27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 HAZİRAN 1997 PAZAR PAZAR KONUGU 'Avmpalı solcıüarkendinideğiştirdi' Ş Türkiye. REFAHYOL hükümetinin istifası üzerine. iyice bir belirsizliğin içine girdf Siyasilerimiz yeni ve yapıcı projeler üretmekten yoksun. Sadece altlanndaki zemini sağlam tutmaya çalışıyorlar. Öte yandan Türk halkı, bir sis bulutu içinde önünü göremiyor. Ama toplum kimin umurunda? Anh şanlı parti liderlerimiz hangi aritmetikle nasıl iktidara gelirim, daha sonra da bana daha fazla yarayacak hangi seçim sistemiyle seçimlere gidebilirim. kaygısı içinde. Eski Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller ise içte ve dışta sıfırlanan itiban akJına bile gelmeden hâlâ hükümet pazarlıklan ve başbakanlık hesaplan peşinde. Neyse ki ülkesini ve halkını düşünen vatansever insanlar da \ar. Bun- lar projeler üretiyorlar. belli kademelere ulaşmaya. sağır kulaklara hitap etmeye çalışıyorlar. Bu vatansever bir avuç insan içinde bir grup da son olarak "Demokratik Cumhuriyet Programı" adını verdikleri bir yöntemler dizisi hazırladı. Türkiye'de demokrasinin önünü açarak sorunlara çözüm getirmeyi amaçhyorlar. Onlann sözcüsü es- ki CHP'li bakan ve milletvekillerinden Tarhan Erdem. Tarhan Erdem'le, "Demokratik Cumhuriyet Programı", Türkiye'de solun geleceği ve siyasetin durumunu konuştuk. SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU 1 İsterseniz Batı ve Türkiye 'deki sol hare- ketten söz edelim. Batı'da ve Türkiye'deki sol ha- rekette son yıllarda ciddi bir tıkanıklık varken ön- ce Ingiltere 'de, sonra da Fransa 'da son seçimleri merkez solpartiler kazandu Almanya 'da da oyol- da bir eğilim belirdiği haberleri var. Bunun, ABD 'nin YeniDünya Diizenidoğrultusunda bir sol hareket olduğu da biliniyor. Sizce bu nasılbir sol? ERDEM - Ben Ingıltere'yı öteki ülkelere kıyas- la daha iyı biliyorum. Ingiîtere'de kazanan, solun modifiye olmuş, değişmiş biçimi Sol olmak. solcu olmak zaten bir anlamda değişim önermektir. Oradakı solcular, önce kendilerini değiştirdiler, zamana uydurdular Aslında bence Ingiltere'de ka- zanan sol değıl. Ingiltere'de de Fransa'da da kaza- nan muhalefet. Eşit zamanlı olmasının nedeni. ikı- sınin de sol olmasından değıl, ıkisınin de muhale- fet olmasından kaynaklanıyor 19601ar sonrasında liberal ekonomılergüçlendı. bunun üzerine Avrupa ülkelennde iktidarlaroluştu. Şimdi. bu ıktıdarlara muhalefet ortaya çıktı. Yanı dar gelirlilere hassas olan iktıdarlar oluşuyor. Peki, Türkiye 'de solun son zamanlarda destek oranınt arttırmasım nasıl değerlendiriyor- sunuz? ERDEM - Bence Türkiye de böyle olacaktır. A- ma bız kendi memleketimizde kendisine sol diyen- lerin ne olduklanm iyi görmemiz lazım. "Ben sol- cuyum" dıyor \e meseleyi bıtınyor. Oysa önce programını söylemesı lazım. Sonra bizler ona "Bu solcudur" demeliyiz. Bir şeyler söylemelerı lazım. Ö dedıkleri de ucu, başi belli. ölçülebılır şeyler olmalı. Kendisini ta- nımlamışolmasıgerekır. "Ben Türk işçisinin huztır verefahıiçin çahşacağun" demek, hıçbır şey demek değildir. Ne yapacağını anlatması lazım. Türkıye'de sosyal güvenlık, hemen hemen kalmamışdurumda- dır. On beş milyon lira emekli maaşı. maaş degildır. Mevcut partılerin hepsı sosyal güvenlık için ne ya- pacaklannı kendini tammlayan beş-altı madde için- de yazmalıdırlar. Ona karşı da vatandaş, "Bu solcu, bu sağcı" diyebilmelidir. Oysa bu partiler önce ken- dilen için "Biz merkez sağdayız, biz merkez solda- yız" diyorlar, sonra da solculuk yapması gereken sağcılık, sağcı olması gereken de solculuk yapıyor. ^^•^^^ Refah 'm sosyaldemokratlann söylemiy- le iktidara taşmması gibi mi? ERDEM - Evet, düzene karşı muhalefet etti. A- ma o sıralarda sol diye bilınen partiler, düzene mu- halefet etmiyorlar, düzenin bir parçası olduklanm güçlendırmek istiyorlardı. Bugünkü CHP. iktidarın ortağıydı ve Türkiye'de ıleride çocuklanmızın ha- tırlamak istemeyecekleri bir dönemin ortaklıgını yaptı. Ben çocuklarımızın. torunlanmızın 1991-95 arası dönemi hatırlamak istediklerinı hıç sanmıyo- rum. Torunumun, Tansu Hanım'ın başbakanlığ'ını hatırlamak isteyeceğini düşünemiyorum bile. Bugün "sol" olduğunu iddıa eden insanlar da o dönemin mimandır. O dönem, başlı başına tanhi bir hataydı. diye düşünüyorum. i ^ ^ " ^ " O hatalardan ders aldılar mı sizce? ERDEM - Almış görünmüyorlar. Benim 20-30 yıldır Türkıye'de gördüğüm gerçek şu: Politika ya- panlar sabah kalkıyorlar. halka ne söyleyeceklenni düşünüyorlar. ne yapacaklannı değil... Halkın talep- lerinın, ısteklerının farkında değiller. Bu kadar çok konuşan ınsanın ne okumaya. ne düşünmeye vakti vardır. Çünkü düşünmek bir iştir. Ben bizim polıtı- kacılann bu ışi yapmaya vakitleri olduğunu görmü- yorum Her gün, üstelik günde üç kere konuşuyor- lar \e aynı şeyleri söylüyorlar. Türkıye'de sekız yıl- lık eğitim meselesi çıktı. Türkiye'de sekiz yıllık eğı- tim, bir Milli Eğitim bakanının. bir hükümetin ya da Milli Güvenlık Kurulu'nun karanyla uygulama- ya konulabilir mi. böyle bir şey düşünülebilir mi? Türk aydıtıı, Türk politikacıları aylardan beri bunu bir karar meselesi olarak görüyor. Türkiye'de 62 bin tane okul var. Bunlann 12 binden fazlası tek ders- hanelı. bir o kadan da tek öğretmenlı. Şimdi siz bu 62 bın okulu sekiz sınıflı, en az sekiz öğretmenli ha- le getireceksiniz. Bunun için de tek bir karar ihtiya- cmda olduğunuzu sanıyorsunuz Tartışmanız da o karann üretimiyie ilgili. Böyle bir şey düşünülebi- lir mi? Köy Enstitüleri'ne geçerken Köy Enstıtüle- ri Kanunu çıkmadan önce yapılan çalışmalan. ga- zetelere geçenleri okuyun. Öradan eğitim karannın ne demek olduğunu göreceksiniz. Biz şu anda Tür- kiye'de ilkokul dönemindekı 5-6 milyonun üzerin- de olan öğrenci sayısından söz edıyoruz. Konuştu- ğumuz konu bu kadar büyük. ama bız sanıyoruz ki karar venlecek ve ış bitecek Böyle şey olur mu? Ben burada Türkıye'nin meselelerinın karar ver- mekten ibaret olmadığını anlatmaya çalışıyorum. m ^^^mm Böyle bir hakları da var mı? ERDEM - Evet. böyle bir haklan da var mı diye sormak lazım. Bakın, hastanelere yeşıl kart çıkar- dılar. Ne oldu yeşıl kart? Yeşıl kart yatak sayısını mı arttırdı. yoksa Türkıye'de doktor sayısını mı arttır- dı. teçhızatı mı arttırdı? Hastanenin. teçhızatın ve doktorun dağılımında adaleti mi sağladı? Türki- ye'nin sağlık sıstemı bu kadar basite indirgenebilir mı? Bir dönem koalısyona gırmış. kendine sol di- yen bir partinın bakanı emekli yaşının azaltılması mücadeiesinı vermiştı. Bu.dünyanın hangi ülkesın- de görülmüştür0 Bu adama da "sol" denebilir mi? Birisi "sol" deyınce isyan etmemın. tepemin atma- sının nedenleri bunlar Her şeyın saygıdeğer tarafı olduğu gibı solun da saygıdeğertarafı var. Türkiye'nın meselelen kararla. bir kanun madde- siyle, bir adamın sözüyle düzelebılecek meseleler değildir. Hepsı bırbırıyie ılgılidır. hepsinın çözümü vardır. Türkiye'nın imkânları. Türkiye'nin sorunla- nnı çözer. Amaçözmek için hepsinı birlikte bir ma- saya koyacaksınız. başınızı ikı elinızın arasına ko- yup o imkânlannıza bakacaksınız. sorunlarınıza ba- kacaksınız, ilişkılerinı göreceksiniz \e onlann ıçın- de hepsıne birlikte bakmış projelen tartışmaya baş- layacaksınız Biz bu tartışma noktasına gelmedık. Bız. kolay veucuzyollaranyoruz. Başkanlık sıste- TARHAN ERDEM Yükseköğrenimini Istanbul Teknik Üniversitesi nde tamamladı. Şeker Fabrikalan AŞ, TÜPRAŞ, Şişe Cam AŞ'de çahştı. CHPde 27 yü her kademede aralıksız görev yaptı. 1977 seçimlerinde CHP'den milletvekili seçildi. Bülent Ecevit 'in güvenoyu alamayan hükümeünde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı vaptı. 1980 12 Eylül darbesiyle milletvekilliği son hıddıı. Yeniden Şişe Cam AŞdeki görevine döndü. Şimdilerde Doğan Şirketler Gnıbu 'nda üst düzey yönetici olarak çahşıyor. meyin deniliyor... ERDEM - Neden, bilıyor musunuz? Çünkü insan- lann düşünmesı işlerine gelmıyorda ondan. Herkes ve kendimizın karşısında olan için de düşünceyi ser- best hale getirmemiz lazım. Düşünce dedığinizde de onun örgütlenebilmesi. kendini ifade edebilmesi. siyasi olarak örgütlenebilmesi gerek. Demekler Ka- nunu, Basın Kanunu. Toplantı ve Gösteri Yürüyüş- leri Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu. bugünkü halleriyle durduğu sürece Türkiye'de düşünce öz- gürlüğü var denemez. Işık Yurtçu'nun cezaevinden çıkmasını sağlaya- cak bir yasa taslağı konusunda Türkiye Gazetecıler Cemiyetf nden bir yazı aldım. Işık Yurtçu bir yazı- ışlerı müdürüydü Neden hapıste? Çünkü beyazın üzenne sıyah bazı düşüncelen gazetesınde yayım- ladığı için... Bu insanın. sılahlıeylemçağnsı yapan biryazı yazdığını hiç sanmıyorum. Şiddetı savun- madığı v e övmediği sürece düşünceye sınır koymak bence yanlıştır. Işte. demokrasinin önündekı engel- leri kaldınnadığınız sürece Türkiye'nin meseleleri- ni tartışamayız. Çünku halkın ısteklen ortaya çıka- mıyor. Halkın isteklen talep haline dönüşmüyor. Halkın isteklen talep haline gelmeden de bu proje- ler konuşulamaz. Konuşulan demagoiidir; nutuklar konuşuluyor. olmadık istismarlar konuşuluyor. Siy asıPartıler Kanunu. "Anavasadaki ilkelereay- kın bazı amaç güden siyasi partiler kapaülır" dıyor. Burada önce RP'ye söylemek ıstiyorum. RP'nin ak- lı şımdı mi başına geldı? Bu kanun 1983 'ten beri var. Üstelik bu kanun ilk kez kendisine uygulanmıyor. O zaman aklı neredevdi? Bir siyasi parti anayasava aykın amaç güdemezse neden siyasi partiler kuru- luyor0 Anayasadakı bütün hükümlere uyan partiler bırbinnden farksız hale gelır. Ha, fark vardır O fark ıstısmardır, yalancılıktan ıbarettir. Ben anayasayı değiştırmek için parti kurmalıyım. bundan daha do- ğal bir şey yok ki... Yani. demokrasıyi tamamlaya- bilsek bu talepler ortaya çıkacak. bunlar ortaya çık- tığında da biz böyle projeleri tartışabilır hale gele- ceğız. Türkıye'nın önemli sorunu siyasal hayatın tabıileştirilmesı zorunluluğudur. Buoluncabazı ta- lepler ortaya çıkacak, siyaset adamı da bu taleplere cevap vermek zorunda kalacaktır. Bugün böyle bir talep olmadığı için siyaset adamı buna kendini uy- durma durumunda olmuyor. Türkiye 'desol 1970 'hyıllardayaptığı ina- mlmaz çıkıştan sonra baş aşağı gitti. Sizce bunun nedeni nedir? ERDF ' - Solun çıkışının gensinde Atatürk ve İsmetPaşanın yarattıklan ÇHP vardır. O CHP. top- luma hep ileride bir hedef göstermişti. Toplumu bir basamak daha yukan çıkarmak için iliklerine kadar çekmeye çalışmıştır. İnsanlar da onun değenni 40- mi dıyoruz. Başkanlık sistemi olunca Türkiye'nın enerji santrallarının say ısı birdenbire ıki mıslıne mı çıkacak"1 Doktor sayısı mı artacak? Sosyal güven- lık kurumlanna para mı yağacak11 Öğretmenlerin kalıtesı mı y ükselecek? Dağ başlanndaki 36 bın kö- ye okul mu yapılacak17 Yok böy le şey. Ben, başkan- lık sistemıni tartışmayalım demiyorum. Ama. baş- kanlık sistemini sihirİi değnek sanıyoruz. Ya da se- çım sistemi... \'üzde 10 barajı getirdiniz. 1995 se- çimlennde mertebe olarak 4.5 milyon oyu hesaba almadınız: bu nedenle 4.5 milyon ınsanın Meclts'te temsilcısı olmadı. Türkiye bunalımdan mı çıktı0 Hay ır. Türkiye iyı mi yönetıldr7 Hayır. Seçım siste- mi insanlann nasıl oy vereceğıni tayin eden \e on- lann sandalyeye dönüşümünü belırleyen y öntemdir. Türkiye'nin meseleleriyle de hiçbır ılgısı yoktur. Önce bu ucuz yolu bırakmak lazım İşte. Demokra- tik Cumhunyet Programı. tam bu noktada başla- maktadır. Bız. Demokratik Cumhunyet Programı metodunu uygulamalıyız. Önümüzdeki dönem Türk seçmeninin oyu hangiyönde olur? ERDEM - Türk seçmeninin bugüne kadar sol ve sağ diye oy verdığinı sanmıyorum. Bugün varmış olduğumuz noktada. Türk halkı bu karmaşayı gör- müştür. Gördüğü bu karmaşadan çıkacaktır Nasıl çıkacağını bilmem. ama çıkacaktır. Demokrasinin önündeki engelleri kaldırabılsek halk. RP'nin dinı siyasete alet etmesinin cezasını verecektır. Ama RP. nasıl özgürlüğü sadece kendısı için ıstıyorsa kendi partisi ıçın kapatma davası açılınca Siyasi Partiler Kanunu'ndakı yanlış maddeler aklına gelıyorsa o- nun karşısındakıler de sadece kendıleri ıçın özgür- lük ıstiyorlar. Oysa özgürlük hepımize lazım. Her- kes özgürlüğünü kullanırken derahatsızolmamalı- yız. Bugün sanıyorum 50'nin üzennde gazetecı ce- zaevlerinde yatıyor. Şiddetı savunmadığı, özendır- medıği sürece bir düşüncenın suç sayılmasını ben anlamıyorum. Ama bız böyle bir ülkede yaşıyoruz. Bız düşünceden suç üretmişiz. Demek ki Türkiye 'de insanlara, düşün- 50 yılda görmüşlerdır. Bunun ardında Bülent Ece- \it"in "Ortanın solu" sloganıy la başlayan çok başa- nlı bir halkla ilişkiler uygulaması gelmiştir. Süley- man Demirel'in iktidarda yıpranması ve gayet tabıi 12 Mart müdahalesınin halkta uy andırdığı tepki bir- leşince yüzde 40'lara kadar varan bir oy patlaması oldu Ama bunun hepsini "sol" diye kabul etmemek lazım Bunun içinde Cumhuriyetçiler. yelpazenin solundakıler. bir de CHP'nin dev let kurmuş olma- sına güven duyanlar vardır. Yani halk bir değişim talebıni aynı zamanda bir güvenceyle birlikte gör- mek ister. Çünkü o değişim talebı toplumu baş aşa- ğı da edebilir. CHP'nin geçmişi. bu halka bu güven- ceyi verdı. 197 8"de azınlık hükümetini kurarken dı- şarıdan da 10 bakan aldı. Tabii bu hükümet başan- sız oldu. O başarısızhk halkı bir kaşık yağa muhtaç hale getırdi. O nedenle 1983 seçimlerinde Halkçı Parti yüzde 32 oy aldı. Demek ki bu hatanın CHP kurumuna kaybı yüzde 15'ler dolayında olmuştur. Şu anda da o kayıpla devam etmektedir. CHP ve D- SP oylarının toplamı hâlâ yüzde 25'ler, 26'lardola- vındadır. Türkiye arayış içinde• • ^ Siz 1992'den buyana "Demokratik Cumhu- riyetProgramı"üzerindeçalışıyorsunuz- Bu "Demok- ratik Cumhuriyet Programı "fikri nasıl oluştu? ERDEM - Biz birkaç arkadas, 1992'den önce de "Demokratik Kanlımcılar Girişimi" ismi altında bir çalışmayapıyorduk. O çalışmalar "Sivil Demokratik- leşme Programı" başlığıyla yayımlandu Onun ardın- dan başka birprogram yapılması gereği duyuldu. Bu çalışmalar, bugün 4. basısı yapılan "Demokra- tik Cumhuriyet Programı", Türkiye İçin Değişme ve Yenileşme Politikaları kitabı haline dönüştü. 1992 ilkbahannda CHP'ninyeniden açümasına im- kân veren kanun çıkmıştu Bunun üzerine biz, "Acaba CHP 'ye birproje üretebilir miyiz " dediL îlk toplantı- larımızda bunun öyle kolay bir şey olmadığını gördük. İlk toplantı, nisan ayındaydu Bu çalışmaların eylül ayına yetişmeyeceğini anladık, ama "Buluşmuşken biz bu çalışmalarımıza devam edelim " dedik. İlk kitapçık 1994 'te çıktu Şu anda da tutarlılığı olan, Türkiye 'nin meseleleri- nin bütününü gören birpprogram haline dönüştü sa- nıyorum. Bunun kimseye bir faydası yoksa bize çok faydası oldu. ••^•^ Peki, bu çalışmanın sonuçları, program ha- yata geçirilebilecek mi? ERDEM - Belki bu sözlerim iddialı olacak, ama böyle bir yaklaşım hayata geçirilemezse, Türkiye, bu bocalamadan kurtulamaz- Şimdi Türkiye'de zaman zaman başlıkları tartışıyoruz. Başlıklar birbiriyle çok ilgili olduğu gibi çok ufak gördüğünüz meselelerle de ilgüidir. Biz, Türkiye'deyaşıyoruz. Bu Türkiye, 65milyon in- san. Bu topİumun bir genetiği var. Bu genetiğin dışı- na çıkaramazstnız. O haldeprojenizin bu genetiğe uy- gun olması, hepsini de bütünüyle görmesi lazım. Bu kitaptayazdıklanmız ulaşılmasıgereken birnok- ladır, amaçtır, hedeftir. Bulunulan noktadan oraya nasılgeçilecek? ERDEM - Bunlann birkısmı hemenyapılabilir. Bir kısmt için geçişprojeleri üretmek gerekir. Biz de artık tam o noktadayız. Şüphesizgeçiş politikaları üretmek lazım. Ama önceprensibini bütünüyletartışmalı ve bü- tünüyle görmeliyiz. Son haftalarda çok ciddi sistem tartışmalan başlatıldu Bu konuda ne düşünüyorsunuz? ERDEM - Türkiye bir arayış içinde. Bu konularda toplanttlaryapılıyor. Bu ay içinde ben, üç tanesine ka- tıldım. Yalnız söylemem gereken şey, bu arayışta kolay yolu aradığımızdır. Oysa Türkiye 'nin problemi kolay değildir. Bu zorluğunu bilerek mağlup olmamak lazım. Tam tersine, zordurama kolayyol biziyanlışagötürür mantığım benimsememiz gerekiyor. Seçim sistemiya da başkanlık sistemini konuşarak bir tek cümleyle çözeceğiz sanılıyor. Türkiye 'nin me- seleleri seçim sistemiyle çözülmez. Seçim sistemiyle oynamamak lazım. Seçim sistemiyle Türkiye 'de barajı kaldırmak gere- kir düşüncesi doğrudur. Ama seçim sistemiyle mutla- ka uğraşmak gerekiyorsa bir kere uğraşalım ve bitire- lim. Seçim sistemini değiştirerek problemlerden kur- tulacağız, RP'nin yüzde 20 oyunun önüne geçeceğiz gibi düşünceleryanlıştır. RP bir siyasal eğilimdir. Türkiye 'de demokrasiden önce de İslamcılık akımı vardı, cumhuriyetten önce de vardı, hemen iddia ede- bilirim ki SOyılsonra da olacaktır. Seçim sisteminide- ğiştirerek İslami görüşlerin siyaseti etkilemesini iste- yenlerin ortadan kaldırtlması mümkün değildir. Bu- na karşıysanız kendifıkrinizi söyleyerek halkımzı ik- na ederek mücadele edersiıüz. Bir gün yönetici olur- sanız onlann varlığını da kabul etmelisiniz. Bugünkü problemimiz onlann sizin varlığımzı ka- bul etmemelerinden kaynaklanıyor. Erbakan her yö- neticiiçin doğru olmayan bir şeyi uyguladığı için Tür- kiye 'yibu noktayagetirdi Erbakan, iktidarageldiği za- man kendifıkirlerini dayatırsa Türkiye 'yiyönetebile- ceğini sandı. Oysa var olan eğilimleri dikkate alıp, mevcuteğilimlerin bileşkesiolarakyönetmesi gerekir- di Demokratik Cumhuriyet Programı, işte böyle bir meselenin bütününü sade bir akılla çözmeyi amaç- lamaktadır ve çok özgündür; hiçbiryerden kopya çe- kilmemiştir. İnanıyorum ki burada Türkiye 'nin mese- lelerine de çözüm bulunmuştur. 'Hcdkın sağduyusuyla oynamamah' Eski duruma nasıl geli- nebilir? ERDEM - Ben. çok güven v eren bir lıder. bunu eski durumuna ge- tirebilirdiye düşünüyorum. Çekir- dek oylann üzerine sokaktakı hal- kın oylannı eklemek lazım. Şu an- da Türkiye'de güven veren bir lider olmadığı için oylar yüzde 15-20 da- ğılıyor. Türkiye'de güven veren bir lider olduğu anda o partinin oylan yüzde 40'lara çıkar. ^•^•i Yani yeni bir lidere mi gerek var? ERDEM -Ev et. öyle. Seçim sis- temini ne yaparsanız yapın, bu li- derler Türkıye'dekı oyları yüzde 25'lerin üzerine taşıyamaz. Ben RP'nin, hele bu macerasın- dan sonra çok yüksek oy alacağına inanmıyorum. Hatta oy oranı düş- tü. diye düşünüyorum.T oplumu bu kadar karmaşaya götüren. kurum- ları bu kadar birbiriyle karşı karşı- ya getiren bir partiye Türk halkının hâlâ oy vermeye devam edeceğine ıhtimal vermiyorum. Öbür partilere de oy veremez. çünkü onlann da liderlerıne prog- ramlanna tam güvenemıyor. Gü- ven veren ve Türkiye'ye iyi proje- ler sunan bir lider oîsa oy lar ınanıl- mayacak hızla artar ve inanılma- yacak hızla sonuç alınır. Çünkü biraz önce sözünü ettiğı- nız gibi dünya ortamı çok elvenş- lı. Türkiye'nin güçlenmesinden ya- ran olan pek çok Batı dev letı var. Türkiye. şu anda bir dar geçıtten geçiyor. Hükümet hayatında halkı yok varsayarak oynanan oyunlar. insanlann geçmişlerıni bu kadar yok saymak, bu halkın öz karakte- rine aykın düşen işler yapılmasını biz doğal görebıliriz. ama doğal de- ğil- Ben halkın bunu gördüğünü sa- nıyorum Halkın sağduyusuyla bu kadar oynamamak lazım. Bunlar. sonunda yaptıklannın sonucunu göreceklerdir. Bugün bu oyunun içinde olanların hepsi ile- ride acı birtecrübeyaşayacaklardır. Dilerim sadece tecrübe olur, ama sonları da olabilir Örneğın ben Tansu Hanım'ın. kendi sonunu ha- zırladığını sanıyorum. En azından ona inanmak istiyorum. M ^ H İ H Le Mondegazetesinin 13 haziran tarihli sayısında, dünya- da bugün 1.3 milyar kişinin gün- de 1 dolardan az birparayla geçin- meye çalıştığı belirtiliyordu. Böy- le bir dünyada solculuk nastl ol- malı? ERDEM - Ben genç olsaydım. bu söyledığinızin Türkiye'ye uy- gulanmasından heyecan duyarak çalışmak ısterdım. Yani, bu 1.3 mıl- yar insanın belli bir mılyonlan da burada yaşıyor. bu insanlann bir bölümü zaten bulunduklan ülke- lerde o koşullarda yaşamışlar ve daha iyısını de görmemişler. Ama Türkiye'de öyle değil. Bızdeki in- sanlar hükümet politikaları nede- niyle daha da yoksulluğa itilmiş- ler. Türkiye'de bır ıstatistikte yok- sullann sayısının daha arttığı. bu- na karşılık zengınlenn daha da zen- gınleştıklen ve ımkânlannın arttı- ğı belinılıyor. Ben zengınlenn daha zenginleş- mesiyle ılgılenmıyorum. Benim ıçın yoksulların daha yoksullaşma- sı önemli. Burada en önemlısi de orta sınıfın azalması Türkiye 'nin ihtiyacını kim dile getirirse iktidara gelir• ^ ^ • ^ Peki, Avrupa 'daki yeni sol akım Türkiye 'yi etkiler mi? ERDEM -Türkiye Avrupa'dan hiçbir şeyi ıthal edemez. solu da ithal edemez Ingiltere"de Işçi Partisi. Fransa'da sosya- listler. daha önce de Italya'da Zeytin Da- lı Birlıği seçimlen kazandı. Ama Türki- ye'de. en çok ihtıyaç duyduğumuz dö- nemde zeytin dalı birliği sağlanamadı. Keşke o zaman Türkiye'nin demokratik güçleri birleşip bır şey yapabilselerdi. Hiçbir şey orada olduğu gibi burada olmayacak. Türkiye'nın bır ihtıyacı var. Bu ihtiyacı kım dile getirebilirse o in- sanlar iktidara gelır. Ben şu anda böyle bır söylem görmüyorum. Bu noktada size birsorum var. Cnlü düşünür Maurice Duverger, 40 yıl önce "İktidara gelebilecek bir parti gerçekçi olmak zorundadır. Programı gerçekçilik testine tabi tutulabilir. Yapa- cağı her türlü demagoji bir gün kendi- sine geri tepebilir" diye yazmış. Siz bu bağlamda DYP ve RP 'yinasü değerlen- diriyorsunuz ? ERDEM - Duverger'in "Geri teper" öngörüsü Türkiye'de gerçekleşiyor. ge- ri tepiyor. Bizimkiler seçim öncesi, ya da muhalefetteyken pek çok şey vaat ediyor. iktidara geldiklerinde ya da ik- tidara ortak olduklarında son yıllann moda deyimıyle "Her dediğimizi yapa- mayız, çünkü koalisyondavız" diyorlar. Peki. kardeşim biz seni o koalisyona si- lah zoruyla mı soktuk? Sen, koalisyona girerken vazgeçmeyeceğin prensiplen- ni kabul ettirebılmen lazımdır. RP - DYP. daha önce de CHP- DYP'nin temel ilkelennden fedakârlık etmeden koalisyona girmeleri gerekirdi. Türkiye'de verilen sözlerin turulmadı- ğında geri tepmemesınin sebebi Türki- ye'nin eğitimi meselesıdır. Türkiye'de verilen sözler zaten hafı- zalarda değil. Onu bilen insanlar da her gün yalan söylemekten çekinmezler. Duverger, o sözleri başka bir toplum için söylemiştir; Türk toplumu için geçerli değildir. Erbakan'ın üç ay içinde söyledikleri- nı alt alta koyun, kendisi bile hayret eder Tansu Hanım'ın beş gün içinde söyledıklennı alt alta koyarsanız kendi- si bile hayret eder.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle