Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 MAYIS 1997 ÇARŞAMBA
HABERLER
Karadayı'ya
Rotaryen ödülii
• İstanbul Haber Servisi -
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral İsmail Hakkı
Karadayı, Rotaryenlerin en
büyük ödülü sayılan '"Paul
Harris Dostu" ile Suadiye
Rotary Kulübü'nün "'Ilter
Eritan Dostluk ve Barış'"
ödüllerine layık görüldü.
"Haluk Görgün Ekonomi
Ödülü"' Prof. Zeyyat
Hatipoğlu'na, '"Muzaffer
Danışman Eğitim ve Bilim
Ödülü" işadamı tzzet
Baysal'a. "Belgin Tanıl
Kültür ve Sanat Ödülü'" de
piyanıst Mehveç Emeç'e
verilecek. Ödül töreni 31
mayısta Hilton Oteli'nde
yapılacak.
Cem Özdemir'e
büyük ilgi
IİZMİR (AA) - Alman
Birlik 90'Yeşiller Partisi'nin
Türk kökenli milletvekili
Cem Özdemir'e. Türk
çe\Teciler büyük ilgi
gösteriyor. tki gündür
Izmir'de temaslarda
bulunan Cem Özdemir'in,
bugün de çevrecilerin
davetlisi olarak Bodrum'a
gideceği ve çevre
sorunlannın ele alınacağı
pikniklı toplantıya
katılacağı bildinldi. Cem
Özdemir'in. yoğun
programı nedeniyle, dün
gitmeyi planladığı
Bergama'ya ıse yarın
gideceği belirtildi. Özdemir.
Bergama'da siyanürlü
yöntemle altın işletmeciliğı
konusunda yöre halkıyla
görüşmeler yapacak.
GİNTBVI işçileri
serbest
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Bursa'da işten
çıkanlan işçilerin geri
alınması ve sendikal hak
için bir süredir eylem yapan
GlNTEM ışçilerinin önceki
gün gerçekleştirdikleri
yürüyüş girişimi sırasında
gözaltına alının 50 kışi.
cumhuriyet savcılığınca
serbest bırakıldı. işçileri
destekledıklenni açıklayan
Limar.-lş Sendıkası ve
Enerji Yapı Yol-Sen
yaptıklan açıklamada,
"Sendikal hakJannı
aramaya çalışan GtNTEM
işçilerine yönelik böyle bir
vahşi saldınnm yapılmış
olması bıze çok anlamlı \e
ibret verici gelmektedir"
denildi.
DHKP-C
davasında karar
• ANKARA (AA)-
Ankara 1 No'lu DGM,
DHKP-C örgütü üyesi
olduklan ve bu doğrultuda
çeşitli eylemlerde
bulunduklan gerekçesiyle
yargılar.an 13 sanığı, 3 yıl 9
ay ile 26 yıl arasında
değişen çeşitli hapis
cezalanna mahkûm etti.
Ankara 1 No'lu DGM
Başkanı Karadeniz,
sanıklardan Murat Polat'ın
26 yıl, Erdal Doğan, Engin
Huylu, Mesut Erdoğan ve
Çağlar Akkaş'ın 19 yıl
2'şeray. Utku Ejder'in 18
yıl 4 ay 23 gün, Özgür
Başkaya'nın 17 yıl 23 gün.
Seyhan Aygün ve Mehtap
Köse'nın 12 yıl 6'şar ay,
Elıf Gülseven'in 8 yıl 4 ay,
Nergiz Şahin, Erkan
Caymaz ile Mahide
Köse'nin ise 3 yıl 9'ar ay
hapis cezalanna
çarptırdığını açıkladı. Sanık
yakınlan karan protesto
ettiler.
İZVİP'e yabancı
İZMİR (Cumhurhet
Ege Bürosu) - İzmır Ticaru
Borsası bünyesi'nde
kurulma çalışmalan
tamamlanma aşamas'' i
gelen tzmir Vadeli ls1
* 'ler
Piyasası'naflZVtP,
yabancılann ilgisi giderek
artıyor. Dünya Bankası
heyetinin IZTB da
gerçekleştirdiği
İTicelemeden sonra Chicago
Board of Trade'in (CBOT).
Izmir Ticaret Borsası'na
ortaklık teklifinde
bulunacağı ögrenildi.
CBOT'un aynca, halen
tsveç'in OEM firmasıyla
görüşmeleri süren program
konusunda da bir teklif
getirecegi bildinldi.
RP'nin kapatılmasını isteyen Başsavcı için Yargıtay'a suç duyurusu yapıldı
Refah'tan Savaş'a davaANTt/VRA (Cumhuriyet Bürosu) - RP.
Yargıtay Cumhunyet Başsavcısı Viıral
Savaş hakkında Yargıtay Başkanlığı'na suç
duyurusunda bulundu. Erbakan da parti
tüzel kışılığine ve kendısinin kişilik
haklanna hakaret ettiğı gerekçesiyle Savaş
aleyhine 20 milyar liralık tazmınat davası
açtı. Başbakan Necmettin Erbakan,
kapatılma ıstemli davayı "garabet" olarak
niteledi. Davanın, anayasa hükmünden
açıldığını gözardı eden Erbakan. "Kolektif
ceza Mussolini. Hıtler. Stalin zamanında
vanü. Bu Bderterden sonra o ülkeierde de
faşist yasalar değiştirildi" dedı. RP Genel
Sekreteri ve Grup Başkanvekili Oğuzhan
Asiltürk başkanlığında oluşturulan hukuk
komisyonu. Anayasa Mahkemesi'ne
sunulacak savunma ile ilgili çalışmalarını
sürdürürken. Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Vural Savaş hakkında suç
duyurusunda bulundu. Başvuruda. Basm
Yasası'nın iddianamenin mahkeme
öncesinde basında yer almasını yasaklayan
30. maddesi, TCK'nin görevi kötüye
kullanmayı düzenleyen 240 ve suça teşviki
yasaklayan 312. maddeleri dayanak
gösterildi. Başbakan Necmettin Erbakan,
• Yargıtay başvurusunda. Basın Yasasf nın iddianamenin
mahkeme öncesinde basında yer almasını yasaklayan 30.
maddesi, TCK'nin görevi kötüye kullanmayı düzenleyen 240
ve suça teşviki yasaklayan 312. maddeleri dayanak gösterildi.
Savaş hakkında 20 milyar liralık da tazminat davası da açıldı.
partı tüzel kışiliğine ve kendısinin kişilik
haklanna hakaret ettiğı gerekçesiyle Vural
Savaş aleyhine 20 milyar liralık tazminat
davası açtı. Başbakan Erbakan, RP grup
toplantısında kapatma davasmı, TBMM'de
yapılan gensoru oylamasınm içeriğini
ınkâr edercesine açıldığı gerekçesiyle
"garabet" olarak niteledi. Davanın
Türkiye'de ve bütün dünyada şok etkisı
yarattığmı öne süren Erbakan. "Bu ola\
sadece basit bir iddiadan ibarettir. Bu
başvurunun hukuki gerçeklerie uzaktan
yakından alakası >oktur. Anayasa
Mahkemcsi bu yanhşı düzeltecektir. İlk
incelemede dosyanın iade edikceğine
inanıyörunT dedı. Anayasanın 38.
maddesinde herhangi bir suçun ancak yasa
ile tarif edileceği hükmünün yer aldığına
dikkat çeken Erbakan. iddıanamede
dayanak gösterilen 69. maddenin
uygulanmasını sağlayacak yasal
düzenleme yapılmadığı için hukuki boşluk
olduğunu ileri sürdü. Anayasa
Mahkemesi'ne açılan davanın normal
hukuki teamüllere uygun olmadığını
savunan Erbakan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sulan yokuş yukan akıtmanın imkânı
yoktur. Işte bizim 53. hükümetin güvenoyu
almadığma ilişkin Anayasa Mahkemesi'ne
oian müracaanmız. nasıl matematik
bakımından kesin bir hükümse. şu anda
söylediğim de o kadar kesin bir hükümdür.
Vatandaşlar ve kurumlar kendileri ile ilgili
kanunlara uy mak mecburiyetindedir.
Bugünkü Siyasi Partiler Kanunu'nun 101.
102 ve 103. maddeleri açıknr. Bu
maddelere göre, herhangi bir sivasi parti
üvesi \ asalara a\ kın haneket ederse ve bu
mahkemece sabit görülürse, savcılık bunu
bir yaa ile bildirir. Eğer siyasi parti bu
görüşe iştirak eder de üyeyi ihraç ederse,
ortada mesuüyet kalmaz. Yok eğer üyeyi
çıkannazsa o üyenin fıili hükmü şahsiyeti
ile tekabül etmiş olur. Başsavcılık makamı
ancak o şekilde Anayasa Mahkemesi'ne
müracaat edebilir. Eğer şayet parti
müracaattan sonra üyeyi çıkarursa o
takdirde o dava düşer. Bu vürürlükte olan
kanunun açık. sarih hükmüdür."
"Sokakta hûkümet kurulmaz"
Hükümet ortağı Tansu Çiller'le
başbakanlık pazarlığına yanaşmayan
Erbakan. "hükümete de>p
am" mesajı verdi.
Hükümetin, son gensoru önergesiyle
güven tazelediğini kaydeden Erbakan.
TBMM'nin "bu hükümeti istediğüıT1
bir
kez daha ortaya koyduğunu ılen sürdü.
Erbakan, "Hükümetlerin değiştirilmesi
yetkisi dahi TBMM'nin yetkisindedir.
Dolayısıyla başka yerlerde hükümet
kurulmaz. Bir kısım medyada.
meydanlarda. sokaklarda hükümet
kurulmaz. Türkiye medeni bir ülkedir,
rejim beUidir" dedı.
'Hükümeti
BBPde
kurtaramaz'
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - ANAP
Genel Başkanı Mesut
Yılmaz. BBP ile ortak-
lığın da REFAHYOL
hükümetini kurtarama-
yacağını belirterek,
"Güvenoyu alamazlar.
Ülkeye zaman kaybetti-
recekformüüerlt uğraş-
masınlar. Türkiye'nin
ihtiyacı olan geniş ta-
banb uzlaşma hüküme-
tidir" dedı. Gensoru oy-
lamasmın ardından
DYP'den istifa eden
milletvekıllen Şamil
A>Tim ile İlhan Akü-
züm bugün grup top-
lantısında ANAP'a katı-
lacak.
Yılmaz, BBP Genel
Başkanı Muhsin Yazıcj-
oğUTnıın RP ve DYP"
den aldıklan hükümete
üçüncü ortak olarak ka-
tılmalan yönündeki
öneriye sıcak baktıkla-
nna ilişkîn açıklama-
' Sıyia ilgifi olarak
"BBP'nin desteği hükü-
meti kurtaramaz" dedı.
Istek Vakfi'nın 12. kuruluşyüdönümü
tstek VakfVnın 12. yılında. vakıf okullanna bağh
sanatçı öğretmen, veli ve öğrencilerinin eserlerinin
sergilendiği plastik sanatlar sergisinin açdışı Vakıf
Başkanı Bedrettin Dalan tarafindan yapıldı.
Resim Heykei Müzesi'ndeki sergmio açılış töreni,
İstek Vakfi okullannda okuyan öğrsncilerin balk
0)11111811 gösterileriyle başladı. \'akıf Başkanı
Bedrettin Dalan törende yaptığı konuşmada, İstek
Vakfi'nın sadece okul açmak için degil.
cumhuriyetin sKU bekçilerini yetiştirmek
amacıyla kurulduğunu belirterek."Bugün
ülkemizdeki bu maıızaralarigürdükçe bunun gibi
vakıflara ne kadar ihtiyaçokluguau daha iyi
anlryorum'" dedi. (Fotoğraf: İPEK YEZDÂNt)
Bakanlar Kurulu'nun dünkü toplantısında MGK raporu okunurken tartışma çıktı
Kazaıı ve Adak toplanbyı terk ettiANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Bakanlar Kuralu'nun 54 gün
sonra yapılan toplantısında Milli
Güvenlık Kurulu kararlannın uy-
gulanmasıyla ilgili tartışma DYP'li
ve RPTi bakanlar arasında kavga-
ya yol açtı.
RP'li Devlet Bakaru LütfüEsen-
gün'ün MGK kararlanyla ilgili ça-
lışma raporlannı okuması sırasın-
da bir başka RP'li bakanın "Bun-
lan gecettm, memleket mesekleri-
negelelim" demesi üzerine Turizm
Bakanı Bahattin Yücel sert bir şe-
kilde müdahale etti. Tartışmalar
sonucunda. "Buişböyleyürümez"
diyen Adalet Bakanı Şevket Ka-
zan ve Devlet Bakın Fehim Adak
toplantıyı terketti.
Bakanlar Kurulu toplantısında,
DYP"lı ve RP'li bakanlar arasında
tartışma yasandı. MGK kararalan
ile ilgili çalışma raporlannın okun-
duğu sırada RP'li bir bakanın "Bı-
rakahm bunlan memleket mesele-
lerine gelelim" demesi üzerine,
DYP'li Turizm Bakanı Bahattin
Yücel Adalet Bakanı Kazan'a dö-
nerek, "Sizin seçemene selanı ver-
mek istemenizden bu hale geldik.
Secmene selam vermek için girti-
niz Sincan Belediye Başkanı Bekır
Yıldız'ı ziyaret ettiniz. Sivas sanık-
lannı savundunuz. Basırun üzerine
savcüan siz saJdınız" suçlamasın-
da bulundu. Yücel'in sert çıkışına
sinirlenen Adalet Bakanı Kazan da
"Bu iş böyle yürümez" dedi ve top-
lantıyı terk etti. Devlet Bakanı
Adak da Kazan'ı takip ederek top-
lantıdan çıktı.
Iki bakanın toplantıyı terketme-
sınin ardından 8 yılllık kesintisiz
temel eğitim konusunda tartışma
çıktı. Tartışmayı sona erdirmek
için "Btrakın bu konuda ben konu-
şayım" dıyerek araya giren Çil-
ler'in sözünü kesen Erbakan'ın,
"Madem erken seçimi tarnşıyoruz.
8 yılı TBMM'ye bırakalım" dedi-
ği ögrenildi. Kulislerde. Çiller ve
Erbakan'ın, "erken secim sürecine
girilen süreçte muhafazakâr taban-
dan tepki toplamamak için bu ko-
nunun askıda bırakılmasrkonu-
sunda uzlaşmaya vardıklan iddia
edildi.
RP'li koalisyon dönemınde ar-
tan irtıcai gelişmeler ve partisınde-
ki istifalarla sarsılan DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller'in, erken se-
çimin 1998 ilkbahanndayapılma-
sı için ortağıyla anlaştığı ileri sü-
rüldü. Seçim koşullan. 54 gün ara-
dan sonra toplanan Bakanlar Ku-
rulu'nda da tartışılırken, Çiller'in,
genel idare kurulundan (GİK) tam
yetki aldıktan sonra başbakanlık
pazarlığında ısrarlı olacagı bifdi-
rildı.
DYP lıderi Çiller, milleUekille-
rini ikna görüşmelerini sürdürür-
ken dün de DYP'li kabine üyeleri-
nı Dışişleri Konutu'nda topladı.
Çiller. bakanlanyla, "BBP'nin or-
taklığıy la hükümete de\am. Kendi
başbakanlığında seçim ve Erba-
kan'ın başbakanlığında hemen se-
çim" seçeneklenni tartıştı. Kabine
üyelerinden bazılannın, hükümet
ortaklığımn bedeli olarak "seçim
ittifakı" sözü verilmesı nedeniyle
BBP'nin koalisyona alınmasına
karşı çıktıklan kaydedildı. DYPTı
bakanlann, Çiller'e "Seçimegider-
ken başbakanlık kesinlikle Erba-
kan'da kalamaz. Koalisyon proto-
kolündeki dönüşüm şartının yeri-
ne getirilmesini sağlamausımz'" de-
dikleri ögrenildi Çiller, kabinede
tartışmaya hazırlanan bazı bakan-
lannı "Bu Erbakan'ın başkanu-
ğındaki son toplanb. Seçime gidiyo-
ruz"diyerek susturdu.
DYP hderi, Bakanlar Kuru-
lu'ndan önce Başbakan Erbakan'la
yaklaşık 45 dakika görüştü. Bu gö-
rüşmede ağırlıkh olarak erken se-
çim konusunun ve BBP'nin hükü-
mete alınmasının tartışıldığı ögre-
nildi. Çiller'in BBP'ye iki devlet
bakanlığı sözü verdiği iddia edil-
di.
Öte yandan Genel başkan yar-
dımcılığından çekilen Şanlıurfa
Milletvekili Necmettin Cevhe-
ri'nin devreye gırmesi üzerine Iz-
mır Milletvekili Işüay Saygın ile
İstanbul Milletvekili Yıldınm
Aktuna. istifa kararlannı grup ve
GtK toplantılan sonrasma erte-
ledıler.
Erbakan'ın
sakallı
korumalanna
yargı kıskacı
EVtN GÖKTAŞ
ANKAR\-RP'nin kapa-
tılması istemiyle Anayasa
Mahkemesi'ne dava açan
Yargıtay Cumhuriyet Baş-
savcılığı. Başbakan Necmet-
tin Erbakan'ın sakallı ko-
rumalanyla ilgili soruştur-
manın derinleştirilmesinı is-
tedi.
Erbakan'ın "Sakaryaular
Grubu" dıye bilınen gönül-
lü-sakallı korumalanndan
bırinın. bir süre önce ölen
MHP hderı Alparslan Tür-
keş'ın cenaze törenmde
" Baş k_k öldü. kalanlar ulu-
yor" sözlen üzerine kavga
çıkmıştı. Başbakanlık resmi
korumalanndan birinin ba-
cağının kınldığı ka\gada,
Sakaryalılar Grubu'nun,
resmi görevlilere. "Sizler
TC'nin uşaklarısınız... Biz-
ler Refah'ın ordusuna men-
sııbuz_. Genel başkanımızı
sizler koruyamazsınız" de-
dikleri ilen sürüldü.
Olaya el koyan Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı,
gezilerde Erbakan'ın "aptes
grubu"olarak da çalışan gö-
nüllü korumalar hakkında
"görevliraemuradarpve ha-
karet" suçundan soruşturma
başlattı. Geçen günlerde
başsavcılıkta ifade veren
Hayri Demiralay. Mehmet
Mejdan. Hasan Şirin. Meh-
met \sc uz. AkifOdabaşıoğ-
lu. Mehmet Aldf Kenar ve
Hasan Hüseyin Ankan. elle-
rinde darp edildiklerine da-
ir doktor raporu bulunması-
na karşın, sakallı koruma-
lardan şıkâyetçı olmadıkla-
nnı söylediler. Olay sırasın-
da bacağı kınlan polıs me-
murlanndan Hasan Hüseyin
Ankan. 15 günlük doktor ra-
poruna karşın. "Beni sürgün
ederler" dıyerek. şikâyetin-
den vazgeçtiğini \e kımse-
den da\acı olmadığını bil-
dırdi. Haklannda gelecek
günlerde dava açılacak olan
sakallı korumalardan Önder
Kaman ve MehmetGenç'in.
olayın meydana geldığı 5
Nisan 1997 gününden bu
yana resmi korumalara
"Bizden şikâyetçi otursanız
sizi sürgün ettiririz" diye
baskı yaptıklan iddia edildi.
NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Komünist hareketin tarihi-
nin önde gelen isimlerinden
Ispanyol Komünist Partisi'nin
efsanevi önderi Santiago Ca-
rillo, Istanbul'daydı. Kendisiy-
le iki gün boyunca uzun uzun
görüşme olanağını buldum.
Carillo, Cumhuriyet gazetesi-
ni ziyaret etti, Yayın Kurulu
Başkanımız İlhan Selçukla
sosyalizm. askeri darbeler ve
dünyanın geleceği üzerine il-
ginçbirsohbetyaptı.
Dünya komünist hareketinin
82 yaşındaki bu efsanevi is-
minin anlattıklannı ilgiyle izle-
dik ve kaydettik.
Önümüzdeki günlerde Ca-
rillo'nun uzun sosyalizm de-
neyine ilişkin değerlendirme-
lerini yayımlayacağız. Dene-
yimli bir komünistin dilinden
Ispanya Iç Savaşı'nı dınlemek,
yakından tanıdığı Ho Şi Min,
Mao Zedung, Tito, Stalin,
Che Guevara, Fidel Castro,
Dimitrov ve Brejnev i onun
gözüyle yeniden öğrenmek
çok etkileyiciydi.
Carillo, Che Guevara için "O
bir Don Kişot'tu" dedi. Cast-
Santiago Carillo ile îki Gün
ro ise ona göre gerçekçi bir
önderdi. Aslında 20. yüzyılın
dirençli komünistlerinin hepsi
bir anlamda Don Kişot değil
miydi? Örneğin Nâzım Hik-
met... Nâzım, güneşin ve
ütopyaların peşinde koşan,
imkânsızı isteyen bir isyancı
değil miydi? Carillo, Nâzım'ı
Türkiye'den kaçtığı günlerde
Kınm'da tanımış. Tanıdığı tek
Türk oydu. Şimdi Türkiye'de
yüzlerce dostu oldu.
Carillo, bir Don Kişot sayıl-
maz mıydı? 1936'da Ispanya
iç Savaşı sırasında sosyalist-
komünist tugayların basında
genç bir partizanken Alman ve
ttalyan faşistlerin arkaladığı
Franko'ya direniyordu. Yeni-
leceğini bile bile dövüşüyor-
du. Iç savaşı kaybedip Ispan-
ya'yı terk ettiğinde de müca-
deleyi bırakmadı. 1939'dan
1975'e kadar tam 36 yıl yeral-
tında Franko'nun zulmüne
karşı en öndedövüşen komü-
nistlerin basında yine o vardı.
Ülkesinin Franko faşizminden
demokrasiye geçmesinde ta-
yin edici bir rol oynamıştı.
Carillo'nun Don Kişot'luğu-
nun en güzel örneği Sovyetler
Birliği'nin Çekoslovakya'yı İŞ-
gali sırasında ortaya çıktı. Ca-
rillo önderliğindeki Ispanyol
Komünist Partisi, 1968 Ağus-
tos ayında Sovyet tanklannın
Prag'a girişini eleştirmiş ve bu
eylemi sosyalizmle bağdaştı-
ramadığını açıklamıştı. Sov-
yetler Birliği Komünist Parti-
si'nin o dönemde basında bu-
lunan Leonid Brejnev ve ar-
kadaşlan, Carillo ve arkadaş-
lanna bu nedenle çok kızmış-
lardı.
Moskova'daki bir toplantı
sırasında Brejnev, yanında o
dönemin önde gelen Sovyet
yoneticileri Podgorni ve Ko-
sigin olduğu halde Carillo'yu
bir toplantıya çağırır. Bu top-
lantıda Ispanyol Komünist
Partisi'nin Çekoslovakya iş-
galini kınamaktan vazgeçme-
sini ister. Carillo. Brejnev'in bu
istegini reddeder, işgali onay-
lamadığını tekrar eder. O dö-
nemde Sovyetler Birliği'nin ta-
lebint reddeden bir komünist,
bir anlamda intihar ediyor de-
mekti.
Brejnev, Carillo'nun diren-
mesine çok sinirlenir ve teh-
ditlere başlar. Sonunda ikna
edemeyeceğini anlayınca
şunları söyler: "Sen ne yaptı-
ğını bıliyor musun? Sovyetler
Birliği Komünist Partisi'ne
karşı geliyorsun. Karşına koca
Sovyetler Birliği'ni alıyorsun.
Seni mahvederiz." Carrillo,
Brejnev'in tehditlerıni sakin
sakin dinledikten sonra ona şu
cevabı verir: "Siz Sovyetler
Birliği'yseniz ben de Ispanyo-
lum. Don Kişot oğluyum."
1968'dekı bu kavgadan
sonra uzun yıllar Sovyetler Bir-
liği Komünist Partisi (SBKP)
yönetimi, Carillo'yu Ispanyol
Komünist Partisi içinde devir-
mek için her yola başvurur.
Partideki taraftarları yoluyla,
Ispanya'daki Sovyet Büyükel-
çiliği yoluyla Ispanyol Partisi
içinde bölücü faaliyetler yürü-
tür. Bu çabalarının sonucu
olarak 1982 yılında Carillo,
Parti Genel Sekreterliği'nden
istifa etmek zorunda kalır.
1985 yılında ise bazı arkadaş-
lanyla birlikte partiden ihraç
edilir.
Yaşamın garip cilvesi, ara-
dan çok geçmeden SBKP,
Carillo'nun önerdiği çizgiye
gelir. Gorbaçov'un başlattığı
glasnost ve perestroykanın ilk
öncülerinden birisi olan Caril-
lo, artık Komünist Partisi'nin
üyesi olarak bile kalamamıştı.
Zaten çok geçmeden Ispan-
yol Komünist Partisi de yok ol-
du. Yerine kurulan Birteşik Sol
ise Carillo döneminin gücünü
bir daha geri getiremedi.
Carillo şimdi kendisine "ba-
ğımsız komünist" adını veri-
yor. Ispanya demokrasi sava-
şının son 60 yılının efsanevi is-
mi Carillo, çok şeyler anlattı.
Size bunları önümüzdeki gün-
lerde aktaracağım.
G L O B A L POLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLL
Hava Değişiyor
Demiştik de...
Fransa seçımlerı, 1980'lerde bağnazca kabul gören
neo-liberal politıkalara karşı. bir süredir tepkilerin yük-
selmekte ve halkın havasında birdeğişiklikyaşanmak-
ta olduğuna ilişkin gözlemleri doğruladı. Intemational
Herald Tribune'ün ifadelerini kullanırsak "Avrupa'da
ilkdefa seçmen. Avnıpa Birliği'ne girebilmek için sos-
yal harcamalarda kesinti yapan bir hükümete karşı
başkaldırdı" (26/5/97): seçimlerin birinci turundaki he-
zimetı göz önune alan Başbakan Juppe çekileceğini
açıkladı.
"Çocuklannıza nasıl bir dünya bırakmak istiyorsu-
nuz? Nasıl birAvrupa kurmak ıstiyorsunuz" sorulany-
la seçim platformunu açan Fransız Sosyalist Partisi (F-
SP), Fransa'nın ve dünyanın karşı karşıya kaldığı du-
rumu şöyle tarif ediyordu: "Küreselleşme, kapitalizm-
de gerçek bir mutasyon anlamına gelıyor. Eğer kont-
rol altına alınmazsa bizı, 21 yüzyıla, 19. yüzyılın top-
lumsal koşullannı gen getırerek taşıyacaktır." "Bugün
cumhuriyet yine özgüriük, eşitlik ve dayanışma alan-
lannda saldın altındadır." FSP'ye göre "sağ", Fran-
sa'da katı bir kapitalizm uygulamak istıyor ve bunu ka-
bul ettirmek için de "gereklı uyum" masalına başvuru-
yor. "Işletmeler işçi çıkardıkça hisse senetlennin yük-
selmesine yol açan bir uyumdur... Işte bugün kapita-
lizmin mantığı budur."
FSP, "Ya 19. yüzyıl koşullanna gen döneceğızya da
21. yüzyıla hazıhanacağız. Işte yaklaşan seçımlenn ko-
nusu budur" diyerek hem Fransa'da hem de genel
olarak dünyada karşı karşıya olduğumuz tehlikeye dik-
kat çekti. FSP'ye göre "sağ", Franstz halkına "daha faz-
la işsızlik, daha çok eşıtsızlik, daha çok vergi, daha faz-
layoksulluk'vaat ediyordu. Franstz halkı bunu reddet-
meli ve tercthini, "temel ınsani değerlerin öne çıkanl-
dığı mali sermayenin değil, toplumun çıkarlannın ter-
cih edildiği.. insanın ekonominin merkezine konduğu"
bir gelecek vaat eden FSP'den yana kullanmalıydı.
Eğer bir Avrupa Birliği kurulacaksa bu, ılerlemeye dö-
nük, bağımsız uygarlığa sadık, yaşam koşullannı iyileş-
tirici, işsizliği azaltıcı birtoplumsal modeli benimseyen
Avrupa olmalıydı. Bu, "demokrasinin, ekonomik büyü-
menin ve yenı iş olanaklannın sağlandığı" bir Avrupa
olmalıydı.
FSP'nin bu prensiplerle hazırlanan seçim platformu-
nun alt başlıklanysa şöyle: İş olanaklan yaratmak; ça-
lışma süresıni azaltmak; Fransızlara, ellerinden alınan
satın alma gücünu geri vermek; aklın mücadelesini ka-
zanmak; ışletmecilik (küçük işletmeler kastediliyor) ru-
hunu desteklemek; vergı adaleti sağlamak; sosyal gü-
venlıği korumak ve geliştirmek; sosyal konutlar alanın-
da atılım yapmak; can ve mal güvenliğini güvence al-
tına almak; eğitime tekrar öncelik vermek; göçü kont-
rol etmek ve entegrasyonu sağlamak; çevreyi koru-
mak; kültürel gelişmeyı garantı altına almak: tanmı çağ-
daşlaştırmak; kamu hızmetlerini yenilemek ve iyileştir-
mek; EURO'ya geçmek, ama ancak belli koşullarda;
Avrupa'nın genişlemesini yeniden değerlendirmek; si-
yasi (demokratik) Avrupa'yı guçlendirmek; demokra-
siyi çağdaşlaştırmak; yargının bağımsızlığını garanti al-
tına almak; siyasi yaşamı çağdaşlaştırmak; toplumsal
demokrasiyi guçlendirmek (Programın tamamı
http://www. partı-socıaliste.fr adresinden alınabilir).
Hafta sonu yapılan seçılerde bu program büyük ba-
şan sağladı: I. turda, hukumettekı, muhafazakâr parti-
ler ittifakı, oylann yuzde 29.9'unu aldı; geçen seçim-
lerde yüzde 40'ını almışlardı. FSP yüzde 23.7, Komü-
nist Parti ise (FKP) yüzde 20 oy aldı. Böylece"so/ blo-
kun" oylan geçen seçimlere göre yüzde 26.9'dan yüz-
de 33.7'ye yükselıyordu. Ekoloji Partisi'nln de yüzde
6.8 oyunu göz önüne alırsak "sol blok"a verilen des-
tek yüzde 40'a ulaşıyor. Faşist eğilimli Ulusal Cephe
Partisi ise yuzde 15 oy aldı ve geçen seneye göre, ikin-
ci tura kalabildiği bölgelerin sayısını 0'dan 133'e yük-
seltti. Yapılan projeksıyonlar, seçmen bu eğilimini ikirr^
ci turda korursa FSP'nin liderliğindeki "solblok"un oy-
lann yüzde 36-38'inı ve 577 iskemlenin 247 ila 272'si-
ni alabileceğinı gösteriyor. Özetle muhafazakâr parti-
ler blokunun Devlet Başkanı Chirac'ın erken seçim
kumarı tutmadı. Şimdi bir Sosyalist Parti hükümeti
rnümkün görünüyor. En kötü koşullarda, muhafazakâr-
lann meclisteki yüzde 80'lık üstünlüğü birkaç iskem-
leye inmiş olacak.
Ancak, II. turda "muhafazakâr blok" kazansa bile
tüm gözlemcilerin üzerinde anlaştığı nokta şu: Fran-
sa'da hava değişti ve neo-lıberal politikalara karşı kon-
sessüs sağlandı. Görülen o kı, Fransa seçimlen, Av-
rupa'da politik, hata ekonomik coğrafyayı radikal bir
şekilde değiştirebilecek potansiyele sahip. Örneğin
Fransa seçim sonuçlannın Alman Sosyal Demokrat
Partısi'nm, Kohl hükümetinin, Para Birliği koşullannı
hayata geçirmek için kamu harcamalannı azattma is-
teğine direnme gücünü arttiracağı kesin. FSP ve
FKP'nın özellikle Asya ülkelerinden gelen rekabete kar-
şı, ıç piyasayı ve iş olanaklannı korumaktan yana ol-
malan, uluslararası kureselleşmeyi sorgulayanlan güç-
lendirecek. Nihayet FSP ve FKP'nin. Fransa'nın NATO
sorumluluklannın genışletilmesine karşı olmalan, Fran-
sa-ABD ilişkilenni olumsuz etkileyecek ve diğer sos-
yal demokrat partilerin de bu yöndeki yaklaşımlannı
güçlendırecek, ABD'nın hegemonyacı eğilimlerini zor-
laştıracak. Havadakı bu değişiklikten, Türkiye'de de
emekten ve bağımsızlıktan yana olan siyasi akımlann
da olumlu bir şekilde etkilenme ve faydalanma şans-
lan var.
ergin@ergin.demon.co.uk
Tuğrul Türkeş
destek arayışında
AMC\R.\ (Cumhuriyet
Bürosu) - MHP genel baş-
kan adaylanndan Muhar-
rem Şemsek, 18 mayısta
yapılan kavgah olağanüstü
kongrede delegelenn baskı
altına alındıklarını ıma
ederek ortaya çıkan sonuç-
lann adaylann gerçek gü-
cünü yansıtmadığını söyle-
dı.
MHP Genel Başkan Ve-
kıli Tuğrul Türkeş, olaylı
kongremn ardından genel
başkan adaylanyla "diya-
log arayışı^na girdi. Tür-
keş 'ın ziyaret ettiğı genel
başkan adaylanndan Şem-
sek, ıkili görüşme öncesı
basına yaptığı açıklamada.
"18 may Btaki tabloadayla-
nn oy gücünü yansıtan bir
tablo değildir. O günden bu
güne dengelerdeğişmiştir"
dedı. 6 temmuza ertelenen
kongrede delegelerin ira-
delennin daha gerçekçi bi-
çımde sandığa yansıyaca-
ğını söyleyen Şemsek,
adaylıktan Türkeş lehine
çekileceğine ilişkin iddi-
alan "spekülasyon" olarak
değerlendirdı.
Türkeş de kendisınin
MHP'nin genel başkan ve-
kili olması nedeniyle tüm
genel başkan adaylanyla
ve partinin önde gelen
isimleriyle görüşmelerinin
sürdügünü söyledi. Türkeş,
eski b'lkü Ocaklan Başka-
nı Azmi Karamahmutoğ-
lu'nun "iüegalite" çağnsını
eleştirmekten kaçınarak
olaylann "partidışı uzanü-
lardan" kaynaklandığmı
söyledi.
Genel başkan adaylann-
dan tbrahim Çiftçi, Tür-
keş'e karşı yapılan ittifakın
6 temmuzda da devam ede-
ceğini söyledi.