23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 NİSAN 1997 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Milli Eğitim'e Tarikatlar Egemen Prof.Dr. CİHAN DURA Eunes Innersıteu B ır bakanlığımız \ar Mıllı lenn şenatçı konuşma ve eylemlen ıse, ya Eğıtım Bakanhğı' Başin- gormezden gelındı, ya ortbas edıldı >a da dakı zat -hukumetın. ufak cezalarîa geçıştınldı MGK toplantibi ardından Okullarda pozıtıfbıhmler >abancıdıl. çızdığı zıgzaglardan son- guzel sanatlar oğretmenı sıkıntısı çekılır- ra-bırdenbıre *8>ıllıkte- ken."dınveahlâkbilgisi"dersıoğretmen- dakı zat -hukumetın. MGK toplantibi ardından çızdığı zıgzaglardan son- ra-bırdenbıre "8>ıllıkte- mel eğflm kesınüsı/ u> gulanacak" deme- ve başLiı Kanımızca bu sozun ne olçu- de ıçterAlı olduğu. Ziva Paşa'nın ~A>> nesi ışûr kişinin lâfa bakılmaz" ozdeM^ı gereğı -akanlıgın geçmışte yaptıgı 15lere bakılanı anlaşılabılır MıllıEgıtımBakanlığı(MEB)vıllardır ö>le bırkuruluştu kı orgutunde dıncıle- raı arttırlmaM \ e vonetıcı \ apılması bır ıl- ke halın; getırıldı Namı "Dinsel Eğitinı BakanbgTna donuştu Başındakı kışınm \ OK Rışkanlığı donemınde unnersıte- lerdekı ^natçı orgutlenme çok \ enmlı bır donem aşadı Talım \e Terbıve Kuru- lu nun bışkan \e uyelen, bılımsei ve tek- nık yetereklenne gore değıl. u Türk-İslam sentezcts" olup olmadıklanna bakılarak atandı Mısır'dan sahte ılahıvat fakultesı dıploma>ı alan >uzlerce kişi bakanl k kadrolarna > e'rleştırıldı Taşra orgutunde kımı ılraıllıeğıtım mudurlen vardımcı- lan vemjfettışler, \alılerle bırlıkte **Ata- fürk vecumhuriyet duşmanlığı" vaptılar Tankat 'oplantılarına katıldılar "Teset- tur'e ve^enatçı kadrolaşmaya de^tek ver- dıler Kamu bınalannda Osmanlı'nın bıle vapmadığı olçude mescıtler açtılar Okuhonetıcılennın çoğu tankatçı dm eğıtımı oğretmenlerınden seçıldı Bunlar de\let gucunu, kendı ıdeolojılerıne elve- nşh. antı-laık bır ortam oluşturmak ıçm kullandııar Kımı ogretmenler derslerde cumhunvet ve \taturkçuluk karşıtı dm de\letı vanlısı propagandalar vaptılar Çağdaş demokrat cumhun>etebağ!ıoğ- retmenler **\taturk koşesı açtı, Atatürk il- kelerinı anlartı. givım vonetmeliğını u\ gu- ladı" dı\e gore\ ınden alındı. ven değıştı- rıldı.sunıldu avlıgıkesıldı -\taturkvela- ık Turkne C umhunyetı karşıtı oğretmen lennın »avısı alabıldığıne arttınldı Bun- lardan kımılen oğrencılenne "Vılbaşını kutiayaniar kâfirdir. Çalışan kadınlar fa- hişedir. Laiklik dinsizliktir. Mustafa Ke- mal vatan hainkiir"'dedı Kımılen \ahdet- tin'ı o\du, tarıkat şeyhlennın kıtaplannı onerdı Kenan Evren donemınde konan dın derslen, polıtık tslamm "öğretmen" mılıtanlan elınde, boylece etkılı bır pro- paganda aracına donüştu Okullarda dın- cı orgutler cınt attı. en başanlı olanlar Mü- li Cençlik Vakfi. Nurcular, Akıncılar v e Suleymancüar oldu Bakanlık yurtdışı orgutune, Asya Türk cum huriyetterinedeaynı şenatçı prototip- leri gonderdL Yurtdışına yolladığı oğren- cılenn çoğu: bevınleri vıkanmış, Turki- >e"\e \e çağdaşûğa duşman olarak dön- duier. Amerika'da Ataturk alev hine yaa- lar \azdılar. Suudi ve İranlılarla birlik ola- rak. ulusal ba\ramianmızda \taturkçu oğreneılenmıze saldınlar duzenledıler. Çogu kaçak çalışan anaokulu, çocuk yuvası v e bakımev lennde. yav rularımızm bey mlen şenatçı kalıplara vuruldu Teset- turlu öğretmenlenn, hafizlıktan gelme Ku- ran hocalannın elınde. 3-6 yaşındakı ço- cuklara Kuran surelen ezberletıldı, Arap alfabesıoğretıldı MEB'ebağlıolanlann, denetım umurlannda değıldı Çunku du- rum Bakanlıkça "idare" edılıyordu MEB. modern pedagojının "Itısan kişiliğüıin yuzde 70'L, aln yaşından önceoiuşur ve bir daha değjşmez" ılkesınden habersız ola- bılır mıydı9 Dıyanet lşlen Başkanlığı'nın 633 sayı- lı kuruluş yasasında bu başkanlığın okul \e kurs açmasına ılışkın bır hukum olma-, masına karşın. 16 11 1990 tarıhlı yonet- melıkle Kuran kurslannın Dıyanet lşlen Başkanlığı na(,DtB)bağlı olarak faaiıve- te geçmelen sağlandı 1995 te > apılan de- ğışıklıkle, kurs açılması ıçm gereklı oğ- rencı sayısı 20 den 15'e ındırıldı Seçme- lı ders uygulaması getınldı Sınsı amaç. te- mel eğıtıme geçış hazırlığı> dı Oysa çağ- daş \ e bılımsel eğıtım. yalnızca orgun or- taoğretım kurumlarında \enlebılırdı DÎB e, kurslann gerek açılış gerek eğı- tım-oğretım. gerekse yonetım ve denetı- mı bakımından 430 sayılı Tev hıd-ı Tedrı- sat Kanunu na, 3"r 97 sayılı Mıllı Eğıtım Bakanlığı Teşkılat \e Gorevlen Hakkın- da Yasa'ya, 1739 sayılı Mıllı Eğıtım Te- mel Vasası'naaykın olarak kanunsuz yet- kıler tanındı MEB'ın sesı çıkmadı lmam-hatıp lıselerı donanım ve mezun verme kapasıtesı açısından sureklı guç- lendınldı Oğrencı sayısı, son 20 yılda. genel lıselerdekı 3 kat artı>a karşılık 13 kat arttınldı Pansıyonluluk oranı >uzde 58'e yukseltılırken devlet olanaklan\la burs- lu oğrenım gorulen otekı okullarda yuzde 10'lann altmda bırakıldı 1994-95 "te ımam-hatıp lısesı sayısı 583, oğrencı sa- yısı 477 bm oldu Her yılenaz 45 bın me- zun verıldı Oğretım Bırlığı Vasası nda ongorulen "din görevlüeri v'etiştinne'' he- defırun çok otesıne geçen bu okullar, Is- lamı duzen yanlılannın başlıca çalışma alanı halıne geldı Yuz bınlerce genç beyın. buralarda sko- lastik, çağdışı bırkulrurlebıçımlendınldı Okullar. kurslar, oğrencı yurtlan \e kamp- larda yılda 800 bın gence, katıksız ve ak- la uygun şeklıyle değıl. hurafelere ve po- lıtıkaya bula^mış şeklıyle "din eğitiınr venldı Buralarda ve Kuran kurslarında yaşlan 12-15 arasındakı oğrencılere "Türldye dinsiz. laik bir memJeket haline gelmiştir. Tûrki>t e'\i bır dın \e şeriat de\- leti haline geHrmekiçın mucadeleedecegi- me yemin ederira" dıye antlar ıçınldı Bu bakanlığın elıyle eğıtım dınselleştırıldı. eğıtım bırlığının canına okundu imam- hatıplılenn ancak yuzde 10'u dınsel mes- leklere gırerken, gen kalan yuzde 90"ının buyuk çoğunluğu. "LaikdemokratikTur- ki>e Cumhuri\eti'ni vıkmak" plannla öbur mesleklere yoneldıler "Si>^asal Is- lama torna"dan geçmış gençlerın vetış- mesı \e bunlann ozellıkle valı, kayma- kam, emnı>et muduru, savcı yargıç öğ- retmen oğretım u>esi olmaları bağlandı Çunku "kamuyonetimini ele geçırince, na- süobadevletideekgeçıreceklerdı" Sıya- sal tslamcılar, bu hselenn sayısının surek- lı arttırılmasına gostenlen tepkı karşısın- da. yenı okul açmak venne, "Yasalande- lerek şube açma. okul yurdannı öğretim binasına donüşrurme. ek bina ve derslik- lerleoğrencı sa> ısını arrünna" voluna bar \urdular Bakanlık buna da destek verdı Başta Nurcular ve Süleymancüar ol- makuzere cumhunvet duşmanı tankatlar Turk mıllı eğıtımınde etkın duruma gel- dı Ulke olçeğınde pılot bolgeler. merkez ûslen oluşturdular Nurcular, MEB'ın vuzlerce okulunu bınlerce oğretmenını. on bınlerce oğrencısını ıstedıklen gıbı yonlendırdı gençlığe Nurculuk duşunce- sıne uvgun bır kışılık kazandırdı Suley- mancılar ıse Kuran kurslanna el attı Her ıkı dınsel oluşum, laık devlet otontesını aşarak, mıllı eğıtımın bır bölumunu ken dı aralannda parselledı Tankatlara ozel okullar. lıseler, vurtlar, dershaneler açma ıznı venldı Buralarda yasal kılıf ardında saman altından su yurutulerek. oğrencıle- nn be>ınlen yıkandı Sonra da unıversıte- lere, asken lıselere. polıs kolejlenne so- kuldu 8yıllıkzonınlueğıtım, 1973 yılındaçı- kanlan Mıllı Eğıtım Temel Yasası'yla ıl- ke olarak kabul edılmıştı Aradan çeyrek yuzyıl geçmesıne karşın. ımam-hatıp or- taokullan ıle Kuran kurslannın statusu- nun korunmasına yonelık koktendıncı baskılar \e sağcı ıktıdarların verdıklen odunler nedenıv le uv gulamava konulama- dı Çunku "'İmanı-hatıp Itselcrinc genel- likle yoksul halk çocuklan: bunlann da ço- ğu dinsel bır eğıüm almak ıçın degıL baş- kaseçenekleri olmadığuookullarda oğren- dlenn bannma ve beslenme sorunlan bu- yuk olçudeçözulduğu içın gjdıvorlardı. Te- mel eğitim. çocuklann küçuk \aşta Kuran kurslanna ve imam-hanp lıselennin orta- okullanna gitmesini onkvecekür Oysa çağdaş eğıtım anla>ışına gore, zorunlu eğıtım demokratık ve laık eğıtım \eren bır okulda tamamlanabılırdı Butun bu ta- sallutlar karşısında. Mıllı Eğıtım Bakan- lığı ya goz yumdu ya da destek oldu Va- pılanlarsa bır sılahlı eylemden çok daha korkunç sonuçlar doğurmava gebeydı Bu bakanlığın emır aldığı makamlara gelınce.bınncısındeoturankışı. lOKasım 1987deGazıantep'tekonuşuyor "fktida- ra gelirsek. başörrusünü miÖi kıyafetvapa- cağız. Her ilçeve bır imanı-hatipokulu aça- cağız. Kuran kurslannın sa\ tsını arttıraca- ğız. Lıse ve dengı okullarda din derslennın vanı sıra. tefsır \e hadıs derslerinı de oku- tarakmanevı kalkınmayı sağlayacağız." 13 May ıs 1990 da "RP Eğitim Se*mınen"nde konuşuyor "Refah. Islamı cihat ordusu- dur. Hepimiz bu orduva asker olacağız. Sen RP've hizmet etmezsen. hıçbır ıbade- rin kabul olunmaz. Refah ordusuna kanl- mayanlar patates dınındendır. Şuuıia Re- fah'a çalışan. cennetegıdıvor. Neden' Çun- ku Refah dcmck. Kuran nizamını hâkim kılmak demekrjr" (1) Bakanlığın emır aldığı ıkıncı makam- da oturan kışı ıse, bır yandan "Ben Ata- turkçü bir kuşaktan griiyorum. RP\e kar- şı ben mucadele ederim" derken. bır yan- dan da ımam-hatıp lısesı açma >anşında rekorlar kınyordu Açılan ımam-hatıp lı- sesı sayısı. Süleyman Demirel'ın 11 yıllık başbakanlığı donemınde 327 ıken onun 2 5 yıllık başbakanlığı donemınde 130'u buldu Bunlardan 71 adedı, son mılletve- kılı seçımme çok az kala açıldı, >anı. o uğursuz "seçim >aünmlan"ndan bın> dı (2) Şımdı duşunmek gerekır MGK"nın ılgılı kararlannı bu bakanlık mı aynen uy- gulayacak"" Çozum En ufuk bır gev ^eme- ye yer vermeden demokratık savaşıma de- vam' (1) H. \ebıler Türkne de Şenatın Kısa Tanhı Ist 1994 i 135 \d (2) Cumhunvet I 7 12 1995 ARADABİR Prof. Dr. BAHRİ SAVCI 'Demokrasi'den Yararlanma Hayınlığı... Refah gerıcılıgının uyandırdığı ırtıca nın.gunumuzdı- lıyle gencılığın elınde uç kanıt ve onlara dayalı uç sav vardır Inancım gereğı şu kılıkta gezenm, şu tekkede, şu zavıyede, şu muntlığı yapanm, bunda serbestım, bana ışık serpen şu hacı zatın ayaklarını yıkanm, bun- lar benım hakkımdır" denmektedır Bın dort yuz yıldan fazla bır zaman oncekı bır yaşam bıçımı bıry^şamuslubu bır yaşam yontemı, bır ınanç zorunluluğu olarak ılen surulmektedtr Dort kadınla ay- nı ev ıçınde bır evlılık yaşamı surdurmek; ama onları ka- lıtında (mırasında) yanm hak sahıbı kılmak yanm tanık- lık ıçınde tutmak, bır ınanç gereğı olarak topluma zor- lanmaktadır Yine, herkesın (her grubun, her cemaatın, her ınanç toplumunun) kendıne ozgu hukuku vardır ve madem kı bır "Hukuk devletmden soz edılıyor, oyleyse, herkes kendıne ozgu olan bu hukuka gore yaşamaJıdır" denı- yor Sonra da şu husus sankı buyuk bır bılımsel gerçek- mış gıbı parlamentonun hukumetın, yargının gozlen- nm ıçıne baka baka, onlara zorlanıyor "Madem kı de- mokrası var oyleyse kendı semavı yaşam bıçımını başkalanna da yayma kabul ettırme butun genç ve ergın kuşaklan, kendı semavı yaşam uslubu, yanı hı- dayete ermışlık ıçınde yaşatmayı gerçekleştırme oz- gurluğum vardır Demokrası, halk ısteğının yenne ge- tınlmesı' olduğuna gore, halk ıstencının egemenlığını sağlayan bır sıyasal orgutlenme olduğuna gore, halk ıstencıyle halk egemenlıgı de seçımle belırlendığıne gore ve 'Ben de bu yolla halk olduğuma gore, kılı- ğımdan-kıyafetımden, dort kumalı aıleden, kendıme ozgu semavı hukukumu yaşamamdan butün genç ku- şaklan seçmelı ya da zorunlu derslere bağlayarak eğıt- memden, kısacası her şeyden, ama her şeyden baş- lamak ve her şeyde bıtmek uzere şenatçı plan, prog- ram ve polıtıkalar' saptayıp uygulamam bır demokra- sı gereğıdır Sızın de bunu kabul edıp boyun eğmenız, keza bır demokrası gereğıdır işte, Erbakan taıfesı, bu zıhnıyete dayanıyor Ney- lersınız kı bu hepten (kullıyen) yanlıştır dostlar1 Bunlara bılımsel mantığın algısıyla şoyle bır bakmak yeter Inanç, fızıkotesı alanda, vıcdanın, ıstedığı anla- yış kavrayış, ozumseyış kummuna sıstemıne bağlan- masıdır, onun torenlerını yerıne getırmesıdır, ama ya- şamın ve ulus-devlet olmanın ınsan aklıyla yonetımı onemlı "Inancım gereğıdır" dıye dıye ınançla uzvı bağı ol- mayan zorlamalardan annmak gerekır Hak hukuk, adalet duzenı ararken, butun ozdeksel (maddı)-somut, gerçek (reel) yeryuzu yaşamını hukuk- sal bır duzene bağlarken, ulus butununun her bıreyını, her aılesını her sosyal katmanını ve ulusun kendısını, tanhınden, çağdaş yaşamın ussal ve bılımsel verılerın- den suzule suzule gelen bır butunsel hukukun ıçınde mutlulukduzeyınevedıngınlığıne kavuşturmaktan vaz- geçıp "ınancım ve demokrası gereğıdır' dıye dıye her- kesı bırbınnden ayrı hukuklara bağlamak olası değıtdır Çunku bu hukukun butunsel duzenı ve sukûnu yerıne, toplumsal yaşamın uyumu yerıne karmaşayı ve 0 bır- bınnden ayrı ve bırbırıyle uyuşmaz hukukların bırbırle- rıyle kavgasını getmr "Demokrası gereğıdır" dıyerek ıstenenı ozetlemek kolaydır Demokrasının ımhası' "Mademkı demorası vardır ıstemek ve ıstedıgımı yapmak, gerçekleştırmek hakkım var, demektır, senı ve demokrasını sevmıyor ve ıstemıyorum Oyleyse, senden ve demokrasınden kop- mak hakkım ve ozgurluğum vardır, bu gerektığınde, senı ve demokrasını ımha etme serbestlığıne kadargı- der İşte dınbazların demokrasıcılığı bu tema uzerıne dayanır Dını sıyasal bır guç halıne getırıp sıyasayı dı- nın emnne vermek ve boylece senın demokrasınden de kurtulmaki Oysa bu en ılkel anlamıyla bıle demokrası degıldır insanı toplumu, bırtotalıtaryanızmın, bır otorrtaryanız- mın, yukarıdan gelen monolıtık kalıbı ıçıne almaktır Oy- sa demokrası kendını mahva cevaz vermez Tersıne, demokrası, ulusal ve uluslararası hukukun yardımı ıle kendını yaşatma onlemlerı almaya cevaz venr Fransız danıştayının bırdayanışma mutalaası Cezayırlı unıver- sıtelı kızların başortulen, Fransız butunluğu ıçın bırteh- lıkelı sımge halını alınca hukumetın ve rektorlerın, onu onleyebıleceklerını soylemektedır Avrupa Konseyı mevzuatı da devlet butunluğu ıçın tehlıkeler doğunca onlem alınmasına ızın venr Yanı demokrasılerde "ınancım gereğı-demokrası gereğı dıyerek atoynatmaya cevaz yoktur Bucevazı verenler, demokrası hânısı (ettıklerı yemını yerıne getırmeyen) olurlar Neden îlle de Ecevit? C HP1 ıden Sayın Bav kal, Ecevit'e yuklenme>e devamedıyor Baykal, Ecevıt'ın, solun bırleşmesının tek engelı olduğunu one suruyor ve Ecev ıt'ı solun başına geçmemekle suçluyor Sayın Baykal'ın bu tutumunu doğrusu vadırgamamak mumkun değıl CHP lıden. devamlı olarak Ecevit'e ve DSP'>e davetıye çıkanvor Bu arada sankı kendısıne babasından mıras kalmışçasına başkanlık koltuğunu Ecevit'e sunuyor Hem de DSP'nın TBMJ^'dekı dorduncu parü , . > olduğunu ve ov oranının yüzde 20'lere yaklaştığını hıç anımsamadan' CHP ıle DSP'nın bırleşmeyecegını, daha doğrusu CHP'nın,de >er aldığı bır solun başına geçmeyeceğmı açıklayan Ecevıt'ın bu tutumuna karşı Baykal'ın ısrarcı davTanışınm anlamı, sanınm Denız Bey'ın solun bırleşmesını kendısının sağla>amayacağını anlamış olmasıdır Bülent Ecevıt'ın alışılmişin dışında özu sozu doğm. son derece durust bır ınsan olduğu herkesın malumudur CHP ıle bırleşme konusunda da bu nıteliklerine aykın davranmamış, bu bırleşmeye karşı olduğunu çeşıtlı kez cesaretle soylemıştır Solun bırleşmesını kendısının gerçekleştıremeyeceğını artık açık bır şekılde anlayan Denız Baykal'ın bu çozumsuzluğun sorumluluğunu Bulent Ecevit e yuklemeye çalıştığı da apaçık ortadadır Ecevıt'ın doğru ya da eğn kendı yolunu seçtığı, bunu kımsenın eleştırmeye hakkı olmadığı da kesındır Ecevıt'ın mtlyonlarca insanı zorla DSP'de tutmadığı, kıtlelenn kendı ozvenlı arzulan ıle Ecevıt'ın arkasından gıttıklen tartışılmaz bır olgudur Sayın Denız Bavkal. solun bırleşmesı konusunda kendı olanaklan ıle mucadele etmelı, hazıra konma huyundan vazgeçmelıdır CHP'lıler, Ecevıt'ın arkasındakı halk desteğının ıçtenlığuıı anlamalı, cıddı bır özven ve kendılennı yenıleme donemıne gırmelıdırler İşte 0 zaman solun venıden "yeşerme" umudunun canlanabıleceğı gorulebılecektu- AydınOlgun Gazeteci-Vazar TUT PENCERE BUGÜNÜ ANLAMAK İÇİN DÜNÜ BİLMEK CEREKİR.. B E L C E S E L T i T ' D E İ Z L E N İ R Turkish • Russian Relations through the Centuries YÖNHMI-N (DiRtr.ıtd by): IÜİİIN IRAKSUM KuRqu (Edıııd by): MusiAfA ONAI YApiMcı (PI«XIUCKI by): TÜİİN IKARSIAN, YIIMA/ YIMIRIM KAMI KA (CAMMIA): I<,IMIN BAykAİ, SAbni SAVCI Mü/ik (Musk): CAN AniU t n • r , n 4 «; i O6-1VO OV.*«, •l.v> lıi 911 I I ; « I I (h 44 Kocaman bır karasınek açık pencereden odaya gırdı tepemde dolaşmaya başladı - 77777 Karasıneğın vızıldamasındakı 'z' sesı zammı çağ- rıştırdı Hoca moca ımam mımam, Tansu mansu, darbe marbe yalan malan dolan molan derken Refahçı ıktıdar zam ustune zam yapıyor Zam çar- şı pazarın her yanına karasınek gıbı konup kalkı- yor, "adıl duzen" numaracılarının umursadıkları yok1 Zam, zam, zam1 Halkın anası ağlıyor Nec- mettin ın gozlerı velfecn okuyor • 'Necm' yıldız demektır, 'nucum' yıldızlar anlamı- na gelır 'Necm-ud-dın' dının yıldızı1 Ancak bızım Necmettın, dının yıldızı değıl, polıtıkanın yıldızı1 Kaç yıldan ben sıyasetın demırbaşı sayılan Hoca şımdı hukumette nafile namazı kılıyor Ben de bo- zulup odamdakı karasıneğı Necmettın Hoca'nın başına saldım - 77777 Hoca - Ne zızlıyorsun? - Zamlardan zızlıyorum - Ne olmuş yanı7 i - Halk ağlamaklı -• - Kımse zzzırlamasın - Ev kadınları çarşıda pazarda yakınıyorlar. Zzzennelere yuz verılmez - Hanı nerde adıl duzen"? - Zzzamanı var - Muhalefet dıyor kı - Zzzamırı meydandadır hepsinın - Enflasyon yukselıyor - Zzzarureten - MGK'de yedığın zzzapartayı ıçıne sındırdın ama - Zzzevahın kurtardım ya, sen ona bak! - Kımden çekınıyorsun"? - Zzzabıtlerden - Ne yapmayı duşunuyorsun? t - Ordunun zzzanna bakacağım - Ne yapacaksın"? - Zzzalımlerden koruyacağım şenatçılan... - Laık kesım? - Zzzokayı yıyecek - Ne zzzaman'? - Zzzevale yaklaşıyoruz i - Pekı zzzamlar? î - Zzzırvalama' << -Hoca, ışın çok zor, hem durmadan zam yapıyor- sun, hem zanların altındasın 1 - Zzzor hesap sorarlar bana - Tansu Hanım'? - Zzzavallıyla uğraşma - Hukumetın omru 9 - Zzzamımeten uzayacak - Koltuğu bırakacak mısın? - Ancak zzzabıta zzzoruyla bırakınm . • Necmettın Hoca kararlı 1 Koltuk sevdası Erba- kan'ın gozunu oylesıne karartmış kı her şey bu zzzata vızzz geJıyor gıttı gıder derken zam ustune zam yapıyor Yazıyı noktaladıktan sonra Yazıışferı Muduru Ib- rahim Yıldız'a verdım Yıldız ' "" V - Abı, dedı, z harfıne zam yapmışsın .. * - Modaya uydum, dedım BAŞSAGLIGI Değerlı Genel Mudur \ardımcımız Sayın Ertan Cıllov un babası Genel Kurul umuzun uyesı ve denetçısı olarak uzun vıllar başanlı hizmet veren Sayın Prof Dr Haluk Cıllov un amcası MES'UT RIZA CİLLOV Hakkın rahmetıne kavuşmuştur Uzuntumuz sonsuzdur Merhuma Allah'tan rahmet. kederlı aılesıne başsağlığı dılenz B4SIN İL.4JN KIRUML \IENSLPLARI VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Yıldız Teknık Lnıversıtesı mezunu, YTÜ Vakfi Yonetım Kurulu uyesı Y T U Mezunlar Derneğı Başkanı Yuk Muh Sayın Vaşar BÜY ÜKÇFTİVın annelen Savm ÖIVIRtYE BÜYÜKÇETİN Hanımefendı'nın vefatını uzulerek oğrenmış bulunuyoruz Acılı aılesıne sabırlar ve tum Y T U camıasına başsağlığı dılenz \1LDIZ TERJNIK ÜNİyERStTESl REKTÖRLLĞÜ B U G U N T R T - 1 S A A T : 2 2 . 2 5 KORKUTELİ ŞULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo 1997 1 Da\acısı Korkutelı \azır Koyu nden Vlusa Bucak- lı, davalılan ılçe Bavatbademlen Koyu'nden Atıke In- ce ve arkadaşlan alevhıne mahkememıze açmış oldu- ğu ıştırak halındekı mulkıyetın muşterek mulkıyete donuşturulmesı davasının mahkemerruzce vapılan açık yargılama sırasinda venlen ara karan gereğınce. Da- va konusu edılen Korkutelı ılçesı Yazır Koyu'nde ka- ın 999 parsel savılı taşınmazda hıssedar olarak malık gozuken davalılar Korkutelı Ba>atbademlerı Ko- yu'nden Evup Çetın Mustafa Çetın Şukrıve Çetın. AdnanÇetın Havnve Çetın Husevın Çetın, Mehmet Çetın Melahat Çetın Ibrahım Demırve Fatıh Demır Fatmana Çetın Ercan Demır ınadlannaçıkanlanteb- hgatlann tanınmadıklanndan bahısle teblığ edıleme- dığı, zabıta manfetıvle yapılan araştırma sonunda da açık adreslennın tespıt edılemedığı anlaşılmakla, Yukanda belırtılen davalılann duruşma gunü olan 14 5 1997 gunu saat 10 00 da mahkememız duruşma salonunda hazır bulunmalan veya kendılennı bır ve- kıl ıle temsıl ettırmelen duruşmava gelmedıklen ve bırvekıl ıle temsıl edılmedıklen takdırde>argılama) a devam edılerek yokluklannda karar venleceğı hususu dava dılekçesı ve duruşma gunu ve saatı teblığı \enne geçerlı olmak uzere ılanen teblığ olunur 1 4 1997 Basın 16896
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle