Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30NİSAN1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET
EKONOMI
4 kişinin
mutfak
gideri
30 milyon
ANKARA (Cumhuri-
1
}et Bürosu) - Türk-îş"in
" araş.tırmasına göre, 4 kişi-
" lik bir ailenin gıda harca-
" ırtası 30 milyon lıraya yak-
• Iaştı. Net asgari ücret 11
" milyon 422 bin lirayken. 4
kfşılik ailenin gıda harcama-
sınm 28 milyon 523 bin li-
raya yükseldiğine dikkat çe-
kildi. Türk-lş Araştırma
Merkezf nce yapılan hesa-
, ba göre. geçen yıl nisan
! ayında 17 milyon 22 bin li-
! ra civarında olan 4 kişilik
i ailenin aylık gıda harcama-
[ sı tutan, bu yılın nisan ayın-
| da 11 milyon 301 bin lira ek
1
yükle 28 milyon 523 bin li-
. raya yükseldi. Araştırma-
1
da, 4 kişilik ailenin bütçe-
sine. geçen aya göre de yüz-
de 6.8'lik bir artışla 1 mil-
yon 820 bin liralık ek yük
geldiği belirtildi.
REFAHYOL hükümeti-
nin yüzde 30'luk artış dışın-
da ocak ayından itibaren ge-
çerto olmak üzere verdiği
yüzde 12-18 oranındaki ek
zamla en düşük emeklı ay-
lığı 22 milyon 627 bin 465
liraya. en yüksek emekli ay-
lığı ise ancak 35 milyon 749
' bin rrraya yükseldi.
Rolls
Royce'tan
Mardin'e
yatınm
DİYARBAKIR (AA) -
• Mardın Serbest Bölgesi Mü-
dürü Yusuf Yıldız, Rolls
Royce firmasının Serbest
Bölge'ye yatınm yapmak
istediğini söyledi.
Yıldız. firma yetkilileri-
nin enerji üretimine yöne-
lik v atırım yapmak istedik-
lerini ve bu konudaki gö-
rüşlerini kendilerine aktar-
dıklannıbelirtti. Firma adı-
na bir heyetin önümüzde-
ki günlerde Mardin'e gelp- ş
ceğini kaydeden Vıldiz
1
.'
'şoyle de'di: "İngı'İiz Kra-
liyet ailesinin de ortak ol-
duğu. otomobil ve motor
üretiminde uzmanlaşmış
Rolls Ro>ce firması, ener-
ji üretimine yönelik \ atı-
rım yapmak istediğini bil-
dirdi. Firma doğalgaz ve
mazottan enerji vebuhar
üretecek. Üreteceği ener-
jiyi öncelikle Serbest Böl-
ge'deki sanayi tesisleri ve
daha sonraki bir aşama-
da da yerleşim birimleri-
ne ucuz fiyatla satmavı
hedefli>or. Firma yetkili-
leriyle görüşmelerimiz
olumlu sonuçlandı."
Devlet Bakanı Söylemez IMF ve Dünya Bankası'nı ikna etmek için ter döküyor
Bakan konuştu, IMF dinledi
• Washington'da IMF ve Dünya Bankasf nın "bahar dönemi
yarıyıl toplantılan"na katılan Türk ekonomisinin
kurmaylarından Devlet Bakanı Ufuk Söylemez, herkese
"Türkiye'de işler yolunda" mesajı vermek için ter döküyor.
FUAT KOZLUKLU
\>ASHINGTON - Dev let Bakanı Ufuk
Söylemez, "Türkije'de siyasi istikrar
bulunmadığını" vurgulavarak "'ekono-
mik görünüm riskli" diyen IMF'yi *'ya-
lanladı" ve "her şeyin güllük gülistan-
lık" olduğunu söyledi.
Washington"da IMF ve Dünya Banka-
sf nın "bahar dönemi yanyıl toplantıla-
rı"na katılan Türk ekonomisinin kurmay-
larından De\ let Bakanı Ufuk Söylemez, her-
kese "Türkiye'de işler yolunda" mesa-
jı vermek için ter döküyor.
Bakan, "Orta vadeli bir istikrar prog-
ramı" üzerinde anlaşma için IMF'yi ikna-
ya çalışıyor. Faturası yine emekçilere çıka-
cak biçimde IMF'nin yönlendirip denetle-
yeceğı "acı reçetenin" pazarlığına ilişkin
fonun "niyeti" ıse bugün belli oîacak. Söy-
lemez. IMF"nin patronu Michcl Camdes-
sus'la da bir görüşme yapacak. Camdes-
sus'un görüşmede, Türkiye'deki siyasi ka-
rarsızlık sürecinin. enflasyonla mücadele.
kaynak yaratma ve yapısal reform önlem-
lerini engellemesinden kaygı duvduğunu
Söylemez'e iletmesi bekleniyor.
Söylemez'e göre REFAHYOL para po-
litikalannda başanlı. Şimdi ise iş. bu "ba-
şarının" yapısal reformlara yansıtılabil-
mesinde. Görüştüğü IMF ve Dünya Ban-
kası üst düzey yetkililennin REFAHYOL'un
icraatı hakkında "nıemnunivet ifade et-
tiklerini" anlatan Söylemez. "Hükümet
senaryolannın aslında abartı olduğunu
ve Türkiye'de hükümetin yoluna devam
ettiğini söylüyorum" dedi.
IMF ve Dünva Bankası uzmanlan ise ay-
rıntılı bilgi vermekten kaçınıyorlar. IMF
yetkilileri. anahatlarıyla, şunlan söylüyor-
lar: "Türkiye'de siyasi istikrar yok. Bu-
nalım. kredi \e yatınm çe\relerini cid-
di biçimde kaygılandırıvor. Kararlı bir
ekonomik istikrar programından yok-
sun REFAHYOL, borç sarmalından na-
sıl kurtulabileceğini açıklavamıvor."
Yetkililer. veriler ve raporlara göre
IMF'yle anlaşmak ısteyen Türkiye'nin ge-
lişmekte olan ülkeler arasında en borçlu
9'uncu ülke sırasına yerleştiğini. Türkt-
yenin dış borç stokunun 80 milyar dola-
ra dayandığını. iç borç stokunun da 3.6
katrilyon olduğunu bildiriyorlar.
IMF yetkililerine göre Türkiye'nin dü-
şük faizli dış kredi olanaklanna kavuşma-
sı, kısa vadede bir hayli güç görünüyor.
Söy lemez. Cumhuriyet" in." IM F ile bir
anlaşmanın söz konusu olup olmadığı-
nı" sorması üzerine "anlaşmanın sonba-
hara kaldığım" bildirdi.
Söylemez, Dünya Bankası Bakan Yar-
dımcısı Johannes Lynn'la da bir görüş-
me yaptı. Söylemez, randevu sonrasında
yaptığı açıklamada. Lynn'a Türk ekono-
misindeki son bir yılın gelişmelerini kar-
şılaştırmalı olarak anlattığını söyledi.
Banka yetkilileri. Dünya Bankasf nm,
Türkiye'de eğitim sağlık. şehır altyapısı-
nın geliştirilmesi. tarım ve kırsal kalkın-
maya yönelik projeleri öncelikli olarak
destekleyeceğini bildirdiler.
Söylemez, Türkiye'nin hazırlayacağı or-
ta vadeli birprograma IMF'nin destek ver-
mesi halinde 1.5 milyar dolarlık Dünya
Bankası kredilerinin 3 milyar dolar daha ar-
tabileceğine dikkati çekti.
12 termik santralın 20 yıllığına devri için teklifler bugün alınıyor
Kelepir fiyatına santralANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yıllık
kârlan 758 milyon dolara ulaşan 12 termik sant-
ralın 20 yıllığına yalnızca 1.6 milyar dolara dev-
rine ilişkin ihalede teklifler bugün alınacak.
Düşük fiyatla satışa çıkanlan santrallann yan-
Iannda bulunan kömür madenleri de işletmey-
le birlikte bedelsiz olarak alıcıya devredilecek.
12 termik santral için aralarında. Koç, Sabancı.
thlas, Cıngıllıoğlu. Rumeli, Doğan. Doğuş gi-
bi birçok büyük holding ve uluslararası konsor-
siyumun teklif vermesi bekleniyor.
Hükümetin enerjide. üretimden yatırıma ka-
dar tüm elektrik sektörünü özel sektöre devret-
me politikası çerçevesinde özelleştirmeye açtı-
ğı 12 termik santralın ihalesi bugün tekliflerin
alınmasıyla başlatılıyor.
Elektrik Mühendislerı Odası tarafından. iş-
letme haklan 20 yıllığına özel sektöre devredi-
lecek olan Ambarlı, Çatalağzı B, Çayırhan. Ha-
mitabad (doğalgaz), Kangal, Kemerköy. Orha-
neli, Soma A ve B. Tunçbilek, Yatağan, Yeni-
köy termik santralı konusunda hazırlanan ra-
porda. bu işletmelerin yıllık kârının 758 bin do-
lara ulaştığı bildirildi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ise, 12
santaralın 20 yıllığına devri için yalnızca 1.6
milyar dolarlık bedel açıkladı. Ihaleye teklif ve-
recek firmalarla bedel üzerinde görüşülmeye-
cek. fhalede pazarlıklar ışletmclerin satacagı
elektrik fiyatı üzertnden belirlenecek.
Firmalara verilen şartnameye göre. santral-
lann işletmelerini 20 yıllığına alacak bu firma-
lar 12 termik santral için başlanmış veya proje-
si hazırlanan 2 milyar dolarlık yatınma da bir
katkıda bulunmayacaklar. 12 termik santral-
dan. enerji gereksiniminin sağlandığı madenle-
ri kendi bünyesinde bulunduranların işletme
hakkını alacaklara. kömür madeni sahalan da
karşılıksız devredilecek. Şartnamede. bu sant-
rallarda çalışan yaklaşık 40 bin işçinin iş gü-
vencesi konusunda da koşul getirilmedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın açık-
lamasına göre. 12 termik santral için şartname
alan firmalar "Doğuş Holding, Doğan Hol-
ding. İhlas Holding, Koç Holding, Rumeli Hol-
ding. Cıngıllıoğlu Holding, Sabancı Holding,
Ceylan Holding. Kombassan" olarak sıralanıyor.
12 termik santral için aralarında. Koç, Sabancı, İhlas. Cıngıllıoğlu. Ru-
meli, Doğan. Doğuş gibi birçok büyük holding ve uluslararası konsor-
sivumun teklif vermesi heklenivor.
Söylemez:
Moody's'i kimse
ciddiye almıyor
VVASHINGTON (Cumhuriyet) - Dev -
let Bakanı Ufuk Söylemez, "Türk ban-
kalarının eridiğini" iddia eden uluslara-
rası kredi derecelendirme kuruluşu Mo-
ody's'e tepkı gösterdi ve "Türk banka-
cılık sektörü. birçok bakımdan Batı'da-
ki emsallerinden daha nitelikli" dedi.
Söylemez. Hazine MüsteşarlığV nın Mo-
ody's'e değerlendirmesinde biraz daha
doğru ve objektif ölçüler kullanması ge-
rektiğini anlatan bir "uyarı mektubu"
göndermeye hazırlandığını açıkladı.
IMF ve Dünya Bankasf nın "bahar dö-
nemi yarıyıl toplantıları" için Uashing-
ton'da bulunan Dev let Bakanı. bankaların
hizmet sektöründe Türkiye'nin v üz akı bir
sektör olduğunu .söyledi.
Moodv's'in Türkiye'nin notunu düşür-
mesine rağmen. Türk ekonomisinin son
biryılınıngöstergelerinin. bukuruluşaçı-
sından "skandal" olduğunu da ifade eden
Ufuk Söylemez özetle şunları dedi:
"Moody's kuruluşunun Güney Kıb-
rıs'ta hangi amaca hizmet etmek için
hazıriandığı belli olmavan birbasın bil-
dirisini ciddive alıp Türk bankaları hak-
kında olumsu/ değerlendirme yapma-
sı, Türk bankacılık sistemine en büvük
haksı/lıktır. Türk bankacılık sektörünün
tek problemi. vetersiz serma>edir. Ser-
mayebirikiminin>etersizliği, gelişmek-
te olan bütün ülkelerin sorunudur. Bu
daTürkive'nin büviımesiyle/aman için-
de aşılacaktır. Limasol'da Moody's'e bu
>a/ıvı yazdıranın ne olduğunu biz öğre-
neceğiz. Hazine, mektup hazırhyor. Ken-
dilerine herhangi bir vetki \erilmeden
bö\le birvazının vavımlanmasının sebcp-
lerini \e Türkiye'ye v önelik değerlendir-
medeki eksik \e hataları anlatacağız.
Mood> 's'i artık kimse ciddiye almıyor."
Moody's. geçen hafta yayımladığı bir ra-
porda. Türk hükümetinın. Türkiye'nin dört
bü^k kamu bankasına yeterli sermave kay-
naklan bırakmadığını. Ziraat Bankası. Em-
lakbank. Halkbank ıle Türkiye Vakıflar
Bankasf nın pazar paylarının son birkaç
yıldır küçülmekte olduğunu bıldırmişti.
BENCE
IZZETTIN ONDER
Doğu Cephesinde Ye
Bir ŞeyYok!
Türkiye'de durum gerçekten çok ciddidir. B.
di sorunlar yumağından kurtulma adresi olara
aklı başında kişi çok haklı ve doğru olarak Me
göstermektedir. Ancak Meclıs iki önemlı konuc
kanmış gibi gözükmektedir. Bunlardan birincisi, I
lis'in altyapısını oluşturan sosyo-ekonomik c
ıkincisi isebuçarpıkdokunundahi Meclis'etarr
rak yansımasını önleyen lıder sultasıdır. Bırbiri ik
sıkı bir ilışki içinde bulunan bu iki konudan bin
çok uzun dönemli ve kronik nitelikli. ikincısi is<
rece bıraz daha kısa dönemli ve güncel bir göı
sergılemektedir.
• • •
Üstyapı ,le ilgıli ve mekanık nitelikli olması nec
nine bağlı olarak. önce lider sultası sorununa egi.
sek, tüm oluşum karmaşıklığına karşın. milletveK
lerınin elınde lider sultasını kırmak için çok güçlü b
silahın olduğunu görürüz. Eğer milletvekilleri, lider sul
tasıyüzünden tüm oyların ancak beşte biri, Meclis'in
ıse üçte bıri dolayında bir paya sahip olan Refah'ın
haksız ve hukuk dışı dayatmalarını yaşadıklanna ına-
nıyorlarsa, niçin partilerınden istıfa edip liderlerın alt-
larını boşaltmıyorlar ki? Üzerinde Yüce Divan gölge-
si bulunan ya da Kaddafi'nın yaverı olduğu söyle-
nen kişilerın hâkimiyeti gerçek anlamda lider hâki-
miyeti anlamına dahi gelemez.
•••
Milletvekillerinin partilerinden istifa etmeleri fazla
gerçekçi olmadığı gıbı sorunlara da çare olamaz.
Çünkü bu sıyasıler sadece öz ve doku olarak toplu-
mu yansıtmakla kalmamakta. Fakat üzerinde siya-
set yaptıkiarı toplumsal dokuyu da yeniden üreterek
ancak hayatıyetlerinı sürdüregelmışlerdır. Kısacası
bu siyasıler toplumun önüne geçerek onu yükseğe
çekmek yerine, toplumu arkadan ızlemişlerdir. Ko-
nuşma uslubundan pıjamalı giysilere ya da esprile-
re dek tüm alanlarda ınilmedık ve indirilmedik düzey
bırakmamışlardır. Bunun adına da halkla bütünleş-
mek ya da demokratlaşmak denmıştır. Oysa tüm bu
türdavranışların en gerçekçi nitelemesi yozlaşma ve
yozleştırma olmalı idı.
işın en acı yanı, soz konusu sıyasıler, maalesef bu-
güne ulaşan yolları yarım yüzyıllık bir sure içinde in-
ce ince ve büyük bir sabır ile örmüşlerdır. Yozlaştırı-
lan ekonomik yapı üzerinde yeşeren hızlı ve çarpık
kentleşme, örf ve ahlakın çöküşü. çarpık bir egitim
sistemi ve tüm bu yapıların yanında yükselen yeter-
siz ıdarı ve sosyal dokular, düzeltilmek bir yana, oy
sevdası uğruna yaşatılıp güçlendırilmiştir. Bugün Tür-
kiye mevcut laık cumhunyetını tüm tahripkâr giri-
şimlere rağmen bir derecede de olsa koruyabilmiş
ise bunu Anadolu halkının kültürüne ve cumhurıye-
tin 1950 yılına dek olan bölümüne borçludur. 1950
siyasileri ıle bugünkü Refah'ın farkı bir nıtelık mese-
lesı değil, derece meselesidir. Bunun doğal sonucu
olarak Refah'ın da diğer sıyasılerle farkı. ancak bir
derece sorunudur. Söz konusu derece farkını yara-
tan da 1950'den beri girişilmiş olan çökertme hare-
kâtınm meyvelerinı bugün vermiş olmasıdır. İmam-
hatıp liselerme halkın ve siyasılerin bakışı dahi fark-
lıdır. Anadolu'nun samimı dindar halkı bu okullara saf
ve temız bir duygu ile bakarken, sıyasıler bu kurum-
ları birer oy tabanı olarak gördüler. Ne var ki bu si-
yasiler bugün bunların meyvelerinı toplayamayacak-
larını öngöremediier.
• • •
Bugün Refah dışında kalan sıyasilerin asabıyeti
ülkenin içine sürüklendiğı karanlıktan kaynaklanma-
yıp kendi yarattıkları oy tabanının altlarından kayışı-
nı görmeleri ve bunu yaşamalarından kaynaklan-
maktadır. Bu nedenle bu siyasiler ne partilerınden is-
tifa edebilır ne de demokrası kurallarını hayatlarına
geçırebılir. Dıyelım ki bugün seçim oldu. Yarım yüz-
yıldan beri döşenmış olan yollardan başka bir oy bi-
leşımı çıkar mı? Diyelim ki seçim yapıldı ve bugün-
küne benzer ya da bıraz farkh bileşimde yeni bir
Meclıs oluştu. Bu siyasiler bugünkünden farkh bir per-
formans oluşturabilır mi? Oluşturamaz. Çünkü top-
lumsal doku aynı.
• • •
Refah'ın bu ülkeye yaptığı en ciddi tahribat ise
şimdiye dek siyasilerın taşıdığı yozlaştırma bayrağı-
nı daha ıleri noktalara taşımak gayretleri oluşturmak-
tadır. Bu konuyu da gelecek hafta tartışalım.
ÇİFTÇI DOSTU / SADULLAH USUMI DOSYA: KOBİLERDE REKLAM ETKİNLİKLERÎ
Avrupalı Üreticfleri Zengin EttikMANİSA - Türkiye'de tarım top-
lumu çok değişmiş. Konusunu iyi
bılen, bıldiklerıni kürsülerden çok
netaçıklayabilen, hükümetlerden
gerektiğinde hesap soran bir ne-
sıl yetışmiş ve işleri babalarından
teslim almış. Bu arada ileri yaşına
rağmen her girişime bilgi ve tec-
rübeleri ile katkıda bulunanların
sayısı da bir hayli fazla.
iki veya üç yıldan beri ülkemi-
zin çeşitlı yörelerinde tarım ile il-
gili toplantılarda bu tabloyu gor-
meye başladık. Türkiye'nin 32 ilin-
de kurulu bulunan "Holstein sütsı-
ğırianyetiştirıcileri birlikleri''nin Ma-
nisa'da ortaklaşa yaptıkiarı top-
lantıda da böylesine gurur verici bir
tabloyu yaşadık. Anlaşılıyor kı, ta-
rım kesımı örgütlendikçe güçle-
necek ve hükümetlere karşı da
özel sektöre karşı da haklarını sa-
vunabılecek...
Tarım Bakanı Musa E)emirci'nin
de hazır bulunduğu toplantıda, 32
ilden gelen birlıktemsilcileri, 1980
yılından sonra izlenen hayvancılık
politikalannı adeta top ateşine tut-
tular... Erbakan hükümetinın aldı-
ğı kararların net olmadığını ileri sü-
rerek kuşkularını dile getirdiler.
Toplantıyı baştan sona kadar izle-
yen Tarım Bakanı'ndan hayvancı-
lığı desteklemek için hazıriandığı
ıleri sürülen 40 trilyon liralık kredi
kararnamesi ile son günlerde yo-
ğunlaşan ve hatta bazı gazeteler-
de de yer alan sığır ve et ithalatı-
nın yapılıp yapılmayacağı konu-
sunda açıklık getırmesinı istedi-
ler.
Birlik temsilcilerı, en çok bu iki
konu üzerinde durdu. Daha önce
ele geçirdıkleri karamameyı oku-
duktan sonra 40 trilyonluk kredı-
nin büyük bir kısmının sanayicile-
re gıdeceği görüşüne varmışlardı.
Bu nedenle büyük bir tepki için-
deydiler. Ayrıca, damızlık hayvan
ve et ithalatının yapılacağı yolun-
da çıkan haberler de üreticleri te-
dırgin etmişti.
Omrünü hayvancılıkla geçıren
tecrübeli üreticılerden Izmir tem-
Başbakan Erbakan çiftçiye kulak verecek mi?
sılcisi Aycan Dirim adeta fırtına gi-
bi esti.
Tarım Bakanı'na net sorularyö-
neltti:
"Hayvancılıkla ilgıli kararları en
son bu işi yapan bizler öğreniyo-
ruz. Bu yüzden Ankara'da lüks otel
lobılerinde alınan karartara yenik dü-
şüyonjz. Damızlık hayvan ithalatı-
nın yapılacağı söylenıyor, yazılıyor.
Şimdı soruyorum: Ithalat var mı
yok mu? Bunu bilmek hakkımızdır."
Aycan Dirim, hayvancılığın ge-
leceği ile ilgili diğer öneri ve sorun-
larını da şöyle sıraladı:
"Hayvancılıkla ilgili çalışma ya-
pan komisyonlarda üretici temsil-
cileıiyok. Hayatımızla, geleceğimiz-
le ilgili kararlar, bizim dışımızda alı-
nıyor. Bu yüzden üreticiye çıkarı-
lan zorluklar, ithalatçılara çıkarıl-
mıyor. Hayvancılığın can damarı
sayılan SEK, bütün ısrarımıza rağ-
men bize satılmadı. Fabrikalaryok
pahastna özelsektöre gittı. Hayvan-
cılık da büyük bir darbe yedi. Eğer,
bizim istediklerimiz olmayacak da
sanayicilerin istedikleri olacaksa
birlıklerin anahtarlarını size teslim
edelim, olsun bitsin..."
Manisa Ziraat Odası Başkanı
Nuri Sorman da tarımdaki sıkın-
tıları şöyle dile getırdi:
"Manisamız bitkisel üretimde
Türkiye'de birinci sırada yer alır.
Hayvancılıkla bihıkte ıkinci sırada-
dır. Buna rağmen Manisa'da ta-
nm sektörü büyük sıkıntılar ıçinde-
dir. Eğer, Manisa'da bu kadar sı-
kıntı varsa ülkemizin diğer bölge-
lerinde yangın var demektir. Dün-
ya ve Avrupa Bırliği ülkeleri, ileti-
şim ve bilgi ağı sayesınde büyük
bir gelişme içindeyken bizim ül-
kemiz maalesef kısırdöngü içinde
laf edebiyatı yapılarak tarım sek-
törü yerinde saydırılmaktadır. Biz-
ler kısırdöngünün bitmesi için her
türlü sorumluluğu üslenmeye ha-
zırız. Yeter ki siyasiler, bizim kuru-
luş yasalanmızı düzelterek bilgi ve
iletişim çağında olduğumuzu idrak
etsinler. Bu nedenle kesin olarak
Avrupa Bırliği'ne gırmenin yollan-
nı aramalıyız. Atalarımızın her mı-
limetresi için kanlarını döktuklerı
bu cennet ülkemizde, ancak yüce
önderimizin Kemalist düşüncele-
h altında çağdaş ve ileri bır ülke ola-
bıleceğimize inanıyorum."
Manisa Birlik Başkanı Ahmet
Kırlıoğlu: "Bütün dünyada baca-
sız fabrika denilen hayvancılığın
önemı kabul edılip desteklenırken
ülkemizde maalesef durum farklı-
dır. Bütün göstergelersektörümü-
zün hızla darboğaza gırdiğine ışa-
ret etmektedir. Gereklı önlemler
alınmadığı takdirde daha da zor-
lanacağımız görülmektedir. Hay-
vansal üretimde sağlıklı arz-talep
dengesının kurulamaması, yem
bitkilerinin arttırılmaması. çayın ve
meralann ıslah edılemeyişi, girdi
fiyatlarının sürekli artması sonucu
pazarşartlarına dayanamayan çift-
çinin, malını kısa zamanda değe-
rinın altında elden çıkarmak zo-
runda kalması sektörü zora sok-
muştur."
Bursa Birlik Başkanı İsmail Anıl:
"Şimdiye kadar 300 bin Holstein
ineğı ithal ettik. Çoluk çocuk ge-
ce-gündüz çalışarakAvrupalı üre-
ticilerı zengin ettik. Buna rağmen
gene ithalatyollannı denemek çok
büyük bir hatadır. Bu nedenle ke-
sin olarak hayvan ve et ithalatına
karşıyız. Hükümet, bırlıklenmizi
güçlendirecek yasalan çıkarsın ve
bize biraz zaman tanısın; Türki-
ye'ye yetecek damızlıkyetiştirebi-
liriz. Bizim en büyük sıkıntımız pa-
zartamadır. Yem fiyatlan iki katına
çıkarken sanayici ve mandıracılar
süt fiyatlarını 5 bin lira birden aşa-
ğı çektiler. Amerika ve Avrupa 'da
hayvancılığın gelişmesini sağlayan
üretici birliklendir. Amerika'da 1950
yılında inek başına 2 bin 250 kılo
sut alınırken, birtikler kurulduktan
sonra verim, kısa süre içinde 6 bin
300 kiloya çıkmıştır. Ülkemizde ise
durum yürekler acısıdır. Ortalama
verim 1.250 kilo civarındadır. Bu-
na karşılık yenı kurulan birliğimıze
bağlı 1137ışletmede ortalama süt
venmı bütün imkânsızlıklara rağmen
5 bin 434 kiloya çıkmıştır. Bu, üretici
birliklerının başarısıdır."
Sürecek
( Yatınm
araclan
dort aylık
bili
İki tekerlekli Kadınlar
jj çıtoyor
gunsayıyor
Par! veren d
» — « — « E K O N O M İ K
TREND
HER PAZAR BAYİNİZDEN ALMAYI UNUTMAYINIZ