Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 HAZİRAN 1997 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Özgürlük, Demokrasi ve Hukuk
Prof. Dr. İBRAHİM Ö. KABOGLU
MUHukuk Fakültesi Anayasa Huk. Anabiiim Dalı
B
irey, toplum ve devlet yok edebilirier mi, siyasal partiler de-
ilişkısi. çoğulcu sıyasal
rejımlerde u
özgürlük,
demokrasi ve hukuk"
üçlüsüyle tamamlanır.
Her biri. ikincı aşama-
da "özgür birey", "demokratik top-
lum" ve "hukuk devleti"" kavramlan-
na dönüşür. Bunun anlamı: Bırey, an-
cak demokratik bir toplumda özgür
olabılır: demokrası ise hukuk devle-
tinde var olabilır.
Demokratik rejimin dayanağı olan
Tarklı olma hakkı", öncelıkle dûşün-
ce özgürlüğü'nü gerekli kılar. Halkın
yönetimi. bu özgürlük temehnde ku-
rulur. Genel ve siyasal partiler olarak
örgütlenmeler yoluyla farklı çözüm
önenleri, düşüncelenn özgürce dışa-
\UTumuyla gelıştınlebılır ancak. De-
mokratik rejimin erdemi, siyasal ikti-
dan elde etme ereğiyie yanşan gruplar
arasındaki çatışmalan uzlaşmaya dö-
nüştiirebilmesindedir. Bunu hukuk
sağlar.
Toplumsal ya da siyasal alanda bı-
rey % eya grup olarak her aktör. huku-
kun nesnel. genel, soyut ve e\rensel
özellik taşıyan uyulması zorunlu ku-
rallanna(normlanna|bağlıdırlar. Hu-
kuk ve yasa önünde eşitlik ilkesi. sa-
dece olanaklardan yararlanmada de-
ğil, yaptınmlara bağlı olma bakımın-
dan da geçerlıdır.
Özgüriiikçü düzenden yararlana-
rak. bireyler başkalarının haklarını
mokratik ovun kurallannı değiştirebi-
lirler mi? Ulkemizin karşı karşıya bu-
lunduğu bu güncel sonın Batı'da yak-
laşık yanm yüzyıl önce çözüme bağ-
landı. İki dünya savaşı arasında totali-
ter ideolojilerin çoğulcu rejimlere kar-
şı giristikleri yıkıcı e\ lemler karşısında
özgüriiikçü demokrasiler, kendilerini
aşın akımlara karşı koruma önlemle-
ri aldılar.
Uluslararası alanda kabul edilen bü-
yük belgelerle insan haklan (İH) ev-
renselleşirken, yeni anayasalar huku-
kun üstünlüğü ile özdeşleşmiştir. Bu
şekılde ortaya çıkan "mücadeleci de-
mokrasi" anlayışı, toplumsal alanda
"özgürlükleri yok etme özgürlügü"nü
yasaklamakta: siyasal eylem araçlan-
nı hukukun denetimıne tabı kılmakta-
dır. 1949 Kederal Alman Anayasası bu-
nun uç örneğini oluşturur:
"Her kim, bür demokratik düzene
karşı mücadele amacıyla, (...) özgürlü-
ğünü, (...) hakkını kötüye kullanırsa,
bu temel haklan kaybeder." (m. 18).
Amaç \eya etkinliklen özgür ve de-
mokratik anayasal düzeni zedeleme
veya kaldırmaya yönelen siyasal par-
tiler kapatılır. (m. 21).
İH Avrupa Sözleşmesi de. tanımış
olduğu hak ve özgürlüklerin kötüye
kullanılarak bunlann yok edilmesini
yasaklamaktadır (m. 17).
Bızde de. 1961 Anayasasf na, "öz-
gürlüğün yok edilmesini önleyici".
mutlak demokrasi anlayışmı ve dikta
rejimıni reddeden hükümler konmuş-
tur(m.2.4.57;1971değişikl.m. 11 3-
4). 1982 Anayasası ıse, özgürlüklerin
ve özellikle siyasal parti özgürlükleri-
nin kötüye kullanımını önleyen daha
kapsamlı, sınırlayıcı ve yasaklayıcı hü-
kümler öngördü (özellikle m. 14 ve
69).
İH Avrupa Komisyonu. Fed. Alman-
ya Komünist Partısı'nın kapatılması-
nı Sözleşme"ye uygun bulurken, 17.
mad.nin amacının, "öngörülen hakla-
n. demokratik kurumlann özgürce iş-
lemesi yoluyla konımak" olduğunu be-
lirtmıştir (1956). Daha sonra. mahke-
me ifade özgürlüğü (m. 10) ve örgüt-
lenmeözgürlüğünden(m. 1 l)yararla-
narak hak ve özgürlükleri yok etmeyi
17. mad.nin engellediğini ortaya koy-
du (1959, Lavvless, Irlanda). Nıhayet.
17. mad.nin genel amacının, "totaüter
gruplaşmalann sözleşmenin koyduğu
ilkeleri lehlerine işletebilmelerine en-
gel olmak" olduğuna karar verdı
(1979. ClimmerveenHollanda).
Hukuk ve iktidar arasında uzlaşma
sağlayan militan demokrasi anlayışı,
anlatım ve örgütlenme özgürlüğünde
uygulama bulmaktadır.
Anlatımdan örgüflenmcye
İH Avrupa Mahkemesi'ne göre, ifa-
de özgürtüğü. sadece hoşa giden ya da
insanlan tedirgin etmeyen "haber" ya
da "fikirter" için değil. devleti ya da
halkın bir kesimini inciten, şoka sokan
veya rahatsız eden haber ve fikirler için
de söz konusudur. Demokratik toplu-
mun olmazsa olmaz koşullannı oluştu-
ran çoğulculuk, hoşgörü ve açıklık dü-
şüncesinin gerekleri bunlardır (Handy-
sideka. 1976). "Demokrasininişleyişi-
ni sağlayan serbest fikri tarOşma ve öne
süriilendüşünceler,gerçekükdeğerlen-
dirmesinin dışında kaJırlar. Çiinkü. si-
yasal toplum ve sı\ıl toplum, kanaat-
lerin serbest değişimiyle beslenir; doğ-
ru ya da yanlış olarak fıkirlerin çatış-
ması. birey lerin kendilerine özgü kana-
at oluşturmalanna olanak verir." (Lin-
genska. 1986).
Koruma dışında kalan alanlar neler-
dir° Devlet ve toplum için tehlikeli bir
eylem başlatacak nitelikte açıklama-
lar, hukukça cezalandınlan bir eylem
veya demokratik kurumlan şiddet yo-
luyla deviımeye kışkırtan söz ve ko-
nuşmalar; ırkçı ve gerçekleri çarpıtıcı.
olgulan bozucu söz ve söylev ler. her
türden şiddet söylemi; hakaret ve sev-
me öğelerini içeren açıklamalar, her
türlü anayasal ve uluslararası koruma-
nın dışında kalırlar.
Örgütlenme özgürlüğü açısından;
amaç ve programlan demokratik ol-
mayan partilerin, dikta yanlısı anti-de-
mokratik örgütlerin iktidar yanşması
dışında tutulmalan sorumluluğu kabul
edilmektedir. Yeterki maddi olgularla.
hukuksal gerekçeler arasında neden-
sellik ilişkisi bulunsun.. Asıl sorun.
örgüt içerisinde ve örgüt adına yapılan
açıklamalara ilışkindir. Örgütün gücü
ve ereği. bu çerçevede kullanılan ifade
özgürlüğü rejimini, bireysel nitelikte
olandan farklılaştırmaktadır. Yine, bu
özgürlüğün gerekli kıldığı "görev ve
sorumluluklar"ın (İHAS m. 10/2), si-
yasal partiler ve özellikle iktidardaki-
ler için geçerli olması doğaldır. Çünkü,
tüzelkişi olarak siyasal partilerin yap-
tınma bağlı kılınması. bu örgütün ama-
cından saptınlması ve örgütlenme öz-
gürlüğünün, kötüye kullanımının so-
nucudur.
Hukuk yoluyla demokrasi: Demok-
rasiyi korumak adına özgürlükleri sı-
nırlamak, duyarlı bir konu. Buna kar-
şılık, belli demokratik söylemi genel-
leştirip, hukuku arka plana itmek, hem
özgürlükleri hem de demokrasıyi bo-
ğucu sonuçlara yol açabılir. Demokra-
sı kayıtsız davranış ve hareket serbest-
liğine olanak tanımaz. Seçim temetin-
de "demokratik söylem"in meşnüaştı-
ncı işlevi, hukukla sımrlıdır. Bu neden-
leu
daha az hukuk daha çok demokra-
si" formülü tehlikelidir. Hukuk iktidar
uzlaşması ancak "hukuk yoluyla de-
mokrasi" denklemiyle sağlanabilir...
