Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yonetmenı Orhan Erinç 0
Genel Yayın Koordınatörü Hikmet
Çetinkaya • Yaznşlerı Müdürlerı.
IbrahimYıldız (Sorumlu), DinçTavanç
0 Haber Merkezi Mudürü. Hakan Kara
9 Görsel Yönetmen Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Damşoğlu • tsiıhbarat:
Cengiz Yüdının • Kıiltûr Handan Şenköken
• Spor Abdülkadir Yöcelman • Makaleler
Sami Karaören 0 Düzeltme Abdullah Yazıcı
• Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge.
Edibe Buğra • Yurt Haberlen: Mehmet Faraç
Yayın ICurulu İlhanSe»çuk(Baş)onL
Orhan Erinç. Oktay Kurtböke,
HikmetÇetinkaya, Şâkran Soner,
Ergun Balo, Dinc; Tayanç. lbrahim
Y'üdız. Orhan Bursalı, Mustıfa
Balbay, Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı: Mustafa Balbav 9 Haber Mudürü Doğan
Akın Atatürk Bulvan No 125. Kat.4, Bakanlıklar-Ankara
Tel 4195020 (7 hat). Faks. 4195027 • lznur Temsılcısı:
S«rtiarKızık,H.ZıyaBlv. 1352S 23Tel:4411220, Faks:
4419117 •Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu, inonuCd.
119S.No 1 Kat:l.Tel 363 12 11, Faks 363 12 15
Koordınatön Ahmet Korulsan 9
Muhasebe: Bülenl Yener •
tdare. Hüseyin Gürer • Işletme
ÖnderÇetik#Bügı-lşlem Nail
Inal # Bılgisayar Sıstem
Mürûvet ÇUer
MEDVA C: • Yönetım Kunılu
Başkanı - Genel Mudür Gülbin
Erduran # Koordınatör Reha
Işıtman • Genel Mûdur Yardımcısı
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
5139580-513846^61,Faks 5138463
Ya>ımla>an *e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı, Basın ve Yayıncıhk \ Ş
TürkocağıCad.39 41 Cağaloğlu 34334 tst PK 246 Istanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hatl Faks (0 212)513 85 95 25HA2İRAN 1997 İmsak: 3.24 Güneş: 5.26 Öğle: 13.14 Ikındi: 17.12 Akşam: 20.47 Yatsı: 22.40
Milli Piyango
biletine zam
• Haber Merkezi-Milli
Pi>ango Idaresi (MPİ),
bilet fiyatlannı yüzde 33,
büyük ikramiye miktannı
da yüzde 66.7 oranında
arttırdı. MPİ Genel
Müdürlüğü yetkililerinin
verdiği bilgiye göre, yeni
uygulama 1 temmuzdan
itibaren başlayacak. Buna
göre halen 150 bin liradan
satılan çeyrek bilet 200 bin
liradan. 300 bin liraya
satılan yanm bilet 400 bin
liradan, 600 bin liraya
satılan tam bilet ise 800 bin
liradan satılacak.
Denizkurdu-97
tatbikatı
• İZMİR(AA)-Deniz
K.uwetleri Komutanlığı'nın
planlı tatbıkatlanndan
"'Denizkurdu- 97"nin 5.
aşaması dün tamamlandı.
Tatbıkat kapsamında,
"Akdenizve Ege
Denızrnın uluslararası
sulannda çok tehditli
ortamda konvoy intikali,
konvoyun engellenmesi.
denızaltı savunma
harbiteknik ve taktikleri.
gemicilik ve denizde ikmal
eğitimleri ile uçaklarla
ortaklaşa hava savunma
harbi eğitimleri'"
gerçekleştırildı.
Olcay'ın Türküsü
• Haber Merkezi -
Özgürlük Türküsü
grubunun eski solisti Zülfü
Beyhan, ılk kişisel kaset
çalışması 'Olcay'ın
Türküsü' ıle
müzikseverlerle bugün
buluşuyor/'İlle de
mermer" diyenlere inat,
Anadolu'dakı farklı
kültürlerin mozaiğini
çalışmasında harmanlayan
Beyhan'ın kasetinde yer
alan parçalar tümüyle kendi
bestelerinden oluşuyor.
Zülfü Beyhan. sanatçı
duyarlılığını ıfadelendirdiği
ve kasetın kartonetinde yer
alan yazısında 'Olcay'ın
Türküsü'nü ecelsiz, genç
ölümlere atfedivor.
Libertad geliyor
• İstanbul Haber Servisi-
Dünyanın en büyük eğitim
gemilennden biri olan,
Arjantin Denjz
Kuvvetleri'ne ait Fragata
A.R.A. 'Libertad', 16-21
temmuz tarihleri arasında
lstanbul'u ziyaret edecek.
Uzunluğu 103.70 metre,
genişliği de 12.50 metre
olan gemınin geleneksel iyi
niyet ziyaretinde, iki ülke
arasında gelişen iyi
ilişkilerin pekiştirilmesi
amaçlanıvor. 1963yılmdan
bu yana deniz seferlerine
devam eden 'Libertad',
halkın ziyaretine açılacak.
TTB, Türkiye'de 15 bin kişinin hastalık mikrobu taşıdığmı belirterek Sağlık Bakanlığı'nı uyardı
Verem yeııiden gündemdeANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)
- Yoksulluk hastalığı olarak tanım-
lanan ve 2010 yılmda bitirilmesi he-
deflenen verem. Türkiye'nin de için-
de yer aldığı bazı ülkeler içın yenı-
den riskli hastalıklar kapsamına gır-
di. Türk Tabipleri Birliği (TTB) ta-
rafindan hazırlanan raporda, Türki-
ye'de 15 milyon kişinin verem mik-
robu taşıdığı, tüm ölümler içensin-
de de veremin ikinci sırada yer aldı-
ğı belirtildi. Raporda. tedavisi bulu-
nan ve artık tehlike yaratmadığına
ınanılan veremin, 198O'lı yıllardan
• Türk Tabipleri Birliği'nce hazırlanan raporda, veremin 1980'li yıllardan itibaren
dünyada ve Türkiye'de yeniden tırmanışa geçtiği vurgulandı. Bu tırmanışta, Sağlık
Bakanlığı'nın 1980'den sonra konuya gereken önemi vermemesi ve veremle savaşta
yanlış stratejiler uygulanmasınm etkili olduğu belirtildi.
sonra dünyada ve Türkiye'de yeni-
den tırmanışa geçtiği vurgulandı.
TTB. Türkiye Sağlık Bakanlığı'nın
da 1980 yılından itibaren konuyu
yetennce ciddiye almadığını, verem-
le savasta yanlış stratejiler uygula-
dığını ve uygulatıan tedavilerin ye-
tersiz kaldığını bildirdi.
TTB raporunda, her yıl dünyada
3 milyon kişinin verem hastalığından
öldüğüne dikkat çekılirken "Tüm
dünyada >etiskin gnıp içerisinde,ölü-
me neden olan en önemli bulaşıa has-
tahk veremdir" denildı.
Dünyada 1.5 milyar kişinin. yani
her dört kişiden birinin, verem mik-
robunu taşıdığının belirtildiği rapor-
da. dünyada ve Türkiye'de mücade-
le yöntemlen konusunda göstenlen
ihmalkârlık nedeniyle veremin -ye-
niden tehdit" oluşturduğu bildirildi.
Hastahğın tüm dünyada yaygınlaş-
masına neden olan diğer etkenlerin,
AlDS'in yaygınlaşması, sosyo-eko-
nomik koşullann kötüleşmesi ve yok-
sulluk olarak sıralandığı raporda,
"Ancak asıl neden, veremle savaşın
yeterince başanlamamasıdır" denil-
di. Raporda, hastalıkta ilk adım olan
enfeksiyon zincirini kırmak amacıy-
la mikrobu yayan kaynaklann etkin
yöntemlerle verem yayamaz hale ge-
tirilmeleri gerektiği vurgulandı.
Verem tedavisinde, 6 ay boyunca
her gün doktor kontrolünde ilaç alı-
narak uygulanan "doğrudan göze-
timB yöntem"in en etkili yol oldu-
ğunun belirtildiği raporda, Türki-
ye'de de Sağlık Bakanlığı'nın za-
man kaybetmeden, bu tedavi yönte-
mine geçmesi gerektiği kaydedildi.
)P POSONING SMİR BAY
YEŞtLBARIŞ EYTEMDE - Izmir'de körfezi küieten kuruluşlan protesto eden Greenpeace ü\eleri (solda), Almanya
ve Avustrah/a'da da eylemdeydiler. Greenpeace üyeterl Almanya'nın Bremenhaven limanına demirli Nueva Mediter-
ranea isimli şilebin önünde,Almanya'nın çöplerini gizJicesuurdışına çıkarmasını protesto ettiler(sağda). 2000yüı Olim-
piyat Oyunlan'nın yapılacağı Sydney 'de, Homebush Körfezi'ni zehirli atıklan ile kirieten çokuluslu ICI Kiıma şirke-
tiıii protesto eden Greenpeace gönülİüleri (ortada), tesisin vakit geçirmeden kapatüması çağnsında bulundular.
Greenpeace 'temiz üretim' istedi
Uluslararası çevre örgütü üyeleri İzmir'de körfeze atık boşaltan sanayi kuruluşlannı protesto ettiler
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - 'Sirius'
adlı gemileriyle önceki gün tzmir'e gelen ulus-
lararası çevre örgütü Greenpeace'in eylemcı-
len, körfeze atıklannı boşaltan sanayi kuruluş-
lannı protesto ettiler.
Eylemciler, eski Enerji Bakanı Ersin Faral-
yah'ya ait olan ve mühürlenmesine karşın ya-
sadışı çalıştınlan birderi fabrikasının giriş ka-
pısını varillerle kapatıp kendilerini zincirle-
yerek binaya giriş-çıkışı engellediler. Üzerin-
de "Körfezi zehirlemeyi durdurun" yazılı bır
de pankart açan eylemciler, daha sonra firma
yetkililerinin uyansına rağmen tesislere girdı-
ler. Fabrikadakı toksik madde üreten makine-
lerden birini sembolik olarak mühürleyen Gre-
enpeace eylemcileri, işçilere fabrikanın yol aç-
tığı kirlilikle ilgilı broşürler dağıttılar.
Greenpeace Akdeniz Toksik Maddeler lCam-
panya Sorumlusu Toiga Temuge', fabrikanın
10 Temmuz 1993'te Izmir Anakent Belediye-
sı Encümeni tarafından mühürlenmiş olması-
na karşın uzun süredir çalıştınldığını ve kör-
fezi kırlettiğinı belirtti. Temuge, Greenpe-
ace'in 6 haziranda fabrikanın atıksuyundan
ömek aldığını, yapılan analiz sonucunda su-
da yüksek düzeylerde toksik ağır metallerolan
krom, bakır ve çinko belirlendiğini söyledi.
Eylem yerine gelen tZSU Genel Mudürü
Yakup Basmacı da körfezi kirieten sanayi te-
sislerini kapatma yetkisinin Izmir Valiliği' nde
olduğunu belirtti.
Basmacı. Greenpeace yetkilisi Tolga Temu-
ge'nin. "Tekçözüm,sanayicilerui toksik mad-
de üretmeden gerçekkştirecekleri "Temız Üre-
tım' modetidir. Belediye, bu konuda çauşma-
lar yapmaya ve Temiz LretimBirimi kurma-
yusözwriyor mu" sorusu üzerme, telefonla ara-
dığı İzmir Anakent Belediye Başkanı Burhan
Ozfatura'nın onayını alarak en kısa zamanda
böyle bir birim kurulacağı sözü verdi.
ABD'DEKİ ANLAŞMA, ŞİRKETLERİ KÖŞEYE SIK1ŞTIRDI
Sigarada tarihi dönemeçÇeviriSer-
visi- ABDde
sigaraüretici-
leri ile sigara
karşıtı kuru-
luşlann müca-
delesi önceki
hafta imzala-
nan tarihi bir
anlaşma ile
şimdilik son
buldu. Anlaşmaya göre aralannda Phil-
lip Morris, RJR Nabısco Holding gi-
bi isimlerin de bulunduğu dev sigara
şırketleri, aleyhlerinde açılan da\ala-
nn düşmesi karşılığında, 25 yıl içınde
368,5 milyar dolar tazmınat ödeye-
cekJer. Aynca, Amerikan Gıda ve tlaç
Dairesi'ne (FDA) sigaranın ıçindeki ni-
kotin miktannı 12 yıl içinde aşamalı
olarak düşürme yetkısi verilecek. Haf-
talık Tnnes ve Newsweekdergilerinde
yer alan haberlere göre 40 eyaletin
başsavcısı ile sigara üreticileri arasın-
da vanlan bu anlaşma, ABD Kongre-
sı tarafından onaylandığı takdirde ge-
çerli olacak.
Reklam aşamasından satışa kadar
sigara sanayiinin tüm faaliyetini etki-
leyecek olan 368.5 milyarhk anlaşma-
nın harcama planı şöyle:
Tazminat ödemeieri: Sıgara şirket-
leri sağlık programlanna 50 milyar do-
lar yatıracak. Bu paranın büyük bir
kısmı yardıma muhtaç çocuklann sağ-
lık harcamalanna gidecek. Bunun kar-
şılığında, sigara şirketlerinın geçmiş fa-
aliyetleri ile bağlantılı tazminat talep-
leri düşecek.
Yıllık ödemeler: Sigara şırketleri
2022 yılına kadar her yıl 15 milyar do-
larlık bır miktan ödemekle yükümlü
tutulacak. Bu para şu şekılde kullanı-
lacak:
• 5 milyar dolar sigaradan zarar gö-
ren nikotın bağımlılanna tazminat ola-
rak ödenecek. Ancak hiç kimseye yıl-
da 1 milyon dolardan fazla tazminat
ödenmeyecek. • 5 milyar dolar 40
eyalet arasında sağlık yardımı olarak
bölüştürülecek. • 1.5 milyar dolar si-
gara karşıtı kampanyalara, bağımlılık
tedavisi için yürütülen çalışmalara ve
spor faaliyetlerine kanalize edilecek.
• 1.5 milyar dolar, sigara bağımlıla-
nnı bu alışkanhklanndan kurtarmak için
harcanacak.
Reklam veeğitim Sigara karşıtı rek-
lamlara ve gençlerin fğitimine ayn-
lan mıktar şu faalıyetlen kapsayacak:
• Sigara makineleri yasaklanacak
• Tütün ürünlen tezgâhın altında sa-
tılacak. • Reklamlar. yalnızca siyah ve
beyaz olarak, fotoğrafsız ve resimsiz,
yetişkinlerin okuduğu basın ve yayın
organlannda yer alacak. • Açık hava
panolan, dükkân ve stadyumlardakı
sigara ilanlan kaldınlacak. • Sigara
ilanlannda ve kutulannda Joe Camel
gibi çizgi fılm karakterlerinin kullanıl-
ması yasaklanacak. • Intemet'te ve
sinemada sigara reklamlanna son ve-
rilecek.
Düzenlemeler: Anlaşmaya göre
FDA'ya tütün ürünlerinı denetleme
yetkisi venlecek. Nikotiru uyuşturucu
ile aynı kefeye koyan FDA, sigaranın
içindeki nikotin miktannı aşamalı ola-
rak düşürüp, 2009 yılında tümüyle ya-
saklayacak. Bu arada sigara paketle-
rinin üzerindeki uyanlar, "Sigara öl-
dürür" veya "Sigara kansere yol acar'"
ömeğinde olduğu gibi daha da sertle-
şecek.
Çocuklarayöndikııyguhmalar Ge-
lecek 5 yıl içınde sigara içen gençle-
rin sayısı yüzde 30 dolayında, 7 yıl
içinde de yüzde 50 dolayında azaltıîa-
cak. Ve anlaşmanın onaylanmastndan
10 yıl sonra bu oran yüzde 60'lara ula-
şacak. Bu hedeflerin gerçekleşmeme-
si durumunda şırketler başansız ol-
duklan her yüzde rakamı için 80 mil-
yon dolar para cezasına çarptınlacak.
Uygulama: Sigara şırketleri uygula-
ma masrafiannı ödemekle yükümlü
tutulacak. FDA'nın koyduğu yasakla-
ra uymayan şirketler, giderek ağırlaşan
para cezalan ödeyecek.
EdebiyatFakültesVnde kepsiz mezuniyet
e-posta : tan (â vol. com. tr
İstanbul İ nhersitesi Edebiyat
Fakültesi'nden 1996-97 döneminde
mezun olan 536 öğrenciye dün
düzenknen törenJe diplomalan
vtrildL Fakülte Dekanı Prof. Dr. Süha
Göney, fakültenin ve öğrencilerin 7^
milyon liraya mal olan kep ve cüppeye
ayıracak para bulamadığını
belirterek, "Başka fakültelerden
ödünç cüppe alıyoruz" dedL Törende
konuşan İstanbul Ünhersitesi
Rektörü Prof. Dr. Bülent Berkarda,
"Demokrasinin iyi işlemesi için
toplum örgütlenmeİi, shil toplum
kuruluşlan gibi üniversite de politika
yapmalı w konuşmalıdır" dedi
Mezun olan öğrenciler adına konuşan
Coğrafya Bölümii öğrencisi Mesut
Doğani "Vurmak kırmak. bize göre
değiL Biz okuyan, düşünen, eleştiren.
gelişen, özgür irade sahibi Atatürk
gençliâyiz" dedi. Törende bir konser
veren istanbul Üniversitesi Devlet
Konservatuvan Yayh Çalgılar
Orkestrası'nın çaldığı 'Dağ Başuu
Duman Almıs' marşı salonda
bulunanlarca alkışlarla söylendi.
Tören. fakülte \e bölümlerinde
dereceye gireıüere diplomalannın
verilmesrvle sona erdL
Birçok felakete yol açtılar
Sabıkah
ortakhk:
Eurogold
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Berga-
ma'da siyanürle altın çıkarma çalışmalanna,
Danıştay karanna karşın devam eden Euro-
gold şirketini oluşturan ortaklann, diğer ül-
kelerde kendi alanlannda sabıkah olduklan
bildirildi. Eurogold'un çeşitli tarihlerde ya-
yımladığı broşürlennde ortaklan özetle şöy-
le sıralandı: "Avusturyah Normandy Pose-
idon Group Madencüik LTD. (Payı yüzde
60-En büyük ortağı Anglo American Corpo-
ration-ACC). Kanadalı Inmet Mining Corpo-
ration (Payı yüzde 33. Eski adı Metall Mining
Corporation. Ana kuruluşu MetallgeseUsc-
haftAG Group)."
Merkezi lsviçre'de bulunan çevreci kuru-
luş Dünya Kıliseler Birliği (WCC) üyesi Ro-
ger Mood>'nin yaptığı araştırmaya göre Eu-
rogold'la bağlantılı firmalara yönelik iddialar
şöyle:
AAC: Güney Afrikalı firmaya ait MINOR-
CO şirketinin sahibi ErnestOppenheimer, si-
yahlarla beyazlann ayn yerleşim yerlerinde
oturmasını savunuyordu. Ernest Oppenhe-
imer'in ardından şirketin başına geçen oğul-
lan Harry ve Nicholas Oppenheimer de ay-
nı ırkçı tutumu sürdürdüler.
NUKEM: Alman firması Metallgesellsc-
haft AG'nın sermayesinin büyük bölümünü
NUKEM firması oluşturuyor. NUKEM, 1987
ıle 1989 yıllan arasında Kuzey Denizi'ne
nükleer atık bırakmakla suçlandı. NUKEM'e
bağlı DEGUSSA şirketi, Avrupa'nın en bü-
yük siyanür üreticısı. Eurogold da Berga-
ma'da kullanacağı siyanürü. DEGUSSA fir-
masından almayı planlıyor.
INCO: Bergama'da antma tesısini yapacak
olan Kanadalı INCO firmasının Kanada'da
maden alanında kullandığı kükürtdioksit, asit
yağmurlannayolaçtı. FNCO'nun, Guatema-
la'da. askeri diktatörlük döneminde, gene-
rallerin büyük paralar vererek ülkedeki nikel
madenini üretme izni aldığı savlandı.
Normandy: Normandy Grubu'na dahil
olan KCGM'nin en büyük ortağı ABD'li
HOMESATKE fırması, Güney Dakota ve Ca-
lifornia'daaltın üretimi yaptı. Firmanın altın
hırsızlığı suçlamasıyla yargılandığı ABD
Yüksek Mahkemesi, karannda. "Tarihimiz-
de, bu kadar onursuz Uişkikri olan bir firma
daha görülmemistir" hükmüne yer verdi.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
'Durum' Çok Benziyor da!..
/~\ cx;ukça hayretımi, unutabilmek ne mümkün?ll
\g/ kokulda adlannı ezberlediğim devlet ve hükü-
met 'büyüklehnin', tamamı 'sivil'di; millîbayramlar-
da, tekmili, silindir şapkalan, fraklan ve kravatlany-
la, törenlenje arz-ı endam ediyorlardı; günün birin-
de, bunlann Kâzım Özalp'dan Kâzım Dirik'e, Saf-
fet Ankan'dan Recep Peker'e, hepsinin 'askerkö-
kenli' olduğunu öğrenmeyeyim mi? Çok sonralan,
yakın tarihimizi eşeledikçe, Meşrutiyet döneminde
olduğu kadar Cumhuriyet döneminde de, 'asker'
aydınlanmızın, son derece 'tayin edici' bir rol oyna-
dıklannı görecektim.
'Kuleli Vak'ası'ndan başlayarak, hemen her yer-
de onlaria karşılaşınz, 'Şeref Vapuru' ile, Trablus-
garb'a sürgüne gidenler kimlerdi? 'Ittihat ve Terak-
ki', 'AskeriTıbbiye'üekurulmadımı?'Hüniyet'milâ-
nı, Resne'li Niyazi Bey'le Enver Bey'in, kıtalanyla
birlikte dağa çıkmalan üzerine gerçekleşmedi mi?
'Bâb-ı Âli Baskını' nedir, askeri bir müdahale değil
mi? Başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere, 'Mü-
dafaa-i Hukuk Cem/yef/'nin ileri gelenleri, 'asker
ocağından' yetişmemiş midir?
Daha o zamanlar, Türk romanının asker aydınla-
ra ve oynadıklan role yeterince önem vermediğini dü-
şünmüşümdür. •
'Zincirleme ara rejimler'
1960'lar, İstanbul, 'Aynanın Içindekiler'adını ver-
diğim roman dizisini hazırlıyorum. Osmanlı'nın
batış yıllanndan itibaren, aydınlann -bu arada elbet-
te asker kökenli olanlann- ülkenin hayatında oyna-
dıklan önemli rolü işleyeceğim. Bunda, 27 Mayıs 1960
müdahalesinin, 'taze' gerçekleşmiş olması da etki-
li; çünkü çoğumuz, Inönü'nün cumhurbaşkanı ol-
masında 'asker'm ne derece etkili olduğunu bilme-
mekteyiz; o yüzden de, 27 Mayıs Harekâtı, Gâzi ta-
rafından askerden anndınlmış Türk politika hayatı-
na, Silâhlı Kuvvetler'in ilk müdahalesi gibi görünü-
yor.
Neresinden bakılsa, ilginç, biraz da korku verici-
dir; bağımsız birgüç olduğu sürece, Silâhlı Kuvvet-
ler, siyasi hayata açıktan müdahaleyi hiç düşünme-
mişler; oysa NATO'ya ('Sistem'e) iltihakımızdan iti-
baren, sık sık müdahaleyi âdet edinmişlerdir. 27 Ma-
yıs'dan sonra, başanlı başansız, epeyce 'darbe've
'darbe teşebbüsü' yaşamadık mı? Bence, Demok-
rasi'nin 'sağlıksız' gelişmesi, münhasıran siyasetes-
nafının çapsız ve yetersiz olmasından değil, aynı za-
manda bu müdahaleleryüzündendir: asker, ülke yö-
netimine teorik planda kapsamlı olarak yön verebi-
liyor; ama yönetici olarak iktidar olunca gündelik ve
aynntılı işler arasında boğuluyordu.
27 Mayıs'ı hazırlayan, elbette, Kore Savaşı; bir
onun kadarda.totaliterCHP'nin 'sivilkanadı' diye-
bileceğimiz 'Demokrat Parti' yönetiminin, askerleri
hafrfsemesi olmuştur; üstelık, 'Sistem'in ekonomik
baskılanndan bunalan Menderes'ın, dahaozaman,
Kruşçof'latemas araması (Havza Nutku), bardağı
taşırandamlaolmuştu. Her ne kadar sonraki 'arare-
jimler', ısraria Atatürkçü olduklarını açıklamış olsa-
lar da, bütün bu 'müdahaleler' gagası, kanatlan ve
ayaklan biraz daha kesilen demokrasimizin, büsbü-
tün kuşa çevrilmesi sonucunu veriyordu. Şüphesiz,
bu yolda hiçbirisi, 12 Eylül'ün kâbına varamaz!
Silâhlı Kuvvetler'in, inönü döneminde biçimlen-
dirilmiş, o klâsik 'Atatürk llke ve Inkılapları' doktri-
nine bağlı olduğu kesindir de; bence, Anadolu Ih-
tilâli ve Inkılâbı'nı ne derece doğru değerlendirdi-
ği tartışılabilir. Hele, bünyesi itibariyle, Türk Ordu-
su'nun,Batı'lı ordulardan çok farklı, bir halk ordusu
olduğu hesaba katılırsa!..
Türk Ordusu, halkın ordusu'!..
1960'lıyıllann ilkyansında, Paris'teolduğum, ma-
lûm. Ülkeden taze haberler geliyor, bunlan Cla-
ude'la paylaşıyorum. O bir Fransız ama, Almanya
da Ingiliz de olsa farketmez: Batılı için, ordu, hele
ordunun yüksek kumanda heyeti, mutlaka soyludur,
dolayısıyla kiliseye ve hanedana bağlıdır. Fransız
Ordusu'nun, 'gehciliği' ünlü, üstelik kökü Fransız dev-
rimine kadar uzanan bir ordu bu; Ispanya'da faşiz-
mi, General Franco Ispanyol Silâhlı Kuvvetleri'yle
iktidara geçirdi ve pekiştirdi; Alman faşizminde,
Prusya'lı junkerslerin en az çelik baronîarı kadar
dahli olmuştur. Bunlann, NATO'nun, o son derece
'muhafazakâr' ABD'nin çıkarlanyla sınırlı, Ameri-
kan Savunma idraki içinde kalmalan anlaşılabilirde,
Türk Silâhlı Kuvvetjeri'nin 'NATO'ya bağh, CENTOVa
bağlı' bir 'siyasiliğe soyunmalan', kolay arilaşılabi-
lir bir şey değildir.
Claude'a, 27 Mayıs 'darbesinin 'faşizm olmadı-
ğını, anlatamıyordum; onca askeri bir müdahale,
ancak 'militarist bir faşizm' olabilirdi; benim en çok
üzerine bastığım nokta, elbette, Türkiye'de Silâh-
lı Kuvvetler'in hiçbir zaman zadegân (saray er-
kânı ve Tanzimat aristokrasisi) ve burjuvazi
(komprador Meşrutiyet burjuvazisi, yeni burju-
vazi) tarafından ilgi görmemesi idi, gerçekten de,
Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin terkibinde, saraylı ya
da burjuva soyunu bulabilmek, son derece müş-
kül, hatta imkânsızdır. Hele Cumhuriyet'in ordu-
su -ki Inkılâbın ordusudur-, değil mi ki 'Kuva-yı Mil-
liye 'nin, 'muntazam ordu 'ya çevrilmesiyle oluşmuş-
tur; büsbütün burjuvazinin uzağındadır: 'Kurtuluş
Savaş/'nın başlangıcında, nice miralaylann, nice pa-
şalann, civanmert halk çocuğu zeybekler ve efeler-
le birlikte, 'düşman'a karşı savaştığı, bilinen şey!
Aralannda 'kumandanlığı' efeye bıraktp, onun 'kur-
mayl' gibi çalışan paşalarçıkmıştır. Bu kadar demok-
rat!
Günümüzde durum çok mu farklı? Siz -bir nesil-
de, dünyanın sayılı servet sahipleri arasına gi-
ren- yeni holding burjuvazisi ailelerinden; her-
hangi birisinin oğlu ya da torununun subay ol-
maya heveslendiğini işittiniz mi? Ben işitmedim,
Silâhlı Kuvvetleri'miz astsubay ve subay yetiş-
tirmek üzere, her yıl sınav acar; bu sınavlara, da-
ha çok orta ve ortanın aşağısı toplum katlann-
dan, çocuklar katılır. Şu anda bile. yüksek kuman-
da heyetimizin çoğunluğu, yoksul değilse bile, ona
yakın toplumsal çevrelerin çocuklan! Yanlış mıyım?
Nasıl ki, -cumhurbaşkanından bakanlanna ve mil-
letvekillerine kadar-, siyasi kadro da, tabanı halk
olan bir kesimin çocuğu!.. Bence bu, cumhuriyetin
büyük bir başansı, medâr-ı iftihan olmak lâzımdır.
Oyledirde, Müdafaa-i Hukuk Doktrini, (üç) Mi-
sak-ı Millî ve Kuva-yı Milliye, sıradağlar gibi arka-
mızda dururken; bu halk ordusunun, soylulann, mu-
hafazakâr ve ecnebı çıkarianna göre, kurduğu ve yö-
nettiği 'NATO ve CENTO' mantığına uygun hare-
ket etmesi, 'Kemalizm'\e ne dereceye kadar bağ-
daşır, asıl merak konusu budur. Kuva-yı Milliye
günlerinde olduğu gibi, dış tahriklerin kışkırttığı PKK
ve 'yükselen' irtica; Silâhlı Kuvvetleri'mizi, 'Müda-
faa-i Hukuk Doktrini'ni, daha derinlemesine ve et-
raflı olarak incelemeye yöneltirse, ne mutlu bize!
Durum çok benziyor da!
http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm