03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 NİSAN 1997 CUMA 4 HABERLER Komutanlann, YAŞ toplantısından önce MGK kararlannın uygulanmasından emin olmak istedikleri belirtildi 'Ordıı takvmri ağustosa ayark'• Ordudanmesaj: Komutanlann, Yüksek Askeri Şûra'nın orduda terfi ve emeklilik kararlannı değerlendireceği ağustos toplantısından önce 18 maddenin aynen uygulanıp uygulanmadığından emin olmak istediklerine dikkat çekildi. Bir DYP yöneticisi, "Kara, hava, deniz vejandarma komutanlan, kararlann yaşama geçirilmesini güvence altına almadan çekip gitmemekte kararhlar" diye konuştu. HÜLYAKARABAĞU ANKARA - RP'nin. Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararlanna karşı gerilimi tırmandırmasından rahatsız olan DYP yöneticileri de, "hükümetin uzatmalan oynadığı" görüşünü dile getirmekten kaçınmadılar. DYP Başkanlık Divanı'ndan bir yetkili, askeri kesımden aldıklan mesajı değerlendirirken "Emeklilikleri gelen kuvvet komutanlan, ağustos şûrasuıdan önce karariann yaşama geçirilmesini güvence alüna almadan gitmeyecekler'" dedi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan EkincL 8 yıllık kesintisiz eğitimi öngören tasannın bir-iki gün içinde hükûmette ele almmaması durumunda REFAHYOL'un geleceğı konusunda yetkili lcurullann toplanacağını bildirdi. 1998 yılı sonbahar ya da bahar aylanna yönelik olarak seçim hesaplan yapan DYP yönetimi. Genel Başkan Tansu Çiller başkanlığında kurulacak bir seçim hükümeti gündeme getirmeye çalışıyor. Çiller'in kurmaylanndan Hasan Ekinci, hükümet ortağı RP'nin 8 yıllık kesintisiz eğitim konusunda tavnnı ortaya koyma aşamasında olduğunu belirterek "Tasan hükümete gelmezse DVP'ninyetkilikurullan toplanır. Koalisyonun geleceği konusunda karar alınır" dedi. Hükümetin çeşitli gerekçelerle yürümemesi durumunda REFAHYOL'un seçim karan alacağını vurgulayan Ekinci, "Ancak, o zamaıı Sayuı Çiller'in başkankğuıda bir seçim hükümeti kurulur" dıye konuştu. DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gölhan da, DYP ve RP'nin kendi tabanının değil, 65 milyonun hükümeti olduğuna dikkat çekerek "54. nasıl kurulduysa 55. hükümet de öyle kurulur. 8 yılhk eğhimde imza atüırsa sorun olmaz. Gereğinj yapmazlarsa Vleclis gereğinj yapar. Seçim de bunun sonucu olur" değerlendirmesini yaptı. Gölhan, dün öğleden sonra Başbakan Necmettin Erbakan'la görüştü. Gölhan,. gazetecilere Erbakan'la birçok konuyu görüştüklerini belirterek "Krizyok" dedi. 'İnanmadan gitmeyecekler'' Yüksek Asken Şûra'nın orduda terfi ve emeklilik kararlannı değerlendireceği ağustos toplantısından önce, kuvvet komutanlannm MGK'de hükümet ortaklannca da imza altına altnan 18 ilkenin aynen uygulanıp uygulanmadığından emin olmak istediklerine dikkat çekildi. DYP'li bir yetkili, "Kara, hava, deniz ve jandarma komutanlan. kararlann yaşama geçirilmesini güvence altına almadan gitmemekte karariılar" diye konuştu. Orduda emir-komuta zincirinin bugüne kadar hiçbir biçimde bozulmadığına dikkat çeken aynı yetkili, "Komutanlanmız da kendi görüşleri çerçevesinde askeri hazuiamışür ve asla arkalaruida kötü bir izlenim bırakmak istemezler. Çünkii. kendilerinin işbaşında oiduğu dönemde bu karaıiar aJınmısür. tnanmadan avnlmadar" görüşünü dile getirdi. DSP Cenel Baskanı Ecevit 'RP zehirli tohumlar ekti' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, TBMM'nin 77. yıldönümü nedeniyle düzenlenen özel oturumda RP'yi hedef alan uyanlan nedeniyle yoğun kutlama mesajlan aldı. Toplantıda gerginliğin artmasından sonra TBMM Başkanı Mustafa Kaiemii'nin yaptığı uyanlar üzerine konuşmasını kısaltan Ecevit, hazırladığı metnin okumadıği bölümlerinde RP'nin savunduğu çok hukuklu düzenin ülkeyi "PKK bötücülüğünden çok daha tehlikeli bir bölünme sfirecine götüreceğine' 1 dikkat çekti. Başbakan Necmettin Erbakan ve RP'lilerin tepkilerine karşın "nzUti olarak engellenmediği sürece konuşma hakianı kullanacagını" belirterek konuşmasım sürdüren Ecevit'in bu tavn nedeniyle DSP Genel Merkezi'ne ve TBMM'deki makamına gelen kutlama mesajlan nedeniyle faks ve telefonlann kilitlendiği belirtildi. DSP Grup Başkanvekili Hüsamettin Özkan, Ecevit konuşmasım bilirir bitirmez DSP grubuna faks ve telefonlar yağdığını belirtirken, gerilime Ecevit'in değil RP'lilerin yol açtığını söyledi. 'RP'nin de artık gûcû yetmiyor' Özkan, Erbakan "ın tepki göstermesi üzerine RP milletvekillerinin harekete geçtiğini kaydetti. ıoyıtr.:gHBsörflettkı Özkan, Eoevh'm konuşmasım =»o ,.JJR.Pîliterintepkilerinedeniyledegil,<- Kaiemii'nin ısrarian üzerine kısalttığını söyledi. Ecevit. hazırladığı konuşma metninin okumadığı bölümlerinde şu noktalara dikkat çekti: "Refah Partisi toplanOlannda Sayuı Başbakan 'mücahit Erbakan' sloganryia, İşte ordu işte komutarT sloganıyla karşdanıvor. Bunlan önlemeye arük Refah Partisi yönetiminin de gücü yetmiyor. RP'nin ydlardır kafalara ektiği zehirli tohumlann filizieri, özeüikle bu parti hükümet başuıa geçtiğmden beri her gün her yandanfişkınyor.RP bir yandan da çok hukuklu düzen istiyor. Bu istek uygulaıursa ne olacak? Laikliği benimseyenlerie reddcdcnk'rin, Sünnilerle AJevüerin, her mezhep veva tarikatuı ve değişik etnik gruplann ayn ayn hukuk düzenleri olacak. Böylece Türkiye PKK bölücülüğünden çok daha tehlikeK bir bölünme sürecine girecek." DSP lideri, metnin bir bölümünde de "Başta Sayuı Erbakan olmak üzere RP, bu kışkırtıcdığı baz» dost devledere karşı da vapryor. Örneğin Tunus'un, Cezayir'in, Mısır'ın, Palrîstan'm rejim düşmaru hatta terörist gruplanyla yakın ihşki kuruyor. O yüzden bu ülkelerin Türkiye'ye kuşkuyia bakmalanna neden otayor" görüşüne yer verdi. RP Genel Başkan Yardımcısı Ahroet Tekdal, parlamcntoda düzenledıği basın toplantısında, Ecevit'i TBMM özel oturumundaki konuşmasuıdan dolayı "ktşkD-tmacıukta" suçladı. Ecevit'in hırçın tavnnın kışısel sorunlanndan kaynaklandığım öne süren Tekdal, CHP lideri Deniz Baykal'ı da eleştirdi. Tekdal. "Bu hale neden olanlar sonuçlanna kaoanırlar. Çanşmalar hem sistemi, hem de sistemin içindeki berkesi yaralar. Yanhş yapan faturasını öder" dedi. Anayasa Mahkemesi'nin 35. kuruluş yıldönümünde rejim tartışması Ozden: Cıımhııriyetteıı yanayız ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahke- mesi Başkanı YektaGüngör Ozden, Anayasa Mahkeme- si'nin bağımsız ve yansız ol- duğunu belirterek "Tek bir konuda yanlıyız. Türkiye Cumhuriyeti'nden yanayız. Türkiye Cumhuriyeti'nin niteliklerinden yanayız. Bu da bir siyasi yandaşlık değil- dir"dedı. Özden, "Düşünce ve inanç özgüıiüğünün gü- vencesi olan laiklik kurumu- nu tüm ilkellik, bağnazlık ve aymazük çabalanna karşın özenle korumalıyız. İnanç sömürüsüneyargıyıaraçkü- dığunızda, adalete şeriatın götgesini düşürdüğümüzde ayaktadurmamızotanakse- dır" diye konuştu. Anayasa Mahkemesi'nin 35. kuruluş yıldönümü re- jim tartışmalan arasında kutlanıyor. Yıldönümü ne- deniyle Anayasa Mahkeme- si'nde bugün düzenlenecek törene mahkeme üyeleri ve yüksek yargı organlannm temsilcilerinin yanı sırj Cumhurbaşkanı Süleyman Demirelde katılacak. Yıldö- nümü nedeniyle dün Anıt- kabir'i ziyaret eden yüksek mahkeme heyeti, Ata- türk'ün manevı huzurunda saygı duruşunda bulunarak mozoleye çelenk koydu. Öz- den, Misak-ı Milli Kule- sı'ndeki Anıtkabir özel def- terine şunlan yazdı: "Çağdaş hukuk dcvleti- ninensagüklıgüvencesiolan anayasa yargısının özgün ku- rumu bağımsız ve yansız mahkememizin yann (bu- Anayasa Mahkemesi Başkanı Ozden, "İnanç sömürüsüne yargıyı araç kıkuğunızda, adalete şeriatın gölgesini düşürdüğümüzde ayakta durmamız olanaksızdır" dedi. gün) kutiayacagımız 35. ku- ruluş yıldönümü nedeniyle yüce kaündayız. 23 Nisan" 1920'de TB- MM'yi açarak ulusal ege- mcnlikleeylemli biçimde>a- şanıa geçirdiğinizve 29 Ekim 1923'te adını koyduğunuz kutsal yapıyı sonsuza degin bağımsız yaşatmak için de- mokrat laik, sosyal ve hu- kuksal niteliklerini birbirin- den ayırmadan ödünsüz ve içtenlikli çabalarımızı sürdü- rüyoruz. Usu ve bilimi öncü sayarak uygarhk yanşında güç veren, özümsediğimiz il- keJerinizi savunuyor ve ko- ruyoruz. Bize herkes hiç du- raksamadan güvenebilir. Türkiyemizin tüm değer- lerinin simgesi olan, Türki- yemizle özdeşleşerek ku- rumlaşan büyük Atatürkü- müze yürekten hağhhğımm yineleyerek, kişisel ve ku- nımsal engin saygüanmızı sunuyoruz." Anayasa Mahkemesi'nin bugünkü kuruluş töreninde Cumhurbaşkanı Demirel'in, bir konuşma yaparak Türki- ye'nin gündemıni ışgal eden konularda önemli açıklama- lar yapması bekleniyor. Anayasa Mahkemesi Başka- nı Yekta Güngür Özden, ANKA' ya yaptığı açıklama- da, 20 sayfayı bulabilecek konuşmasında özellıkle şe- riat tehlikesine dikkat çeke- ceğıni bildirdi. Paşadan da sert.. Özden. Başbakan Erba- kan'a sert çıkışıyla günde- mi belirleyen Erzurum Jan- darma Bölge Komutanı Tuğgeneral Osman Öz- bek'in konuşmasım nasıl değerlendirdığine ilişkm so- ruya. "'Benim tek tek konu- larla ilgili göniş açıklamam doğnı değiL Özbek Paşa'nni konuşması, Emniyet Genel Müdürü tartışması gibi tek tek olaylann detavına gir- mek yerine genel değerlen- dirmeleryapmam daha doğ- rudur. Ancak ben zamahı ve yeri geldiginde Özbek Pa- şa'dan daha sert açıklama- larvapüm" karşılığım verdi. Özden, Ankara Barosu dergisinin 54. yayın yıJı ne- deniyle yönelttiği sorulara verdiği yanıtlardâ da yargı- ya güvensizliğin ve saygı- sızhğın, hukuku, amaçlan- na engel sayan kişilerin tutu- mundan kaynaklandığım belirrti. Özden seçilmiş-atanmış aynmlan ve laik'anti-laik gi- bi nitelemelerle toplumu bölmekten kaçuıılmasım is- tedi. Şevket Kazan, Bucak ve Ağar dosyalannın TBMM'ye gönderileceğini söyledi 'Ferfekelerildgün içindegideeek' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanı Şevket Kazan. Başbakanlık'ta 2 aydan fazla süredir tutulan DYP milletvekilleri hakkmdaki fezlekelerin bir-iki gün içinde TBMM Başkanlığı'na gönderileceğini söyledi. TBMM Başkanı Mustafa Kalemli, Başbakan Erbakan'a gönderdiği mektupta, Susurluk kazasının ardından haklannda fezleke hazırlanan DYP millervekillen Mehmet Ağar ve Sedat Bucak hakkında işlem yapılabilmesı için. bu evraklann Meclis Başkanlığı'na sunulması gerektiğine dikkat çekti. TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu raporunun eki olarak elinde bulunan fezleke fotokopileri ile işlem yapılamayacağını kaydeden Kalemli, hukuki prosedürün yerine getirilmesi için Başbakanlık'ın bu fezlekeleri kendisine iletmesi gerektiğine dikkat çekti. Fezlekeleri, DYP'ye koz olarak kullanmak için 2 aydan fazla süredir rutruğu iddia edilen Erbakan, Kalemli'ye henüz bir yanıt vermedi. Kazan ise dün yaptığı açıklamada, fezlekelerin iki gün içinde TBMM Başkanlığı'na gönderileceğini söyledi. Kazan, son incelemeyi Başbakanlık Hukuk Müşavirliği'nin yaptığını belirterek, fezlekelerle ilgili 9 ayn dosya bulunduğunu belirtti. Kazan. Başbakanlık Müsteşan Kadri Keskinin hacca gitmeden önce Başbakanlık"taki incelemenin tamamlandığını söylediğini bildirdi. UZ YAZIIORHAN BtRGtT Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 23 Nisan birleşimleri, uzun bir süreden beri, ulusal egemenliğin erdemini ve devletin temel ilkelerini vurgulayan "özelgündem '1i toplantılara aynlryor- du;. Ülkenin içine girmekte oiduğu rejim bunalımı nedeniyle, önceki günkü bir- leşim, ilk kez törensel boyutlarından çıkartıldı ve haftalardır, sadece bir medya konusu olarak kamuoyunda konuşulan "sorun", kuruluşun 77. yıl- dönümü gününde Meclisimizin tuta- naklarına geçirildi. Ünlü, "Kral çıplakmış" öyküsünü ilk kez Bülent Ecevit'ten dinlemiştim. On sekizinci CHP Kurultayı'nda, kür- süden lideriiğini üstlendiği sola açıl- ma eyleminin stardını veren ve ken- disinin genel sekreteriiğini başlatacak uzun konuşmasım yapıyordu. Ülkenin birinde, halkın gerçekleri söylemesin- den tedirgin olan kralın, kendisini giy- dirmek için görevlendirdiği iki terzi genç eli ile düştüğü oyunun içinde, çı- nlçıplak sokaklarda yürürken çevre- sindekilerin "Ne güzelgiyinmiş" söz- lerini yalanlayan çocuğun "Krala ba- kın, kral çıplak" diye haykırdığını söy- lüyordu. Birtoplumdan gerçekleri giz- lemenin somut ömeği olarak anlatan öyküyü de konuşmasına oturtarak iz- Şu 'Gazete Dedikodulan!' leyicilerin ilgisini sürdürmeyi amaçlı- yordu. Ecevit, önceki gün de DSP Ge- nel Başkanı olarak "Refah Partisi'nin devlete karşı savaş açtığını" söyledi veömeklersıraladı. Bülent Ecevit, Millet Meclisi'nin ha- len görev başında olan en eski üyesi. 1957 seçimleri ile girdiği partamento- da, 1980 sonrası zorunlu bir ara veriş dışında bulunmuş, aktif bir siyaset adamı olarak bu savaşın onanlması güç bir rejim bunalımına dönüşme- mesi için, Refah Partisi'nin hükümet sorumluluğunu bırakmasını öneriyor- du, Önerinin, Refah Partilileri nasıl kız- dırdığını ve adeta çılgına çevirdiğini televizyonlardan milyonlarca insan iz- ledi. Erbakan, kürsüye tükürüyor- du. Ve Oğuzhan Asittürk, Ecevit'i kı- namak amacıyla söz alarak "bir ta- kım gazete dedikodulannı, Meclis kürsüsüne taşıyarak, Refah Partisi'ni suçlamaya kalkışmak"tan bahsetti. Dünkü "Islamcı" basın da, "Ak- şam" gazetesi de DSP liderinin hü- cumlanna karşı, iktidarda uzatmalan oynayan Refah Partisi için Asiltürk'ün savunma dayanağı yaptığı "birtakım gazete dedikodulan" sözlerinin etki- si altındaydılar. DSP Genel Başkanı, hangi ömekleri vererek Refah Parti- si'nin, devlete karşı savaşının haberi- ni vermişti? • Erbakan'ın özel güvenlik biriminin Başbakanlık koruma görevlileri ile kavga etmesi mi, asılsız bir haber ola- rak medyada yer almıştı da, Ecevit bunu gazete dedikodusu olarak Mec- lis kürsüsüne getirmişti? • Refah Partisi'nin, istiklal Marşı'nı kadın sesinden dinlemek istememe- si haberi, salt bir gazete dedikodusu mu idi, yoksa Devlet Su Işleri Genel Müdürlüğü ile ilgili törene Başbakan ile birtikte gelen özel güvenlikçi, tören sorumlusuna "Hocamız kadınlann yer aldığı korodan İstiklal Marşı din- lemekten hoşlanmıyor, bunu çalın" diye kaset mi uzatmıştı? •Amasya ve Erzurum kent merkez- leri dahil, en az sekiz yerde "Bir Hak Savaşı" adlı tiyatro oyunu, Milli Genç- lik Vakfı amblemli sahnelerde oynan- mamış mıydı? Oyunda işlenen asıl konu ve verilmek istenilen mesaj ney- di? •Sincan gecesi hangi amaçla dü- zenlenmişti ve neler söylenmişti? •Çanakkale Zaferi için düzenlenen Refah toplantısında "yeşilpop" gru- bunun kalaşnikoflu çarşaflı kadınlara yaptığı çağn neyin nesiydi? ••• Refah Partisi Genel Sekreteri Oğuzhan Asiltürk, bunların gerçek- ten birer gazete dedikodusu olduğu- nu söylemek istiyorsa, Erbakan'ı çı- nlçıplak sokaklarda dolaştığı halde, "Âman kralımız ne de güzel elbiseler giymiş" diye gerçeği gizlemeye çalı- şan sokak dalkavuklanna benzediği- ni, hiç mi hiç fark etmiyor demektir. Aslında Refah Partisi'nin içerisine düştüğü ikilem gözler önündedir. Bu parti, "iki ileri, bir geri adım" stratejisi ile kendi yolunu, devletin ro- tası haline getirmeye çabalıyor. Bu çaba fark edildiği zaman, durarak ge- ri adım atıyor ve "uzlaşma" söylem- lerini gündeme getiriyor. O zaman da kendi yandaşlannın yaptığı gibi, "bfr ceremeyeceksen iktidardan çekil" uyanlan ile karşı karşıya kalmanın fa- turası önüne konuyor. Dün, "YeniŞafak"we "Türkiye"ga- zetelerinde bunun ömekleri vardı. ••• Bence Ecevit, önceki günkü parla- mento konuşması ile asla ortamı da- ha sertleştirme yöntemini gündeme getirmek istemiyor. Tam tersi, o ko- nuşmada saydığı ömekleri, sızlanma konusu yapan askerterin, "Su işe si- vil güçler çözüm bulsun" yolunda haftalardır sürdürdükleri önerilere sa- hip çıkıyor ve sorunun çözümünü, çö- züm yeri olan Türtoye Büyük Millet Meclisi'ne taşımaya çalışıyor. Erbakan, bu konuşmayı dinlerken kızıp çevresine tükürükler saçacağı- na, sağduyu sahiplerinin uyan sesle- rine kulak vermelidir. Önceki gün parlamentodan televiz- yonlar aracılığı ile bütün bir ülkeye yansıyan o görüntüler, başta lider ol- mak üzere Refahlı milletvekillerinin büyük çoğunluğunun nasıl bir sinir bunalımı içinde olduğunu gösterdi. Böyle bir bunalım ile iktidar görevi- ni sürdürmek kendi sağlıklarını dü- şünmeseler bile, devletin sağlığını tehlıkeye sokmak üzeredir. Erbakan ve arkadaşlan, bir an ön- ce uzun bir rehabilitasyon süreci için, "sine-i ümmet "lerine dönmelidir. BIRBAKIMA SERVER TANİLLİ Mane, Tekel, Fares Tarihe meraklıysanız, Asur'un yıkılışının arkasın- dan Med Imparatorluğu ile Ikinci Babil Imparator- luğu'nun kurulduğunu bilirsiniz. Kaldelilerin eseri olan bu ikıncisi, bir altmış yıl kadar sürse de, Ba- bil'in son ama belki de en görkemli dönemini tem- sil eder. Yönetimden fikir etkinliklerine değin, bu parlaklık kendini gösterir. Kalde sülalesinin sonun- cusu olan Nabonidus çok şeyler yapar, ama bu arada nüfuzlu rahipleri de kızdınr. Onlar da, hü- kümdarlarını bir yabancı kralla değiştimneyi düşü- nürler ve Med imparatorluğu'nun başındaki Pers'li Kyrus'u uygun bulurlar. Kyrus, yaman bir adam- dır; daha önce, Batı Anadolu'nun -o zenginliği dil- lere destan- Lidya Kralı Kresus'u yenerek kendini göstermiştir. Bu kez Babil üzerine yürür ve surtann dışındaki savaşlardan sonra kentin kapılan açılır. Öyle derler: O sırada Nabonidus'un oğlu ve ve- liaht olan Prens Baltazar, sık sık tertiplediği gece âlemlerinden birinde bulunuyordu. Bir elin, duva- ra, ateşten harflerle şu gizemli sözleri yazdığını deh- şetle görür: Mane, Tekel, Fares! Sarayda hiç kim- senin okuyamadığı bu sözlerin ne anlama geldiği- ni çözmesi için, Peygamber Danyal huzura çağn- lır. Ona göre, "sayıldı, tartıldı, bölündü" anlamına gelen sözler var olan düzenle ilgilidir ve yorumu da şudur: "Tann, senin saltanat günlerini sayıp sona erdirdi; terazide tartıldın hafif geldin; ülken bölü- nerek Med'lere ve Pers'lere verilecek." Dediği de olur: O gece Baltazar öldürülür. Nabonidus esir edilir, Ikinci Babil Imparatorluğu yıkılıp parçalanır. Bir şeylerin kaçınılmaz bir sona gelip dayandığı görüldüğünde, bugün de söylenir bu sözler. Mane, Tekel, Fares: Gayri gitti gider, demek. Ölümcül hastanın imamla papazı birbirine kanş- tırması gibi, iflah olmayacak bir durum... • Türkiye'ye baktığınızda nasıl yorumlayacaksınız bunu? Sonuna gelmiş bir şeyler var, ama ne? Demokrasi, toplumda bütün düşüncelerin siya- set arenasına çıkıp çatışması. Içlerinde elbet ileri- cisi gericisi, devrımcısi tutucusu da olacak. Nere- yesokacaksınız RP'yi? Tutucu, yani "muhafazakâr' diyebilir misiniz? Nasıl dryebilirsiniz ki, elde tutup sürdürmek de ne, adamlar düpedüz Cumhuriyet'i ve onu ayakta tutan ilke ve kurumlan yıkmanın kav- gasını yapıyorlar. Batı'nın muhafazakâr Hıristiyan demokratına bakıp bunlar da bizim Müslüman de- mokratlarımız diyorsak, bir düştür gördüğümüz. Yok öyle bir nesne ortada! Oysa Cumhuriyet ve ilkelerinde uzlaşmış olma- lıydık. O "asgari"y\ elde tutarak, daha ileri bir top- lumun temellerini atmak mümkün. Ama olmamış- tır. Çağını tanıyamamak, olmayacak şeyler üzerin- de inat etmek, düpedüz körlük, işleri buraya getir- miştir. Şimdi oklar yaydan çıkmıştır: Mane, tekel, fares! Koskoca parlamentoda bir parti sapıp çağın dı- şına düşmüşse, ötekı partilerin rejimi kurtarma adı- na duruma el koyup Cumhuriyet'e sahip çıkmala- n gerekir değil mi? Ne gezer! Merke? sağdan biri düpedüz yardak- çı, ötekisi kişiliksiz, sosyal demokratlan birbiriyle dt- dişir halde; muhalefet olarak, havanda su dövülü- yor. Dahası, açıkça söylensin ya da söylenmesin, gözler ordudan gelecek bir hareketin kurtancılığı- na çevrilmiş halde. ilkesizlik, vurdumduymazlık, acz ve meskenet... Böyle bir parlamentoya saygı duyulabilir mi? Düpedüz ondaki aymazlık ve ayvazlık, yollan tı- kamış, işleri bugünkü çıkmaza getirip sokmuştur. Bu durum elbette böyle gidemez. Şimdi oklar yay- dan çıkmıştır: Mane, tekel, fares! Ne var ki, insanı kötümserlikten sıyınp diri tutan başka gelişmeler var toplumda. Sivil güçler, şu son aylarda, gizil olarak sahip olduklan bir büyük yön- lendirişin farkına varmışlardır. Önde gelen kentle- rin çerçevesinde de kalsa, bu yığınlan harekete ge- çiren ne bir partidir, ne de belli bir örgüt. Peki nedir? Cumhuriyetseverlik, demokrasiye sahip çıkma! Bitmedi: Daha insanca bir toplum özlemi! Türkiye'yi bugünkü çıkmazdan çekip kurtaracak olan işte bu uyanış, bu bilinç, bu kararlılıktır. Ülke- dekı cılkı çıkmış siyasal kadrolara, onlann çıkarla- nndan çok daha değerli şeyler bulunduğunu hatır- latacak, hatta köhnemişliklerini suratlanna vurup onlan saf dışı edecek olan budur; bu "isyan ve ıs- rar" bilincidir. Demokrasimizde yeni bir gelişmedir bu. Önünü açık tutalım onun, yardımcısı olalım. Oklar gerçekten yaydan çıkmıştır: Mane, tekel, fares! MHP'de aday enf lasyonu Ramiz Ongun da liderliğe aday ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Genel Başkanlığı için resmi aday sayısı 7'ye yükseldı. Eski Olkü Ocaklan Başkanı Ramiz Ongun da adaylığmı açıkladı. MHP Genel Başkan Vekili Tuğrul Türkeş, Muharrem Şemsek, İbrahim ÇiftçL Zekeriya Değer, Mete Başer ve Devlet Bahçeu'nin ardından 7. aday dün çıktı. MHP Genel Merkezi 'nde düzenlediği basın toplantısında, Türk siyasi yaşamında çığır açmakta kararlı olduğunu belirten Ongun, MHP'nin siyasi misyonunda düşünce ve mücadele çizgisinin "haflza"sına sahip olduğunu kaydetti. Ongun, Türkiye'yi içinde bulunduğu çıkmaza sürükleyen, iç ve dış şer odaklaruun oyunlanm bozacağma" ınandığı ıçın aday olduğunu söyledi. Eski Genel Başkan Alparslan Türkeş'le hiçbir dönemde ayn düşmediklerini öne süren Ongun, MHP Genel Başkanlığı'na seçilmesi durumunda ANAP'la birlikte • • hareket edeceği değerlendirmelerinin anımsatılması üzerine, "MHP'nin hiçbir partiyle ortak hareket • etmeye ihtiyacı yok. Aksine diğer partüerin gözü MHP'nin üzerinde" dedi. Türkiye'deki bütün < mılliyetçileri partisinde' birleştirmeyi amaçladığını belirten Ramiz Ongun, aday sayısının çok olmasıhın partiye zarar verip vermeyeceği sorusunu, ' "Biz, istişare yapıyoruz. Sosyal demokratlar olsa, köşe başlannda ağlariar, dövüşürlerdL Onlann tcrbiyesi ile bizim '. terbiyemiz farklı" diye yanıtladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle