Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 MAYIS 1997 PAZAR
12 HABERLER
Dostları Mustafa Ekmekçi 'yi anlatıyor:
O'nun için her şey haberdi
E k m e k ç i i ç i n m e s a j l a r
Gazetemiz yazan Mustafa Ekmek-
çi için okurlan ve sevenleri dün de te-
lefon ederek ve faks çekerek başsağlı-
ğı dileklerini ilettiler:
DYP Şanlıurfa Milletvekili N'ecmet-
tinÇevheri. CHP Balıkesir Milletveki-
li Önder Kırü, CHP Sıvas Milletveki-
li Mahmutlşık, ANAP Samsun Millet-
vekili Biltekin Özdemir, Aykınsanat
Dergisi adına Demirel Babacanoğlu.
Erciyes Cniversitesi Tıp Fakültesi öğ-
retim üyesi Doç. Dr. Vjğit Akçak, An-
kara Barosu Başkanı Ünsal Toker, şa-
ir Nevzat Çeük, Foça Belediye Başka-
nı NihatDirim. Tez-Koop-lş Sendika-
sı Genel Başkanı Mustafa Boncukluk,
Çankaya TV çalışanlan adına Haber
Müdürü Ömer Ödemiş, Kafkas Derne-
ği Genel Başkanı Muhittin Ünal Göl-
başı Belediye Başkan Yardımcısı Be-
kir Ödemiş. Gölbaşı Belediye Başka-
nı Erdal Eren, Vakfıkebir Cumhuriyet
Savcısı İsmet Sanlı. Anadolu Çağdaş
Eğitim Vakfı. Yıldız Teknik Cniversi-
tesi Rektörü Prof. Dr. Ayhan Aikış,
Türk Spastik Çocuklan Derneği Sinop
Şubesi, Türk Haber-lş Sendikası Genel
Başkanı İzzet Çetin. Tüm Öğretim
Üyeleri Demeği Genel Başkanı Prof.
Dr. Tahir Haripoğlu. OTEY Inşaat ça-
lışanlan adına Müslüm Dodanhoğlu.
Petrol Ürünleri lşverenler Sendikası
Genel Başkanı İsmail Aytemiz, Uçan
Süpürge, Enerji Yapı Yol Sen Ankara
1 No'lu Şube Yönetim Kurulu, Türk
Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Baş-
kanı Füsun Sayek. Batı Birlik Genel
Başkanı MalikŞat, ADD Didim Yöne-
tim Kurulu, Çorum Haber Gazetesi Ya-
zı Işleri Müdürü Leyla Kerman, Anka-
ra Devlet Tiyatrosu Basın Danışmanı
AtilaGürçay, Ondokuz Mayıs Üniver-
sitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof.
Dr. Süleyman Çetik, AA Genel Müdür
Yardımcısı Elvan Baransel, ODTÜ
Rektör Danışmanı Prof. Dr. NevzatÖz-
güven, CHP Giresun II Başkanı Haya-
ti Tökez, Araç Belediye Başkanı Bah-
tiyar Yaşar, Çağdaş Yaşamı Destekle-
me Derneği Iskenderun Şube Başkanı
Adnan Yüce, Istanbul Diş Hekimleri
Odası Başkanı Ali liçansu, Hadimliler
Kültür ve Dayanışma Derneği, ODTÜ
öğretim üyesi GüneyGönenç. Istanbul
Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Rı-
fat Yücel, The Fit Genel Müdürü Ha-
sanCan, Mustafa Kemal Derneği Baş-
kanı Kâmuran Baran, Istanbul Cum-
huriyet Savcısı Aytaç Tolay, CHP Emi-
nönü llçe Başkanı Celal Teke, Kadı-
köy llçe Başkanı Kadir Öğüt Bağcı-
lar llçe Başkanı Ali Uçaı-j Çanakkale
Belediye Başkanı İsmail Ozay, Değir-
mendere Belediyesi çalışanlan, ÖDP
Bahçelievler llçe Başkanı Hüseyin
Atalay, CHP Burdur ll Başkanı Meh-
met Oztürk. Sepiciler Basın ve Halk-
la tlişkiler Müdürü Lütfü Dağtaş, Çağ-
daş Yaşamı Destekleme Derneği Kadı-
köy Şubesi, Atatürkçü Düşünce Der-
neği Trabzon Şube Başkanı Nuri Ay-
dın, Bornova Belediyesi Kültür Mü-
dürü ABme Mitap, lanir eski Büyük-
şehir Belediye Başkanı Yüksel Çak-
mur, Be-Ze Tanıtım Hizmetleri Ltd.
Şti.
Ali YÜce (ŞaİD: Sevgili gûleç
kardeşim Ekmekçi, bunu yapmama-
lıydın bize. Seni sevenler gözyaşlan
içinde. Ağlayarak güle güle diyoruz
sana. Toprağın gül olsun sevgili kar-
deşim Ekmekçi...
özgen Acar (Eski Cumhuri-
yet Genel Yayın Yönetmeni):
Genelde pazar günleri gazeteler haber
sıkıntısı çekerler. O gün parlamento
çalışmaz. Bakanlıklar kapalıdır. Çalı-
şanlann çoğunluğu pazarlan tatil yap-
tığı için kadro iyiden iyiye azdır. Bu
durumda pazar çalışan gazeteciler için
haber bulmak oldukça güçtür.
60"lı yıllann başlanydı. Gazetecili-
ğe yeni başlamıştım. Bekâr, yeniyet-
me bır gazeteci için pazar çalışması
kaçınılmazdı. Hafta içinde haberleri
gazete sayfalanna girmeyen bazı der-
nekler ya da sendika yöneticileri, bu
durumdan yararlanarak basın toplan-
tılan düzenlerlerdi. Fazla içeriği ol-
mayan bu haberlen tstanbul'a yazıiş-
lerine pazarlamak da pazar gazeteci-
lerine düşerdi.
Cumhuriyet Yazıişleri Müdürü Vec-
di Kızddemir, pazarlan çalışmazdı.
Pazar Yazıişleri Müdürü Nanm Ağa-
bey (Ulusoy). Genel Yayın Yönetme-
ni Cevat Fehmi Başkut gibi eğitimciy-
di.
Nazım Ağabey, pazar akşamı saat
17.00'de telefon eder. "Özgen, tepede
üç sütunluk bir özel haber gerekli. Bir
saat içinde bu boşluğu dolduracaközel
bir haber geç" der, telefonu kapatırdı.
Böyle bir haber olsa zaten önceden
geçmez miydik? Bütün gün böyle bir
haber bulamadığımıza göre, hele o sa-
atten sonra tepeden üç sütun başlığa
oturacak bir haber nasıl bulunabilirdi?
Nazım Ağabey de bu gerçeği bilir,
yine her pazar akşamı aynı isteği yi-
nelemekten geri kalmazdı. Bir pazar
günü ne yapıp ettiysem böyle bir ha-
ber bulamadım. Mustafa Ekmekçi, o
yıllarda rakip gazete Milliyet'in An-
kara bürosunun özel haberler yıldızıy-
dı. Kendisine telefon ettim. Durumu-
mu anlattım.
Şöyle bir düşündükten sonra, "Öz-
gen. elimde MilK Eğitim'le Dgili özel
bir haber var. Vann y azacaktun. Ama
sana vereyim" dedi. Haberi verdi, ben
yazdım.
Ekmekçi'nin verdiği haber tepeden
üç sütun başlığa oturmuştu. Nazım
Ağabey bir de imzamı koymuştu. Pa-
zartesi sabahı bu "atiatnaî" haberden
dolayı beni kutlayan kutlayana...
O günden sonra Nazım Ağabey ay-
nlıncaya dek Mustafa Ekmekçi'ye
abone oldum. Rakip gazetenin yıldızı
Ekmekçi hemen hemen her pazar gü-
nü, bana tepeden üç sütuna, genelde
eğitimle ilgili. bir özel haber verir ol-
du. Bazen ben aramadan telefon eder.
"Ozgen bugün biraz erken çıkacağun,
sonra belld beni bulamazsm diye dii-
şündüm. Sana tepeden üç sütunluk ha-
berini verip öyle çıkavım istedim"der-
di.
Mustafa Ekmekçi böylesine sencil
birmeslekdaşımdı. Şimdi tepeden üç
sütunluk haberleri bizzat kendisi rah-
metli Nazım Ağabey'e götürüyor. Yo-
lun açık olsun Ekmekçi..
Suphî Gürsoytrak (Ata-
türkçü Düşünce Derneği Ge-
nel Başkani): Mustafa Ekmekçi yi
1960 devriminde. Ankara'ya geldi-
ğimde tanımıştım. O günden bugüne
dostluğumuz devam etti. Mustafa Ek-
mekçi, cok sağlam birkaraktere sahip-
tı. 27 Mayıs'ta her bakanlıkta halka
Ankara
Notları'nın
yazarı usta
gazeteci
dost insan
Mustafa Ek-
mekçi'yi
önceki gün
dostları
onu yalnız
bırakmadı.
Ekmekçi
alkışlarla
Cumhuriyet
Gazetesi'ni
n önünden
hüzünle
uğurlandı.
(Fotoğraf:
TARIK
TINAZAY)
Ekmekçi'yle kiiltür şenlilderinde...
OKTAYEKİNCİ
Çoğu köşe yazan, okurlar için "soyut"
bir kışiliktir. Ne düşündüğü, neyi tartıştığı
çok iyi bilinır, ama "nasıl yaşadiğı" pek bi-
linmez.
Mustafa Ekmekçi ise bu genel tipleme-
nin dışında, yıne okurlar tarafından hemen
her yönüyle tanınan. bılinen bir yazardı.
Soyut değil "somuttu".
Çünkü denebilir ki belki de okurlannın
hemen tümüyle şu veya bu şekilde birlik-
te olmuş, kısa ya da uzun söyleşmiş. yine
çoğunun özel sorunlannı bile dinlemiş, ay-
nca sayısız okurunun da adını yazılannda
anarak. onlarla olan birlikteliğini sürekli
belgelemışri...
Ekmekçi ıle biz, özellikle Anadolu kent-
lenndeki kültür şenlilderinde sık sık birlik-
te olduk. Onun konusu elbette ki önce gün-
cel politikaydı. Çevresini saranlann düşün-
celerini dinlemeyi daha çok yeğler, kendi
fikrini ise köşesine saklardı. Böylece yine
şu çoğu köşe yazannda gözlenen "sürekli
aküveren"kişi olmakyerine, "halkıkonuş-
turan" bir öğretmen gibi davranır, doğru
ve ilginç bulduğu görüşleri de bu kez bir
gazeteci olarak kamuoyuna yansıtırdı. El-
bette yine isimleri de vererek ve o görüş-
lerin ne anlama geldiğini de ustalıkla yo-
rumlayarak...
Ekmekçi'nin bende en çok etki bırakan
bir başka yanı da yine aynı kültür şenlik-
lerinde bizim işlediğimiz "çevre" konula-
nna olan gerçekçi ve "halktan yana" yak-
laşımlan olmuştur. Çevreyi kirletenin, ta-
nhsel ve doğal mirası yok eden yatınmla-
n planlayanlann, kültür değerlerini tehdit
eden ımar kararlannı alanlann, temelde
"halk olmadığmı" en iyi anlatan Ekmek-
çi'ydi. Bu nedenle de çoğu uzmanın "an-
laşıhr küamadığı" gerçekler, Ekmekçı'yle
yaptığımız çevre söyleşilerinde ve onun
kimi yazılannda "açıkça anlaşılır" bir şek-
le bürünürdü.
Örneğin bir keresinde o çok sevdiği Tor-
balı'nın kültür şehliğinde yine birliktey-
ken, bizim çevre panelini dınlemekle de
yetinmeyerek konuşmacılara yönelttiği
"sonılanyla" daha bir anlamlı kılmışti.
Toprağın. suyun ve havanın hızla kirlendi-
ği doğruydu: ama acaba "kimler" kirleti-
yordu?
Ya da tarihsel yapılann sürekli yok ol-
ması artık durdurulmalıydı: ama acaba
bunlan yine kimler ve "hangi amaçlar"
için yıkıyorlardı?
Sorulan da tıpkı kendi yazarlık kimliği
gibi "somut" olunca, bunlara verilen yanıt-
lar da sorunlann çok daha gerçekçi olarak
sergilenmesine neden oldu. O gün bugün-
dür ben de artık yazılanmda hep sadece so-
runlara değil, "sorumlulara" da yer veri-
yorum.
Doğrulan ve güzellikleri belirtirken de
bu çabalann "kahramanlarını" tanıtmaya
özen gösteriyorum.
Ekmekçi, son rahatsızlığı nedeniyle ya-
zılannı yazamadığında bir yanımız zaten
eksilmişti.
Şimdi artık hiç yazamayacak ve bu ek-
sikliğimizhiç giderilemeyecek. Yani dene-
bilir ki yokluğu da "somut" olacak. Bu za-
mansız aynlığa ise ne biz alışabileceğiz ne
de sevgili okurlan alışabilecek. Hele kül-
tür şenlikleri, belki de hep sönük geçecek...
sağlıklı bilgi için basın mensubu arka-
daşlan görevlendirmiştik. Bunlardan
ilki, Maliye Bakanhğı nezdinde Ek-
mekçi oldu. Eskiden bildiğim devlet
adamlan gibiydi. Pek çok gizli bilgi-
yi, kendisinde kalmasını istediğimiz
bilgileri hiçbir zaman yazmazdı. Tam
bir halk çocuguydu. Halkın her kesi-
minde dostlan, arkadaşlan vardı. Ken-
disine özgü yazı biçemiyle en çapra-
şık konulan akıcı yazardı. Dört dört-
lük, dostluğuna güvenilir, sır tutması-
nı bilen yüce bir insandı. İyi bir babay-
dı.,Ekmekçi'yi çok erken kaybettik.
Vedalaşamadığım için büyük üzüntü
duyuyorum. Türk basını ve Türkulu-
su Mustafa Ekmekçi'yi her zaman
arayacaktır.
Yalçın Bayer (Eski Cumhu-
riyet Gazetesi Haber Müdü-
rü. Hürriyet yazarı): Teiefonia
sık sık arar, ilk sözü "ne var ne yok"
olurdu.
Ekmekçi bizim için bir simgeydi.
Onun için her şey haberdi. Sadece
köşesinde yazmaz, öğrendiği her şeyi
haberlere katardı.
Kalemi, not defteri ve teybi cebin-
den eksik olmazdı.
Ankara Notlan'ndaki yazılannda
belki binlerce kişinın adı, eylemi, gö-
rüşleri yer aldı. Taşra insanının nabzı-
nı tuttu. Anadolu'nun gerçeklerini
yansıttı.
Yazdıklan bugün bir belge nıteli-
ğindedır. Kısacası o, toplumun bir ay-
nasıydı.
Nasıl namuslu ve ilkeli bir gazeteci
olduğunu bugünki gençlere öğretme-
liyiz.
Ekmekçi ağabey 'seni bir daha oku-
ma>acakmışız mı ne'.
Toprağı bol olsun.
Ferda Güley: İlk kez
sana (Ankara Notlan) hak-
kındaki görüşümü şöyle an-
latmıştım. Sen Ankara Not-
lan'nda öyle bir biçim kul-
lanıyorsun ki, okuyuculan-
na, sabahleyin evden gü-
neşli havayı göstererek
şemsiyesiz çıkartıyorsun ve
aradan çok geçmeden mas-
mavi gökyüzü birden kara-
nyor, ortalığa bulutlar üşü-
şüyor ve birden hafif bir
yağmur, eskilerin çise de-
dikleri inci bir yağmur baş-
lı^or. Evden şemsiyesiz çı-
kan okuyuculann hiç far-
kında olmadan ıliklerine
kadar ıslanmış olarak evle-
rine dönmek dunımunda
kalıyor.
Ekmekçi; Sen bana göre
her şeyden önce 'satir ara-
lannda'.'ahmak ıslatan
yağmunı' idin, sen benim
kardeşımdin. Konyalı sen,
çoluk çocuğumla Karade-
nizli olan benim bir tür ak-
rabamdın. Allahaısmarla-
dık diyorsun şimdi. Biliyor
musun kimlere? Köy Ensti-
tülerini bitiren öğretmenler
başta tüm öğrermenlere; ce-
zaevlerinde yatan tüm ke-
dersizlere, tüm halk yazar-
lanna, tüm okuyuculanna
ve de bizim Fatma'ya. Fat-
ma'yı anımsıyor musun?
Hani yıllar önce bizim ya-
nımızda çalışan Farma'yı...
Sen ne vakit telefon eder-
sen o açtığında bana sesle-
nirdi. Amca... "Fınncı am-
ca teiefbn ediyor"...
Bizlere allahaısmarladık
dediğin bugünde Fatma
ayırtısını nıçin yazıyorum.
Şunun ıçın: Ankara Notla-
n'nın sahibi olan seni, he-
pimizden fazla en iyi anla-
yan o kızımızdı. Çünkü sen,
gerçekten toplumun ezilen,
sömürülen, itilip kakılan
kesimlerinin, dostluğun ar-
kadaşlığın, bir inanca bağ-
lılığın ve namuslu yaşamın
hamurunu, herkesi seven
yüreğinin fınnında pişiren,
ekmekleştiren bir kocaman
gazeteci yazardın. Gerçek-
ten sen ekmekçiden fazla
bir fınncı idin. Benim ve
bütüm ailemin geride bırak-
tığın sayın eşine ve çocuk-
lanna duyduğu saygılı baş-
sağlığı dileklerimizle sana
güle güle Fınncı Amca di-
yoruz.
BİTTİ
ÇALIŞANLARIN SORULARI / SORUNLARIYILMAZ ŞİPAL
6
Yeşil pasaport kimlere veriliyor'
Soru.'Rabam de\Iet memuru emeklisidir. Kendisi önce 2. dereceden
emckli a\lığı alırken 1. dereceye yükseldi. Ben evli olma>an
kızıyun. Yeşü pasaportun sadece 1. dereceden emekli olanlar-
la aÛesineverildiği, 2. dereceden emekli olanlara yeşil pasaport
verileme>eceği söylendi. 1) Yeşil pasaport kimlere veriliyor? 2)
Babam. 1. dereceye yükseldiğine göre bana yeşil pasaport
verilir mi?
(N.A.)
5682 sayılı Pasaport Yasası'nın 12. maddesine göre:
"Türkiye Cumhuriyeti namına verilecek pasaport
w
lar şunlardır:
"I- Diplomatik pasaportlar.
II- Hususi damgalı pasaportlar.
III- Hizmet damgalı pasaportlar,
IV- l'muma mahsus pasaportlar,
V- Yabancüara mahsus pasaportlar.''
Kamuoyunda "yeşilpasaport"olarak bilinen yasal deyiş ile "Hususi
damgalı pasaportlar''ın kimlere verileceği, Pasaport Yasası'nın 14
maddesinde a>nntılı olarak anlatılmıştır.
"Hususi damgalı pasaportlar. Tflrkiye Büyük Millet Meclisi eski
üyeleri, eski bakanlar ile birinci, ikinci ve üçüncü derece kadrolarda
bulunan veya bu kadrolar karşılık gösterilmek veya T.C. Emekli Sandığı
ile Ugilendirilip emekli kesenekleri bu derecelerden kesilmek suretiyle
sözleşmeli olarak çalışnran devlet memurian ve diğer kamu görevliler-
ine (-) verilir.
Bunlardan emeklDikveyaçekilme sebepleri ilevazifelerinden aynlnuş
olanlara da bu nevi pasaport verilir.
Büyükşehir, il ve ilçe belediv ebaşkanlanna,görcvleri süresince hususi
damgalı pasaport verilir. Hususi damgah pasaport alabilecek durum-
da bulunanlarm eşlerine de aynı nevi pasaport verilir. Hususi damgalı
pasaport almaya hakkı bulunduğu sırada vefat edenlerin dul eşlerine
başkası ileevlenmemiş iseaynı neviden pasaportverilmesi mümkündür.
Hususi damgah pasaport alabilecek durumda bulunanlann yanuıda
yaşayıp evli bulunmayan ve iş sahibi olmayan laz çocuklarryla yine
yanında yaşay ıp reşit bulunmayan erkek çocuklanna da hususi dam-
galı pasaport verilir." Kısaca, yasadaki anlatımdan. kamuo>xınca "yeşil
pasaport" olarak bilinen, "Hususi damgalı pasaportlar"ın, binnci,
ikinci ve üçüncü derece kadrolarda bulunan devlet memurlanna, aynı
derecelerde bulunan sözleşmeli personele ve diğer kamu görevlileri
ile bunlann emeklilerine. dullanna, evlenmemiş ve iş sahibi de ol-
mayan kız çocuklanna ve ergın (reşid) olmayan erkek çocuklanna da
verildiği anlaşılmaktadır.
2) Yasaya göre, hususi damgalı pasaport (yeşil pasaport) almanıza
engel yoktur.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN
SAĞA:
1/ Gizlıce veri- 1
len önemli ha-
ber... Arap er-
keklerinin kefı- 3
yelerinin üzeri-
ne bağladıklan 4
kalın çember c
bağ.2/"Tan--
-": Karikatür 6
1 2 3 4 5 6 7 8 9
sanatçımız... -,
Taş kınklan
üzenne kum 8
döşenip silin- „
dırle sıkıştınl- "
mış yol. 3/Gertnanyum
elementınin simgesi...
Sahıp olma, kazanma. '
4/ Gözleri görmeyen... 2
Ekvator bölgelerinde 3
yetişen bir meyve ağa- A
cı. 5/ Ağırbaşhhk. 6/ 4
Osmanlı mimarlığvnda ^
mukamaslı başlıklann 6
enüstbölümü... Kişinın 7
öz benliğı. 7/ Zımbab- „
ve'nın başkenti... Kara-
ciğerin salgıladığı acı 9
sıvı. 8/Soğukla sıcak arası.
ma, isteme... Amaç.
Büyük, in, geniş. 9/Razı ol-
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Eski Romahların ulusal giysisi olan geniş ve uzun har-
mani... Hayvandamı. 2/Faız... Haftanın bir günü. 3/Şaş-
ma belirten bır ünlem... Osmanlılarda önce halktan yal-
nız olağanüstü durumlarda, sonralan ise sûreklı olarak
toplanan vergi. 4/Ispanyollann sevinç ünlemi... "Mani-
la keteni" denilen dokuma maddesinin elde edıldığı muz
ağacı türü. 5/Senegal'ın başkenti. 6/"Yâ Rab bela-yı aşk-
lakıl — benı"(Fuzuli)... Kurnaz, açıkgöz. 7/Tıpdilin-
de belsoğukluğu hastalığına verilen ad... Müstahkem
yer. . 8/ Sabah rüzgân... Tarhana, bulgur yapmak için
kullanılan kabuğu soyulmuş ve kınlmış buğday. 9/ Panl-
tı... Bir ışık ya da ısı kaynağından yayılan ışınlann top-
landığı yer.
ÖRÜŞ I DENtZ KAVTJKÇUOCLU
Tayyip Erdoğan
Tayyip Erdoğan, Istanbulun yaklaşık on dört mil-
yon nüfusuyla Avrupa'nın neredeyse en büyük ken-
tinin belediye başkanı. Bu kentin insanlannın çağın
gereklerine uygun bir yaşam sürdürebilmeleri için
sorumluluklar üstlenmiş bir yönetici. Her ne kadar bu
kentin seçmenlerinin yüzde sekseni ona "hayır" de-
miş olsa bile üç yıldır musluğumuzdan akan sular-
dan, yürüdüğümüz sokaklardan, geçtiğimız alanlar-
dan, caddelerimizi aydınlatan lambalardan, bu ken-
tin kıyılanndan, parklanndan, bahçelerınden hatta
soluduğumuz havanın temizliğinden birinci derece-
de sorumlu bir politik kişilik.
Kim ne derse desin Tayyip Erdoğan, bu görevlerı-
ni en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyor. Trafiğin yo-
ğun olduğu kavşaklara ulaşımı kolaylaştmcı önlem-
ler getiriyor, yanm bırakılmış tesisleri kullanıma açı-
yor, kullanılan yanlış topraklama nedeniyle dikilen
ağaç fıdanlannın en az yansı kurusa da Istanbul'u ye-
şillendirmeye çaba gösteriyor. Tarih onu, "Prens Ada-
lan'na çeşme suyu götüren ilk başkan" olacakana-.
cak. ' "
Tayyip Erdoğan bunca yıl sonra bu kentin en üst
yönetimine gelen Istanbul doğumlu ilk belediye baş-
kanı. Bu kentin sokaklannda büyümüş, gençliğinde
bu kentin sahalarında top koşturmuş.
Fakattüm bunlar Tayyip Erdoğan'ın Istanbula bir
kez daha başkan olmasına yetmeyecek. Bir sonra-
ki seçımlerde Istanbullular Tayyip Erdoğan'ı seçme-
yecekler. Çünkü bu kentin insanlan, yeni bir yol kav-
şağına ya da yeni açılan bir su havzasına karşı be-
del olarak tüm toplumsal ve kültürel kazanımlannı
ödemeye nza gösterecek bilinçsiz bireyierden oluş-
muyor. Istanbullular, Tayyip Erdoğan ve onun siya-
sal yandaşlannın yaşam alanlannı daratttığını, özgür-
lüklerini kısıtladığını birçok örneğiyle bizzat görüp
yaşıyorlar.
Tayyip Erdoğan'ın kişiliğinde bu kenttetemsil edil-
mek istenen siyasal-ideolojik görüş, merkezden va-
roşlara kadar bu kentte yaşayan ınsanlann geçmiş-
ten gelen ve sahiplenip sürdürdüğü birçok geleneği
yok sayıyor. Bu kentin birçok cadde ve sokağında,
dünyada sayısız örneği görüldüğü ve "normal" ko-
şullarda bizde de doğal karşılanacağı gibi bir masa
dört sandalye atıp açık havada bir lokma yemek ye-
mek artık suç sayılıyor. Bu kentin en manzarah tepe-
lerinde, en gorkemli konser salonlannda, tiyatro fu-
ayelerinde bir yudum içki içmek yasaklanıyor. Bu
kentin en köklü kitap ve sanat etkinlikleri yok edilmek
ısteniyor. Istanbul'a kent kimliği kazandıran sıvıl top-
lum kuruluşlannın ödenekleri kesiliyor, mekânlan el-
lerinden alınıyor.
Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde bu kentin yöneti-
minielegeçiren Istanbul'un "dahilitaşrası" sahiplen-
diği siyasal-ideolojik görüşünü öne çıkararak ve bu
görüşün dayandığı söyleminin "dokunulmazlığı" var-
sayımının ardına saklanarak kendi yaşam biçimini
çoğunluk Istanbulu'na dayatmak istiyor.
Istanbul ve Istanbullular kendisine farklı renklerin,
farklı kimliklerin, farklı birikimlerin, farklı yaşam biçim-
lerinin banşçı birlikteliği yerine, -istenirse binlercesi
bulunabilecek belediye yönetmelikleriyle- monolitik
bir dünya görüşünün kurallar manzumesinin daya-
hlmasına ilk olanakta elbette "Dur!" diyecektir.
Büyük çoğunluğu Müslüman olan bu kentin in-
sanlan, hiç kuşku yok ki kendilerine nesnel yaklaşa-
bilen Müslüman bir belediye başkanını aynı nesnel-
likle karşılayabilirlerdi. Olmadı. Tayyip Erdoğan bir-
çok ülkenin nüfusundan daha kalabalık olan böyle-
sine büyük bir kentin başkanına yaraşacak nesnel-
liği gösteremedi. Demokrasiyı siyasi mücadelede
yalnızca bir araç olarak gördüğü için hiç kimse ken-
disinden çağdaş demokrasinin özünde farklı düşü-
nenlerin haklannın erk karşısında korunması demek
olduğuna ilişkin örnekler sergilemesini zaten bekle-
miyordu. 19 Mayıs törenlerindeyönettiği kentin okul-
lannda okuyan kız öğrenciler önünden geçerierken
başını eğip gözlerini kaçıranTayyip Erdoğan, bu met-
ropole ve bu metropolün ınsanlanna da nesnel bir
gözle bakamadı. Siyasal-ideolojik kişiliği, teknokrat-
yönetici kişiliğine ağır bastı.
Yine bu nedenle örneğin Fenerbahçe'yi Kâğıtha-
ne kadar, Etiler'i Çarşamba kadar, Ataköy'ü Sultan-
beyli kadar sevemedi. Bu kentin insanlannın büyük
çoğunluğunu yoldan çıkmış ve mutlaka yola sokul-
malan gereken başıbozuk kalabalıklar olarak gördü.
Onlan, "yeniden fethedilecek" bir kentin "kurtanlma-
sı gereken" insanları olarak değerlendirdi. Tarihteki
tüm fatihlerin yaşamış olduğu topluma karşı yaban-
cılaşma sürecini, görevinin henüz ilk yıllannda ve da-
ha "fatih" olamadan yaşamaya başladı.
Kendi siyasal-ideolojik görüşlerine ve kendi inanç-
lanna gösterdiği saygıyı, yönettiği kentin insanlannın
bireysel özgürlüklerine karşı gösteremediği ölçüde oy
yitirecek ve bir daha seçilemeyecek.
Tayyip Erdoğan'a iki yıl daha katlanacağız.