29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: B«rin Nadi Genel Ya\ ın Yönetmeni Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordınatoru Hikmet ÇetinkavaO Yazıı^lerı Müdürlen IbrahimYıldız (Sorumlu). Dinç Ta>anç # Haber Merkezı Mudüru. Hakan Kara 0 Gorsel Yönetmen Fikret Eser Dı^ Haberler Şinasi Danışoğlu 0 Ktihbaral Cengiz Y ıldınm 0 K.ultur Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami Karaören 0 Duzeltmc Abdullah v, azıcı 0 Fotoğraf Erdoğan Kdseoğlu 0Bılgı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç Ya>ınKurulu İIhanSek;uk Orhan Erinç. Okta> Kurtböke. Hikmet Çetinka> a, Şükran Soner, ErgunBalcı.DinçTa>anç. İbrahint V. ıldı/.. Orhan Bursalı. Muslafa Balba\. Hakan Kara. AnkaraTeniMlcısı Mustafa Balba> 0 Haber Muduru Doğan Akın Atarurk BuKan No 125. Kat 4. BakanlıUar-Ankara Tel 4195020 I 7 hat). Faks 4195027 0 Izmır Temsılcısı SerdarKrak,H ZıvaBh 1352 S 2 3 Tel 441 [220. Faks 44191 P 0 Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu. inönüCd 119 S No 1 Kat 1. Tel: 363 12 11. Faks 363 12 15 Koordmator Ahrnet Korulsan 0 Muhasebe Bülent Yener 0 Idare Hüse>inGürer0Işletme ÖnderÇelik0Bılgı-lşlem \ail İnal 0 Bılgısayar Sıstenr Mürüvet Çiler MEDYA C: • Yonetım Kunılu Başkanı - Genel Mudur Gülbîn Erduran # koordınator Reha Işıtman 0 Genel Mudur Yardımcısı Mine \kdag Tel 514 CP 5? - 5139580-513846O-61.Faks 5138463 Vıvnnlajan ve Basan: Yenı Gın Haber Ajansı. Basın \e Yayıncılık \ 5 Türkocağ'ı Cad 39 41 Cagaloğlı. 34534 Isl PK 246 Islanbul Tel 10212i 512 05 05 (20 hal) Faks (0212151 16HAZİRAN 199^ İmsak: 3.23 Güneş: 5.24 Öğle: 13.12 Ikindi 17.10 Akşam: 20.45 Yatsı: 22.38 Yeni dergiler piyasada • Haber Merkezi - Zayıflama. diyet yemek dergısı Light ve çiçek sevenler için hazırlanan Bahçe ve Çiçek Marketing adlı dergiler piyasaya çıktı. Türkıye'nin en ünlü uzmanlannın hazırladiğı diyet tariflerinin yer aldığı Light'ın en önemli özelliğinin düşük kalorilı yemeklerden oluşan kartlı bölümü olduğu bıldirildi. Bahçe ve Çiçek Marketing'de ise salon bitkilerinin bakımı, teras ve balkonlar için çiçek seçimi. sardunya. yasemin ve ortanca hakkında merak edilenler; bahçelerin çit ve duvarla sınırlandınlması gibi konular yer alıyor Devlet panasn yatılı sınavı • Haber Merkezi - Ilkokul Sonu Devlet Parasız Yatılı ve Burslu Sınavı yapıldı. Sınav. dün 80 il merkezi ile Trablus, Lefkoşa, Riyad, Medineve Cidde'de gerçekleştirildi. Saat 10.00'da başlayan sınav. 2 saatsürdü. 186bin807 öğrencinin başvurduğu sınav sonucu. 4 bin 634 öğrenci. devlet parasız yatılı okullanna alınacak. Burs anlaşması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye ve Türkmenistan, ihtiyaç duyulan alanlarda kullanılmak üzere karşılıklı olarak her yıl burs tahsis edecek. Türkmenistan'da öğrenim görecek Türk öğrencilerin. ÖSYS'ye gırmeleri ve ÖSS'de baş.anlı olmalan gerekecek. Türkiye'ye burslu öğrenim için gelecek öğrenciler, Türk Cumhuriyetlen ve Akraba Topluluklan Sınavı (TCS) ıle belirlenecek. Öğrencılere bır yıl süreyle Türkçe eğitimi venlecek. Türk öğrenciler de bir yıl süreyle Türkmence eğitimi alacak. Türk öğrenciler yalnızca örgün eğıtim programlanna devam edebilecek. Dayağa tepki • ANKARA (ANKA)- Türk Tabıpleri Birliği Merkez Konseyi, iki doktorun hasta yakınlan tarafından dövülmesine tepki göstenrken olaylann, hastanelerin altyapı eksikliğinden kaynaklandığını bildirdi. TTB Merkez Konseyi'nce yapılan yazılı açıklamada, Giresun Görele'de Dr. Arif Özcan ile Adana'da Dr. Ömer Sadık Ergüneş'in hasta yakınlan tarafından dövüldüğü belirtildi. Dr. Özcan'ın cerrahi girişim olanağı bulunmayan ortamda hastasını sevk etmesı. Dr. Ergüneş'in de acil servisteki olanaksızhklardan kaynaklanan eksik müdahalesi nedeniyle dövüldüğü kaydedilirken "Nitelikli sağlık hizmeti için altyapı eksikliği gıderilmelidır" denildi. KÖPÜk gibi ciğer • NEW YORK(AA)- Gerhard Voger adlı Almanın karnaval dönemlerinde alet kullanmadan sadece nefesiyle 4.7 milyon balonu şışirdıği ve bu dalda kendı çapında bır dünya rekoru kırdığı bildirildi. İnşaat işçisi olan Voger, balon şişırme işini 26 yıldan beri yapıyor. 5 milyon balonu 26 yılda şişiren Voger'in rekorunu değerlendiren ilgililer. 'körük gibi ciğerlere" sahip olan Almanın günde 500'e yakın balonu. yardımcı alet kullanmadan sadece nefesiyle şişirebildiğini belırttiler. 3. bin yılda seks • NİCE(AA)-15. Jinekoloji Günleri'nde bir araya gelen doktorlar. 3'üncü bin yılda insanlığı nasıl bir seks yaşarrumn beklediğini tartışıyorlar. Tartışmadaki genel hava, uzmanlann. insanlığın müstakbel ve muhtemel seks \aşamından kaygı duyduklannı gösteriyor. Av rupa Seksoloji Federasyon Başkan Doktor Robert Porto, bu gıdişle erkek ve kadınlann hirbirlerine daha az ihtiyaç cuyar hale geleceklerine ı^aret ederek 'seksi ikame edecek" gereçlerdeki gelişmenin kavgı verici boyutlara ulaşmakta olduğunu vurguladı. Dört tonluk lahti pazarlarken suçüstü yakalanan Antalyalı tarihi eser kaçakçısı mahkemece serbest bırakıldı 'Herkül Süleyman' yine işbaşında• Birkaç ay önce Perge antik kenti kazı alanı yakınlannda bulduğu lahti fotoğraflayarak antika kaçakçüanna pazarlamaya çalışan Süleyman Çoban, Antalya polisince yakalandı. Mahkemenin serbest bıraktığı Çobarf ın gösterdiği yerde lahitle birlikte Roma Imparatona Septimius Severus heykelinin başı da bulundu. OZGEN ACAR ANKARA (Cumhuriyet) -Antalya polısi. antika ka- çakçılan arasında "Herkül Süleyman" diye tanınan Sü- ieyman Çoban'ı (60) yıne görkemh bir lahti kaçınr- ken suçüstü yakaladıği hal- de nöbetçi mahkeme ser- best bıraktı. "Kültür soykı- ranı''nın önemli kişilenn- den biri olan Çoban'ın mah- kemece serbest bırakılma- sı; Antalya Müzesi, Perge Kazı Heyeti ve Mali Şube Müdürlüğü yetkililen ara- sında şaşkınlık yarattı. Antalya'ya 16 km uzak- lıkta Aksu ilçesine bağlı Perge antik kentinın bıtışı- ğinde arazisi bulunan Sü- leyman Çoban, birkaç ay önce Barbaros mahallesi Ağalar mevkiinde bir baş- kasının tarlasında bir mer- mer lahit buldu. Lahtin çev - resini, eşi Gülsüm ve oğlu Ramazan (30) ile birlikte açtı. Fotoğrafını çektikten sonra üzenni yenıden top- rakla örttü. Çiçekçi Sebahattin Ka- nat(37) ile birlikte lahti pa- zarlamaya başladı. Bu amaçla antika kaçakçılı- ğından sabıkalı Hüseyin Kalyon (56) ile ilişki kur- du. Beş kişilik kaçakçı gru- bu, lahit için 300 milyar li- radan (yaklaşık 2 milyon dolar) az olmamak üzere müşteri aramaya başladı. Istanbul Kapalıçarşı ile Izmir'ın ünlü antika kaçak- çjlan, lahti alamayınca Ço- ban'la ilgili "istihbarat 1 "! Antalya Mali Şubesi'ne uçurdular Polis alıa durumuna geç- H ve söz konusu beş kişiyi lahtin fotoğraflan ile birlik- te yakaladı. Çoban. lahtin yerini po- lise gösterdi ve arkeologla- nn gözetiminde yapılan ka- zıda lahit ile birlikte Roma tmparatoru Septimius Seve- rus heykelinin normalden büyük bir başı ile boş bira kutuları ortaya çıkanldı. tmparator heykelinin başı- nın da Perge kazı alanmda başka bir yerde bulunduğu ve buraya geçici olarak gö- müldüğü saptandı. Boş bira kutulan Arkeologlar "Cumhuri- yet'"e lahit hakkında şu bil- gıyi verdiler: "tS3.yy'aait lahtin kapağında. uzanmış yatan bir çiftin hey keli 0e aş- km simgesi Eros heykeii bu- lunuyor. Dörtton ağırlıgın- daki lahit Antalya mü/csi- ne daha önce gelen "Domi- tias-Filiskas Lahti1 nc çok benzhor. \ncak, bunun ar- ka tarafinda Roma-Pı-rs sa- vaşuıı içeren bir kabartma var. Demetrios adında bir Pergeli'ye ait olabilir. Lah- tin içindeki değerli ölü he- dheîeri antik çağda so>ııl- muştu."" Arkeologlar ile polisin gözlemleri de şöyle: 1. Lahit. birkaç ay önce bulunmuş olmalı kı. çev- resindekı toprak. tarlanın öte bölümlerine kıyasla da- ha yumuşaktı. 2. tmparator Septimius Severus heykelinin başı bir başka yerde bulunmuş. bu- raya geçıcı olarak gömül- müş. bır başka deyışle. baş bu toprak ıçınde bir dev şir- me nesne konumundaydı. 3. Bira kutulan, burası- nın birkaç kez kazılıp örtül- düğünü ve Çoban ailesınin burada oldukça uzun bır süre çalıştığını gösteriyor. 4. Bu eseri bulanlar "iyi niyetü" olsalardı. fotoğraf çekmeden önce 2863 sayı- lı yasanın 4. maddesi gere- ğince "3 gün içinde en ya- kın müzeye haber"' venrler- dı. Oysa fotoğraf çekerek kötü nıyetlenni ortaya koy- dular 5. Çoban ailesi kazma ve örtme ışinı kendi tarlala- nnda değil. bır başkasına ait arazıde yaptıklan için bu- luntu olayı rastlantı olma- yıp. bilinçli bir antika ara- yışının kanıtıdır. Bütün bu verilere karşın Antalya nöbetçi mahkeme- sinın -3günlükihbarsüre- sinin doîmadığı" gibi bır gerekçe ıle sanıklan ser- best bırakması Antalya em- niyetı, Perge Kazı Heyeti ve Antalya Müzesi yetkililen- nı saşkına çevırdi. Arkeologlara ek olarak emnıyet yetkılıleri, fotoğ- raflann çok önceden ban- yo ettırildığine ve yasanın öngördüğü üç günlük süre- nın çoktan aşıldığına dik- kati çekiyorlar. HERKÜL LAHTİTVİ SATMIŞTI Dosya kabank Süleyman Çoban, eşi ve km, tarihi eser sabşianndan sağladıklan para ile alınan trak- törle Perge'den .\ksu'ya alışverişe giderken. Siileyman Çoban'ın bulup sarnıava çalışdğı İS 3. y\ 'a ait lahtin kapağında, uzanmış vatan bir çiftin hev keli ile aş- kın simgesi Eros heykeii bulunuyor. Lahtin arka tarafinda Roma-Pers savaşını içeren bir kabartma var. Tanhi esersatıcısı Süley- man Çoban'ın "geçmişi" de karanlık. "Cumhuriyet" okurlan şu öykülen okuyun- ca "Herkül Süleyman'ın ma- rifetierini" daha ıyi anımsa- yacaklardır: Ekim 1972'de SülevTnan Çoban. Aksu'nun Macun köyünde Perge antik kenti- nin "Batı Nekropolü'nde (ölüler kenti)" ağabeyinin tarlasını sürerken üç dört ton ağırlığında bir mermer lahit buldu. Ağabeyine haber verme- den aralannda bır astsubay da olan bir grup kaçakçıya lahti 110 bin lıraya (o za- manki 7500 dolara) sattı. Alıcılar Çoban'a, teknik ola- naksızlık nedeniyle 3-4 ton- luk lahti taşıyamayacaklan- nı. bunu dilimlemesıni söy- lemışlerdi. Çoban, lahti ke- semeyince parçalayıp pazar- lamıştı. Kum vüklü kamyon 4Nısan 1973"te tstanbul Kumkapı'da kaldınma park etmiş kum yüklü bir kamyo- nun üzerinde oynayan ço- cuklar resimli bazı mermer parçalar buldular. Resımler "Herkül'ün 12 İşi"ni göste- ren İS 2. yv Roma dönemi- ne ait bir lahtin parçalany- dı. Polis, lahtin bazı parça- lannı da Kapalıçarşı'nın ün- lü kaçakçılan Selim ve Aziz Dere'nın babasının yatağı altında buldu. Selım şu an- da Nevv Yok'un ünlü "Ma- dison Avenue"sunda "For- tunaGalerisi'*nin sahıpliğı- nı, Azız ıse Kanada'da anti- ka tıcaretini sürdürüyor. So- ruşturmada Çoban'a ulaşıi- dı. Ağabeyinin gösterdiği yerde lahtin dıbi ve kapağı bulundu. Yine de lahtin bazı par- çalan yurtdışına kaçınlmış- tı. Prof. Jale İnan bir parça- yı Los Angeles'ta Paul Getty Müzesi'nde buldu. Parça Türkiye'ye geri gönderildi. Dr. Nuşin Asgari'nin. Al- manya'da bir özel koleksı- yoncu adına Kassel Müze- si'nde sergilenirken sapta- dığı bir başka parça ise bır- den kayboldu. Dr. Asgan, mevcut parçalan birleştire- rek lahti .Antalya Müzesf nde sergilenecek dunıma getır- di. Süleyman Çoban bu olay- dan ceza almadan kurtuldu. Çünkü suçu "genel af"a gır- mişti. Antalya Müzesi 'nin o za- manki müdürü Tanju Özo- ral, 5 Mayıs 1973 tarih ve 478-203 sayılı yazısında Es- kı Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'ne şu önerıde bulundu: "... Süleyman Çoban'ın evi ve önündeki tarlası, Per- ge Bati Nekropolü içinde bu- lunmaktadır. Daha önce tar- lasında çalışırken bu lahte rastiadığı ve bir müddet sak- ladıktan sonra sattığı kanı- sındavız. Süleyman Çoban aslen Macun köylü olmayıp \ örüktür. Kendisi ve kardeş- leri köylülerce pek sevilme- mekte ve kötü tabiatlı ola- rak vasıflandınlmakta. kar- deşinden başka pek kimse ile görüşmemektedir. Bu ba- kımdan bulduğu bu eserler köytülertaranndan da duyul- mamış ve bir sır olarak iki kardeş arasında kalmıştır. Tarlası bekçilerimiz tara- fından devamlı kontrol al- tında bulundumlmakta ve şayet bu lahit parçalan bu tarladan çıkanldıysa lahtin kapak, taban ve diğer kısım- lan burada bulunmaktadır. Bakanbğımızca acele olarak ödenek gönderilirse müze- mizce bir araşbrma yaptla- bilir." Bakanlık gereklı ödeneği gönderıyor. Özoral eserin bulunduğu noktada kazı v a- pıyor ve lahtin tabanı ıle ka- pağını buluyordu. Ödenek sınırlı geldiğı için Özoral, "kurtarma kazısı"nı geniş- letemıyordu. Yarm: Öteki Herküiler Bakanlar Kurulu karan sanayicileri rahatlattı Çevrecilersantraüann peşinde ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA - Yatağan ve Yeniköy ter- mik santrallannın Bakanlar Kurulu karanyla çalışünlması, tunzmcı ve sa- nayicilere denn soluk aldınrken sant- rallann ikincı kez Bakanlar Kurulu ka- ranyla çalıştınlmasına tepki gösteren çevreciler. "Dikkat etsinler. o soluğun içinde kükürtdioksit var" görüşünü dı- le getirdıler. Sınırsız Çevre Yolculan Sözcüsü Saynur Gelendost. "Bütün seyahat acentekrine mektup gönde- rip, Türkiye've gönderdikleri nıristie- rin güney Ege'de soluvacaklan hava- nın zehirli olduğunu bildireceğiz" de- di. Termik santrallann Bakanlar Kuru- lu karanyla yenıden çalıştınlması tu- rizmcilen rahatlattı Turızmciler. "Elekt- rikierin iki gün kesilmesi bile sektörde bunalım yaratti. Yeni bunalımlar yara- nlmaması için santrallar konusunda nihai bir karara vanlmah. Her sene turizm mevsinıinde termik santral kay- naklı enerji bunalımı >aşamaktan bık- tık" dıve konuştular. Bodrum Beledı- ye Başkanı Tuğrul Acar ıse şunları söyledı: "Bakanlar Kurulu karanyla santrallann yeniden çalıştınlması bizi rahatlatü. Ancak çevreciler işin peşini bırakmay acaklardır. O nedenle hükü- met bu santrallann yarattığı kirliliğin önknmesi için gerekli olan desülfüri- zasvon sistemini zaman geçirmeden kurmahdır." Bakanlar Kurulu karannın ardından Tes-İş Sendıkası Yatağan Şube Başka- nı Erol Soğancı da santrallann sadece 5 bin enerjı ve maden işçısı çalışanı ile bunlann eş ve çocuklannı ılgılendi- ren bır konu olmadığınt belirterek "Santrallann kapaalmasıyla yaşanan sorunun işçiler ve aileleriyle birlikte onlardan dolayt olarak ekmekyiyen §0 bin kişinin ve bunun vanında turizm- cüerin. sana\ icik'rin sonınu olduğu bir kez daha anlas.ilmis.tir. Modem çağda elektrik olmadan hiçbirşev vapüama- makta, hayat dunnaktadır. Santralla- nn kapatılması 5 milyon kişinin yaşa- nunı etkilemekte. Santrallann bir gün çalrştınlrnamasına dahi tahammül edi- lememiştir. Ülke gerçeklerine uvgun düzenlemeler yapılarak santrallann çahştınbnasının önündeki engeller kal- dınlmaüdır. Yasal boşluklardanyarar- lanılarak mahkeme kararlan ile sant- rallann kapatılması engellenmelklir" dıve konuştu. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral .\hmet Çörekçi. Türkiye'nin ih- ^ . ^ o l a n h a > a s j , a h y e a r a ç | a n n ı n y^^^ ^ d e go'ieri bulan oranda yabancı kaynaklardan sağlanmasınm Türkiyc'nin önemli bir sorunu olduğunu dile gerirdi. "Harp Okulu 1. Bilim Şenliği '97", dün Hava Harp Okulu'nda dü/enlenen törenle başladı. Törende bir konuşma vapan Hava Kuvvetle- ri Komutanı Orgeneral Ahmet Çörekçi, "Yüce önder Atatürk'ün bizlere emanet ettiği demokratik. laik. çağdaş Türkiye Cumhuriyeri'nin her zamankinden daha fazla korunmava. kollanmaya ihtiyacı olduğu günümüzde fik- ren, ilnıen. fennen kuvvetli erdemli ve yüksek karakterii, bilimden güç alan üniversitelerimizin v önerici ve öğretim üyeleri ile TSK'nin bir sembolü olan biz askeri bir araya getiren Hava Harp Okulu'nıın bu faaliveriv le gurur du- yuyorum** dedi. Daha sonra elektronikten ebruya kadar çeşitli çalışmalann yer aldığı proje yanşmasında derece- ye girenlere ödüllerini veren Çörekçi, sergiyi gezerek yetkililerden bilgi aldı. (Fotoğraf: KEREM ILGAZ) SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN Cumhuriyeti, 'Silâhsız Kuvvetler'e Emânet Etmiştir Oyaz, Erzincan'daaskenm; Gâzi'nin 'Nutku'nu tekrar okumak geneğinı duydum; o sıralar yaz- maktaolduğum romanın ÇKurtlarSofrası'), bazı bö- lümlerini elden geçiriyorum; bir akşam üstü (güneş yaldızı ağaçlarda, kuşların çılgınlığı; yukarda. çivit mavisi bır gök, dişmacunu beyazı bulut köpükleri) kaldığım otelden, çarşıyayürüyorum, birden iki ger- çeği olanca çıplaklığıyla gördüm: 1/ Büyük 'Nutku 'nun, hele ikincı cildi boyunca Gâ- zi Mustafa Kemal aslında 'yalnızlığını' anlatmak- tadır, hem de kaç türlüsünü: a) Dersaadet, komp- rador/levanten burjuvazısi, 'işbirtıkçı' matbuatı, Tan- zimat'çı bürokrasisiyle, ona karşıdır. b) Anadolu Ih- tilâli'ni birlikte başlatıp. berabergötürdüğü 'yolar- kadaşlan', iş Anadolu inkılâbı'nı gerçekleştırme- ye gelince. 'ayak süruyorlar'; hatta, ona karşı çıkı- yorlar. c) Küçük Asya'da elden kaybettiğı dizgin- leri, yenıden ele geçirmek telaşındakı emperyalizm (özellikle İngiltere) Şeyh Sait isyanını. Nestûrî is- yanı'nı el altından örgütleyip, içerdekı 'muhalefeti' besleyerek ona karşı 'tavır koyuyor'. Hiç unutmam, o akşam üzeri, sonraları sık sık üzennde duracağım, başka -çok da önemli- bir so- ruya bulaştım: Inkılâp, bu kadar kapsamı geniş bir 'tehlike çemben' ile sarılmışsa, acaba neden Gâzi büyük 'Nutku'nun sonunda, Cumhurıyet'ı, Sılahlı Kuvvetler'e değil de 'Türk Gençliği'ne, yâni 'Türkis- tikbâlinin evlâdına' emânet etmışti? Biliyor musunuz, sadece bu 'korkunç' soru bıle Gâzi'nin 'İhtilâl ve İnkılâbı'nı, hangi dıyalektik sarmalında gerçekleş- tirdiğini anlamak için, bir anahtar oluşturabilin Gâzi, 'Cumhuriyetin ve onu muhafaza ve muda- faa etmenin' aslında 'Silâhsız Kuvvetler'e terettüp eden bır vazife olduğuna ınanmıştı; çünkü cumhu- riyet, dolayısıyla demokrasi Fransız Ihtilâli'ndede, Anadolu Ihtilâli'nde de, cemiyetler, şûralar, kong- reler vemeclisleryoluylagerçekleşmiş, 'sivil'yöne- timlerdir: 'Kuva-yı Milliye', halkın silahlı direnişiydi, Gâzi sonradan geliştirilen 'muntazam orduyu', ha- tırianacağı gibi 'TBMM'n/n ordusu' diye vasıflan- dırmıştı; çünkü o, oldum olası askeri. siyasetin dı- şında tutma kararındaydı. Bunu, 24 Temmuz 1977'de bakın nasıl anlatmı- şım. 'Ya ordu, ya siyaset...' Ali Fuat Paşa (Cebesoy), Şevket Süreyya'ya yazdığı bir mektupta, Ittihat ve Terakki Cemı- yeti içindeki faaliyetlerini anlatırken; Mustafa Ke- mal'ın ve kendisınin, ülkenin önemli sorunlarına dikkati çektiklerinden dolayı, 'cemiyet rüesası' ta- rafından sevilmediklerini söyler ve arkasını şöyle getirir: "... bu meseleieri ortaya koyduğumuz zaman aramızda ihtilâf çıktı. Bunun üzerine bizi Selâ- nik dışında rehberlik vazifesine verdiler. Ben Selânik'le Manastır, Mustafa Kemal de Selâ- nik'le Üsküp arasında rehberlik işlerimizi yapı- yorduk. Fakat Hürriyet'in ilânından sonra, ara- mızdaki ihtilâf da arttı. Mustafa Kemal cemiyet- le meşgul olan subaylarm, ya orduyu bırakma- lannı, ya cemiyetten aynlmalannı istiyordu..." Ittihat ve Terakki Cemıyeti, esasında, bir 'zabitler komitesi'yö'v. Mustafa Kemal ise, görüldüğü gibi, daha 1900'lü yıllarda, ordunun politikaya bulaştınl- masına karşı çıkmıştı. Sene 1909, Selânik'te Ittihat ve Terakki'nin II. Büyük Kongresi toplanıyor. Mus- tafa Kemal, Trablusgarp delegesı olarak, kong- reye katılmaktadır. Tevfik Rüştü Aras'ın hatıralan- nagöre, Mustafa Kemal'in ortaya attığı, genel ku- rulun tartıştığı tez ise şu: "... ordu mensuplan cemiyet içinde kaldıkca, hem parti kuramayacağız, hem de ordumuz ol- mayacaktr. Mensuplannın pek çoğu cemiyet aza- sı olan III. Ordu, tam manasıyla modern bir or- du sayılmaz. Orduya dayanan cemiyet de, mil- let bünyesinde kök salamamaktadır. Bunun için bir an evvel cemiyetin muhtaç olduğu zabitleri veyahut cemiyette kalmak isteyen ordu mensup- lannı, istifa suretiyle ordudan çıkaralım. Bundan sonra, zabitlerin ve ordu mensuplannın, her- hangi bir siyasi cemiyete girmelerine mani ol- mak için kanuni hükümler koyalım..." ('Hangi Atatürk', s: 184/3. basım, Bilgi Yayınevi/1996) Hazindir, bir bakıma tragique dir ama, ne yapa- lım ki gerçektir. Mustafa Kemal ile ihtilâl arkadaş- ları arasındaki uyuşmazlık da, aslında, aynı nokta- da başlayacaktı. Acaba hatırlayacak mısınız, 'Nu- tuk'ta, uzun uzun 'akim bıraktınlan büyükbirkomp- to'dan bahseder; gerçekte tartıştığı. eski ihtilâl ar- kadaşlarının, onu devredışı bırakmak için, orduyu işe kanştırarak, gerçekleştirmeyi düşündükleri bir 'as- keri müdahale'dk. Ona boşuna mı, 'yalnızdı' diyorum. MiHetin emrinde ve ona sâdık!..' f 'komplo'ya geleceğiz. Ondan önce 12 Mart son- \_/ rasında, 'Demokrat Izmir'öekı 'Gâzi diyorki' kö- şesine aldığım bir paragrafı aktarmak niyetindeyim. Burada Mustafa Kemal, tasarladığı cumhuriyet toplumu içinde, Silâhlı Kuvvetler'i nereye koyduğu- nu çok açık ve seçik olarak anlatmaktadır: "...Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti'nin ordusu, istilâlar yapmak, veya saltanatlar yık- mak, veya saltanatlar kurmak için, şunun bunun elinde âlet-i ihtiras olmaktan münezzehtir..." "...insanca ve müstakil yaşamaktan başka gâyesi olmayan milletin aynı mefkûre iie müte- hassis ve yalnız onun emrine tâbi ve sâdık öz evlatlarından mürekkep muhterem ve kıymetli bir heyettir..." (Nisan 1922) Dikkat isterim, 'yalnız milletin emrine tâbi ve ona sâdık' diyor. TBMM Hükümeti'nin ordusu diyor. Üs- telik bunu. 'akim bıraktınlan büyük komplo 'dan ön- ce diyor. Anlayana, sivrisinek saz!. http:// www. prizma.neL tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle