Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 HAZİRAN 1997 ÇARŞAMBA
HABERLER
Şevki
Yûmaz'a
fedeke
hazırhğı
EVİNGÖKTAŞ
ANKARA - Ortaya çıkan
konuşmalanyla günün adamı
haline gelen RP'li Şevki
Yıtmaz hakkında
dokunulmazlığının
kaldınlması içın Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı'nca
fezleke hazırlandığı
öğrenildi. Yılmaz hakkında
başlatilan soruşturmayı
yürütmesi içın savcı Nihat
Arttıran görevlendırildi.
MehmetAğar"ın
dokunulmazlığının
kaldınlması içın fezleke
hazırlayan Arttıran hakkında
Adalet Bakanı Şevket Kazan
soruşturma başlatmıştı.
Ankara cumhuriyet ve DGM
başsavcılıklan Yılmaz
hakkında ayn ayn
soruşturma başlatırken
lstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı da Yılmaz
hakkında ayn bir soruşturma
açtı. Yılmaz hakkında
soruşturma başlatan
başsavcılıklar. söz konusu
konuşmalara aıt kasetlen
televizyon kanallanndan
istediler. Şevki Yılmaz, dün
milletvekillenne gönderdiği
mektupta, özür dılerken
"komployla karşı karşıya
oMuğunu" savundu.
TBMM Başkanvekıh
MustafaKalenüi,CHP
Genel Sekreten Adnan
Keskin ve DSP Grup
Başkanvekili Hikmet
Uluğbay. Yılmaz hakkında
ayn ayn suç duyurusunda
bulundular. Savcı Arttıran,
Kalemli, Keskin ve Uluğbay
tarafından yapılan suç
duyurulannın bırleştinldiğıni
bildirdi. Kanal D'den gelen
Şevki Yılmaz'a ait konuşma
kasetlerinin. şu anda Ankara
Emnıyet Müdürlüğü
Güvenlik Şubesi'nde deşifre
edildığinı kaydeden Arttıran,
kaset çözümleri geldikten
sonra prosedürü
başlatacağını ve Yılmaz
hakkında fezleke hazırlamak
için Adalet Bakanı Şevket
Kazan"dan izin alaeağını
söyledi. Arttıran'ın verdiğı
bilgıye göre Yılmaz
hakkındaki soruştuıma Türk
Ceza Yasası'nın 159.
maddesine göre yürütülüyor.
Ankara Başsavcılığı
yetkilileri, Şevki Yılmaz'ın
dokunulmazlığının
kaldınlması içın ıleriki
günlerde hazırlanacak olan
fezlekenin, Bakan Şevket
Kazan tarafından
engellenebileceği kaygılannı
da dile getırdıler.
Meclis'te
'pezevenk'
tarüşması
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - RP Rize
Milletvekıli Şevki Yılmaz'ın
milletvekillenne yönelik
sözleri TBMM Genel
Kunılu'nda gûndeme
getırilerek sert bıçimde
eleştirildi. CHP Erzincan
Milletvekili Mustafa KuL,
"Buna soytan mı diyelim,
yoksa dalkavuk mu. yoksa
'P' ile başlayan sözcüğü mü
söyleyelim" diyerek tepki
gösterdi. ANAP Gaziantep
Milletvekıli Ünal Yaşar da
Şevki Yılmaz'ın ANAP'lı
Mustafa Taşar ve Belediye
Başkanı Ceİal Doğan'a ve
ailelerinin namuslanna dıl
uzattığını belirterek "Yılmaz
onlaraı attıklan tırnak kadar
bile olamaz* diye konuştu.
Yaşar'ı yanıtlamak üzere
kürsüye çıkan Içişleri Bakanı
Meral Akşener, yerel
yönetimlerle ilgilı
konuşurken Şevki Yılmaz
olayına hıç değınmedi.
Bunun üzerine ANAP Grup
Başkamekıli Cumhur
Ersûmer, oturumu yöneten
TBMM Başkanvekili RP'li
Yasin Hatipoğlu'na tepki
göstererek, "Yılmaz'ın
Meclis'i hedef alan galiz
küfiirlerivle ilgili bakanın bir
şey sö> lememesi, sizin de
hiçbir elestiride
bulunmamanız dikkat
çekmiştir" dedi.
RP Grubu'nun basına kapalı
bölümünde söz alan
milletvekilleri ise Şevki
Yılmaz'la ilgili
rahatsızhklannı dıle
getirdiler. Başbakan
Necmettin Erbakan da
Yılmaz'ın söylediklerinın
partinin söylemi olarak kabul
edılemeyeceğinı savunarak
milletvekillerine, "Merak
etmeyin gereği yapüır" dedi.
YSK'den seçitn uyarısıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
REFAHYOL hükümeti erken tarihte
seçim karan ahrken. Yüksek Seçim
Kurulu'nun (YSK), TBMM
Başkanlığı'na bir yazı göndererek,
"uyum yasalannı çıkarmadan seçime
gjdilmemesi" uyansında bulunduğu
öğrenildi.
Cumhuriyet'e bilgi veren yetkililer,
nüfus sayımı yapılıp. seçmen kütükleri
yenilenmeden 1995'te anayasadaki
değişikliğe göre uyum yasalan
çıkanlmadan seçime gitmenin ülke
açısından büyük bir sorun olacağını
belirttıler. Yurtdışındaki yurttaşlann
bundan önceki seçimlerde olduğu gibi
artık smır kapılannda oy
kullanmamalan gerektiğini, sandığı bu
• Yüksek Seçim Kurulu, Meclis Başkanlığı'ndan uyum
yasalan çıkanlmadan seçime gidilmemesini isteyerek
aksi halde seçimin sağlıksız olacağını bildirdi.
seçmenin ayağına götürmek gerektiğini
kaydeden YSK yetkilisi, TBMM'nin bu
konuda bir an önce önlem ahnası
gerektiğini söyledi. Türkiye'de nüfus '
sayımırun en son 1990 yılında
yapıldığını, bugüne kadar nürusun çok
büyük degişim gösterdiğini anlatan
yetkıli. "Orneğin; Diyarbakır'ın nüfusu
bugün 23 miryona, Istanbul'un aüfüsu
12-13 milyona ulaşmış durumda. On yıl
öncesinin nüfusuna göre yapılan bir
seçim halkın gerçek iradesüıi
yansıtmaz" dedi. YSK yetkilisi, şunlan
söyledi:
"Türkiye nüfus hareketieri açısından
dinamik bir ülke. Nüfus hareketieri
yoğun şekilde yaşanmakta. kırsal
kesimden metropollere sürekli göç
yaşanmaktadır. Şu andaki mevcut yasa
seçimin 1990 nüfus sayımına göre
yapılmasını öngörüyor.
Türkiye'nin nüfusu on yü öncesine göre
çok büyük değişiklik göstermiştir.
TBMM, hükümet ve YSK el ele verip
bir an önce uyum yasalannı çıkarması
gerekir. Seçim yasası hazırlanıp
çıkanlabilir, belki baraj oranı yüzde
10'dan yüzde 5'e indirilebilir, ama asıl
önemli olan uyum yasalanmn
çıkanlmasıdır. Erken seçimin
yapılmasına en az 6 aylık süre var.
Bu çok uzun bir süre. TBMM ve
hükümet isterse sıkı bir çalışmayla
uyum yasalannı hemen çıkarabilir.
Yoksa seçimlerde bundan önceki
sonuçlar alınır. Parlamentonun
yapısında hiçbir değişiklik olmaz.
Ülkenin 4-5 triryonu boşa gitmiş olur.
Biz bu konuda gerek cumhurbaşkanı
gerekse TBMM'ye sık sık önerilerde
bulunuyoruz. Biz sorumluluğumuzu
bilip TBMM'ye ve hükümete
sık sık önerilerde bulunmaya
devarn edeceğiz.''
Aralannda
Vedat
TürkalTnin de
bulunduğu
sanatçı ve
aydınlar,
Ümraniye
Cezae\i
önünde
Yurdatapan'ın
"Şimdi
İstanbuTda
Olmak Vardı"
şarkısını
söylediler ve
hukuka aykın
bulduklan
uygulamayı
protesto ettiler.
(Fotoğraf.
HATICE
TUNCER)
Sanatçı ve aydmlar, özgürlük mücadelecilerine baskıyı protesto ettiler
'Yurdatapan'in tııtııklanmasiyasal değir
İstanbul Haber Servisi - Bir grup sanatçı ve
aydın, "Banş İçin Bir Araya Çalışma Grubu"
sözcüsü sanatçı Şanar Yurdatapan'ın tutuk-
lanmasının yasalara aykın ve hukuk dışı oldu-
ğunu belirttiler. Aydınlar. banş ve özgürlük
için mücadele edenlere gözdağı verme amaç-
lı ve hukuka aykın uygulamayı protesto etti-
ler. Aralannda Vedat Türkali'nin de bulundu-
ğu sanatçı ve aydınlar. Ümraniye Cezaevi
önünde Yurdatapan'ın "Şimdi İstanbul'da Ol-
makVardı" şarkısını söyledıler. Ümraniye Ce-
zaevi önünde saat 12.00 sıralannda toplanan
sanatçı ve aydınlar, önce Yurdatapan'la görüş-
me isteklerini içeren dilekçelerini Cezaevi Sav-
cılığı'na iletmek istediler
Ancak cezaevi önünde nöbet tutanjandarma
ennden başka bir yetkiliye ulaşamadılar. Tür-
kiye Yazarlar Sendikası Genel Sekreten Emin
Karaca ıle Mahir Günşıray, Münir Ceylan.
Tomris Ozden, Orhan Alkaya. Ferhat Tunç.
Orhan Aydın, Kemal Pariak, Menderes Sa-
mancılar'ın da aralannda bulunduğu grup adı-
na şair Suna Arastarafından basın açıklaması
yapıldı, Açıklamada. Yurdatapan'a TCK'nin
169. maddesi uyannca dava açıldığı ve bu su-
çun cezasının 3.5 yıl hapis olduğu anımsatıla-
rak CML'K'a göre ancak 7 yıl ve üstünde ce-
zalann tutukluluk halini gerektirdiği ifade edil-
di. Savcının cezayı yüzde 50 arttırma isteğinin
de infazla ilgili bir konu olduğu ve tutuklulu-
ğu gerektirmediği belirtildi. Savcının iddiana-
mesinde tüm delilleri elinde bulundurduğunu
bildirdiğini. bu nedenle delillerin yok edilme
gerekçesınin de tutukluluğu haklı göstereme-
yeceğinin kaydedildiği açıklamada şöyle de-
vam edildi:
"Sanığın kaçma olasıhğı tutuklanmasını ge-
rektirir. Oysa Şanar Yurdatapan yübaşuıdan
bu yana birçok kez yurtdışına çıkrruş. ancak
yargılandığı birçok davanın tüm duruşmalan-
na katümışur. Yukanda beürttiğimiz nedenler
de göstermektedir ki Şanar Yurdatapan'ın tu-
tuklanması devletin. banş. özgürlük ve insan
hakları mücadelesine karşı tahammülsüzlüğü-
nün açık bir göstergesidir. Banş ve özgürlük
için mücadele edenlere gözdağı verme amaçh
ve hukuka aykın bu uygulamayı protesto edt-
yor. sanatçı Şanar Yurdatapan'ın tutukluluğu-
nun bir an önce sona erdirilmesini istiyoruzT
Yazar Vedat Türkalı de kısa bir konuşma ya-
parak Yurdapan'ın tutukluluğunun "insan hak-
lan kavgası verenlerin başına gelebileceklere ti-
pik bir örnek* olduğunu söyledi.
"Banş İçin Bir Araya Çalışma Grubu" söz-
cüsü Yurdatapan. yazar Cezmi Ersöz ve Mine
Türk'ün, DGM Başsavcısı ErdalGökçenhak-
kında, "Düşünceye özgürlükçük" adlı kıtaba
yayıncı olarak imza atan yabancı yazarlann
kendileri için suç duyurusunda bulunduklan
gerekçesiyle şikâyette bulunmalan üzenne
başlatılan inceleme kapsamında, Yurdata-
pan'ın ifadesi alındı. lstanbul Cumhuriyet Baş-
savcısı Ferzan Çitid'ye ifade verdikten sonra
gazetecilerin sorulannı yarutlayan Yurdatapan,
ıtirafçı Murat Demir ve Murat İpek'in ceza-
evinde öldürülebileceklerini öne sürdü.
Savaş'a suç duyurusu Yargıtay'a ıılaşıııacb
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) -RP'nin kapatılmasmı isteyen
Yargıtay Cumhunyet Başsavcısı
Vural Savaş hakkında, RP Genel
Sekreten ve Grup Başkanvekili
OğuzhanAstttürk imzasıy lahazır-
lanan suç duyurusu dilekçesi Yar-
gıtay BaşkanlığYna ulaşmadı.
RP yetkilileri. Basın Yasası'nın
ıddianamenin mahkeme öncesin-
de basında yayunlarunasını yasak-
layan 30. maddesi, Türk Ceza Ya-
sası'nın görevi kötüye kullanmayı
düzenleyen 240 ve suçateşviki ya-
saklayan 312. maddeleri uyannca
Savaş hakkında 27 Mayıs 1997 gü-
nü Yargıtay Başkanlık Divanı'na
suç duyurusunda bulunduklannı
belirtirken, Yargıtay yetkilileri
böyle bir başvurunun kendilerine
ulaşmadığını söylediler. Yargıtay
Genel Sekreteri Ergül GüryeL RP
yöneticilerinın Başsavcı Vural Sa-
vaş hakkında görevini kötüye kul-
landığı gerekçesiyle şikayet ede-
cekleri yolundaki açıklamalannı
basından izlediklerini, ancak bu-
güne kadar Yargıtay Başkanlığı'na
bu yönde herhangi birbaşvurunun
yapılmadığını bildirdi. Güryel.
"Eğer böyle bir başvuru yapılmış
olsaydu şimdiye kadar çoktan işle-
me koyar ve Yargıtay Ceza Genel
Kurulu'na sevkederdik" dedi.
Güryel. RP'nin, daha sonra bu şı-
kâyetinden vazgeçmiş olabilece-
ğini ileri sürdü.
RP Grup Başkanvekili Oğuz-
han Asiltürk, 21 Mayıs 1997 gü-
nü RP aleyhine Anayasa Mahke-
mesi'ne dava açılmasmın ardın-
dan yaptığı açıklamada. iddiana-
meyi hazırlayan Başsavcı Savaş'ı
siyaset yapmakla suçlamış ve
hakkında hem cezahem de mane-
vi tazminat davası açacaklarını be-
lirtmişti.
Savaş hakkında açılan 20 mil-
yarlık tazminat davasının görüşül-
mesine 7 temmuz günü Ankara
28. Asliye Hukuk Mahkeme-
si'nde başlanacak.
33 ü faaliyette
14 yılda
59 parti
kapatıldı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye'de 14 yıl
içinde 59 siyasi partinin fa-
aliyetine son verildi. 2820
sayılı Siyasi Partiler Yasa-
sı'na göre kurulduktan son-
ra feshedilen, diğer partiler-
le birleşen ve Anayasa Mah-
kemesi'nce kapatılan siyasi
parti sayısınm 59, halen fa-
aliyetini südüren parti sayısı-
nın da 33 olduğu bildirildi.
Içişleri Bakanı Meral Ak-
sener'in, CHP'lı Sabri Er-
gül'ün soru önergesıne ver-
dıği yanıtta. son 14 yıl için-
de kurulduktan sonra feshe-
dilen, diğer partılerle birle-
şen ve Anayasa Mahkeme-
si'nce kapatılan siyasi partı-
lerle genel başkanlannın ad-
lan sıralandı.
Açıklamaya göre. kapatı-
lan partiler şunlar: Büyük
Türtdye PartisL Yüce Görev
Partisi, Bizim Parti, Huzur
PartisL, Milliyetçi Demokrasi
Partisi, Büyük N atan Partisi
Fazilet Partisi. Yeni Doğuş
Partisi, Yeni Düzen Partisi;
1
Sosyal Demokrasi Partisi.
Halkçı Parti. Hür Demokrat
Partisi, Vatandaş Partisi. Bay-
rak Partisi. Islahatçı Demok-
rasi Partisi, Biriik ve Banş
Partisi. Büyük Anadolu Par-
tisi, Halk Partisi Sosyalist
Parti, Medeniyet Hay-vanse-
ver Ekonomi ve Taran Parti-
si, Halk PartisL, Demokrat
Merkez Partisi, Türkh« Bir-
leşik Komünist PartisL De-
mokrat Mücadele Partisi, \e-
şil Türkiye Partisi, Demokra-
tik Hareket PartisL Özgürlük
ve Eşitlik Partisi. Milliyetçi
Çalışma Partisi. Demokratik
Katılım PartisL Özgürlük ve
Demokrasi Partisi, Halkuı E-
mek Partisi, Veni Lfuk Parti-
si, Sosyalist Türkiye Partisi,
Türkiye İçin Biriik PartisL,
Cumhuriyetçi Demokrat
Gençlik Partisi, Büyük Degi-
şim Partisi, Yeşiller Partisi,
Sosyal Demokrat Parti, Ana-
dolu Partisi, Sosyalist Birük
PartisL, Demokratik Hareket
PartisL Demokrasi PartisL
Demokrat Parti 2. Solda Ka-
tılım Partisi, Birtiğe Çağn
Partisi, Genç Demokrat Par-
ti, Milli İrade PartisL Anav-a-
tan İçin Bütünleşme PartisL,
Söz Milletindir PartisL, Solda
Biriik ve Bütünleşme Partisi,
Yükselen Ülkii PartisL Öz
Adalet Partisi, İkinci Degişim
Partisi, Sosyal Demokrat
Halkçı Parti, Demokratik
Sosyalist Parti, Sosyalist Dev-
rim PartisL Bütünleşme Par-
tisi, Degişim PartisL
SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected]
Enişte sözcüğünden oldum
olası hoşlanmam. Erkek ege-
men bir söylemi yansıttığını dü-
şünürüm. Erkeğin üstte durdu-
ğunu hissettirmek amacıyla,
"Enişteniz olur" deyimi kullanı-
lır. "Bayram değil seyran değil,
eniştem beni niye öptü?" ifade-
si de çok yaygın bir deyimi yan-
srtır. Enişte öperse, mırtlaka işin
içinde bir iş vardır diye düşünü-
lür.
Enişte ve öpme fıili, ülkemiz-
de çoktandır bir arada kullanıl-
maya başlandı. Enişte bizi uzun
zamandan beri öpüyor. "Kim
bu Enişte" diye soranlar oldu-
ğunu bile söyleyebilirim. Uma-
rım siz tanıyorsunuz. Bizim
Enişte'nin çok marifetli olduğu-
nu gazetelere yansıyan haber-
lerden öğreniyoruz. Hemen her
gün onun bir marifetinden söz
ediliyor. Enişte, bu kadar yetki-
li değilken bir bankayı batırmış
ve bu bankanın paralarına kon-
muştu.
O gün bugündür Allah ona
"Yürüya kulum" dedi. Susurluk
Enişte Hep Öpüyor...
olayı patlak verdi, altından çık-
t. Ömer LütfüTopal'ın öldürül-
mesine karışanlar ondan söz
ettiler. Sedat Bucak, Mehmet
Ağar Enişte'yle çok samimiydi-
ler. Birlikte işlerçevirdikleri söy-
lendi. Enişte her gün parasına
para katıyordu. Çakjcı'nın öl-
dürttüğü Ağansoy'un hemen
yanıbaşında vurulan resmi po-
lisler, Enişte'yi koruyanlar ara-
sındaydı.
TürkTicaret Bankası'nın yağ-
malanıp pazarlanmasında da
onun adı geçiyor. 20 milyon do-
larlık avanta yüzünden taraflar
birbirine girdiler, kan döküldü.
Çakıcı yine ortaya çıktı ve Eniş-
te'yle olan hesaplaşmasını an-
lattı. Enişte, hükümete genso-
ru verildiği dönemde yeniden
gündeme geldi. Büyük Biriik
Partısi'nin ikna edilmesinde
epeyce para harcadığı dillere
düşmüştü.
Erken seçim anlaşmasıyla
birlikte Enişte'nin önemi iyice
arttı. Çünkü Enişte yeniden
başbakan düzeyinde ilişkilerini
sürdürmek olanağını elde ede-
cekti. Yenge'nin başbakan ol-
ması, Enişte'nin etki alanını ge-
nişletecekti. DYPyönetimi, RE-
FAHYOL'a muhalefet eden mil-
letvekilleri nedeniyle zor günler
yaşıyordu. Her zor duruma bir
çare bulunabilirdi. Onun eli ko-
lu iyice uzamıştı. Kamu banka-
larını harekete geçirebilir, zor
durumdaki milletvekillerini sap-
tayarak onlan ikna edebilirdi.
Daha önce bunu çokça yaptığı
için sorunu kolaylıkla çözebilir-
di.
Enişte'ye bazılan çok kızıyor-
lar. Onun ve sevgili eşinin adı-
nın geçtiği yerde birçok insanın
öfkeden tepesi atıyor. Böyle bir
çiftin bunca şaibeye, kirienme-
ye ve vukuata karşın nasıl ayak-
ta kalabldiğine hayret ediyorlar.
Her şey ortada olduğu halde,
DYP gibi köklü bir partiyi daha
dün siyasete atılmış bir ailenin
nasıl çiftliğe çevirdiğini bir türlü
anlayamıyoriar. Sinirlendikçe
tansiyonlan yükseliyor, ortaya
çıkan her skandaldan sonra
Enişte'nin sonunun geldiğini
sanıyoriar. Yıkılmayıncada mo-
ral bozukluğu içine düşüyorlar.
Enişte neden yıkılmıyor? Asıl
sorun burada. Bunca kirienme-
ye ve gerçeklerin ortaya dökül-
mesine rağmen Enişte'nin kıy-
meti neden eksilmiyor? Türki-
ye'nin merkezi tercihlerine ba-
karsanız, bunu anlarsınız. Gü-
neydoğu'daki savaş yüzünden,
siyasi ve ekonomik rant elde e-
den bir kesim ipleri ele geçirdi.
Kara paratrafiğinin dünyada en
hızlı olduğu ülkelerden birisinde
yaşıyoruz. Mafya ile devlet iç
içe geçmiş durumda.
Susurluk davasına bakın,
Enişte'yi kavrayabilirsiniz. Ci-
nayet, uyuşturucu ve yolsuzluk
suçlamalanyla yargılanan özel
timcileri destekleyen bir grup
polis, "Türkiyesizinlegururdu-
yuyor" diye slogan atıyor. Yeşil
diye bir katilden söz ediliyor. Bu
katil, devletin üst düzey yöne-
ticileriyle içli dışlı. Emniyet bi-
nalannda faaliyet yürütüyor.
Adınayatınlmış paralann haddi
hesabı yok. Kimse de Yeşil'in
ne olduğunu, nerede bulundu-
ğunu bilemiyor, öğrenemiyor.
Uyuşturucu kaçakçılaina ye-
şil pasaportlar, silah ruhsatlan
sağlayan, daha binbir türlü ka-
nunsuzluğun altından adı çıkan
Mehmet Ağar, kasıla kasıla or-
talıkta dolaşıp Meclis kürsü-
sünden milletvekillerini tehdit
edebiliyor.
Enişte, böyle bir Türkiye'nin
orta yerinde yaşıyor. Beş yıldır
ipleri elinde tutuyor. Böyle ül-
keye, işte böyle bir Enişte yakı-
şır. Öğrencisinin en demokratik
talebine copla saldıran bir ülke-
yi de ancak böyle bir Enişte
öpebilir. Sorun Enişte'de mi,
yoksa bizde mi? Ne dersiniz.
G L O B A L POLİTİKÜLTÜR
ERGİN Y1LDIZOĞLU
Varan İki...
Siyasi iradeyi seçilmiş hükümetlerden alıp ser-
best pıyasa tanrısının insafına terk etmeyi amaç
haline getiren siyasi partiler teker teker iktidariar-
dan uzaklaştırılıyorlar. Önce Ingiltere'de, sonra da
Fransa'da muhafazakâr hükümetler genel seçim-
lerde hezimete uğradılar. Şimdi sırada Almanya var.
Ingiltere'de muhafazakâriar seçimleri kaybettik-
lerinde, bunu açıklamak oldukça kolay oldu. "Halk
bu kadrodan bıkmıştı"... "Seçim sonuçlannı neo-
liberal politikalarda, piyasa ekonomisine ve küre-
selleşmeye karşı bir tutum olarak görmeyiniz"...
"Inanmıyorsanız seçimleri kazanan Işçi Partısi'nin
küreselleşme ve özel teşebbüs/piyasa yanlısı eko-
nomik programına bakınız". Ingiltere'de başka bir
seçenek olmadığı için bu argümanı test etmek de
mümkün değildi. Bu yüzden de serbest piyasa tan-
nsına tapanlar kendilerini oldukça kolay bir şekilde
avutabildiler.
Ancak şimdi, Fransa seçimlerinden sonra, ser-
best piyasa müritlerinin işi oldukça zor. "Yokcanım
halk muhafazakâr politikalan reddetmedi" demek
bu sefer öyle kolay değil. Sosyalist Parti, adını açık-
ça koyarak, neo-liberalizme ve Thatcher'ci politi-
kalara doğrudan saldırdı. SP seçimlere, devlet eliy-
le iş yaratmak, iş saatlerıni haftada 39 saaten 35
saate indirmek. özelleştirmeyi durdurmak, Avrupa
Birliği'ni. işsizliğin azaltılmasına ve ekonomik bü-
yümeye öncelik verecek bir şekilde (hem de para
piyasalannın ne diyeceğine pek aldırmadan, gele-
neklerine bağlı olanlann, bu kelımelen okurokumaz,
hemen birkaç kere tövbe, sonra da sağa ve sola
doğru tü.. tü.. demeleri pek uygun olacaktır) yeni-
den gözden geçirmeye kararlı olduğunu ileri süren
bir programla girdi ve büyük bir zafer kazandı. Se-
çim sonuçları "seçmenin, muhafazakârlara kızma-
nın yanı sıra, Sosyalist Parti'yi de bilerek tercih et-
tiklerini gösterdi" (International Herald Tribune
2/6/97). Ne Fransa'daki oylar bilinçsiz protesto oy-
larıydı, ne de Jospen'in programı Blair'inkine ben-
ziyordu.
Bu yüzden, pazartesı sabahı, muhafazakâr ga-
zetelerin yorumlannı okumak çok eğlenceli oldu
doğrusu. Financial Times, VVall Street Journal, In-
ternational Herald Tribune, Daily Telegraph vs.. gi-
bi gazetelerin yorumculan hep bir ağızdan "Fran-
sız seçmeni ne kadar tutucu olduğunu bir kere da-
ha gösterdi, reformu değil, eskiye dönmeyi tercih
etti... Gerçekçi olmayan bir tutum, hayalci birbek-
lenti..." ıfadelerıni kendilerine kalkan yapıp, yavuz
hırsız rolü oynamaya kalktılan Küreselleşme ve ser-
best piyasa ilericidir, sosyal yardımlan arttırmayı is-
temek, işsizliği, yoksulluğu, ış saatlerini azaltmaya
kalkmak ise tutuculuk ve gericilik...
"YeniZamanlarda Yaşıyoruz".., "Ideolojilerin So-
nu" gibi ifadeleri duyduğumda çok iyi kavrayamı-
yordum doğrusu. Şimdi kafam oldukça açıldı. 200
yıllık kapitalizmi, hem de artık tekelci aşamasını ya-
şarken, reformist ve ilerici ilan edeceksiniz. Bunu
yapmak için de son 150 yılın muhalefet söylemini
unutturacak ve yerine 250 sene öncesinin, feoda-
lizme karşı üretilmiş söylemini ısıtıp yeniden suna-
..iÇ^HŞiPK-..; Ancak bayat bu kadar basit ve insanlar'
da genel olarak bu kadar saf değil... .„-»•. v •:«.-«
Fransız seçmeni, aslında, son derecede gerçek-
çi bir noktadan baktı manzaraya. Serbest piyasa
ekonomisi ve küreselleşme, son 10 yıldır her yer-
de işsizliği arttırıyor, zenginleri daha da zenginleş-
tiriyor, yoksullan sürekli yoksulluğa mahkûm ediyor.
Uluslararası mali sermayenin taleplerini "reform"
adı altında sunuyor. Muhafazakâr hükümetlerin po-
litikaları serbest piyasanın ve burada egemen olan
uluslararası mali sermayenin kaprisine göre şekil-
leniyor, sonuçta sosyal harcamalarda, yardımlarda
kesinti, işten atmayı kolaylaştaran, sendikal hakla-
rı kuşa çeviren yasalar ortaya çıkıyor.
Bunlar son derecede katı gerçekler. Bu gerçek-
lere tepki göstermek ve buna yol açan politikalara
yeter demek de çok gerçekçi bir tutum. Daha faz-
la kâr etmek ve spekülasyonu kolaylaştırmak için
mali sermayenin dolaşımının daha da serbestleş-
mesini ve hızlanmasını istemek de tabii aynı dere-
cede gerçekçi. Ama bu iki gerçeğin farklı dünyala-
ra karşılık geldiği de bir başka gerçek. Bu yüzden
kendi çıkarlannı düşünerek, bu konuda bir şeyler
yapmayı, siyasette katılımı da arttırmaktan bahse-
derek, üstelik gündeme getiren bir partiye oy ve-
renlere, "Siz ne yaptığınızı bilmiyorsunuz, tutucu-
sunuz" demek ise eğer aptallık değilse, küstahlığın
dik âlâsı.
erginiaergin.demon.couk
Ecevit'ten secim önerisi
^îttifaklar yerine
baraj düşürübün'
ANKARA (Cumhuriytt
Bürosu) - DSP Genel Baş-
kanı BülentEcevit "yapay
seçim ittifaklan yerine, oy
barajım makul bir düzeye
indirerekdeğişikakımlann
TBMM'de gerçek güçleri
oranuıda tenısiline olanak
veramesini" ıstedı. Ece% it.
RP ile DYPnin "birbiri-
nin eteğine tutunnıa"1
;
CHP'nin de "maceracı se-
çim ittifaklanna girme"
gereksınımi duyduğunu
söyledi.
'Seçim macera'
Ecevıt. dün \ aptıgı va-
zılı açıklamada, 1995 yı-
lında "hodri meydan" taf-
rası satan D>T'nin de bu-
na boyun eğenlerin de bü-
yük oy kay bına uğradığını.
seçime karşı çıkan tek par-
ti olan DSP'nın ise oyları-
nı en çok arttıran parti ol-
duğunu söyledi.
Ecevit, DYP ıle RP'nin
yine "hodri meydan" taf-
rası ıle ülkeyi seçim mace-
rasına sürüklediğinı. buna
karşı çıkan tek partinin de
DSP olduğunu vurgulaya-
rak şu görüşleri dile getır-
di:
••DSP dışındaki partile-
rin hiçbiri tek başına seçi-
me girmeyi göze alamıyor.
Hepsi ikiİi-üclü-dörtlü se-
çim ittifaklan arayışında.
Yani hiçbirinin kendi kim-
Bğine güveni yok. DSP dı-
şında hiçbir partinin doğ-
rultu tutarulığına önem
verdiğideyok.RPüeDYP
kendi başlanna iktidar ol-
ma iddiasındalar, ama Ud-
si deseçimegklerken birbi-
rinin eteğine tutunma ge-
reğjni duyuyor. Odayetini-
yor, baa küçük partilerle
de ittifak yollarını anyor-
lar. Onunla dayetinemiyor-
lar, biryandan adaletsizse-
çim sistemini büsbütün
adaletsizleştirecek ve millet
iradesini sapdracak tertip-
ler peşindeler. Bu tertiple-
rin içine ANAP da giriyor.
CHP isesolun partisi obıca-
ğına kendini inandırmışgi-
bi göriinüp kamuoyunuda
inandırmayaçalışjyor. ama
o da birtakım maceraa se-
çim ittifaklanna gereksin-
me duv uyor. Bu parti, güç-
lendiği iddiasına medya
rüzgâny la inandıncıhk ka-
zandırmaya uğraşıyor.
Meydanlan da taşıma suy-
la doiduruyor. Tekirdağ
mitingi gerçekte, Tekir-
dağ'dald lstanbul mitingiy-
dL"