27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 30 NİSAN 1997 ÇARŞAMBA KULTUR gorta tarafından ilk kez verilen Afife Jale Tiyatro Ödülleri ve özel ödüller sahiplerini buldu ir Ata Kraflığıııra 6 ödül feda...,-\isi- Türk tı yatrosunun Os- nitelendinlen Afife JaleTi- ıeri ve özel ödüller önceki JvTde düzenlenen ve kalaba- etli kitlesinin katıldığı tören- . Halk Sigorta'nın Türk tiyat- stek olmak amacıyla Haldun in sanat yönetmenlığınde dü- j gecede Türkiye'nin ünlü ti- mleri biraraya geldı. Açılış ko- ını gerçekleştiren Haldun Dor- 3 yıllık birtıyatrocu olarak Halk •ta'ya tıyatroya verdikleri destek- dolayı teşekkürettı ve ödüllere Afi- lale'nin ısminin \erilme nedeninın, sanatçının oyunculuk yeteneğinden >k hertürlü gericıliğe ve zorbalığa kar- .n Türk tiyatrosu içın vermış olduğu mü- .adele olduğunu soyledi. Dormen'in. Türkiye'nin karanlığa taşınmak istendı- ği günümüzde bu gıbi de\rimci kadın- lann özellikle hatırlanması gerektiğini belirten sözleri izleyicilerden büyük al- kıs, aldı. Toplam on üç dalda önce dörder ada- yın belirlendiğı ödüllenn sahipleri Prof. Sevda Şener. Prof. Ayşegül VükseL, Ha- k? Kuntay, Tunç Yalman. Dr Dikmen Ciirün Uçarer. Doç. Suat Oztuma ve Can Kıraç'tan oluşanjüri tarafından no- tere teslım edıldi. Kazananlann son an- da açıklandıği geceye bütün adaylar ka- zanan arkadaşlanyla bırlıkte katıldı. Gecenin en çok ödül kazanan pro- düksiyonu, yedı dalda aday gösterilen ve yılın en başanlı prodüksiyonu. yönetme- ni. sahne tasanmcısı. giysi tasanmcısı, sahne müzığı ve efekti olmak üzere al- tı dalda ödül kazanan 'Bir AtaKralbğım' ıdı. Gecede yılın en başanlı prodüksi- yonu ödülünü 'Bir Ata Krallığım'ı sah- neleyen Şehir Tiyatrolan adına Kenan Işıkaldı. Yılın en başanlı yönermeni ise yine 4 Bir Ata Krallığım'ın yönermeni Başar Sabuncu seçıldı. Sabuncu, ödü- lünü sahne üzerinde ve gerisinde ken- disıne yardımcı olan bütün arkadaşlan adına aldığını belırtti. Yılın en başanlı erkek oyuncusu ödülünü kazanan Ha- luk Bilginer de ödülünü yangınlara ve mahkemelere karşın oyunu sahneleme- Jooplam 13 dalda dörder adayın belirlendiği ödüllerde kazananlar son anda açıklandı. Gecenin en çok ödül kazanan prodüksiyonu, yedi dalda aday gösterilen ve altı dalda ödül kazanan Şehir Tiyatrolan yapımı, Başar Sabuncu'nun yönettiği 'Bir Ata Krallığırrf oldu. aşamı boyunca tiyatro dalında başanlı çizgisini devam ettirmiş bir tiyatrocuya verilen Muhsin Ertuğrul ödülünün ilki Müşfik Kenter'e verildi. Müşfik Kenter ödülünü alırken izleyiciler tarafından uzun süre ayakta alkışlandı. (Fotoğranar: UĞUR GÜNYÜZ) >i başaran 'Histeri'ekıbı adına aldı. Yı- lın en başanlı kadın oyuncusu seçilen Nedret Gihenç ise tıyatroda bıreysel ödüllerin alınamayacağını hatırlatarak bütün *EskimeyenOyun'ekibinı tebrik etti ve izleyicilerden rol arkadaşı Hahık Kurdoğlu'nualkışlamalannı istedi. 'His- teri'ekıbinden ödül kazanan ikincı ovun- cu ise en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü alan Setim Naşk oldu. Naşit kendisinin bir tiyatro derv işi olduğunu belırterek başladığı konuşmasını "Sab- reden derviş muradına erdi" sözleriyle bitirerek herkesi gülümsetmeyi başardı. Selim Naşit ödülünü bütün Naşit ailesi adına aldığını belirtti. Yılın en başanlı kadın oyuncusu olarak ise 'Orkestra'da- ki rolü ile Tülin Oral seçildi. Oral, ko- nuşmasında tiyatroya sahip çıkan Halk Sigorta'ya teşekkür ederken seyircinin de tiyatroya sahip çıkmasını. omuz ver- mesini istedi. Yılın en başanlı müzikal ya da komedi erkek oyuncusu 'Kare As'taki rolü ile Suat Sungur, kadın oyuncu da 'Kadınlardan Konuşahm'da- ki rolü ile Sumru Yavrucuk oldu. Yılın en başanlı sahne tasanmcısı ödülünü NıırullaJı Tuncer(Bir Ata Krallığım), yı- lın en başanlı giysi tasanmcısı ödülü- nü Türkan Kafedar (Bir Ata Krallığım), yılın en başanlı sahne müziği ödülünü Seum Atakan (Bir Ata Krallığım-Oidi- pus), yılın en başanlı ışık tasanmcısı ödülünü YakupÇanök(Orkestra) ve yı- lın en başanlı efekt tasanmcısı ödülü- nü de Hitay Daycan (Bir Ata Krallığım- Metro Canavan-Koca Sinan) aldı. Gecede aynca üç de özel ödül veril- di Yıl içinde sahnelenen en başanlı yer- li oyun yazanna verilen Cevat Fehni Başkut Odülü'nü 'Ayrüık' adlı oyunun yazan Behiç Akkazandı. Eşi Tolga Aş- kıner tarafından dört yıl boyunca Nisa Serezli Aşkıner adına verilen ödül de bu yıl Tolga Aşkıner'ın vefatı nedenıyle Afife Jale ödülleri kapsamına alındı. Ödülü kazanan MacidcTanır'ın rahat- sızlığı nedeniyle gelememesi üzerine ödülü kendisine iletmek üzere alan Gök- seJ Kortay, Halk Sigorta'ya bu incelik- lerinden dolayı teşekkür ettı. Yaşamı boyunca tiyatro dalında başanlı çizgisini devam ettirmiş bir tiyatrocuya verilen Muhsin Ertuğrul ödülûne ise Müşfik Kenter layık görülmüştü. Kenter iz- leyiciler tarafından uzun süre ayakta al- kışlandı. Korhan Abay"ın sunduğu ödül törenin- de ödüller arasında senaryosunu Haldun Dormen'in yazdığı ve Kemal Uzun'un yönettiği bir Afife belgeseli gösterildi. Tören sonrasında da Royal Philarmonic Orkestrası bir konser verdi. Ünlü Ingiliz ressam David Hockney, lOyıldır ilk kez Londra 'da sergi açıyor David Hockney'in 'Çiçekİer, Yüzler ve Mckânlar' adlı yapıtı. DavidHockney 60yaşında Kültür Servisi - Cnlü In- giliz ressam David Hocknev. 60. yaşgününü Londra"da 1 mavısta açacağı bir sergıv- le İcutluyor. 1970"lı yıllar- dan bu yana yaşamını .tae- rika'da sürdüren Hockney. on > ılı aşkın bir süredir ken- dı ülkesınde ilk kez açtığı bu sergide annesinın. yakın- lanmn v e dostlannın portre- lennden oluşan. bir tür me- kân düzenlemesi gerçekleş- tımor. Hockney"nin •'Çiçekİer, \Ü2İerwMekânlar" adlı ya- pıtı. sanatçının 96 yaşında- ki annesinın büyük boyutlu bir portıesiyle bu portrenin çevreskdeki küçük boyutlu öteki portrelerden oluşuyor. 750 bin sterlınden satışa su- nulan bu y apıttaki portreler, tektek satılamayacak. tngiltere'nin dünya çapın- da tanınan, en ünlü sanatçı- lanndan biri olan David Hockney, geçen yıl içinde Hollanda'da düzenlenen Ver- mea-sergisinden esinlenerek gercekleştirdiği portreierinı altı a\ da tamamlamış. Hock- nev nin joğumgünü olan 19 terrmuza dek sürecek ser- gide. sanatçının annesınin yanı sın erkek kardeşleri. kız Lardeşi ve eşi, dostlan ve Ingıltere'deki David Hock- . nev Müzesi'nin küratörü. ilk •\ Hockne;. resmini 13 yaşın- \davien sanatçıdan 2 sterli- ne satın alan Jooathan SU- ver'ın portrelen bulunuyor. lmzası haline gelen yüz- me havuzlan. sanşm deh- kanlılarve palmiye görüntü- leriyle ünlenen Dav id Hock- ney, resim dünyasında "'mi- litan bir renkçi" olarak tanı- nıyor. Birkaç yıl önce sıyah- beyaz filmlerin renklendi- rilmesini savunan tek isim olarak tepki çeken Hockney. "Woody Allen, filmlerin renklendirilmesini protesto etmek için \\ashington'a git- mişti! Bense, her şeyi renk- lendirebileceğirnize inaruy o- rum. Filmleri renklendirir- ken bir şeyin röprodüksiyo- nunu renldendirmekten öte- ye gitmivoruz ki. Duchamp kalkıp gerçek Mona Lisa'va mı bryıkçizdi?" dıyorveek- liyor: "150yıldıryaşamımı- zın renklerini solduran in- sanlaria baş etmeve çalışıyo- nız. Insanlar rengin ciddi ol- madığını düşünüyorlar. Pe- ki rengin karşıuğında ne su- nuyorlar? Karanlık, grilik, sıkıntı_ Kim ister bunlan?" Londra'daki sergisi David Hockney. çiçek re- sımlennde parlak sanlar kul- lanıyor. Sannm umudun ren- gi olduğuna işaret eden V'an Gogh'tan etkilenen David Hockney. "Sa£üğı yerinde olmayan insanlar, hep kü- çükumut kınntılanv la vaşar- lar" dıyor. Bir süre önce bu san çıçek resimlerinı dostla- nna postalayan sanatçı. an- latıyor: "MoraDeridüzelmiş. Demek ki resimJerim işe ya- n>or. Bu da bana yeter." Son yıllarda birkaç arka- daşı AIDS'e kurban giden David Hockney, "1970'liyü- larda ve80'lerin başında ben de New York'ta epe> T zanıan geçirdim, Metropotitan Ope- rası'nda çahşrvordum. Çıl- gın bir dönemdi. Ben de o havuziara giderdim. oralar- dan birçok arkadaş edinmiş- tim. Uzunzaman önceben de bir test yapbrdım. belli mi olur...r diyor. San Diego'daönümüzde- kı aviarda sahnelenecek Tu- randot'un dekor tasanmını üstlenen David Hockney. son yıllarda sahne tasanmı y ap- maktan hoşnut olmadığını söylüyor. ''Operacılargörsel- liktenuzak insanlar" diyor. Şu sıralar Hockney'yi en çok heyecanlandıran, Londra'da- ki sergisi. Bu arada Londra Ulaşım Kurumu'nca ısmar- lanan birafiş hazıriıyor. Afiş- len önemsediğini anlatıyor: "Afişkr, röprodüksivonlar olmasa resimle ilgili bilgile- rimiz sınıriı kalırdı. Sanaün çoğu yok oluyor. Kalanlar. sevgiden kalıvor; birileri sev- digi için ba/ı resimler sakia- nıyor. Umarım benim bir- kaç afişimi de sakiarlar." 1. Ulııslararası Sanat Olinıpiyatları Istanbul^daKühür Servisi - Uluslararası Sanat Olimpiyatlan Konseyı (CIAO)Türki- ye Komitesı üyeleri dün yaptıklan ba- sıntoplantısında. 1999yılındadüzen- lenecek 'I. Uluslararası Sanat Olim- piyatlan'na Türkiye'nin ev sahiplıği yapacagını açıkladılar. Emin Mahir Balcıoğlu, Hasan Bü- lent Kahraman. Prof. Hüsamettin Ko- çaru Tamer Levent, Gevyan McMiflen. Prof. Ersin Onay v e Vecdi Sayar'dan oluşan Türkıye komitesi üyeleri, ge- çen hafta Cumhurbaşkanı Sülevman Demirel'le yaptıklan görüşmenın son derece olumlu geçtığinı belirterek Sa- nat Olımpıyatlan'nın Is- tanbul'da düzenlenmesi konusunda Konsey Yü- rütme Kurulu'nun aldığı karan memnuniyetle kar- şılayan Cumhurbaşka- nı 'ndan aldıklan güvence- ye dayanarak Türkıye'nin ev sahipliğini kabul etti- ğini ve bu hafta içinde Pa- ris'te konsey başkanına ileteceklerini açıkladılar. Cumhurbaşkanı ileya- pılan görüşmeye. Dışiş- leri ve Kültür Bakanlığı temsilcilerinin de katıldı- ğını söyleyen komite üye- leri. Kültür Bakanlığı Dış Ilişkıler ve AB Koordi- planda önemli bir prestij sağlayacak bu organkasyona ev sahipliği vapılma- sı konusunda devletin ilgili birimteri- nin. sKil toplunı kumluşlannın veözel sektörün destcğini alacağımıza inanı- yonız" dedı. Protokolün imzalanmasının ardın- dan. 1. Uluslararası Sanat Olimpiyat- lan Düzenleme Kurulu oluşturulacak ve bu kurulda Türkiye komitesinin vedi üyesi ilebirlikteCumhurbaşkan- lığı Sanat Danışmam Dinçer Sümer. Dışişleri Bakanlığı, Kültür Bakanlı- ğı, Turizm Bakanlığı, Istanbul Valili- ği ve Istanbul Büyükşehır Belediye- ç ijanat Olimpiyatlan Konsey i'nin Türkiye temsilcisi Vecdi Sayar, 1999 eylül ayının ikinci yansında düzenlenecek Sanat Olimpiyatlan'nda 8dalve 18 kategoride yanşma düzenleneceğini belirtti. nasyon Genel Müdürlüğü'nce Sanat Olımpiyatlan'nın tstanbul'da düzen- lenmesine bakan onayının da alındı- ğını açıkladılar. Sanat Olimpiyatlan Konseyi'nin Türkiye temsilcisi ve konseyin ^rüt- me kurulu üyesi Vecdi Sayar. Türk hü- kümeti ile konsey arastndaki protokü- lün haziran başına kadar imzaianma- sı gerektiğini. çünkü bu tarihte Tür- kiye'ye verilen sürenın dolacağını söyledi. Vecdi Sayar, Cumhurbaşka- nı Demirerin konuya sahip çıkma- sından son derece mutlu olduklannı belirterek "Türkive've uluslararası sı temsilcileri de yer alacak. Sanat Olimpiyatlan ile ilgili bir de danışma kurulu oluşturulacak. Bu ku- rula İstanbul daki resmi sanat kurum- lan, uluslararası etkmliklenni sürdü- ren sivil toplum kuruluşlan ile bün- yelerinde güzel sanatlar fakülteleri ve konservatuvarlar banndıran üniver- site temsilcileri katılacak. Basın toplantısında. Sanat Olimpi- yatlan Konseyf nin kuruluşu ve amaç- lan hakkında bilgi veren yürütme ku- rulu üyelen. Birleşmiş Milletler ve UNESCO tarafından tanman konse- yin ilk genel kurulunun 65 ülkenin temsilcisinin katılımıyla 1995 tari- hirde Paris'te UNESCO Genel Mer- kezi 'nde toplandığını. Türkiye'nin de bu toplantıya katılarak Olimpiyat Tü- züğü'ne ımza koyduğunu açıkladılar. Konseyin ikinci genel kurulu Tem- muz 1997 tarihinde 80 ülkenin tem- silcisinin katılımı ile yapılacak. Top- lantıdaolimpiyatlannyeralacağıdal- lar ve katılım koşullap hakkında bil- gi veren yürütme kurulu üyeleri, Sa- nat Olımpiyatlan'nın müzik, dans, ti- yatro. edebiyat, plastik sanatlar, mi- marlık, sınema ve disiplinlerarası sa- nat olmak üzere 8 dal ve 18 katego- ride yanşma düzenlene- ceğini ve her ülkenin ka- tılımcılannın kendi ulu- sal komiteleri tarafından belirleneceğini açıkladı- lar. 1999 Eylül ayınm ikin- ci yansında düzenlene- cek olan Uluslararası Olimpiyatlar için her dal- da 9'ar kişilik uluslarara- sı jürilerin oluşturulaca- ğını ve bujürilerde dün- ya çapında tanınmış sa- natçılann yer alacağını açıklayan kurul üyeleri, olimpiyatlarda her dalda tek ödül yerine, üç bü- yük ödül verileceğini açıkladılar 3000 sanatçı ve 300 ulus- lararasıjüri üyesınin karılımının bek- lendiği 1. Uluslararası Sanat Olimpi- yatlan'nın merkezinin HABITAT va- disi olması bekleniyor. Basın toplantısında konuşan Hü- samettin Koçan, Spor Olimpiyatla- n"na özlemle bakan çevrelerin Sanat Olimpiyatlan'na da destek vermesi gerektiğini savunurken. Tamer Le- vent de Olimpiyatlar dendiğinde na- sıl ilk kez yapıldığı yer olan Yunanıs- tan akla geliyorsa Sanat Olimpiyatla- n dendiğinde de Istanbul'un akla ge- leceğini vurguladı. ANADOLU MEDENtYETLERİ MÜZESt 'Avrupa'da Yılm Müzesi' seçildi .4NKARA (Cumhuriyet Bürosu) -RP'li Kültür Bakanı İsmailKahra- man. Başbakan Necmettin Erba- kan'ın yerel yönetimlenn yeniden yapılandınlması planı kapsamında. kültürel ve tarihi eserlerin Kültür Bakanlığı'nca belediyelere devre- dilmesi yönündekı ıddialann doğru olmadığını belirterekbakanlığın ko- ruma görevınin gözardı edilemeye- ceğini söyledi. Anadolu Medeniyetleri Müzesi "Avrupa'da Yılın Müzesi" ödülünü kazandı. Birincilık ödülü olarak ve- rilen sertifika ve sembol heykelcik 1 yıl süre ile sergilenmek üzere dün müzeye yerleştirildi. İsmail Kahraman, yarışmada, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nin, miman biçıminın çok geniş kolek- siyonlanndan en iyi örnekleri sergi- lemesi, bölgesindeki arkeolojık sa- halarla yakın ilgısi ve yaptığı kazı- lar, kültürel faalıyetleri, 500 bine ya- kın ziyaretçısi ve verdiği hizmetin dikkate alındığını bildirdi. Kahraman, ABD'de son asama- sına gelen "ElmanSikkeleri" dava- sının maliyetinin 10 milyon dolan aş- tığını bildirdi. Truva eserleri konu- sundaki mücadelelerinin de sürdü- ğüne dikkat çeken Kahraman. "Biz bakanlık olarak eserlerle ilgili her türlü belge ve dokümanları topluyo- ruz, eserlerin Türkiye'nin malı oldu- ğunu,Anadolu topraklanndan kopa- nlıpkaçak olarak götürüldüğünüis- patlıvoruz ve iadesini istiyoruz. Bu- güne kadar yurtdışından getirilen eserlere ödediğimiz toplam tutar 12 milyon dolan aştı" dedı. Kahraman. Atatürk Kültür Mer- kezi'nde (AKM) içki satışının yasak- lanmasıyla ilgili bir soruyu, "AKM sanat ve kültür merkezidir. Bir sanat kurunıu olarak yönetmelik gereği ne şekilde hizmet etmesi gerekiyorsa o şekilde hizmetediyor. Orada her tür- lü meşrubat saûur" diye yanıtladı. Pamukkale konusunda ise "Türiznı hizmeti başka, koruma hizmeti baş- kadu-" diyen Kahraman, Kültür Ba- kanlığı'nin yetkisinin belediyelere devrinin söz konusu olmadığını belirterek, "Kültür BakanuğTnın korumacılık işlevi devam edecek" dedi. DEFNE GÖLGESI TURGAY FİŞEKÇİ Oyun Yazan Nâzım Hikmet Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı, 13-14 Ekim 1995 günlerinde şairin tiyatro yazarlığını konu alan biryuvarlak masatoplantısj düzenlemişti. Geçen gün- lerde de bu toplantıya katılanların bildiri, söyleşi ve tartışma notlannı bir araya getiren Nâzım Hikmet'in Tıyatrosu adlı kitap yayımlandı. Cevat Çapan'ın yönettiği yuvaıiak masa toplan- tısına, ülkemizin tiyatro alanındaki seçkin ısimlerin- den Yılmaz Onay, Ayşegül Yüksel, Zühtü Bayar, Refik Erduran, Özdemir Nırtku, Kenan Işık, Zeh- ra ipşiroğlu, Ergin Orbey ve AJi Taygun katılarak bildiri ve tartışmalanyla büyük şaırimizin tiyatro ya- zariığı yönünü aydınlatmayı amaçlayan yaklaşımlar sunmuşlar. Kitabı okuyunca, Nâzım Hikmet'in oyun yazar- lığı üstünde bugüne dek yeterince durulmamış ol- duğu ortaya çıkıyor. Şair kişiliğinin parlaklığı, ardın- dan yüklendiği ya da kendisine yüklenen siyasal iş- lev onu öyle noktalara taşıdı kı, kişiliğinin ve sana- tının başka yönlerıne eğılmek pek kimsenin aklına gelmedi. Oysa yetişme koşullanyla, gördüğü eğitimle, ya- şadıklanyla Nâzım Hikmet, ülkemizin çağdaş anlam- da ilk aydınlanndan bindir. Yaşamı boyunca onu 'aydın' tanımının uzağına düşürecek bir tutuma hiç rastlanmaz. Buna karşın günlük hayattaki alçakgö- nüllülüğü de şaşılacak ölçüdedir. Elbette kendi öne- minin ayrımında olmadığı düşünülemez, ama dav- ranış biçimlen hiç 'büyük adam' havası taşımaz. Pek çok uğraşı 'geçerken' yapıvermiştir. Shakes- peare uyarlaması bir film mi gösterilecek sinema- larda, Nâzım, filmin altyazılannı ölçülü-uyaklı çevi- rivermiştir; Şehir Tiyatrolan'nda biroperet mi oyna- nacak, şarkı sözlennı yazıvenmiştir. Oyun yazariığı da Nâzım'ın böyle 'geçerken' ya- pıverdıği işlerden sayılır mı? Iki nedenle hayır Bırincısi, on sekız yaşında Da- rülbedayi sahnesinde görüp sevdalandığı oyuncu Eliza Benemeciyan'a duyduğu ilgiyle başladığı oyun yazartığını ölene dek sürdürmüş olması, gelip geçici bir heyecan olarak görmemesidir. Oyun ya- zarlığı ülkemiz tiyatrosunun önderi Muhsin Ertuğ- rul tarafından da sürekli desteklenmiştir. İkinci neden, on yılı aşkın süredir hapiste olması- na, dışan çıkma ya da yazdığı oyunlannın sahnelen- mesi olasılığı bulunmamasına karşın oyun yazariı- ğını sürdürmüş olmasıdır. Şiirin dışında bir de oyun yazmaktan hiç vazgeçmemıştir. Yazdığı oyunlar, Türk tiyatro tarihi içinde düşünü- lürse daha da değerienirler. Çünkü ilk oyunlanndan son oyunlarına dek oyun yazartığında deneycilik öne çıkmıştır hep. 1922'de Moskova'nın devrim or- tamında Stanislavski, Meyertıold, Vahtangov, Ta- irov gibi öncü sanatçılann ellerinden çıkmış oyun- lan ızleyip de etkilenmemek olası mı? "O zamanki reji ve sahneye koyuş araştırmalan şahsen benim dram yazarfığım üstünde etkili oldu, dramlanmı mesela Meyerhold'un, yahut Stanis- lavski'nin yahut Vahtangov'un sahneye koyuşlannı göz önünde tutarak kurmaya başladım."(...) "Oza- manlardaki Moskova tiyatrolan bende, aramak, in- celemek, derinlere inmek, abstraksiyonlarvegenel- leştirmeler yapabilmek ihtiyacı doğurdu." 1970'lerde ülkemizde Nâzım'ın oyunlannı sahne- leme yönünde bir rüzgâr esmişti. Bu yıllarda izledi- ğim oyunlardan Ali Taygun'un Şehir Tiyatrolan'nda sahnelediği Sabahat ve Kafatası, Ankara Sanat Ti- yatrosu'nun oynadığı Ferhad ile Şirin, Ergin Or- bey'in şiirterinden uyarlayarak sahnelediği, Zeliha Berksoy'un oynadığı Taranta-Babu'ya Mektupiarve Jakond ile Si-Ya-U, Genco Erkal'ın uyarlayıp oy- nadığı Kerem Gibi unutamadığım oyunlar olarak belleğimde çakılı duruyor. Nâzım'ın oyunlannı okuduğumda da en güzel oyununun Ferhad ile Şirin olduğunu düşünmüş- tüm. Hapse girişinin onuncu yılında yazdığı bu oyun- da konu edindıği halk söylencesi ile bireysel yaşa- mı öylesine denk düşmüştür kı, oyundaki nakkaş Fer- had, Nâzım'ın kendisi oluvermiş, toplumsal bir gö- revle ayrı düştüğü sevgilisi Şirin de on yıldırayn kal- dığı eşi Piraye ile özdeşleşivermiştir. Hatta oyunun sonunda Ferhad'ın ölmesi gerekirken, sanki kendi- si ölecekmiş gibi ona kıyamayarak oyunun sonunu değiştirmiştir. Bu oyundaki duygu yoğunluğunun ti- yatromuzda bir benzerinı doğrusu bulamıyorum. Nâzım'ın 'Bütün Oyunlan'run ülkemizde beş cilt olarak daha 1989-1990'da yayımlanabilmiş olduğu- nu düşünürsek, tiyatroculanmız içın çoğu oyunlan- nın keşfedilmeyi beklediğıni rahatlıkla söyleyebiliriz. Nâzım Hikmet'in Tıyatrosu adlı kitapta bir araya getirilen çalışmalann bu yolu açan birgirişim olma- sını dilerim. K Ü L T Ü R 0 Ç İ Z İ K KÂMÎL MASARACI Saygı yaşamdır. Sanat yaşamdır. Saygıya evet. Sanatçı Örgütleri Ulusal Sanat Kurulu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle