Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 MAY1S1997PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Bedri Baykam, yeni sergisiyle günümüzün yeni kuşağına 68'li yıllan aktanyor
Yannları da etkîleyecek bir sergiESRA ALİÇAVUŞOĞLU
Bedri Baykam'ın, Atatürk Kültür Mer-
kezi'ndeyeralan '68'BYıDar'başlıklı ser-
gisi, 16-17 Eylûl 1961'de Menderes'lerin
idamından, 1972'de Deniz'lerin ıdamına
kadar büyûk bir zaman dilimini bûyüteç
altına alarak günümüzün yeni kuşağına
68'li yıllan, dünyayı yeniden kurmak is-
teyen gençlerin öyküsünü anlanyor. 25 yıl
önce. 6 Mayıs 1972'de idam edilen Deniz
Gezmiş,Yusuf Arsbn ve Hüseyin Inan'ı ve
ötekileri tanrmak ya da aıumsamak ıste-
yenlere sergisi, video gösterileri ve gaze-
tesiyle bir dönemin kapılannı açıyor. Bed-
ri Baykam'uı 20. yüzyil Türk siyasi sah-
nesini irdeleyen sergiler serisinin dördün-
cüsü olan '68'B YıDar",dahaönce açılan 'İç
Manzaralar; Sansürü ve İskenceyi Protes-
to' (1988). '27 Mayıs Dk Aşkımızdı!'
(1990) ve 'Mustafa KemaDer Görev Başı-
na!' (1994) sergilennden sonra geliyor.
196O'lı yıllar estirdiği özgürlük rüzgâr-
lanyla hem dünyada hem de Türkiye'de
gelecek yıllan etkilemiş, 20. yüzyıladam-
gasını vurmuş bir dönem. Baykam da 20.
yüzyılı yaşarken Türk siyasi hareketini de-
ğerlendiren bir sergi yapıyor olmaktan ve
bunu insanlarla paylaşmaktan son derece
hoşnut. Sanatçı, bu sergilerin ilkine, artık
dayanamadığı için Ozal yaşarken başla-
mış. Muhalefetin sesinin kısılmış olma-
sından o kadaretkilenmiş kı, saçlannın ve
bıyığınuı yansını kazıtmaya bile kalkmış,
fakat bu fikri açtığı baa tiyatro sanatçıla-
n, "Aman sus, bunu btzesöylediğini unırt"
gibi bir yaklaşım içinde bulunmuşlar, so-
nunda bu fıkri Baykam'dan önce direniş-
çi işçileruygulamış. "Aklunagetenbirey-
İemi ilk defa benden öoce tşçUer uyguladt
Çok sevinmiştinı'" diyor Baykam.
Baykam'ın '68'li Yülar' sergisi, 6O'lı
yıllann önemli toplumsal olaylannı bir
araya topluyor. Deniz Gezmiş ve Mahir
Çayan gibi öğrenci liderlerini, 71 müda-
halesine götüren günlerdeki eylem dizile-
rini. Martin Luther King ve Kennedy ci-
nayetlenni, Muhammed AJL Brigitte Bar-
dot, Marflyiı Monroegibi döneme damga-
smı vurmuş efsanevi kişilerin izlerini ta-
şıyor. Sergide yer alan olaylann bu kadar
iç içe yer alması biraz da birbirinden ayn-
lamaz boyutta olduğu için. Rock müzik,
Beat ve hippi felsefesi, protest, muhafaza-
kâr güçlere karşı devrimciliğin, sanatın.
özgür yaşamın ve cinsel devrimin başkal-
dırması, tüm bunlar dünyanın kabuk çat-
lamasına yol açtığı için sergideki yerini
almış.
Baykam'ın bu sergiyi oluşturması için,
iki yıl arşiv çalışması, 6 ay resim yapma-
sı ve sergide önemli bir işlevi olan gazete
için uzun bir süre röportajlar yapması ge-
rekmiş. Serginin 6 mayıs tarihinde açıl-
mış olması da bir tesadüf değil, Deniz
Gezmiş'in ölüm yıldönümüne denk düşü-
rülmesi amaçlanmış. Aynca. 68'li yıllann
30. yılının başlıyor olması da serginin
amacına temel olmuş. "Sürekli sergiyi er-
teteyecek mıyimdiyebir kaygıtaşıyordum.
Tekbaşınabuyükütaşımanınvansıraak-
tifbir potitikyaşamın içindeyim. Sağ ofeun.
yobadar. faşistler veçetetergündemihare-
ketsiz bırakmıvorlar. O \ü/den biitün o
günlük koşuşturmalar arasmda bu sergi
nasıl ortaya çıkd diye sorsanız yanıt vere-
mem."
'681 YıDar' sergisi Bedri Baykam'ın
yapmış olduğu politik serinin en büyük ve
en kapsamlı olanı. Bu diziyi objektif veya
nötr bir bakış açısıyla yapmadığını belir-
ten Baykam, Kemalist, solcu kimliğini
saklamayarak ve bu baskılara karşı aktif
savaşmaktan yana olduğunu dile getiriyor.
Bedri Baykam, serginin içeriğini yazın-
sal olarak ele alan 'tç Manzârabr'başlık-
lı gazetede, 68'li yıllara damgasmı vur-
muş öğrenci liderlerinin ve o dönemin
içinde yaşamış kişilerin anılanna da yer
vererek izleyenlerin beynindekı 68 izleri-
ni belirginleştirmeyi ve kazımayı amaçla-
mış. "Herkesin balaş açüan yansıülsııı gi-
bi bir kaygı taşımadım. Dengeli olsun gibi
düşünce gütmedim. Kendi alanımızda ta-
w almak, rengimi belli etmekve kendi dü-
şüncemi belli etmek isthorum. Baskr/L,
sansürü ve işkenceyi korumak gibi bir dü-
şüncesi olan demokratik dengenin zaten
amacmauygun otmay-acağına inaıuvorum.
Tıpkı demokrasi düşmanlarının demok-
rasilerde yeri oknadıgmı düşündüğüm gi-
bi.''
Sergiye 10-12 yılı özetleyecek görûntü-
leri sığdırmak hayli güç bir iş olmuş, ama
en önemlisi gençlere vereceği mesajlan
yerine getirmek olmuş Baykam için. "Bu
sergrvi gezen gençlerin hayan bu sergiyi
görmeden önce ve sonra diyefldyeayrdsm
istiyorum. KendDerini maieryal değerlere
vermiş,yalnız iyibir araba. iş, laz arkadaş,
bankada dolariann yanı sıra dünyada ide-
aüer olduğunu da görmelerini istiyorum.
Her ne kadar 60'lan duymuş olsalar da
kavramlamia. kitabıyla, gazetesh le, sergi-
shle toptan hissetmeleri onlara başka bir
yol açabifir diye diişünüyorum. Bugünkü
toptumdan yakmabileceğimize onu değiş-
tirebileceğimize inanıyorum. Yakuunak
benim Ugi alanıma gjrmhor."
Baykam, vıdeo. genel ses yaymı, gaze-
te için yapmış olduğu ropörtajlardan bö-
lümler, 60'lardan birbıri içine geçmeli mü-
zik katmanlanru da serginin içeriğine so-
karak hem işitsel hem de görsel etkiyi faz-
lalaşnrmayı amaçlamış.
"Sergmin tüm içeriğifletoptanbirbom-
bannmana uğrayan genç, aynı zamanda
yayınlarta da bunu destekleyip kafasında-
kileri bernüdaştıracak veya tam tersine
kendine daha çok soru sorduğu bir bula-
nıkkğa sürüldenecek ve allak buDak olacak.
Ama bugün tepe tepe kullandığı özgürtü-
ğün nasıleldeedüdiginidüşünecek. Ben iz-
leyichi toptan etkilemeyi sevTyorum."
Son 4-5 yıldır eskiye oranla politika ve
sanatı daha yoğun olarak iç ice götürdü-
ğünü söyleyen sanatçı, bunun gelecekte
de bu yönde gelişeceğinı \nrguluyor. "Be-
nim bu sanaü yapabilmem için zaten Tür-
Idye'nin laik demokratik bir hukuk devte-
ti oiarak kabnası lazım. Ben bu savaşı ver-
mezsemyannbusergiyibana açdrmazlaıf
1923'ün. 1960 de\Tİminin 1968 rüzgân-
nın birbırine bağlı omurilik ilişkilerine
bağlı olduğunu söyleyen sanatçı, 1923 "ün
de 1789 Fransız thtilali ile bağlantısı oldu-
ğunu, '68'i YıDar' veya Kuvay-ı Milliye
sergisi yapmak için de illa bunlan içinden
yaşamış olmanın gerekmediğini belirtv-
yor. "Karanbğa karşı aydınlanma. baskı-
ya karşı özgürlük, totalarizme karşı de-
mokrasLişkenceye karşı insan haklan tüm
bunknn bu çizgide diinya özgüıiüğü \«
banşı için devamb oluşan halkalar dizisi
olarak görüyorum." 68 rüzgânnı anımsa-
manm bir nostalji ya da tarih bilgısi değıl,
yannlan etkileyecek. bugün de aktüalitesi
olan bir sergi olduğuna inanıyor Baykam.
11 yaşındaki ressam Beso, sanat
dünyasmın yeni gözdesi olacak mı?
Küçük gözden
büyük gerçekler
Kültür Servisi - Yaşam ve
ölümle ilgili büyük gerçekler-
den yola çıkan, iç savaş ve yok-
sulluğunresimleri... Onlara im-
za atan ressam ise yalnızca 11
yaşında. Sovyetler Birliği'nin
parçalanmasından sonra kendi
payma düşen sorunlarla boğu-
şan Gürcistan'dan çıkan 'küçük
deha' Beso KazaishvüTnin re-
simleri Londralı sanat tüccan
Roy Mfles' ı o denli etkilemiş ki,
galerisinde küçük Beso'ya kişi-
sel bir sergi açmaya karar ver-
miş. Beso'nun
dehası, Londra'da
23 mayıs-6 hazi-
ran tarihleri ara-
smda açık kala-
cak sergisi sıra-
sında aldığı eleş-
tiriler ve sattığı
resimlerle beürle-
necek, kuşku-
suz... Küçük res-
samın desenleri
200-300 sterlin,
resimleri ise 700-
800sterlindensa-
tışa sunuluyor.
Roy Miles, satış-
tan elde edilen ge-
lirle Beso'nun bir
sanat okuluna ya-
zılmasım ıstiyor.
Yedi çocuklu
bir aileden gelen
Beso, dağılma- ^ ^ ^ ^ ^ ^ ~
dan önce Sovyetler Birliği'nin
en zengin bölgelerinden biri
olan Gürcistan'da, dört yaşm-
dayken resim yapmaya başla-
mış. Beso o kadar üretken ki,
şimdiden ardında 3 bini aşkm
yapıtı var! Mürekkep, guvaj, su-
luboya ve yağlıboya ile çalışan
ve son resimlerine "Hüzün",
"Güzelliğin Pantasr gibi baş-
hklar veren 11 yaşındaki ressa-
rrun yapıtlannda sürekli karşı-
mıza çıkan bir motif var: Göz.
^ r yaşındayken
resim yapmaya
başlayan
Gürcü Beso
Kazaishvili
o kadar ûretken ki,
şimdiden ardında
3 bini aşkın yapıt
var! Resimlerine
"Hüzün",
"Güzelliğin
Panltısı" gibi
başlıklar veren 11
yaşındaki ressamın
yapıtlannda sürekli
bir "göz" motifı
var.
"Göz motifleri )apı>"orum,çün-
kü göz her şeyi görür. Savaş çı-
kınca, insanlar ölünce bü>ük
göz çok kötü bir göz oluyor. tyi
insanlan koruyor, ama onlar
eğer kötü insanlarla işbirliği ya-
paıiarsa onlan da cezalandın-
yor. O büyük göz, Tann'dır" di-
yor Beso.
Müzik dünyasında "harika
çocuk"lardan geçilmezken gör-
sel sanatlarda bu gibi yetenek-
lere sık rastlanrruyor. MiDais ve
Picasso, küçükken keşfedilen
— ^ — • ressamlara birer
örnek. Geçen yıl
*^eni Pkasso"
olarak lanse edi-
len 10 yaşındaki
Romen Aİesand-
ra Nichita. sanat
dünyasında tar-
öşmalara yol aç-
mış, kimisi küçük
ressamı büyük
bir yetenek ola-
rak kabul eder-
ken kimisi de bir
kopyacı olarak
nitelendirmişti.
Amerika'ya göç
eden bir ailenin
çocuğu olan Nic-
hita Picasso"yu
beğeniyor, küçük
Beso'nun ilham
kaynağı ise Sal-
vadorDali.
Sanat tüccan Roy Miles, re-
simleri görür görmez sergile-
meye karar vermiş: "Kalpten
yapıyor resimlerini... Bir ülke
böyJesi korkunç bir savaştan ge-
çerse,çocuklan da işte böyleça-
bucak olgunlaşıyor. Gürcis-
tan'uı büyük sorunlan var."
Londra'daki Gürcıstan Bü^-
kelçisi TeimurazMamatsashvi-
li ise "Bilmemesi gereken şey-
leri anlatmaya kalkıyor" diyor
küçük Beso için...
Ünlü Ingiliz koreograf Siobhan Davies, sanatta 25. yılını geride bıraktı
Davies:Hareketin şairi, • KüteirServisi - 25 yıldır yaratıcıhğnu dansa aktan-
yor, son on yıldır kendi daris topluluğunu yönetiyor ve
ülkesi lngiltere'de, dans alanında ne kadar ödül varsa
hepsini topluyor... Geçen yıl bunlara bir de Laurence
Olivier ödülünü ekledi. Ünü Ingiltere'nin sınırlannı
aşan koreograf Siobhan Davies, dansın başanlı krali-
çesi. Gerçi o, başanlanndan söz etmeyi sevmiyor: "Ben .
hep geleceğe bakarun. Daha iyi ohnak için çabalanm.
Geçmişe bakan insan, ancak başansızlıklan anımsar."
"Hareketin şairi" olarak amlan Siobhan Davies, 16
yaşındayken Londra Çağdaş Dans Okulu'nun kapısın-
dan ilk giren öğrenciler arasmdaydı. Önceden dans de-
neyimi olmamasına karşın çok geçmeden Londra Çağ-
daş Dans Tiyatrosu'nun üyesi olan Davies, 1967 yıhn-
da uzun ve başanlı dans kariyerinin ilk adımlannı at-
maya başlamıştı.
3 Kasım 1983 yılında aniden dans etmeyi bırakan ve
kendini tamamıyla koreografıye veren Siobhan Davi-
es, hayranlığını üzen bu kararla ilgili olarak "Bir per-
formans sırasındaydı». Aralannda arkadaşlanmın da
buhınduğu kalabahk bir izleyici topluluğu izliyordu bi-
zL Ayakta alkışlandık. O performanstan çok ze> k almıs-
üm. Öte yandan. gerçek şu ki performanslara hazırlan-
maktan çok yorulmuştum arok- Dans etmeyi hâlâ öz-
hıyonım. O ffadksel enerjiyi, gücü ve cesareti şu an ken-
dimde bulsam,yinedansetmek isterdim. Ama bunu ya-
pacağımı hiç sanmıyorum" diyor.
İlk koreografısini 1972 yılında hâlâ dans ederken ya-
pan Siobhan Davies, koreografinin birincil şartının
dansçınm kendini olayın fıziksel boyutundan uzaklaş-
tırması olduğunu söylüyor "Sessizce otunıp izlemek
gerektiğini hissettim. Dansuı, tabii yalnızca fıziksel ola-
rak dışına çıkmak benim için eğm'ci bir araç oldu. Son-
radan koreograf olan dansçılann en büyük handikapı,
fıziksel varuklannı da işin içine katmalan; dolavısıyla,
dansçı olarak bir şev hissettiklcrinde, o hissi kendUigin-
den izleyicinin de hissettiğini sanryorlar.' Bu hareketi ya-
parken kendimi çok iyi hissediyorum. demek ki iyi gö-
rünüyor' düşüncesi oluşuyor kafalannda. Ama bu her
zaman doğru degiL" Siobhan Davies, anlattıklanna ör-
nek<ılarak son yapıtı "Bankn
i örnek gös-
teriyor: "Bu parçanm bir yerinde, dans-
çüannun kendilerini, Londra'mn en yo-
ğun tren istasyonlanndan biri olan Kings
Cross'ta bir bomba ihban yapıidığı an-
da hissedebfleceklerini dansa aktarmala-
n gereldyor. Doğrusu bu parçada ben dans
ediyor olsam, eminim başaramamaktan
çok korkardım. İşte koreograf burada giri-
yor işin içine. tzHyorum, onlara cesaret veriyonım.
Dtşarda bir göz, bir izleyen ohryorum."
Bu parçanm prömiyeri, Londra'da geçen gün-
lerde yapıldı.
Bahar ayında turneye çıkması beklenen Siob-
han Davies Dans Topluluğu'nda şimdilik altı
dansçı bulunuyor. Bu yıl 25. sanat yılını kut-
layan Siobhan Davies, Ingiltere'nin en ün-
lü sanatçılanndan biri olmasına karşın,
kendi adını taşıyan dans topluluğunu
geçindirmekte güçlük çekiyor.
"Topluluktaki dansçılann durn-
muna üzülü>r
orum. Çok küçük üc-
retlere büyük ödünler veriyorlar.
Bu nedenle bizun topluluk altı ye-
di kişiden fazlasıjla çahşamryor.
Onlarla üç ayhk sözJeşmeler ya-
pıyorum, bu arada para kazan-
mak için başka işler de yapı-
yorlar. Keşke durum farklı
olsa ve dansçüar, yalnızca
dans edebilse, para ka-
zanmak için öğret-
menBk, koreograf-
lık ya da başka
işler yapmak zo-
runda kalma-
sa_"
Askeri Müze 'deki müzayedede Anneler Günü özelparçalar da var
Artium Sungur Sanatevi'nin bahar müzayedesi
Kültür Servisi - Artium Sun-
gur Sanatevi'nin 'Bahar Müza-
yedesi', pazar günü saat 13 .OO'te
Harbiye Askeri Müze Kültür Si-
tesi'nde gerçekleştiriliyor. An-
neler Günü'ne rastlayan müza-
yedede küçük boyutiu hediye-
lik resimler de satışa çıkacak.
Bugüne dek müzayedelerin-
de yalnız resim satışı yapan Ar-
tium Sungur Sanatevi'nin bu
müzayedesinde ağırlıklı olarak
1960-70 dönemi Türk Resim
Sanatı'na yer veriliyor.
450 dolayında tablonun satı-
şa sunulacağı müzayedede ya-
pıtlann açılış fiyatlan 5 milyon
- 3 milyar TL arasmda değişi-
yor.
Müzayedede Hikmet Onat,
Fikret Mualla, Mehmet Ali La-
ga, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Nu-
ruilah Berk, Celal Tutant, Zeki
Kocamemi, Cevat ErkuL Hamit
Görele, İbrahim Safı, Necdet
Kalay gibi klasik Türk ressam-
lannın yanı sıra Halid Naci, Gi-
vanian gibi eski dönem ressam-
lanı.... V "'^malan da sunula-
cak. Burhan Uygur, Selim Tu-
ran. Ömer l'luç, Abidin Dino,
Fahretnisa Zeid, Adnan Çoker,
Nejad De\Tİm, Faruk Cünok,
Nuri İyem, Bedri Baykam. Zeki
Faik tzer, Şükriye Dikmen, Sab-
ri BerkeL Zühtfi Müridoğtu gi-
bi pek çok çağdaş sanatçının ya-
pıtlannm yer alacağı açık arttır-
mada, Türk asıllı Ukraynalı sa-
natçı Nuri Yakupov'un yanı sı-
ra romantik, naif ve suluboya
ressamlann çalışmalan da satı-
şa çıkacak.
1914 kuşağının en özgün
temsilcilerinden biri olan Hik-
met Onat'ın 'Cihangir'de Ak-
şam' adlı tablosunun 3 milyar
TCden satışa sunulacağı müza-
yedede Hamit Görele'nin son
dönemine ait soyut resmi 500
milyon TLVlen satışa çıkanla-
cak.
Halid Naci'nin 'Boğaz Sırtia-
nnda Kuşçu' adlı tablosu 750
milyon TL, Necdet Kalay'ın
'Kapadokya 71' adlı çalışması
450 milyon, Burhan Uygur'un
1969 tarihli 'Kompozisyon' ad-
lı yağlıboyası 400 milyon, Bed-
ri Baykam'ın Tony Final Cut'
adlı çalışması 200 milyon, 'The
Death of the Snow Baby' adlı
tablosu ise 150 milyon, İbrahim
Safi'nin 'Görünüş' adlı tablosu
250 milyon, Cevat Dereli'nin
'Dört Masab Meyhane' adlı tab-
losu 100 milyon, 'Balıkçüar' ad-
lı çalışması ise 120 milyon, Ad-
nan Çoker'in guaj resmi 50 mil-
yon TCden satışa sunulacak.
Cannes'daparlayanlar
• Robert
Mitchum
1954
yılında
Cannes
sahillerinde
Brigitte Bardot ve Kim
Novak şöhret yolunda.
p
yıldız adayı
Simone
Syhia'yla
gazetecilere
poz
verdiginde,
sonradan
alacağı
tepkileri
tahmin
edemezdi.
Ahlaki kurallan hiçe
saydığı gerekçesiyle
sinema çevrelerinin
sırtını döndüğü Sylvia,
sonunda intihar edecek,
Mitchum'sa ABD'ye
döndüğunde bir süre
dışlanacaktı.
• Sophia Loren.
göz kamaştıncı Italyan
yıldız, 1953 yılında
Cannes'da gösterilen
"LaCarrousel
Fantastkjue" adlı
filmiyle tanındı. Ertesi
yıl yapımcılann
peşinden koştuğu
Italyan yildız tüm halkın
gözbebeği olmuştu.
• CraceKelly 1956
yılında festivale
geldiğinde, yaşamını
değiştirecek günler
geçireceğini
düşünmemişti. Picasso
ile Matisse, St. Paul de
Vence şapelinde buluşup
gazetecilere poz
verecekti, ancak ressam
gelmedi. Bunun üzerine
ertesi gün Monaco
Prensi Rainer'le
fotoğraflannı çekmek
isteyen gazetecileri
kırmadı. Olaydan altı ay
sonra çift,
nişanlanacaklannı
açıkladılar.
• Brigitte Bardot
ve Kim Novak. ıki
yıldızcığın yollan
fotoğrafçılann önünde
kesişiyor; yıl 1956.
Cannes'ın basamaklan
bir kez daha yıldız
yaratıyor. Her ikisi de
ertesi yıla tanınmış birer
oyuncu olarak
girecekler.
• Yves Montand ve
Simone Signoret,
Fransa'nın müthiş çifti,
1960 yılında Cannes'da
başanlannı
perçinlediler. O yıl
Montand büyükelçilere
özel bir resital verirken,
Signoret de "Les
CheminsdelaHaute
Vüle" ile en iyi kadın
oyncu ödülünü
kazanıyordu. Signoret
aynı rolle bir de Oscar
almıştı.
• Jacques
Deiliy'nin komedi
müzıkali "Les
Paraplııiesde
Cherburg"taki rolüyle
birdenbire yıldızı
parlayan yirmi
yaşındaki Catfaerine
Deneuve, güzelliği ve
hüznüyle 1964
Cannes'ının en çok
konuşulan isimlerinden
biriydi.
• Françols
Truffaut "400
Coups"la Altın Palmiye
kazandığında yıl
1967'ydi. Filmin genç
yönetmeni Truffaut ve
kendisinden daha genç
olan başrol oyuncusu
Jean-Pierre Leaud'nun
kendinden eminlikleri,
akıllardan çıkmaz bir
izlenim bıraktı. Önce
dünya sinemasımn
vitrini olarak
nitelendirilen Cannes'ın
asıl işlevi yavaş yavaş
ortaya çıkıyordu: Genç
yeteneklerin sıçrama
tahtası olmak.
1968yeyönetmen eylemL
• Truffaut, MaOe,
Lelouch, Godard ve
Polanski, 1968 yılı 18
Mayısı'nda sinematekin
kapatılmasını protesto
ediyorlar. Dönemin ünlü
olaylanmn bir uzantısı
olan gösterileri bazı jüri
üyelerini rahatsız etti. 19
mayıs öğleden
sonrasında
festivalin iptal
edildiği
açıklandı.
• Charlie
Chaplin 197i
yılında Cannes
sahnesinde
Legion
d'Honneur'le
ödüllendirildi.
Bir alkış
sağanağı
altında sahneye
gelen Chaplin,
sağlığı iyi
olmasa da yine
espriliydi:
"Siyah bir kravat
bulabilmek için saatlercc
uğraşüm. Şimdi siz
kalkıp kırnıı/ı bir tane
takrvorsunuz." •
Jodie Poster
Cannesa katıldığında
yalnızca on dört
yaşındaydı; oysa
mesleğinde altı yıllık bir
deneyime sahipti bile.
1976 Cannes'ında onun
rol aldığı ikı fılm "Taxi
Driver"ve Alan
Parker'ın "Bugsy
Mafc>ne"u yer alıyordu.
Juliette Binoche.
• Steven
Spielberg'in ETsi,
1982 yılında yanşma
dışı bölümde
gösterildiğinde. diğer
tüm yapımlan geride
bırakarak festivalin en
çok konuşulan filmi
oldu.
• Juliette Binoche
1984 yılında en iyi
senaryo ödülünü
kazanan "Rendez-Vous"
Cannes'da yeni bir yıldız
yaratıyordu. Bugünün
Oscar'lı oyuncusu
Andre Techme'nın
yönertiği "Rendez-
Vbus"da henüz
mesleğinin başındaki
genç bir o>oıncuyu
canlandınyordu.
Montand ve Signoret
• LUC BeSSOn un
'Derinlik Sarhoşluğu'
adhfilmı 1988 yılında
yanşma dışı bölümde
gösterilmişti. Jean Marc
Barr ve Jean Reno gibi
iki önemli oyuncunun
yıldızını parlatan film
Cannes'daki
gazetecilerin nedense
ilgisini çekmemişti.
• Cerard
Depardieu 1990
yılında Cyrano de
Bergerac rolüyle en iyi
erkek oyuncu ödülüne
değer görüldü.
Bu. elbette ünlü
aktörün tüm meslek
yaşamına verilmiş bir
ödüldü.
• Meryl Streep'm
Cannes'a ilk ve son
gelişi 1989'Karanhkta
BtrÇığlık'adlıfilmle
oldu. Sanatçı evine en
iyi kadın oyuncu
ödülüyle döndü.
• Ouentin
Tarantino. 1994
yılında Bruce Willis,
John Travolta'nın
oyunculuk yaşamlannın
en iyi performansını
sergiledikleri "Pulp
Fietk»n"la sınemanın
yüzüncü yılına yakışır
bir başan kazandı.
• Mattıieu
KaSSOVİtZ 1995'te
düşmekte olan bir
toplumun hikâyesi
'Protesto'yla katıldığı
Cannes'da ödül kazandı
ve yeni dönem
sinemacılann piri oldu.
• LİV Tyler masum
güzelliğiyle
Bertolucci'nin 'Çabnınış
GüzelhV filminde boy
gösterdı. Cannes yeni
bir yıldız keşfetmiş
oldu.