Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS 1997 PAZAR
HABERLER
Danıştay'ın 129. kuruluş yıldönümünde laikliğin tehdit altında olduğu bir kez daha vurgulandı
'Türldye Iran olmayacak'TOBB
Erez'e
anket
desteği
SEDAOĞUZ
Yalım Erez'in Sanayi ve
Ticaret Bakanlığı'ndan
istifasıyla bırlikte daha
önce hükümete karşı
sürdürdüğü ılımlı tavnnı
aniden değiştirerek
REFAHYOL'a yoğun
eleştiriler yapan TOBB,
yeni hükümet
senaryolanyla ilgili olarak
iş dünyasında anket
çalışması başlattı.
TOBB'nin 1 mayısta
üyelenne göndererek on
gün içinde 'acilen'
yanıtlamalannı istediğı
ankette, iş dünyasının yeni
sıyasi yapılanmaya ılişkin
beklentilerinin yanıtlan
aranıyor.
Kamuoyunda. "Çiller'i
DYPGenel Başkanlığına
seçtirdiği'' bilınen eski
TOBB Başkanı Yalım Erez.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
görevinden ıstifasından
sonra RP'yi dışanda
bırakan alternatif hükümet
oluşumu için yoğun
temaslara başlarken, iş
dünyasının en üst örgütü
TOBB de üyelenne yönelik
'siyasi bir anket'
çalışmasına gırdı.
Sürpriz anket
Türkıye'nin 79 ilindeki
Sanayi ve Ticaret
Odalan'nın Yalım Erez'e
•tam bağtT olduğunu
kaydeden konuyla igili
kaynaklar. Erez'in Ankara
Hilton Otelindeki "701'
nolu odasında siyasi
partıler dışında 800 bin
üyeli TOBB'de de
örgütlenme çalışmalan
yürüttüğünü belirttiler.
TOBB Başkanı Fuat Miras,
konuyla igili açıklama
yapmaktan kaçınırken, iş
dünyasına göndenlen 1
mayıs tarihli ankette
"REFAHYOL
hükünıetinin gidişatını nasıl
değerlendirdiklerT. "laiklik
konusundaki endişeleri".
"yeni bir hükümet modeli
ve erken seçim
konulanndaki
beklentileri". "erken
secimden sonra partilerin
oy dağıümı" tahminleri
soruluyor.
Yanıtlann ise 10 mayıs
cumartesi gününe kadar
TOBB Ankara merkezine
gönderilmesi istenıyor.
TOBB tarafindan
hazırlanan sürpriz anket
için yanıtlann 'acilen'
istenmesinin, 14 mayıs
çarşamba günü tstanbul'da
yapılacak olan
TOBB Konseyler
Müşterek Toplantısı'na
yetiştirilmesi açısından da
önem kazandığı ifade
ediliyor.
Aynca TOBB'nin 24
mayısta Ankara"da
v yapılacak genel kurulunda
da kamuoyuna verilecek
mesajlar açısından iş
dünyasının siyasi nabzını
tutan anket sonuçlannın
done oluşturacağına işaret
ediliyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Da-
nıştay'ın 129. kuruluş yıldönümü töreni,
"laikliğin tehdit altında olduğu" yolunda-
kı görüşler ile "Türkiye'nin şeriata karşı
direneceğj" mesajlanna sahne oldu. Da-
nıştay Başkanı Firuzan İkincioğullan,
Başbakan Necmettin Erbakan'ın katıldı-
ğı.törende, laik hukuk düzeninin. laik eği-
tim ve yönetim düzeninden ayn düşünü-
lemeyeceğinı vurgulayarak "gerici akım-
lara güç kazandınldığınT söyledi. İkinci-
oğullan. dinin siyasi ve kişisel çıkar sağ-
lamak amacıyla kullanılmasmın önlenme-
sini isterken. inanç ve ibadet özgürlüğü-
nün kullanılmasında kamu düzeninin bo-
zulmamasına özen gösterilmesi gerekti-
ğini vurguladı. Türkiye Barolar Birliği
(TBB) Başkanı Prof. Dr. Eralp Özgen de
"Türkiye'nin İran olmasına asla izin ver-
meveceklerini" belirterek. yıllardırbirkaç
oy uğruna verilen ödünlerin ülkeyi bugün-
kü dururna getirdiğine dikkat çekti. Erba-
kan, kendisini de hedef alan bu eleştirile-
re yanıt vermedi.
Danıştay'ın 129. kuruluş yıldönümü tö-
reni, dün Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel ve Başbakan Necmettin Erbakan'ın
da katılımıyla gerçekleştirildi. Törene ka-
tılanlar, girişte sadece Demirel'i alkışlar-
ken, Erbakan sessiz sedasız yerine oturdu.
'Yargı kararlanna uyulmalı'
Daruştay Başkanı İkincioğullan, idari
yargı kararlanna uyulması gerektiğini
vurgulayarak, kararlann hiçbir makam ve
kişinin beğenisi ve denetimine bağlı ola-
mayacağını söyledi. İkincioğullan, laikli-
ğin hemen her alanda yaşama geçirilmiş
bir ilke, demokrasinin vazgeçilmez bir ko-
şulu ve aydınlığın simgesi olduğunu be-
lirterek bazı kesimlerce gerici akımlara
güç kazandınlmak istendiğini vurguladı.
Demokratik sistem içinde laik ve sos-
yal hukuk devletı olmanın onurunun ya-
şanması gerektiğine dikkat çeken İkinci-
oğullan. sözlerini şöyle sürdürdü:
"Toplumun gelecegine yönelik umutla-
nna güç vererek laik demokrasinin, insan
haklannın savumıcusu ve koruyucusu ol-
malıyız. Çağdaş giyimin, devrimlerin ve
uygaruğın bir parçası olduğunu anlamab-
yız.
Din ve inanç özgürlüğünün. laikliğin gü-
vencesinde olduğuna kuşku duyulmadan,
özû hoşgörü, sevgi banş ve sadelik esasına
dayalı kutsal din duygulamu siyasetin dı-
şında tutarak korumalıyız. Laiklikle bağ-
daşmayan özgüıiükier sa> unulamaz ve ko-
runamaz. Laikliğin temeli olan akıl ve bi-
lim esas alınmadan. Atatürk'ün hedefledi-
ği çağdaş uygaruk düzeyine ulaşılamaz.
Laik hukuk, laik eğirim ve laik yönetim
birbirinden ayn düşünülemez"
TBB Başkanı Prof. Dr. Eralp Özgen de
yargı bağımsızlığı konusunun halen so-
run olarak devam ettiğini anımsatarak Hâ-
kimlerveSavcılarYüksekKurulu'nunya-
pısını eleştirdi. Susurluk olayına da deği-
nen Özgen. şu eleştirileri yaptı:
"GüvenBk kuvvetlerinin ban amirleri
çeteler içinde yer almakta, gece yansı bas-
kınlan ile kamu makamlan işgal edilmek-
te, kamu göre^ Blerince kamu binalannda
dözenlenen iftaryemekleri,anayasa ile ko-
runmakta olan devrim yasalanna aykın
kıyafetlerdeki kişilerle doldurulmakta, yıl-
lardır aranmay an belgeler bir televizyon
yayını sonrası haürlanarak televizyon ka-
nalının yayını engellenmekte ve böylece ile-
tişim özgüıiüğü zedelenmektedir."
Necmettin Erbakan
'Kesintisiz bakanlar
kurulundan geçmez'
vanıt
jouıı
Danıştay'dakitörendeErbakan,kendi isteğiyieınesajınısözlüolarak
fletmeküzere,kürsüyed»etediklLTûında\etiilertarafindane!eştir-
ilere yanıt vereceği sanılan Erbakan, konuşm&sında 70 mihonluk Türkiye'yi kucaklayıcı ve hoşgörihü artbran
bir iislubu tercih edeceğini belirttL Demirel ise yayımladığı mesajda, "Danıştay, devletin ve rejimin sağlıkiı işleme-
şi bakımından temel bir göre\ üstlenmiştir" dedi. Törenin ardından Demirel hemen aynlırken, Erbakan ve Kazan,
İkincioğullan ile bir süre görüştüler. tkincioğullan. görüşmede Erbakan'ın kendisini kutladığını söyledi. Kazan,
"Barolar Birnği Başkanı run konuşmasuu nasü değerlendiriyorsunuz" sorulanna "Yorum yapmayacağım"" yaruünı
verirken soru sormaya çauşan bir gazeteci, korumalannca tartaklandı. Bu nedenle gerginlik yaşamrken Kazan,
korumasım azariadı, gazetecilerden özür diledi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- RP Şanhurfa Mil-
letvekili tbrahim Halil Çe-
lik'in "İmam-hatipler ka-
paniırsa kan dökülür" şek-
lindeki sözleri, Başbakan
Necmettin Erbakan'ı da
kızdırdı. Necmettin Erba-
kan, Çelik'in çıkışını 'yer-
siz' olarak nitelerken 8 yıl-
lık kesintisiz temel eğitimin
Bakanlar Kurulu'ndan geç-
meyeceği konusunda Baş-
kanlık Divanı'na güvence
verdi.
RP Başkanlık Divanı, Er-
bakan başkanlığında dün
toplandı. Alınan bilgiye gö-
re, toplantıda ağırlıklı ola-
rak 8 yıllık eğitım tartışma-
lan gündeme geldi. Baş-
kanlık Divanı üyeleri, teşki-
latlardan imam-hatiplerin
orta kısımlannın kapatıl-
ması girişimlerine karşı yo-
ğun tepkiler geldiğine dik-
kat çektiler.
Erbakan da kesintisiz
eğitimi öngören bir tasan-
nın hükümetten geçmeye-
ceği güvencesı verirken,
" Körü körüne bir işin üstü-
ne gidilmez. Yuvanak hesap
olmaz. Akıl var, manuk var.
Bunun için 2 katrilyon gere-
Idyor" dedi.
Erbakan, toplantıda, Sa-
nayi ve Ticaret Bakanlı-
ğı'ndan istifa eden DYP'li
Yalım Erez'in alternatif hü-
kümet arayışlannı da eleş-
tirdi.
Erez'in girişimlerini,
"çirkm" olarak niteleyen
Erbakan, bu girişimlerin
şov olduğunu öne sürerek,
"Ortada bir hükümet var-
ken, yeni bir hükümet aran-
maz" görüşünü .dile getir-
di.
Başbakanhk Divanı top-
lantısında, Çelik'in tartış-
ma yaratan açıklaması da
ele alındı. Erbakan, Çelik'i
eleştirerek, ortamı gergin-
leştirecek çıkışlardan kaçı-
nılması gerektiğini savun-
du.
tslami Hareketçi Mehmet Ali Şeker TBMM Uğur Mumcu Komisyonu'na ifade verdi
'Cinayetin yönünü değiştirdîler'
AYŞE YTLDIRLM
Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Ko-
misyonu'na ifade veren Islami Hareket da-
vasından hükümlü Mehmet Ali Şeker, si-
yasetçilerin cinayetın yönünü değıştirdiği-
nı ıleri sürdü. Komisyon Başkanı Tevfik
Diker, "Zamanın DGM Savcısı Ülkü Coş-
kun ik Başsa\cı Nusret Demıral konüsyo-
na gelip bilgi aktarmadığı sürece dosyanın
eksik olacağı inancındayız" dedi.
Sürpriz tanık AyhanAydın'ın cinayet gü-
nü tslami Hareket davasından hükümlü
olarak Bandırma Cezaevi'nde yatan Meh-
met Ali Şeker'i Mumcu'nun evinin önün-
de gördüğüne ilişkin ifa-
desi üzerine Mumcu Ci-
nayetini Araştırma Ko-
misyonu, tslami Hareket
örgütü lideri trfan Çağın-
cı ile şûra üyeleri Şeker
ve Ekrem Baytap'ın ifa-
delerine başyurmayı ka-
rarlaştırdı. Önceki gün
Bandırma'ya giden Ko-
misyon Başkanı Tevfik
Diker ile üyeler Ahmet
Priştina, Eşref Erdera,
Ahmet Bilgiç ve Ferullah
Erbaş, Çağmcı, Baytap
ve Şeker ile görüştü.
Mehmet Ali Şeker, id-
dialan reddederken. "Bu
yönlendirmedir. Siyaset-
çiler de biliyor, devlet de
biliyor, istihbarat da em-
niyet de biliyor. Biz yap-
madık. ama o günlerde bu işi bize yakışör-
düar. Ozellikle Ismet Sezgin söyledi Sezgin
bogünN ecdet Menzir'Jeajnı çizgide. Men-
zir bile bilhor bizim yapmadığımızL Hane-
fi Avcı da biliyor'' dedi.
Komisyon üyelerının "Avcı, 'Bu konuya
yüzde yüze yakın Iran'la ilişkin olarak ba-
kılmalıdır' demişti" sözleri üzerine Şe-
ker'ın "O zaman onu o bilir" dedıği öğre-
nıldi. Şeker. evlerinde bulunan C^Tün de
kendileriyle ilgisi olmadığını, birilerinin
koymuş olabileceğini ileri sürdü.
Çağıncı, Şeker ve Baytap'ın komisyona
birlikte ifade vermeyı kendilerinin istedi-
ği belirtilirken görüşme sırasında Şeker'in
sorulan yanıtlarken Ekrem Baytap'ın tavır
ve mimiklerine göre hareket ettiği dikkat
çekti.
Çağıncı, Şeker ve Baytap'ın kendi ko-
ğuşlanndahazırlayacaklan yerde görüşme
isteği ise koğuşta 13 kişinin daha olması
nedeniyle komisyon üyelerince kabul edil-
medı. Komisyon üyeleri Ferullah Erbaş,
Ahmet Priştina ve Eşref Erdem dün de Tev-
fik Diker'in başkanlığında tstanbul'da Dol-
mabahçe Sarayı'nda, öldürülen Tevfik
Ağansoy'un eşi Hürya Ağansoy'u dinledi.
Ağansoy'un, Mumcu cınayetiyle ilgili bil-
gisi olmadığını söylediği ve eşiyle kendisi
arasında geçen şu konuşmayı aktardığı öğ-
Yüksel:Hukukun uygnlanmasını bekliyorum
ALPERBAULI
ANKARA - tçişleri Bakanı Meral
Akşener'in gece yansı
operasyonuyla Enmiyet Genel
Müdürlüğü görevinden
uzaklaştırdığı, ancak idari yargı
karanna karşın görevine iade
etmediğı Alaaddin Yüksel,
hukukun gereğinin yerine
getirilmesmi beklediğini büdirdi.
Akşener'in yasanm emredici
hükmüne karşm 30 günlük süre
içinde kendisini göreve iade
etmemesi üzerine yasaSann
tanıdığı bütün olanaklan
kullanacağım kaydeden Yüksel,
kamuoyundaki hukuk kurallannın
önceJikle lçişleri Bakanlığı
tarafindan uygulanması
beklentisine işaret etti.
Yüksel, yasanm tanıdığı 30 günlük
sürenin önceki gün saat 18.00'de
dolduğunu
ve bu saate kadar kendisine göreve
iade edildiğİne ilişkin herhangi bir
bildirimde bulunulmadığıru
söyledi. Hukuk kurallannın yerine
getirilmesıni beklediğini
vurgulayan Yüksel,
hukukun bir gün herkese gerekli
olabileceğine işaret etti. Yüksel,
görev yaptjğı bütün kademelerde
hukukun üstünlüğüne
inandığını ve hukukun
gereklerini yerine getirmeye
çalıştığını anlatarak, "Türkiye
Cumhuriyeti bir hukuk devletidir.
Hukukun
gereği yerine getirümelidir. Bunu
bekliyorum" dedi.
Yüksel, bütün kurumlann hukuk
kurallanna bağlı kahnası
gerektiğine işaret edericen,
kamuoyunun yasalan uygulayan
Içişteri Bakanlığı 'nın
hukuka bağlı obnası beklentisi
taşıdığina dikkat çekti. Yüksel, bir
soru üzerine, yasalann kendisine
tanıdığı haklan kullanarak, bütün
yasal yollan izleyeceğini söyledi.
renıldı: "Kocam öldürülmeden önce ken-
disiyie konuşurken ben Uğur Mumcu'nun
'Papa-Mafya-Ağca' kitabını okuyordum.
'Yazık oldu bu adama' dedim. O da bana
'Gazeteciler de bu memlekette öldürülür-
se memleketin nereye geldiği belli' dedi.
Aynca bana 'Sen ne kadar az şey bilirsen
o kadar çok yaşarsın' dedL Benim bu olay-
la ilgili hiçbir bilgim yok, eğer eşimin bilgi-
si varsa o bilgi onunla beraber birmiştir."
Daha önce komisyona ifade veren Jan-
darma Başça\-uşu Hüseyin Oğuz'un. Ma-
latya'da Mumcu cinayetiyle ilgili olarak
gözaltına alınan 'Şişko Tekrn' olarak tarıı-
nan Tekin Coşkuner'ın Yargıtayda hâkim-
lik yapan Uğıır Tonik ta-
rafindan kurtanldığı iddi-
ası üzerine komisyona
çağnlan Uğur Tonik ile
Dündar Küıç ve tslami
Hareket davasından tutuk-
suz yargılanan Ayhan L's-
ta ise ifade vermeye gel-
mediler. Komisyon Baş-
kanı Tevfik Diker, araştır-
malannın hangi yöne git-
tiği sorumuza ise "Zama-
nın DGM Savcısı Ülkü
Coşkun i)e Başsava Nus-
ret Demiral komisyona ge-
lip bilgi aktamıadığı süre-
ce dosyanın eksik olacağı
inancındayı/- Bu iki Idşiyi
önemli buluyomm. Bilgi-
lerine ulaşamamamız
önemli bir eksiklik" yanı-
tını verdi.
TIRNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
MOSKOVA - Rusya'nın başkenti
Moskova'da, nehirde bir gemi turu
yaptık. Fethullah Hoca'nın Rus-
ya'daki iki okulundan biri olan Ulus-
lararası Türk - Rus Koleji'ni ziyaret et-
tik.
Nehirdeki gemi turumuz sırasında
taşralı olduğunu düşündüğümüz Rus
gençleriyle yan yana oturduk. Kızlı -
erkekli, yaşlan 20-22 civarındaki bu
gençler, ellerinde votka ve martini şi-
şelerini meyve suyu ile karıştırıp içi-
yorlardı. Gezi boyunca kızlı erkekli al-
tı genç, dört şişe ıçkiyi bitirdiler.
Çakırkeyf olan bu toplulukta kızlar,
erkeklerle gayet rahat öpüşüyorlar.
birbirlerine sarılıyorlar ve özgürce
davranıyorlardı. Bu arada erkekler-
den birisi aşağıdaki bölümde bir baş-
ka grupla kavga etti. O grup yukarı-
ya geldi.
Bizim taşralı çocukların arkadaşla-
rı olan 3 genç kız, sinirli erkeği kuca-
ğına oturtarak, yanaklarından öperek
yatıştırmaya çalıştılar. Ortalık gürül-
Eski Sovyetik Ulkelerde Aşk
tüye boğulmadan, kan gövdeyi gö-
türmeden banş sağlandı.
Gençler bize de votka ikram ettiler.
Aramızda sıcak bir hava oluştu.
Gençlerin böylesine özgürce davran-
maları, hem aşk, hem içki konusun-
daki rahatlıklan, bizim aramızda da
yorum farklanna neden oldu. Özel-
likle Islamcı kesimden gazeteci veya-
zarlar, bu manzaranın bir felaket ol-
duğunu düşünüyorlar.
Böyle bir gençliği olan ülkenin ge-
leceğinden hayır gelmeyeceğini söy-
lüyorlar.
Dağılan Sovyetler'deki gezimiz sı-
rasında bizi gezdiren Fethullah Hoca
cemaatinden esnaf ve eğitimciler, iç-
ki konusunu sık sık dile getirdiler. Ka-
zak ve Rus askerlerin aşırı içki nede-
niyle kısa sürede işe yaramaz hale
geldiklerini, bu yüzden kadınların on-
ları terk ettiğini anlattılar. Ailelerin da-
ğıldığını, ülkelerdeki kadınlann yüzde
60'ının yalnız başlarına yaşadıklannı
söylediler. Hatta bu içki yorumu öyle
ileri bir noktaya gitti ki; cemaatten bir
kişi, eski Sovyetler'deki kadınlann nü-
fusun çoğunluğunu oluşturduklarını
ve bu dengesizliğin nedeninin de iç-
ki olduğunu, esprilı bir şekilde öne
sürdü. Erkeklerin içkiye aşırı düşkün-
lükleri nedeniyle biyolojik bozulmaya
uğradıklannı, bu nedenle alkolik in-
sanlardan erkek çocuk olmadığını id-
dia etti.
Alkolün Rusların ve Kazakların ya-
şamında önemli bir rolü olduğu, so-
kakta yürürken bile anlaşılıyor. Ellerin-
de içki şişeleriyle dolaşan insanlara
sık sık rastlayabiliyorsunuz. Ama bu-
nun bir felakete dönüştüğünü kanıt-
layacak bir sahneye şahit olmadık.
Insanlar sokaklarda gayet şık, bakım-
lı yürüyorlar. Rahatsız edici hiçbir gö-
rünüşleri yok.
Islamcı kesimin içki konusunu
abarttıklannı düşünüyorum. Sovyet-
lerin çöküşüyle mutlaka Sovyet halkı
bir sarsıntı geçirdi. Inandıkları birçok
şeyın çürüdüğünü gören milyonlar,
derin bir hayal kınklığına uğradılar. Ar-
dından gelen ekonomik kriz, insanlar-
daki çöküşü, birçaresizliğedönüştür-
dü.
Bu altüst oluş, alkolün yaygınlaş-
masına, mutlaka bunalımlann büyü-
mesine neden olmuştur. Beyaz ka-
dın ticaretinin sokaklara taşması da
aynı çaresizliğin ürünü. Bütün bunlar
işin bir yanını oluşturuyor. Bir başka
yan ise Sovyet ülkelerinin ve halkla-
rının kendilerini hızla toparladığı ger-
çeği.
Genç kızların ve genç erkeklerin
özgürce aşkı yaşamalarının bu toplu-
mu çökerteceğini sanmak, çok ters
bir bakış açısı. Gençlerin, birbirlerini
tanımalan, genç yaşta doya doya kar-
şı cinsle özgürce ilişki kurmaları, an-
cak sağlıkiı bir gelecek yaratabilir.
Aşın tabular, cinselliği bir fetişe dö-
nüştürmeler, bizde ne büyük felaket-
lere neden oluyor...
Gazetelerimizin birinci sayfalann-
dan aşk cinayetleri eksik olmuyor.
Cinselliği öldüren toplumsal gerilik;
aşın gerilim ve tutucu ahlak anlayışı
nedeniyle birbirini de öldürüyor.
Yine buradakilerin ortak inancı;
Sovyet toplumları okuyan, kültürlü,
iyi yetişmiş insanlardan oluşuyor. Her
şeyi çabuk kavradıklarını, herkesin
okuma yazma bildiğini ve kendi işini
kendi gördüğünü söylüyorlar. Onlar
mutlaka geçmişlerinde de özgür aşk-
lar yaşamışlardır. Aşkın topluma bir
zarar verebileceğini sanmak, en iyim-
ser ifadeyle saflıktır.
MtKRO
DİNÇ TAYANÇ
Kansızlann Kanlılığı
Yavuz Suttan Selim Han, Mısır Seferi sonrasın-
da Arap'ın kanlı Hilafeti'ni Osmanlı'yataşırken, "kök-
lediği" Kâbe'nin Kutsal Emanetleri arasında "kanlı-
lığın"yadsınamaz "kanıtını" da birlikte taşıyor: Üçün-
cü Halife Hz. Osman'ın, okuduğu sırada 7. Yüzyıl'ın
kansız karayobazlannca katledilip de kutsallığını ka-
nıyla mühürlediği Kuran-ı Kerim'i!..
Kansız karayobaz makulesinin kan düşkünlüğü, 7.
Yüzyıl'dan 21. Yüzyıl eşiğine dek öylesine "içicilik-
le" sürüp gıdiyor ki; Hilafet Osmanlısı'ndaki şeriat
ayaklanmalarından Cumhuriyet Türkiyesi'ndeki
"kanlı mı, kansız mı" ya da "kan gölü istiyoruz" çıl-
gınlığına dek sayılası değil!
Tümünün de "karanlığı" aynı paydada özdeşleşi-
yor: "Mürteciyiz! Irtica istiyoruz! Kan dökmek, kan
içmek istiyoruz!"
Tümünün de sonu aynı paydayla noktalanıyor
"kan"\
Hz. Osman'ın kanıyla kutsanmış Kuran bugün
Topkapı Sarayı Müzesi'nin Kutsal Emanetler Daire-
si'nde "gerçek" Müslümanından Hıristiyanına, Bu-
distinden Musevisine, tanntanımazından tarikatçısı-
na eşit inanç hakkı tanıyan Türkiye Cumhuriyeti ta-
rafindan "ibret olsun" diye sergileniyor...
Ve birsüredir Ankara'dan Bingöl'e, Kayseri'den Is-
tanbul'a, aydınlığın karanlığı yokedeceği ibretinden
"nasipsiz" bir güruhunun sesleri yükseliyor: "Kanlı
mı kansız mı", "kanlı olsun", "kan gölü istiyoruz"\\\
Gelmiş geçmiş en "ilkel"savaşçı bile, birçatışma-
ya kalkışmadan önce "durum değeriendirmesi"'yap-
ma zorunluluğu duyuyor da, 21. Yüzyıl eşiği karayo-
bazının bundan bile ders çıkartabildiği yok!
Durum değeriendirmesi BİR: Burası ne "dostkı-
lığında duşman Mollaistan"d\r ne Kemalist Devrim'i
örnek alıp da bağımsızlığını kazanmış nice Müslü-
man ülkedizisindeki Cezayir'in karayazgısı nedeki-
mi kansızın "biat ettiği" savlanan akl-ı art liderli Lib-
ya...
Durum değeriendirmesi İKİ: Kan isteyenin ön-
celikleTürkiye Cumhuriyeti'nin "gâvur"ve "gâvuriş-
birtikçisi karayobaz hainlehn" kanını Mehmet'lerin
kanını katarak dökmek zorunda bırakılarak verdiği bir
Ulusal Kurtuluş Savaşı ile kurulduğunu kafasınasok-
ması gerekiyor.
Durum değeriendirmesi ÜÇ: Kan içme emelin-
deki karayobaz makulesinin "örümceği", Türkiye
Cumhuriyeti'nin "anayasal, laik ve demokratik" bir
hukuk devleti olduğuna ermiyor.
Durum değeriendirmesi DÖRT: Ermeyince de
"anayasa çerçevesinde, Türk ulusunun Türkiye Sü-
yükMillet Meclisi'ne verdığiyetkiye" dayan\\arakçı-
kartılan ve Türkiye Cumhuriyeti'ne ihanet etmeye-
cekleri varsayılan Yürütme tarafindan uygulanacak
ve "bağımsız" Yargı tarafindan denetlenecek yasa-
larla yönetildığini hiç mı hiç kavrayamıyorlar!
Durum değeriendirmesi BEŞ: Gözlerini kan,
örümceklerini yolsuzluk, hırsızlık, kötüye kullanma ve
ille de "yetim hakkı yeme"nin hesabını verme kor-
kusu bürüdüğünden, Türkiye Cumhuriyeti'nin "ko-
ruyucu" ve '7co//ay/c/s/"konumundaki Cumhuriyet
Ordusu ile "kanlaşmaya" çabalıyortar.
Durum değeriendirmesi ALTI: Bu kanlılığa sıva-
nırken molla ihracıyla şeriat ve karayobazlık yayma-
ya çabalayan ya da kara para ihracıyla "haramzade"
zenginler yaratan ya da bedevi çadınndan ahkâm ke-
sip göz kırpan "dost kılıklı dış düşmanlar ile işbirlik-
çilik yaparak başanya(!) ulaşacaklannı hesaplıyor-
lar(!)"\
Durum değeriendirmesi YEDİ: Ne yanlış hesa-
bın Tahran, Riyad ya da Trablus'tan döneceğini ne
de Türk ULUSU'nun ümmetçıliği çoktan tarihin hort-
lanmaz mezarına gömdüğünü görebiliyorlar!
Durum değeriendirmesi SEKİZ: Canları cehen-
nem istiyorü!
Ana fikir Bu ülkede aynı yolun yolcusu politika-
cılann da, kan isteyen karayobazlann da çıkan uğ-
runa ülkeyi satmaktan çekınmeyen işbirlikçilerinin
de siyasal cenazelerini kaldınp ardından dua okuma-
ya yetecek kadar imam ve de hatip vardır; fazlasına
boş verin!
Ana fikrin ana fikri: Geldiği bu noktada "laikliğin
teminatı" Şaibe Mecbure Teslim'in, ABD'de mal,
mülk ve de parasının kendisi ve tüm el öpenleri için
"yaşamsal" önemi ortadadır.
Baba fikir: Aydınlanma Türkiyesi'ni bugünlere ge-
tiren tüm ölmüş liderlere(!) rahmet, yaşayanlanna
saygıylaü!
Prof. Berkarda
'Şeriata karşı önlem
alma zamanı geçiyor'
İstanbul Haber Servisi
- tC Rektörü ve Dayanış-
ma Derneği İstanbul Şu-
be Başkanı Prof. Dr. Bü-
lent Berkarda, Türkiye'de
son 50 yıldır "dini esasla-
ra dayah devlet anlayışı-
nın" planlı olarak bir ide-
oloji haline getirilmeye
çalışıldığını belirterek.
"Buna karşı önlem alma-
mn zamanı geldi de geci-
yor" dedi. İstanbul Üni-
versitesi Tıp Fakültesi öğ-
retim üyesi Prof. Dr. Ay-
sel Ekşi de "Dinci siyasi
akımlann iktidar hesap-
lan yaptığı ülkemizin
Iran ve Cezavir'e dönme-
sini istcmiyorsak, şeriatm
gerçeklerini ortaya koy-
malıyız" diye konuşru.
Dayanışma Derne-
ği'nin, dün İstanbul Cni-
versitesi Fen-Edebıyat
Fakültesi Konferans Sa-
lonu'nda düzenlediği
"Din Devleti" konulu
konferans, İstanbul Üni-
versitesi Devlet Konser-
vatuvan öğretim üyesi ve
Azerbaycan Devlet Sa-
natçısı Huraman Kası-
mo\"a'nın sunduğu şan
konseriyle başladı. Bü-
lent Berkarda, bu konse-
rin, Türkiye Cumhuriye-
ti'nin laik, demokratik ve
Batılı kimliğini ifade et-
mesi açısından anlamlı
olduğunu kaydetti.
Konserin ardından
"Din DevletTkonulu bir
konferans veren Prof. Dr.
Aysel Ekşi, son zaman-
larda Türkiye ve Ceza-
yir'de yaşanan şeriata yö-
nelik eylem ve olaylara
ilişkin gazete ve dergi ha-
berlerinden örnekler ver-
di.
Şeriatın, kişisel bir i-
nanç değil, devletin din
kurallanyla yönetilmesi
olduğunu vurgulayan Ek-
şi, geleneksel kiiltürün
din kültürüyle iç içe geç-
tiği Türkiye'de dinin bel-
li kesimlerce kullanıldı-
ğını söyledi.