Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ 1997 ÇARŞAMBA
12 KULTUR
Besteci William Walton'un eşi Susana Walton Ischia adasındaki dünyaca ünlü bahçenin yaratıcısı
Müziğm bahçesinde bîr ömürAHUANTMEN
Napoli Körfezi'ndeki Ischia adasında,
ünü dünyaya yayılmış egzotik bir bahçe
var. Adanın cennet köşelennden: "La
MorteUar
. Binbir tür tropik bitkinin ye-
tıştiği bu bahçeye hayat \ eren. toprak, su.
güneş. bir kadın ve müzik... Bugün artık
•yesüada" diye anılan Ischia'da. Ingiliz bes-
teci \MlIiam VValton ile en önemli yapıt-
lannı bestelediği dönemde. yaşamının
son35yılınıpaylaştığıkansı LadySusan
Wyton'un kurduklan o küçük doğa ve mü-
zik dünyası. çağdaş birefsaneyı andmyor
kimi yönleriyle .. VVilliam V/alton'un ün-
lü " Belshazzar's Feast" adlı yapıtı. bu ak-
şam Türkiye'de ilk kez seslendirilecek.
Lady Susan VValton da bu nedenle Istan-
bul'da...
- Öyk ilginç bir yasamöykünüz var ki
nereden başlamalı?
Arjantin'de dğdum. ama ülkenın ge-
leneksel yaşam tarzına göre yaşayamaya-
cak kadarasıydim. Aılemın karşı çıkma-
sına karşın British Council'de çalışmaya
başladım. VV'illiam Walton ile tanışmam
da böyle oldu. Üç hafta için Buenos Aı-
res'e gelmiştı ve British Council olarak
onun için birbasın toplantısı düzenlemiş-
tik... Benden 25 yaş büyüktü. Basın top-
lantısından sonra yanıma geldi ve 'Çokşa-
şıracaksınız ama sizinle evlenmek istho-
rum" dedi. 'Tannm' dedim kendi kendi-
me. 'saat sabahuı 1 l'i ama adam şimdi-
den sarhoş!' Ama ikı hafta boyunca her
gün beni dışan çıkardı ve her sabah ev-
lenme teklifini yineledı... Ben onu ciddi-
ye almıyordum tabiı. Ama bu arada iki haf-
ta boyunca çekıci bir erkekten her sabah
ev lenme teklifi almak epey hoşuma git-
meye başlamıştı... Sonra bir sabah. e\-
lenme teklifini yınelemedı. Bu sabah bir
şey mi oldu? 'Hayır' dedi. 'arüksana bir
daha asla evlenmeteklif etmeyeceğim. Be-
ni ciddhe almadın, ben de vazgeçtim.' Çok
akıllı biradamdı VVilliam. istediğini elde
etmeyı mutlaka başanrdı. Bir kere daha
teklif etsen, belki düşünebilirim demiştim...
Böylece e\ lendik.
- Yüdınm aşkı bu olsa gerek?
Çok şanslıymışız. Yıllar sonra. 46 ya-
şında. mesleğinın doruğunda biradamın.
22 yaşında Buenos Aires'ten dışan adım
atmamış, hiç tanımadığı birkızla evlenıp
kendini riske atmayı nasıl göze alabildı-
ğini sormuştum. 'Geleceğim gözlerimin
öniinde canlandı' diye yanıtlamıştı.
-
O
hayalde sen de vardın_.' Anlam vereme-
dım doğrusu! 'Daha öncedeböyte hayal-
kr gördün mü* diye sordum. 'Evet' de-
di, 'bir kere'... William'ın, benden önce,
kendisınden 25 yaş büyük, müthış zengın
bir politikacının kansıyla 15 yıllık han-
ka bir birlikteliği olmuştu... Onun ölü-
münden altı ay sonra benimle tanıştı ve ev-
lenme teklif ettı. Aslında çok tuhaf bir
durum... Sanki VViIliam'ı koruyanbirgüç
vardı.. Evlendiğimizde. William artık
müziğin 'politikasiYİa" ilgilenmekten sı-
kılmıştı. Artık kendini yalnızca müziği-
ne adamak istiyordu.
-Bu arada Arjantin'de Peron hUküm sü-
rüyordu..
Tam da o sırada kadınlara oy verme
hakkı tanınmıştı. Ama ben Peron'dan nef-
ret ediyordum. lçı boş politik sloganlarla
yönetıyordu ülkeyı.
- Bugün Evita'ya hâlâ bu denli yoğun
(Fotoğraf: KAAN ŞAGANAK)
birflgiohnasmı nasd değerlendirivorsunu/.'
Tamamen saçmalık! Llojd-VVebber'in
Evita'sı Arjantin'de gösterilmedi bıle. Kor-
kunç bir kadındı Evita. tam bir fırsatçıy-
dı. Ama çok akıllıydı. aldı o generali, ye-
nıden yarattı' Cesurdu, taşaklı kanydı...
Adam ıçııı aynı şey söylenemez! Sonra
kanserden öldu. Kendısini amelıyat et-
mek isteyen doktora güvenmediği için
ameliyatı kabul etmedi. Kendısıne komp-
lo kurulduğunu sanıyordu.
- Siz bunları geride bırakarak, VValton
ile yeni bir geieceğe adım atünız—
Ben Londrada yaşayacağımızı sanı-
yordum.. Oysa Ingiltere'ye daha ayak
basmadan William bana bir sürpnz yap-
tı, Londra'da değil, Napoli'de yaşayaca-
ğimızı söyledı. Sevindim; güneş, şarkılar...
Oysa 1949 yılında Napoli Körfezi'nevar-
dığımızda. ortalık savaştan kalan bom-
balanmış gemılerle doluydu ve müthiş
bir sefalet vardı. Elektrik yoktu. sıcak su
yoktu. mutfakta farelercint atıyordu! Oy-
sa altı ay sonra VVilliam 'hayannınengfl-
William Walton,
tanıştıklan gün
evlenme teklif etmiş
Susana'ya... Bu çılgın
başlangıç, 35 yıllık,
müzik ve doğayla örülü
yaratıcı bir birlikteliğe
dönüşmüş...
Napoli Körfezi'nde
bulunan Ischia adası,
bugün Lady Susana
VValton'un yarattığı
bahçeyle birlikte
anılıyor. 'Yeşil ada'da,
genç müzisyenler, 1983
yılında yaşamını yitiren
VVilliam Walton'un
bestelerini
seslendiriyorlar...
'William'ın yokluğunu
hissetmiyorum' diyor
Susana Walton,
'müziğinin öyle güçlü
bir varlığı var ki...'
zel alü ayını" geçirdiğini söyledi. Böyle-
ce orada yaşamaya başladık, ama evi da-
ha yaşanır hale getirmeye başladık. Ve
ben bahçeyı düzenlemeye başladım...
- Arjantin'de kalmtş olsaydınız...
Feminıst değildım. ama Arjantin'in er-
kek egemen toplum yapısı beni rahatsız
edıyordu. Hıç evlenmemeye karar ver-
miştim. Ama karşıma VVilliam çıktı. Be-
nim üzerimde hâkimiyet kurmaya çalış-
mıyordu... Gerçi biliyorum, onun kölesiy-
dim ama kendimi hiç köle gibi hissetme-
BBC Senfoni Orkestrası ve Korosu'nun ikinci konseri bugün
Ülkemizde ilk kez 'Belshazzar's Feasf
KühürServisi^25. UkıslarafiLsffetttfı—
bul Müzik Festivali'nde üç gün üst üste
konserverecek olan BBC Senfoni Orkest-
rası ve Korosu. bugün Aya İrini'de saat
19.00'daki ikinci konserinde Bramhs'ın
"Trajik üvertflr" ve MahJer'in "5 Rüc-
kert Lkd"inin yanı sıra ünlü çagdaş ln-'
giliz besteci WiHiam VValton'un "Bels-
hazzar's Feast
1
" (Nabukodonosor'un Şö-
leni) isimii yapıtıru ülkemizde ilk kez ses-
lendirecek. Eserde orkestrayı yine Le-
onanl Slatkin yönetirken solist olarak
Jean Rigbj (mezzo soprano). AJan Op-
k (bas) sahne alacak. Koro>aı ise Step-
hen Jackson yönetiyor.
8 Mart 1983'te Italya'da Ischia Ada-
sı'ndaki evinde ölen VV'iHiam Tnrner
Wütoa,özellıkk Ingiliz orkestra müzi-
ği alanmda Vaugham \VUliams ile Brit-
ten arasında sıvriien önemli bir besteci.
•"1902-yılmda Lancashire'de Oldham ken-
tinde doğan VValton. koro şefı olan ba-
basmdan aldığı müzik derslerinden son-
ra Oxford Katedrali'ndeki çocuk koro-
suna girdi; 12 yaşında beste yapmaya
başiadı. 1918'de, 16 yaşında yazdığı ko-
ro müzikleri. bir piyanolu dörtlü ve şar-
kılarla dikkati çekti ve müzik öğrenimi
görmesı sağlandı. 27 yaşma geldiğinde
ise artık orkestra müziğinde tanınan bir
isimdi. 1929 yılında henüz 27 yaştnday-
ken geniş çapta bir oratoryo yazmaya
başlâdı. VValton. Osbert SitweU'in tnci-
li'nden yararlanarak hazırladığı metni
değerlendirdi.
'•Bebihazzar's Feast" adlı yaptt, Bım-
tunnasarolarak da bilınen Babil Kralı II.
Nabukodonosor'un (MÖ 605-562) Asur
devleîini yıkarak 593'te Kudüs'ü zaptet-
tikten sonra halkıru esir ederek kendi ül-
kesine götürmesini anlatıyor.
Bariton solo, krama çifte koro ve ge-
niş bir orkestra kadrosunu içeren yapı-
tın VValton'u oldukça yorduğu söylenir.
Çekingen karakterli, zora gelmeyen bir
tip olduğu için besteci önemli eserlerin-
de daha çok sıkmtı çekiyordu. Besteci
özellikle
u
Bebhazzar'$ Feasfteki altın
ve gümüş gibı sözcüklerin anlatımı için
7 ay düşündü ve metinde yer alan değer-
li madenierin tasviri için çeşitli çalgıla-
n kutlandı.
Yapıt ilk kez 8 Ekim 1931 'de Leeds
Festrvâli'nde MaJcofen Sargentyönetimin-
de seslendirildi. Yüzyıhmız Ingiltere-
si"nde 1900'de seslendirilen Elgar'm
"Gerontius'un Düşü"nden sonra en
önemii koro eseri olarak kabul edılen
"Bebhazzart Feast" üç ana bölüme ay-
rılmiş ve süresi 38 dakika.
dim. Akıllı birinsandı. Onunlayaşamına
ortak olmayı sürdürebılmem için kendi-
me aıt bir uğraş edinmem gerektiğini bi-
liyordu. Müzikten kazandığı her kuruşu
bahçeye harcadı.
- Walton, 1983*te aramızdan a>nldı_
Evet, öldüğünde müthiş bir boşluk duy-
dum. Ama sonra yeni bir yaşama başla-
dım. VVilliam VValton Vakfı'nı yarattım.
Şımdi gençler. onun bestelerini seslendi-
riyorlar. VVillıam'ın yokluğunu hissetmek,
bir bakıma mümkün değil. Çünkü öyle
güçlü bir varlığı var ki müziğinin...
- Çocuğunuz var mı?
Bu da sevgili VVilliamjn kendi başına
aldığı o küçük kararlardan bıridiryaşamı-
mızda... Buenos Aires'te evlendiğimiz-
de, küçük, beyaz, komik bir e\ lenme cüz-
danı tutuşturmuşlardı elimıze. İçinde. 'Bir
ay içinde hamile kalmazsanız, doktora
başvurun' yazıyordu! Kahkahalaratarak
VVilliam'agösterdim. 'Ybksa çocuk muis-
tiyorsun' diye sordu Bu konuyu pek dü-
şünmemiştim, ama çocuk ıstemiyorsa ba-
na daha önce söylemesi gerekmez miy-
di? Sonuçta Katolik bir kadındım... 'Sen
beni boşa>-amazsın. ama ben seni boşa-
run* dedi. Ev leneli daha bir saat olmamış-
tı! Tabii o genç yaşımda nasıl hamile ka-
lınmayacağını da bilmediğim için çok
geçmeden hamile kaldım. VVilliam. Bu-
enos Aires'e dönmemi söyledi! O dö-
nemde kürtajyapan bir doktorbulabilmek
için neler çektığimı anımsamak bıle iste-
miyorum. Korkunçgünleryaşadım... Son-
ra eve döndüm %e günlerce ağladım VVi 1-
lıam. 'Ağlamayı sürdüreceksen bu evden
gitmem gerekecek' dedi. Ve bir daha hiç
ağlamadım...
- Çok özveride bulunmuşsunuz...
VVilliam. müziğinı bcstelemek için ha-
yata gelmişti. Müziğinin sonu, VVılliam'ın
da sonu anlamına geliyordu. Yoksa bir
adam. bu kadar şanslı olabilir mıydı ha-
yatta? Müziği için düzenli ve sessız bırya-
şama gereksinimi vardı. VVilliam'ın var
oluş nedeni müzikti. bu yüzden onu an-
lıyordum.
- Miiziğine mi âşıktınız, müziği >azan
adama mı?
VVilliam'aâşıktım... Çok hoş. çok esp-
rili, zarif biradamdı. Kadınlan çok sever-
di. el üstünde tutardı. Yumuşacık bir yü-
reği \ardı. Kadınlara dayanamazdı... Gü-
zel bir kadın gördüğünde peşinden giderdi
ama hep geri geldiği için önemsemezdım.
O çılgın ev lenme teklifiyle başlayan, çıl-
gın bir yaşantı benımkısi!
- Bu akşam İstanbul'da ilk kez dinlcvc-
ceğimiz "Belshazzar's Feast"ten sözeder
misiniz?
Muhteşem bir yapıt! Evlendikten son-
ra onun BBC prom konserlerinde yönet-
tiği ve benım de ilk kez canlı olarak dın-
lediğim yapıtı, VVilliam'ın. Yani VVilli-
am'ın müziğiyle ilk karşılaşmam diyebi-
lıriz. O konserde müthiş alkış kopmuştu.
Özellikle sonunda. özgürlüğün o olağa-
nüstü coşkusunu hissedebilirsinız. VVilli-
am'ın mesleğınin en önemli yapıtlanndan
biri. Manchester yakınlanndaki bir maden-
cı kasabasında dünyaya gelen bu adamın
nasıl bu denli yoğun. duygusal \e güçlü
bir müzik yazabildiğı doğrusu çok şaşır-
tıcı. Onun bir deha olduğuna kesınlikle
inanıyorum. Müzik için doğmuştu \e
ölene dek de müziğinı bestelemeyi sürdür-
dü...
Martin Scorsese: Oscar
almadığım için şanslıyım
Külrür Servisi - LJ nlü Amenkalı yo-
netmen Martin Scorsese, "Oscar kazan-
madığun için şanslnım" dedi. Lond-
ra'dakı ICralıyet Sanat Akademisi'nin
kendisıne verdigı onursal doktora un-
vanını almak ıçın katıldığı törende bir
konuşma yapan Scorsese, dört kez aday
olmasına karşın Oscar alamadıgını,
bundan sonra da alamayacağını söyle-
di "Azgm Boğa", "Taksi Şoförü" ve *Sı-
kı Dostkr" gibi fılmlerin 54 yaşında-
ki yönetmeni Scorsese, "1970'Hyıllar-
da yaptığun fUmler. en ivi yönetmen
dahnda Oscar alabflecek fıİmİcrdL Aka-
demi üvelerinden biri, bana Oscar \er-
mevi çok istediklerini ama bunun için
daha insani filmler > apnıanı gerektiği-
ni smlemişti" şekhnde konuştu.
"Bana kaiırsa, "Azgm Boğa' insani
birfilmdL Ama "Taksi Şoförü' fılmin-
den sonra Oscar alama>acağımı anla-
I5,.»»! 25.MIUSURARASI
, İSTANBUl
ı MÜZİK FESTİVILİ
15 Haziran - 1 Ttmmtı 1997
dım. Bö> lece kendi istediğim rürde film-
kri yapma özgürlüğünü edinmiş ol-
dum. Bana verilen asd ödül, bu oldu"
dıyen Martin Scorsese. yeraltı dünya-
sının kahramanlannı görkemli bir bi-
çimde beyazperdeye yansıtan filmle-
nyletanınıyor. 197
3 tarihlı "MeanStre-
ets" fılmıy le başla\arak yeraltı dünya-
smın şıdd'et ve vahşet dolu yaşam tar-
zını açıkça sergilemekten çekınmeyen
Scorsese'ninçocuklugu. Nev\ "tbrk'un
Küçük İtalya adlı semtınde. mafya çe-
telenyle ıçlı dışlı geçmış: "Yaşadığunız
çevrede, otorite çetelere aitti."
"Masumhet Çaş" \ e "Günaha Son
Çağrı" gibı farklı fılmlere de ımzası-
nı atan Manin Scorsese, Sir Da\id Le-
an. David Lynch ve Tern Gilüam'dan
sonra, Londra Kralıyet Sanat Akade-
misi'nin onursal doktora verdiğı dör-
düncü sınemacı oluvor.
Karikatür dergisinde
Sıvas katüaım
Kültür Servisi-Ayda biryayımla-
nan Karikatür dergisinin 52. sayısı
çıktı. Dergi, bu aykı sayısını 4 yıl
önce gerçekleşen Sıvas katliamına
ayırdı. Derginin "Karikatür*den"
başlıklı önsözü; "Binlerceyılgeçme-
sine rağmen hâlâ insanlaşmavı be-
ceremeyen ilkellerle iç içe yaşadığımı-
zı bir tokat gibi > üzümüze çarpan Sı-
\as katliamımn 4. yıklönümüne ulaş-
manuza karşın. şoku aüatamadığunız
bir gerçek. Ne kadar ilkel, iğrenç ve
acı bir olay yaşadığımızı asıl bu şoku
atlaftığuruzda anlayabileceğiz. Tabii
bir de bu ilkel ya da ilkelleştirilmiş-
lerin oylanyla iktidara tırmananla-
nn, topluma çıkardıklan fatura ile
karşüaştığımızda yaşayacağunız şo-
ku da unutmayalım-." sözleriy le baş-
lıyor Dergide: Mümtaz Idil 'Çizgi
Yerine' başlıklı köşesinde 'Sıvas Gün-
lüğü'. Ruhi Tek 'Tren Penceresin-
den' başlıklı köşesinde 'Sıvas\ Or-
han Tüleylioğlu 'Çerçeve' başlıklı
köşesinde 'Karanlığın Uğultusu',Öz-
gür Arhavili 'Güldüşün Çorbası' baş-
lıklı köşesinde 'Sıvas Yangını - Re-
fah Salguu' konulu yazılanyla Sıvas
katliamına farklı bir bakış açısı ge-
tiriyorlar.
Sıvas katliamı ve güncel konulann
karikatürlennin de yer aldığı dergide
aynca, Hasan Uysal 'Anne. Eskiden
Tann mı Vardı?', Kurtuluş Kayah
'Zekiye Fısıldamak Kâfi. Aptala
Hecelemek Gerek!', YenerÇakmak
"Gülmeyi Paylaşmayan Komşu' baş-
lıklı yazılanyla yeralıyorlar.
DEFNE GOLGESİ
TURGAY FİŞEKÇt
ŞiirOkurken
iyi bir şiir okuru saymam kendimi. Şiir kendini ba-
na okutuyorsa, birtat alıyorsam okuduğumdan sür-
dürürüm önümdeki şiirte ilişkımi.
Kimi şiir zorlar okuru, ama zorlanmanın ardından
güzelliklere ulaşırsınız. Çabalamama karşın bir gü-
zellik duygusuna ulaşamıyorsam, ısrarcı olmam böy-
lesi şiirler karşısında, "Belki bir başka zaman tadına
vannm" diyerek bir köşeye ayınnm. Şiir okumantn çi-
le çekmeye dönüşmesine dayanamam.
Enis Batur, yirmi yılı aşkın şiir serüveninde yazı-
nımız için alışık olunmadık sayıda şiir kitabı yayım-
ladı. Bunca kitap arasından okuyabildiklerim oldu,
okuyamadıklarım oldu. Başlangıç donemi ürünle-
rinden tat alamamıştım, belki de bana ait eksiklik-
lerden. O yıllara ılişkın Cemal Süreya'nın da biryar-
gısına rastladım:
"Enis Batur'un Ara-Kitab'ını okudum. Ne sakla-
yayım pek tadına varamadım... Pek bir şey de an-
layamadım. Sözcüklerin fızikyapılanyla oynuyor, on-
ları kesip biçıyor, sözcük saçaklanndan sözcük dr-
zilerinden birtatçıkarmakistiyor. Ne varki Türkçe'nin
gövdesi üstünde değil de sanki başka ve iyi bilme-
diği birdil üstünde yapıyorbunu." (Günübiriik, s. 164)
Elbet zamanla şairler de şiirler de degişiyor, böy-
le bir gizilgüç taşıyorlarsa içlerinde.
Gri Divan 'dan (1990) bu yana Enis Batur'un şiir-
lerini tat alarak okuyorum. Sanki büyük şairimiz Ok-
tay Rifat, şiirin gizinı onun kulağına fısıldamış gibi..
öylesine de bir duygu yakınlığı buluyorum aralann-
da. Ama yazdıklan başka şiirler.
Gri Divan 'ın yayımlanışından yedi yıl sonra bu ki-
tabına üç yeni divan daha ekleyerek Doğu-Batı Di-
vanı'nı yayımladı Batur.
Goeöıe'nin de bir kitabının adı Doğu-Batı Diva-
n/'dır (Der VVest-östliche Diwan, 1819). Bu kitapta
Iranlı şair Hafız'dan esinlenerek yazdığı, sevgilisine
"Züleyha" diye seslendiği bir doneminin sevgi şiir-
lerini toplamıştır.
Batur'un kitabı bütün insanlıktarihinden seslerta-
şısa da temelde yirminci yüzyıla ilişkin. Insanlığın
acılanndan söz açan bir bütünlüklü toplam. Bu ya-
nıyla belki de yazınımızda yalnızca Memleketimden
İnsan Manzaralan 'yla ilişkilendirilebılecek bir yapıt.
Ne ki okuması ve tadına vanlması o denli de ko-
lay değil. Birinci engel şiirlerin çok sayıda gönder-
meler içerıyor oluşu. Ancak bunu bir olumsuzluk
saymak olmaz. Yüzyılımızda yaşayan her insanın ta-
nıması ya da öğrenmesi gereken olaylardır yapılan
çoğu göndermeler; kimi zaman tarihi olaylara, kimi
zaman kışiliklere, kimi zaman da edebiyata ve cog-
rafyaya. Aktarılan duygu varsıllığının yanı sıra bu
göndermeler de okuru gelmış geçmiş dünyaya açı-
yor.
ikinci zorluk şiirlerin yoğunluğudur. Bakmayın yol-
da görduğü ya da bir yerde okuduğunu aktanr gibi
yazışına Batur'un. Sıkı, sağlam bir dili vardır şiirleri-
nin. Bu da şiirlerin etki gücünü çok arttırmaktadır.
Kimi zaman bir metni okurken tam çözemezsiniz,
ama içinde tanıdık şeyler vardır, sizi alır götürür. Son-
ra yeniden yeniden geri dönersiniz o metne, belki bi-
raz b^to_kitaplar, ansiklopediler de kanştırmanız ge-
rekir, sonunda^size aittyrşey oluverir.
Doğrusu ben, bir yapıtı okurken ondayaşadığımız
dünyanın izdüşümünü gördüğümde heyecan-
lanıyorum. Bu izdüşümün gerçek ya da kurgusal ol-
ması önem taşımıyor. Yaşadığım dünyayı bana nasıl
sunuyor, benden neler var orada. Bu buluşma okur-:
la yapıtı ortak kılıyor.
Doğu-Batı Divanı, beni zenginleştiren bir yapıt ol-
du. Nasıl bir dünyada yaşadığımı bana yeniden
yeniden düşündürdü. Neden bilmem, çoğu acıklı
öyküler bile yaşama sevincimi arttırdı. Bir sanat
yapıtından başka ne beklenir.
*
Kafamı kaldınp yeniden bakmıştım dünyaya da:'
Yeni bir yüzyılın kampanasını çalıyordu artık
kim olduğunu kimsenin kestiremediği insanımız.
KULTURİ ÇİZİK
KÂMİL MASARACI
istanbu
1
Kültür ve Sanat Vakfı
25. Uluslararası Istanbul Müzik Festivali programında yer alan
18.6.1997 tarihii "Camerata Academica Salzburg"
konserinin gerçekleştirilmesindeki değerli katkıları için
Meroedes-Benz Türk A.Ş.'ye
teşek'<ür eder.
Mercedes-Benz Turk
Festrval Spocsoru Kurumsal Sponsoria-
HlEczacıbası H REMMJIJ
Bu ılan Cumrunyet Gazetss< ı
kaikısıv'8 yav>nlaorn<ftır
CtsnhuHvvC
SEYDİLER SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1995^1
Davacı vekih Av Mesut Erginoğlu tarafından davalı Hıkmete tnce aleyhıne mahke-
memizde açılan da\a ile Seydıler ilçesı Sabuncular köyünde, 987 parsel sayılı taşınma-
zın paydaşlar arasında satılarak uzerındekı ortaklığın gıdenlmesi ıstenılmış. mahkeme-
mizce \apılan yargılama sırasmda 22.5.1997 günü yapılan keşıf sonucunda, dosyaya
sunulan bılırkişi raporlarında ortaklığın gıderilmesı istenilen parselin aynen taksimi
mümkün olmadığı. hatta ıvaz ılavesi suretiyle dahı taksımı mümkün olmadığı. taşınma-
zm toplam değennın 154. 125.000 TL olduğu bildınlmış olmakla;
Bütün aramalara rağmen adresı tespıt edılemeyen davalı Hıkmete İnce'ye bilirkışı ra-
porlan tebliğ edılememiştır.
Sözü geçen davalının HYUY'nın 282 1 maddesi uyannca ilam tarihınden ıtibaren 1
hafta ıçensınde bılırkişi raporlanna karşı varsa itırazİannm mahkememize bıldırmesı.
aksi halde raporu kabul etmış sayılacağı Teblıgat Yasası'nın 28 ve devamı maddelen
gereğınce bılırkişi raporu yerıne geçmek üzere ılanen tebliğ olunur. Basın: 28767
ÇERKEZKÖY ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No: 1994/161 Esas - 1996/33 Karar
Da\acı SSK Genel Müdürü vekili tarafından davalılarTeknik Kauçuk ve Mehmet Ge-
çım ale\ hıne açılan rucuen tazmınat davasına verilen karar. davalı Mehmet Geçım'e teb-
liğ edılememış olup. davacının açtığı davanın kabulü ile 76.280.442.25 TL'nın tahsisın
onay tanhı 25.02.1994 tarihınden ıtibaren yasal faızıyle davahlardan müteselsilen tah-
sılı ile davacıya venlmesine, 4.801.217 TL ücreti vekaletın davahlardan müteselsilen
tahsılı ile davacıya venlmesine ve 7.085.000 TL yargılama giderinın, davahlardan mü-
teselsilen tahsıli ile davacıya venlmesine karar verilmiş olup, kararın ılan tarihınden ıti-
baren 8 gün içinde kesınleşeceği ilan olunur. 28.05.1997
Basın: 28266
15 Huiru - 8femmuı1997
Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı 25. Uluslararası Istanbul Müzik Festivali
programında yer alan 19.6.1997 tarihli "Amsterdam
Concertgebouvv Kraliyet Orkestrası" konserinin
gerçekleştirilmesindeki değerli katkıları için ABN-AMRO Bank,
Türk Philips Şirketleri, Unilever San. ve Tic. Türk A.Ş.,
Hollandse Signaalapparaten B.V., Shell, United Garanti
Bank International N.V., Daf Trucks N.V., Demir-Halk
Bank (Nederland) N.V.'ye teşekkur eder.
5PHIUPS VSIGNAAL 'A UGBI Bank
Festıval Sponsoru Kurumsat Sponsorlar
lHEczacıbası I I M
Bu ılan Cumhurıy« Gaıetmı n
kaifcısryta vsyınJsnmtftır