23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyel tmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni. Orhan Erinç • Genel Yaym Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya 9 Yazıişleri Müdürlerı IbrahimYüdız (Sorumlu), Dinç Tayanç 9 Haber Merkezı Müdurü: Hakan Kara 9 Görsel Yönetmen: Fikret E§er Dış Haberler: Şinasi Danışoğlu 9 lstıhbarat Cengiz Yddınm 9 Kultiır Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelman 9 Makaleler Sami Karaören 9 Duzeltmc: Abdullah Yazıcı 9 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 9 Bılgı-Belge Edibe Buğra 9 Yurt Haberlen. Mebmet Faraç Yaym Kunılu: tDum Sdçuk (Başkan). Orhan Erinç, Okta> Kurtböke. Hikmet Çetinkı> a, Şükran Soner, Ergun Bakı. Dinç Tsyanç, tbrahan Vıldlz. Orhan Bursab. Mustafa Balbsy. Hakan Kara. Ankara Temsılcısı. Mustafa Balbay 9 Haber Müdüru. Doğan Akın Atatürk Bulvan No. 125. Kat4, Bakanlıklar-Ankara Tel. 4195020 (7 hat), Faks- 4195027 9 Izmır Temsılcısı SertarKızık,KZi>aBlv 1352 S. 23 Tel. 4411220, Faks 4419117 9 Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoflu, tnönü Cd. 119S. No.l Kacl,Tel:363 12 11, Faks 363 12 15 Koordrnatör Ahmet Konıtsan 9 Muhasebe Bülent Yener 9 Idare. Hüseyin Gürer 9 İsletme: Önder Çefik9 Bügı-tşlem Nail tnal 9 Bilgısayar Sistem: Mürüvet ÇOer MEDYA C: • YoneBm Kurulu Başkanı - Genel Mûdür Gülbin Erduran # Koordınatör Reha Işıtman • Genel Mudür Yardımcısı Mine Akdağ Tel- 514 07 53 - 5139580-5138460-61,Faks 5138463 Vavımla>an ve Basaı: Yenı Gun Haber Ajansı, Basuı \e Yayıncılık A Ş TuAociğı Cad. 39 41 Cagaloglu 34334 lst PK 246 tstanbul tel (0 212ı 512 05 05720hat) Faks (02121513 85 4 HAZİRAN 1997 tmsak: 3.28 Gûneş: 5.26 Öğle: 13.09 tkindi: 17.07 Akşam: 20.39 Yatsı: 22.28 Dr. Theiss ürünleri TüPkiye'de • Haber Merkea - Vücudun doğallığmı ve sadelığini korumaya yönelik "Dr. Theiss" ürünleri Türkiye'de satışa sunuldu. Doğal bitki özlerinden oluşan Dr. Theıss'in "Nova fıgura". "Nova fıgura gel" ve "Calendula Augen- Complex Göz ÇevTesi Kremi'" adlı ürünlen tüketıcınin beğenisine sunulacak. Sokak çocukları yaramna oyun • İstanbul Haber Servisi - Özel Doğuş Lısesı öğrencileri sokak çocuklan yaranna "Grease" müzikalini sahneleyecek. Etkınlik, 6 haziran cuma günü saat 20.30'da Kadıköy Halk Eğitim Merkezı'nde gerçekleştirilecek. Yuptdışındakilep için sınav • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yurtdışında çalışan yurttaşlann çocuklan için 27 temmuzda yükseköğretime giriş sınavı yapılacağı bıldırildi. ÖSYM'den yapılan açıklamada, sınavın Ankara ve Köln kentlerinde yapılacağı belırtilerek adaylara genel başan, vabancı dıl ve Türkçe testi uygulanacağı kaydedıldı. Türkiye'de 15 bin meyhane vap • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHP Izmır Mıllervekıli Sabri Ergül'ün soru önergesini yanıtlayan lçışlen Bakanı Meral Akşener. Türkiye'de 14 bin 978 meyhanenın bulunduğunu açıkladı. Akşener'ın verdiği bilgiye göre İstanbul, Ankara, tzmir, Antalya, Aydın, Muğla gibi turistık yöreler dışta tutulmak üzere