Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 NİSAN 1997 PAZARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI 17
Isanbul
Eirne
Çnakkale
Kcaeli
iziır
NAnisa
Adın
Onızli
PB
PB
PB
PB
AB
AB
AB
AB
14
19
18
17
20
20
19
19
Sinop
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Konya
Eskışehır
Sıvas
HB
Y
Y
Y
PB
PB
PB
Y
14
12
12
12
15
16
14
15
Zcnguldak PB 14 Antalya AB 19 Kars
Adana
Mersın
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkârı
Van
HB
PB
Y
PB
Y
Y
Y
Y
20
19
20
23
20
21
14
15
13
Londra
Parıs
Roma
Yurdun kuzey vedoğu ke-
sımler parçalı bulbtlıu,
Orta ve Doğu Karadentz,
'Ç Anadolu'nun kuzeydo-
ğusu, Doğu Anadolu'nun
kuzey ve doğusu ve Gu-
neydoğu Anadolunun do-
ğusu yagışlı otekı yerler
parçalı ve az buiutlu ge- Berlin Y
çecek Orta ve Dogu Ka- « t d Y
rademz kıyılannda sağa-
M m s I e r
'
J d
" ' '
nak yağmur, dığer yerler- Madrid PB
de gokgurultulu ve sağa- o ^
nakyağışşeklınöeolacak,
a o
' y
d
^ava s caklığı doğu oolge- Brüksel
lenmızde Dtraz azalacak
Y 17
Y 16
20
18
16
23
Y 17
17
Budapeşte Y 19 Münih
Atına
Mılano
Oslo
Helsınki
Stockholm
Belgrad
Vlyana
Bonn
PB
Y
PB
Y
PB
Y
Y
Y
2Ü
24
12
9
10
21
15
17
16
ASYA
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bışkek
Tiflis
Kahıre
PB
PB
PB
Y
Y
PB
Y
AB
12
34
28
26
20
28
17
24
Şam PB 20
Parçalı btiuttu Kari!
AYDINLANMA EMRE KONGAR
Sulukar > Gok gûrültülü
C U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
I Baştarafı 1. Sayfada
restleşme palavrasına değıniyor. "ikilinin" sadece
"çkış yolunda ayn düştüklerini" yazıyorduk.
. Biri yasa tasarısı istiyordu, öteki yasa önerisiyle
yetınmeyi.
Ama ikilinin hedefı bize göre aynı noktada kesi-
şivordu: Kesintisiz 8 yılı TBMM'ye verelim. Orada
160 RP askeri, RP'ye yakın BBP'den 6 kahraman,
ANAP ile DYP'den gelecek Islamcıl oylaria "8yılın
çerkına okumayı" hesaplıyoriardı.
Birleştikleri nokta "dosta düşmana, sivile aske-
' re MGK karartan doğrultusunda gerekeni yaptık-
' lan izlenimini vermek" diyorduk.
Şaibe -Takkeli de MGK'de bu görüşe katılacak-
tı- düzenlemeyi, "sorunu Meclis iradesiyle çöz-
mek" diye yüksekte uçan bir tanımlamayla bitiriyor-
du.
Oyun tuttu. Takkeli son dakika yasa önerisinden
- vazgeçti, takıyyecı kımliğinı maske yaparak tasarı-
• yi ımzalayacağını bildirdi.
MGK'de de ağzından bal damlıyor Takkeli'nin;
' "Burast çağdaş Türkıye. Elbette 8 yıl kesintisiz eği-
time karşı değiliz. Böyle uygulanacaktır" diyor.
MGK'nin asker kanadı, belki Cumhurbaşkanı şaş-
kınlık ıçinde. Vay vay vay diye geçıriyorlar içlerin-
den.
8 yılla ilgilı tasannın Bakanlar Kurulu'nda görüşül-
dükten sonra Meclis'e gönderileceğini açıklayan
Takkeli, tezgâhın can damarını konuşmasının so-
- nunda söylüyor:
"Buna (8 yıla) elbette ki milli iradenin hâkim ol-
duğu Meclisimiz karar verecektir" diyor.
TaKiyyecılik, yalancılık, ikiyüzlülükle yoğrulacak
bütün gelışmelerin tümü bu kısa cümlenin içinde
yatıyor.
Amaç ve niyet
Takkeli'nin MGK'deki söylediklerinde gerçekten
inandırıcı bir içtenlik olsaydı, çağdaş Türkıye karar-
lılığını birkaç gün önce harekete geçirebilir, tasarı-
yı imzalanması ya da müzakeresi için Bakanlar Ku-
rulu'na getirdiğinı açıklayabilirdi.
Karakolda doğruları söyleyip mahkemede şaşan
benzerleri gibi sözüne inanmak olanaksız. Son
adımda takıyye yapmadığını kanıtlayabilmek için
MGK'nin önüne bir belge ile çıkabilirdi.
Şaibe ile Takkeli bir oyun kuruyorlar. Milli irade-
ye bağlılığı tartışılmaz kurumlara karşı "Meclis'ibir
koz olarak" kullanmaya hazırlanıyorlar.
Ikili MGK'de TBMM'den çıkacak sonuca razıy-
mış gibi görünürken aynı saatlerde RP Genel Sek-
reteri Asiltürk, çeşit çeşit TV'lerde "160 RP aske-
rine ANAP ve hatta DYP'den katılanlann ve
BBP'nın tam desteğiyle" tasarıyı reddettirmeye
tıazjr olduklarını açıklıyordu.
Takkeli, MGK'de öyle söyleyedursun, kamuoyu-
.na açık bütün platformlarda RP'nin küçük büyük
bütün öğelerı aynı dili kullanıyor.
Dikkat edilirse Takkeli sürekli olarak ulusal irade-
den özenle söz ediyor. Ne var ki grubunun MGK'de-
^ki sözlerine koşut oy kullanacağını asla söylemiyor.
'.- Grubunu bağlayacak ya da yönlendirecek tek
cümle kullanmıyor.
Bir grup kararıyla kesintisiz 8 yıl temel eğitimi
öteki partilerin ışbirliğiyle yasallaştıracağı güvence-
sini vermiyor.
Nedenini sorarsanız; "Meclis iradesine ipotek
koyamayacağım" öne sürecek. Laf!
• Hesaplı bir konuşmada "inandıncı teksözcük, tek
. cümle" kullanmıyor.
Askerlerin içtenlikle ifade ettikleri "çözümyerinin
TBMM" olgusunu yakalamış, Şaibe'yle birlikte "ar-
tık 'malum korkudan' sıynlarak cesaretlenmiş"', sı-
yasal oyunlan tezgâha koyuyorlar.
Ne var ki ikilinin cüretkâr planı -Şaibe dışındaki-
pek çok DYP'Iİ bakanda önemli bir kuşkudan kay-
naklanan büyük bir tedirginliğe yol açıyor.
Önce şu soruyu gündeme getiriyoriar. Ikili bu ta-
. sanyı Meclis'e göndermekle ne yapmak istiyor?
. Sonra yanıtı çok net biçımde veriyorlar:
: Tasarının reddini sağlayarak "TBMM ile TSK'yi
karşı karşıya getirmek!"
Üstelik Takkeli'nin laik cumhuriyeti koruyan ve
kollayanTSK'den "fevkalade" rahatsız olduğu, hat-
ta şerıat amacına varabilmek için TSK'yi en büyük
engel gördüğü ve...
TSK'yi "hizaya getirecek fırsat vezemin aradığı"
biliniyor.
Ola ki eline geçen fırsatı kutlanmak istiyor.
Ama TSK de Takkeli'yi tanıyor ve niyetlerini bili-
yor.
Meclis'te eğitim
I Baştarafı 1. Sayfada
DYP'nin muhafazakâr ta-
banına dikkat çekerek,
"TBMM'de 8 yıüa ilgili oy-
lanıa açık yapüırsa biz taba-
nımızın da tepkilerini dik-
kate alarak, kesintisiz mo-
dele o>' vermeyiz. 5 artı 3 for-
mülünü savunuruz ama ka-
pah oylama yapüırsa kesin-
. -tisiz 8 yüı savunuruz. Arka-
•daşlann büyük böliimü de
böyle düşünüyor" dedi.
RP Grup Başkanvekili
Salih Kapusuz ise 19. dö-
nemde CHP tarafından 8
yıllık kesintisiz eğitımle il-
• gili verilen bir önergenın
TBMM Plan ve Bütçe Ko-
. misyonu'nda kabul edildi-
ğine dikkat çekerek. "An-
cak biz devreye girdik, o za-
' man da hükümet ortağı
olan DYP'lilerle hatta şim-
diki grup başkanvekili Meh-
met Gözlükaya ile görüşe-
rek bunun düzeltilmesini
sağladık" dıyerek, TB-
MM'dekı sağ oylann kesin-
tisiz temel eğıtime karşı çı-
kacağı mesajını verdi.
•" Başbakan Erbakan. 8 yıl-
lık temel eğitim uygulama-
suı. "zamanayayma.sulan-
dırma" anlamı taşıyan eği-
tim reformu paketini imza-
lamakla yetinirken. henüz
imzaya açılmış bir tasan
bulunmadığı bildirildi.
RP'li Devlet Bakanı Ab-
dullah Gül. böyle bir tasa-
nyı kesinlikle imzalamaya-
cağını bildirirken. birçok
RP'li bakanın da aynı tavrı
sergileyece&ine dikkat çe-
kildi.
Çiller'in düşüncesi
Sorunun hukümette çö-
zülememesi durumunda
Çiller'in bu konuyu DYP
önerisi olarak TBMM'ye
getirebileceği öğrenildi.
TBMM'te 8 yıllık temel
eğitimin kaderini belirleye-
cek olan sağ partilerin san-
dalye dağılımı şöylc
RP: 160. DYP: 121.
ANAP: 127. BBP:7, DTP:
7. Toplam: 422.
Kesintisiz temel eğitimi
savunan sol partilerin san-
dalye dağılımı da şöyle:
DSP: 68. CHP: 49. Top-
lam: 117.
Parlamentoda bağımsız-
lann sayısı 9'u bulurken, 2
üyelik de boş bulunuyor.
Bayramı Sonsuzlaştıranlar: Güler, Kayra ve Karakaş
Bayramı nasıl geçirdiniz?
Siyasetin stresi ile mi?
Trafık sıkışıklığı içinde mi?
Havanın açmasını mı bekleyerek?
Yoksa, aralannda kurban parasını denkleş-
tirme sorunu da olan "bayram harcamalan
şoku" mu yaşadınız?
Saatleriniz el öpme ziyaretleri ile mi geç-
ti?
Ya da televizyon karşısında mı pinekledi-
niz yine?
Ben bu bayram, çok uzun bir süredir ha-
yalini kurduğum bir lüks yaşadım: Istediğim
tür müzik dinleyerek istediğim kitaplan oku-
dum. {"Bunun neresi lüks, sen istediğin mü-
ziği dinleyip istediğin kitaplan okuyamıyor
musun" diye sormayın. Yaklaşık beş yıldır ne
istediğim tür müzik dinleyebiliyorum ne de
istediğim tür kitap okuyabiliyorum.)
Kendimi, efsunlu müzik evreninde, lan An-
derson'un büyülü nağmeleri ile edebiyat
âleminin baştan çıkancı atmosferine bırak-
tım ve tüm sorunlanmı üç büyük yazann si-
hirli dünyaları içinde erittim.
• • •
Güler, Ara Güler.
Kayra, Cahit Kayra.
Karakaş, Turan Karakaş.
Her üçünün de esas mesleği yazarlık de-
ğil-
Ara Güler, dünya çapında çok ünlü bir fo-
toğrafçı.
Cahit Kayra, bir maliyeci, bürokrat-polrti-
kacı.
Turan Karakaş, birhukukçu, politikacı-bü-
rokrat.
• • •
Ara Güler'in kitabının adı, "Babil'den Son-
ra da Yaşayacağız."
Cahit Kayra'nın kitabının adı "Hoşça Kal
Bodrum."
Turan Karakaş'ın kitabının adı "Keloğlan
Demokrasi Diyannda."
Aslında birbirine benzemeyen kitaplar
bunlar.
Ara Güler'inki, müthiş bir duyarlılığı dışa
vuran evrensel öyküler. Bu öyküleri okudu-
ğunuzda, o objektiften bakan gözün ardın-
daki beyni ve yüreği görüyor, Ara Güler'in bir
fotoğraf sanatçısı olarak sımnı anlıyorsunuz.
Cahit Kayra'nınki Bodrum yerelinde bir ki-
tap. Tüm dünyaya ve insanlara ince bir mi-
zahtan süzülmüş, engin birsevgi ile bakıyor.
Turan Karakaş'ınki ıse hem bugünkü top-
lumumuzu hem de siyasetteki tüm çıkmaz-
lan mükemmel biçimde hicveden, üstün bir
zekâ ürünü, güzel bir edebiyat eseri.
Siyasetten mi sıkıldınız?
Bireysel sorunlannızın içinde kaybolduğu-
nuzu mu hissediyorsunuz?
"Kardeşim, bu ülkedeyaşanmaz" sendro-
muna mı yakalandınız?
REFAHYOL sizi de mi boğuyor?
Ya da "güzellikleri arayan" bir insan mısı-
nız?
Mutlaka, ama mutlaka, bu üç insanın bu
üç kitabını okuyunuz.
Adını verdiğim yapıtlar, bu üç kişiden iki-
sinin ilk ve tek kitaplan.
"İnsan tek kitapla 'yazaf hem de 'büyük
yazar' olurmu?" demeyiniz.
Lütfen bu kitaplan okuyunuz!
O zaman hem dünyanızın değiştiğini du-
yumsayacaksınız hem de bana teşekkür
ederek hak vereceksiniz.
Adını andığım her üç kitap için de, bu ki-
tapların yazarlan için de ayn ayn {bir kitapla-
rı, bir de kişilikleri için) ıkişer kitap yazılabilir.
Ama ben birkaç satırta yetinip gerisini si-
zin bu insanları bir yazar olarak keşfetme
zevkinıze bırakmak istiyorum.
•••
lyi ki onlar var.
lyi ki Cumhuriyet var.
lyi ki siz varsınız.
lyi ki ben bu yazıyı Cumhuriyet'te yazabil-
dim.
lyi ki siz bu yazıyı Cumhuriyet'te okuyabil-
diniz.
lyi ki siz, onlann bu kitaplannı da okuya-
caksınız.
Onlar, siz ve ben, Cumhuriyet aracıhğı ile
bir bütün oluşturuyoruz.
Öyleyse bir kez daha: lyi ki Cumhuriyet
var.
Medya notu: Medya mı daha kötü, poli-
tikacılar mı? Bu konudaki düşüncelerimi, 5
mayıs pazartesi günü saat 17.00'de Bülent
Dikmener Haber Ödülü dolayısıyla Gazete-
ciler Cemiyetı Salonu'nda yapacağım ko-
nuşmada belirteceğim. Hepinizi beklerim.
DYP'de mııhalefet bayrak açü
AYŞE SAYTV
ANKARA - REFAHYOL ortaklığının bozul-
ması için çaba gösteren istifacı bakanlar Yalım
Erez ile Yıldınm Aktuna, muhalifleri ortak ha-
reket etmek için toparlamaya çalışıyorlar. Erez,
"Mücadcleniiz yeni başhyor, tabanla kucaklaş-
ük" derken iki eski bakandan rahatsız olan ge-
nel merkez yönetimi, "Bu istifalarla Çankaya
hükümeti formülü suya düştü
n
yorumunu yap-
tı. DYP'nin bugün toplanacak genel idare kuru-
lu (GlK) toplantısında. çok sayıda üyenin hükü-
metten çekilme yönünde görüş bildirmesi bek-
leniyor.
Aktuna ve Erez'in bakanlıktan istifasıyla sar-
sılan DYP'de, gözler bugûn yapılacak GtK top-
lantısına çevrildı. Oldukça hareketli geçmesi
beklenen GlK'te aralannda Ankara Milletveki-
li İlhan Aküzüm. Denizli Milletvekili Haluk
Vlüftüler. Kayseri Milletvekili OsmanÇUsal'ın
da bulunduğu çok sayıda üyenin hükümetten çe-
kilme konusunu tartışmaya açmalan bekleni-
yor. Muhafazakâr kesimin ise 8 yıllık kesintisiz
temel eğitim girişimi nedeniyle Çiller'e yükle-
neceği belirtıliyor.
Yalım Erez'in başını çektıği parti içi muhale-
fet, toplantılarla strateji belirlemeye çalışıyor.
Sorulanmızı yanıtlayan Yalım Erez, "Ashnda
mücadetemiz yeni başhyor ve devam edecek. Biz
bu hareketimizle DYP tabanıyla buluştuk".dc-
di. DYP'de çok sayıda milletvekili ve seçmenin
RP ile hükümet ortaklığına karşı çıktığını belir-
ten Erez, "Ben onlann içinde yalnızca bir kişi-
yim. Bu hükünıvtin, bu ülkeye vereceği hiçbir
şey yok. Bunu parti tabanı da görüyor. Ben isti-
fam nedeniyle tabandan hep olumlu mesajlar al-
dım" diye konuştu.
Erez, 8 yıllık temel eğitim konusunda tavirla-
nnın sorulması üzerine de, "Hükümet sonınu-
nu eğitinıe endekslemek yankş olur. 1 ürki\e'de-
ki gerginliğin azalnlması. toplumsal uzlaşmanın
sağlanması \e rejimin güvence altına aJınması
için bu hükümetin mutlaka gitmesi gerekiyor.
Biz bunu sağlamak için her türlü girişimdc bu-
lunacağız" görüşünü dile getirdi.
DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı
Tansu Çiller'in muhalif hareketin önünü kes-
mek için Kayseri Milletvekili Ayvaz Gökde-
mir'e bakanlık önerebileceğine dikkat çekilir-
ken Erez ekibinde yer alan Izmir Milletvekili
Hasan Denizkurdu. istifalan "zincir harekâtı"
olarak değerlendirdi.
Aktuna ile Erez'in tabandan gelen talepleri
dikkate aldıklannı ve bundan sonra parti içi mu-
halefetin daha aktif olacağını kaydeden Deniz-
kurdu, "Bu bir halkayı genişletme olayi değiL, bir
zincir harekâtıdır. Zincirden bir halka eksilse
bile yerine konulacaklar olacaktır" görüşünü
dile getırdı. Muhaliflerden İlhan Aküzüm, iki
bakanın istifasıyla, muhalefetin "konuşmak"
yerine icraata başladığını ileri sürdü. Niyet-
lerinin "*bağcı>ıdö>
r
mekdeğil,üzümyenıek''ol-
duğunu söyleyen Aküzüm, "Türkiye, bunalımı
çözmek zorunda; bunun için de bizlere büyük
görev düşüyor. Bu münferit bir olay değil, des-
teği olan bir girişimdir" diye konuştu.
Aktuna: RP'lilere inanımyorum
tstanbul Haber Servisi -
Eski Sağlık Bakanı Yıldı-
nm Aktuna, RP'lilerin söz-
lerine güvenmedığini ve
inanmadığını belirterek
"MGK kararlaruu uygula-
ma konusunda kesinlikle
samimi olmadıklanna, hiç-
bir maddesini yaşama ge-
çirme konusunda ni\etli ol-
madıklanna yüzde yüz
kendim gibi eminim" dedi.
Aktuna, DYP lıderi Tansu
Çiller'in koalisyona "kol-
tuk" \üzünden devam etti-
ğini de söyledi.
Oğlu Öğul Aktuna ile
birlikte dün Belgrad Or-
manlan'nda yürüyüş yapan
eski bakana yurttaşlar sev-
gı gösterisinde bulundu.
Yüriiyüşten önce gazeteci-
lerle sohbet eden Aktuna,
Başbakan Necmettin Erba-
kan'ın 8 yıllık kesintisiz
eğitimi kabul etmesine kar-
şın RP Grup Başkanvekili
Salih Kapusuz un "Bunun
Meclis'ten geçmemesi için
bütün gücümüzle çaba sarf
edeceğiz" sözlerini değer-
lendirdi. Hükümetten aynl-
malannın nedeninin bu ol-
duğunu ve RP'li koalisyo-
nun Türkiye'ye zarar veitli-
ğini söyleyen Aktuna,
"RP'lilerin tepedenürnağa
hiçbirine inanmıyonım"
dedi.
Aktuna, RP'nin amacı-
nın iktidarda uzun süre kal-
mak ve belli hedeflere ula-
şabilmek olduğunu söyle-
di. Aktuna, RP'lilerin hep-
sinin ortak noktalannın
"devamh yalan söyiemek"
olduğunu savunarak Müs-
lümanlıkla yalancılığın na-
sıl bağdaştığını da anlaya-
madığıru bildirdi.
Aktuna, "Sıkıntı bence,
eğer Müslümanhk üzerine
tartışılıyorsa bir tarafta
yüzde99'u Müslümanoian
Türk halkı, bir tarafta da
bir avuç insan var. Bunlar
bir avuç, din sömürüsü ya-
pan ve gerçek inançh olma-
yan, çıkan için insanlann
inançlarmı kullanan insan-
lar" dedi.
Başbakan Yardımcısı
Tansu Çiller'e defalarca
koalisyonun ülkeye zarar
verdiğini söylediğini açık-
layan Aktuna, Çiller'in gö-
rüşlerine katıldığmı, ancak
"Hayır bu hükümet devam
edecek. MGK kararlaruu
birlikte uygulayacağız" de-
diğini anlattı. Bir yurttaşın
"Koalisyona koltuk yüzün-
den devam ediyor" demesı
üzerine Aktuna,"Vatandaş
benden önce teşhisi ko>-
muş" diye konuştu.
Politikacılann darbeleri
önceden göremediğini sa-
vunan Aktuna, rejimi koru-
mak istediklerini vurgula-
dı.
'Aydın Menderes ile
^ıu görüşteyiz'
Aktuna, RP Genel Baş-
kan Yardımcısı Aydın Men-
deres'e bayramdan önce zi-
yarette bulunduğunu belir-
terek görüşmede karşılıklı
olarak siyasi düşüncelerini
anlattıklannı söyledi. Ak-
tuna, "Baktık ki ikimizin
düşüncesi birbirinden fark-
lı değil. Sayuı Menderes de
bu iktidann devamının
Türkiye'nûı geleceği için
zarariı olduğunu söyledi.
'Askeri müdahaleye yol
açabilir. Bu koalisyonun
devam etmemesi gerekir'
dedi Aynı şeyleri ben de
söylüyonım" diye konuştu.
Aktuna, Menderes'ın ken-
disine, "Biz de bu hareke-
tin içindeyiz. Biz de bir ta-
vır koyacağH" dediğini
kaydetti.
Siyasi partilerde parti içi
demokrasi olmadığını, her-
kesin lidere bağlı olduğunu
ve seçilmek için de liderin
emrinde olmak gerektiğini
dile getiren Aktuna. bu du-
rumu "kapuuıuuğu" olarak
nitelendirdi.
Aktuna. lider sultasının
ortadan kalkması için Siya-
si Partiler Kanunu ile Se-
çim Kanunu'nun değişme-
si gerektiğini savundu. Ge-
nel-başkanlann lider kımlı-
ğine ulaşmalan halinde, bu
sıkıntılann aşılacağını sa-
\-unan Aktuna, şöyle ko-
nuştu: "Liderin etrafında
dalkavuklar toplanmaz.
Halktan gücünü alan insan-
lar olur etrafinda. Ama bi-
zim dediğimiz genel baş-
kanlarda koltuk korkusu
\ar. Yanlanna kimse>i al-
mazlar. Yanlannda önemli
bir adam çıksa onu hemen
yok etmeye çalışırlar. Ken-
dûıe güvenen bir insan, ger-
çek liderse koKuğunu kim-
senin almasından bir en-
disesi olmaz."
G Ü N D E M >aSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
pılan yığın. Stok..."
Istifin eklerı de çok. Istifçi, istifleme, istiflenme...
Bir de deyimi vardır: "Istifini bozmamak..."
Bir kişinin herhangi bir davranışta bulunmasını
gerektirecek olaylar karşısında eski durumunu de-
ğiştirmediği, aldırış etmediği zaman kullanınz...
Ne dersiniz? Bu tanımlar Hacımızla Bacımızı ve
ekıbıni anlatmaya yetiyor mu?
Istifa, tek taraflı bir davranış. Kimi kişiler zaman
zaman zor durumda kalırlar, ama istifa edecek ka-
dar cesaretlı ve onurlu olamazlar...
Istifade ise özellikle ıktidarlar için vazgeçilmez
sözcük. Zaten istifa diyememenin arkasında yatan
da bu durumdur; istifadedir...
Bu pencereden bakınca bugünkü hükümet için
şöyle diyebiliriz:
Istifadan istifadeyi anlayan istifçiler...
Hükümetten hükmetmeye geçelim...
Son Milli Güvenlik Kurulu bir kez daha gösterdi
ki, Türkiye'nın temel rotasını bu kurul çiziyor. Hü-
kümetin tuttuğu direksiyon simidinin bütün bağlan-
tıları kesildi. Hacıyla Bacı eldesimit, "Iktidar biziz"
diyor.
Son MGK bildirisine farklı yaklaşımlar var. An-
cak, "konunun özüne" bakıldığında, 28 şubattan
"daha ağır" olduğunu söyleyebiliriz.
Her iki bildıri de dörder maddeydi. Her ikisinde
de en önemli durum, dördüncü maddeydi.
28 şubat bildirisındeki dördüncü madde şöyle
başlıyordu:
"Toplantıda bılhassa anayasa ve Atatûrk milli-
yetçiliğine bağlı. demokratik, laik ve sosyal hukuk
devleti olarak belirlenen Türkiye Cumhuriyeti dev-
letine karşı çağdışı birkisve altında, zemin oluştur-
maya yönelik rejim aleyhtan faaliyetler gözden ge-
çirilmiş..."
Tümce, uzun uzun sorunun açılımıyla devam edi-
yordu.
26 nisan bildirisındeki dördüncü madde ise şöy-
le başhyor:
"Toplantıda aynca 28 Şubat 1997 tarihli MGK
toplantısında alınan, anayasa ile Atatürk milliyetçi-
liğine bağlı demokratik laik ve sosyal hukuk devle-
ti olarak belirienen Türkiye Cumhuriyeti devletine
karşı, çağdışı bir kisve altında zemin oluşturmaya
yönelik rejim aleyhtan irticai faaliyetlere karşı alın-
ması gereken tedbiriere ilişkin..."
Maddenin devamı bu konularda yapılanların gö-
rüşüldüğünü ve önümüzdeki dönemde yapılacak-
ların planlandığını vurguluyor.
İki maddedeki tanımlamalar birbirine yakın, ama
ikincisine, "/rt/ca"eklendi.
Erbakan'ın da üyesi olduğu MGK'de üzerine gi-
dilmesi gereken temel tehlikenin, irtica olduğu gö-
rüşünde birleşiliyor!
Sözün kısası, 26 nisanın 28 şubattan kalır yanı
yok.
Sekiz şiddetindeki deprem...
Gündemın en yumuşak karnı ıse şüphesiz sekiz
yıllık kesintisiz temel eğitim. Bu konudaki haberier
karmakanşık. Bir başka tanımla, sekiz yıllık eğitim
tam anlamıyla sekiz olmuş durumda.
Dünkü tabloya bakalım...
DYP Genel Sekreteri Nurhan Tekinel'in değer-
lendirmesi şöyle:
"TBMM'de açık oylama olursa beş artı üç mo-
delini savunmak zorunda kalınz. Zira bizim de ta-
banımız var. Kapalı olursa, kesintisize oy veririz."
RP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz da Teki-
nel'den tekin değil:
"Sekiz yıllık kesintisiz eğitim, hükümetten geçse
bile TBMM'den geçmez. Geçmemesi için elimiz-
den geleni yapanz..."
İktidann küçük ortağı, "Kapalı oylarsak şöyleyiz,
açık oylarsakböyleyiz" diyor. Büyük ortağı, "Hükü-
met imzalasa bile Meclis'ten geçirmeyiz" diyor.
Bugün DYP'nin Genel İdare Kurulu toplantısı var.
30'a yakın GİK üyesinin, "aynlalım" demesi bekle-
niyor. Ne çıkar bilinmez, ama her şey bir yana, yu-
kandaki tablo bile iktidar ortaklannın ne kadar çok
yüzlü olduğunu gösteriyor.
Askerler Dışişleri Bakanı Çillerden deşikâyetçi
'Dış politikamız başıboş'
YUSUFÖZKAN
Uygulama süresi 2 ay
I Baştarafı 1. Sayfada
lar atmamaktadır. Bu çerçevede ka-
rarlann uygulanması için beklenecek
süre en fazla 1.5-2 aydır.
- Hükümet üyelerinin MGK toplan-
tısında başka, dışanda başka değer-
lendırmeler yapması, belli bir süre ta-
nımayı gerektirmektedir. Toplantıda
her söylenene nazikçe, "Çok doğru,
yapmalıyız" diyen bir kişinin üzerine
tabıi ki baltayla gidilmez. Ancak, dı-
şan çıkınca durum tamamen değişi-
yorsa o zaman oyunun kuralı da deği-
şıyor demektir.
- 28 şubat kararlan konusunda hü-
kümetin hiçbir ciddi adım atmaması,
kararlılığı etkilemez, değiştirmez. 18
maddelik kararlar dizisinin uygulan-
ması kaçınılmazhğını sürdürmektedir.
- Hükümetin izlediği politika "tu-
zak" ve "aldatına" kokmaktadır. Bu
kabul edılemez. MGK anayasaldır ve
Türkiye'nin temel sorunlanmn çözü-
mü ve ülkenin güvenliği için vardır.
MGK'ye yönelik böyle bir tutum ka-
bul edilemez.
- Bu durumda, kısa süreli bir "Bek-
le gör" politikası izlemek uygundur.
Ancak. bu süre en fazla 1.5-2 aydır.
- DYP içindeki gelişmeler bu süre-
ci etkileyebilir. Ya da genel gidişi de-
ğiştirebilir. Ancak, DYP içindeki ge-
lişmeleri izlemek askerlerin işi değil-
dir.
- Sonuç olarak "sayma" dönemine
girilmiştir. Bundan sonra saymak ge-
rekir.
- Libya lideri Muammer Kadda-
fı'nin Erbakan'la ilgili sözleri, ince-
lenmesi gerekecek bir durumdur.
Libya lideri Muammer Kaddafi. Er-
bakan'ın, kendi komutasındaki Islami
birliğin üyesi olduğunu Türk gazete-
cilerle röportajında açıkladı.
Kaddafi. gazetecinin, "Erbakan'ın
Türki>T
esi'ni nasıl değerlendiriyorsu-
nuz" sorusuna şu yanıtı vermişti:
"Kardeşim Necmettin Erbakan, be-
nim başında bulunduğum l luslarara-
sı Halkçı İslamcı Komutanlık'ın üye-
sidir. Refah iktidara gelmeden önce
NATO, AB ve si>onizm karşırıydı. Re-
fah'uı iktidara gelmesL bizim İslamcı
halkçı cephenin üyesi olan Erbakan'ın
Türkiye gibi önemli bir ülkede başba-
kan olması demekti. Türkiye, Hıristi-
yanlarla ve Yahudilerie olan bağlannı
kopanp gerçek nheliklerine dönecek-
ti. Bu ise Türklerie Araplann bu ba>-
rak altında birleşmesi demekti Ne NA-
TO'ya ne AB've ihtiyaç kalacakn, An-
cak ne yazık ki kardeşim Erbakan, ik-
tidara geldikten sonra tavizler verme-
ye başladı. Bana kalırsa Refah tüm ini-
sKatiİl eleahnah ve hiç Idmseden kork-
mamalıdır."'
ANKARA - MGK toplantısında, Başba-
kan Necmettin Erbakan a yönelen eleştin-
leri yamtlama çabasına girerek "askerlerin
politikanın içinde olduğunu'" ima eden Baş-
bakan Yardımcısı Tansu Çüler, askeri kana-
dın tepkisine yol açtı. Askerler, Çiller'i,
"koltuk hırsı nedeniyle Türkiye'nin yaşam-
sal önem taşıyan dış politik konulannı geri
plana itmekle" suçladılar. Askerler, gelecek
dönemde NATO ve Avrupa Birliği 'nde Tür-
kıye'yi ilgilendiren önemli toplantılar
yapılacağını anımsattılar.
MGK'nin önceki günkü toplantısı ve gün-
demdeki konularla ilgili olarak Cumhuri-
yet'e bılgı veren üst düzey bir askeri kaynak,
Çiller'in "sanki asker politikanın içindey-
mfcj ve kendiside bundan rahatsıznuş gibi bir
tablo çizdiğüıi" belirterek "kendisine, seç-
menedönükdemokrathkgörüntüsü" verdi-
ğini söyledi.
Hükümetin, "yapay gündemlerle" uğraş-
maktan asli görevlerini yerine getiremediği-
ni söyleyen askeri kaynak, Çiller'in "kol-
tuk hırsı ve iç poütikaya yönelik hesaplan"
nedeniyle Türkiye'nin dış politikasını zora
soktuğunu söyledi.
Genelkurmay îkinci Başkanı Orgeneral
Çevik Bir'in de katılımıyla geçen haftalar-
da Fransa'da yapılan Batı Avrupa Birliği
(BAB) Askeri Komıte Toplantısı'nda Tür-
kiye'nin, BAB'ın askeri kanadına tam üye-
liğınin benımsendiğini anımsatan askeri
kaynak, "Türkiye'nin BAB'ın askeri tatbi-
katlanna tam üye olarak kanhnası kararlaş-
nnldL Bu önemli gelişme, Türkive'rıin dış
poGtikasınu) sahipsizüği ve iç politikçekişme
yüzünden yeterince ilgi bulamadı" dedi.
NATO'da ve AB 'de gelecek günlerde Tür-
kiye'yi ilgilendiren önemli toplantılar yapı-
lacağına dikkat çeken kaynak, yann Lük-
semburg'da yapılacak Türkiye-AB Ortakhk
Konseyi'ne de değinerek şunlan söyledi:
"Salı günü çok önemli bir toplann var. Dış
politika ile ilgili konulara. koltuk hırsı yü-
zünden vakit a> ırabildiler mi? AB'ye gjrme
konusunda >eterince hazırlıklan var mı? Ne
gibi bir çalışma yapnlar. Sah günü Lüksem-
burg'a ne götücekîer? Kişisel siyasal hesap-
lar yüzünden Türkiye, dış politikada da
büyük yaralar alıyor"
A. Sami Toker öldü
Haber Merkezi - Türk sanat müziği-
nin tanınmış bestecisi, ses sanatçısı ve
müzik öğretmeni Arif Sami Toker, kalp
ve solunum yetmezlığinden 71 yaşında
İstanbul'daöldü. 1926 yılındadoğan To-
ker, birbuçuk yıl önce geçirdiği kalp kri-
zi ve felcin ardından 165 yaşlınm kaldı-
ğı Balıklı Rum Hastanesi Huzurevi'nde
kalıyordu. Toker, Türk sanat müziğinin
tanınmış sanatçılannın ziyaretine gel-
memesinden de şikâyetçiydi.
"Sevgüim tld Gözüm", "Uzanahm
Göksu'ya", "Sevildin Sanma Coşup Al-
danma", "Ben Derdime Hiç Çare Bula-
mam Saki" gibi şarkılann yaratıcısı To-
ker'in, bini aşkrn bestesi bulunuyor. Şar-
kılan kendıne özgü yorumlamasıyla da
tanınan Toker'ın cenazesı, yann Bakır-
köy Zuhuratbaba Camisı'nde kılınacak
namazdan sonra Topkapı Kozlu Mezar-
lığı'nda toprağa verilecek.