25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 TEMMUZ 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 15 Yine Tunceli CHP'li belediye başkanı Mazlum Arslan'ın Fethullahçılarta içli dışlı olduğu Tunceli'de, Mazlum Arslan'ı seçen halk çok daha farklı düşünüyor. Tunceli insanı laiklik konusunda öylesine duyarlı davranıyor ki, adı şeriatçı şirketler arasında geçtiği için Ülker'in tek bir ürününü bile tüketmiyor... Ülker'in Tunceli'deki satışlarının yüzde 90 oranında düştüğü söyleniyor. Bu da, Fethullahçılara Tunceli'de yurt yeri bulmaya çalışan Arslan'ın CHP'den bile aday olsa bir daha belediye başkanı seçilemeyeceğini gösteriyor. Kitabın sesi Tuna Egemen'in seslendirip hazırladığı "sesli kitaplar"a bir yenisi daha ekJendi; Jak Deleon'un "Beyoğlu'nda Beyaz Ruslar"ından sonra "Istanbul Işıklan" da iki kaset olarak çıktı. Müzikle bezenen "sesli kitaplar" klasik gerekçelerle okumaya vakit bulamayanlara kitapla tanışmak için fırsat yaratıyor... hrtemet: http: / / www.planetcom.tr / Xn Efektrorak posta: Deniz.Someplanetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Fafcs: 0.212.512 44 97 - Havava ateş edenin silahına el konulacakmıs... "Boşa kurşun sıkmak vasak: herkes birilerini vursun!" Insan yakan yaratıklara hayvan bile denemez D ört yıl önce bir başka köşede yayımlanan bir yazımı izninizle bugün bu köşeye taşı- mak istiyorum: Antropologlar, ateşin bu- lunmasını insanlığın dönüm noktası sayar. Homo neanderthalensıs, yiyeceklerini pişirince et- lerin ve otların yumuşaması sonucu çiğneyici şakak kasları küçülmüş, bu kasların küçüimesi kafatası üzerindeki baskıyı azaltmış, dolayısıyla alt ve üst çe- ne küçülürken kafatası büyümüştür. Kafatası ile bir- likte içindeki beyin de gelişmiştir. Milyonlarca yıl süren bu evrim sonunda bugünkü in- sanın atası olan homo sapiens türü ortaya çıkmış- tır. Ya da bir gün Adem ile Havva cennetten kovul- muş ama sonuçta bu dünyada insanoğlunun varlı- ğı başlamıştır. Insanoğlu, başlangıçta dört elemanı tanımıştır; toprak, su, hava, ateş. Bunlardan sadece ateşin mülkiyeti olmamıştır. insanlar toprak için savaşmış- tır ama ateş uğruna kan dökülmemiştir. Ateş, hep ortak kullanılmış, sönmemesine özen gösterilmiş- tir. ilkel dinlerde kutsal sayılmış, tanrı yapılmış, ateş tanrısı uğruna insanlar yakılmıştır. ilkeller ateşten korkmuş, ateşi ceza için kullanmıştır. Islamiyette ateşle cezalandırma yer almamıştır. islamiyet taşlayarak, boğazlayarak ya da kafa ke- serek infazını yapmıştır. Islamiyette ateşin olduğu bir tek yer vardır, o da cehennem. Cehennem ateşinın takdiri ise sadece ve sadece Allah'a aittır. İslamiyet. ölülerin yakılmasını bile yasaklamıştır. Ateşle ceza- landırma Hıristiyanlığın geçmişinde vardır. Ortaçağ karanlığında kilise, din uğruna dinsizlikle suçladığı çok insanı yakmıştır. Son çağ karanlığında ise ka- fatası hesabıyla faşistler insan yakmıştır ve halen yakmaktadır. lnsanları topluca yakarak öldürme, Is- lami açıdan izah edilemez. Bir hukuk devletinde ise hiç izah edilemez. Sıvas'ta tekbır sesleri arasında insan yakanlar ınsan olmadıkları gibi Müslüman da olamaz. Bunlar, yanan insanları seyrederken zevk almak- ta, kimileri sıktıkları yumruklarından işaret ve küçük parmaklarını havaya kaldırarak kurt selamı vermek- tedir. Kurtların alt ve üst çeneleri büyük, şakak kas- ları çok kuvvetlidir. Onların kafatasları ve dolayısıy- la beyinleri gelışmemiştir. Bu yüzden de onlara hay- van denır. Ancak hayvanların ınsan yakma güdüsü yoktur. Bu nedenle insan yakan yaratıklara hayvan demek, hayvanlara haksızlık olur. SESSÎZSEDASIZ NVMİ&URTCEBE llaç kutularındaki fiyat kupürü Izmir Eczacı Odası, hastaları da bezdiren ilaç kutularındaki fiyat ku- pürünün kaldırılmasını öneriyor: "Dünyanın hiçbir ülkesinde ilaç ku- tularının üzerinde basılı fiyat bulun- muyor. Hiçbir ülkenin eczacısı bırakın özel kurumları, kamu kurum reçete- lerinın arkasına ilaç fiyat kupürü ya- pıştırmıyor. Dünyanın hiçbir ülkesin- de ilaç fiyat artışlarında eczacılar ilaç kutusuna yapıştırdıkları etiket yüzün- den hastanın 'kazı kazan' söylemine maruz kalmıyor. ilaç kutularında fiyat kupürü olma- dığı için dünyanın hiçbir ülkesinde ne eczacı, ne ilaç üreticisi 'sürşarj etike- ti' diye bir kavram biliyor. Sürşarj eti- keti ile uğraşmıyor. Yıllardır ilaç kutularında fi- yat kupürlerini sineye çekip 'sürşarj etikenıni bakanlık mı satacak, TEB mi satacak1 dıye vakit kaybedip, bugün sürşarj etiketinin sanayı kö- kenli bumerang şeklinde bize dön- mesıni de bir boyutuyla biz hazırladık. Serbest eczacılık uygulamalarını heralanda sorgulayıp, gözden geçir- mek ve yeniden değerlendirerek çö- züm üretmek ve önermek zorundayız. Ayakları yere basan, gerçekçi ve doğru somut çözüm önerilerinin sek- tör düzeyinde de kabullenileceği açıktır. Laf değil çözüm üretmelıyiz. Bir an önce bir yerlerden başlamalıyız; ilaç kutularında fiyat kupürü kalksın." PALAS PANDIRAS T "Sıra bana gelmeden, ben de parti bayrağından istifa edeyim en lyisı!" imza: Kırat MûfrtBozact AYDINLANMA ATEŞİ lletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 Sıvas 'ta katledilen 37 insanın anısına... Cumok'lar Sıvas"ta Madımak Oteli"nde 37 insanın katledilmesini protesto etmelc için çeşitli etkinliklere katıhyorlar. Istanbul Cumok, Caddebostan Kültür Merkezi'nde. Karşıyaka Cumok Cumhuriyet Alanı'nda, Antalya Cumokda Belediye Kültür Merkezı'nde bıraraya geliyorlar. tstanbul Cumok Aysel Geyran bıldinyor: "25 haziran tarihinde Caddebostan Kültür Merkezı'nde Işçi Partılili Cumok'lann da katılımıyla toplandık. ilgilerine teşekkür edenz. Gündemimızden evvel Anadolu yakası STKB eşgüdüm toplantısına katılan arkadaşlanmız 2 Temmuz Sıvas katlıamını anma etkinlıklenni anlattılar. Gündemimızin 'Bu yaz neler yapmalıyız' maddesi konuşulup, tartışıldı. Bu maddenin ıçenğindekı; a) Solda işbirliği çalışmalan için gerekli gördüğümüz ve üzerinde anlaşabileceğtmiz ortak bir metnin hazırlanması ışini arkadaşlarımızdan Muhterem Akpulat. Fuat Pınar, Selma Özöğretmen, Alper Akgiin üstlendiler. Hazırlanan metin 3 temmuzdakı toplantımızda karara bağlanacaktır. b) Seçim sistemi ve partiler yasası üzerinde çahşmalara başlangıç olmak üzere, Kadıköy CHP şubesinin yapacağı toplantıya bazı arkadaşlanmızın katılması kararlaştınldı. Istanbul Cumok olarak bugün saat 20.00'deki STKB Anadolu Yakası örgütlenmesinin Caddebostan Kültür Merkezi'nde düzenlediği '2 Temmuz Sıvas katliamını anma' etkinliğine katılıyoruz ve Kadıköy'deki tüm çağdaş insanJan ve Cumhuriyet okurlarını bizimle birlikte olmaya çağınyoruz. Bundan sonraki toplantımızın Fügen Kıvılcımer başkanlığında aynı gündemle 3 temmuz saat 19.30'de gene Caddebostan Kültür Merkezi'nde yapılmasına karar verildi." Antalya Cumok Hicran Karabudak bildıriyor: "2 Temmuz'u unutmadık. 37 canı da. Çünkü Madımak yangını. yüreklerimizde sürüyor hâlâ. 2 Temmuz'lar olmasın diye el ele vermeli, birleşmeli, gücümüzün ayırdına varmalıyız artık. Ve yangınlardan ve karanlıklardan kurtarsın diye birilerini bekleme aymazlığından kurtulmalıyız. Her binmız bu ülkenin 65 milyonda bir payına sahıbiz. En azından payımıza sahip çıkmalı yaktırmamalı. kararttırmamalıyız. Ülkemizi, Madımak cehennemini de 37 güzel insanımızı da unutmayacak, unutturmayacağız. Bugün Belediye Kültür Merkezi'nde (eskı) düzenlenen anma etkinlıkliğıne Bedri Baykam ve Ali Aksüt kdrruşfflaPT'Biarak katılacaklar. 7^ntalya Cumok olarak saat 16.00'da orada olacağız. Bodrum Belediye Başkanı Tuğrul Acar'ın çağrısına (Her ne kadar Kahraman Kültür Bakanı artık kahramanlık yapamayacaksa da) uvarak Doğu Roma Batığı için imza kampanyasını çekeceğımiz faksla desteklıyoruz. Yenı kurulan hükümete de işinız zor. her yer öylesine kırli ki kolay gelsin diyoruz." tzmir / Karşıyaka Cumok "Şeriatçılar tarafından vakılan 37 insanın acısını unutmadık. Demokrası Platformu'nca düzenlenecek mıtınge katılmak üzere bugün Cumhuriyet Alanı'nda olacağız. Irtıca ve yobazlıkla mücadeleden yılmıyoruz. Değerli yazarımız Sayın Hidayet Karakuş'un, Antalya"nın Sesı Radyosu'nun düzenlediği Türk edebiyatı yanşmasının radyo oyunu dalındaki büyük başarısını kutluyoruz. 'Şeyh Sanan'ın Aşkı" adlı öyküsünün 18 ülke ve 831 yarışmacı arasından birinici seçilmesmden kıvanç duyduk. Kemalpaşa-Vişnelı pıkniğimiz coşkulu geçti. Orman serinliğinde yürüyüş, dost sohbetleri. sazımız-sözümüz ve tabii yemek faslı çok keyıfliydi. Gün bitimi, 50 kişılık grubumuz, doğanın \e dostluğun güzelliğini şehrin karmaşasına taşıdı.'" Kuşadası Cumok İsmail Dirim bildiriyor: "Her ayın ilk pazar günü olan aylık toplantılarımızı 6 temmuz saat 19.00'dabahkhane karşısındakı Santral Kafeterya'da yapıyoruz. Konu; haziran ayında Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan ve beğenılen yazılardan seçme yaparak •Haziran ayının en güzel 3 yazısı'nı kesıp getıren okurlara ödüller verilecektir. Seçici kurul, Cumok'lardan aynı anda oluşturulacak ve 1 . 2. ve 3. olan yazılan getırenlere verilecek ödüller de avnı anda venlecektir. Ödülleri sürpriz olsun diye açıklamıyoruz. Başan dilekJerimizle." Trabzon-Rize Cumok Celalcttin Çiftçi bildiriyor: "Cumok aılesinın çok değerli üyesı ve Sürmene ADD"nın kurucusu ve başkanı yürekli insan Yüksel Kumaş'ı kaybettik. Acımız büyük. Tüm Cumok ve ADD ailesınin başı sağolsun. Bu nedenle 12 temmuza kadar olan tüm planlarımızı ıptal ettik. Üzülerek duyuruyoruz. Sürmene ADD Tel 0.462.746 18 81." KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK ÇİZGİLİK KÎ.V/L M.4S4R4C/ r ö İ\... r UT... r HARBİ SEMİH POROY MIRMIRLAR UĞLR DURAK VAR.' 1 7 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAS 2 Temmuz FBMIN1ST OOLAR/ 'PA8U6M, BlR METAL POLAf! Ç/KAfZDt- Stl DOLA&N İL&IHÇ &X yutÜNDB YES ALAfJ KADIM PO&TKEStYOf. KA8MIT- MA PC*ne£,ÛMLV AMe&KAU FEMiHtSTGHCU SUSAH\ ANntONY'e Arm. t3O6 'O* S6 XQŞMDA OLEH SUSAAJ AKTVCHY, SC Y'L I AÇAA/ 8ıft StX£, XA£>«V HAKLARI İÇÎN MÜCAOELE tnEZMt'ÇTL KADfNLAfÜN MÛUCl£Zt- Ni YCN£7EBJ_LUEl££f, SOfA/JMCA ÇOCUKLA/ltNtN CEflı AMAOYLA ÜUC£ ÇAPlNPA gi£ SZAMPAN- VASlKSA AOAMIÇ GLAM SUSAA! AA/rHCAJY. 8İRÇCK L^--^p TUTUKLAUMrÇ, gASKtr* UĞJOAMIÇ AMA YOUJKJ0AN DÖH/UEMtfn. SAyAfJ H/C EVL£f-JM£MiÇTt.• AHD LLfrMTICS HAVE f*O V'OIt PARLıAMB, SkcJd bhese.? POLİTİKA VE OTESİ MEHMED KEMAL Felaketin Hayırlısı... Şair, "Bazen felaketin de olurmuş hayırlısı" di- yor. Hoca istifa etti, memleket kurtuldu mu? Necmettin Hoca'yı anımsıyorsan, Necmettin Hoca kurtulmadı. ketenpereye geldi. Neye geldi? Argo bir söz ketenpere, oyuna geldi anlamına... Hocayı. Tansu Çiller kandırdı, istifa yolunu aç- tı, her gün birkaç kişi istifa ediyor, partiyi bırakıp gidiyor. Sadece DYP'den değıl, öteki partılerden çekip gidiyor. Bakın Türkeş'in partısinden tak- viye görenler var. Kimisi bu çekip gitmelere, Çin işkencesi diyor. Çin işkencesi. ama kımin için? Hoca için koltuğu bırakıp gitmez, deniyor, iş- te bıraktı. Bıraktığı koltuk Tansu Çiller'in de ol- madı. Işte buna ketenpere denir, ketenpereye geldi. Elden uçup gitti. Eleştirilecektir. Sadece eleştiri değil, bir daha ele geçmesi çok güç bir iktidar koltuğu gitti. Burada bir parantez açmak gerekiyor. Demirel, Ecevit, Cindoruk, kıdemli sıyasetçi- ler, sonunda Çiller'den öçlerıni aldılar. Hoca, başbakanlıktan düştü, Çiller de başba- kan olamadı. Çok çırpındı ama kuş bir kez uç- muştu. işte böyle: "Bazen felaketin de olurmuş hayırlısı." • • • Denizler araştırmacısı Jacques-Yves Cousteau öldü. Olmeden önce Müslüman ol- mak istemiştir, olmuştur. Ancak bizim Islamcı partilerden birinin liderini tanımış. Hemen yeni- den Hıristiyan olmuş... Raviyan-ı ahbâr öyle ri- vayet ederler... Hıristiyan bir Azeri şaiirin bir dörtlüğü var, o da şöyle: Nerde bir aslan görsem korkmuyorum. Nerde bir kaplan görsem korkmuyorum Nerde bir sırtlan görsem korkmuyorum. Nerde bir Müslüman görsem korkuyorum Şehidin çoğulu 'şüheda'. Şair, onun için der: "Kim bu cennet vatan uğruna olmaz ki feda Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda." Şüheda, onun için bırçok şehidi gösterir. "Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda..." Vatan toprağı şehitlerle doludur. Ne yanı sık- san "şüheda" fışkırır. Tansu Çiller, deftere şehıt diye yazar. Gerekir- se bu yolda şehit bile olur. Anıtkabır defterine şehıt olurum diye yazmak kolaydır, ama cephede şehit olmak biraz zordur. Bugün ülke bir savaş alanı gibıdir. Güneyde her gün birkaç ölü veriyoruz, cephede harekât yenı bitti.. Bittiğini Genelkurmay bir bildiriyle açıkla- dı. Şehitli şiirlerimiz çoktur. En ünlüsü Mehmet Akif'ın Çanakkale şehitle- ri için yazdığıdır: Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker Gökten ecdat inerek o pak alnı öpse değer Sana dar getmeyecek makberi kimler kazsın Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın. Şu dizeler: Din şehit ister asüman kurban Onun için her tarafta kan... kan...kan... Herkesın ağzında bir kan, bir ölüm. Recep Tayyip Erdoğan da "Inançlarımıziçin ölürüz" di- yor. Inanç için ölümden başka bir çare yok mu? Kişi inancı için önce yaşar... Yaşar ki inancını ger- çekleştirsin! Bu pazarda inanç ne ki bedeli kan ve ölüm ol- sun! B U L M A C A SEDAT V4g.4i:4iV 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDVSStfİV 1/ Söz söyle- mekten duyu- lan aşın korku. 2/ Toprak. kum ve saman elemeye yara- yan irı delikli kalbur... Kaz Dağı'nın mı- tolojıkdönem- 6 lerdeki adı. 3/ -, Üzenne bir şey dayandırı- 8 lanbilgı... Bo- _ yutlar. 4/ Elı y işe yatkın, becenklı. . Lahos da denilen eti lezzetlı birbalık. 5/ Bir kımse ya da bir olayın anısını yaşatmak ıçın bir şey üzerine kazılan yazı... Duman lekesi. 6/ Kadın baş süsleme- 5 sindekullanılangenel- 6 likle gümüşten yapıl- mış takı. II Tahıİın ta- şını ayıklamaya vara- ° yan elek... Takımlar 9 grubu. küme 8/ Japonlann yedı mutluluk tannsından bin. 9/ Telefonla göndenlen yazı kop>ası.. Meydan. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ ••Adam" anlaminda ar- go sözcük... Hafif \e gozeneklı bırçökeltı taşı. II Aşı- n şışmanlık. 3/ Büyük demıryolu durağı... Nohut. pata- tes. tahın ve soğanla vapılan birtür meze. 4/Japonlara özgü kâğıt katlama sanatı. 5/ Bir nota... Bir metmden çıkanlmış bir ya da birkaç tümce. 6/ Maksat... Baryum elementınin simgesı. II Halk dılinde babanm kız kar- deşine verilen ad... Hastalıklı, sakat. 8/ Eskiden Hse derecesindeki okullara verilen ad... Bir peygamber. 9/ Eskı Türklerde kutsal savılan hekım İLAN T.C. İZMİR 13. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 1995 499 Davacı Ayşe Işık tarafından davalılar Mehmet Işık. Mehmet Nurullah Güney. Nusret Er. Vlehmet Özşen aleyhıne mahkememıze açılan tapu ıptalı tescıl davası- nın yapılan duruşmasında v erılen ara kararı gereğınce. Mahkememızın 1995499 esas sayılı dosyasında: Davalılar Hıkmet Işık. Vlehmet Nurullah Güney ve Nusret Er'in Halıde Edıp Adıvar Cad. No: 65 Üç- yol'lzmır adreslerınde tüm aramalara rağmen buluna- madıklarından adlanna duruşma gününün ılanen teblı- ğıne karar verılmış olmakla. duruşma günü olan 7.7.1997 günü saat 11.15'te Izmır 13. Aslıye Hukuk Mahkemesı'nin duruşma salonunda hazır bulunmanız veya kendinızı bir vekılle temsıl ettırmenıze. aksi takdırde vargılamanın yokluğunuzda devam edeceği ve hüküm verileceği davetiye yerıne kaım olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 3.6.1997 Basın: 5355
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle