Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 MAYIS 1997 PAZAR
HABERLER
DYP lideri, destek görmeye alıştığı TOBB Genel Kurulu'nda hayal kınklığına uğradı
Çiller'e 'yuh9
çektiler
ANAP lideri Yılmaz
'Devletteki
kriz, ekonomi
krizinden
daha büyük'
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu)-TOBB
Genel
Kurulu'nda
konuşan ANAP
Genel Başkanı
Mesut Yılmaz,
hükümetı, halkın
tepkilerine
kulaklannı
kapatarak ülkeyi "devlet kria" noktasına
getirmekle suçladı. Tansu Çfller'in yoğun
protestolarla karşılaştığı TOBB Genel
Kurulu'nda konuşan Yılmaz, sıyası
partiler arasındaki çekişmenin halkı
bıktırdığını belirtırken "Ancak
Türkiye'nin bugün geidiği nokta, arük
tartışmalan. polemikleri kaldırmayacak
bir durumdadır" dedi. Yılmaz. ülkede,
hükümet ve ekonomık krizden çok daha
büyük bir boyutta "devlet kria"
yaşandığını da belirterek devletin temel
kurumlannın karşı karşıya getirildiğini
söyledi. Genelkurmay'ın, brifinglerde,
şeriatçılığın Türkiye'ye yönelmiş en
büyük tehdit olduğunu söylediğini,
cumhuriyet tarihinin en büyük sınır ötesi
harekâtının hükümetten gizlendiğini
anımsatan Yılmaz, "Genelkunnay'ı
hükümete güvenmeyen, ayn ayn
açıklamalar yapan de\let olur mu?" dedi.
Yılmaz, cumhunyetin, demokrasinin en
önemli kuralının hukuk devleti olduğunu
vurgulayarak Çiller'i hukuku tanımamakla
suçladı. Çiller'in, RP dışındaki partilerin
ortak hükümet kurulması yönündeki
çabalar için, "Ayağı başında hükümet"
benzetmesini, "ciddiyetten uzak" olarak
nitelendiren Yılmaz, çözümün ancak
"merkez sagın bütünleşmesi" olduğunu
söyledi. Yılmaz, RP'nin ancak merkez
sağın bütünleşmesi ve güçlenmesiyle
devre dışı kahp marjinal birparti - ,.c. .,
durumuna itilebileceğini belirtü. .
CHP lideri Baykal
'Radikal sağ
laikliği
tehlikeye soktu'
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu)-CHP
Genel Başkanı
DenizBaykaL
TOBB Genel
Kurulu'nda
yaptıgı
konuşmada.
Türkiye'de
radikal sağdan
kaynaklanan tehditlerin demokratik hukuk
devletinı ve laikliği tehlikeye soktuğunu
söyledi. Deniz Baykal, sağ partilerin
RP'ye karşı gerekli önlemleri almadığmı
belirterek "Türkiye'de radikal sağdan
kaynaklanan tehdit; demokratik rejimi,
hukuk devietini, laikliği sıkmtıya soktu"
dedi. Türkıye'nin RP'den kurtulmasının
yolunun sosyal demokrat seçeneği
güçlendirmekten geçtiğini ifade eden
Baykal. ana muhalefet partisine de
yüklendi. ANAP'ı RP'ye karşı yeterli
mücadeleyi vermemekle suçlayan Baykal,
"Eğer bugûn Sayın Mesut Yılmaz'uı
parlamentodaki siyasi etkinliği CHP'de
olmuş olsa RP'ye meydanı kesinlikk boş
bırakmazdık" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet BOrosu) -
DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Tansu Çiller, parti liderliğine
ve Başbakanlık görevine gelmesinde
en büyük desteği aldığı Türkiye Oda-
lar ve BorsalarBirliği'nin(TOBB)bu
yılki genel kurulundan büyük vaatler-
de bulunmasına karşın "yuhalana-
rak" aynldı. 1 milyon üyesi olan TO-
BB'nin delegelerinin "laiklik" slo-
ganlan, hükümete yönelttiği protesto-
lar ve TOBB Başkanı Fuat Miras'ın
"rejim tehlikede, hükümeti bitirin"
mesajlanylabunalan Çiller, diğerko-
nuşmalan beklemeden salonu terk et-
ti. Genelkurmay Başkanı ve Anayasa
Mahkemesi Başkanı'nın mesajlannın
coşkuyla alkışlandığı salon, Başba-
kan Necmettin Erbakan'ın telgrafı
okunurken yuhalamalarla dalgalandı.
TOBB'nin dün düzenlenenen 52.
Genel Kurulu, hükümete "çekil" me-
sajlan ve laiklik sloganlanyla tam bir
siyasi arenaya dönüştü. Salonda en
dikkat çeken görüntü. duvarlara asılı
büyük bez afişlerde her yılki özel te-
şebbüs ve ekonomik mesajlar yerine.
Atatürk'ün laiklik eksenlı sözlerinın
yer alması oldu. Salondaki afişlerde.
Atatürk'ün "Millet hükümetingözcü-
sü olmak durumundadır. Çünkü hü-
kümetin icraatı kötü olup da millet iti-
raz etmezse, bütün kusur vı> kabaha-
tekanlmışdemektir". "Efendilerveey
millet; iyi biBniz ki Türkiye Cumhuri-
yeti şeyhler, dervişler, müridler. mec-
zuplar memleketi olamaz". "Arük
Türkiye, din ve şeriat oyunlanna sah-
ne oünaktan çok yüksektedir. Bu gibi
oyunlar varsa, kendine başka çevre-
lerde sahne arasmlar" sözleri yer al-
dı. TOBB Başkanı Miras'ın konuş-
malan "Türkiye laiktir, laik kalacak"
sloganlanyla sık sık kesilirken, Baş-
bakan Necmettin Erbakan'ın telgrafı
yuhalanarak karşılandı. Delegelerin.
Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı
Karadayı ve Anayasa Mahkemesi
Başkanı Yekta Güngör Özden' in me-
sajlanna coşkulu alkışlarla destek ver-
meleri dikkat çekti. Özden'in mesajı-
nın ardından. delegelerden binnın
"Yargıtaj Başsavcısı'nın da mesajını
okuyun" sözü üzerine, salondan ikin-
ci bir alkış dalgası daha koptu.
Çiller de hem DYP Genel Başkan-
lığı'na seçilmesinde. hem de 24 ara-
lık seçimlerinde en büyük destekçisi
olan TOBB'de kürsüye bu kez yalnız-
ca partisinin Altındağ örgütünden ge-
îl s n n r a C i l l ^ r V v l l V l Genelkıırma> Başkanı ve Anayasa Mahkemesi Başka-
a S O I i r a V
1 1 1
^ ^ e y i l l l m t a m mesajiarmmcoşkuylaalkışlandığısalon, Başba-
kan Necmettin Erbakan'ın telgrafı okunurken yuhalamalarla dalgalandı. Salondaki delegeler. Çiller'in. genel kurul başkanı-
ıun kalmasını ve muhalefet partilerinin temsiicilerini dinlemesini istemesine karşm salondan aynlması üzerine, "yuh" sesle-
ri arasında yoğun bir protesto gösterisi yapülar. Çiller, protcstolar arasında, ANAP ve CHP liderlerinin konuşmalannı bek-
lemeden salondan aynldı. TOBB Genel kurulu'na, eski başkanı YalımErez de katıldı. (Fotoğraf: AA)
TZOB Genel Kurulu'nda iki liste çekişecekI i:t
Çiftçüersorunlarınaçözüm bekliyor
ANK<VRA (Cumhuriyet Bürosu) - Tür-
kiye Ziraat Odalan Birliğı (TZOB) Genel
Kurulu'nun ikinci gününde çiftçiler so-
runlannı dile getirirken, yönetim kurulu-
na aday olacak listeler henüz ilan edilme-
di.
Yönetim kurulu adaylığı için bugün
TZOB Yönetim Kurulu Fanık Yücd ıle
TZOB Yönetim Kurulu üyesi Erol Ba-
raz'ın oluşturacağı iki lis-
tenin yanşması bekleni-
yor.
Tanm Bakanı MusaDe-
mirci ve Devlet Bakanı
NafizKurt'un ziyaret etti-
ği genel kurulda Başbakan
Yardımcısı TansuÇiDerde
bir konuşma yaptı. Çil-
ler'in konuşmasını kese-
rek sorunlannı anlatan
çiftçiler, tanm ürünü itha-
latının durdurulmasını, Zi-
raat Bankası'ndan alınan
kredılenn faizlerinin silin-
mesini, SEK ve Et-Balık
Kurumu gibi KlT'lerin
özelleştirilmesinin durdu-
rulmasını. buğday ve pan-
car taban fıyatlannın açık-
lanmasını. ödemelerin za-
manında yapılmasını.
TZOB Yasasf nın çıkanl-
masını ve Ziraat Bankası
Yönetim Kunılu'na bir
çiftçi temsilcisinin girme-
sini istediler. Çiftçilerin
bütün sorunlannın çözüleceği sözünü ve-
ren Çiller, kendi dönemlerinde üreticinin
zenginleştiğini belirten rakamlar okuyun-
ca, delegelerin itirazlanyla karşılaştı.
TZOB Yönetim Kurulu Başkanlığı
adaylanndan Erol Baraz yaptığı konuş-
masında, Çiller'in "Avrupa Birliği'ne gi-
rilmesiyle çiftçinin de zenginleşecegine"
ilişkin sözlerini eleştirerek başladı. Ba-
raz. "Çiller'e verilen rakamlar yanhş. Fi-
kir devanuş. 'AB"ye girince zenginlik ge-
lecek" dedi. Yanlış. Zenginlik gelmez. üre-
tih'r. Türk çiftçisi sorunlannı ancak teşki-
lauanarakçözebUir" dedi. TOBB başkan-
lığının diğer adayı Faruk YüceL, bağımsız
bir meslek örgütü haline gelmeleri için
TZOB yasasının çıkanlması gerektiğini
vurguladı.
Çiller savcıyla ters düştü
DYP lideri, RP'ye açılan kapatma davasına karşın
REFAHYOCun laikliğe karşı olmadığını iddia etti
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP
Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tan-
so Çiller, REFAHYOL'un laiklik karşıtı ey-
lemlerinin bulunmadığını savunarak Yargı-
tay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'la
ters düştü. Çiller, hükümete karşı oluşan, re-
jimin tehlikede oldugu yönündeki tepkilerin
karşıhklı tahrikler sonucu oluştuğunu savun-
du.
TOBB Genel Kurulu'nda konuşan DYP li-
deri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın
"laik rejimi" hedef aldığı gerekçesiyle ikti-
dar ortağı RP hakkında kapatma davası aç-
masma ve Başbakanlık Konutu'nda tarikat
liderlerine yemek verilmesine karşın, RE-
FAHYOL'un laiklik karşıtı tek icraatı bulun-
madığını öne sürdü. Çiller, hükümete karşı
kamuoyunda oluşan tepkilerin "tahrikler-
den" kaynaklandığını savunurken sorunlann
ancak "soğukkanhlıkn
la çözüleceğini. aşın
tepki gösterilmesinin yanlış olacağını söyle-
di.
Çiller, RP'yi, camiye. siyasete, okullara si-
yasct sokmakla suçlarkcn "Taksim meydan-
İaruıa tenteyi kurup "İstanbul'u fethediyo-
ruz' diyenler varsa bu da yanlış olur. Bunu
hükümette derseniz daha çok yanlış, olur"
dedi.
Cumhunyetin temel ilkelerinin tehlikede
olduğu yönünde tepkiler olduğunu söyleyen
Çiller, rejim karşıtı uygulamalann uzun yıl-
lann birikimi olduğunu belirtti.
len temsilcilerin alkışlanyla çıktı. Sa-
londaki delegeler, Çiller'in. genel ku-
rul başkanının kalmasını ve muhale-
fet partilerinin temsiicilerini dinleme-
sini istemesine karşın salondan aynl-
ması üzerine. "yuh" seslen arasında
yoğun bir protesto gösterisi yaptılar.
Çiller, protestolar arasmda, ANAP ve
CHP liderlerinin konuşmalannı bek-
lemeden salondan aynldı.
TOBB Başkanı Fuat Miras da ko-
nuşmasında, ekonomik konulardan
çok rejim karşıtı politikalar \e hükü-
metın sona ermesi yönünde mesajla-
ra yer verdi. Miras. konuşmasında, ül-
kenin getirildiği konum nedenıyle ge-
çen yılki genel kurulda verdikleri si-
yasete girmeme sözünü tutamayacak-
lannı söyledi. "Biz bu sözü verirken,
Türkiye'de rejimi tartışılır hale geti-
ren insanlar \okru, tarikat-
lar, cüppeciler, takkeciler,
tekkeler kendilerini bu den-
li yasal sayarak işlerini yü-
rütmüyoıiardı" diyen Mi-
ras, 1 milyon üyelerinden
destek alarak hükümetin
bitmesini istediklerini söy-
ledi.
Miras konuşmasında,
RP'nin kapatılma istemini
incelemeye alan Anayasa
Mahkemesi için de "temel
güvencemiz" tammlaması-
nı kullandı.
Özel sektörün. Türki-
ye'nin "hürriyetçi, parla-
mentcr. laik ve demokratik
rejime" sahip olması konu-
sunda tam bir fikir birliği
içinde olduğunu söyleyen
Miras, "Bu çerçevede par-
lamentomuzun bütün üye-
lerinden cumhuriyetin te-
mel ilkelerine ve bu ilkeleri
teminat altına alan yasala-
ra sahip çıkmalannı istiyo-
nız" dedi.
Miras, konuşmasını şöy-
le tamamladı:
"Üzerimizde dumanh ve
sisli günler var. Güneşi ye-
niden doğurmak için elbet-
te ufkumuz açık. LIkeyi or-
taçağ zihnivetine, hatta fe-
odal toplum yaşamına dön-
dürecek düşünceye geçh
vermemek için sesimizi
yükseltiyonız. Çüriimüşlü-
ğe, takıyyeye karşı cıkan ve
temiz toplum isteyen her
kesimi, her kurumu siyaset
yapmakla suçlayan düşün-
ceye "dur" diyoruz."
Çiller vaat dağıttı
Başbakan Yardımcısı
Çiller, dün Türkiye Ziraat
Odalan Birliği'nin (T-
ZOB) 20. Genel Kurulu ile
Türkiye Odalar ve Borsa-
larBirliğrnin(TOBB)52.
Genel Kurulu'nda yaptığı
konuşmalarda kendisine
yönelik protestolann önü-
nü vaatlerle kesmeye çalış-
tı. TZOB Genel Kuru-
lu'nda Türkiye'nin AB'ye
girdikten sonra dünya pa-
zarlannın Türk çiftçinin
eline geçeceğini söyleyen
Çiller, tanm ürünlerine
devlet desteği vaadinde de
bulundu.
Çiller, çay fiyatlannın
Karadeniz halkını rahatlat-
tığını, pancarda taban fiya-
tın 5 bin liradan başlatılaca-
ğını ve önümüzdeki hafta
buğday fiyatlannın açıkla-
nacağını söyledi. Çiller va-
atlerine üreticinin ürünleri-
nin sigortalarunasının yanı
sıra, ehlıyet için ortaokul
diploması şartının 1999 yı-
lına kadar ertelendiğini ek-
ledi. Çiller. TOBB'nın Ge-
nel Kurulu'nda da KO-
Bİ'lere verilecek kredi
miktannm arttınlacağı va-
adinde bulundu.
'Çiller enkazın
ömrünü uzatma
çabasında'
ANKARA (Cumhuri-
>et Bürosu) - DSP Grup
Başkanvekili Hikmet U-
luğbav. ".\rtik ne Bay Er-
bakan \c ne de Bayan ÇU-
ler'e yeni bir hükümet
kurması için TBMM için-
den güvenoyu verecek bir
çoğunlukçıkmayacağı ke-
sinleşmiştir.
Bu dunıma bayan Çil-
ler'in enkaz haline gelmiş
bir hükümetin ömrünü
uzatma gav retterin in kim-
lere ve neye hizmet ettiği-
ni de toplumumuz hüzün
ve ibretle izlemektedir"
dedi.
DSP Grup Başkanveki-
li Uluğbay dün yaptığı ya-
zılı açıklamada, ülkeyi 11
ayda rejim bunalımının
eşiğine getiren hüküme-
tin çöktüğünü belirtti.
SIFIMNOKTASI IORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Gençlerin yüzü gözü yine
kan içinde. Polis copu kafala-
nnda patlıyor. Günlerdir Istan-
bul Üniversitesi'ndeki gençler,
polis desteğindeki ülkücülerin
saldırısına uğruyorlar. Bu sal-
dınlar onlan çileden çıkarıyor,
çaresizlik içinde öfkeyle so-
kaklara dökülüyorlar.
Çiller ailesinin beş yıl bo-
yunca bütün ipleri neden elin-
detutabildiğini hiç derinleme-
sine düşündünüz mü? Bu ka-
dar yoz, bu kadar sözüne gü-
venilmez Çillerier'in, ülkenin
en köklü siyasi akımlarından
birinin başında bulunmasının
sizce bir açıklaması yok mu?
Mehmet Ağar gibi, Susurluk
skandalında karıştığı kanun-
suzlukların, uyuşturucu ka-
çakçılığının, faili meçhul cina-
yetlerin haddi hesabı bilinme-
yen bir polis şefınin hâlâ itibar
görmesinin bir nedeni olduğu-
nu merak ediyor musunuz?
Gençlerin kafasını kıran an-
Gençlerin Çığlığma Kulak Verin...
layışla, Çiller ailesinin siyasi
gelecegi arasında bir ilişki ol-
duğu söylense belki de bazı-
larınız şaşırabilir. Yere düşen
gence öfkeyle tekme atan po-
lisle, Mehmet Ağar'a gösteri-
len itibar arasında bir bağ ol-
duğu söylense, bu da nere-
den çıktı diyebilirsiniz.
Gençler ne istiyor? Üniver-
siteler neden huzursuz? Bu
konuya derinlemesine hiç ka-
fa yordunuz mu? Örneğin
gençler hangi eğitim sorunla-
rıyla yüz yüzeler? Örgütlen-
melerinin önünü açmak ve
kendilerini açıklamak isteme-
leri karşısında neler yapılıyor?
Üniversiteler, 12 Eylül yöne-
timinin zorba kafasının oluş-
turduğu bir anlayış içinde ör-
gütlendiler. Gençleri, düzenin
ve sistemin temet tehdidi ka-
bul eden cuntacıların çıkardı-
ğı yasalar yürürlükte. Susur-
luk'ta ortaya çıkan çete devle-
te yön vermeye devam ediyor.
Gençlerin kafasına büyük bir
hınçla inen her cop, Susur-
luk'un devam ettiğini bizlere
hatırlatıyor. Devieteyönveren-
ler, polisi yönetenler, değişen
bir şey yok mesajını vermek
için, bütün birikmiş düşman-
lıklanyla gençlerin üzerine yü-
rüyoriar.
Gençlik hareketine karşı
düşmanlığa artık dur demeli-
yiz. Ülkücüleri, gençlerin üze-
rine sürerek, ardından polis
desteği sağlayarak yaratılan
şiddet ortamı, kaos içindeki
Türkiye için daha tehlikeli bir
gelişmenin de tohumlarını atı-
yor. Gençlerin kafası ezilerek,
ülkemizin en dinamik güçleri
saf dışı edilmek istenıyor.
Gençler, aylardır çığlıklar
içinde sokaklarda dövülüyor-
lar. Hepimiz bu manzaraları TV
ekranlarından "Vah varı/'diye-
rek izliyoruz. Sonra kimsenin
kılı kıpırdamıyor. Bir avuç öğ-
retim üyesinin ve yüreği yanan
ailenin dışında, bu işin peşine
düşen yok. Susurluk diyoruz,
işte Susurluk. Gençlerin tepe-
sine inen sopalar, Susurluk'u
kapatmak isteyenlerin ürünü.
Gençlerin kafası kırıldıkça,
uyuşturucu kaçakçılığı sürer.
Gençler, kanlar içinde sokak-
larda kovalandıkça şeriat güç-
lenmeye devam eder. Ülkücü-
ler, ellerinde tabancalarla po-
lis desteğinde üniversıteleri
basıp gençleri yaralayıp öldür-
meye kalktıkça, Türkiye, de-
mokrasinin yanından bile ge-
çemez.
Siyasetçılere, gazetecilere,
kamuoyunu oluşturan tüm
güçlere buradan çağn yapıyo-
rum. Gençlerin çığlığma kulak
verin! Üniversıtelerde, devle-
tin ve polisin acımasızlığı bü-
tün şiddetiyle devam ediyor.
Gençler çıldırtılmak isteniyor.
Onlarca yılın demokrasi düş-
manı gerici anlayışları, hiç de-
ğişmeden aynen sürdürülü-
yor. Bir avuç ülkücü yeniden
gençlik içinde bir güç haline
dönüştürülmek isteniyor.
Polislerinin; gençleri sokak-
larda dövüp kovalayan bir ül-
kenin gelecegi olamaz. Genç-
leri ezen bir ülkede demokra-
si olmaz. Susurluk çeteleri
olur, mafyacılar olur, uyuştu-
rucu kaçakçıları olur.
Gençlerin haklı çığlığma ku-
lak vermelıyiz. Yarın geç ola-
bilir. Hemen şimdi, gençlerin
yanı başında, onlarla omuz
omuza dertlerine çare arama-
lıyız. Üniversitelerde ülkemizin
geleceğıni ilgilendiren çok
önemli şeyler oluyor.
MtKRO
DINÇ TAYANÇ
Suçluların Telaşı
Suçbilime ilgi duymaya başlıyorum hızla... Suç-
luyu, suça iten "dürtülerin" ne olduğu konusun-
da onlarca sav çıkıyor karşıma. Ama, asıl ilgimi çe-
ken, suç işlediği kesinleşmiş olanlann kapıldıkla-
rı telaş!
Önce, asla suç işlemediklerini söylemeye sıva-
nıyoriar. Burada, temel dürtüleri, kendilerini suç-
layan ve yargılayacak olanlardan önce kendi ken-
dilerini inandırmaya yönelik! Akıl almaz yalanlar
düzüyorlar; olmuşu olmamış, ölmüşü ölmemiş
gösterebilmek uğruna...
Ardından, açık vermeye başladıklan korkusuna
kapılıyoriar. Açıklannı kapatmak için ya ilk yalan-
larını yalanlamaya kalkışıyor ya da suçu başkala-
nnın üzerine atmaya soyunuyorlar...
Toplu suçlarda, suçluların karşıhklı ruhsal du-
rumlan ön plana çıkıyor. Önce, birbirlerinin açık-
lannı kapatma yoluna sapıyoriar. Tutmazsa ya da
kanıtlar birbirlerinı kollama çabalannı çürütecek
denli güçlenmeye başlarsa, bu kez de bir ağız
edip üçüncü tarafları suçlamaya yöneliyorlar...
Son aşama, suçluların kendilerini kurtarmak
amacıyla, birdönemki "şeriklerini" suçlayacak bi-
çimde "ötmeye" girişmeleri...
Suçluluk belirginleştikçe, suçlulann telaşı önce
"saldırı" dürtüsünün egemenliğine giriyor. Birey-
sel suçlular da, toplu suçlular da hem üçüncü ta-
raflan hem birbirierini ve giderek hem de toplumun
tümünü suçlamaya başlıyor...
Suçluluk telaşının son aşaması ise, hayvansı bir
güdü: Kaçmak!
Suçlulann kaçma yöntemleri de farklılık goste-
riyor.
Kimi suçlular kendilerinden kaçıp, aslında suç
işlemelerinin temel ögesi sayılabilecek ikinci kişi-
liklerine sığınmaya çabahyorlar.
Kimi suçlular, eğer varsa, kendilerini suça iten-
lere kaçıp sığınmayı yeğliyor. Bunlann sonlannın
ne olacağı, sığıntılıklannı kabul edenlerin insafına
kalıyor.
Suçlu makulesinin en tehlikeli kısmı ise, gün ge-
lip suçlarını örtemeyecek duruma düşeceğini ön-
ceden hesaplıyor ve kaçacağı yerdekı dünyalığı-
nı hazır ediveriyor!
Suçlu olduklarını bilip de suçsuzluktan gelenler
için değişmez bir üçleme kısacası: Yadsıma, suç-
layıp saldırma ve kaçma!
Buna karşılık, özellikle topluma karşı suç işle-
yen, ancak bunun suç olabileceğini aklına bile ge-
tiremeyen suçlular da çıkıyor.
Bunlar; yapmamaları gerekeni değil, yapmalan
gerekeni yapmadıklan için suçlu duruma düşüyor-
lar.
Bu makulede, suçluluk üçlemesinin sırası deği-
şiyor; önce yapmalan gerekenden kaçıyoriar... Ar-
dından, kaçışlannı haklı kılmak isteğiyle suçlama-
lara girişiyoıiar... Sonunda da yapmalan gereken
işi yadsımaya koyuluyorlar...
Ne yazık ki, suçbilim araştırmalan arasında bu
ikinci makulenin gerçekten suçlu mu, yoksa "ola-
sı suçlu" mu olduklan konusunda bilgi bulamıyo-
rum. Kimi araştırmacılara göre, yapmalan gereke-
ni yapmaktan suçluluk telaşı içinde kaçınanlar, en
azından yapmamalan gerekeni yaptıkları için te-
laşa kapılanlar kadar suçlu!
Kimi araştırmacılara göre ise, bunlann suçlan
yasalarda belirtilmemekle birlikte, kendileri önce
kamunun gözünde, son aşamada ise kendi vic-
danlarında çoktan hüküm giymiş suçlulardır.
Suçbilim kapsamına girmeyen üçüncü bir suç-
lu türünü de ben keşfediyorum! Bunlar, yapıp ya-
pıp da başlan dertten kurtulmadığı halde aynı işi
yapmaktan vazgeçemeyen insanlardan oluşan bir
makule.
Genellikle çok kalabalık kitleler şeklinde görü-
nüyorlar ve kıtlesel güçleriyle hem kendilerini, hem
suçluları, hem de tüm olası suçluları kurtaracak
konumda olmalanna karşın, kendilerini sürüye
saymak suçunu işliyorlar.
Bunlann suçlu olup olmadıkları biryana da, ce-
zalannın ne yadsımakla ne suçlayıp saldırmakla ne
de kaçmakla kurtulunamayacak denli ağır oldu-
ğu kesin!
Ana fikir: Her suçlunun bir yargıcı vardır; top-
lumsal suçlann yargıcı ulustan başkası olamaz.
Ana fikrin ana fikri: Bu dünyanın suçunun yar-
gılanması başka dünyalara bırakılamaz.
îşkence sanığı beş
polis yargı önünde
HÜLYATOPCL
Kamuoyunda "2. Mani-
sa Davası" olarak anılan,
çoğunluğu lıse öğrencısı
gençlere gözaltmda ışken-
ce yaptıklan ıddıasıyla Is-
tanbul Emnıyet Müdürlü-
ğü Terörle Mücadele Şube
Müdürlüğü'nde göre\li 5
polis hakkında toplam 130
yıl hapis cezası istemiyle
açılan dava yann Istanbul
6. Ağır Ceza Mahkeme-
si'nde görülmeye başlana-
cak.
Istanbul'da geçen yıl şu-
bat ayında Terörle Müca-
dele Şube Müdürlüğü'nce
Bağcılar ve Ikitelli'de ger-
çekleştirılen operasyonda,
çoğu lise öğrencısı 17 genç
gözaltına alınmıştı. Gözal-
tında kaldıklan 12 gün bo-
yunca "işkence gördükle-
ri" Adli Tıp Kurumu'nca
verilen raporlarda da doğ-
rulanan gençler hakkında
tstanbul Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nde de "örgüt
üyeliği" suçundan dava
açılmıştı.
Gençlerden 21 yaşında-
kı Devrim Öktem Istanbul
DGM'de verdıği ifadede,
gözaltındayken "yoğun iş-
kence gördüğünü, bu ne-
denle 1.5 aylık çocuğunu
düşürdüğünü" savunmuş-
tu. Gençlenn aıleleri tara-
fından lstanbul Cumhun-
yet Başsavcılığf nayapılan
suç duyurusu sonrasmda
başlatılan soruşturma so-
nucunda polis rnemurlan
Mustafa Taner Paylasan,
Ahmet Bereket Fatih Ber-
kup, MehmetAtiUaÇavdar >
ile Yakup Doğan hakkında
dava açıldı.