Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
• 2 TEMMUZ1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
ALLEGRO EVtN tLYASOĞLU
Tango: Hüztıün ve acımıı daıısıGeçen hafta Istanbul Festivali'nin en
.çarpıcı etkınlıgı Bü>ük Tango gösteri-
sıycü. Ne "Kemanımlasanabirses"var-
dı nede "PaparyamgflMsin''. Hatta "Kom-
'parata" bıle yoktu. Ama usta çalgıcıla-
nn elınden çıkmış gerçek Arjantin tan-
gosu \ardı. Yaşamınacıklı yüzünû, ağır
koşullannı, alın terini sergileyen Piaz-
zolla'nın müziği, tıpkı aynı dönemde or-
taya çıkan Arjantin edebiyatçı lannın ya-
pıtlanna benzıyor. Borgesya da Marepı-
ez'in romanlan ya da Neruda'nm dize-
leri gibi! Piazzolla, iyi bır klasik eği-
timden geçmiş, çağın getirdiği tüm kar-
maşık tekniiden özümsemış. Ancak her
zaman yalın bir halk ezgisi ya da yalın
bir Arjantin tangosuyla bu teknıkleri
birleştırmeyi başarmış.
20. yüzyılın başında Buenos Aires'in
yoksul mahallelerindeki barlarda Avru-
palı göçmenlerin polka ve vals gibi dans-
İanyla birleşen tango. tıpkı Portekiz'in
Fadosu. Amenka'nın Blues'u gibi yok-
sullann yarattığı bir müzik türü! Bu mü-
ziklerin her birindeki ortak payda düş-
kınklığı. özlem ve hüzniin coşkuyla ku-
caklaşmasıdır.
Piazzolla, tangoya, yirminci yûzyılın
teknikleri ile birieşen yeni bir anlayış
getinr. Ve kendisıne "Tango nedir" di-
ye sorulduğunda "Her şev! Bir duygu,
bir dans, bir ritm, bir yaşam biçimi, bir
argo, bir din, bir yasa" şeklınde yanıt-
lar.
Cidon Kremer'in yönlendirdiğı "Bü-
vük Tango" başlıklı dinletide, sanatçı
bır keman vırtüozu olarak çalgısının tüm
zenginliğini ortaya koydu. Aynca kontr-
bas, piyano ve bandoneondan oluşan
topluluğun bırlikteliği ve iki dansçının.
katılımı harikaydı. Dünyanm birçok sa-
nat merkezinde yinelenen bu konser,
1991 yılında ölen Astor Piazzolla'ya
gerçek bir saygı gösterisi oluyor.
Gidon Kremer. her zaman sıradışı bir
şeyler üretiyor. Kremer'e göre bugün
bir solistin görev i yalnız kendi çalgısı-
nı iyi çalmak değil, onunla yeni boyut-
lamaçılabilmek. Evdeki Gidon Kremer
CD'lerine göz atıyorum. Herbirinde bir
değişik tad var Ömeğin Beethoven'in ke-
man konçertosunu Şnitke'nin kadanzla-
nyla çalmış. Beethoven'i yirminci yüz-
yıla taşımış' Paganini'ye saygı çerçeve-
sindeki bir CD'sinde Şnitke, Emst, Mik-
tein ve Rochberggibi yirminci yüzyıl ses-
leriyle ünlü Paganini temasının çeşitle-
melenni dinliyorum yeniden. Neleraraş-
tınp nelerbuluyor Kremer. Bundan sop-
^akvplanlannı soruyorum kendisine:
u
Artık Schubert'le ugrasacağun" diyor.
Bakalım Schubert'e ne gibi bir boyut
getirecek!
Labegue kardeşler
Pıyano ikılisi olmak için iki solistin
de es.it niteliklerde ve birbirlerine çok ya-
kın olması gerekır. Ya çok iyi anlasan bir
kan koca, ya yıllar boyu birlikte çalış-
mış iki yakın arkadaş. ya kardeş ya da
'eçen hafta îstanbul Festivali'nin en çarpıcı etkinliği Büyük Tango
gösterisiydi. Gidon Kremer'in yönlendirdiği 'Büyük Tango' başlıklı
dinletide sanatçı, bir keman virtüözü olarak çalgısının tüm zenginliğini
ortaya koydu. James Galway ve eşi Jeanne Galway'i Cimarosa'nın iki
flüt için konçertosunda zevkle dinledik.
ikiz olmak gibi!
Hele Mozart gibi müzikçilerin sına-
vı sayılan bir besteciyi çalmak için. ay-
nı soluğu alıp vermelen. tuşlarda aynı
renkleri bulmalan, abartıya kaçmadan,
tempolan aksatmadan, net ve açık bır yo-
rumla Mozart'ı çalmalan beklenir.
Labeque kardeşlerin Mozart yorumu
bütün bu ölçülere uyuyor muydu, tartı-
şılır. Ama DebussVnin noktürnlerinde
ve Çaykosvki'nin Italyan Kapriçyosun-
da, hele bis olarak çaldıklan caz tarzın-
daki yapıtlarda. piyano yer çekiminden
kurtulmuştu sanki
Özellikle Katya Labeque"in tuşlarda-
ki dansı, çalgısına hâkımıyetı, dinleyen-
lenn tümünü coşturdu Böylece caz tar-
zına eğilimlerine, piyano edebiyatına
caz yaklaşımıyla yeni bir boyut getırdik-
lerine bir kez daha tanık olduk. Labe-
que'ler. Çaykov skı'nin kendi ikı-pıyano
uyarlaması olan İtalyan Kapriçyosunu bi-
lc caza yaklayırak yorumladılar Artık
Çaykovski'nin değil. Labeque"lerin par-
çası olmuştu.
Altın çağdan bir taç giyme töreni
Aya Inni'de 1600'lerden ilginç birtaç
giymetörenine tanık olduk. PaulMcCre-
esh vönetimindeki Gabrieli Consort ve
Gabrieli Piayers bizleri Rönesansın ol-
gun y ıllannda Venedik'teki San Markus
katedraline götürdüler. Topluluk, adını
aldığı ünlü Altın Çağ bestecisi Giovan-
ni GabrieBi'nin Venedik'te bir taç giy-
me töreni için yazdığı ayin müziğini bi-
raz da dramatik efektlerle seslendirdi.
Koronun ciddi, gizemli ilahileri. taç
gıyme töreninın çalgılarla şenliğe dönü-
şen havasıyla dengeleniyordu. Aya ln-
ni'nin içinde dolaşan koro. binanın çe-
şitli köşelerinden duyulan doğal korno-
nun fanfarlan; Rönesans danslan etki-
sındeki davullarla yürüyen çalgı toplu-
luğu, bu mekâna çok yakışan bir etkin-
lik sundu. Gabrieli Consort da gerek ko-
ronun rafıne sesi gerekse özgün çalgı-
lan ustalıkla çalan yonımcular övgüye
değerdi.
Gahvay ve Borusan
Oda Orkestrası
James Gahvay, kıvrak, deneyimlı, us-
ta bir flütçü. Onca yılın birikimiyle so-
luğunu, ölçüsünü. dengelemeyi biliyor.
Eşi JeanneGahvayde nitelikli bir flüt sa-
natçısı. Cimarosa'nın iki flüt için kon-
çertosunda solistleri zevkle dinledik.
Galvvay'in orkestra şefiiğini bilmiyoruz.
Borusan Oda Orkestrası"nı yönetirken ifa-
de gücü katmaktan çok temponun net-
liğine özen gösterdi. Mozart'ın 14 nu-
maralı Mi bemol majör konçertosunu
piyanist AyşeKuş Durakoğlu solistliğın-
de aynı topluluğun eşliği ile dinledik.
Piyanist Durakoğlu, New York Ünı-
versitesi'ndeşusıralardadoktorasını bi-
tirmiş. Debussy'nin armonik yapısı üs-
tüne bir tez yazmış. Debussy'de keşfe-
dilecek daha çok şey olduğunu söylüyor.
Aslında her yorumcunun çağını bilme-
sini. çagdaş bestecileri çalması gereği-
nı savunuyor. Amerika'da çagdaş Türk
bestecilenni de tanıtıp seslendirmeyi
kendine bir görev edinmiş. Bu zarff pi-
yanistimizin iki talihsizliği vardı: Birin-
cisi Aya trini'ninakustiğinde piyano se-
si bir hamam etkisi yaratıyor. tkincisi de
Mozart'ın çok az bilinen bir konçerto-
sunu seçmiş olmasıydı. Önümüzdeki
yıllarda daha çagdaş yapıtlarla Ayşegül
Kuş Durakoğlu'nu dinlemeyi dileriz.
Galway yönetimindeki Borusan Oda
Orkestrası'nın en çok alkışlanan yapıtı
Galvvay'in folklorik ezgilerle süslü bis
parçası oldu. Orkestra da pizzicatolarla
ona eşlik etti.
Gûlsin Onay'ın resitali
Piyanist Gülsin Onay'ın ilk bölümü-
nü dinleyebildığım geçen haftaki resi-
talinde Schubert, Brahms, Çaykovski ve
Liszt'in yapıtlan yerahyordu. tlkbölüm-
de Schubert'in Do Minör Sonatı ve
Brahms'ın Op. 35 Paganini çeşitleme-
len vardı. Sanatçı Brahms'ın çeşitleme-
lerinde teknik güçlükleri yenmış beste-
cinin genış soluğunu duyuran ve herbir
çeşitlemede yeni renkler arayıp bulan
sıcak biryorum sergiledi.
Kültür Bakanlığı'nda
gerçek gündem
AH1VIETSAY
ANKARA - Eski Kültür Bakanı İs-
mail Kahraman'a "hayırbyotculuklar.
güle güle, selamede-" diyecek olsak.
yıne aynı cevabı yapıştıracak: "Sııni
gündem \aratma!"
Peki. "gerçek gündem"e dönelim:
Yeni Kültür Bakanı tstemihan Talay,
işe nereden başlayacak? Havalandır-
madan. Bakanlıktaki kapı, baca. pen-
cere. cam, çerçeve, hepsinı açacak,
"suni gündem" kokusundan kurtul-
mayaçalışacak. Kültür Bakanlığı'nda
demokrasi ve hukuk rüzgârlannın es-
mesi çok şeyi değiştirecek: Yasalar
uygulanacak, Danıştay ve ıdare mah-
kemelerinin kararlan yaşama geçiri-
lerek ışten çıkanlan, sürgüne gönde-
rilen. cezalandınlan. görev yeri kay-
dınlan binlerce personelin hakkj ko-
runacak. Unutmayalım ki "kıyim",
bürokrasinin üst kademelerinde kal-
mamıştır. daha çok "tabanıdotdurma'"
hareketıdır. Hukukun getireceği "eşit-
Bk", bürokrasinin bütün kademeleri-
ne soluk kazandıracaktır.
jKüttiphaneler
~r Müzik kurumlan, depremı bırkaç
'sıynkla atlatabilmişlerdir. Çünkü on-
Jarbirölçüde "özerk"tir. Opera ve ba-
îenin, devlet senfoni orkestralannın
)"özeryasalan vardır. Oysa "Kütûp-
•hanelcr G«nel Müdüıiüğü"ndekı kı-
,yım, akıl almaz boyutlardadır. Kütüp-
hanelerde 1996 yılının ilk gününde
p.858 olan personel sayısı. 1997'nin
iMart ayında 3.230'a düşmüştür. lsta-
jtistiklere bakarsanız, 628 kütüphane-
ci "ruh" olmuştur. Görev yeri değiş-
!tirilen personelin sayısı bilinememek-
tedir. 1.260 olarak gösterilen kütüp-
•hanelerin yönetimi şimdi kimlenn
jelindedir? Okuyucu sayısı neden
İ8O0.00O dolayında düşmüştür? 1996
yılında satın alınan 129.450 kitap ne-
İerdir? Abone olunan "süreü yayuı-
Jar"
5
(dergiler) hangileridir?
Kitap ve kütüphane, uygarhgın gös-
tergelendir. Kitaba ve kütüphaneye
^östenlen saygısızlığın adı. tarihe
;"b»rbarhk" olarak geçmiştir. Kültür
merkezlerinin ya da kütüphanelerin
^ıktırılması. işlevinin değiştirilmesi
hargianJamagehr?Türkiye'dekı 1.260
kütüphanede neler olup bittiğini bıra-
kalım: gözümüzün önünde, burnumu-
zun dibinde duran Istanbul'dakı "Kar-
talhçeKütüphanesTne bakalım: Kü-
tüphanecilikte "aktiT" olarak nitelenen
bu birim yıktırılmak üzeredir. Kar-
tal'ın eski vapur iskelesindeki bu se-
vimli ve "işteyen*"kütüphanenin yıkı-
larak yenne cami yaptınlması. ne gi-
bi bır •
4
tercih"ten kaynaklanmakta-
dır? "Cami yapmak" için "kûtfipha-
ne >ikmak" mı gerekmektedir?
'Tahrifat' ve ^hribat'
Gazetelere bakıyorum. "yeni" Kül-
tür Bakanı'ndan "tahribat"ı onarma-
sı isteniyor. Bence önemli olan "tah-
ribat" değil. "tahrifat"tır. Ne demek
istediğımı açıklayayım: "Tahribat",bi-
lindiği gibi "harap etmek"ten gelır.
"Tahrifat"a gelınce... Kolay anlaşıl-
ması için ben size devletın nitelıkle-
rini birgüzel "tahriT'edeyim mi? Ne-
dir devlet
0
"Antkkmokratik, antilaik,
bire\?el\eke>fibiraşiretyönetimi*'dir.
Istemihan Talay. ışte bunun üzerine git-
melidir. Çünkü "tahribat" bir sonuç-
tur; *tahrifat"ın sonucudur. Sayın Ta-
lay. "tahribaf ı onarmak için önce
"tahrifat") düzeltmelidir.
Bursa Senfoni
Bursa'da birkaç yıldan beri etkinli-
ğini sürdürmekte olan "oda orkestra-
sı", şımdi "senfonik" bir orkestraya
dönüştü ve ilk konserinı pazartesi gü-
nü sundu. Bursa Senfoni Orkestrası;
Ankara, îstanbul. tzmir, Adana'daki
dört "devlet" senfonınin ve Bilkent
Senfoni'nın v anı sıra altına "senfimik
1
"
topluluk olarak tarihe geçmiştir. Ku-
ruluş modeli değışiktir: Yaylı çalgılar
gruplannı UludağÜniversitesi'ndeki
müzik eğitimı bölümü oluştuımakta.
üflemeli ve vurmalı çalgılar gruplan
ise büyükşehır belediyesinin katkıla-
nyla sağlanmaktadır. Bu model. ken-
tin bir senfoni orkestrasına kavuştu-
rulması için olanaklann biran önce bir-
leştirilişini sergilemektedir. Bursa,
önümüzdeki yıllarda birkonservatu-
vara sahip olursa bu kurumdaki öğre-
tim elemanlannın katkısını da orkest-
ranın müzikal gücüne ekleyecektir.
Kıvanç vericı bır başlangıç. Bursa
Senfoni Orkestrası'nı kutluvoruz.
KüisedeAUegriDörüüsü
Efes 'te Oda OrkestrasıÖNDER KÜTAHYALI
tZMİR-17'nciyüzyıhnilk
yansında Sıstine Kilisesı için
yazılmış olan "miserere"; kut-
sal hafta sırasındakı seslendir-
meler dışında bır kasada sak-
lanırdı. Mozart 1770'te yap-
tığı Italya gezısinde dört ve beş
sesli iki koro için bestelenen bu
yapıtı iki kez dinlemiş. partı-
türünü hazırlayıp din adamla-
nna armağanlamıştı.
*Miserere"nin bestecisi Gre-
gorio ADegri (1582-1652). ma-
sallaşmış bir öyküyle tarihe
geçmiş oldu: ama kendisinden
yaklaşık 150 yıl sonra yaygın-
laşacak olan bir de buluşu var-
dı: Yazdığı bır sonat, iki ke-
man. \ıyola ve viyolonsel ol-
mak iizere dört yay lı çalgı için-
di, barokun oda müziği toplu-
luklarında gelenek olan çem-
balo, bu yapıtta kullanılmaya-
caktı. Böylece dünyanın ilk
yaylı dörtlüsü ortaya çıktı.
11. Uluslararası lzmir Mü-
zik Festıvali çerçevesinde 24
haziran akşamı St. Policarp Ki-
lisesi'nde dınlediğimiz dörtlü
topluluğu. adını işte bu beste-
cidenalmıştı.
Allegri Dörtlüsü. kırkyıldır
müzik yapıyor. Klasik ve ro-
mantıklere ek olarak Britten
ile Tippett'in dörtlülerini de
seslendiriyor. Onun için yazan
bazı çağdaş besteciler de var.
Klarnetçı James Camp-
bell'm de katıldığı topluluktan
Schubert'in Op. 94 re majör
dörtlüsünü, aynı bestecinm \ i-
yola ya da v iyolonselden klar-
net ve yaylı dörtlü için uyarlan-
mış olan D. 821 Arpeggione
Sonatı"nı ve J. Brahms'ın Op.
115 si minör klarnetli beşlısı-
ni dinledik.
Ünlü olmasına karşın Alleg-
ri Dörtlüsü, Juliard'ın ya da
.\madeus'un düzeyınde değil:
üyeler epey yaşlı. Birinci ke-
mancı PeterCarteren yeni sa-
natçı; ama Allegri ileyırmi yıl
Toulouse Ulusal Oda Orkestrası, Efes'te bir konser verdi.
geçırmiş. Bu nedenle benim
açımdan tedırgin eden şeyler
vardı. Sözgelimı bırıncı ke-
mancı. kımi pasajları pis çal-
dı. Viyolonselcı BrunoSchrec-
ker. Brahms'takı sololarında.
dolgun ve inandırıcı değildi.
ancak topluluk, müziği ıçten-
likle yaşıyor ve yaşatıy or. Ozel-
lıkle Brahms'ta. romantikliğın
doruğundaydılar.
Allegn Dörtlüsü'neklarne-
tiyle katılan Kanadalı sanatçı
James Campbell, solocu ve oda
müzikçisi olarak evrensel üne
ulaşabilen birkaç klarnetçı ara-
sındadır. Sanatçı, piyanist
Glenn Gould'la. vıvolonselci
JanosStarker'lc. BorodinÜç-
lüsü ile ve bestecı AaronCop-
land'la çalışmıştır. Kendisıne
eşlik eden orkestralann sayısı
ise ellınin üzerindedir.
Campbell ın genış bir gür-
lük paleti. yumuşak bir tonu
var. Dolgun v ıbratosu, bura-
dakı müzıkçileri şaşırttı. Sa-
natçı. ılgınç bir uyarlama olan
ve delışmen bir hava taşıyan Ar-
peggione Sonat'ta bir ölçüde
aşırı kullandığı vibratoyu. cid-
dı \e lirik nitelikler taşıyan
Brahms beşlide dengeledi ve
güzel bir anlatım yarattı. Iz-
mirli müzikseverler. besteci-
nin bu sevi dolu yapıtını daki-
kalarca alkışladı.
Son biçimiyle 16'ncı yüz-
v 11dan kalma bir yapı olan St.
Policarp (Aziz Polykarpos) Ki-
lısesfnin duyarlı ve güzel bır
akustiği var. Önümüzdeki sa-
nat mevsiminde burada yeni
dınletilerverilmesini dilerım.
ancak haziran ayının boğucu sı-
cak bir gecesinde orada oda
müziği dinlemek epey güç. Bir
hekim dostum, pek haklı ola-
rak yaşlı sanatçılann fenalık
geçirmesinden korktuğunu söy-
lüyordu.
19 haziranda Efes Büyük Ti-
yatro'da dinlediğimiz Toulo-
use Ulusal Oda Orkestrası da
ilginç bir topluluktu. Ender
Sakpmar'ın yönettiği ve Hü-
sevin Sermet'in solocu olarak
katıldığı orkestra, W. A. Mo-
zart'm K.V. 525 "Küçük Bir
Gece MüzJği"nı. J. S. Bach'ın
BWV. 1052 re minör piyano
konçertosunu, C. Nielsen'in
Op. 1 'Küçiik Sfiit"mı ve P. İ.
Çaykovski'nın Op. 48 serena-
dını seslendirdi.
LouisAuriacomb'un kurdu-
ğu ve kemancı .Alain Mogüa'nrn
şeflığini yaptığı topluluk. on
iki yaylı çalgı sanatçısından
oluşuyon dağarında ise barok-
tan çağımıza uzanan yapıtlar
var. Sakpınar'ın müzik dolu
yorumuna karşın orkestra, ba-
zı yönlerden beni tedirgin et-
tı. Ton, Efes'in akustik koşul-
lanna göre yetersizdi. Üç birin-
ci keman arasındaki seslertut-
muyordu. Orkestranm kadro-
su. Çaykovski serenadm dolgun
tmısı için yetersizdi.
Hüseyin Sermet'e gelince;
sanatçı, yaptığı seslendirme-
de, saf çembalo tınısıyla piya-
no tonunun derinliğini birleş-
tiren bir tuşe kullandı. Kon-
çertonun birinci bölümünde
yinelenerek uzatılan 'la've 're'
notalanyla bunlann ezgi çizgi-
si içindeki duyuluşu arasmda
gerçek bir ayrım yaptı. Böyle-
ce konçertonun özgün çalgısı
olan çembalodaki iki lclavye
aldarmacasını yarattı. Aynca
cümlelendirmeler doyurucu ve
kusursuzdu. Teşekkür için çal-
dığı Prokofiyef'in beşinci etü-
dünde ise müzikteki rükenmez
güzelliklenn başka bir kesitini
sergiledi.
Işveç dergisinde Sevgi Soysal
Özel Bölümü
STOCKHOLM
(Cumhuriyet) - lstanbul'daki
Isveç Araştırma
Enstitüsü'nün yıllık dergisi
'Dragomanen' (şark
çevirmeni), yeni sayısında
yazar Sevgi Soysal için özel
bir bölüm ayırdı. Türkolog
Birgit Schlyier'in
redaktörlüğünü yaptığı derginin amacı. "Türk. Batı
Asya ve Bizans kültürünü'lsveçliiere tanıtmak.
Derginin yeni sayısında aynca. şair Gunnar
Ekelöf'ün, kendini ömrünün sonuna dek
büyüleyecek olan Istanbul'la tanışması. İslam
dünyasının edebi devı' Ibnı al Arabi hakkında geniş
bir tanıtma yazısı ve "Türk Fars kültürünün ortak
kişisi' Nasrettin Hoca'nın fıkralan yer alıyor.
Suat Dervjş'in kitabı çıktı
KühürServisi-Turkedebıyatının önemli
isımlennden Suat Derviş'in 'Aksaraydan Bır
Penhan' adlı kitabı Oğlak Yayıncvf nden çıktı.
Yapıtlannı, yaşadığı ve akışını yakından izlediğı
sosyal oluşumlara dayanarak kurgulayan bir yazar
olan Derviş, sıyasal görüşlerinden dolayı yaşadığı
yıllarda da unutturulmaya çalışıldı Bu nedenle
yazann birçok yapıtı kitap haline getinlmeden
gazete tefrikası olarak kaldı. Dervış'in yapıtlan,
Türkiye dışında başta Fransa olmak üzere çeşitli
ülkelerde büyük ilgi görürken çeşıtlı dillere de
çevrildi. Derviş'in 7 Aralık 1962-22 Subat 1963
tarihleri arasında kaleme aldığı 'Aksaray'dan Bir
Perihan' adlı romanında, birailenin yaşayışı
çerçevesinde Osmanlı Imparatorlugu'nun çöküş
döneminden 60"lı yıllann sosyal hareketlerine
ulaşan bir dönemi ele alınıyor
Kültür ve kimliğin ardında moda
Kültür Servisi - Fred Davis'in 'Moda. Kültür ve
Kimlik" adlı yapıtı. Yapı Kredi Yayınlan'nın
'Cogito' dizisinden çıktı. 1992 yılında ölen Davis'in
çalışmalannın ana temasını. kültür ve kültürün
oluşturduğu toplumsal bağıntılar oluşturuyor. Moda
olgusunun, içinde dogulan kültürle ılışkili olduğunu
düşünen Davis. "'Giysiler, kozmetikler. parfümler,
hatta saç modelleri bile bir ifade biçimi midir"
sorusundan yola çıkarak modanın kültür ve toplum
içindeki yerini, kimlikle olan bağlantılannı
irdelıyor.
Brecker ve Öçal ödüllere
doymuyop
• Kültür Servisi -
Geçen yıllarda
'Uluslararası
Eskişehir
Festivali'ne konuk
olan Michael
Brecker ve Burhan
Öçal aldıklan
ödüllerle dünya
sanat
gündemindeki
yerlerini koruyor.
'2. Uluslararası
Eskişehir
Festivali'ne
katılan dünyaca
ünlü caz
saksofoncusu
Michael Brecker.
'Tales From Hudson' albünıü ile 1996 vılının en iyi
yapımı ve 'Cabin Fever' parçasındaki yorumuyla en
iyi enstrümental solo dallannda Grammy Ödülü'ne
layık göriildü. '1. Uluslararası Eskişehir Festivali'
konuklanndan Burhan Öçal ise, son albümü
'Sultans Secret Door' ile Alman Basın
Eleştırmenlen Ödülü'r.ü ikinci kez kazandı. Öçal.
geçen yıl Istanbul Oriental Ensemble ile yaptığı
'Gipsy Rum' albümü ile yine aynı ödüle layık
görülmüştü. Geçen yıllarda Osmanlı saray müziğini
yorumladığı "Jardin Ottoman" albümüyle Fransız Le
Monde De La Musıque dergisinın 'Choc Ödülü'nün
de sahibı olan sanatçı, 1. festival kapsamında iki
konser vermışti.
6ençlep Fabrica'da buluşuyor
• Kültür Senısi - Her ulustan genç yeteneklere yeni
olanaklar sağlamak amacıyla Benetton tarafından
kurulan Fabrica; film. fotoğraf. yazım. ses.
tasanmcılık, grafik ve görsel sanatlar alanlannda
eğitim almak ısteyen Türk sanatçılara kapılannı açıyor.
Benetton'un direktörü Olı\ iero Toscanfnin
danışmanlığında yüriitülen okul, dünyanın dört bir
yanından gelen gençlere, yaratıcılığın sınır tanımadığı
bir dünya açıyor. Kendi alanlannda ustalığa ulaşmak
isteyen 25 yaşın altındaki genç yetenekler.' Fabrica
Via Ferrarezza. 31050 catena Dı Vıllorba Treviso-
Italy' adresine başvurabilırler.
2. Balkan Şiir Şenliği
• Kültür Servisi - Çatalca Beledıyesi ve Türkiye
Yazarlar Sendikası 3-4 temmuz tarihlerınde Catalca'da
"2. Balkan Şiır Şenliğıni' gerçekleştirecek. Şenlikte
her yıl ayn bır Balkan ülkesinin ş:iri konu edilerek o
ülkeden şairler davet ediliyor. Şenliğin bu yılki konusu
ise "Cağdaş Bosna-Hersek Şiiri". Davetlı yabancı
şairlerin yanı sıra Türk şaırlerin de katılacagı şenlikte
iki de ödül verilecek. 'Erguvan Büyük ŞiırOdülü'
konu olarak seçilen Balkan ülkesinin şaırlerinden
birine, "Genç Erguvan ŞiirÖdülü" ise genç bir Türk
şaire verilecek. Tiyatro. müzik. el sanatlan, havaı fişek
gösterisi gibi dallarda etkınlıklenn gerçekleşeceğı
şenlik kapsamında cuma günü saat 19.30-21.00
arasında Raif Ertem'in yönettiği Kemal Özer, Eray
Canberk. Ahmet Tellı, Öya Uysal, Nevzat Çelik, Metin
Celal, Enver Ercan. Cezmi Ersöz. Hasan Öztoprak,
Sunay Akın, Tuğrul Keskın. İrfan Çiftçi ve Osman
Cakmakçı'nın katılacagı şıir akşamı yer alacak
25. ULUSLARARASI ISTANBUL MÜZİK FESTİVALİ
BUGUN
• Atatürk Kültür Merkeri Aziz Nesin SahneM'nde
saat 19.00'da Berlinlı Çağdaş Bestecilerle söyleşi ve
konser, Aya Irini Müzesi'nde saat 19.00'da BBC
Senfoni Orkestrası ve Korosu yer alıyor.
YARIN
• Atatürk Kültür Merkezi Aziz Nesin Sahnesi'nde
saat 19.00'da Berlinli Çağdaş Bestecilerle söyleşi ve
konser, Aya İrini Müzesi'nde saat 19.00'da BBC
Senfoni Orkestrası ve Korosu ızlenebilır.