Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS 1997 PAZAR
8 PAZAR KONUGU
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz hükümetin 28 şubatta fiilen bittiğini ve suni teneffüsle yaşatılmaya çalışıldığını söyledi
îçinde bulunduğumuz şartlar rahatsız edici'SUNUŞ DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yadımcısı Tansu Çiller özellikle son hafta
Türkiye'de en çok sözü edilen kişi. Yurtdışında yaşayan yeraltı dünyasının ünlü ismi
Alaaddin Çakıcı'nın, Tansu Çiller'le ilgili kulaklan kızartan sözler söylediği Flash
TV'nin canlı yayımnın bir gün sonrasmda televizyon kanalının Tarlabaşı'ndaki
binasının basılması ve silahlarla taranması, ardından da televizyonun yayımnın
kesilmesi çeşitli kuşkulann dile getirilmesine neden oldu. Yaygın olarak dile getirilen
kuşku, Tansu Çiller aleyhinde yayın yapan yayın kuruluşlan ve bu kuruluşlann o
haberi yapan muhabirlerinin de her seferinde saldınya uğramalannm bir rastlantı olup
olmadığı yolundaydı. Hatta bazılan Flash TV'ye yapılan saldırıda bir "Çiller
çetesi"nden söz ediyordu.Olay gerçekten vahimdi. ABD Konsolosluğu'nun bumunun
dibinde olan Flash TV binasma, hem de konsoloslukta. ABD Büyükelçisi Marc
Grossman için veda resepsiyonu düzenlendiği bir sırada böyle bir saldınnın
düzenlenmiş olması saldırganlann cüretini de gözler önüne seriyordu. Bazı görgü
tanıklan saldırganlann DYP Istanbul ll Başkanlığı'na ait bir minibüsten indiklerini
gördüklerini de ifade ediyorlardı. Bütün bu kuşkulan, çete bağlantılannı, Türkiye'nin
çalkantılı siyasi durumunu ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'la konuştuk. Ancak
Yılmaz sözlerini her nedense kısa tutmaya ve polemiğe girmemeye özen gösterdi.
SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOGLU
I Flash TV'yeyapılan saldırı veyayını-
nı kesme eylemi ikinci bir Susurluk olayt olarak
kabul edüebilir mi?
Flash TV'ye yapılan saldın olayı, Susurluk'ta
ortaya çıkan çetelerin halen işbaşmda olduğunu
açıkça ortaya koymaktadır. Bu hususun altını her
grup konuşmamda çizmişımdir. Bu çeteler işba-
şında oldukça. Türkiye'de hiç kimsenın hiçbir
şeyden emın olamayacağı bizım kanaatimizdir.
Flash TV'ye saldın benzeri olaylar bizım bu gö-
rüşümüzde haklılığımızı ortaya koymaktadır. Ül-
ke yönetıminde söz sahibı olanlar. "Kurşun atan
edebiyaü" yaparak çeteleri özendirirlerse bu tür
olaylarla karşılaşmamız doğaldır.
^ ^ ^ H Flash TVolayından DYP Genel Baş-
kanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller so-
rumlu tutuluyor. Siz, özellikle son zamanlarda
çeşitli karanhk işlere karıştığı, hatta özelçeteyö-
nettiğiilerisürülen ÇiUer'in hâlâparüsinin ba-
şıttda kalabilmesini nasü karşütyorsunuz?
Bazı olaylara ve ilişkilere adı kanşan bir siya-
sıninbir partınin genel başkanlığında kalması. ön-
celikle o partiyi ilgilendirir. Çünkü bu konulan
değerlendırecek olanlar o partinin yetkili kurul
ve organlandır. Ancak şu hususu vurgulamak
gerekir ki burada kaynağı ne olursa olsun elde
edilen gücün çok iyi bir şekilde kullanılması söz
konusudur.
^ ^ ^ ^ B Basında yer aldığı biçimiyle Çiller 'in
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hak-
kı Karadayı 'ya Refah Partisi 'nden kurtulunma-
sı için ve başbakanlığı üstlenmesinde kendisine
yardımcı olunması yolunda bir istekte bulun-
duğu belirtiliyor. Siz bu isteği nasü değerlendi-
riyorsunuz?
Biz, ordumuzun siyasi polemiklere çekilme-
sinden ve onun üzerinden sıyaset yapma giri-
olduğunu söylememizin çok büyûk bir önemi
bulunmamaktadır. Önemli olan Sayın Çiller et-
rafmda meydana gelen olaylann böyle bir kana-
ate yol açar nitelikte olmasıdır. Bunu da en iyi
şekilde değerlendirecek olan, mılletimizin vicda-
nıdır.
^ ^ ^ ^ H Çiller aleyhinde yayın yapan yayın or-
ganlanna, gazetelere, bu yayın organlannın ve
gazetelerin çalışanlanna, söz konusuyayınlaruı
hemen ardından düzenlenen saldınlar rastlan-
tı mı, yoksa sistematik mi?
Sorunun yanıtı kendi içerisinde bulunmakta-
dır. Bir şahsa yönelik aleyhte yayınlardan sonra
bu rip saldınlar oluyorsa saldırılann niteligi ken-
diliğinden ortaya çıkar.
^ ^ ^ H Budapeşte 'desizeyapılan saldın, Flash
TV'ye yapılanın bir benzeri mi? Biraz aynntı-
sıyla açıklayabilir misiniz?
Budapeşte'deki saldınnın da Flash TV'ye ya-
pılan saldınnın da mantığı aynıdır. Korkutma ve
şimlerinden son derece rahatsızız. Ülke olarak ge-
çırdığimiz bu sıkıntılı dönemde, ordumuzun ba-
sit, kişisel ve siyasi çıkarlara alet edilmeye çalı-
şılmasının demokratik ahlak ve anlayışa sığdın-
labılmesı mümkün değıldir. Ordumuzun komu-
ta kademesi. son dönemdeki açıklamalanyla bu
tür gırişimlere alet olmayacaklannı açık ve ke-
sin bir dille ifade etmışlerdir.
İ^HBMİ Çiller'in yine Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Karadayı 'ya, bazı komutanları emek-
li edebUeceklerinisöylemesini nasd karşdaduuz?
Askerlerimizın tayin, terfi \e emeklılikle ilgi-
li işlemlerinın nasıl yapılacağı mevzuatımızda
belirlenmiştir. Siyasi saıklerle bu tür ışlemler ya-
pılması mümkün değildir. Önce komutanlardan.
siyasi destek talebınde bulunulması ve bu talebe
olumsuz cevap alınmasının ardından da komu-
tanlann siyasete bulaştıklan gerekçesıyle emek-
li edilmelen tehdidının savrulmasını ülkemiz ve
demokrasimiz açısından son derece endışe veri-
cı buluyorum.
^ ^ ^ ^ Sizce ÇiUer'in, önesürüldüğügibiger-
çekten çetesi var mı?
Bizim, Sayın Çiller'in çetesinin var ya da yok
sındirme .. Ancak, bu tıp saldınlarla hiç kimse-
nin sindirilebileceğını ve yıldmlabıleceğini dü-
şünmek mümkün değildir. Öyle olsa bu ülkede
hiç kimse ne siyaset ne de yayıncılık yapardı.
• • • • Özer Çiller'in, yakın dostlarına, eşinin
çetesinin kendisine de bir saldırıda bulunmasın-
dan korktuğunu söylediği söylentileri dolaşıyor.
Sizce bu söylentilerin çıkış nedeni ne olabilir?
Bizım böyle bir söylentiye bakarak söylenti-
leraı çıkış nedeni hakkında bir hükme varmamız
mümkün değildir. Aynca, böyle bır söylentınin
doğru olmasının mümkün olmayacağına inanı-
yorum Bu tip söylentilerin çıkması "Şuyuu vu-
kuundan beter. Söylentisi,gerçekleşmesinden da-
ha kötü" şelındeki atasözümüzü hatırlatmakta-
dır.
^ ^ ^ ^ B Bir süre önce düzenlediğiniz miângler-
de "Bayramdan sonra bu hükümetbitecek"de-
diniz. Amabunlarhâlâ hükümetteler. Bunu ne-
ye bağlıyorsunuz?
Bu hükümetin gideceğıne ıhşkin sözlerimiz, ana
muhalefet partisi liderinin temennisı çerçevesin-
de ele alınmamalıdır
Koalisyon ortaklan arasındakı ihtılaflann, bu
partiler içerisindekı hareketlenmelerin ve hükü-
metin doğurduğu ve ıçinde bulunduğu problem-
lerin herkes farkındadır. Bu hükümetin kunılu-
şundan itibaren ortaya çıkan gelişmeler, bu hü-
kümeti yaşatacak değil. tam tersine yıkacak ni-
teliktedir.
Ana muhalefet lıderi olarak bunlan görüp di-
le getirmemizden daha tabiı bir şey olamaz. Bu
hükümet 28 şubatta fiilen bitmiştir. Erbakan, hiç-
bir şey olmamış pışkinliğiyle uzatmalan oyna-
maktadır.
Ancak, bu zayıf ve bitmiş hükümetin gitme-
mekte direnmesi, sivil otoriteyi gittikçe zayıflat-
makta ve otorite boşluğu yaratmaktadır. Bütün
bu çabalar bu ölü hükümeti suni tenefrusle ya-
şatma çabasından başka bir şey değildir.
• • İ B Tansu Çiller'e yönettilen suçlamalar
üzerinebakanhklanndan Lstifa eden Yalım Erez1e
Yıldırım Aktuna 'yla aynı görüşte olduklan bi-
linen öbiir DYP'li milletvekillerinin eleştirileri-
ni seslendirmekten vazgeçmelerini nasıl değer-
lendiriyorsunuz?
Ülkemizin içinde bulunduğu nazik şartlar, yal-
nız bazı DYP milletvekillerinı değil, herpartiden
tüm sağduyu sahıbi milletvekillerini rahatsız et-
mektedir.
Mılletimıze ve demokrasimize karsı sorumlu-
luk taşıyan bütün sağduyu sahiplerinin yeri gel-
diğınde ülkemizin çıkarlan ve demokrasimizin
konınması konusunda birlikte hareket edecekle-
nnden şüphemiz yoktur.
••İ^H Emniyet Genel Müdürlüğü 'ne gece
baskını düzenleyen, İstanbul Emniyet Müdü-
rü 'nü adeta kendi "adamı "gibi kullanan birIçiş-
leri Bakanı bu görevde hâlâ nasü tutulabiliyor?
Bu kişiye karşıyargıyolu işletilemiyor mu? Böy-
le bir İçişleri Bakanı 'na insanlar can ve mal
güvenliklerini nasd emanet edebilirler?
tçişleri Bakanı'nın modern demokrasilerde
hiçbir şekilde hazmedilmesi mümkün olmayan
yanlış bırtakım tavır ve davranışlar içerisinde ol-
ması son derece üzücüdür. Anavatan Partisi ola-
rak bu durumu kabul edilemez bulduğumuzu de-
falarcaaçıklamışızdır. tçişlen Bakanı'nın hukuk
dışı tasamiflannı yargı önüne götürmenin ilk
adımı olarak bır sorusturma önergesi vermiş bu-
lunuyoruz.
DÎSK Genel Başkanı Budak ile gazeteci-yazar Yurdakul Fincancı îngiltere seçimlerini değerlendirdi
'TonyBlair 7talditetmekyanlış \• Îngiltere'de 18 yıllık Muhafazakâr
Parti'nin iktidanna son veren îngiliz Işçi
Partisi'nin farklı koşullarda, farklı
politikalar izleyerek iktidara geldiğini
öne süren DİSK Genel Başkanı Budak ile
gazeteci yazar Yurdakul Fincancı, Tony
Blair'in politikalannın Türkiye'deki sol
partiler için örnek olamayacağı
görüşünde. Budak, Blair'in sosyal devleti
ve AB'yi öne çıkararak başan sağladığını
öne sürerken Fincancı, Blair'in başansını
kapitalizmin bunahmına bağlıyor.
MİYASE İLKNUR
lngiltere'deki genel seçimlerinden başanyla çıkan
lngilız tşçı Partisi, Avrupa'da olduğu kadar Türki-
ye'de de büyük yankı uyandırdı. Sağ kulvarda Muha-
fazakâr Partisi 'nın yenilgısı tartışma yaratırken sol par-
tiler Tony Blair'in başansını öne çıkararak uyguladı-
ğı polıtikalann Türkiye'de uygulanabilirliğini tartışı-
yorlar. Parlamentodaki ıki sosyal demokrat partıden
DSP, Işçı Partisi'nin genç lıderi Tony Blair'in sol pol-
tikılardan ödün verdiğıni ve merkez sağa yaklaşarak
başanli olduğu görüşünde.
Blair'e en sıcak yaklaşım İngıltere'dekı seçimleri
yakından takip eden CHP'den geliyor. Türkiye'deki ge-
nel seçimler öncesınde de "yeni sol" sloganıyla orta-
ya çıkan CHP. o dönemlerde yıldızı parlayan Blaır'i
ömek aldığını açıklamıştı. Ancak içenği tam olarak
anlaşılamayan "yeni sol" sloganıyla yola çıkan CHP,
seçımlerde başanlı olamadı, ama öraek aldığını söy-
lediği Tony Blaır, partisıni iktıdara taşıdı. Işçi Parti-
si'nin zafen, CHP'de sempatiyle karşılandı ve bu par-
tinin seçim sürecinde uyguladığı propaganda ve açık-
ladığı politikalar incelemeye alındı. Medyada ıse Tony
Blair'in başansından çok John Major'un liderlikten
çekılmesı ön plana çıkanldı.
Kızgınlık Işçi Partisi"'ne yaradı
tşçı Partisi "nın başansı sol kanatta çok farklı değer-
lendirmelere yol açtı. Kimine göre Blaır, sol politıka-
lardan ödün vererek, sendikalan tasfıye ederek başa-
nya ulaştı. Kimine göre güçlü bir ekonomiye sahip
ve sosyal devlet olmanın tüm koşullannı yerine ge-
tirmiş Îngiltere'de. geleneksel sol polıtikalara ıhtiyaç
kalmadığı ve Îngiliz halkının değişen taleplerini göz
önüne aldığı için Işçi Partisi iktidara geldi. Bir başka
sava göre de 18 yıllık iktidan boyunca kapitalizmin
bunalımını aşmak için çözüm üretemeyen Muhafaza-
kâr Partı'ye kızan İngiliz seçmeni. çok da farklı şey-
ler savunmayan Işçi Partısı'nde tepkı oylannı birleş-
tirdi.
DtSK Genel Başkanı Rıdvan Budak'a göre Işçi
îngiltere'de yapılan genel seçim sonucunda Tony Blair liderliğjndeki İşçi Partisi, 18 yıllık Muhafazakâr Parti'nin iktidanna son verdi. Şimdi Tony Blair'in ba-
şansı öne çıkarüarak uyguladığı poütikalann Türkiye'de uvgulanıp uygulanamayacağı tartışılıyor.
Partisi. sosyal adaletı ve eşıthği sağlamayı vaat ede-
rek seçmenm güvenini kazandı. Gazeteci yazar Yur-
dakul Fmcancı ise tşçi Partisi 'nin uygulamayı vaat et-
tiği politikalann başansmda cıddi bir katkısı olmadı-
ğı ve kapitalizmin bunalımı sonucu başanya ulaştığı-
na inananlardan.
Işçi Partisi'ni yakından izleyen Yurdakul Fincan-
cı'ya göre Tony Blair'in başansı da muhafazakârla-
nn 18 yıl önceki başansı ve bugünkü başansızlığı da
kapitalizmin bunalımının kaçınılmaz sonucu olarak
değerlendiri1ebı1ır." 18yıl önce Muhafazakâr Parti'yi
kapitalizmin bunalımı iktidara getirmişti: yine a>ra
bunalım düşürdü ve onun yerine Tony Blair'i getirdi"
diyen Fincancı, kapitalizmin bunalıma giriş sürecıni
şöyle açıklıyor: "1974'te ve onu izleyen yıllarda orta-
ya çıkan petrol bunalımı. düny ada bölüşümü değiştir-
di. Kapitalist ülkelerin zenginliğine bir başka unsuru.
petrol iirrtici ülkeleri ekkdi. O sıralarda ekonomi dur-
gundu. İşçi ücrederi kezayüksekti. Baü ülkeJerindeser-
roaye kârlı ve rantabi yaünlamryordu. Muhafazakâr
Parti iktidara geldi F.konomideki bu sıkısıklık bir sü-
re sürdü. Çözüm bulunamadı. Bir ara para değerleri-
ni serbest bırakıp birbûieriyle ihracatiannı ucuza ge-
tirmeye ve bu yolla rekabet etmeye calıştı kapitalist ül-
keler. Bu da olmadı. Çünkü para değerini biri düşü-
rünce diğeri de düşürüyordu. Bunun üzerine Thatc-
her ve Reagan, biri tngiİtere'de, biri Amerika'da ikti-
darageldivesermayenin hareketini serbest bıraktı. Şim-
di bugün küreselleşme dediğimiz olayın özünde \e baş-
iangıcuıda yatan hadise budur. O tarihte dev, Alaad-
din'in lambasından çıktı. Şimdi arnk onu içeriye kim-
se sokamıyon"
Bunahmdan mutsuz olanlar artıyor
Kapitalizmin içıne düştüğü bunahmdan mutsuz
olanlann sayısının giderek büyüdüğüne ve Ingılte-
re'de yoksulluk sınınnın altında yaşayan insan sayı-
sının yüzde 30'lan aştığına dıkkat çeken Yurdakul
Fincancı, "Düşmanınun düşmanı benim dostumdur"
varsayımıyla Muhafazakâr Partiye kızan Ingılız hal-
kının. Işçi Partisı'nı dostu sandığını ve onu iktidara
getırdiğini belirtiyor. Ancak Işçi Partisi'nin de kapi-
talizmin bu bunahmına çözüm bulamayacağına ına-
nan Fincancı, aynı bunalımın, sonunda, Işçi Partisi"ni
de götüreceğini öne sürüyor.
Fincancı, sınıfsal uzlaşmayı bozan Muhafazakâr
Partı iktidanndan sonra Işçi Partisi'ni ciddi bir para-
doksun beklediğini belirterek bu konudaki görüşleri-
ni şöyle açıklıyor: "Bat ülkelerinde 1950'den sonra
ortaya çıkmıs olan sınıfsal u/Jaşma bozuldu O uzlaş-
ma demokrasiyi getirmişti. İlk defa olarak Muhafaza-
kâr Parti bunu bozdu ve 18 yıl dayandıktan sonra düş-
tü. İşçi Partisi'nin işçilerle tabii geleneksel bağlan var.
Bir yandan onlan korumaya çalışıyor. Öte yandan ka-
pitalizmin çıkarlannı korumaya çalışıyor. Bu bir pa-
radoks tabii. SLstem içinde kalarak bunlan korumaya
çalıştığınız sürece ya birini, ya ötekini ihmal edeceksi-
niz demektir."
DİSK Genel Başkanı, tşçi Partisi'nin başansı ko-
nusunda Fincancı "dan ve DSP yöneticilerinden fark-
lı düşünüyor. Budak, tşçi Partisi'nin, sağın aksine sos-
yal devleti öne çıkaran; eğitim. sağlık, işsizlik, vergi
sıstemlen gıbı sosyal talepleri dillendırerek topluma
enjekte ettiğı ve ınandmcı olduğu görüşünde. tşçi
Partisi'nin Avrupa Birliği'nden ve sosyal Avrupa ül-
küsünden kaçan muhafazakârlann aksine Ingiltere'yi
Avrupa'nın lıderi yapma iddıalannı öne koyarak inan-
dıncı olduğunu öne süren Budak. merkeze kayma
eleştirilenne rağmen dünyanın en yerleşik demokra-
tik anlayışına sahip îngiltere'de, halkın onayını alan
İşçi Partisı'nin başansının görmezlıkten gelinemeye-
cegini belirtiyor.
Tşçi Partisi'nin başansını tahlil etme konusunda
farklı düşünseler de Türkiye'deki sol politikalar ve par-
tiler açısından olaya yaklaştıklannda "Türkiye tngü-
tere değildir. Farklı koşullan vardır" dıyerek aynı nok-
tada buluşuyorlar.
Türkiye'nin sermaye yapısı farklı
DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, Türkiye'nin
İngiltere gibi güçlü ekonomiye ve demokratik gele-
neklere sahip olmadığını hatırlatarak Blair'in savun-
duğu politikalarla Türkiye'de sol partilerin iktidara gel-
me şansı olmadığına da dıkkat çekiyor.
Türkiye'de merkez solu düzene kârşı çıkışta ve dü-
zenın aksaklıklannı gıdermede işlevsiz, inandıncı-
lıktan uzak ve yetersiz bulan Rıdvan Budak, Türki-
ye'de sol partilerde parti ıçi demokrasınin ışlemeyi-
şini de bır handikap olarak değerlendiriyor, Türkiye'nin
sorunlannı solun çözeceği ve ülkeyi AB'ye solun ta-
şıyacağı inancında olduğunu belirtiyor.
Gazeteci yazar Yurdakul Fincancı ise Türkiye'nin
sermaye yapısıyla Ingiltere'nin sermaye yapısının
farklı olmasının bile farklı sorunlar doğurduğuna dik-
kat çekerek "O nedenle Türkiye'deki sosyal demok-
rat partilerin politikalan İngiliz İşçi Partisi'nin politi-
kalanyla farkh ounak zorunda" diyor. Fincancı iki ül-
ke açısından farklılıklan şöyle değerlendiriyor:
"İngiltere bugün uluslararası zenginler listesinde
gerilere düsmüş olsa da yine de ileri kapitalist bir ül-
ke. Sermaye ihraç eden bir ülke. Onun sosyal demok-
rat partisi tabii ki ihraç ettiği sermayenin çıkarlannı
korumak zonında ve ona göre bir programı olacak.
Halbuld Türkiye, sermaye ithal eden bir ülke. O açı-
dan sermaye ithal eden Türkiye'nin sosyal demokrat
hareketi de o çerçevede davranmak zorunda. Türkiye
gibi ülkelerde muhafazakâr partiler veya liberal par-
tiler kolay ekonomik gelişme sağlamış izlenimi ver-
mekiçin özerkveevrensel Ban sermayesine ellerinden
gelen geüneyen her türlü ödünü açıkveya gizli veriyor-
lar. Sosyal demokrat bir partinin bu tür ödün verme-
si mümkün değU. Çünkü bir yanda Baü sermayesi
varsa, öte yanda kendi ulusu ve kendi kamu maüyesi
var. Türkiye'yi ele aldığınıı/da Baü sermayesinin kar-
şısında ulus Türk, kamu maliyesi Türk. Şimdi bu iki-
sinin arasında Batı sermayesini mi korumalısmız,onun
çıkarlannı mı savunmahsınız, yahut kendi çıkarian-
nızı mı? Bizim sorunlanmızbaşka. Bizonlan takütede-
rek hiçbir yere geiemeyiz. Keıidimize özgü sorunlara
göre politika yapıp kendi hallnnıi7i korumak zorun-
dayız."