Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13MAYIS1997SALI
OLAYLAR VE GORUŞLER
Türkiye ve Uygarlık
Prof. Dr. SUNA KİLİ / Boğazıçı Unıversıtesı
A
taturk'un 10. YılSoyle-
vfnde yer alan şu tum-
ce bıze Ataturk Devn-
mı'nın ozû ve amacını
açıkça belırtmektedır
"Hiçbir kuşkum \ok-
tur ki, Turkluğun unutulmuş buyuk
medcni \asfı bundan sonrakı gelışımh-
le gelecegm mederuvet ufkunda >eni bir
guneş gıbi doğacaktır.Turkluk \e uy-
garlık -Ataturk'un sık sık bırlıkte kul-
landığı ıkı anlamlı sozcuk TurkJuk ve
uygarlığı bırlıkte duşugmek oncelıkle
ırkçı, saldırgan bır ulusçuluk anlayışı-
nın benımsenmedığını gostenr Türklu-
ğun uygar dünyada yer alışı kuşkusuz
uygar dunyanın benımsedıgı evrensel,
ınsansal değerlere \enlen onemı de
vurgulamaktadır Ancak unutmamak
gerekırkıulusaldevletıkurmadan çağ-
daş bır sıyasal yonetım uygulamadan
bu evrensel değerlere açık olmak ola-
naksızdır Ulusal devletı kurarak, ulu-
sallığı ve laıklığı temel ılkeler olarak
benımseyıp çağdaş uygarlık duzeyıne
ulaşmamız ıçın dunya ıle ıletışım. dıya-
log ıçınde bır Turkıye amaçlanmıştır
Bu konuda Ataturk dıyor kı "Uyuyan
bir ulusu uyandırmak cesur bir girisim-
dir, fakat biz uvanmaya ve uyanık kal-
maya karar verdik. Modern büûn ev-
renseldır. Biz bu bihmden rumuyle ya-
rarlanacağız. fakat daıma da Turk kal-
mava çalışacağız." (11
Çağı vakalamak ıçın sıyasada. kul-
turde hukukta yonetımde, kısacasıher
alanda us ve bılımın egemen olması ge-
rekmektedır Ataturk, "Yaşamda en
gerçek vol gosterici bilimdir" dıyerek
çağı yakalamamızı sağlayacak yontemı
belırlemıştır Buyontem tumgelışmış
ulkelenn de benımsedıgı bıryontemdır
Bu yontemı kullanarak Turkıye hem
uygarlık yonunde yuruyecek ve hem de
dunyavla ıletışım ıçınde bır ulke ola-
caktır
Ataturk pek çok soy lev ve demecın-
de, "ortak uvgarük", **çağdaş uygar-
ük", "uvgar dunya", "Turkluk ve uy-
garlık" sozcuklennı, kavTamlannı kul-
lanmıştır Ataturk gelışmış düny ayı bır-
çok yönuyle ornek alırken mazlum
uluslann haklı davalannı da benımser
ve destekler Ataturk un ıç ve dış sıya-
sası gerçekçı, usçu ve ınsansaldır Tum
uluslann bağımsız olmalanndan, m-
sanlığın firsat eşıtlığıne gonence ka-
vuşmasından yanadır Ve Ataturk der
kı "SomurgeciHkveempervaliznıver-
yuzunden yok olacak ve verlerine ulus-
İar arasında hiçbir renk, din ve ırk far-
kı gozetmeven veni bir uyum ve işbirii-
ği çağı egemen olacaknr." (2)
Ataturk donemınde odun vermeden,
kararlılıkla uygarlık yolunda hızlı
adımlarla ılerleyen. hem kendı kulturu-
nü gelıştıren ve hem de tum dunyavla
ıletışım dıvalog ıçınde bır ulkeyken,
özellıkle bır suredır uygarlık yolundan
saptırma gınşımlen ve çağdışı uygula-
malarlakarşıkarşıyayız "Yurttaşlann
biıyuk çoğunluğu Iran, Suudı 4rabıs-
tan, Cezayir'in konumuna duşecek bir
ülkede yaşamak ıstemivor. Dinci bir
devlet duzenmde ummet olmak, laik
Turkıye Cumhuriveti yurttaşının ve
Turk ulusunun asla kabul edemeveceği
bir genciliktir (irticadır). \sker ile srvi-
lin sonuna dek paylastığı bir uygarlık
sorunu gündenıdedir."(3)
Ulkemızdekj son gelışmeler şenatı
tumuyle egemen kılma gınşımlendır
Bu gınşımler, şenatın yanı sıra başka
vasalann da yasama geçınldığı Osman-
lı donemınden de genye gıtme amacı-
nı sergılemektedır Bu, uygarlık yolun-
dan aynlmaktır Turkluk kımlığinın,
ulusal kımlık bıhncının yenne dıncı-
tslamcı bılınç, ulusçuluk yenne um-
metçılıkkonmakıstenmektedır Turki-
ye Cumhuriveti yenne Tûrkije İslam
Cumhuriyeti'nın hazırlıkJan yapılmak-
tadır Ataturk'u, Ataturk ılkelennı, du-
şünce ve amaçlannın en buyuk engelı
gören rejım duşmanlan, şevhler mol-
lalar bırleşmıştır Dışkaynaklı şenatçı,
hılafetçı duşünce vakıflaşarak, şırketle-
şerek ekonomıyı, eğıtımı, oğretımı
toplumsal yaşarm, dev let orgütunu de-
netımı altına almakta, tumuyle almayı
hedeflemektedır 1924yılındayaşama
geçınlmış olan oğrenımın bırleşerek
eğıtımm ulusal, laık temele oturmasını
sağlayan yasa gıbı obür devnm yasala-
nnın uygulanması engellerle karşılaş-
maktadır Öte yandan toplumsal yaşa-
mımızı, devletımızı dın temelıne da-
>andırmanın gınşımlen yapılmaktadır
Şenat duzenını benımseyen kurslar,
okullardesteklenmektedır Boylecebır
taraftan hâlâ laık, ulusal varlığını sur-
durebüen eğıtım kurumlannda Ataturk
Devnrru, uygarlık^anlısı kuşaklar ye-
tıştınlmektedır Ote vandan dınsel
amaçlı okullarda da karşıdevnmcı ku-
şaklar yetıştınlmektedır Ataturk Dev-
nmı ne karşı yetıştınlen bu kuşaklar
"uygarhğuı asgari müştereklerini" an-
lamamakta hatta yadsımaktadırlar Bu
bağlamda Ataturk Devnmı'nın ıkıncı
adamı İsmet İnönü'nun şu uyansını
belleğımızden çıkarmamalıyız "De\-
rimin davasu başhca iki vönde ortaya
çıkmaktadır. Bırinci ve surekli gorev yo-
nu şudur: Seçilen vollardan hıçbır sebep
ve suretle genve donmemelı, hiçbir se-
bep vesuretle kazandıklarunızı kaybet-
memeli ve gozden çıkarmamalıyız.
Turk Devrimi bu konuda çıfte cepheli
bir dikkat ve savunmava zonınludur.
Çifte cephe,dışandan saldın ve içeriden
saldın olasılıklanna karşıdır. Bir dev-
rim için ölum darbesi, her şeyin kaza-
nılmış ve guvenilir bulunduğunun sa-
nılmasıdır." (4)
Dıyebılınz kı Ataturk donemınde sı-
yasal sıstemın hem ılencı, hem de ıs-
tıkrarlı olması onemlı olçüde onder
kadronun ulusallığından, dınamızmın-
den, karariılığından ve yüksek nıtelı-
ğınden kaynaklanıyordu Ataturk ve
onun ılencı kadrosunun ozellıklen sı-
yasal sıstemın alabılırlığıru (kapasıtesı-
nı) arttıncı ve çağdaşlaşmayı hızlandı-
ncıbıroğeydı Bukadro amaçvearaç-
ta bırlık ıçındevdı Amaç çağdaş uy-
garlık duzeyıne ulaşmaktı Araç ıse ulu-
sal guce, usa ve bilime dayanarak eum-
hurivetçi, halkçL ulusçu. devletçi. laik
vedevrimci ilkeler doğruHusunda çalış-
mak ve çaba gostermekti.
Insanı toplum ıçınde, ulusu uluslar
topluluğu arasmda devletı de oburdev-
letler karşısında kışılık sahıbı sozune
guvenilir, uygar, bağımsız, ozgur kılan
nıtelıkler. özellılder. değer>argılan, ıl-
keler vardır Bunıtelıklerve değer yar-
gılan, kışılenn. toplumlann ve devlet-
lenndavranışlannda kararlannda, uy-
gulamalannda vonlendıncı etkenlerdır
Kışının, toplumun devletın ılkelen de-
ğeryargılan onlann davranışlannın na-
sıl olacağının onceden kestınlmesının,
bılınmesının olduğu kadar, onlara kar-
şı takınılacak karşı davranışlann da çer-
çeve v e dozunun ayarlanmasında da be-
lırleyıcı ölçutlerdır Ömeğın ruşvete
meylı bılınen kışıye ruşvet önensı ko-
laydır Yanağına tokat şakladığında
obür yanağını çevıren kışının tokattan
kurtulması olanaksızdır Haksızhklar
karşısında duyarsız. tepkısız duruma
dûşen toplumlann haksızlıklardan kur-
tulmasmaolanakvoktur Bır başka dev-
letm > onlendırmelenne, kararlanna sı-
yasalanna boyun eğen onlann gudü-
mune gıren devletlenn bağımsızlığın
gereklenm yenne getırmesı olanak dı-
şıdır
Durustluk. doğruluk, başkalannı ku-
çuk gormemek, hoşgörulü olmak, baş-
kalannın ınançlanna saygı duymak,
ozû sozu bır olmak, ıyılıkseverlık, ıyı-
lığı başa kakmamak, başkalannı da du-
şunebılmek, zayıfi. guçsuzu korumak,
ar duygusuna sahıp olmak, kendımıze
yapılmasını ıstemedığımızı başkalanna
uygun görmemek, haksızlık karşısın-
da susmamak, ozgürluğe herkesm hak-
kı olduğunu kabul etmek v e sav-unmak,
yasal olmayan kazanç peşınde koşma-
mak ınsan varlığına saygı, ınsanın ın-
san olmaktan kaynaklanan haklan,
ödevlen, sorumluluklan olduğuna
ınanmak, gorevı, yetkıyı kotuye kullan-
mamak Bunlar kışıyı erdemlı, uygar
nıtelıklı kılan değerlerdır Bu değerler
toplumlarca devletlerce de pavlaşıldı-
ğı, topluma ve devlete mal edıldığı ol-
çude toplumlann, dev letlenn değer yar-
gılan duzeyıne ulaşır Bu değerlenn
hepsı kışılenn toplumlann, dev letlenn
yuzunu ağartan onlan yucelten onur-
lu, erdemlı, uvgar kılan nıtelıklerdır
Biz yukanda sıraladığım değerlen
buyuk olçude Ataturk donemınde ya-
şamış bır ulusuz Böyle bır geçmışten
gelıyoruz Biz bu değerlen hâlâ yıtır-
medık ınancını taşıyorum Bu değerle-
n benımsemeyen, köşe donmecılığı on
plana alanlar manıyorum kı hâlâ ulke-
mızde azınlıktadır Azınlıktadırlar, an-
cak bu koşe donmecı ılkesız kesım sı-
yasada, ekonomıde güçlu bır konuma
gelmıştır Bunlar ulkemızı uygarlık yo-
lundan saptınp, Ataturk devnmının ay-
dınlatıcı yolundan uzaklaştınp, yozlaş-
mışlık. gencılık batağına suruİdemek
ıstemektedırler Ancak unutmamak ge-
rekırkıaskenyle, sıvılıyle aydınlıktan,
erdemden, tutarlıhktan, uygarlıktan,
Ataturk'ten ve Ataturk Devnmfnden
yana olan bızler çoğunluktayız
Konuya sennkanlılıkla eğılırsek, her-
kesın bır noktada bırleşeceğını sanıyo-
rum Bu bırieşme noktasını açıkJaya-
lım Herhalde Turkıye'nın durumu
Mustafa Kemal'ın 19 Mayıs 1919'da
Samsun'aayakbastığı Kurtuluş Sava-
şı'nın daha orgutleme aşamasına gel-
medığı gunlerden daha kotu. herhalde
toplumumuz ve halkımız o yıllardakı
kadar yoksul değıldır Daha açıkçası
Turkıye o gunku Turkıye değıldır Er-
keğıyle. kadınıyla. bunca ıyı yetışmış,
deneyımlı ınsan gûcuyle Turkıye dun-
yada çok daha ılen bır konumda olabı-
lırdı, olabılır Yeterkı sıyasal sıstem bu
gucü kullansın, kullanmasını bılsın
Ancak çok onemlı bır noksanlık bunu
engellemektedır O da şudur Turkıye,
hukumet etmesını. halkın ve ulkemn
yarannı bılen, ulke sonınlannı her şe-
yın ustunde tutan yeteneklı tutarlı
guçlu, erdemlı guvenverenbırıktıdar-
dan yoksundur îşte bu nedenledır kj bu
avdınlıktan ve uygarlıktan uzaklaşılışa
"Ataturk Devrimi'nin amacını anlamış
olan" ordu, demokratık kıtle orgutlen
kıtle ıletışım araçlan ve Turk halkı gıt-
tıkçe artan bır oranda "dur" demekte v e
devnrru korumaya u
muktedir" olduk-
lannı gostennektedır
(U Ernesl Jackh Dunku Bugunku Yannkı
Turluve hlanbul 1946 s 201
(2) h.n\erZı\aKaral Ataturk tenDüşunceler
Ankara Türk Tanh Kurumu Basımew 1956 s
n
(1) Kesın Öngoru Cumhunyel 31 Mart
1997 s 1
(4) tsmetlnönü Mrfhyet 21 Mart 1934
ARADABİR
MUHAMMED DAFİEmekh Vaız
Köy Enstitülerinden
İmam-Hatiplene!..
Ataturk onderlığıncfekı Turk aydınlanma sure-
cınde Koy Enstıtulerı, eğıtım yoluyla çağa açılma-
nın sımgesıydı Cumhunyet Osmanlı'dan, yoksul,
dıngın ve dunyaya kapalı bır koy teslım almıştı Ana-
dolu ınsanı okumasız yazmasızdı Urettıklennı ure-
tıcı gucunu savaşlarda tuketmış Ataturk'un deyı-
şıyle "Harap ve bıtap duşmuş "tu Yenı devletın
varlığı bu "harap" yurdun temelden onarılmasına
ve "bıtap" duşmuş ınsanın eğıtım yoluyla canlan-
dırılmasına bakıyordu Turk devnmının çağıncıl ay-
dınlanmacı ozunu ıçınde taşıyan Halkevlen, Turk Dıl
ve Tanh Kurumları ıle Koy Enstıtulerı gıbı temel ku-
rumların ozgorevı (mısyonu), yıkık yurdu onararak
bıtkın ınsanı dınlterek dıpdın bır toplum/ulus, yep-
yenı bayındır bır ulke yaratmaktı Sorun karmaşık,
ışler yoğun ve zorluydu Yine de çok kısa surede
"Çok ve buyuk ışler " başanldı Bugunkulerın sa-
ta sata bıtıremedıklen kamu kurum ve kuruluşlar, o
yurekten savaşım gunlennın, o ozverılı çalışmala-
rın urunudur
Yıkılmış ulkeyı onarmak, bıtkın ınsanı canlandır-
mak amacıyla kurulmuş, çok amaçlı eğıfjm kurum-
lanydı Koy Enstıtulerı Bınlerce oğretmen, usta oğ-
retıcı, sağlıkçı ve tarımcı yetıştırdı kısa surede 21
enstıtude, parasal değen katrılyonlara varan yapı
kuruldu alan açıldı, mılyonlarca donum toprak ış-
lendı, ekenek durumuna getınldı, mılyonlarca ağaç
yetıştırıldı, buyuk ve kuçuk baş bınlerce hayvan
uretıldı Ben Anfıye, Duzıçı, Ladık, Pazaroren, Er-
nıs, Dıcle, Çıftelerve Yıldızelı Koy Enstıtulerını gor-
dum Anadolu ınsanının Anadolu gençlığının onu
açıldığında bagnaz baskılardan arındınldığında na-
sıl bır yaratıcı guce donuştuğunu oralarda gozle-
dım Koy Enstıtulen kapatılınca, aynı kaynaktan ge-
len ınsanlar, ımam-hatıp okullarına kanalıze edıldı
Koy Enstıtulenne de beyler, ağalar çocuklannı, ya-
kınlarını gondermıyoriardı imam-hatıp okullanna
da beyler ağalar çocuklarını yakınlarını vermedı-
ler Ama Koy Enstitülerinden yetışenler uydu, uya-
roğlu kışılığı reddettıklen ıçın başlarına gelenler,
ımam-hatıplılerın başlarına gelmedı Imam-hatıplı-
ler uydular, uyarlandılar Koy Enstıtululer uretıcı ol-
dukları ıçın akıllarına ve bıleklerıne guvendıler
Imam-hatıplılertuketıcı ve ınançlı olduklan ıçın gu-
venceyı ve dayancayı kendı dışlarında aramak zo-
runda kaldılar Koy Enstıtululer kendılerını bılgıle-
nyle urettıklerı bılımsel verılerle, sanatsal, yazınsal
urunlerie savundular Polemığe, polıtıkaya sığın-
madılar Kendılenne yoneltılen ıftıralardan, çamur-
lamalardan hep yuzlen ak çıktılar Hıçbır Koy Ens-
tıtulu komunıstlık suçundan hukum gıymedı Aynı
kaynaktan gelen ve ımam-hatıp tezgâhından geçen
koylu ve ışçı çocuklarıysa tuketıcı olarak yetıştırıl-
dıler Aılelerınden gelen yaratıcı damarları korletıl-
dı Akıllannın onune ınanç engelı konuldu Ellenyle
beyınlennın arasına boşınanç helıklerı yerleştırıldı
Onun ıçın de ımam-hatıplıler Tanrı nın kendılenne
verdığı ınsansal yetılen kullanmaktan acız kaldılar
Sorunlarının, karşılaştıkları guçluklerın çozumunu
Tann'dan dılemekten oteye geçemedıler Sığınıcı-
yetıştırıldıklerı ıçın sığınmacı oldular Zorluklar, zo-
runluklar karşısında takıyyecılığı temel felsefe ola-
rak benımsedıler Koy Enstıtulennde kurumlaşan
Ataturkçuluk, yurt ve ulus sevgısı, ımam-hatıp okul-
lannda geçerlı ve gerçekçı olmayan bırtakım dın ve
ınanç soylemlerıyle bulandırılarak zaman zaman
duşmanlıklara varan yonelımlere eğılımlere donuş-
turuldu
'Dunyada her şey ıçın uygarlık ıçın yaşam ıçın
başan ıçın en gerçek yol gostencı bılımdır, fendır
Bılım ve teknığın dışında yol gostencı aramak ay-
mazlıktır, bılgısızlıktır, sapkınlıktır" dıyen Ataturk,
dıne-ınanca karşı değıldı Dını ve ınancı sıyasal
emellerıne dayanak edenlere, ınsanlan bırtakım dın-
se yonlendırmelerle kışkırtanlara ınsanların yara-
tıolıklannı korletenlere ınsanların uretıcı damarla-
rım dınsel, ınançsal bırtakım baskılarla kesmeye
yötenenlere karşıydı Onun ıçın bılım dedı, fen de-
dı, laıklık dedı, uygarlık dedı
Yanlış Kaynaklı Büyüme - Enflasyon
Dr. ŞEVKET
1
997 yılının buyume hızının yuzde
7 5 dolaylannda olacağı anlaşılıyor
Gelışmış obur ulkelenn buyume
hızlan duşûnülduğunde sevırulecek
bır oran olmasına karşın kaynağı
ıtıbanyla onumuzdekı aylaraçısın-
dan tehlıke yaratacak bovuttadır Turkıye'de
1994 y ılında vaşanan ekonomık bunalıma yol
açan para pıyasalanndakj bunalım, dövız kur-
lanndakı hızlı artış ve uluslararası derecelen-
dırme şırketlennın Turkjye nın kredı notunu
duşunnesı ıle başlamış, vanlış para polıtıkala-
nvemudahalelenngecıktınlmesı ıle bunalım,
malı kesımden ekonomının genelıne ve reel
kesıme kavmıştır
Malı pıyasalarda bunalıma yol açan hızlı pa-
rasal genışlemenın yanı sıra 1991 sonrasında
uy gulanan ıç tuketıme dayalı ve kısa vadelı dış
borçlanma ve sermaye hareketı ıle fmanse edı-
len hızlı buyume polıtıkası da etkılı olmuştur
Rakamsal venlenn benzerlığınden hareketle
1994 yılı başında gerçekleşen dov ız bunalımı-
nın 1997 > ılı sonunda ya da 1998 yılı başında
tekrar etme olasılığı soz konusudur (tabıı kı
kaynak paketlennın ve denk butçe hedefının,
genelın beklentısının aksıne havata geçmez
ıse')
Turk ekonomısınde dovız vetersızlığıne ve
dovız knzlenne yol açan onemlı nedenlerden
bın ekonomıdekı buyume hızı ve büyumenın
kaynağıdır Tûrkıve ekonomısının buyume hı-
zı ıle dış tıcaret açıklan arasında çok yakın bır
ılışkı bulunmaktadır Turkıye'de yatınmlarve
ımalat sanayıındekı buyume ıle kapasıte kul-
lanımı buyuk olçude dışalıma (ıthalata) bağım-
hdır
Bu nedenle sanayı kesımınde yatınmlar ve
uretımde artış, Türkıye'nın dışalımını da yük-
seltmektedır Turkıye'nın sanayıleşmeye da-
yalı buyumesının dovız dengesıne getırdığı
olumsuz etkınm gıdenlmesı ıçın sanayıleşme-
nın avnı zamanda dışsatıma (ıhracata) yonelık
gerçekleştınlmesı zonınludur
1991 -1993 y ıllan arasında uy gulanan ıç tû-
ketıme dayalı buyume, dışalımın da hızlı artı-
şı ıle dış tıcaret açıklannı yukseltmıştır 1995
ve ozellıkle 1996 yılının ılk yansında da dışa-
lıma dayalı ve ıç tuketımın yönlendırdığı bır
buyume yaşanmıştır Buyume hızlan ve kay-
nağı yonunden 1993 ve 1996 yıllan arasında
buyukbenzerlıkbulunması 1997ve 1998 vıl-
lan ıçın dov ızde sıkıntı beklentılennı haklı çı-
karmaktadır Bununla bırlıkte 1993 yılı sonun-
da 108 4 olan sanayıde uretım endeksıne ha-
len ulasılamamıştır (1996 Ağustos=105 4)
Bu yanlış kaynaklı buyume polıtıkasının en
somut ve tehlıkelı sonucu da gelır dağılımın-
dakı bozukluk olarak karşımıza çıkmaktadır
Bunagore mıllıgelırdenaldıklanpay ıtıbany-
la 1 grup 1987 yılında 5086 dolar alırken, mıl-
uzmanı
lı gelın paylaşan obur 4 grubun aldığı payın
toplamı 5094 dolar olmaktayken, bu durum
1994 yılında, 1 grup 5931 dolar olmuş. obur
4 grubun aldığı pay ıse 4871 dolara düşmuş-
tur Bu paylasımı yuzde olarak ıfade edecek
olursak 1 grup mıllı gelınn yuzde 49 9'unu
alırken obür 4 grup 50 1 'ını almaktay dı 1994
yılında ıse payİaşım olumsuz olarak değışerek
1 grup gelınn yuzde 54 9'unu almaya başla-
mış, obur 4 grup ıse yuzde 45 1 'mı almıştır
Butun bu sayılar buyume ıçın kullanılan yolun
yanlışlığının en açık ıfadesıdır Aynca kullanı-
lan yontemlenn olumsuz sonuçlan karşımıza
çıktıkça tedavı amaçlı gundeme gelen araçlar
hep para polıtıkası araçlan olmakta. hıç malı
polıtıka araçlan gundemı yeterlı şekılde ışgal
edememektedır Bu da kısır bır döngunün ıçı-
ne duşmemızı kaçınılmaz kılmaktadır
Kamu harcamalannın karşılanması ıçın her
gun yenı kaynak arayışlan ıçınde olan Turkı-
ye, asıl kaynaklann gelıştınlmesı konusunda
ıstenen başanyı gosteremıyor Kamunun temel
kaynaklannın başında gelen vergı gelırlennın
de, pek çok etkene bağlı olarak potansıyel ver-
gı gelınnın ancak uçte bın elde edılebılıyor
16 mılyon cıvannda seçmene karşılık, sade-
ce 4 mılyon vergı mükellefi olan Turkıye'de
hükumet adeta gelırden alınan vergılerden
umudu kesmış durumdadır 1987'de toplam
vergı gelırlen ıçınde gelır ve kurumlar vergısı
toplamının payı yuzde 60'lar düzeyındeyken,
bu oran 1995-1996 donemınde yuzde 40 ora-
nına ınmıştır Rollenn değışmesı ıle bırlıkte,
gelırden alınan vergılerden umudunu kesen hu-
kumetler ıse artan bır tempoyla dolaylı vergı-
lere yuklenmektedırler Mal ve hızmetlerden
alınan katma değer vergısı, ıthal mallardan alı-
nan katma değer vergısı ve akaryakıt tuketım
vergısınde gerçek bır patlama soz konusudur
Dolaylı vergılerdekt bu patlamanın yanı sıra
gelır ve kurumlar vergısı tahsılatında da goru-
len artışın ardında geçen yıl ekonomının ıyı
bır performans göstermesı ve şırketlenn kâr
patlaması gerçekleştırmesınınetkısı büyuktûr
Yanı 1996 ve 1995'm bır anlamda kaynağını
yemektedır Nıtekım vergı gelırlenndekı bu
olumlu gıdışı dıkkate alan Malıye Bakanlığı.
1996 yılı ıçın 2 katnlyon 23 tnlyon lıra olarak
belırlenen vergı gelırlen hedefını 2 katnlyon
200 tnlyon lıra olarak revıze etmıştır
Görunuşte, yıl sonu ıçın 1 katnlyon 300 tnl-
yon lıraya ulaşması beklenen butçe açığının
1 5 katnlyon lıraya firlamaması açısından umut
vencı olan bu gelışmeler. Ekonomık Işbırlığı
ve ICalkınma Teşkılatı (OECD) uyesı ulkeleT-
le karşı laştınldığında Türkıve'nın yaşadığı so-
runlannın kaynağını yanı buzdağınm gorun-
meyen kısrrunın ne olduğunun ortaya çıkması
açısından önemlıdır Rakamlar Turkıye'nın en
duşuk vergı gelınne sahıp ülke olduğunu açık-
ça gostenyor
Bunun bırkaç nedenı vardır Her şeyden one
OECD ulkelen arasında kayıt dışı ekonomının
GSMH ıçmdekı payının bu kadar yuksek ol-
duğu bır başka ulke yoktur
Bunun yanı sıra vergı otontesının etkın ça-
lışabılmesı açısından sıstemın otomasyona
geçmesı konusunda gereklı adımlar atılmamış
olması bu baska eksıklıktır Otomasyon sıste-
mının ohjşturulmamış olması nedenıyle, her
Turk vatandaşına bır vergj numarası venlme-
sı hedefı de ne yazık kı kâğıt üstunde kalmış-
tır
Aynca bakılacak olursa, 1995 yılı venlen
ıle gaynsafı yurtıçı hasılasının yuzde 50'sı ora-
nında v ergı gelırlen toplamına sahıp Avrupa ul-
kelennde gelır ve kurumlar vergısının toplam
vergı gelırlen ıçmdekı payı onemlı bır rol oy-
nuyor En yuksek vergı gelırlen GS YİH ora-
mna sahıp olan Danımarka'nın yuzde 52'lık
oranırun sadece yuzde 28'ı bıreyîerden alınan
gelır vergısı ıle oluşmaktadır Fransa'nın ıse
bu derece yuksek vergı gelırlenne karşm ka-
mu açığı sorunu yaşaması duşundurucudür
ABD ıse ekonomısının buyüklüğune ters oran-
tılı bır vergı gelır sahıbı ulke olarak goruntu ve-
nyor Butçe açığı sorunu nedenıyle Temsılcı-
ler Meclısı ve Senato'da cıddı bır ıddıalaşma
ıçıne gıren Clinton yonetımı ve Cumhunyetçı-
ler. vergı gelırlennı arttırmak ıçın turlü proje-
len devreye sokmuşlardır
Vergı gelırlen konusunda başanlı olan ulke-
lenn başında Uzakdoğu'nun Asya Kaplanlan
olarak nıtelendınlen ülkelen gelmektedır Pek
çok Asya ulkesı, "tekoranh" vergı sıstemı sa-
yesmde, hem sıstemı hem de vergı tahsılatını
kolaylaştırmış durumdadır Oysa başta Tûrkı-
ye olmak uzere pek çok Avrupa ulkesı, vergı-
sını gonüllü olarak odemek ısteyenlen bıle bez-
dırecek bır burokrası uygulaması ıçındedır
Türkıye'mn bır başka sorunu da yuksek ver-
gı oranlandır Gerek gelırden alınan vergıler-
le ılgılı oranlar, gerekse de KDV gıbı dolaylı
vergılerde uygulanan oranlar çok yuksektır
Serbest meslek erbabı olarak nıtelendınlen ke-
sım. kazancının yuzde 50'sını vergı olarak ka-
muya aktarmaktadır Boylesı yuksek vergı
oranlan, vergı gelırlenm aıuıııııak yenne ka-
çak orarunı arttırmaktadır Amaç, oranı arttır-
mak değıl yaygınlığmı arttırmak olmalıdır
Sonuç olarak Turkıye, yatınmın gıderek
GSMH'den daha az pay aldığı, GSMH'nın en
fazla hısse senedı, faız ve kıra gelırlennden
oluştuğu ekonomık yapılanmanın ıçınde he-
defsız ve bılınçsız olarak suruklenıyor Bu bu-
yume modelının ıse enflasyonla mucadelede
olumsuz bır etkısı olduğu netleşmış durumda-
dır tstıkrarsızlığın ıktıdannı pekıştırdığı boy-
le bır donemde sanıyorum arabanın duvara
çarpmasını beklemekten baska bır şansımızın
kalmadığı ortadadır Son soz Hedefe ulaşmak
ıçın once hedefe gıden yolun açılması gerekır
TARTIŞMA
Çağdaş Bir Öneri Olmaktan Uzak
2
Mavıs 1997
Cuma gunu
Cumhurivet
gazetesmde
yayımlanan
Turkçe Kuran
ve Çağdaş Uygarlık
başlıklı yazısında,
* Kadınlanmızın.
kızlarunızuı ortunme
sorunlanvsa,vTirt
çapında gızli «y lama ile
çozumlenebilır" dıyen
Sayın Mahir Unlu,
ortunmenın kadınlara,
erkekler tarafından
dayatıldığını
gormezhkten gelıyor
Oysa,bır Yuksek İslam
Enstıtusu Oğretım
Görevlısı olan
Bekir Topaloğlu, şöyle
dıyor "Kadınruhu
bentsiz bir nehirdir, o
nehre malik olabüçıek
için onu bentlemek
lazundır. Işte ortu
budur"(1)
HzOmer'ın ıse şoyle
dedığı nvayetedılıyor
u
Kadınlanmızın
sokakta gezmesini
istemiyorsanız onlara
sevimB (guzel) elbiseler
gj>dırmeyın. Çunku
onlar (kadınlar) güzel,
sevimli olmayan elbıse ile
goruıunek istemezler"
(2)
Kadının ortünme
sorununa yurt çapında
oylama ıle çözum
arayan Sayın yazar
kadının ne yıyıp ne
ıçebıleceğını, sokağa
hangı koşullar. altında
çıkabıleceğını, sokakta
nasıl yuruyebıleceğını
(bu sorunlar daha da
çoğaltılabılır) yurt
çapında bır oylama ıle
belırlemek ıstemez mı7
Nıtekım Hz.
Muhammed'ın
kadınlann yolda nasıl
yürumelen gerektığıne
ılışkın şu sözlen
soyledığı nvayet
olunur "Geriye kalın,
yolun ortasından
vurumek size caiz
değildir, yolun
kenanndan gidin."
Sonuç olarak kadınlann
ortunme sonınlannı
referandumla çozumleme
onensı çağdaş bır onen
olmaktan uzaktır
Ve yukanda bazılanna
değındığım daha ağır
sorunlann yaratılmasına
neden olacaktır
Prof. Dr. Hayriye
Özden
(I 2) Oral Çahşlar
Islamda Kadın ve
Cmselhk Afa Kadın 18
s 156 \e 158
PENCERE
Itirafçı
Bır dostum var, Şaıbe Hanım'a çok ofkelenirdı;
televızyonda suretını gordukçe çıleden çıkardı, şım-
dı acımaya başlamasın mı1
•
Geçen gun dedı kı
- Zavallı1
-Neden?
- Neyaptığını bılmıyor, kocası olacak Rus Çan'nın
elınde oyuncak
- Özer Çiller nereden Rus Çan oluyormuş9
- Kendısını Rus Çan'na benzettığını soyledı ya1
Karı koca ıkılısı uçuklukta butunleşıyorlar, ama
Ozer, kadının arkasında oyununu oynuyor, hem bu-
yuk oynuyor
- Sonuç ne?
- Tansu, polıtıkaya geç başladı, erken bıtırecek,
gıdış o gıdış
- Pekı Yalım Erez?..
- Sonucu gordu, akıllı davrandı, kendısını kurta-
racak
- Nasıf
- Doğu Pennçek'ın "Çiller Özel orgutu" dıye ta-
nıtladığı olgu gerçeğı vurguluyor Orgut, Çiller aıle-
sını ele geçırmış ya da Çiller aılesı orgute bağlan-
dığından guç kazanmış, ama felaket bununla da
kalmıyor. Çiller yazgısını Erbakan'a bağlamak zo-
runda kaldı, yobazlığın elınde Rehıne Hanım oldu
- Şaşılası bır ış'
- Şaşma1
Turkıye, Asya'da ve Afnka'nın gen ul-
kelennde çok gorulen bır dramı yaşıyor, 'aıle bo-
yu' hırs, ıktıdar oyununda sınır otesıne taşıyon b\-
zımkı mafıozıyle ışbırlığıne geçıyor, gencılığe aşıla-
nıp dayanak sağlıyor
- Pekı, neden acıyorsun Tansu'ya"? Turkıye'ye
acısan daha doğru olmaz mı9
•
Tansu Çiller, genç yaşında anılannı yazmaya baş-
lasa ne olur?
Doğruları yazsa da kımse ınanmaz'
Kadıncağıza şımdı herkes yuklenıyor; ama, çok
yakın geçmışte boyle mıydı9
Uçaklar dolusu ga-
zetecıyle al takke ver kulah butunleşıp bulutlar ara-
sında hah/et olduğu gunler çok mu uzakta'? Med-
ya gullerı bır araya toplanıp kendılerını çıçek buke-
tı gıbı Şaıbe Hanım'a sunmadılar mı?
Tansu'yıı kım tohumlayıp besledı?
Kım bu gunlere getırdı?
Medya değıl mı?
Al gulum ver gulum, Şaıbe Hanım da medyanın
tekelleşmesını devlet hazınesınden beslemedı mı?
•
Izmıt'te pışmanıye satılır, bırde "Pışmanlık Yasa-
sı"vardır kı evlere şenlık'
Tansu, şımdı polıtıka tezgâhında pışmanıye sa-
tıyor, ama, alıcısı yok
"Itırafçı" oldu Şaıbe Hanım
Neyı rtıraf edıyor?
Medyada tekelcılık patlaması 1992 yıhndan bu
yanadır çok yakından yaşadığımız surecı, Şaıbe
Hanım yumuk ellenyle beslemış
Pekı, bu ışın fıyatı ne?
Kımse danlmasın, gucenrrtesin, medyadaMctee»-
larımız koleksıyonları açıp yazılannı gozden geçır-
sınler' Arkalarına devletın desteğını ŞŞbe Hanım
marıfetıyle alanlann Cumhurıyet'e "devletç)" diye
saldırdıklan gunlenn dokumunu bır bır yapsınlar'
Medya gullen aldıklan yuksek ucretlerın mayasın-
da devlet desteğını goreceklerdır
•
Tansu Hanım ıtırafçı oldu
1
Ancak çok yakın geçmışte ışledığı suç oylesıne
buyuk kı bu vakıtten sonra Katolık bıle olsa guna-
hını çıkartacak papaz bulamaz
BAŞSAĞLIĞI
Uyemız mımar Kerim Erbaş'ın ve şehır plancısı
Emine Erbaş'ın sevgılı oğullan
CANDENİZ ERBAŞ'ı
yıtınnenın denn uzuntusu ıçındeyız
Aılesıne, yakmlanna ve sevenlenne başsağlığı
dıleğımızı ıletıyoruz
TMMOB MtMARLAR ODASI
İST\NBLL B O I K K E N T ŞUBESt
VEFAT
Baromuzun 4445 sıcıl sayısmda kayıtlı
Avukat
RASİN TANEL
vefat etmıştır
Azız meslektaşımızın cenazesı. 13 5 1997 Salı
gunu (bugun) Teşvıkıye Camıı'nde kıhnacak ogle
namazını muteakıp ebedı ıstırahatgâhına
defhedılecektır
Merhuma Tann'dan rahmet, kederlı aılesıne ve
meslektaşlarımıza başsağlığı dılenz
ISTANBLL BAROSL B4ŞKANLIĞI
VEFAT
Ordu Perşembe den merhum Mahmut Hamsıcı ıle Hamdi) e
Hamsıcı'nın oğlu Coşkun Gurcan Mehmet Hamsıcı'nın
karde>ı Ozgur \e Mahmut Hamsıcı nın bıncık babalan
Nıhal Hamsıcı run havat arkada^ı 68 hareketı oğrencı
lıderlennden Yuksek Teknıkerler Derneğı kurucu ve genel
başkanlanndan SHP Persembe eskı ılçe başkanı, Çağdaş
Gazetesı \ e \ ıra lnşaat ve Tunzm A Ş sahıbı
tnşaat Yuksek Teknıken
CİHAN HAMSİCİ yi
trafik kazasında kaybettık
Cenazesı bugun (13 05 1997) <\takoy 5 Kısım
Camıı nde kıhnacak oğle namazını muteakıben Catalca
tzzettın Kov Mezarlığı'nda defhedılecektır
Tum dost ve akrabalara duvurulur
4tLESt
Ehlıyetımı kaybettım Hukuımüzdur
ŞERtFE ŞEL 4LE SONMEZ