Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 NİSAN 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Örtülü ödenek
Savcı:
Parsadan
Çiller'i
dolandırdı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Dışışleri Bakanı
Tansu Çiüer'i, başbakanhğı
döneminde 5.5 milyar dolan-
dırdığ,mı söyleyen Selçuk
Parsadan \e arkadaşlannın
yargılandığı mahkemenin
savcısı, Çiller'in dolandınl-
dığım kabul etti.
Ankara 9. Ceza Mahkeme-
si'nde görülen davanın dünkü
duruşmasına sanıklar katıl-
mazken avukatlar hazır bu-
lundu. Duruşmada dosyanın
esası hakkında görüşü soru-
lan Savcı Kadri Söğüdüoğhı.
sanıklann Parsadan öncülü-
ğünde, hiçbır ticari ve sosyal
etkinliği bulunmayan 2 ayn
ışyerini ırtibat bürosu olarak
kullandıklannı söyledi. Par-
sadan'ın 2 Kasım 1995'te
emekli Orgeneral NecdetÖz-
torun kimliği altında Başba-
kanlığı arayarak, "Atatürkçü
bir oluşum" içın yardım iste-
mınde bulunduğu ve bu iste-
min kabul edildiğini kayde-
den Söğütlüoğlu, Parsa-
dan'ın, Çiller'in Özel Kalem
Müdürü Akın İstanbulluyla
bağlantı kurarak 5 milyar 500
milyon lirayı sanıklardan
MukadderBalkan aracıhğıy-
la aldığını vurguladı. Söğüt-
lüoğlu. Parsadan ile kardeşi
Hüseyin Cahit Parsadan'ın
"bir kanıu kurum ve kurulu-
şunu araç olarak kullanmak
suretiyle diğer bir kamu ku-
rum ve kunıluşunu dolandır-
dtklan" gerekçesiyle 6'şar
yıldan 10'ar yıla kadar hapis
cezalanyla cezalandınlmala-
nnı istedi. Savcı, sanıklardan
Mukadder Balkan hakkında
suça iştirak ettiği gerekçesiy-
le 3 yıldan 5 yıla kadar hapis
cezası, sanık Ali Yiğitoğlu
hakkında da beraat karan v e-
rilmesini istedi.
Duruşmada söz alan sanık
avukatlanndan Levent Yur-
dakul, müdahil hazine avuka-
tının, önceki celselerde örtü-
lü ödenekten samklara 5.5
.milyar lıraödenip ödenmedi-
" ğini Başbakanlık tan soraca-
ğını belirttiğı haJde böyle bir
belgenm dosyaya ibraz edil-
mediğini belirterek, konunun
Başbakanlık'tan sorulmasını
istedi. Bu istem. mahkeme
heyeti tarafindan kabul edil-
medi.
Mahkeme, savunma için
avukatlara süre verilmesini
kararlaştırarak duruşmayı er-
teledi.
Taburcu edildi
Manken
Ş.A.'nın
durumu iyi
İstanbul Haber Servisi -
GATA Haydarpaşa Hastane-
si Nöroşirürji Bölümü Baş-
kanı Tabip Albay Prof. Dr.
Korkut Alkan'ın kadın has-
talara cinsel tacizde bulun-
duğu yolundaki iddialan or-
taya çıkarmak amacıyla Söz
Fato'daprogramı için "konu
mankenliği'' yapan ve önce-
ki akşam intihara kalkışan
Ş.A. dün gizlice taburcu
edildi.
Beşiktaş Fulya Cadde-
si'ndeki evinde 30 tablet
"Speh/um" hapı içerek inti-
hara kalkışan Ş.A., Şişli Et-
fal Hastanesi'ndeki ilk teda-
visinin ardından yakınlan ve
Eran Tapan tarafindan Al-
man Hastanesi'ne kaldınl-
mıştı. Hastane yetkilileri, ha-
yati tehlikeyi atlatan
Ş.A.'nın bilincinin açık ol-
duğunu kaydettiler. Bu ara-
da Ş.A.. dün akşam saatle-
rinde yattığı Alman Hasta-
nesi'nden gizlice taburcu
edildi.
Ş.A. bir süre önce Eran
Tapan'ın manken nişanlısı-
na tacizde bulunduğu öne
sürülen Dr. Korkut Alkan'ı
gizli kamerayla göriintüle-
mış. konu günlerce kamu-
oyunda tartışılmıştı. Ş.A.,
Kanal D'de programın ya-
yımlanmasından önce ken-
disine vaat edilen parayı ala-
madığı gerekçesiyle Show
TV'de Reha Muhtar'a, taci-
ze kendisinin neden olduğu-
nu anlatmıştı. Söz Fato'da
programının yapımcısı Fat-
ma Girik ise genç kız hak-
kında "iftira ve gerçeğe ayto-
n davranmak suretiyle tdşi-
lik haklaruıa saldın" iddi-
asıyla suç duyurusunda bu-
lunmuştu. Yakınlan ise
Ş.A.'nın televizyonda ve ba-
sında yer almasının ardından
büyük bir sıkıntı içine girdi-
ğini anlatmışlardı.
Eğitimciler ve kitle örgütlerinden ilköğretimde Arapça ve Kuran okutulmasına tepki
'Seçmeli ders bir aldatmaca'İstanbul Haber Servisi - 8 yıllık temel
eğitime geçilmesi çalışmalannı yürüten
DYP'li Milli Eğitim Bakanı Mehmet
Sağiam'ın, ilköğretim okullanna seçmeli
Kuran ve Arapça dersi konulacagı
yönündeki açıklaması tepkilere neden
oldu. Eğitimciler, bilim adamlan ve
demokratik kitle örgütleri uygulamayı,
laik ve çağdaş eğitime karşı bir tuzak
olarak değerlendirdiler.
Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) Başkanı
Gülseven Yaşar, çocuklann, yaşadığı
çağa uygun bir eğitim almalan
gerektiğini belirterek "Üköğretiın
çağındaki çocuklara Arapça
ezberietilerek bir yere varuamaz.
Çocuklann özgür, çağdaş ve aydmlanmacı
yetişmesini istemeyenler, özgür
düşünceyle yetişmeven çocuğun çok kolay
köle olacağuu biliyor \e bu nedenle gerici
eğitime yönetiyortar" diye konuştu.
Eğitim-Sen Eğitim Sekreteri Cemal Ünlü
de ilköğretimin seçmeli Kuran ve Arapça
dersleri ile sulandınlmasına kesinlikle
karşı olduklanru belirterek bunun bir
• Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Rafat Okçabol
ilköğretimde Kuran ve Arapça dersi verilmesinin eğitsel değil, siyasi
kaygılardan kaynaklandığını belirtti. Eğit-Der Genel Başkaru Mustafa
Gazalcı ise ilköğretime Kuran ve Arapça seçmeli ders konulmasının iki
kanalh eğitimi devlet zoruyla yaptırmak anlamına geldiğini söyledi.
tuzak olduğunu söyledi.
Cemal Ünlü, temel eğitim cağındaki
çocuklar üzerinde psikolojik baskı
uygulanmaya çalışıldığını belirterek
"Çocuklar tartışmava açık, aydmlanmacı
bir eğitim almalıdır. Oysa Kuran üzerinde
tartışma olmaz. Bu baskı yaranr" dedi.
Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi
öğretim üyesi Rrfat Okçabol ise temel
eğitimin dini inançlardan bağımsız
olması gerektiğini, ilköğretimde Kuran
ve Arapça dersi verilmesinin "eğitsel
değfl, siyasi kaygüardan" kaynaklandığını
söyledi. Okçabol. "Bu uygulama eğitim
değil, çocuklan küçük yaşta şeriatçı
olmaya yöneltecek bir şartlandırma ve
be>in yıkamadır" diye konuştu.
İstanbul Kadın Kuruluşlan Birliği
Yürütme Kurulu da koalisyon
ortaklannın. 8 yıllık temel eğitim
konusunda uzlaşabilmek için bulduklan
formülden büyük kaygı duyduğunu
bildirdi. 45 kadın kuruluşundan oluşan
birliğin yürütme kurulu adına yapılan
yazılı açıklamada şöyle denildi:
"Seçmeli ders olarak konulacagı söylenen
Arapça ve Kuran dersleri, Rabıta adlı
dinci örgütün öngördüğü uluslararası
stratejilerie örtüştüğü için. uzlaşma
formülü tehlikeli bir adımdır. Rabıta'nın
1976'da Pakistan'da düzenlediği bir
uluslararası kongrede aldığı ve bazı İslam
ülkelerinde uygulatabildiği kararlann
kaygüannuzı haklı çıkardığım düşünüyor,
sorumlu mercileri uyarmayı bir ödev
biliyoruz." CHP Parti Meclisi üyesi ve
Eğit-Der Genel Başkanı Mustafa Gazalcı
da "Seçmeli de bir akiatmacadır. Küçük
yerieşim yerlerinde hiçbir çocuk ve veli
'Kuran, Arapça derslerini seçmiyorum'
diyemez. Üstelik din dersleri de önce
seçmeli, sonra zonınlu olmuştur" diyerek
tepkisini dile getirdi.
tlköğretime Kuran ve Arapça seçmeli
ders konulmasının iki kanallı eğitimi
devlet zoruyla yaptırmak anlamına
geldiğini söyleyen Mustafa Gazalcı,
"Osmanh'nın eğitim anlayışı budur.
Bugfinkü durumdan daha kötü olur"
dedi. Zorunlu eğitimin 8 yıla
çıkanlmasıyla İHL'nin kapatılmasınm
amaçlanmadığını belirten Gazalcı, "İHL
lLse olarak eğramini sürdürecek"
görüşünü dile getirdi. Eski TÜSlAD
Başkanı Halis Komili de 8 yıllık zorunlu
temel eğitimin Türkiye için bir
zorunluluk olduğunu, konunun siyasi
tartışmalardan uzak değerlendirilmesi
gerektiğini belirterek "Tarüşmayı bu
boyuta çekmek, konuyu çok küçütanektir.
Konuya bilimsel yaklaşmak gerekir" dedi.
Telefon dinleme
ÖDPsuç
duyurusunda
bulunamadı
İstanbul Haber Servisi - Ozgüriük ve
Dayanışma Partisi''nin (ÖDP), emniyetin
telefonlan dinlemesinin yasalara a> kın
olduğunu gerekçe göstererek dönemin Emniyet
Genel Müdürü Mehmet Ağar, bu karara izin
veren DGM savcılan Nusret Demiral ve Ülkü
Coşkun hakkında İstanbul DGM'ye yapmak
istediği suç duyumsu sonuçsuz kaldı.
Başsavcımn toplanrıda olması nedeniyle
düekçeyi vereme\en ODP Genel Başkanı Ufuk
Uras, İçişleri Bakanı'nın, faili meçhul
cinayetlere kurban giden liğur Mumcu, Behçet
Cantürk, Ömer Lütfü Topal, Musa Anter,
Tank Ümit, Savas Buldan. Çetin Emeç ve
diğerierinin de telefonlannın dinlenip
dinlenmediği sorusunu yanıtjamasını istedi.
(Fotoğraf: HÜLYATOPCU
ÇAUŞMA BAKANI NECATİ ÇELtK
w
Tkti(Iar baskı altında
9
ANTALYA (Cumhurryet) - Ça-
lışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Necati Çelik, iktidann baskı altın-
da olduğunu ve yargısız infaz yap-
maya zorlandığmı öne sürdü. Çe-
lik, MGK kararlanna herkesin ka-
tıldığını, ancak irticai faaliyetlerle
mücadele edılirken suçsuz insan-
lann rahatsız edilmemesi ve bu ko-
nuda imam-hatiplilerin suçlanma-
ması gerektiği söyledi.
Iş ve Işçi Bulma Kuru-
mu (IBBK) ile Dünya
Bankası Ekonomik Kal-
kınma Enstitüsü tarafin-
dan ortaklaşa düzenlenen
"İstihdam ve Eğitim Fon-
lan Uluslararası Konfe-
ransı"na katılan Necati
Çelik, toplantı sonunda
gazetecilerin sorulannı
yanıtladı. Çelik, RP olarak
8 yıllık eğitimden yana ol-
duklannı ve 2000 yılında
da 11 yıllık temel eğitime
geçilmesini de destek-
ledikrini vurguladı. MGK
kararlannın bazılan hak-
kında referandum yapıl-
masına katılıp katılmadı-
ğı şeklindeki soruya Çelik
şu yanıtı verdi:
"MGK'nin Bakanlar
Kurulu'na bildirdiği ka-
rarlann hemen tümüne
herkes katılır. İrticai faali-
yetleri desteklemek hiç
kimsenin haddi değildir. Kimsenin
böyle bir niyeti ve ey lemi söz konu-
su değildir. Nevar ki irticaifaaliyet-
lerde ûnam-hatiplileri ve diğer in-
sanlan birbirinden ayırmak la-
zun."
Çelik, demokratik sistemin ye-
terince işletilmediğini vurgulaya-
rak, yargı bağımsızlığınm da tar-
tışıldığından yakındı.
TBD YÖNETtM KURULU^NDAN ÇAĞRI
' Siyasete din karışmasın'
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Türk Belediyecilik Derneği
(TBD) yönetim kurulu üyeleri,
heykellere tüküren ya da gazete
büfelerini kald\ran belediyecilik
anlayışma karşı olduklannı belirte-
rek, "Bekdiyelere siyaset, siyasete
din kanstmlmasın" çağnsını yap-
tılar.
TBD'nin dün düzenlediği basın
ÇASOD Ydmaz Güney'i andı
SOD) üyeleri, Yümaz Güney'in doğumgünü nedeniyk dün Emek Sineması önûn-
de bir araya gelerek anma toplanüsı dfizenkdi. EtkinHkte 'Yıbnaz Güne> Yaşı-
jw' yazılı bir bez, balonlar aracıhğryla ÇASOD üyeleri ve sinemaseverierin alkış-
lan eşfiğinde gökv üzüne salındı. ÇASOD Başkanı Nur Sürer, >aptığı açıklamada,
"Ydmaz Güney Türkiye'nin en büvük ovuncusuydu, en büyük sinemacısıvdı, en
bü>ükyazan>dı. Ki ki Türidye'de doğmuş* dedl (Fotoğraf: KADER TüGLA)
toplantısında konuşan TBD Genel
Koordinatörü RaifOktay. yerel yö-
netim anlayışının gelişmesine kat-
kıda bulunmak ve halkı yerel yö-
netimler konusunda bılgilendirme-
yi amaçladıklarını kaydetti. TBD
Yönetim Kurulu üyesi emekli vali
Orhan Pirler, 35 yıldır belediyele-
rin yetkisinin arttınlamadığını be-
lirtti. Yerel idarelerin yetkisinin ge-
nişlememesine neden olarak,
siyasilerin buna inanması,
üst düzey yöneticilerin elle-
rindeki olanaklan devretmek
istememelerini gösteren Pir-
ler, "İmar yetkisinin de bü-
yüksehir belediyelerine veril-
mesi hem çarpık kentleşmeye
hem de siyasi baskıya yol
açar" dedi.
Niğde Belediye Başkanı
A. Oğuz Ozmen de çağdaş
belediyecilik anlayışını iste-
diklerini belirterek, "Heyitel-
lerin yüzüne tüküren bir be-
lediye istemiyoruz. Gazete
büfelerini kaküran >a da Tak-
sim'e cami yapma>a çalışan
bir belediye başkanı istemi-
yoruz. Beİediyeye siyaset, si-
yasete din kanştırümasın"
dedi. TBD'ce hazırlanan
"belediyelerde özkaynak ya-
ranlması ve vergi ıslahr ko-
nusundaki önenlerin yer al-
dığı sonuç bildirgesi, hükü-
met vetkililerine sunulacak.
Budak
'Telefon
dinleyen
şerefsizdir'
ADANA (Cumhuriyet
Güney İDeri Bürosu) -
DtSK Genel Başkanı Rıd-
van Budak, sorunlara par-
lamentoda çözüm getiri-
lemediğini ve ülkenin şe-
riatla darbe arasına sıkış-
tınldığını vurgulayarak
Türkiye'nin kendini aşa-
mayan, kıskanç, üretim-
den uzak siyasetçi tipin-
den kurtulması gerektiği-
ni söyledi.
Telefonlann dinlenme-
sini "edepsizlik" ve "şe-
refsiztik" diye nitelendiren
Budak, "•Başörtüsünü si-
yasete aletedenlerin Allah
belasuu versin" dedi.
Tekstil Işçileri Sendika-
sı tarafindan Adana'da
DSt tesislerinde başlatılan
"bölge yönetici temsilci
eğitim seminerTnın açılı-
şında konuşan DİSK Ge-
nel Başkanı Rıdvart Bu-
dak, kötüleme, karalama
ve eleştiriye oturan siya-
set anlayışı değişmedikçe,
daha halkçı. daha emek-
ten, kitlelerden yana yön-
temler konulmadıkça so-
runlann çözülemeyeceği-
ni belirtti.
Budak, RP'nin yüzde
10 oyu bulunduğunu, al-
dığı diğer yüzde 10 oyun
başka siyasetçilerin çö-
züm getirmemesı yüzün-
den verildiğini kaydede-
rek şöyle konuştu:
"Müslümanbğı kimse
RP'den öğrenmeyecek. Se-
nin ne haddine! Bu vüzde
10'un kıymetini bil. İrticai
düzeni dayatma. Din ve i-
nanç Allah'la kul arasında
otduğu zaman güzeldir.
Başörtüsünü siyasete alet
edenlerin Allah belasuu
versin. Enflasyonu, işsizli-
ği çözemeyeceksin.'"
Telefon dinlemenın de-
mokrasilerde "edepsiztik"'
olduğunu anlatan Rıdvan
Budak, "De\1et adına
edepsizliğe izin vermeye-
ceğiz. Hiç kimse telefoıüa-
n dinletemez. Benün tele-
fonumu dinleyen şerefsiz-
dir. Devleti rayından çıkar-
nuşlar. Bu hükümet bu ÜV-
keve hafıf kalrvor'* dedi.
ÖRÜŞI ÜMİT ZİLELİ
Gazeteler günlerdir yazıyor: "Gözler
Milli Güvenlik Kurulu'nda!.." Manşetler
hep aynı konuyu işliyor "Ortam gergin",
"Askerin sabn taşıyor", "Ankara ısını-
yoti.." Bir "darbe" korkusu ki sormayın
gitsin!.. Peki, niçin bu noktaya gelindi?..
Niçin Türkiye "Ya şenatya darbe" ikile-
mine sürüklenmek isteniyor? Yanrt, 28
şubatta yapılan Milli Güvenlik Kurulu
toplarrtısından sonra bugüne kadar ya-
şanan gelişmelerde yatıyor.
MGK toplantısında alman kararlann
altına keıtıen imza atan Başbakan Erba-
kan bu kararlan, iki hafta sonra yapılan
Bakanlar Kurulu toplantısından dajethı-
zıyla geçirmişti. Yaptığı açıklamalar ise
Erbakan ve Refah Partisi'ni yakından ta-
nıyanlarcatebessümle karşılanmış, saf-
diller arasında ise hayret uyandırmıştı!..
En Atatürkçü onlardı, İBDA-C, Hizbullah
gibi irtica örgütlerine en karşı olan yine
onlardı!..
MGK kararlan harfiyen uygulanacak-
tı, ama kısa, orta ve uzun vadelerde uy-
gulanacaktı!..
Gerçek niyetleri çok çabuk ortaya çık-
tı. Önce partinin ağzı laf yapan mılletve-
kiileri konuşmaya başladı. Hasan Hüse-
yin Ceylan, 'bir toplum nastl provoke
edilir' konulu imtihanı başanyla verdi!
Çanakkale Şehitlerini AnmaGecesi'nde
yaptığı konuşmada söyledikleri ibret bel-
gesi niteliği taşıyordu. Ceylan'a göre,
"Çanakkale Savaşı'nda şehit olan 400
bin kişinin yansı sanklı ve türbanlıydı.
HalkınGücüL
Üsfe/(7c Said-i Nursi 'nin talebeleriydi-
lert.." Aynı gecede Ipek Yolu isimli mü-
zik grubu tarafindan 'çarşaflı bacılan kı-
yam ve cihada' çağıran şarkı da bu ko-
nuşmanın üzerine tüy dikti!.. Hemen er-
tesi gün yapılan "Çanakkale Savaşı'nda
55 bin şehit verildi" açıklaması da Cey-
lan'ı hiç etkilemedi. Mesaj verilmişti. Bu
yolda söylenen yalanlar da, şehitlere ya-
pılan saygısızlık da mübah sayılırdı!... O
dönemlerde Said-i Nursi'ye Ingittere'den
geldiği belirtilen 200 bin altın olayı da
arada kaynadı gitti!..
Refah Partisi'nin ileri gelenleri toplumu
olabildiğince 'saf gördükleri için millet-
vekillerinin konuşmalannın partiye male-
dilemeyeceğini söyleyip işin içinden sıy-
rılma yoluna gittiler. Ama Erbakan'ın
Meclis grubundayaptığı konuşmaen saf
vatandaşın biletüylerini ürpertecek nite-
likteydi. Erbakan, konuşmasında toplu-
mu ikiye bölüyor, "dinine bağlı, şehitliği
bilen, ı'nanan insanlar" tanımını yapıyor,
kendilerinden olmayanı dışlıyor, adeta
ülkeyi bir din kavgasına sürükleyecek
düşmanlıktohumlannı ekiyordu. Grubun
basına kapalı bölümünde de imam ha-
tip okullarının orta bölümlerini kapattır-
mayacağını söylüyordu. Nitekim birkaç
gün sonra Genel Sekreter Oğuzhan
Asiltürk akıllara durgunluk veren bir
açıklama yaptı. Erbakan'ın MGK karar-
lannı değil, bu kararlann Bakanlar Kuru-
lu'na gitmesi için hazırlanan belgeyi im-
zaladığını söyledi!.. Asiltürk'ün, Sabah
gazetesinden Fatih Çekirge'yle yaptığı
röportajda söylediği şu sözler de Refah
Partisi'nin tavnnı netleştiriyor. "Irticanın
önlenmesine engel olacakdiye ilim irfan
yuvalannı kapatmak hiç olmaz (...) Biz Is-
lamı yaşanan hayattan sileceğiz derier-
se, Refah Partı's/sonuna kadarmücade-
te eder ve kazanır."
Görüldüğü gibi Refah Partisi, liderleri
ve kurmaylarından başlayarak ortamı
gerginleştirmek için her türiü yolu deni-
yor. Iktidara demokratik yoldan, yani li-
derierinin deyişiyle 'kansız' gelenler, na-
sıl gidecekleri konusunda ipuçlan veri-
yori.. Demokrat olmayı, "demokrasiyi
yok edeceklerini, din devleti kuracakla-
nnı" açık açık ilan etmekten çekinmeyen
demokrasi düşmanlarını desteklemek
zanneden bir kısım medya mensubu ise
inanılmaz bir körlükle gaflet uykusunu
sürdürüyor. Refah Partisi'nin, çağdaşlık
yolunda en temel adım olan 8 yıllık ke-
sintisiz eğitimi abuk subuk formüllerle
sulandırma gayretini bile ciddiye alarak
prim veriyori.. Uzlaşma ve hoşgörü adı-
na ülkeyi çağdışı bir rejime sürüklemek
isteyenlere göz yumuyor!..
Satılık kalemlere gelince... Onlar, yeni
bağlandıkları kapıda, 'Erbakan'ın Kral
Fahd a, Rafsancani 'ye hiç benzemedi-
ğini, hepimiz gibi cumhuriyet kuşağı
üyesi olduğunu, nüfusunun yüzde 987
Müslüman olan Tün<iye'de, siyasete de-
mokrat-Müslüman modelinin oturtul-
ması gerektiğini' hiç utanıp sıkılmadan
yazmaya devam ediyor. Hele bir tanesi
ipin ucunu iyice kaçınp, 'Refah Parti-
si'nin Türkiye'yi Avrvpa Birliği'ne soka-
cak iki partiden biri olduğunu, eğer Re-
fah Partisi iktidardan düşürülürse ger-
çek karanlık günlehn başlayacağını' ilan
etmekten sakınmıyon1
..
Kolkola girmiş bu ittifak, cumhuriyeti
boğma girişimlerini açık açık sürdürür-
ken, karşı çıkan yurtsever aydınlar, na-
muslu kalemler susturulmaya, sindiril-
meye; olmadı, karalanmaya çalışılıyor.
Yapılan uyanlar 'darbeye davefrye'çığlık-
lanyla karşılanıyor. Birtüriü 'ele geçihle-
meyen' ondu ile dindar kesimi karşı kar-
şıya getiımek için senaryolar yazılıyor!..
Ama bir şeyi fena halde gözden kaçın-
yorlar.
Şeriat mı-darbe mi ikilemine mahkûm
edilmek istenen Türk halkı seçimini çok-
tan yaptı. Aydınlanmadan, çağdaşlıktan
yana tavır koydu. Refahlı Asiltürk'ün ağ-
zıyla söylersek, "Biz çağdışı bir rejimi
getireceğiz, Atatürk devnmlerini yaşa-
nan hayattan sileceğiz derlerse, Türk
halkı dişiyle, tımağıyla mücadele eder
ve kazanır!.."
Uğur Mumcu Komisyonu
Yılbaş'la
ilgili iddialar
REFAHYOL'u
telaşlandırdı
• DYP'li Yılbaş'ın adam öldürttüğü
iddialannın tutanaklardan çıkanlması
istemi ANAP ve CHP'li üyelerin itirazı
üzerine reddedildi. CHP'li Eşref Erdem,
Yılbaş hakkında suç duyurusunda
bulunulmasını istedi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - PKK itirafçılan
Murat Demir ve Murat
İpek'in, Van valiliği döne-
minde DYP'li Mahmut Yıl-
baş'ın emriyle 3 kişiyi öl-
dürdükleri yönündeki ifade-
ler iktidar ortakJannı telaş-
landırdı. RP'li Komisyon
Başkanı Ersönmez Yarbay,
PKK itirafçılan Murat De-
mir ve Murat İpek'in, Van
valisi olduğu dönemde
DYP'li Mahmut Yılbaş'ın
emriyle 3 kişiyi öldürdük-
leri yönündeki komisyona
verdikleri ifadeler için "Her
söylenen şeye itibar edeme-
yiz" derken DYP'li üye Ah-
met Bilgiç. söz konusu iddi-
alann tutanaklardan çıkanl-
masını istedi. Ancak ANAP
ve CHP'li üyelerin itirazı
üzerine iddialann tutanak-
lardan çıkanlması reddedil-
di. CHP'li EşrefErdem, iti-
rafçılann ifade tutanaklan-
nın Susurluk Araştırma Ko-
misyonu'na da gönderilme-
si gerektiğini belirtirken,
DYP'li Yılbaş hakkında da
suç duyurusunda bulunul-
masını istedi.
Yarbay, Ipek ve Demir'in
ifade tutanaklannın önceki
gün Cumhuriyet'te yayım-
lanmasının ardından dün
yaptığı açıklamada, bu ifa-
delerin basında yer alması-
nın doğru olmayacağı görü-
şünü savundu. Tutanaklann
komisyondan sızmadığını
birkaç kez vurgulayan Yar-
bay, "Bunlar sadece iddi-
athr. tspaüanmış değildir.
Senarv'olar içi doldumlrna-
dığı sürece doğru değildir''
görüşünü savundu. Gazete-
cilerin, haberlerin 'yorum-
suz ve tutanaklara dayalı'
olarak verildiğini anımsat-
ması üzerine de Yarbay,
"Bu tür haberler basında
yer almamah. Çünkü o ar-
kadaşunız (MahmutYılbaş)
zan altında kalmışûr,düzeit-
mek zor oluyor" diye ko-
nuştu. Ipek ve Demir'in ifa-
delerinin Mumcu cinayeti
ile ilgisi olmadığını belirten
Yarbay, bu konunun TBMM
Susurluk Araştırma Komis-
yonu'nun görev alanına gir-
diğini savundu. Gazetecile-
rin, Susurluk Araştırma Ko-
misyonu'na başvuruda bu-
lunup bulunulmadığı yö-
nündeki bir sorusuna da,
"Tabii komisyonumuz bu
konuda bügi vermistir'' de-
mekle yetındi.
Demir ve İpek'in Yılbaş'ı
suçlayan ifade tutanaklan-
nın basında yer alması
DYP'yi de kanştırdı. DYP
grup başkanvekilleri baş-
kanlığında Yılbaş ve DYP'li
komisyon üyesi Ahmet Bü-
giçtoplanarak durum değer-
lendirmesi yaptılar. Daha
sonra komisyona gelen Bil-
giç, gazetecilerin önünde
RP'li Yarbay'a. Demir ve
İpek'in ifadesine başvuru-
lan toplantıya neden çağnl-
madığını sordu. Bilgiç, bu
kişilerin 'suçlu' olduğunu
ve komisyonun bu kişileri
ihbar etmesi gerekirken
başka bir mekânda ifadele-
rine başvurulmasını doğru
bulmadığmı belirtti. Ahnan
bilgiye göre. Mumcu Ko-
misyonu'nda itirafçılann,
Yılbaş'ın kendılerine adam
öldürrtüğüne ilışkin iddiala-
nnın da yer aldığı ifadelerin
tutanaklardan çıkanlması
istemi tartısma yarattı.
DYP'li üye Bilgiç'in, tuta-
naklann iptaline ilişkin ısra-
nna ANAP ve CHP'li üye-
ler şiddetle karşı çıktı.
CHP'li Eşref Erdem, tuta-
naklann iptalinin söz konu-
su olamayacağını belirte-
rek, "Aksine, itirafçriannce-
tekrfe ilgili kkUalannuı yer
aldığı tutanaklann iptali bir
yana, bunlann Susurluk
Komisyonu'na da verilmesi
gerekryor" dedi. Mumcu cı-
nayetinın soruşturmasına
katılan dönemin emniyetçi-
lenni de dinleyen Komis-
yon, dün aynca değerlendir-
melerinı almak üzere done-
min başbakan ı, Cumhur-
başkanı Süleyman Demi-
rd'den de randevu talep et-
ti.
E\Tnûr'den ttiraf
Cumhuriyet'in ele geçir-
diği tutanaklara göre, MİT
Kontr-Terör Daire Başkam
Mehmet Eymür, Mumcu
Araştırma Komisyonu'na
verdiği ifadede. Türkiye'de
terörün 'sektör' haline gel-
diğini, istihbarat örgütleri
arasında da bundan kazanç
elde edenlenn bulunduğu-
nu söyledi. Eymür. DYP'li
Yılbaş üe birlıkte birçok ki-
şi hakkında suçlamalarda
bulunan itirafçılann Emni-
yet Genel Müdürlüğü İstih-
barat Daire Başkan Yardım-
cısı Hanefi Ava tarafindan
yönlendirildiğini ileri sür-
dü.
TBMM'ye yarın sunulacak
Susurluk raporuna
son nokta konuluyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Muhalefetin mu-
halefet şerhi koymaya hazır-
landığı TBMM Susurluk
Araştırma Komisyonu ra-
porunun yann TBMM Baş-
kanhğı'na verilebileceği
bildirildi.
Yasadışı örgütlenmelerin
sıralandığı raporda, aranan
ya da suçlu kişilerin devlet
kunımlanyla yakın ilişkisi-
ne dikkat çekilerek, 'devlet
içinde çete örgürJenmesi ol-
duğu' saptamasına yer ve-
rildiği bildirildi. Cete örgüt-
lenmesinin 1980 öncesine
dayandığı görüşüne yer ve-
rilen raporda, üstü kapalı
olarak ANAP hükümetleri
döneminin sorumlu tutul-
duğu öğrenildi. Komisyon
raporunda örnek olay ola-
rak da, 8. Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'm başbakanh-
ğı döneminde Isviçre'de ka-
rapara aklayıcılannın katıl-
dığı toplantılara bürokrat ve
bakanlann gönderilmesi
gösterildi.
Komisyon dün yaptığı
toplantıda rapora son biçi-
mini verdi. Bu akşam mat-
baaya gönderilmesi bekle-
nen raporda, Susurluk kaza-
sından sonra İçişleri Bakan-
lığı'ndan istifa etmek zo-
runda kalan DYP Elazığ
Milletvekili Mehmet Ağar
ile Susurluk skandalının
odağına yerleşen isimlerden
DYP Şanhurfa Milletvekili
Sedat Edip Bucak'ın doku-
nulmazhk fezlekelerinin bir
an önce Meclis'e gönderil-
mesi gerektiği görüşüne
yer verildi. Komisyon üye-
lerinin Sedat Bucak hakkın-
da suç duyurusunda bulu-
nulması konusunda hemen
hemen uzlaştıklan, ancak
iktidar milletvekillerinin
Ağar hakkında suç duyuru-
sunda bulunulmasına karşı
çıktıklan bildirildi.
Susurluk kazasının 3 ay-
n konu başlığı altında ince-
lendiği raporda, Abdullah
Çath'nın iş ortağj ve arka-
daşı HalukKırcı-Ömer Lüt-
fü Topal bağlantısına da
dikkat çekildi. Raporda, ko-
misyona verdiği bilgilerle
mahkemede verdiği ifade
çelişen Gaziantep TV'nin
sahibi Mehmet Ali Yaprak
ile Yaprak'ı önce gözaltına
alıp daha sonra serbest bıra-
kan görevliler hakkında suç
duyurusunda bulunulması
gerektiği vurgulandı. Ra-
porda, devlet içindeki çete
örgütlenmelerine 12 Eylül
dönemi de bağlantılandın-
larak, Abdullah Çath'nın
eşi Meral Çath'nın komis-
yona verdiği
U
12 Eylül'den
sonra eşim 1 gecede yurtdı-
şına çıktı" ifadesı örnek o-
lay olarak gösterildi.