kişi başına düşen meyhane sayısı rekortmeni Edirne. Nüfusu 404 bin 599 olan Edirne'de 309 meyhane bulunuyor. Kırklareli 206 meyhane ile 2. sırada yer alırken Tekırdağ da 302 meyhaneyle 3. oldu. Zopunlu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitım Bakanı Mehmet Sağlam, kız teknik okullannın 70. kunıluş yıldönümüne katıldı. Sağlam, ilkögretimdeki okullaşma oranının yüzde 80 olduğunu. bunun 2000 yılında yüzde 90'a çıkanlacağını bıldirdi. Sağlam. 1997-1998 öğretim yılında 8 yılhk kesintisiz eğitime geçilmesi, 2000 yılında da bunun 12 yıla çıkanlması gerektiğini belirtti. TÜPk travestiye •• •*•• odul • NEVVYORK(AA)- Polısten baskı gördüğü öne sürülen Demet Demir adlı Türk travestiye, "Uluslararası Eşcinsel tnsan Haklan Komisyonu" tarafından "Felipa de Souza" ödülü verildi. New York sanat akademisinde yapılan törende Demet Demir'in yanı sıra, Arnavut eşcinsel Genc Xhelaj ile merkezı Namibya'da bulunan bir eşcinsel kuruluşun temsilcilerine de ödüller verildi. Ulusal Aşı Günlepi • ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Sağlık Bakanliğı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen "Ulusal Aşı Günleri" kampanyası dün sona erdi. Kırsal kesim ve varoşlar başta olmak üzere. "'aşının kısırhk yaptığı"' yönünde köktendinci çevrelerce yürütülen propaganda başanya ulaşamazken Marmara Bölgesi'nde göçler nedeniyle hedeflenen oranın da üstünde aşılama yapıldı. Yann 5 Haziran Dünya Çevre Günü, ancak Türkiye'yi yönetenler halka ve yasalara aldırmıyor Çevreye lııdaıksıız diizen• Türkiye'de çevre bilinci kitlesel eylemler ve yasal mücadeleyle önemli boyutlara ulaştı. Ancak yasa tanımaz yöneticilerin tavn yüzünden tartışma, '"Türkiye bir hukuk devleti midir değil midir?" noktasına ulaştı. ASUMAN ABAC1OĞLU tZMİR- 1997, kitle ey- lemleri ve hukuksal başanlar- la çevre konımacılığı açısın- dan önemli bir yıl oldu. Çe\ - rebilincinin giderek yüksel- mesi ve bunun yargı kararla- nylapekişmesi, sevindiriciy- di. Ancak çevTe bilincinde ve hukukta elde edilen kaza- nımlar, uygulamaya geçme- di. Çevre alanındayasal mev- zuatı en fazla ihlal eden dev- let kurumlan, yargı kararla- nnı da uygulamamakta bir sakınca görmedi. Türkiye'de çevreyı artık "ne eylemlerne de davalar" kurtarabiliyor- du. Tartışmalar "çevre" ko- nusunun boyutlarını aştı; "Türkiye bir hukuk devleti midir değjl midir?" noktası- na ulaştı. Çevre ile ilgilı kitlesel ey- lemlerde öncülüğü >n ürüten. Bergama köylüleriydi. Yedi yıldır siyanürle altın maden- ciliğıne karşı "yaşam hak- kı" için inatla sürdürdükleri mücadele, Türkiye genelin- de bir demokrasi dersi nite- liğındeydi. Onların yol kes- me, çıplak bıldin dağıtma, referandum, maden işgali gi- bi eylemlen, Artvin ve Eski- şehır'in Kaymaz beldesinde altın madeni istemeyenlere. Dolamit madenıne karşı çı- kan Bodrum Kurudere köy- lülenne, Akkuyu'da nükleer santral istemeyenlere, bölge- lenne çöplük yapılmasını ıs- temeyen Kuşadası Küçükde- re köylülerine, Urla'ya kör- fez çamuru dökülmesıni is- temeyenlere*, Aliağa'da sa- nayi iskelesi istemeyen yöre halkına örnek oldu. Türkiye'nin bir çok böl- gesinde planlanan yatınm- lann çevresel sonuçlannı *ya- şam haklanna" tehdit ola- rak gören kitlelerin eylem- leri çığ gibi büyüdü. Eylem- lerle birlikte çevre koruma- cılığı adına yüzlerce dava açıldı. Ancak hukuksal alanda el- de edilen kazantmlar. uygu- lamaya geçirilmedi. Avukat- lann deyımıyle "Devktin hu- kuk tanımazlığına, mahke- me karaıiannı tanımazlığı daekkndT Muğla'daki Gö- kova, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallannuı çalıştı- nlmamasına yönelik mahke- me karan, skandal olarak ni- telendirilen bir uygulamayla "Bakanlar Kurulu prensip karan" ile yürürlüğe kon- madı. Aynı gelişmeler kültürel değerlerin korunması ile il- gili açüan davalarda da yaşan- dı. Çeşme Yanmadası SİT kararlannı ortadan kaldırma- ya yönelik Kültür Bakanlı- ğı'nın uygulamalan bir çok kez mahkeme karanyla dur- durulmasuıa karşın, mahke- me kararlan yok sayılarak hukuka aykın uygulamalara devam edildi. Türkiye'de çevre ve kül- tür değerlerinin korunması için yeterli ve gerekli yasal mevzuat var. Açüan davala- nn sonuçlan da bunu göste- nyor. Ancak Türkiye'de ek- sik olan "hukukun üstünlü- ğü." Avnkat Ahmet Okyay, açılan davalann hepsınde "devlet kurumlannın dava- h" olduklanna dikkat çeke- rek. bunun nedeninın, *Çev- reyi Idrieten bütün büyük fa- afiyetleriıı hepsinin sahibinin idâreounası" diye açıkhyor. Dev let hukuka aykın da\Ta- nıyor. Aleyhuıe dava açıldı- ğında ise, bir devlet kurumu mahkemede şu savunmayı yapıyor: "Buyönetmetikler uygulansa,Türkhc'do işletme kalmaz. Bu izink'r, Türki- ye'deki fabrikalann hiç bi- rinde yok, bizden niye isö- yorsunuz?" ÖLDÜREN VtRÜS - Moritanya'nın Nouadhibou sahilkrine vu- ran ölü akdenizfoklanıu (üstte) inceleven HoUanda Fok Merkezı uzmanlan, hav-vanlann bilinmeyen bir virüs nedeniyle yaşamla- nnı \itirdiklerini büdirdiler. Şu anda bölgede yaşamİannı sürdü- ren akdenizfoklannın hemen hemen yansmın telef olmasına yol açan \ iriisün. 1988 yıbnda Hollanda ve Almanya'nın Kuzey De- nizi kmlannda\-aşayan binlercefoku öldüren \iriis ile büyük ben- zerük taşıdığı Ueri sürülüyor. Öte yandan Bulgaristan'uı Hasko- vo kentinde kamuoyuna gösterilen 4 bacaklı ch crv (yanda), bü- yük ilgi çekti. Çevresel faktörlere bağlı olarak bu anormalligin ge- İişmiş olabüeceğini öne süren çevrecfler, nükleer santrallann ka- patılnıası çağnsında bulundu. (Fotograflar: REUTER) Temiz çevre yurttaşın lıakkı Çe\Te adına davalann büyük bölü- münün Izmir'deki ÇevTe Hareketi Avu- katlan'nca açılması, bu konuda hâlâ Türkiye genelinde büyük bir eksikli- ğı ortaya koyuyor. Insanlar. yasalarda yeralan yurttaşlık haklanm bilmiyor- lar. Örneğin "Her Türk yurtta^nın TBMM'ye, Cumhurbaşkanı'na, Baş- bakan'a dilekçe yazma hakkı" var. Idare, bu dilekçelen yanıtlanmak zo- runda. Eğeryanıtlamazsa, "göreviniih- mal ve kötüye kullannuş" durumuna düşüyor. Avukatlar, bütün davalannın dayanaklannın bu dilekçeler olduğu- nu belirtiyorlar. Belki Bergama köy- lüleri, yasalardaki bu haklannı öğren- dıkleri için yollara düşmediler ancak "yaşam haklannın" bulunduğunun farkındaydılar. Danıştay, ilk kez Ber- gama ile ilgıli karannda "Yaşama hak- kmdan" söz etti. Kitlesel eylemlenn yargıyı da etkileyebileceğini Bergama örneği gösterdi. Türkiye'de insanlar anayasada ye- ralan sağlıklı birçevrede yaşama hak- kına sahipler. Anayasadaki bu hüküm- den kaynaklanan Çevre Kanunu'nun 3 ve 30. maddelerine dayanarak yurt- taşlar. "Idareden, çevre kirlenmesine yol açan faali\etlerin durdurulmasını talep" edebilirler. Çevre Kanunu'nun 3. maddesi, yurttaşlann ve tüzelkişi- lerin *^enıizbirçevreyaratmakbı" yü- kümlü oldukian hükmünü içenyor. 30. madde ise bölge sının koymadan, "Çevreyi Idrieten nerhangi bir faaüy«t- ten haberdar olanlann bunun durdu- ruunasını talep edeceklerini" öngörü- yor. Avukat Okyay, yurttaşlann çevre- yi koruma adına dava açabilecekleri- ni belirtiyor. Ancak önce yöneticile- rin vurdumduymazlığının, hukuka ay- kınlığın aşılması gerekiyor. Bu nok- tada artık konu "Çevre korumacıhğı- nı" aşarak, "Türkiye bir hukuk dev- leti midir değil midir?" boyutuna ula- şıyor. Kadınlarda cinsel bozukluklar 'Orgazm olamama tedavi edilebilir' istanbul Haber Servisi - Türkiye'de kadınlann en çok görülen cinsel sorunu- nun orgazm olamamaoldu- ğu bildirildi. Amerikan Hastanesi'nden Dr. Akif Poroy, kadınlann yüzde 29'unun orgazm taklidi yapnklanmn ortaya çıküğı- nı söyledı. Amerikan Hastanesi' nin düzenlediği "TıbbiKonfe- ranslar" dizisi kapsamın- da Poroy, "KadınlardaGö- rülen Fonksiyonel Cinsel Bozukluklar" konulu bir konferans verdi. Poroy, konferansta kadınlann en büyük cinsel probleminin orgazm olamama olduğu- nu belirterck. "Bununteda- visi mümkün. 10-12 seans- hk bir tedaviyie bu sorun- dan kurtulabİBrsiniz" dedi. Dr. Poroy, cinsel fonksiyon bozukluklannın nedenle- rini de şöyle sıraladı: "Gebe kalma korkusu vegebeBğin geri çekme yön- temiyle önlenmeye çahşü- ması. Bilgi eksikliği ve >e- torinceuy-dnlmamagibipsi- şik faktörler, kadınlann çp- cuklukta yaşadığı ensest, cinsel tasallut sado-tnazo- hiznı gibi saplantılar, ho- moseksüalite. becerememe korkusu gibi kişttik çaüş- ması ve eşle divalog kura- mama." Dr. Poroy, vaginismusun oluşumuna da değinerek, "Cinselliğedüşmanbir çev- rede cinseüiğe karşı korku ve suçluluk duygulanmn aşılandığı bir ortamda ye- tişmek bunun nedenidir. Pek çoğunu evli bakirele- rin oluşturduğu vaginus- mus hastalan arasında iş kadmlan da var. Vaginus- mus. tedaviye en iyi cevap veren cinsel işlev bozuklu- ğudur. Yüzde 90 oranında tedaviedüebüivor" diye ko- nuştu. e-posta : tan (a vol. com. tr Olimpiyatsahasında radyasyon tehlikesi 2000 yıh Olimpiyat Oyunlan'nm yapılacağı Sydney'de olimpiyat sahasında tehlikeü miktarda radyoaktif madde bulunduğu tespit edildi. Uluslararası çevre örgütü Greenpeace üyelerinin ortaya çıkarttığı nükleer aûklar yüksek düzeyde dioksin içerivor. Merkezi îsviçre'de bulunan Uluslararası Olimpiyat Komitesi'ni uyaran Greenpeace üyeleri, oliınpiyat sahasındaki dioksin mik- tannın, 1976"da İtaha'daki Seveso kentini etkisi altına alan dioksin kazasın- dan 60 kat daha yüksek olduğuna dikkat çektiler. (REUTER) 5 Haziran Çevre Günü etkinliklerle kutlanacak İstanbul Haber Servisi - Yannbaşlayacak ve çeşitli et- kinliklerle kutlanacak olan "DünyaÇevreGünü" nede- niyle sivil toplum kuruluş- lan daha sağlıklı birçevre ve daha yaşanılır kentler için hukuk mücadelesini güçlen- dirmeyi hedefliyor. TMMOB Mimarlar Oda- sı, Şehir Plancılan Odası ve Onnan Mühendisleri Odası tstanbul şubeleri, 7 haziran- da Mimar Sinan Üniversi- tesi Oditoryumu'nda "Kent veÇevreHaklannda Hukuk ve Yargı Süreci" konulu pa- neller dizisi gerçekleştire- cek. Türk Akustik Derneği tarafından da "Gürültü ik Savaşım Sempozyumu" dü- zenliyor. Dernek aynca mı- marlık ve güzel sanatlar fa- külteleri öğrencileri arasın- da "gürültü" konulu poster tasanm yanşması ve Beşik- taş Atatürk Anadolu Lisesi öğrencileri arasında da "Gü- rültü ile Savaşım" konulu bir kompozisyon yanşması dü- zenledi. Cevrecilerden Çevre Bakanlığı'na 'ikiyüzlü' suçlamasi 1997, çevre yıkım yıh ÖZCANÖZGÜR MUĞLA-Termik santrallarla ilgi- li mahkeme kararlannın uygulanma- ması nedeniyle çevreciler yeniden ha- rekete geçiyorlar. 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında düzenlenen etkinlikler çerçevesinde. Gökova Sü- rekli Eylem Kurulu öncülüğünde 7 haziranda Yatağan'da "Yasalar L'y- gulansın,Santraflar Kapanlsm" kam- panyası başlatılıyor. 1997'nin Çevre Bakanliğı tarafından "çevre yıh" ilan edildiğini, buna karşın çevre katliarru ve kültür düşmanlığının doruğa çık- hğını belirten çevTeciler, 1997'yi "çev- re yıkım yıh" ilan ettiler. Çevre Bakanlığı'nın 1997'yi çev- re yıh ilan etmesinin "fldyüzhıhlk" ol- dugunu belirten Sınırsız Çevre Yolcu- lan Sözcüsü S^nur Gekndost, Tür- kiye'de yaşanan çevreye duyarsızlığını şu ana başlıklarda sıraladı: # ÇED gereği, bir referandnma dahibaşvurubnadanAkkuyu'v'a nük- leer santral girişimi. # Danıştay'a rağmen Orhaneli TCT- mik Santrairnuı çalıştınlması. # Aydın tdare Mahkemesi karar- lanna karşın Yatağan, Yeniköyve Gö- kovatermiksantraUannın çahşmala- runn durdurulmaması. # Orman alanlannın yeniden 49 yülığınatahsisi.Orman vetanmalan- lannın daraltılması, Hazine arazileri- nin yapılaşmaya açılması. # Bergama'da siyanürle alnn iş- letme için izin verilmesL # Bodmm-Gümüşlük açıklann- da karaya oturan tankerle ilgili hiçbir işlem yapılmaması. Tankerin deniz- de petrol kirliliği yaratması nedeniy- le nesilleri tükenmekte olan akdeniz foklannın yaşama alanlanndan biri- nin tehlikeye girmesi. # EğirdirGölü'ndedikkuyrukla- nn yaşamlanmn devamı için önlem abnmamasL # SİT alanlannın daraltılmak is- tenmesi. Arkeolojik kazılara yeterli ödenek aynlmaması. # Bodrum Kalesi'nde Doğu Ro- ma Batığı sergilemesinin açılmaması, kale içindekişapelin camiye dönüştü- rülmesiiçin minare\apımınabaşlan- masL # Taksim Meydam'na cami yap- tırma girişimi. # Gecekondu affinm yeniden gün- deme getirilmesL Yataöan'a caöı Dünya Çevre Günü nedeniyle Ya- tağan'da başlatılacak eylemle ilgili olarak açıklamada bulunan Gökova Sürekli Eylem Kurulu Sözcüsü Reşat Uygun, tüm çevreci, ekolojist ve çev- re dostlannı 7 haziran cumartesi gü- nü Yatağan'da buluşmaya çağırdı. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN Türkçülüğün' Yeri Neresi?.. Ayıptır sorması, Hitler'in (Naziler'in) Richard Wagner'e hayranlık sebebini bilir misiniz? 4O'lı yıllarda, bilmem hangı gazetedeokumuştum: Wag- ner'in opera konulan, hemen hepsi Cermenlerin Hı- ristryanlık öncesi destanlandır ünlü Niebekıngen Hal- kası, Valkyrie, Siegfried, Tannlann Gurubu! Na- zi ırkçılığı, kendisini Hıristiyanlığın 'din kardeşliğin- den' dikkatie ve özenle ayn tutuyor, Cermen ırkını, öteki Hıristiyan ırklann üstünde görüyordu. Tuhaf tesadüf, II. Dünya Savaşı yıllannm ırkçı/tu- rancı 'kandaşlan' da, dinlediyanetle, günümüzün 'ül- kücüleri' kadar ilgilenmezlerdi; onlar için, varsa yok- sa, Türk ırkı! Söylemiştim ya, Edebiyat hocam Ni- hal Atsız, sırasını düşürdü mü, Göktann'ya inanan Türklerin ünlü destanlannı (Ergenekon, Manas vb) heyecanla anlatırdı, o da, dönemin öteki ünlü ırkçıAu- rancılan da (Reha Oğuz, Nurullah Banman vb) Türk/lslam Sentezi ile uzunboylu alâkadar görün- mez! Bunu sinek pislemedik bir yere yazınız! Kandaş'dan Ülküdaş'a geçl;.. A merikaltlar, Nazilerin aksine, Soğuk Savaş yıl- # \ lanndaki anti/komünist kampanya için, din un- surunu önemsediler ve kullandılar: 'Komünizmle Uluslararası Mücadele', basbayağı dinlerarası bir zemine oturtulmuştur. Meşhur, CIAgüdümlü 'HürAv- rupa Radyosu', sıksık, Müslüman, Hınstiyan ve Mu- sevi din adamlannı bir araya getirir; komünistlik 'be- lâsırnn' neden dolayı Allah'ın irâdesi ve kelâmına aykın, oyüzden 'günâh-ı azîm' olduğunu kanıtlama- yaçalışırdı. Bu programlardan birkaçını, Paris'dedin- lediğimi hatırlıyoaım. Tuhaf tesadüf, Soğuk Savaş yıllarında, 'kan- daşiıktan 'ü//cüafaş'lığaintikaleden 'MillîHareket'çl- ler de, 'Esir Türkleri' kurtarabilmek amacıyla anga- je oluklan, 'Komünizmle Mücadele Cemiyetleh'nöe, Müslümanlığın komünist 'zındıklığıyla' başaçıkabi- lecektek çare okjuğunu 'keşfetmişlerdir; işin, pan/tür- kist cephesi bu!' Olayı daha da ilginç kılan, eibette Millî Nizam, Millî Selamet, nihayet Refah etiketi al- tında piyasaya sürülen pan/islamist hareketin de, ay- nı yıllara rastlaması, aynı süreç içerisinde serpilip ge- lişmesidir. Sık sık söylemezler mi? 'Hayat tesadüf- lerden ibarettir.' Ne olduysa, nasıl olduysa olmuş, Amerika'yla ('Sistem'le) dolaysız temasa geçinceye kadar, Tür- kiye'de uygulanan laik ve demokratik öğretim dü- zeni de, aynı yıllarda ufak ufak rayından çıkanlarak, bu iki 'Soğuk Savaş' hareketinin geleceği için ge- rekli 'kadroların' yetiştirilmesine kalkışılmıştın Tev- hid-i Tedrisât Kanunu'nun 'delinmesi' Inönü Cum- huriyeti'nde başlar; buna rağmen, Bayar/Mende- res dönemi hâlâ lalktir: Islâm Demokrat Partisi'ni, kapatır; 'maneviyatçılığı', ezanı Arapça okutmak; Türkiye Radyolan'ndan, Mevlid-i Nebevi'yi, 'naklen' yayımlamaktan öteye geçemez! Gariptir ama gerçektir; belki o da, tuhaf bir tesa- düf! Ülkemizde, Türk/lslâm Sentezi'ne yöneliş; her birisi, ötekinden çok daha sert 'Atatürkçü' geçinen 'ara rejimler'öon sonra, daha da hızlanıyor: merak- leı kurcalasın, muhakkakbulacaktır bugün Imam/Ha- tip 'tayfasından' ve 'marifetlerinden' en ziyade şi- kâyetçi olanlar, vaktiyle 'Komünizm'e yol verme- mek' amacıyla, bu okullan en çok açanlar, sonra da onlan liseye çevirenlerdir. merkez sağ/merkez sol 'si- yaset esnafı'l Amerikan kaşığıyla yenir mi? Günümüzde, XIX. yy. 'Türkçüleri'mn devamı ol- mak iddiasındaki Milli Hareket 'tayfasının'', ta- rihe antiemperyalist tavırlanyla intikal etmiş o şanlı öncülerinin Ismail Gaspriniskiy'lerin, Yusıif Akçu- ra'lann, Zeki Velidof 'lann, Emin Bey Resulzade'le- rin, Ahmet Agayef'lenn, Sultan Galiyeflerin, Mol- lanur Vahidof'lann, Ziya Gökalp'lerin aksine - ken- dine dindar bir taban araması, besbelli bu 'yetiştir- me' mantığı ve bunun sonucu olan 'propaganda' or- tamından doğmuştur. 'YeniDünya Düzeni', 'SoğukSavaş Ortamı'ndan farklı: 'Sistem', nasıl görmüyorlar ki, 'Şeytanın Im- paratoriuğu' olarak artık komünizmi ve komünistli- Sdeğil, düpedüz ve apaçık olarak Müslümanlığı ve lam köktendinciliğini koymaktadır. 'Türkçüler1 , ba- ğımsız kalmış TQri< cumhuriyetleriyle, Gasprinis- kiy'in anladığı manada ve düzeyde, Türklerarası bir dil, kültür ve işbiriiği arayacak yerde, onlan panisla- rriizTnekaydıracakolaTibirtLmjmtutarlarsa,'Sisteni'e oranla bu defa 'kötü tarafta' olacaklart 'Sistem' si- yasi ağırlıklı bir Türk/lslam Sentezi'nden hiç hoş- lanmadığını, her dakika belli ediyor. Yapılmak iste- nen, 'yanlış' birtutumun, başkabir 'yanlışa'düşme- si! Doğru tutuma göre işin kötüsü, kıyısından deği- nip geçtiğim gibi Türk/lslam Sentezi'nin 'ileriye açık' bir ivme gücünün olmaması! Çünkü o sentez, eibette 'ümmet dönemi' sentezidir; artık her biri kendi koşullan içinde Türk fakat ayn millet olan öte- ki Turan halklannı dolaysız olarak değil, ancak do- laylı olarak ılgilendirecektir: Anadolu'daki Batı Türk- leri, Doğu Türkistan'daki Kırgızlann gerçekleştirdi- ği Türk/lslam Sentezi'yle ne kadar ilgilenıyorsa o kadar! Yeni Dünya Düzeni döneminde, taze Türk Cumhuriyetleri'nin kazandığı 'bağımsızlığı' emper- yalist 'Sistem'in saldınsından koruyabilmeleri, her şeyden önce klasik ümmet sentezlerinden birer ulu- sal küttür sentezi çıkarabilmelerine bağlıdır, bunun yolu da klasik gelişme şemasına göre laiklikten ve demokrasiden geçer. Milli Hareket, bana kalırsa günümüzde dindar ta- ban arayacağına, bir kere öncü Türkçülerin hatıra- lannasadık kalmak, geleneğini sürdürmek için, ikin- cisi Türklerarası dil, kültür ve işbirliğini gerçekleştir- meninyolu, laik, demokratikve antiemperyalist 'köp- rüden' geçtiği için kendisine aşın ve 'ümmetçi' sağ- da değil laik, demokratik ve antiemperyalist solda bir yer aramalıdır, ceddine yakışan yer orasıdır! Almanyada Amerikan 'kaşığıyla', 'Türkçülük' pi- lavı yenir mi? httpı// www. prizma.net tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle