29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 MAYIS 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 13 HAYVANLAR İSMAIL GÜLGEÇ t: http://www.pk»wt.tM ıı.tr/Xn flektroak poste [email protected] Td: 0.212.512 05 05 foks: 0.212312 44 97 Fıstıklı demokrasiye şeriatçı sapı R efah Partisi Şanlıurfa Milletve- kili Ibrahim Halil Çelik'in en- gin görüşlerine epeydir has- ret kalmıştık... Geçenlerde ko- nuşmuş, ağzındaki baklayı çıkarmış: "Refah iktidarında halka rağmen imam-hatipleri kapatmaya kalkarsanız kan dökülür. Ülke kan gölüne döner, Cezayir'den beter olur. Hatta Fransız Devrimi olur. Kan dökülecek, ben bu- nu istiyoaım, demokrasi böyle gele- cek. Fıstık gibi olacak." Kan ve fıstık... Kanlı fıstık... Baharat konusuna girmemiş... Oysa hacda çiğköfte partisi düzenleyecek kadar baharatlan yakından tanır... Baş- ka bir konuya, sap durumuna değin- miş... Fıstığın sapı değil Ibrahim Halil'in sa- pı... Kendi açıklamış: "Ben şeriatçıyım. Hem de sapıma kadar şeriatçıyım. Siyasal Islamcıyım. Şeriatın gelmesini istiyorum." Kanlı fıstıkla demokrasici, saprylada şeriatçı... Karar ver hacı... Demokrasi mi şeri- at mı? Fıstık mı, senin sapın mı? Saptan sapa geçen Çelik bir sapta- ma daha yapmış, Refah'a oy veren al- tı milyon seçmen siyasal Islamcı oldu- ğuna ve bunlann eli gül toplamayaca- ğına göre: "Rüzgâra karşı işerlerse yüzlerine gelir." Rüzgâra karşı işeyen kim? İmam ha- tipleri kapatmak isteyenler... İmam-hatipleri kapatmak isteyen mi var? Yok ama imam hatiplere sekiz yıl- lık temel eğitim sonunda girilmesini is- teyen herkes rüzgâra karşı işemiş olu- yor. Helal sana Ibrahim Halil... Ibrahim Halil'in söylemediklerini ise Refah Partisi Bitlis Milletvekili Zeki Er- SESSlZSEDASIZ (!) NURİKURTCEBE OLMAK L. VİYA OMIMAK/.. gezen söylemiş: "Paşalanmız, kendilerine saygılan varsa milli iradeye saygı duysunlar. Unutmasınlar ki ordu, milletimizin ço- cuklanndan oluşuyor. Kahraman mille- timiz, çocuklannı emperyalizmin arzu- suna hizmet için orduya göndermiyor." Kan, fıstık, sap, rüzgâr, emperyalizm, ordu... Veuyan: "Ordu dediğin erattan oluşur; erat da bizden!" Dönelim Ibrahim Halil'e: "Sekiz yıl krizini Refah özellikle tır- mandırdı ve ordu ile halkı karşı karşıya getirdi." Pompalı tüfekler de hazır olduğuna göre geriye Tayyip Erdoğanlar'la Ha- san Hüseyin Ceylanlar'ı jet pilotu yapmak için Hava Harp Okulu'na sok- mak kalıyor! Sapına kadar Ibrahim Halil... Haydi hayırlı karşı karşıya gelmeler! Kara para kumbara zelleştirme yağmasından Petlas'ı alan ve şirketin yanm trilyon iiralık borcunu devlete ödettiren Kombassan Holding'i biliyorsunuz... Konya'da şeriatçı sermaye ile kurulan bu holdingin kuryesi kara parayla yakalandı. Almanya'dan geten kuryenin çantasından 1.5 miryon mark; yaklaşık 120 mityar lira ve 26 adet bilezik çıktı. Esenboğa Havaalanı'ndaki operasyonun devamı getirilebilse Kombassan'ın geçmişi şöyle bir incelense ortaya büyük bir kara para kumbarası çıkartılabilir. Örneğin Alanya'daki "yatınm'Mar araştınlsa. Hisseli arazilere, yanm kalmış otel inşaatlanna, brtmiş turistik tesislere hiç pazariık bile yapmadan odenen peşin paraların durduğu kasa şöyle bir kurcalansa... O L Cihan Demirci den -|-v A F O R I Z M A L A K Bu "Anneler Günü" gene bir "ANA"nın günü... Bakarsınız bugün de oğlunun ona aldığı hediyeyı beğenmeyip oğlunu da dövdürür gönüllü maşalanna! Nezihe Araz'dan Mustafa Kemal ve 0nun 'devlet paşa'sı usta yazar Nezihe Araz'dan bir büyük yapıt daha: Mustafa Kemal'in Devlet Paşası. Araz, hem Atatürk ü hem de O'nun tanımıyla "devlet paşa" ismet Inönü'yü bir kez daha anlatıyor bizlere: "Mussolini'nin Türkiye'ye dönük emperyalist emelleri yeniden depreşmiş ve bu nedenle Ankara'daki Italyan Büyükelçisi Atatürk'ü ziyaret emrı almış. Büyükelçi, uygun bir fırsat bulup diktatörün emirlerini yerine getirmek için hayli sıkıntı çekerek, Duce'nin Antalya ve yöresi hakkındaki istemlerini müsait bir dille Atatürk'e anlatmaya çalışmış. O, elçiyi hiç sözünü kesmeden sabırla dinledikten sonra izin isteyip dışarı çıkmış ve az sonra da cumhuriyetin kuruluşundan bu yana hiç giymediği mareşal üniformasıyla salona gelmiş, yerine oturmuş: - Buyrun demiş elçiye, nerede kalmıştık? Bazıları, elçiden sorusuna yanıt alamayınca Atatürk'ün 'Neden bızdıklar/ kadir cengiz Mussolini gelip almıyor' diye sorduğunu söylüyor. Hiç beklemediği bu tavırla şaşkına dönen büyükelçinin dili gerçekten tutulmuş olmalı ki susup kalıyor sadece. Ayrıca o günler Roma'da, genç ögrenciler de, Atatürk'ün bu yanıtını duymadıkları için ve de herhalde, Italya'nın yeni Sezar'ına hoş görünmek amacıyla Roma meydanlannda 'Antalya'yı istiyoruz' diye bağırışıyorlar. Bütün bunlan duydukça çok sıkılan, öfkelenen banşçı Atatürk, bir akşam Ankara Palas'ta otururken sabn taşıyor. Italya'ya hemen nota göndermek gibi bir niyetinden söz ediyor. Sonra bu da az geliyor, 'Çizmelerimi getirin' gibi duygusal, ama öfkeli emirler vermeye başlryor. Olayın büyümesinden ve Ata'nın daha çok üzülmesinden korkan yaverterden biri, birçok kez olduğu gibi, hemen başbakanın evine telefon ederek Ankara Palas'a gelmesini rica ediyor. İsmet Paşa, 'Neden' diye sormuyor bile. Az sonra Ankara Palas'ın döner kapısından sakin sakin içeri giriyor. Salonda, döner kapının karşısındaki bir koltukta oturan Atatürk, girişteki büyük camlı kapılardan girerken görüyor İsmet Paşa'yı, herkesten önce. Bir an o da sakinleşmiş, rahatlamış, yavaşlamıştır. Arkadaşlanna dönüp muzip muzip: - Aman çocuklar susalım, diyor. Susalım! Devlet Paşa geldi." Nezihe Araz'ın Dünya Yayıncılık'tan çıkan son kitabından bir bölüm daha... Bu kez İsmet Inönü konuşuyor: "Biz, demokratik rejimi kabul ederken memleketimizin karakterinin. kültür ve anlayışının bu rejimi doğru yollarda yürütebilecek kudrette olduğuna inanmıştık. Eski arkadaşlarımdan bazıları bana çok nasihat ettiler, 'Bizim memleket henüz yetişmemiştir, bu rejim olmaz, başımıza çok şey gelecektir' diye. Bunlann hiçbiri benim umururnda değildi." Bedevi giysili edebiyat oğretmeni S amsun'un Ladik ilçesindeki imam hatip lisesinde iki yıldır görev yapan edebiyat oğretmeni Meral Kaban'ın tüm derslere "bedevi giysileri" içinde girdiği söylenıyor... Bu konudaki şikâyetler ilgili makamlara resmen yansıtılmış... Ancak sonuç alınamıyor! Ladik Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan Içişleri Bakanlığı'na kadar yazılan dilekçelere yanıt bile verilmiyor. Anlaşılan Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumlannda devlet memurlarının "bedevi giysileri"ne bürünmelerinde bir sakınca bulunmuyor... Belki de bu yılın modası böyle! Nedir bedevi giysileri? Şikâyet dilekçelerinden öğrenelim: "Sırtında uzun ferace, sadece gözleri açık kalacak şekilde kapalı ve peçeli, ellerinde siyah eldiven." Haydi Türkiyem, doğpu karakola! D oğru Yol Partisi'nin dün Sultanahmet'te düzenlediği "Haydi Türkiyem" mitingi münasebetiyle bir gece öncesinden polis marifetiyle hazırlıklar başlatıldı... Sultanahmet'e çıkan tüm yollar kesildi, yöre halkının evine gidişi bile engellendi; itiraz edenler kendini karakolda buldu. Yıllann film sanatçısı Erol Taş'ın yeğeni Ercan Taş evine gitmekte ısrar edince geceyi Eminönü Emniyet Amirliği'nde geçirmek zorunda kaldı. Tansu Çiller'in "Haydi Türkiyem"inden turistler de nasibini aldı; Ayasofya Müzesi ziyarete kapatıldı. Tren istasyonlarına parmaklık • stanbul'daki banliyo trenlerinde sivil kişilerin bilet kontrolu yaptığını yazarken bunlann taşeron güvenlik şirketinin elemanları olduğundan söz etmiştik... Değilmiş... Sivil giysilerle bilet kontrolu yapanlar bir süre önce geçici işçi statüsünde Demiryolları'na alınan kişilermiş... iki ay kadar önce de kadrolu yapılmışlar. Bir Amerikan şirketine hazırlatılan raporun "yasa tasarısf na dönüştürülerek özelleştirilmesi hedeflenen Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollan'ndan ilginç bir haberdaha... Haydarpaşa'dan Gebze'ye kadar bütün istasyonlann çevresi yüksek demir parmaklıklarla çevrildi... Istasyonlara giriş-çıkış sıkı bir denetim altına alındı. Işletmenin bu parmaklıklan yapacak atölyeleri ve işçileri varken iş özel bir şirkete verildi. Kime verildi, kaça verildi orası belli değil, ama Haydarpaşa'dan Gebze'ye kadar istasyonlar kontrol altına alındı... Şimdi sırada istasyonlann işletmesini birilerine peşkeş çekmek olduğu söyleniyor... ;/. ^n:ft n ıiu o n n KİM KİME DUM DüMA BEHİÇAK ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI eO HARBİ SEMİH POROY _;.!„. İUiür, GADDAR DAVUT NVRt KVRTCEBE MIRMIRLAR UĞURDURAK &( 1! h \( ' I k 1 >t 1 TlPKl i H Ü K Ü ' M9 TARİHTE BUGUN MÜMTAZARIKAM 11 Mayıs PALAVRACI BARON nZO'PE 6U6ÛU, HABL FütEDtacH HIEBCNYMUS UUfJOimüSEAl ALMAUYA 'DA DOĞDU. SOYLU BİR. SUSAY VE AVCI Oi/W l4UHCHHAUStNQMJH$HAV- SE*İ),6ENÇliK YIUARJNM BUS OÜDUSUHA KA- T1LIP CSMAUUIAR'A KABŞl SAVAŞACAKne. OfiHA SONRALARl KENPi 7OPHAKLAR1HA DÖNE- £K tZYİFLİ 8ie K4ŞAM SÛRECBK, Bü ABAM DOSTLA&NA AULAT71ĞI OIA5AUÜSTÜ Ö>KÛ- IFPtF ÜNL£NECE£Tİe. MUNCHHAUSEN '/Al BÜYÜK PALAVRALAeLA DOLU ASKEBLİIC 'Z- \ YE Aa , ± ItEZ İU&LTERB 'P£ BAS/lACAK(i78Sy , BUNU PİG UYEC££TİIZ.(jÜ(lKrtE'C>E*CAN YAyıULAH.1" 1963) B*n>n'ım öf/ktUenndtn t*i de, ftk bir yemle. ar/adrğı ördek. eürû- eıiyte ilgılidir Ördekier ona ha- valandırıp Sonra da 9°ı mdirirterf. ' evrne değı becadon
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle