Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 MAY1S 1997 PERŞEMBE
HABERLER
DYP, 'çete oluşturmak'la suçlanan Ağar ve Bucak'm fezlekelerini askıya almanın yolunu anyor
Fezleke yine gün sayacak• Meclis, ikinci kez
'çete' sınavı verecek.
Hükümet pazarlığının
bir parçası haline gelen
fezlekenin kaderini RP
belirleyecek.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Susurluk kazasının ar-
dından ortaya çıkan devlet için-
deki yasadışı örgütlenme savla-
nnın siyasi ayağmı oluşturan
DYP Elazığ Milletvekili Meh-
met Ağar ve Şanlıurfa Millet-
vekili Sedat Edip Bucak hak-
kındaki dokunulmazlık fezleke-
si, 3 ay beklediği Başbakan-
lık'tan sonra TBMM'de gün
saymaya başladı. TBMM Baş-
kanı Mustafa Kalemli'nin, bek-
letmeksizin işleme koyduğu
fezleke konusunda hükümetin
DYP kanadı, "oyalama" taktiğı
uygulamaya çalışırken. muha-
lefet, bu konunun hükümet or-
taklan arasında "pazarük ve
şantaj unsuru" olarak kullamla-
cağı kuşkusunu dıle getirdı. RP
Genel Başkan Yardımcısi Ab-
dülkadir Aksu ise fezleke ko-
nusunda. "gereğjyapıiacak" di-
yerek tavırlan konusunda net
görüş ortaya koymaktan kaçın-
dı.
19. dönemde, "bölücülük"
yaptıklan gerekçesiyle DEP
milletvekillerinin Meclis'ten at-
tınlmasında etkin olan DYP, Is-
tanbul Devlet Güvenlik Mahke-
mesi'nin (DGM), somut olay-
lara dayanarak, "cürüm işlemek
için silahlı çete oluşturmakla"
suçladığı 2 milletvekilıni koru-
mak için Meclis'te oyalama tak-
tiğı izleyecek. Fezlekenin sevk
edildiği Anayasa-Adalet Karma
Komisyonu'nun DYP'li Başka-
nı Ahmet İyimaya. konunun ne
zaman gündeme alınacağı ko-
BEN DE ÇİZDİM ZAFERTEMOÇtN
nusundaki yetkinin kendisine
ait olduğunu ve bu konuda içtü-
zükte süre sınırlaması bulunma-
dığını açıklayarak. "oyalama
taktiğT ızleyeceklen mesajını
verdi. Fezleke Meclis'e sev ke-
dildıkten sonra, net bir tavır ser-
gilememeye özen gösteren
RP'nin bu konuyu "hükümet
pazarhğT unsuru olarak kulla-
nacağı belırtilirken. muhalefe-
tin de konuyu sürekli gündem-
de tutarak hükümete dolaylı
baskı yapma taktiği izleyeceği
bildıriİdi. ANAP Genel Başka-
nı Mesut Yılmaz. Başbakan Er-
bakan'ın 3 ay süreyle fezlekeyi
"gaspettiğinr belirterek, "Ne
Adalet Bakanı'nm ne de Başba-
kan'ın fezlekeyi bekletme hakkı
yok. Çünkü inceleme ve araşar-
ma yetkileri yok. Bu olayın pa-
zarhk konusu haline getiriune-
sinden üzüntü duvuyorum" de-
di.
Ecevit'in karygısı
DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit, hükümet ortaklannın
konuyu pazarlık ve şantaj ko-
nusu yapmamalan dileğinde
bulundu. Meclis'in bu konuyu
"savsaklamamasnu" isteyen
Ecevit, sözlerini şöyle sürdür-
dü:
"Bu fezleke yanı başunızdaki
Başbakanlık'tan aylar sonra
Meclis'e ulaşabildi. Milletvekil-
leri üe ilgüi kklialar 6 ay önce or-
taya çıktL Once Adalet Bakanı
Şevket Kazan engelledi, sonra
Başbakan 3 ay çekmecesinde
sakladı. Aynı savsaktama Mec-
lis'te de sürerse, halkın Meclis'e
güveni sarsılır. Bunun ortaklar
arasında şantaj ve pazarlık ko-
nusu olmayacağını umarun."
RP Genel Başkan Yardımcı-
sı Abdülkadir Aksu ise fezleke-
nin, 8 yıllık temel eğitime karşı
pazarlık konusu olduğu yorum-
lannın anımsatılması üzerine,
"Pazarhk diye bir şey yok. Fez-
leke Başbakanlık'ta incelendi ve
TBMM'ye gönderildi" dedi.
Ağar ve Bucak'la ilgili sürecin
başlaması için Anayasa-Adalet
Karma Komisyonu'nun günde-
fhine fezlekenin alınması gere-
kiyor. Komisyon Başkanı lyi-
maya'nın "gündeme alma be-
nim takdirimde" demesine kar-
şın. ıçtüzük gereği komisyon
üyelerinin üçte birinin ımzasıy-
la fezleke gündeme alınabiliyor.
Içtüzük gereği, komisyon baş-
kanının konuyu gündeme alma-
sı dunımunda, fezleke için 5
üyeli bir hazırlık komisyonu
oluşturulacak. Hazırlık komis-
yonu bütün e\Taklan en geç l ay
içinde ınceleyerek, görüşlerini
bir rapor halinde karma komis-
yona sunacak. Karma komisyon
bu raporu görüştükten sonra,
Ağarve Bucak'ın dokunulmaz-
lığının kaldınlmasına veya ko-
vuşturmanın dönem sonuna er-
telenmesine karar verecek.
Karma komisyon raporu. ko-
vuşturmanın ertelenmesi şek-
linde olursa, bu görüş genel ku-
rulda okunacak. Karma komis-
yon raporu dokunulmazlığın
kaldınlması yönünde olursa ge-
nel kurulda görüşülecek. Iki
milletvekili hakkında dokunul-
mazlığın kaldınlması yönünde
rapor hazırlanır ve konu genel
kurula gelirse. sonucu belirle-
yecek parti yine RP olacak.
Ağan Size ûzûlûyonım
Hakkâri ve Şırnak'ın yöresel
giysilerinin sergilendiği defile-
ye katılan Ağar, gazetecilerin
sorusu üzerine, "Her şey kendi
kuraDan ve hukuk prosedürii
içinde devam ediyor. Vlcdanım
müsterih; devlet, millet için ça-
taşok" dedi. Ağar, DYP'Hlerden
fezlekeye karşı nasıl bir davra-
nış beklediğine yönelik soruyu,
" Yüce Meclisgörevini yapar. Si-
zin için üzülüyorum. Biraz ra-
hatlayın. Bunlar iik defa olan
şeyler değü" diye yanıtladı.
REFAHYOL yalan hukümeti'
Yılmaz: Çiller
dilencisi
ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Hükümetin "aske-
ri vesayet altuıda" olduğunu ileri süren ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz, "başmünank" diye nitelendir-
diği RP Genel Başkanı ve Başbakan Necmettin Erba-
kan'ın iktidarda kalabilmek için veremeyeceği ödün,
yapamayacağı acziyet ve alçalma olmadığını savuna-
rak "Erbakan kottuk uğnına camileri bile kapatünr"
dedi. Yılmaz, hem yeni oluşum çağnlanndan başbakan-
lık koltuğu çıkarmak isteyen, hem de ortağından baş-
bakanlığı talep eden DYP Genel Başkanı ve Başbakan
Yardımcısı Tansu Çüler'i de "koltuk dilencisi" olarak
niteledi.
Yılmaz, partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı
konuşmada, yönetime yalanın hâkim olduğunu söyle-
di. Hükümet temsilcilennin her gün yeni bir yalanının
onaylandığını kaydeden Yılmaz, Erbakan'ın doğru ha-
ber tasarısı hazırla-
dıklan yolundaki
açıklamasına deği-
nerek "Erbakan bir
kez daha düşünsün.
Çünkü yalansız or-
tamda siyaset yap-
ması mümkün ol-
mayan Erbakan,
böyle bir yasadan en
çok zarar görecek
kişidir''dedi Pey-
gamber'inbutürki-
şilere yakıştırdığı sı-
fatın münafıklık ol-
duğunu belirten Yıl-
maz, "Görüyorum
ki Erbakan münafik
yalaşürmamdan go-
cunmamaktadır. O
zaman kendisine la-
yık göreceğim sıfat,
başmünanknr" diye
konuştu.
Ecevit:
Çiller
mafyaya
cesaret verdi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DSP lideri
Bülent Ewvit, dünkü
grup toplantısında Flash
TV'ye saldın ve kapatma
cezalannı
değerlendirirken, bu
olayın en az Susurluk
skandalının perde arkası
kadar kaygı vericı
olduğunu söyledi. Bülent
Ecevit, "Sayın Tansu
Çilkr'e tehditler
yöneltümesi çirkin. Ancak
ÇUler'in de yakınmaya
hakkı yok. 'Devlet için
kurşun atan da, yiyen de
şereftidir' demediler mi?
Bu zihniyet, bazı mafya
başbabalannın cüretini
artünvor" dedi.
ÇHD tazminat istedi
Şeriatçı
basına
29 dava
ALPER BALH
ANKARA - Çağdaş Hukukçular
Derneği (ÇHD), şeriata karşı kadın
yürüyüşüne katılan kadınlara
hakaret eden 5 şeriatçı gazeteye
açtığı 29 davada 25 milyar lira
tazminat isteminde bulundu.
ÇHD Genel Sekreteri Avukat
Mehmet Cengiz. laiklik
savunuculannı şeriatçı terör
örgütlerine hedef göstermesiyle
bilinen 'Akit', Büyük Birlik
Partisi'nin (BBP) yayın organı
'Gündüz', RP'nin yayın organı
'Milli Gazete'. Nur cemaatı
liderlerinden Fethullah Gülen'e
yakınlığıyla bilinen 'Zaman' ve
'Selam' gazetelen hakkında açılan
29 davada 25 milyar lira tazminat
isteminde bulunduklannı bildirdi.
Cengiz tarafından "Şeriata Karşı
Kadın Yürüyüşü Tertip Komitesi"
adına hazırlanan dava
dilekçesinde, davalı gazetelerin 15
şubatta gerçeklestirilen eylem
öncesinde ve sonrasmda yazdıklan
haberlerde kadınlan hedef alan
ağır suçlamalar ve hakaretlere yer
verdikleri kaydedilerek,
"Haberlerde müvekkillerin kişilik
haklanna saldın içeren ifadelere ve
yürüyüşe kaülanlan halkın
husumetine maruz bırakacak
gerçek dtşı isnatlara yer
verUmiştir" denıldı.
DSP'li Aksu, Başbakan Erbakan'ın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdi
Flash TV'ye baskın Meclis gündemînde
Haber Merkezi - Flash TV'ye
yapılan saldın, Meclis gündemine
getirildi. DSP Bursa Mı'.letvekili
Yüksel Aksu, Flash TV'nın yayını-
nın kesilmesi ile ilgili olarak Baş-
bakan Necmettin Erbakan'ın ya-
nıtlaması istemiyle bir soru öner-
gesi verirken lçişleri Bakanı Meral
Akşener'e de "Flash TV'yeyapılan
saldın sonrasında olay yerine ya-
kın karakoldaki polislerin neden
geç gjttikterini" sordu. tstanbul
Universitesi Iletişim Fakültesi öğ-
rencileri, Flash TV ve Demokrasi
gazetesinin kapatılmasını protesto
etti.
Flash TV'ye yapılan silahlı sal-
dın. DSP Bursa Milletvekili Yük-
sel Aksu'nun. Başbakan Necmet-
tin Erbakan'ın yanıtlaması iste-
miyle verdiği soru önergesiyle
Meclis gündemine geldi. Önerge-
de, Flash TV'nin yayınının 3 Ma-
yıs 1997 tarihinde yasalara aykın
birşekilde kesildiğini savunan Ak-
su şu sorulan yöneltti:
"Telsiz Genel Müdürlüğü hangi
gerekçeve emirlebuyayinı durdur-
ma girişiminde bulunmuştur?
Flash TV'nin uydu yayınının kesil-
mesine gerekçe gösterilen durum 6
yıldır sürmektedir. Böyle bir gerek-
çe varsa neden bu karar daha önce
uygulanmamıştır? Neden gerekH
uyanlar, bu yayın kuruluşuna za-
manında Uetümemiştir? Vayında
suçlanan hükümet ortağı liderinin
ve çevresinin, yayuun kesilmesiyle
bir ilgisi var mıdır?'*
lçişleri Bakanı Meral Akşe-
ner'in yanıtlaması istemiyle de bir
soru önergesi veren Aksu, Flash
tstanbul Universitesi İletişim Fakültesi öğrencileri, Demokrasi gazetesinin kapaülmasını ve Flash TV'ye ya-
pılan baskını okul bahçesinde düzenkdikleri gösteriyle protesto etti. (Fotoğraf: ALPER TURGUT)
TV'ye yapılan saldın sonrasında
yakınlardaki karakoldan polislerin
neden geç gittiklerini sordu.
Aksu, "ABD ve İngiliz konsolos-
luklanmn ve Tarlabaşı Polis Kara-
kolu'nun yanıbaşında, güvenlik ön-
leralerinin de yoğun olduğu bir cad-
dede,40-50 kişilik silahlı bir grubun
ellerini kollannı sallayarak bu çir-
kin saldıny ı gerçekleştinnelerini ve
rahatukla kaçmalannı nasıl izah
ediyorsunuz?" dedi.
Dün toplanan TBMM Danışma
Kurulu'nda, Flash TV'ye yapılan
silahlı saldın ile ilgili olarak ANAP
ve DSP milletvekillennce verilen
Meclis araştırma önergelerinin, ge-
nel kurulda 13 mayıs salı günü gö-
rüşülmesi karan alındı.
Kurul, ülke kaynaklannın araş-
tmlmasına ilişkin araştırma öner-
gelerinin de aynı gün görüşülmesi-
ne karar verdi.
tstanbul Universitesi lletişim Fa-
kültesi öğrencileri, Flash TV ve
Demokrasi gazetesinin kapatılma-
sını protesto etti. İÜ lletişim Fakül-
tesi "nin bahçesinde toplanan tstan-
bul Üniversite Öğrencileri Koordi-
nasyonu tletişim Öğrenci Cephesi
üyesi yaklaşık 100 öğrencı, "Çete-
lere kryak. gazeteciye dayak", "Tut-
sak basın emekçileri^erbest bıra-
küsın" ve "Işık Yurtçu'ya özgür-
lük" pankartlan ile Uğur Mumcu,
Onat Kutlar. Musa Anter, Metin
Göktepe, İzzet Kezer ve Çetin E-
meç'in resimlenni açtılar. Öğren-
ciler tarafindan yapılan açıklama-
da, "Dünya Basın Özgürlüğü Gü-
nü'nde Flash TV ve Demokrasi ga-
zetesinin kapatılmasıçokacıdır. Çe-
teler elini kolunu sallayarak ser-
bestçe dolaşırken Manisa ve Anka-
ra'daki öğrenci arkadaşlanmız
yüzlerce yıl hapis cezasına çarptın-
İabilmektedir" denıldi "Çeteler
aklanamaz, basın susturulamaz",
"Ozgür basın susturulamaz",
"Ferman devletinse üniversiteler
bizimdir" sloganlan atan öğrenci-
ler, daha sonra sessizce dağıldılar.
Öte yandan Istanbul Meslek
Odalan Koordinasyonu (tMOK)
temsilcilen. Flash TV tstanbul
Temsilciliği'ni ziyaret ederek Ha-
ber Koordinatörü Yalçın Çakır ile
bir süre görüştüler. tMOK adına
görüşmeye katılan Istanbul Serbest
Muhasebeci Mali MüşavirlerOda-
sı Başkanı Yahya Ankan, Flash
TV'ye yapılan saldın ve Demokra-
si gazetesine verilen kapatma ceza-
sının. siyasi erkin haber alma öz-
gürlüğüne ipotek koyma eylemı ol-
duğunu savundu.
SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
ST. PETERSBURG - Sovyet
döneminde adı Leningrad olan
Baltık kıyılannın ünlü kentinde-
yiz. Havaalanından şehre girer-
ken bayraklarla ve orak-çekiç-
li yeni asılmış armalarla karşı-
laştık. St. Petersburglular Al-
man kuşatmasından kurtuluş-
larını kutluyoıiardı. 9 Mayıs
1945 günü Sovyet ordulan Hit-
ler ordularını yenilgiye uğrata-
rak İkinci Dünya Savaşı'nın ka-
derini değtştirmişlerdi.
Petersburglular işte bugünü
anıyorlardı. Sokaklar bayraklar-
la süslenmişti. İkinci Dünya Sa-
vaşı'nda o zamanki adıyia Le-
ningrad olan bu şehir, aylar sü-
ren büyük bir direniş göster-
mişti. Nazi saldırılarına kahra-
manca karşı koyan Leningrad-
lılar, Nazilerin yenilmesinde
önemli birrol oynamışlardı. Hit-
ler'in kaderi bu şehrin çevresin-
de tersine dönmüştü.
Bütün Rusya şehirleri gibi St.
Petersburg da Sovyetler'in da-
Leningrad'dan St. Petersburg'a
ğılmasından sonra yeni döne-
me uyum sağlamaya çalışıyor.
Gorbaçov un Perestroyka ve
Glasnost'unun ardından gelen
ani çöküş ve dağılma, Sovyet
ülkelerini perişan etmişti. Ken-
di hallerinde kapalı bir toplum
olarak yaşayan yüz milyonlarca
insan, bu dağılmayla birlikte
şaşkına dönmüştü.
Şimdi bu şaşkınlığı üzerlerin-
den atma dönemini yaşıyoriar.
Kapitalizmin serbest pıyasa ku-
rallarına uyum sağlamaya çalı-
şıyoriar.
Geçiş, acılı, sarsıntılı ve hayal
kınklıklarıyia birlikte süaıyor.
Sokaktaki insan Sovyet des-
potluğunun baskısından kurtul-
manın sevincini yaşamadan,
bu kez piyasanın vahşı koşulla-
nyla yoksulluk ve sahipsizliğin
cenderesi içinde ne yapacağı-
nı şaşınyor.
Sovyetler döneminde eğitim,
sağlık gibi temel sorunlan çözü-
len, büyük bir kültürel zenginlik
yaşayan insanlar, şimdi en te-
mel ihtiyaçlannı giderememe-
nin ıstırabını çekiyoriar. Bu yüz-
den Komünist Partisi hâlâ en
çok oyu alan parti özelliğiyle
öne çıkıyor.
Bu nedenle St. Petersburglu-
lar 9 mayısı milli bayram olarak
kutluyorlar. ikinci Dünya Sava-
şı'nın kahramanı partizanlan
saygıyla alkışlıyoriar. Sovyetler
döneminin de tanınmış isimle-
rinden St. Petersburg Valisi
Vladimir Yakovlev'le dün ran-
devumuz vardı. Ancak aktar-
malı uçağımız çok geç geldiği
için bu görüşmeyi yapamadık.
Şu anda bu şehrin ünlü "Bal-
tık Ofe//"nde, Baltık denizine
bakan odada, Sovyetler'in dü-
nünü ve bugününü düşünüyo-
rum. Birazdan ünlü "Hermita-
ge" müzesini gezeceğiz. Ardın-
dan bu şehre adını veren I. Pet-
ro'nun sarayını ve eserlerini iz-
leyeceğiz.
Rusya'nın ve dağılan Sovyet-
ler'e bağlı neredeyse tüm ülke-
lerin kaderinde tayin edici rolü
mafya oynuyor. Bir küçük azın-
lık olağanüstü zenginleşirken,
büyük çoğunluk yoksullaşıyor
ve en temel ihtiyaçlannı gidere-
mez duruma düşüyor. Gelir
dengesi her geçen gün daha
çok bozuluyor.
Sosyalizm bu ülkeye çok şey
kazandırmış, onu hemen fark
ediyorsunuz. Örneğin St. Pe-
tersburg'un tüm ısıtması mer-
kezi sistemle sağlanıyor. Şehrin
toplu ulaşım diye bir sorunu
yok. Metrosu, tramvayları bun-
ca ekonomik yıkıma karşın
ayakta duruyor. Dünyanın en
çok kültür merkezıne sahip şe-
hiıieri burada.
Şehirter vahşi kapitalizm ta-
rafından yağmalanmadığı için
doğallığını koruyor. Ama öte
yandan Sovyet bürokrasisi es-
kiden kalan bir miras olarak hâ-
lâ yıldıncı özelliğini koruyor.
•••
St. Petersburg'u gezerken,
bu ülkenin sosyalizmle çok şey
kazandığı yolundaki düşüncem
gelişiyor. Ancak despotik sos-
yalizm insanlığa da Rus halkı-
na da büyük zararlar vermiş.
Eşitlikçi, özgür bir gelişmenin
önünü tıkamış. Belki bundan
sonra demokrasi içinde eşitlik
ve özgürlük arayışı sürecek.
Toplumun mafyalaştığı bir sis-
temin uzun boylu bir geleceği
olacağına inanmıyorum.
• • •
Pencereden yeniden Baltık
Denizi'ne bakıyorum, Lenin'ın
ve Büyük Petro'nun şehrini
gezmeye hazırlanıyorum.
PERŞEMBE »
ORHAN BURSALI L
Saptamalar...
Son iki ay içindeki siyasi gelişmelere bakıp
güncel politikanın yalan dolanlan arasında kaybol-
madan -herkesin belkı de bir kısmını ve hepsini
bildiği- şu saptamalan yapmakta yarar var
• • *
Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye'nin iç ve veya
dış düşmanlannın kimler olduğunu veya olacağını
kendısi belirler. Bunun için siyasi otoriteye, onun
önceliklerine ve politikalanna ihtiyacı yoktur. Ge-
nelkurmay Başkanlığı bu saptamayı yapmayı ken-
di görevleri kabul etmektedir.
• • •
Nitekim. TSK, artık baş düşman olarak iç düş-
man saptaması yapmaktadır. Bu da, irticadır.
• • •
Türkiye'de, "Hayır, bu doğru değildir. Ülkenin şu
anda savaşacağı ana düşmanın kim olduğuna an-
cak biz -veya ancak birlikte- karar verebiliriz" diye-
cek bir siyasi parti, otorite vb. yoktur.
• • • ,• î
Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye'nin dış politikası-
nı da saptamakta ve bu konuda fiili girişımlerde
bulunmaktadır. Nitekim, Yunanistan Genelkurmayı
ile yaptıklan gizli diplomasi ve Genelkurmay Baş-
kanı'nın Yunanistan'ın kurtuluş günü törenlerine
katılarak yaptığı jest bunu göstermektedir.
•••
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin "ezeli düşman' kon-
septi değişmiştir. Artık Yunanistan bile ezeli düş-
man değildir. (Bazı aydınlanmızın ezeli Yunanistan
düşmanlığı politikalarını yeniden düşünmeleri za-
manıdır!) Yunanistan ile sorunlar çözülmelidir. Bu,
düşmanlan azaltmak için de çok gereklidir.
• • •
Hükümetin ve Dışişleri Bakanı ve Bakanlığı'nın
ciddi, reformcu, değiştirici, sonuç alıcı bir dış poli-
tikası yoktur.
• • •
Türk Silahlı Kuvvetleri -Komutanlan ve sözcüle-
rinin demeçlerinden anlıyoruz ki- öncelikle de-
mokrasiye, genel olarak parlamenter demokrasiye
bağlıdır.
•••
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bağlı olduklan demok-
rasi veya parlamenter düzen, mutlaka şu anda ge-
çerii olan düzen veya seçilmişler olmak zorunda
değildir. - , *-i •
• • • '•" '*
l
'
Esas olarak devteti temsil eden kurum, Türk Si-
lahlı Kuvvetleri 'dir.
• • •
Hükümetler, günlük yaşamı yönetmek için var-
dırlar Türkiye'nin can alıcı, ana politikalannı sapta-
makta öncelik Türk Silahlı Kuvvetleri'nindir.
• • •
8 yıllık eğitim konusu üzerine tartışma esas ola-
rak bitmiştir. Uygulamada -yasal veya değil- sa-
dece formaliteler kalmıştır. , •
• • •
Erbakan için önemli olan iktidarda kalmaktır.
Bunca yıl sonra ve ancak bu yaşlarında oturduğu
Başbakanlık koltuğunu terk etmemek için elinden
geteni yapacaktır. Bir daha başbakan olması pek
mümkün değildir. 8 yMhk eğitime evet demeye egi-
limlidir. Politikada bÖylesine bir esneklik göstere-
bilmesı için hâlâ şansı vardır, çünkü yanı başında
Çiller bulunmaktadır. ,
•••
TSK'nin irticayı baş düşman ilan etmesi Türk
aydınlarını da şaşırtmıştır. Saf demokrasi adına,
demokrasiyle ilgisini kurmak oldukça zor olan bu-
günkü yapıyı ve iktidarı savunmak durumunda
kalmak istememektedir. Veya bazılan utangaç bu-
nu yapmaktadır.
• • •
Saf demokrasiyi istemenin ve saf demokratik il-
keleri savunmanın akademik bir tutum olduğu, re-
el politika ile fazla bir anlamı/ilgisi olmadığı, daha
dogrusu politik bir tutum olmadığı iyice ortaya çık-
mıştır. • .,ı .
• • •
Bu durum niçin böyledir? , .: •
Bu başka bir tartışma konusudur.
Veya herkes, son yıllann politika cambazlanna,
onların ihtıraslarına, sahtekârlıklarına, hukuksuz-
luklarına. edepsizliklerine, vurgunlanna, ekonomi-
sine, politikacı ve milletvekili yapısına, Meclistekj
duruma bakarak, durumun niçin böyle olduğunu
anlayabilır.
Arife tarif, fazla olur.
Cumhurbaskam Demirel
^Polonya ile -
beraber olacağız^
AYDEN ENGtN
AMC\RA/V ARŞOVA-
Polonya Cumhurbaskam
Aleksander Kwasniews-
ki'nin resmi davetlisi ola-
rak Polonya'ya giden
Cumhurbaskam Süley-
man Demirel. temaslan-
nın ılk gününde iki ülke
arasındaki tunzm işbirli-
ği anlaşmasını imzaladı.
Demirel, "Türkiye ite Po-
lonya; AB, NATÖ >« Baö
Avrupa Birliği'nde bera-
ber olacaklardır" dedi.
Demirel "in, Esenboğa
Havalimanı'ndan. TB-
MM Başkanı Mustafa
Kalemli tarafından resmi
törenle uğurlanması sıra-
smda Genelkurmay Baş-
kanı İsmail Hakkı Kara-
dayı'nın işadamlannca
yoğun bir şekilde alkış-
lanması dikkat çekti.
Demirel'le birlikte,
devlet bakanlan Nevzat
Ercan, Ahmet Demircan,
TBMM Başkanvekili Ha-
san Korkmazcan, siyasi
parti temsılcileri, meslek
kuruluşlan ve bir grup
işadamı da Polonya'ya
gitti.
Öğle saatlerinde Varşo-
va'nın Okecıe askeri ha-
vaalanına ınen Demirel'i,
Türkiye'nin Varşova Bü-
yükelçisi Sohnaz Lnay-
dın ve Polonya Dışişleri
Bakanlığı yetkilileri kar-
şıladı.
Demirel ve eşi NazmK
ye Demirel, Cumhurbaş-
kanlığı Sarayı'nda, Po-^
lonya Cumhurbaskam'
Aleksander Kwasniewski
ve eşi Jolanta Kwasniews-'
ki tarafından resmi tören-'
le karşılandı. tki ülke'
cumhurbaşkanının görüş-1
mesinm ardından Demi-|
rel ve Kwasniewski baş-
kanlıklannda heyetlerara-'
sı görüşmeleryapıldı. De-'
mirel ve Kwasniewskr
başkanhğındaki heyetleT
arası görüşmelerden son-'
ra iki ülke arasında Tu-'
rizm tşbirliği Anlaşması^
imzalandı. Törenin ardın-
dan, Demirel ile Kwasni-'-
ewski. Cumhurbaşkanhğı
Sarayı'nda ortak bir basın-^
toplantısı düzenlediler. ı
Demirel. "Avrupa'nın'
yeni siyasi mimarisinde '<
Türkiye ve Polonya'nın y-!
er almaması düşünüle-!
mez. Polonya, ISATO'nun
üyesi olacaktır ve herkes- '
ten çok Türldye'den des- 1
tek görecektir ve Türkiye !
ile Polonya, AB, NATO "ve j
Batı Avrupa Birliği'nde ;
beraber olacaklardır" de- \
di.