Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ 1997 ÇARŞAMBA
HABERLER
Gözaltındakilere
yiyecek
ambargosu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Sıvas katliamını
anmak amacı ile Batıkent
Vedat Dalokay Parkı'nda
geçen günlerde düzenlenen
"Sıvas'ın Işıgı Sönmesin"
adlı etkinlik sırasında Yeni
Mahalle Jandarma
Komutanlığı tarafından
gözaltına alınan ÖDP ile
PSAD yöneticilerine
yiyecek ambargosu
konduğu bildirildi.
Jandarmalann, gözaltındaki
kişilere götürülen yiyecek
ve içecekleri almalarına
karşın gözaltındakilere
iletmedikleri belirtildi.
ÖDP Yönetim Kurulu
Başkanlığı tarafından
yapılan yazılı açıklamayla.
jandarmanın bu tutumu
kınandı.
Prof. Türeli
toprağa verildi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Orta Doğu
Teknik Üniversitesi
(ODTÜ) Elektronık
Bölümü kuruculanndan
Prof. Dr. Ayhan Türeli
öldü. Bir süredir kanser
nedeniyle tedavi gören ve
kurtanlamayan Prof. Dr.
Türeli'nincenazesi
Kocatepe Camii'nde
kılınan öğle namazından
sonra dün Karşıyaka
Mezarlığı'nda toprağa
verildi. Türeli'nin ODTÜ
bayrağına sanlı tabutu eller
üzerinde taşındı.
Murat Tekeli
yine işbaşında
• ANKARA (AA) -
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel ile çeşitlı
dönemlerde başbakanlann
makam otolannın önüne
kendini atarak iş istemeyi
alışkanlık haline getiren
Murat Tekeli, dün de
Başbakan Mesut Yılmaz'ın
arabasının önüne atladı.
TBMM'ye giden Başbakan
Yılmaz'ın otosunun önüne
"Başbakanım iş istiyorum"
diye bağırarak yola atlayan
Tekeli, Özel Harekât
Timi'ne mensup korumalar
tarafından etkisiz hale
getirildi. Sara hastası
Tekeli, daha önceki
eylemlerinin bazılannda
küçük kızını da kullanmıştı.
Kaymakamlık
kursu töreni
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - 84. Dönem
Kaymakamlık Kursu'nun
kapanış \e ödül töreni, yeni
Başbakanlık Binası Basın
Salonu'nda yapıldı.
Törende konuşan Içışleri
Bakanı Murat Başesgioğlu.
ülkenin yönetiminde mülki
idare amirlerinin taşra
teşkilatını işletmedeki
başansının. merkezi
idarenin de başansında
büyük rol oynadığını
belirterek, "Bunda
çalışkan, bilgili. dinamik,
Atatürk ilke ve
inkılaplanna bağlı mülki
idare kadrosunun çok
büyük rolü vardır" dedi.
Yüksekova'da
çatışma
• Dt\ARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Hakkâri'nin Yüksekova
ilçesinde çıkan çatışmada
geçicı köy koruculan Esat
Taşan. Mahmut Akkoc ve
Mehmet Şeref Öngün
hayatını kaybetti.
Çatışmada yaralanan
Yılmaz Çikli, Abdullah
Akkoç. Cesim Pastacı ve
Mikail Bingöl ise
Yüksekova Devlet
Hastanesi'nde tedavi altına
alındı. Bu arada Mersin ve
Adana'da düzenlenen
operasyonlarda da 12
PKK'li gözaltına alındı.
Kalemli'nin
kabulü
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Demokratik Sivil
Toplum Örgütleri
temsilcilerini kabul eden
TBMM Başkanı Mustafa
Kalemli. sivil toplum
örgütlerinin öneri ve
düşüncelerine değer
verdiğini belirterek.
"Ancak, parlamentonun
çalışma şartlan anayasada
bellidir" dedi. Kalemli,
Siyasi Partiler Kanunu.
Seçim Kanunu ve
anayasaya uyum yasalan
ile ilgili çalışmalann devam
ettiğini. milletvekili
dokunulmazlığı ile ilgili
teklifin de genel kurul
gündeminde bulunduğunu
bildirdi.
Erbakan yeni hükümetin 8 yıllık kesintisiz eğitim için kurulduğunu söyledi
'Zorlamahükümet9
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - RP Genel Başkanı Nec-
mettin Erbakan. ANAP lideri
Mesut Yümaz'ın başkanlığında
kurulan 55. hükümeti "ucube"
diye nitelendirdi. Koalisyonun
ulusal iradeyi temsil etmediğini
ve Cumhurbaşkanı Süleyman
Denıirelın kurduğu Çankaya
hükümeti olduğunu ileri süren
Erbakan, "DemireL, 20 yıl önce
'Çankaya"dan geldiler. Çanka-
ya'ya döndüler" demişti. 12 gün
sonra da aynı şeyi biz söyleyece-
ğiz"dedi."
REFAH YOLdan sonra ilk kez
ana muhalefet lideri olarak grup
toplantısı yapan Erbakan. yeni
hükümete ve Cumhurbaşkanı
Demirel'e yüklendi. Hükümet
protokolü uyannca, sözlerini tu-
tup başbakan lıktan istifa ettiğini
anımsatan Erbakan. kendisine
"Başbakanlık koltuğunu bırak-
maz" diyenlerin şimdi "yüzü-
nün kızardığını ve gözlerinin ye-
rebaktığını" söyledi. Grup salo-
nuna girişte. millet\ekilleri ve
konuklann alkışlanyla karşıla-
nan Erbakan'a. kürsüyeçıktiğın-
da da "Türkiye seninlegururdu-
yuyor" sloganlan atıldı.
Konuşmasında. Türki>e'nin
bugüne gelişini özetleyen Erba-
kan, 55. hükümetin arkasında
213 milletvekili desteği bulun-
duğunu. CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal'ın da güvenoyla-
masından hemen sonra "muha-
lefete başlayacağT sinyali verdi-
ğine dikkat çekti.
Erbakan. ANAP-DSP-DTP
koalisyonunun güvenoyu alama-
yacağını ve bir an önce görevi
iade etmelerini isterken hükü-
mete birbirinden ilginç isimler
taktı. Cumhurbaşkanı Demi-
rel'in. hükümet olarak bir "ucu-
beyi" göre\lendirdiğini ileri sü-
ren Erbakan. sözlerini şöyle sür-
dürdü:
"Bu bir Çankaya hükümeti-
dir. çünkü bunu Demirel kur-
muştur. Demirel, 20 yıl önce
'Çankaya'dan geldiler. Çanka-
ya'ya gıttiler' demişti. Aynı şeyi
12 gün sonra da inşallah biz söy-
leyeceğiz. Bu bir ANAP millerve-
kilinin de söylediği gibi Türkiye
Cumhuriyeti'nin gelmiş geçmiş
en şaibeli hükümetidir. Bu kartel
mechasının desteğijle işbaşına
gelmiş. bir hükümettir. Rantiye
hükümetidir, kumarhaneciler
hükümetidir. zorlama. antide-
mokratik bir hükümettir. Sayv-
saJ olarak da bir azınlık hükü-
meti vardır. Arkasında sadece
213 millervekilinin desteği vardır.
Karşısında ise 268 vardır."
"AINAP taşeroıT
Hükümete. "solcu'" niteleme-
si de yapan Erbakan. "Eğer bu
ülkede Milli Eğitim, Di>anet,
Kültür Bakanlığı solcu bir baka-
na devrediliyorsa, bu hükümet
solcu bir hükümet demekrir. Me-
sut Yılmazda sokulann taşeron-
luğunu yapmıştır" görüşünü sa-
\ undu.
Cumhurbaşkanı Demirel'in
antidemokratik çizgiye kaydığı
görüşünü yineleyen Erbakan,
"Sayısal değil. siyasal çoğunluk"
sözünün ise tarihe geçeceğini
vurguladı. 55. hükümetin kuru-
luş amacının sadece kesintisiz
temel eğitim olduğunu kaydeden
Erbakan.u
Asü mesele de bu. Evet
herkesin eğitim hakkı var, ama
herkesin dinini öğrenme hakkı
da var" diye konuştu.
Alınan bilgiye göre. RP
grubunun kapalı bölümünde
konuşan Erbakan, Yılmaz
hükümetinin güvenoyu alamay-
acağı savını yineledi. Erbakan:
Korkut Özal, Ali Coşkua, Cemi)
Çiçek gibi ANAP içindeki
muhafazakâr milletvekıllerinin.
"imam-hatip liselerinin orta
kısımlannı kapatmak için kuru-
lan bu hükümete gü\enoyu ver-
meveceklerini" öne sürdü.
Mesut Yılmaz hükümeti bakanlıklardaki tüm atama ve icraatı incelemeye aldı
REFAHYOL dönentinegöaüâANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yeni
hükümet, göreve gelir gelmez. büyük kadro
operasyonlannın uygulandığı REFAHYOL
dönemindeki tüm atama ve kadro değişiklik-
lerini incelemeye aldı. Maliye. Çalışma ve
Sosyal Güvenlik. Tanm ve Köyişlen, Kül-
tür, Turizm, Adalet bakanlıklarmdaki tüm
atamalar durdurulurken her türlü ödeme.
alım ve ihaleler de ikinci bir emre kadar iz-
ne bağlandı. Adalet Bakanı Oltan Sungur-
lu, yargıç ve savcılar ile cezaevleri müdür-
lerinin atamalanna ilişkin kararnameleri ye-
niden incelemek üzere istetti. REFAHYOL
iktidannın belediyelere yapacağı trilyonluk
yardımın da Mesut Yümazhükümetinin hız-
lı bir şekilde kurulmasıyla kesildıği öne sü-
rüldü.
ANAP. DSP ve DTP ortaklığıyla önceki
gün kurulan yeni hükümetin ilk icraatı, RE-
FAHYOL'unson 1 yılda. özellikle teftiş ku-
rullan ve üst düzey bürokraside yaptığı kad-
ro operasyonlannı incelemeye almak oldu.
Adalet Bakanı Sungurlu'nun. 1991'den
bu yana bakanlıkta yapılan icraatı inceleme-
ye aldığı bildirildi. Sungurlu'nun öncelikle
eski bakan Şevket Kazan döneminde yapı-
lan atamalan öğrenmek ıstediği, bu çerçeve-
de Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
Başkanvekili'nden 1125 yargıç ve savcının
yeni görev yerlerini belırleyen kararname
taslağını istettiği öğrenildi. Sungurlu'nun
ayrıca, geçen hafta hazırlanan 400 kişilik ce-
zaevi müdürleri atama kararnamesi ile ilgi-
li Ceza ve Tutukevleri Müdürü HüseyinTur-
guftan bilgı istediği kaydedildi.
Giderayak 350 kadro
Tanm ve Köyışleri Bakanı MustafaTaşar.
dün bir genelge yayımlayarak bakanlığa
bağlı tüm atamalann bakan iznine bağlı ol-
duğunu açıkladı. Genelgede. merkez ve taş-
ra teşkilatında yapılacak her türlü ödeme.
alım ve ihalelerin de ikinci bir emre kadar
bakan iznine tabi olduğu bildirildi.
Taşar, bakan olarak dün düzenlediği ilk
basın toplantısmda, REFAHYOL hüküme-
tinin bakanlığında giderayak 350 kadro da-
ğıttığım belirİediklerini açıkladı.
Türbanlı memuriar alındı
Kültür Bakanı tstemihan Talay'ın. göreve
gelir gelmez. eski bakan İsmail kahra-
man'ın Özel Kalem Müdürü Lütfü Aydın'ı
görevden alarak yerine Pınar Aktemiri ge-
tirdiği öğrenildi. Talay"m aynca özel kalem-
deki türbanlı memurlan da görevden aldığı,
bakanhktaki tüm geçici görevlendirme ve
atamalan da askıya aldığı bildirildi.
Talay'ın talimatı doğrultusunda, Bodrum
Müzesi'yle ilgili tüm bilgiler ve İsmail Kah-
raman'ın yazılı emirleri bir dosvada topla-
narak bakana verildi. Bodrum Kalesi'ndeki
minarenin restore edilebileceği. ancak şape-
le dokunulmayacağı belirtilirken Talay'ın
yerinde inceleme yapmak istediği kaydedil-
di. Eserlerin korunması konusundaki duyar-
lılığını dile getiren Talay'ın, güvenoylama-
smdan önce herhangi bir işleme gitmeyi dü-
Milli Savunma Bakanı İsmet Sezgin. görevi en son teslim alan bakan oldu. Devir-teslim töreni sırasında hizmetleri nedeniyle Tayan'a
bir plaket veren Sezgin, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) ülkenin gözbebeği olduğunu belirterek "TSK'nin ihtiyaçlannın karşılan-
ması cumhuriyet hükümetlerinin öncelikli vazifeleri arasındadır" dedi. Turhan Tayan da Milli Savunma Bakanlığı görevini ağabeyi
olarakgördüğü Sezgin'e devrettiği için mutlu olduğunu söyledi.(Fotoğraf: AA)
şünmediği. bürokratlardan brifıng alacağı
kaydedildi
Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uhığbay ta-
rafından önceki gün çıkanlan genelgeyle de
bakanlığın merkez ve taşra teşkilatı ile bağ-
lı kuruluşlanndaki her türlü tayin. terfi, na-
kil, açıktan atamalar, ödemeler ve ihaleler.
ikinci bir emre kadar durduruldu. Genelge-
de. "Önceden gerçekleştirilen atamalardan
tebliğ edilmemişler, tebliğ edilmeyecektir.
TeMiğ edilip de işe başlamamış olanlar işe
başlatılma>acakür. Veni ihaie acılmavacak.
kamulaşbrma \e satın alma işlemi \apılma-
yacak, bunlara ilişkin ödeme emri düzenlen-
meyeeektir" denıldı.
Mehmet Sağlam'ın. Milli Eğitim Bakan-
lığı görevini devretmeden önce. Şemsettin
Dermez'i aldığı Yenimahalle tlçe Milli Eği-
tim Müdürlüğü görev ine Altındağ Ticaret
Meslek Lisesi Müdürü Ahmet Dinç'i atadı-
ğı öğrenildi. tlçede Atatürkçü. laik kimliği
ile tanınan, 1995-19% öğretim yılında Bi-
rinci Okullararası Ti\atro Şenliği'ni gerçek-
leştiren Dermez'in. görevden alınması tep-
kiyle karşılandı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Na-
mi Çağan'm da özellikle, müsteşar yardım-
cılıklan. teştiş kurulu ve SSK'de büyük kad-
ro operasyonu gerçekleştiren eski bakan
RP'li NecatiÇelik'in atamalannı inceleme-
ye aldığı bildirildı. Çağan'ın yapılan kadro-
laşmaya ilişkin listeleri istettiği, merkez ve
taşra teşkilatlanndaki tüm yeni atamalan da
durdurduğu öğrenildi.
Maliye Bakanı ZekeriyaTeınizerin de es-
ki bakanı RP'li Abdullarif Şener'in özellik-
le gelir idaresi ve teftiş kurul lannda gerçek-
leştirdiği kadro değişiklikleri hakkında bil-
gi istediği. yeni tüm atama ve tayinleri askı-
ya aldırdığı kaydedildi.
Şener'in, Maliye Bakanlığı'nda. yoğun
olarak partizan kadrolaşmaya gittiği. Teftiş
ve Hesap Uzmanlan gibi ağırlıklanyla bili-
nen kurullan bile RP'ye yakm bir yapıya ka-
vuşturmaya çalıştığı vurgulandı.
Türkiye'dekı kamu örgütlenmesinde en
genış denetim yetkisini elinde bulunduran.
100 yılı aşkın geleneklerle kurumsal yapısı-
nı ören Mali>e Teftiş Kurulu'nun başkanlı-
ğına getinlen Muanımcr Durak'ın da RP ile
çok yakın ilişkileri nedeniyle, kıdemiyetme-
mesine karşın bu göreve atandığma dikkat
çekildi.
Geçen bir yıllık sürede belediyelere 10
trilyon lira yardım yapan REFAHS'OL ikti-
dannın bu yardıma vakın bir yardımı daha
özellikle RP'li beledivelere yapacağına ilıs-
kin ıddia da yeni hükümetin ilk gündem
maddesi oldu. Bürokratlardan alınan bilgi-
ler doğrultusunda, ANAP'lı bakanlar DSP'li
Maliye Bakanı ZekerivaTemizeri uyararak
olaya el koymasını istediler. Temizel'de yar-
dımlann durdurulması için çalışma başlattı.
Turizm Bakanı İbrahim Gürdal da dün
yayımlayarak kıyı valiliklerine gönderdiği
genelgede. kıyı ve deniz kirliliğine karşı her
türlü önlemin alınmasını istedi.
Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy'un da
bakanhktaki atamalan incelemeye aldırdığı
bildirildi. Alınan bilgilere göre eski bakan İs-
mail Karakuyu. koalisyon pazarhklannın
sürdüğü. REFAHYOL hükümetinin son 3
gününde, özellikle MHP ve BBP'li yaklaşık
200 kişiyi Ana Çocuk Sağlığı. Temel Aile
Hizmetleri gibi kurumlar ile bakanlık kad-
rolanna atadı.
Dışişleri Bakanlığı ise aylardır bakanlığa
uğramayan bir bakanın ardından yine "tam
gün" çalışan bir bakana kavuştu. Saat
09.15'de bakanlığa giden İsmail Cem'in ilk
ışi program tespıti yapmak oldu.
Örman Bakanı Ersin Taranoğlu da Çıller
ailesinin trilyonluk orman alanlannı satın al-
dığı Bolu Orman Bölge Müdürlüğü'nü ön-
ceki gece denetledi. Taranoğlu, yennde bu-
lamadığı Orman Bölge Müdürü Abdullah
Altunbay hakkında soruşturma açtırdı.
SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Eşber'i hepiniz tanıyorsu-
nuz. Işık Yurtçu'yu da. Işık, sırf
mesleğini yaptığı için aylardır
hapiste. Dün sabah gazeteye
geldiğimde bir okuyucu, Işık'la
ilgili endişelerini dile getirdi.
Geçen hafta onu ziyarete gitti-
ğinde sağhğının iyi olmadığını
görmüş. Dün sabah datelefon-
la aradığında, Işık'la aynı ko-
ğuşta kalan arkadaşı onun te-
lefona gelemeyecek kadar
hasta olduğunu söylemiş. Bu
haberi alıralmaz Işık'la telefon-
la konuştum. Sesi iyi çıkıyordu,
morali yerindeydi. Bir gece ön-
ce tansiyonu yükselmiş, başı
dönmüştü. Doktora çıkıp tahlil
yaptıracağını söyledi. Kendisi-
ni iyi hissettiğini yazmamı iste-
di.
Işık Yurtçu gazeteci. Özgür
Gündem'in sorumlu yazıişleri
müdürü olduğu için o gazete-
de çıkan heryazıdan tekrartek-
rar mahkûm oluyor. Bu gidişle
onlarca yıl hapis yatmak zorun-
da. Işık'ın hapiste geçen her
Eşber Yağmurdereli, Işık Yurtçu...
günü, biz meslektaşlan için bir
eziyet haline dönüşüyor. Ya-
zan, çizen insanlar hapiste ol-
duğu sürece, dışandakilerin de
özgürlüğü kısıtlanıyor, vicdanı
yaralanıyor. Işık hapisteyken,
dışandaki gazeteci kendisini
nasıl özgür hissedebilir ki?
Türkiye Gazeteciler Cemiye-
ti Başkanı Nail Güreli. yasada
yapılacak bir değişiklikle yazı-
işleri müdürlerinin serbest ka-
labileceğini belirtti. Meclis'teki
gazeteci milletvekillerinin de
desteğini alan Güreli, bu çalış-
manın bir an önce yasaya dö-
nüşmesi için çabalıyor. Yeni hü-
kümetin kurulması umarım bu
konudaki anlamsız durumun
giderilmesi için bir vesile olur.
Bekliyoruz.
• • •
Eşber Yağmurdereli avukat.
68 kuşağının sembol isimlerin-
den. Her haksızlığın karşısında
onu görebilirsiniz. Olgun, bir
bilge derinliğiyle en zor zaman-
larda bile hep dik duruşuyla
dikkat çeker. Geçen yıl bu ta-
rihlerde başlayan ölüm oruçla-
rının, daha büyük felaketlere
dönüşmemesinde en çok onun
katkısı olmuştu.
Eşber'in başı belada. Özgür
Gündem'in bombalanması sı-
rasında bu gazetenin önünde
yaptığı konuşma nedeniyle on
aya mahkûm oldu. Cezası Yar-
grtay'ca da onaylandı ve Eşber
hapse girecek. Eşber bu ceza-
nın bir kısmını daha önce yat-
tığı için dört ay gibi, onun için
kısa sayılacak bir sürede tahli-
ye olabilir. Ancak, hepimizi bir
korku sarmış durumda. Eşber,
daha önce 14 yıl yattığı ceza-
sının şartlı tahliye süresini dol-
durmadı.
Infaz savcılığı kalkar da, şart-
lı tahliye süresi dolmadığı için
infazı yakmaya kalkarsa, Eş-
ber'in 23 yıl daha hapiste yat-
ması gerekir. Eşber, 1978 yılın-
da çok eften püften bir dava
yüzünden idama mahkûm edil-
miş, kör olduğu için bu cezası
müebbete çevrilmişti. 1991 yı-
lında çıkanlan Terörle Mücade-
leYasası'na yapılan birekle, in-
faz süresi kısaltılmış ve tahliye
edilmişti.
Şanssızlık Eşber'in yakasını
bırakmamış, Eşber'in mahkû-
miyetine karar veren Samsun
Ağır Ceza Mahkemesi, onun
yurtdışına çıkmasına da izin
vermemişti. Şartlı tahliye süre-
si bitene kadar bu nedenle pa-
saport alamayacağı söylendi.
Hamburg'da bir önemli vakıf
onu bir yıllığına ağırlamak için
burs vermişti. Bu daveti yerine
getiremedi.
Istanbul DGM Infaz Savcılığı.
mahkeme karannda belirtilme-
diği halde, Eşber'in infazını
yakmaya kalkarsa veya bu ko-
nuda Samsun Ağır Ceza Mah-
kemesi'ne bir yazı yazarak fik-
rini sorarsa ortaya çıkacak tab-
lo iç karartıcı olabilir. Eşber için
bir şeyler yapmak zorundayız.
Karan veren istanbul DGM da-
ha önceki karannda Eşber'in
infazının da yanacağını belirt-
mişti. Ancak daha sonra deği-
şen Terörle Mücadele Yasası
nedeniyle Eşber'in cezası azal-
mış ve suçu ağır cezalık olmak-
tan çıkmıştı. Bu nedenle de
DGM daha önceki kararındaki
infazla ilgili ibareyi çıkarmıştı.
Böyle bir çıkarma, infazın da
yanmayacağı yönünde bir an-
layışı içeriyor. Ama yatersi olur-
sa, Eşber'in infazı yakılırsa?
Türkiye yeni ve büyük bir sıkın-
tıylayüz yüze gelecek. Eşber'e
ise ömür boyu sürecek yeni bir
sıkıntı yüklenmiş olacak.
Bu ülke bu kadar kötülüğü
gerçekten hak ediyor mu?
Merak ediyorum. Göreceğiz.
G L O B A L POLİTtKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
'Bazı Hegemonyacı
Eğilimler'
Denver G8 toplantısmda ve Dünya Zirvesi'nde bir
araya gelen liderlenn arasında ABD'nin giderek artan
dayatmacı tavrı önemli bir gerginlik kaynağı oldu.
Bir üst düzey Alman göreylisine göre Denver'de, Al-
manya, Fransa, italya ve İngiltere arasında yapılan
özel toplantılarda en çok konuşulan konu "ABD'nin
giderek artan hegemonyacı eğilimlerinin gelecekte
yaratabileceği olası gelişmeler" oldu (International
Herakj Tribune 28/6/97).
Kulağının delikliğı ile bilinen. Fransız mizah dergisi
Le Canard Enchaıne (25/06/97), Chirac'ın "Bizler
ClintonVn büyük pazahama planında bırer figüran-
dan başka bir şey değiliz. Amerikalılar bize geri ze-
kâiı muamelesi çekiyor" dedığini aktardı. Gelen ha-
beriere göre Kohl, Clinton'ın özel olarak yaptırarak li-
derlere hediye ettıiği kovboy çizmelerini ve tüm lider-
lere gönderilen Rolex saatleri geri çevirdi (The Obser-
ver 29/06/97). Denver toplantısına katılmayan Jos-
pin mecliste yaptığı bir konuşmada "Büyük bir gü-
cün küresel liderliğınden oldukça farklı biranlama ge-
len bir hegemonya eğilımı seziyoruz" diyerek Fran-
sa'nın rahatsızlığını dile getirdi. ABD tarafının tutumu-
nun ise "Daha geçenlerde ABD'ninzayıfliderliğinden
şikâyet edıyordunuz; ABD güçlü bir lidehik sergile-
meye başladı, şimdı de şikâyet ediyorsunuz" şeklin-
de olduğu ve yakınmalardan pek etkilenmediğı, hat-
ta bunları birer iktidarsızlık işaretı olarak gördüğü an-
laşılıyor.
Son aylarda ABD ve diğer gelişmiş ülkeler arasın-
da su yüzüneçıkan bir seri anlaşmazlık yukarıda özet-
lediğim havanın arka planını oluşturuyor. ABD'nin Iran
ve Irak'a karşı uyguladığı "ikili tecrit" politikası Avru-
palıların, Küba'ya karşı tırmandırdığı ambargo Kana-
da'nın ekonomik çıkarlannı zedeliyor ve bu ülkenin iti-
razlarına neden oluyor. Ayrıca, bazı Avrupa ülkeleri,
örneğin Fransa ve İtalya, ABD'nin Afrika, Ortadoğu
ve Latın Amerika'da, etkilerinı kırmak için sistematik
bir siyasi veaskeri sabotaj politikası uygulandığından
yakınıyorlar. ABD'nin, NATO'ya girecek ülkeleri, bağ-
laşıklarına damşmadan tek taraflı olarak açıklaması
da Avrupa'da sıkıntı yarattı. Dünya zırvesinde,
ABD'nin sera gazlarını azaltıcı tedbırleri arttırmasına
ilişkin taleplere ve eleştırılere kulağını kapargörünme-
si de gergınliklerı arttırdı. Başta Japonlar olmak üze-
re diğer Batılı ülkeler, küresel ticaret anlaşmalan gö-
rüşmelerinde ABD'nin dayatmacı tavrının giderek art-
masından şikâyet edıyorlar. ABD'nin Birleşmiş Millet-
ler bütçesine gerekli mali katkıyı bir türlü tam olarak
ödememesi, buna karşılık, kurumun bütçesinin kısıl-
masını. dolayısı ile etkisinın azaltılmasını talep etme-
si de bir başka huzursuzluk kaynağı oldu.
Denver zirvesınde. Clınton, ABD'nin son yıllarda
gösterdiğı ekonomik başarıyı vurgulayarak Avrupalı
dostlarına, ABD'ye benzer ekonomi politikaları uygu-
layan ingiltere'nin izınden gitmelerini önermesi Avru-
palı ülkelerde ve hatta Japonya'da iyi biretki yapma-
dı. Avrupalı liderler. ABD veya İngiltere'nin izlediği eko-
nomi polıtikalarının siyasi etkilerinden korkuyortar.
Diğer taraftan, ABD'nin ve bu kadar övdüğü İngil-
terçipirı ekonomik "başarılan" öylegöründüğü kadar
sağlârn temeDere oturmuyor Bu ekonomik "başarj-
nın" toplumsal malıyetı ise çok yüksek. ömeğin'in-
giltere'de yoksulluk sınırı altında yaşayanların oranı
yüzde 22 ve bu, Avrupa ortalamasının (yüzde 17) çok
üstünde.
ABD'nin durumu ise daha ilginç. ABD'nin kendine
güveni, bugün 7 sene gibi rekor uzunlukta bir ekono-
mik toparianma yaşıyor olmasından kaynaklanıyor.
Daha 3 sene önce "büyuk ekonomik durgunluktan"
söz edildiğini ise şimdı kımse hatırlamak istemiyor.
ABD'nin büyük başarısından söz açanların hatırla-
mak istemediğı bir iki gerçek daha var. ABD bu uzun
ekonomik büyümeyı yabancı kaynaklara dayanarak
gerçekleştirdi ve bugün dünyanın en borçlu ülkesi
haline geldi. ABD devlet kâğıtlannın 400 milyar do-
larlık kesımi Japonya'nın elinde. Geçen hafta Japon
Başbakanı Ryutaro Hashimoto, "ABD dolar-yen pa-
ritesini stabilize etmezse bu tahvillerin bir kısmını sa-
tıp attın almayı düşünebiliriz" dediğinde Wall Street
Borsası, 192.25 puanla, 1997'den bu yana en şiddet-
li düşüşünü yaşadı ve ABD'nin nasıl bir kaypak ze-
minde kahramanlık tasladığını bir anda ortaya koy-
du. Diğer taraftan, NobelödüllüekonomistSolow,bu
uzun ekonomiktoparlanmadan, halkın büyük kesimi-
nin bir refah payı alamadığını düşünüyor (Le Monde
21/6/1997). ABD'nin giderek hırçınlaşmasının arka-
sında. iddia edilen tüm üretkenlik kazanımlanna rağ-
men dış ticaret açığını bir türlü iyileştirememesi de var.
ABD, sıkıştıkça, Japonya'ya genişlemecı politikalar iz-
lemesıni, Avrupa'ya da emekçilerin kesesinden, kâr-
ları yükselterek yeni bir ekonomik atılım başlatması-
nı öneriyor. giderek baskı yapıyor.
Tüm bu tartışmalar bana, Andre Gunder Frank'ın
1986'da The Guardıan'da yayımlanan bir makalesini
hatırlattı. Frank. ekonomik üstünlüğü (uluslararası re-
kabet gücü) gerileyen bir hegemonyacı gücün bu za-
afını giderek daha fazla diplomatik ve askeri üstün-
lüğüne dayanarak telafı etme eğilimınde olacağını ya-
zıyordu. Frank'a göre bu, çok tehlikeli gelişmelere
gebebireğilimdı.
ergin(a ergin.demon.co.uk
TTB: Özelleştirıııe
yoksul halka darbe
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - H ükümetle-
rin '•reform" paketlerine
aldıkları "sağlıkta özel-
leştirme" projeleri. Türk
Tabipleri Birliği'nin (T-
TB) raporlannda ağır şe-
kilde eleştirildi. TTB'nin
raporlannda, sağlık sek-
töründeki satışlann. yok-
sul \ urttaşlara ağır darbe
vuracağı \e özel sektö-
rün az sayıda emekçiyi
çok çalıştırma yoluna gi-
deceği kaydedildi.
TTB'nm yayımladığı
"Sağlıkta Ozeüeştirme ve
Ail Hekimliği" konulu
tezlerde, Sağlık Bakanlı-
ğı'nın 1992 yılında gün-
deme getirdiği Aile He-
kimliği. Genel Sağlık Si-
gortası ve hastanelerin
özelleştirilmesi ele alın-
dı.
Tezlerde, Sağlık Ba-
kanlığı'nın çözüm öneri-
si olarak sunduğu dokü-
manlarda sağlıkta özel-
leştirmenin, bütün hasta-
nelerin mülkiyet hakJan-
nın özel sektöre devredil-
mesi ya da idari ve mali
açıdan özerk işletmeler
haline getirilmesi anla-
mına geldığine dikkat
çekildi.
Sağlıkta özelleştirme
sonucu hastanelerin bü-
yük merkezlerde topla-
nacağı, zengin bölgelere
ve zengin toplumsal sı-
nıflara hizmet vereceği,
bu durumda toplumda i-
ki sınıflı bir sistem yara-
tılacağı bildirildi. Tezler-
de. "Sonuçta sağlıkta
eşjtsizlikler artar. Parası
az olan. sağlıktan daha az
yararlanabilir. Devlet
memuru ve SSK'liler, gi-
derek daha fazla ödeme
yapmak zorunda kalır.
Özel sektör para kazan-
nıa^a bakar, gelişmiş böl-
gelerde toplanır ve top-
lumsal sağlık sorunlany-
la ügilenmez" denildi.