Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 HAZİRAN 1997 ÇARŞAMBA
10 SOYLEŞİ
Carillo,fakir ülkelerdekiyoksul yığınların Batı da biriken zenginliğe tepki gösterdiğini söyledi
Baâ'da dndrlerimkırmak
isteyen işçisunfikalmadı• Köktendinciliğin her
türlüsünü çok zararlı
görüyorum. İslam
köktendinciliğiyle
Katolik köktendinciliği
arasında hiçbir fark yok.
îslam köktendinciliğini
yaşam düzeyiyle ilgili
bir sorun olarak da
görüyorum. Bu
durumdan Batı'nın
büyük bir sorumluluğu
olduğu inancındayım.
îslamcı köktendinciliği
Batı yarattı.
ORALÇALIŞLAR
•3-
Mao, Çin'de çok olumlu bir rol
oynadı. Bakalım Çin devrimi nasıl
sonuçlanacak? Devrim. Çin'i
sosyalizme mi götürecek, yoksa
yalnızca bu ülkeyi modernleştirmekle
mı kalacak? Mao'nun Çin tarihinde
çok önemli bir rol oynadığını
söyledikten sonra şunu eklemeliyim:
Mao'nun yaşamının son dönemi çok
olumsuzluklarla dolu. Kültür Devrimi
büyük hata oldu. Çin'i iyi tanıyorum.
Bence Kültür Devrimi Çin'e çok zarar
verdi. Bunun sonunda Çin ne
sosyalizme. ne komünizme adım
atabildi. Düşünün benim partim. diğer
hiç bir komünist partısınin
yapmadığını yapmış. Mao'yla Batı'da
ilk iyi ilişkileri kuran Komünist Partisi
olmuştu. Aslında Sovyet-Çin
çatışması dönemınde Çın'le ilişkileri
kesmemiz hatalıydı. O zaman
Sovyetlere çok güveniyorduk. 1968'de
Çekoslovakya işgalinde olanlan.. ; .
gördük.
Kültür devrimi
Prag'da olanlan gördükten sonra
Sovyetlerin bize söyledikleri yalanlan
çok iyi anladık. Çekoslovakya
olaylannda Moskova'nın bizi
aldattığını anlayınca, Çin'le ilgili
iddialanndan da şüpheye düştük.
Bunun üzerine Çin'e gittik. Hatta o
hızla Çin'de bir açıklama yaparak
"Kültür Devrimi"ni bile destekledik.
Fakat ÇirTi daha iyi tanıdıkça "Kültür
Devrimi" diye sözü edilen devrimin
tamamen hata olduğunu anladık.
Mao'yu tanıdığımda bu düşüncelerimi
belli ölçüler içinde dile getirdim.
Stalin bir canavar mıydı?
Stalin. çok zor bir şahsiyetti. Kendisini
şahsen tanıdım. 1948yılında
karşılaştığımızda oturup üç saat
konuştum. Stalin konusunu. sadece bu
adam bir canavardı diyerek kapatmak
mümkün değil. Şurası bir gerçek ki
Stalin canavarlıklar yaptı. Fakat çok
kısa sürede, çok geri bir ülkeyi, bir
sanayi ülkesi haline dönüştürdü.
tkincisi: Stalin Hıtler'e karşı büyük bir
direnış veren ve faşizmi yenen
Sovyetler Birliği'ne önderlik etti. O
olmasaydı faşizmi kim yenecekti0
Stalin'in feci canavarlıklar yaptığı bir
gerçek. Fakat ülkesini dünyanm ikinci
sanayi gücüne dönüştürdü.
Önümüzdeki dönemde Rusya'da
Büyük Petro gibi bir kült doğabilır.
Rusya, gitgide zayıflarsa, giderek
dağılırsa, halk sefaletle boguşurken,
küçük bir azınlık lüks ve sefahat
içinde yaşarsa, Batı taraftndan itilip
kakıhrsa-NATO'nun smırlanru
Rusya'ya kadar uzanması bir rürlü
anlayamıyorum-bir kaç yıl sonra
Stalinvari politikalara yeniden bir istek
ve hayranlık doğabilir. Çünkü
Stalinizm bir yönüyle milliyetçilik
anlamına gelir.
Tito yakın dostumdu
Tito benim için çom sempatik b'r
insandı. 1954'ten öldüğü güne kadar
senede iki kez buluşuyorduk. O,
ülkesinin birliğini sağladı ve ölünceye
kadar da Yugoslavya'nın birliğini
İspanya iç savaşı sırasında yakalanan devrimciler hiç mahkeme edilmeden hemen oracıkta idam ediliyordu.
korudu. Yugoslavya, açık bir toplum
modeliydi. açık bir sosyalizm
deneyiydi. Tito'nun bende çok değerli
anılan var. Tito'nun tspanyol
komünistleriyle özel ilişkilen
oluşmuştu. tkinci Dünya Savaşı'nda
Tito'nın önderliğinde Almanya'ya
karşı savaşan generallerin çogu, daha
önce Ispanyol İç Savaşı'ndaki
Cumhuriyetçi Ordunun bir parçası
olan Uluslararası Tugaylar'da
yetişmişlerdi. Birbirimize çok
yakmdık.r
Batı ihtiyar ve korkak
•i •
Çok kısa şekilde ifade etmek
gerekirse, bugünün dünyasmda zengin
fakir arasındaki açı giderek artıyor.
Yeryüzünün fakirleri pek iyi biliyorlar
ki, artık dünyanın bütün balı gelışmiş
ülkelerin elinde. Herkes bunu öğrendi.
Batı ülkeleri, yaşlılann ülkeleri haline
dönüştü. Gençlerimizin oranı azahyor.
Gitgide rahatına düşkün burjuva
uluslara dönüşüyoruz. Risklerden
gitgide daha çok korkuyoruz. Rahatsız
olmaktan çekiniyoruz. Fakirlerin
ülkelerinde ise. genç insanlar
yaşlanamadan ölüyorlar. Kısacık
hayatlannın gözlerinde bir kıymeti
kalıyor. Yaşasam ne olacak,
- yaşamasam ne olacak diye
düşünüyorlar. Artık Batı'da zincirlerini
kırmak zorunda kalan bir işçi sınıfı
yok. Ama fakir ülkelerde zincirlerini
kırmak zorunda olan yoksul yığinlar
yer alıyor.
Yoksul yığınlar, Batı'da biriken
zenginliğe tepki göstererek,
yaşamlannı tehlikeye atmayı
düşünebilirler. Her şeyi göze alıp -
mücadeleye başlayabilirler. Şimdi
Batı'ya göçmen işçi olarak, kaçak işçi
olarak geliyorlar. Batı ülkeleri
göçmenlere kapıyı kapatsa da,
göçmenler kaçak olarak smırlardan
içeriye giriyorlar. Bu akımı önlemek
mümkün değil. Hatta Kuzey'in parçası
olan bazı ülkeler bile, o fakir dünyanın
liderliğini üstlenebilirler. Mesela bu
ülke Rusya olabilir, Çin olabilir,
Hindistan, Pakistan olabilir. Iran ve
Irak'tan söz etmiyorum bile. Burada
temel sorun Batı'da. Batı ya bu yoksul
ükelere yardım eder ve zengiliğinin
bir kısmmı bu yoksullarla paylaşır, ya
da Batı büyük bir felaketle karşı
karşıya kalır. Bugün bunu insanlara
anlatmak çok soyut ve çok uzak bir
gelecekten söz etmek gibi gelebilir.
Fakat unutmamak lazım ki
"Barbarlar" Roma'yı bir günde işgal
ettıler. Yanlış anlaşılmasın burada
Barbarlar kelimesini sembolik
anlamda kullanıyorum.
Köktendinciliğin günahı
Batı'nın
KöktendinciHfm her rürlüsönü çok^*^
zararlı görüyorum. İslam
:
'• '
köktendinciliğiyle Katolik
köktendinciliği arasında hiçbir fark
yok. İslam köktendinciliğini yaşam
düzeyiyle ilgili bir sorun olarak da
görüyorum. Bu durumdan Batı'nın
büyük bir sorumluluğu olduğu
inancındayım. Îslamcı köktendinciliği
Batı yarattı. 1950-1960 yıllan arasında
bazı müslüman ülkelerde, mesela
Cezayir, Mısır, Irak'ta yönetimler
islam sosyalizmini savunuyordu.
Ömeğin Cezayir bağımsızlık savaşının
önderi Ben Belia, sosyalist bir ülke
inşa etmeye çalışıyordu. Saddam
Hüseyin'i de kişisel olarak tanıdım.
Devrim için çarpışan kadınlar Madrid'de bir yürüyüşte. O günlerin gözde sloganı "dizle-
rinin üstünde yaşamaktansa ayakta ölmek çok daha iyidir" ise dillerde dolasıyor.
Saddam'ın Baas Partisi dahil Baas
partileri laik partilerdi. Bu partilerin
içinde hristiyanlar, yahudıler ve
islamcılar yer alıyordu. Saddam'ın
laik partisi Iran'daki islam
köktendinciliğine karşı bir set
oluşturabilirdi. ABD kalktı Saddam
Hüseyin'in kafasını ezmeye kalktı.
Mısır'da Nasır döneminde sosyalizm
yanlısı bir hareket oldu. Nasır
yönetimi kuşatma altına alındı,
bastınldı. Bu bastırma işini de Baö
^yaptı. Bu ülkeferin işçi kitleieri,
çalışanlan sosyalizm yönünde bir
değişim olasılığının kalktığını
görünce. köktendinciliğe sanldılar.
Ofkeye kapıdılar ve bir çıkış ve
protesto yolu olarak köktendinciliğe
yöneldiler. Bunlar Batı'nın kabahati.
Batı'nın bunun anlaması. idrak etmesi
gerekiyor. Mutlaka uluslarüstü bir
örgütlenme yaratılmalı ve kaynaklar
yeniden eşit olarak dağıtılmalı, fakir
ülkelere doğru kaydınlmalı. Aksi
takdirde uçurum daha da büyüyecek.
Batı'nın politikalan mevcut
statükonun sürdürülmesi yönünde
gelişirse, daha büyük tepkilerin
birikeceğini göreceğiz. Dünya bu
anlamda büyük bir çatışmaya gidecek.
Köktendincilik yoksulluk ve
dengesizlik içinde gelişiyor.
Ispanya'da kadıniar
Kadınlar İspanya'nın her yerinde
varlıklannı hissediyorlar. Siyasi
yaşamda. toplumun her alanında
etkililer. Sağcı partinin hükümetınde
bile beş kadm bakan yer alıyor. Parti
yönetimlerinde kadrn erkek oranı
zorunlu olarak yan yanya
uygulanıyor. Hatta bazı alanlarda
kadın yöneticiler yüzde altmışa
ulaşıyor. Kadınlar çok önemli bir
ağırlığa sahıpler, özgürlük alanında
büyük mesafeler aldılar.
Darbeler üzerine
Ben mutlak bir demokrasinin her
ülkede aynı şartlarda uygulanması
gerektiğini söyleyen Batılı
politikacılardan biri değilim.
Portekiz'deki Askerlerin
gerçekleştirdiği 25 Nisan "Karanfil
Devrimi'' ilerici bir darbeydi.
Kemal Atatürk'un yaptığı devrim de
ilerici bir devrimdi. tspanya'da da
geçen yüzyılda bazı ilerici darbeler
olmuştu. Bu toplumun gelişmişlik
düzeyiyle ilgili bir sorun.
İran'da da eğer askerler mollalara
karşı, gerici rejıme karşı çıkıp
modern bir rejim için müdahalelerde
bulunursa bu eylem ilerici
olabilir.
Bİttİ
ÇALIŞANLARIN SORULARI / SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL
Universite öğretim görevlileri ve ek göstergeleri
Sonı: Bir universite öğretim görevlisi olarak, 25 yıl çalıştıktan
sonra 1990 yılında 1. derece 4. kademeden ve Emekli San-
dığı'ndan emekli oidum. Benimle a\nı kıdeme sahip ar-
kadaşlarımın, benden fazla emekli aylığı aldığını gör-
düm. İlgililere nedenini sorduğumda bana, onların 1995
yılında emekli oldukları için, ek göstergelerinin 3 bin 600
olarak belirlendiğini, benimse eski emekli olmam nede-
niyle, ek göstergemin 3 binde kaldığını sövlediler. 1) Be-
nim de ek göstergemin diğer arkadaşlarım gibi 3 bin 600
olması gerekmez mi? 2) Almam gereken emekli aylığı ne
olmalıdır: (T.D.)
YANIT: 1) 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Yasası kapsamın-
da görev yapan, 'Öğretim Görevlisi. Okutmanlar, Diğer Öğretim Yar-
dımcılan'nın ek göstergeleri önce 418 sayılı Yasa Hükmünde Karar-
name ile 1 Ocak 1991 'den 1 Ocak 1995'e kadar 5 yıllık süre için be-
lirlenmiş ve kararname 11 Nisan 1990 günlü Resmi Gazete'de yayım-
lanmıştır. Daha sonra. bu ek göstergeler. 20 Mayıs 1995 günlü Res-
mi Gazete'nin 'Mükerrer' sayısında yayımlanan 527 sayılı Yasa Hük-
münde Kararname ile yeniden düzenlenmiştır. Bu düzenleme ile 1
Ocak 1995'ten geçerlı olarak, 1. dereceden aylık alan öğretim görev-
lilerinin ek göstergeleri 3 binden 3 bin 600'e yükselmiştir.
3 bin 600 olan bu yeni ek gösterge 1 Ocak 1995'ten önce emekli
olanlara uygulanacak mıdır?
Bu sorunun yanıtı 5434 sayılı TC Emekli Sandığı Yasası Ek Mad-
de 9'da açık olarak verilmiştir.
1 Mart 1969'da yürürlüğe giren bu madde ile 'barem, teşkilat, kad-
ro ve sair kanunlarda yapılacak değişiklikler sonunda aylık tutarla-
nnda husule gelecek yükselmeler, aynı rütbe, kadro unvanı ve dere-
ceden bağlanmış bulunan emekli, adi malullük ve vazife malullüğü
aylıklan ile dul ve yetim aylıklan hakkında da uygulanır.
Yasanın bu maddesi uyannca, 2914 sayılı Yüksek Öğrenim Perso-
nel Yasası'nda belirlenen ek göstergelerin yükselmesi sonucu oluşan
emekli aylıklanndaki artışın, eski emeklılere de a>Tien uygulamasını
gerektirir. 25 yıl üzerinden emekli olan bir öğretim görevlisine, %75
aylık bağlama oranından 52 milyon 880 bin lira emekli aylığı bağlan-
ması gerekir.
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
Antep'in Etrafı...
Moğolistan'da son seçimleri komünistler ka-
zandı. Geçen seçimleri yrtirmişlerdi, bunu kazan-
dılar. Moğolistan'dan Ingiltere kıyılarına kadar bir
sol dalgası gidiyor. Fransa'yı sardı, her taraf sol!
Başı, sağdan sola bir ivmeyle Tony Blair çekti.
Yirmi yıla yakın bir gecikmeyle Tony Blair öcünü
aldı. Ingiltere'de solcu olmak da, sağcı olmak da
doğaldır.
Iş onun "mirsad-ı ibref'ten temaşasında...
Seçim sonucu İKtidara kim geliyor?
Yıkıcı bir çoğunlukla Tony Blair geldi. Bu solun
zaferidir.
Dünya yeniden sola mı kayıyory?
Baksanıza Ingiltere'de öyle... Fransa'da öyle...
Moğolistan'da öyle...
Yıllarca önce Sovyet sosyalizmı çökmeye yüz
tutunca bir paniktir başlamıştı. Sovyet sosyalizmi
yıkılmaya yüz tutunca panik yayıldı. Sağ sol kav-
gası bitmiş sanıldı. Oysa sömürü bitmiş miydi ki
sol bitsin!
Ne zamanki sömürü biter, o zaman sol da biter.
Bir korkulan var şeriatçıhk. Ortalığı ondan temiz-
lemeye çalışıyoriar. Bu şeriatçıhk PKK'den de teh-
likeli. Onun için ordu el attı.
Son temizlikte 161 kişiyi attılar. Bunlann içinde
astsubaylar var, üç de albay atılıyor. Tehlike geç-
miş oluyor mu?
Atatürk'e hayran Iran Şahı Rıza Pehlevi ülke-
mize gelmişti. Gelmeden önce askerler eğitim gö-
rürlerdi. Bizim yaşta çocuklar da Halkevi'nin önün-
deki meydandan bakarlardı.
Askerier dizilirterdi, komutan komut verirdi:
"Silah hopike... Silah omza..."
"Yahşi kadem... Uygun adım..."
"Yek... Dü.... Se..."
Iran Şahı öylesine iri kıyımmış ki Halkevi'ne sığ-
mamış; değiştirmişler, yatacak yer yapmışlar. O
zamanın 30 binlik Ankarası hey!
Yeniliğe özeniyor diye, sonra bu şahı devirdiler.'
Sade bu şahı değil, Afgan Kralı'nı da sürmüşler-
di. Aradan zaman geçti, şahın oğlunu da iki kez
devirdiler. Sonra Mollalar dönemi açıldı. Humey-
ni İslam Cumhuriyeti kurdu.
İran'da son seçimler yapıldı.
Batı'ya açık iki yabancı dil bilen Hatemi cum-
hurbaşkanı oldu. Büyük birzafer kazandı. En bü-
yük zaferi kabineye kadın bir bakan alması oldu.
Bu Rafsancani'nin kızıydı.
Iran'da erkek eli kadın eline değemez, her 3 ki- •
şiden 1 'i açtır. Bizde Refah'ın muhalefet döne-
minde erkek elı kadın eline değmezdi. Yardımcı-.
sı kadın olunca ne yapsın Erbakan kadın eli tut-;
maya başladı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş,
Refah'ın kapatılmasını isteyince saldınlar da art-
tı. Güvenlik önlemi olarak savcının çevresini etten
duvarla ördüler. Bir yerden bir yere giderken et- s
ten duvarla birlikte gidiyor. ;
Birkaç yıldan beri susan Şevki Yılmaz yeniden!
azdı. Meclis'e, milletvekillerine, savcılara, beledi-j
yecilere, yeminlere, anayasaya yağdı, gürJedi.j
Durmadan suç duyurusu alıyor. Kovuşturmalar''
artınca altından nasıl kalkacak? Bir Sütçü imam
tuttumnuş gidiyor, Sütçü İmam da kurtaramaz.
Antep'in çevresi diyeceksiniz, "Antep'in çevresi
nicedir toz ile dumandır", "Göz gözü görmez.." \
Şimdi soralım: \
Dünya sola mı kayıyor? !
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9
SAĞA:
1/ Avrupa'dan
doğuya akınlar
yaparak Orta
Anadolu'ya
yerleşen ve bu
bölgeye adını
veren Kelt hal- 5
kı. 2/ Başıboş ^
gezen hayvan
sürüsü... Os- 7
manlılardagece
bekçısı. 3/ "Bir °
işı başka binne g
yükleme. başı-
na sarma" anlamında
argo sözcük. 4/ En kü-
çük izcı kuruluşu... Te-
levizyon camı. 5/ Bir
akışkanın boru ıçındekı
dolaşımını durdurmak
ya da serbest bırakmak
için kullanılan aygıt...
Dokumacılıkta mekikle
enıne atılan ıplîk. 6/
Gizlı yer. köşe bucak...
Duman lekesı. II Sulak
yerlerde yetişen ve sa-
pınm ucunda çok dekoratıf kadıfemsı bölümü bulunan bir
bitki... Hayat arkadaşı. 8/Pıyasayamal çıkartma işı... Ör-
değe benzer bir su kuşu. 9/Hububat tozu... Yardımcı.
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/Bodrum ve Datçayanmadalan arasındaki körfez... Ke-
nar süsü. 2/ "— Sevdası": Recaizade Mahmut Ekrem' ın
romanı... Sıkmtı. 3/Osmanlı döneminde, Istanbul'da ve
büyük lıman kentlerınde yaşayan ve tıcaretle uğraşan
azınlıklara verilen ad. 4/" — Gündüz": Onlü romancı-
mız... Altmın simgesini aldığı Latince adı. 5/Bir soru sö-
zü... Neodimelementinin simgesı. 61 Gevşemış. düzeni
bozulmuş... Üstü kapalı olarak anlatma. 7/Birbırine uy-
gun renk ve yapıda olan... Konut. 8/Birnota... Antalya'nın
bir ilçesi. 9/Zan... "Şener — " : Tiyatro ve sınemaoyun-
cumuz.
ISAZİLLİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
İLANENTEBLİGAT
DosyaNo: 1997/4
Borçlu: Fikret Sidar, Karaçay Mah. Sanayi Sitesi 257
Sok. No-18 Nazilli
Sıdkı Çal vekili Av Ayhan N. Ünal tarafindan yazılı
sözleşme ile kiralanan gayrimenkulün kıra süresi bıttığı
ahvalde tahliye hakkındaki icra takibi sırasında;
Yukandakı adresınıze gönderilen örnek 56 tahliye
emri tebhgatı bila ıade edilmiş ve yapılan zabıta tahkı-
katmda da başkaca adresiniz tespıt edılemediğınden
7201 sayılı Teblıgat Kanunu'nun 28 ve müteakip mad-
deleri gereğince kanunı süreye 15 gün ilave edılerek
tahliye emnnin ilanen tebliğine karar verilmiştir.
Işbu ilanın gazetede neşri tarihinden itibaren 30 gün
içinde yukandakı adrestekı gaynmenkulü tahliye etme-
niz. tahliye emrine diyeceğiniz veya kiranın yenilendi-
ğıne. uzatıldığma daır ıtırazlannız var ise 22 günde di-
lekçe veya sözlü olarak icra dairesine bildirmenız, müd-
detı içinde ıtıraz etmez veya kendiliğınızden tahliye et-
mezseniz ıcraen çıkanlacağınız. itirazınız kaldınlırsa
tcra ve Iflas K.'nin 273. maddesi gereğince zorla tahliye
olunacağınız. 56 örnek tahliye emrine kaim olmak
üzere ilanen teblığ ve ıhtar olunur. Basın: 22024