23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 HAZİRAN 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Diplomatlar TÜPkiye'yi anlattı • Ekonomi Servisi - Yeditepe Üniversitesi Dünya Ekonomisi ve Siyasi llişkiler Araştırma- Uygulama Merkezi'nin düzenlediği, ABD, Rusya ve Almanya Büyükelçilik müsteşarlan ile AB Konsey Danışmanı ve Genelkurmay Başkanlığı temsilcisinin katıldığı panelde Türkiye'nin ekonomik işbirliği olanaklan ve bolgesel siyasi gelişmelerdeki yeri tartışıldı. Panele katılan yabancı üllke temsilcileri, Türkiye'nin içeride önemli ekonomik sorunlan olmakla birlikte hızla geüşmekte olduğunu belirtirken. bulunduğu coğrafya itibanyla anahtar konumunda olduğu görüşünde birleştiler. Genelkurmay temsilcisi Tümgeneral Orhan Yöney ise Türkiye dışında bütün NATO ülkelerinin soğuk savaş sonrasında savunma giderlerini azaltma lüksünden yararlandıklannı vurguladı. Sendikacılar ifade verdi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - REFAHYÖUun özelleştirme çalışmalanna karşı çıkan Eneıji-Yapı Yol Sen Ankara Şubesi yöneticileri, 3 nisan günü TEAŞ ve TEDAŞ Genel Müdürlüğü önünde yaptıklan basın açıklaması nedeniyle, Ankara Cumhuriyet Savcılıği'nda dün ifade verdiler. Sendikanın Eğitim ve Basın Yayın Sekreteri Gülay Baytaş, savcı Nihat Oğan'a verdiği ifadede. "Ben Atatürk'ün. cumhuriyeti emanet ettiği gençliğim. Cumhuriyetin tüm kazanımlanna sahip çıkmakla görevliyım. Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda sanayileşmenin öncülüğünü yapan KtTlerin özelleştirme adı altında yağmalanmasına karşıyım" dedi. Söylemez: Kısa vadeye devam • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanı Ufuk Söylemez, iç borçlanmada 1 yıldan daha kısa vadeli bono ihalelerine devam edileceğini söyledi. Söylemez, dün düzenlediği basın toplantısında. dış kredi olanaklannın arttınlması için de uluslararası risk değerlendirme kuruluşlanna ve finans çevrelerine Türkiye'nin karşılaştırmalı ekonomik göstergelerini içeren bir rapor gönderileceğinı bildırdi. Kamu tesisleri Malezyalılara • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamu kurumlannın sosyal tesisleri ile Hazine arazilerini satışa çıkaran "müstafi" REFAHYOL hükümeti, Malezya heyetine yatınm çağnsında bulundu. Işadamlan ile bürokratlardan oluşan kalabalık bir Malezya heyeti, 5 gün süreyle Ankara, Antalya ve İstanbul'da satışa çıkan taşınmazlan gezecek. Bayındırlık ve Iskan Bakanı Cevat Ayhan ile Başbakanlık Başdanışmanı Kamil Eren, Malezya heyetiyle Ankara Sanayi Odası'ndayapılan toplantıda "tki lslam ülkesi arasındaki ekonomik ilişkilerin daha da geliştirilmesi" çağnsında bulundular. Eren, yap-işlet- devret modeli ile Istanbul ve Çanakkale'ye yeni boğaz köprüleri. otoyollar yapılması önerisi de götürdü. Bakanın ATO ziyareti • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sanayi ve ticaret Bakanı Ali Rıza Gönül, üriin borsalannı en geç bu yılın sonuna kadar Türkiye'ye kazandırmak istediğini bildirdi. Sanayi ve Ticaret Bakanı Gönül, Ankara Ticaret Odası Başkanı Ahmet Çavuşoğlu'nu ziyaret etti. Gönül, ürün borsalannın ekonomideki yerinin çok önemli olduğunu kaydederek, "Bu borsalara devlet desteğini sağlamak için konuyu ilk Bakanlar Kurulu'na götüreceğim" dedi. Doğan Kumaşçılık AŞ, kendisine tanman sürelerde teminat mektubunu tamamlayamadı Etibank'ın satışı iptal edildiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanı Ufuk Söylemez, Doğan Kumaşçılık AŞ'nin 3 aydırpeşinatı yatır- maması üzerine Etibank'ın satışının iptal edildiğini açıkladı. Söylemez dün düzenlediği basın toplan- tısında. Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 20 martta aldığı kararla Doğan Kumaşçı- lık AŞ'ye 75 milyon dolan peşin olmak üzere 185 milyon dolara verilen Etibank'ın satışının iptal edildiğini açıkladı. Söylemez, "Etibank'ı alan grup ken- disine tanınan ek sürelerde teminat mektubunu tamamlayamadı. Bu ne- denle Etibank'ın Doğan Kumaşçılık'a satışı iptal edildi. Daha önce yatırdığı teminat mektubu da Hazine'ye irat kay- dedildi"dedi. Doğan Kumaşçılık, 3 aydır, gereken 75 milyon dolarlık peşinatı yatırmamış ve teminat mektubu getirememiştı. Doğan Kumaşçılık'a geçen ay 200 milyar liralık teminat alınarak ek süre verilmişti. Ek sü- renin hafta başında dolmasına karşın, şir- ket yine peşinatı getirmemiş ve belirlenen ikinci 200 milyar liralık teminatı da yatı- ramamıştı. Etibank'ın sahşından önce Hazine. ban- kalara teklif veren kuruluşlan inceleme- ye almıştı. Devlet Bakanı Söylemez, o ta- rihte yaptığı açıklamada, Hazine'nin tüm tekJif sahipleri için olumlu rapor verdiği- ni bildirmişti. Satışın ardından Doğan Ku- maşçılık'ın çeşitli bankalara borcu oldu- ğu ortaya çıkmıştı. Doğan Kumaşçılık yaklaşık 2 aydır. Etibank'ı alabilmek için ortak anyordu. Söylemez, basın toplantısında, Türki- ye'nin kredi notunu arka arkaya düşüren uluslararası risk değerlendırme kuruluş- lanna ve finans çevrelerine, Türkiye'nin karşılaştırmalı ekonomik durumunu gös- teren bir rapor gönderdiklerini de bildir- di. Limanların satışı ÖİB'den yapılan ikinci açıkJamaya gö- re de, Türkiye Denizcilik tşletmeleri'ne (TDl) ait Hopa Limanı ile Tekirdağ Lima- nı'nın işletme haklannın 30 yılhğına dev- rine ilişkin sözleşmeler imzalandı. Buna göre Hopa Limanı 30 yıl boyun- ca Park Denizcilik AŞ ile Hopa Liman lş- letmeleri AŞ tarafından ortak olarak işle- tilecek. Şirketler, idareye 15 yıl süresin- ce yılda 100 bin dolar ödeyecekler. Her yıl yüzde 4 faiz uygulanacak, bu neden- le toplam 4 milyon 4 bin dolar verilecek. Tekirdağ Limanı'nın işletme hakkını 30 yılhğına alan Akport Tekirdağ Liman Işletmeleri AŞ de, yılda 2 milyon 620 bin dolar üzerinden yıllık yüzde 4 faizle top- lam 104 milyon 923 bin dolar verecek. Şirketler, Hopa Limanı'nın faaliyet ge- lirlerinin yüzde 25'i ile faaliyet dışı gelir- lerinin yüzde 2'si oranındaki bölümünü, Tekirdağ Limanı'nın da faaliyet içi gelir- lerinin yüzde 30 ile faaliyet dışı gelirleri- nin yüzde 2'lik bölümünü TDl'ye vere- cekler. Şirketler, limanlardaki makine ve teçhizatı da ABD Dolan üzerinden belir- lenecek bedelle satın alacaklar. ÇtFTÇt D O S T U / SADULLAH USUMİ Çiftçinin Umudu Yeni HükümetteESKİŞEHİR - Erbakan-Çiller hükümetinin tanm ürünlerine ver- diği yetersiz fiyatlar ve taksitli ödemeler Türk ekcxıomisinde de- rin yaralar açtı. Birçok üründe verim ve kalite düştü. Türkiye, gıda maddelerinde dışa bağımlı hale geldi. Bu nedenle buğday, ayçiçeği, pamuk, şeker, et ve süt ürünleri ithal ederek, kendi çift- çilerimizden esirgediğimiz para- lan yabancı ülkelerin çiftçiierine vermeye başladık. 1993 ile 1994 yıllarında uygu- lanan yanlış fıyat politikası yü- zünden şekerpancarı ekimi geri- leyince trilyonlarca liralık döviz ödeyerek yüz binlerce ton şeker ithal etmek zoaında kaldık. Ay- nca, Tansu Çiller'in "İthal ederek şekeri halkıma ucuz yedirece- ğim" demesine rağmen, Türk hal- kı 2 yıldan beri şekere iki kat faz- la fiyat ödemek zorunda kalıyor. Şekerpancanndan geçimini sağ- layan 3 milyon üreticiden borç- larını ödeyemediği için hayvan- lannı, traktörlerini tarlasını satan- laroldu. Birçoğu da hâlâ mahke- mede. Şeker ithalatından, karaborsa- dan trilyonlarca lira haksız ka- zanç sağlayanlar oldu. Türkiye'ye qkaçak yollardan şeker sokuldu. Insan sağlığına zararlı şekerlerin bile halkımıza satıldığı ileri sürül- dü. Ve devlet, kontrolü kaybetti. Piyasa kaçakçılann eline geçti. Çiller'in ithalatla çiftçiyı ezme po- litikasını Türk ekonomisi ve hal- kımız çok pahalı biçimde ödedi. Çiller, 1991 yılında ekonomi- den sorumlu Devlet Bakanı oldu- ğu günden bu yana, Türk çiftçi- sinin başına gelmedik felaket kal- madı. Aldığı karar ve uygulama- ları ile Türk tarımına, Cumhuriyet tarihinin en karanlık günlerini ya- şattı. 1980 yılına kadar devletimi- zin binbir güçlükle çiftçimizi soy- guna ve vurguna karşı korumak amacı ile kurduğu tanmsal KtT'le- ri haraç-mezat sattırdı. Şimdi, 1997 yılı ürünü pancar için verilen 11 bin lira taban fıyat tartışılıyor. Sadece özel sektöre hizmet vemeye alışmış bazı çev- Mesut Yılmaz çiftçinin yeni reler, 11 bin liranın iyi bir fiyat ol- duğunu ileri sürüyoriar. Ama pan- carı yetiştirebilmek için oluk gibi para harcayan, 10 ay geceli gün- düzlü kar ve yağmur altında ça- lışmak zorunda kalan milyonlar- ca üretici, aynı görüşte değil. Ta- rım kesimine göre 11 bin liralık fıyat, Çiller'in giderayak çiftçiye vurduğu son darbe. Üretici Çil- ler anlayışında bir siyasetçinin iktidara gelmemesi için dua edi- yorlar. Pancar üreticilerinin isteği, 11 bin liranın "avans fiyat" olarak düşünülmesi ve hasat dönemine kadar oluşacak malıyet hesapla- rı da dikkate alınarakyeni bir fi- yat tespiti. Düşünülen rakam da 10 sent. Üreticilerin bir beklenti- si de pancar bedellerinin her ayın sonunda peşin olarak ödenme- si. Aksi halde, bugün bile son derece düşük bir fıyat olarak ka- bul edilen 11 bin liranın alım gü- cü mart veya nisan aylannda 5 ile 6 bin liraya kadar düşecektir. Pancar bölgesi Ziraat Odası başkanları da görüşlerini şöyle açıkladılar: Eskişehir(lsmail Büyüksan): "Türkiye hızlı bir enflasyon yaşı- yor. Sanayi ürünlerinin fiyatları enflasyon oranında artıyor. Buna karşılık tanm ürünlerinin fiyatlan yerindesayıyor. Bu nedenle 1997 yılı ürünü pancann maliyeti eylül ayına kadar 15 ile 16 bin lirayı bu- labilir. Belki de geçebilir. Bu ne- denle ilan edilen fiyatın avans fi- yat olarakkabul edilmesini ve10 sente çıkanlmasını, ürün bedel- lerinin de herayın sonunda öden- mesini öneriyorum." Edirne (Ismail Bolu): "Pan- cara heryıl düşük taban fiyat ve- riliyor. Bunlar da 7 ile 8 ay gecik- meli olarak ödeniyor. Bu yıipan- cara verilen 11 bin lira komiktir. Mazot 28 binden 70 bine dayan- dı. Gübre ikiyılda 5 kat arttı. Buğ- day, verilen taban fiyatın altına düştü. Çjftçiyi kara günlerbeliyor." Adapazan (Hikmet Karaba- y*): "Samsun, Adapazan, Susur- luk, Alpullu ve Yenişehirbölgele- rinde pancar kalitesi ve verimi düşük. Fiyat 11 bin lirada kalırsa çiftçinin cebine girecekpara, 9 bin liranın altına düşer. Fiyat en azın- dan 10 sente çıkanlmalı ve ürün bedelleri herayın sonunda öden- melidir." Bursa(FuatSan): "Buğdayda fiyasko oldu. Taban fiyat 33 bin lira ilan edildi. Tüccar28 bin lira- dan alım yapıyor. Pancara verilen 11 bin lira fiyat çok düşük. Mali- yetin 15 ile 16 bin lirayı bulacağı hesaplanıyor. Pancar fiyatı 10 sent olmalı ve peşin ödenmeli- dir." Karacabey (Nuri Karaca:) "Geçen yıl ekilen domatesler re- zil oldu. Sanayiciler düşük fiyat- la topladılar ve paralan aylarca ödemediler. Pancar fiyatları da çokdüşüktü. Paralardagene 10 ay sonraödenebildi. Pancariçin açıklanan 11 bin lira fiyat avans olarak kabul edilmeli ve alımlar 10 sent üzerinden yapılmalıdır." Erbakan ve Çiller hükümetinin istifa etmesi milyonlarca çiftçiyi sevindirdi. Çünkü, tutarsız poli- tikalar tarım kesimini bezdirdi. Çiller anlayışında bir hükümet bir yıl daha iktidarda kalsaydı tanm ve hayvancılık Türkiye'de biter- di. Çiftçi, Mesut Yılmaz'dan da fazla bir şey beklemiyor. Ancak, Çiller ve Erbakan'dan bin kez da- ha iyi olacağına inanıyor. Bu nedenle milyonlarca çiftçinin gözü ve kulağı Ânkara'da. • Berke'de Hemizlik 9 sürüyor SAMtH AZMİ EZER ADANA - Berke Ba- rajı'nda sendikalılaşma çalışmalannın ardından 27 işçinin iş akitlerinin feshedilmesini protesto amacıyla eylem yapan- lara da çıkış verildi. 440 kişinin daha işine son verilmesiyle çıkanlan- lann sayısı 467'ye ulaş- tı. Berke Barajı'nın ya- pımını yürüten Rumeli Holding bünyesindeki Yapı ve Ticaret AŞ bir süre önce 27 kişinin iş akitlerini, tazminatlan- nı ödeyeceğini bildirerek feshetti. Çıkışlann sendikalı- laşma çalışmaları yü- zünden gerçekleştiğini belirten Berke işçileri de, işbaşı yapmayıp ba- raj önünde toplanarak uygulamayı protesto et- tiler. Işveren bu kez "ey- leme katıldıkları" ge- rekçesiyle işçileri, 1475 sayılı yasanın 17. mad- desine göre çıkarmaya başladı. Çıkanlan işçi sayısı- nın 467'ye yükseldiğini kaydeden Tes-lş Sendi- kası 3 No'lu Şube Baş- kanı Veysel Kocakap- lan, çıkışlar karşısında neleryapılabileceği ko- nusunda. sendika genel merkez yetkilileri ve av ukatlarla göriişmeleri sürdürdüklerini anlata- rak şunlan söyledi: "Konuyu her yö- nüyle değerlendiriyo- ruz. Hukuken ne gere- kiyorsa yapılacak. Bir >ılhk kötü ni>et tazmi- natı isteyeceğiz." Kombassan Ihtiyati haciz kararı Istanbul Haber Servi- si -Kombassan'ın hesap- lan üzerine konulan ihti- yati tedbirin ardından şimdi de ihtiyan' haciz ka- ran verildi. Bir alacaklı- stna 2 milyon ABD Do- lan borcunu vadesinde ödemediği için Kombas- san Holding hakkında ih- tiyati haciz karan alındı. Genelkurmay Başkan- lığı'nın çeşitli kesimlere verdiği 'irticai faaliyet- ler'brifinginde, adı ve- rilmeden yasadışı para trafiğindeki rolünün altı çizilen ve SPK'nin yap- tığı incelemede kayıt dı- şı para trafiği yaptığı be- lirlenen Kombassan Hol- ding"e bir ihtiyati haciz karan daha verildi. 15 Ha- ziran 1997 tarihli senet- le alacaklı Mehmet Ha- san Çebi'ye 2 milyon ABD Dolan borcunu öde- meyen holding, bu kişi tarafından mahkemeye verildi. Alacaklı Çebi'nin başvurusunu görüşen Is- tanbul 7. Ticaret Mahke- mesi. 20 Haziran 1997 tarihli 1997/1209 değişik iş sayılı karanyla Kom- bassan'm menkul ve gay- rimenkul mallannın 'ih- tiyaten haczine'karar verdi. Öte yandan Vakıfbank Genel Müdürü Prof. Na- zım Ekren. Kombassan firmasına 15 milyon do- larlık yeni kredi tahsısi yapılmasının söz konusu olmadığını bildirdi. Bilginin kaynağı giderek çoğalıyor... Bağdat Caddesi Bank Kapita açılıyor. Bilgi için: BANKAPiTAL Bılgı kaynaklanna bıryemsı eklemyor Bağdat Caddesi'nde tanımlara sığmayan, alışılmış kalıptan zoriayan bir oanka htzmet vermeye başJıyor Bağdat Caddesi Bank Kapttal 26 Hazıran 1997, 10 30, Bank Kapıtal Bağdat Caddesi No 300 Istanbul BENCE IZZETTIN ONDER Sağın Aiternatifi-2 Sağın alternatifi, kuşkusuz, sosyal demokrasi de- ğil, soldur. Zira sosyal demokrasi, sola karşı sağı yu- muşatan.onukoruyan.onuntamamlayıcısıniteliğin- deki politikalar kümesinden oluştuğu halde, sol, sa- ğın karşısında başlı başına bir sistemdir. Iktidar şansı açısından sosyal demokrasınin bü- yük bir şansı olduğu halde, solun şimdilik böyle bir şansı gözükmemektedır. Sosyal demokrasinin iktidar şansı, toplumda sermaye - mülkiyet ilişkısini değiş- tırmeden, ekonomik tıkanıklık ve huzursuzlukları ge- çici bir süre için giderebilme niteliğine bağlıdır. Böy- lece sosyal demokrasi, sistemin soluk almasına ve hayatiyetinın sürdürtilmesine katkıda bulunmakta- dır. Bunun en uç ve bıraz da yoz örneğini, yaygın adı ile popülist politikalar olarak bilinen uygulamalar oluş- turmaktadır. Sosyal demokrat politikaların en verım- siz ve tüketim cephesini oluşturan bu tür harcama- lar ekonomik açıdan israf olmakla beraber, serma- yenin toplumsal yapılar üzerindeki tahribatmı perde- lediğinden dolayı, sistem ve sermaye açısından ka- zançtır. Sermayenın bu tür harcamalardan şikâyetçi olması ıse fevkalade doğaldır, fakat bu şikâyetler bir o kadar da yapaydır. Sosyal demokrasinin yapıcı ve üretici politika uy- gulamalarını eğitim ve sağlık gibi beşeri sermaye üre- timine yönelik harcamalar oluşturmaktadır. Ancak ta- rihsel uygulamalar göstermıştır kı söz konusu beşe- ri faktör üretimine yönelik harcamalar da temelde sermaye tarafından talep edilmekte ve yönetılmek- tedir. Nitekim günümuzde olduğu gibi sermayenin bu tür hizmetlere olan talebı azaldığında ya da biçim değiştırdiğınde, devletin beşeri sermaye üretim po- litikası da degişmektedır. Şu nokta açıkça anlaşılmaktadır ki sosyal demok- rat politikalar sağın alternatifi değıl, fakat tamamla- yıcısıdır ve bu niteliği ile de aktif değil, pasif politika aracıdır. Dığer bir deyişle, sosyal demokrat politika- lar, uzun dönemde sermayenın hâkimiyet ve güciü- mü altında olmaya mecbur ve mahkûmdur. Sosyal demokrat politikaların en olumsuz yanı ise toplum bilmcini bulandınp saptırma ışlevi görmesi- dir. 1940'lann kazanımları ile sosyal mücadele alanı- nı, fevkalade yanlış olarak başat ve etkili gibi algıla- yan sermaye karşıtı gruplar, bu sarhoşlukla ekono- mik ve sınıf mücadelesi kavramlannı neredeyse unut- tular. Bunun da ötesınde, bugün sıkışan söz konusu kesımler, mücadelelerini gerçek alan olan ekonomi- den bir üst yapı kurumu olan politikada demokrasi söylemine kaydırarak adeta Freudvarı çocukluk dö- nemi özleminı yaşamaktadır. İkinci Keynes ışlevi ile kapitalist sistemi kurtarmaya soyunmuş olan Blair de kendisini halk bılincı üzerinde aynı bozucu etkıyi oluş- turmak görevi ile yükümlü görmektedir. Sosyal demokrat politikalar ne kadar kapitalist politikaların uygulamalannı törpüleme gibi bir ihti- yaçtan ortaya çıkmış ıse o kadar da kapitalıstın kay- nak vermede çıkardığı güçlük sorunu ile karşı karşı- yadır. Günümuzde sosyal demokrasinin güçlü prog- ramlar geliştirip halkın yararına politikalar izleyeme- mesi ve buna bağlı olarak da taban kaybetmesi hep kaynaklara ulaşamamasından ileri gelmektedir. Bu ne- denle sosyal demokratlar giderek sağa kaymaktadır. Iktidar şansını bir tarafa bırakıp olası bir iktıdarda- ki icraat şansına baktığımızda, güçlü kaynaklara hâ- kim olma nedenine bağlı olarak, solun halk yararına politikalar üretme gücü sosyal demokrat sıyasilere gö- re çok daha yüksektir. Bu nedenle sağın alternatifi sol- dur. Solun oluşum ve gelişim altyapısı sosyal demok- rasininkinden çok farklıdır. Solun altyapısını oluştur- mada haşin sağ politikaların yapıcı etkisi olduğu hal- de, bu oluşumda sosyal demokrasinin tahripkâr ve bulandırıcı bir rolü vardır. Bu rol, sosyal demokrasi- nin tarihsel misyonunda saklıdır. Türkiye'de uygula- nagelmiş olan ekonomi politikaları nüfusun büyük bir çoğunluğunu sol cephede birleşme konumuna ıt- tiğı halde sistemin ideolojık savunması bunu engel- lemektedır. Bunun anlamı, ekonomik ihtiyaçlara sos- yal tabanın tercih sapması (daha doğrusu, saptınl- ması) göstermesı biçımınde yorumlanabilir. Eğer ger- çek anlamda demokrasi söylemi geliştirilecek ve bu- nun mücadelesi yapılacak ıse bu üstyapı söylemi ile birlikte mücadelenin ekonomik alana taşınması da za- ruridir. Böyle bir mücadelenin politik aracı ıse sol par- tilerdir. Bu nedenle, çağdaş Türkiye'nin gerçek ze- minde ekonomik mücadelesini sürdürebilmesi için sol partilerin Meclıs'e girmesı ve bu siyasal karar yennı dikenlerden arınmış gül bahçesi olmaktan kurtarma- sı gerekmektedir. Ne var ki halkın büyük çoğunluğunun yararına da olsa, politik sonuçlar halkın gerçek tercihleri ile de- ğil de sistemin ideolojik koruma araçları baskısı al- tında oluşmaktadır. REFAHYOL'un istifa ettiği şu gün- lerde, bizzat bu REFAHYOL'u yaratan güçterin demok- rasi havarisi ve kurtarıcı olarak algılanmalan gibi. Çukobirlik usulsüzlüklerinin üstü örtüldü HACERGEMİCİ ÖZDEN ADANA- Çukobirlik'te usulsüzlüklenn üzeri oybir- liğiyle örtüldü. Sanayi Ba- kanlığı müfettişlerince ince- lemeye aluıan ve birliğin yak- laşık 20 milyar lira zarara uğramasına neden olan iş- lemler konusunda delegeler. dava açılmasına gerek gör- medıler. Eski yönetimi ade- ta aklayan delegelerin bu tav- n "Çukobirlik arpalık ol- maya devam ediyor" şek- linde nitelendiriliyor. Çukobirlık'in yeni dele- geleri işe, eski yönetimi ak- lamakla başladı. Mustafa Gökçedağ'ın genel müdür- lüğü dönemınde faksla çö- zümlenmesi olası bir konu- da genel müdür yardımcısı- nın dönemin parası ile 87 milyon lira harcayarak Ame- rika'ya gönderilmesi üzeri- ne rapor hazırlayan Sanayi Bakanlığı müfettişlerine kar- şın, delegeler söz konusu ge- nel müdürün hukuki sorum- luluğu olmadığı yönünde oy kullandılar. Yine 18 Mayıs 1994'te birliğin ihtiyacı olan 4 kalem kimyevi maddenin ihalesinde Çukobırlık'in 2 milyar lira zarara uğradığı tespit edildiği ve ihaleyi ya- pan Vahap Çirkin, Doğan Göktepe ve Fuat Çeçen'den zarann karşılanması talep edildiği halde delegeler vine "ret" oyu kullandılar. Başka olay da Amerika'ya yapılan "şort ihracatında" meydana geldi. thracat yapan firmanın şortlarda renk far- kı ve gaz kokusu olmadığı sa- vıyla Çukobirlik aleyhine 7 milyon dolarlık tazminat da- vası açması üzerine birlik, Amerika'da avukatlar tuttu ve bir yer kiraladı. Sonunda firmaya 50 bin dolar verile- rek olay kapatıldı. Ancak bir o kadar da kira ve avukat pa- rası verildiği ve birliğin 100 bin dolara yakın zarara uğ- radığı tespit edildiğinden bu paranın o dönem boya fab- rikasının başında bulunan fabrika müdürü ve yardım- cılanndan karşılanması ka- rara sunuldu. Delegeler ret oyu kullandılar. Çukobirlik'te bir başka usulsüzlük Boya Basma Fab- rikasf nda alınacak kimyevi maddelerle ilgiliydi. Bu mad- delerin alımında 655 milyar lira fazla ödeme yapıldığı tespit edildiği halde yöne- tim kurulunun sorumluluğu bulunmadığı yönünde karar çıktı. Yine Boya Basma Fab- rikasfnın bir başka ihalesin- de de 109 milyar fazla öde- me yapılmasına karşın de- legeler 20 milyar lirayı bu- lan bu 5 usulsüzlük konu- sunda davaya gerek görme- yınce bazı çevrtler, genel kurulu "aklama operas- vonu" olarak nitelendirdıler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle