27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 HAZİRAN 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Hep üniversite öğrencisi kalarak 70 yıla karşı duran 'garip hafızah tuhaf bir adam': Attilâ İlhan Yapraldarun dökmeyen çuıar ZEYNEPSAYGI Edebiyatınuzın mihenk taşlanndan bi- ri, Attilâ tlhan... Herkes ona 'kaptan' di- yor, bizse 'Büyük Yolların Haydutu" di- yeceğiz. Adıyla anılan Divan Pastane- si'nde buluşuyoruz. Her zamanki yerin- de oturuyor. Başında şapkası yok! Eğil- miş, bir şeyier yazıyor. Yeni bir şiir mi? Söylemiyor... 16 yaşındayken sevdiği kıza Nâznn'ın dizelerini yolladı. Bu dizeler yüzûnden 141-142'den hüküm giyip tzmir Ceza- evi'nde mahkûm oldu. Yaşı küçük oldu- gundan hangi koğuşa koyacaklannı bile- mediler. tlk aşk serüveni sonunda mahkûm olmuş ve okuldan kovulmuştu. Elinde. "Türkhc'ninhiçbiryeriiKfcoku- yamaz" dıye bir 'siyasi' belgesi... Işin il- ginç yanı. dönemin maarif vekili Hasan âli Yücd imzalı... Daniştay karan ancak iki yıl sonra alınabildi. Ve Istanbul'da sürdürdü eğitimini. Yaşadıklan, oldum olasi merak uyan- dırdı okurlannda. Şiirlerinın ve roman- lannın yazılış öykülerini 'merakhsı için notlar'la okurlanna ulaştırdı. Romanla- n belli dönemlere tanıkhk etti ve hep ger- çekleri yazmayaçalıştı. Duyduklannı hiç unutmadı. Kendısinı. 'garip hafizah tuhaf bir adam' olarak tanımlıyor. Şairliği, ro- mancılığı, senaristliği, gazeteciliği ve milyonlan televizyon karşısına çeken sohbet programlanyla Attilâ İlhan, Türk yazın ve düşün dünyasının 70 yıllık usta sesi... İlhan İlharTı anlatıyor Zeynep Ankara'nın Bilgı Yayme- vi'nden çıkan 'Yalnız Şövalye: Attilâ tl- han' adlı kitabının ardından Sel Yayıncı- hk, ustanın fotograflarla yaşamöyküsü- nü yayımladı. 'Büyük Yollann Haydutu' başlıklı kitapta, llhan'ın kendi ağzından okuyoruz yaşamını. Öner Ciravoğhı ta- rafından derlenmiş, anlattıklan. Kitap, Sel Yayıncıhk'ın 'TemeJ Taşlar' dizisin- den okuyucuyla buluştu. Zeynep Ankara'nın, yakınlannın ağ- zından sunduğu İlhan portresine karşılık, 'Büyük YoUann Haydutu'nda fotoğraflar ağırlıkta. Adını, tlhan'ın 'Ben SanaMec- burum' adlı kitabındaki bir şiirden alı- yor. Yazann Avrupa günleriyle ilgili re- simlerin bir araya getirilmesi hayli güç olmuş: "Avrupa'dan geiirken beni giimrükten alıp görürdüler ve resimlere de el koydu- lar. Salneriktikten sonra da geri verme- dikr. O yüzden dışandaki yaşamıma ait çok az fotografim var. Kendi çektiğim bir iki resimle sonraki çıkışlanmda aileme gönderdiğim bir iki tanesL." SevTnek için geç mi? İlhan artık dergilerde yayımlamıyor şıirlerini. Şimdilerde yeni bir kitabın ha- zırlıklan içinde, bir şiir kitabı... Adı, 70 yaşında bir şairin sözleri: 'Sevmek fçin Geç, Öknek İçin Erken'. Şair olarak en çok, heyecanını kaybetmekten korkuyor. Ona göre, büyük şairlerin son şiirleri açı- ğa vunıyor bu yitimi. Oysa geçen yıllar îlhan'ı daha farklı etkilemiş, daha seyrek yazmaya başlamış. Yine de alışılan he- yecan ve yoğunluk hep var şiirlerinde. Peki nedir bunun sırn? Yanıt kolay; hâlâ üniversiteden mezun olmadığı için! Hukuk okurken son sınıfta iki dersi bı- rakıp okulu terk etmiş. "Çünkü mezun oisaydımT diyor, "bu acffle Türldye'de üyük Yollann Haydutu' başlıklı kitapta yaşamını anlatan Attilâ îlhan, yeni bir şiir kitabı yazıyor. Adı, 70 yaşında bir şairin sözleri: 'Sevmek için Geç, Ölmek îçin Erken'. Şair olarak en çok. heyecanını kaybetmekten korkuyor. 'Kurtlar Sofrasf adlı romanı televizyona uyarlanıyor. 25 yıldır sürüncemede kalan bu projede TRT için hazırlanan sekiz bölümlük dizinin yönetmenliğini Biket tlhan üstleniyor. Bir de senaryo çalışması var: 'Yanlış Saksının Çiçeği'. TRT için filme alınacak senaryoda ^ Attilâ llhan'ın sık sık -3 vurguladığı bir konu g işleniyor: Yabancılaşan ve "s özellikle 'Amerikanlaşan' |f Türk aydmı... £ 'Büyük Yollann Haydutu' Attilâ İlhan gençlik yıllannda Attilâ tlhan'ın kendi yaşamını anlattığı 'Bûyük YoUann Haydutu'. Öner Ciravoğlu tarafından hazırlanmış. "İlkokuduğum şiir •Siskr Bulvan'ydı. 16 vaşındaydım ve sarsılnııştım" diyor Ciravoğlu kitabın önsözünde. Sarsılmalan o gün bugün sürüyor: "Bugünün gençleri gibi biz de 1960'larda Nâam Hikmefin. Attilâ ilhan'ın şürieriyle coşardık. İnanırdık ki, her okuyuşumuzda dünya veniden kurulacak. Sanırdık ki. içkievlerinde masalar onun şiirleriyk çınlayınca gökyüzü fethedilecek. Bi/im kuşağın edebiyat nıtkusuydu bu. (...) Attilâ İlhan şiirinin ardında kimi serüvenler, onca filmler, anılar. fotoğraflar, mektuplar var. Büyük aşklar da... Bu görselliği yeniden gündeme getirmekle; bir hayatın, o hayat içinde şiiri geliştirmenin ipucunu yakalayabileceğimizi ıımuyorum." Kitapta, Attilâ llhan'ın ağzından çocukluğunun ve ilkgençliğınin Izmıri'ni. uzaktan sevdiği kızlan, yanında 'Birader* ve 'Mırç'la ansızın kucakladığı Pans'ı, adım adım Beyoğlu'nu. 'Boheme' yaşantısını, bu yaşantıya kıyıdan köşeden ya da dogrudan etkı edenlen. Izmır'dekı bir karabasanı; 'Sansaryan Ham'nı. askerlik dönemini ve SunaSu'dan, evlcndiğı tek kadına. Biket İlhan a dek sevdiği kadınlan dınleyecek. 'kaptan'ın yönetimınde unutulmaz bir yolculuğa çıkacaksınız. Ciravoğlu'nun herbölüm için yazdığı keyifli gırişler de. bu volculuâunuza kılavuz olacak. hiçbir iş yapamayacağımı biliyordum." Böylelikle hep üniversite öğrencisi kala- rak 70 yıla karşı duran tlhan, "Parklar- da el ele_ Benim hayatım. bazı sanatçıla- nmızın ve şimdi bazı gazetecilerimizin özendiği gibi oteller. barlarda geçmez. En büvüklüksüm tşte burası benim_." diyor. Özellikle telev izyon izleyicisı. yaşına inanmıyorbirrürlü. Televizyon sayesin- de edindiği izleyici kıtlesiyle ilginç bir deneyim kazanmış; yıllann yazın adamı televizyon sayesinde artık yollarda dur- durulur olmuş. Bir de, onun şairliğini. yazarlığını hıç bilmeyen yeni bir ızleyı- ci kitlesiyle etkileşim içine girmiş. İlhan için yurdun yüzde 98'ine yayın yapan TRT'de çalışmak Türk ınsanına ulaşmak açısından önem taşıyor. Medya bağımsız değildir! Üç kez. Türkıye'de hıçbır dergı ve ga- zetede tek satır yavımlayamaz hale gel- diğıni anlatıyor İlhan, Aziz Nesin'in ay- nı nedenle kendi dergisini çıkarışını ör- nek v eriyor ve "Türidye'de medya hiçbir zaman bağımsız olmadı" diyor. Bugün medyanuı nıteliksiz yapımlara halkı alış- tırdığını ve bu yönüyle olayın, insanlan eroıne alıştırmakla eş olduğunu savunu- vor Yazar. 'KurtiarSofrası' adlı romanının televizyon uyarlamasıyla da gündemde bu aralar. 'Kurtlar Sofrası". 25 yıldır sü- rüncemede kalan bir proje TRT için ha- zırlanan sekiz bölümlük dızinın yönet- menliğini, daha önce yazann 'Sokakta- ki Adam' adlı romanını da televizyona aktaran eski eşi Biket İlhan üstleniyor. 'KurtiarSofrası'. yazann. cumhuriyet aydınının önce kendine yabancılaşması- nı, sonraysa Doğu-Batı sentezinı yakala- yışını anlattığı 'Sokaktaki Adam' ve 'Zendler Birbirine Benzemez' adlı ro- manlannın devamı. llhan'ın bugün de sa- vunduğu. hem ulusal demokratik dev ri- mi hemde sosyalist devrimi savunan, ikı- sinı birden bir çerçevede düşünen aydm tiplemesi anlatılıyor 'KurÜar Sofra- s'nda. Olaylar, 1950"lenn Istanbul'unda, yani Amenkan sermayesının yavaş yavaş ülkeyi ele geçirmeye başladığı dönemde geçiyor. İş merkezlen, Bab-ı °°Ali ve Be- yoğlu, anlatılan üç ana mekân. Yapıt, llhan'ın bir çeşit öngörüye sa- hip olduğunu kanıtlıyor;'Kurtlar Sofra- sı', güncellığinı halen koruyan bir roman. Bugün yaşananlara çok benzeyen çıkar hesaplaşmalan geçiyor 1950'lerin Istan- bul'unda... Film projesi Yazar, 'Sokaktaki Adam'ın ardından 120dakikalık bırbaşka projeye daha im- za attı son olarak. Daha önce Ayla Kut- lu'nun 'Cadı Ağaa"nı çeken Fide Mo- tan'ın senaryo teklıfiyle şekillenen, 'Yanhş Saksının Çiçeği'. TRT için filme alınacak senaryoda, llhan'ın konuşmala- nnda ve yazılannda sıklıkla belirttıği bir konu ele alınıyor: Yabancılaşan ve özel- likle 'Amerikanlaşan' Türk aydını... "Alasehir'de doğmuş büyümüş ve ora- nın eski bir Kuvayı Millrs e kahramanının torumınun hikâvesi. Sonra İstanbul'a gel- miş, oradan ABD'ye gitmiş ve ABD'de doğmuş bir Türkk evlenmiş, orada yaşı- yor. Yan punk' yan 'hıppı' bir hale gel- miş. Türkiye'ye gelmesinin nedeni çok açık: Alaşehir'deki dede yadigân çiftBği satmak..." lşte. Attilâ llhan'ın ağzından filmin konusu bövle. Tavsıyelennı. se- naryoyu yazarken veriyor. Senaryolan- nın sol taraflan. pek meşhur. 'burada şu dayaptlabiür' türü notlarla dolu... Bu millet şiirden anlar mı? llhan'a göre toplumdaki değişim. ulu- sal bir sentez içinde olması gerekirken hep Batı taklıtçiliğinın etkısi altında kal- mış. Ve elbette Türk yazını da bundan et- kilenmiş. Kişilere ideolojik yaklaşmadı- ğını belırten yazar. "Çok kötü toplumcu şaire de kötü şair derim" diyor Türki- ye'dekı yeni şairlerin eski 'yenilerden' farklannın, dünya göriişlerinın olmama- sı olduğunu söylüyor. Şiirlerini bir fikir ve duygu üzenne ınşa etmeyen günümüz Türk şairinin Türkiye'de 'iyi şair' olarak tanıtılmasından şikâyetçi: "Hiç bir şey anlatmavan şeyiervazıp.sonra da bu mil- let şiirden anlamıyor diyoriar. O zaman yanına birde kılavuz koysunlar" dıyen İl- han'a göre günümüz şairleri okur öğesi- ni gözardı ediyorlar. Murathan Mungan şiiri bu yozlaşmanın başını çekiyor. YanJış saksının çiçekleri Attilâ İlhan, günümüz Türk edebiyatı çevresinın yıllardır hiç değişmediğı gö- rüşünde. 'esas* o yazmaya başladığı dö- nemde de şımdi de aynı; dedikodu ve adamkayırma! "Türkşairibirsüredirye- niden Tanzimatçı oldu. Batı'da ne göriir- se onu taklit ediyor. Halbuki Türk halkı da bundan nefret ediyor. Halk kendi se- sinu kendi sesinden yazan şairleri tanır. Yahya Kemal'i,Nâzım Hikmet'üAhmed Arifi. Özdemir Asafı, Hasan Hüseyin'i okur. Türk halkı şiirden anlamıyor de- mek vanhştır. Günümüz şairlerinin hiç- biri Türk cdebiyatının içinden çıkıp gel- miyor, onlar 'yanhş saksının çiçekleri'...'' Attilâ Ilhan'la söyleşimiz burada sona eriyor. Ama yazar. yorulmaz hafızasının ürünü yeni kitaplan ve tutkulu şiirleriy- le okurlannı sev indirmeyı sürdürecek. Sanatçılar Hong-Kong'u terk ediyor • Hong-Kong'un yönetiminin Çin'e devredilmesi nedeniyle birçok sanatçı ve koleksiyoncu Kuzey Amerika ve Avrupa'ya göç ediyor. Kültür Servisi - 156 yıl- olumsuz... Geçen süre bo- dır Ingiliz yönetimindeki Hong-Kong. 30 haziranı 1 temmuza bağlayan gece, Çin'e devredilecek. Bu önemli buluşma, Margaret Thatcher ve Deng Xiao- püıg'in 1984 yılmda aldık- lan ortak kararla tarihlen- dirilmişti. 1841'den beri süren In- giliz koloniliğine birnokta niteliği taşıyan buluşma sonrastnda yaşanacaklarsa henüz belirgin değil. Kısa- cası, Doğu'nun en zengin kenti, sonrası belli olmayan bir dönüşüme hazırlanıyor. Bir zamanlar komünız- me karşı direnişin kalesi durumundaki adacık, yö- netim değişikliğiyle. Çin'in geçen aylarda ölen lideri Deng Xiaoping ön- derliginde başlatılan piya- sa ekonomisine uyum ha- reketinde lokomotif olarak kullanılacak. Hong-Kong'un sanatsal ortamı bu tarihi olaydan, değişen ekonomiden ve ar- tık iyice içli dışlı olacağı Çın kültüründen nasibini alacağa benziyor. Yüz yıla yakın bir süre- dir, sosyal ve ekonomik baskılardan kaçarak Hong- Kong'a yerleşen Çinli sı- ğinmacılann, kentin profî- line gerçekte büyük katkı- ları oldu; olumlu ve de yunca, sığmmacılann para kazanma konusundaki hırslan Hong-Kong'u tam bir iş merkezine dönüştü- rürken kentin sanatsal or- tamı da bu dönüşümden kaçımlmaz olarak etkilen- di. Kolonideki sanatsal uya- nış 1970 yılı başlanna denk geliyor. Asian Art News dergısınin editörü John MiUkhap bu dönemi şöyle tanımlıyor: "Çin'den kaçıp gelen sanatçı ve aydınlar, Hong-Kong kültürvl devri- minin temel taşlannı oluş- turdular, ancak aynı za- manda kentin sanat orta- mını her telden çalan bir or- kestraya çevirdiler." Hong-Kong'da son elli yıl içinde sanat adına yaşa- nan gelişmeye kısaca göz atacak olursak, ilk olarak 1965'te yönetimin katkıda bulunduğu tek sanat kuru- mu olan Hong-Kong Sanat Müzesi'yle karşılaşıyoruz. Müzenin koleksiyonunda bulunan tarihi eserlerin ya- nı sıra kaligrafı ve çağdaş sanat eserlerinden oluşan parçalar Low Chuck Tiew, Kvvok On gibi ünlü kolek- siyoncular tarafından ba- ğışlanmıştı. Çağdaş sanat alanında ilk kıpırtılarsa. ilk çağdaş sanat sergisinin açıldığı 1973 yılında baş gösterdi. Oldukça verimli bir yıidı 1973... Sotheby's Galerisi ve Hong-Kong Arts Gen- ter'in açılışı da aynı yıla rastlamıştı. Ancak sonraki yıllarda beklenen kültürel patlama yaşanmadı ve Hong-Kong uzun süre sa- natsal açıdan bir çöl olarak kaldı. Bu alanlardaki >apı- lanma hep geri plana atıla- rak yerine, bir finans mer- kezine uygun olarak, eğ- lence sektörüne yatınm y a- pıldı. Uyanışın bu kadar geç ve güç olmasının nedeni kuş- kusuz. adanm Batılı için yalnızca bir yatınm merke- zi olarak görülmesiydı. Son yıllarda Hong-Kong Arts Center ve FringeClub gibi bağımsız birtakım ku- rumlann desteklediği 30- 40 yaş arası sanatçılar. bir yenileniş hareketinin öncü- sü konumundalar. Bu gale- ri ve sanat merkezlerinde Çin'de yaşayan sanatçılann da isimlerini görmek olası. Çınli sanatçılann komü- nist rejimın baskılanna ma- ruz kaldıklan gerçeği. Hong-Kong'un Batı'ya açılan pencere görevinı üstlenmesıne neden oldu Ancak her türlü propagan- dayı önlemek amacıyia ge- leneksel resmi dışlayan ve soyut sanata yönelen Çinli sanatçılar. ABD ve Avrupa tarafından yok sayılmaktan kurtıılamadılar. Işte. çağdaş Çin sanatı ve Batı arasındaki bu aşılma- sı güç uçurumu ortadan kaldırmak amacıyia 1992 yılında "Art Asie" adıyla gerçekleştirilen Hong- Kong Sanat Fuan da böy- lelikle ortaya çıktı. 300 milvon FF'ye mal olan fu- ar, geçen yıl mali sorunlar nedeniyle ertelendi. Pekin yönetimi herhangi bir en- gelleme getırmezse, fuar 1998 ylında gerçekleşecek. Öte vandan 1 temmuzda başlayacak yeni yönetimin. Tiannanmen katliamının sorumlusu olduğu göz ardı edilebılır mi? Yalnızca bu bile birçok sanatçı ve ko- leksiyoncunun Kuzev Amerika ve Avrupa'ya göç etmesine neden oldu. Acı olan. koleksıyonculann yönetim değişikliğiyle el- lerindeki eserlere el konur KÜLTÜR • SANAT korkusu taşıyarak antik Çin sanatının birçok eşi bu- lunmaz örneğini yurtdışı- na kaçırmalan. Asya'nın diğer sanat merkezlen de bu göçten yararlanıyor. Tayvan. Kore ve çoktandır çağdaş sanat konusunda söz sahibi olan Singapur gibi Batı sanatı- nın kabul gördüğü merkez- lere göçler çoktandır sürü- yor. Bazı Çinbilimcilere gö- re. Pekın yönetimi için kül- tür ve sanat alanındaki dü- zenlemeler ciddı bir sorun olacak. Çünkü Pekinin uç noktadaki duyarlılığı. Hong-Kong'da kalıp sana- tını sürdürmevı amaçlayan sanatçılann otosansür uy- gulamalannı gerektirebilır. 293 89 78 (3 HAT) 97 YAZ KARMASI Avni ARBAŞ Abidin DİNO Turan EROL Julide Komet Fikre» MUALLA Orhan PEKER Kemal TUFAN Burhan UYGUR Eşref ÜREN Utku VARUK NejdetVERGİÜ 7Haziran-7Ekiml997 "ARTMNŞAKAYKSOKAK NO 54/1 NIŞWTAŞ. TEL 247 90 81 I Galeri f ; ; Atölye l ij ilanlarınız İçin: | l 293 89 781 (3 hat) \iaogang Zhang'ın 'The Big Famiry' 1996 5 Temmuz 1997 gecesi Fenerbahçe Stadyumu bu gune Ş | | kadar hic görmediği insanlara ^ ev sahipliği yapacak: ^ Banş isteyenler, Susurtukun sfej peşini bırakmayanlarr Gozartmda | | | yakınlarmı kaybedenler, Syanürtû ş | | altina direnenler, Düsunceye ^ özgüriük isteyenler, Sivas'ın ^ ısığını söfidürmeyenler, Sosyalistler, Demokratlar, Emekcıler, bu toplurnun namuslu insanlan... Hepsi o gece buluşuyor. Şarkılannı birlikte soylemek için! AHMETKAYA 6ULUTSUZLUK ÖZLEMİ EDIP AKBAYRAM FERHAT TUNÇ 6ENC0 ERKAL KAROES TÜRKÜLER KIZILIRMAK o gece biılerte. Georgia O'Keefe'nin yaşamı film oluyor • Georgia O'Keefe, 188^-1987 yıllan arasında yaşayan ABD'li ünlü kadın ressamın yaşamıfilm oluyor. Jeremy Kayan'ın yöneteceği film bir ABD-Almanya ortak yapımı olacak. Filmin dış mekân çekımleri Nevv York'ta ve sanatçının yaşamının büyük kısmını geçırerek soyut yapıtlannı ürettıği Nevv Mexıco'da, iç mekân çekimleriyse Münih'te gerçekleşecek. Filmde başrolleri Sean Connery. Barbara Auer ve Jan Niklas paylaşıyorlar. Önümüzdekı kış aylannda gerçekleştırilecek proje. Alman yazar Hans- Joerg Weyhmueller'in yapıtı üzerinde şekillendi. Juliette Binoche • Juliette Binoche 'Ingiliz Hasta' filmindeki rolüyle Oscar kazandıktan sonra pek çok yapımcı ve yönetmenden film teklifi alıyor. Binoche öncelikli olarak Andre Techine'nin yöneteceği 'Alıce ve Martin' ile Alain Corneau'nun çokeceğı ve Daniel Auteil'ın başrolde yer alacağı bir filmde rol almayı kabul etti. • Sofi'nin Dünyası son yıllarda en çok satan felsefi roman. Norveçli yazar Josteın Gaarder'ın kitabı felsefenın önemli bir yere sahip olduğu Fransa'da yergilı komedi toplulugu 'Les Jalons' tarafından komedi türüne uyarlandı. Kitabın adı 'Anne- Sophie's \Vorld' (Anne- Sofi'nın Dünyası) adını taşıyor. Ancak Norveçli yazar Jostein Gaarder taklitçilik ve fikir hırsızlığı suçlanndan dolayı kitabın yazar ve yayıncılanna d'ava açtı. • Joseph Brodsky. Nobel ödüllü Rus şairin naaşı ABD'den Venedık'e getirildi Boris Yeltsin ise komuni" TI yüzûnden çok fazla acı çeken yazann kendi ülkesinde gömülmesi gerektiğini söyledi. • Cuba Cooding 'Jerry Maguire' filmindeki rolüyle Oscar kazanandıktan sonra Otıs Reddmg'in yaşamının anlatıldığı "Blazeof Glory' filmınde rol alacak. • YokoOno 15 haziran 4 kasım tarihleri arasında düzenlenen Venedik Bienali'ne herkesın banş için dileklerini yazabileceğı 'Dilek Ağacı" projesinin hasar görmesinden korktuğu v e bienalde sanat eserlerinin korunduğu odalarda yer kalmadığı gerekc jsiyle katılmıyor. • steven Spielberg jean Domınique Bauby'nın "Keefe felç olduktan sonraki ruhsal yaşamını anlattığı'The Diving Bell and the Burterfly' filminın haklannı satın aldı. Film "Shine'Tılnıinin yönetmeni Scott Hicks tarafından vönetılecek. • Harrison Ford çekimlerine >ubat ayında başlanacak olan, Dream VVorks'un projesi "The Age of Aquarıus" adlı film ıçın 20 mılyon dolarlık bir anlaşmaya imza attı. • DUbUffet nin 'Parıs Montparnass" başlıklı resmi geçen hafta Londra'da Christie's tarafından düzenlenen açık arttırmada 3 milvon dolara alıcı buldu. Aynı arttırmada lngıliz ressam Lucıen Freud'ün bireseri 1.5 milyon pounda satıldı. Bu fiyat arttırmadan önce öngörülenın üç katı olması nedeniyle bir rekor kabul edıliyor. • David Helfğott, vaşamı Oscar ödüllü "Shıne" fılmine konu olan Avusrralyalı piyanist. Fransa'da ıkı konser vermeye hazırlanıyor. Yaklaşık lOyılmı akıl hastanelerinde geçiren Helfğott, 7 ekinıde Çhamps-Elysee'de, 10 ekımdeyse Angouleme Pıyano Festivaîı'nde Fransız izleyicilerin karşısına çıkacak • Brian Keith intihar etti. 75 yaşındaki aktör Brian Keith Malibu'dakı evinde aılesı tarafından ölü bulundu. Silahla intihar eden Keith "ın yakın arkadaşlan sanatçının kanser hastası olduğu ve son zamanlarda sık sık 'kendisini iyi hissetmediğini' sövledıöını belirttıler • Robert De Niro Grace Hıghtovver adlı eski bırhavaalanı görevlisiyle gizli bir « şekildeevlendi Christopher Ree\e • süpermen ıyıleşıyor. Süpermen kahramanını canlandıran ünlü oyuncu Christopher Reeve. yaklaşık iki yıl önce attan düşerek felç olmasının ardından geçen günlerde iyileşme belirtıleri göstererek doktorlarını şaşırttı. Amerikan telev ızyonlarına bir açıklama yapan Reeve ellerı. kollan ve sırt bölgesinde oğlu Wıllın dokunuşlarını hissetmeye başlamış. Ünlü aktör. "Oğlumu hissetmeye başladım, ancak en büyük arzum bit gün onu kucaklayabilmek" şeklinde açıklama yaparken doktorları ıse bu olumlu gelişmelere karşın sanatçının v ürüv üp yürüv meyeceği konusunda bir yorum yapmak için henüz çok erken olduğunu bildırdiler. DAYANIŞMA PARTİSİ BU ÇEMBERİ BİZ KIRARIZ !
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle