Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 HAZİRAN 1997 PAZAR
HABERLER
RP'nin 1 yılı - 4
Dışta
itibar
yitirildi
tstanbul Haber Servisi -
Türkiye'yi sarsan asıl
skandal ise Libya'da
patladı. Çölün
ortasındaki Bedevi
çadınnda Erbakan'ı
kabul eden Libya lideri
Muammer Kaddafi.
Erbakan'ın tslam Halk
Komitesi üyesi olduğunu
açıkladıktan sonra
Türkiye'nin ICürtlere
zulüm uyguladığını ve
Kürtlerin bağımsız
devlet kurma hakkına
sahip olduğunu. hiçbir
diplomatik kaygı
duymaksızın ifade etti.
Ancak tüm bunlar
Erbakan'ı, bilinen dış
politika çizgisinden bir
adım dahi geriletmedi.
Erbakan, bugünlerde
çeşitli vesilelerle yaptığı
konuşmalannda, toplam
ekonomik büyüklükleri
ttalya kadar dahi
olmayan Müslüman 8
ülkenin oluşturduğu D-8
oluşumunu "yeni bir
dünyanın kuruluşu"
olarak tanımlıyor.
Dışişleri Bakanı ÇiDer
de dış politikada skandal
yaratmakta ortağı
Erbakan'dan geri
kalmadı. Bir Alman
mahkemesi Çiller'i
uyuşturucu çeteleriyle
ilişkisi olmakla suçladı.
ABD ve Batı'da artık
inandıncı bulunmadıgı
açıkça dile getirildi.
Dışişleri Bakanlığı'na
uğramadığı ve bu işi fıili
olarak Devlet Bakanı
Abduüah Gül'ün yaptığı
eleştirilerine hedef oldu.
"ABadaylıgıicin
NATO'nun genişlcmesini
vetoedebüiriz"
açıklaması ise Batı'da
santaj, içeride ise gaf
olarak değerlendinldi.
Kadrolaşma ve
yağma
Yaklaşık bir yıl iktidarda
kalan REFAHYOL
ortakhğının icraat
denebilecek
uygulamalanna
bakıldığında,
kadrolaşma dışındaki
ikinci büyük hamlenin
yağmanın yaygınlaşması
ve lcurumsallaşması
olduğu görülüyor. 54.
hükümetin hem
başbakanlık hem de
Bakanlar Kurulu ve tek
tek bakanlıklar
düzeyindeki yağmaya
dayalı başlıca icraatlan
özetle şöyle:
Başbakanlık: 1996 yılı
temmuz ayından bu yana
Başbakan Necmettin
Erbakan ve Başbakan
Yardımcısı Tansu Çiller
tarafından üç kez
kamuoyuna açıklanan
tûm kaynak paketlerınde
sanayileşme. üretim,
ticaret vb. gibi temel
ekonomik kalkınma
hedefleri yerine yağma
var.
Özelleştirme ile kamu
mallanmn ve hazine
arazilerinin satışını aynı
gören bu paketler.
hukuka aykjn olduklan
için daha açılmadan
kapatılırken, son
zamlarda gündeme
getirilen ve hazine
arazilerinin işgalcilere
satışını hedefleyen
MEGİP projesi de yasal
dayanaktan yoksun bir
girişim olarak
eleştiriliyor.
Bayındırkk Bakanlıgı:
Görevi Türkiye'nin
dengeli kalkınmasını
sağlayacak projeler
geliştirmek ve
uygulamak olan
Bayındırlık Bakanlıgı,
özellikle rant değeri
yüksek bölgeleri yine
yagmaya açan imar planı
kararlanyla duyurdu.
Çanakkale Boğazı ve
Edremit Körfezi kıyı
kesimlerindeki imar ve
inşaat haklannı
arttırarak yüksek yağma
potansiyeli yaratan
planlan yürürlüğe sokan
REFAHYOLun
Bayındırlık Bakanlıgı,
son olarak Istanbul'un su
havzalannda da RP'nin
kasası Süleyman
Mercûmek'in arazilerine
yeni rant planlan
armağan etti.
Demirel, güvenoyu verip vermemenin TBMM'nin hakkı ve görevi olduğunu söyledi
'Bunabma çözüm buldum'ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel. ANAP Genel Başkanı
MesutYılmaz'ın kuracağı hükü-
mete karşı milletvekıllennden
"ret" imzalan toplayan REFAH-
YOL ortaklanna. "Hükümete gü-
venoyu verip vermeme TB-
MM'nin hak ve ödevidir, imza
toplanması. ne anavasaya ne de-
mokrasiye uyar. Meclis'in ikinci
plana itiİmesine razı olmadığunı
gösterdim" sözleny le \ anıt verdı.
Bugünkü durumun I977"den
farklı olduğunu vurgulayan De-
mirel. "1977'deseçiminçıkardığı
hükümet aranmakta idi. Bugün
ise bunalımın götürdüğü hükü-
met şekil degişrirerek devam et-
sin isteniyor" dedi. Demirel,
"Yapngun değerlendirmede, hü-
kümetin istifa sebebi olan buna-
lıın ortamının nasıl ortadan kal-
MeCİİS İkİnCİ plana İtİlemez' REFAHYOL'dan kendısine yöneltilen
suçlamalan yanıtlayan Cumhurbaşkanı, bunalımın nasıl kaldınlabileceğini
düşündüğünü belirterek, "'Imza toplanması, ne anayasaya ne demokrasiye uyar.
Meclis'in ikinci plana itiİmesine razı olmadığımı gösterdim" dedi.
dınlabileceginidüşündüm"açık- dığı.fiilen bittiği. hassas dönem-
lamasını >aptı. den geçildiği" doğrultusunda
Demirel. Başbakan Necmettin açıklamalar yaptığını anımsatan
Erbakan ve Başbakan Yardımcı-
sı Tansu Çiller'in kendisıne yö-
nelttiği suçlamalan 3 sayfalık ya-
zılı bir açıklamayla yanıtladı.
Başbakan Necmettin Erbakan'ın
istifasından sonraki gelışmelerı
aynntılanyla anlatan Demirel, ıs-
tifa gerekçesınde "ülkede meyda-
na gelen gerginliğın ancak seçime
gidikrek ortadan kaldınlabüece-
ğj" görüşüne yer verildığıne dık-
kat çektı. Çiller'in de aynı dö-
nemlerde. "Türkiye'nin önünde
bir bunalım. bir karmaşa olduğu,
bu hükümetin ömrünü tamamla-
Demirel şöyle dedi:
"Bütün bunlardan hükümetin
Türidye'dekiortamı "bunalım" ve
'gergınlık' olarak nitelendirerek
çare aramaya koyulduğu ve "istı-
fa ettiği" sonucu çıkar. Görülüyor
ki, ülkenin karşı karşıva kaldığı
sorun. her zamanki hükümet ku-
nıluşlanndan çok farkhdır. Tür-
kiye, hükümet kuruluşu sorunu
ile ilk defa karşdaşmıyor.*1
1977'de seçimin ardından bir
hükümet arandığını. bugün ise
"bunalımın götürdüğü hüküme-
tin, şekil değiştirerek devam etme-
sinin istendiğini1
" savunan Demi-
rel. "Bunalım çözecek hükümet
aramyor. Zira bugün "sayı soru-
nu olmadığım' iddia eden hükü-
met, 'Bunalım \ar" dive istifa et-
miştir. Sonra dönüp yeniden 'hü-
kümet olmak" istemiştir"' görüşü-
nü dile getırdı.
lstıfasını sunarken koalisyon
protokolünü dayanak göstererek
hükümetin Çiller tarafından ku-
rulmasını isteyen Erbakan'a. ana-
yasa. kanun ve geleneklerde 'baş-
bakanhğın devri' diye bir duru-
mun ve teamülün bulunmadığını
söylediğini anımsatan Demirel.
"Aynca, iki parti arasındaki pro-
tokolün anavasavı, kanunlan ve
CumhurbaşkanTnı bağlamadığı
da sövlenmiştir'" dedi. İstıfanın
ardından görüştüğü siyasi parti li-
derlerinin 'ülkedeönemlibirger-
ginliğii) bulunduğunu' savunduk-
lannı kaydeden Demirel, şunlan
söyledi:
-Bunalım var diyerek istifa e-
den hükümetin bir başka şekilde
görevi sürdürmesinin durumu
nasıl düzelteceği hususundaki çe-
lişkiyi çözmekte güçlük çektim.
Gerçekten hükümet 'bu bunalımı
aşabılecek durumda" idiyse.oza-
man istifavı anlamak zorluğu
olurdu. Anayasanın, cumhurbaş-
kanına yüklediği sorumluluğun
gereğine de davanarak genettikle
uygulanan kural gereğince TB-
MM'de temsil edilen en çok üye-
ye sahip ikinci partinin Genel Baş-
kanı Sayın Mesut Yılmaz'a hü-
kümeti kurma görevini verdim."
DSP Genel Başkanı, partisinin Kars'ta düzenlediği açık hava toplantısında konuştu
Ecevit: Karabasan sona erdî
YUCEL SEZER
KARS- DSP Genel Başkanı
Bülent Ecevit önümüzdeki haf-
ta başında yeni bir hükümette
yeni bir dönem başlayacağını
söyledi. REFAHYOL hüküme-
tınin getirdiğı bunalımlann sona erdiğini
ifade eden DSP lideri. "Hilkatgaribesi RE-
FAHYOL koaüsyonu,tarihe gömülmek üze-
redir" dedi.
Partisince Kars Bulvar Caddesi'nde dü-
zenlenen açık hava toplantısında konuşan
Bülent Ecevit, kurulacak yeni hükümete de-
ğinirken "Kâbus ve karabasan gibi bir yıl-
dır iktidar olan bu koalisyon artık bitmiştir.
Bu dönemde Türkiye en ağır rejim bunab-
mını yaşamış, daha ötesi devlet bunalımı ya-
şanmışrır" diye konuştu. REFAHYOL ikti-
dan döneminde, hükümetin devlet kuruluş-
lanyla kavgalı olduğuna dikkat çeken Ece-
vit. şunlan sövledı:
"REFAHYOL hükümeti, Cumhurbaş-
kanı ile kavgau, ordu ile kavgah, ünrversite-
lerle kavgalı, kadınlarla. gençlerle, öğrenci-
lerle, adaletle, yargıçlarla. savcılaıia kavga-
1L Erbakan. devletin polisine güvenmiyor.
kendi adamlanna koruma görevi vaptırı-
yor. Bu şekilde devlet yönetilemezdi. Onun
için devlet bunalımı diyoruz."
Konuşması, zaman zaman, "Türkiye la-
iktir.laik kahcak"sloganıyla kesilen Ecevit.
partililennin bu sözlenne katılarak, "Evet
Türkiye laiktir, laik kalacak. Erbakan da
bunu anlayacak" dedi.
REFAHYOL hükümeti döneminde, Tür-
kiye'yi çağdaşlık, Atatürkçülük, laiklik yo-
lundan ayırmaya hükümetin gücünün yet-
meyeceğinin görüldüğünü ifade eden Ece-
vit. Türkiye'yi bu yolundan ayırmaya kal-
kanlann yalnız devlet değil. milleti de kar-
şısında bulacağını kaydetti. Kendilerinin de
yer alacaklan yeni hükümette, yoğun bir
çalışma dönemıne gırileceğini anlatan Ece-
v ıt. "Hükümet sonınlann çözüm yollann-
da kararh adımlar atacaktır. Her şevden
önemlisL hem kendi içimizde hem de devlet-
le banşık bir şekilde görev yapacağız. Sag-
sol aşuacaktır" diye konuştu.
Doğu ve Güneydoğu'daki sorunlann yan-
lış politikalar yüzünden had safhaya çıktı-
ğını söyleyen Ecevit, şöyledevam etti' "Bu
bölgeler hep ihmal edikli. Bunun için bura-
daki iller göç veriyor. Sorunlar büyük şehir-
leretaşınryor. Yeni hükümetimiz kalkınma-
ya Doğu'dan, kövlüden. esnaftan başlaya-
cak."
Kurulacak yeni hükümette kendisinin Dı-
şişleri Bakanı olmayacağını. ancak partisi-
nin dış politikaya ağırlık vereceğını belır-
Cumartesi Anneleri'nin eylemine bir grup aydm da destek verdi
'Susurlukörtbas edümesinKayip yakınlannı aramak için 111. kez bir
araya gelen Cumartesi Anneleri, Susurluk
olayının örtbas edildiğini ve çetelerin
korunduğunu belirterek "Bugün
ka\ ıplann hesabını sormak daha da önem
kazanıyor" dediler. Cumartesi Anneleri.
her hafta Calatasaray Lisesi'nin önüne
park eden gezici kavıp minibüsüne olan
tepkilerini su-tlarını çevirerek gösterdi.
Kayıp yakınlannın eylemine, aralannda
sinema oyuncusu Nur Sürer, Tomris
Özden, şair Suna Aras, Sine-Sen Başkanı
Yusuf Çetin, tiyatrocu Orhan Aydın'ın da
buhınduğu bir grup destek verdi.
Cumartesi Anneleri, kayıp çocuklannın
resimlerini ve gözaltında öldürülen
gazeteci Metin Göktepe için va/ılan
"Metin Göktepe, Gazetechim" kitabını
eller üstünde tutarak "Kayıplara son,
sorumlular hesap versin" sloganını attı.
Kayıp yakınlan adına yapılan açıklamayı
okuyan Nur Sürer. "Galatasaray
oturmalan bir sesleniştir. Evrensel
hukuka, evrensel insan haklanna saygı
duyuyor musunuz? Bunlann vazgeçilmez
olduğuna inanıyor musunuz? O halde
yeriniz yanımızdır. O halde siz de bir
cumartesi insanısınız, sesimize ses
katmahsınız" dedi.
(Fotoğraf: ALPERTURGUT)
ten DSP lıden. Türkiye'nin komşu ülkeler-
le banşık olması gerektiğini v urgulayarak
"Her şevden önce. .\zerbav can-Ermenistan
sorununun çözümü için rol oynavacağız. Bu
sorun uvgun bir şekilde aşılına. Ermenis-
tan'a olan kapı açılacak. bütünleşme aşama-
sındaki Avrupa ile Asv a arasında kilit duru-
munda olan Türkiye, çok büv ük bir hamle
yapacak" diye konuştu.
Ecevit Kars'ta işçi temsilcileri ile yaptı-
ğı toplantıda, kurulacak hükümetin çözüm
hükümeti olmasını istediklenni, ancak ol-
madığı takdirde seçime gidileceğini söyle-
di. Hükümet kurulduktan sonra gerekirse
seçim takviminin belirleneceğıni kaydeden
Ecevit. "Ama öncelikle nüfus sayımı yapıl-
malı. Çünkü mevcut seçmen kütükleriyle
gkiikcek seçim, milli iradeyi yansıtmaz. Ku-
rulacakçözüm hükümetiyürümezse,seçim
tarihi belirlenir'" diye konuştu.
Özden
'Herkes
haddini
bilsin'ANK\RA (Cumhuriyet
Bürosu) - Anayasa Mahke-
mesi Başkanı Yekta Gün-
gör Özden. siyasal ödünler-
le adaletın gerçekleşmesıni
savsaklayarak geciktirenle-
rin kendi geleceklerini ka-
rarttıklannı vurgularken,
"Herkes haddini bilsin" de-
di. Türkiye Barolar Birliği
(TBB) Başkanı Prof Dr.
Eralp Ozgen, Türk yargısı-
nın Adalet Bakanı Şevket
Kazan'a hakkını helal et-
meyeceğini söyledi.
Ozden. dün yeni seçılen
TBB Yönetim Kurulu üye-
lerini ziyaret etti. Ziyaret
sırasında konuşmasına ba-
zı basın organlannda ken-
disi hakkında yer alan
"beynindeki ur nedeniyle
ameliyat olduğu" volunda-
ki haberleri anımsatan Öz-
den, "Ne ameliyat ne de
muayene oldum. Böylesi in-
sanlık dışı, gerçek dtşı, ter-
bhe dışı dedikodulan yaz-
manın anlamı yok. Benim
beynimde herhangi bir ra-
hatsızük yoL Kendilerine
ilişkin raporlan bana >akış-
urmaya çauşıyorlar" dedi.
Özden. kendi şahsında yar-
gıya saldınldığını belirte-
rek. "Bir de bunlan yazan-
lar Müslüman geçiniyor. Bu
nasıl Müslümanük? Böyle
Müslümanlık, böyle insan-
bkolurmu? Bunlan yazan-
lann boynuna insanlık tas-
ması takmak lazım" diye
konuştu.
SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Tansu Çiller'in 5 yıldır ya-
şamımıza ipotek koyduğu bir
karabasan dönemi sona eri-
yor. Çiller, Türkiye'nin olağa-
nüstü koşullannın yarattığı bir
felaketti. Felaketti diyorum,
çünkü artık kurtuluyoruz. O
belki de uzun yıllar biriktirdiği-
miz günahların bedeliydi.
1971 ve 1980 askeri darbe-
leri, yeni boy veren taze sol
hareketi ezmeyi amaçlamıştı.
Önce Amerikancı sağcı ikti-
darlar kuruldu, o yetmeyince
askeri darbeler tezgâhlandı.
Bu ortam içinde. sola karşı,
dincilik ve ırkçılık beslendi.
Imam-hatip okullan, koman-
do kamplan, ülkücülerin ger-
çekleştirdiği çarpıcı cinayet-
lerin amacı da solu ezip yok
Antandros Amfitiyatrosu'nda...
etmekti.
Bütün bu gericileşme; dev-
letin de tepesinde tam 50 yıl
boyunca merkezi ve sistemli
bir şekilde tezgâhlandı. I-
mam-hatipler, merkezi devlet
politikasının birürünüydü. Zo-
runlu din dersleri cuntacı 12
Eylül generallerinin marifetiy-
di.
Solu ezmek ne demek, şim-
di çok daha iyi görülüyor. Sol,
bu ülkenin namusu ve vicda-
nıydı. Bu vicdan yok edilmek
istenince ortaya işte bu kor-
kunç tablo çıktı. Merkez sağ
partileri siyasi islamcılar ve
ırkçılar doldurdular. Bu yet-
medi, ırkçı ve dinci partilerin
gelişmesi için hertürlü olanak
onlann önüne sunuldu. Çiller,
bu gelişmenin ürünü. O, çürü-
yen, kirienen, demokratik tep-
kileri ezilmiş bir ülkede bir yıl-
dız gibi parladı. 0,1982 Ana-
yasası'nın, Güneydoğu'da
her gün 25-30 insanımızın öl-
düğü ortamın içinde gelişti.
Çiller, bir devlet tercihiydi.
Susurluk'ta ortaya çıkan fe-
laket manzarasıyla Çiller'in bir
karabasan gibi tepemize çök-
mesi aynı döneme denk gel-
di. Bu bir tesadüf değil. Bir
tercihin siyaset yaşamımıza
yansıması. Çiller'in DYP'yi
elinden kaçırması ve köşeye
sıkışması ise yeni bir dönemin
işareti. İşlerin iyiye gittığını
söyleyebiliriz.
• ••
Altınoluk'ta yüzlerce yıl son-
ra yeni bir amfitiyatro inşa
edildi. Genç ve dinamik Bele-
diye Başkanı Ismail Aynur,
bu tiyatroya Antandros adını
verdiklenni açıkladı. Assos
taşlarıyla inşa edilmış bu an-
lamh eserin önceki gün açılışı
vardı. Züjfü Livaneli'nin kon-
serinde beş binden fazla Altı-
noluklu, siyasi gelişmelerin de
etkisiyle neşe ıçindeydi.
Ida Dağı'nın eteklerinde an-
tik dönemde güzellik yanşma-
ları düzenlenir, şehrin tüm hal-
kı amfitiyatrolarda sorunlannı
tartışıp karara bağlarlardı. Zül-
fü Livaneli'nin konserine,
komşu Midilli'den belediye
başkanları, gazeteciler, barış
vedostluk temsilcileri gelmiş-
lerdi.
Bir yıl önce Midilli'de birlik-
te olduğumuz Yunanlı dostla-
n karşımızda görünce çok se-
vindik. Ege'nin iki yakası bu-
ralarda sıcak bir ilişki içindey-
di.
Antandros tiyatrosunda ke-
yifle çevreyi izlerken Çiller'den
kurtulmanın sevincini yaşıyor-
duk. Dansı Susurluk çetesin-
den hesap sorulduğu gün-
lere...
MtKRO
DİNÇ TAYANÇ
Nasıl Bilirdiniz?
Türkçe Sözlük'te "sabık"\n karşılığı "eski, geri-
de kalmış" diye veriliyor.
"Sabıka" ve "sabıkalı" sözcükleri ise, sabıktan
"türeme".
Acep, her sabık bir ya da birçok sabıkadan sa-
bıkalı m'ola?
Türkçe Sözlük'te bir de "sakıt" sözcüğü var;
"düşük, düşmüş, bitmiş" anlamına...
Sakıttan türeme kaç sözcük olduğu değil, sakıt
yadasakıtlann kendilennın nasıl "füredıg/"önem-
li.
Önemli, çünkü; ya edebiyle sabık olmayı ken-
dine sindiremeyip de, sabıkaya yönelip sabıkalı
damgasını yıyen "n'oldum delileri" sonunda sa-
kıt olup çıkıyorlar ya da sabıkalı olarak işe atılıp sa-
bıka üstüne sabıka işledikleri için sonunda sakıt
ediliyorlar...
Ortam, sabık ya da sakıt olmuş sabıkalıların,
Devr-i iktidarları'ndaki sabıkalarının hesabının so-
rulmasına vardığında, iş de, Devr-i Sabık ve de
Devr-i Sakıt yaratıp yaratmamaya gelip dayanıyor.
Kendılerini "şehit" (!) saydırmaya çabalayan sa-
bık ve de sakıtlar ile şerik-i cürümleri ya da yala-
kalanna göre; "bu dünyanın hesabı bu dünyada
venlemeyeceğinden" (!) hesap sorulmasını "öte-
ki dünya"ya bırakmak ve "Nasıl bilirdiniz" soru-
sunu "lyi bilirdiiik" diye yanıtlamak her "dini bü-
tünün" (!) görevi!
Bunlann "ne şehit, ne gazi; sabıka yolunda Ni-
yazi" olduklarının bilincinde olanlar için ise "lyibi-
lirdiiiik" tanıkhğındaki (!) sahtecilik bile, sabık ve
de sakıt herıf-i naşeriflenn sabıkalannı örtemeye-
ceğı, sabıkalılıklannı bağışlatamayacağı için,
"dünya suçunun hesabının dünyada sorulması"
yurttaşlık görevi oluyor!
Işin aslına bakılacak olursa; Devr-i İktidar - De-
vr-i Sabık - Devr-i Sakıt üçlemesi dünden bugü-
ne nice kendini bilmezin dönmezlere karışıp gitti-
ği Şeytan Üçgeni olmuş, daha nicesinin olacağı
da cabası!
•••
Düşünüyorum da:
Düşünce suçundan "sabıkalı" (!) kaç fikir emek-
çisi ve aydın (eğer "kaybedilmekten", vurulmak-
tan, bombayla uçumlmaktan ya da topluca yakıl-
maktan kurtulabilmışler ise) gözaltında, yargılan-
mayı bekliyor, yargılanıyoryada "içerde "yatıyor?
Ya; rüşvet, zımmet, yolsuzluk, görevi kötüye kul-
lanma, görevi kötüye kullanarak servet sahibi ol-
maktan kaç bürokrat "sabıka kaydı "yla yaşıyor?
Ya; azmettırmekten, tetikçilikten, cinayetten,
kundakçılıktan, uyuşturucu ya da silah kaçakçılı-
ğından "sabıkalı" kaç hükümlü, yıl sayıyor?
Ya; bölücülüğün, terör yaratıcılığının, din tacir-
liğinin, halkın bir bölümünü diğer bölümüne karşı
kışkırtmanın "sabıka defteri" tutuluyor ve bunlar-
la "iş" ve "çıkar ortaklığı" yapanlara sabıka kaydı
düşülüyor mu?
Ya; Anayasa'nın, "Anayasa'nın 1'inci madde-
sindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hak-
kındaki hüküm ile 2'nci maddesindeki Cumhuri-
yetin nitelikieri ve 3 'üncü maddesi hükümleri de-
ğiştirilemez ve değıştirilmesi teklif edilemez" hük-
mündeki 4'üncü maddesini; hem de 2'nci Mad-
de'deki "demokratik"liği kullanarak "çiğnemeye
teşebbüs "ten sabıkalı olanlar ve şerik ve şürekâ-
lannın sabıkaları "hangi" dünyanın defterinde dü-
rülüyor?
Ya: laik Türkiye Cumhuriyeti'nın teme) ilkelerini
yıkıp ortaçağ karanlığının şeriatına dönme cüreti-
nin; bu cüretle şeriatçı Müslümanı'ndan "Müslü-
man Kasabı" Sırpına. Düvel-i Muazzama artığı gâ-
vurundan bölücü terör örgütüne her "düşman" ile
al takke ver küllah halli hamur olmanın; CIA'dan
islam Komuta Konseyı'ne türtü çeşitli örgütlere
uşaklık ederek "vatana ihaneften sabıkalanma-
nın hesabını yargıçlar mı soruyor, yoksa sorgula-
yıp yargılama işi meleklere mi "havale" ediliyor?
Ana fikir. "Suçluyu cezalandırmamak, masu-
ma zulümdür" (Suriye Atasözü).
Ana fikrin ana fikri: "Yanlış hesap Bağdat'tan
döner", "Dimyata pirınce giden, evdeki bulgur-
dan daolur", "Keskin siri<e küpüne zarar", "Ece-
lı gelen it cami duvanna işer" (Anadolu atasözleri).
Öldürülen ODP'lfler
karanfillerle amldı
Istanbul Haber
Servisi-TKP(ML)
örgütünce 16 ha-
ziranda öldürülen
ÖDP'lı Yasemin
IldırtenveBehzat
Yıldınm. dün Ka-
dıköy'de pazarda
satışyaptıklanye-
re karanfıl bırakı-
larakanıldı.ÖDP
Kadıköy ılçe ör-
gütünce düzenle-
nen anma toplan-
tısında. Behzat
Yıldınırûn baba-
sı Ali Yıldınm
gözyaşlanna bo-
ğularak fenalık geçırdi.
Kadıköy PTT'si arkasın-
daki açık pazarda hazırla-
nan bir masaya Yıldınm
ve Ildırten'in birlikte çek-
tirdikleri fotoğrafı yerleştı-
ren partıliler. çevresini ka-
ranfillerle süslediler. ÖDP
Kadıköy ilçe örgütü adına
yapılan açıklamada. ÖDP
il merkezine. TKP(ML)
adına çekilen faksta Yıldı-
nm ve Ildırten'in hain ve
işbırlikçi olduklan için öl-
dürüldüklerimn ifade edil-
diği anlatıldı. Insanlann
Ali Yıldınm gözyaşlanna boğuldu
kendilerini savunma hak-
lannı ellerinden alarak
adaletten söz edilemeye-
ceği belirtılen açıklamada,
"SoL sosyaüzm, devrimci-
lik adına gerekçesi ne olur-
sa okun böylesi bir cinaye-
tin politik açıklaması
mümkün değildir. ÖDP'-
nin, iki üyesinin katiıne ne-
den olan bu anlayışın tüm
toplumsal ve siyasal haya-
tın dışına auunası için mü-
cadele yürütme kararhb-
gında olduğunu tekrar be-
lirrmek istivoruz" denıldi.