Batı'da faşist ve totaliter partilerin
iktidaratırmanışını engellemeyi gerek-
li kılan ortam ve koşullar, yanm yüz-
yıl sonra farklı etmenler sonueu başka
coğrafi ortam ve koşullarda belirmeye
başlamış bulunuyor. Burada ana sorun,
din özgürlüğünün kötüye kullanılarak,
"özel"den "kamusal"a, "sosyal
alan"dan "siyasal alan"a taşınmasın-
dan kaynaklanıyor.
"•Hoşgörü", demokrasinin bir öğesi
olarak hukukileştirilmiştir.
Ne ki. hoşgörü, hoşgörülmezi hoş-
görmek değildir. Eğer hoşgörülmez
olan bugün hoşgörülürse, yarın hoşgö-
rülen bile hoşgörülmeyebilir.
Ülkedeki Rejim Bunalımı
Prof. Dr. BEDl N. FEYZİOĞLU
Toplumsal Saydamhk Derneği Başkanı
S
on günlerde. brifinglerle birleri almakta bulunabilır.
açıkça ortaya çıkan hükü-
met bunalımının bir "re-
jim bunalımı" durumuna
dönüşmesinin nedenlen,
değişik çevrelerde deği-
şik şekillerde yorumlanagelmektedir.
Bunalımın bir hükümet sorunu olmak-
tan çıkıp bir rejım bunalımı haline gel-
mesinden daha çok ıktıdardaki büyük
partiye kusur atfedilmektedir. Aslında
bu duruma iktidar koalisyonu sebep
olduğuna göre. koalisyona dahil olan
kiiçük partı de onun kadar kusurlu de-
mektir?
Özellikle, seçimterde, gericilrğin ver
şeriat istemlerinin "panzehiri" oldu-
öunu ileri sürerek oy alan bir parti, bu
nitelikleri ile suçladığı dığer partı ile
koalısyon kurup ona laik, demokratik
bir hukuk devletinin ana vasıflannı bo-
zacak. bir şeriat idaresi kurma gayret-
lerıne gırecek imkânlan veren parti de
en az onun kadar suçludur.
Bu durumun sadece başbakanlığın
değışmesı ve 54. hükümet yenne 55.
hükümetin de aynı ya da benzer bir ko-
alisyonla kurulması ile herhangi bir
değışıkliğe uğraması beklenemez. O
halde. çare. ülkede bir şenat sistemi
kurmak ısteyen ırticanın ana sebeple-
rini araştırmak, ona göre gerekli ted-
Meseleyi. koalisyonun nasıl kurul-
duğu ve ilericı, Atatürkçü gözüken bir
parti başkanmın, kendisi hakkında çe-
şıtli yolsuzluklardan soruşturma açıl-
masını isteyen bir parti ile bu ıddıalar-
dan vazgeçmesi şartı ile bir hükümet
kurması ve cumhuriyet başsavcısınca
açılan "kapaülma"davasından kurtar-
ma sırasının kendisine geldiği ve iki yıl
sonra gelebıleceğınden şüphelendiği
başbakanlığı bu fırsatla bir an önce el-
de edebileceği mülahazalanna gırme-
den. ana nedenleri itiban ile irdeleye-
eek olursak, şu açıklamalarda bulun-
mak gtrekecektir.
Iktidann büyük partisi, daha önce
aşağı yukan aynı kişilerce kurulan di-
ğer iki parti gıbi, ülkeyı şeriat hüküm-
lenne göre yönetmek gayesıni hiçbir
zaman bırakmamıştır.
Bir sol parti ile kurduğu koalisyon-
da da. muhalefette kaldığı yıllarda da,
bu defa kurduğu şaibeli koalisyonda
da aynı gayeye, imkânlann ve gücünün
yettiği nıspette şeriat sistemini yerleş-
tirme çalışmalanna hem de temelden
devam edegelmiştir.
Sağcı olarak bılinen Demokratik
Parti. Adalet Partisi gibı partiler, kök-
tendinci ve şeriatçı bu grupla (Milli
Selamet-Milli Nizam ve Refah Parti-
si) halkın dini hislerini istismaretmek-
te yanşa girmişlerdir.
Demokrat Parti. kuruculan itiban ile
şeriatçı ve köktendınci bir partı değil-
di. Fakat seçımı kazanınca ilk icraata.
Türkçe okunan ezanı Arapçaya çevır-
mekle başlamış, seçim propagandasın-
da seçmenle konuşmak yerine. hava-
da bulutlan görünce. "halkı yağmur
duasına çıkarmak" suretiy le gerici tu-
tumlara girmiş ve şenatçılara bilerek
bılmeyerek büyük yardımcı olmuştur.
Daha sonra, Demokrat Parti'nin ye-
rini doldurmak niyeti ile politikaya gi-
ren Adalet Partisi de. o sırada kurulan
Milli Selamet Partisi ile rekabet etmek
üzere. tavizler vererek şeriatçılan ken-
dine çekmeye çalışmış ve imam-hatip
okullan ile Kuran kurslannın sınırsız
bir şekilde artmasına imkân hazırla-
mıştır.
1980 rejimi de gerek askeri idare,
gerek Anavatan Partisi devresmde. her
ne kadar "Okul açmakda cami açmak
kadarsevapür" fetvasını arada bir söy-
lemelerine rağmen. Refah Partisi'ne
hizmet etmekten geri kalmamıştır.
Anavatan ve Doğru Yol partilerinin
son yıllardaki tutumu da farklı olma-
mış ve Refah Partisi'ni iktidara şeriat-
çı ve köktendincileri, laik cumhuriyet
rejimıni yıkmaya yeltenecek cesarete
getirmişlerdir.
Bu itıbarla, meselenin ve bugünkü
durumun köklerine inerek çareleri ona
göre aramalıdır.
Gençlik. 40-50 yıldan ben ikili yön-
de yetiştirilmektedir. Bir grup normal
eğıtimden. ılkokul. ortaokul, lise. öğ-
retiminden geçmekte; diğer bir grup
Kuran kursu, imam-hatip okulu veya
lısesinden yetışmektedir.
Bugün mılyonlan bulan ve Refah
Partisi'nin militanlan durumuna gıren
gençler işte bu gruptandır. Bu grup,
başörtüsü bahanesi ile v e hükümete sı-
zan şeriatçı bakanlann tasvibi ile,
imam-hatip okulu mezunları olarak
üniversitelere de alınmış, özellikle sos-
yal bilimler fakültelerinden mezun
olanlar devletin çeşitli kadrolannda
görevli ve yetkili seviyeye gelmişler-
dir.
İmam-hatip okulu mezunlan bir tek
harp okullanna girememişler, buna
rağmen şeriatçılardan ordunun çeşitli
kademelerine sızanlar ve bu nedenle
ihraç edilenler olmuştur.
Son brifinglerin ve ordunun hassa-
siyetinin ana nedeni. bu şeriatçı ve
köktendinci ınsanlann ülkede bir iç sa-
vaşa yeltenecek derecede çoğalmış ol-
malandır. Refah Partisi iktidan. küçük
ortağını hemen hiç kaale almadan, hü-
kümette en büyüğünden en küçüğüne,
mahalli idarelerde içini dışına vuran
beledıye reisleri ile bu irticai hareket-
leri teşvik ve tahrik etmektedir.
Başbakanlığın değişmesinden iba-
ret kalacaksa aynı partilerin (bir ufak
ekleme ile) kuracaklan yeni bir hükü-
metten de bir netice çıkacağa benze-
memektedir. Derhal veya kısa sürede
yapılacak bir seçim, TBMM'de lehte
bir değışımı getirmeyeceğe, aksine şe-
riatçı grubu arttıracağa benzemekte-
dir.
Bu itibarla, son günlerde Doğru Yol
Partisi 'nde beliren bazı ümitlere baka-
rak orta sağ ve orta sol partilerin bir
"milli mutabakat hükümeti" kurmala-
n, siyasal yönde atılacak ilk önemlı
adımdır.
Anayasada, Siyasal Partiler Kanu-
nu'nda, Seçim Kanunu'nda, halkın oy-
lannı Meclis'e isabetle aktaracak de-
ğişiklikler yapılması ikinci adım ola-
caktır.
Şeriatçıiehlikenin, ordu müdahale-
si olmadan bertaraf edilmesi için ön-
celikle 8 yıllık kesıntisiz eğitim siste-
minin bu sonbaharda başlatılması ve
izinsiz Kuran kurslan ile bu mahiyet-
teki tekke, zavıye ve tarikat yaıvalan-
nın tamamen kapatılması, kılık kıya-
fet kanunlanna tam uyumun sağlan-
ması, kısaca AtatürkTürkiyesi'nin bü-
tün haşmetiyle belirlenmesi gerekir.
llerici, aydın. laik cumhuriyetin, in-
san haklanna dayalı saydam bir hukuk
devleti olarak devamı için gerekli tüm
gayretin sivil sosyal toplum kuruluş-
lannca da gösterilmesi ümit ve temen-
nisi ile ülkenin aydınlığa kavuşmasını
dilemekteyiz.
PENCERE
Açık Rejimi Korumak...
Bizim toplumda, herif-i naşerif kansını eve kapa-
tır, politikada kadın hakları uğruna nutuk atar. Şa-
ibe Hanım 78 gazeteciyi hapse kapatmış, demok-
rasinin ortaoyununda 'zenne'ye çıkıp nelersöylüyor:
"Bu yolda şehitler de veririz!.."
Hesaba göre asker müdahale edecek, DYP'liler
Refah'la birlikte direnip savaşacaklar!..
Bacı, takunyalı Hacı'nın nalıncı keserini eline al-
mış, habire yontuyor.
•
Rahmetli Özal ne demişti:
"Osmanlı sadrazamının iki gömleği varmış, bir
bayramlık, öteki idamlık..."
Özal yaman oyuncuydu; 12 Eytül'de 'ağabeyi'
Süleyman Bey'e ihanet ederek askere 'dehalet'
ediverdi; askeri hükümete Devlet Bakanı olmakta
'fütur' etmedi; 1983'te asker gözetiminde 'rvhsat-
lı' olarak seçime girip Başbakanlık koltuğuna otur-
du; yasaklı düzende iktidannı sürdürmekten 'hicap'
duymadı; Kenan Evren ile Turgırt Özal 'ikilisi' Tür-
kiye'yi 10 yıl, al gülüm ver gülüm, çekip çevirdiler.
Demokrasi neredeydi?..
Özal askerci miydi?..
•
Yıl 1997...
Asker gelirse ne olur?..
Kimsenin gıkı çıkmaz.
27 Mayıs 1960'ta Demirci'de yedek teğmendim.
O sabah nöbetçı subayıydım. Komutan, evinden te-
lefonla emir verdi. Üç manga askerle ilçeye el koy-
dum.
Kimsenin gıkı çıkmadı.
Bir Allah'ın kulu merak edip de ne yaptığımı sor-
madı, kacşı durmadı.
Dursaneyazardı?..
12 Mart'ta sıra bana gelmişti. İki sivil polis beni ev-
den aldılar. Bir otomobile attılar. Kadıköy Kayma-
kamlığı'nın önünde park ettik. Bir başka araba ya-
naştı. Biliyorum Ziverbey işkence köşküne götüre-
cekler.
Kadıköy Iskele Meydanı kalabalık mı kalabalık...
Bağırsam mı:
-Imdat!..
Biliyorum, kimse yardıma gelmeyecek...
Kimsenin gıkı çıkmayacak.
12 Eylül'de kimsenin gıkı çıktı mı?..
Terörden halk yılmıştı, gözü korkmuştu. 11 Ey-
lül'de sokakta dolaşmaktan ürkenler, 12 Eylül'de
sevindiler, Hanya'yı Konya'yı anladıkları zaman da
iş ışten geçmişti.
•
Türkiye'de bugün çok değişik bir ortam var, ne 27
Mayıs öncesine benziyor, ne 12 Mart'a, ne de 12 Ey-
lül'e!.. Koşullar alabildığine değişik...
Halkın büyük çoğunluğu titriyor:
- Türkiye Cezayir'e mi dönecek, Iran'a mı?..
Ordu güven kaynağı olarak görülüyor.
Silahlı Kuvvetler ne yaparsa yapsın, halk askeri
sonuna dek destekler...
Kimsenin gıkı çıkmaz.
Tansu bu ortamda DYP ve Refah'taki yandaşla-
nyla birlikte askere karşı savaşıp şehitler verecek-
lerini Anıtkabir'deki deftere yazıyor.
Tevekkeli, TV ekranında konuşurken Şaibe Ha-
rum'ın sağ gözü daha da sağa kayıp şaşılaşmaya
başlamıyor!..
Derler ki:
- Bacı, şehit olmak istiyorsan Güneydoğu'ya giti.
Hevesini orda al!..
•
Bugün elbirlığiyle yapılacak şey 'açık rejim'i ko-
rumak için gerekli önlemleri almaktır.
Geçmişte yaşananlardan biraz ders alan kişi, dı-
şandan kuşatılmış Türkiye'de 'milli askeri strate-
y/'nin en büyük 'tehdif saydığı 'irtica'ya 'dur' deme-
nin 'açık rejim'\e özdeşleştiğini görebilir.
'Irtica'nın 'açıkrejim'l yoktur ki...
TEKSTİL ve KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN
HAMMADDE TEDARİKCİSİ
EGSEGESER
158 Uzmanlasmıs Hcaret anlayısının rekabet gücü,
5 8 Dünyo ölceginde ticaret ve marka hedefif
Serbest Bölge avantajları,
İstikrarlı biiyüme,
EGS EGESER Giyim Sanayi İç ve Dış Ticaret A.Ş.
KÖRFEZ YATIRIM A.Ş. liderliginde oluşturulan
konsorsiyum aracılığıyla halka açılıyor.
Halka A r z Yöntemi
Satış Fiyatı
Talep Toplama Tarihi
: Sabit Fiyatla Talep Toplama
: 11.500.- TL
(1.000- TL Nominal değerli bir pay için)
: 26-27. Haziran. 1997
BASVURU YIRURI
KONSORSİYUM ÜDERİ
KÖRFEZ YATIRIM A.Ş.
Merkec Otoldar Caddesi Bahçeler Sokak No 25 80290 Mecıdiyeköy - İSTANBUL
T
el.0.2122882000 Fax:0.212.273 1431 veKörfezbankA.Ş.'ninl
KONSORSİYUM ÜYILEB
EGS Yohnm A.Ş.
(Ege Giyim Sanaykileri Yohnm Menkul Değerter A.Ş.)
Merkez: BOyökdere Cocldesi Stad Hon Kat 6 Mecıdıyeköy - İSTANBUL
U 0.212.213 27 50 Fax 0.212.213 27 64 ve EGS BonkA.Ş 'nin tüm jubeleri
AJtematif Menkul KıymeHm- A.Ş.
MerkeE Cumhuriyet Caddesi No.22-24 80200 Elmadağ • İSTANBUL
Tel. 0.212.232 44 00 Fax. 0 212.296 11 51 ve Ahematif Bank A Ş.'nin lûm şubeferi.
hctisat Menkul Değerier A^.
Mericez: Büyükdere Caddesi No 165 80504 Esentepe - İSTANBUL
Tel. 0.212.27411 11 Fax. 0.212.274 70 28 ve IktisatftankasıTAŞ.'nin KJm şubeleri.
Alfa Menkul Değerter A.Ş.
MerkeEAkmeH(ezE3Kulesi Kat 4 Nispetiye Caddesi Uius 80600 Biler - İSTANBUl
Tel. 0.212.282 18 00 Fax. 0.212.282 17 28-29 veiüm şubeferi
Dış Yafınm A.Ş.
Merfces Yıldız Posta Caddesi No.54 80280 GavreHepe - İSTANBUl
Tel. 0.212.274 42 80 Fax. 0.212 211 58 79 ve Dtşbank A.Ş 'nin löm subeleri.
Demir Yatınm A.Ş.
Merkez: Büyükdere Caddesi No. 122 B Blok 80280 Esentepe - İSTANBUL
Tel. 0.212.275 19 00 Fax. 0.212.266 49 07 ve Demirbank TAŞ.'nin lüm subeleri.
Global Menkul DeğeHer A.Ş.
MerkeKMayaAkarCenter, Büyükdere Cad No 100-102 80280 Esentepe - İSTANBUL
Tel. 0.212.2114900 Fax. 0.212 211 4905 velOm subeleri.
Acor Menkul DeğeHer Tk. A.Ş.
MericeE Goıeteciler Sitesi Keskın Katem Sokak No 25 Esentepe - İSTANBUL
Tel. 0.212 275 48 24-25 Fax 0 212.266 05 43 ve tüm subeleri.
Nuroi Menkul Kıymener A.Ş.
Merker Kasap Sokak Özden Konak ishanı No 2 K.4 Esentepe - İSTANBUL
TBI. 0.212.275 19 45 Fax. 0.212.275 33 60 ve lüm subeleri.
HALKA ACILIYOR
EGS EGESER Giyim Sanoyi k; ve Dış Tıtgret A.Ş. İştiroUeri
UZMAN KURULUŞ
UASINO
Bu holka anda ilgili wrküler 22 Haziran 1997tarinındeYeni Yüzyıl ve Rodikal Gazetelerinde yayınlanmıştır.
5#
NAK
SAN Ve TtC A Ş
«•(illlltl
Uta
«ı. tioul