23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30NİSAN1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET EKONOMI 4 kişinin mutfak gideri 30 milyon ANKARA (Cumhuri- 1 }et Bürosu) - Türk-îş"in " araş.tırmasına göre, 4 kişi- " lik bir ailenin gıda harca- " ırtası 30 milyon lıraya yak- • Iaştı. Net asgari ücret 11 " milyon 422 bin lirayken. 4 kfşılik ailenin gıda harcama- sınm 28 milyon 523 bin li- raya yükseldiğine dikkat çe- kildi. Türk-lş Araştırma Merkezf nce yapılan hesa- , ba göre. geçen yıl nisan ! ayında 17 milyon 22 bin li- ! ra civarında olan 4 kişilik i ailenin aylık gıda harcama- [ sı tutan, bu yılın nisan ayın- | da 11 milyon 301 bin lira ek 1 yükle 28 milyon 523 bin li- . raya yükseldi. Araştırma- 1 da, 4 kişilik ailenin bütçe- sine. geçen aya göre de yüz- de 6.8'lik bir artışla 1 mil- yon 820 bin liralık ek yük geldiği belirtildi. REFAHYOL hükümeti- nin yüzde 30'luk artış dışın- da ocak ayından itibaren ge- çerto olmak üzere verdiği yüzde 12-18 oranındaki ek zamla en düşük emeklı ay- lığı 22 milyon 627 bin 465 liraya. en yüksek emekli ay- lığı ise ancak 35 milyon 749 ' bin rrraya yükseldi. Rolls Royce'tan Mardin'e yatınm DİYARBAKIR (AA) - • Mardın Serbest Bölgesi Mü- dürü Yusuf Yıldız, Rolls Royce firmasının Serbest Bölge'ye yatınm yapmak istediğini söyledi. Yıldız. firma yetkilileri- nin enerji üretimine yöne- lik v atırım yapmak istedik- lerini ve bu konudaki gö- rüşlerini kendilerine aktar- dıklannıbelirtti. Firma adı- na bir heyetin önümüzde- ki günlerde Mardin'e gelp- ş ceğini kaydeden Vıldiz 1 .' 'şoyle de'di: "İngı'İiz Kra- liyet ailesinin de ortak ol- duğu. otomobil ve motor üretiminde uzmanlaşmış Rolls Ro>ce firması, ener- ji üretimine yönelik \ atı- rım yapmak istediğini bil- dirdi. Firma doğalgaz ve mazottan enerji vebuhar üretecek. Üreteceği ener- jiyi öncelikle Serbest Böl- ge'deki sanayi tesisleri ve daha sonraki bir aşama- da da yerleşim birimleri- ne ucuz fiyatla satmavı hedefli>or. Firma yetkili- leriyle görüşmelerimiz olumlu sonuçlandı." Devlet Bakanı Söylemez IMF ve Dünya Bankası'nı ikna etmek için ter döküyor Bakan konuştu, IMF dinledi • Washington'da IMF ve Dünya Bankasf nın "bahar dönemi yarıyıl toplantılan"na katılan Türk ekonomisinin kurmaylarından Devlet Bakanı Ufuk Söylemez, herkese "Türkiye'de işler yolunda" mesajı vermek için ter döküyor. FUAT KOZLUKLU \>ASHINGTON - Dev let Bakanı Ufuk Söylemez, "Türkije'de siyasi istikrar bulunmadığını" vurgulavarak "'ekono- mik görünüm riskli" diyen IMF'yi *'ya- lanladı" ve "her şeyin güllük gülistan- lık" olduğunu söyledi. Washington"da IMF ve Dünya Banka- sf nın "bahar dönemi yanyıl toplantıla- rı"na katılan Türk ekonomisinin kurmay- larından De\ let Bakanı Ufuk Söylemez, her- kese "Türkiye'de işler yolunda" mesa- jı vermek için ter döküyor. Bakan, "Orta vadeli bir istikrar prog- ramı" üzerinde anlaşma için IMF'yi ikna- ya çalışıyor. Faturası yine emekçilere çıka- cak biçimde IMF'nin yönlendirip denetle- yeceğı "acı reçetenin" pazarlığına ilişkin fonun "niyeti" ıse bugün belli oîacak. Söy- lemez. IMF"nin patronu Michcl Camdes- sus'la da bir görüşme yapacak. Camdes- sus'un görüşmede, Türkiye'deki siyasi ka- rarsızlık sürecinin. enflasyonla mücadele. kaynak yaratma ve yapısal reform önlem- lerini engellemesinden kaygı duvduğunu Söylemez'e iletmesi bekleniyor. Söylemez'e göre REFAHYOL para po- litikalannda başanlı. Şimdi ise iş. bu "ba- şarının" yapısal reformlara yansıtılabil- mesinde. Görüştüğü IMF ve Dünya Ban- kası üst düzey yetkililennin REFAHYOL'un icraatı hakkında "nıemnunivet ifade et- tiklerini" anlatan Söylemez. "Hükümet senaryolannın aslında abartı olduğunu ve Türkiye'de hükümetin yoluna devam ettiğini söylüyorum" dedi. IMF ve Dünva Bankası uzmanlan ise ay- rıntılı bilgi vermekten kaçınıyorlar. IMF yetkilileri. anahatlarıyla, şunlan söylüyor- lar: "Türkiye'de siyasi istikrar yok. Bu- nalım. kredi \e yatınm çe\relerini cid- di biçimde kaygılandırıvor. Kararlı bir ekonomik istikrar programından yok- sun REFAHYOL, borç sarmalından na- sıl kurtulabileceğini açıklavamıvor." Yetkililer. veriler ve raporlara göre IMF'yle anlaşmak ısteyen Türkiye'nin ge- lişmekte olan ülkeler arasında en borçlu 9'uncu ülke sırasına yerleştiğini. Türkt- yenin dış borç stokunun 80 milyar dola- ra dayandığını. iç borç stokunun da 3.6 katrilyon olduğunu bildiriyorlar. IMF yetkililerine göre Türkiye'nin dü- şük faizli dış kredi olanaklanna kavuşma- sı, kısa vadede bir hayli güç görünüyor. Söy lemez. Cumhuriyet" in." IM F ile bir anlaşmanın söz konusu olup olmadığı- nı" sorması üzerine "anlaşmanın sonba- hara kaldığım" bildirdi. Söylemez, Dünya Bankası Bakan Yar- dımcısı Johannes Lynn'la da bir görüş- me yaptı. Söylemez, randevu sonrasında yaptığı açıklamada. Lynn'a Türk ekono- misindeki son bir yılın gelişmelerini kar- şılaştırmalı olarak anlattığını söyledi. Banka yetkilileri. Dünya Bankasf nm, Türkiye'de eğitim sağlık. şehır altyapısı- nın geliştirilmesi. tarım ve kırsal kalkın- maya yönelik projeleri öncelikli olarak destekleyeceğini bildirdiler. Söylemez, Türkiye'nin hazırlayacağı or- ta vadeli birprograma IMF'nin destek ver- mesi halinde 1.5 milyar dolarlık Dünya Bankası kredilerinin 3 milyar dolar daha ar- tabileceğine dikkati çekti. 12 termik santralın 20 yıllığına devri için teklifler bugün alınıyor Kelepir fiyatına santralANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yıllık kârlan 758 milyon dolara ulaşan 12 termik sant- ralın 20 yıllığına yalnızca 1.6 milyar dolara dev- rine ilişkin ihalede teklifler bugün alınacak. Düşük fiyatla satışa çıkanlan santrallann yan- Iannda bulunan kömür madenleri de işletmey- le birlikte bedelsiz olarak alıcıya devredilecek. 12 termik santral için aralarında. Koç, Sabancı. thlas, Cıngıllıoğlu. Rumeli, Doğan. Doğuş gi- bi birçok büyük holding ve uluslararası konsor- siyumun teklif vermesi bekleniyor. Hükümetin enerjide. üretimden yatırıma ka- dar tüm elektrik sektörünü özel sektöre devret- me politikası çerçevesinde özelleştirmeye açtı- ğı 12 termik santralın ihalesi bugün tekliflerin alınmasıyla başlatılıyor. Elektrik Mühendislerı Odası tarafından. iş- letme haklan 20 yıllığına özel sektöre devredi- lecek olan Ambarlı, Çatalağzı B, Çayırhan. Ha- mitabad (doğalgaz), Kangal, Kemerköy. Orha- neli, Soma A ve B. Tunçbilek, Yatağan, Yeni- köy termik santralı konusunda hazırlanan ra- porda. bu işletmelerin yıllık kârının 758 bin do- lara ulaştığı bildirildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ise, 12 santaralın 20 yıllığına devri için yalnızca 1.6 milyar dolarlık bedel açıkladı. Ihaleye teklif ve- recek firmalarla bedel üzerinde görüşülmeye- cek. fhalede pazarlıklar ışletmclerin satacagı elektrik fiyatı üzertnden belirlenecek. Firmalara verilen şartnameye göre. santral- lann işletmelerini 20 yıllığına alacak bu firma- lar 12 termik santral için başlanmış veya proje- si hazırlanan 2 milyar dolarlık yatınma da bir katkıda bulunmayacaklar. 12 termik santral- dan. enerji gereksiniminin sağlandığı madenle- ri kendi bünyesinde bulunduranların işletme hakkını alacaklara. kömür madeni sahalan da karşılıksız devredilecek. Şartnamede. bu sant- rallarda çalışan yaklaşık 40 bin işçinin iş gü- vencesi konusunda da koşul getirilmedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın açık- lamasına göre. 12 termik santral için şartname alan firmalar "Doğuş Holding, Doğan Hol- ding. İhlas Holding, Koç Holding, Rumeli Hol- ding. Cıngıllıoğlu Holding, Sabancı Holding, Ceylan Holding. Kombassan" olarak sıralanıyor. 12 termik santral için aralarında. Koç, Sabancı, İhlas. Cıngıllıoğlu. Ru- meli, Doğan. Doğuş gibi birçok büyük holding ve uluslararası konsor- sivumun teklif vermesi heklenivor. Söylemez: Moody's'i kimse ciddiye almıyor VVASHINGTON (Cumhuriyet) - Dev - let Bakanı Ufuk Söylemez, "Türk ban- kalarının eridiğini" iddia eden uluslara- rası kredi derecelendirme kuruluşu Mo- ody's'e tepkı gösterdi ve "Türk banka- cılık sektörü. birçok bakımdan Batı'da- ki emsallerinden daha nitelikli" dedi. Söylemez. Hazine MüsteşarlığV nın Mo- ody's'e değerlendirmesinde biraz daha doğru ve objektif ölçüler kullanması ge- rektiğini anlatan bir "uyarı mektubu" göndermeye hazırlandığını açıkladı. IMF ve Dünya Bankasf nın "bahar dö- nemi yarıyıl toplantıları" için Uashing- ton'da bulunan Dev let Bakanı. bankaların hizmet sektöründe Türkiye'nin v üz akı bir sektör olduğunu .söyledi. Moodv's'in Türkiye'nin notunu düşür- mesine rağmen. Türk ekonomisinin son biryılınıngöstergelerinin. bukuruluşaçı- sından "skandal" olduğunu da ifade eden Ufuk Söylemez özetle şunları dedi: "Moody's kuruluşunun Güney Kıb- rıs'ta hangi amaca hizmet etmek için hazıriandığı belli olmavan birbasın bil- dirisini ciddive alıp Türk bankaları hak- kında olumsu/ değerlendirme yapma- sı, Türk bankacılık sistemine en büvük haksı/lıktır. Türk bankacılık sektörünün tek problemi. vetersiz serma>edir. Ser- mayebirikiminin>etersizliği, gelişmek- te olan bütün ülkelerin sorunudur. Bu daTürkive'nin büviımesiyle/aman için- de aşılacaktır. Limasol'da Moody's'e bu >a/ıvı yazdıranın ne olduğunu biz öğre- neceğiz. Hazine, mektup hazırhyor. Ken- dilerine herhangi bir vetki \erilmeden bö\le birvazının vavımlanmasının sebcp- lerini \e Türkiye'ye v önelik değerlendir- medeki eksik \e hataları anlatacağız. Mood> 's'i artık kimse ciddiye almıyor." Moody's. geçen hafta yayımladığı bir ra- porda. Türk hükümetinın. Türkiye'nin dört bü^k kamu bankasına yeterli sermave kay- naklan bırakmadığını. Ziraat Bankası. Em- lakbank. Halkbank ıle Türkiye Vakıflar Bankasf nın pazar paylarının son birkaç yıldır küçülmekte olduğunu bıldırmişti. BENCE IZZETTIN ONDER Doğu Cephesinde Ye Bir ŞeyYok! Türkiye'de durum gerçekten çok ciddidir. B. di sorunlar yumağından kurtulma adresi olara aklı başında kişi çok haklı ve doğru olarak Me göstermektedir. Ancak Meclıs iki önemlı konuc kanmış gibi gözükmektedir. Bunlardan birincisi, I lis'in altyapısını oluşturan sosyo-ekonomik c ıkincisi isebuçarpıkdokunundahi Meclis'etarr rak yansımasını önleyen lıder sultasıdır. Bırbiri ik sıkı bir ilışki içinde bulunan bu iki konudan bin çok uzun dönemli ve kronik nitelikli. ikincısi is< rece bıraz daha kısa dönemli ve güncel bir göı sergılemektedir. • • • Üstyapı ,le ilgıli ve mekanık nitelikli olması nec nine bağlı olarak. önce lider sultası sorununa egi. sek, tüm oluşum karmaşıklığına karşın. milletveK lerınin elınde lider sultasını kırmak için çok güçlü b silahın olduğunu görürüz. Eğer milletvekilleri, lider sul tasıyüzünden tüm oyların ancak beşte biri, Meclis'in ıse üçte bıri dolayında bir paya sahip olan Refah'ın haksız ve hukuk dışı dayatmalarını yaşadıklanna ına- nıyorlarsa, niçin partilerınden istıfa edip liderlerın alt- larını boşaltmıyorlar ki? Üzerinde Yüce Divan gölge- si bulunan ya da Kaddafi'nın yaverı olduğu söyle- nen kişilerın hâkimiyeti gerçek anlamda lider hâki- miyeti anlamına dahi gelemez. ••• Milletvekillerinin partilerinden istifa etmeleri fazla gerçekçi olmadığı gıbı sorunlara da çare olamaz. Çünkü bu sıyasıler sadece öz ve doku olarak toplu- mu yansıtmakla kalmamakta. Fakat üzerinde siya- set yaptıkiarı toplumsal dokuyu da yeniden üreterek ancak hayatıyetlerinı sürdüregelmışlerdır. Kısacası bu siyasıler toplumun önüne geçerek onu yükseğe çekmek yerine, toplumu arkadan ızlemişlerdir. Ko- nuşma uslubundan pıjamalı giysilere ya da esprile- re dek tüm alanlarda ınilmedık ve indirilmedik düzey bırakmamışlardır. Bunun adına da halkla bütünleş- mek ya da demokratlaşmak denmıştır. Oysa tüm bu türdavranışların en gerçekçi nitelemesi yozlaşma ve yozleştırma olmalı idı. işın en acı yanı, soz konusu sıyasıler, maalesef bu- güne ulaşan yolları yarım yüzyıllık bir sure içinde in- ce ince ve büyük bir sabır ile örmüşlerdır. Yozlaştırı- lan ekonomik yapı üzerinde yeşeren hızlı ve çarpık kentleşme, örf ve ahlakın çöküşü. çarpık bir egitim sistemi ve tüm bu yapıların yanında yükselen yeter- siz ıdarı ve sosyal dokular, düzeltilmek bir yana, oy sevdası uğruna yaşatılıp güçlendırilmiştir. Bugün Tür- kiye mevcut laık cumhunyetını tüm tahripkâr giri- şimlere rağmen bir derecede de olsa koruyabilmiş ise bunu Anadolu halkının kültürüne ve cumhurıye- tin 1950 yılına dek olan bölümüne borçludur. 1950 siyasileri ıle bugünkü Refah'ın farkı bir nıtelık mese- lesı değil, derece meselesidir. Bunun doğal sonucu olarak Refah'ın da diğer sıyasılerle farkı. ancak bir derece sorunudur. Söz konusu derece farkını yara- tan da 1950'den beri girişilmiş olan çökertme hare- kâtınm meyvelerinı bugün vermiş olmasıdır. İmam- hatıp liselerme halkın ve siyasılerin bakışı dahi fark- lıdır. Anadolu'nun samimı dindar halkı bu okullara saf ve temız bir duygu ile bakarken, sıyasıler bu kurum- ları birer oy tabanı olarak gördüler. Ne var ki bu si- yasiler bugün bunların meyvelerinı toplayamayacak- larını öngöremediier. • • • Bugün Refah dışında kalan sıyasilerin asabıyeti ülkenin içine sürüklendiğı karanlıktan kaynaklanma- yıp kendi yarattıkları oy tabanının altlarından kayışı- nı görmeleri ve bunu yaşamalarından kaynaklan- maktadır. Bu nedenle bu siyasiler ne partilerınden is- tifa edebilır ne de demokrası kurallarını hayatlarına geçırebılir. Dıyelım ki bugün seçim oldu. Yarım yüz- yıldan beri döşenmış olan yollardan başka bir oy bi- leşımı çıkar mı? Diyelim ki seçim yapıldı ve bugün- küne benzer ya da bıraz farkh bileşimde yeni bir Meclıs oluştu. Bu siyasiler bugünkünden farkh bir per- formans oluşturabilır mi? Oluşturamaz. Çünkü top- lumsal doku aynı. • • • Refah'ın bu ülkeye yaptığı en ciddi tahribat ise şimdiye dek siyasilerın taşıdığı yozlaştırma bayrağı- nı daha ıleri noktalara taşımak gayretleri oluşturmak- tadır. Bu konuyu da gelecek hafta tartışalım. ÇİFTÇI DOSTU / SADULLAH USUMI DOSYA: KOBİLERDE REKLAM ETKİNLİKLERÎ Avrupalı Üreticfleri Zengin EttikMANİSA - Türkiye'de tarım top- lumu çok değişmiş. Konusunu iyi bılen, bıldiklerıni kürsülerden çok netaçıklayabilen, hükümetlerden gerektiğinde hesap soran bir ne- sıl yetışmiş ve işleri babalarından teslim almış. Bu arada ileri yaşına rağmen her girişime bilgi ve tec- rübeleri ile katkıda bulunanların sayısı da bir hayli fazla. iki veya üç yıldan beri ülkemi- zin çeşitlı yörelerinde tarım ile il- gili toplantılarda bu tabloyu gor- meye başladık. Türkiye'nin 32 ilin- de kurulu bulunan "Holstein sütsı- ğırianyetiştirıcileri birlikleri''nin Ma- nisa'da ortaklaşa yaptıkiarı top- lantıda da böylesine gurur verici bir tabloyu yaşadık. Anlaşılıyor kı, ta- rım kesımı örgütlendikçe güçle- necek ve hükümetlere karşı da özel sektöre karşı da haklarını sa- vunabılecek... Tarım Bakanı Musa E)emirci'nin de hazır bulunduğu toplantıda, 32 ilden gelen birlıktemsilcileri, 1980 yılından sonra izlenen hayvancılık politikalannı adeta top ateşine tut- tular... Erbakan hükümetinın aldı- ğı kararların net olmadığını ileri sü- rerek kuşkularını dile getirdiler. Toplantıyı baştan sona kadar izle- yen Tarım Bakanı'ndan hayvancı- lığı desteklemek için hazıriandığı ıleri sürülen 40 trilyon liralık kredi kararnamesi ile son günlerde yo- ğunlaşan ve hatta bazı gazeteler- de de yer alan sığır ve et ithalatı- nın yapılıp yapılmayacağı konu- sunda açıklık getırmesinı istedi- ler. Birlik temsilcilerı, en çok bu iki konu üzerinde durdu. Daha önce ele geçirdıkleri karamameyı oku- duktan sonra 40 trilyonluk kredı- nin büyük bir kısmının sanayicile- re gıdeceği görüşüne varmışlardı. Bu nedenle büyük bir tepki için- deydiler. Ayrıca, damızlık hayvan ve et ithalatının yapılacağı yolun- da çıkan haberler de üreticleri te- dırgin etmişti. Omrünü hayvancılıkla geçıren tecrübeli üreticılerden Izmir tem- Başbakan Erbakan çiftçiye kulak verecek mi? sılcisi Aycan Dirim adeta fırtına gi- bi esti. Tarım Bakanı'na net sorularyö- neltti: "Hayvancılıkla ilgıli kararları en son bu işi yapan bizler öğreniyo- ruz. Bu yüzden Ankara'da lüks otel lobılerinde alınan karartara yenik dü- şüyonjz. Damızlık hayvan ithalatı- nın yapılacağı söylenıyor, yazılıyor. Şimdı soruyorum: Ithalat var mı yok mu? Bunu bilmek hakkımızdır." Aycan Dirim, hayvancılığın ge- leceği ile ilgili diğer öneri ve sorun- larını da şöyle sıraladı: "Hayvancılıkla ilgili çalışma ya- pan komisyonlarda üretici temsil- cileıiyok. Hayatımızla, geleceğimiz- le ilgili kararlar, bizim dışımızda alı- nıyor. Bu yüzden üreticiye çıkarı- lan zorluklar, ithalatçılara çıkarıl- mıyor. Hayvancılığın can damarı sayılan SEK, bütün ısrarımıza rağ- men bize satılmadı. Fabrikalaryok pahastna özelsektöre gittı. Hayvan- cılık da büyük bir darbe yedi. Eğer, bizim istediklerimiz olmayacak da sanayicilerin istedikleri olacaksa birlıklerin anahtarlarını size teslim edelim, olsun bitsin..." Manisa Ziraat Odası Başkanı Nuri Sorman da tarımdaki sıkın- tıları şöyle dile getırdi: "Manisamız bitkisel üretimde Türkiye'de birinci sırada yer alır. Hayvancılıkla bihıkte ıkinci sırada- dır. Buna rağmen Manisa'da ta- nm sektörü büyük sıkıntılar ıçinde- dir. Eğer, Manisa'da bu kadar sı- kıntı varsa ülkemizin diğer bölge- lerinde yangın var demektir. Dün- ya ve Avrupa Bırliği ülkeleri, ileti- şim ve bilgi ağı sayesınde büyük bir gelişme içindeyken bizim ül- kemiz maalesef kısırdöngü içinde laf edebiyatı yapılarak tarım sek- törü yerinde saydırılmaktadır. Biz- ler kısırdöngünün bitmesi için her türlü sorumluluğu üslenmeye ha- zırız. Yeter ki siyasiler, bizim kuru- luş yasalanmızı düzelterek bilgi ve iletişim çağında olduğumuzu idrak etsinler. Bu nedenle kesin olarak Avrupa Bırliği'ne gırmenin yollan- nı aramalıyız. Atalarımızın her mı- limetresi için kanlarını döktuklerı bu cennet ülkemizde, ancak yüce önderimizin Kemalist düşüncele- h altında çağdaş ve ileri bır ülke ola- bıleceğimize inanıyorum." Manisa Birlik Başkanı Ahmet Kırlıoğlu: "Bütün dünyada baca- sız fabrika denilen hayvancılığın önemı kabul edılip desteklenırken ülkemizde maalesef durum farklı- dır. Bütün göstergelersektörümü- zün hızla darboğaza gırdiğine ışa- ret etmektedir. Gereklı önlemler alınmadığı takdirde daha da zor- lanacağımız görülmektedir. Hay- vansal üretimde sağlıklı arz-talep dengesının kurulamaması, yem bitkilerinin arttırılmaması. çayın ve meralann ıslah edılemeyişi, girdi fiyatlarının sürekli artması sonucu pazarşartlarına dayanamayan çift- çinin, malını kısa zamanda değe- rinın altında elden çıkarmak zo- runda kalması sektörü zora sok- muştur." Bursa Birlik Başkanı İsmail Anıl: "Şimdiye kadar 300 bin Holstein ineğı ithal ettik. Çoluk çocuk ge- ce-gündüz çalışarakAvrupalı üre- ticilerı zengin ettik. Buna rağmen gene ithalatyollannı denemek çok büyük bir hatadır. Bu nedenle ke- sin olarak hayvan ve et ithalatına karşıyız. Hükümet, bırlıklenmizi güçlendirecek yasalan çıkarsın ve bize biraz zaman tanısın; Türki- ye'ye yetecek damızlıkyetiştirebi- liriz. Bizim en büyük sıkıntımız pa- zartamadır. Yem fiyatlan iki katına çıkarken sanayici ve mandıracılar süt fiyatlarını 5 bin lira birden aşa- ğı çektiler. Amerika ve Avrupa 'da hayvancılığın gelişmesini sağlayan üretici birliklendir. Amerika'da 1950 yılında inek başına 2 bin 250 kılo sut alınırken, birtikler kurulduktan sonra verim, kısa süre içinde 6 bin 300 kiloya çıkmıştır. Ülkemizde ise durum yürekler acısıdır. Ortalama verim 1.250 kilo civarındadır. Bu- na karşılık yenı kurulan birliğimıze bağlı 1137ışletmede ortalama süt venmı bütün imkânsızlıklara rağmen 5 bin 434 kiloya çıkmıştır. Bu, üretici birliklerının başarısıdır." Sürecek ( Yatınm araclan dort aylık bili İki tekerlekli Kadınlar jj çıtoyor gunsayıyor Par! veren d » — « — « E K O N O M İ K TREND HER PAZAR BAYİNİZDEN ALMAYI UNUTMAYINIZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle