06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 HAZİRAN 1997 PAZARTESİ 4 HABERLER CHP'li Mahmut Işık, RP Rize Milletvekili için "Dayaklık adam. Meclis'e gelmesin döverim" dedi Ulucak, Şevld Ydmaz'ı savunduHaber Merkezi - RP: Atatürk. cumhunyetin temel nitelikleri, anayasal kurumlar. parlamento ve bazı de\ let adamlanna küfrederek Müslûmanlan isyana çağıran Rize Milletvekili Şevki Yılmaz hakkında başlattığı ışlemi ağirdan alıyor. RP'li milletvekillerinden de gelen tepkilere karşın Genel Başkan Yardımcısı Rıza Ulucak. bazı demeçlerden "Şevki Yılmaz'ın da haberi olmadığmı" iddia etti. CHP Sı\as Milletvekili Mahmut Işık. Şe\ki Yılmaz'ı "dayaklık adam" olarak tanımladı \e "Meclis'e gelirse döverim" dedi. RP; 1990, 1991 ve 1994 yıllannda yaptığı konuşmalarda milletvekillerine. anayasal kurumlar. cumhunyetin temel nitelikleri ile bazı devlet yöneticilerine birçok kez hakaret ettiği ve halkı isyana çağırdığı saptanan Rize Millenekili Şevki Yılmaz hakkında başlattığı ihraç işlemi konusunda yavaş davranıyor. Rıza Ulucak. dün düzenlediğı basın toplantısında, Yüksek Disiplin Kurulu"nun gerekeni yapacağını belirtirken şövle konuştu: "Şevki Yılmaz, bunun montaj olduğunu söylemiştir. 7,8.3 sene evvel yapdmış şe\ lerin şu sıralar ortava çıkanlması; durup durup böyle kritik bir zamanda. seçimler söz konusu olduğu. havali delillerle kapatilma davası açıldığı dönemde cari dikkat olduğuna dikkatlerini çekiyorum. Hatta bazılanndan Şevki Yümaz'ın bile haberi yok." RP'li milletvekilleri. RP Rize Milletvekili Şevki Yılmaz"ın başta Atatürk \ e Meclis olmak üzere devletin kurumlanna. siyasi parti liderlerine, medya mensuplanna ve işadamlanna yönelık hakaretlerinin savunulamayacağını söylediler. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik dün yaptığı yazılı açıklamada. "Şevİd Yılmaz'a atfen yayimlanan sözleri savunmak bir yana. bunlara katılmadıjjımı. insanlan rahatsız edecek ifadeleri tasvip etmediğimi, Ankara'da ve Bartın'da basın mensuplannın sorulan üzerine açıkladım" dedi. RP'lı Devlet Bakanı SacitGünbey sözlerin. RP'nin 'üslubuna uygun sözler' olmadığmı bildirerek "İslamiyetin üslubu da böyle değildir" dedi. Günbey. 1990 yılmda yapılan bu konuşmanın bugün gündeme getirilmesinin de yanlış olduğunu savunurken şöyle konuştu: "Bu konuşmayı bugün gündeme getirmenin de herhalde arka planında çok iyi niyet olmadığmı görmek lazım. RP'nin kapatılmasının gündeme getirildiği bir dönemde bu tür pnnokasvon, çeşitli entrikalar dönüyor." RP'li Devlet Bakanı Lütfü Esengün de Şevki Yılmaz'ın sözlerinin yanlış olduğunu söyledi. Adalet Bakanı Şevket Kazan. gazeteci lerin, Yılmaz'ın konuşmalarından sonra dokunulmazlığının kaldınlıp kaldınlmayacağı yönündeki sorulannı "Ben konuşmuvorum yavrum, iş yapıyorum" diyerek geçiştirdi. RP Istanbul Milletvekili Mukadder Başeğmez ise TBMM'ye hakaretlerde bulunan Yılmaz'ı eleştirerek "Bu sözler L'ganda'da söylenmiş olsa, Uganda'nın köylüsüne söylenmiş olsa yine de rahatsız olurdum" dedi. Başeğmez. "RP, \ ılmaz'ı zamanında cezalandırsavdı. zamanında tenkit etseydi, çok şey degişirdi*" diye konuştu. Başbakan Necmettin Erbakan'ın hukukçusu olarak bilinen Kahramanmaraş Milletvekili Mustafa Kamalak. Yılmaz'ın sözlenyle ilgili olarak "Kesinlikle tasvip etmem mümkün degil" dedi. ÖDP l i d e r i Uras: Halk k a b u ğ u n u k ı r d ı 'SedmeREFAHYOLIagidilemez'tstanbul Haber Servisi - ÖDP Genel Başkanı Ufiık Uras. ÖDP'yi hesaba katmadan hâlâ "Ne olacak bu solun hali" diye konuşanlann "Boş bir enteiektüel gevezelik" yaptıklannı söyledi. Türk töplumunun yönünün artık "sol"a döndüğünü v urgulayan Uras, parti tabanını da erken genel seçime hazırlıklı olmalan konusunda uyardı. Yaklaşık bir aydır ilçe konferans ve kongrelerini yapan ÖDP. dün de Acıbadem'deki Aktaş Düğün Salonu'nda Kadıköy Ilçe Örgütü Kongresi'ni gerçekleştirdi. Kongrenin açıhşında konuşan LJfuk Uras. seçim konusunun gündeme gelmesinden bu yana kendisine sürekli olarak bir başka partiyle ittifak yapılıp yapılmayacağının sorulmasından şikâyet etti. Uras, "Bizi hâlâ öbür şahıs partileriyle kanştınyorlar. Biz diğer partiler gibi kararlanmızı yukanda almayız. Böyle önemli konularda tabanunızı dmleriz"dedi. Uras, erken seçime REFAHYOL hükümetiyle gidikmeyeceğini, REFAHYOL'un artık "Ahlaka büe aykırı bir hükümet"" olduğunu belirterek bu hükümetin dini ve milli duygulann istismar edilerek artık Türkiye'de siyaset yapılamayacağının bir göstergesi olduğunu savundu. Dini yaşamak isteyenlere de laiklere de aynı saygıyı duyduğunu ve her iki kesimin de özgür bir şekilde bir arada yaşamalannın teminatının ÖDP olduğunu ifade eden Uras. "İnsaniar hiçbir şey öğrenemedilerse Uğur Mumcu'dan öğrenmeli. Hırsızın. işkencccinin, çetecinin laiği olmaz. Biz alaturka bir laikliği değil. çağdaş laikliği savunuyoruz. Devlet de, yobazlar da artık elini dinden çekmelidir" dedi. Seçimin Meclis'te "siyasi bir tadilat" da yapacağını kaydeden Uras, Susurluk olayı Meclis'e geldiğinde salondaki milletvekili sayısının az olmasını bir "skandaT olarak değerlendirdi. Uras, milletvekillerinin Susurluk sınavında da sınıfta kaldıklannı vurgulayarak bu milletvekillerinin seçim mitinglerinde sanki hiç Susurluk olayı yaşanmamış gibi propaganda yapacaklanndan şimdiden emin olduğunu bildirdi. Kendi tabanını da erken genel seçim konusunda uyaran Uras, seçim kampanyasının mahalle mahalle. ÖDP Beyoğlu flçe Örgütü. Okmeydam lokalini görkemli bir şenlikle açü. Yaklaşık 2 bin kişinin katıldığı şenlikte konuşan parti yetkilileri, bu kadar insanın özgüriük ve demokrasiye inandıgını belirterek "Buinançdahada büyüyecektir" dediler. Aralannda Grup kızılırmak. Metin kahraman, Orhan Avdın. Nurgül Ateş ve Mehmet Gümüş'ün de bulunduğu çok sayıda sanatçının katıldığı Okmeydanı Şarkkahvesindeki lokalin açıhşında tivatro gösterileri de yapıldı. (Fotoğraf: SAADET USLU) sokak sokak ve yüz yüze yürütüleceğini söyledi. Uras. Sultanahmet'te geçen hafta yapılan ÖDP mitinginin halkın artık kabuğunu kırdığını ve yüzünü sola çevirdiğini gösterdiğini bildirerek "Halk artık var olan siyasete müdahale edilmesi gerektiğini, yoksa var olan siyasetin gelip kendilerine müdahale edeceğini biljyor" diye konuştu. Yaşar Okuyan, DYP liderini eleştirdi 6 Tansu Çîfler, İran rejîmîııiıı dişi militanı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel Sekreteri YaşarOkuyan, DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yar- dımcısı Tansu Çiller'in, irticaya yöne- lik kalkışmalara göz yummasına tep- ki göstererek "Çiüer, İran rejimi ve Hu- meyni'nin Türkiye'deki dişi militanh- ğına soyunmuştur" dedi. ANÂP Genel Başkanı Mesut Yü- maz, milletvekilleri ve örgütünden, se- çimden daha iyi bir sonuç alabilmek için kendisine ve yönetime yönelik eleştirilerin parti yıpratılmadan yapıl- masını istedi. Yaşar Okuyan, dün düzenlediği ba- sın toplantısında. "Hükümeti bu şart- larda devam ettiremeyeceğini anlamış olan iki ahbap çavuş, şimdi bir oldu bittiyle Türkiye'yi seçime götürme ça- bası içindedir" dedi. Erken seçimden önce nüfus sayımı yapılması, seçmen kütüklennin yeni- lenmesi ve yurtdışında yaşa>an Türk vatandaşlannın oy kullanmasına ola- nak sağlanmasının gereğine dikkat çe- ken Okuyan. bunlann yapılmaması durumunda 5 milyon civanndaki seç- menin iradesinin sandığa yansımaya- cağını anlattı. ANAP Genel Sekreteri Yaşar Oku- yan. Türkiye'nin temel niteliklerinin değiştirilmeye ve sistemin Iran'daki Humeyni rejimine benzetilmeye çalı- şıldığını kaydederek "Bugün Tansu Çiller, İran rcjiminin ve Humeyni'nin Türkiye'deki dişi militanlığına soyun- muştur. Bari o ülkenin kadınlarının kj- yafetine bürünüp militanlık yapsa da- ha inandıncı ve gerçekçi olur" diye ko- nuştu. DSP Cenel Başkanı Bülent Ecevit ^Türkiye., erken seçiıne boşu boşıına sürükleniyor' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - D- SP Genel Başkanı Bülent Ecevit RE- FAHYOL hükümetininbiryıldolmadan doğal ömrünü tükertiğini belirterek "İki partinin genel başkanları da gerçeği gö- rüyorlar. O y üzden erken. hatta acele se- çime kapağı atmakistiyorlar" dedi. Ece- \ it: ışçı, işveren. esnaf kuruluşlannın la- ik demokratik cumhuriyet için el ele ver- dikleri bırortamda. TBMM'deki büyük çoğunluk benzerbirdayanışmayı göste- remezse, bunu engelleyenlerin millete hesap veremeyeceğini söyledi. Ecevit. dün yaptığı yazılı açıklamada. REFAHYOL ortaklannın acele seçim- den umduklannı bulamayacaklannı sa- v unarak "Ama diyelim ki umduklannı buldular, o zaman ne olacak? Yine bu- günkü hükümetin, yani ülkeyi cumhuri- yet tarihinin en ağır rejim bunalınuna sü- rükleyen hükümetin, bir benzeri kuru- lacak. Türkiye'de öylece, bir erken se- çimden bir başka erken seçime boşu bo- şuna sürüklenmiş olacak" dedi. Belirsizlikortamında, içvedışsorun- ların çok ağırlaştığı bir dönemde ülkeyi yeni bir erken seçim macerasına sürük- lemenın yalnız ülke için değil, koalisyon ortaklan için de tehlikeli bir kumar ol- duğunu v urgulayan Ecev it. "Eğergeçer- li bir hükümet scceneği bulunsa idi. er- ken seçim makul karşdanabilirdL Oysa, Türki\e seçeneksi/ değU" diye konuştu. Bülent Ecevit. erken seçimden önce mutlaka altyapı eksikliklerinin gideril- mesi gerektiğini belirtirken yeni bir nü- fus sayımı veya tespiti yapılarak seçmen kütüklerinin güncelleştirilmesınin an- cak altı avda tamamlanabileceğine dik- kat çekti. Anayasa Kurultayı Nail Güreli: Demokrasi bağlantılı her şeyi istiyoruz İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nail Güreli, "Demokrasi, kendisini bir araç olarak kullanarak yok etme ça- balanıu. anayasayı güvence arana ala- rakengeUemeüdir'" dedi. Anayasaya ve parlamentoya küfür edenleri kişi- sel hatalar olarak değerlendirmenin yanlış olduğunu belirten Güreli, Şev- ki Yılmaz gibi kişileri sistemin yarat- tığını kaydetti. tstanbul Barosu Insan Haklan Merkezi tarafından düzenlenen ve i- ki gün süren "Anayasa KurultayTnın son gününde konuşan Nail Güreli. i letişim özgürlüğünün ancak demok- rasi içinde var olabileceğini belirtti. Güreli. "İletişimözgürlüğüistiyorsak demokrasi istiyoruz, demokrasi bağ- lantılı her şeyi istiyoruzdemektir" de- di. Demokratik. çağdaş. yeni bir ana- yasa yapılması gereğini \ urgulayan Güreli, özellikle bağımsız yargı ve yargıç güvencesi, Anayasa Mahke- mesi ve iletişim özgürlüğünün gü- vence altınaahrtmasfnristedi. Basın Konseyf üyesi veeski tstan- bul Barosu Başkanı Turgut Kazan da yeni bir anayasa yapılması gerektiği- ni savunarak bu anayasanın. temel hak ve özgürlükleri evrensel değerle- re uygun tanımlaması. doğru ve ger- çekçi bir koruma mekanizması kur- ması gerektiğini vurguladı. Kazan. "Ancak, bu ortamda yeni bir anaya- sa yapamayacağımız açık" dedi. Ko- nuşmasında Şevki Yılmaz'ın konuş- malanna da değinen Kazan. şöyle de- di: "Yalnız Şevki Yılmaz'a kızmayın. Kasetkri izleyin, çügınca alkışlayanlar var. Bu insanlaria nerede, nasıl uzla- şacağız? Yılmaz, partisinin has ada- mıdır ve görüşlerini partisi de benim- siyor. Bu ortamda yeni bir anayasa ya- pamayacağımız açık. Yeni bir anaya- sa ortamını hazıriamayı kendime gö- re> biliyorum." TtSK Genel Başkanı RefikBaydur da belirli anayasaları ve kurumları suçlamanın toplumu bir yere götür- meyeceğini, ancak 1982 Anayasa- sı'nın dabazı noksanlıklan bulundu- ğunu söyledi. Baydur. "Duyarsızbir milletiz. Adam çıkmış Meclis'e. mil- lete,Atatürk"tenbuyanageçmişeküf- rediyor. Bu tükürükte boğulmayı hak eden adam..." dedi. DtSK Genel Sekreteri Kemal Day- sal ise yaptığı konuşmada. toplumun tüm eğilimleri bulabileceği. kendi rengini yansıtabileceği bir anayasa yapılması gerektigini söyledi. KESK Ğenel Sekreteri Faysal Öz- çift de emekçilerin demokratik ana- yasanın esas güvenceleri olduğunu söyledi. Hak-tş Eğitim Sekreteri Yu- suf Enginise anayasanın katılımcı bir rejim öngörmesi gerektiğini dile getirdi. NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected] Hayatımda hiç general yakınım ol- madı. Kurtuluş Savaşı'nın ünlü ko- mutanlarından Izzettin Çalışlar da bazılarının sandığı gibi akrabam de- ğil. Ama generallerin yaptığı askeri darbelerden kişisel olarak çok zarar gördüm. 12 Mart askeri darbesinden sonra üç yıl hapis yattım. 12 Eylül askeri darbesinden sonra da 4 yıla yakın cezaevinde kaldım. Her askeri dar- betartışması yalnızca kişisel neden- lerle bile tüylerimi diken diken ediyor. Generallerle aramızın açılması şüphesiz kişisel bir sorun değil. Tür- kiye'de askeri darbeler, ABD'nin uluslararası stratejisinin bir parçası olarak; solu ezmek, anti-komünist bir yapılanmaya zemin hazırlamak için gerçekleştirildi. Her demokratik yük- seliş, generallerin darbe planlannı gündeme getirdi. 12 Eylül 1980 as- keri darbesinin 1977'de oylarını yüz- de kırk ikiye yükselten sola karşı adım adım tezgâhlandığı şimdi daha iyi anlaşılıyor. Generallere Mektup Bu kez askeri darbe tartışmaları "şeriat tehlikesi"n\n arttığı koşullara denk geldi. Askerler. laikliği savun- mak gerekçesiyle bulundukları mev- zilerden çıkışlar yapıyorlar. Milli Gü- venlik Kurulu'nda, REFAHYOL ko- alisyonunu sıkıştırarak hükümeti is- tifaya zorluyorlar. Eğer bu hükümet devrilmezse daha radikal müdahale- lerde bulunacaklan mesajını verme- yi de ihmal etmiyorlar. "Siyasi Islam tehlikesi"ne karşı as- kerlerin tavıralması. solun bir kesimi ile askerler arasındaki kan davasını bir ölçüde yumuşattı. Hatta sol için- de ipin ucunu kaçırıp bütün umudu- nu askerlere bağlayanlar da oldu. Ancak komünizme ve sola karşı mücadele alışkanlığı, "devletin bö- lünmez bütünlüğü" kavrayışı üzerine oturtulmuş bir savunma mantığı; as- kerlerin sağı asıl müttefik olarak gör- mesine neden oluyor. Ordu, laikliği koruma mücadelesinde sağdan me- det umuyor. Türk sağının, 40 yıllık geleneksel önderi Süleyman Demi- rel, etkili ve güvenilir müttefıklerin- den birisi. Cumhurbaşkanı, onların sivil alandaki sözcüleri olarak ortaya çıkıyor. Generaller de bu durumdan memnun olduklarını fırsat buldukça dile getiriyorlar. Generaller ve Türkiye'de, "siyasi Islam" tehlikesinden korkuya kapı- lanlar önce Süleyman Demirel'e ba- kıyoriar. Mesut Yılmaz'dan ve DYP içindeki muhaliflerden medet umu- yorlar. Sağ. onların beklentilerinin tam tersine bu kavgada tamamen çuvallamış durumda. ANAP, REFAH- YOL karşısında pelte gibi titriyor. Ne- resinden hangi falsoyu vereceğini kimse kestiremiyor. DYP'Iİ muhalifle- rin hali ortada. Hangı gün Çiller ta- rafından ayartılabilecekleri belli değil. Merkez sağ. şeriatla mücadelede tam anlamıyla iflas halinde. Türk mil- liyetçilerini görüyoruz. Sapır sapır dökülüyorlar. Bu manzarayı gören generaller de çaresizlik içinde çırpı- nıp duruyorlar. Generallere bir çift laf söylemek is- tiyorum! Siyasi Islamla mücadelenin bel kemiği sol. Meydanlara bakın. Ankara'da beş yüz bin kişiyi solcular topladılar. Istanbul'da REFAHYOL'a karşı en etkili mitingi ÖDP yaptı. Sos- yal demokratlar zaaflarına rağmen kitleleri harekete geçiriyorlar. Hem eylem planında hem düşünce pla- nında solun siyasi islama karşı duru- şu sağlam. Solculann sağcılardan bir farkı daha var; kararlı bir şekilde de- mokrasiyi savunuyorlar. Çözümü de- mokrasi zemininde anyorlar. Sizler, "irtica "yı baş tehdit olarak belirledıniz. Böyle bir saptama, cıd- di anlayış değişikliklerini gerektirir. Buna hazır mısınız? Örneğin solu düşman gören hiçbir güç, bir sağcı güç olan "siyasi lslam"a karşı başa- rı kazanamaz. Sağ, sağlayenilemez. Solcu gençlerin kafasını kıran, onla- rın üzerine ülkücüleri saldırtan bir devlet. şeriatçı güçleri yenemez. Kürt halkını evsiz yurtsuz bırakan, köyle- rini bombalayan bir anlayış, "siyasi lslam"\a başa çıkamaz. "İrtica "yı baş tehdit olarak görmek her şeyi halletmiyor. Hâlâ Kürtlerin tepesine bomba yağıyor, hâlâ mah- kemeler, güvenlik güçleri, solcuları yargılayıp onları dövmeye çahşıyor. Unutmayın ki Susurluk çetesiyle si- yasi islamcılar bugün ittifak halinde- ler. Susurluk'u görmezden gelerek faili meçhul cinayetleri ve yargısız in- fazları onaylayarak bir yere varıla- maz. Susurluk'u ne zaman gündemini- zealacaksınız, merakediyorum. Er- bakan da Susurluk'un üzerini ört- meye çahşıyor, sanırım farkındasınız. Bütün bunlar üzerinde, bir kez da- ha düşünmenizi dilıyorum. BÎZBtZE ERDAL ATABEK Şevki Yılmaz Yalnız Değil... Şevki Yılmaz'ın söyledikleri ortada. ilk kez söy- lemiyor. Meydan okumayı seven, coşkulu, külhan- beyi ağzıyla aklına gelen her şeyi kullanan tehlike- li bir tahrikçi. Ciddiye alınmaması çok büyük bir yanlış, kendisinden ibaret sayılması ise bundan da büyük bir yanlış. Çünkü Şevki Yılmaz, hem yalnız değil hem de kendisinden ibaret değil. Şevki Yılmaz, Refah Partisi'nin içindeki sestir. Refah Partisi, sadece kamuoyundadestekleme- yi göze alamadığı için Şevki Yılmaz'ın sözlerini 'medyanın uydurması' olarak niteliyor, 'kendi söz- leri' diye partiyi kurtarmaya çahşıyor, uydurma bir 'soruşturma' başlatıyor. Bu denli yıpranmış olma- sa soruşturmayı Kanal D'ye ve Uğur Dündar'a çe- virebilir. Refah Partisi'nin asıl yüzü. 37 aydmın ya- kıldığı Sıvas olaylarında ortaya çıkmıştı. Parti baş- kanı olarak Erbakan, olaylardan Aziz Nesin'in tah- rikini sorumlu tutmuştu. insan yakanlan sessizce destektemişti. Ne çabuk unutuluyor. O olayın ya- nında Şevki Yılmaz'ın söylediklerinin ne önemi ka- hr ki? Tansu Çiller'e mutlaka dikkat etmişsinizdir. Hiç bir 'infial' belirtisi göstermiyor, sözlerin 'kabuledi- lemez' olduğunu söyleyerek olayı geçiştirmeye ça- hşıyor, hemen arkasından "Neden daha önce ol- muş bir oiay şimdi ortaya çıkanlıyor?" diye yavuz hırsızlığını bir kez daha gösteriyor. Flash TV olayın- da da bu tutumu takınmışlardı. Demek ki Şevki Yılmaz siyasal iktidar tarafından desteklenıyor. Refah Partisi, Şevki Yılmaz için hiçbir şey yapa- maz ve yapmaz. Çünkü, Şevki Yılmaz, Refah Par- tisi'nin sesidir, ünlü hatibidir ve hatip yetiştiren ho- casıdır. Tansu Çiller için de, sadece Refah Partisi'ne karşı kullanacağı bir şantaj aracı. Onlar için olay fa- sa fisodur. Aynı Şevki Yılmaz, sözleri ortaya çıkınca edep- sizliği kadar pervasız bir pışkinlikle 'bütün bunla- rın yalan' olduğunu söylüyor, sözlerini yalayıp yu- tuyor, yüzündeki kurnaz ifadeyle de yandaşlanna göz kırpıyor. Bir de bunlara benzer sözlerin Şevki Yılmaz hak- kında, onların toplantılan hakkında. yaptıklan hak- kında söylendiğini düşününüz. Bir de bunu düşününüz. Bu sözlerin kutsal inançlara küfür etmek olduğu- nu, memleketin dinine imanına hakaret edildiğini söyler, infaz kararını çıkarırlardı. Milleti cihada ça- ğırır, yeşil bayraklar açarak toplanırlardı. Bunu bir kez düşünür müsünüz? * : Olay Şevki Yılmaz olayı değildir. Olay, Türkiye'nin bölünmesidır, Türkiye'nin par- çalanmasıdır. Türkiye, bölünmüş ve parçalanmıştır. Bunun sorumlusu da Refah Partisi'dir, ona des- tek veren Tansu Çiller ve partisidir. onlan buralara taşıyan yolun taşlarını döşeyenlerdir. 19 Mayıs 1997'nin kutlandığı stadyumun görün- tüsüne bakınız. 29 Mayıs 1997'nin kutlandığı stadyurnun gör^gv- tüsünebakınr?j • : ".]•,',, j y , Ikı ayrı Türkiye görmüyor musunuz? Görülmesi gereken budur. Ekranlara getirilmesi gereken budur. Tartışılması gereken budur. Bir ülke daha nasıl bölünür? Bir ulus daha nasıl parçalanır? • • • Şimdi seçim bir çare olarak mı görünüyor? Seçim pazarhklanyla ülkeyi bölen, parçalayan si- yasal iktidar ömrünü uzatmaya çahşıyor. 'Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü' korumaya kararlı Büyük Birlik Partisi de bu durumu içine sin- dirip kendine avantaj sağlamaya çahşıyor. Seçim acaba nasıl bir çare olacak? O seçim, böyle bir ortamda daha da kızışacak taraflarıyla acaba nasıl yapılacak? O seçimde tarafların birbirine girmesi nasıl önle- necek? O seçimin güvenliği nasıl sağlanacak? .. * Bu olasılıklar kimseleri ürkütmüyor mu? Şimdi bütün bunları görmenin zamanıdır. Görme- nin. sıkı durmanın, üstüne gitmenin zamanıdır. 12'ye beş kalmadı. 12'yi beş geçti. Belki de başka yarın yoktur. f DYPMe transfer trafigi hızlandı HUL\ A KAR.\BAGLI .\NK.\R\-Erken seçim ve başbakanlık kozuyla grubundaki fireleri dondu- ran DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tan- su Çiller. YOLREFAH-B ortaklığının güvenoyu ns- kini azaltmak için çaba gösterirken, DYP'nin yeni transfer çalışmalan da hız kazandı. Partiyi bölmekle suçla- narak disiplin kuruluna sevk edilen Muğla Millet- vekili Yalım Erez. Çiller' in 3 av lık başbakanlık için il- kelerinden ödün verdiğini ve yeni hükümetin Mec- lis'te güvenoyu almaması için temaslannı sürdürdü- ğünü söyledi. DYP yöneti- mi ise başbakanlık avanta- jını milletvekili pazarlığm- da kullanmak için kollan sıvadı. İstifa aşamasına henüz gelmediğinin altını çizen eski Sanavi Bakanı Yalım Erez, DYP'nin giderek misyonundan uzaklaştığı- na dikkat çekti. DYP lide- ri Çilier'in 3 aylık başba- kanlık için ılkelerden ödün verdiğini kaydeden Erez. erken bir ^eçimin ülkeye istikrar getırmeyeceğinı belirtti. YOLREFAH-B hükü- metin in güvenovu alma- ması için temaslannı sür- dürdüğünü kaydeden Erez. "KüçükREFAHYOL'ade- vam demedim. şimdi geniş- leyen ittifaka mı devam di- yeceğim"' dedi. D\'P'de seçim ve başba- kanlık kozu Erez ve arka- daşlarının girişunlerini güçleştirirken. kısabirdö- nem geçirdiği kararsızlık- tan sonra Çilier'in yanın- da yer alan Kayseri Millet- vekili Ayvaz Gökdemir. YOLREFAH-B ortaktığı- nın doğru bir seçenek ol- duğunu söyledi. Erez'in 7 parçalı bir alternatif sun- duğunu savunan Gökde- mir. "Meclis aritmetiği içinde debeleniyoruz. Se- çim doğru bir tercihtir. Kendi döneminde gerginli- gin tırmandığı Erba- kan "dan. başbakanlığı al- mak doğrudur. BBP ile ye- ni bir program. protokol yapdır" diye konuştu. Çiller'in ikna ettiği Mar- din Milletvekili Mahmut Duyan. seçimin REFAH- YOL hükümetinden duy- duğu rahatsızlığı giderdi- ğini belirterek BBP ortak- lığına soğuk bakmadığını, 55. hükümetin Meclis'ten rahatlıkla güvenoyu alaca- ğını savundu. Erez'in göre- vinden istifasından sonra Dışişleri Konutu'na gele- rek Çiller'le görüşen Şır- nak Milletvekili Mehmet Tatar. yeni kurulacak hü- kümete karşı çıkmadığını. ortakhğın da güvenoyu so- runu bulunmadığını kay- detti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle