Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 TEMMUZ 1997 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
TURKIYE
istanbul 30
Edirne A 32
Kocaeli 31
Çanakkale A 32
izmir 34
Manisa 37
Aydın 39
Denizli 34
Zortguldak PB 26 Antalya
Sinop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehır
Konya
Sıvas
PB
PB
PB
PB
A
A
A
A
24
26
25
24
29
28
29
28
38 Kars
Adana
Mersın
Dıyarbakır
Şanhurfa
Mardin
Sıirt
Hakkâri
Van
A
A
A
A
A
A
PB
PB
33
31
39
39
34
32
30
27
Y 24
Yurdun kuzeydoğu
kesimlen çok bulutlu,
Doğu Karadenız ile
Doğu ı Anadolu'nun
kuzeydoğusu sağa-
nak yağışlı, dığer yer-
ler az bulutlu ve açık
geçecek. Hava sı-
caklığında önemli bir
i değışıkhk olmaya-
| cak. Rüzgâr. kuzey
ve batı yönlerden ha-
fıf ara sıra orta kuv-
vette esecek.
AVRUPA
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Bruksel
Parıs
Bonn
Y
PB
Y
Y
Y
Y
Y
PB
24
23
26
19
18
15
19
22
Münih PB 26 Milano
Berlin
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
PB
PB
Y
PB
PB
PB
Y
A
2ü
27
26
25
29
27
29
34
B 26 Kahre
ASYA
Moskova PB 24
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahire
A
Y
PB
Y
A
Y
A
39
34
35
32
36
29
36
Şam 36
0Açık r Parçalı buüllu ^ Çok bulutlu Yağmu*iu
G Ü N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
öne sürerek kınayanlara değin, pek çok çevre du-
dak bükecek. Ola ki, kimi kahraman kalem sahip-
leri, soruyu da, soranı da azarlayacak.
Bu olasılığa karşın soruyu yineleyelim: Türki-
ye'yi hemen her açıdan yozlaşmaya, manevi çö-
küntüye sürükleyen sorunlardan annrnaya bu hü-
kümet yönelecek mi?
Zira, bize, seçimde oy kaygısından uzak, gele-
ceğini tehlikeye atma riskini göze alacak bir hü-
kümet gerekiyor.
Üstelik, bu hükümetin zamanı kısıtlı. Aylar rüz-
gâr gibi geçiyor.
insanı, daha ilk günden böyle soruları gündeme
getirmeye özellikle Başbakan Yılmaz'ın üstü ör-
tülü kimi açıklamalan zorluyor.
Örneğin, gazeteci "kadrolaşmaya karşı alına-
cak önlemleri" soruyor. Başbakan "Eğer yasala-
ra aykırı atamalar, usulsüz kayırmalar varsa her bi-
rinin üzerine gidileceğini" söylüyor.
Oysa, gazetecinin öğrenmek istediği daha baş-
ka: Laik cumhuriyeti temelinden dinamitlemek
amacıyla kilit noktalara yerleştirilen binlerce şeri-
atçıdan devlet nasıl annacak? Daha doğrusu şe-
riatçıdan arınmayı hükümet nasıl sağlayacak? Bu
iki ana öğenin yanıtını arıyor gazeteci.
Kuşkusuz ilk günlere özgü yumuşak ifadelerle
önemsenen sorular da yöneltiliyor. Örneğin; "fe-
miz toplum"un oluşmasını sağlamayı öngören
yöntemler ile düşünceleri açıklaması isteniyor Me-
sut Yılmaz'dan.
Peki ama, rteden?
Yılmaz, "Ne hükümet, neyargı, ne de pariamen-
to bu işi tek başına halledebilir" diyor.
Peki ama kim halledecek onca rezaleti? Haksız
servet edinmeyi, ABD'ye kaçırılan milyonlarca do-
ların kaynağını ve bu paraları adı sanı belli olanla-
rın nasıl edindiğini kim, hangi merci ya da devlet
organı çözecek?
Yanıt, beklendiği gibi gelmiyor. Yılmaz, bu ko-
nuda hükümete ortak "Genel başkanlarla ne ya-
pılması gerekiyorsa 'tam bir mutabakat' halinde-
yiz" diyor ki, galiba umutlar kınlmasın, temiz top-
lum istemiyle yanıp tutuşanlar bir süre daha sus-
sun istiyor.
Oysa, bu hükümetin elinde -kullanmasını bilir-
se- öylesine güçlü bir silah var ki...
54. hükümetin bünyesine bakınız: "Şaibe+şe-
riat!"
Sonra 55. hükümeti oluşturanları gözden geçi-
riniz: „ - -
"Dürüst+dürüst+dürüstr-
Isimleri üzerine gölge düşmemiş üç insandan
kurulu bir hükümet. Özetle:
"Üç dürüst" insan ve grupları, neden şaibeler
dizisini aydmlığa çıkarmasın, neden?
Şeriatı engellemeye çalışırken, hırsızlığı. devlet
himayesindetrilyonlarvuranları bu hükümet niçin
ortaya dökmesin?
Yapabilse bunları, büyük hizmet görmüş ola-
cak.
Hırsızlar, şeriatçılar olanak bulup 55'i düşürür-
lermiş. Bu başanlı icraattan sonra ne gam!
Başbakan yardımcılığına gelen Ismet Sezgin
geçen dönemi "mutlaka sorgulamak gerektiğini"
vurguluyor. Bu yoldaki sağlıklı ve mantıklı girişim-
ler -kuşkusuz- büyük medyayı arkasında bulacak.
DTP Başkanı Cindoruk "ÇillerVzorgünlerbek-
liyor. Onu düşünmek bile istemiyorum " diyor. Ter-
sine, ben düşünmek istiyorum. "O zor günlerin
gelmesini bekliyorum".
Tabii, bu hükümetin elinde bir türlü gelemeyen
Godo'ya dönüşmezse bu içten dilekler, istekler.
"Yakışıkh" örneği, kimi söylemler yavaş yavaş
saptınlmazsa. Doğruyu eğriyi bir kez olsun oy tor-
basından ayrı düşünerek ortaya koymayı siyasal
ahlak kabul edebilirsek.
Örneğin, Çankaya'nın hükümet oluşmasını "Iş-
te demokrasi budur" diye değerlendirdiğini dün
haberleştiren Hürriyet, bu haberin hemen altında
tam dokuz sütun manşetten:
"Silahsızkuvvetler işbaşında" diye haykınyor.
Tuhaf çaçrışımlaryapan birsayfadüzenlemesi.
"Silahlı kjvvetler gelmedi, silahsız kuvvetleh
işbaşına getirdi" diye bir anımsatma mı yapıyor
gazete? Yo<sa:
"Işte, denokrasimizin son modeli" demeye mi
getiriyor?
Kim bilir?
"Büyüklein" işine akıl ermez!
Avrupa'dan
tarikatçı albaya ret
• Baştaraj 1. Sayfada
lirttı.
Devletlem. kendi ordu-
ları için displin kurallan
koyma konısunda özgür
olduğu hatıiatılan karar-
da. Türk oroısunda. 5 va-
kit namaz klma ve oruç
tutrna gibi nadetlerin ta-
maınen senest olduğu
vurgulandı. tnsan Hakla-
n Mahkerrrsı, Kalaç'ın
iddia ettiği gbi dini görüş-
leri ve inaıcı yüzünden
değ 1, orduasiplini ve la-
ı'kliğe aykı: davranışlan
ve aareketri yüzünden
Y ü l s e k -skeri Şûra
(YAŞ) tarandan erken
em<kli edidğine dikkati
çelcti.
l 99O yılriaköktendin-
ci gDrüşleniahip olduğu
ger-fkçesiy' erken emek-
li e i i l e n Kiaç'ın askeri
kirriik kart sağlık sigor-
tasn ve silartaşıma hakkı
da, Savuna Bakanlı-
ğı'nca iptal edilmişti.
Askeri Temyiz Mahke-
mesi'ne başvuran Ka-
laç'ın sosyal haklarla ilgi-
li itirazı kabul edilirken.
erken emekliliğe yönelik
itirazı reddedilmişti.
Avrupa İnsan Haklan
Komisyonu. daha önce ya-
pılan duruşmalarda, Ka-
laç"ın başvurusu üzerine.
insan Haklan Sözleşme-
si'nin düşünce. vicdan. din
özgürlüğü ile ilgili 9 mad-
desi uyarınca Türkiye'yi
suçlu bularak, davanın İn-
san Haklan Mahkeme-
si'ne gönderilmesini ka-
rarlaştırmıştı.
Avrupa İnsan Haklan
Mahkemesi'nde daha ön-
ce yapılan duruşmalarda,
Türk hükümetinin avukat-
lan, Faruk Kalaç'ın. bir ta-
rikata üye olduğunu ve or-
duda disiplini bozduğu
için erken emekli edildiği-
ni savunmuşlardı.
DGM Çîllerler'i inceliyor• Baştarafı 1. Sayfada
duğunu anımsattı.
Perinçek, 19 haziran günü Yar-
gıtay Başsavcılığı'na yaptığı suç
duyurusunda, Çiller'in, 1974 yı-
lından bu yana "Milli menfaatler
aleyhine hareketlerde bulunmak
amacıyla yabancılardan kendisi
için para ve menfaal kabul etmek"
\e "Devletin emniyeti, dahili ve
be> nclmilcl siyasi menfaatleri ica-
bından olarak gizli kalması icabe-
den malumatı si\asi casusluk mak-
sadıyla ifşa etmek suretiyle
TCK'nin ilgili hükümlerini ihlal
ettiğmi" öne sürerek yargılanma-
sını istemişti.
Savaş, DYP lideri Çiller'in eşi
ÖzerÇUlerhakkında başsavcılığa
herhangi bir suç duyurusu dilek-
çesi gelmedığini belirtti. Savaş.bu
konudaki soruşturma yetkisinin
de >erel sa\ cılara ait olduğunu be-
lirterek, "Böyle bir başvuru gel-
sevdi, ilgili sx>cılığa gönderirdik"
diye konuştu.
Savaş. Perinçek'in. Çiller hak-
kındaki suç duvurusu dilekçesin-
den bırer ömek de, "bilgi için"
Anayasa Mahkemesi Başkanı ve
üyelerıne de gönderdiğini kaydet-
ti.
Ankara DGM Başsavcılı-
ğı'ndan bir yetkili de. Çiller'le il-
gili suç duyurusu dilekçesinin dün
öğleden sonra kendilerine ulaştı-
ğını belirterek. dilekçenin işleme
konulduğunu söyledi.
Dilekçede ileri sürülen savlann.
Çiller'in DYP Genel Başkanı ol-
madan önce. Amerika'da okuduğu
yıllara ilişkin olduğuna dikkat çe-
ken DGM yetkilisi, suç duyurusu-
na işlem yapıp yapmayacaklanna
gelecek günlerde karar \ erecekle-
rini belirtti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcı-
lığı yetkilileri de. DYP Genel Baş-
kanı Tansu Çiller ve Özer Çil-
ler'in. ABD'deki malvarlığı ile il-
gili evraklarda "•sahtecilik" yapıl-
dığı savını ciddi bularak, ANAP
Milletvekili, TBMM Çıller'ın
Malvarlığını Soruşturma Komis-
yonu üyesi Yüksel Yalm'a'nın bu
konuda yaptığı suç duyurusu di-
lekçesini işleme koyduklannı söy-
lediler. Başsavcılık yetkilileri, so-
ruşturmanın devam ettığini bildi-
rerek, henüz delil toplama aşama-
sında olduklannı ve delillerin top-
lanmasından sonra gerekirse. *ev-
rakta sahtecilik1
" suçundan Tansu
Çiller hakkında fezleke hazırlaya-
caklannı. Özer Çiller hakkında da
dava açabileceklerini kaydettiler.
TCY'nin. resmi belgede sahte-
cilik suçunu içeren 339. maddesi,
3 yıldan 10 yıla kadar hapis ceza-
sını öngörüyor.
Çiller'in açıklaması
DYP Genel Başkanı Tansu Çil-
ler, ABD'deki malvarlığıyla ilgili
evraklarda sahtecilik yaptığı ve
CIA ajam olduğu iddialanna,
"Bunlar ufak şeyler. Önemli olan
da>anın kendisidir. Bunlann hjçbi-
rine ehemmiyet vermeyiz" yanıtı-
nı \erdi.
'Kıbrıs'ta ödiin yok'• Baştarafı 1. Sayfada
üzere çeşitli konulardaki "ta\izkâr tutumu ve
ErbakaıTın aldırmaz politikalan" mirası nede-
niyle sert algılanabılecek bir rota çizebilecek.
Mesut Yılmaz. Bülent Ecevit. Kıbns işlerin-
den sorumlu Devlet Bakanı Prof. Dr. Şiikrii Si-
na Gürel ve New York zirvesine de katılacak
olan KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın
danışmanı DSP Zonguldak Milletvekili Prof.
Dr. Miimtaz Soysal odaklı ekıp. başta Kıbns ve
AB ile ilişkıler olmak üzere. "'yeni" bir yöne-
limle. REFAHYOL'un zorladığı Türkiye'nin ge-
leneksel rotasını tekraroturtmaya çalışacak. Dı-
şişleri Bakanı İsmail Cem'ın. bu ekibi yer yer
yumuşatacak denge unsuru olup olmayacağı
merakla bekleniyor.
1974 Kıbns Banş Harekâtı sırasında başba-
kan olan Başbakan Yardımcısı Ecevit. dün tele-
v izyon kanallanna verdiği demeçte, bölgesinde-
ki konumunu güçlendirdikten sonra AB'nin
üyelik için Ankara'ya yaklaşacağını belirterek
"Türkiye'nin AB'nin kapısını aşındırmayaca-
ğı" mesajını verdi.
Dış politikada öncelikli konulann başında.
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile Kıb-
ns Rum Yönetimi lideri Glafkos Klerides ara-
sında. arka planda ABD ve İngiltere'nin ağır-
lıklannı koymalanna karşın Birleşmiş Millet-
ler'in gözetiminde gelecek hafta Nevv York'ta
yapılacak görüşmeler geliyor. Bu görüşmeler
öncesi. Türkiye'den KKTC için önemli ödünle-
rin kopanlmaya çalışıldığı gözleniyor.
Devletler hukuku uzmanı ve başta 2 ciltlik
"Kıbns Tarihi" olmak üzere Kıbns konusunda
Denktaş'ın belge resti
• Baştarafı 1. Sayfada
Belge sunma planını Kterides'i kurtarmaya
yönelik bir tuzak olarak nitelendiren Denktaş,
şöyle konuştu: "Biz,Nen Ybrk'a anlaşmak için,
konuşmak için gklecektik. KJerides'in niyetini
anlamak için gidecektik, ancak görüyonız ki
ortaya bir belge çıkarma niveti \ardır. Bu bei-
ge nedir. neden çıkanlıyor. buntın cevabım bek-
iiyoruz. Ancak 3 gündiir sorulanmıza BM Ge-
ne! Sekreteri'nin Kıbns Özel Temsilci Yardım-
cısı Gustav Feissel'den bir cevap alamadık. Bil-
medigjnı bir belge\i masaya koyariarsa. gide-
yim mi gitmeyeyim mi. bunu Mecliste taröşa-
cağız. Ben gitmemek niyetinde> im. çünkü bir
tuzaktır, oyundur, bize Kkrides ileyüzyüze go-
riişme fırsatı \ermemektedir. Ortaya ilk anda
belge çıkacağına göre, Klerides bunun için de
kendisüıe destek veren ne varsa onun arkasına
yatacaktır. sakianacaktır. Bu. Klerides'i des-
tekleme ve kurtarma operasyonudur. Özellik-
le bu belge konusunun Rum Dışişleri Bakanı ile
BM Genel Sekreteri'nin Özel Daıuşmanı Diego
Cordovez arasuıda yapdan uzun bir görüşme-
den sonra ortaya çıkması bizi daha da kuşku-
landırmaktadır. Bu oyuna gelmeme kararlılı-
ğmdayım.'"
Rum tarafinın Nevv York görüşmelerinde
masaya haritalar koyacağı yolundaki haberler-
le ilgili bir soruya karşılık Denktaş, görüşme
gerçekleştiği takdirde, Rum tarafı ile öncelik-
le sorana yaklaşım konusunu görüşeceklerini,
harita meselesinin en sonda gelebileceğini
belirtti.
Dün sabah toplanan ve 6 saat boyuoca ge-
lişmeleri gizli oturumda değerlendiren KK.TC
Cumhuriyet Meclisi, New York toplantısına
gidilmesi ile ilgili karan Denktaş'ın inisiyati-
fine bıraktı. Denktaş toplantıdan sonra her-
hangi bir açıkiama yapmazken Meclis Başka-
nı Hakkı Atun, "Meclisüniz konuyu görüştü,
Sew York'a gidiüp gidilmemesi konusundaki
karar. Cumhurbaşkanı taranndan. geüşmeler
dikkate abnarak ve Türkrye ile görüşü lerek ve-
rüecektir" dedi. Denktaş daha sonra yaptığı
açıklamada, BM tarafindan hazırlandığı belir-
tilen belgenin içeriğinin açıklanmasını istedi.
Nevv York'taki görüşmelere yeni bir belge
getirileceği yönündeki bilgiler Atina tarafin-
dan da yalanlandı. Atina'da Yunanistan Başba-
kanı Kostas Sbnitis ile görüşen Kıbns Rum
Yönetimi lideri Glafkos Klerides, "Denktaş
görüşmelere katılmazsa bu, kendi zaranna
ohır.Ancak buda bizim problemimizdegıT di-
ye konuştu. Simitis de Kıbns Rum tarafinın
New York görüşmelerine yeni bir belge getir-
mesinin söz konusu olmadığını açıkladı.
Dışişleri Bakanhğı'ndan akşam saatlerinde
yapılan yazılı açıklamada da BM Genel Sek-
reteri'nin Kıbns konusunda attığı adımlann
Türkiye tarafindan desteklendiği bildirildi.
birçok yaymı bulunan Kıbns işlerinden sorum-
lu Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel. Cumhuri-
yet e yaptığı açıklamada. müzakerelerde
KKTC'nin egemenlik haklanndan ödün verile-
meyeceğine dikkat çektı. Gürel. özellikle
ABD'nin Kıbns için öngördüğü "tek egemen-
lik, iki toplumlu federasyon" politikasına tama-
men ters düşen bu açıklamasıyla Türkiye'nin,
Kıbns Türk halkına Rum yönetimi ile birlikte
eşit egemenlik hakkı tanınmasında ısrarlı ola-
cağının altını çizdi. Gürel. KKTC'nin mevcut
dev let statüsünden geriye dönüşün ancak Türk
halkına eşit egemenlik hakkı verilmesi ve gü-
venliğinin etkin bir biçimde sağlanması ile
mümkün olacağını vurguladı.
Dışişleri Bakanlığı. Erbakan'ın iktidara gel-
mesiyle birlikte Türkiye'nin ılımlı Arapülkele-
n ile ilişkilerinin artacağı umudunu taşıyordu.
Ancak Erbakan. ılımlı Müslüman ülkelerin ya
yasadışı ilan ettiği ya da tanımadığı marjinal
gruplann liderleri ile ilişkileri sıklaştırdı; Lib-
ya ve Iran gibi teröre bulaşan ülkeler ile yakın
temas kurdu. Erbakan'ın iktidan döneminde,
RP'nin devlet olarak varlık göstennesine bile
karşı çıktığı lsrail ile ilişkiler ise en iyi dönemi-
ni yaşadı.
Türkiye. 55. hükümet dönemînde Erbakan'ın
Arap dünyasında tahrip ettiği ilişkileri onanm
yollannı arayacak. Diplomatik kaynaklar. Erba-
kan'ın fikir babalığını yaptığı ve gelişmekte
olan 8 İslam ülkesini kapsayan D-8 oluşumu-
nun. REFAHYOL'un bitmesiyle sona erdirilme-
sinindüşünülmedigini söylediler. Birdiplomat.
"Bu örgütün aşın İslami unsurlannın ayıklanıp
işlevsel hale getirilmesi için çalışılabilir" dedi.
Batı ve Arap dünyasının. belirsiz ve farklı
çizgilerde dış politika izleyen REFAHYOL'un
iktidardan uzaklaşmasının ilişkilerde rahatlama
yaratabileceğini düşündüğü kaydedildi. Türki-
ye deki gelişmelerden kaygı duvan Batılı diplo-
matlar. şubat ayından bu yana yaşanan siyasi
krizin sona ermesinden memnuniyet duydukla-
nnı belinerek "AvTupa Birliği ve Batı yanlısı bir
hükümetin kurulduğunu görmek başkenüeri-
mizi rahatlattı" dediler.
Başbakan Mesut Yılmaz'ın Batı'da iyi tanın-
dığını ifadeedendiplomatlar. "Yılmaz ciddi bir
kişi, bu çok önemlidir" diye konuştular. Ancak
özellikle Batılı ülkeler ve ABD'nin. dış politi-
kaya DSP'nin hâkim olmasıyla birlikte kısa dö-
nem içinde çözüm bekleyen Kıbns ve Türki-
ye'nin AB ile ilişkileri konusunda Ankara'nın
sert tutum izleyeceğini tahmin ettiklerine de işa-
ret edildi.
OSulu kar Gck gur ıtulu
G U N D E M >IUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
diyoruz. Olmadı, tekmeliyoruz...
Ağacın gövdesinde çürümeler meydana gelmiş
olabilir, hastalanmış olabilir...
Ama, ya toprakta bozulma varsa?
Kireçlenmişse... Erozyon verimli tabakayı alıp
götürmüşse... Toprağın, genel kabulünden yarar-
lanan kimi solucanlar köklere zarar vermişse...
Demokrasi ağacının sağlıklı olması, meyve ver-
mesi için, toprağın da büyük önemi var.
"Sağlam meyve" için birini ötekinden ayırmak
olanaksız.
2 temmuz Sıvas katliamı, hem toprağa hem ağa-
ca saldırıydı.
Aradan dört yıl geçti...
Yaşanan süreç Sıvas katliamının halen devam
ettiğini gösteriyor. Demokrasiye ve laikliğe darbe,
salt kan akıtarak yapılmaz...
Gerek Sıvas sanıklarının yargı aşaması, gerekse
şeriatçı kesimin Sıvas'a bakışı, toplumsal katliam
girişimlerinin kanıtı.
Sıvas'ta atılan sloganlar neydi:
"Şeriatçı devlet, kurulacak elbet..."
"Kahrolsun laiklik..."
"Muhammed'/n ordusu, laiklerin korkusu..."
1993'ten bu yana yaşanan süreçte, RP'nin ka-
natları altında gelişen gruplar, bu sloganların ge-
reğini yerine getirmiyorlar mı?
Egemenliği gökten yere indirebilmek, kulu bi-
reyleştirebilmek kolay bir süreç değil...
Avrupa kıtası içinde Rönesans'ı baz alırsak, bu-
günkü düzeye ulaşmak için tam 20 kuşak gerek-
ti...
Laikliğin anayasada yer aldığı Fransa'yı düşü-
nürsek, Fransız Devrimi'nden bu yana on kuşak
geçti...
Anadolu'da başlatılan aydınlanma sürecinin üze-
rinden ise iki-üç kuşak geçti. Süreci kesin başarı-
ya ulaştırmak, bir on yıldan ötekı on yıla hemen so-
nuçlandırılacak bir şey değil.
12.00'deSıhhiye'de...
Sıvas'la devam edersek...
Vurguladığımız gibi, olayın sonrasında yaşanan-
lar en az katliam kadar vahim. Dönemin Başbaka-
nı Tansu Çiller'in olay günü, "Çok şükür vatandaş-
lanmıza bir şey olmamıştır" değerlendirmesinden
başlayan "aymazlık" ne yazık ki dava sürecine de
yansıdı.
Sıvas sanıklarından cezası artabileceklerin bir
bir yurtdışına kaçtığını, en son Alim Özhan'ın so-
luğu Italya'da aldığını vurgulayalım.
Vurgulamadan geçemeyeceğimiz bir nokta da-
ha var; başta Maliye Bakanı Abdüllatif Şener ol-
mak üzere Sıvas'a gelen RP'Iİ bakan ve milletve-
killerinin çoğu, katliam sanıklannı ziyaret etmeyi ih-
mal etmedi.
Adaleti Dağıtma Bakanı'nın sanıklannın avukat-
lığını üstlenmek istediğini de unutturmamakta ya-
rar var.
Sıvas sanıklarının duruşmalarda takındıkları ta-
vırtar, kendi yandaşlannın gazete ve dergilere gön-
derdikleri yazılar-mektuplar, olayın "heyecana ka-
pılmış gençlerin kendini bilmeden yaptığı eylem"
olmadığını ortaya koyuyor.
Başta katliamda yakınlarını kaybedenler olmak
üzere, hemen tüm demokrat, aydın kamuoyu ise,
hiçbirzaman, "intikamcı" olmadı. Tam tersine uğ-
raşlarına hep, "Yeni Sıvas'lar olmasın" diye baş-
ladılar.
2 temmuzun "Laiklik ve Demokrasi Haftası" ola-
rak ilan edilmesi de, çağdaş bilincin ürünü.
Bugün, "kana kan intikam" değil, "kana kana
demokrasi" diyenler Ankara Sıhhiye Köprüsü'nde
saat 12.00'de buluşup Tandoğan'a yürüyecekler.
Sıvas'ı unutmamak, kin tutmak değil...
Yeni Sıvas'lar olmaması için saf tutmak...
Sıvas'ı unutmamak, toplumu gerginliğeçekmek
değil...
Demokrasi ve laiklik düşmanlannın önüne set
çekmek...
Yargıtay'dan RP'ye uyarı
ANK4RA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yargıtay Cumhuri-
yet Başsavcılığı, Oğuzhan
.\siltürk'ün MKYK üyeliği v e
Meclis Grup Başkanvekilliği
görevlerini aynı anda >airüt-
mesinin. Siyasi Partıler Yasa-
sı'na (SPY) aykın olduğu için
RP'ye "ihtar" verilmesi iste-
miyle Anayasa Mahkemesi'ne
başvurdu.
Alınan bilgiye göre Yargı-
tay Cumhuriyet Başsavcılı-
ğı'nca Asiltürk'ün durumu-
nun SPY'nin 32. maddesinin
1. fıkrasına aykırı olduğu be-
lirtilerek "bu konumunun or-
tadan kaldınlması" istemiyle
RP Genel Başkanlığı'na uyan
yazısı gönderildi.
RP Genel Başkanlığfndan
gönderilen yanıtta ise "Malat-
ya Milletvekili Oğuzhan Asil-
türk grup başkanvekili olup,
grup yönetim kurulu üyesi de-
ğildir. Bu nakımdan. 32/1.
maddesindeki yasak kapsamı-
na girmemektedir" denildi.
Söz konusu yazmın gereğının
yerine getirilmemesi üzerine,
RP'ye ihtar verilmesi istemiy-
le Başsavcı Vural Savaş imza-
sıyla Anayasa Mahkemesi'ne
eönderilen yazıda. şunlar kay-
dedildi:
"Halbuld grup yönetim ku-
rulunun toplantılanna bas-
kanlık yapma yetkisine sahip
olan kişjnin. o kurulun aynı za-
manda üyesi olmadığını kabul
etmek mümkün değildir. Bu
nedenlerle. RP Malatya Millet-
vekili Oğuzhan Asiltürk'ün
RPMKYK üyesisıfanyla genel
sekreterliğini ve aynı zamanda
RP TBMM Grup Başkame-
killiği'ni sürdürmesL 2820 sa-
yılı SP^
>
•nin 32/1. maddesine
aykın olup, bu durumun orta-
dan kaldınlması zorunludur."
Başvuruda. uyan yazısına
karşın. Asiltürk'ün bu konu-
munu yasay a aykırı görmeyen
davalı RP'ye, yasaya aykırılı-
ğın giderilmesi için 2820 sayı-
h yasanın 104. maddesinin 2.
fıkrası uyannca ihtarda bulu-
nulması istendi. Anayasa
Mahkemesi'nın bu istemi ge-
lecek günlerde gündemine ala-
cağı öğrenildi.
Savaş'ın. RP hakkında açtı-
ğı kapatma davasıyla ilgili esas
hakkında mütalaa hazırlamaya
başladığı öğrenildi. Hazırlaya-
cağı esas hakkındaki mütala-
asının bir kitap niteliğinde ola-
cağı kaydedilen Savaş'm. bu
amaçla "şeriat, demokrasi,
anayasa ve siyasi partiler" ko-
nularında derin bir araştırma-
ya girip çeşitli kaynaklar ince-
lediği belirtildi.
Anayasa Mahkemesi yetki-
lileri. RP'nin. yazılı savunma-
sını 22 temmuz günü vermesi
gerektiğini belirterek savunma
yapıldıktan sonra başsavcılı-
ğın esas hakkındaki mütalaası-
nm dinleneceğini söylediler.
Mütalaanın yeniden partiye bi-
ldirilmesinden sonra RP'ye
sözlü savunma için gün verile-
ceğini kaydeden yetkililer.
yüksek mahkemenin 11 kişılık
heyetinin bu prosedürün yeri-
ne getirilmesinden sonra ka-
palı bir oturumda RP hakkın-
da olumlu ya da olumsuz ka-
rar vereceğini belirttiler.
Robert Mitchum öldü
Amerikalı aktör Robert Mitchum, 79 yaşında
öldü. 1948 yılında marihuana bulundurduğu ge-
rekçesiyle rutuklanmasının ardından Mitchum,
HoUyvtood'da "kötü çocuk' imajıyla tanınmışn.
Birkaç ay önce akciğer kanserine yakalanan ak-
törün. dün Santa Barbara kentinde bulunan evin-
de öldiiğü bildirildi. VV'estem, komedi, savaş ve
drama filmlerinde oyunculuk gücünü kanıtlayan
Mitchum, hayatı boyunca Oscar ödülünü kaza-
namadı. Mitchum, aralannda "Ryan's Dough-
ter", (Ryan'-ın Kızı), "The Friends of Eddie Co>-
le" (İEddie Coyle'ın Arkadaşlan), "The Big Sle-
ep" (Büyük Uyku) ve "Cape Fear"ın (Korku Bur-
nu) da bulunduğu birçok filmdc rol almıştı.
Telefon dinleme çetesi
I Baştarafı 1. Sayfada
başlattıklan soruşturma
sonunda Emniyet Genel
Müdürlüğü bünyesinde ör-
gütlenmiş 'özel dinlemeör-
gütü'nün varlığını ortaya
çıkardılar. Başbakan Mesut
Yılmaz. olayla ilgili soruş-
turma başlatıldığını ve Ora-
koğlu'nun geçici görevle
gönderildiği ABD'den geri
çağrıldığını söyledi. Olay.
ABD'yi sarsarak Başkan
Richard Nkon'ın devrilme-
sine yol açan 'VVatergate'
skandalını anımsattı.
Akşener'e, Genelkurmay
Başkanı İsmail Hakkı Kara-
dayı tarafindan gönderilen
yazıda, askeri istihbarat te-
lefonlannı dinleyerekyazış-
malan ele geçirdiği ve aske-
ri istihbarat topladığı gerek-
çesiyle Orakoğlu hakkında
işlem yapılması istendi.
Orakoğlu'nun faaliyetleri
hakkında geniş bilgi verilen
yazıda, bu faaliyetlerin dev-
let kurumlan arasında gü-
ven sarsıcı bir tutumu ifade
ettiği belirtildi. Yazıda, Ora-
koğlu'nun bu faaliyetleri
kendi karanyla değil, bağlı
bulunduğu "üst makam-
lar'm talimatı üzerine yaptı-
ğına dikkat çekildi. Genel-
kunnay'ın yazısında, olayla
ilgili olarak 5 emniyet men-
subunun daha görevden
alınmasının istendiği öğre-
nildi. Bu yazı üzerine hare-
kete geçen Akşener, Ora-
koğlu'nu apar topar görev-
den alarak geçici görevle aı-
lesiyle birlikte ABD'ye
gönderdi. DYP lıden Tansu
ÇiDer'in eşi Özer Uçuran
Çiller'e yakınlığıy la bilinen
Orakoğlu. Içişleri Bakanlığı
Müsteşarı Teoman L nüsan.
Emniyet Genel Müdürü
Alaaddin Yüksel ve Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demi-
rel'in karşı çıkmasına rağ-
men Akşener tarafindan
Niğde Emniyet Müdürlü-
ğü'nden İstihbarat Daire
Başkanlığı'na getirilmişti.
Orakoğlu'nun, görev yaptı-
ğı süre içinde defalarca "Ar-
tık askeri darbe olmaz. çün-
kü 170 bin poüs \e 6 bin özel
tim var" dediği ileri sürüldü.
REFAHYOL hükümeti
döneminde kendi telefonla-
nnın da dinlendiğinden şi-
kâyetçi olan Başbakan Me-
sut Yılmaz, olayla ilgili so-
ruşturma başlattıklarını ve
Orakoğlu'nun geçici görev-
le gönderildiği ABD'den ge-
ri çağnldığını bildirdi. Yıl-
maz, "Bu olay, devlet ku-
rumlan arasındaki uyum-
suzluktan daha ileri. İddi-
alar doğruy &a devletin temel
kurumlan arasındaki uyuş-
mazhğınçatışmaya dönüştü-
ğünün göstergesidir. Böyle
bir şeye bizim hükümet ola-
rak izin vermemiz mümkün
değildir" dedi.
Yılmaz, "Bizim yapaca-
ğunız soruşturma bürokrat-
larla ilgilidir. Ama eğer siya-
si kişilerin sorumluluğu var-
sa burada görev parlamen-
toya düşer" diye konuştu.
Muayene ücretlerine
zam yapıldı
İstanbul Haber Servisi -Asgari muayene, tedavi ve
tetkik ücretlerine zam yapıldı. Türk Tabipleri ÎJirliği
İstanbul Tabip Odası tarafindan yapılan yazılı açık-
lamada, asgari ücret katsayısının, 1 temmuz-30 eylül
1997 tarihleri arasında 130bin. 1 ekün-3 l'ârahk 1997
tarihleri arasında 150 bin olarak belirlendiği kaydedil-
di. Buna göre 1997'nin ilk altı ayında asgari olarak 1
milyon 600 bin lira olan pratisyen hekim muayene
ücreti 2 milyon 80 bin liraya çıkanldı. Ekim ayından
itibaren de pratisyen hekim muayene ücreti yûzde 50
artışla 2 milyon 400 bin liraya, uzman hekim muayene
ücreti 3 milyon liraya çıkanldı.