27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 MAY1S1997PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Bedri Baykam, yeni sergisiyle günümüzün yeni kuşağına 68'li yıllan aktanyor Yannları da etkîleyecek bir sergiESRA ALİÇAVUŞOĞLU Bedri Baykam'ın, Atatürk Kültür Mer- kezi'ndeyeralan '68'BYıDar'başlıklı ser- gisi, 16-17 Eylûl 1961'de Menderes'lerin idamından, 1972'de Deniz'lerin ıdamına kadar büyûk bir zaman dilimini bûyüteç altına alarak günümüzün yeni kuşağına 68'li yıllan, dünyayı yeniden kurmak is- teyen gençlerin öyküsünü anlanyor. 25 yıl önce. 6 Mayıs 1972'de idam edilen Deniz Gezmiş,Yusuf Arsbn ve Hüseyin Inan'ı ve ötekileri tanrmak ya da aıumsamak ıste- yenlere sergisi, video gösterileri ve gaze- tesiyle bir dönemin kapılannı açıyor. Bed- ri Baykam'uı 20. yüzyil Türk siyasi sah- nesini irdeleyen sergiler serisinin dördün- cüsü olan '68'B YıDar",dahaönce açılan 'İç Manzaralar; Sansürü ve İskenceyi Protes- to' (1988). '27 Mayıs Dk Aşkımızdı!' (1990) ve 'Mustafa KemaDer Görev Başı- na!' (1994) sergilennden sonra geliyor. 196O'lı yıllar estirdiği özgürlük rüzgâr- lanyla hem dünyada hem de Türkiye'de gelecek yıllan etkilemiş, 20. yüzyıladam- gasını vurmuş bir dönem. Baykam da 20. yüzyılı yaşarken Türk siyasi hareketini de- ğerlendiren bir sergi yapıyor olmaktan ve bunu insanlarla paylaşmaktan son derece hoşnut. Sanatçı, bu sergilerin ilkine, artık dayanamadığı için Ozal yaşarken başla- mış. Muhalefetin sesinin kısılmış olma- sından o kadaretkilenmiş kı, saçlannın ve bıyığınuı yansını kazıtmaya bile kalkmış, fakat bu fikri açtığı baa tiyatro sanatçıla- n, "Aman sus, bunu btzesöylediğini unırt" gibi bir yaklaşım içinde bulunmuşlar, so- nunda bu fıkri Baykam'dan önce direniş- çi işçileruygulamış. "Aklunagetenbirey- İemi ilk defa benden öoce tşçUer uyguladt Çok sevinmiştinı'" diyor Baykam. Baykam'ın '68'li Yülar' sergisi, 6O'lı yıllann önemli toplumsal olaylannı bir araya topluyor. Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan gibi öğrenci liderlerini, 71 müda- halesine götüren günlerdeki eylem dizile- rini. Martin Luther King ve Kennedy ci- nayetlenni, Muhammed AJL Brigitte Bar- dot, Marflyiı Monroegibi döneme damga- smı vurmuş efsanevi kişilerin izlerini ta- şıyor. Sergide yer alan olaylann bu kadar iç içe yer alması biraz da birbirinden ayn- lamaz boyutta olduğu için. Rock müzik, Beat ve hippi felsefesi, protest, muhafaza- kâr güçlere karşı devrimciliğin, sanatın. özgür yaşamın ve cinsel devrimin başkal- dırması, tüm bunlar dünyanın kabuk çat- lamasına yol açtığı için sergideki yerini almış. Baykam'ın bu sergiyi oluşturması için, iki yıl arşiv çalışması, 6 ay resim yapma- sı ve sergide önemli bir işlevi olan gazete için uzun bir süre röportajlar yapması ge- rekmiş. Serginin 6 mayıs tarihinde açıl- mış olması da bir tesadüf değil, Deniz Gezmiş'in ölüm yıldönümüne denk düşü- rülmesi amaçlanmış. Aynca. 68'li yıllann 30. yılının başlıyor olması da serginin amacına temel olmuş. "Sürekli sergiyi er- teteyecek mıyimdiyebir kaygıtaşıyordum. Tekbaşınabuyükütaşımanınvansıraak- tifbir potitikyaşamın içindeyim. Sağ ofeun. yobadar. faşistler veçetetergündemihare- ketsiz bırakmıvorlar. O \ü/den biitün o günlük koşuşturmalar arasmda bu sergi nasıl ortaya çıkd diye sorsanız yanıt vere- mem." '681 YıDar' sergisi Bedri Baykam'ın yapmış olduğu politik serinin en büyük ve en kapsamlı olanı. Bu diziyi objektif veya nötr bir bakış açısıyla yapmadığını belir- ten Baykam, Kemalist, solcu kimliğini saklamayarak ve bu baskılara karşı aktif savaşmaktan yana olduğunu dile getiriyor. Bedri Baykam, serginin içeriğini yazın- sal olarak ele alan 'tç Manzârabr'başlık- lı gazetede, 68'li yıllara damgasmı vur- muş öğrenci liderlerinin ve o dönemin içinde yaşamış kişilerin anılanna da yer vererek izleyenlerin beynindekı 68 izleri- ni belirginleştirmeyi ve kazımayı amaçla- mış. "Herkesin balaş açüan yansıülsııı gi- bi bir kaygı taşımadım. Dengeli olsun gibi düşünce gütmedim. Kendi alanımızda ta- w almak, rengimi belli etmekve kendi dü- şüncemi belli etmek isthorum. Baskr/L, sansürü ve işkenceyi korumak gibi bir dü- şüncesi olan demokratik dengenin zaten amacmauygun otmay-acağına inaıuvorum. Tıpkı demokrasi düşmanlarının demok- rasilerde yeri oknadıgmı düşündüğüm gi- bi.'' Sergiye 10-12 yılı özetleyecek görûntü- leri sığdırmak hayli güç bir iş olmuş, ama en önemlisi gençlere vereceği mesajlan yerine getirmek olmuş Baykam için. "Bu sergrvi gezen gençlerin hayan bu sergiyi görmeden önce ve sonra diyefldyeayrdsm istiyorum. KendDerini maieryal değerlere vermiş,yalnız iyibir araba. iş, laz arkadaş, bankada dolariann yanı sıra dünyada ide- aüer olduğunu da görmelerini istiyorum. Her ne kadar 60'lan duymuş olsalar da kavramlamia. kitabıyla, gazetesh le, sergi- shle toptan hissetmeleri onlara başka bir yol açabifir diye diişünüyorum. Bugünkü toptumdan yakmabileceğimize onu değiş- tirebileceğimize inanıyorum. Yakuunak benim Ugi alanıma gjrmhor." Baykam, vıdeo. genel ses yaymı, gaze- te için yapmış olduğu ropörtajlardan bö- lümler, 60'lardan birbıri içine geçmeli mü- zik katmanlanru da serginin içeriğine so- karak hem işitsel hem de görsel etkiyi faz- lalaşnrmayı amaçlamış. "Sergmin tüm içeriğifletoptanbirbom- bannmana uğrayan genç, aynı zamanda yayınlarta da bunu destekleyip kafasında- kileri bernüdaştıracak veya tam tersine kendine daha çok soru sorduğu bir bula- nıkkğa sürüldenecek ve allak buDak olacak. Ama bugün tepe tepe kullandığı özgürtü- ğün nasıleldeedüdiginidüşünecek. Ben iz- leyichi toptan etkilemeyi sevTyorum." Son 4-5 yıldır eskiye oranla politika ve sanatı daha yoğun olarak iç ice götürdü- ğünü söyleyen sanatçı, bunun gelecekte de bu yönde gelişeceğinı \nrguluyor. "Be- nim bu sanaü yapabilmem için zaten Tür- Idye'nin laik demokratik bir hukuk devte- ti oiarak kabnası lazım. Ben bu savaşı ver- mezsemyannbusergiyibana açdrmazlaıf 1923'ün. 1960 de\Tİminin 1968 rüzgân- nın birbırine bağlı omurilik ilişkilerine bağlı olduğunu söyleyen sanatçı, 1923 "ün de 1789 Fransız thtilali ile bağlantısı oldu- ğunu, '68'i YıDar' veya Kuvay-ı Milliye sergisi yapmak için de illa bunlan içinden yaşamış olmanın gerekmediğini belirtv- yor. "Karanbğa karşı aydınlanma. baskı- ya karşı özgürlük, totalarizme karşı de- mokrasLişkenceye karşı insan haklan tüm bunknn bu çizgide diinya özgüıiüğü \« banşı için devamb oluşan halkalar dizisi olarak görüyorum." 68 rüzgânnı anımsa- manm bir nostalji ya da tarih bilgısi değıl, yannlan etkileyecek. bugün de aktüalitesi olan bir sergi olduğuna inanıyor Baykam. 11 yaşındaki ressam Beso, sanat dünyasmın yeni gözdesi olacak mı? Küçük gözden büyük gerçekler Kültür Servisi - Yaşam ve ölümle ilgili büyük gerçekler- den yola çıkan, iç savaş ve yok- sulluğunresimleri... Onlara im- za atan ressam ise yalnızca 11 yaşında. Sovyetler Birliği'nin parçalanmasından sonra kendi payma düşen sorunlarla boğu- şan Gürcistan'dan çıkan 'küçük deha' Beso KazaishvüTnin re- simleri Londralı sanat tüccan Roy Mfles' ı o denli etkilemiş ki, galerisinde küçük Beso'ya kişi- sel bir sergi açmaya karar ver- miş. Beso'nun dehası, Londra'da 23 mayıs-6 hazi- ran tarihleri ara- smda açık kala- cak sergisi sıra- sında aldığı eleş- tiriler ve sattığı resimlerle beürle- necek, kuşku- suz... Küçük res- samın desenleri 200-300 sterlin, resimleri ise 700- 800sterlindensa- tışa sunuluyor. Roy Miles, satış- tan elde edilen ge- lirle Beso'nun bir sanat okuluna ya- zılmasım ıstiyor. Yedi çocuklu bir aileden gelen Beso, dağılma- ^ ^ ^ ^ ^ ^ ~ dan önce Sovyetler Birliği'nin en zengin bölgelerinden biri olan Gürcistan'da, dört yaşm- dayken resim yapmaya başla- mış. Beso o kadar üretken ki, şimdiden ardında 3 bini aşkm yapıtı var! Mürekkep, guvaj, su- luboya ve yağlıboya ile çalışan ve son resimlerine "Hüzün", "Güzelliğin Pantasr gibi baş- hklar veren 11 yaşındaki ressa- rrun yapıtlannda sürekli karşı- mıza çıkan bir motif var: Göz. ^ r yaşındayken resim yapmaya başlayan Gürcü Beso Kazaishvili o kadar ûretken ki, şimdiden ardında 3 bini aşkın yapıt var! Resimlerine "Hüzün", "Güzelliğin Panltısı" gibi başlıklar veren 11 yaşındaki ressamın yapıtlannda sürekli bir "göz" motifı var. "Göz motifleri )apı>"orum,çün- kü göz her şeyi görür. Savaş çı- kınca, insanlar ölünce bü>ük göz çok kötü bir göz oluyor. tyi insanlan koruyor, ama onlar eğer kötü insanlarla işbirliği ya- paıiarsa onlan da cezalandın- yor. O büyük göz, Tann'dır" di- yor Beso. Müzik dünyasında "harika çocuk"lardan geçilmezken gör- sel sanatlarda bu gibi yetenek- lere sık rastlanrruyor. MiDais ve Picasso, küçükken keşfedilen — ^ — • ressamlara birer örnek. Geçen yıl *^eni Pkasso" olarak lanse edi- len 10 yaşındaki Romen Aİesand- ra Nichita. sanat dünyasında tar- öşmalara yol aç- mış, kimisi küçük ressamı büyük bir yetenek ola- rak kabul eder- ken kimisi de bir kopyacı olarak nitelendirmişti. Amerika'ya göç eden bir ailenin çocuğu olan Nic- hita Picasso"yu beğeniyor, küçük Beso'nun ilham kaynağı ise Sal- vadorDali. Sanat tüccan Roy Miles, re- simleri görür görmez sergile- meye karar vermiş: "Kalpten yapıyor resimlerini... Bir ülke böyJesi korkunç bir savaştan ge- çerse,çocuklan da işte böyleça- bucak olgunlaşıyor. Gürcis- tan'uı büyük sorunlan var." Londra'daki Gürcıstan Bü^- kelçisi TeimurazMamatsashvi- li ise "Bilmemesi gereken şey- leri anlatmaya kalkıyor" diyor küçük Beso için... Ünlü Ingiliz koreograf Siobhan Davies, sanatta 25. yılını geride bıraktı Davies:Hareketin şairi, • KüteirServisi - 25 yıldır yaratıcıhğnu dansa aktan- yor, son on yıldır kendi daris topluluğunu yönetiyor ve ülkesi lngiltere'de, dans alanında ne kadar ödül varsa hepsini topluyor... Geçen yıl bunlara bir de Laurence Olivier ödülünü ekledi. Ünü Ingiltere'nin sınırlannı aşan koreograf Siobhan Davies, dansın başanlı krali- çesi. Gerçi o, başanlanndan söz etmeyi sevmiyor: "Ben . hep geleceğe bakarun. Daha iyi ohnak için çabalanm. Geçmişe bakan insan, ancak başansızlıklan anımsar." "Hareketin şairi" olarak amlan Siobhan Davies, 16 yaşındayken Londra Çağdaş Dans Okulu'nun kapısın- dan ilk giren öğrenciler arasmdaydı. Önceden dans de- neyimi olmamasına karşın çok geçmeden Londra Çağ- daş Dans Tiyatrosu'nun üyesi olan Davies, 1967 yıhn- da uzun ve başanlı dans kariyerinin ilk adımlannı at- maya başlamıştı. 3 Kasım 1983 yılında aniden dans etmeyi bırakan ve kendini tamamıyla koreografıye veren Siobhan Davi- es, hayranlığını üzen bu kararla ilgili olarak "Bir per- formans sırasındaydı». Aralannda arkadaşlanmın da buhınduğu kalabahk bir izleyici topluluğu izliyordu bi- zL Ayakta alkışlandık. O performanstan çok ze> k almıs- üm. Öte yandan. gerçek şu ki performanslara hazırlan- maktan çok yorulmuştum arok- Dans etmeyi hâlâ öz- hıyonım. O ffadksel enerjiyi, gücü ve cesareti şu an ken- dimde bulsam,yinedansetmek isterdim. Ama bunu ya- pacağımı hiç sanmıyorum" diyor. İlk koreografısini 1972 yılında hâlâ dans ederken ya- pan Siobhan Davies, koreografinin birincil şartının dansçınm kendini olayın fıziksel boyutundan uzaklaş- tırması olduğunu söylüyor "Sessizce otunıp izlemek gerektiğini hissettim. Dansuı, tabii yalnızca fıziksel ola- rak dışına çıkmak benim için eğm'ci bir araç oldu. Son- radan koreograf olan dansçılann en büyük handikapı, fıziksel varuklannı da işin içine katmalan; dolavısıyla, dansçı olarak bir şev hissettiklcrinde, o hissi kendUigin- den izleyicinin de hissettiğini sanryorlar.' Bu hareketi ya- parken kendimi çok iyi hissediyorum. demek ki iyi gö- rünüyor' düşüncesi oluşuyor kafalannda. Ama bu her zaman doğru degiL" Siobhan Davies, anlattıklanna ör- nek<ılarak son yapıtı "Bankn i örnek gös- teriyor: "Bu parçanm bir yerinde, dans- çüannun kendilerini, Londra'mn en yo- ğun tren istasyonlanndan biri olan Kings Cross'ta bir bomba ihban yapıidığı an- da hissedebfleceklerini dansa aktarmala- n gereldyor. Doğrusu bu parçada ben dans ediyor olsam, eminim başaramamaktan çok korkardım. İşte koreograf burada giri- yor işin içine. tzHyorum, onlara cesaret veriyonım. Dtşarda bir göz, bir izleyen ohryorum." Bu parçanm prömiyeri, Londra'da geçen gün- lerde yapıldı. Bahar ayında turneye çıkması beklenen Siob- han Davies Dans Topluluğu'nda şimdilik altı dansçı bulunuyor. Bu yıl 25. sanat yılını kut- layan Siobhan Davies, Ingiltere'nin en ün- lü sanatçılanndan biri olmasına karşın, kendi adını taşıyan dans topluluğunu geçindirmekte güçlük çekiyor. "Topluluktaki dansçılann durn- muna üzülü>r orum. Çok küçük üc- retlere büyük ödünler veriyorlar. Bu nedenle bizun topluluk altı ye- di kişiden fazlasıjla çahşamryor. Onlarla üç ayhk sözJeşmeler ya- pıyorum, bu arada para kazan- mak için başka işler de yapı- yorlar. Keşke durum farklı olsa ve dansçüar, yalnızca dans edebilse, para ka- zanmak için öğret- menBk, koreograf- lık ya da başka işler yapmak zo- runda kalma- sa_" Askeri Müze 'deki müzayedede Anneler Günü özelparçalar da var Artium Sungur Sanatevi'nin bahar müzayedesi Kültür Servisi - Artium Sun- gur Sanatevi'nin 'Bahar Müza- yedesi', pazar günü saat 13 .OO'te Harbiye Askeri Müze Kültür Si- tesi'nde gerçekleştiriliyor. An- neler Günü'ne rastlayan müza- yedede küçük boyutiu hediye- lik resimler de satışa çıkacak. Bugüne dek müzayedelerin- de yalnız resim satışı yapan Ar- tium Sungur Sanatevi'nin bu müzayedesinde ağırlıklı olarak 1960-70 dönemi Türk Resim Sanatı'na yer veriliyor. 450 dolayında tablonun satı- şa sunulacağı müzayedede ya- pıtlann açılış fiyatlan 5 milyon - 3 milyar TL arasmda değişi- yor. Müzayedede Hikmet Onat, Fikret Mualla, Mehmet Ali La- ga, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Nu- ruilah Berk, Celal Tutant, Zeki Kocamemi, Cevat ErkuL Hamit Görele, İbrahim Safı, Necdet Kalay gibi klasik Türk ressam- lannın yanı sıra Halid Naci, Gi- vanian gibi eski dönem ressam- lanı.... V "'^malan da sunula- cak. Burhan Uygur, Selim Tu- ran. Ömer l'luç, Abidin Dino, Fahretnisa Zeid, Adnan Çoker, Nejad De\Tİm, Faruk Cünok, Nuri İyem, Bedri Baykam. Zeki Faik tzer, Şükriye Dikmen, Sab- ri BerkeL Zühtfi Müridoğtu gi- bi pek çok çağdaş sanatçının ya- pıtlannm yer alacağı açık arttır- mada, Türk asıllı Ukraynalı sa- natçı Nuri Yakupov'un yanı sı- ra romantik, naif ve suluboya ressamlann çalışmalan da satı- şa çıkacak. 1914 kuşağının en özgün temsilcilerinden biri olan Hik- met Onat'ın 'Cihangir'de Ak- şam' adlı tablosunun 3 milyar TCden satışa sunulacağı müza- yedede Hamit Görele'nin son dönemine ait soyut resmi 500 milyon TLVlen satışa çıkanla- cak. Halid Naci'nin 'Boğaz Sırtia- nnda Kuşçu' adlı tablosu 750 milyon TL, Necdet Kalay'ın 'Kapadokya 71' adlı çalışması 450 milyon, Burhan Uygur'un 1969 tarihli 'Kompozisyon' ad- lı yağlıboyası 400 milyon, Bed- ri Baykam'ın Tony Final Cut' adlı çalışması 200 milyon, 'The Death of the Snow Baby' adlı tablosu ise 150 milyon, İbrahim Safi'nin 'Görünüş' adlı tablosu 250 milyon, Cevat Dereli'nin 'Dört Masab Meyhane' adlı tab- losu 100 milyon, 'Balıkçüar' ad- lı çalışması ise 120 milyon, Ad- nan Çoker'in guaj resmi 50 mil- yon TCden satışa sunulacak. Cannes'daparlayanlar • Robert Mitchum 1954 yılında Cannes sahillerinde Brigitte Bardot ve Kim Novak şöhret yolunda. p yıldız adayı Simone Syhia'yla gazetecilere poz verdiginde, sonradan alacağı tepkileri tahmin edemezdi. Ahlaki kurallan hiçe saydığı gerekçesiyle sinema çevrelerinin sırtını döndüğü Sylvia, sonunda intihar edecek, Mitchum'sa ABD'ye döndüğunde bir süre dışlanacaktı. • Sophia Loren. göz kamaştıncı Italyan yıldız, 1953 yılında Cannes'da gösterilen "LaCarrousel Fantastkjue" adlı filmiyle tanındı. Ertesi yıl yapımcılann peşinden koştuğu Italyan yildız tüm halkın gözbebeği olmuştu. • CraceKelly 1956 yılında festivale geldiğinde, yaşamını değiştirecek günler geçireceğini düşünmemişti. Picasso ile Matisse, St. Paul de Vence şapelinde buluşup gazetecilere poz verecekti, ancak ressam gelmedi. Bunun üzerine ertesi gün Monaco Prensi Rainer'le fotoğraflannı çekmek isteyen gazetecileri kırmadı. Olaydan altı ay sonra çift, nişanlanacaklannı açıkladılar. • Brigitte Bardot ve Kim Novak. ıki yıldızcığın yollan fotoğrafçılann önünde kesişiyor; yıl 1956. Cannes'ın basamaklan bir kez daha yıldız yaratıyor. Her ikisi de ertesi yıla tanınmış birer oyuncu olarak girecekler. • Yves Montand ve Simone Signoret, Fransa'nın müthiş çifti, 1960 yılında Cannes'da başanlannı perçinlediler. O yıl Montand büyükelçilere özel bir resital verirken, Signoret de "Les CheminsdelaHaute Vüle" ile en iyi kadın oyncu ödülünü kazanıyordu. Signoret aynı rolle bir de Oscar almıştı. • Jacques Deiliy'nin komedi müzıkali "Les Paraplııiesde Cherburg"taki rolüyle birdenbire yıldızı parlayan yirmi yaşındaki Catfaerine Deneuve, güzelliği ve hüznüyle 1964 Cannes'ının en çok konuşulan isimlerinden biriydi. • Françols Truffaut "400 Coups"la Altın Palmiye kazandığında yıl 1967'ydi. Filmin genç yönetmeni Truffaut ve kendisinden daha genç olan başrol oyuncusu Jean-Pierre Leaud'nun kendinden eminlikleri, akıllardan çıkmaz bir izlenim bıraktı. Önce dünya sinemasımn vitrini olarak nitelendirilen Cannes'ın asıl işlevi yavaş yavaş ortaya çıkıyordu: Genç yeteneklerin sıçrama tahtası olmak. 1968yeyönetmen eylemL • Truffaut, MaOe, Lelouch, Godard ve Polanski, 1968 yılı 18 Mayısı'nda sinematekin kapatılmasını protesto ediyorlar. Dönemin ünlü olaylanmn bir uzantısı olan gösterileri bazı jüri üyelerini rahatsız etti. 19 mayıs öğleden sonrasında festivalin iptal edildiği açıklandı. • Charlie Chaplin 197i yılında Cannes sahnesinde Legion d'Honneur'le ödüllendirildi. Bir alkış sağanağı altında sahneye gelen Chaplin, sağlığı iyi olmasa da yine espriliydi: "Siyah bir kravat bulabilmek için saatlercc uğraşüm. Şimdi siz kalkıp kırnıı/ı bir tane takrvorsunuz." • Jodie Poster Cannesa katıldığında yalnızca on dört yaşındaydı; oysa mesleğinde altı yıllık bir deneyime sahipti bile. 1976 Cannes'ında onun rol aldığı ikı fılm "Taxi Driver"ve Alan Parker'ın "Bugsy Mafc>ne"u yer alıyordu. Juliette Binoche. • Steven Spielberg'in ETsi, 1982 yılında yanşma dışı bölümde gösterildiğinde. diğer tüm yapımlan geride bırakarak festivalin en çok konuşulan filmi oldu. • Juliette Binoche 1984 yılında en iyi senaryo ödülünü kazanan "Rendez-Vous" Cannes'da yeni bir yıldız yaratıyordu. Bugünün Oscar'lı oyuncusu Andre Techme'nın yönertiği "Rendez- Vbus"da henüz mesleğinin başındaki genç bir o>oıncuyu canlandınyordu. Montand ve Signoret • LUC BeSSOn un 'Derinlik Sarhoşluğu' adhfilmı 1988 yılında yanşma dışı bölümde gösterilmişti. Jean Marc Barr ve Jean Reno gibi iki önemli oyuncunun yıldızını parlatan film Cannes'daki gazetecilerin nedense ilgisini çekmemişti. • Cerard Depardieu 1990 yılında Cyrano de Bergerac rolüyle en iyi erkek oyuncu ödülüne değer görüldü. Bu. elbette ünlü aktörün tüm meslek yaşamına verilmiş bir ödüldü. • Meryl Streep'm Cannes'a ilk ve son gelişi 1989'Karanhkta BtrÇığlık'adlıfilmle oldu. Sanatçı evine en iyi kadın oyuncu ödülüyle döndü. • Ouentin Tarantino. 1994 yılında Bruce Willis, John Travolta'nın oyunculuk yaşamlannın en iyi performansını sergiledikleri "Pulp Fietk»n"la sınemanın yüzüncü yılına yakışır bir başan kazandı. • Mattıieu KaSSOVİtZ 1995'te düşmekte olan bir toplumun hikâyesi 'Protesto'yla katıldığı Cannes'da ödül kazandı ve yeni dönem sinemacılann piri oldu. • LİV Tyler masum güzelliğiyle Bertolucci'nin 'Çabnınış GüzelhV filminde boy gösterdı. Cannes yeni bir yıldız keşfetmiş oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle