27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 MAYIS 1997 PAZAR HABERLER DYP lideri, destek görmeye alıştığı TOBB Genel Kurulu'nda hayal kınklığına uğradı Çiller'e 'yuh9 çektiler ANAP lideri Yılmaz 'Devletteki kriz, ekonomi krizinden daha büyük' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TOBB Genel Kurulu'nda konuşan ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, hükümetı, halkın tepkilerine kulaklannı kapatarak ülkeyi "devlet kria" noktasına getirmekle suçladı. Tansu Çfller'in yoğun protestolarla karşılaştığı TOBB Genel Kurulu'nda konuşan Yılmaz, sıyası partiler arasındaki çekişmenin halkı bıktırdığını belirtırken "Ancak Türkiye'nin bugün geidiği nokta, arük tartışmalan. polemikleri kaldırmayacak bir durumdadır" dedi. Yılmaz. ülkede, hükümet ve ekonomık krizden çok daha büyük bir boyutta "devlet kria" yaşandığını da belirterek devletin temel kurumlannın karşı karşıya getirildiğini söyledi. Genelkurmay'ın, brifinglerde, şeriatçılığın Türkiye'ye yönelmiş en büyük tehdit olduğunu söylediğini, cumhuriyet tarihinin en büyük sınır ötesi harekâtının hükümetten gizlendiğini anımsatan Yılmaz, "Genelkunnay'ı hükümete güvenmeyen, ayn ayn açıklamalar yapan de\let olur mu?" dedi. Yılmaz, cumhunyetin, demokrasinin en önemli kuralının hukuk devleti olduğunu vurgulayarak Çiller'i hukuku tanımamakla suçladı. Çiller'in, RP dışındaki partilerin ortak hükümet kurulması yönündeki çabalar için, "Ayağı başında hükümet" benzetmesini, "ciddiyetten uzak" olarak nitelendiren Yılmaz, çözümün ancak "merkez sagın bütünleşmesi" olduğunu söyledi. Yılmaz, RP'nin ancak merkez sağın bütünleşmesi ve güçlenmesiyle devre dışı kahp marjinal birparti - ,.c. ., durumuna itilebileceğini belirtü. . CHP lideri Baykal 'Radikal sağ laikliği tehlikeye soktu' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHP Genel Başkanı DenizBaykaL TOBB Genel Kurulu'nda yaptıgı konuşmada. Türkiye'de radikal sağdan kaynaklanan tehditlerin demokratik hukuk devletinı ve laikliği tehlikeye soktuğunu söyledi. Deniz Baykal, sağ partilerin RP'ye karşı gerekli önlemleri almadığmı belirterek "Türkiye'de radikal sağdan kaynaklanan tehdit; demokratik rejimi, hukuk devietini, laikliği sıkmtıya soktu" dedi. Türkıye'nin RP'den kurtulmasının yolunun sosyal demokrat seçeneği güçlendirmekten geçtiğini ifade eden Baykal. ana muhalefet partisine de yüklendi. ANAP'ı RP'ye karşı yeterli mücadeleyi vermemekle suçlayan Baykal, "Eğer bugûn Sayın Mesut Yılmaz'uı parlamentodaki siyasi etkinliği CHP'de olmuş olsa RP'ye meydanı kesinlikk boş bırakmazdık" dedi. ANKARA (Cumhuriyet BOrosu) - DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yar- dımcısı Tansu Çiller, parti liderliğine ve Başbakanlık görevine gelmesinde en büyük desteği aldığı Türkiye Oda- lar ve BorsalarBirliği'nin(TOBB)bu yılki genel kurulundan büyük vaatler- de bulunmasına karşın "yuhalana- rak" aynldı. 1 milyon üyesi olan TO- BB'nin delegelerinin "laiklik" slo- ganlan, hükümete yönelttiği protesto- lar ve TOBB Başkanı Fuat Miras'ın "rejim tehlikede, hükümeti bitirin" mesajlanylabunalan Çiller, diğerko- nuşmalan beklemeden salonu terk et- ti. Genelkurmay Başkanı ve Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın mesajlannın coşkuyla alkışlandığı salon, Başba- kan Necmettin Erbakan'ın telgrafı okunurken yuhalamalarla dalgalandı. TOBB'nin dün düzenlenenen 52. Genel Kurulu, hükümete "çekil" me- sajlan ve laiklik sloganlanyla tam bir siyasi arenaya dönüştü. Salonda en dikkat çeken görüntü. duvarlara asılı büyük bez afişlerde her yılki özel te- şebbüs ve ekonomik mesajlar yerine. Atatürk'ün laiklik eksenlı sözlerinın yer alması oldu. Salondaki afişlerde. Atatürk'ün "Millet hükümetingözcü- sü olmak durumundadır. Çünkü hü- kümetin icraatı kötü olup da millet iti- raz etmezse, bütün kusur vı> kabaha- tekanlmışdemektir". "Efendilerveey millet; iyi biBniz ki Türkiye Cumhuri- yeti şeyhler, dervişler, müridler. mec- zuplar memleketi olamaz". "Arük Türkiye, din ve şeriat oyunlanna sah- ne oünaktan çok yüksektedir. Bu gibi oyunlar varsa, kendine başka çevre- lerde sahne arasmlar" sözleri yer al- dı. TOBB Başkanı Miras'ın konuş- malan "Türkiye laiktir, laik kalacak" sloganlanyla sık sık kesilirken, Baş- bakan Necmettin Erbakan'ın telgrafı yuhalanarak karşılandı. Delegelerin. Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden' in me- sajlanna coşkulu alkışlarla destek ver- meleri dikkat çekti. Özden'in mesajı- nın ardından. delegelerden binnın "Yargıtaj Başsavcısı'nın da mesajını okuyun" sözü üzerine, salondan ikin- ci bir alkış dalgası daha koptu. Çiller de hem DYP Genel Başkan- lığı'na seçilmesinde. hem de 24 ara- lık seçimlerinde en büyük destekçisi olan TOBB'de kürsüye bu kez yalnız- ca partisinin Altındağ örgütünden ge- îl s n n r a C i l l ^ r V v l l V l Genelkıırma> Başkanı ve Anayasa Mahkemesi Başka- a S O I i r a V 1 1 1 ^ ^ e y i l l l m t a m mesajiarmmcoşkuylaalkışlandığısalon, Başba- kan Necmettin Erbakan'ın telgrafı okunurken yuhalamalarla dalgalandı. Salondaki delegeler. Çiller'in. genel kurul başkanı- ıun kalmasını ve muhalefet partilerinin temsiicilerini dinlemesini istemesine karşm salondan aynlması üzerine, "yuh" sesle- ri arasında yoğun bir protesto gösterisi yapülar. Çiller, protcstolar arasında, ANAP ve CHP liderlerinin konuşmalannı bek- lemeden salondan aynldı. TOBB Genel kurulu'na, eski başkanı YalımErez de katıldı. (Fotoğraf: AA) TZOB Genel Kurulu'nda iki liste çekişecekI i:t Çiftçüersorunlarınaçözüm bekliyor ANK<VRA (Cumhuriyet Bürosu) - Tür- kiye Ziraat Odalan Birliğı (TZOB) Genel Kurulu'nun ikinci gününde çiftçiler so- runlannı dile getirirken, yönetim kurulu- na aday olacak listeler henüz ilan edilme- di. Yönetim kurulu adaylığı için bugün TZOB Yönetim Kurulu Fanık Yücd ıle TZOB Yönetim Kurulu üyesi Erol Ba- raz'ın oluşturacağı iki lis- tenin yanşması bekleni- yor. Tanm Bakanı MusaDe- mirci ve Devlet Bakanı NafizKurt'un ziyaret etti- ği genel kurulda Başbakan Yardımcısı TansuÇiDerde bir konuşma yaptı. Çil- ler'in konuşmasını kese- rek sorunlannı anlatan çiftçiler, tanm ürünü itha- latının durdurulmasını, Zi- raat Bankası'ndan alınan kredılenn faizlerinin silin- mesini, SEK ve Et-Balık Kurumu gibi KlT'lerin özelleştirilmesinin durdu- rulmasını. buğday ve pan- car taban fıyatlannın açık- lanmasını. ödemelerin za- manında yapılmasını. TZOB Yasasf nın çıkanl- masını ve Ziraat Bankası Yönetim Kunılu'na bir çiftçi temsilcisinin girme- sini istediler. Çiftçilerin bütün sorunlannın çözüleceği sözünü ve- ren Çiller, kendi dönemlerinde üreticinin zenginleştiğini belirten rakamlar okuyun- ca, delegelerin itirazlanyla karşılaştı. TZOB Yönetim Kurulu Başkanlığı adaylanndan Erol Baraz yaptığı konuş- masında, Çiller'in "Avrupa Birliği'ne gi- rilmesiyle çiftçinin de zenginleşecegine" ilişkin sözlerini eleştirerek başladı. Ba- raz. "Çiller'e verilen rakamlar yanhş. Fi- kir devanuş. 'AB"ye girince zenginlik ge- lecek" dedi. Yanlış. Zenginlik gelmez. üre- tih'r. Türk çiftçisi sorunlannı ancak teşki- lauanarakçözebUir" dedi. TOBB başkan- lığının diğer adayı Faruk YüceL, bağımsız bir meslek örgütü haline gelmeleri için TZOB yasasının çıkanlması gerektiğini vurguladı. Çiller savcıyla ters düştü DYP lideri, RP'ye açılan kapatma davasına karşın REFAHYOCun laikliğe karşı olmadığını iddia etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tan- so Çiller, REFAHYOL'un laiklik karşıtı ey- lemlerinin bulunmadığını savunarak Yargı- tay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'la ters düştü. Çiller, hükümete karşı oluşan, re- jimin tehlikede oldugu yönündeki tepkilerin karşıhklı tahrikler sonucu oluştuğunu savun- du. TOBB Genel Kurulu'nda konuşan DYP li- deri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "laik rejimi" hedef aldığı gerekçesiyle ikti- dar ortağı RP hakkında kapatma davası aç- masma ve Başbakanlık Konutu'nda tarikat liderlerine yemek verilmesine karşın, RE- FAHYOL'un laiklik karşıtı tek icraatı bulun- madığını öne sürdü. Çiller, hükümete karşı kamuoyunda oluşan tepkilerin "tahrikler- den" kaynaklandığını savunurken sorunlann ancak "soğukkanhlıkn la çözüleceğini. aşın tepki gösterilmesinin yanlış olacağını söyle- di. Çiller, RP'yi, camiye. siyasete, okullara si- yasct sokmakla suçlarkcn "Taksim meydan- İaruıa tenteyi kurup "İstanbul'u fethediyo- ruz' diyenler varsa bu da yanlış olur. Bunu hükümette derseniz daha çok yanlış, olur" dedi. Cumhunyetin temel ilkelerinin tehlikede olduğu yönünde tepkiler olduğunu söyleyen Çiller, rejim karşıtı uygulamalann uzun yıl- lann birikimi olduğunu belirtti. len temsilcilerin alkışlanyla çıktı. Sa- londaki delegeler, Çiller'in. genel ku- rul başkanının kalmasını ve muhale- fet partilerinin temsiicilerini dinleme- sini istemesine karşın salondan aynl- ması üzerine. "yuh" seslen arasında yoğun bir protesto gösterisi yaptılar. Çiller, protestolar arasmda, ANAP ve CHP liderlerinin konuşmalannı bek- lemeden salondan aynldı. TOBB Başkanı Fuat Miras da ko- nuşmasında, ekonomik konulardan çok rejim karşıtı politikalar \e hükü- metın sona ermesi yönünde mesajla- ra yer verdi. Miras. konuşmasında, ül- kenin getirildiği konum nedenıyle ge- çen yılki genel kurulda verdikleri si- yasete girmeme sözünü tutamayacak- lannı söyledi. "Biz bu sözü verirken, Türkiye'de rejimi tartışılır hale geti- ren insanlar \okru, tarikat- lar, cüppeciler, takkeciler, tekkeler kendilerini bu den- li yasal sayarak işlerini yü- rütmüyoıiardı" diyen Mi- ras, 1 milyon üyelerinden destek alarak hükümetin bitmesini istediklerini söy- ledi. Miras konuşmasında, RP'nin kapatılma istemini incelemeye alan Anayasa Mahkemesi için de "temel güvencemiz" tammlaması- nı kullandı. Özel sektörün. Türki- ye'nin "hürriyetçi, parla- mentcr. laik ve demokratik rejime" sahip olması konu- sunda tam bir fikir birliği içinde olduğunu söyleyen Miras, "Bu çerçevede par- lamentomuzun bütün üye- lerinden cumhuriyetin te- mel ilkelerine ve bu ilkeleri teminat altına alan yasala- ra sahip çıkmalannı istiyo- nız" dedi. Miras, konuşmasını şöy- le tamamladı: "Üzerimizde dumanh ve sisli günler var. Güneşi ye- niden doğurmak için elbet- te ufkumuz açık. LIkeyi or- taçağ zihnivetine, hatta fe- odal toplum yaşamına dön- dürecek düşünceye geçh vermemek için sesimizi yükseltiyonız. Çüriimüşlü- ğe, takıyyeye karşı cıkan ve temiz toplum isteyen her kesimi, her kurumu siyaset yapmakla suçlayan düşün- ceye "dur" diyoruz." Çiller vaat dağıttı Başbakan Yardımcısı Çiller, dün Türkiye Ziraat Odalan Birliği'nin (T- ZOB) 20. Genel Kurulu ile Türkiye Odalar ve Borsa- larBirliğrnin(TOBB)52. Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmalarda kendisine yönelik protestolann önü- nü vaatlerle kesmeye çalış- tı. TZOB Genel Kuru- lu'nda Türkiye'nin AB'ye girdikten sonra dünya pa- zarlannın Türk çiftçinin eline geçeceğini söyleyen Çiller, tanm ürünlerine devlet desteği vaadinde de bulundu. Çiller, çay fiyatlannın Karadeniz halkını rahatlat- tığını, pancarda taban fiya- tın 5 bin liradan başlatılaca- ğını ve önümüzdeki hafta buğday fiyatlannın açıkla- nacağını söyledi. Çiller va- atlerine üreticinin ürünleri- nin sigortalarunasının yanı sıra, ehlıyet için ortaokul diploması şartının 1999 yı- lına kadar ertelendiğini ek- ledi. Çiller. TOBB'nın Ge- nel Kurulu'nda da KO- Bİ'lere verilecek kredi miktannm arttınlacağı va- adinde bulundu. 'Çiller enkazın ömrünü uzatma çabasında' ANKARA (Cumhuri- >et Bürosu) - DSP Grup Başkanvekili Hikmet U- luğbav. ".\rtik ne Bay Er- bakan \c ne de Bayan ÇU- ler'e yeni bir hükümet kurması için TBMM için- den güvenoyu verecek bir çoğunlukçıkmayacağı ke- sinleşmiştir. Bu dunıma bayan Çil- ler'in enkaz haline gelmiş bir hükümetin ömrünü uzatma gav retterin in kim- lere ve neye hizmet ettiği- ni de toplumumuz hüzün ve ibretle izlemektedir" dedi. DSP Grup Başkanveki- li Uluğbay dün yaptığı ya- zılı açıklamada, ülkeyi 11 ayda rejim bunalımının eşiğine getiren hüküme- tin çöktüğünü belirtti. SIFIMNOKTASI IORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr Gençlerin yüzü gözü yine kan içinde. Polis copu kafala- nnda patlıyor. Günlerdir Istan- bul Üniversitesi'ndeki gençler, polis desteğindeki ülkücülerin saldırısına uğruyorlar. Bu sal- dınlar onlan çileden çıkarıyor, çaresizlik içinde öfkeyle so- kaklara dökülüyorlar. Çiller ailesinin beş yıl bo- yunca bütün ipleri neden elin- detutabildiğini hiç derinleme- sine düşündünüz mü? Bu ka- dar yoz, bu kadar sözüne gü- venilmez Çillerier'in, ülkenin en köklü siyasi akımlarından birinin başında bulunmasının sizce bir açıklaması yok mu? Mehmet Ağar gibi, Susurluk skandalında karıştığı kanun- suzlukların, uyuşturucu ka- çakçılığının, faili meçhul cina- yetlerin haddi hesabı bilinme- yen bir polis şefınin hâlâ itibar görmesinin bir nedeni olduğu- nu merak ediyor musunuz? Gençlerin kafasını kıran an- Gençlerin Çığlığma Kulak Verin... layışla, Çiller ailesinin siyasi gelecegi arasında bir ilişki ol- duğu söylense belki de bazı- larınız şaşırabilir. Yere düşen gence öfkeyle tekme atan po- lisle, Mehmet Ağar'a gösteri- len itibar arasında bir bağ ol- duğu söylense, bu da nere- den çıktı diyebilirsiniz. Gençler ne istiyor? Üniver- siteler neden huzursuz? Bu konuya derinlemesine hiç ka- fa yordunuz mu? Örneğin gençler hangi eğitim sorunla- rıyla yüz yüzeler? Örgütlen- melerinin önünü açmak ve kendilerini açıklamak isteme- leri karşısında neler yapılıyor? Üniversiteler, 12 Eylül yöne- timinin zorba kafasının oluş- turduğu bir anlayış içinde ör- gütlendiler. Gençleri, düzenin ve sistemin temet tehdidi ka- bul eden cuntacıların çıkardı- ğı yasalar yürürlükte. Susur- luk'ta ortaya çıkan çete devle- te yön vermeye devam ediyor. Gençlerin kafasına büyük bir hınçla inen her cop, Susur- luk'un devam ettiğini bizlere hatırlatıyor. Devieteyönveren- ler, polisi yönetenler, değişen bir şey yok mesajını vermek için, bütün birikmiş düşman- lıklanyla gençlerin üzerine yü- rüyoriar. Gençlik hareketine karşı düşmanlığa artık dur demeli- yiz. Ülkücüleri, gençlerin üze- rine sürerek, ardından polis desteği sağlayarak yaratılan şiddet ortamı, kaos içindeki Türkiye için daha tehlikeli bir gelişmenin de tohumlarını atı- yor. Gençlerin kafası ezilerek, ülkemizin en dinamik güçleri saf dışı edilmek istenıyor. Gençler, aylardır çığlıklar içinde sokaklarda dövülüyor- lar. Hepimiz bu manzaraları TV ekranlarından "Vah varı/'diye- rek izliyoruz. Sonra kimsenin kılı kıpırdamıyor. Bir avuç öğ- retim üyesinin ve yüreği yanan ailenin dışında, bu işin peşine düşen yok. Susurluk diyoruz, işte Susurluk. Gençlerin tepe- sine inen sopalar, Susurluk'u kapatmak isteyenlerin ürünü. Gençlerin kafası kırıldıkça, uyuşturucu kaçakçılığı sürer. Gençler, kanlar içinde sokak- larda kovalandıkça şeriat güç- lenmeye devam eder. Ülkücü- ler, ellerinde tabancalarla po- lis desteğinde üniversıteleri basıp gençleri yaralayıp öldür- meye kalktıkça, Türkiye, de- mokrasinin yanından bile ge- çemez. Siyasetçılere, gazetecilere, kamuoyunu oluşturan tüm güçlere buradan çağn yapıyo- rum. Gençlerin çığlığma kulak verin! Üniversıtelerde, devle- tin ve polisin acımasızlığı bü- tün şiddetiyle devam ediyor. Gençler çıldırtılmak isteniyor. Onlarca yılın demokrasi düş- manı gerici anlayışları, hiç de- ğişmeden aynen sürdürülü- yor. Bir avuç ülkücü yeniden gençlik içinde bir güç haline dönüştürülmek isteniyor. Polislerinin; gençleri sokak- larda dövüp kovalayan bir ül- kenin gelecegi olamaz. Genç- leri ezen bir ülkede demokra- si olmaz. Susurluk çeteleri olur, mafyacılar olur, uyuştu- rucu kaçakçıları olur. Gençlerin haklı çığlığma ku- lak vermelıyiz. Yarın geç ola- bilir. Hemen şimdi, gençlerin yanı başında, onlarla omuz omuza dertlerine çare arama- lıyız. Üniversitelerde ülkemizin geleceğıni ilgilendiren çok önemli şeyler oluyor. MtKRO DINÇ TAYANÇ Suçluların Telaşı Suçbilime ilgi duymaya başlıyorum hızla... Suç- luyu, suça iten "dürtülerin" ne olduğu konusun- da onlarca sav çıkıyor karşıma. Ama, asıl ilgimi çe- ken, suç işlediği kesinleşmiş olanlann kapıldıkla- rı telaş! Önce, asla suç işlemediklerini söylemeye sıva- nıyoriar. Burada, temel dürtüleri, kendilerini suç- layan ve yargılayacak olanlardan önce kendi ken- dilerini inandırmaya yönelik! Akıl almaz yalanlar düzüyorlar; olmuşu olmamış, ölmüşü ölmemiş gösterebilmek uğruna... Ardından, açık vermeye başladıklan korkusuna kapılıyoriar. Açıklannı kapatmak için ya ilk yalan- larını yalanlamaya kalkışıyor ya da suçu başkala- nnın üzerine atmaya soyunuyorlar... Toplu suçlarda, suçluların karşıhklı ruhsal du- rumlan ön plana çıkıyor. Önce, birbirlerinin açık- lannı kapatma yoluna sapıyoriar. Tutmazsa ya da kanıtlar birbirlerinı kollama çabalannı çürütecek denli güçlenmeye başlarsa, bu kez de bir ağız edip üçüncü tarafları suçlamaya yöneliyorlar... Son aşama, suçluların kendilerini kurtarmak amacıyla, birdönemki "şeriklerini" suçlayacak bi- çimde "ötmeye" girişmeleri... Suçluluk belirginleştikçe, suçlulann telaşı önce "saldırı" dürtüsünün egemenliğine giriyor. Birey- sel suçlular da, toplu suçlular da hem üçüncü ta- raflan hem birbirierini ve giderek hem de toplumun tümünü suçlamaya başlıyor... Suçluluk telaşının son aşaması ise, hayvansı bir güdü: Kaçmak! Suçlulann kaçma yöntemleri de farklılık goste- riyor. Kimi suçlular kendilerinden kaçıp, aslında suç işlemelerinin temel ögesi sayılabilecek ikinci kişi- liklerine sığınmaya çabahyorlar. Kimi suçlular, eğer varsa, kendilerini suça iten- lere kaçıp sığınmayı yeğliyor. Bunlann sonlannın ne olacağı, sığıntılıklannı kabul edenlerin insafına kalıyor. Suçlu makulesinin en tehlikeli kısmı ise, gün ge- lip suçlarını örtemeyecek duruma düşeceğini ön- ceden hesaplıyor ve kaçacağı yerdekı dünyalığı- nı hazır ediveriyor! Suçlu olduklarını bilip de suçsuzluktan gelenler için değişmez bir üçleme kısacası: Yadsıma, suç- layıp saldırma ve kaçma! Buna karşılık, özellikle topluma karşı suç işle- yen, ancak bunun suç olabileceğini aklına bile ge- tiremeyen suçlular da çıkıyor. Bunlar; yapmamaları gerekeni değil, yapmalan gerekeni yapmadıklan için suçlu duruma düşüyor- lar. Bu makulede, suçluluk üçlemesinin sırası deği- şiyor; önce yapmalan gerekenden kaçıyoriar... Ar- dından, kaçışlannı haklı kılmak isteğiyle suçlama- lara girişiyoıiar... Sonunda da yapmalan gereken işi yadsımaya koyuluyorlar... Ne yazık ki, suçbilim araştırmalan arasında bu ikinci makulenin gerçekten suçlu mu, yoksa "ola- sı suçlu" mu olduklan konusunda bilgi bulamıyo- rum. Kimi araştırmacılara göre, yapmalan gereke- ni yapmaktan suçluluk telaşı içinde kaçınanlar, en azından yapmamalan gerekeni yaptıkları için te- laşa kapılanlar kadar suçlu! Kimi araştırmacılara göre ise, bunlann suçlan yasalarda belirtilmemekle birlikte, kendileri önce kamunun gözünde, son aşamada ise kendi vic- danlarında çoktan hüküm giymiş suçlulardır. Suçbilim kapsamına girmeyen üçüncü bir suç- lu türünü de ben keşfediyorum! Bunlar, yapıp ya- pıp da başlan dertten kurtulmadığı halde aynı işi yapmaktan vazgeçemeyen insanlardan oluşan bir makule. Genellikle çok kalabalık kitleler şeklinde görü- nüyorlar ve kıtlesel güçleriyle hem kendilerini, hem suçluları, hem de tüm olası suçluları kurtaracak konumda olmalanna karşın, kendilerini sürüye saymak suçunu işliyorlar. Bunlann suçlu olup olmadıkları biryana da, ce- zalannın ne yadsımakla ne suçlayıp saldırmakla ne de kaçmakla kurtulunamayacak denli ağır oldu- ğu kesin! Ana fikir: Her suçlunun bir yargıcı vardır; top- lumsal suçlann yargıcı ulustan başkası olamaz. Ana fikrin ana fikri: Bu dünyanın suçunun yar- gılanması başka dünyalara bırakılamaz. îşkence sanığı beş polis yargı önünde HÜLYATOPCL Kamuoyunda "2. Mani- sa Davası" olarak anılan, çoğunluğu lıse öğrencısı gençlere gözaltmda ışken- ce yaptıklan ıddıasıyla Is- tanbul Emnıyet Müdürlü- ğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde göre\li 5 polis hakkında toplam 130 yıl hapis cezası istemiyle açılan dava yann Istanbul 6. Ağır Ceza Mahkeme- si'nde görülmeye başlana- cak. Istanbul'da geçen yıl şu- bat ayında Terörle Müca- dele Şube Müdürlüğü'nce Bağcılar ve Ikitelli'de ger- çekleştirılen operasyonda, çoğu lise öğrencısı 17 genç gözaltına alınmıştı. Gözal- tında kaldıklan 12 gün bo- yunca "işkence gördükle- ri" Adli Tıp Kurumu'nca verilen raporlarda da doğ- rulanan gençler hakkında tstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde de "örgüt üyeliği" suçundan dava açılmıştı. Gençlerden 21 yaşında- kı Devrim Öktem Istanbul DGM'de verdıği ifadede, gözaltındayken "yoğun iş- kence gördüğünü, bu ne- denle 1.5 aylık çocuğunu düşürdüğünü" savunmuş- tu. Gençlenn aıleleri tara- fından lstanbul Cumhun- yet Başsavcılığf nayapılan suç duyurusu sonrasmda başlatılan soruşturma so- nucunda polis rnemurlan Mustafa Taner Paylasan, Ahmet Bereket Fatih Ber- kup, MehmetAtiUaÇavdar > ile Yakup Doğan hakkında dava açıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle