25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 HAZİRAN 1997 ÇARŞAMBA 10 SOYLEŞİ Carillo,fakir ülkelerdekiyoksul yığınların Batı da biriken zenginliğe tepki gösterdiğini söyledi Baâ'da dndrlerimkırmak isteyen işçisunfikalmadı• Köktendinciliğin her türlüsünü çok zararlı görüyorum. İslam köktendinciliğiyle Katolik köktendinciliği arasında hiçbir fark yok. îslam köktendinciliğini yaşam düzeyiyle ilgili bir sorun olarak da görüyorum. Bu durumdan Batı'nın büyük bir sorumluluğu olduğu inancındayım. îslamcı köktendinciliği Batı yarattı. ORALÇALIŞLAR •3- Mao, Çin'de çok olumlu bir rol oynadı. Bakalım Çin devrimi nasıl sonuçlanacak? Devrim. Çin'i sosyalizme mi götürecek, yoksa yalnızca bu ülkeyi modernleştirmekle mı kalacak? Mao'nun Çin tarihinde çok önemli bir rol oynadığını söyledikten sonra şunu eklemeliyim: Mao'nun yaşamının son dönemi çok olumsuzluklarla dolu. Kültür Devrimi büyük hata oldu. Çin'i iyi tanıyorum. Bence Kültür Devrimi Çin'e çok zarar verdi. Bunun sonunda Çin ne sosyalizme. ne komünizme adım atabildi. Düşünün benim partim. diğer hiç bir komünist partısınin yapmadığını yapmış. Mao'yla Batı'da ilk iyi ilişkileri kuran Komünist Partisi olmuştu. Aslında Sovyet-Çin çatışması dönemınde Çın'le ilişkileri kesmemiz hatalıydı. O zaman Sovyetlere çok güveniyorduk. 1968'de Çekoslovakya işgalinde olanlan.. ; . gördük. Kültür devrimi Prag'da olanlan gördükten sonra Sovyetlerin bize söyledikleri yalanlan çok iyi anladık. Çekoslovakya olaylannda Moskova'nın bizi aldattığını anlayınca, Çin'le ilgili iddialanndan da şüpheye düştük. Bunun üzerine Çin'e gittik. Hatta o hızla Çin'de bir açıklama yaparak "Kültür Devrimi"ni bile destekledik. Fakat ÇirTi daha iyi tanıdıkça "Kültür Devrimi" diye sözü edilen devrimin tamamen hata olduğunu anladık. Mao'yu tanıdığımda bu düşüncelerimi belli ölçüler içinde dile getirdim. Stalin bir canavar mıydı? Stalin. çok zor bir şahsiyetti. Kendisini şahsen tanıdım. 1948yılında karşılaştığımızda oturup üç saat konuştum. Stalin konusunu. sadece bu adam bir canavardı diyerek kapatmak mümkün değil. Şurası bir gerçek ki Stalin canavarlıklar yaptı. Fakat çok kısa sürede, çok geri bir ülkeyi, bir sanayi ülkesi haline dönüştürdü. tkincisi: Stalin Hıtler'e karşı büyük bir direnış veren ve faşizmi yenen Sovyetler Birliği'ne önderlik etti. O olmasaydı faşizmi kim yenecekti0 Stalin'in feci canavarlıklar yaptığı bir gerçek. Fakat ülkesini dünyanm ikinci sanayi gücüne dönüştürdü. Önümüzdeki dönemde Rusya'da Büyük Petro gibi bir kült doğabilır. Rusya, gitgide zayıflarsa, giderek dağılırsa, halk sefaletle boguşurken, küçük bir azınlık lüks ve sefahat içinde yaşarsa, Batı taraftndan itilip kakıhrsa-NATO'nun smırlanru Rusya'ya kadar uzanması bir rürlü anlayamıyorum-bir kaç yıl sonra Stalinvari politikalara yeniden bir istek ve hayranlık doğabilir. Çünkü Stalinizm bir yönüyle milliyetçilik anlamına gelir. Tito yakın dostumdu Tito benim için çom sempatik b'r insandı. 1954'ten öldüğü güne kadar senede iki kez buluşuyorduk. O, ülkesinin birliğini sağladı ve ölünceye kadar da Yugoslavya'nın birliğini İspanya iç savaşı sırasında yakalanan devrimciler hiç mahkeme edilmeden hemen oracıkta idam ediliyordu. korudu. Yugoslavya, açık bir toplum modeliydi. açık bir sosyalizm deneyiydi. Tito'nun bende çok değerli anılan var. Tito'nun tspanyol komünistleriyle özel ilişkilen oluşmuştu. tkinci Dünya Savaşı'nda Tito'nın önderliğinde Almanya'ya karşı savaşan generallerin çogu, daha önce Ispanyol İç Savaşı'ndaki Cumhuriyetçi Ordunun bir parçası olan Uluslararası Tugaylar'da yetişmişlerdi. Birbirimize çok yakmdık.r Batı ihtiyar ve korkak •i • Çok kısa şekilde ifade etmek gerekirse, bugünün dünyasmda zengin fakir arasındaki açı giderek artıyor. Yeryüzünün fakirleri pek iyi biliyorlar ki, artık dünyanın bütün balı gelışmiş ülkelerin elinde. Herkes bunu öğrendi. Batı ülkeleri, yaşlılann ülkeleri haline dönüştü. Gençlerimizin oranı azahyor. Gitgide rahatına düşkün burjuva uluslara dönüşüyoruz. Risklerden gitgide daha çok korkuyoruz. Rahatsız olmaktan çekiniyoruz. Fakirlerin ülkelerinde ise. genç insanlar yaşlanamadan ölüyorlar. Kısacık hayatlannın gözlerinde bir kıymeti kalıyor. Yaşasam ne olacak, - yaşamasam ne olacak diye düşünüyorlar. Artık Batı'da zincirlerini kırmak zorunda kalan bir işçi sınıfı yok. Ama fakir ülkelerde zincirlerini kırmak zorunda olan yoksul yığinlar yer alıyor. Yoksul yığınlar, Batı'da biriken zenginliğe tepki göstererek, yaşamlannı tehlikeye atmayı düşünebilirler. Her şeyi göze alıp - mücadeleye başlayabilirler. Şimdi Batı'ya göçmen işçi olarak, kaçak işçi olarak geliyorlar. Batı ülkeleri göçmenlere kapıyı kapatsa da, göçmenler kaçak olarak smırlardan içeriye giriyorlar. Bu akımı önlemek mümkün değil. Hatta Kuzey'in parçası olan bazı ülkeler bile, o fakir dünyanın liderliğini üstlenebilirler. Mesela bu ülke Rusya olabilir, Çin olabilir, Hindistan, Pakistan olabilir. Iran ve Irak'tan söz etmiyorum bile. Burada temel sorun Batı'da. Batı ya bu yoksul ükelere yardım eder ve zengiliğinin bir kısmmı bu yoksullarla paylaşır, ya da Batı büyük bir felaketle karşı karşıya kalır. Bugün bunu insanlara anlatmak çok soyut ve çok uzak bir gelecekten söz etmek gibi gelebilir. Fakat unutmamak lazım ki "Barbarlar" Roma'yı bir günde işgal ettıler. Yanlış anlaşılmasın burada Barbarlar kelimesini sembolik anlamda kullanıyorum. Köktendinciliğin günahı Batı'nın KöktendinciHfm her rürlüsönü çok^*^ zararlı görüyorum. İslam : '• ' köktendinciliğiyle Katolik köktendinciliği arasında hiçbir fark yok. İslam köktendinciliğini yaşam düzeyiyle ilgili bir sorun olarak da görüyorum. Bu durumdan Batı'nın büyük bir sorumluluğu olduğu inancındayım. Îslamcı köktendinciliği Batı yarattı. 1950-1960 yıllan arasında bazı müslüman ülkelerde, mesela Cezayir, Mısır, Irak'ta yönetimler islam sosyalizmini savunuyordu. Ömeğin Cezayir bağımsızlık savaşının önderi Ben Belia, sosyalist bir ülke inşa etmeye çalışıyordu. Saddam Hüseyin'i de kişisel olarak tanıdım. Devrim için çarpışan kadınlar Madrid'de bir yürüyüşte. O günlerin gözde sloganı "dizle- rinin üstünde yaşamaktansa ayakta ölmek çok daha iyidir" ise dillerde dolasıyor. Saddam'ın Baas Partisi dahil Baas partileri laik partilerdi. Bu partilerin içinde hristiyanlar, yahudıler ve islamcılar yer alıyordu. Saddam'ın laik partisi Iran'daki islam köktendinciliğine karşı bir set oluşturabilirdi. ABD kalktı Saddam Hüseyin'in kafasını ezmeye kalktı. Mısır'da Nasır döneminde sosyalizm yanlısı bir hareket oldu. Nasır yönetimi kuşatma altına alındı, bastınldı. Bu bastırma işini de Baö ^yaptı. Bu ülkeferin işçi kitleieri, çalışanlan sosyalizm yönünde bir değişim olasılığının kalktığını görünce. köktendinciliğe sanldılar. Ofkeye kapıdılar ve bir çıkış ve protesto yolu olarak köktendinciliğe yöneldiler. Bunlar Batı'nın kabahati. Batı'nın bunun anlaması. idrak etmesi gerekiyor. Mutlaka uluslarüstü bir örgütlenme yaratılmalı ve kaynaklar yeniden eşit olarak dağıtılmalı, fakir ülkelere doğru kaydınlmalı. Aksi takdirde uçurum daha da büyüyecek. Batı'nın politikalan mevcut statükonun sürdürülmesi yönünde gelişirse, daha büyük tepkilerin birikeceğini göreceğiz. Dünya bu anlamda büyük bir çatışmaya gidecek. Köktendincilik yoksulluk ve dengesizlik içinde gelişiyor. Ispanya'da kadıniar Kadınlar İspanya'nın her yerinde varlıklannı hissediyorlar. Siyasi yaşamda. toplumun her alanında etkililer. Sağcı partinin hükümetınde bile beş kadm bakan yer alıyor. Parti yönetimlerinde kadrn erkek oranı zorunlu olarak yan yanya uygulanıyor. Hatta bazı alanlarda kadın yöneticiler yüzde altmışa ulaşıyor. Kadınlar çok önemli bir ağırlığa sahıpler, özgürlük alanında büyük mesafeler aldılar. Darbeler üzerine Ben mutlak bir demokrasinin her ülkede aynı şartlarda uygulanması gerektiğini söyleyen Batılı politikacılardan biri değilim. Portekiz'deki Askerlerin gerçekleştirdiği 25 Nisan "Karanfil Devrimi'' ilerici bir darbeydi. Kemal Atatürk'un yaptığı devrim de ilerici bir devrimdi. tspanya'da da geçen yüzyılda bazı ilerici darbeler olmuştu. Bu toplumun gelişmişlik düzeyiyle ilgili bir sorun. İran'da da eğer askerler mollalara karşı, gerici rejıme karşı çıkıp modern bir rejim için müdahalelerde bulunursa bu eylem ilerici olabilir. Bİttİ ÇALIŞANLARIN SORULARI / SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Universite öğretim görevlileri ve ek göstergeleri Sonı: Bir universite öğretim görevlisi olarak, 25 yıl çalıştıktan sonra 1990 yılında 1. derece 4. kademeden ve Emekli San- dığı'ndan emekli oidum. Benimle a\nı kıdeme sahip ar- kadaşlarımın, benden fazla emekli aylığı aldığını gör- düm. İlgililere nedenini sorduğumda bana, onların 1995 yılında emekli oldukları için, ek göstergelerinin 3 bin 600 olarak belirlendiğini, benimse eski emekli olmam nede- niyle, ek göstergemin 3 binde kaldığını sövlediler. 1) Be- nim de ek göstergemin diğer arkadaşlarım gibi 3 bin 600 olması gerekmez mi? 2) Almam gereken emekli aylığı ne olmalıdır: (T.D.) YANIT: 1) 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Yasası kapsamın- da görev yapan, 'Öğretim Görevlisi. Okutmanlar, Diğer Öğretim Yar- dımcılan'nın ek göstergeleri önce 418 sayılı Yasa Hükmünde Karar- name ile 1 Ocak 1991 'den 1 Ocak 1995'e kadar 5 yıllık süre için be- lirlenmiş ve kararname 11 Nisan 1990 günlü Resmi Gazete'de yayım- lanmıştır. Daha sonra. bu ek göstergeler. 20 Mayıs 1995 günlü Res- mi Gazete'nin 'Mükerrer' sayısında yayımlanan 527 sayılı Yasa Hük- münde Kararname ile yeniden düzenlenmiştır. Bu düzenleme ile 1 Ocak 1995'ten geçerlı olarak, 1. dereceden aylık alan öğretim görev- lilerinin ek göstergeleri 3 binden 3 bin 600'e yükselmiştir. 3 bin 600 olan bu yeni ek gösterge 1 Ocak 1995'ten önce emekli olanlara uygulanacak mıdır? Bu sorunun yanıtı 5434 sayılı TC Emekli Sandığı Yasası Ek Mad- de 9'da açık olarak verilmiştir. 1 Mart 1969'da yürürlüğe giren bu madde ile 'barem, teşkilat, kad- ro ve sair kanunlarda yapılacak değişiklikler sonunda aylık tutarla- nnda husule gelecek yükselmeler, aynı rütbe, kadro unvanı ve dere- ceden bağlanmış bulunan emekli, adi malullük ve vazife malullüğü aylıklan ile dul ve yetim aylıklan hakkında da uygulanır. Yasanın bu maddesi uyannca, 2914 sayılı Yüksek Öğrenim Perso- nel Yasası'nda belirlenen ek göstergelerin yükselmesi sonucu oluşan emekli aylıklanndaki artışın, eski emeklılere de a>Tien uygulamasını gerektirir. 25 yıl üzerinden emekli olan bir öğretim görevlisine, %75 aylık bağlama oranından 52 milyon 880 bin lira emekli aylığı bağlan- ması gerekir. POLİTİKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Antep'in Etrafı... Moğolistan'da son seçimleri komünistler ka- zandı. Geçen seçimleri yrtirmişlerdi, bunu kazan- dılar. Moğolistan'dan Ingiltere kıyılarına kadar bir sol dalgası gidiyor. Fransa'yı sardı, her taraf sol! Başı, sağdan sola bir ivmeyle Tony Blair çekti. Yirmi yıla yakın bir gecikmeyle Tony Blair öcünü aldı. Ingiltere'de solcu olmak da, sağcı olmak da doğaldır. Iş onun "mirsad-ı ibref'ten temaşasında... Seçim sonucu İKtidara kim geliyor? Yıkıcı bir çoğunlukla Tony Blair geldi. Bu solun zaferidir. Dünya yeniden sola mı kayıyory? Baksanıza Ingiltere'de öyle... Fransa'da öyle... Moğolistan'da öyle... Yıllarca önce Sovyet sosyalizmı çökmeye yüz tutunca bir paniktir başlamıştı. Sovyet sosyalizmi yıkılmaya yüz tutunca panik yayıldı. Sağ sol kav- gası bitmiş sanıldı. Oysa sömürü bitmiş miydi ki sol bitsin! Ne zamanki sömürü biter, o zaman sol da biter. Bir korkulan var şeriatçıhk. Ortalığı ondan temiz- lemeye çalışıyoriar. Bu şeriatçıhk PKK'den de teh- likeli. Onun için ordu el attı. Son temizlikte 161 kişiyi attılar. Bunlann içinde astsubaylar var, üç de albay atılıyor. Tehlike geç- miş oluyor mu? Atatürk'e hayran Iran Şahı Rıza Pehlevi ülke- mize gelmişti. Gelmeden önce askerler eğitim gö- rürlerdi. Bizim yaşta çocuklar da Halkevi'nin önün- deki meydandan bakarlardı. Askerier dizilirterdi, komutan komut verirdi: "Silah hopike... Silah omza..." "Yahşi kadem... Uygun adım..." "Yek... Dü.... Se..." Iran Şahı öylesine iri kıyımmış ki Halkevi'ne sığ- mamış; değiştirmişler, yatacak yer yapmışlar. O zamanın 30 binlik Ankarası hey! Yeniliğe özeniyor diye, sonra bu şahı devirdiler.' Sade bu şahı değil, Afgan Kralı'nı da sürmüşler- di. Aradan zaman geçti, şahın oğlunu da iki kez devirdiler. Sonra Mollalar dönemi açıldı. Humey- ni İslam Cumhuriyeti kurdu. İran'da son seçimler yapıldı. Batı'ya açık iki yabancı dil bilen Hatemi cum- hurbaşkanı oldu. Büyük birzafer kazandı. En bü- yük zaferi kabineye kadın bir bakan alması oldu. Bu Rafsancani'nin kızıydı. Iran'da erkek eli kadın eline değemez, her 3 ki- • şiden 1 'i açtır. Bizde Refah'ın muhalefet döne- minde erkek elı kadın eline değmezdi. Yardımcı-. sı kadın olunca ne yapsın Erbakan kadın eli tut-; maya başladı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, Refah'ın kapatılmasını isteyince saldınlar da art- tı. Güvenlik önlemi olarak savcının çevresini etten duvarla ördüler. Bir yerden bir yere giderken et- s ten duvarla birlikte gidiyor. ; Birkaç yıldan beri susan Şevki Yılmaz yeniden! azdı. Meclis'e, milletvekillerine, savcılara, beledi-j yecilere, yeminlere, anayasaya yağdı, gürJedi.j Durmadan suç duyurusu alıyor. Kovuşturmalar'' artınca altından nasıl kalkacak? Bir Sütçü imam tuttumnuş gidiyor, Sütçü İmam da kurtaramaz. Antep'in çevresi diyeceksiniz, "Antep'in çevresi nicedir toz ile dumandır", "Göz gözü görmez.." \ Şimdi soralım: \ Dünya sola mı kayıyor? ! BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SAĞA: 1/ Avrupa'dan doğuya akınlar yaparak Orta Anadolu'ya yerleşen ve bu bölgeye adını veren Kelt hal- 5 kı. 2/ Başıboş ^ gezen hayvan sürüsü... Os- 7 manlılardagece bekçısı. 3/ "Bir ° işı başka binne g yükleme. başı- na sarma" anlamında argo sözcük. 4/ En kü- çük izcı kuruluşu... Te- levizyon camı. 5/ Bir akışkanın boru ıçındekı dolaşımını durdurmak ya da serbest bırakmak için kullanılan aygıt... Dokumacılıkta mekikle enıne atılan ıplîk. 6/ Gizlı yer. köşe bucak... Duman lekesı. II Sulak yerlerde yetişen ve sa- pınm ucunda çok dekoratıf kadıfemsı bölümü bulunan bir bitki... Hayat arkadaşı. 8/Pıyasayamal çıkartma işı... Ör- değe benzer bir su kuşu. 9/Hububat tozu... Yardımcı. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/Bodrum ve Datçayanmadalan arasındaki körfez... Ke- nar süsü. 2/ "— Sevdası": Recaizade Mahmut Ekrem' ın romanı... Sıkmtı. 3/Osmanlı döneminde, Istanbul'da ve büyük lıman kentlerınde yaşayan ve tıcaretle uğraşan azınlıklara verilen ad. 4/" — Gündüz": Onlü romancı- mız... Altmın simgesini aldığı Latince adı. 5/Bir soru sö- zü... Neodimelementinin simgesı. 61 Gevşemış. düzeni bozulmuş... Üstü kapalı olarak anlatma. 7/Birbırine uy- gun renk ve yapıda olan... Konut. 8/Birnota... Antalya'nın bir ilçesi. 9/Zan... "Şener — " : Tiyatro ve sınemaoyun- cumuz. ISAZİLLİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN İLANENTEBLİGAT DosyaNo: 1997/4 Borçlu: Fikret Sidar, Karaçay Mah. Sanayi Sitesi 257 Sok. No-18 Nazilli Sıdkı Çal vekili Av Ayhan N. Ünal tarafindan yazılı sözleşme ile kiralanan gayrimenkulün kıra süresi bıttığı ahvalde tahliye hakkındaki icra takibi sırasında; Yukandakı adresınıze gönderilen örnek 56 tahliye emri tebhgatı bila ıade edilmiş ve yapılan zabıta tahkı- katmda da başkaca adresiniz tespıt edılemediğınden 7201 sayılı Teblıgat Kanunu'nun 28 ve müteakip mad- deleri gereğince kanunı süreye 15 gün ilave edılerek tahliye emnnin ilanen tebliğine karar verilmiştir. Işbu ilanın gazetede neşri tarihinden itibaren 30 gün içinde yukandakı adrestekı gaynmenkulü tahliye etme- niz. tahliye emrine diyeceğiniz veya kiranın yenilendi- ğıne. uzatıldığma daır ıtırazlannız var ise 22 günde di- lekçe veya sözlü olarak icra dairesine bildirmenız, müd- detı içinde ıtıraz etmez veya kendiliğınızden tahliye et- mezseniz ıcraen çıkanlacağınız. itirazınız kaldınlırsa tcra ve Iflas K.'nin 273. maddesi gereğince zorla tahliye olunacağınız. 56 örnek tahliye emrine kaim olmak üzere ilanen teblığ ve ıhtar olunur. Basın: 22024
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle