Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 HAZİRAN 1997 PAZAR
PAZAR KONUGU
'Avmpalı solcıüarkendinideğiştirdi'
Ş Türkiye. REFAHYOL hükümetinin istifası üzerine. iyice bir belirsizliğin
içine girdf Siyasilerimiz yeni ve yapıcı projeler üretmekten yoksun. Sadece altlanndaki
zemini sağlam tutmaya çalışıyorlar. Öte yandan Türk halkı, bir sis bulutu içinde önünü
göremiyor. Ama toplum kimin umurunda? Anh şanlı parti liderlerimiz hangi aritmetikle
nasıl iktidara gelirim, daha sonra da bana daha fazla yarayacak hangi seçim sistemiyle
seçimlere gidebilirim. kaygısı içinde. Eski Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller ise içte ve
dışta sıfırlanan itiban akJına bile gelmeden hâlâ hükümet pazarlıklan ve başbakanlık
hesaplan peşinde. Neyse ki ülkesini ve halkını düşünen vatansever insanlar da \ar. Bun-
lar projeler üretiyorlar. belli kademelere ulaşmaya. sağır kulaklara hitap etmeye
çalışıyorlar. Bu vatansever bir avuç insan içinde bir grup da son olarak "Demokratik
Cumhuriyet Programı" adını verdikleri bir yöntemler dizisi hazırladı. Türkiye'de
demokrasinin önünü açarak sorunlara çözüm getirmeyi amaçhyorlar. Onlann sözcüsü es-
ki CHP'li bakan ve milletvekillerinden Tarhan Erdem. Tarhan Erdem'le, "Demokratik
Cumhuriyet Programı", Türkiye'de solun geleceği ve siyasetin durumunu konuştuk.
SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU
1
İsterseniz Batı ve Türkiye 'deki sol hare-
ketten söz edelim. Batı'da ve Türkiye'deki sol ha-
rekette son yıllarda ciddi bir tıkanıklık varken ön-
ce Ingiltere 'de, sonra da Fransa 'da son seçimleri
merkez solpartiler kazandu Almanya 'da da oyol-
da bir eğilim belirdiği haberleri var. Bunun,
ABD 'nin YeniDünya Diizenidoğrultusunda bir sol
hareket olduğu da biliniyor. Sizce bu nasılbir sol?
ERDEM - Ben Ingıltere'yı öteki ülkelere kıyas-
la daha iyı biliyorum. Ingiîtere'de kazanan, solun
modifiye olmuş, değişmiş biçimi Sol olmak. solcu
olmak zaten bir anlamda değişim önermektir.
Oradakı solcular, önce kendilerini değiştirdiler,
zamana uydurdular Aslında bence Ingiltere'de ka-
zanan sol değıl. Ingiltere'de de Fransa'da da kaza-
nan muhalefet. Eşit zamanlı olmasının nedeni. ikı-
sınin de sol olmasından değıl, ıkisınin de muhale-
fet olmasından kaynaklanıyor
19601ar sonrasında liberal ekonomılergüçlendı.
bunun üzerine Avrupa ülkelennde iktidarlaroluştu.
Şimdi. bu ıktıdarlara muhalefet ortaya çıktı. Yanı dar
gelirlilere hassas olan iktıdarlar oluşuyor.
Peki, Türkiye 'de solun son zamanlarda
destek oranınt arttırmasım nasıl değerlendiriyor-
sunuz?
ERDEM - Bence Türkiye de böyle olacaktır. A-
ma bız kendi memleketimizde kendisine sol diyen-
lerin ne olduklanm iyi görmemiz lazım. "Ben sol-
cuyum" dıyor \e meseleyi bıtınyor.
Oysa önce programını söylemesı lazım. Sonra
bizler ona "Bu solcudur" demeliyiz.
Bir şeyler söylemelerı lazım. Ö dedıkleri de ucu,
başi belli. ölçülebılır şeyler olmalı. Kendisini ta-
nımlamışolmasıgerekır. "Ben Türk işçisinin huztır
verefahıiçin çahşacağun" demek, hıçbır şey demek
değildir. Ne yapacağını anlatması lazım. Türkıye'de
sosyal güvenlık, hemen hemen kalmamışdurumda-
dır. On beş milyon lira emekli maaşı. maaş degildır.
Mevcut partılerin hepsı sosyal güvenlık için ne ya-
pacaklannı kendini tammlayan beş-altı madde için-
de yazmalıdırlar. Ona karşı da vatandaş, "Bu solcu,
bu sağcı" diyebilmelidir. Oysa bu partiler önce ken-
dilen için "Biz merkez sağdayız, biz merkez solda-
yız" diyorlar, sonra da solculuk yapması gereken
sağcılık, sağcı olması gereken de solculuk yapıyor.
^^•^^^ Refah 'm sosyaldemokratlann söylemiy-
le iktidara taşmması gibi mi?
ERDEM - Evet, düzene karşı muhalefet etti. A-
ma o sıralarda sol diye bilınen partiler, düzene mu-
halefet etmiyorlar, düzenin bir parçası olduklanm
güçlendırmek istiyorlardı. Bugünkü CHP. iktidarın
ortağıydı ve Türkiye'de ıleride çocuklanmızın ha-
tırlamak istemeyecekleri bir dönemin ortaklıgını
yaptı. Ben çocuklarımızın. torunlanmızın 1991-95
arası dönemi hatırlamak istediklerinı hıç sanmıyo-
rum. Torunumun, Tansu Hanım'ın başbakanlığ'ını
hatırlamak isteyeceğini düşünemiyorum bile.
Bugün "sol" olduğunu iddıa eden insanlar da o
dönemin mimandır. O dönem, başlı başına tanhi bir
hataydı. diye düşünüyorum.
i ^ ^ " ^ " O hatalardan ders aldılar mı sizce?
ERDEM - Almış görünmüyorlar. Benim 20-30
yıldır Türkıye'de gördüğüm gerçek şu: Politika ya-
panlar sabah kalkıyorlar. halka ne söyleyeceklenni
düşünüyorlar. ne yapacaklannı değil... Halkın talep-
lerinın, ısteklerının farkında değiller. Bu kadar çok
konuşan ınsanın ne okumaya. ne düşünmeye vakti
vardır. Çünkü düşünmek bir iştir. Ben bizim polıtı-
kacılann bu ışi yapmaya vakitleri olduğunu görmü-
yorum Her gün, üstelik günde üç kere konuşuyor-
lar \e aynı şeyleri söylüyorlar. Türkıye'de sekız yıl-
lık eğitim meselesi çıktı. Türkiye'de sekiz yıllık eğı-
tim, bir Milli Eğitim bakanının. bir hükümetin ya
da Milli Güvenlık Kurulu'nun karanyla uygulama-
ya konulabilir mi. böyle bir şey düşünülebilir mi?
Türk aydıtıı, Türk politikacıları aylardan beri bunu
bir karar meselesi olarak görüyor. Türkiye'de 62 bin
tane okul var. Bunlann 12 binden fazlası tek ders-
hanelı. bir o kadan da tek öğretmenlı. Şimdi siz bu
62 bın okulu sekiz sınıflı, en az sekiz öğretmenli ha-
le getireceksiniz. Bunun için de tek bir karar ihtiya-
cmda olduğunuzu sanıyorsunuz Tartışmanız da o
karann üretimiyie ilgili. Böyle bir şey düşünülebi-
lir mi? Köy Enstitüleri'ne geçerken Köy Enstıtüle-
ri Kanunu çıkmadan önce yapılan çalışmalan. ga-
zetelere geçenleri okuyun. Öradan eğitim karannın
ne demek olduğunu göreceksiniz. Biz şu anda Tür-
kiye'de ilkokul dönemindekı 5-6 milyonun üzerin-
de olan öğrenci sayısından söz edıyoruz. Konuştu-
ğumuz konu bu kadar büyük. ama bız sanıyoruz ki
karar venlecek ve ış bitecek Böyle şey olur mu?
Ben burada Türkıye'nin meselelerinın karar ver-
mekten ibaret olmadığını anlatmaya çalışıyorum.
m
^^^mm
Böyle bir hakları da var mı?
ERDEM - Evet. böyle bir haklan da var mı diye
sormak lazım. Bakın, hastanelere yeşıl kart çıkar-
dılar. Ne oldu yeşıl kart? Yeşıl kart yatak sayısını mı
arttırdı. yoksa Türkıye'de doktor sayısını mı arttır-
dı. teçhızatı mı arttırdı? Hastanenin. teçhızatın ve
doktorun dağılımında adaleti mi sağladı? Türki-
ye'nin sağlık sıstemı bu kadar basite indirgenebilir
mı? Bir dönem koalısyona gırmış. kendine sol di-
yen bir partinın bakanı emekli yaşının azaltılması
mücadeiesinı vermiştı. Bu.dünyanın hangi ülkesın-
de görülmüştür0
Bu adama da "sol" denebilir mi?
Birisi "sol" deyınce isyan etmemın. tepemin atma-
sının nedenleri bunlar
Her şeyın saygıdeğer tarafı olduğu gibı solun da
saygıdeğertarafı var.
Türkiye'nın meselelen kararla. bir kanun madde-
siyle, bir adamın sözüyle düzelebılecek meseleler
değildir. Hepsı bırbırıyie ılgılidır. hepsinın çözümü
vardır. Türkiye'nın imkânları. Türkiye'nin sorunla-
nnı çözer. Amaçözmek için hepsinı birlikte bir ma-
saya koyacaksınız. başınızı ikı elinızın arasına ko-
yup o imkânlannıza bakacaksınız. sorunlarınıza ba-
kacaksınız, ilişkılerinı göreceksiniz \e onlann ıçın-
de hepsıne birlikte bakmış projelen tartışmaya baş-
layacaksınız Biz bu tartışma noktasına gelmedık.
Bız. kolay veucuzyollaranyoruz. Başkanlık sıste-
TARHAN ERDEM
Yükseköğrenimini Istanbul Teknik
Üniversitesi nde tamamladı. Şeker
Fabrikalan AŞ, TÜPRAŞ, Şişe Cam
AŞ'de çahştı. CHPde 27 yü her
kademede aralıksız görev yaptı.
1977 seçimlerinde CHP'den milletvekili
seçildi. Bülent Ecevit 'in güvenoyu
alamayan hükümeünde Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı vaptı.
1980 12 Eylül darbesiyle
milletvekilliği son hıddıı. Yeniden Şişe
Cam AŞdeki görevine döndü.
Şimdilerde Doğan Şirketler
Gnıbu 'nda üst düzey yönetici
olarak çahşıyor.
meyin deniliyor...
ERDEM - Neden, bilıyor musunuz? Çünkü insan-
lann düşünmesı işlerine gelmıyorda ondan. Herkes
ve kendimizın karşısında olan için de düşünceyi ser-
best hale getirmemiz lazım. Düşünce dedığinizde de
onun örgütlenebilmesi. kendini ifade edebilmesi.
siyasi olarak örgütlenebilmesi gerek. Demekler Ka-
nunu, Basın Kanunu. Toplantı ve Gösteri Yürüyüş-
leri Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu. bugünkü
halleriyle durduğu sürece Türkiye'de düşünce öz-
gürlüğü var denemez.
Işık Yurtçu'nun cezaevinden çıkmasını sağlaya-
cak bir yasa taslağı konusunda Türkiye Gazetecıler
Cemiyetf nden bir yazı aldım. Işık Yurtçu bir yazı-
ışlerı müdürüydü Neden hapıste? Çünkü beyazın
üzenne sıyah bazı düşüncelen gazetesınde yayım-
ladığı için... Bu insanın. sılahlıeylemçağnsı yapan
biryazı yazdığını hiç sanmıyorum. Şiddetı savun-
madığı v e övmediği sürece düşünceye sınır koymak
bence yanlıştır. Işte. demokrasinin önündekı engel-
leri kaldınnadığınız sürece Türkiye'nin meseleleri-
ni tartışamayız. Çünku halkın ısteklen ortaya çıka-
mıyor. Halkın isteklen talep haline dönüşmüyor.
Halkın isteklen talep haline gelmeden de bu proje-
ler konuşulamaz. Konuşulan demagoiidir; nutuklar
konuşuluyor. olmadık istismarlar konuşuluyor.
Siy asıPartıler Kanunu. "Anavasadaki ilkelereay-
kın bazı amaç güden siyasi partiler kapaülır" dıyor.
Burada önce RP'ye söylemek ıstiyorum. RP'nin ak-
lı şımdı mi başına geldı? Bu kanun 1983 'ten beri var.
Üstelik bu kanun ilk kez kendisine uygulanmıyor.
O zaman aklı neredevdi? Bir siyasi parti anayasava
aykın amaç güdemezse neden siyasi partiler kuru-
luyor0
Anayasadakı bütün hükümlere uyan partiler
bırbinnden farksız hale gelır. Ha, fark vardır O fark
ıstısmardır, yalancılıktan ıbarettir. Ben anayasayı
değiştırmek için parti kurmalıyım. bundan daha do-
ğal bir şey yok ki... Yani. demokrasıyi tamamlaya-
bilsek bu talepler ortaya çıkacak. bunlar ortaya çık-
tığında da biz böyle projeleri tartışabilır hale gele-
ceğız. Türkıye'nın önemli sorunu siyasal hayatın
tabıileştirilmesı zorunluluğudur. Buoluncabazı ta-
lepler ortaya çıkacak, siyaset adamı da bu taleplere
cevap vermek zorunda kalacaktır. Bugün böyle bir
talep olmadığı için siyaset adamı buna kendini uy-
durma durumunda olmuyor.
Türkiye 'desol 1970 'hyıllardayaptığı ina-
mlmaz çıkıştan sonra baş aşağı gitti. Sizce bunun
nedeni nedir?
ERDF ' - Solun çıkışının gensinde Atatürk ve
İsmetPaşanın yarattıklan ÇHP vardır. O CHP. top-
luma hep ileride bir hedef göstermişti. Toplumu bir
basamak daha yukan çıkarmak için iliklerine kadar
çekmeye çalışmıştır. İnsanlar da onun değenni 40-
mi dıyoruz. Başkanlık sistemi olunca Türkiye'nın
enerji santrallarının say ısı birdenbire ıki mıslıne mı
çıkacak"1
Doktor sayısı mı artacak? Sosyal güven-
lık kurumlanna para mı yağacak11
Öğretmenlerin
kalıtesı mı y ükselecek? Dağ başlanndaki 36 bın kö-
ye okul mu yapılacak17
Yok böy le şey. Ben, başkan-
lık sistemıni tartışmayalım demiyorum. Ama. baş-
kanlık sistemini sihirİi değnek sanıyoruz. Ya da se-
çım sistemi... \'üzde 10 barajı getirdiniz. 1995 se-
çimlennde mertebe olarak 4.5 milyon oyu hesaba
almadınız: bu nedenle 4.5 milyon ınsanın Meclts'te
temsilcısı olmadı. Türkiye bunalımdan mı çıktı0
Hay ır. Türkiye iyı mi yönetıldr7
Hayır. Seçım siste-
mi insanlann nasıl oy vereceğıni tayin eden \e on-
lann sandalyeye dönüşümünü belırleyen y öntemdir.
Türkiye'nin meseleleriyle de hiçbır ılgısı yoktur.
Önce bu ucuz yolu bırakmak lazım İşte. Demokra-
tik Cumhunyet Programı. tam bu noktada başla-
maktadır. Bız. Demokratik Cumhunyet Programı
metodunu uygulamalıyız.
Önümüzdeki dönem Türk seçmeninin
oyu hangiyönde olur?
ERDEM - Türk seçmeninin bugüne kadar sol ve
sağ diye oy verdığinı sanmıyorum. Bugün varmış
olduğumuz noktada. Türk halkı bu karmaşayı gör-
müştür. Gördüğü bu karmaşadan çıkacaktır Nasıl
çıkacağını bilmem. ama çıkacaktır. Demokrasinin
önündeki engelleri kaldırabılsek halk. RP'nin dinı
siyasete alet etmesinin cezasını verecektır. Ama RP.
nasıl özgürlüğü sadece kendısı için ıstıyorsa kendi
partisi ıçın kapatma davası açılınca Siyasi Partiler
Kanunu'ndakı yanlış maddeler aklına gelıyorsa o-
nun karşısındakıler de sadece kendıleri ıçın özgür-
lük ıstiyorlar. Oysa özgürlük hepımize lazım. Her-
kes özgürlüğünü kullanırken derahatsızolmamalı-
yız. Bugün sanıyorum 50'nin üzennde gazetecı ce-
zaevlerinde yatıyor. Şiddetı savunmadığı, özendır-
medıği sürece bir düşüncenın suç sayılmasını ben
anlamıyorum. Ama bız böyle bir ülkede yaşıyoruz.
Bız düşünceden suç üretmişiz.
Demek ki Türkiye 'de insanlara, düşün-
50 yılda görmüşlerdır. Bunun ardında Bülent Ece-
\it"in "Ortanın solu" sloganıy la başlayan çok başa-
nlı bir halkla ilişkiler uygulaması gelmiştir. Süley-
man Demirel'in iktidarda yıpranması ve gayet tabıi
12 Mart müdahalesınin halkta uy andırdığı tepki bir-
leşince yüzde 40'lara kadar varan bir oy patlaması
oldu Ama bunun hepsini "sol" diye kabul etmemek
lazım Bunun içinde Cumhuriyetçiler. yelpazenin
solundakıler. bir de CHP'nin dev let kurmuş olma-
sına güven duyanlar vardır. Yani halk bir değişim
talebıni aynı zamanda bir güvenceyle birlikte gör-
mek ister. Çünkü o değişim talebı toplumu baş aşa-
ğı da edebilir. CHP'nin geçmişi. bu halka bu güven-
ceyi verdı. 197
8"de azınlık hükümetini kurarken dı-
şarıdan da 10 bakan aldı. Tabii bu hükümet başan-
sız oldu. O başarısızhk halkı bir kaşık yağa muhtaç
hale getırdi. O nedenle 1983 seçimlerinde Halkçı
Parti yüzde 32 oy aldı. Demek ki bu hatanın CHP
kurumuna kaybı yüzde 15'ler dolayında olmuştur.
Şu anda da o kayıpla devam etmektedir. CHP ve D-
SP oylarının toplamı hâlâ yüzde 25'ler, 26'lardola-
vındadır.
Türkiye
arayış
içinde• • ^ Siz 1992'den buyana "Demokratik Cumhu-
riyetProgramı"üzerindeçalışıyorsunuz- Bu "Demok-
ratik Cumhuriyet Programı "fikri nasıl oluştu?
ERDEM - Biz birkaç arkadas, 1992'den önce de
"Demokratik Kanlımcılar Girişimi" ismi altında bir
çalışmayapıyorduk. O çalışmalar "Sivil Demokratik-
leşme Programı" başlığıyla yayımlandu Onun ardın-
dan başka birprogram yapılması gereği duyuldu.
Bu çalışmalar, bugün 4. basısı yapılan "Demokra-
tik Cumhuriyet Programı", Türkiye İçin Değişme ve
Yenileşme Politikaları kitabı haline dönüştü.
1992 ilkbahannda CHP'ninyeniden açümasına im-
kân veren kanun çıkmıştu Bunun üzerine biz, "Acaba
CHP 'ye birproje üretebilir miyiz " dediL îlk toplantı-
larımızda bunun öyle kolay bir şey olmadığını gördük.
İlk toplantı, nisan ayındaydu Bu çalışmaların eylül
ayına yetişmeyeceğini anladık, ama "Buluşmuşken
biz bu çalışmalarımıza devam edelim " dedik.
İlk kitapçık 1994 'te çıktu
Şu anda da tutarlılığı olan, Türkiye 'nin meseleleri-
nin bütününü gören birpprogram haline dönüştü sa-
nıyorum. Bunun kimseye bir faydası yoksa bize çok
faydası oldu.
••^•^ Peki, bu çalışmanın sonuçları, program ha-
yata geçirilebilecek mi?
ERDEM - Belki bu sözlerim iddialı olacak, ama
böyle bir yaklaşım hayata geçirilemezse, Türkiye, bu
bocalamadan kurtulamaz- Şimdi Türkiye'de zaman
zaman başlıkları tartışıyoruz. Başlıklar birbiriyle çok
ilgili olduğu gibi çok ufak gördüğünüz meselelerle de
ilgüidir.
Biz, Türkiye'deyaşıyoruz. Bu Türkiye, 65milyon in-
san. Bu topİumun bir genetiği var. Bu genetiğin dışı-
na çıkaramazstnız. O haldeprojenizin bu genetiğe uy-
gun olması, hepsini de bütünüyle görmesi lazım.
Bu kitaptayazdıklanmız ulaşılmasıgereken birnok-
ladır, amaçtır, hedeftir.
Bulunulan noktadan oraya nasılgeçilecek?
ERDEM - Bunlann birkısmı hemenyapılabilir. Bir
kısmt için geçişprojeleri üretmek gerekir. Biz de artık
tam o noktadayız. Şüphesizgeçiş politikaları üretmek
lazım. Ama önceprensibini bütünüyletartışmalı ve bü-
tünüyle görmeliyiz.
Son haftalarda çok ciddi sistem tartışmalan
başlatıldu Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
ERDEM - Türkiye bir arayış içinde. Bu konularda
toplanttlaryapılıyor. Bu ay içinde ben, üç tanesine ka-
tıldım. Yalnız söylemem gereken şey, bu arayışta kolay
yolu aradığımızdır. Oysa Türkiye 'nin problemi kolay
değildir. Bu zorluğunu bilerek mağlup olmamak lazım.
Tam tersine, zordurama kolayyol biziyanlışagötürür
mantığım benimsememiz gerekiyor.
Seçim sistemiya da başkanlık sistemini konuşarak
bir tek cümleyle çözeceğiz sanılıyor. Türkiye 'nin me-
seleleri seçim sistemiyle çözülmez. Seçim sistemiyle
oynamamak lazım.
Seçim sistemiyle Türkiye 'de barajı kaldırmak gere-
kir düşüncesi doğrudur. Ama seçim sistemiyle mutla-
ka uğraşmak gerekiyorsa bir kere uğraşalım ve bitire-
lim. Seçim sistemini değiştirerek problemlerden kur-
tulacağız, RP'nin yüzde 20 oyunun önüne geçeceğiz
gibi düşünceleryanlıştır. RP bir siyasal eğilimdir.
Türkiye 'de demokrasiden önce de İslamcılık akımı
vardı, cumhuriyetten önce de vardı, hemen iddia ede-
bilirim ki SOyılsonra da olacaktır. Seçim sisteminide-
ğiştirerek İslami görüşlerin siyaseti etkilemesini iste-
yenlerin ortadan kaldırtlması mümkün değildir. Bu-
na karşıysanız kendifıkrinizi söyleyerek halkımzı ik-
na ederek mücadele edersiıüz. Bir gün yönetici olur-
sanız onlann varlığını da kabul etmelisiniz.
Bugünkü problemimiz onlann sizin varlığımzı ka-
bul etmemelerinden kaynaklanıyor. Erbakan her yö-
neticiiçin doğru olmayan bir şeyi uyguladığı için Tür-
kiye 'yibu noktayagetirdi Erbakan, iktidarageldiği za-
man kendifıkirlerini dayatırsa Türkiye 'yiyönetebile-
ceğini sandı. Oysa var olan eğilimleri dikkate alıp,
mevcuteğilimlerin bileşkesiolarakyönetmesi gerekir-
di Demokratik Cumhuriyet Programı, işte böyle bir
meselenin bütününü sade bir akılla çözmeyi amaç-
lamaktadır ve çok özgündür; hiçbiryerden kopya çe-
kilmemiştir. İnanıyorum ki burada Türkiye 'nin mese-
lelerine de çözüm bulunmuştur.
'Hcdkın sağduyusuyla oynamamah'
Eski duruma nasıl geli-
nebilir?
ERDEM - Ben. çok güven v eren
bir lıder. bunu eski durumuna ge-
tirebilirdiye düşünüyorum. Çekir-
dek oylann üzerine sokaktakı hal-
kın oylannı eklemek lazım. Şu an-
da Türkiye'de güven veren bir lider
olmadığı için oylar yüzde 15-20 da-
ğılıyor. Türkiye'de güven veren bir
lider olduğu anda o partinin oylan
yüzde 40'lara çıkar.
^•^•i Yani yeni bir lidere mi
gerek var?
ERDEM -Ev et. öyle. Seçim sis-
temini ne yaparsanız yapın, bu li-
derler Türkıye'dekı oyları yüzde
25'lerin üzerine taşıyamaz.
Ben RP'nin, hele bu macerasın-
dan sonra çok yüksek oy alacağına
inanmıyorum. Hatta oy oranı düş-
tü. diye düşünüyorum.T
oplumu bu
kadar karmaşaya götüren. kurum-
ları bu kadar birbiriyle karşı karşı-
ya getiren bir partiye Türk halkının
hâlâ oy vermeye devam edeceğine
ıhtimal vermiyorum.
Öbür partilere de oy veremez.
çünkü onlann da liderlerıne prog-
ramlanna tam güvenemıyor. Gü-
ven veren ve Türkiye'ye iyi proje-
ler sunan bir lider oîsa oy lar ınanıl-
mayacak hızla artar ve inanılma-
yacak hızla sonuç alınır.
Çünkü biraz önce sözünü ettiğı-
nız gibi dünya ortamı çok elvenş-
lı. Türkiye'nin güçlenmesinden ya-
ran olan pek çok Batı dev letı var.
Türkiye. şu anda bir dar geçıtten
geçiyor. Hükümet hayatında halkı
yok varsayarak oynanan oyunlar.
insanlann geçmişlerıni bu kadar
yok saymak, bu halkın öz karakte-
rine aykın düşen işler yapılmasını
biz doğal görebıliriz. ama doğal de-
ğil-
Ben halkın bunu gördüğünü sa-
nıyorum Halkın sağduyusuyla bu
kadar oynamamak lazım.
Bunlar. sonunda yaptıklannın
sonucunu göreceklerdir. Bugün bu
oyunun içinde olanların hepsi ile-
ride acı birtecrübeyaşayacaklardır.
Dilerim sadece tecrübe olur, ama
sonları da olabilir Örneğın ben
Tansu Hanım'ın. kendi sonunu ha-
zırladığını sanıyorum. En azından
ona inanmak istiyorum.
M ^ H İ H Le Mondegazetesinin 13
haziran tarihli sayısında, dünya-
da bugün 1.3 milyar kişinin gün-
de 1 dolardan az birparayla geçin-
meye çalıştığı belirtiliyordu. Böy-
le bir dünyada solculuk nastl ol-
malı?
ERDEM - Ben genç olsaydım.
bu söyledığinızin Türkiye'ye uy-
gulanmasından heyecan duyarak
çalışmak ısterdım. Yani, bu 1.3 mıl-
yar insanın belli bir mılyonlan da
burada yaşıyor. bu insanlann bir
bölümü zaten bulunduklan ülke-
lerde o koşullarda yaşamışlar ve
daha iyısını de görmemişler. Ama
Türkiye'de öyle değil. Bızdeki in-
sanlar hükümet politikaları nede-
niyle daha da yoksulluğa itilmiş-
ler.
Türkiye'de bır ıstatistikte yok-
sullann sayısının daha arttığı. bu-
na karşılık zengınlenn daha da zen-
gınleştıklen ve ımkânlannın arttı-
ğı belinılıyor.
Ben zengınlenn daha zenginleş-
mesiyle ılgılenmıyorum. Benim
ıçın yoksulların daha yoksullaşma-
sı önemli. Burada en önemlısi de
orta sınıfın azalması
Türkiye 'nin ihtiyacını kim
dile getirirse iktidara gelir• ^ ^ • ^ Peki, Avrupa 'daki yeni sol
akım Türkiye 'yi etkiler mi?
ERDEM -Türkiye Avrupa'dan hiçbir
şeyi ıthal edemez. solu da ithal edemez
Ingiltere"de Işçi Partisi. Fransa'da sosya-
listler. daha önce de Italya'da Zeytin Da-
lı Birlıği seçimlen kazandı. Ama Türki-
ye'de. en çok ihtıyaç duyduğumuz dö-
nemde zeytin dalı birliği sağlanamadı.
Keşke o zaman Türkiye'nin demokratik
güçleri birleşip bır şey yapabilselerdi.
Hiçbir şey orada olduğu gibi burada
olmayacak. Türkiye'nın bır ihtıyacı var.
Bu ihtiyacı kım dile getirebilirse o in-
sanlar iktidara gelır. Ben şu anda böyle
bır söylem görmüyorum.
Bu noktada size birsorum var.
Cnlü düşünür Maurice Duverger, 40
yıl önce "İktidara gelebilecek bir parti
gerçekçi olmak zorundadır. Programı
gerçekçilik testine tabi tutulabilir. Yapa-
cağı her türlü demagoji bir gün kendi-
sine geri tepebilir" diye yazmış. Siz bu
bağlamda DYP ve RP 'yinasü değerlen-
diriyorsunuz ?
ERDEM - Duverger'in "Geri teper"
öngörüsü Türkiye'de gerçekleşiyor. ge-
ri tepiyor. Bizimkiler seçim öncesi, ya
da muhalefetteyken pek çok şey vaat
ediyor. iktidara geldiklerinde ya da ik-
tidara ortak olduklarında son yıllann
moda deyimıyle "Her dediğimizi yapa-
mayız, çünkü koalisyondavız" diyorlar.
Peki. kardeşim biz seni o koalisyona si-
lah zoruyla mı soktuk? Sen, koalisyona
girerken vazgeçmeyeceğin prensiplen-
ni kabul ettirebılmen lazımdır.
RP - DYP. daha önce de CHP-
DYP'nin temel ilkelennden fedakârlık
etmeden koalisyona girmeleri gerekirdi.
Türkiye'de verilen sözlerin turulmadı-
ğında geri tepmemesınin sebebi Türki-
ye'nin eğitimi meselesıdır.
Türkiye'de verilen sözler zaten hafı-
zalarda değil. Onu bilen insanlar da her
gün yalan söylemekten çekinmezler.
Duverger, o sözleri başka bir toplum için
söylemiştir; Türk toplumu için geçerli
değildir.
Erbakan'ın üç ay içinde söyledikleri-
nı alt alta koyun, kendisi bile hayret
eder Tansu Hanım'ın beş gün içinde
söyledıklennı alt alta koyarsanız kendi-
si bile hayret eder.