Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 HAZİRAN 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Diplomatlar
TÜPkiye'yi anlattı
• Ekonomi Servisi -
Yeditepe Üniversitesi
Dünya Ekonomisi ve Siyasi
llişkiler Araştırma-
Uygulama Merkezi'nin
düzenlediği, ABD, Rusya
ve Almanya Büyükelçilik
müsteşarlan ile AB Konsey
Danışmanı ve Genelkurmay
Başkanlığı temsilcisinin
katıldığı panelde
Türkiye'nin ekonomik
işbirliği olanaklan ve
bolgesel siyasi
gelişmelerdeki yeri
tartışıldı. Panele katılan
yabancı üllke temsilcileri,
Türkiye'nin içeride önemli
ekonomik sorunlan
olmakla birlikte hızla
geüşmekte olduğunu
belirtirken. bulunduğu
coğrafya itibanyla anahtar
konumunda olduğu
görüşünde birleştiler.
Genelkurmay temsilcisi
Tümgeneral Orhan Yöney
ise Türkiye dışında bütün
NATO ülkelerinin soğuk
savaş sonrasında savunma
giderlerini azaltma
lüksünden yararlandıklannı
vurguladı.
Sendikacılar
ifade verdi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
REFAHYÖUun
özelleştirme çalışmalanna
karşı çıkan Eneıji-Yapı Yol
Sen Ankara Şubesi
yöneticileri, 3 nisan günü
TEAŞ ve TEDAŞ Genel
Müdürlüğü önünde
yaptıklan basın açıklaması
nedeniyle, Ankara
Cumhuriyet Savcılıği'nda
dün ifade verdiler.
Sendikanın Eğitim ve Basın
Yayın Sekreteri Gülay
Baytaş, savcı Nihat Oğan'a
verdiği ifadede. "Ben
Atatürk'ün. cumhuriyeti
emanet ettiği gençliğim.
Cumhuriyetin tüm
kazanımlanna sahip
çıkmakla görevliyım.
Cumhuriyetin kurulduğu
yıllarda sanayileşmenin
öncülüğünü yapan
KtTlerin özelleştirme adı
altında yağmalanmasına
karşıyım" dedi.
Söylemez: Kısa
vadeye devam
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Devlet Bakanı Ufuk
Söylemez, iç borçlanmada
1 yıldan daha kısa vadeli
bono ihalelerine devam
edileceğini söyledi.
Söylemez, dün düzenlediği
basın toplantısında. dış
kredi olanaklannın
arttınlması için de
uluslararası risk
değerlendirme
kuruluşlanna ve finans
çevrelerine Türkiye'nin
karşılaştırmalı ekonomik
göstergelerini içeren bir
rapor gönderileceğinı
bildırdi.
Kamu tesisleri
Malezyalılara
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Kamu kurumlannın sosyal
tesisleri ile Hazine
arazilerini satışa çıkaran
"müstafi" REFAHYOL
hükümeti, Malezya
heyetine yatınm çağnsında
bulundu. Işadamlan ile
bürokratlardan oluşan
kalabalık bir Malezya
heyeti, 5 gün süreyle
Ankara, Antalya ve
İstanbul'da satışa çıkan
taşınmazlan gezecek.
Bayındırlık ve Iskan Bakanı
Cevat Ayhan ile
Başbakanlık Başdanışmanı
Kamil Eren, Malezya
heyetiyle Ankara Sanayi
Odası'ndayapılan
toplantıda "tki lslam ülkesi
arasındaki ekonomik
ilişkilerin daha da
geliştirilmesi" çağnsında
bulundular. Eren, yap-işlet-
devret modeli ile Istanbul
ve Çanakkale'ye yeni boğaz
köprüleri. otoyollar
yapılması önerisi de
götürdü.
Bakanın ATO
ziyareti
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Sanayi ve ticaret Bakanı
Ali Rıza Gönül, üriin
borsalannı en geç bu yılın
sonuna kadar Türkiye'ye
kazandırmak istediğini
bildirdi. Sanayi ve Ticaret
Bakanı Gönül, Ankara
Ticaret Odası Başkanı
Ahmet Çavuşoğlu'nu
ziyaret etti. Gönül, ürün
borsalannın ekonomideki
yerinin çok önemli
olduğunu kaydederek, "Bu
borsalara devlet desteğini
sağlamak için konuyu ilk
Bakanlar Kurulu'na
götüreceğim" dedi.
Doğan Kumaşçılık AŞ, kendisine tanman sürelerde teminat mektubunu tamamlayamadı
Etibank'ın satışı iptal edildiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Devlet Bakanı Ufuk Söylemez, Doğan
Kumaşçılık AŞ'nin 3 aydırpeşinatı yatır-
maması üzerine Etibank'ın satışının iptal
edildiğini açıkladı.
Söylemez dün düzenlediği basın toplan-
tısında. Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun
20 martta aldığı kararla Doğan Kumaşçı-
lık AŞ'ye 75 milyon dolan peşin olmak
üzere 185 milyon dolara verilen Etibank'ın
satışının iptal edildiğini açıkladı.
Söylemez, "Etibank'ı alan grup ken-
disine tanınan ek sürelerde teminat
mektubunu tamamlayamadı. Bu ne-
denle Etibank'ın Doğan Kumaşçılık'a
satışı iptal edildi. Daha önce yatırdığı
teminat mektubu da Hazine'ye irat kay-
dedildi"dedi.
Doğan Kumaşçılık, 3 aydır, gereken 75
milyon dolarlık peşinatı yatırmamış ve
teminat mektubu getirememiştı. Doğan
Kumaşçılık'a geçen ay 200 milyar liralık
teminat alınarak ek süre verilmişti. Ek sü-
renin hafta başında dolmasına karşın, şir-
ket yine peşinatı getirmemiş ve belirlenen
ikinci 200 milyar liralık teminatı da yatı-
ramamıştı.
Etibank'ın sahşından önce Hazine. ban-
kalara teklif veren kuruluşlan inceleme-
ye almıştı. Devlet Bakanı Söylemez, o ta-
rihte yaptığı açıklamada, Hazine'nin tüm
tekJif sahipleri için olumlu rapor verdiği-
ni bildirmişti. Satışın ardından Doğan Ku-
maşçılık'ın çeşitli bankalara borcu oldu-
ğu ortaya çıkmıştı. Doğan Kumaşçılık
yaklaşık 2 aydır. Etibank'ı alabilmek için
ortak anyordu.
Söylemez, basın toplantısında, Türki-
ye'nin kredi notunu arka arkaya düşüren
uluslararası risk değerlendırme kuruluş-
lanna ve finans çevrelerine, Türkiye'nin
karşılaştırmalı ekonomik durumunu gös-
teren bir rapor gönderdiklerini de bildir-
di.
Limanların satışı
ÖİB'den yapılan ikinci açıkJamaya gö-
re de, Türkiye Denizcilik tşletmeleri'ne
(TDl) ait Hopa Limanı ile Tekirdağ Lima-
nı'nın işletme haklannın 30 yılhğına dev-
rine ilişkin sözleşmeler imzalandı.
Buna göre Hopa Limanı 30 yıl boyun-
ca Park Denizcilik AŞ ile Hopa Liman lş-
letmeleri AŞ tarafından ortak olarak işle-
tilecek. Şirketler, idareye 15 yıl süresin-
ce yılda 100 bin dolar ödeyecekler. Her
yıl yüzde 4 faiz uygulanacak, bu neden-
le toplam 4 milyon 4 bin dolar verilecek.
Tekirdağ Limanı'nın işletme hakkını
30 yılhğına alan Akport Tekirdağ Liman
Işletmeleri AŞ de, yılda 2 milyon 620 bin
dolar üzerinden yıllık yüzde 4 faizle top-
lam 104 milyon 923 bin dolar verecek.
Şirketler, Hopa Limanı'nın faaliyet ge-
lirlerinin yüzde 25'i ile faaliyet dışı gelir-
lerinin yüzde 2'si oranındaki bölümünü,
Tekirdağ Limanı'nın da faaliyet içi gelir-
lerinin yüzde 30 ile faaliyet dışı gelirleri-
nin yüzde 2'lik bölümünü TDl'ye vere-
cekler. Şirketler, limanlardaki makine ve
teçhizatı da ABD Dolan üzerinden belir-
lenecek bedelle satın alacaklar.
ÇtFTÇt D O S T U / SADULLAH USUMİ
Çiftçinin Umudu Yeni HükümetteESKİŞEHİR - Erbakan-Çiller
hükümetinin tanm ürünlerine ver-
diği yetersiz fiyatlar ve taksitli
ödemeler Türk ekcxıomisinde de-
rin yaralar açtı. Birçok üründe
verim ve kalite düştü. Türkiye,
gıda maddelerinde dışa bağımlı
hale geldi. Bu nedenle buğday,
ayçiçeği, pamuk, şeker, et ve süt
ürünleri ithal ederek, kendi çift-
çilerimizden esirgediğimiz para-
lan yabancı ülkelerin çiftçiierine
vermeye başladık.
1993 ile 1994 yıllarında uygu-
lanan yanlış fıyat politikası yü-
zünden şekerpancarı ekimi geri-
leyince trilyonlarca liralık döviz
ödeyerek yüz binlerce ton şeker
ithal etmek zoaında kaldık. Ay-
nca, Tansu Çiller'in "İthal ederek
şekeri halkıma ucuz yedirece-
ğim" demesine rağmen, Türk hal-
kı 2 yıldan beri şekere iki kat faz-
la fiyat ödemek zorunda kalıyor.
Şekerpancanndan geçimini sağ-
layan 3 milyon üreticiden borç-
larını ödeyemediği için hayvan-
lannı, traktörlerini tarlasını satan-
laroldu. Birçoğu da hâlâ mahke-
mede.
Şeker ithalatından, karaborsa-
dan trilyonlarca lira haksız ka-
zanç sağlayanlar oldu. Türkiye'ye
qkaçak yollardan şeker sokuldu.
Insan sağlığına zararlı şekerlerin
bile halkımıza satıldığı ileri sürül-
dü. Ve devlet, kontrolü kaybetti.
Piyasa kaçakçılann eline geçti.
Çiller'in ithalatla çiftçiyı ezme po-
litikasını Türk ekonomisi ve hal-
kımız çok pahalı biçimde ödedi.
Çiller, 1991 yılında ekonomi-
den sorumlu Devlet Bakanı oldu-
ğu günden bu yana, Türk çiftçi-
sinin başına gelmedik felaket kal-
madı. Aldığı karar ve uygulama-
ları ile Türk tarımına, Cumhuriyet
tarihinin en karanlık günlerini ya-
şattı. 1980 yılına kadar devletimi-
zin binbir güçlükle çiftçimizi soy-
guna ve vurguna karşı korumak
amacı ile kurduğu tanmsal KtT'le-
ri haraç-mezat sattırdı.
Şimdi, 1997 yılı ürünü pancar
için verilen 11 bin lira taban fıyat
tartışılıyor. Sadece özel sektöre
hizmet vemeye alışmış bazı çev-
Mesut Yılmaz
çiftçinin yeni
reler, 11 bin liranın iyi bir fiyat ol-
duğunu ileri sürüyoriar. Ama pan-
carı yetiştirebilmek için oluk gibi
para harcayan, 10 ay geceli gün-
düzlü kar ve yağmur altında ça-
lışmak zorunda kalan milyonlar-
ca üretici, aynı görüşte değil. Ta-
rım kesimine göre 11 bin liralık
fıyat, Çiller'in giderayak çiftçiye
vurduğu son darbe. Üretici Çil-
ler anlayışında bir siyasetçinin
iktidara gelmemesi için dua edi-
yorlar.
Pancar üreticilerinin isteği, 11
bin liranın "avans fiyat" olarak
düşünülmesi ve hasat dönemine
kadar oluşacak malıyet hesapla-
rı da dikkate alınarakyeni bir fi-
yat tespiti. Düşünülen rakam da
10 sent. Üreticilerin bir beklenti-
si de pancar bedellerinin her ayın
sonunda peşin olarak ödenme-
si. Aksi halde, bugün bile son
derece düşük bir fıyat olarak ka-
bul edilen 11 bin liranın alım gü-
cü mart veya nisan aylannda 5 ile
6 bin liraya kadar düşecektir.
Pancar bölgesi Ziraat Odası
başkanları da görüşlerini şöyle
açıkladılar:
Eskişehir(lsmail Büyüksan):
"Türkiye hızlı bir enflasyon yaşı-
yor. Sanayi ürünlerinin fiyatları
enflasyon oranında artıyor. Buna
karşılık tanm ürünlerinin fiyatlan
yerindesayıyor. Bu nedenle 1997
yılı ürünü pancann maliyeti eylül
ayına kadar 15 ile 16 bin lirayı bu-
labilir. Belki de geçebilir. Bu ne-
denle ilan edilen fiyatın avans fi-
yat olarakkabul edilmesini ve10
sente çıkanlmasını, ürün bedel-
lerinin de herayın sonunda öden-
mesini öneriyorum."
Edirne (Ismail Bolu): "Pan-
cara heryıl düşük taban fiyat ve-
riliyor. Bunlar da 7 ile 8 ay gecik-
meli olarak ödeniyor. Bu yıipan-
cara verilen 11 bin lira komiktir.
Mazot 28 binden 70 bine dayan-
dı. Gübre ikiyılda 5 kat arttı. Buğ-
day, verilen taban fiyatın altına
düştü. Çjftçiyi kara günlerbeliyor."
Adapazan (Hikmet Karaba-
y*): "Samsun, Adapazan, Susur-
luk, Alpullu ve Yenişehirbölgele-
rinde pancar kalitesi ve verimi
düşük. Fiyat 11 bin lirada kalırsa
çiftçinin cebine girecekpara, 9 bin
liranın altına düşer. Fiyat en azın-
dan 10 sente çıkanlmalı ve ürün
bedelleri herayın sonunda öden-
melidir."
Bursa(FuatSan): "Buğdayda
fiyasko oldu. Taban fiyat 33 bin
lira ilan edildi. Tüccar28 bin lira-
dan alım yapıyor. Pancara verilen
11 bin lira fiyat çok düşük. Mali-
yetin 15 ile 16 bin lirayı bulacağı
hesaplanıyor. Pancar fiyatı 10
sent olmalı ve peşin ödenmeli-
dir."
Karacabey (Nuri Karaca:)
"Geçen yıl ekilen domatesler re-
zil oldu. Sanayiciler düşük fiyat-
la topladılar ve paralan aylarca
ödemediler. Pancar fiyatları da
çokdüşüktü. Paralardagene 10
ay sonraödenebildi. Pancariçin
açıklanan 11 bin lira fiyat avans
olarak kabul edilmeli ve alımlar 10
sent üzerinden yapılmalıdır."
Erbakan ve Çiller hükümetinin
istifa etmesi milyonlarca çiftçiyi
sevindirdi. Çünkü, tutarsız poli-
tikalar tarım kesimini bezdirdi.
Çiller anlayışında bir hükümet bir
yıl daha iktidarda kalsaydı tanm
ve hayvancılık Türkiye'de biter-
di. Çiftçi, Mesut Yılmaz'dan da
fazla bir şey beklemiyor. Ancak,
Çiller ve Erbakan'dan bin kez da-
ha iyi olacağına inanıyor. Bu
nedenle milyonlarca çiftçinin gözü
ve kulağı Ânkara'da. •
Berke'de
Hemizlik
9
sürüyor
SAMtH AZMİ
EZER
ADANA - Berke Ba-
rajı'nda sendikalılaşma
çalışmalannın ardından
27 işçinin iş akitlerinin
feshedilmesini protesto
amacıyla eylem yapan-
lara da çıkış verildi. 440
kişinin daha işine son
verilmesiyle çıkanlan-
lann sayısı 467'ye ulaş-
tı.
Berke Barajı'nın ya-
pımını yürüten Rumeli
Holding bünyesindeki
Yapı ve Ticaret AŞ bir
süre önce 27 kişinin iş
akitlerini, tazminatlan-
nı ödeyeceğini bildirerek
feshetti.
Çıkışlann sendikalı-
laşma çalışmaları yü-
zünden gerçekleştiğini
belirten Berke işçileri
de, işbaşı yapmayıp ba-
raj önünde toplanarak
uygulamayı protesto et-
tiler. Işveren bu kez "ey-
leme katıldıkları" ge-
rekçesiyle işçileri, 1475
sayılı yasanın 17. mad-
desine göre çıkarmaya
başladı.
Çıkanlan işçi sayısı-
nın 467'ye yükseldiğini
kaydeden Tes-lş Sendi-
kası 3 No'lu Şube Baş-
kanı Veysel Kocakap-
lan, çıkışlar karşısında
neleryapılabileceği ko-
nusunda. sendika genel
merkez yetkilileri ve
av ukatlarla göriişmeleri
sürdürdüklerini anlata-
rak şunlan söyledi:
"Konuyu her yö-
nüyle değerlendiriyo-
ruz. Hukuken ne gere-
kiyorsa yapılacak. Bir
>ılhk kötü ni>et tazmi-
natı isteyeceğiz."
Kombassan
Ihtiyati
haciz
kararı
Istanbul Haber Servi-
si -Kombassan'ın hesap-
lan üzerine konulan ihti-
yati tedbirin ardından
şimdi de ihtiyan' haciz ka-
ran verildi. Bir alacaklı-
stna 2 milyon ABD Do-
lan borcunu vadesinde
ödemediği için Kombas-
san Holding hakkında ih-
tiyati haciz karan alındı.
Genelkurmay Başkan-
lığı'nın çeşitli kesimlere
verdiği 'irticai faaliyet-
ler'brifinginde, adı ve-
rilmeden yasadışı para
trafiğindeki rolünün altı
çizilen ve SPK'nin yap-
tığı incelemede kayıt dı-
şı para trafiği yaptığı be-
lirlenen Kombassan Hol-
ding"e bir ihtiyati haciz
karan daha verildi. 15 Ha-
ziran 1997 tarihli senet-
le alacaklı Mehmet Ha-
san Çebi'ye 2 milyon
ABD Dolan borcunu öde-
meyen holding, bu kişi
tarafından mahkemeye
verildi. Alacaklı Çebi'nin
başvurusunu görüşen Is-
tanbul 7. Ticaret Mahke-
mesi. 20 Haziran 1997
tarihli 1997/1209 değişik
iş sayılı karanyla Kom-
bassan'm menkul ve gay-
rimenkul mallannın 'ih-
tiyaten haczine'karar
verdi.
Öte yandan Vakıfbank
Genel Müdürü Prof. Na-
zım Ekren. Kombassan
firmasına 15 milyon do-
larlık yeni kredi tahsısi
yapılmasının söz konusu
olmadığını bildirdi.
Bilginin kaynağı giderek çoğalıyor...
Bağdat Caddesi
Bank Kapita
açılıyor.
Bilgi için:
BANKAPiTAL
Bılgı kaynaklanna bıryemsı eklemyor Bağdat
Caddesi'nde tanımlara sığmayan, alışılmış kalıptan
zoriayan bir oanka htzmet vermeye başJıyor
Bağdat Caddesi Bank Kapttal
26 Hazıran 1997, 10 30, Bank Kapıtal
Bağdat Caddesi No 300 Istanbul
BENCE
IZZETTIN ONDER
Sağın Aiternatifi-2
Sağın alternatifi, kuşkusuz, sosyal demokrasi de-
ğil, soldur. Zira sosyal demokrasi, sola karşı sağı yu-
muşatan.onukoruyan.onuntamamlayıcısıniteliğin-
deki politikalar kümesinden oluştuğu halde, sol, sa-
ğın karşısında başlı başına bir sistemdir.
Iktidar şansı açısından sosyal demokrasınin bü-
yük bir şansı olduğu halde, solun şimdilik böyle bir
şansı gözükmemektedır. Sosyal demokrasinin iktidar
şansı, toplumda sermaye - mülkiyet ilişkısini değiş-
tırmeden, ekonomik tıkanıklık ve huzursuzlukları ge-
çici bir süre için giderebilme niteliğine bağlıdır. Böy-
lece sosyal demokrasi, sistemin soluk almasına ve
hayatiyetinın sürdürtilmesine katkıda bulunmakta-
dır. Bunun en uç ve bıraz da yoz örneğini, yaygın adı
ile popülist politikalar olarak bilinen uygulamalar oluş-
turmaktadır. Sosyal demokrat politikaların en verım-
siz ve tüketim cephesini oluşturan bu tür harcama-
lar ekonomik açıdan israf olmakla beraber, serma-
yenin toplumsal yapılar üzerindeki tahribatmı perde-
lediğinden dolayı, sistem ve sermaye açısından ka-
zançtır. Sermayenın bu tür harcamalardan şikâyetçi
olması ıse fevkalade doğaldır, fakat bu şikâyetler bir
o kadar da yapaydır.
Sosyal demokrasinin yapıcı ve üretici politika uy-
gulamalarını eğitim ve sağlık gibi beşeri sermaye üre-
timine yönelik harcamalar oluşturmaktadır. Ancak ta-
rihsel uygulamalar göstermıştır kı söz konusu beşe-
ri faktör üretimine yönelik harcamalar da temelde
sermaye tarafından talep edilmekte ve yönetılmek-
tedir. Nitekim günümuzde olduğu gibi sermayenin bu
tür hizmetlere olan talebı azaldığında ya da biçim
değiştırdiğınde, devletin beşeri sermaye üretim po-
litikası da degişmektedır.
Şu nokta açıkça anlaşılmaktadır ki sosyal demok-
rat politikalar sağın alternatifi değıl, fakat tamamla-
yıcısıdır ve bu niteliği ile de aktif değil, pasif politika
aracıdır. Dığer bir deyişle, sosyal demokrat politika-
lar, uzun dönemde sermayenın hâkimiyet ve güciü-
mü altında olmaya mecbur ve mahkûmdur.
Sosyal demokrat politikaların en olumsuz yanı ise
toplum bilmcini bulandınp saptırma ışlevi görmesi-
dir. 1940'lann kazanımları ile sosyal mücadele alanı-
nı, fevkalade yanlış olarak başat ve etkili gibi algıla-
yan sermaye karşıtı gruplar, bu sarhoşlukla ekono-
mik ve sınıf mücadelesi kavramlannı neredeyse unut-
tular. Bunun da ötesınde, bugün sıkışan söz konusu
kesımler, mücadelelerini gerçek alan olan ekonomi-
den bir üst yapı kurumu olan politikada demokrasi
söylemine kaydırarak adeta Freudvarı çocukluk dö-
nemi özleminı yaşamaktadır. İkinci Keynes ışlevi ile
kapitalist sistemi kurtarmaya soyunmuş olan Blair de
kendisini halk bılincı üzerinde aynı bozucu etkıyi oluş-
turmak görevi ile yükümlü görmektedir.
Sosyal demokrat politikalar ne kadar kapitalist
politikaların uygulamalannı törpüleme gibi bir ihti-
yaçtan ortaya çıkmış ıse o kadar da kapitalıstın kay-
nak vermede çıkardığı güçlük sorunu ile karşı karşı-
yadır. Günümuzde sosyal demokrasinin güçlü prog-
ramlar geliştirip halkın yararına politikalar izleyeme-
mesi ve buna bağlı olarak da taban kaybetmesi hep
kaynaklara ulaşamamasından ileri gelmektedir. Bu ne-
denle sosyal demokratlar giderek sağa kaymaktadır.
Iktidar şansını bir tarafa bırakıp olası bir iktıdarda-
ki icraat şansına baktığımızda, güçlü kaynaklara hâ-
kim olma nedenine bağlı olarak, solun halk yararına
politikalar üretme gücü sosyal demokrat sıyasilere gö-
re çok daha yüksektir. Bu nedenle sağın alternatifi sol-
dur.
Solun oluşum ve gelişim altyapısı sosyal demok-
rasininkinden çok farklıdır. Solun altyapısını oluştur-
mada haşin sağ politikaların yapıcı etkisi olduğu hal-
de, bu oluşumda sosyal demokrasinin tahripkâr ve
bulandırıcı bir rolü vardır. Bu rol, sosyal demokrasi-
nin tarihsel misyonunda saklıdır. Türkiye'de uygula-
nagelmiş olan ekonomi politikaları nüfusun büyük
bir çoğunluğunu sol cephede birleşme konumuna ıt-
tiğı halde sistemin ideolojık savunması bunu engel-
lemektedır. Bunun anlamı, ekonomik ihtiyaçlara sos-
yal tabanın tercih sapması (daha doğrusu, saptınl-
ması) göstermesı biçımınde yorumlanabilir. Eğer ger-
çek anlamda demokrasi söylemi geliştirilecek ve bu-
nun mücadelesi yapılacak ıse bu üstyapı söylemi ile
birlikte mücadelenin ekonomik alana taşınması da za-
ruridir. Böyle bir mücadelenin politik aracı ıse sol par-
tilerdir. Bu nedenle, çağdaş Türkiye'nin gerçek ze-
minde ekonomik mücadelesini sürdürebilmesi için sol
partilerin Meclıs'e girmesı ve bu siyasal karar yennı
dikenlerden arınmış gül bahçesi olmaktan kurtarma-
sı gerekmektedir.
Ne var ki halkın büyük çoğunluğunun yararına da
olsa, politik sonuçlar halkın gerçek tercihleri ile de-
ğil de sistemin ideolojik koruma araçları baskısı al-
tında oluşmaktadır. REFAHYOL'un istifa ettiği şu gün-
lerde, bizzat bu REFAHYOL'u yaratan güçterin demok-
rasi havarisi ve kurtarıcı olarak algılanmalan gibi.
Çukobirlik
usulsüzlüklerinin
üstü örtüldü
HACERGEMİCİ
ÖZDEN
ADANA- Çukobirlik'te
usulsüzlüklenn üzeri oybir-
liğiyle örtüldü. Sanayi Ba-
kanlığı müfettişlerince ince-
lemeye aluıan ve birliğin yak-
laşık 20 milyar lira zarara
uğramasına neden olan iş-
lemler konusunda delegeler.
dava açılmasına gerek gör-
medıler. Eski yönetimi ade-
ta aklayan delegelerin bu tav-
n "Çukobirlik arpalık ol-
maya devam ediyor" şek-
linde nitelendiriliyor.
Çukobirlık'in yeni dele-
geleri işe, eski yönetimi ak-
lamakla başladı. Mustafa
Gökçedağ'ın genel müdür-
lüğü dönemınde faksla çö-
zümlenmesi olası bir konu-
da genel müdür yardımcısı-
nın dönemin parası ile 87
milyon lira harcayarak Ame-
rika'ya gönderilmesi üzeri-
ne rapor hazırlayan Sanayi
Bakanlığı müfettişlerine kar-
şın, delegeler söz konusu ge-
nel müdürün hukuki sorum-
luluğu olmadığı yönünde oy
kullandılar. Yine 18 Mayıs
1994'te birliğin ihtiyacı olan
4 kalem kimyevi maddenin
ihalesinde Çukobırlık'in 2
milyar lira zarara uğradığı
tespit edildiği ve ihaleyi ya-
pan Vahap Çirkin, Doğan
Göktepe ve Fuat Çeçen'den
zarann karşılanması talep
edildiği halde delegeler vine
"ret" oyu kullandılar.
Başka olay da Amerika'ya
yapılan "şort ihracatında"
meydana geldi. thracat yapan
firmanın şortlarda renk far-
kı ve gaz kokusu olmadığı sa-
vıyla Çukobirlik aleyhine 7
milyon dolarlık tazminat da-
vası açması üzerine birlik,
Amerika'da avukatlar tuttu
ve bir yer kiraladı. Sonunda
firmaya 50 bin dolar verile-
rek olay kapatıldı. Ancak bir
o kadar da kira ve avukat pa-
rası verildiği ve birliğin 100
bin dolara yakın zarara uğ-
radığı tespit edildiğinden bu
paranın o dönem boya fab-
rikasının başında bulunan
fabrika müdürü ve yardım-
cılanndan karşılanması ka-
rara sunuldu. Delegeler ret
oyu kullandılar.
Çukobirlik'te bir başka
usulsüzlük Boya Basma Fab-
rikasf nda alınacak kimyevi
maddelerle ilgiliydi. Bu mad-
delerin alımında 655 milyar
lira fazla ödeme yapıldığı
tespit edildiği halde yöne-
tim kurulunun sorumluluğu
bulunmadığı yönünde karar
çıktı. Yine Boya Basma Fab-
rikasfnın bir başka ihalesin-
de de 109 milyar fazla öde-
me yapılmasına karşın de-
legeler 20 milyar lirayı bu-
lan bu 5 usulsüzlük konu-
sunda davaya gerek görme-
yınce bazı çevrtler, genel
kurulu "aklama operas-
vonu" olarak nitelendirdıler.