23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 NİSAN 1997 PERŞEMBE 14 KULTUR Oliviero Toscani, Benetton'un afişlerinden derlenen 'Mesajlar Sergisi' için İstanbul'da 6 Sanatçı smır tanrnıamah'• Toscani, Benetton kampanyalannı, toplumsal sorunlann eksenine oturtup kamuoyunda duyarlık yaratmak amacıyla hazırladıklannı belirterek, "Ben, yol açılan tartışmalann yoğunluğunu ve coşkusunu kampanyalann ne denli güçlü olduğunun kanıtı olarak görüyorum" dedi. Toscani, hiçbir sanatçının kendisini sınırlamamasını, sınınn ve sansürün insanlan ileriye götüremeyeceğini de vurguladı. Kültür Servisi-Oliviero Toscani, Uni- ted Colors of Benetton için 15 yıldır ha- zırladığı reklam kampanyalan afişlerin- den derlenen "Mesajlar Sergisi" açılışı- na katılmak ûzere tstanbul'a geldi. Oli- viero Toscani, Kabataş Kültür Merke- zi'nde dün düzenlenen bir basın toplan- tısında reklam dünyasındaki uygulama- lara ilgınç örnekler verdi. Toscani, büyük tartışmalara yol açan fotoğraflan hakkındaki sorulan. "Biz Benetton kampanyalannı, toplumsal so- runlann eksenine oturtarak, kamuoyun- da duyariık yaratmak amacıyla hazırb- yoruz. Ben, yol açılan tartışmalann yo- ğunluğunu ve coşkusunu kampanyala- nn ne denli güçlü olduğunun kanıti ola- rak görüyorum. Her ülkenin kendisine ait kültürü var. Bu yüzden farklı reaksi- yonlaria karşilaşılması normaktir" diye- rek cevapladi. Bir fotoğrafın hangi reaksiyonlan ala- cağının önceden anlaşılamayacağını be- lirten sanatçı, esas olanın fotoğraf üret- mek olduğunu, tartışmalara yol açmak olmadığını da dile getirdi. Reklam fotoğ- rafçılığının çok kısa sürede rüketildiği- ni, bu yüzden sürekli üretim halinde olunduğunu belirten Toscani, eskj fbtoğ- raflanndan oldukça memnun oldugunu aynca, kendi çalışmalannda bulunan öğelerin kural olarak kabul edilmemesi gerektiğini de ıfade etti. Toscani, fotoğrafı oluşturma aşama- sında ilk önce görüntüyü kafasında tasar- ladığını, tüm öğeleri bir araya getirdik- ten sonra ıse fotografin tamamlandığını belirtti. Bir şirketin büyümesinin sadece reklam kampanyası ile olmayacagını di- le getiren Toscani, bu işin birekip işi ol- dugunu vurguladı. Fotoğraflannda zıt öğelerin öne çık- masını farklılıklardan hoşlanıyor olma- sıyla açıklayan sanatçı, bu zıtlıldann in- sanlan ürküttüğünü, bu yüzden de işin başından beri bu zıtlık kavramını irdele- diğini belirtti. Reklam kampanyalanndan "Çok pa- ra kazamyor musunuz" sorusunu, "Dü- ğün fotoğirafçılan benden daha çok ka- zanıyor" biçiminde yanıtlayan Toscani, hiçbir sanatçının kendisini sınırlamama- sını. sınınn ve sansürün insanlan ileriye götüremeyeceğini de dile getirdi. Haya- tınm en iyi fotoğrafinı çekmek gibi bir kaygı taşımadığını belirten sanatçı, sade- ce kendini keşfetmeye çalıştığını da söz- lerine eldedi. Toscani aynca, Benet- ton'un Bosna'da açılmasının insanlara birumut ışığı olacağını, savaşın izlerinin bu gibi çahşmalarla silinebileceğini de belirtti. Oliviero Toscani bugün aynca, Benet- ton'un 15 yıllık kampanyalanndan der- lenen "Mesajlar Sergisi" kapsamında, Mimar Sinan Auditonum'da saat 11.00'de bir konferans verecek. Colette 9 in unutulmuş yapıûarıyayımlanıyor Kültür Servisi - Parisli yayımcılar, Fransız yazar Colette'in, Ikinci Dünya Savaşı sonlannda yazmış olduğu ıki ya- pıtını. yeni eleştırilerle okuyucularasun 1 maya hazırlanıyor. Colette"in unutulmuş iki yapıtından biri olan 'De la patte a L'aile' (Kanattan Pençeye) adlı hayvanlar kıtabı daha ön- ce hiç yayımlanmamış. Paris yaşamını anlatan 'Trois-six-neur (Üç-AItı-Do- kuz) adlı kitabı ise 1945'te yayımlan- mak üzere yaymevine gelmiş. ama bir köşede unutulmuş. Colette'in yayımcısı Pierre Zech, 'Trois-siK-neuF adlı kitabm Buchet-Cas- tel Yayınevi'ndeki kayıtlarda bulundu- ğunu, hatta 20 Ekim 1945'te yayımcı Edmond Buchettarafından okunduğunu ve kitabın yayımlanmasından sonra hay- li iyi satış, yapacağını not ettiğini belir- tiyor. Kitap, 1945'te 400 kopya olarak hazırlanmış. fakat daha sonra tümüyle unutulmuş. Pierre Zech, yayınevinin mahzeninde yaptığı uzun süreli araştır- malardan sonra kitabın tümünü bulmuş. Colette Zech'in keşfettiği, Colette'in hayvanlar âlemine yönelik bu kitabı, hayvan yaşa- mı; kurbağa, yengeç ve sincaplar üzeri- ne aynntılı bilgiler veriyor. Bu iki kitap, Roger Castel ve A. Dig- nemont tarafından yapılan illüstrasyon- larla bu hafta satışa sunulacak. 1954 yı- lında ölen Sidonie Cabrielle Claudine Colette,'Cheri','GigT ve 'Claudine'ad- lı kitaplanyla ününe ün katmıştı. Grafikerler IstanbuTda bulıışuyor Kültür Servisi - Grafikerler Meslek Kuruluşu ve Mimar Sinan Üniversitesi Grafik Bö- lümü, 4-9 nisan tarrtıleri ara- sında tstanbul'da Grafıst *97' Istanbul ULusiararası Grafik Mar> Mulh'n (Irlanda) ve ts- railli tasanmcı Yossi Lemel. Türkiye'den Bülent Erkmen, Ingiltere'den de fotoğraf sa- natçısı ve tasanmcı çift Barba- ra ve Zafer Baran konuşacak- 0; .kinlik düzenliyor. Grafıst '97 kapsamında In- giltere, Kanada, Israil, Urugu- ay, Belçika. Isveç, Irlanda ve Almanya'dan profesyonel ta- sanmcılann katılırruyla semi- ner, sergi ve workshoplar yer alacak. Workshoplara ve se- minerlere katılmak üzere tsra- il'den 15 tasanm öğrencisi Is- tanbuFa gelecek. Aynı günler içinde Icograda Grafık Tasa- nm Demekleri Uluslarararası Konseyi Yönetim Kurulu, 1997 yılı ikinci toplantısını Is- tanbuFda gerçekleştirecek. MSÜ Oditoryumu'nda 7 ni- san pazartesi 10.00-18.00 ara- sında Icograda yönetim kuru- lu üyeleri, G. Schockaert (Bel- çika). MkhaelHardt (Alman- ya), David Grossman (Israil), zel Sanatlar Fakültesi'nde 8 nisan salı günü 10.00-12.30 arasında düzenlenen seminer- de Kanada'dan Albert Ng. îs- veç'ten Anders Suneson, Tür- kiye'den Sadık Karamustafa ve Icograda Next Generation temsılcisi Didem Özbek ko- nuşmacı olacaklar. MSÜ'de pazartesi günü 14.00-18.00 saatleri arasında BGV Bikem Özsunay Grafik ve Tasanm Vakfı'nın GMK ve MSÜ ile ortaklaşa dâzenledığı 'Tflsa- nm ve RöprodüksıyeBJHakU- n' konulu yuvarlak masa top- lantısına ise Albert Ng, And- res Suneson. Prof. Ergun Öz- sunay ve thsan TeüioğJu katı- lacaklar. Alman tasanmcı Heünut Langer' in 5 kıta ve 50 ülkeden tasanmcılarla birlikte gerçek- leştirdiği 'Nükleer Denemeie- re Karşı Faks Afişleri ve BP Krokovv Afiş Pnıjesi Sergileri' baslıkh sergi de 4 nisan cuma günü MSii^rmdikir'Osrnîtti 1 Hamdi Bey Salonu'nda açılı- yor. Etkınlikler kapsamında Isralli öğrenciler ile MSÜ öğ- rencileri workshoplar düzen- leyecekler. Bu çalışmalar so- nucu ortaya çıkan ürünler M- SÜ'de sergilenecek. 'TÜYAP için kararyeri mahkemedir' Kültür Servisi - Istanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, TÜYAP Kitap Fuan'na ev sahipliği yapan Tepebaşı'ndaki binanın boşaltılması yolunda karar aldı. Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önerisiyle meclisten geçen karan Refah Partili üyeler de destekledi. Konuyla ilgili olarak Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan TÜYAP Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal, belediye meclisinin aldığı karann uygulanması için tek yetkili makamın mahkemeler oldugunu belirterek meclis karannın yaptınmı olmadığını söyledi. Konunun yargıya aktanldıktan sonra tarüşılabileceğini söyleyen Bülent Ünal, binanın bakımmın TÜYAP tarafından iyi yapılmadığı yolundaki gerekçeyi gerçekçi bulmadığını söyledi. Ünal, "TUYAP, Tepebaşı'nda 10 küsur yıldır var. Bu süre boyunca civanndaki parkın da bakımını üstlendi. Bütün bunlar gerçekçi iddialar değil, bahane gösteriliyor" diye konuştu. Saraybosna'da usta bir yönetmen MURATÖZER Araştırmaktan, yeni bir şeyler orta- ya çıkarmaktan, in- sanlan şaşırtmaktan vazgeçmeyen. bun- lann da ötesınde "a- vant garde" tavnnı ölene kadar sürdür- meye niyetli görü- nen Fransız sinema ustası Jean-Luc Go- dard'ın son filmi "Daima Mozart" (Forever Mozart) da 16. Uluslararası Is- tanbul Film Festiva- li'nin konuklan ara- sında. Birfilminçekim- lerine başlanacakür, ancakoyuncu seçimın- de kesin karar bir türlü verilememektedir. Bunun üzerine yönetmen, Musset'nin bir oyununun Saraybosna'da sahnelenmesine yardımcı olmaya karar verir. Ancak yakla- şan savaş. onun buradan uzaklaşmasına ne- den olur. Çekmeye çalıştığı filmine döner, ama bunda da bir türlü başanlı olamaz... "Yeni Dalga"yla birlikte doğan büyük si- nemacı Jean- Luc Godard. "Daima Mo- zart"la Saraybosna'da yaşananlara "kendi gözlüğüyle" bir bakış atma denemesine gi- rişisor. Birleştiklerinde bir bütün oluştur- mayan dört filmden oluşan yapıt, adeta bir eve dönüşmeyen dört duvar gibi. Venedik Film Festivali'ne katılan, ancak ilk elemelerde saf dışı kalan bu Godard film, sinema-tiyatro-müzik- savaş dörtlüsü- nün bir aradalığından güç alan "farklı" bir yapım. Yönermenin "çizgi ötesi" sinema anlayı- şının "son model" bir ürünü "Daima Mo- zart". Ancak yeni bir "A Bout de Souffle- Serseri Âşıklar" (1959) ya da "Mascufin Feminin-Erkek Dişi" (1966) beklemeyin! Bu beklentıleri aştığınız takdirde. Madele- ine Assas, Ghalia Lacroix, Vkky Messica, Frederic Pierrotve Harry Cleven'in başrol- lerini paylaştıkları bu Godard filminden de değişik tadlar almanız mümkün. 1950'lerden bu yana aralıksız film çek- meyi sürdüren Jean-Luc Godard, sürekli olarak sinema dilini değiştirmeye yönelik çalışmalar yapan bir sanatçı. "Yeni Dal- ga"nm en verimli üyeleri nden biri olan us- ta yönetmen, "deneysel" sinema ile "tica- ri" sinemayı harmanlamaya kadar giden bir "Arayış"ın takipçisi. Bir öykü beyazperdeye en iyi nasıl akta- nhnn peşinden gidip, çoğu zaman eleştir- menlerce dışlanan bu çağdaş sinema ada- mının her filminde olduğu gibi "Daima Mozart"ta da "yenilikçi" bir tavn sezin- leyebilirsiniz. (85 dakika) |i6.oıusmRnRASi İSTAHBUl FİtM FISTİMli B U C Ü N EMEK: Gece lnerken (12.00- 18.30), Daima Mozart (15.00-21.30) FİTAŞ-1: Dekalog 7-8 (12.00-18.30),Bir Suçlunun Yaşamı (15.00-21.30) FtTAŞ-3: Üç Arkadaş (12.00), Zıkkımın Kökü (15.00), Işıklar Sönmesin (18.30), Bütün Kapılar Ka- pahydı (21.30) FÎT.\Ş-5: Benim Küçük TathKöyüm( 12.00-18.30), Erotik OyküleT II (1) (15.00-21.30) REKS:Şişman (.12.00), Yolculuk (15.00), Oksede- ki Tarla Kuşlan (18.30), Seni Sevmeyeceğim (21.30) Y A R I N EMEK: Tieta (12.00- 18.30), KamaSutra (15.00- FİTAŞ-1: Dekalog 9-10 (12.00-18.30), Ölüm Bahçe- si (15.00-21.30) FtTAŞ-3: Kış Çiçeği (12.00), SeksiSadie(l 5.00- 21.30), Dırejan (18.30) FTTAŞ-5: O Eski Güzel Günlerin Sonu (12.00- 18.30), Şişman (15.00- 21.30) REKS: Mucizeler Sokağı (12.00), Nenetre ile Boni 05.00), Durgun Sular De- rin Akar (18.30), Burju- vazinin Gizli Çekiciliği (21.30) Müzik kutusuna sıkışmış erotizm CUMHUR CANBAZOĞLU Luis Bunuelin Meksika'da çekti- ği ve sonra aynı konuyu Avrupalı oyuncularla daha iyi yansıtabilece- ğini itirafettigi' Bir Suçlunun Yaşa- mı' Archibaldo de la Cruz adlı kah- ramanm erotik saplantılan üzerine oturtulmuş ilginç bir analiz filmi. Yüksek sosyeteye mensup Mek- sikalı genç Archibaldo de la Cruz çocukluk günlerine kadar giden bir şartlanmayla kadmlan öldürme ar- zusuyla yaşar. Annesi küçükken ona üzerinde balerin olan bir müzik kutusu hedi- ye etmiş, kutunun yardımıyla her di- leğinin olacağına inandırmıştıronu. Archibaldo kutunun gücünü ilk kez bakıcısı kadını ortadan kaldırmak için dener; aynı anda bakıcı, Meksi- kah devrimcilerin sokaktan attıkla- n bir serseri kurşunla ölür. Bakıcıyı kendinin safdışı ettiğine inanan Arc- hibaldo'nun zafer sahnesi beyaz ba- cağı takip eden siyah bir jartiyer ve bovundaki bir miktar kanla akıp gi- der. Archibaldo'nun cinayet saplantı- sı zamanla erotik bir çekiciliğe dö- nüşür. Her seferinde Archibaldo'nun beyninde oluşan sahnedcki müzik kutusu onu kadmlan öldürmeye teş- fık eder ama bu girişimlerinde ba- şanlı olamaz... Bunuel'in Rodolfo Usigli'nin ro- manından alıp Eduardo Ugarte ile sinemaya uyarladığı bu gerçeküstü rafıne senaryo Katolik eğitimin sa- katlığını ve annenin kötülüğünden kurtulma içgüdüsünden doğan öl- dürme. yıkma ve mahvetme isteği- ni kara komediyle çok çarpıcı bir dille veriyor izleyiciye. Afa Yayınlan'ndan çıkan Luis Bu- nuel- Son Nefesim adlı kitaptan Bir Suçlunun Yaşamı'yla ilgili ilginç bir bölüm aktaralım: "Fıhnin bir sahnesindc baş oyun- cu Emesto Alonso bir seramik fin- nında oyuncu Myroslava'nın aynen benzeri olan bir mankcni yakıyordu. Ne yank ki çekimden kısa bir süre sonrada Myroslava umutsuz aşkınm kurbanı olmuş ve intihar etmişti. Kendi isteği üzerine de cesedi yakıl- mışû." IŞBLDAK YE YELPAZE ATİLLA BİRKİYE 'Sakıncalı1 Fotoğraflar Çok merak ediyorum bu kadar tepki alan, gfttiği yerierde bu kadar protesto edilen başka bir kültür bakanımız var mı? Ya da bir başka bakanımız? Bir önceki Kültür Bakanı için "talihsizlik" diye yazmıştım; şimdikisi için tanım bulmak öyle kolay değil; ne demeli bilemiyorum... • • • Geçen salı günü basında yer almıştı: Ankara'da Kütüphaneciler Haftası nedeniyle Milli Kütüpha- ne'de açılması tasarlanan Sınırtanımaz Fotoğraf- çılar Grubu'nun sergisi "sakıncalı" ("müstehcen") bulunmuş. Cumhuriyet gibi bazı gazeteler haberi birinci say- fadan verdiler. Radikal'de de sakıncalı bulunan fo- toğraflardan biri yer alıyordu. Serginin açılışından önce, Kültür Bakanlığı yet- kilileri, iki fotoğrafı sakıncalı bulmuş ve sergiden çı- kanlmasını istemiş. Sanatçılar da yerinde bir dav- ranışla, onurlu bir davranışla, sanatçrya yakışır bir davranışla fotoğraflann tümünü sergiden çekmiş- ler. Bu sansür olayı, basında bazı gazetelerin birinci sayfasında yer aldı. Yani bu sansür olayı, gazete- lerin yöneticilerine göre birinci sayfadan "verile- cek" bir haber niteliği taşıyordu. (Bazı gazetelerde de bırakın birinci sayfayı, hiç yer almadı! Doğrusu, film festivalinin rüzgânna kapıldığımdan televizyon haberlerinden epeyce uzağım; haberi gazeteler- den okudum.) Tersinmeci bir açıdan bakarsak ne birinci sayfa- da yeri vardı ne de haber değeri vardı bu olayın. Ni- ye mi? Çünkü Refahlı bir Kültür Bakanlığı'nın (ve yetkililerinin) tavn başka nasıl olabilirdi? Başka ne bekliyoruz ki... Başka ne beklenebilir ki... • • • Kültür Bakanlığı, hep yazageldiğimizi bir kez da- ha yineliyorum, Istanbul'un gözbebeği kültür ku- rumlanndan biri olan Istanbul Kültür ve Sanat Vak- fı'nın düzenlediği festiyallere "ciddi" bir yardımda, katkıda bulunmuyor. Örneğin, şu günlerde Istan- bul'a bir başka anlam katan Film Festivali'ne "ye- terii" bir katkıda bulunmuyor. Büyükşehir Beledi- yesi de bulunmuyor. Tiyatroya, sinemaya, plastik sanatlara, edebiya- ta katkıda bulunmuyotiar... Niye bulunsunlarki... Refahlı bir belediye, Refahlı bir Kültür Bakanlığı çağdaş ve uygar olan sanat etkinliklenne; sanata, kültüre, sinemaya, edebiyata, çağdaş olan her şe- ye niye hemangi bir yardımda, katkıda bulunsun... Aslında katkıda bulunmalan, bir "bağış" değil, görevlerinin bir parçası; bulunduklan, seçildikleri "yer"lerdeki varlık nedenlerinden biri, en başlıca- sı... ••• Bu bağlamda, Refahlı da olsa (sanatsal yaratım- dan ödün vermeden) Kültür Bakanlığı'ndan, bele- diyelerden sanatsal yaratımlara, küttürel etkinlikle- re katkı "istemeyi" de olumsuzlamıyorum. Tersine istemek gerekir; varsın vermesinler... . UT Olumsuzlamıyorum gi^nkü; kimın parasını kjme ver(m)iyodar, kimin malını kimden saklıyorlar. Her türlü politik ilişkinin dışında, sözü geçen ku- rumlar; sanatı, kültürü, maddi olarak "ciddi" bir bi- çimdedesteklemeli, ellerindeki çeşitli kamusal ola- naklan sunmalı. O paralar ve olanaklar partilerinin malı -ya da dünya görüşlerinin hizmetinde- değil; bu toplumun, bu devletin. bu halkın malı... Ama gel gör ki bizde böyle olmuyor. Nesnel, çağ- daş ve estetik ölçütlerin yerini politik, ideolojik ta- vırlar ile özel ilişkiler alıyor. Bu tür durumlar, Refah'ta kuşkusuz, daha çok gündeme geliyor; geliyor, çünkü "çağdaşlık" kav- ramı üzerinde derin bir aynlığımız var... Türk minyatüpünde geçmişten gümimüze kadın • Kültür Servisi - Türk minyatür sanatı içinde yer alan ve özellikle XVII ve XVIII. yüzyıllara ait kadın minyatürlerinden örnekler sunulacak. KJasik minyatür tekniğiyle yapılmış çağdaş ve özgün yorumlar (Edremit yöresi folklorunda kına gecesi, efsanesi sahneler) yer alağı sergide, yurtdışı koleksiyonlarda görülen ve Türkiye'de henüz bilinmeyen kadın konulu minyatürler özellikle Paris Ulusal Kütüphanesi'nde bir albümden seçilerek sergilenecek. Çağdaş yorumlar, Cerrapaşa Tıp Fakültesi Deontoloji Kürsüsü Başkanı Ord Prof Dr. Süheyl Ünver'in nakkaşhanesınde Prof. Gülbün Mesara, Prof. Ülker Erke, Prof. Dürdane Ünver tarafından yaratıldı. Bugün başlayan sergi, 16 nisan tarihine dek sürecek. Kocamustafapaşa'da tiyatro • Kültür Servisi - Çağdaş Yaşamı Destekleme Demeği tarafından 23 Nisan 1996 tarihinde açılan 235 koltuklu Kocamustafapaşa Tiyatrosu'nda 3 nisan perşembe günü AST'ın 'Inadına Yaşamak' adlı oyunu sahneleniyor. Halen eğitim merkezi olarak çalışan tiyatroda çocuklara yönelik drama, lngilizce, satranç. folklör ve müzik dersleri, yetişkinlere okuma- yazma vitray, el becerileri kurslan ücretsiz olarak sürüyor. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği 'Ülkemizi Misak-ı Milli smırlan içindeki bütünlüğü ile Atatürk devrimlerinin ışığmda çağdaş uygarlık seviyesine yükseltmek' düşüncesinden yola çıkarak tüm profesyonel ve amatör sanatçılan salonuna davet ediyor. Makedonya dilinde çocuk kitabı • Kültür Servisi- Mustafa Rufu Şirin'in 'Masal Mektuplar' adlı çocuk kitabı, Makedonya'da yayımlandı. Makedon şair Svetan Stanoeski ve Dişo Ülkü tarafından 'Düşlemeler-Cohobhja' adıyla Makedonca'ya çevrilen kitabı, Ended Dandul resımledi. Mektup türünde yazılmış ilk çocuk kitabı kabul edilen 'Masal Mektuplar', bir bebeğin annesine yazdığı düşsel mektupla başlayarak çocuğun yakın çevresindeki kahramanlara yazdığı ve kendisine yazılan mektuplardan oluşuyor. Kitabın telif hakkı, yazar tarafından Makedonya'da Türkçe eğitim yapan okullarda okuyan çocuklara bağışlanacak. Antalya Kültür Merkezi etkinlikJeri • Kültür Servisi - ,\ntalya Kültür Merkezi, 4-5 nisanda Mersin Devlet Opera ve Balesi'ni; 11 nisanda da ünlü yonrmcu Özdemir Erdoğan'ı ağırhyor. Mersin Devlet Opera ve Balesi. dünyaca ünlü 'Carmen' ile Ulvi Cemal Erkin'in "Köçekçe' adlı eserinden oluşan iki perdelik 'Carmen Köçekçe' balesini sahneleyecek. Antalyalılar 11 nisanda ise Türk halk müziginden özgün caz örneklerine kadar uzanan yelpazede Özdemir Erdoğan'ı dinleyecekler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle