23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ 1997 ÇARŞAMBA HABERLER Gözaltındakilere yiyecek ambargosu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sıvas katliamını anmak amacı ile Batıkent Vedat Dalokay Parkı'nda geçen günlerde düzenlenen "Sıvas'ın Işıgı Sönmesin" adlı etkinlik sırasında Yeni Mahalle Jandarma Komutanlığı tarafından gözaltına alınan ÖDP ile PSAD yöneticilerine yiyecek ambargosu konduğu bildirildi. Jandarmalann, gözaltındaki kişilere götürülen yiyecek ve içecekleri almalarına karşın gözaltındakilere iletmedikleri belirtildi. ÖDP Yönetim Kurulu Başkanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamayla. jandarmanın bu tutumu kınandı. Prof. Türeli toprağa verildi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Elektronık Bölümü kuruculanndan Prof. Dr. Ayhan Türeli öldü. Bir süredir kanser nedeniyle tedavi gören ve kurtanlamayan Prof. Dr. Türeli'nincenazesi Kocatepe Camii'nde kılınan öğle namazından sonra dün Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verildi. Türeli'nin ODTÜ bayrağına sanlı tabutu eller üzerinde taşındı. Murat Tekeli yine işbaşında • ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile çeşitlı dönemlerde başbakanlann makam otolannın önüne kendini atarak iş istemeyi alışkanlık haline getiren Murat Tekeli, dün de Başbakan Mesut Yılmaz'ın arabasının önüne atladı. TBMM'ye giden Başbakan Yılmaz'ın otosunun önüne "Başbakanım iş istiyorum" diye bağırarak yola atlayan Tekeli, Özel Harekât Timi'ne mensup korumalar tarafından etkisiz hale getirildi. Sara hastası Tekeli, daha önceki eylemlerinin bazılannda küçük kızını da kullanmıştı. Kaymakamlık kursu töreni • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 84. Dönem Kaymakamlık Kursu'nun kapanış \e ödül töreni, yeni Başbakanlık Binası Basın Salonu'nda yapıldı. Törende konuşan Içışleri Bakanı Murat Başesgioğlu. ülkenin yönetiminde mülki idare amirlerinin taşra teşkilatını işletmedeki başansının. merkezi idarenin de başansında büyük rol oynadığını belirterek, "Bunda çalışkan, bilgili. dinamik, Atatürk ilke ve inkılaplanna bağlı mülki idare kadrosunun çok büyük rolü vardır" dedi. Yüksekova'da çatışma • Dt\ARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde çıkan çatışmada geçicı köy koruculan Esat Taşan. Mahmut Akkoc ve Mehmet Şeref Öngün hayatını kaybetti. Çatışmada yaralanan Yılmaz Çikli, Abdullah Akkoç. Cesim Pastacı ve Mikail Bingöl ise Yüksekova Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Bu arada Mersin ve Adana'da düzenlenen operasyonlarda da 12 PKK'li gözaltına alındı. Kalemli'nin kabulü • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Demokratik Sivil Toplum Örgütleri temsilcilerini kabul eden TBMM Başkanı Mustafa Kalemli. sivil toplum örgütlerinin öneri ve düşüncelerine değer verdiğini belirterek. "Ancak, parlamentonun çalışma şartlan anayasada bellidir" dedi. Kalemli, Siyasi Partiler Kanunu. Seçim Kanunu ve anayasaya uyum yasalan ile ilgili çalışmalann devam ettiğini. milletvekili dokunulmazlığı ile ilgili teklifin de genel kurul gündeminde bulunduğunu bildirdi. Erbakan yeni hükümetin 8 yıllık kesintisiz eğitim için kurulduğunu söyledi 'Zorlamahükümet9 ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - RP Genel Başkanı Nec- mettin Erbakan. ANAP lideri Mesut Yümaz'ın başkanlığında kurulan 55. hükümeti "ucube" diye nitelendirdi. Koalisyonun ulusal iradeyi temsil etmediğini ve Cumhurbaşkanı Süleyman Denıirelın kurduğu Çankaya hükümeti olduğunu ileri süren Erbakan, "DemireL, 20 yıl önce 'Çankaya"dan geldiler. Çanka- ya'ya döndüler" demişti. 12 gün sonra da aynı şeyi biz söyleyece- ğiz"dedi." REFAH YOLdan sonra ilk kez ana muhalefet lideri olarak grup toplantısı yapan Erbakan. yeni hükümete ve Cumhurbaşkanı Demirel'e yüklendi. Hükümet protokolü uyannca, sözlerini tu- tup başbakan lıktan istifa ettiğini anımsatan Erbakan. kendisine "Başbakanlık koltuğunu bırak- maz" diyenlerin şimdi "yüzü- nün kızardığını ve gözlerinin ye- rebaktığını" söyledi. Grup salo- nuna girişte. millet\ekilleri ve konuklann alkışlanyla karşıla- nan Erbakan'a. kürsüyeçıktiğın- da da "Türkiye seninlegururdu- yuyor" sloganlan atıldı. Konuşmasında. Türki>e'nin bugüne gelişini özetleyen Erba- kan, 55. hükümetin arkasında 213 milletvekili desteği bulun- duğunu. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın da güvenoyla- masından hemen sonra "muha- lefete başlayacağT sinyali verdi- ğine dikkat çekti. Erbakan. ANAP-DSP-DTP koalisyonunun güvenoyu alama- yacağını ve bir an önce görevi iade etmelerini isterken hükü- mete birbirinden ilginç isimler taktı. Cumhurbaşkanı Demi- rel'in. hükümet olarak bir "ucu- beyi" göre\lendirdiğini ileri sü- ren Erbakan. sözlerini şöyle sür- dürdü: "Bu bir Çankaya hükümeti- dir. çünkü bunu Demirel kur- muştur. Demirel, 20 yıl önce 'Çankaya'dan geldiler. Çanka- ya'ya gıttiler' demişti. Aynı şeyi 12 gün sonra da inşallah biz söy- leyeceğiz. Bu bir ANAP millerve- kilinin de söylediği gibi Türkiye Cumhuriyeti'nin gelmiş geçmiş en şaibeli hükümetidir. Bu kartel mechasının desteğijle işbaşına gelmiş. bir hükümettir. Rantiye hükümetidir, kumarhaneciler hükümetidir. zorlama. antide- mokratik bir hükümettir. Sayv- saJ olarak da bir azınlık hükü- meti vardır. Arkasında sadece 213 millervekilinin desteği vardır. Karşısında ise 268 vardır." "AINAP taşeroıT Hükümete. "solcu'" niteleme- si de yapan Erbakan. "Eğer bu ülkede Milli Eğitim, Di>anet, Kültür Bakanlığı solcu bir baka- na devrediliyorsa, bu hükümet solcu bir hükümet demekrir. Me- sut Yılmazda sokulann taşeron- luğunu yapmıştır" görüşünü sa- \ undu. Cumhurbaşkanı Demirel'in antidemokratik çizgiye kaydığı görüşünü yineleyen Erbakan, "Sayısal değil. siyasal çoğunluk" sözünün ise tarihe geçeceğini vurguladı. 55. hükümetin kuru- luş amacının sadece kesintisiz temel eğitim olduğunu kaydeden Erbakan.u Asü mesele de bu. Evet herkesin eğitim hakkı var, ama herkesin dinini öğrenme hakkı da var" diye konuştu. Alınan bilgiye göre. RP grubunun kapalı bölümünde konuşan Erbakan, Yılmaz hükümetinin güvenoyu alamay- acağı savını yineledi. Erbakan: Korkut Özal, Ali Coşkua, Cemi) Çiçek gibi ANAP içindeki muhafazakâr milletvekıllerinin. "imam-hatip liselerinin orta kısımlannı kapatmak için kuru- lan bu hükümete gü\enoyu ver- meveceklerini" öne sürdü. Mesut Yılmaz hükümeti bakanlıklardaki tüm atama ve icraatı incelemeye aldı REFAHYOL dönentinegöaüâANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yeni hükümet, göreve gelir gelmez. büyük kadro operasyonlannın uygulandığı REFAHYOL dönemindeki tüm atama ve kadro değişiklik- lerini incelemeye aldı. Maliye. Çalışma ve Sosyal Güvenlik. Tanm ve Köyişlen, Kül- tür, Turizm, Adalet bakanlıklarmdaki tüm atamalar durdurulurken her türlü ödeme. alım ve ihaleler de ikinci bir emre kadar iz- ne bağlandı. Adalet Bakanı Oltan Sungur- lu, yargıç ve savcılar ile cezaevleri müdür- lerinin atamalanna ilişkin kararnameleri ye- niden incelemek üzere istetti. REFAHYOL iktidannın belediyelere yapacağı trilyonluk yardımın da Mesut Yümazhükümetinin hız- lı bir şekilde kurulmasıyla kesildıği öne sü- rüldü. ANAP. DSP ve DTP ortaklığıyla önceki gün kurulan yeni hükümetin ilk icraatı, RE- FAHYOL'unson 1 yılda. özellikle teftiş ku- rullan ve üst düzey bürokraside yaptığı kad- ro operasyonlannı incelemeye almak oldu. Adalet Bakanı Sungurlu'nun. 1991'den bu yana bakanlıkta yapılan icraatı inceleme- ye aldığı bildirildi. Sungurlu'nun öncelikle eski bakan Şevket Kazan döneminde yapı- lan atamalan öğrenmek ıstediği, bu çerçeve- de Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili'nden 1125 yargıç ve savcının yeni görev yerlerini belırleyen kararname taslağını istettiği öğrenildi. Sungurlu'nun ayrıca, geçen hafta hazırlanan 400 kişilik ce- zaevi müdürleri atama kararnamesi ile ilgi- li Ceza ve Tutukevleri Müdürü HüseyinTur- guftan bilgı istediği kaydedildi. Giderayak 350 kadro Tanm ve Köyışleri Bakanı MustafaTaşar. dün bir genelge yayımlayarak bakanlığa bağlı tüm atamalann bakan iznine bağlı ol- duğunu açıkladı. Genelgede. merkez ve taş- ra teşkilatında yapılacak her türlü ödeme. alım ve ihalelerin de ikinci bir emre kadar bakan iznine tabi olduğu bildirildi. Taşar, bakan olarak dün düzenlediği ilk basın toplantısmda, REFAHYOL hüküme- tinin bakanlığında giderayak 350 kadro da- ğıttığım belirİediklerini açıkladı. Türbanlı memuriar alındı Kültür Bakanı tstemihan Talay'ın. göreve gelir gelmez. eski bakan İsmail kahra- man'ın Özel Kalem Müdürü Lütfü Aydın'ı görevden alarak yerine Pınar Aktemiri ge- tirdiği öğrenildi. Talay"m aynca özel kalem- deki türbanlı memurlan da görevden aldığı, bakanhktaki tüm geçici görevlendirme ve atamalan da askıya aldığı bildirildi. Talay'ın talimatı doğrultusunda, Bodrum Müzesi'yle ilgili tüm bilgiler ve İsmail Kah- raman'ın yazılı emirleri bir dosvada topla- narak bakana verildi. Bodrum Kalesi'ndeki minarenin restore edilebileceği. ancak şape- le dokunulmayacağı belirtilirken Talay'ın yerinde inceleme yapmak istediği kaydedil- di. Eserlerin korunması konusundaki duyar- lılığını dile getiren Talay'ın, güvenoylama- smdan önce herhangi bir işleme gitmeyi dü- Milli Savunma Bakanı İsmet Sezgin. görevi en son teslim alan bakan oldu. Devir-teslim töreni sırasında hizmetleri nedeniyle Tayan'a bir plaket veren Sezgin, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) ülkenin gözbebeği olduğunu belirterek "TSK'nin ihtiyaçlannın karşılan- ması cumhuriyet hükümetlerinin öncelikli vazifeleri arasındadır" dedi. Turhan Tayan da Milli Savunma Bakanlığı görevini ağabeyi olarakgördüğü Sezgin'e devrettiği için mutlu olduğunu söyledi.(Fotoğraf: AA) şünmediği. bürokratlardan brifıng alacağı kaydedildi Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uhığbay ta- rafından önceki gün çıkanlan genelgeyle de bakanlığın merkez ve taşra teşkilatı ile bağ- lı kuruluşlanndaki her türlü tayin. terfi, na- kil, açıktan atamalar, ödemeler ve ihaleler. ikinci bir emre kadar durduruldu. Genelge- de. "Önceden gerçekleştirilen atamalardan tebliğ edilmemişler, tebliğ edilmeyecektir. TeMiğ edilip de işe başlamamış olanlar işe başlatılma>acakür. Veni ihaie acılmavacak. kamulaşbrma \e satın alma işlemi \apılma- yacak, bunlara ilişkin ödeme emri düzenlen- meyeeektir" denıldı. Mehmet Sağlam'ın. Milli Eğitim Bakan- lığı görevini devretmeden önce. Şemsettin Dermez'i aldığı Yenimahalle tlçe Milli Eği- tim Müdürlüğü görev ine Altındağ Ticaret Meslek Lisesi Müdürü Ahmet Dinç'i atadı- ğı öğrenildi. tlçede Atatürkçü. laik kimliği ile tanınan, 1995-19% öğretim yılında Bi- rinci Okullararası Ti\atro Şenliği'ni gerçek- leştiren Dermez'in. görevden alınması tep- kiyle karşılandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Na- mi Çağan'm da özellikle, müsteşar yardım- cılıklan. teştiş kurulu ve SSK'de büyük kad- ro operasyonu gerçekleştiren eski bakan RP'li NecatiÇelik'in atamalannı inceleme- ye aldığı bildirildı. Çağan'ın yapılan kadro- laşmaya ilişkin listeleri istettiği, merkez ve taşra teşkilatlanndaki tüm yeni atamalan da durdurduğu öğrenildi. Maliye Bakanı ZekeriyaTeınizerin de es- ki bakanı RP'li Abdullarif Şener'in özellik- le gelir idaresi ve teftiş kurul lannda gerçek- leştirdiği kadro değişiklikleri hakkında bil- gi istediği. yeni tüm atama ve tayinleri askı- ya aldırdığı kaydedildi. Şener'in, Maliye Bakanlığı'nda. yoğun olarak partizan kadrolaşmaya gittiği. Teftiş ve Hesap Uzmanlan gibi ağırlıklanyla bili- nen kurullan bile RP'ye yakm bir yapıya ka- vuşturmaya çalıştığı vurgulandı. Türkiye'dekı kamu örgütlenmesinde en genış denetim yetkisini elinde bulunduran. 100 yılı aşkın geleneklerle kurumsal yapısı- nı ören Mali>e Teftiş Kurulu'nun başkanlı- ğına getinlen Muanımcr Durak'ın da RP ile çok yakın ilişkileri nedeniyle, kıdemiyetme- mesine karşın bu göreve atandığma dikkat çekildi. Geçen bir yıllık sürede belediyelere 10 trilyon lira yardım yapan REFAHS'OL ikti- dannın bu yardıma vakın bir yardımı daha özellikle RP'li beledivelere yapacağına ilıs- kin ıddia da yeni hükümetin ilk gündem maddesi oldu. Bürokratlardan alınan bilgi- ler doğrultusunda, ANAP'lı bakanlar DSP'li Maliye Bakanı ZekerivaTemizeri uyararak olaya el koymasını istediler. Temizel'de yar- dımlann durdurulması için çalışma başlattı. Turizm Bakanı İbrahim Gürdal da dün yayımlayarak kıyı valiliklerine gönderdiği genelgede. kıyı ve deniz kirliliğine karşı her türlü önlemin alınmasını istedi. Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy'un da bakanhktaki atamalan incelemeye aldırdığı bildirildi. Alınan bilgilere göre eski bakan İs- mail Karakuyu. koalisyon pazarhklannın sürdüğü. REFAHYOL hükümetinin son 3 gününde, özellikle MHP ve BBP'li yaklaşık 200 kişiyi Ana Çocuk Sağlığı. Temel Aile Hizmetleri gibi kurumlar ile bakanlık kad- rolanna atadı. Dışişleri Bakanlığı ise aylardır bakanlığa uğramayan bir bakanın ardından yine "tam gün" çalışan bir bakana kavuştu. Saat 09.15'de bakanlığa giden İsmail Cem'in ilk ışi program tespıti yapmak oldu. Örman Bakanı Ersin Taranoğlu da Çıller ailesinin trilyonluk orman alanlannı satın al- dığı Bolu Orman Bölge Müdürlüğü'nü ön- ceki gece denetledi. Taranoğlu, yennde bu- lamadığı Orman Bölge Müdürü Abdullah Altunbay hakkında soruşturma açtırdı. SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr Eşber'i hepiniz tanıyorsu- nuz. Işık Yurtçu'yu da. Işık, sırf mesleğini yaptığı için aylardır hapiste. Dün sabah gazeteye geldiğimde bir okuyucu, Işık'la ilgili endişelerini dile getirdi. Geçen hafta onu ziyarete gitti- ğinde sağhğının iyi olmadığını görmüş. Dün sabah datelefon- la aradığında, Işık'la aynı ko- ğuşta kalan arkadaşı onun te- lefona gelemeyecek kadar hasta olduğunu söylemiş. Bu haberi alıralmaz Işık'la telefon- la konuştum. Sesi iyi çıkıyordu, morali yerindeydi. Bir gece ön- ce tansiyonu yükselmiş, başı dönmüştü. Doktora çıkıp tahlil yaptıracağını söyledi. Kendisi- ni iyi hissettiğini yazmamı iste- di. Işık Yurtçu gazeteci. Özgür Gündem'in sorumlu yazıişleri müdürü olduğu için o gazete- de çıkan heryazıdan tekrartek- rar mahkûm oluyor. Bu gidişle onlarca yıl hapis yatmak zorun- da. Işık'ın hapiste geçen her Eşber Yağmurdereli, Işık Yurtçu... günü, biz meslektaşlan için bir eziyet haline dönüşüyor. Ya- zan, çizen insanlar hapiste ol- duğu sürece, dışandakilerin de özgürlüğü kısıtlanıyor, vicdanı yaralanıyor. Işık hapisteyken, dışandaki gazeteci kendisini nasıl özgür hissedebilir ki? Türkiye Gazeteciler Cemiye- ti Başkanı Nail Güreli. yasada yapılacak bir değişiklikle yazı- işleri müdürlerinin serbest ka- labileceğini belirtti. Meclis'teki gazeteci milletvekillerinin de desteğini alan Güreli, bu çalış- manın bir an önce yasaya dö- nüşmesi için çabalıyor. Yeni hü- kümetin kurulması umarım bu konudaki anlamsız durumun giderilmesi için bir vesile olur. Bekliyoruz. • • • Eşber Yağmurdereli avukat. 68 kuşağının sembol isimlerin- den. Her haksızlığın karşısında onu görebilirsiniz. Olgun, bir bilge derinliğiyle en zor zaman- larda bile hep dik duruşuyla dikkat çeker. Geçen yıl bu ta- rihlerde başlayan ölüm oruçla- rının, daha büyük felaketlere dönüşmemesinde en çok onun katkısı olmuştu. Eşber'in başı belada. Özgür Gündem'in bombalanması sı- rasında bu gazetenin önünde yaptığı konuşma nedeniyle on aya mahkûm oldu. Cezası Yar- grtay'ca da onaylandı ve Eşber hapse girecek. Eşber bu ceza- nın bir kısmını daha önce yat- tığı için dört ay gibi, onun için kısa sayılacak bir sürede tahli- ye olabilir. Ancak, hepimizi bir korku sarmış durumda. Eşber, daha önce 14 yıl yattığı ceza- sının şartlı tahliye süresini dol- durmadı. Infaz savcılığı kalkar da, şart- lı tahliye süresi dolmadığı için infazı yakmaya kalkarsa, Eş- ber'in 23 yıl daha hapiste yat- ması gerekir. Eşber, 1978 yılın- da çok eften püften bir dava yüzünden idama mahkûm edil- miş, kör olduğu için bu cezası müebbete çevrilmişti. 1991 yı- lında çıkanlan Terörle Mücade- leYasası'na yapılan birekle, in- faz süresi kısaltılmış ve tahliye edilmişti. Şanssızlık Eşber'in yakasını bırakmamış, Eşber'in mahkû- miyetine karar veren Samsun Ağır Ceza Mahkemesi, onun yurtdışına çıkmasına da izin vermemişti. Şartlı tahliye süre- si bitene kadar bu nedenle pa- saport alamayacağı söylendi. Hamburg'da bir önemli vakıf onu bir yıllığına ağırlamak için burs vermişti. Bu daveti yerine getiremedi. Istanbul DGM Infaz Savcılığı. mahkeme karannda belirtilme- diği halde, Eşber'in infazını yakmaya kalkarsa veya bu ko- nuda Samsun Ağır Ceza Mah- kemesi'ne bir yazı yazarak fik- rini sorarsa ortaya çıkacak tab- lo iç karartıcı olabilir. Eşber için bir şeyler yapmak zorundayız. Karan veren istanbul DGM da- ha önceki karannda Eşber'in infazının da yanacağını belirt- mişti. Ancak daha sonra deği- şen Terörle Mücadele Yasası nedeniyle Eşber'in cezası azal- mış ve suçu ağır cezalık olmak- tan çıkmıştı. Bu nedenle de DGM daha önceki kararındaki infazla ilgili ibareyi çıkarmıştı. Böyle bir çıkarma, infazın da yanmayacağı yönünde bir an- layışı içeriyor. Ama yatersi olur- sa, Eşber'in infazı yakılırsa? Türkiye yeni ve büyük bir sıkın- tıylayüz yüze gelecek. Eşber'e ise ömür boyu sürecek yeni bir sıkıntı yüklenmiş olacak. Bu ülke bu kadar kötülüğü gerçekten hak ediyor mu? Merak ediyorum. Göreceğiz. G L O B A L POLİTtKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU 'Bazı Hegemonyacı Eğilimler' Denver G8 toplantısmda ve Dünya Zirvesi'nde bir araya gelen liderlenn arasında ABD'nin giderek artan dayatmacı tavrı önemli bir gerginlik kaynağı oldu. Bir üst düzey Alman göreylisine göre Denver'de, Al- manya, Fransa, italya ve İngiltere arasında yapılan özel toplantılarda en çok konuşulan konu "ABD'nin giderek artan hegemonyacı eğilimlerinin gelecekte yaratabileceği olası gelişmeler" oldu (International Herakj Tribune 28/6/97). Kulağının delikliğı ile bilinen. Fransız mizah dergisi Le Canard Enchaıne (25/06/97), Chirac'ın "Bizler ClintonVn büyük pazahama planında bırer figüran- dan başka bir şey değiliz. Amerikalılar bize geri ze- kâiı muamelesi çekiyor" dedığini aktardı. Gelen ha- beriere göre Kohl, Clinton'ın özel olarak yaptırarak li- derlere hediye ettıiği kovboy çizmelerini ve tüm lider- lere gönderilen Rolex saatleri geri çevirdi (The Obser- ver 29/06/97). Denver toplantısına katılmayan Jos- pin mecliste yaptığı bir konuşmada "Büyük bir gü- cün küresel liderliğınden oldukça farklı biranlama ge- len bir hegemonya eğilımı seziyoruz" diyerek Fran- sa'nın rahatsızlığını dile getirdi. ABD tarafının tutumu- nun ise "Daha geçenlerde ABD'ninzayıfliderliğinden şikâyet edıyordunuz; ABD güçlü bir lidehik sergile- meye başladı, şimdı de şikâyet ediyorsunuz" şeklin- de olduğu ve yakınmalardan pek etkilenmediğı, hat- ta bunları birer iktidarsızlık işaretı olarak gördüğü an- laşılıyor. Son aylarda ABD ve diğer gelişmiş ülkeler arasın- da su yüzüneçıkan bir seri anlaşmazlık yukarıda özet- lediğim havanın arka planını oluşturuyor. ABD'nin Iran ve Irak'a karşı uyguladığı "ikili tecrit" politikası Avru- palıların, Küba'ya karşı tırmandırdığı ambargo Kana- da'nın ekonomik çıkarlannı zedeliyor ve bu ülkenin iti- razlarına neden oluyor. Ayrıca, bazı Avrupa ülkeleri, örneğin Fransa ve İtalya, ABD'nin Afrika, Ortadoğu ve Latın Amerika'da, etkilerinı kırmak için sistematik bir siyasi veaskeri sabotaj politikası uygulandığından yakınıyorlar. ABD'nin, NATO'ya girecek ülkeleri, bağ- laşıklarına damşmadan tek taraflı olarak açıklaması da Avrupa'da sıkıntı yarattı. Dünya zırvesinde, ABD'nin sera gazlarını azaltıcı tedbırleri arttırmasına ilişkin taleplere ve eleştırılere kulağını kapargörünme- si de gergınliklerı arttırdı. Başta Japonlar olmak üze- re diğer Batılı ülkeler, küresel ticaret anlaşmalan gö- rüşmelerinde ABD'nin dayatmacı tavrının giderek art- masından şikâyet edıyorlar. ABD'nin Birleşmiş Millet- ler bütçesine gerekli mali katkıyı bir türlü tam olarak ödememesi, buna karşılık, kurumun bütçesinin kısıl- masını. dolayısı ile etkisinın azaltılmasını talep etme- si de bir başka huzursuzluk kaynağı oldu. Denver zirvesınde. Clınton, ABD'nin son yıllarda gösterdiğı ekonomik başarıyı vurgulayarak Avrupalı dostlarına, ABD'ye benzer ekonomi politikaları uygu- layan ingiltere'nin izınden gitmelerini önermesi Avru- palı ülkelerde ve hatta Japonya'da iyi biretki yapma- dı. Avrupalı liderler. ABD veya İngiltere'nin izlediği eko- nomi polıtikalarının siyasi etkilerinden korkuyortar. Diğer taraftan, ABD'nin ve bu kadar övdüğü İngil- terçipirı ekonomik "başarılan" öylegöründüğü kadar sağlârn temeDere oturmuyor Bu ekonomik "başarj- nın" toplumsal malıyetı ise çok yüksek. ömeğin'in- giltere'de yoksulluk sınırı altında yaşayanların oranı yüzde 22 ve bu, Avrupa ortalamasının (yüzde 17) çok üstünde. ABD'nin durumu ise daha ilginç. ABD'nin kendine güveni, bugün 7 sene gibi rekor uzunlukta bir ekono- mik toparianma yaşıyor olmasından kaynaklanıyor. Daha 3 sene önce "büyuk ekonomik durgunluktan" söz edildiğini ise şimdı kımse hatırlamak istemiyor. ABD'nin büyük başarısından söz açanların hatırla- mak istemediğı bir iki gerçek daha var. ABD bu uzun ekonomik büyümeyı yabancı kaynaklara dayanarak gerçekleştirdi ve bugün dünyanın en borçlu ülkesi haline geldi. ABD devlet kâğıtlannın 400 milyar do- larlık kesımi Japonya'nın elinde. Geçen hafta Japon Başbakanı Ryutaro Hashimoto, "ABD dolar-yen pa- ritesini stabilize etmezse bu tahvillerin bir kısmını sa- tıp attın almayı düşünebiliriz" dediğinde Wall Street Borsası, 192.25 puanla, 1997'den bu yana en şiddet- li düşüşünü yaşadı ve ABD'nin nasıl bir kaypak ze- minde kahramanlık tasladığını bir anda ortaya koy- du. Diğer taraftan, NobelödüllüekonomistSolow,bu uzun ekonomiktoparlanmadan, halkın büyük kesimi- nin bir refah payı alamadığını düşünüyor (Le Monde 21/6/1997). ABD'nin giderek hırçınlaşmasının arka- sında. iddia edilen tüm üretkenlik kazanımlanna rağ- men dış ticaret açığını bir türlü iyileştirememesi de var. ABD, sıkıştıkça, Japonya'ya genişlemecı politikalar iz- lemesıni, Avrupa'ya da emekçilerin kesesinden, kâr- ları yükselterek yeni bir ekonomik atılım başlatması- nı öneriyor. giderek baskı yapıyor. Tüm bu tartışmalar bana, Andre Gunder Frank'ın 1986'da The Guardıan'da yayımlanan bir makalesini hatırlattı. Frank. ekonomik üstünlüğü (uluslararası re- kabet gücü) gerileyen bir hegemonyacı gücün bu za- afını giderek daha fazla diplomatik ve askeri üstün- lüğüne dayanarak telafı etme eğilimınde olacağını ya- zıyordu. Frank'a göre bu, çok tehlikeli gelişmelere gebebireğilimdı. ergin(a ergin.demon.co.uk TTB: Özelleştirıııe yoksul halka darbe ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - H ükümetle- rin '•reform" paketlerine aldıkları "sağlıkta özel- leştirme" projeleri. Türk Tabipleri Birliği'nin (T- TB) raporlannda ağır şe- kilde eleştirildi. TTB'nin raporlannda, sağlık sek- töründeki satışlann. yok- sul \ urttaşlara ağır darbe vuracağı \e özel sektö- rün az sayıda emekçiyi çok çalıştırma yoluna gi- deceği kaydedildi. TTB'nm yayımladığı "Sağlıkta Ozeüeştirme ve Ail Hekimliği" konulu tezlerde, Sağlık Bakanlı- ğı'nın 1992 yılında gün- deme getirdiği Aile He- kimliği. Genel Sağlık Si- gortası ve hastanelerin özelleştirilmesi ele alın- dı. Tezlerde, Sağlık Ba- kanlığı'nın çözüm öneri- si olarak sunduğu dokü- manlarda sağlıkta özel- leştirmenin, bütün hasta- nelerin mülkiyet hakJan- nın özel sektöre devredil- mesi ya da idari ve mali açıdan özerk işletmeler haline getirilmesi anla- mına geldığine dikkat çekildi. Sağlıkta özelleştirme sonucu hastanelerin bü- yük merkezlerde topla- nacağı, zengin bölgelere ve zengin toplumsal sı- nıflara hizmet vereceği, bu durumda toplumda i- ki sınıflı bir sistem yara- tılacağı bildirildi. Tezler- de. "Sonuçta sağlıkta eşjtsizlikler artar. Parası az olan. sağlıktan daha az yararlanabilir. Devlet memuru ve SSK'liler, gi- derek daha fazla ödeme yapmak zorunda kalır. Özel sektör para kazan- nıa^a bakar, gelişmiş böl- gelerde toplanır ve top- lumsal sağlık sorunlany- la ügilenmez" denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle