedeniyle belki de olümeül sonuç- lar doğacaktır." Tehlikeli boyutlarda TAYD-DER Cezaevi Komisyonu üyesı Avu- kat Kemal Bilgiç ve Tutuklu Aılelen Insan Hak- lan Dayanışma Derneği (TtYAD) Cezaev i Ko- misyonu üyesi Çetin Bingölbalı da Buca, Uşak Aydın ve Nazilli cezaevlerinde yaptıklan ince- lemede, salgının giderek tehlikeli boyutlara u- laşmaya başladığını saptadıklannı belirttiler. Avukatlar yaptıklan ortak açıklamada, "Mü- vekkillerimiz cezaevi doktoriannın yapoklan muayenede verem salgını olay lannı saptadıkla- nnı belirttiler. lzmir İl Sağlık Müdürlüğü'ne. İz- mir Valiliği'ne ve Türk Tabipleri Birtigi'ne du- nımu açıklayıcı fakslar çekildL Bu başvurulan- mız üzerine lzmir Tabip Odası girişimlerde bu- lundu" dediler. Avukat Bilgiç ve Bingölbalı. 44 kadın tutuk- lunun bulunduğu Uşak E Tipı Cezaevi'nde bu- lunan Sevgi Erdoğan.Necla Cumak. Gülümser Seyitcemaloğlu, Nurşen Koşar.Türkan Çetin ile yaptıklan görüşme sırasında cezaevi girişinde MHP ve ülkücüleri sembolize eden birtakım amblem, resimlerin asılı olduğunu gördüklen- ni de belirttiler. Avukatlar. cezaev i yönetiminin sol görüşlü tutuklu ve hükümlülere baskı vap- tıklannı vurgulayarak şunlan söylediler: "Hasta tutuklu ve hükümlülerin hastaneye sevk sırasında itirafçılık dayatması ile karşılaş- uldaruıı öğrendik. Hastaneye giden kadın tutuk- lu ve hükümlülerin, muayene odasuıdan askerin çıkmak istememesi üzerine muayene olmadan geri döndüklerini beliriedik." SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr Gazetelerde "Bergama'da hayal kınklığı" başlıklı bir haber gördüm. Habere göre; Yılmaz hükümetinin mahkeme karan- na uyduğu yönündeki bilgiler doğru değilmiş. Yöreye gezi yapacak olan Çevre Bakanı imren Aykut ve diğer bakan- lar da gezilerini ertelemişler. Bergama'da yıllardır bütün Türkiye'nin gözü önünde bir kavga veriliyor. Bergama'nın köylüleri, kentlileri, alışık olma- dığımız birdirençle, uluslarara- sı maden şirketine karşı koyu- yoriar. Bergamalılar, siyanürte altın çıkarmaya ilk tepkileri gös- terdiklerinde, bunun yerel bir direniş olduğunu sanıyoriardı. Mücadele giderek yerel olmak- tan çıktı, önce ülke çapında gi- derek uluslararası ölçekte bir boyut kazandı. Bergama'daki mücadelenin ve bunu yürüten dirençli insan- Bergama'nın Verdiği Ders ların yarattığı hava, verdikleri mesaj, hesaplananın çok öte- sinde bir anlam kazandı. Nedir bu mesaj? Öncelikle çevreyi koruma noktasında halkın ve kamuoyunun önemli olduğu ortaya çıktı. Eğer insanlanmız sorunu doğru kavrartarsa umu- lanın çok ötesinde bir direnç gösterebiliyorlar. Siviltoplum, sivil direniş üze- rine günümüzde çok şeyler söyleniyor. Işte sivil toplum Bergama'da, küçümsenen Anadolu köyiüsü, dünyaya ör- nek olacak bir kavgaya öncü- lük ediyor. Aynca bu kavga; öy- le iki günde yanıp sönen sa- man alevi biçiminde yürütül- müyor. Uzun soluklu ve bilinç- li bir direnişle yüz yüzeyiz. Çünkü bu kez halk, yaşam alanının tehdit attında olduğu- nu kavradı. Türkiye'de son yıllann en bü- yük sivil toplum gösterisini ve sivil toplumun gücünün ne ol- duğunu Ege köylüleri ortaya koyuyorlar. Bergamalılar, hepi- mizi cesaretlendiren, çevre için direnmenin ne kadar önemli ol- duğunu kanıtlayan bir ders ve- riyorlar. REFAHYOL'un Refahlı Çev- re Bakanı Ziyattin Tokar, ulus- lararası şirketin dümen suyun- da gitti. Siyanürcülere cesaret verdi. Ancak Bergamalılann ör- nek duyarlığı bir çevre tahriba- tının önüne geçti. Mahkeme, Bergamalılara destek olan bir karar vermesine karşın, yine de şirket hükümetin desteğiylefa- aliyetini sürdürmeye kalktı. Bu kavga, sertleştiği birsıra- da hükümet değişti. Halk, yeni hükümetin mahkeme kararlan- na uyacağı umudu içinde bek- leyişe geçti. İlk meseajlar da olumlu yönde gelince, gerilim yerini sevince bıraktı. Son ha- ber hiç iç açıcı değil. Sanınm si- yanürcü şirket yeni hükümete de el attı. Umanm son haberler doğru değil. Çünkü eğer mahkeme karartanna uyulmaz da zorla- ma sürerse kavga daha da bü- yür. Hükümet de önemli bir ko- nuda, kanunsuzluğa arka çıkan olumsuz bir konuma düşer. Ciddi bir prestij kaybına uğrar. Dileğimiz, bu büyük sivil top- lum direnişine kulak verilmesi. "Bu halk adam olmaz" diye düşünenler, Bergama'ya bak- sınlar. Bergama'nın gariban köylüleri, kadın, erkek, çocuk haklannı anyortar. Uluslararası şirketin, para, şantaj ve tehdi- dine boyun eğmiyoriar. Herke- si etkileyecek bir ömek ortaya koyuyorlar. ••• Hükümet; kanunlan uygula- mak, halk iradesine saygılı ol- mak, bir hukuk devleti yarat- mak konusunda Bergama'da sınavdan geçiyor. Ortada iki seçenek var: Birisi; cebinde dolarlarla bilim adamını, gaze- teciyi, politikacıyı, köylüyü sa- tın alabileceğini sanan ulusla- rarası şirket. Diğeri; vartığını ko- rumak isteyen, gözü açılmış başı dik Bergamalılar. Hükü- metin tercihi bu ikisi oranında olacak. Bir üçüncü yol yok. MİKRO DINÇ TAYANÇ Cart Curt Turgut Kafası Efendiiım, huzurlannızda "küçük" Böyyyük Tur- gutlaıi Kendi gıttı, sülalesiyle prensleri kaldı yadigâr! Sülaleyi geçiyorum; prenslerin kimi "timing"\ iyi öl- çümleyemediklerinden, şimdi ikinci vatanlanndafa^ lan yaşıyor, kimi de yeniden bakanlık koltuklannda ustalannın ızini sürüyor! Iz belh, ızinden gidilen yolun nereye çıkacağı bes- belli. Ard arda zamlar yapılıyor, dövizin ipleri koyuveri- liyor, faiz kendi ipinı kendi kopartıyor... Üretmeksızin, sırt üstü yatıp ranttan kazanç sağ- lamaktan özürtü sanayicinin(!) keyfi tıkınna girerken, üretmek gibi bir "çağ dışı"(!) alışkanlığını ten< etme- yen sanayiciye "elindeki malı mülkü sat" öğütleri ve- riliyor... "Yeniden" ihracat patlaması(!) yaşanması için ge- rekli önlemlerin alınacağı açıklanıp toplantı üstüne toplantı düzenleniyor. Hani yakındır, vergi iadesiyle birlikte hayali ihracat da hortlarsa seyreyleyeceğiz gümbürtüyü! Böyyyük Turgut zengini severidi... Sevdiği için de hem kendini, hem sülalesini, hem de yakın çevre- sini zenginleşttirmek için yaptığı yapacağı her işi bir "fiyata" bağlamış idi... Küçük Böyyyük Turgutlar ondan aşağı kalacak değıllerya! Biri çıkıp basına konuşmanın, birkurum- da konuşmayapıp değerli(!) fikirlerini ortaya dökme- nin fiyatını açıklıyor; 800 milyon TL'cik! Kendi gitti, yadigârlarından önce sülalesi efradı- nın fiyatlannın "faturası" ortaya döküldü. Ardından prens ve prenseslenn faturalannın da topluma çık- tığına uyanıldı. Daha sonra, kurumsal fiyatlandır- maların ülkeye ve devlete olan faturasını ulusça ödemeye koyulduk! Hani demem o kı, şimdikilerin fiyatlannın fatura- lannın da üç zamanda mı desek, beş zamanda mı bilinmez ama, bir gün mutlaka bizlere çıkacağı gün gibi ortada... Rezalet Yolu karabasanı boyunca; siyaset-maf- ya-polis ilişkilerinden karayobaz yapılanmanın bo- yutlanna, laik eğitim sısteminin yok edilmesine ra- mak kaldığından asıl hedefın Türkiye Cumhuriyeti olduğuna dek bir çok konuda uyanan ve tümünden önemlisi "dilindeki" Kemalistliğin aslında "benliğin- de" var olduğuna ayan bir toplumuz. Dahası, bir kez aydıktan sonra işin peşini bırak- mamak gerektiğine bile uyanmış bulunuyoruz. Bu nedenle; "kendi fiyatını kendin biç" felsefesi- nin(!) ardından "soyunun sopununu ve dahiyağdan- lığının fiyatını da sen biç" mantığının sökün edece- ^)ine dezaman yitirmeden uyanmamız zorunlu olu- yoıi Uyanabilmek için öncelikle kılık, dil ve "imaj" de- ğiştirmiş bile olsa, Böyyyük Turgut kafasının aynı ka- faolduğundan kuşku duymuyoruz. Tıpkı "dörteği- limi birieştiren" BTP'nin (Böyyyük Turgut Partisi) içindeki faşist ve de karayobaz makulesinin aynı makule olduğundan kuşku duymadığımız gibi. Bu yüzdendir ki, sekiz yıllık zorunlu temel eğitim konusunda BTP içinde baş gösteren kıpırtılara "ge- çici" ya da "uzlaşılabilinir" gözüyle bakmayı aklımı- zın ucundan bile geçirmiyoruz. Dahası BTP lideri ve de hükümetinin "Atatürk'ün yolundan gideceği" sözünü venniş başbakanının "sekiz yıllık eğitim bu şekliyle bir çıksın. Daha son- ra, tekbaşımıza iktidar olduğumuzda, yeniden göz- den geçirip düzeltiriz" incilemesinden nem kapıve- riyoruz! Hani; karayobaz sürüsünün, akyobaz şaibe ya- lancı hatunun ve de Sevr Cumhuriyeti düşü gezgin- lerinin, birellerinin Böyyyük'Turgut'un mirasında, di- ğer ellerinin de BTP içindeki "eğilimlerde" olduğu- nu bilmesek yıyeceğiz de... Haaa; karayobaz sürüsünün, akyobaz şaibe ya- lancı hatunun ve de Sevr Cumhuriyeti düş gezgin- lerinin atıp tutaraktan yırtınmalan mı? Onlara boş verin; ürüyen çok olsa da kervan yü- rür... işki, kervancı yola çıkarttığı kervana ihanet et- mesin! Ana fikir Korkulu düş görmektense, uykusuz kalmak iyıdir. Ana fikrin ana fikri: Bir takımın en kolay gol ye- diği an, attığı golün santrasını izleyen andır! Bayrampaşa Cezaevi 18 kişi dövülerek gözaltına atındı İstanbul HaberServisi- Cezaevlerindekı tutuklu ve hükümlülerin kötü ko- şullannı protesto etmek isteyen Halkevlen İstan- bul Şubesi üyesi toplam 18 kişı polis tarafindan dövülerek gözaltına alın- dı. Halkevleri İstanbul Şu- besi üyeleri, geçen yıl aç- lık grevlerinde yaşamını yıtirenleri anmak için dün Bayrampaşa Cezaev i önünde bir açıklama yap- tı. Halkevlen Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Samut Karabulut hükümetlerin yıllardır ın- san haldannın tersi uygu- lamalar vaptığını belirte- rek "Ekonomik ve siyasal kriziçözemeyen iktidarlar, gelişebilecek muhalefete gözdağı vermek, karariılı- ğuu göstermek ve günde- mi meşguletmekiçin ceza- ev lerini kendilerine hedef seçnüşlerdir" dedi. Ceza- evlerinde bulunanlann ki- şiliksizleştirihneye çalışıl- dığını öne süren Karabu- lut, geçen yıl 12 tutuklu ve hükümlünün yaşamını yi- tırmesinin nedeninın de bu politika olduğunu söy- ledi. Siyasi ıktidan tutu- muna dikkat etmesı konu- sunda uyaran Karabulut şöyle devam etti: "Hapis cezasıyia ceza- landırdığını/ rutsaklann da haklan vardır. Ek bir ceza çektirmeve hakkınız yok. Devrimci tutsaklara dönük düşmanca. öç al- maya. boyun eğdirmeye yönelik girişimlerden vaz- geçin. İnsan haklan ve si- viltoplum örgütlerinm,tu- tuklu ve hükümlülerin, ai- lelerinin onavlamavacagı . düzenlemeler ciddi yara- lara yol açacaktuv" Açıklamanın ardından dağılmak isteyen yaklaşık- 50 kişilik grup, polis tara- findan engellendi. Basının' kenara çekilmesini iste- yen polis, açıklama ya- panlann önünde set oluş- turdu. Bu arada bir grup, polisi aşarak mahalle içle- rine doğru kaçmaya başla- dı. Gruba cop, dipçik ve sopalarla müdahale eden polis. cezaevi önünde 11, etrafa dağılan göstericiler- den de Sağmalcılar Metro Durağı önünden 7 olmak üzere toplam 18 kişiyi gö- zaltına aldı. -
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle