27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 MAYIS 1997 PAZAR 14 KULTUR Hanna Schygulla, bu kez sesini ve sahne karizmasını ön plana çıkaracak 'Fassbinder, benîtn kaderîındi..'EMRE KOYUNCUOĞLU 1943 Polonya doğumlu, tiyatro ve si- nema sanatçısı Hanna Schygulla, güçlü oyunculuğuyla 1970'lerin sonlarında uluslararası bir ün kazandı. Unutulmaz rollerin oyuncusu Schygulla'yı sinema- severler özellikle canlandırdığı Mane Braun rolüyle hatırlayacaklardır. "Dört Mevsim SanosT, "Aşk Ölümden Soğuk- tur", "Petra von Kant'ın Acı Gözyaşla- n* ve "LiH Marlen" Fassbinder'le bir- likte çalıştıklan filmlerden birkaçı ola- rak sayılabilir. 1980'e kadar Fassbinder'in tiyatro alamnda yapmış olduğu çalışmalar da- hil. daha çok bu yönetmenle çalışan Schygulla. Fassbinder'in ölümünden sonra Avrupa'nın önde gelen yönermen- lerinın filmlerinde rol aldı. Bu yönet- menler arasında Jean Luc Godard, Etto- re Scola, Andrzej VVajda, Carios Saura. Pal Sandor. Kenneth Branagh ve Erden Kıral sayılabılır. Sanatçı, 1983'te 'Pier- ro'nun Öyküsü" filmindeki rolüyle Can- nes Film Festivali'nde "En !yi Kadın Oyuncu Ödiilü"nü aldı Kaçırdıklanmı yakalamalıyun Hanna Schygulla, Istanbul'da ıse sesi- ni ve sahne karizmasını ön plana çıkara- cak. Sanatçı, Fassbinder'in, Baudela- ire'ın. Peter Handke'nın. Heiner MüJ- ler'in ve aynı zamanda Jean Claude Car- riere'nin yapıtlannı. Jean Marie Se- nia'nın besteleri ve piyanosu eşliğinde sunacak. - Hanna Schygulla adını duyduğumuz- da birçok ünlü \önetmen ve unurulma- yan filmleri aklımı/a gelmekte. Seyirci- nizle sesini/ ön planda olarak sahnede karşılaşmak bu kadar sinema dolu yıl- dan sonra nasü oldu? Sizin için aralann- da nasıl bir fark var? H. CHGULLA- Tabıi aralannda çok büyük bir fark var. En büyük fark ise, si- 9.BLÜSURARASI İSTAMBÜL TÎYATRO F1STİVALİ nemada kameranın size nasıl bakaeagı- nı yönetmen belirliyor, siz de ona göre ızleyicinin karşısında oluyorsunuz. Sah- nede ise, herkes size nasıl isterse öyle ba- kar. Hiçbiraracının filtresinden geçme- den, yalın bir şekılde karşılanndastnız. Bunun kendimi iyi hıssetmemi sağladı- ğını öğrendim. Seyircinin önünde utana- cağımı sanırdım, ama öyie olmadığını gördüm. - Sesinizi kullanmaya başlamadan ön- ce, uzun süre sahncye çıkmadınız, değil mi? - Ben sesimi yükseltmeyi, sesimi yük- sek volümde duymayı sevmem. Sahne- de olmak, sanatçıyı yüksek sesle konuş- maya zorluyor. Bu hoşuma gitmıyordu. \na urm ra^ja mikrofonlar var. Böy- lelıkle sahnede sesimi istediğim şekılde kullanabiliyorum. - Siz tiyatro yaptınız ama. - Kariyerimin başlangıcında ve arada bir Fassbinder oyun sahneye koyduğu zaman. Çok fazla değil. Ben ağırlıklı olarak sinema oyuncusuydum. Şimdi kaçırdıklanmı yakalamaya çalışıyorum. Genelde oyuncular sahneye çıkarak baş- lar kariyerlerine, sonra başka alanlara. sinemaya geçerler. Ben de ıse tersi oldu. Sinemadan sonra sahneye döndüm. da- ha doğrusu ben sahneye yeni çıkıyorum. - Fassbinder'le Anti-tiyatroadı altında buiikte bir tiyatro kurmuştunuz, değil mi? ünümüz Alman sinemasının ve aynı zamanda da dünya sinemasının en önemli kadın oyunculanndan biri olan Hanna Schygulla, özel bir gösteriyle festivale katıhyor. Aya Irihi'de izleme fırsatı bulacağımız gösteri 26 mayıs pazartesi gecesi saat 21.30'da AKM Büyük Salon'da gerçekleşecek. - Evet, başlangıçta. Fassbınder tıyat- royla başladı. Çünkü başlangıçta film yapması ıçin para bulması çok zordu ve tiyatro yapmak daha olanaklıydı. Ama tıyatromuz da, film gösterilmeyen eski bir sinema salonuydu. Fassbinder başın- dan beri film çekmek istemiştir. - Sizin isminiz sinema tarihinde Fass- binder'le birlikte geçer. Tabii ki çok ge- niş bir soru ama, lasaca, Fassbinder sizin içinkimdi? - Fassbinder, benim kaderimdi. Ben, o olmasaydı herhalde oyuncu olmazdım. Bız onunla oyunculuk eğitimi alırken ta- nışmıştık. Ama, ben bu iş bana göre de- ğil diye düşündüğümden okulu bırak- tım. Bir buçuk yıl sonra gelip beni bul-büyük bir fark var. En büyük fark ise, si- maya zorluyor. Bu hoşuma gitmıyordu. mi? tım. Bir buçuk yıl sonra gelip beni bul Bilsak Tiyatro Atölyesi, 'Park Yapılmaz' adlı oyunu Joyport Club'te sahneliyor Toplu bir yenilgiıiin tablolan DUYGU DURGUN "Hamlet bir isim. Hem deya- bancı bir isim. Ama varolmakya da olmamak, ölmek ya da yaşa- mak herkesin meselesi." Bilsak Tiyatro Atölyesi, 'Park Yapılmaz' adlı yeni oyununda va- roluşun ve yokoluşun sancılannı aktanyor; toplu biryenilginin tab- lolannı çiziyor. Ancak bir öykü anlatmak yerine parçalanmış gö- rüntülenn fotoğrafinı çekiyor. Önceki prodüksiyonlannda ol- duğu gibi, geleneksel tiyatro an- layışının anlatım biçimlerinin dı- şında duran, farklı bir sahne dıli- nin uygulayıcısı olan Bilsak Ti- yatro Atölyesi'nin son çalışma- sında karakter yarahnak ya da bir olay örgüsü kurmaktan kaçınıl- mış. Sahnede yalnız resimler, bel- li anlara sıkjştınlmış fotoğraflar var. Çok uzun boşluklar ve durak- samalarla derin bir boşluğu yaşı- yorseyirci. Heiner Miiller, Shakespeare, Orhan Alkaya, Melih Cevdet An- day,EceAyhanveSevimBurak'ın metinlerinden yararlanılan oyun- da Nihat G. KoMaş,Ceysu Koçak. Aylin Deveci, Ayşe Dodanlı, Cü- neyt l'zunlar. Murat Ergun, Öy- kü Potuoğlu, Tolga K. Yalçınkaya yer alıyor. Dramaturgisi yine aynı ekip ta- rafından gerçekleştirilen oyunun kurgu ve tasanmı Ceysu Koçak ve Nıhal G. Koldaş'a ait. Müzik- ler ise Zen grubundan Murat Er- tel tarafından hazırlanmış. 'Park Yapılmaz", 9. tstanbul Uluslarara- sı Tiyatro Festivali'nde yann ve salı günü Joyport Club'ta seyir- ciyle buluşacak. Farklı bir dil ve estetik peşindeki Bilsak Tiyatro Atölyesi 'nden Nihal G. Koldaş ve Ceysu Koçak ile yeni oyunlan üzerine konuştuk. Hayat şiddet dolu - İld yıl önce sahndediğiniz Ed- ward Bond'un 'Savaş Oyunla- n'nda şiddeti sorguladınız. Yeni oyununuzda bu temaya yönelik bir devamhhk görülfiyor. - Devamhhk olarak düşünme- dik. Yaşadığımız hayat ister ıste- mez o kadar şiddet dolu ki. Iki in- san arasındaki sevgi ılişkisini an- latmak ıstesek bile şiddet giriyor işin içine. Bizden değil. hayattan kaynaklanan bir durum bu. - Metinçalışmasmı nasıl gerçek- leştirdiniz; farklı yazarlar hangi noktalarda örtüştü? - Önce Heiner Müller'i ele al- dık. Dramaturgi çalışması içinde herkesin seçtiği temelleraynşma- ya başladı. Her oyuncu kendi söy- lemek istediğini belirtti. Müller, Shakespeare'in yeniden ele alın- masını, eskinin üzerine yeni pers- pektiflergetirilmesini savunuyor- du. Onun üzerine Shakespeare'e yöneldik. Hamlet'i ve Ophelia'yı inceledik. O dönemin koşullan üzerinde çalıştık. Yazarlann delı- 'K endimize ve hayata dair bir şey söylemek istiyoruz. Yapabildiğimizin ya da şu ana kadar yapmadığımızın dışına çıkmak istiyoruz. Bu yüzden hep bir öncekinden farklı olmaya gayret ediyoruz.' liğı nasıl ele aldığını ınceledik. Bu arada modem yazarlara da el at- tık. Orhan Alkaya. küçük tsken- der, Ece Ayhan... Bu çalışmanın getirdiği çağnşımlan dramaturgi çalışmalannda alt metin olarak kullandık, ancak daha sonra oyun- da pek çok metni dışanda bırak- tık. - Alışüageldik tiyatro anlayışı- nın dışında bir oyun 'Park Yapıl- maz'. Otay yok, karakter yok. Bu bağtamda Bilsak Tiyatro Atöhe- si'nin tiyatro dilini nasıl tanımlar- sımz? - Bazı seyircılenmiz "Giderek çokabarnyorsunuz.eskiden oyna- mıyorgibiydiniz ama şimdi hiç oy- namıyorsunuz" diye düşünüyor. Çok şaşırdık. Oysa o kadar yoğun ve zor bir ışin içine girmemiz ge- rekiyor ki. Müthiş bir sıkışhrma ve dışanya çok çok az bir şey ve- rebihnenin mücadelesi içindeyiz. Her oyundan müthiş yorularak çı- kıyoruz. Seyircinin de çok farklı okuması gerekli o sahneleri. daha doğru deyişle tablolan. Çağnşım yaratmak - Sahne üzerinde bir resim este- tiği yaraulmak istenmiş sanki. - Bu bizim ikincı metinsiz ça- lışmamız. llki sekiz yıl önceydi. Burada da bir metin var ama biz hepsini kullanmıyoruz. Drama- turgi çalışmasında Müller'in 'Hamlet Makinası' metninden ya- rarlandık ama oyunda bu metin- den hemen hemen hiçbir şey kal- madı. Bütün oyunu yeni baştan yazdık. Sahne üzerinde çağnşım yaratmak amacı güdüyoruz. Per- formans olanaklannı kullanmak- tan yanayız. Tıpkı bir şiıri okur- ken elde edilen genel bir duygu ve düşünce gibi bütünsel bir duygu vermeyi amaçlıyoruz. Tabii bu çok riskJi bir şey. Ti- yatrodan alışılmış kalıplar bekle- yen seyirci açısından da yorucu. çünkü takip etmesi çok zor. Çoğu buna hazır değil. "Şimdi ne ola- cak, nereye bağlanacak" beklen- tisi içinde seyirci. - Oyunun çok uzun 'es'leri ve sanki ağır çekime yakın bir kur- gusu var. Modern çaguı hızına yö- nelik bir tepki diyebilir miyiz bu- na? - Müller'deki gerçek zamanın dışına taşan zaman kullanımını benimsemiş durumdayız. Evet, modern çağa yönelik bir eleştiri denebilir. Çok hızlı ve parça par- ça yaşıyoruz. Seyirciyı de oyun- cuyu da bir an durup, kendi ken- dine kalmaya yöneltmek, düşün- ceyi de yavaşlatmak istiyoruz. Yalnızlaşmanın acı sürecini gös- termeyi amaçlıyoruz, çünkü ha- yatta hiçbirimiz düşünmeye za- man bulamıyoruz. Hep faridı olmak - Postmodern tiyatroya yakni durduğunuz söylenebuir mi? - Postmodern tiyatro yapmak adına yola çıkmıyoruz, yaptıkla- nmıza bir ad koymuyoruz. Örne- ğin birkaç kişi dans tiyatrosu ya da minimalist tiyatro olarak ad- landırdı, oysa her ikisini de amaç- lamamıştık. Kendinize ve hayata dair bir şey söylemek istiyorsu- n uz." Bunu byatrodanasıl söyJeye- biHrûn"ı araştınyorsunuz. Post- modern mi olsam diye bir şey yok. Biz. yapabildiğimizin ya da şu ana kadar yapmadığımızın dı- şına çıkmak istiyoruz. Bu yüzden hep bir öncekinden farklı olmaya gayret ediyoruz. Belki bundan sonrakı oyunda da durmak ve sus- mak yasak olacak! -Oyunda kadın figürleri siirek- li sessiz çığlıklar auyorlar. Bunun aranı özellikle mi çi/diniz? - 'Hamlet Makinası' metninde Hamlet'ın aksine Ophelia'da Sha- kespeare'in 'Hamlet'indeki kişi- liğine karşıt olarak baskaldıran kadını görüyoruz. Ophelia Müller için 'yola çıkandır". Bizim görevi- miz bu yola çıkış üzerine çalış- mak. Fakat o başkaldınya rağmen yaşadığımız ortamda o çığlık çok da sesli çıkrruyor. du. Çünkü o, baştan beri benimle film yapmak istiyormuş. O her şeyin nasıl gelişeceğini biliyordu ve bana bunu hiç- bir zaman söylemedi. Sahneye koyduğu bir tiyatro oyunun- da bir oyuncu kaza geçirince. onun ye- rine birini ararken beni gelip buldu. Ve böylelikle o beni alıp kendi dünyasının içine, ilgi alanlanna soktu. Onunla 13 yıl beraber çalıştım. Beni oyımcu yapan odur. Beni ünlü yapan da odur. Önsuz herhalde hayatta apayrt bir yolda ilerler- dim. İlgimi çekeni söylihorum ~ - Nasıl bir yol olurdu bu? - Herhalde çocuklarla ılgili bir iş ya- pıyorolurdum. Çocuklarla ilişki kurma- yı çok sevıyorum. Zaten öğretmen ola- caktım. Bir yandan da klasik bir öğret- men hayatı bana göre değildi, bunun da farkındaydım. Belki de sosya! bir iş ala- mnda çalışıyor olurdum. - Videodan izlediğim kadanyla resita- liniz için seçtiğiniz parçalar ve onlan su- nuş şekliniz 'tiyatro'nun tanımlanndan biri gibL Parçalan neye göre ve nasıl se- çiyorsunuz? - llgirru ne çekıyorsa onu söylüyorum. Etkilendiğim şiirleri kullanıyorum. Fass- binder ve Jean Claude Carriere gibi ha- yatımda çok büyük rol oynamış iki er- keğın -ikisi de sinemadan- şiırleriyle başladım. Carner. kariyenne Bunuel'le başlamış ünlü bir senaristtir. Onlann li- rik anlatımlannı buldum. Televizyondan biriş teklifi geldi. "Bfliyoruz,şarkıcıde- ğilsiniz, ama şarkı söyler misiniz?" diye sordular. Ben de sesimi kullanma isteği- mi yıllardır dondurmuş bekletiyordum. Besteciyle karşılaştığımızda ona ge- tirdiğim şıirlerde bir şey i fark ettim. Seç- tiğim şiirler, hayatımdaki dönemleri an- latan şiirler olmuşlardı. ilk defa âşık ol- mam, hayatın sonsuzohnadığının farkı- na varmam, dünyanın durumunun farkı- na varmam gibi... Tüm bu w ~m ^—~— geçirdiğim dönemlerin ıçimde sürekli yaşadığını, daha doğrusu bellı zaman- larda tekrar ortaya çıktığmı gördüm. -Jean Claude Carriere ile yapdan bir söyleşide, Carri- eresizi kısaca şöyle tanımla- mış: "Hanna Schygulla, kendini yenilemeyi, ileriye yöndmeyi tutku haline ge- tirmiş, hep farklı bir şeyte- rin olmasını bekleyen, hep yeni bir şeyier öğrenmek is- teyen biridir. Ne öğrenmek istediğini bilmese de, o bu dürtüsünden vazgeçemez. Onun sahnede şarkı söyle- mek istediğini bih'vordum." Bu yoruma ne divorsunuz? - Benım şarkı söylemek ıstediğimi bildiğini sanmı- yorum. Çünkü ben dahi bil- miyordum. Bence son cüm- leyi bildiğini sanmıyorum. Wilson'dan 'Çalışmalar 1967-1995' Külrür Servisi - Uluslararası Istanbul Ti- yatro Festrvali kapsammda, yann saat 17.30'da AKM Konsef Salonu'nda Robert VVTlson'un sunacağı üç saatlik bir konfe- rans ve dia gösterisi yer ahyor. Etkinlik, sa- natçınm çalışmalan üzerine bir retrospek- tif niteliği taşıyor. 1996 sonbahanndan bugüne hızla baka- cak olursak. Paris'te Chatelet'de Stra- vinsky'nin 'Oedipus Rex"i. Garnier Sara- yı'nda Debussy'nin 'Pefleas"ı ve Odeon'da LouReed'in 'TimeRocker"ı... Robert Wil- son'dan söz ediyoruz. 8. Uluslararası Istanbul Tiyatro Festiva- li'nde Türkiye'de ilk kez bir yapıtı 'Perse- fone' sergilenen Robert Wilson'u daha ya- kından tanımak isteyenler için bu konfe- rans ve dia gösterisi bulunmaz bir fırsat. Sanatçmın enstalasyon ve resimlerinin di- alan konferansın açımlanmasına katkıda bulunacak. Anında çeviri ile sunulacak 2.5 saatlik konferansı, yanm saatlik bir tartış- ma izleyecek. 180 diamn gösterileceği bu etkinlikte, Wilson'un çalışmalan, tek kişi- lik gösterileri, enstalasyon ve çizimleri üze- rinde durulacak. Sanatçı 20 yıllık bir süreç- te geçirdigi aşamalan 'Ka Mountain', 'De- aftnan Glance', 'A Letter for Queen Vfcto- ri', 'Einsteinon the Beach','The Civil VVars" ve son yapıtlanndan biri olan 'The BlackRi- der' ile sergileyecek. Sunumun bitiminde izleyenler sanatçı ile görüş alış verişinde bulunacaklar. Performans niteliğindeki bu konferans yalnızca tiyatro sanatçılanna değil, tüm sa- nat dallanna ve sanatçılara yönelik. Tiyat- royu, farklı konumlardaki insanlann -fark- lı ekonomik yapı, din, politik görüş- bir sü- re için bir araya geldikleri ve ortak bir şey- ler paylaştıklan bir forum olarak değerlen- diren Robert Wilson, tiyatroda yalnızca in- sanlann değil sanatlann da buluştuğunu söylüyor. Wilson'un tiyatrosunu oluşturan bütünün ya da 'çahşmalar'm kökündeyatan dram sa- nab, görsellik, müzik, ses, suskunluk, dans ve resim. Sanatçımn sahip olduğu vizyon ve algılama gücü onun yaratıcılığının simge- si. Robert Wilson, günümüzde dünya tiyat- rosunun klasikleri olarak anılacak yaratıcı- lan arasında anılıyor. Kredim fazla\TTiış - Peki burada başka bir açıklama daha var. Hep ye- niye, farklıya. 'öteye' yönel- mek bir anlamda risld ve tehlikeyi göze almak de- mektir. Sizin için öyle mi acaba? - Ah, evet. Sanınm bana hayatta oldukça büyük fır- satlar verildi. Sorunuza ce- v^p olarak; kısaca, kredim fazlaymışdiyebilirim. Ama halen yaptığım işin uçlan- nayaklaştığımı hissetmiyo- rum. Işimle ilgıli önümde halen bir geleceğim oldu- ğunu düşünüyorum. Bu se- fer kimsenin ilham perisi olarak değil de, daha çok kendi deneyimlerimi akta- ran biri olarak. belki de. - Erden Kıral1a çalıştınız. Dönüp baktığınızda filmle Ogfli ne tür haüralar canla- nıyor gözünüzde? Türkler sizce nasıl insanlar? - Onlan enerji dolu ve ar- kadaş canlısı insanlar ola- rak hatırlıyorum. Ama bana yakın bir külrür değil, çün- kü dillerini anlamıyorum. Ülkeniz çok güzel bir ülke. Diğer Doğu ülkelerinden farklısmız, ama tam olarak nasıl bir fark olduğunu açıklayamam herhalde. - Siz sahnede utandığmız- dan. sesinizi kuUanmayı er- telediğinizden bahsetmişti- niz. Peki nasıl oldu da şimdi şarkıcüığınızı ön plana çı- kardımz? - Bazen en çok korktuğu- nuz şeyler, en çok istediği- niz şeylerdir. Korkunuz ne- deniyle çekici olurlar ya da tam tersi, çok istediğiniz için korkmaya başlarsınız. Ama ben sesimden kork- madım, yalnızca çok ortada olan, yüksek olan ve göste- rişli olanı sevmiyorum. Da- ha içten bir sesi tercih et- tim. Ama dediğim gibi has- sas mikrofonlarla o soru- num halloldu. Çocuklu- ğumda kendimi evde yalnız şarkı söylerken hatırlanm. Sarkı söylemek çok büyük bir zevk. • JudeYönermenliğını Mıchael VVinterbottom'un yaptığı filmde, Christopher Eccleston ve Kate VV'inslet rol alıyorlar. (Beyoğlu Atlas 252 85 76, Şişli Kent 241 62 03, Bakırköy İncirli 572 64 39, Kadtköy As 336 00 50) • Crash David Cronenberg'in yönettiği filmde James Spader, Holly Hunter, Elias Koteas, Deborah Unger ve Rosanna Arquette rol alıyorlar. Cronenberg'in hayli tartışma yaratan filmi Cannes Özel Ödülü'nün de sahıbi. (Beyoğlu Alkazar 293 24 66, Şişli Kent 241 62 03, Bakırköy Avşar 58314 97, Altunizade Capitol 39119 35, Fenerbahçe Pyramid 348 01 50, Kadıköy Broadway 246 14 81, ÇemberlitaşŞafak516 26 00) . - • Hair Milos Forman'ın yönettiği, John Savage, Treat \Villiams ve Beverly D'Agelo'nun rol aldıği film hem nostaljı hem de yeni seyirler yasamak isteyenler için. (Beyoğlu Beyoğlu 251 32 40, Altunizade Capitol39119 35, K. Moda 33701 28) • The Arnval David Tvvohy'nin yönetmenliğini yaptığı filmde Charlie Sheen, Ron Silver ve Lındsay Crouse'nin rol alıyor. (Şişli Kent 241 62 03, Beyoğlu Lale249 524, Ç.TaşŞafak 516 26 00, Bakırköy Avşar 583 14 97, Galeria Prestige 560 72 66, Galeria Prestige 560 ?2 66, Bakırköy incirli 572 64 39, Kadıköy Reks 336 01 21, Suadiye Movieplex 385 24 49) • Leading Man Yönetmenliğini John Duigan'ın yaptığı filmde, Jon Bon Jovi bu kez film yıldızı olarak karşımızda.^Beyoğû/ Fitaş 249 01 66, Osmanbey Gazi 247 96 65, Etiler Akmerkez 282 05 05, Istanbul Princess 285 06 95, Bakırköy Avşar 583 14 97, Kadıköy Reks 336 0112, Suadiye Cinemax 46^44 67, Altunizade Capitol3911935) • Tuhaf llişkiler Jennifer Tilly ve Gina Gershon'un başrollerini paylaştığı film iki lezbiyenın öyküsünü anlatıyor.(Beyoğlu Sinepop 25111 76, Çemberlitaş Şafak 516 26 60, Bakırköy Avşar 583 14 97, Suadiye Movieplex 385 24 49, Kadıköy Hakan 337 96 37) • GuantanameraYönetmenliğini Tomas Gutierrez'ın yaptığı filmde. Carlos Cruz, Mirtha Ibera, Raul Eguren ve Jorge Perugorri rol alıyor. (Beyoğlu Alkazar 293 24 66) • Yalancı Jim Carrey'nin espri anlayışından hoşlananlara hafif bir komedi. (Etiler Akmerkez •. Braun 282 05 05, Tejfîkiye AFM224 05 05,•,. \^ tstanbul Princess 285 06 95, Osmanbey Gazi 274 96 65, Etiler Hillside 263 18 38, Bakırköv Sinema 74 572 04 44, Erenköy Apollon 362 51 00, Altunizade Capitol 310 06 16, Bakırköy Carousel 571 83 80, Bakırköy Renk 57218 63, Ç, Taş Şafak 516 26 60, Beyoğlu Atlas 252 85 76, Kadıköy Süreyya 336 06 82, Suadiye Cenimax 46744 67, Pendik Giiney 354 13 88, Ümranive Princess, 461 03 82 Ortaköy Feriye 236 28 64) • Akşam Yıldızı 15 yıl öncesinin 'Sevgi Sözcükleri'nin devamı. Robert Harling'in filminde Shirley McLaine ve Bıll Paxton rol alıyor. (Beyoğlu Lale 249 25 24, A. Capitol 3911935, Fenerbahçe Pyramid 348 01 50, Kadıköy Hakan 337 96 37, Bakırköy Avşar 583 14 97, Osmanbey Gazi 247 96 65, Atrium Prestij 559 90 63) • Marvin'in Odası Jerry Zacks'ın filminde Merly Streep, Leonardo Di Caprio. Diane Keaton ve Robert de Niro başrollerde. Keaton, bu filmdeki rolüyle "en iyi kadın oyuncu' dalında Oscar'a aday gösterilmişti. (Beyoğlu Emek 293 84 30, Akmerkez Ford Escort 282 05 05, tstanbul Princess 285 06 95, Altunizade Capitol 39119 35, Harbiye As 247 63 15, Kadıköy Kadıköy 337 74 00, Suadiye Cinemax 46 744 61 Bakırköy Carousel 571 83 80) • Richard'ı Ararken Al Pacino'nun ilk yönetmenlık denemesinde Alec Baldvvin, Winona Ryder, Kevin Spacey gibi ünlüler bır arada. (Beyoğlu Lale 249 25 24, Kadıköy Broadtvay 346 14 81, Suadiye \fovieplex 385 24 49) • Acı Şeker Havanalı yönetmen Leon Ichaso'nun filmı (Beyoğlu Pera 251 32 40) • Tommy Ken Russell'ın yönettiği film Eric Clapton. Elton John, Jack Nicholson hayranlan için kaçınlmaz fırsat. (Beyoğlu Fitaş 249 01 66, Altunizade Capitol 39119 35) • Kan ve Şarap Bob Rafelson'ın filminde Jack Nicholson çapkm şarap tüccan rolünde. (Beyoğlu Fitaş 249 01 66, Kadıköy Bahariye 414 35 05) • Sessiz Düşman Harrison Ford ve Brad Pitt, Alan Pakula'nın filminde başrollerde. (Beyoğlu Fitaş 249 01 66, Istanbul Princess 285 06 95, A. Capitol 39119 35, Osmanbey Gazi 247 96 65, Teşvikiye AFM 224 05 05, Bakırköy Carousel 571 83 80, Çemberlitaş Şafak 516 26 60, Bakırköy Avşar 583 14 97, Galeria Prestij 560 72 66, Avcılar Standart 695 36 45, Kadıköy Reks 336 0112 Suadiye Movieplac 302 4417) • Basquiat Julian Schnabel'in filmi tstanbul Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü'nü aldı. Jeffrey VVright başrolde. (Beyoğlu Alkazar 293 24 66, Ortaköy Princess 224 05 05) • Aşkta ve Savaşta Sandra Bullock ve Chris O'Donnell'in rol aldıklan filmin yönetmeni Rıchard Attenborough. (Beyoğlu Fitaş 249 01 66, Kadıköy Bahariye 414 35 05)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle