23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 NİSAN 1997 PAZARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI 17 Isanbul Eirne Çnakkale Kcaeli iziır NAnisa Adın Onızli PB PB PB PB AB AB AB AB 14 19 18 17 20 20 19 19 Sinop Samsun Trabzon Gıresun Ankara Konya Eskışehır Sıvas HB Y Y Y PB PB PB Y 14 12 12 12 15 16 14 15 Zcnguldak PB 14 Antalya AB 19 Kars Adana Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkârı Van HB PB Y PB Y Y Y Y 20 19 20 23 20 21 14 15 13 Londra Parıs Roma Yurdun kuzey vedoğu ke- sımler parçalı bulbtlıu, Orta ve Doğu Karadentz, 'Ç Anadolu'nun kuzeydo- ğusu, Doğu Anadolu'nun kuzey ve doğusu ve Gu- neydoğu Anadolunun do- ğusu yagışlı otekı yerler parçalı ve az buiutlu ge- Berlin Y çecek Orta ve Dogu Ka- « t d Y rademz kıyılannda sağa- M m s I e r ' J d " ' ' nak yağmur, dığer yerler- Madrid PB de gokgurultulu ve sağa- o ^ nakyağışşeklınöeolacak, a o ' y d ^ava s caklığı doğu oolge- Brüksel lenmızde Dtraz azalacak Y 17 Y 16 20 18 16 23 Y 17 17 Budapeşte Y 19 Münih Atına Mılano Oslo Helsınki Stockholm Belgrad Vlyana Bonn PB Y PB Y PB Y Y Y 2Ü 24 12 9 10 21 15 17 16 ASYA Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bışkek Tiflis Kahıre PB PB PB Y Y PB Y AB 12 34 28 26 20 28 17 24 Şam PB 20 Parçalı btiuttu Kari! AYDINLANMA EMRE KONGAR Sulukar > Gok gûrültülü C U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK I Baştarafı 1. Sayfada restleşme palavrasına değıniyor. "ikilinin" sadece "çkış yolunda ayn düştüklerini" yazıyorduk. . Biri yasa tasarısı istiyordu, öteki yasa önerisiyle yetınmeyi. Ama ikilinin hedefı bize göre aynı noktada kesi- şivordu: Kesintisiz 8 yılı TBMM'ye verelim. Orada 160 RP askeri, RP'ye yakın BBP'den 6 kahraman, ANAP ile DYP'den gelecek Islamcıl oylaria "8yılın çerkına okumayı" hesaplıyoriardı. Birleştikleri nokta "dosta düşmana, sivile aske- ' re MGK karartan doğrultusunda gerekeni yaptık- ' lan izlenimini vermek" diyorduk. Şaibe -Takkeli de MGK'de bu görüşe katılacak- tı- düzenlemeyi, "sorunu Meclis iradesiyle çöz- mek" diye yüksekte uçan bir tanımlamayla bitiriyor- du. Oyun tuttu. Takkeli son dakika yasa önerisinden - vazgeçti, takıyyecı kımliğinı maske yaparak tasarı- • yi ımzalayacağını bildirdi. MGK'de de ağzından bal damlıyor Takkeli'nin; ' "Burast çağdaş Türkıye. Elbette 8 yıl kesintisiz eği- time karşı değiliz. Böyle uygulanacaktır" diyor. MGK'nin asker kanadı, belki Cumhurbaşkanı şaş- kınlık ıçinde. Vay vay vay diye geçıriyorlar içlerin- den. 8 yılla ilgilı tasannın Bakanlar Kurulu'nda görüşül- dükten sonra Meclis'e gönderileceğini açıklayan Takkeli, tezgâhın can damarını konuşmasının so- - nunda söylüyor: "Buna (8 yıla) elbette ki milli iradenin hâkim ol- duğu Meclisimiz karar verecektir" diyor. TaKiyyecılik, yalancılık, ikiyüzlülükle yoğrulacak bütün gelışmelerin tümü bu kısa cümlenin içinde yatıyor. Amaç ve niyet Takkeli'nin MGK'deki söylediklerinde gerçekten inandırıcı bir içtenlik olsaydı, çağdaş Türkıye karar- lılığını birkaç gün önce harekete geçirebilir, tasarı- yı imzalanması ya da müzakeresi için Bakanlar Ku- rulu'na getirdiğinı açıklayabilirdi. Karakolda doğruları söyleyip mahkemede şaşan benzerleri gibi sözüne inanmak olanaksız. Son adımda takıyye yapmadığını kanıtlayabilmek için MGK'nin önüne bir belge ile çıkabilirdi. Şaibe ile Takkeli bir oyun kuruyorlar. Milli irade- ye bağlılığı tartışılmaz kurumlara karşı "Meclis'ibir koz olarak" kullanmaya hazırlanıyorlar. Ikili MGK'de TBMM'den çıkacak sonuca razıy- mış gibi görünürken aynı saatlerde RP Genel Sek- reteri Asiltürk, çeşit çeşit TV'lerde "160 RP aske- rine ANAP ve hatta DYP'den katılanlann ve BBP'nın tam desteğiyle" tasarıyı reddettirmeye tıazjr olduklarını açıklıyordu. Takkeli, MGK'de öyle söyleyedursun, kamuoyu- .na açık bütün platformlarda RP'nin küçük büyük bütün öğelerı aynı dili kullanıyor. Dikkat edilirse Takkeli sürekli olarak ulusal irade- den özenle söz ediyor. Ne var ki grubunun MGK'de- ^ki sözlerine koşut oy kullanacağını asla söylemiyor. '.- Grubunu bağlayacak ya da yönlendirecek tek cümle kullanmıyor. Bir grup kararıyla kesintisiz 8 yıl temel eğitimi öteki partilerin ışbirliğiyle yasallaştıracağı güvence- sini vermiyor. Nedenini sorarsanız; "Meclis iradesine ipotek koyamayacağım" öne sürecek. Laf! • Hesaplı bir konuşmada "inandıncı teksözcük, tek . cümle" kullanmıyor. Askerlerin içtenlikle ifade ettikleri "çözümyerinin TBMM" olgusunu yakalamış, Şaibe'yle birlikte "ar- tık 'malum korkudan' sıynlarak cesaretlenmiş"', sı- yasal oyunlan tezgâha koyuyorlar. Ne var ki ikilinin cüretkâr planı -Şaibe dışındaki- pek çok DYP'Iİ bakanda önemli bir kuşkudan kay- naklanan büyük bir tedirginliğe yol açıyor. Önce şu soruyu gündeme getiriyoriar. Ikili bu ta- . sanyı Meclis'e göndermekle ne yapmak istiyor? . Sonra yanıtı çok net biçımde veriyorlar: : Tasarının reddini sağlayarak "TBMM ile TSK'yi karşı karşıya getirmek!" Üstelik Takkeli'nin laik cumhuriyeti koruyan ve kollayanTSK'den "fevkalade" rahatsız olduğu, hat- ta şerıat amacına varabilmek için TSK'yi en büyük engel gördüğü ve... TSK'yi "hizaya getirecek fırsat vezemin aradığı" biliniyor. Ola ki eline geçen fırsatı kutlanmak istiyor. Ama TSK de Takkeli'yi tanıyor ve niyetlerini bili- yor. Meclis'te eğitim I Baştarafı 1. Sayfada DYP'nin muhafazakâr ta- banına dikkat çekerek, "TBMM'de 8 yıüa ilgili oy- lanıa açık yapüırsa biz taba- nımızın da tepkilerini dik- kate alarak, kesintisiz mo- dele o>' vermeyiz. 5 artı 3 for- mülünü savunuruz ama ka- pah oylama yapüırsa kesin- . -tisiz 8 yüı savunuruz. Arka- •daşlann büyük böliimü de böyle düşünüyor" dedi. RP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz ise 19. dö- nemde CHP tarafından 8 yıllık kesintisiz eğitımle il- • gili verilen bir önergenın TBMM Plan ve Bütçe Ko- . misyonu'nda kabul edildi- ğine dikkat çekerek. "An- cak biz devreye girdik, o za- ' man da hükümet ortağı olan DYP'lilerle hatta şim- diki grup başkanvekili Meh- met Gözlükaya ile görüşe- rek bunun düzeltilmesini sağladık" dıyerek, TB- MM'dekı sağ oylann kesin- tisiz temel eğıtime karşı çı- kacağı mesajını verdi. •" Başbakan Erbakan. 8 yıl- lık temel eğitim uygulama- suı. "zamanayayma.sulan- dırma" anlamı taşıyan eği- tim reformu paketini imza- lamakla yetinirken. henüz imzaya açılmış bir tasan bulunmadığı bildirildi. RP'li Devlet Bakanı Ab- dullah Gül. böyle bir tasa- nyı kesinlikle imzalamaya- cağını bildirirken. birçok RP'li bakanın da aynı tavrı sergileyece&ine dikkat çe- kildi. Çiller'in düşüncesi Sorunun hukümette çö- zülememesi durumunda Çiller'in bu konuyu DYP önerisi olarak TBMM'ye getirebileceği öğrenildi. TBMM'te 8 yıllık temel eğitimin kaderini belirleye- cek olan sağ partilerin san- dalye dağılımı şöylc RP: 160. DYP: 121. ANAP: 127. BBP:7, DTP: 7. Toplam: 422. Kesintisiz temel eğitimi savunan sol partilerin san- dalye dağılımı da şöyle: DSP: 68. CHP: 49. Top- lam: 117. Parlamentoda bağımsız- lann sayısı 9'u bulurken, 2 üyelik de boş bulunuyor. Bayramı Sonsuzlaştıranlar: Güler, Kayra ve Karakaş Bayramı nasıl geçirdiniz? Siyasetin stresi ile mi? Trafık sıkışıklığı içinde mi? Havanın açmasını mı bekleyerek? Yoksa, aralannda kurban parasını denkleş- tirme sorunu da olan "bayram harcamalan şoku" mu yaşadınız? Saatleriniz el öpme ziyaretleri ile mi geç- ti? Ya da televizyon karşısında mı pinekledi- niz yine? Ben bu bayram, çok uzun bir süredir ha- yalini kurduğum bir lüks yaşadım: Istediğim tür müzik dinleyerek istediğim kitaplan oku- dum. {"Bunun neresi lüks, sen istediğin mü- ziği dinleyip istediğin kitaplan okuyamıyor musun" diye sormayın. Yaklaşık beş yıldır ne istediğim tür müzik dinleyebiliyorum ne de istediğim tür kitap okuyabiliyorum.) Kendimi, efsunlu müzik evreninde, lan An- derson'un büyülü nağmeleri ile edebiyat âleminin baştan çıkancı atmosferine bırak- tım ve tüm sorunlanmı üç büyük yazann si- hirli dünyaları içinde erittim. • • • Güler, Ara Güler. Kayra, Cahit Kayra. Karakaş, Turan Karakaş. Her üçünün de esas mesleği yazarlık de- ğil- Ara Güler, dünya çapında çok ünlü bir fo- toğrafçı. Cahit Kayra, bir maliyeci, bürokrat-polrti- kacı. Turan Karakaş, birhukukçu, politikacı-bü- rokrat. • • • Ara Güler'in kitabının adı, "Babil'den Son- ra da Yaşayacağız." Cahit Kayra'nın kitabının adı "Hoşça Kal Bodrum." Turan Karakaş'ın kitabının adı "Keloğlan Demokrasi Diyannda." Aslında birbirine benzemeyen kitaplar bunlar. Ara Güler'inki, müthiş bir duyarlılığı dışa vuran evrensel öyküler. Bu öyküleri okudu- ğunuzda, o objektiften bakan gözün ardın- daki beyni ve yüreği görüyor, Ara Güler'in bir fotoğraf sanatçısı olarak sımnı anlıyorsunuz. Cahit Kayra'nınki Bodrum yerelinde bir ki- tap. Tüm dünyaya ve insanlara ince bir mi- zahtan süzülmüş, engin birsevgi ile bakıyor. Turan Karakaş'ınki ıse hem bugünkü top- lumumuzu hem de siyasetteki tüm çıkmaz- lan mükemmel biçimde hicveden, üstün bir zekâ ürünü, güzel bir edebiyat eseri. Siyasetten mi sıkıldınız? Bireysel sorunlannızın içinde kaybolduğu- nuzu mu hissediyorsunuz? "Kardeşim, bu ülkedeyaşanmaz" sendro- muna mı yakalandınız? REFAHYOL sizi de mi boğuyor? Ya da "güzellikleri arayan" bir insan mısı- nız? Mutlaka, ama mutlaka, bu üç insanın bu üç kitabını okuyunuz. Adını verdiğim yapıtlar, bu üç kişiden iki- sinin ilk ve tek kitaplan. "İnsan tek kitapla 'yazaf hem de 'büyük yazar' olurmu?" demeyiniz. Lütfen bu kitaplan okuyunuz! O zaman hem dünyanızın değiştiğini du- yumsayacaksınız hem de bana teşekkür ederek hak vereceksiniz. Adını andığım her üç kitap için de, bu ki- tapların yazarlan için de ayn ayn {bir kitapla- rı, bir de kişilikleri için) ıkişer kitap yazılabilir. Ama ben birkaç satırta yetinip gerisini si- zin bu insanları bir yazar olarak keşfetme zevkinıze bırakmak istiyorum. ••• lyi ki onlar var. lyi ki Cumhuriyet var. lyi ki siz varsınız. lyi ki ben bu yazıyı Cumhuriyet'te yazabil- dim. lyi ki siz bu yazıyı Cumhuriyet'te okuyabil- diniz. lyi ki siz, onlann bu kitaplannı da okuya- caksınız. Onlar, siz ve ben, Cumhuriyet aracıhğı ile bir bütün oluşturuyoruz. Öyleyse bir kez daha: lyi ki Cumhuriyet var. Medya notu: Medya mı daha kötü, poli- tikacılar mı? Bu konudaki düşüncelerimi, 5 mayıs pazartesi günü saat 17.00'de Bülent Dikmener Haber Ödülü dolayısıyla Gazete- ciler Cemiyetı Salonu'nda yapacağım ko- nuşmada belirteceğim. Hepinizi beklerim. DYP'de mııhalefet bayrak açü AYŞE SAYTV ANKARA - REFAHYOL ortaklığının bozul- ması için çaba gösteren istifacı bakanlar Yalım Erez ile Yıldınm Aktuna, muhalifleri ortak ha- reket etmek için toparlamaya çalışıyorlar. Erez, "Mücadcleniiz yeni başhyor, tabanla kucaklaş- ük" derken iki eski bakandan rahatsız olan ge- nel merkez yönetimi, "Bu istifalarla Çankaya hükümeti formülü suya düştü n yorumunu yap- tı. DYP'nin bugün toplanacak genel idare kuru- lu (GlK) toplantısında. çok sayıda üyenin hükü- metten çekilme yönünde görüş bildirmesi bek- leniyor. Aktuna ve Erez'in bakanlıktan istifasıyla sar- sılan DYP'de, gözler bugûn yapılacak GtK top- lantısına çevrildı. Oldukça hareketli geçmesi beklenen GlK'te aralannda Ankara Milletveki- li İlhan Aküzüm. Denizli Milletvekili Haluk Vlüftüler. Kayseri Milletvekili OsmanÇUsal'ın da bulunduğu çok sayıda üyenin hükümetten çe- kilme konusunu tartışmaya açmalan bekleni- yor. Muhafazakâr kesimin ise 8 yıllık kesintisiz temel eğitim girişimi nedeniyle Çiller'e yükle- neceği belirtıliyor. Yalım Erez'in başını çektıği parti içi muhale- fet, toplantılarla strateji belirlemeye çalışıyor. Sorulanmızı yanıtlayan Yalım Erez, "Ashnda mücadetemiz yeni başhyor ve devam edecek. Biz bu hareketimizle DYP tabanıyla buluştuk".dc- di. DYP'de çok sayıda milletvekili ve seçmenin RP ile hükümet ortaklığına karşı çıktığını belir- ten Erez, "Ben onlann içinde yalnızca bir kişi- yim. Bu hükünıvtin, bu ülkeye vereceği hiçbir şey yok. Bunu parti tabanı da görüyor. Ben isti- fam nedeniyle tabandan hep olumlu mesajlar al- dım" diye konuştu. Erez, 8 yıllık temel eğitim konusunda tavirla- nnın sorulması üzerine de, "Hükümet sonınu- nu eğitinıe endekslemek yankş olur. 1 ürki\e'de- ki gerginliğin azalnlması. toplumsal uzlaşmanın sağlanması \e rejimin güvence altına aJınması için bu hükümetin mutlaka gitmesi gerekiyor. Biz bunu sağlamak için her türlü girişimdc bu- lunacağız" görüşünü dile getirdi. DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'in muhalif hareketin önünü kes- mek için Kayseri Milletvekili Ayvaz Gökde- mir'e bakanlık önerebileceğine dikkat çekilir- ken Erez ekibinde yer alan Izmir Milletvekili Hasan Denizkurdu. istifalan "zincir harekâtı" olarak değerlendirdi. Aktuna ile Erez'in tabandan gelen talepleri dikkate aldıklannı ve bundan sonra parti içi mu- halefetin daha aktif olacağını kaydeden Deniz- kurdu, "Bu bir halkayı genişletme olayi değiL, bir zincir harekâtıdır. Zincirden bir halka eksilse bile yerine konulacaklar olacaktır" görüşünü dile getırdı. Muhaliflerden İlhan Aküzüm, iki bakanın istifasıyla, muhalefetin "konuşmak" yerine icraata başladığını ileri sürdü. Niyet- lerinin "*bağcı>ıdö> r mekdeğil,üzümyenıek''ol- duğunu söyleyen Aküzüm, "Türkiye, bunalımı çözmek zorunda; bunun için de bizlere büyük görev düşüyor. Bu münferit bir olay değil, des- teği olan bir girişimdir" diye konuştu. Aktuna: RP'lilere inanımyorum tstanbul Haber Servisi - Eski Sağlık Bakanı Yıldı- nm Aktuna, RP'lilerin söz- lerine güvenmedığini ve inanmadığını belirterek "MGK kararlaruu uygula- ma konusunda kesinlikle samimi olmadıklanna, hiç- bir maddesini yaşama ge- çirme konusunda ni\etli ol- madıklanna yüzde yüz kendim gibi eminim" dedi. Aktuna, DYP lıderi Tansu Çiller'in koalisyona "kol- tuk" \üzünden devam etti- ğini de söyledi. Oğlu Öğul Aktuna ile birlikte dün Belgrad Or- manlan'nda yürüyüş yapan eski bakana yurttaşlar sev- gı gösterisinde bulundu. Yüriiyüşten önce gazeteci- lerle sohbet eden Aktuna, Başbakan Necmettin Erba- kan'ın 8 yıllık kesintisiz eğitimi kabul etmesine kar- şın RP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz un "Bunun Meclis'ten geçmemesi için bütün gücümüzle çaba sarf edeceğiz" sözlerini değer- lendirdi. Hükümetten aynl- malannın nedeninin bu ol- duğunu ve RP'li koalisyo- nun Türkiye'ye zarar veitli- ğini söyleyen Aktuna, "RP'lilerin tepedenürnağa hiçbirine inanmıyonım" dedi. Aktuna, RP'nin amacı- nın iktidarda uzun süre kal- mak ve belli hedeflere ula- şabilmek olduğunu söyle- di. Aktuna, RP'lilerin hep- sinin ortak noktalannın "devamh yalan söyiemek" olduğunu savunarak Müs- lümanlıkla yalancılığın na- sıl bağdaştığını da anlaya- madığıru bildirdi. Aktuna, "Sıkıntı bence, eğer Müslümanhk üzerine tartışılıyorsa bir tarafta yüzde99'u Müslümanoian Türk halkı, bir tarafta da bir avuç insan var. Bunlar bir avuç, din sömürüsü ya- pan ve gerçek inançh olma- yan, çıkan için insanlann inançlarmı kullanan insan- lar" dedi. Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'e defalarca koalisyonun ülkeye zarar verdiğini söylediğini açık- layan Aktuna, Çiller'in gö- rüşlerine katıldığmı, ancak "Hayır bu hükümet devam edecek. MGK kararlaruu birlikte uygulayacağız" de- diğini anlattı. Bir yurttaşın "Koalisyona koltuk yüzün- den devam ediyor" demesı üzerine Aktuna,"Vatandaş benden önce teşhisi ko>- muş" diye konuştu. Politikacılann darbeleri önceden göremediğini sa- vunan Aktuna, rejimi koru- mak istediklerini vurgula- dı. 'Aydın Menderes ile ^ıu görüşteyiz' Aktuna, RP Genel Baş- kan Yardımcısı Aydın Men- deres'e bayramdan önce zi- yarette bulunduğunu belir- terek görüşmede karşılıklı olarak siyasi düşüncelerini anlattıklannı söyledi. Ak- tuna, "Baktık ki ikimizin düşüncesi birbirinden fark- lı değil. Sayuı Menderes de bu iktidann devamının Türkiye'nûı geleceği için zarariı olduğunu söyledi. 'Askeri müdahaleye yol açabilir. Bu koalisyonun devam etmemesi gerekir' dedi Aynı şeyleri ben de söylüyonım" diye konuştu. Aktuna, Menderes'ın ken- disine, "Biz de bu hareke- tin içindeyiz. Biz de bir ta- vır koyacağH" dediğini kaydetti. Siyasi partilerde parti içi demokrasi olmadığını, her- kesin lidere bağlı olduğunu ve seçilmek için de liderin emrinde olmak gerektiğini dile getiren Aktuna. bu du- rumu "kapuuıuuğu" olarak nitelendirdi. Aktuna. lider sultasının ortadan kalkması için Siya- si Partiler Kanunu ile Se- çim Kanunu'nun değişme- si gerektiğini savundu. Ge- nel-başkanlann lider kımlı- ğine ulaşmalan halinde, bu sıkıntılann aşılacağını sa- \-unan Aktuna, şöyle ko- nuştu: "Liderin etrafında dalkavuklar toplanmaz. Halktan gücünü alan insan- lar olur etrafinda. Ama bi- zim dediğimiz genel baş- kanlarda koltuk korkusu \ar. Yanlanna kimse>i al- mazlar. Yanlannda önemli bir adam çıksa onu hemen yok etmeye çalışırlar. Ken- dûıe güvenen bir insan, ger- çek liderse koKuğunu kim- senin almasından bir en- disesi olmaz." G Ü N D E M >aSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada pılan yığın. Stok..." Istifin eklerı de çok. Istifçi, istifleme, istiflenme... Bir de deyimi vardır: "Istifini bozmamak..." Bir kişinin herhangi bir davranışta bulunmasını gerektirecek olaylar karşısında eski durumunu de- ğiştirmediği, aldırış etmediği zaman kullanınz... Ne dersiniz? Bu tanımlar Hacımızla Bacımızı ve ekıbıni anlatmaya yetiyor mu? Istifa, tek taraflı bir davranış. Kimi kişiler zaman zaman zor durumda kalırlar, ama istifa edecek ka- dar cesaretlı ve onurlu olamazlar... Istifade ise özellikle ıktidarlar için vazgeçilmez sözcük. Zaten istifa diyememenin arkasında yatan da bu durumdur; istifadedir... Bu pencereden bakınca bugünkü hükümet için şöyle diyebiliriz: Istifadan istifadeyi anlayan istifçiler... Hükümetten hükmetmeye geçelim... Son Milli Güvenlik Kurulu bir kez daha gösterdi ki, Türkiye'nın temel rotasını bu kurul çiziyor. Hü- kümetin tuttuğu direksiyon simidinin bütün bağlan- tıları kesildi. Hacıyla Bacı eldesimit, "Iktidar biziz" diyor. Son MGK bildirisine farklı yaklaşımlar var. An- cak, "konunun özüne" bakıldığında, 28 şubattan "daha ağır" olduğunu söyleyebiliriz. Her iki bildıri de dörder maddeydi. Her ikisinde de en önemli durum, dördüncü maddeydi. 28 şubat bildirisındeki dördüncü madde şöyle başlıyordu: "Toplantıda bılhassa anayasa ve Atatûrk milli- yetçiliğine bağlı. demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olarak belirlenen Türkiye Cumhuriyeti dev- letine karşı çağdışı birkisve altında, zemin oluştur- maya yönelik rejim aleyhtan faaliyetler gözden ge- çirilmiş..." Tümce, uzun uzun sorunun açılımıyla devam edi- yordu. 26 nisan bildirisındeki dördüncü madde ise şöy- le başhyor: "Toplantıda aynca 28 Şubat 1997 tarihli MGK toplantısında alınan, anayasa ile Atatürk milliyetçi- liğine bağlı demokratik laik ve sosyal hukuk devle- ti olarak belirienen Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı, çağdışı bir kisve altında zemin oluşturmaya yönelik rejim aleyhtan irticai faaliyetlere karşı alın- ması gereken tedbiriere ilişkin..." Maddenin devamı bu konularda yapılanların gö- rüşüldüğünü ve önümüzdeki dönemde yapılacak- ların planlandığını vurguluyor. İki maddedeki tanımlamalar birbirine yakın, ama ikincisine, "/rt/ca"eklendi. Erbakan'ın da üyesi olduğu MGK'de üzerine gi- dilmesi gereken temel tehlikenin, irtica olduğu gö- rüşünde birleşiliyor! Sözün kısası, 26 nisanın 28 şubattan kalır yanı yok. Sekiz şiddetindeki deprem... Gündemın en yumuşak karnı ıse şüphesiz sekiz yıllık kesintisiz temel eğitim. Bu konudaki haberier karmakanşık. Bir başka tanımla, sekiz yıllık eğitim tam anlamıyla sekiz olmuş durumda. Dünkü tabloya bakalım... DYP Genel Sekreteri Nurhan Tekinel'in değer- lendirmesi şöyle: "TBMM'de açık oylama olursa beş artı üç mo- delini savunmak zorunda kalınz. Zira bizim de ta- banımız var. Kapalı olursa, kesintisize oy veririz." RP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz da Teki- nel'den tekin değil: "Sekiz yıllık kesintisiz eğitim, hükümetten geçse bile TBMM'den geçmez. Geçmemesi için elimiz- den geleni yapanz..." İktidann küçük ortağı, "Kapalı oylarsak şöyleyiz, açık oylarsakböyleyiz" diyor. Büyük ortağı, "Hükü- met imzalasa bile Meclis'ten geçirmeyiz" diyor. Bugün DYP'nin Genel İdare Kurulu toplantısı var. 30'a yakın GİK üyesinin, "aynlalım" demesi bekle- niyor. Ne çıkar bilinmez, ama her şey bir yana, yu- kandaki tablo bile iktidar ortaklannın ne kadar çok yüzlü olduğunu gösteriyor. Askerler Dışişleri Bakanı Çillerden deşikâyetçi 'Dış politikamız başıboş' YUSUFÖZKAN Uygulama süresi 2 ay I Baştarafı 1. Sayfada lar atmamaktadır. Bu çerçevede ka- rarlann uygulanması için beklenecek süre en fazla 1.5-2 aydır. - Hükümet üyelerinin MGK toplan- tısında başka, dışanda başka değer- lendırmeler yapması, belli bir süre ta- nımayı gerektirmektedir. Toplantıda her söylenene nazikçe, "Çok doğru, yapmalıyız" diyen bir kişinin üzerine tabıi ki baltayla gidilmez. Ancak, dı- şan çıkınca durum tamamen değişi- yorsa o zaman oyunun kuralı da deği- şıyor demektir. - 28 şubat kararlan konusunda hü- kümetin hiçbir ciddi adım atmaması, kararlılığı etkilemez, değiştirmez. 18 maddelik kararlar dizisinin uygulan- ması kaçınılmazhğını sürdürmektedir. - Hükümetin izlediği politika "tu- zak" ve "aldatına" kokmaktadır. Bu kabul edılemez. MGK anayasaldır ve Türkiye'nin temel sorunlanmn çözü- mü ve ülkenin güvenliği için vardır. MGK'ye yönelik böyle bir tutum ka- bul edilemez. - Bu durumda, kısa süreli bir "Bek- le gör" politikası izlemek uygundur. Ancak. bu süre en fazla 1.5-2 aydır. - DYP içindeki gelişmeler bu süre- ci etkileyebilir. Ya da genel gidişi de- ğiştirebilir. Ancak, DYP içindeki ge- lişmeleri izlemek askerlerin işi değil- dir. - Sonuç olarak "sayma" dönemine girilmiştir. Bundan sonra saymak ge- rekir. - Libya lideri Muammer Kadda- fı'nin Erbakan'la ilgili sözleri, ince- lenmesi gerekecek bir durumdur. Libya lideri Muammer Kaddafi. Er- bakan'ın, kendi komutasındaki Islami birliğin üyesi olduğunu Türk gazete- cilerle röportajında açıkladı. Kaddafi. gazetecinin, "Erbakan'ın Türki>T esi'ni nasıl değerlendiriyorsu- nuz" sorusuna şu yanıtı vermişti: "Kardeşim Necmettin Erbakan, be- nim başında bulunduğum l luslarara- sı Halkçı İslamcı Komutanlık'ın üye- sidir. Refah iktidara gelmeden önce NATO, AB ve si>onizm karşırıydı. Re- fah'uı iktidara gelmesL bizim İslamcı halkçı cephenin üyesi olan Erbakan'ın Türkiye gibi önemli bir ülkede başba- kan olması demekti. Türkiye, Hıristi- yanlarla ve Yahudilerie olan bağlannı kopanp gerçek nheliklerine dönecek- ti. Bu ise Türklerie Araplann bu ba>- rak altında birleşmesi demekti Ne NA- TO'ya ne AB've ihtiyaç kalacakn, An- cak ne yazık ki kardeşim Erbakan, ik- tidara geldikten sonra tavizler verme- ye başladı. Bana kalırsa Refah tüm ini- sKatiİl eleahnah ve hiç Idmseden kork- mamalıdır."' ANKARA - MGK toplantısında, Başba- kan Necmettin Erbakan a yönelen eleştin- leri yamtlama çabasına girerek "askerlerin politikanın içinde olduğunu'" ima eden Baş- bakan Yardımcısı Tansu Çüler, askeri kana- dın tepkisine yol açtı. Askerler, Çiller'i, "koltuk hırsı nedeniyle Türkiye'nin yaşam- sal önem taşıyan dış politik konulannı geri plana itmekle" suçladılar. Askerler, gelecek dönemde NATO ve Avrupa Birliği 'nde Tür- kıye'yi ilgilendiren önemli toplantılar yapılacağını anımsattılar. MGK'nin önceki günkü toplantısı ve gün- demdeki konularla ilgili olarak Cumhuri- yet'e bılgı veren üst düzey bir askeri kaynak, Çiller'in "sanki asker politikanın içindey- mfcj ve kendiside bundan rahatsıznuş gibi bir tablo çizdiğüıi" belirterek "kendisine, seç- menedönükdemokrathkgörüntüsü" verdi- ğini söyledi. Hükümetin, "yapay gündemlerle" uğraş- maktan asli görevlerini yerine getiremediği- ni söyleyen askeri kaynak, Çiller'in "kol- tuk hırsı ve iç poütikaya yönelik hesaplan" nedeniyle Türkiye'nin dış politikasını zora soktuğunu söyledi. Genelkurmay îkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir'in de katılımıyla geçen haftalar- da Fransa'da yapılan Batı Avrupa Birliği (BAB) Askeri Komıte Toplantısı'nda Tür- kiye'nin, BAB'ın askeri kanadına tam üye- liğınin benımsendiğini anımsatan askeri kaynak, "Türkiye'nin BAB'ın askeri tatbi- katlanna tam üye olarak kanhnası kararlaş- nnldL Bu önemli gelişme, Türkive'rıin dış poGtikasınu) sahipsizüği ve iç politikçekişme yüzünden yeterince ilgi bulamadı" dedi. NATO'da ve AB 'de gelecek günlerde Tür- kiye'yi ilgilendiren önemli toplantılar yapı- lacağına dikkat çeken kaynak, yann Lük- semburg'da yapılacak Türkiye-AB Ortakhk Konseyi'ne de değinerek şunlan söyledi: "Salı günü çok önemli bir toplann var. Dış politika ile ilgili konulara. koltuk hırsı yü- zünden vakit a> ırabildiler mi? AB'ye gjrme konusunda >eterince hazırlıklan var mı? Ne gibi bir çalışma yapnlar. Sah günü Lüksem- burg'a ne götücekîer? Kişisel siyasal hesap- lar yüzünden Türkiye, dış politikada da büyük yaralar alıyor" A. Sami Toker öldü Haber Merkezi - Türk sanat müziği- nin tanınmış bestecisi, ses sanatçısı ve müzik öğretmeni Arif Sami Toker, kalp ve solunum yetmezlığinden 71 yaşında İstanbul'daöldü. 1926 yılındadoğan To- ker, birbuçuk yıl önce geçirdiği kalp kri- zi ve felcin ardından 165 yaşlınm kaldı- ğı Balıklı Rum Hastanesi Huzurevi'nde kalıyordu. Toker, Türk sanat müziğinin tanınmış sanatçılannın ziyaretine gel- memesinden de şikâyetçiydi. "Sevgüim tld Gözüm", "Uzanahm Göksu'ya", "Sevildin Sanma Coşup Al- danma", "Ben Derdime Hiç Çare Bula- mam Saki" gibi şarkılann yaratıcısı To- ker'in, bini aşkrn bestesi bulunuyor. Şar- kılan kendıne özgü yorumlamasıyla da tanınan Toker'ın cenazesı, yann Bakır- köy Zuhuratbaba Camisı'nde kılınacak namazdan sonra Topkapı Kozlu Mezar- lığı'nda toprağa verilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle