Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 MAYIS 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
ALLECRO EVİN İLYASOĞLU
Gürer AykaPın coşkulu konserleriGeçen hafta Gürer Aykal yö-
netımindekı Bilkent Senfoni Or-
kestrası'ndan Galatasaray Lise-
BBestetikr konsenni ve Cihat Aş-
km solıstliğındeki Mozart kon-
serini dinledik. Her şeyden ön-
oe, yıllardır îstanbul'daki kon-
serlerde göremediğimiz Gürer
Aykal'ı iki gece üst üste izleye-
bılme fırsatını bulduğumuz içın
mutluyduk. Topluluğuna sahip,
çaldıracağı yapıtı dört dörtlük
bıien, her bırine kendi kimliği-
nı. kendı dokunuşunu getiren bır
maestro. Bilkent Senfoni Orkest-
rası ise çalgı gruplan içindeki
doğru tonlaması, berrak tınısı ve
gûçlü sonontesi ile artık sağlam
biraile haline dönüşmüş. Nefes-
li çalgilarda geçen yıllara göre
çokdaha güçlenmiş. Başkeman-
cı Server Ganiyev'in rahatsızlı-
ğı nedeniyle oğlu Toğrul Gani-
yevbu görevi üstlenmişti. Gala-
tasaray Liselı Besteciler konse-
rinde altı çağdaş Türk bestecisi-
nin değişik bıçemlerdeki senfo-
nik yapıtlannı seslendirmek hıç
de kolay değildi. Ancak bir yıl ön-
ce bunlan CD yapmak üzere kay-
da aldıklanndan. her bır yapıt
orkestra üyeleri için artık tanıdık
olmuştu.
Galatasaray Lisesi"nde oku-
mak, bu bestecilerin ortak pay-
- dası. Doğal ki, derin bır kültür ve-
ren, ülkemize nice aydın kazan-
dırmış bir lise. Ancak dokuz çağ-
daş besteci çıkarmış olması ger-
çekten inanılmaz bir rastlantı.
Üstelik cumhuriyetten bu yana
gelişen çağdaş müziğimizın her
kuşağından; yirmınci yüzyıl ile
• gelişen çağdaş yöntemlerin her
çeşidinden besteler... Kuşkusuz
daha nice müzisyen ve nice bes-
teci var aynı sıralardan yetişen.
Üstelik nice caz ve pop miizik-
çısı varGalatasaraylı. Ben, Dağ-
han Baydur ve Galatasaray Ce-
miyeti. bu projeyı yürütmekle
yükümlüydük. Ve klasik müzik
'ürer Aykal yıllar sonra tstanbul'da geçen hafta Bilkent Senfoni
Orkestrası"nın Galatasaray Liseli Besteciler konsenni ve Cihan Aşkın
solistliğindeki Mozart konsenni yönetti.Topluluğa sahip, çaldıracağı yapıtı dört
dörtlük bilen, her birine kendı kimliğini, kendi dokunuşunu getiren bir maestro.
Lütfû Kırdar Salonu'ndaki dinleyiciler cumartesi gecesi hiçbir konserde
duymadıklan yoğunlukta Türk bestecisi dinlediler.
Hem de çok nitelikli bir şef ve çok sağlam bir orkestradan. Galatasaray konseri
tarihi bir gece olarak kalacak belleklerde.
ıle sınırlanmızı çizmıştik. Bes-
tecilerin ülke içinde ve dışında ya-
pıtlannın çalınmış olmasını ve
senfonık çalışmalar yapmış olma-
sını kıstas koyduk. Yine de bu do-
kuz besteciyi birer simge olarak
seçtik, diyebiliriz. Aynca lisenin
müzik yaşamına katkıda bulun-
muş öyle çok isim var ki, belkı
ileride daha kapsamlı bir çalış-
mayla bu sessiz kahramanlar da
ışığa kavuşturulur. Ben dokuz
bestecimiz üstüne bir kitapçık
yazdım. lisedeki müzik yaşamı-
nın coşkusunu ve onların anıla-
nnı dile getirdim. Aynca bir de
CD ıle bu yapıtlan sese dönüş-
türdük. Lütfü Kırdar Salonu'nda-
kı dinleyiciler. cumartesi gecesi
hiçbir konserde duymadıklan yo-
ğunlukta Türk bestecisi dinledi-
ler. Hem de çok nitelikli bir şef
ve çok sağlam bir orkestradan.
Heryapıtınhakkı verılmiş. este-
tık mimarisine özen gösterilmiş-
tı.
Bilkent Senfoni. Erküı'in Kö-
çekçesi'nı çalarak programa baş-
ladı. Bugüne dek dinlediğimiz
en canlı tempoda yonımladı. Ya-
pıtlann ikisi. Bülent Arel ve İl-
han Mimaroğlu,elektronık stüd-
yolarda kaydedılmiş, hazırbant-
lardan seslendirildi. Yörflr'ün
Fareli Köyün Kavalcısı da ünlü
flütçü İstvan Matuz solıstliğin-
de Macaristan'da kaydedılmıştı.
Bu kayıtlan Geyvan Mc.MiDen'ın
koregrafısinden Mımar Sınan
Üniversitesi Devlet Konservatu-
van öğrencilennin danslan süs-
ledi. Aynca bu gece ıçın Stuttgart
Balesi'nden gelen değerli dans-
çımız Uğur Seyrek de programa
renk kattı. Arel'in Mimiana 1:
Flux adlı yapıtındakı elektronık
seslerle örülü kontrpuan dokusu
ve dansçılann bu dokudaki de-
\inimleri çok uyumluydu. Mi-
maroğlu'nun insan sesi. kuvar-
tet ve şiirin kanşımı Yaylı Dör-
dül no. 4 ve Tract adlı yapıtlan-
nın birleşiminde Nâzıın'ın sesi-
nin duyulması \e müziğın akışı
ile örtüşmesi çok anlamlıydı. Yü-
rür ıse çağdaş yöntemleri flütün
tızlığınde dile getirmiş. Flütçü-
yeagırbirgörevyüklemış. Man-
dolinden gitara, vurma çalgıdan
klavsene değişik tınılan kaynaş-
tırmış.
Reşit Erzin'in özenle. tek so-
luk halinde seslendırdiği Usman-
baş'ın Vıyotonsel İçin Müzik-94
adlı yapıtı. çağlaröncesini bugü-
ne ulaştıran bir şıirgibiydi. Sen-
foninın aralarda seslendirdiği ya-
pıtlardan Aii Doğan Sinangil'in
1. senfonisi, 12-ton yönteminin
kendi iç tutarlılığını sergiliyordu.
Yaiçın Tura'nın bu proje için ye-
niden ele alıp bestelediği Tokka-
tası'nın ılk çalınışı da aynı gece
yapıldı. Büyük orkestrayi gör-
kemle kullanmış. Türk motifle-
rini sağlam bir dönüşüm içine
yerleşrirmiş. Dolu dolu ve zevk-
le dinlenen bir senfonık yapıt.
Timur Selçuk'un yer yer film
müzığı dokusundaki Mevlana
Çağdaşlıkkonsersalonundan başlar
AHMETSAY
ANKARA- Sezonun son konseri. as-
lında tadı damakta kalan bir "kapanış
konseri" özelliği taşımalıdır; oysa Cum-
hurbaşkanlığı Senfoni'nin başansızlığa
programlanmış müdüriyetı, "Bahar Kon-
seri" adh sıradan biretkinlikle işi geçiş-
tirdi. Operalardan aryalar, uvertürler ve
napoliten şarkılardan oluşan böyle bir
müzik akşamının dik âlâsını Ankara Ope-
rası bu yıl belki on kez sunmuşken ve kit-
lesel boyut açısından Bahar Konseri "nın
• "şahı"nı hipodromda beş yûz bin Anka-
ralıyla yaşadıktan sonra, CSO'nun et-
kiııliğine gitmeyi düşünmüyordum. Ama
Cumhurbaşkanı'nın konsere geleceğini
ve bir konuşma yapacağını öğrenince
açık söyleyeyım. "intennezzo"dinleme-
.ye değil, Oımhuıbaşkanı'nı dinlemeye gjt-
tim: Sayın SüJeyman DemireL "Çağdaş-
uk laikJiği de içerir" diyerek başladığı
özlü derste. çareyi ırticaya yamanmakta
bulan bazı temelsiz politikacılann herze-
lerini de boşa çıkarmış oldu: "Çağdaş-
lık konser salonundan başlar."
Bu özdeyiş, çağdaşlığın günümüzde-
kı uluslararası haritasını da sergilemek-
tedir. Çağdaşlıkta direten Türkiye, Avru-
pa'nın doğusundaki "son durak"tır. Tür-
kiye'nin doğusunda, Uzakdoğu ülkele-
rine kadar halka açık olarak düzenli kon-
serlerin verildiği konser salonJan yoktur.
Olsa bile. çağdaş müzikal yaşamın en
önemli öğesi bulunan "dinleyici" kitle-
leri yeterince yetişmiş değildir.
Sayın Cumhurbaşkanı, Türkiye'deki
yetişkin "müziksever" tabanı özellikle
vurguladı: "Dinleyici de cumhuriyetle
biriikte yetişmiştir." Bu gerçeğin kanıtı.
müzik etkinliklerini izleyen on binlerce.
vüz binlerce insanırruzın sergilediği tab-
İodur. Bu tablo, tabii ki "Çağdaş fürid-
kânda yapüdjLÇŞO Şalonu, ODTÜ1
marlık Amfîsrve" AÜ Hukuk Fakül
ürkiye Korolar Şenliği, kırk dolayında koronun ve yaklaşık
bin beş yüz koristin katılımıyla beş gün boyunca saat gibi işleyen
etkinliklerle tamamlandı. Ankara'daki 'Polifonik Korolar
Derneği'nin düzenliği şenlikte her koro başanlı olduğu
yönüyle bir ödül aldı.
ye" tablosudur.
Türkiye Korolar Şenliği, beş gün bo-
yunca saat gibi ışleyen etkinliklerle ta-
mamlandı. Kırk dolayında koronun ve
yaklaşık bin beş yüz koristin katıldığı
şenliğin "saat gibi" gerçekleşmesınde.
koro hareketinin özündeki "örgütlenme"
kavrayışı vardır. Dılerseniz bir genelle-
meye ulasalım: Müzik yapmak. örgütlen-
medir. Tek başına bir müzıkçı. birkaç
dinleyicıyle buluştuğunda ister istemez
örgütlenmiş olur. Koro müziği. ınsan se-
siyle yapılan çoksesliliğin örgütlü sesle-
nışıdir. Dönüp dolaşıp bu gerçeğı vurgu-
luyorum: Türkiye'nin bu seslenişe gerek-
sinimi var; koro müziği hareketi. Türki-
ye için bir seçenektir: çocuklanmızın ve
gençlenmizın çağdaş örgütlenme biçim-
leri içinde en duyarlı, en zarif. en etkile-
yıcı olanıdır. Eğer desteklenecek olursa
milyonlarca gencimiz korolarda örgütle-
necektir. Abartmıyorum. "okul korola-
rı"nın kıtlesel boyutu, milyonlarca ama-
tör müzikçiyı kapsar. Çağdaş bır "seçe-
nek"değıl midirbu9
Sponsorlanmız, ye-
rinde kullanılan desteğın önemini bilmi-
vorlar mı?
Şimdi sizlere Türkiye Korolar Şenli-
ği hakkında birkaç bilgı vereyim: şenli-
ği Ankara'dakı "Polifonik Korolar Der-
neği" düzenliyor. Yurdun dört bucağın-
dan katılan korolar. ulaşım \e konakla-
ma giderlerini kendileri karşılıyor. Şen-
lik. bilinçli olarak seçilen üç ayn me-
fMi-
Fakültesi
salonu. Etkinlikler, bütün bu Salonlan
tıklım tıklım doldurdu. Halk, kendi ço-
cuklanyla. kendi gençleriyle bütünleşti.
Korolar da bırbirleriyle buluştu. tanıştı.
bırbırlerinin olumlu ya da üstün tarafla-
nnı tanıdı, örnek tuttu. Ama asıl "ör-
nek" olan yöntem, şenliğin bir "v-anşma"
biçiminde olmayışıdır. Her koro, başan-
lı olduğu yönüyle bir ödül aldı. Tümü de
hakedilmişödüller. Kutluyorum: Şenli-
ği düzenleyen Polifonik Korolar Derne-
ği'ni, katılan korolan ve yönetmenleri-
ni, çocuklanmıza çok yönlü destek olan
ailelerin özverili çabalannı, amatörbirha-
rekerin adsız kahramanlannı, insanlan-
mızı kutluyorum.
Ekmekçi ve müzik
Sevgili Mustafa Ekmekçi nin "mü-
zik"^ ilişkisini biliyor muydunuz17
Her
alanda ve her konuda olduğu gibi müzik-
le ilgıli bılgileri büyük bir iştahla yerdi
Ekmekçi. İnanılmaz bir eneıjiyle bilgi
toplar, sonra bunlan yazılannda değer-
lendirirdi. Olacakyadaolmayacak saat-
lerde benı telefonla arar, bilgi ister. so-
rulannı yanıtlayamazsam öfkelenir. dal-
gasını geçerdi: "Enbüyükteorisyensen!
Bunu sen de bilmezsen!" Telefonda da-
yak yemedığim kalırdı. Bilgi toplamak
için bu denli ısrarlı, inatçı. gerekirse ada-
mın ciğerini söken başka bir insan tanı-
madım ben. Bu müthiş eneıjinin tek elekt-
ronlu bir hidrojen atomuna dönüşeceği-
ne inanamıyorum. Çm çın öten kahka-
hası bile onun tükenmez enerjısinin tit-
reşimlerini kulaklanmızda yaşatmaya
yetecektır.
Okurlanmıza bir kitap öneriyorum:
Müzik ve Politika ' Müzikolog Dr. Fırat
Kutluk . Doruk Yayınlan /108 s.
Balesi uvertürü, bestecınin ken-
dine özgü biçemini sergiliyor-
du.
Ve konser. Cemal Reşit Re> *ın
Türk müzik tanhine sunduğu en
önemli yapıtlanndan bıriyle. Ens-
tantanelerile tstanbul'u resimle-
yerek son buldu Bis olarak yi-
ne bir Galatasaraylının. Cemal
Reşit'in Onuncu Yıl Marşı coş-
kuyla çalınıp söylendikten son-
ra Gürer Aykal. Galatasaray'ın
şampiyonluğunu Çaykovski'nin
ltalyan Kapriçyosu ıle kutladı.
Aslında orkestrasinın tüm gücü-
nü. üyelerinin tüm yeteneklerini
sergiliyordu.
Bu konseri izleyen bir dostu-
mun izlenimlerini aktarmalıyım
"Azeri bir matematik profesörii,
tstanbul'da bir gecelik konuğum-
du. Aslında fe\kalade mıi/ik bi-
len ve Türk çağdaş müziğini ta-
nunak iste>en bir ayduı. Onu bu
konsere getirmckle hem ülkemiz-
deki güçlü bir orkestra> L nitelik-
li bir şefi tamtmış oldum hem de
bir seferde çağdaş Türk müziği-
nin ber kuşa^ndan bir örnek din-
leyebildi" dıyor.
Sanınm tarihi bır gece olarak
belleklerde kalacak Galatasaray
konseri.
Boğaziçi'nde Mozart konseri
Bilkent Sınfonıetta. Boğazıçi
Üniversitesf nin sahnesıne sığa-
bildiği ölçüde kadrosunu küçül-
terek iki Mozart yapıtı seslendir-
di pazarakşamı. Çağdaş Eğitim
VakfVna Boğaziçi ve Bilkent üni-
versitelerinin katkısı olarak ger-
çekleşti bu konser. Salonun dışın-
da Boğaziçi Üniversitesi'nin Spor
Bayramı büyük bir coşkuyla kut-
lanıyordu. Bu ortamm içinde Mo-
zart çalmak ve dinlemeye çalış-
mak ayn bir sanat işi>di. Öğren-
ciler de konser boyunca kendi
müziklerini keserek öz\ ende bu-
lundular. Sanatçılar da dışanda-
ki coşkulu seslerden rahatsız ol-
madan yapıtlan tamamladılar.
Ünıversitedehertürlü etkinliğin
hoşgörü içinde yaşanmasına hoş
bir ömekti.
Kemancı Cihat Aşkın'ın ışıl
ışıl yayından dinlediğimiz Mo-
zart1
ın Türk Konçertosu, sanat-
çımızın gıderek kendine güven-
li ve güzel bir tona sahip olduğu-
nun kanıtıydı. Mozart'a özgü za-
rif bir anlayış getirdi Orkestra-
nın ardından çaldığı 40. senfoni
ise hiç de küçültülmüş bir toplu-
luk izlenimi vermiyor. tersine ko-
caman bir senfoni tınısı duyuru-
yordu. Gürer Aykal'ın Mozart
yorumunu ve Bilkent Sinfoniet-
ta'yı bir kez daha kutluyoruz.
IzmirMe ıııııthı soııa doğru
;ÖNDERKÜTAHYALI
| İZDOB. Aspendos'a hazırkk niteliğın-
Jdeki "La Boheme" temsillenyle ve hafif
ımüzikparçalanndan oluşan "BaharKon-
ı seri"yle sanat mevsimini kapattı. İZDSO
i ise kapanış dınletisini 31 mayıs akşamı Efes
î Antik Tıyatro'da verecek. Ünlü G.Zam-
J fır'in pan flütü ile katılacağı dinletide or-
jkestrayı Gürer Aykal yönetecek. Mevsi-
ı mi elden geldiğince geç bitiıme çabasın-
|da olan kurum. DEÜ Devlet Konservatu-
«•van'dır; sık sık düzenlediği dinletilerle
öğrencilennin çalışmalannı hâlâ sergilı-
yor. Böylece sürekli gündemde kalan sa-
! lon sorunmla. genelde ise evrensel mü-
; zik sanatı hakkında özellikle de senfoni
j orkestralanmızla ilgıli olarak söylenen
| akıl almaz sözlerle, genç müzıkçiİenn iş-
• sizlik derdiyle, meslekten müzikçılerin
ı vurdumduymazlığıyla ve her şeyın üze-
j rinde olmak üzere Sayın Cumhurbaşka-
| nımızın sanat olaylanna karşı gösterdıği
3 yakın ilgiyle, acı-tatlı nıtelikler kazanan
J bir sanat mevsiminın sonuna geldık. Iz-
'^mir açısından söyleyeceklerimız epey çok.
Umutlanmız, umutsuzluklarımız var; ama
bunlan sonraki yazılara bıra-
kalım ve İZDSO'nun geçen
haftaki dinletisınden söz ede-
lim.
Orkestramız bu yıl büyük
güçlüklerle karşılaştı; engelle-
re ınatla direndi: yıllık progra-
rmnı aksatmadı ve "Bahar Kon-
seri"nden öncekı son dinletısı-
ni, yazık ki yine prova salo-
nunda verdi. Şef Rengim Gök-
men'di Solocular. bu kez ku-
rumun kendı sanatçılarndı.
MuratPolge, KemalSünder'in
Timpani Konçertosu'nu. Kartal Akıncı
da C. Saint-Saens'in "Op. 61 si minör 3.
keman konçertosu"nu çaldı.
Sünder'in 1984'te yazdığı "Timpani
Konçertosu", 1986"da Romanya'da, Is-
tanbul'da ve Ankara'da seslendirildi. Ya-
pıtın dili oldukça sade ve bir ölçüde ma-
kamsal. Klasik deyimıyle tımpanıye eş-
lik eden. ama aslında onu süslemeleri al-
tında müzik yapan orkestra, fagotlardan,
kornolardan, trompetlerden. trombonlar-
dan ve kontrbaslardan oluşmuş. Bazı ka-
danslarla kısa sololar, timpanınin varlığı-
n
-iVengim Gökmen
yönetimindeki İZDOB
7
un
konserinin solistleri Murat Polge
ve Kartal Akıncı'ydı. Polge
çalgısının anzalı olmasına karşın
konçertoyu ustalıklı yorumu,
timpaninin bütün olanaklannı
sergıleyen besteciyi başanyla Kartal Akıncı.
yansıttı. Kartal Akıncı ise sürekli dinleti veren bir
solocu gibi çaldı Saint-Saens'ın keman konçertosunu.
nı yüzeye ç'ıkanyor. Belkı tam kıvamın-
da bir yapıt değil. ama Polge. çalgısının
anzalı olmasına karşın konçertoyu usta-
ca yorumladı; timpanınin bütün olanak-
lannı sergıleyen bestecıvı başanvla yan-
sıttı. Böylece sanatçı, dınleyicisinden coş-
kulu alkışlar aldı.
Kartal Akıncı. Saint-Saens'in konçer-
tosunda, orkestra kemancısı olma özelli-
ğıni bir yana bıraktı; sürekli dinleti veren
bir solocu gibi çaldı. Tonu tatlı ve dolgun-
du. Hızlı pasajlar. temiz ve nettı.
Sanatçılanmız, yıl bo>
r
unca orkestranın
yükünü omuzlarında taşımış
olan değerli müzikçilerdir: ça-
lışkandırlar Nitekim Polge. bir
sonraki yapıtta da çalgısının
başındaydı. Her ikisi de kon-
çertolanna iyi hazırlanmışlar;
candan kutlanm.
Dinletinin ikinci yansında
Rus besteci Rodktn Shched-
rin'in (1932) Carmen bale sü-
iti vardı. Besteci genellıkleba-
leler yazmış, ama senfonik mü-
zik alanında da verimli.
Shchedrin. tzmir'de ılk kez
dinlediğimiz bir baleyi, Kübalıdansçı ve
koreograf Alberto.AJonsoiçin yazdı ve ya-
pıt 1967'de Moskova'da oynandı. Carmen
bale süitinde müzik olarak Bizet'nin ün-
lü operasından alınan en güzel ezgiler
kullanılmaktadır. Orkestra, yavlı çalgı-
larla kalabalık bir vurmalar topluluğun-
dan oluşuyor. Bu ıkıncı grupta. çandan kay-
nana zınltısına dek alda gelen her türlü vur-
ma çalgı yer alıyor. Yayltlann bütün grup-
lan, soloculuk görevini de üstlenmekte-
dir. Nitekim buradaki seslendirmede vi-
yolalann yaptığı solo göz doldurucuydu.
Süitte vurma çalgılar, Bizet'nin tatlı ve ro-
mantik ezgilenne, çağımızın havasını yan-
sıtan çeşitlı espnlerle karşılık vermekte-
dir. Doğal ki bunlar müziğin kendi diliy-
le yapılmış sözsüz şakalardır. AVTII za-
manda bale olarak oynanması yüzünden
yapıtın sanınm sahne temsilıyle ilgilı olan
bir formu var. Besteci. bazı buluşlannı
^ineliyor ve süıt başladığı parçayla biti-
yor.
Orkestra, süiti son derece güzel çaldı.
Özellikle vurma çalgı sanatçılan. akşamın
yıldızlan olarak nitelendırilebilır. Nedir
İri Shchedrin'in yapıtı, bana göre Haluk
Tarcan'ın "Midas'ın Kulaklan" için söy-
lediği sözlerin karşıtı gibidir; yanı "ka-
fası yorgun ve çabuk usanan bu de\ rin
adamı için tam kararbireser1
* değil. Bel-
kı sahnedeki ovunun bir gereği olarak ye-
terinden fazla uzun.
Bir önceki yazımda sözünü ettiğim
DEÜ Devlet Konservatuvan Öğrencı Or-
kestrası. geçen hafta bir dinleti daha ver-
di. Gençler, aynı programı küçük değişik-
liklerle yinelediler: bu kez de başanlı ol-
dular; deneyimli ve olgun bir senfoni or-
kestrası gibi coşkuyla alkışlandılar.
Gürel'in Türkiye'deki ilk sergisi
• Kültür
Servisi -
Almanyada
yaşayan ve
geçen yıl
kaybettiğimız
ressam ve
dokuma
sanatçısı
Çiğdem
Gürel'in
eserleri 28
mayıs-14
haziran tanhlen arasında lstanbul Milli Reasürans
Sanat Galerisi'nde sergileniyor. 1960 vılında
Ankara'da doğan Gürel. lstanbul Avusturya
Lisesi'nde okudu. 1980 yılında Avusturva'va giden
sanatçı. 1981-87 yıllan arasında Lınz Güzel Sanatlar
ve Endüstriyel Tasanm Yüksekokulu'nda. Prof.
Fritz Riedl'in sınıfında tekstil sanatlan alanında
eğitim gördü ve master vaptı. Sanat yaşamının
birinci yılında 1988'de Lınz'de ilk kışisel sergisini
açtı. Çiğdem Gürel. Almanya'da yaşadığı ve çalıştığı
için Türkiye'de hıç sergı açmamıştı.
Emin TÜPk Eliçin Ödülü
• Kültür Servisi - Araştırmacı, yazar Emin Türk
Eliçin'in anısını yaşatmak. Türkiyede demokrasi ve
avdınlanma sürecini geliştirecek. Türk bılim ve
düşünce alanına katkıda bulunacak çalı^malan
değerlendırmek ve desteklemek amacıvla ETEV
1998 yılında araştırma-ınceleme ödülü verilecektir.
Ödül. 1997 yılında ETEV amaçlan doğrultusundaki
bir yapıta ya da bu doğrultuda çaba gösteren bir kişi
va da kuruma verilecektir. Prof. Dr. Toktamış Ateş,
Prof. Dr. Nejat Bozkurt, Prof. Dr. Kuvvet Lordoglu,
Prof. Dr. Murat Özyüksel ve Prof. Dr. Afşar
Tımuçın'den oluşan »eçicıler kurulunun. ba^vurular
ve ETEV Yönetım Kurulu'nun önereceğı adaylar
arasından belırle>eceği ödül sahıbı 1 Mart 1998
günü açıklanacak \e ödül Eliçın'ın ölüm >ıldönümü
olan 16 Mart 1998 günü törenle verilecektir.
İTÜ Kültür ve Sanat Etkinlikleri
• Kültür Servisi - İTL Kültür ve Sanat Etkinlikleri
öncekı gün Seramik. Batık. Ebra sergı.->ivle açıldı. '
27-29 mayıs tarihleri arasında gerçekleştırilecek
etkinliklerde bugün saat 18.30'da Orhan Öcalgiray
Konferans Salonu'nda Jerfı Aji Piyano Resitali yer
alıyor. Yann ise saat 16.00"da Ayazağa Kampusu
Büyük Toplantı Salonu'nda Düşün Öyunculan'nın
hazırladığı '72. Koğuş' adlı oyun. saat 17.00'de
Ayazağa Kampusu Konser Alanı'nda Bulutsuzluk
Özlemi konseri ızlenebilır.
Defter'de Üteki' kavramı
• Kültür Servisi - Üç avlık olarak vdyımlanan
Defterdergisinin Bahar "97 sayısında "Farklılık".
"Öteki' ve "Kendilik' kavramlan sorgulanıyor.
Zeynep Sayın 'Melezlik ve Edebıyaf başlıklı
yazısında kültürel kimlıklerin ne denli değişmez ve
asli gercekleri içerdığini 'melezlık' kavramı
etrafında inceliyor. Mehmet Ansan'ın "Jean Genet
ve Alternatif Kimlik' yazısında aynı sorunun
Genet'nin oyunlan etrafında irdelendiğini
görüyoruz. Zeynep Dırek'in 'Feminizm ve
Felsefesi' ile TinaChanter'ın "Antigone'nın İkilemi'
adlı yazılannda farklılığın günümüz felsefesındeki
sözcüsü olan Derrida'nın görüşlerinden hareketle
"Kadınlık" alanı aydınlatılmaya çalışılıyor.
Oscar VVilde'ın gençlik yıllan
• Kültür Servisi - Oscar \\'ilde"ın gençlik y ıllannda
doldurduğu bir anket bulundu. 1877 yılında
doldurduğu ankette. hayatta en çok korktuğu şeyi
mükemmel bir Protestan olmak diye belırten U'ılde'ın
hayatına bundan 20 yıl sonra fanatık bır Irlandalı
Protestan bır avukat gırdi. Yazar. yaşamdaki amacının
başan ve ün olduğunu. korktuğu en büyük şey lerden
binnin de uzakta bir köyde fakır bır yaşam sürmek
olduğunu belirtmiş. Bu anketi elmde bulunduran
Woksett, "'Wilde hapisten çıktıktan sonra yaşadığı
sürgün hayatı. onun için çok kötüydü ve bundan nefret
ediyordu" dedı. Wılde'ın en çok sevdiğı şaırler
arasında ise Keats. Euripıedes ve kendisi yer alıyor.
Öğrencilerine de sık sık '"Benım sonelenmı okuyun"
dediği belirtiliyor. VV'ilde'm yanıtladığı bu anket
önümüzdeki günlerde açık arttırma ile satışa
sunuluyor.
Enver İsmailof Roxy'de
• Kültür Servisi- Kınm Türklennden öğrendiği
gitan kendine has çalışıyla dünyada özel bir yer
edinen Enver tsmailof. bugün ve yann saat 22.30'da
Roxy'de konser verecek. Karadeniz. Balkan ve Türk
kültürlerinı jazz müzığiyle yoğurarak sunan
tsmailof, Fergana'da 1977'de Jazhane adında ilk
amatör rock grubunu kurdu ve bu grupla
Özbekistan'da ilk ödülünü aldı. • '
Kısa Metraj Film Yarışması
I Kültür Servisi - Marmara Üniversitesi İletişim
Fakültesi tarafından düzenlenen Kısa Metraj Film
Yanşması sonuçlandı. Prof. Dr. Alim Şenf Onaran.
Prof. Dr. Ünsal Oskay. Prof. Zafer Doğan. Doç. Dr.
Şükran Esen, Yrd. Doç. Dr. Esra Bıryıldız'dan
oluşan jüri. birincılik ödülünü Rıza Kıraç'ın 'Son
Bakışta Aşk' adlı filmıne verdı. Dıdem Yılmaz
'Tevellüt 1340' ile ikinci. Aydın Bulut ı_->e
"Babaanne" filmiyle üçüncü oldu. Ödüller bugün
saat 11.00'de MÜ'de göstenlecek.
Açık Hava Şiip Sergisi
• Kültür Servisi - 17 mayı.s cumartesi günü
Merzifon'da Radyo Umut tarafından organize edilen
'Açık Hava Şiır Sergisi' yapıldı. Sergi radyo
dinleyicilerinin gönderdığı şiirlerden oluştu. Şiirler
okunabilir boyutlarda büyütülerek parkta bulunan
ağaç gövdelerine raptedildi. Radyo Lmut Açık Hava
Şıir Sergisi. dünyada ilk kez olması nedeniyle radyo
yöneticısi Yaşar Yıldınm. Guinnes llkler Kitabı'na
başvuruda bulunacaklannı söyledi
TİYATRO FESTÎVALİNDE Bl'GÜN
• Sünyacı DostlarTiyatrosu'nun oyunu saat
18.30'da Taksim Sahnesfnde izlenebilir. Picollo
Tiyatrosu Köleler Adası adlı o>un saat 21 30da
Muhsin Ertuğrul Sahnesfnde
Tt\ATRO FESTtVALt NDE YARIN ~
• Köleler Adası Picollo Tıyatrosu'nun oyunu saat
21.30'da Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde. IVIaria Callas
Master Class Kent Oyuncuları tarafından saat
21.30'da Kenter Tıyatrosu'nda sahnelenıyor.